son günlerde sürekli link tıklamalı sorular soruyorum, kötü denk geldi. sözlükte bir başlığa link olarak verdim de, bana göründüğü gibi mi görünüyor onu merak ettim.
www.google.com!4m2!3m1!1s0x42dda1e8c72eeeab:0xb0e7bbef8d87b503
(linkin yarısı şey görünüyor ama ben tıkladığım zaman açıldı)
sizde de barnaul'u gösteriyor di mi? zoom nasıl mesela? türkiye'yi, avrupa'yı falan gösteriyor mu? yani barnaul'un dünya üzerindeki konumunu gösteriyor mu bu linke tıkladığınız zaman?
zoom out yaptıkça linkin değiştiğini fark ettim, o yüzden benim gördüğüm şekilde görüyorsunuzdur diye tahmin ediyorum ama merak ettim yine de. emin olmak istiyorum.
teşekkürler.
www.google.com!4m2!3m1!1s0x42dda1e8c72eeeab:0xb0e7bbef8d87b503
(linkin yarısı şey görünüyor ama ben tıkladığım zaman açıldı)
sizde de barnaul'u gösteriyor di mi? zoom nasıl mesela? türkiye'yi, avrupa'yı falan gösteriyor mu? yani barnaul'un dünya üzerindeki konumunu gösteriyor mu bu linke tıkladığınız zaman?
zoom out yaptıkça linkin değiştiğini fark ettim, o yüzden benim gördüğüm şekilde görüyorsunuzdur diye tahmin ediyorum ama merak ettim yine de. emin olmak istiyorum.
teşekkürler.
ya acayip şaşırdım. bazı futbol takımlarının göğüs reklamı olarak azerbaijan, malaysia falan aldığını gördüm ama bizim lalenin finlandiya buz hokeyi takımının omzunda ve reklam panosunda ne işi var? çok ilginç. hoşuma gitti aslında.
kim veriyor bu reklamı? ya da neyin reklamı ki bu? ülke reklamı mı direkt? turizm bakanlığı bütçesinden falan mı karşılanıyor yoksa bir firma mı yapıyor? ayrıca, jokerit'e reklam vermek hangi manyağın aklına gelmiş acaba?
az önce çektim, dediğim gibi jokerit takımının formasında da var bu reklam,
i.imgur.com
turkki yazıyo.
kim veriyor bu reklamı? ya da neyin reklamı ki bu? ülke reklamı mı direkt? turizm bakanlığı bütçesinden falan mı karşılanıyor yoksa bir firma mı yapıyor? ayrıca, jokerit'e reklam vermek hangi manyağın aklına gelmiş acaba?
az önce çektim, dediğim gibi jokerit takımının formasında da var bu reklam,
i.imgur.com

turkki yazıyo.
ya internet yavaşladı, sorun gider diyorum hiçbir şey çıkmıyor normalde sapıtınca sorun gider dediğimde düzelirdi. vpn açıyorum yok, kapatıyorum yok, kafayı yiycem.
tempobet.com
livefootball.ws
downforeveryoneorjustme.com
***
tam ihtiyacım olduğu anda üçü birden mi çöktü bu aptal sitelerin noldu? siz girebiliyor musunuz bunlara?
tempobet.com
livefootball.ws
downforeveryoneorjustme.com
***
tam ihtiyacım olduğu anda üçü birden mi çöktü bu aptal sitelerin noldu? siz girebiliyor musunuz bunlara?
yahu hiçbir yerde yazmıyor. hastanenin sitesinde poliklinikler bölümüne tıkladığımda da hiçbir yere yönlendirilmiyorum. benim doktorumu buraya fırlatmışlar, ona bir görüneyim diyorum. bilen birisi adresini ve nasıl gidilebileceğini, yakınından hangi otobüsün vapurun falan geçtiğini yazabilir mi?
bir de hiç sanmıyorum ama yine sorayım, röntgen odası ya da o tarz bir şey var mı burada? çünkü %90 ihtimalle röntgen isteyecek. hastaneye gidiyoruz "kendi doktoruna git" diyorlar, doktorum da "hastaneye git" derse yakarım orayı.
bir de hiç sanmıyorum ama yine sorayım, röntgen odası ya da o tarz bir şey var mı burada? çünkü %90 ihtimalle röntgen isteyecek. hastaneye gidiyoruz "kendi doktoruna git" diyorlar, doktorum da "hastaneye git" derse yakarım orayı.
hem foley hem de sotloff'u öldürdü bunlar, değil mi? ABD'nin ülke içindeki BAĞZI kesimleri siklemediğini ancak uluslararası arenada vatandaşına çok büyük önem verdiğini biliyoruz. IŞİD'in ABD veya başka birileri tarafından desteklenen, pışpışlanan bir grup olduğu da belli.
benim aklıma şu soru geldi, bir tane kaptanı kaçırıldı diye orduyu harekete geçirip operasyon yapan ABD iki gazetecisinin kafasının kesilmesine nasıl ve neden göz yumdu? bu abiler amariga'nın çıkarları için kurban edilmiş, görmezden gelinmiş insanlar mı? yoksa IŞİD gerçekten ABD'yi iplemeyen, kafasına eseni yapabilen bir örgüt mü? ya da ABD'yle arası iyi olmayanlar tarafından mı destekleniyor örneğin?
benim aklıma şu soru geldi, bir tane kaptanı kaçırıldı diye orduyu harekete geçirip operasyon yapan ABD iki gazetecisinin kafasının kesilmesine nasıl ve neden göz yumdu? bu abiler amariga'nın çıkarları için kurban edilmiş, görmezden gelinmiş insanlar mı? yoksa IŞİD gerçekten ABD'yi iplemeyen, kafasına eseni yapabilen bir örgüt mü? ya da ABD'yle arası iyi olmayanlar tarafından mı destekleniyor örneğin?
bir tanııdığımız bana bir vakıftan söz etti, "buraya başvur" dedi. kendisi mi ayarlayacak, yoksa sadece burs verdiklerini bildiği için mi söyledi bilmiyorum. baktım başvuru formuna, çoook fazla soru sormuşlar.
yalan yanlış bilgi girmek istemiyorum ama burs çıkarsa çok sevineceğim, şu an kazandığım para kurtarmıyor. ben şimdi oraya çalışıyorum yazarsam "zaten parası var bu itin, olmayana verelim" mi derler yoksa gerçekten fakir olduğum izlenimi mi uyanır?
bir yandan "sen zaten para kazanıyorsun, eşek yüküyle kira verip ev arkadaşıyla yaşıyorsun, yurtta beş parasız kalan gariban ne yapsın o zaman?" diyorum ama diğer yandan, "e o da çalışıp kazansın amk bana ne" diyorum.
yani bursa her türlü başvuracağım ama ne bileyim ne yapsam bilemedim ya. dümdüz her şeyi olduğu gibi, gerçek haliyle yazayım mı? işte çalışıyorum, şahane yerde yaşıyorum, lükse düşkün olduğum için param yetmiyor gibi?
yalan yanlış bilgi girmek istemiyorum ama burs çıkarsa çok sevineceğim, şu an kazandığım para kurtarmıyor. ben şimdi oraya çalışıyorum yazarsam "zaten parası var bu itin, olmayana verelim" mi derler yoksa gerçekten fakir olduğum izlenimi mi uyanır?
bir yandan "sen zaten para kazanıyorsun, eşek yüküyle kira verip ev arkadaşıyla yaşıyorsun, yurtta beş parasız kalan gariban ne yapsın o zaman?" diyorum ama diğer yandan, "e o da çalışıp kazansın amk bana ne" diyorum.
yani bursa her türlü başvuracağım ama ne bileyim ne yapsam bilemedim ya. dümdüz her şeyi olduğu gibi, gerçek haliyle yazayım mı? işte çalışıyorum, şahane yerde yaşıyorum, lükse düşkün olduğum için param yetmiyor gibi?
ya sanırım bi' boy küçülmüş. girdiğim her sitede, baktığım her adreste yazılar biraz daha küçük görünüyor. hoşuma gitmedi değil aslında bu şekilde beğendim ama garip geldi. gece kapattığımda böyle değildi. chrome kendi ayarını falan mı değiştirdi acaba yoksa yanlışlıkla ben mi yaptım?
sayfalar zumlu değil bu arada. varsayılan hali bu şekilde. şimdi fark ettim, zumlasam da farklı görünüyor. yani sadece küçülmemiş, aynı zamanda fontların kendisi de değişmiş sanki çogacayip.
sayfalar zumlu değil bu arada. varsayılan hali bu şekilde. şimdi fark ettim, zumlasam da farklı görünüyor. yani sadece küçülmemiş, aynı zamanda fontların kendisi de değişmiş sanki çogacayip.
ya çekiniyorum aslında biraz ama öncelikle şunu söyliyim, bu illet yüzünden ağız ve diş sağlığına herkesten çok dikkat eden, bu konuda aşırı hassas olduğu için insanlara yaklaşma ihtimali bulunan bir ortamda sakızını gargarasını eksik etmeyen, diş ipi kullanıp dişlerini düzenli olarak fırçalayan biriyim hehe. hiç bakmayın öyle pis pis.
