Ekşi Duyuru

abi geçen marathonbet'te 15eur attım üç maça. tutarsa fm 15 alırım dedim. iki maç tuttu, üst dediğim cagliari maçı 1-1 devam ederken penaltı kaçıran oç avelar yüzünden yattı.

dün 8 liraya 29 mu ne aldım 3 maç yazıp. şimdi yine 2-3 veya maksimum 4 maçlı bi şey yapasım var. buna 35-40 aralığında basıcam. oran 2+ olursa toplamda güzel olur. hem ETS 2 direksiyonu hem de FM 15 almak istiyom. benim kendimce belirlediğim bankolar,

İsrail-Bosna, 1-0 çifte şans @1,39
Hollanda-Letonya MS 1 @1,19

toplamı 1.65 küsür ediyor. yetmez. hollanda bu maçı mümkün değil bırakmaz bence artık. çeklerin ve izlanda'nın 6 puan gerisinde kaldılar. bosna'da takımın yarısı yok. israil'e direkt güvenemedim ama yenilmezler.

israil'in oranı düştükçe düşüyor. o yüzden akşamı beklemeden yapmak istiyorum. sizin basket veya futbolda gelme ihtimalini çok yüksek gördüğünüz maç var mı?

sözlükte başlığını görünce geldi aklıma ahaha. nasıldı bu oyun? mantığını olayını hatırlayan anlatabilir mi nasıl oynuyoduk? millet o zaman bayılır, büyüyünce saçma bulurdu. ben çocukken saçma bulurdum şimdi oynayacak adam arıyorum. sağa sola koşuşup birbirine tekme tokat girişen adamlar sjfhsj ne güzel deşarj olunur be.

ben deniz seki'yi pek tanımam etmem. uzaktan bakınca bana antipatik gelen birisi de değildir yani, hapse girmesine sevinmiş değilim.

ama bu kadın uyuşturucu sattığı için hapse girmiyor mu? yani suçu çok net ve belli değil mi? tamam daha büyük suçlar işlemiş kişiler dışarda, başbakanın yeğeni içeri alınmıyor vs. iyi hoş ama bunlar suçlu birini cezalandırmamak için sebep mi yani? başbakanın yeğenine ceza vermediler, iyi o zaman ben de uyuşturucu ticareti yapayım bana da vermesinler. bu mu yani?

biraz ünlü olunca başlıyor mu ağlaklık hemen, nedir olay? hani kadına haksız bi' şey mi yapılmış, normalde 3 seneymiş de deniz seki'ye mi 6 sene vermişler? veya cebine mi eroin koyup ihbar etmişler niye ahlıyor vahlıyor millet?

steam'de önümüzdeki hafta galiba sonbahar indirimi varmış sanırım. FM 2015 de ucuzlar mı bu indirimde? oyun çıkalı 1-2 hafta falan oldu sadece. yılbaşından önce ucuzlamıyordu sanki bu eskiden. yine öyle mi olacak? yılbaşına kadar bekleyemem, hazır elime para geçmişken alayım istiyom. indirim olacaksa bekleyeyim bi' hafta, olmayacaksa yapıştırayım şimdi.

bugün saat 13 sularında kadıköy'deki eminönü vapur iskelesinde yapı kredi atm'sine 200 lira yatırdım. kendi kredi kartı borcumu ödedim. ben işlemi onayladım, onayladıktan hemen sonra ATM kafayı yedi. vapuru kaçırmak pahasına önünde 8-10 dakika kadar bekledim, kendi kendine tekrar başladı falan ama bir türlü gelmedi geri. "lütfen bekleyiniz..." kısmında takılı kaldı. kartımı verdi ama sapıtmadan önce sağolsun. kartı çıkarıp sapıttı yani.

neyse deyip devam ettim, ben parayı yatırdım sonuçta almıştır diye düşündüm. az önce içime kurt düştü, internet bankacılığından kart borcuma bakayım dedim ve değişen hiçbir şey olmadığını gördüm. 200 lira yatırıldığı falan görünmüyor.

şu an şehir dışındayım ben. pazartesi günü döneceğim. şubeye mubeye de gitmek istemiyorum, istesem de gidemem sakatım.

ne yapayım şimdi, yapı kredi'yi arayıp söylesem hallederler mi? kamera da vardı orada. ATM kendine gelince benim 200 lirayı çıkarıp başkasına falan vermiş olamaz di mi yapmaz öyle bi saçmalık?

