bios update yapmak bana ne kazandırır? bilgisayarın kendi programı (toshiba tempro) yeni bir bios yazılım güncellemesi mevcut diyip duruyor. yapmadım, nasıl olsa bilgisayar çalışıyor deyü ama yapayım mı? ciddi bir güncelleme olduğunu duydum. kendi önerdiği dosyayı kendi indirip kuracak. manuel müdahelem yok. bilgisayarı elime alır mıyım? yoksa hiç bulaşmayayım mı?
backspace tuşunun browser'ı (internet explorer 8) geri götürmesini engellemem mümkün mü? duyuruda mesela cevap yazıyorum iki saat, sonra nasıl oluyorsa text alanı dışındaki bir yere tıklamış oluyorum mesela touchpad'e değmek vs. cursor yok oluyor. sonra backspace'e bastığın anda çaatsayfa geriye gidiyor. yazdıklarımız bade oluyor. istemiyorum kardeşim backspace tuşu browser'daki back gibi davranmasın. back yapacaksam mouse ile tıklarım ben.
pdf dokümanın internet sayfasındaki linkine tıkladığımda, başka bir internet sayfası içinde adobe reader açarak pdf'yi bana göstermesi gerekirken aha aynen şu resimdeki şey çıkıyor. sizce bana ne demek istiyor? nedir bu boş uyarı penceresi?
img440.imageshack.us
img440.imageshack.us

fotoşok cs5 ile scan etme işlemi nasıl yapılıyor hoca? aradım taradım neresinden scanner arayüzüne gireceğimi bulamadım.
malzemeler:
1 adet windows 7 home premium 6 bit yüklü bilgisayar
1 adet 1991 model paralel porttan başka bağlantısı olmayan star lc-200 nokta vuruşlu yazıcı
1 adet paralel portu usb'ye çevirecek kablo ve kabloya ait sürücüler
bilgiler: kabloyu bilgisayara takınca aygıtlar ve yazıcılar içinde bilinmeyen kategorisinde ieee-1284 diye bir cihaz geliyor. sürücüsünü kablonun sürücüleriyle güncelle diyorum, "zaten güncel bu" diyor "usb yazıcı desteği" diyor. zorla gir güncelle diyorum, 64 bit'e uyumlu değil diyor. sürücü dosyasına sağ tıklıyorum uyumluluk falan yok orada.
soru: bu bilgiler ışığında malzemeleri kullanarak bu yazıcı bu bilgisayara nasıl bağlanır?
1 adet windows 7 home premium 6 bit yüklü bilgisayar
1 adet 1991 model paralel porttan başka bağlantısı olmayan star lc-200 nokta vuruşlu yazıcı
1 adet paralel portu usb'ye çevirecek kablo ve kabloya ait sürücüler
bilgiler: kabloyu bilgisayara takınca aygıtlar ve yazıcılar içinde bilinmeyen kategorisinde ieee-1284 diye bir cihaz geliyor. sürücüsünü kablonun sürücüleriyle güncelle diyorum, "zaten güncel bu" diyor "usb yazıcı desteği" diyor. zorla gir güncelle diyorum, 64 bit'e uyumlu değil diyor. sürücü dosyasına sağ tıklıyorum uyumluluk falan yok orada.
soru: bu bilgiler ışığında malzemeleri kullanarak bu yazıcı bu bilgisayara nasıl bağlanır?
özellikle yolun sonu olan istasyonlarda. mesela izmir alsancak veya istanbul haydarpaşa. tren geldi istasyonda durdu. yolun devamı yok, bitti. aynı tren akşama geldiği yolu geri dönecek. trenin götü başı aynen ters dönecek. nasıl oluyor bu? baktım baktım, google earth'ten de baktım istasyona, böyle koca trenin bir yere çıkıp manevra edip ters dönebileceği bir yer göremedim. nasıl oluyor bu iş?
