diğer ülkelerde de durum böyle midir bilmiyorum ama ulan bu devlet olarak, ülke olarak bir acizlik değil midir? her türlü deprem ve benzeri doğal afette yetkili arama kurtarma birimi olarak akut devreye giriyor.
şimdi akut nedir abi? tamamen bağışçıların yardımlarıyla finanse olan tamamen gönüllü bir dernek değil midir? yani şöyle bir bakınca kanarya sevenler derneği ile akut arasında resmi olarak hiçbir fark yok. ve ülke olarak biz akut'a muhtacız. adamlar tamamen gönüllülük esasına dayanıp topladıkları bağışlarla canla başla çalışıp insan kurtarıyorlar.
ulan devletin sırf bu iş için yetkili, devlet tarafından finanse edilen, devlet çatısı altında, resmi bir kimliğe sahip bir birimi olmaz mı? yani koca bir ülke arama kurtarma için dernekler kanunu'na tabi bir derneğe muhtaç mıdır? bu kadar aciz midir bu ülke? akut yarın bir gün "bana ne kardeşim ben tasfiye ettim derneği" diyip çekip gitse dımdızlak kalacak mıyızdır?
yani bir ülkede polis olmadığını, hırsızları "hırsız yakalama derneği" diye, cinayetleri "cinayet çözme derneği" diye bir derneğin yakaladığını, çözdüğünü falan düşünün. öyle bir durum değil midir bu?
şimdi akut nedir abi? tamamen bağışçıların yardımlarıyla finanse olan tamamen gönüllü bir dernek değil midir? yani şöyle bir bakınca kanarya sevenler derneği ile akut arasında resmi olarak hiçbir fark yok. ve ülke olarak biz akut'a muhtacız. adamlar tamamen gönüllülük esasına dayanıp topladıkları bağışlarla canla başla çalışıp insan kurtarıyorlar.
ulan devletin sırf bu iş için yetkili, devlet tarafından finanse edilen, devlet çatısı altında, resmi bir kimliğe sahip bir birimi olmaz mı? yani koca bir ülke arama kurtarma için dernekler kanunu'na tabi bir derneğe muhtaç mıdır? bu kadar aciz midir bu ülke? akut yarın bir gün "bana ne kardeşim ben tasfiye ettim derneği" diyip çekip gitse dımdızlak kalacak mıyızdır?
yani bir ülkede polis olmadığını, hırsızları "hırsız yakalama derneği" diye, cinayetleri "cinayet çözme derneği" diye bir derneğin yakaladığını, çözdüğünü falan düşünün. öyle bir durum değil midir bu?
şimdi diyorlar ki erkekler 3 ayda bir, maksimum iki ayda bir kan bağışlayabilir.
peki donör formunda yalan söyleyip bu sürelerden daha kısa süre içinde kan bağışlamanın sakıncası kimedir? yani bağışçı kansız kalır o yüzden mi, bağışçıyı korumak için mi? yoksa alınan kan daha tam olmamış mıdır, hücreleri, bilmemneleri falan eksiktir de kanı alacak kişiye mi yaramaz, cıvık sulu kan falandır?
peki donör formunda yalan söyleyip bu sürelerden daha kısa süre içinde kan bağışlamanın sakıncası kimedir? yani bağışçı kansız kalır o yüzden mi, bağışçıyı korumak için mi? yoksa alınan kan daha tam olmamış mıdır, hücreleri, bilmemneleri falan eksiktir de kanı alacak kişiye mi yaramaz, cıvık sulu kan falandır?
ürün dediğim de 15 liralık bir tornavida seti. 20 ağustos'ta sipariş ettim. satıcı hong kong'tan yolluyor. free shipping yani bildiğin adi posta ile. hala gelmedi. bugüne kadar onlarca şey aldım hepsi geldi, bu gelmedi. satıcıya mail attım, kendisiyle alakalı olmadığına eminim, kesin bir yerlerde kayboldu. sorry diyor, istersen tekrar gönderebilirim ya da paranı iade edebilirim diyor. 15 lira için iade falan uğraşmak istemem. tekrar yollarım diyorsa yollasın madem de sorun şu:
şimdi bu 15 liralık skimin ürünü gümrükte falan kaldıysa, hani yeni olay var ya, tutara değil sipariş adedine bakıyorlarsa falan, o yüzden alıkodularsa bir yerlerde, yeni gelecek olan da alıkonur. neyime bakıp anlıyorlar benim daha ünce ürün sipariş etmiş olduğumu? üstüne adım soyadım yerine götümden isim sallatsam öyle göndertsem mesela olur mu? ya da adresi evirsem semtibaşa caddeyi sona yazsam, ya da iş adresime değil eve yollatsam falan? ne yapayım da yenisi de kalmasın bir yerlerde?
şimdi bu 15 liralık skimin ürünü gümrükte falan kaldıysa, hani yeni olay var ya, tutara değil sipariş adedine bakıyorlarsa falan, o yüzden alıkodularsa bir yerlerde, yeni gelecek olan da alıkonur. neyime bakıp anlıyorlar benim daha ünce ürün sipariş etmiş olduğumu? üstüne adım soyadım yerine götümden isim sallatsam öyle göndertsem mesela olur mu? ya da adresi evirsem semtibaşa caddeyi sona yazsam, ya da iş adresime değil eve yollatsam falan? ne yapayım da yenisi de kalmasın bir yerlerde?
sevgili arkadaşlar. son zamanlarda tanıtımlarda reklamlarda falan sıkça görür oldum. bi facebook adresi veriyorlar, bi twitter adresi veriyorlar, bi de #hede diye bir adres veriyorlar. bu sonuncusu ne oluyor?
mesela trafikte sorumluluk hareketi reklamı çıkıyor. sonunda
facebook.com/bıdıbıdı
twitter.com/bıdıbıdı
#bıdıbıdı
diye adres veriliyor. nedir bu # ile başlayan?
mesela trafikte sorumluluk hareketi reklamı çıkıyor. sonunda
facebook.com/bıdıbıdı
twitter.com/bıdıbıdı
#bıdıbıdı
diye adres veriliyor. nedir bu # ile başlayan?
hem de yepisyeni arama fasilitesinden.
compucum arama fasilitesi türkçe karakterleri yok sayıyor galiba. yani ben "tava" diye arama yapıyorum, "tavşan" çıkıyor. zannedersem ki aradaki ş harfini görmüyor, "tavşan" kelimesini de "tavan" olarak algılayıp sonuç diye getiriyor.
arz ederim.
edit: "tavla" kelimesi de geldi. türkçe karakter sorunu olmayabilir ama bir ipnelik var.
compucum arama fasilitesi türkçe karakterleri yok sayıyor galiba. yani ben "tava" diye arama yapıyorum, "tavşan" çıkıyor. zannedersem ki aradaki ş harfini görmüyor, "tavşan" kelimesini de "tavan" olarak algılayıp sonuç diye getiriyor.
arz ederim.