çıldırırım bu paranın üzerine yatarlarsa. ne yapmam kiminle konuşmam lazım benim şimdi lütfen bi yol gösterin.

yani harem'de yazıhaneleri, otobüslerinin gelip gittiği bir peronu var mı bu abilerin? sitelerinde göremedim. istanbul içinde otogar-alibeyköy-ataşehir üçlüsünden kalkıyor yazıyor. harem'den tekirdağ tarafına giden otobüsleri yok mu şimdi bunların? ta esenler'e mi gidicem?

çok basit bi' şeymiş gibi sorduğumun farkındayım ama google'da doğru dürüst bilgiye rastlayamadım. şöyle ki 0.67 - 1.17 mg/dL aralığında olması gereken kreatinin bende 1.31 seviyesindeymiş. bu yüzden ilaçlı MR çekemiyorlar şu an, yani daha doğrusu tekrar kontrol ettirmemi istiyorlar son durumu görmek için.

önce dahiliyeye gitmem, onlarla konuşmam lazım. ben her türlü gidicem ama yine de şu 2-3 gün içerisinde yapabileceğim bi şey varsa onu yapmam bile zaman kazandırır bana. çünkü bana bununla ilgili hiçbi şey söylenmedi, gelişme olduğunu sanmıyorum.

ne yapmak lazım balık mı yiyeyim su mu içeyim takla mı atayım ne olunca düşer bu?

ya soru değil aslında bu, bi şey anlatçam. siz de işte yazıp çizin ne istiyosanız.

ben lisedeyken 6 ay teyzemde kalmıştım. 3 ya da 4 sene önce. kuzenim o zaman sadece 1-2 yaşlarında olmalı. öyle pek muhtap olmuyoruz. yani çocuğu bi kere parka götürmüşlüğüm, dışarı çıkarmışlığım yok. nadiren evde oyun moyun oynuyoruz, o kadar.

lise bittikten sonraki 3 sene içerisinde taş çatlasa 3-4 kez görüşmüşüzdür ama. bunlar da kısa süreli hep. ve bu ziyaretlerimde genelde çekingendi bana karşı, pek yanaşmazdı. hele kız ve erkek kardeşimle birlikte gitmişsem benim yüzüme bile bakmazdı eşek, onlarla oynardı.

şimdi kreşe gidiyor. geçen hafta teyzeme gidecektim, bi aksilik çıktı bu haftaya erteledim. çocuk "yarın okula gitmicem çünkü abi gelcek" diyomuş. etkinlik günü mü ne öyle bi şeyde benim için resim çizmiş, bana mektup yazmış.

la sorsan adımı bile bilmez çocuk, yaklaşsam sırtını dönüp gider. ben gelicem diye bu kadar sevinmiş olmasına çok duygulandım açıkçası. çok acayip değil mi cidden çocuklar? benim aklım hafsalam almıyo abi. yılda toplam 3-4 gün gördüğün, onda da pas vermediğin kuzenin için niye heyecanlanıyon ki bu kadar? eğlenceli, ilgili bi kuzen olsam neyse.

doktoru bekliyorum ama biraz daha bekleyecegim galiba, merak ettim ne var ne yok. cogu sey icin tabiidir yazilmis yalniz lumbosakral radikulopati diyor. tahmin ettigim gibi L5 S1 patlamis di mi? efsanenin cokusune taniklik ediyoruz resmen.

yuttuğumuz an değil herhalde? ne kadar sürüyor bunun kafasının gelmesi?

yürüyünce oluşan şiddetli bacak-ayak ağrısı için kullanılacak, yani şu an ağrı yok o yüzden yürümeye başlamadan önce ne kadar zamanda etki ediyorsa ona göre kullanayım diyorum.

(ağrı eklem-kırık-çıkık kaynaklı değil, apranax işe yarıyor. tam verimli olabilmesi adına ne kadar zaman önce alınması lazım ondan soruyom)

internetimiz sürekli olarak, bazen günde 10-15 kez, görünürde hiçbir sebep yokken çat diye kesiliyor. ağ listesinde bizim modemi göremiyoruz. hani fişten çekilmiş gibi oluyor. ama modemin ışıklarının hepsi yanıyor. ya kendiliğinden ya da kapatıp açtığımızda geri geliyor. bunun dışında dönem dönem sapıtıp çok yavaşladığı da oluyor.

geçen arkadaşa dedim neden böyle bu diye, "5 liralık modem, iyi bile dayandı" dedi. şimdi ben 200 liralık bir modem alsam, desem ki sen de modem bu da modem bundan sonra senin adın kemal olsun, bir şey değişir mi?

teknik kısmını pek anlamıyorum işin. kaliteli, güçlü, seksi bir modem alsak; kablosunu fişini bizimkinden çıkarıp bununkine takıversek oluyor mu öyle?

modem alırken neye dikkat etmeli? ne alalım, ne yapalım?