bonus soru. mazotlu lokomotifin arkasında takılı olan ve içinden vuuuuu diye kuvvetli bir gürültü gelen, genellikle yük trenlerinde olmayıp yolcu trenlerinde olan vagonun olayı nedir? ne işe yarar? yedekte götürülen ve elektrik hattı olan yerlerde mazotluyu kapatıp elektrikle gitmeyi sağlayan ikinci bir lokomotif olabilir gibime geldi.
bonus soru. mazotlu lokomotifin arkasında takılı olan ve içinden vuuuuu diye kuvvetli bir gürültü gelen, genellikle yük trenlerinde olmayıp yolcu trenlerinde olan vagonun olayı nedir? ne işe yarar? yedekte götürülen ve elektrik hattı olan yerlerde mazotluyu kapatıp elektrikle gitmeyi sağlayan ikinci bir lokomotif olabilir gibime geldi.
sabah da sordum, cevap gelmedi.
xerox phaser 3210 model bir lazer yazıcım var. eski. 2000'lerin başından. bilgisayarımı değiştirdim. windows 7 64 bit yüklü bilgisayar aldım. ama bu bilgisayar bu yazıcıyı tanımıyor. sitesinde windows 7, onu da bırak vista sürücüleri bile yok. xp sürücülerini kurduğumda ise çalışmıyor. uygun değil diyor. başka modelin 7 sürücülerini kurdum, çalışıyor gibi yaptı, ama sınama sarfasında error merror diyor.
acil arkadaşlar, çok acil. bu yazıcıyı tanıtmam lazım. çöp mü oldu yazıcım, cillop gibi çalışan, dünya kadar toneri olan yazıcıyı çöpe mi atacağım göt windows yüzünden? illa yeni yazıcı mı alacağız?
xerox phaser 3210 model bir lazer yazıcım var. eski. 2000'lerin başından. bilgisayarımı değiştirdim. windows 7 64 bit yüklü bilgisayar aldım. ama bu bilgisayar bu yazıcıyı tanımıyor. sitesinde windows 7, onu da bırak vista sürücüleri bile yok. xp sürücülerini kurduğumda ise çalışmıyor. uygun değil diyor. başka modelin 7 sürücülerini kurdum, çalışıyor gibi yaptı, ama sınama sarfasında error merror diyor.
acil arkadaşlar, çok acil. bu yazıcıyı tanıtmam lazım. çöp mü oldu yazıcım, cillop gibi çalışan, dünya kadar toneri olan yazıcıyı çöpe mi atacağım göt windows yüzünden? illa yeni yazıcı mı alacağız?
bu reklamda oynayan iki tane genç çocuk (118 ve 80) ve taksici amca gerçekten normal hayatta da çok mu itici tipler, yoksa reklamın iticiliğinden dolayı mı bu adamlar bana çok fena derecede itici geliyor? ağız burun dalmak istiyorum üçüne de. yani acaba bu reklam hiç olmasa ben bu adamlar hakkında aynı şeyi düşünür müydüm, roklamdan dolayı mı böyle düşünüyorum? ne dersiniz?
2000'lerin başında aldığım xerox phaser 3210 model bir yazıcım var. taş gibi çalışıyor. memnunum. dünya kadar da kartuş doldurttum falan. değiştirmeye niyetim yok.
lakin windows 7 sürücüsü falan yokumş bunun. sitesinde sadece windows 2000 sürücüleri var. başka da yok. ilk içinden çıkan cd'si falan var ama onlarda da yoktur haliyle. bilgisayarda da windows 7 x64 mevcut. ne yapayım şimdi ben? cd'den mi kurmaya çalışayım, bu windows 2000 sürücülerini mi deneyeyim?
bir de usb ve pcl diye iki ayrı sürücü var. ne ki bunlar? usb'yi anladık da pcl nedir?
lakin windows 7 sürücüsü falan yokumş bunun. sitesinde sadece windows 2000 sürücüleri var. başka da yok. ilk içinden çıkan cd'si falan var ama onlarda da yoktur haliyle. bilgisayarda da windows 7 x64 mevcut. ne yapayım şimdi ben? cd'den mi kurmaya çalışayım, bu windows 2000 sürücülerini mi deneyeyim?