edit: "tavla" kelimesi de geldi. türkçe karakter sorunu olmayabilir ama bir ipnelik var.
duyuruya cevap vermek için cevapla diyorum, textbox açılıyor, cevabı yazıyorum, sonra beğenmiyorum, gizle diyip textbox'ı kapatıyorum. sonra aynı duyuruya tekrar bi cevap yazmaya karar verip tekrar cevapla'ya tıklıyorum, textbox açılmıyor. firefox'ta denedim. ama ie8'de de böyle bir şey vardı son kullandığımda.
edit: cevap yazmadan, bomboş textbox'a da gizle diyip kapatıp sonra tekrar açmaya çalışınca açılmıyor.
edit: cevap yazmadan, bomboş textbox'a da gizle diyip kapatıp sonra tekrar açmaya çalışınca açılmıyor.
internet explorer kullanırken izlediğim flash videoları yüklemesi bittikten sonra temporary internet files klasörüne atardı, ben de o klasöre girer, flv dosyalarını oradan kopyalardım, böylece indirmiş olurdum.
lakin firefox amcanın bu flash video dosyaları sakladığı klasörü bulamadım. eklentisiz meklentisiz nasıl bulur da kopyalarım bu videoları? illa bir eklenti mi lazımdır?
lakin firefox amcanın bu flash video dosyaları sakladığı klasörü bulamadım. eklentisiz meklentisiz nasıl bulur da kopyalarım bu videoları? illa bir eklenti mi lazımdır?
bir hasta için kan vermek üzere kan merkezine gittim. yokuş yukarı bi ton yürüdüm, meğer oraya verilmiyormuş, başka yer alıyormuş, oraya da bi ton yol yürüdüm gittim. bağış öncesi tansiyonumu ölçtüler 16-11. dediler tansiyon hastalığın mı var, yok dedim öküz gibi yokuş çıktım, bi saattir yürüyorum ondandır. git dinlen bi de yemek ye bu arada öğlen oldu dediler. gittim yemek yedim geri geldim, ölçtü yine 16-11.
alamayız dedi tık tık bilgisayara bi şey işledi gönderdi.
ne oldu şimdi benim sicilime mi işlendi, her kan verme teşebbüsümde reddedilen donör diye karşıma çıkacak mı bu?
alamayız dedi tık tık bilgisayara bi şey işledi gönderdi.
ne oldu şimdi benim sicilime mi işlendi, her kan verme teşebbüsümde reddedilen donör diye karşıma çıkacak mı bu?
ya bu yakala.co isimli fırsat siteine üye olmuştum geçenlerde. bir mail geldi. çanta şu fiyata indi diye. iyi, girdik siteye, fırsata tıkladık, aldık, kredi kartı numerosunu falanını girdik, işlem tamamlandı. lakin site bi de bana kupon kodu verdi "aha bu da kupon kodunuz" diye. ama o kupon kodunu ne yapıcam, çantanın siperişinin tamamlanması için bi yere falan mı girmem lazım, yoksa sonraki alışverişlerim için bi indirim falan mı nedir söylememişler. alışverişten sonra her sitenin yaptığı gibi "siparişiniz alınmıştır, şu kadar para çekiliştir, şu adrese gönderilecektir" diye bir mail de gelmedi. gele gele "bravo aha kupon kodun" diye bi mail gelmiş. arkadaş siparişim tamamlandı mı şimdi ve ben ne yapıcam bu kodu? parayı da çekmişler karttan.
evet bu "yükseltilebilir" iso dedikleri nedir abi? nasıl yükseltiliyor? yani 550d'nin özelliklerine bakıyorum mesela iso 100-6400 arası (12800'e yükseltilebilir) yazıyor. nasıl yükseltiliyor?
şu yeni olaya bir türlü kafam basmıyor. hani aynı kişi aynı ay içinde birden veya ikiden fazla şey alamıyor falan diye bir şey çıktı. bunu nasıl ve neye göre (adrese göre mi, isme göre mi) saydıklarını anlamadığım yetmezmiş gibi bir de şunu anlamadım.
çindeki hong kong'daki bir arkadaşım bana mektup yazamaz mı? gümrükteki adam "artık e-mail var ehehe mektup mu kaldı yarram, mail ile haberleş, gelen zarf mutlaka bir üründür" falan mı diyor? zira bana gelen/gelecek olan şey, baloncuklu sarı zarf içinde küçücük bir şey. üstünde gönderenin ve benim adresim var, 1-2 de çince yazı. bildiğin mektup gibi geliyor zarfta. kutu değil, paket değil. kankam çinden mektup yazmış lan, olamaz mı? baloncuklu poşet mi bozuyor işi? nereden biliyor içindekinin ürün olduğunu?
çindeki hong kong'daki bir arkadaşım bana mektup yazamaz mı? gümrükteki adam "artık e-mail var ehehe mektup mu kaldı yarram, mail ile haberleş, gelen zarf mutlaka bir üründür" falan mı diyor? zira bana gelen/gelecek olan şey, baloncuklu sarı zarf içinde küçücük bir şey. üstünde gönderenin ve benim adresim var, 1-2 de çince yazı. bildiğin mektup gibi geliyor zarfta. kutu değil, paket değil. kankam çinden mektup yazmış lan, olamaz mı? baloncuklu poşet mi bozuyor işi? nereden biliyor içindekinin ürün olduğunu?
evet illa ki ie hastasıyım, farklı tarayıcı kullanmiycam.
şu alttaki künyenin sayfanın ortasında duyuruların üstünde çıkması problemini çözmüyorsunuz anladım, uğraşmak istemyior olabilirsiniz. gittim ie9 yükledim, onunla uyumlu dediniz, lakin bu sefer de cevap yazarken, ediltlerken falan cursor yok abicim. arada göz kırpıyor, nerede olduğunu görüyorum. mesela mouse ile yazının ortasına bir yere tıkladım diyelim, oraya ekleme yapıcam, cursor yok. yazı yazmaya başlayınca tıkladığım yere yazıyor ama ben yazı yazmadan cursor nerede göremiyorum.
kırpsın bu, normal cursor gibi tıkladığım yerde kırpışsın ki nereye yazacağımı bileyim. resmen ezbere takılıyoruz.
başka yaşayan varsa diye soru olarak açıyorum hani belki bug değildir, benim bilgisayar kaynaklıdır falan.