bu zamana kadar hep randevumu alıp gittim vergisini veren süper bir vatandaş olarak. ancak perşembe günü, MR sonucumu aldıktan sonra bir doktor görmek istiyorum. görmem lazım. hayati olmasa da aciliyeti olan bir konu diyebilirim.

belgelerimle konuşursam anlayış gösterirler mi? araya kaynama ihtimalim/şansım var mı? veya direkt olarak acile gitsem, ilgilenirler mi? aylardır kafanızı sktim zaten bununla ama sorun şu,

20-30 adımdan sonra sağ bacağım komple iptal oluyor ve yürüyemiyorum. bazen sola da vuruyor. yani dışardan baktığınız zaman evet kaykıla kaykıla da olsa yürüyebiliyorum ama dayanılmaz bir acı ve rahatsızlık söz konusu. bunun yüzünden iki tane vizemi kaçırdım. bugünü dinlenerek geçirmeme rağmen hala ağrıyor bacağım.

kendi doktorumla randevum pazartesi günü ama ben o hastaneden tedavi görmeden eve bile dönemem. çok zor. o yüzden gerekirse çirkeflik yapıp perşembe kendimi bi doktora göstermek istiyorum.

böyle söylersem zorlarsam olur mu? "olmaz" deseniz de deniycem ama bi motivasyon-gaz olur belki diye sorayım istedim. hastanede çalışan falan varsa belki "oo kardsm o durumda yardımcı olurlar ya ayıpsın" der ne bileyim. çok ilginç şeyler.

20 yaşındayım. kendimi bildim bileli "top kafalı" dedikleri türden bir adamım ama sıradan futbol izleyicisine kıyasla biraz daha elit bir beyefendiyim jhsfjs. rekabeti çok seviyorum. sporla iç içe büyüdüm.

okulum uzadıkça uzuyor. mezun olmayı istiyorum ve olmak için uğraşacağım tabii ama daha 4 sene var önümde. okulu daha fazla boşlamadan, bir yandan da tff'nin antrenörlük kursuna falan gidip ben lisans alsam, bi' şeyler yapabilir miyim?

zaten mourinho olmak beklentisiyle girmiyorum. ama şansım yaver giderse mou da olmak isterim tabii. şöyle söyliyim spor toto 2. ligde atıyorum nazillispor'un teknik direktörü olsam var ya benden mutlu adam olmaz dünyada.

bu imkansız mı bu saatten sonra? advanced ingilizcem, 4 sene sonra aynı seviyede olacağını umduğum şimdilik başlangıç seviyesinde italyancam var, ne işime yarar bilmiyorum ama olsun yaziyim dedim.

nasıl oluyo yürüyo bu işler, futbolculuktan girmediğimiz sürece şansımız ne kadar? football manager'daki gibi patch bekleme derdi de yok hem ne güzel her şey gerçek.

eskiden hakan şükür'le ilgili bir konu yüzünden, çevremde bir şahıs sevmezdi bu adamı. çocuktum o zaman bilmiyorum hiç konu nedir ne değildir.

şimdi de güya zamanında şike yapmış diye ortalığı alevlendiriyorlar. nedim şişko mevzuunu falan biliyorum programı izledim ama genel olarak ersun yanal'ı sevmeyenler neden sevmiyor? ne yapmış yani adam, onu merak ediyorum. çünkü teknik direktör olarak çok beğeniyorum kendisini. bi' de adam tam benim yaşamak istediğim hayatı yaşıyo lan. hem genç, hem teknik direktör falan ne bileyim. karşılıklı oturup muhabbet etmekten keyif alacağım biri gibi.

ama millet nefret ediyo resmen. bi yanlışı olmuşsa bilelim ona göre.

ya aris'in çok sevdiğim bi tezahüratı var. geçen karşıyaka-fener maçında karşıyakalıların aynı besteyi kullandığını duyunca hem şok oldum hem sevindim. oooo pustarades değil de ooo karşıyaka diye başlayan. müzik şundan aynı, bilenler tanır zaten hemen,

www.youtube.com

ben yayında sadece ooo karşıyaka kısmını duyabildim. devamı var mı bunun? varsa, nette dinleyebileceğimiz/görebileceğimiz bi kaydı var mı?

baktım şöyle bir mamafih bulamadım. bu akşamki maçı vermeyecek mi kimse?

darüşşafaka-royal halı gaziantep maçından sonra "antep'in nesi meşhur la baklavadan başka, yemelik??" diye araştırdım ve nohut dürümünü gördüm. çok hoşuma gitti. istiyorum.

kadıköy'de neresi yapar bunu? kadıköy olmasa da olur ama yakın olsa daha iyi yani şimdi nohut dürümü için uçak bileti almayak. nerde yenir bu kadıköy'de, istanbul'da?

bugün godsparticle çok benzer bir duyuru açmıştı. MR çekilmekten ciğerim solduğu için aslında çekiniyorum doktora gitmeye. kesin beyin MR'ı isteyecek. şikayetlerimin tamamını yazacağım. en azından ne olabileceği ya da ciddiyeti konusunda fikir almak istiyorum. bilen eden yardımcı olursa çok memnun olurum.