çürüklerim vardı. onlardandır dedim. hepsi temizlendi. ama koku, azalsa da hala var. ben kendim anlıyorum yani. sokağa çıkarken sakız taşımaktan, her gün sakız yutmaktan bıktım usandım. milletin içine girmek, korkusuzca ağızlarına hohlamak, iki saat yemek yemeyince "hmm nasıl lan acaba şu an, neyse sakız yuvarliyim" demeden, o iğrenç nane tadını hissetmeden yaşamak istiyorum artık.
nereye görüneyim? dahiliyeye gidip mideye mi baktırayım? kulak burun boğaza gidip bademciklere falan mı baktırayım? kafayı yicem. ben sabah akşam diş fırçalamak yetsin istiyorum. ağzım iyice çöplüğe döndü gargarasıydı sakızıydı osuydu busuydu derken.
çürüklerim vardı. onlardandır dedim. hepsi temizlendi. ama koku, azalsa da hala var. ben kendim anlıyorum yani. sokağa çıkarken sakız taşımaktan, her gün sakız yutmaktan bıktım usandım. milletin içine girmek, korkusuzca ağızlarına hohlamak, iki saat yemek yemeyince "hmm nasıl lan acaba şu an, neyse sakız yuvarliyim" demeden, o iğrenç nane tadını hissetmeden yaşamak istiyorum artık.
nereye görüneyim? dahiliyeye gidip mideye mi baktırayım? kulak burun boğaza gidip bademciklere falan mı baktırayım? kafayı yicem. ben sabah akşam diş fırçalamak yetsin istiyorum. ağzım iyice çöplüğe döndü gargarasıydı sakızıydı osuydu busuydu derken.
(bu soruda spoiler yok ama cevaplar spoiler içerebilir, aman diyim)
sırf o yüzden çok merak ettim, oturdum bu gece oldboy'u izledim. 2003 yapımı güney kore filminden bahsetmiyor musunuz? oh dae su var hani?
filmi çok beğendim tamam da, sonu nasıl ters köşe ya? spoiler uyarısını eklemeyi unutmadan, neyin vurucu ya da ters köşe olduğunu söyleyebilir misiniz? eksik mi izledim yoksa harbi mal mıyım ben, hiçbi filmi anlamıyom amk. en sonundan değil de biraz önceki sahnelerden mi bahsediyosunuz siz? ben sandım ki nutkumuz tutulacak, inanılmaz efsanevi ters köşelik bi şey olucaz, hüngür hüngür ağlıycaz... sinema tarihinin en sağlam ters köşelerinden falan diyodu bi de o soru. en tersi buysa ohoo.
sırf o yüzden çok merak ettim, oturdum bu gece oldboy'u izledim. 2003 yapımı güney kore filminden bahsetmiyor musunuz? oh dae su var hani?
filmi çok beğendim tamam da, sonu nasıl ters köşe ya? spoiler uyarısını eklemeyi unutmadan, neyin vurucu ya da ters köşe olduğunu söyleyebilir misiniz? eksik mi izledim yoksa harbi mal mıyım ben, hiçbi filmi anlamıyom amk. en sonundan değil de biraz önceki sahnelerden mi bahsediyosunuz siz? ben sandım ki nutkumuz tutulacak, inanılmaz efsanevi ters köşelik bi şey olucaz, hüngür hüngür ağlıycaz... sinema tarihinin en sağlam ters köşelerinden falan diyodu bi de o soru. en tersi buysa ohoo.
durduk yere bozuldu, açılmıyor. ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum. serviste sağlamından bi' format çakıp gönderirler muhtemelen. yarası beresi çiziği yok, bir sene civarında kullanılmış bir alet.
kendi şarj aleti bozulduğu için beni yenisini almıştım. bu telefonu şarj aletsiz (veya kendi aldığımla) birlikte, kutusuz olarak satabilir miyim öyle elden verip? satabilirsem, ne kadara satabilirim?
kendi şarj aleti bozulduğu için beni yenisini almıştım. bu telefonu şarj aletsiz (veya kendi aldığımla) birlikte, kutusuz olarak satabilir miyim öyle elden verip? satabilirsem, ne kadara satabilirim?
geçen cep telefonu için dandik, offline oyun istedim ama istediğim gibi hiçbir şey çıkmadı. şimdi online için tekrar soruyorum.
1.5 sene falan goalunited oynamıştım ama çok fazla para istiyorlardı en son, bıraktım o yüzden. ayda 40-50 lira yatırmak gerekiyordu düzgünce oynayabilmek için. ayrıca 2014'te arayüz değişecekti güya hala hiçbir şey yok, boşladılar herhalde iyice.
gerçekçi, saçmasapan bug'larla dolu olmayan, yapılan hamlelerin gerçekten bir şeyleri değiştirebildiği, liglerin 6-7 değil de en azından 12-13 takımdan oluştuğu bir oyun önerebilir misiniz?
ya da siz GU'ya devam ediyor musunuz mesela, o ne durumda? gu'dan iyisine rastlayamadım ama onun kendisine de sevemiyorum işte artık. derdimi skiyim.
1.5 sene falan goalunited oynamıştım ama çok fazla para istiyorlardı en son, bıraktım o yüzden. ayda 40-50 lira yatırmak gerekiyordu düzgünce oynayabilmek için. ayrıca 2014'te arayüz değişecekti güya hala hiçbir şey yok, boşladılar herhalde iyice.
gerçekçi, saçmasapan bug'larla dolu olmayan, yapılan hamlelerin gerçekten bir şeyleri değiştirebildiği, liglerin 6-7 değil de en azından 12-13 takımdan oluştuğu bir oyun önerebilir misiniz?
ya da siz GU'ya devam ediyor musunuz mesela, o ne durumda? gu'dan iyisine rastlayamadım ama onun kendisine de sevemiyorum işte artık. derdimi skiyim.
bu egzersiz çiş tutma kaslarını sıkıp bırakarak yapılıyor, yanlış mıyım? ben o hareketi yaptığımda neredeyse hiçbir şey hissetmiyorum. bunun sebebi kasların zayıf olması mı? bi de bi süre yaptıktan sonra kendimi gıdıklanmış gibi rahatsız hissediyorum. yani nasıl desem sinir bozucu bir his oluşuyor.
normali bu mu? bunun nasıl yapıldığını gerizekalıya anlatır gibi anlatan bir kaynak önerebilir misiniz? devam edeceğimden değil de işte kafaya taktım, çok sinir oldum.
normali bu mu? bunun nasıl yapıldığını gerizekalıya anlatır gibi anlatan bir kaynak önerebilir misiniz? devam edeceğimden değil de işte kafaya taktım, çok sinir oldum.
tempobet 37 sayı handikap açmış. inanılmaz fazla değil mi bu ya? finlandiya 60 yedi, son yıllarda gelişim gösterdiler eyvallah ama finlandiya sonuçta. bizim takım da yaşlandı, yeni zelanda'yı zar zor yendi ama ne bileyim 37 çok değil mi?
1,92 oranı var saldırayım mı ne dersiniz? 40 dakikada 37 sayı fark yenir mi? gerçi bizim hücum iyi değil. 65-70 atsak... 100 yer miyiz ki?
1,92 oranı var saldırayım mı ne dersiniz? 40 dakikada 37 sayı fark yenir mi? gerçi bizim hücum iyi değil. 65-70 atsak... 100 yer miyiz ki?
bilmediğimden soruyorum, neden özellikle erasmuslu istiyorsunuz? 400 lira olan kirayı 300€ olarak almak için mi? yoksa başka bir sebebi var mı?
sorun neyden kaynaklanıyor, bende mi yoksa başkalarında da var mı anlayamıyorum. rica etsem sportube.tv adresine girip, sağ alttaki L'Aquila-Gubbio maçına tıklar mısınız? tıkladığınızda gelen ekranda maç yayını var mı? ne yazıyor, ne oluyor?
bende şu an site o kadar yavaş ki kendim girip tıklayamıyorum bile. yani l'aquila-gubbio yayınını kendim göremiyorum ama olması lazım. siz açabiliyor musunuz? açabiliyorsanız hangi ülkedesiniz veya dns, vpn falan kullanıyor musunuz?
teşekkürler.
bende şu an site o kadar yavaş ki kendim girip tıklayamıyorum bile. yani l'aquila-gubbio yayınını kendim göremiyorum ama olması lazım. siz açabiliyor musunuz? açabiliyorsanız hangi ülkedesiniz veya dns, vpn falan kullanıyor musunuz?
teşekkürler.