şu alttaki künyenin sayfanın ortasında duyuruların üstünde çıkması problemini çözmüyorsunuz anladım, uğraşmak istemyior olabilirsiniz. gittim ie9 yükledim, onunla uyumlu dediniz, lakin bu sefer de cevap yazarken, ediltlerken falan cursor yok abicim. arada göz kırpıyor, nerede olduğunu görüyorum. mesela mouse ile yazının ortasına bir yere tıkladım diyelim, oraya ekleme yapıcam, cursor yok. yazı yazmaya başlayınca tıkladığım yere yazıyor ama ben yazı yazmadan cursor nerede göremiyorum.
kırpsın bu, normal cursor gibi tıkladığım yerde kırpışsın ki nereye yazacağımı bileyim. resmen ezbere takılıyoruz.
başka yaşayan varsa diye soru olarak açıyorum hani belki bug değildir, benim bilgisayar kaynaklıdır falan.
samsung led tv'mize ses sistemi takalım dedik ama o da ne? teknoloji geliştikçe her haltı yeniliyorlar tabi, bu televiyzonun arkasında harici ses sistemi bağlamak için bir çıkış yok. yani var da optik dijital çıkış var. sağ ve sol diye kırmızı ve beyaz renkli dişi rca jakı olan analog çıkıştan yok. optik girişli ses sitemlerine bakıyorum, en aşağısı 5+1 ve ökküz gibi fiyatları var. lan tek istediğin şu seneler önce aldığım 2+1 ses sitemini bağlayabilmek. biri sağ biri sol olmak üzere iki tane rca jak var, ama tv'de bunları takabileceğim analog çıkış yok. ha kulaklık çıkışı var, adaptörnen kulaklık çıkışına takınca oluyor ama bu sefer de televizyon kendini kulaklık takılı zannettiği için ses özellikleri falan çalışmıyor.
yok mudur optik çıkışa bunu bağlamanın bir yolu, ya da ucuz yollu optik girişli ses sistemi? 2+1 yeter. fazlasında gözüm yok.
yok mudur optik çıkışa bunu bağlamanın bir yolu, ya da ucuz yollu optik girişli ses sistemi? 2+1 yeter. fazlasında gözüm yok.
şu adaptörü olmayan 2.5" harici disklerden alıcam bi tane. sabah birisi vatan'da %25 indirim demişti, kaçırmadan sorayım.
wd alacağım o kesin de bir wd elements var (ki bunun 3.5" adaptörlüsünü kullanıyorum çok memnunum), bir de yine wd passport essential var. 20 lira daha pahalı, daha şık.
farkı var mıdır? hangisini alayım? amacım hayati belgeleri arşivlemek değil, içine film doldurup lcd televizyona usb'den bağlamak ve film silip yeni film atmak dışında da çıkarmamak. başkalarından film almak amaçlı taşıyacağım elbet. yani bütün amaç film.
wd alacağım o kesin de bir wd elements var (ki bunun 3.5" adaptörlüsünü kullanıyorum çok memnunum), bir de yine wd passport essential var. 20 lira daha pahalı, daha şık.
farkı var mıdır? hangisini alayım? amacım hayati belgeleri arşivlemek değil, içine film doldurup lcd televizyona usb'den bağlamak ve film silip yeni film atmak dışında da çıkarmamak. başkalarından film almak amaçlı taşıyacağım elbet. yani bütün amaç film.
çok terliyorum. her sabah duşumu alıp, deodorantımı sıkıp, temiz giysiler giydiğim halde daha akşam olmadan koltuk altımdan rahatsız edici kokular gelmeye başlıyor. demek ki deodorant yeterli gelmiyor. nivea'nın pudralı deodorantlarından kullanıyorum, dry impact midir nedir. üstünde 48h (48 saat) yazıyor. bırak kırk sekizi, sekiz saat bile idare etmiyor.
bana deodorant önerebilir misiniz? en azından ertesi sabaha kadar, bilemedin gece yatana kadar ter kokusu problemim olmasın.
doktora git, terbezlerini yaktır falan demezseniz sevinirim, öyle bir müdahaleye açık değilim.
bana deodorant önerebilir misiniz? en azından ertesi sabaha kadar, bilemedin gece yatana kadar ter kokusu problemim olmasın.
doktora git, terbezlerini yaktır falan demezseniz sevinirim, öyle bir müdahaleye açık değilim.
gerizekalılığım tuttu biri bana açıklarsa sevinirim.
mustafa ceceli'nin "eksik" diye bir şarkısı var. nakaratında diyor ki "sensiz olmaz sensizlik anlatılmaz hep eksik diyorum ya o bile az"
arkadaş "hep eksik diyorum ya, o bile çok" olması gerekmez mi bunun? zaten eksik işte, "o bile az" ne demek?
mustafa ceceli'nin "eksik" diye bir şarkısı var. nakaratında diyor ki "sensiz olmaz sensizlik anlatılmaz hep eksik diyorum ya o bile az"
arkadaş "hep eksik diyorum ya, o bile çok" olması gerekmez mi bunun? zaten eksik işte, "o bile az" ne demek?
ara sıra tekrar izlerken kafama takıldı.
şimdi polat ve ekibi savcıyı ve köstebeği adliye girişinde vurmak üzereyken başkaları (konsey) vurmuş, ihale çakır'da kalmıştı hatırlarsanız "o vurdurttu" diye. bu aşamada savcı, çakır'ı sorgulaması için "birine" izin verdi. bu "biri"nin kim olduğundan hiç bahsedilmedi. hep ima edildi, kendi aralarındaki muhabbette "çok iyi bildiğiniz biri" dendi, "kim olduğu malum" dendi, aynı adam tombalacı'nın evinde ve arabasında görüldü. serçe parmağında yüzük vardı. çakır'ı karanlık bir odada daracık bir kutuya kapatıp işkence yaparak sorguladı/sorgulattı hani.
kimdi bu adam? kimi temsil ediyordu? çakır ve çetesinin "çok iyi bildiği" derken kim kast ediliyordu? yani sanki bildiğimiz ya da bilmemiz gereken birisi gibiydi ama hiç zikredilmedi.
kimdi?
şimdi polat ve ekibi savcıyı ve köstebeği adliye girişinde vurmak üzereyken başkaları (konsey) vurmuş, ihale çakır'da kalmıştı hatırlarsanız "o vurdurttu" diye. bu aşamada savcı, çakır'ı sorgulaması için "birine" izin verdi. bu "biri"nin kim olduğundan hiç bahsedilmedi. hep ima edildi, kendi aralarındaki muhabbette "çok iyi bildiğiniz biri" dendi, "kim olduğu malum" dendi, aynı adam tombalacı'nın evinde ve arabasında görüldü. serçe parmağında yüzük vardı. çakır'ı karanlık bir odada daracık bir kutuya kapatıp işkence yaparak sorguladı/sorgulattı hani.
kimdi bu adam? kimi temsil ediyordu? çakır ve çetesinin "çok iyi bildiği" derken kim kast ediliyordu? yani sanki bildiğimiz ya da bilmemiz gereken birisi gibiydi ama hiç zikredilmedi.
kimdi?
efem şimdi yeni aldığımız samsung led tv'de allshare denen bir özellik var. televizyon wireless olarak modeme bağlanıyor ve kendini wireless olarak evdeki ağa tanıtıyor. bilgisayara da yüklediğiniz yazılımıyla klasör paylaşırsanız o klasördeki filmi müziği falan televizyondan bilgisayara bağlanıp izliyorsunuz. pazar günü normal düşük çözünürlüklü bir film ile denedik, güzel.
lakin dün akşam 720p bir film açayım dedim bilgisayara bağlanarak, sürekli takılıyor. bunun nedenini de wireless modemin aktarma hızına bağladım.