- bazen nefes alırken burnuma su kaçmış gibi hissediyorum. hani su kaçınca o tuzlu, acı bir tat olur ya. ona benzer bir tat duyuyorum. az önce oldu mesela 2-3 dakika kadar. sabahtan beri burnuma su temas etmiş değil.

- sık sık dengemi kaybediyorum. ayağım da problemli, direkt sebebi beyin midir bilmiyorum ama ayağımı yere normal bastığım halde "LAN LAN LAN DÜŞÜYOM AQ" diye aniden heyecana kapılıp tökezliyorum. birkaç kez aynı çizgi filmlerdeki gibi kendi etrafımda dönüp yere düştüm hatta kjsfsk

- dönem dönem baş ağrısı ve konfüzyon yaşıyorum. yani yer-zaman bilinci falan çok zayıflıyor. aptallaşıyorum bayağı. beyin kapatıyor kendini tamamen.

- bu sadece bir kez oldu. sağ gözümün yanında bi yerde böyle içerden piçuvk diye bi şey patladı sanki, ısındı orası. sonra hissizleşti. sonra 1-2 dakika içinde geri geldi.

- 15-20 adım uzağımdaki şeyleri algılamakta güçlük çekiyorum. görüş anlamında sıkıntı yok ama odaklanamıyorum. 2-3 kişi var mesela konuşan, tipleri net olarak görüyorum ama o imajı algılayamıyorum kafamda. garip bi şey biraz tam ifade edemedim.

***

şimdi bunları anlatsam direkt beyin MR'ı yazacak, bissürü uğraş dur. sinüzit falan mı acaba? yoksa başka bi şey mi? yeter bıktım lan.

sözlükte bile sadece 3 entry girilmiş bu lanet durumla ilgili. sizde veya bir tanıdığınızda, ismini duyduğunuz herhangi birinde denk gelmişliğiniz var mı buna? iyileştiler mi, kaldılar mı öyle ne oldular? yaşayanlarla konuşayım istiyorum ama türkiye'de bir tane adam bulamadım ulaşabileceğim.

daha doğrusu bulabilir miyim? yapan kişinin adını ve yorumda geçen birkaç kelimeyi hatırlıyorum. tüm facebook geçmişimi şakırt diye ortaya dökebilirsem ctrl+f ile kelime aramadan bulurum diye tahmin ediyorum. bulamaz mıyım onu? nasıl bulcam?

istanbul'da öğrenciyim. üç kişi kalıyoruz, ben en son geldim. yazları anamın yanında geçiririm, okul dışında istanbul'la hiçbir şekilde işim yok - olsun da istemiyorum. geçtiğimiz 2 yılda diğer iki evde kira göndermeye devam ettim yazları, fatura vermedim.

ama bu sene para biriktirmek istiyorum. 3 ay annemin yanında kalırken buraya 500 lira kira göndermek koyacak bana. diğer evlerde 350 falandı kira. diyorum ki ben burayı 2 veya 3 aylığına başka birine kiralasam, olur mu? kirayı o ödesin.

böylelikle hem ben evde yaşamaya devam ederim, hem de ben yokken ev arkadaşlarım sıkıntı yaşamaz, ayrıca param da benim cebimde kalmış olur. bunu onlarla henüz konuşmadım, gerek yok çünkü daha 5-6 ay var.

ama siz böyle bir şeye nasıl bakardınız? "ya yeni birisi gelmesin şimdi düzenimiz bozulmasın" der miydiniz? ya da birisi geldi ve onunla iyi anlaştınız diyelim, eski ev arkadaşınıza "sen git biz böyle iyiyiz" falan der misiniz?

ben bu fikri çok beğendim aslında ama böyle çok beğendiğim fikirler genelde dehşetle karşılanıyor. size de sorayım istedim.

sitesine girerken sorun yok da verilen linklere tıkladığımda bazen bu şekilde açılıyor deli oluyorum, system recovery yaptıktan sonra oldu,

imgur.com

java'nın son sürümü de var. belki alakalıdır diye baktım. neden oluyor bu?