4-5 sene önce falan real football vardı. torino'yu, cittadella'yı, empoli'yi falan serie a'ya çıkararak geçirdiydim liseyi. şimdi o güzel oyunların hiçbirini bulamıyorum.
android'de mümkünse online olmayan, fm tarzı güzel bi şey var mı? yani real football ayarında olsa olur, bi telefon oyunu ne kadar iyi olabilirse. bi de sadece istatistik takip edebilsek ya da noktaları görebilsek güzel olur. sahada fıtı fıtı koşan adamlar görmek istemiyorum, o boktan grafikleri görünce menajerlik hislerim ölüyor direkt.
android'de mümkünse online olmayan, fm tarzı güzel bi şey var mı? yani real football ayarında olsa olur, bi telefon oyunu ne kadar iyi olabilirse. bi de sadece istatistik takip edebilsek ya da noktaları görebilsek güzel olur. sahada fıtı fıtı koşan adamlar görmek istemiyorum, o boktan grafikleri görünce menajerlik hislerim ölüyor direkt.
cumhurbaşkanlığı heyecanı falan mı, noluyo? ben son günlerde hiç garip cümleler kurduğunu, bağırıp çağırdığını duymadım. hatta bi kere 70 milyonu kucaklayacağını bile söyledi, hani hiç paralel maralel bi şey demeden.
reisimiz bunadı mı yav noldu bu adama, vallahi çılgın tayyip'i özledik :(
formunu koruyor da ben mi görmüyorum yoksa cidden bi sakinleşti mi bu adam? mesela 30 ağustos'ta da kimse hastalanmadı, kutlamalar yapıldı falan noluyo ya, çok ilginç değil mi bunlar?
reisimiz bunadı mı yav noldu bu adama, vallahi çılgın tayyip'i özledik :(
formunu koruyor da ben mi görmüyorum yoksa cidden bi sakinleşti mi bu adam? mesela 30 ağustos'ta da kimse hastalanmadı, kutlamalar yapıldı falan noluyo ya, çok ilginç değil mi bunlar?
red'e diss atıyodu sanırım, "SELAMÜN ALEYKÜM YİNE BEN GELDİM" diye başlıyordu.
o şarkının adı neydi? google'da böyle aratınca çıkıyor ama kayıtlar kalitesiz genelde. bana şarkının tamamı, asıl hali lazım. gerçek adı, en çok izleneni yani. neydi o?
ciddiyim bu arada, bizim bi ara geyik malzememizdi bu şarkı, yine bi şey için lazım oldu :/
o şarkının adı neydi? google'da böyle aratınca çıkıyor ama kayıtlar kalitesiz genelde. bana şarkının tamamı, asıl hali lazım. gerçek adı, en çok izleneni yani. neydi o?
ciddiyim bu arada, bizim bi ara geyik malzememizdi bu şarkı, yine bi şey için lazım oldu :/
canım acayip FM oynamak istedi. bu akşam ludogorets-steaua maçı var ya o yüzden gaza geldim. balkanlardan, doğu avrupa'dan potansiyelli, taraftarlı bir takım önerebilir misiniz?
bir veya iki takımın domine ettiği liglerden olmazsa sevinirim... yani kızılyıldız, partizan veya dinamo zagreb falan istemiyorum. öyle olunca istersen 10 kupa al, ezeli rakibe kaybedince dağılıyor her şey.
düşmeden önce romanya'da timişoara vardı, cfr cluj var mesela ne biliyim bu ayarda takımlar olabilir mesela. neler olabilir?
bir veya iki takımın domine ettiği liglerden olmazsa sevinirim... yani kızılyıldız, partizan veya dinamo zagreb falan istemiyorum. öyle olunca istersen 10 kupa al, ezeli rakibe kaybedince dağılıyor her şey.
düşmeden önce romanya'da timişoara vardı, cfr cluj var mesela ne biliyim bu ayarda takımlar olabilir mesela. neler olabilir?
ben bunu sürekli düşünüyorum ama gerekli motivasyonu sağlayamıyorum kendime. türkçeye hakim olduğumu, kendi dilimi iyi bildiğimi düşünüyorum. yabancı dil okuduğum için gayet iyi seviyede, hala geliştirdiğim ve eksik olduğunu bildiğim bir ingilizcem var. italyan dili ve edebiyatı okuyorum, kısfmetse 2018'de şakır şakır italyancam da olacak.
ben bunun yanında bir de almanca öğrenmek istiyorum. dile yatkınlığım var. dille uğraşmayı seviyorum. yalnız saydığım dilleri gerçekten öğrenmekten ve bilmekten bahsediyorum. yani öyle bir italyancam olacak ki çatır çatır hiç sektirmeden her konuda konuşabileceğim. televizyon sesi duyunca kulak kabartıp "dur lan ne diyo" dediğimde her kelimeyi anlayabileceğim vesaire.
şimdi bu şekilde ingilizce, almanca, italyanca ve türkçe bilmek bana ne kazandırır "dil"den başka? ne bileyim elimden hiçbir iş gelmese bile ben sırf dil bildiğim için iş yapıp para kazanabilir miyim?
almanca bilmeyi çok istiyorum ama kendim dilci olduğum için, dil öğrenmenin bist du sex demekle olmadığını, sürekli ve yoğun çaba gerektiren çok uzun bir süreç olduğunu biliyorum. o yüzden skimsonik hayallere kapılmak yerine makul, mantıklı, enerjimi boşa tüketmeyecek adımlar atmak istiyorum.
bu yüzden motivasyona ihtiyacım var. ne diyebilirsiniz? ne bileyim çok deli seks yaparsın, oturduğun yerden para kazanırsın, almanya sana vatandaşlık verir, ölümsüzlüğü bulursun gibi... şu gün bana gerekli motivasyonu sağlayın, 2019'da size saydığım dört dilde (türkçe, ingilizce, italyanca, almanca) en az 8 mısralık şiir yazmazsam (hepsi farklı şiirler olacak, çeviri değil) şerefsizim. var mısınız?
ben bunun yanında bir de almanca öğrenmek istiyorum. dile yatkınlığım var. dille uğraşmayı seviyorum. yalnız saydığım dilleri gerçekten öğrenmekten ve bilmekten bahsediyorum. yani öyle bir italyancam olacak ki çatır çatır hiç sektirmeden her konuda konuşabileceğim. televizyon sesi duyunca kulak kabartıp "dur lan ne diyo" dediğimde her kelimeyi anlayabileceğim vesaire.
şimdi bu şekilde ingilizce, almanca, italyanca ve türkçe bilmek bana ne kazandırır "dil"den başka? ne bileyim elimden hiçbir iş gelmese bile ben sırf dil bildiğim için iş yapıp para kazanabilir miyim?
almanca bilmeyi çok istiyorum ama kendim dilci olduğum için, dil öğrenmenin bist du sex demekle olmadığını, sürekli ve yoğun çaba gerektiren çok uzun bir süreç olduğunu biliyorum. o yüzden skimsonik hayallere kapılmak yerine makul, mantıklı, enerjimi boşa tüketmeyecek adımlar atmak istiyorum.
bu yüzden motivasyona ihtiyacım var. ne diyebilirsiniz? ne bileyim çok deli seks yaparsın, oturduğun yerden para kazanırsın, almanya sana vatandaşlık verir, ölümsüzlüğü bulursun gibi... şu gün bana gerekli motivasyonu sağlayın, 2019'da size saydığım dört dilde (türkçe, ingilizce, italyanca, almanca) en az 8 mısralık şiir yazmazsam (hepsi farklı şiirler olacak, çeviri değil) şerefsizim. var mısınız?
her konuda olabilir. yalnız şöyle bir detay var: "yapmam" demenizin sebebi önyargınız değil de, gerçekten yapmak istememeniz olmalı.
şöyle örnekleyeyim, "hiç bamya yememiştim, sevmeyeceğimi düşünüyordum ama yiyince sevdim" derseniz o sayılmıyo. yiyip sevmemiş, sonradan zamanla sevmiş olmanız lazım.
benim bamya yemeği öyle mesela. çocukken nefret ederdim. şimdi et yemekleri dışında en çok bamyayı severim, bol limonlu mis. bi de çin'den ve çinlilerden nefret eder, çok korkardım. skseler beni çin'e götüremezler, yakınından bile geçmem derdim. hala korkuyom aslında ama çin'e gidip görmeyi falan çok istiyorum.
sizde ne var böyle değişen gelişen?
şöyle örnekleyeyim, "hiç bamya yememiştim, sevmeyeceğimi düşünüyordum ama yiyince sevdim" derseniz o sayılmıyo. yiyip sevmemiş, sonradan zamanla sevmiş olmanız lazım.
benim bamya yemeği öyle mesela. çocukken nefret ederdim. şimdi et yemekleri dışında en çok bamyayı severim, bol limonlu mis. bi de çin'den ve çinlilerden nefret eder, çok korkardım. skseler beni çin'e götüremezler, yakınından bile geçmem derdim. hala korkuyom aslında ama çin'e gidip görmeyi falan çok istiyorum.
sizde ne var böyle değişen gelişen?
muhakkak efektlidir bu ama, prag'da yılın herhangi bir zamanı şu kareyi canlı görme şansımız var mı? eğer gerçekten prag'sa, tam olarak neresi oluyor burası? bu vesileyle gezilip görülecek yer listesi hazırlamaya başlayacağım. ülkeyi, şehri bilmem de şu fotoğrafın çekildiği yerden geçmek istiyom.
img-9gag-lol.9cache.com
img-9gag-lol.9cache.com

(uzun olmuş ama okuyun lütfen, cevaba en çok ihtiyaç duyan duyurularımdan biri)
şimdi diyeceksiniz ki olm sen kullandığın hattın kimin adına olduğunu nasıl bilmezsin? şöyle ki, benim babam bir gsm operatörünün bayiini işletiyordu yakın zamana kadar. haliyle tüm telefon işlerini ona itelemiştim. numarayı da uzun zamandır kullanıyorum yani çocukluğumdan beri, hani kendi adına falan almış olabilir zamanında.
peki olay ne? bu herif bana sormadan, telefon faturamı kendisi ödediği için, cihaz almış bu hat/fatura üzerinden. bir kampanya olayıydı sanırım, ben bilmiyorum. yani bir cihaz satın alıyor ve aldığı cihazın parası taksit taksit benim faturaya yansıyor. bu yüzden normalde 20 küsür lira olan faturam aylardır 180 lira geliyor.
yakın zamana kadar problem yoktu çünkü bu faturayı o ödüyordu hep. ancak şimdi o dükkandan ayrıldı (dükkan kendisinindi ama devretti, kendisi orayı işletmeye devam etti ama sonra sktir ettiler) ve benim telefonum bugün dış aramalara kapandı.