şimdi sorular:
1. bir modemin bilgiyi gönderme hızı nedir, nasıl öğrenilir?
2. 1080p, 720p veya daha düşük bir filmin kesilmeden izlenebilmesi için o filmin harddiskten çıkma hızı mı diyim artık, modeme gelme, modemden gitme hızı mı neyse işte o ne olmalıdır? yani modemin maksimum hızından yavaş olmalı ki kesintisiz olsun. modemin kaldıramayacağı bir aktarım gerektiriyorsa elbet takılır.
anlatabildim umarım. bu değerlere nereden bakabilirim? nasıl öğrenebilirim?
lakin dün akşam 720p bir film açayım dedim bilgisayara bağlanarak, sürekli takılıyor. bunun nedenini de wireless modemin aktarma hızına bağladım.
şimdi sorular:
1. bir modemin bilgiyi gönderme hızı nedir, nasıl öğrenilir?
2. 1080p, 720p veya daha düşük bir filmin kesilmeden izlenebilmesi için o filmin harddiskten çıkma hızı mı diyim artık, modeme gelme, modemden gitme hızı mı neyse işte o ne olmalıdır? yani modemin maksimum hızından yavaş olmalı ki kesintisiz olsun. modemin kaldıramayacağı bir aktarım gerektiriyorsa elbet takılır.
anlatabildim umarım. bu değerlere nereden bakabilirim? nasıl öğrenebilirim?
bu ikisinin arasında uzun ömürlü sütün tetra pak ambalajda olması dışında başka bir fark var mı? süt aynı süt mü? yoksa uzun ömürlü süt, uzun ömürlü olabilsin diye tetra pak ambalaj dışında başka bir işleme (farklı bir ısıl işlem veya katkı maddesi eklenmesi gibi) tabi tutuluyor mu? yoksa bütün olay tetra pak ambalajda mı?
1. yer bulabilir miyiz, çok mu geç kaldık?
2. tavsiye edebileceğiniz bir yerler var mı?
bütçe: iki kişi günlük 150-160 civarı. odakahvaltı olursa iyi olur.
döküntü pis pansiyonlardan olmasın ama.
2. tavsiye edebileceğiniz bir yerler var mı?
bütçe: iki kişi günlük 150-160 civarı. odakahvaltı olursa iyi olur.
döküntü pis pansiyonlardan olmasın ama.
bu büyük bahçeleri sulayan çim sulama fıskiyeleri niye suyu fıt fıt fıt fıt diye kesik kesik gönderecek bir mekanizmayla fışkırtır? doğrudan kesintisiz fısss diye püskürtse olmuyor mu? olay sadece havada suylaçiş gibi düzgün çizgi yerine kesik kesik çizgi çizip görsellik yaratmak mıdır? sulamaya bir artısı var mıdır bunun?
amacım içinde hd film doldurup, usb'den televizyona bağlayıp izlemek. yani öyle hayati fotoğraf arşivimi, belgelerimi falan yedekleme amacım yok. illa wd falan almasam, duyulmadık markalardan alsam falan işimi görür mü? yoksa çok mu tırt olur, okuması yazması yavaş olup da film izlemeyi eziyete çevirir mi?
arkadaşlar ankara yönünden eskişehir yönüne doğru giderken eskişehir yolu açık mı? kapalıysa nereden itibaren kapalı ve trafik nasıl?
kızılay'dan bilkent'e gideceğim arabayla. bilkent köprüsüne kadar herhangi bir çalışma, kapalı yok, trafik vs. var mı?
kızılay'dan bilkent'e gideceğim arabayla. bilkent köprüsüne kadar herhangi bir çalışma, kapalı yok, trafik vs. var mı?
samsung garantilidir değil mi? paralel maralel satmazlar di mi?
samsung mağazalarına göre ziyadesiyle ucuz çünkü aynı ürün. kampanyadan dolayı mıdır?
samsung mağazalarına göre ziyadesiyle ucuz çünkü aynı ürün. kampanyadan dolayı mıdır?
3.5m x 3.5m boyutlarındaki yaklaşık 12 m2'lik bir oda için 40" lcd televizyon:
a. ideal
b. büyük
c. küçük
süreniz başladı.
a. ideal
b. büyük
c. küçük
süreniz başladı.
tatile git dön sorular birikti, tatil yolunda kafaya takılanlar no:1
sollama yasağı işareti:
1. yuvarlak kırmızı çerçeveli beyaz tabela. yanyana iki tane siyah araba var, soldakinin üstü kırmızıyla çapraz çizilmiş.
2. yuvarlak kırmızı çerçeveli beyaz tabela. yanyana iki tane araba var. soldaki kırmızı, sağdaki siyah. üstü çizilen falan yok.
ne farkı var bunların?
sollama yasağı işareti:
1. yuvarlak kırmızı çerçeveli beyaz tabela. yanyana iki tane siyah araba var, soldakinin üstü kırmızıyla çapraz çizilmiş.
2. yuvarlak kırmızı çerçeveli beyaz tabela. yanyana iki tane araba var. soldaki kırmızı, sağdaki siyah. üstü çizilen falan yok.
ne farkı var bunların?
şu finansbak reklamlarını görünce kalıma geldi. küçüklüğünden beri rüzgarla sevişen bir eleman var, büyüyünce rüzgar türbinlerini dikmiş, önünde melih gökçek duruşu yapıyor.
nasıl yani lan? ben arazime rüzgar türbini kurup elektrik üretebiliyor muyum? hadi ürettim, ne yapıcam lan o elektriği ben? elimi öpene, ya da devlete falan kimeyse işte tedaş mıdır nedir ona satabiliyor muyum? böyle önüne gelen ben rüzgar şeyi yapıcam, elektrik üreticem diyene devlet elinde tuzlukla koşup elektriği satın alıyor mu? nedir bu finansbank'tan kredi çekip türbin kurma olayı? nasıl oluyor?
nasıl yani lan? ben arazime rüzgar türbini kurup elektrik üretebiliyor muyum? hadi ürettim, ne yapıcam lan o elektriği ben? elimi öpene, ya da devlete falan kimeyse işte tedaş mıdır nedir ona satabiliyor muyum? böyle önüne gelen ben rüzgar şeyi yapıcam, elektrik üreticem diyene devlet elinde tuzlukla koşup elektriği satın alıyor mu? nedir bu finansbank'tan kredi çekip türbin kurma olayı? nasıl oluyor?
arkadaşlar buz devri filminde (dün akşam televizyonda vardı, buz devri-1) kaplan diego'yu bebeği kaçırması için gazlayıp duran, kaplan çetesinin başı gibi olan kaplanı kim seslendiriyor? çok tanıdık bir ses ama kim olduğunu bir türlü çıkaramadım.