vize alırken genelde vize bitiş tarihinden itibaren 3 veya 6 ay daha geçerli olması isteniyor ya pasaportun, vize istemeyen ülkelere seyahatta bu tarz uygulamalar var mı? benim pasaportum 15 kasım'a kadar geçerli diyelim, ben bugün 5 günlüğüne rusya'ya gitmek istesem "hmmm cnm sadece 7 günün kalmış olmaz yhaa" derler mi, diyebiliyorlar mı?

ben eve üçüncü olarak geldim, hat benim üstüme değil. ev arkadaşımın üzerine olmalı. yani muhtemelen onun üzerinedir. ben bu lanet football manager'ı 3 taksitleymiş galiba playstore'da, 60 tl'ymiş hem de, ordan alayım istiyorum.

nasıl yapıyoruz? arkadaşımdan onun üyelik bilgilerini alıp onun hesabından falan mı girmem lazım? bilmem gerekenler neler?

iyi geceler,

bu üniversite işlerine pek aşina ve hakim değilim, bir bilene danışayım istedim. muhtemelen tam final döneminde ameliyat olmam gerekecek. duruma göre, bir aya kadar kısa yürüyüşler dışında bir şeye yeltenmemem gerekebilir. peşin peşin sorayım,

1) doktordan kapı gibi raporum olduğu sürece bana finalden sıfır verme, terbiyesizlik yapma gibi şansları var mı? yoksa ske ske sonradan sınav yapacaklar mı?

2) dönem 27 aralıkta bitiyor. ben o tarihten sonra iyileşirsem, finallere giremezsem ne olacak? dönem bittikten sonra mı gireceğim sınavlara? nasıl oluyor o işler?

3) doktorun istirahati uygun gördüğü gün süresince rapor yazma hakkı var mı? yani 20 gün boyunca topluma karışmamam gerekecekse, çatırt diye 20 gün verebilir mi? yoksa sınırı var mı bunun?

ulan gitmiş nereye yapmış herifler, sahrayıcedid'de ne işi var kadıköy emniyet müdürlüğünün? fahrettin kerim gökay caddesi üzerinde gibi görünüyor ama yakınlarında durak murak da göremedim. buraya hangi otobos gidiyor nasıl şeyoluyor acaba bilen var mı? acıbadem'den gidicem ama problem değil yani daha kolay gelcekse beylikdüzü'ne geçip ordan giderim, sürprizliyimdir

önümüzdeki 2 ay içerisinde alfabeyle birlikte çok temel düzeyde de olsa yunanca öğrenmek istiyorum/öğrenmem lazım. YUNAN DEĞİLİM, İNGİLİZCE PLZ olsun, İSTANBUL SİNCE 1453 olsun, ABİ OLYMPİAKOS BENCE DE ÇOK BOZDU olsun bu tip cümleleri kurabilsem yeterli. gramerine detayına girmeye niyetim yok.

kiril alfabesini birkaç günde çözüvermiştim. yunan alfabesi için güzel kaynak bulamadım. yani hepsi alfa beta gamma falan diye harfleri yazıp geçmiş. okumak için örneklerle de pekiştiren, "bak canısı böyle olunca şöyle olur" tarzı açıklayan, temel düzeyde yardımcı olabilecek bir kaynak önerir misiniz?

ya hem çok güldüm, hem çok üzüldüm. duyuruyu facebook'a çevirmek de istemem ancak bunu paylaşmadan edemiyorum. çok komik değil mi şimdi bu yani,

www.facebook.com

sözlükte falan da okudum ama duyuruculara sorayım istedim. msg yokmuş bunun içinde. bu tabii ki sağlıklı olduğu, başka zehirler içermediği anlamına gelmiyor ama ara sıra gömmelik uygun bi' nudılmış gibime geldi. carrefour'da var mı? fiyatı ne kadar? tadı nasıl, doyuruyor mu? sizce gideri var mı? ne dersiniz? peki sizin bu konudaki fikirleriniz neler???

yanlış hatırlamıyorsam fm 12 ya da 13'ün kırılması çok uzun sürmüştü. "bundan sonra böyle gider" dedik ama galiba geçen sene daha oyun çıkmadan neredeyse patırt diye kırdılar. bu sene de şimdi oyun bugün çıktı. ne diyonuz?

grup aşaması 18 aralık ya da o civarda bitiyor. wikipedia sayfasında 30 aralık'ta top 16 başlar yazılmış ama 30'u salı gününe denk geliyor. nasıl olacak ki? top 16'daki ilk hafta maçları ne zaman olur belli değil mi? euroleague'in sitesine de baktım mamafih bulamadım.