bir de usb ve pcl diye iki ayrı sürücü var. ne ki bunlar? usb'yi anladık da pcl nedir?
ekşi sözlük sitesini internet explorer'ın sık kullanılanlarına eklemek istiyorum. klasik olarak siteye girip ctrl+d yapılnca ya da menüden "sık kullanılanlara ekle" diyince ekliyor. ama ilk gelen rastgele başlığın veya reklam varsa reklam entry'sinin olduğu sayfayı ekliyor. girip bakıyorum eklediği adres /show.asp?hede hödö falan mı diye, hayır değil. sadece www.eksisozluk.com diye eklemiş ama oradan açınca hep eklediğim andaki entry geliyor. nasıl eklerim sadece adresi?
gidip satın alacağım. korsan morsan serial şu bu istemiyorum. bugüne kadar eset nod32 kullandım ama sanki işe yaramıyormuş hissi vermeye başladı. kaspersky falan nasıldır, çok mu kasar bilgisayarı? bilgisayarın kongfigürasyonu fena değil ama yine de çok tüketmesin sistem kaynağını.
şimdi bu star wars denen film vizyona 4-5-6-1-2-3 sırasıyla girdi. daha önce de sormuştum, bu sırayla izlemem tavsiye edildi.
sorum izleme sırası değil. bu star wars episode 4, yani vizyona ilk giren film vizyona gidriğinde star wars episode 4 diye mi girdi? sinemaya gidecek adamlar "nerde lan bunun ilk üçü" demediler mi? ya da sadece "star wars" veya star wars 1" falan diye mi girdi? hadi onlar öyle girdi, vizyona giren ikinci film, yani episode 5 nasıl girdi? yoksa hepsi tamamlanınca mı hikaye akışına göre "şuna bir diyelim buna beş diyelim" falan mı denildi, nasıl oldu?
sorum izleme sırası değil. bu star wars episode 4, yani vizyona ilk giren film vizyona gidriğinde star wars episode 4 diye mi girdi? sinemaya gidecek adamlar "nerde lan bunun ilk üçü" demediler mi? ya da sadece "star wars" veya star wars 1" falan diye mi girdi? hadi onlar öyle girdi, vizyona giren ikinci film, yani episode 5 nasıl girdi? yoksa hepsi tamamlanınca mı hikaye akışına göre "şuna bir diyelim buna beş diyelim" falan mı denildi, nasıl oldu?
mano burger başlığını okuyunca ağzımın suyu aktı. yok mudur ankara'da böyle dev gibi burgerler yapan burgerci?
big chefs'te falan vardır belki ama onlar pahalı restoranlar (brasserie mi deniyor ne işte ondan). her çeşit yemeğin içinde burger de var. böyle asıl işi burger olsun. kocaman olsun. gözümüz de karnımız da doysun, öyle aşırı da pahalı olmasın.
big chefs'te falan vardır belki ama onlar pahalı restoranlar (brasserie mi deniyor ne işte ondan). her çeşit yemeğin içinde burger de var. böyle asıl işi burger olsun. kocaman olsun. gözümüz de karnımız da doysun, öyle aşırı da pahalı olmasın.
otobüs çekilir yol değil. uçaklar da zaten ucuz. uçakla gideceğim lakin uçak trabzon'a gidiyor (rize'de havaalanı yok). trabzon rize arası ulaşım nasıl sağlanıyor? kaç kilometre mesafe var? taksi dünyalar mı yazar? otobüs dolmuş bol mu? her saat var mı?
gizli deniyor. sır gibi saklanıyor. orada burada yok ezilmiş böcük deniyor, bilmemne deniyor.
lan bu adli tıp bilmemne hücrenin mitokondrisine kadar girip analiz yapıyor. csi olsun, türk versiyonu kanıt olsun görüyoz minicik saç kepeğinden bile adamın seceresi çıkıyor.