peşin edit: diego'yu haluk bilginer seslendiriyor. sorduğum o değil. kaplan ve seslendirme kelimelerini görüp haluk bilginer diye atlamayın.
peşin edit: diego'yu haluk bilginer seslendiriyor. sorduğum o değil. kaplan ve seslendirme kelimelerini görüp haluk bilginer diye atlamayın.
arkadaşlar dün gece sahurda ayıptır söylemesi mantarlı et sote yedim. bir parça et, iki azı dişimin arasında kaldı. şu görseldeki amınakodumun kürdanlı diş ipiyle temizleyeyim dedim. diş ipini iki dişim arasına soktum, temizledim, dişlerimin arasından çıkarırken ip koptu ve kopan bir parça iki dişimin en sıkışık arasında kaldı. başka bir diş ipi denedim, mümkün değil girmiyor o iki dişin arasına, kopuyor. normal naylon ip denedim, girmedi. misina buldum evde, girmedi. onlar bile koptu düşünün nasıl sıkışmışsa iki dişin arasına. diş fırçasının kıllarını sokayım dedim, ağzım kan revan oldu yine çıkaramadım. allah sizi inandırsın toplu iğne bile soktum, verdiği rahatsızlık hissine dayanamadığımdan. oruç da yalan oldu onunla uğraşmaktan ne su içtim, neadam gibi bir şey yedim. allah affetsin tutmadım bugün.
şimdi ben bunu nasıl çıkaracağım? biraz alıştım sızlamasına ama hissediyorum hala orda. diş hekimine mi gdeyim? o çıkarabilir mi?
şimdi ben bunu nasıl çıkaracağım? biraz alıştım sızlamasına ama hissediyorum hala orda. diş hekimine mi gdeyim? o çıkarabilir mi?
bugüne kadar gittiğim tüm eczanelerde duvarsa eczacının büyük boy vesikalık fotoğrafını gördüm. eczanelere eczacının büyük boy vesikalığını asmak bir zorunluluk mudur? yoksa adam kendi işyerine fotoğrafını asmış işte, süs gibi. öyle bir şey midir?
hasta almaya giden veya hastayı hastaneye götüren ambulansların illa ki cayır cayır siren çalması zorunlu mudur? yani ben o sireni yolu açmak için, trafikteki araçlardan yol isteyip çabuk ulaşmak için çalıyor diye biliyorum. yanılıyor muyum? bomboş, hiç trafik olmayan bir yolda da vaiiiii diye öttürme gibi bir zorunlulukları var mı? yol açık, önü bomboş işte, hala niye öttürüyor onu?
not: götünden anlayacaklar cevap vermesin.
not: götünden anlayacaklar cevap vermesin.
balkonumuza, hem de tam girip çıktıığmız kapının yanına ısrarla yuva yapmaya çalışan güvercinlerin nihayet ayaklaarını kestik (geçen sene yumurtladığı saksıyı bulmuş barbekünün içinde meğer, saksıyı atınca gittiler). yam oh rahat ettik derken o da ne? ertesi sabah balkon kapısının hemen dışında çörekotu gibi gıdı gıdı bir hayvan boku var. fare boku gibi. ara tara etrafta bir hayvan yok. neyse temizledik, ertsi gün yine aynı yerde aynı boklar. ama duvarda, kapıda, kapının tahtasının içinde falan hiçbir hayvan yok.
dün gece saat 2'de yattık, yatarken baktım ki siyah tüylü bir hayvanat, duvarın üstünde duruyor. ne olduğunu tam çözememekle birlikte zannedersem bir yarasa. gecenin yarısı gelip oraya yapışıyor, sıça sıça uuyor, sabah gidiyor demek ki.
nedir arkadaş hayvanatlardaki bu bizim balkon merakı? bu yarasanın ayağını nasıl keseriz oradan? hayır korkarım da mendeburdan. görmek bile içimi bi tuhaf yapıyor.
dün gece saat 2'de yattık, yatarken baktım ki siyah tüylü bir hayvanat, duvarın üstünde duruyor. ne olduğunu tam çözememekle birlikte zannedersem bir yarasa. gecenin yarısı gelip oraya yapışıyor, sıça sıça uuyor, sabah gidiyor demek ki.
nedir arkadaş hayvanatlardaki bu bizim balkon merakı? bu yarasanın ayağını nasıl keseriz oradan? hayır korkarım da mendeburdan. görmek bile içimi bi tuhaf yapıyor.
bu "emrah koş ananı..." kalıbı hangi emrah filminde kullanılıyor?
bonus: "anamız orospu olmuş gülcan" hangi filmde?
bonus: "anamız orospu olmuş gülcan" hangi filmde?
hayatımda kpss kursuna gitmedim. kpss'nin test tekniği ile ilgili bilgim yok.
şimdi "1982 anayasasına göre milletvekili sayısı kaçtır" diye bir soru vardı mesela. burada 1982 anayasası derken, anayasanın 1982'deki halini mi sormak istiyor, yoksa güncel halini mi? halen kullandığımız anayasa da 1982 anayasası olarak adlandırılıyor lakin maddeleri kaç kere değişti. yani bu yokarıdaki sorunun cevabı 1982 yılındaki gibi 450 mi, yoksa son değişmiş hali olan 550 midir? "1982 anayasasına göre" diye sorulan sorular hep güncel halini mi sorar?
şimdi "1982 anayasasına göre milletvekili sayısı kaçtır" diye bir soru vardı mesela. burada 1982 anayasası derken, anayasanın 1982'deki halini mi sormak istiyor, yoksa güncel halini mi? halen kullandığımız anayasa da 1982 anayasası olarak adlandırılıyor lakin maddeleri kaç kere değişti. yani bu yokarıdaki sorunun cevabı 1982 yılındaki gibi 450 mi, yoksa son değişmiş hali olan 550 midir? "1982 anayasasına göre" diye sorulan sorular hep güncel halini mi sorar?
geçen hafta da meyve üstü çikolatayı sevmediğimi söyleyip kendime taraftar aramış ve bulmuştum. bir mevzuda daha destekçi arıyorum kendime.
arkadaşlar şu yanda resmini görmüş olduğunuz elde açılmış, "kıyır kıyır" tabir edilen böyle üst tabakası ufalanıp dökülen tip börekleri sevmiyorum. hazır yufkayla yapılmış börekler daha çok hoşuma gidiyor. yalnız mıyım bu konuda da, gönül rahatlığıyla "eşek hoşaftan ne anlar" diyebilirsiniz.
edit: milföyden ziyade elde açılmış anne hamurundan yapılma börekleri kast ediyorum. milföy yine bi derece.
arkadaşlar şu yanda resmini görmüş olduğunuz elde açılmış, "kıyır kıyır" tabir edilen böyle üst tabakası ufalanıp dökülen tip börekleri sevmiyorum. hazır yufkayla yapılmış börekler daha çok hoşuma gidiyor. yalnız mıyım bu konuda da, gönül rahatlığıyla "eşek hoşaftan ne anlar" diyebilirsiniz.
edit: milföyden ziyade elde açılmış anne hamurundan yapılma börekleri kast ediyorum. milföy yine bi derece.
arkadaşlar 2001 model renault clio arabam var. ilk sahibiyim, sıfır aldım. bütün bakımlarını da zamanında (normalde 10.000 km'de bir yapılıyor, sadece bir sefer 5000 kilometre geciktirdim) ve yetkili serviste yaptırdım.