çok rica ediyorum videonun başından başlayıp ilk tezahüratın bittiği yere kadarki kısmı (1:38) kesip, bittikte başa saracak şekilde şeyapabilir misiniz? yapılabiliyorsa eğer? ben sürekli başa dönmek zorunda kalmasam o kendi dönüp dursa?

www.youtube.com

ya geçen hafta da bu ikilinin sunduğu izlemiştim. çok hoşuma gitti. hem sunumu iyi hem de troll, milletin üstüne başına sakalına falan laf atıyo. adı sanı ne bu abimizin? tanıdık da geliyor ses ama çıkaramadım.

fransızkalanadam benim de psikolojimi bozdu. müsaadenizle biraz kendimi övüp ego tatmini yapacağım.

14-15 yaşımdayken internetten tanıştığım, karşılıklı hoşlaştığımız, buluştuğum kızlar falan oldu ama onlar zaten eskide kaldı. ayrıca yüz yüze görüp de hoşlanan, "gerçek" birilerinden bahsediyorum. hiç öyle biri olmadı. tek bir kişi vardı o da 2 hafta sonra delisin sapıksın manyaksın falan deyip bıraktı.

anlamıyom yani neden? elim yüzüm düzgün gayet. ortalama üstü bi tip sayılırım. boş beleş bi herif de değilimdir yani edebiyat olsun spor olsun tarih olsun çoğu konuda söyleyecek iyi kötü bi şeylerim vardır. okurum, yazarım çizerim. kibar, nazik, ölçülü, ağırbaşlı bi herifim. bakmayın duyuruda böyle arıza olduğuma normalde şeker gibi adamım.

amma gelin görün ki bu karşı cins hiç dönüp bakmıyo bile lan. niye ki? çekingenim ama öyle tehlikeli ya da aşırı bi durum söz konusu değil. gidip gayet konuşabiliyom. espri falan da yapıyom. güzel de yapıyom hatta.

yav gerçekten beş para etmez, barzonun teki olsam anlıcam. bi tane insan evladı da merak etmez mi, yakınlaşmak istemez mi lan? hani üniversitede kızlar teklif ediyodu?

ben hiçbi zaman "ayhh sevgilim olsun <33" adamı olmadım. ama kimse tarafından ilgi görmemek canımı sıkmaya başladı. egoist piçin teki olup çıktım. normalde kesinlikle süründürme, ağırdan satma gibi abuk subuk aktivitelerle işim olmaz. netimdir. ama artık birisinin hoşlandığını sezsem naza çekicem kendimi, doya doya tadına varayım diye. iyice kezo oldum.

kızlar? :/

tamam zamanında gripten bile ölünüyormuş ama benim sorduğum, nasıl desem, daha güçlü kuvvetli hastalıklar. mesela bugün ALS'nin tedavisi yok. yavaş yavaş eriyip ölüyor öyle insancıklar. neden olduğunu bilemiyorlar.

yakın zamana kadar bu şekilde seyreden, tıp dünyasını çaresiz bırakan, "la bu ney" dedirten ama sonrasında tedavisi geliştirilen hangi hastalıklar var? bu hastalıklarla, tedavinin geliştirilme süreciyle ilgili tıpla alakası olmayanların da anlayabileceği türde yazı-belgesel vs. var mı?

ALS özelinde soruyorum bunu, sizce tedavisi bulunur mu? yani bu son ice bucket muhabbetiyle dünya çapında çok büyük miktarlarda bağış toplandı. nereye gitti o paralar? çalışıyo mu bilim adamları, yan gelip yatmıyolar di mi?

ya bi yandan acayip komik ve saçma geliyor bu soru bana ama içim içimi yiyor. ben geçen çamaşırhaneye çamaşır verdimdi. karşılığında onlar da işte fiş verdi, ama fiş dediğim elle dolduruyolar işte ad soyad kaç makina kaç para vs. o yazıyo, makinadan çıkmıyo.

normalde gidip onu şrak diye koyuyodum masaya getiriyolardı çamaşırı. bu sefer kaybettim. çok net cüzdana koyduğumu hatırlıyorum ama yok lanet olası şey. benim neredeyse tüm kıyafetlerim orda. yarın sabah gidicem. fişi kaybettiğimi söyleyip adımı soyadımı ve çamaşırları bıraktığım zamanı söylesem verirler di mi lan? küçük bi yer zaten öyle kurumsal kimlik bikbik diyecek halleri yok.

ama korkuyom ya. "ooo kardeş o olmadan veremeyiss :))" derlerse ne halt edicem? orda çamaşırım olduğunu da ispatlayamam ki sonuçta?

telefon numaraları yok olsa sorcam. bilenler için söyliyim, kadıköy'de misak-ı milli sokak ya da bi ilerisinden girdiğiniz zaman az içerde. daisy olması lazım adının. orası.

ocak'ta yurtdışına çıkacağım. bugün sadece MR randevusu alındı ama doktorum "ameliyat gerekebilir, hazırlıklı ol" minvalinde bir laf söyledi. alt bel bölgesine bakılacak, yani poponun üstü. sırt değil de daha aşağısı. MR istek formunun üstünde "lomber diskjsfjfsksl" yazıyordu.