peki bunlar alıp coca cola'ı inceleyip "şu maddedir" diyemiyorlar mı yahu? böcüktür, "kokain ağacının kökünden elde edilen sıvıdır" falan diyemiyorlar mı? diyeni koka kola fedaieleri mi sikiyor nedir?
lan bu adli tıp bilmemne hücrenin mitokondrisine kadar girip analiz yapıyor. csi olsun, türk versiyonu kanıt olsun görüyoz minicik saç kepeğinden bile adamın seceresi çıkıyor.
peki bunlar alıp coca cola'ı inceleyip "şu maddedir" diyemiyorlar mı yahu? böcüktür, "kokain ağacının kökünden elde edilen sıvıdır" falan diyemiyorlar mı? diyeni koka kola fedaieleri mi sikiyor nedir?
ahmet'in kuzeni -->
a) cousin of ahmet
b) ahmet's cousin
a) cousin of ahmet
b) ahmet's cousin
ağır kokulardan, hele sürekli burnumun dibinde olanlardan nefret ediyorum. kokulu olarak sadece deodorant, o da ter kokmayayım diye mecburen kullanıyorum. ama onun dışında kokusu olan bütün kozmetikler rahatsız ediyor. parfüm falan kullanmıyorum.
lan peki bu ürünlere parfüm konmak zorunda mıdır, kokusuz olsa ölür müsünüz aq yahu. traş losyonu istiyorum. traş olduktan sonra sürecek after shave istiyorum. amacım koku değil, yüzümün gerginliğini alsın diye. ama bütün ahter shave'ler parfümlü. krem süreyim diyorum o da bebek götü gibi kokuyor. talk pudrası aynı. kolonya desen bin beter. lan kokmasın, işini yapsın ama kokmasın. olmuyor mu?
ıslak mendil. elim kirlenmiş, ıslak mendil veriyorlar kullanamıyorum, çünkü ağır parfüm kokuyor. lan kokmasıııın. ıslak olsun, mendil olsun, ama kokmasın. böyle sadece suyla veya alkollü sabunlu vs suyla ıslatılmışı yok mu? o koku yüzünden pis ellerimi yıkayabilecek imkanım yoksa pis pis geizyorum, kuru peçeteye siliyorum.
lan peki bu ürünlere parfüm konmak zorunda mıdır, kokusuz olsa ölür müsünüz aq yahu. traş losyonu istiyorum. traş olduktan sonra sürecek after shave istiyorum. amacım koku değil, yüzümün gerginliğini alsın diye. ama bütün ahter shave'ler parfümlü. krem süreyim diyorum o da bebek götü gibi kokuyor. talk pudrası aynı. kolonya desen bin beter. lan kokmasın, işini yapsın ama kokmasın. olmuyor mu?
ıslak mendil. elim kirlenmiş, ıslak mendil veriyorlar kullanamıyorum, çünkü ağır parfüm kokuyor. lan kokmasıııın. ıslak olsun, mendil olsun, ama kokmasın. böyle sadece suyla veya alkollü sabunlu vs suyla ıslatılmışı yok mu? o koku yüzünden pis ellerimi yıkayabilecek imkanım yoksa pis pis geizyorum, kuru peçeteye siliyorum.
yıllardır hayalim. ben boş bir kağıda bütün küçük ve büyük harfleri, sayıları, karakterleri yazacağım, sonra bunu scan edeceğim ve ismini aha şimdi sorduğum bir programla bunu fonta çevireceğim, tek tek A budur, a budur, B budur, b budur diye göstereceğim. ben klavyeden yazı yzacağım ama yazı benim el yazım gibi olacak.
vardır di mi böyle bir program?
vardır di mi böyle bir program?