şimdi 2007 yılında, araç 45.000 kilometredeyken (5000 kilometre geciktirdiğim bakım bu, 40.000'i atlayıp 45.000'de yaptırdım) genel bakım deyü triger kayışını değiştirdiler. bakımını yaptılar. güzel. şimdi araba 75.000 oldu. yani trigeri daha 30.000 kilometre kullandım. bakımda adam diyor ki "servis 4 yılda bir değiştirilmesini öneriyor, 30.000 kilometre az ama 4 yıl dolmuş", ben dedim kalsın değiştirmeyin, daha nolcak, zaten önceki bile 60.000'de değilmesi lazımken (servis kitapçığı öyle diyor) erken değiştirdiler. az para da değil, servis önerisi diye korkutup ayak üstü sikecekler gibime geldi. ne dersiniz 4 yıl ve 30.000 kilometre yapmış triger kayışı değiştirilir mi lan?
2007 bakımında eski kayış çıktığında ters çevirip gerdirdim böyle calgoncu amcanın kireçli fortumu patlattığı gibi, ne bi eskime, ne bi çatlak, daha cillop gibiydi.
şimdi 2007 yılında, araç 45.000 kilometredeyken (5000 kilometre geciktirdiğim bakım bu, 40.000'i atlayıp 45.000'de yaptırdım) genel bakım deyü triger kayışını değiştirdiler. bakımını yaptılar. güzel. şimdi araba 75.000 oldu. yani trigeri daha 30.000 kilometre kullandım. bakımda adam diyor ki "servis 4 yılda bir değiştirilmesini öneriyor, 30.000 kilometre az ama 4 yıl dolmuş", ben dedim kalsın değiştirmeyin, daha nolcak, zaten önceki bile 60.000'de değilmesi lazımken (servis kitapçığı öyle diyor) erken değiştirdiler. az para da değil, servis önerisi diye korkutup ayak üstü sikecekler gibime geldi. ne dersiniz 4 yıl ve 30.000 kilometre yapmış triger kayışı değiştirilir mi lan?
2007 bakımında eski kayış çıktığında ters çevirip gerdirdim böyle calgoncu amcanın kireçli fortumu patlattığı gibi, ne bi eskime, ne bi çatlak, daha cillop gibiydi.
spoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoiler
ya başlıkta okuyorum bu akbaba'nın kafası berberde kazınırken koltukta oturup pis pis sırıtan, akbaba ile sevgilisi el ele yürürken görüp akbaba'ya "ulan kerata şap şap" yapan, sonrasında da akbaba'nın kız arkadaşına tecavüz eden herife "amcası" denip duruyor. niye amcası lan? babası değil mi o? amcası olduğunu nereden çıkardık? akbaba rüyasında görüyor berberde, uyanıp "kafamı kazıyorlardı lan" diyor. hayalet soruyor "kim kazıyordu saçını" diye, "babam" diyor.
babası işte. berbere götürmüş kazıtıyor. kendi de yavşak yavşak oturup sırıtıyor, berberin kolonyasından falan otlanıyor. amca nereden çıktı? baba kendi kendine kazıyacak hali yoktu ya.
"babası berbermiş" anekdotunu kaçırdım mı bir yerlerde?
ya başlıkta okuyorum bu akbaba'nın kafası berberde kazınırken koltukta oturup pis pis sırıtan, akbaba ile sevgilisi el ele yürürken görüp akbaba'ya "ulan kerata şap şap" yapan, sonrasında da akbaba'nın kız arkadaşına tecavüz eden herife "amcası" denip duruyor. niye amcası lan? babası değil mi o? amcası olduğunu nereden çıkardık? akbaba rüyasında görüyor berberde, uyanıp "kafamı kazıyorlardı lan" diyor. hayalet soruyor "kim kazıyordu saçını" diye, "babam" diyor.
babası işte. berbere götürmüş kazıtıyor. kendi de yavşak yavşak oturup sırıtıyor, berberin kolonyasından falan otlanıyor. amca nereden çıktı? baba kendi kendine kazıyacak hali yoktu ya.
"babası berbermiş" anekdotunu kaçırdım mı bir yerlerde?
saman nezlesi midir, bahar alerjisi midir ne boktur, gözümü açamaz hale geldim. gözler burun şakır şakır akıyor, burnum sızlıyor, hapşırık üstüne hapşırık. dün gece de boğazıma öküz oturmuş gibi nefes alamayarak uyandım, bayağı bi öksüre öksüre zar zor kendime geldim.
kimdir bunun doktoru? ankara'da hangi hastanenin hangi servisine gideyim? hacettepe'yi aradım, yok efendim paartesi günü sabah 7-8 arası gelip haftalık randevu alacakmışım. ulan ölüyorum be gözümü açamıyorum ne pazartesisi. özel mözel fark etmez, kim 1-2 gün içinde bunun testini teşhisini tedavisini yapacaksa onun adresini telefonunu istiyorum lütfen çok acil.
kimdir bunun doktoru? ankara'da hangi hastanenin hangi servisine gideyim? hacettepe'yi aradım, yok efendim paartesi günü sabah 7-8 arası gelip haftalık randevu alacakmışım. ulan ölüyorum be gözümü açamıyorum ne pazartesisi. özel mözel fark etmez, kim 1-2 gün içinde bunun testini teşhisini tedavisini yapacaksa onun adresini telefonunu istiyorum lütfen çok acil.
yahu hem çikolatayı, hem meyveyi ayrı ayrı çok seven biri olarak, üstüne çikolata dökülmüş meyveyi sevmeyen tek ben miyim? avm'lerde falan çikolata şelaleleri var mesela. bi kaba meyve koyuyorlar, üstüne de çikolata. lan çok yavşak bir tad oluşuyor ağzımda. bozuk gibi. ne çikolatadan bi şey anlıyorum, ne meyveden. bu ikisi karışınca abuk ekşimsi, tarif edemeyeceğim bir tad oluşuyor ve sevmiyorum.
sizde de oluyor mu bu?
sizde de oluyor mu bu?
komşulardan birinin bakamayıp kapıcıya verdiği kanaryayı sahiplendik. geldiği güne göre tertemiz oldu, kuyruğu çıktı, serpildi. güzel de ötüyor kerata.