***
şimdi birincisi, ben bu hat benim üzerime mi ve bu parayı ödemem gereken ben miyim, bunu nasıl öğreneceğim? operatör avea. onları mı arayayım ne yapayım? ikincisi, ben bu cihaz işi için hiç imza falan atmadım. haberim bile yok. "benim olayla alakam yok, parasını ben ödemem" deme şansım var mı dava falan açıp?
"insan babasına dava açar mı" demeyin, ben buna açarım. millete yaptığı yetmedi, şimdi bizi de sikmeye niyetlenmiş demek ki. ne yapayım ben şimdi bu herife bir akıl verin, çok sinirliyim.
son olarak, "faturanı öderken ses etmiyodun ödemeyince niye saldırıyon" da demeyin rica ediyorum. ben nasılsa faturayı ödüyor diye ses etmedim işte, bildiği ettiği bi iş varsa yapsın, "sana güvenmiyorum benim hattımla iş yapma!" dersem kalbi kırılır dedim. ama güvenende kabahat aq daha aylarca 170 lira faturası gelecek bunun.
şimdi diyeceksiniz ki olm sen kullandığın hattın kimin adına olduğunu nasıl bilmezsin? şöyle ki, benim babam bir gsm operatörünün bayiini işletiyordu yakın zamana kadar. haliyle tüm telefon işlerini ona itelemiştim. numarayı da uzun zamandır kullanıyorum yani çocukluğumdan beri, hani kendi adına falan almış olabilir zamanında.
peki olay ne? bu herif bana sormadan, telefon faturamı kendisi ödediği için, cihaz almış bu hat/fatura üzerinden. bir kampanya olayıydı sanırım, ben bilmiyorum. yani bir cihaz satın alıyor ve aldığı cihazın parası taksit taksit benim faturaya yansıyor. bu yüzden normalde 20 küsür lira olan faturam aylardır 180 lira geliyor.
yakın zamana kadar problem yoktu çünkü bu faturayı o ödüyordu hep. ancak şimdi o dükkandan ayrıldı (dükkan kendisinindi ama devretti, kendisi orayı işletmeye devam etti ama sonra sktir ettiler) ve benim telefonum bugün dış aramalara kapandı.
***
şimdi birincisi, ben bu hat benim üzerime mi ve bu parayı ödemem gereken ben miyim, bunu nasıl öğreneceğim? operatör avea. onları mı arayayım ne yapayım? ikincisi, ben bu cihaz işi için hiç imza falan atmadım. haberim bile yok. "benim olayla alakam yok, parasını ben ödemem" deme şansım var mı dava falan açıp?
"insan babasına dava açar mı" demeyin, ben buna açarım. millete yaptığı yetmedi, şimdi bizi de sikmeye niyetlenmiş demek ki. ne yapayım ben şimdi bu herife bir akıl verin, çok sinirliyim.
son olarak, "faturanı öderken ses etmiyodun ödemeyince niye saldırıyon" da demeyin rica ediyorum. ben nasılsa faturayı ödüyor diye ses etmedim işte, bildiği ettiği bi iş varsa yapsın, "sana güvenmiyorum benim hattımla iş yapma!" dersem kalbi kırılır dedim. ama güvenende kabahat aq daha aylarca 170 lira faturası gelecek bunun.
günaydın bahisseverler,
ben bu asya handikap olayını çözdüm de hala anlayamadığım bir nokta var... bu akşam celta vigo'nun galibiyetine 1,83 vermiş mesela tempobet. ama asya -0.5'tan oynarsak oran 1,75'e düşüyor. gelgelelim, MS 1 ve asya -0.5 bahisleri arasında hiçbir fark yok.
celta kazanırsa ikisi de tutuyor. celta berabere kalır veya kaybederse ikisi de yatıyor. herhangi bir şekilde para iadesi falan da yok. yani celta maçı kazanırsa -0.5 bahsi de, MS 1 bahsi de gelmiş olacak.
neden böyle? fark nedir? çeyrekliklerde yarı kayıp/kazanç durumu oluyor ama yarımda ne var ki böyle?
ben bu asya handikap olayını çözdüm de hala anlayamadığım bir nokta var... bu akşam celta vigo'nun galibiyetine 1,83 vermiş mesela tempobet. ama asya -0.5'tan oynarsak oran 1,75'e düşüyor. gelgelelim, MS 1 ve asya -0.5 bahisleri arasında hiçbir fark yok.
celta kazanırsa ikisi de tutuyor. celta berabere kalır veya kaybederse ikisi de yatıyor. herhangi bir şekilde para iadesi falan da yok. yani celta maçı kazanırsa -0.5 bahsi de, MS 1 bahsi de gelmiş olacak.
neden böyle? fark nedir? çeyrekliklerde yarı kayıp/kazanç durumu oluyor ama yarımda ne var ki böyle?
haha derdimi skiyim.
ben çocukluğumda çok epik bi' arkadaştım. işte askerlikmiş silahmış falan bayılıyodum ki hiç öyle militarist, efendime söyliyim ulusalcı, hedeci hödöcü bir ailede büyümüş de değilim.
neyse, sonra ilerleyen yıllarda baktım insanları öldürmek kötü bi şey ve askerler piyon gibi savaşa sürülüyo, kahraman olarak gidip zavallı olarak dönüyo, vesaire. bissürü savaş filmi izledim, kitabı okudum ve asker olmak istemenin kötü bi şey olduğuna karar verdim.
ama ben hala üniforma giymek falan istiyorum. türkiye cumhuriyeti zaten mevcut yapısı itibariyle askeri, koruyucusu olmak istediğim bi yer değil. şakirt olmadığım için canıma okurlar diye tahmin ediyorum.
şimdi içimdeki bu ARTİST isteği nasıl dindirebilirim ben? yani ASKERLİK FOR PUSSIES gibi bi kurum var mı koftiden askercilik oynayıp şınav mınav çekeceğimiz?
bu arada askerliğimi henüz yapmadım, anlamışsınızdır zaten. aslında anlamsız bi soru oldu bu, askerliğin feyki mi olur? şeyi sorayım o zaman, var mı benim gibi böyle bu tip işlere hevesli olan ama madalyonun öbür yüzünü görünce tadı kaçan?
ben çocukluğumda çok epik bi' arkadaştım. işte askerlikmiş silahmış falan bayılıyodum ki hiç öyle militarist, efendime söyliyim ulusalcı, hedeci hödöcü bir ailede büyümüş de değilim.
neyse, sonra ilerleyen yıllarda baktım insanları öldürmek kötü bi şey ve askerler piyon gibi savaşa sürülüyo, kahraman olarak gidip zavallı olarak dönüyo, vesaire. bissürü savaş filmi izledim, kitabı okudum ve asker olmak istemenin kötü bi şey olduğuna karar verdim.
ama ben hala üniforma giymek falan istiyorum. türkiye cumhuriyeti zaten mevcut yapısı itibariyle askeri, koruyucusu olmak istediğim bi yer değil. şakirt olmadığım için canıma okurlar diye tahmin ediyorum.
şimdi içimdeki bu ARTİST isteği nasıl dindirebilirim ben? yani ASKERLİK FOR PUSSIES gibi bi kurum var mı koftiden askercilik oynayıp şınav mınav çekeceğimiz?
bu arada askerliğimi henüz yapmadım, anlamışsınızdır zaten. aslında anlamsız bi soru oldu bu, askerliğin feyki mi olur? şeyi sorayım o zaman, var mı benim gibi böyle bu tip işlere hevesli olan ama madalyonun öbür yüzünü görünce tadı kaçan?