MR sonucu ancak önümüzdeki hafta çıkar. ameliyat gerekiyor diyelim... ne zamana randevu verilir? 15-20 gün hareket etmemem gerekir mi yani o tarz bir durum oluşur mu? yoksa bi hafta yatıp geri kalkar mıyım?

hayatımın fırsatını yakalamışım dışarı çıkmak için, ameliyatla çakışırsa yemin ediyorum kafayı yerim. lütfen çok yatmam gerekmediğini söyleyin :(

bazen, tamamen alakasız ya da benim alakayı kuramadığım zamanlarda, sağ omzum acayip ağrımaya başlıyor. omzun hareketlerinden etkilenmeyen bir ağrı. yani oynattığım zaman azalıp artmıyor. sabit. ne yaparsan yap ağrıyor. 2-3 dakika falan sürüyor ve bu süreçte sanki daha ağır nefes alıyormuşum gibi geliyor bana. kafa otomatik olarak yavaşlıyor gibi. belli belirsiz.

sol kolum ağrısa kalp falan diyeceğim de sağ ne alaka? bi de tam omuz bölgesi ağrıyor yani. incinme kırılma çatlama vs. olma olasılığı çok düşük, o tarz hiçbir hareket yapmadım. zaten son birkaç aydır oluyor bu yeni bir şey değil.

nereye göstermek gerek, ne olabilir?

kapıdaki numarayı soruyorum. 141 mi? gate 13 demeyin, 13 diye bir kapı yok o salonda. hepsi 100'lü.

www.ultrasathens.gr

şu pozisyondayım şu an,

www.careerealism.com

istanbul'da üniversite okuyorum ben. daha birinci sınıfım ama üç yıldır burdayım. mezun olduğumda eğer 6-7 bin lira maaş falan vermedikleri sürece istanbul'da kalmayı düşünmüyorum. ülkeden kaçamazsam, aklıma gelen 2-3 yerden biri karşıyaka.

izmir elitizmi yapmayacağım hiç merak etmeyin, onu ben de sevmem. ama bir spor manyağı olarak çok sempatik buluyorum oraları. ne güzel, belli bi kültürü olan basket takımınız var futbol takımınız var. güvenli de bi yer galiba.

yaşanmaz mı? çok güzel değil mi? hem basket hem futbol kombinesi alır, deli dana gibi ordan oraya gidip dururdum yav. bölümüm de orda yok ki. olsaymış keşke oraya gitseymişim en baştan. istanbul'u skim.

az önce yarının bitimine 5 saniye kala şut attı bir oyuncu. soktu. orda bitirdiler maçı. basketbola yabancı birisi değilim, çocukluğumdan beri sayısız maç izlemişimdir. son birkaç yıldır pek izlemiyordum sadece.

bu ne abi, çok saçma değil mi? yanılmadığımdan eminim. 6 saniye falan vardı adam şut attığında. sonra herkes kapattı dükkanı gitti. ayrıca aynı şey ilk çeyreğin sonunda da oldu. 2 saniye vardı ama onu da sıfırladılar, kullandırtmadılar. şu iki top belki 5-6 sayı oynatacak. neden böyle yapıyorlar? madem öyle saat tutmasınlar futbol gibi oynasınlar. bu ne yav.

"kredi kartı ya da rezervasyon ücreti yok, rezervasyon ücretsiz" diyen yerlerden ben çatır çatır kafama göre rezervasyon yaptırabilirim değil mi? sonradan sorun çıkmaz di mi? şöyle ki 5-6 haftalık periyotlar için farklı randevular alacağım. hangisi denk gelirse. yani şöyle söyliyim,

2-6 ocak
9-13 ocak
16-20 ocak

bu şekilde 5 veya 6 farklı rezervasyon yaptıracağım. çünkü fiyatlar inanılmaz ucuz ve iş netleştiği zaman muhtemelen iki katına çıkmış olur.

ücretsiz rezervasyonlarda ben bunu yapıp patır patır geri iptal edebilecek miyim? daha önce yapmışlığım var ama tek bir yerdi orda 6 tane değildi, o yüzden çekiniyom.

hostelworld'e bakıyorum da sadece şehir seçebiliyoruz. eskiden başka kriterler vardı en azından metroya yakın olsun merkeze yakın olsun gibi, onları da göremiyorum şu an. gerçi görsem de onlar benim işimi görmez.