lakin babam eski kuş besleme tecrübelerine dayanarak kuşa yumurta sarısı, elma, yulaf ezmesi falan veriyor. yemi falan var ama bunları vermemizde bir sakınca var mıdır? dört tane yemliği var, üçü kanarya yemi dolu, birinde yulaf ezmesi var. kafesinin dibinde yumurta sarısı var, ayrıca tellerine de elma dilimi asılı. pezevenk çok da seviyor elmayı. yeminden çok onu yiyor. yumurta da öyle. bi zararı dokunmasın bunların? şekerden falan?
lakin babam eski kuş besleme tecrübelerine dayanarak kuşa yumurta sarısı, elma, yulaf ezmesi falan veriyor. yemi falan var ama bunları vermemizde bir sakınca var mıdır? dört tane yemliği var, üçü kanarya yemi dolu, birinde yulaf ezmesi var. kafesinin dibinde yumurta sarısı var, ayrıca tellerine de elma dilimi asılı. pezevenk çok da seviyor elmayı. yeminden çok onu yiyor. yumurta da öyle. bi zararı dokunmasın bunların? şekerden falan?
eskiden naapardım? odamın enini boyunu ölçer, bire x ölçekli halini kağıda çizerdim, aynen eşyaları da ölçer onları da bire x ölçüsünde kağıttan keserdim, oda planının üstüne koya koya hangisi nereye sığar/sığmaz, nasıl olur, sıkışık mı olur, aradan adam geçer mi falan gibi oda yerleşimine karar verirdim.
şimdi oturma odasının şeklini değiştiricez, metreyle ölçünce olur gibi ama değiştirmeden de bilemiyoruz kapının çok mu ağzına gelir, televizyon nasıl durur falan.
bu eskiden yaptığımı bilgisayarda yapacak bir program olmaz mı? öyle çok mimari, profesyonel falan olmadan. mesela odanın ve eşyaaların ölçülerini gireyim, o bana iki boyutlu kuşbakışı çizsin. tek tek sürükleyerek yerleştireyim, çevireyim falan.
not: şimdi vardır tabi elbet, autocad neyin yapıyordur bunu, üç boyutlusunu bile yapıyordur. ama benim istediğim böyle bapbasit olanı.
şimdi oturma odasının şeklini değiştiricez, metreyle ölçünce olur gibi ama değiştirmeden de bilemiyoruz kapının çok mu ağzına gelir, televizyon nasıl durur falan.
bu eskiden yaptığımı bilgisayarda yapacak bir program olmaz mı? öyle çok mimari, profesyonel falan olmadan. mesela odanın ve eşyaaların ölçülerini gireyim, o bana iki boyutlu kuşbakışı çizsin. tek tek sürükleyerek yerleştireyim, çevireyim falan.
not: şimdi vardır tabi elbet, autocad neyin yapıyordur bunu, üç boyutlusunu bile yapıyordur. ama benim istediğim böyle bapbasit olanı.
ya da daha doğrusu satmak istesem alan olur mu bunu? mediamarkt'ta canon 550d + 18-55 IS + 55-250 IS = 2600 lira mıydı neydi. dün hayyam'ı aradım sordum babataş foto'ya, 550d + 55-250 = 2100 lira (bunlar spot). 18-55 500 lira etmez tabi ama ederse ne eder, 200-250 falan eder mi? bunu satıp yerine para ekleyip tamron 17-50 alsam (bu hayyam'da iki yıl garantili 800 lira). hem de garantili olsa. yoksa direk gidip spot mu alsam?
bi de mediamarkt canon'ları erkayalar garantili satıyor de mi, paralel ithalat falan değil?
bi de mediamarkt canon'ları erkayalar garantili satıyor de mi, paralel ithalat falan değil?
garantili satılanlar ile tamamen aynı mıdır? yani tamam ürün aynıdır da, hayyam'dakiler de türkçe menülü müdür, ürünler orijinal kutulu mudur, yoksa ambalaj niyetine streç filme sarılmış halde midir? kullanım kılavuzları falan tam mıdır, türkçe midir?
yani sözün özü, fotoğaf makinesini gidip garantili marantili aldığımda ve hayyam'dan aldığımda dükkandan çıkarken elimde bulunan kutular birebir aynı mıdır?
yani sözün özü, fotoğaf makinesini gidip garantili marantili aldığımda ve hayyam'dan aldığımda dükkandan çıkarken elimde bulunan kutular birebir aynı mıdır?
bu oyunun pc için olanını yeni edindim, oynuyprum. sorularım var:
1. bu yıldız hadisesini neye göre veriyor? yani bir çizelgesi var mı? 45000 puan yapıyorum tüm kuşları harcıyorum üç yıldız veriyor, tek kuşla ortalığı tarumar ediyorum, iki kuş arttırıyorum, iki yıldız veriyor. niye ve neye göre bu yıldızlar?
2. golden eggs için ne yapmalıyom, bi tane deniz toplu açıldı, başka da açılmadı. 1-2-3. level'ları biritdim, öteki episode'lar da açıldı ama golen egg yok hala?
3. ben bu oyunu nasıl sıfırlarım? nereden neyi silmeliyim ki hiç oynanmamış gibi olsun, en baştan başlansın?
1. bu yıldız hadisesini neye göre veriyor? yani bir çizelgesi var mı? 45000 puan yapıyorum tüm kuşları harcıyorum üç yıldız veriyor, tek kuşla ortalığı tarumar ediyorum, iki kuş arttırıyorum, iki yıldız veriyor. niye ve neye göre bu yıldızlar?
2. golden eggs için ne yapmalıyom, bi tane deniz toplu açıldı, başka da açılmadı. 1-2-3. level'ları biritdim, öteki episode'lar da açıldı ama golen egg yok hala?
3. ben bu oyunu nasıl sıfırlarım? nereden neyi silmeliyim ki hiç oynanmamış gibi olsun, en baştan başlansın?
pikniğe gittiniz. ormanın içindesiniz. yediniz içtiniz. çöplerinizi toplayıp atacaksınız. neyi toplayıp atarsınız? sizce geride bıraktığınız her şey çöp müdür?
kendi fikrimi söyleyeyim (bu arada aynı mekanı benden sonra kullanacak kişilerin temiz bulması meselesi konumuz dışındadır, farz edin ki başka kimsenin gelmeyeceği ıssız bir ormandasınız), bence organik olmayan, yani işlemden geçmiş, doğanın yok etmekte zorlanacağı her şey çöptür. cam şişe, pet şişe, peçete, kağıt vs. çöptür.
ama elmanın koçanı, domatesin salatalığın kabukları, biberlerin sapları, meyvelerin çekirdekleri de çöp müdür sizce? bunlar zaten doğanın parçası değil midir? elma meyvesini ağaçta bıraksan o kendi yere düşmeyecek midir? o zaman çöp olmamaktadır da, yiyip koçanını atınca niye çöp olmaktadır?
fikirleriniz?
kendi fikrimi söyleyeyim (bu arada aynı mekanı benden sonra kullanacak kişilerin temiz bulması meselesi konumuz dışındadır, farz edin ki başka kimsenin gelmeyeceği ıssız bir ormandasınız), bence organik olmayan, yani işlemden geçmiş, doğanın yok etmekte zorlanacağı her şey çöptür. cam şişe, pet şişe, peçete, kağıt vs. çöptür.
ama elmanın koçanı, domatesin salatalığın kabukları, biberlerin sapları, meyvelerin çekirdekleri de çöp müdür sizce? bunlar zaten doğanın parçası değil midir? elma meyvesini ağaçta bıraksan o kendi yere düşmeyecek midir? o zaman çöp olmamaktadır da, yiyip koçanını atınca niye çöp olmaktadır?
fikirleriniz?