şimdi de doğu ukrayna'ya dalmışlar, pentagon "çekilin lan çekilin" demiş hemen falan. ben bu sözlükteki haber paylaşan elemana (hırvat taraftarın göğsünü yalayan türk) güveniyorum çoğunlukla. kaynak falan da veriyor, kendisinin sağlam istihbaratı olduğunu da düşünüyorum, gazeteci olabilir belki?
neyse, sizce nereye varacak bu? savaş meraklısı değilim ama ben bu tip gerginlikler uzun sürdüğü zaman inanılmaz rahatsız hissediyorum kendimi. yani ya sktir olup gitsinler ukrayna da rahatlasın veya savaş çıksın, olsun ve bitsin istiyorum. böyle sürekli bi gerilim, sürekli bi belirsizlik ve şiddet havası hakim.
rusya bildiğim ve gördüğüm kadarıyla henüz geri adım atmadı ve her türlü yaptırıma karşı elinde kozu var. "5 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz" sorusunun cevabını çok merak ediyorum. bi tarafta ışid pkk falan var tepemizde rusya'yla ukrayna kapışıyo, bu ne yav.
neyse, sizce nereye varacak bu? savaş meraklısı değilim ama ben bu tip gerginlikler uzun sürdüğü zaman inanılmaz rahatsız hissediyorum kendimi. yani ya sktir olup gitsinler ukrayna da rahatlasın veya savaş çıksın, olsun ve bitsin istiyorum. böyle sürekli bi gerilim, sürekli bi belirsizlik ve şiddet havası hakim.
rusya bildiğim ve gördüğüm kadarıyla henüz geri adım atmadı ve her türlü yaptırıma karşı elinde kozu var. "5 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz" sorusunun cevabını çok merak ediyorum. bi tarafta ışid pkk falan var tepemizde rusya'yla ukrayna kapışıyo, bu ne yav.
var mı böyle kaliteli güzel bir edebiyat dergisi türkiye'de? n00b'ların yazdıklarına yer veren, hem yazılanları okuyup hem kendi yazdıklarımızı gönderebileceğimiz dergiler? adı sanı duyulmamış, ağzında sigarayla afilli cümleler kuran dallamalar hakkında 5 sayfa güzelleme yapan değil de gerçekten yazmak-okumak isteyen genç insanlara yol gösterebilecek, onları destekleyip teşvik edecek türde bir şeyden bahsediyorum. hangisini/hangilerini önerirsiniz, varsa eğer?
PESCADOR CEPHESİNDE KRİZ BÜYÜYOR.
benim yarın evimi taşımam lazım. ev dediğim birkaç tane bavul, bir ofis sandalyesi ve bir masa. şu an şehirde değilim, yarın sabahtan gelip onları yeni eve taşıyıp tekrar döneceğim. 6-7 yerle görüştüm ve en düşüğü 400 lira fiyat çekiyor. olamaz böyle bi şey.
abi benim ihtiyacım olan tek şey öğleden sonra eşyalarımın sığabileceği bir araçla gelip (ki şu doblo tarzı araçlar her türlü yeter) masanın bir ucunu tutacak bir adam ya. taşıyacağımız yer de kadıköy-acıbadem, yürüyerek gitsek yarım saat sürer anasını satiyim, gelen kişi terlemeyecek bile.
ben bu işlerden anlamıyorum, istanbul'un hack'lerini bilen pratik vatandaşlar ne yapabileceğim konusunda yardımcı olabilir mi? civardaki taksicileri kafalamaya çalışacağım ama bunu yarın sabah deneyebilirim en erken. onlar da ne kadar sıcak yaklaşır bilmiyorum açıkçası.
şu sikindirik masa sandalye için 200 lira vermeye bile razıyım da 400 ne ya, ulan yuh!
benim yarın evimi taşımam lazım. ev dediğim birkaç tane bavul, bir ofis sandalyesi ve bir masa. şu an şehirde değilim, yarın sabahtan gelip onları yeni eve taşıyıp tekrar döneceğim. 6-7 yerle görüştüm ve en düşüğü 400 lira fiyat çekiyor. olamaz böyle bi şey.
abi benim ihtiyacım olan tek şey öğleden sonra eşyalarımın sığabileceği bir araçla gelip (ki şu doblo tarzı araçlar her türlü yeter) masanın bir ucunu tutacak bir adam ya. taşıyacağımız yer de kadıköy-acıbadem, yürüyerek gitsek yarım saat sürer anasını satiyim, gelen kişi terlemeyecek bile.
ben bu işlerden anlamıyorum, istanbul'un hack'lerini bilen pratik vatandaşlar ne yapabileceğim konusunda yardımcı olabilir mi? civardaki taksicileri kafalamaya çalışacağım ama bunu yarın sabah deneyebilirim en erken. onlar da ne kadar sıcak yaklaşır bilmiyorum açıkçası.
şu sikindirik masa sandalye için 200 lira vermeye bile razıyım da 400 ne ya, ulan yuh!
soruyu doğru mu sordum ondan bile emin değilim. benim minik birader (10) telefonda sabahtan akşama bunu oynuyor da, bilgisayara bir oyun kurma hakkı vardı onu da minecraft'tan yana kullandı. şimdi ben bakıyorum ama 50 bin tane farklı minecraft var. ne vereyim abime? hangisini şeyapalım? bunun oynayabileceği bi' şey olsun diyeceğim de ben pek anlamıyorum işte ne yapalım nasıl şeyapalım?
google'a hem türkçe hem de ingilizce olarak yazdım mamafih bulamadım. hani "bunları biliyor muydunuz" tarzı bir şeye bile razıydım ama hiçbir şey çıkmadı. muhakkak denk gelmişsinizdir, görmüşsünüzdür bu tip bilgilere...
var mı okuma-yazma rutini hakkında bildiğiniz yazarlar? ne bileyim mesela çehov "ne okuycam aq xD" deyip sadece yazıyo muymuş, ne diyomuş? saramago amca günde 2 sayfa yazar, bissürü sayfa okurmuş. kim ne yapıyo bununla ilgili yazı röportaj vs. bulabilir miyiz?
var mı okuma-yazma rutini hakkında bildiğiniz yazarlar? ne bileyim mesela çehov "ne okuycam aq xD" deyip sadece yazıyo muymuş, ne diyomuş? saramago amca günde 2 sayfa yazar, bissürü sayfa okurmuş. kim ne yapıyo bununla ilgili yazı röportaj vs. bulabilir miyiz?
günaydın,
ukash almak istiyorum fakat konuya çok yabancıyım. bilgi almak için başvurduğum tüm kaynaklar sadece kendi satış sitelerinin reklamını yapıyor.
1) en az komisyonla, en güvenilir adres olarak nereyi önerirsiniz? 20€'luk kodun bir yerde 65 diğerinde 70 liraya satıldığını gördüm örneğin.
2) ben 70 lira verip bu 20€'luk kartı aldım ve yükledim diyelim. bugünün kuru üzerinden mi hesaplanıyor değeri? bahis hesabıma atacağım çünkü, türk lirasına çeviriyor orada otomatik olarak. yoksa sabit kur falan mı?
3) atm'ye falan gitmeden oturduğum yerden ukash kodu edinebilir miyim? kredi kartım var ama bu iş için kullanmak istemiyorum. farklı bankalarda hesaplarım falan da var. yani eft veya havale yapıp kıçımı kaldırmadan alabilir miyim kodu şak diye?
4) biz parayı adamların hesabına yatırıyoruz ya, kod ne zaman gönderiliyor? ne şekilde? skype'ta ekleyin falan yazmışlar, ayrıca baktığım bir site direkt telefon numarası istiyordu. reklam yağmuruna tutmasınlar sonra? bana biraz ilkel ve güvensiz geliyor bu sistem ama ihtiyacım var şu an, başka alternatif yok.
teşekkürler.
ukash almak istiyorum fakat konuya çok yabancıyım. bilgi almak için başvurduğum tüm kaynaklar sadece kendi satış sitelerinin reklamını yapıyor.
1) en az komisyonla, en güvenilir adres olarak nereyi önerirsiniz? 20€'luk kodun bir yerde 65 diğerinde 70 liraya satıldığını gördüm örneğin.
2) ben 70 lira verip bu 20€'luk kartı aldım ve yükledim diyelim. bugünün kuru üzerinden mi hesaplanıyor değeri? bahis hesabıma atacağım çünkü, türk lirasına çeviriyor orada otomatik olarak. yoksa sabit kur falan mı?
3) atm'ye falan gitmeden oturduğum yerden ukash kodu edinebilir miyim? kredi kartım var ama bu iş için kullanmak istemiyorum. farklı bankalarda hesaplarım falan da var. yani eft veya havale yapıp kıçımı kaldırmadan alabilir miyim kodu şak diye?
4) biz parayı adamların hesabına yatırıyoruz ya, kod ne zaman gönderiliyor? ne şekilde? skype'ta ekleyin falan yazmışlar, ayrıca baktığım bir site direkt telefon numarası istiyordu. reklam yağmuruna tutmasınlar sonra? bana biraz ilkel ve güvensiz geliyor bu sistem ama ihtiyacım var şu an, başka alternatif yok.
teşekkürler.
yağmur salı sabahı gidiyor mu yoksa devam ediyor mu? ne oluyor ne bitiyor? şimdi tabii istanbul büyük şehir, ben özellikle kadıköy ve acıbadem için soruyorum.
şöyle ki salı sabahı yüklü bir bavulla istanbul'a dönüp aynı gün içerisinde evi taşıyacağım. eğer yağmur olacaksa ertesi güne erteleyebilirim ama bunu bir an önce yapmam lazım çünkü bu iş için 3 farklı yere haber vermem gerekecek.
accuweather topla gel güneşli diyor ama emin olamadım. salı günü her şey bitmiş, sokaklar kurumuş, güller açmış olacak mı?