şehir içinde bölge bölge hostel-kalacak yer arayabileceğim başka bir site, uygulama falan var mı? hostelworld'ün kendisinde var mı ya da böyle bir özellik? atıyorum istanbul için taksim, eminönü, kadıköy gibi seçimler yapabilelim istiyorum. nasıl yapcam onu?

her hostelin tek tek açıklamasını okumaktan gına geldi valla, adam gibi en başa yazmıyorlar adreslerini. yok haritasına bak yok etrafındakilere bak. eskiden böyle değildi bu site. çok bozmuşlar.

yabancı bir siteden alışveriş için pasaport numarasını yazmam gerekiyor. ürünü benim alma şansım yok. başkasına aldırtacağım. başka ülkeden birinin eline pasaport numaramın geçmesi bana sıkıntı yaratabilir mi? yaratırsa ne tür bir şey olur? senin benim gibi herhangi birisi o numarayla ne iş çevirebilir?

lütfen yaratmıyor olsun. vermedim henüz kimseye numara falan ama vermeden çok sıkıntılı iş. nasıl halletçem bilmiyorum. alternatifi de yok. napcaz be kamil?

biraz garip bir soru olacak ama, şu an acıbadem'de olup da silah seslerini ve düğünü duyan var mı? bir grup uzak sayılabilecek bir mesafede davul çalıp lülülü yapıyor ama benim kulağıma kadar geliyor. demin çata çata çata bir sürü silah sıktılar. bu kekoları polise şikayet etsek bir şey çıkar mı, gelir mi polis?

2-3 sene önce polonya için burada efsane kafa skmiştim. o dönemde vize işlerinin ıncığını cıncığını öğrendim, otobüse binmeyi bile çok karmaşık gören bir adam olarak vize konularında insanlara yardımcı olabilir hale geldim. sağolun, var olun. ama bazı şeyler hiçbir zaman öğrenilemiyor.

sorum bu sefer basit: sponsorum, anne babam dışında birisi olursa arıza çıkarma ihtimalleri var mı? çünkü polonya vizesi için başvurduğumda eniştemdi ve vize vermediler. ama o zaman lise bitmişti ve üniversiteye başlamamıştım, geri döneceğime inanmadılar herhal... şu an hem öğrenciyim hem çalışıyorum.

kan bağım olmayan birisi "seyahat masraflarını üstleniyorum, ay çok tatlı bu çocuk, ben gönderiyorum gezsin diye" yazıp imzalar ve kendi belgelerini sunarsa (parası bol, zengin, ooOoOoOo) konsolosluğun bozuk atma ihtimali nedir? var mıdır?

lisenin en çok okul maçlarını özledim sanırım. başta "her okulda öyledir canım bize özel değil" diye düşünüyordum ama birkaç arkadaşımın "yoo biz okul takımı olup olmadığını bile bilmezdik" sözleri olsun, hafızamı yokladığımda hatırladığım rakip okulun boş bıraktığı tribünler olsun bazı okulların bunu iplemediği düşüncesi oluşturdu kafamda.

siz lisedeyken okul takımınızın maçlarına gidiyo muydunuz? ben bizimkileri düşününce kafamı yana yatırıp gülümsüyom ister istemez. kendi halinde bir ilçenin yine ortalama bi anadolu lisesi olmamıza rağmen bissürü pankartımız, iyi kötü bestemiz falan bile vardı bizim. ilçenin diğer okuluyla oynadığımız maçlarda banko kavga çıkardı, polis anonsu falan olurdu bissürü. öyle ki başka maça gidip rakip için tezahürat yaptığımız bile oluyodu. meşale yaktığımız için salondan atıldığımız oldu. çok güzeldi lan. o atmosferi cimbom'un maçlarında bile bulamadım ben açıkçası.

(bkz: biz orospu çocuğuyduk)

sizde var mıydı böyle şeyler? yoksa bizim okul cidden çok mu tatlıymış :(

2 ya da 3 günlük. kutu ayran kapalı. hiç açılmadı. oda sıcaklığında bekliyo. ama odanın da pek sıcak olduğu söylenemez. montla hırkayla falan duruyorum, soğuk biraz hehe. bozulmaz di mi bunlar ağzı kapalıyken?

rok, abdülkerim durmaz, sinan engin ve ahmet çakar bu akşam var mı yine? biri bana onların sadece pazar ve pazartesi akşamı olduğunu söylemişti. öyleyse eğer bu akşamdaki yayında kim var?

şunun gibi mesela kafa yakan, insanı ürperten türden ilginç çalışmalardan söz ediyorum,

www.youtube.com

ben bu tarz şeyler izleyince "kim hangi kafayla yapmış olabilir bunu" diye düşünüyorum. derken ben de uçuyorum öylelikle.