şöyle bir sorunum vardı hatırlarsanız: (git: 259679) internet vergi dairesinden pdf dosyası indirmeye çalışırken "dispatch" isimli bir dosyamsı bir şeyi indirmeye çalışıp indiremiyordu. (ben sorunu adobe reader 9 veya 10 kullanmama bağlamıştım zira 7 kullanan bilgisayardan indirebiliyorum)
şimdi ekşi sözlük'ten yedeklerimi istedim, mail adresine bir link geldi buradan indirin diye. tıklıyorum, getbackup.asp diye bir dosya indirmeye çalışıyor ve yine indiremiyor.
niye indiremiyor lan? getbackup.asp ne? internet sitesinin kodu herhalde o. sen indireceğim dosyayı indirsene. yedeklerimin linki bu: sozluk.sourtimes.org
çeşitli nedenlerden dolayı firefox veya başka tarayıcı kullanamam. aynı nedenlerden doalyı internet explorer 9 da kuramıyorum. windows 7 64 bit ve ie8 kullanıyorum.
şimdi ekşi sözlük'ten yedeklerimi istedim, mail adresine bir link geldi buradan indirin diye. tıklıyorum, getbackup.asp diye bir dosya indirmeye çalışıyor ve yine indiremiyor.
niye indiremiyor lan? getbackup.asp ne? internet sitesinin kodu herhalde o. sen indireceğim dosyayı indirsene. yedeklerimin linki bu: sozluk.sourtimes.org
çeşitli nedenlerden dolayı firefox veya başka tarayıcı kullanamam. aynı nedenlerden doalyı internet explorer 9 da kuramıyorum. windows 7 64 bit ve ie8 kullanıyorum.
arkadaşlar şu ekran görüntüsü msconfig şeysindeki başlangıçta çalışacak programları göstertiyor. burada toshiba ile ilgili bir sürü şey var ve bir çoğu da sanırım işime yaramayacak şeyler. bilgisayarın açılışını yavaşlatmaktan başka bir işe de yaramıyorlar. şimdi ben buradaki toshiba zımbırtılarının başlangıçta yüklenmesini kapatsam bilgisayarı elime alır mıyım, "vay sen bunu yüklemedin, o zaman açılmıyorum, aha da kilitlenip kalıyorum işte" der mi bilgisayar? ya da hangilerini kaldırırsam böyle bir risk alırım? hangilerini gönül rahatlığıyla kaldırabilirim?
arkadaşlar aralık ayında arabamın muayenesi vardı. arabamın ruhsatında yer kalmadığı için şoförler odasından ek-1 belgesi çıkarttırdım, muayenemi de yaptırdım. adam muayeneyi ek-1 belgesinin üzerine işledi. belge de ruhsatın arasında duruyor.
lakin zannedersem benim o belgeyle ve eski ruhsatla gidip ruhsatımı yeniletmem gerekiyordu sanırım. yeniletmedim. öyle duruyor.
1. ruhsat yeniletmenin bir zamanı var mı? şu kadar zaman içinde yeniletmen lazım diye.
2. yeniletmezsem ve polis yakalarssa bunun bir cezası var mı? ruhsatım mevcut. muayenem falan da tamam.
3. illa yeniletmem lazım ise bu ne kadar zamanda olur? işlemler ne kadar sürüyor?
cumartesi yola çıkacağım, acil cevap lütfen.
lakin zannedersem benim o belgeyle ve eski ruhsatla gidip ruhsatımı yeniletmem gerekiyordu sanırım. yeniletmedim. öyle duruyor.
1. ruhsat yeniletmenin bir zamanı var mı? şu kadar zaman içinde yeniletmen lazım diye.
2. yeniletmezsem ve polis yakalarssa bunun bir cezası var mı? ruhsatım mevcut. muayenem falan da tamam.
3. illa yeniletmem lazım ise bu ne kadar zamanda olur? işlemler ne kadar sürüyor?
cumartesi yola çıkacağım, acil cevap lütfen.
hayalimdeki set: canon 550d body + tamron 17-50mm f/2.8 lens.
desem ki bütçem 2000 lira civarı. bunu gidip hayyam'dan alsam nasıl bir seçim yapmış olurum? şahane mi dersiniz, vasat mı dersiniz? param buna yeter mi? artar mı? çok mu eksiğim var? yoksa garantili mi alayım?
ilk dslr kullanımım olacak (kompakt makineyle yeterli bilgi ve tecrübem var çömez değilim, kit lensin kesmeyeceği kanısındayım), yine de illa kit lensle mi alayım acaba? 50mm f/1.8 de iyi diyorlar ama ben zoom özelliği olsun istiyorum ilk aşamada kadraj mevzuları için. param olursa o sonra. hatta bir de ucuzundan tele istiyorum sonraki aşamada. o ne olsun= canon 55-250 veya sigma 70-300 vsvs? ne dersiniz canlar?
desem ki bütçem 2000 lira civarı. bunu gidip hayyam'dan alsam nasıl bir seçim yapmış olurum? şahane mi dersiniz, vasat mı dersiniz? param buna yeter mi? artar mı? çok mu eksiğim var? yoksa garantili mi alayım?
ilk dslr kullanımım olacak (kompakt makineyle yeterli bilgi ve tecrübem var çömez değilim, kit lensin kesmeyeceği kanısındayım), yine de illa kit lensle mi alayım acaba? 50mm f/1.8 de iyi diyorlar ama ben zoom özelliği olsun istiyorum ilk aşamada kadraj mevzuları için. param olursa o sonra. hatta bir de ucuzundan tele istiyorum sonraki aşamada. o ne olsun= canon 55-250 veya sigma 70-300 vsvs? ne dersiniz canlar?
arkadaşlar çok çok merak ediyorum bir filmin veya dizinin kamera arkasını, tiyatro oyununun sahne arkasını, perde arkasını. bunları izleyebilmenin bir yolu yok mudur? mesela (ankara'da olduğum için) bir behzat ç. çekimlerinde bulunmayı, oyuncuların doğal halini, ekibin çalışmasını izlemeyi çok istiyorum. herhangi bir tiayro oyununda oyun sırasında arkada neler oluyor, antraktta perde kapalıyken sahnede neler oluyor çok merak ediyorum. bir yolu yok mudur bulunsam, izlesem. yardım da ederim. dekor taşırım, ekipman taşırım. nasıl olabilir bu işler?