şöyle ki salı sabahı yüklü bir bavulla istanbul'a dönüp aynı gün içerisinde evi taşıyacağım. eğer yağmur olacaksa ertesi güne erteleyebilirim ama bunu bir an önce yapmam lazım çünkü bu iş için 3 farklı yere haber vermem gerekecek.
accuweather topla gel güneşli diyor ama emin olamadım. salı günü her şey bitmiş, sokaklar kurumuş, güller açmış olacak mı?
son zamanlarda çok sık duyuyorum bu kelimeyi. bunu kim yapıyor? psikolog mu, psikiyatrist mi? veya niye yapıyor? bildiğimiz psikolojik tedaviden farkı nedir? kimler psikoterapi görür/görmelidir örneğin? genel anlamda soruyorum tabii.
yoksa MR'ı isteyen doktora gitmek mi gerekir? daha önce, "isteyen doktora git çünkü başka yere gidersen aynı işlemleri tekrar yaparlar" denmişti, kararsız kaldım.
durumu olanlar için olayın tamamı,
3-4 ay kadar önce sağ bileğimle ilgili bi sıkıntı için doktora gitmiştim. röntgen ve MR istedi. röntgen sonucu hemen çıktığı için gittim, baktık, çatlak olduğunu söyleyip bileklik verdi. MR sonuçlarını, aciliyeti olmadığı için daha sonra randevu alıp göstermek üzere aldım eve götürdüm.
sonra tatildi bayramdı seyrandı derken istanbul'da olmadığım için gösteremedim kendisine. duyuruya sormuştum hatta meraktan, raporu göstermiştim, temiz demişlerdi.
yalnız şöyle bi' sıkıntı var ki 3 ay geçmiş olmasına rağmen ben hala bilekliksiz yürüyemiyorum, yani sağ bilek hala sıkıntılı. şimdi benim bunu illa istanbul'daki doktora mı göstermem lazım yoksa burda götürsem de olur mu?
bunu kendim deneyip de görebilirim tabii ama daha kolayıma geldi şimdi sormak.
durumu olanlar için olayın tamamı,
3-4 ay kadar önce sağ bileğimle ilgili bi sıkıntı için doktora gitmiştim. röntgen ve MR istedi. röntgen sonucu hemen çıktığı için gittim, baktık, çatlak olduğunu söyleyip bileklik verdi. MR sonuçlarını, aciliyeti olmadığı için daha sonra randevu alıp göstermek üzere aldım eve götürdüm.
sonra tatildi bayramdı seyrandı derken istanbul'da olmadığım için gösteremedim kendisine. duyuruya sormuştum hatta meraktan, raporu göstermiştim, temiz demişlerdi.
yalnız şöyle bi' sıkıntı var ki 3 ay geçmiş olmasına rağmen ben hala bilekliksiz yürüyemiyorum, yani sağ bilek hala sıkıntılı. şimdi benim bunu illa istanbul'daki doktora mı göstermem lazım yoksa burda götürsem de olur mu?
bunu kendim deneyip de görebilirim tabii ama daha kolayıma geldi şimdi sormak.
herhangi bir sebepten işinize son verildi mi? eğer verildiyse sebebi neydi? hani performans düşüklüğü mü, kişisel takışma mı, yaptığınız büyük bir hata mı vs, ne oldu da yol verdiler?
samimi olun lütfen, olmayacaksanız hiç yazmayın diye tribimi de atayım.
samimi olun lütfen, olmayacaksanız hiç yazmayın diye tribimi de atayım.
yahu bunların ikisi de alman, çorbalarında siyonistin tuzu var, belki kendi aralarında bi anlaşması falan vardır ama bu iki şarkının başı resmen aynı değil mi? bi' 10'ar saniye dinleyebilir misiniz?
ses kalitesi bayağı düşük ama iyisini bulamadım, rammstein - pussy: www.youtube.com
(NSFW, 18+, ÇOK TEHLİKELİ AYIP)
blutengel - you walk away: www.youtube.com
hükümet buna nasıl sessiz kalıyor? :s
ses kalitesi bayağı düşük ama iyisini bulamadım, rammstein - pussy: www.youtube.com

blutengel - you walk away: www.youtube.com

hükümet buna nasıl sessiz kalıyor? :s
ya önümüzdeki hafta benim de birkaç parça eşyayı taşımam gerekecek, onu düşünürken aklıma bu soru geldi. çocukken de gelmişti aslında ama o zaman duyuruyu bilmiyordum. zaten yoktu gerçi.
diyelim ki evinizi istanbul'dan adana'ya taşıyacaksınız. kamyona yüklediniz tüm evi... sonra o kamyonun arkasından el mi sallıyosunuz? ne bileyim abi/baba falan kamyona binip şoförle birlikte mi geliyo nasıl oluyo? nakliye firmasının tüm eşyaları götürmeyeceği ne malum nasıl oluyo bu işler?
dünyanın çok garip şeyleri var lan. mesela freddie mercury'yi hepiniz çok seviyosunuz sayıyosunuz ama onun bu konuda eminim hiçbi fikri yoktur. aydınlatın beni lütfen. öğrenmenin sonu yok.
diyelim ki evinizi istanbul'dan adana'ya taşıyacaksınız. kamyona yüklediniz tüm evi... sonra o kamyonun arkasından el mi sallıyosunuz? ne bileyim abi/baba falan kamyona binip şoförle birlikte mi geliyo nasıl oluyo? nakliye firmasının tüm eşyaları götürmeyeceği ne malum nasıl oluyo bu işler?
dünyanın çok garip şeyleri var lan. mesela freddie mercury'yi hepiniz çok seviyosunuz sayıyosunuz ama onun bu konuda eminim hiçbi fikri yoktur. aydınlatın beni lütfen. öğrenmenin sonu yok.
ya benimkisi biraz absürt bir soru olacak, sanki lotoyu tutturmak sıradan bir şeymiş gibi ama... şimdi iddaa'nın elektronik bayileri olan nesine, tuttur, oley gibi sitelerde milli piyango bileti de satın alınabiliyor.
merak ettiğim şu: eğer tutturursak, şrak diye bahis hesabımıza mı yatıyor o para? amortiden ya da 20-30 liradan bahsetmiyorum, büyük ikramiye için soruyorum.
hani oldu da vurduk voleyi diyelim, Bakiyeniz: 1.939.477,25 TL falan mı yazacak orada? nasıl olacak?
hayatımda 1 veya 2 kez oynamışımdır milli piyango şeysini. hazır elimin altında varken bi tane sallayayım diyorum ama elektronik bayi olduğu için kazanamayacağım düşüncesi canımı sıkıyo. dışarı çıkıp oynarsam kazanıcam sanırım.
merak ettiğim şu: eğer tutturursak, şrak diye bahis hesabımıza mı yatıyor o para? amortiden ya da 20-30 liradan bahsetmiyorum, büyük ikramiye için soruyorum.
hani oldu da vurduk voleyi diyelim, Bakiyeniz: 1.939.477,25 TL falan mı yazacak orada? nasıl olacak?
hayatımda 1 veya 2 kez oynamışımdır milli piyango şeysini. hazır elimin altında varken bi tane sallayayım diyorum ama elektronik bayi olduğu için kazanamayacağım düşüncesi canımı sıkıyo. dışarı çıkıp oynarsam kazanıcam sanırım.
şöyle söyleyeyim, das leben der anderen'i bile sadece ve sadece "almanca" olduğu için daha geçtiğimiz günlerde izlemiş biriyim. film izlemeyip eksikliğini hissetmeyen insanları anlar ve saygı duyarım ama ben kendimi bu tip şeylerden habersiz olduğum sürece "sığır" sayıyorum. hayır 4-5 yıldır duyduğum bi film lan, ben ergen kızlı fransız filmi falan sanıyodum onu... utanıyom söylemeye ama şavşank ridempşın, pulp fiction falan onları da izlemedim yani.
özellikle ilgimi çeken konular işte iç dünya kapışmaları, VAROLUŞÇULUK tarzı şeyler, savaş, (gerçekçi olanlar, bu skimsonik amerikan propagandası yapılanlar değil) tarih falan. ama illa bu konularda olmasına gerek yok.
hangi filmden başlayayım, ne izleyeyim? 100 tane bile sayabilirsiniz yani, oturup zamana yayarak izlerim sırayla.
(bazılarını izledim ama vurmayın)
özellikle ilgimi çeken konular işte iç dünya kapışmaları, VAROLUŞÇULUK tarzı şeyler, savaş, (gerçekçi olanlar, bu skimsonik amerikan propagandası yapılanlar değil) tarih falan. ama illa bu konularda olmasına gerek yok.
hangi filmden başlayayım, ne izleyeyim? 100 tane bile sayabilirsiniz yani, oturup zamana yayarak izlerim sırayla.
(bazılarını izledim ama vurmayın)
annemle az önce tartıştık, iddialaştık gibi bi' şey oldu. hava gayet açık. ben dedim görünür, o dedi görünmez. tek bir bulut yok. güneş batmak üzere ama gökyüzü hala apaydınlık, görüş mesafesi çok şahane.
flayt simulatör hastası olduğum için 21 bin ft'in bayağı yüksek bi rakım olduğunu biliyorum ama bu havada görünür diye düşünüyorum. görünür mü, görünmez mi?
***
"manyak mısınız siz aq o nasıl tartışma konusu" diyenler için ek bilgi: terasta oturuyoz, kadın uçak gördü bi tane, takıldı kaldı. çok hoşuna gitti. "bisssss allah ne güzel yaratmış" falan demeye başladı. flightradar'dan baktım, bahreyn'e gidiyomuş deyip harita üzerinde gösterdim. çok duygulandı, ilk kez beyaz insan görmüş siyahi kabileye döndü resmen. sonra aynı rota üzerinde başka bir uçak gördük ekranda ama kendisini havada bi türlü göremedik.
annem çok yüksekten geçtiği için göremedik diyo, ben de flightradar'ın salaklığından göremedik diyom. bence görünürdü o.
flayt simulatör hastası olduğum için 21 bin ft'in bayağı yüksek bi rakım olduğunu biliyorum ama bu havada görünür diye düşünüyorum. görünür mü, görünmez mi?
***
"manyak mısınız siz aq o nasıl tartışma konusu" diyenler için ek bilgi: terasta oturuyoz, kadın uçak gördü bi tane, takıldı kaldı. çok hoşuna gitti. "bisssss allah ne güzel yaratmış" falan demeye başladı. flightradar'dan baktım, bahreyn'e gidiyomuş deyip harita üzerinde gösterdim. çok duygulandı, ilk kez beyaz insan görmüş siyahi kabileye döndü resmen. sonra aynı rota üzerinde başka bir uçak gördük ekranda ama kendisini havada bi türlü göremedik.
annem çok yüksekten geçtiği için göremedik diyo, ben de flightradar'ın salaklığından göremedik diyom. bence görünürdü o.
benzer şey çoğu konuda var da, en çok kitapta rahatsız ediyor beni. büyük keyif alarak okusam da taş çatlasa 50 sayfa sonunda "yeter la ohoo" deyip kapatıyorum kitabı. kapatmazsam odaklanamıyorum, rahat okuyamıyorum, "okumuş olmak için okumak" evresine girmiş oluyorum.
yazar olma tribim bir yana, benim zaten dil edebiyat öğrencisi olduğum için hayvan gibi okuyup yazmam gerekecek. yani ben bölümümün hakkını falan da vereyim isterim. bir oturuşta kitap bitirebilen insanlara acayip imreniyorum.
bu çabuk sıkılma durumunun üstesinden nasıl gelebilirim? her türlü tavsiyeye açığım. tekrar etme ihtiyacı hissediyorum, bırakmamın sebebi kitabın sıkması falan değil... hani 10. kez okusam, ilk kez aldığım keyfi alacağım şeyler okusam dahi uzun soluklu okuyamıyorum.
tikler sabah gelecek. ama gelecek. öbüldünüz, iyi geceler.
yazar olma tribim bir yana, benim zaten dil edebiyat öğrencisi olduğum için hayvan gibi okuyup yazmam gerekecek. yani ben bölümümün hakkını falan da vereyim isterim. bir oturuşta kitap bitirebilen insanlara acayip imreniyorum.
bu çabuk sıkılma durumunun üstesinden nasıl gelebilirim? her türlü tavsiyeye açığım. tekrar etme ihtiyacı hissediyorum, bırakmamın sebebi kitabın sıkması falan değil... hani 10. kez okusam, ilk kez aldığım keyfi alacağım şeyler okusam dahi uzun soluklu okuyamıyorum.
tikler sabah gelecek. ama gelecek. öbüldünüz, iyi geceler.
pescador'la yaşam savaşından herkese tekrar merhaba,
son 3 veya 4 gündür başım sadece akşamları, güneş battıktan 1-2 saat sonra, yatarken manyak gibi dönmeye başlıyor. sadece yatarken dönüyor. ve gece. abartmıyorum, yatağa uzanınca böyle havada döndüğümü falan hissediyorum, öyle sapık bi dönüş.
ayağa kalkınca başta bi sendeliyorum falan, sonra düzeliyo. geçiyo tamamen. dediğim gibi sadece yatar pozisyondayken veya uzanırken, geceleri oluyor. şimdi yatıyorum mesela dönmüyor.
bu salak durum neyden kaynaklanıyor olabilir? şimdi bunu doktora söylesem dalga geçiyom zannedip kızar diye korkuyorum, çok saçma bi şey çünkü?
son 3 veya 4 gündür başım sadece akşamları, güneş battıktan 1-2 saat sonra, yatarken manyak gibi dönmeye başlıyor. sadece yatarken dönüyor. ve gece. abartmıyorum, yatağa uzanınca böyle havada döndüğümü falan hissediyorum, öyle sapık bi dönüş.
ayağa kalkınca başta bi sendeliyorum falan, sonra düzeliyo. geçiyo tamamen. dediğim gibi sadece yatar pozisyondayken veya uzanırken, geceleri oluyor. şimdi yatıyorum mesela dönmüyor.
bu salak durum neyden kaynaklanıyor olabilir? şimdi bunu doktora söylesem dalga geçiyom zannedip kızar diye korkuyorum, çok saçma bi şey çünkü?
rosenborg-karabük maçını türkiye'de hiçbir kanal yayınlamıyordu. maçın sözlük başlığında millet açık açık linkler vermiş, "olm kasmayın türkiye'de yayını yok!" diye korsan linkleri paylaşmıştı. sonra silindi mi ne oldu bilmiyorum ama yine illegal değil mi? o linkler de yayını yayıncı kuruluştan çeken adamlar tarafından yayınlanıyor sonuçta?
sözlüğün politikası "bizim başımız yanmasın da yoksa kime sövüyosanız, hangi illegal işi yapıyosanız yapın" mı? türkiye'de birisi şikayet etmeyecekse her şeye izin var mı?
sözlüğün politikası "bizim başımız yanmasın da yoksa kime sövüyosanız, hangi illegal işi yapıyosanız yapın" mı? türkiye'de birisi şikayet etmeyecekse her şeye izin var mı?
eminönü tramvay durağından, laleli üniversite tramvay durağını düşünün. mesafe tam olarak bu diyebilirim hatta. ben bi kere yürüdüm ama hafif çakırkeyiftim, kaç dakika sürdüğünü hiç hatırlamıyorum.
şimdi şöyle ki ben karşıdan geliyorum okula, yol masrafım her gün 4 liraya yaklaşıyor. hem göd göbek eritmek hem de yol masrafından kısmak adına böyle bi şey yapabilirim, çok da güzel olur diye düşündüm.
siz ne dersiniz, oluru var mı? çok mu uzak olur? yol çok güzel yerlerden geçiyor. sirkeci, sultanahmet, gülhane falan efsane keyifli oluyor rota. lisede okula giderken her gün 5-6 km kadar yürüyordum, üniversitede de aynısını yapiyim diyorum.
tahminen kaç kilometredir? ortalama hızda yürüyen biri ne kadar vakit harcar yolda? bunun cevabını almak için o kadar yolu yürümek istemiyorum şimdi açıkçası. ama sizden gaz alırsam vururum kendimi yola.
lisede sırf okula yürüyerek gittiğim için hayvan gibi yediğim halde tığ gibiydim. yine öyle olayım. haftada 5 gün o kadar yolu yürümek nefis olur. ama çok mu uzak veya abuk subuk olur yani okula o yolu yürümek onu bilemedim.
şimdi şöyle ki ben karşıdan geliyorum okula, yol masrafım her gün 4 liraya yaklaşıyor. hem göd göbek eritmek hem de yol masrafından kısmak adına böyle bi şey yapabilirim, çok da güzel olur diye düşündüm.
siz ne dersiniz, oluru var mı? çok mu uzak olur? yol çok güzel yerlerden geçiyor. sirkeci, sultanahmet, gülhane falan efsane keyifli oluyor rota. lisede okula giderken her gün 5-6 km kadar yürüyordum, üniversitede de aynısını yapiyim diyorum.
tahminen kaç kilometredir? ortalama hızda yürüyen biri ne kadar vakit harcar yolda? bunun cevabını almak için o kadar yolu yürümek istemiyorum şimdi açıkçası. ama sizden gaz alırsam vururum kendimi yola.
lisede sırf okula yürüyerek gittiğim için hayvan gibi yediğim halde tığ gibiydim. yine öyle olayım. haftada 5 gün o kadar yolu yürümek nefis olur. ama çok mu uzak veya abuk subuk olur yani okula o yolu yürümek onu bilemedim.
ya derdimi sikebilirsiniz, buyrun serbest... ama çok eğreti durmuyor mu?
dünyalar tatlısı kedicik, bu minik sevimli yavrumuz vs... böyle yaptığınız zaman hayvanlara "ürün" muamelesi yapmış olmuyor musunuz? insanlar alsın, baksın diye illa şirin olduklarını vurgulama ihtiyacı mı hissediyorsunuz? çok yapmacık ve sinir bozucu oluyor. kedi lan bu. sevmeyen sevmiyordur, ilana bakacak adam da zaten kediyi her türlü sever, illa "şirin" olduğunu yazmanıza gerek yok. SOKAKLARDA BİSSÜRÜ HAYVAN VAR!! PARA VERİP HAYVAN ALMAYIN!! diyen tipler niye burada ilan verirken hayvandan ziyade şirinliğine vurgu yapıyor?
bi çay içeyim hararetimi alsın.
dünyalar tatlısı kedicik, bu minik sevimli yavrumuz vs... böyle yaptığınız zaman hayvanlara "ürün" muamelesi yapmış olmuyor musunuz? insanlar alsın, baksın diye illa şirin olduklarını vurgulama ihtiyacı mı hissediyorsunuz? çok yapmacık ve sinir bozucu oluyor. kedi lan bu. sevmeyen sevmiyordur, ilana bakacak adam da zaten kediyi her türlü sever, illa "şirin" olduğunu yazmanıza gerek yok. SOKAKLARDA BİSSÜRÜ HAYVAN VAR!! PARA VERİP HAYVAN ALMAYIN!! diyen tipler niye burada ilan verirken hayvandan ziyade şirinliğine vurgu yapıyor?
bi çay içeyim hararetimi alsın.
şimdi bir arkadaşla haylayf muhabbeti yaparken aklıma geldi. adını hatırlayamıyorum bir türlü. iki cici bebenin arasına krema sürülüp birleştirildiğini düşünün. ambalajı böyle hmmm sanırım altın rengi gibi bi şeydi. adında CAN olabilir ama emin değilim. canpare değil, sanmıyorum. eğer oysa bile, eskidir. bildiğimiz şu negro, tutku gibi olan canparelerden değil.
küçük bi ambalajı vardı böyle çikolata gibi. neydi hatırlayan var mı? ben çocukken babam sürekli bundan yerdi. hışırtıyı duyup sevinirdim "AHA YİYECEK ŞEKERLİ Bİ ŞEYLER VAR" diye ama onu görünce üzülürdüm, ben hiç sevmiyodum. ama bayılıyodu herif ya, mutfaktaki her dolapta 1-2 tane bundan olurdu.
artık satılmıyor sanırım, satılsa görürdüm. neydi bu? :(
küçük bi ambalajı vardı böyle çikolata gibi. neydi hatırlayan var mı? ben çocukken babam sürekli bundan yerdi. hışırtıyı duyup sevinirdim "AHA YİYECEK ŞEKERLİ Bİ ŞEYLER VAR" diye ama onu görünce üzülürdüm, ben hiç sevmiyodum. ama bayılıyodu herif ya, mutfaktaki her dolapta 1-2 tane bundan olurdu.
artık satılmıyor sanırım, satılsa görürdüm. neydi bu? :(
birkaç büyük bavul, bir çalışma masası ve DÖNERLİ SANDALYE var taşımam gereken. çok büyük ihtimalle kadıköy'den (moda) acıbadem'e, küçük bir ihtimalle de kadıköy'den başka bir semte taşımam gerekecek.
bu iş için kimi arayıp sormalı? taksi durağından doblo isteyince falan artistik yapıyorlarmış yük taşımayız diye, doğru mudur? ne bileyim "küçük çaplı nakliyat" yapan firmalar yok mu?
spesifik adresler/isimler verirseniz çok sevinirim. yani mesela "yük taşınır, motorla odun kesilir" yazan kamyonetler falan görüyorum ama şimdi onlardan görmek için sokakta mı gezeyim? onları nerede bulabilirim, bunların adları nedir vs. onları söyleyebilirseniz çok sevinirim.
teşekkürler.
bu iş için kimi arayıp sormalı? taksi durağından doblo isteyince falan artistik yapıyorlarmış yük taşımayız diye, doğru mudur? ne bileyim "küçük çaplı nakliyat" yapan firmalar yok mu?
spesifik adresler/isimler verirseniz çok sevinirim. yani mesela "yük taşınır, motorla odun kesilir" yazan kamyonetler falan görüyorum ama şimdi onlardan görmek için sokakta mı gezeyim? onları nerede bulabilirim, bunların adları nedir vs. onları söyleyebilirseniz çok sevinirim.
teşekkürler.
selam kadir topbaşlar,
saat 10:00'da kartını metroya okutan, 10:30'da vapura binmek üzere yine turnikeden geçen, aynı işlemi 11:15'te bir de tramvayda yapan bir öğrenci istanbul'da kaç para harcamış olur?
metroda 1 gitti. vapura geçerken aktarma sayılıyor mu? sayılıyorsa ne kadar oluyor? vapurdan tramvaya geçerken ikinci aktarma mı sayılıyor yoksa yine 1 lira mı alıyor? aktarma süresi ne kadar?
saat 10:00'da kartını metroya okutan, 10:30'da vapura binmek üzere yine turnikeden geçen, aynı işlemi 11:15'te bir de tramvayda yapan bir öğrenci istanbul'da kaç para harcamış olur?
metroda 1 gitti. vapura geçerken aktarma sayılıyor mu? sayılıyorsa ne kadar oluyor? vapurdan tramvaya geçerken ikinci aktarma mı sayılıyor yoksa yine 1 lira mı alıyor? aktarma süresi ne kadar?
stok tükendi, 8-10 kitap birden almayı planlıyorum. kitapyurdu'na baktım da, martin eden kiminde 8 lira kiminde 25...
liste şuradan görülebiliyor sanırım,
www.kitapyurdu.com
ben çeviriye hatta kitabın fontuna bile takık bir adamım. jack london dayıtın eserini de dandik bir çeviriyle okumak istemem. ama can yayınlarınınki çok pahalı göründü gözüme.
diğer yayınevleri hakkında bilgisi olanlar karşılaştırma yapabilir mi acaba, fikir verebilir mi ya da? "pahalı kitap" kontenjanından bunu can yayınlarından alsam mesela, diğerlerini başka yayınevlerinden alsam, nasıl olur?
iletişim yayınlarınınki 5-6 lira daha ucuz örneğin. bu durumda ithaki'den mi, iletişim'den mi, can'dan mı alırsınız siz? böyle böyle sorular.
ayrıca hepsinin sayfa sayısı farklı. az buz da değil 20-30 sayfa oynuyor. çok sinir oldum.
liste şuradan görülebiliyor sanırım,
www.kitapyurdu.com
ben çeviriye hatta kitabın fontuna bile takık bir adamım. jack london dayıtın eserini de dandik bir çeviriyle okumak istemem. ama can yayınlarınınki çok pahalı göründü gözüme.
diğer yayınevleri hakkında bilgisi olanlar karşılaştırma yapabilir mi acaba, fikir verebilir mi ya da? "pahalı kitap" kontenjanından bunu can yayınlarından alsam mesela, diğerlerini başka yayınevlerinden alsam, nasıl olur?
iletişim yayınlarınınki 5-6 lira daha ucuz örneğin. bu durumda ithaki'den mi, iletişim'den mi, can'dan mı alırsınız siz? böyle böyle sorular.
ayrıca hepsinin sayfa sayısı farklı. az buz da değil 20-30 sayfa oynuyor. çok sinir oldum.
günaydın gökhan gönül dostları, pescador'la yaşam savaşına yeniden hoşgeldiniz.
ben bu sabah nihayet kırık olan dişimi çektirdim ancak doktora da sormuş olmama rağmen kafama takıldı... ben hem öğrenci hem de fakirim ve implantı devlet hastaneleri yapmıyor. çekilen dişimin yerini doldurmam sanırım çok pahalıya patlayacak bana. ben doktora, "kısa vadede ağız yapımı bozmazsa çekin, çünkü implant yaptıramam" dedim. o da "yok lan bi şey olmaz" dedi.
çekilen diş bayağı arkada, yani estetik açıdan hiçbir problem yok. ben şimdi hiç implant işine girmezsem bunun bana zararı olur mu? ne bileyim yemede zorluk olabilir, temizlik zorluğu olabilir, boşluk yüzünden uzun vadede diş ve ağız yapısının bozulması olabilir vs... böyle bir durumla karşılaşabilir miyim?
kendisine zaten onlarca soru sorduğum için pek detaya giremedim işin açığı, normalde de duyurudaki gibiyim her yerde çok azarlıyolar beni "beyefendi bi susun aq" diye. bi siz varsınız işte. teşekkürler şimdiden.
son olarak, apranax plus var bana bel için gittiğimde yazmışlardı, ağrıdıkça onu kullansam olur mu? doktor sadece yeme-içme konusunda tavsiyelerde bulundu, ağrı kesici yazmadı. uyuşturucu şeyin etkisi azaldı iyice biraz ağrıyor. apranax plus da midemi perişan ediyor gerçi ama ne bileyim?
ben bu sabah nihayet kırık olan dişimi çektirdim ancak doktora da sormuş olmama rağmen kafama takıldı... ben hem öğrenci hem de fakirim ve implantı devlet hastaneleri yapmıyor. çekilen dişimin yerini doldurmam sanırım çok pahalıya patlayacak bana. ben doktora, "kısa vadede ağız yapımı bozmazsa çekin, çünkü implant yaptıramam" dedim. o da "yok lan bi şey olmaz" dedi.
çekilen diş bayağı arkada, yani estetik açıdan hiçbir problem yok. ben şimdi hiç implant işine girmezsem bunun bana zararı olur mu? ne bileyim yemede zorluk olabilir, temizlik zorluğu olabilir, boşluk yüzünden uzun vadede diş ve ağız yapısının bozulması olabilir vs... böyle bir durumla karşılaşabilir miyim?
kendisine zaten onlarca soru sorduğum için pek detaya giremedim işin açığı, normalde de duyurudaki gibiyim her yerde çok azarlıyolar beni "beyefendi bi susun aq" diye. bi siz varsınız işte. teşekkürler şimdiden.
son olarak, apranax plus var bana bel için gittiğimde yazmışlardı, ağrıdıkça onu kullansam olur mu? doktor sadece yeme-içme konusunda tavsiyelerde bulundu, ağrı kesici yazmadı. uyuşturucu şeyin etkisi azaldı iyice biraz ağrıyor. apranax plus da midemi perişan ediyor gerçi ama ne bileyim?