şimdi aleti hayal meyal hatırlıyorum. 1980'lerin ortalarında babamın evimize aldığı kompüter mi desem, oyun aleti mi desem ilk cihazdı. ama böyle kartuşu tak oyun çıksın modeli değildi yanlış hatırlamıyorsam. bayaa commodore 64 gibi klavyesi vardı sanki tam emin değilim. ama emin olduğum bir şey var ki bu klavyenin veya konsolun her neyse sağ tarafında dikey olarak alt alta dizilmiş help, option, select, start diye metalik düğmeler vardı. hatta option ile start'a aynı anda basılı tutup adaptörü açınca oyun mu açılıyodu neydi. bi buldurun bu aleti gözünüzü seveyim. neydi modeli falan?
herkes bu filmin sonunu anlamamış, ben de filmin başını anlamadım. en başında "lan demin japon tapınağındaydılar, birden otele geldiler, ordan trene geçtiler noluyo a.q" falan dedik. sonra cobb kıza anlatırken, yusuf'la konuşurken falan anladık olayları ne neymiş.
peki ulan en başka bu cobb ve ekibi saito ile düşman değil miydiler? bunun beynine girip proje çalmaya çalışmıyolar mıydı? rüya içindeki rüyadan çıkınca dövüşüp tepişip halıya domaltmamışlar mıydı amcayı? nooldu da kanka oldu bunlar sonradan "seni anca robert'ın kafasına tohum ekersen affederim" falan mı oldu?
yoksa saito'nun değil de saito adına bir başkasının mı beyninden proje çalıyorlardı da saito "işi beceremedin, bari bunu düzgün yap" diye bi şans daha mı verdi?
nedir biri bana şu filmin başını açıklasın.
peki ulan en başka bu cobb ve ekibi saito ile düşman değil miydiler? bunun beynine girip proje çalmaya çalışmıyolar mıydı? rüya içindeki rüyadan çıkınca dövüşüp tepişip halıya domaltmamışlar mıydı amcayı? nooldu da kanka oldu bunlar sonradan "seni anca robert'ın kafasına tohum ekersen affederim" falan mı oldu?
yoksa saito'nun değil de saito adına bir başkasının mı beyninden proje çalıyorlardı da saito "işi beceremedin, bari bunu düzgün yap" diye bi şans daha mı verdi?
nedir biri bana şu filmin başını açıklasın.
efendim dün akşam üzerinize afiyet iftarda yemek üzere o açlıkla üç tane lahmacun söyledim. iki tanesini yiyince de tıkandım. bir tanesi kaldı. buzdolabına koydum.
şimdi bu akşam evde değilim. bugün ısıtıp yiyemem. cuma akşamı da evde değilim. sahurda da yiyemem, acılı lan kavurur adamı bu sıcakta.
şimdi ben bunu buzluğa atıp dondursam, çıkarıp eritince yenebilir durumda olur mu? fırından ilk çıktığı gibi olmasa da olur, yenebilir olsun, kusmuğa dönmesin yeter.
ya da cumartesi akşamına kadar buzdolabında dursa bozulur mu?
şimdi bu akşam evde değilim. bugün ısıtıp yiyemem. cuma akşamı da evde değilim. sahurda da yiyemem, acılı lan kavurur adamı bu sıcakta.
şimdi ben bunu buzluğa atıp dondursam, çıkarıp eritince yenebilir durumda olur mu? fırından ilk çıktığı gibi olmasa da olur, yenebilir olsun, kusmuğa dönmesin yeter.
ya da cumartesi akşamına kadar buzdolabında dursa bozulur mu?
yaklaşık 10 senelik (2001 model) bir masaüstü bilgisayar var. ofisde yan masada fonksiyonsuz olarak öylece duruyor. faal durumda ama içinde virüs var. cd rom'u da çalışmıyor. daha doğrusu çalışıyor da okumuyor.
ben bunu formatlayıp yeniden xp kurayım falan demiştim ya cd rom da çalışmayınca vageçtim. formatlayım, içindeki kendime ailr bilgiler falan silinsin, sonra da artık işine yarayan biri falan varsa ona vereyim diyorum.
eskiden komut isteminden format c: /s yazardık. o sondaki /s, formattan sonra işletim sistemi dosyalarını harddiske atardı ki bilgisayar açılabilsin. onu yapmazsan yana yakıla sistem disketi arardın. ama şimdi /s parametresine geçersiz diyor.
ben format c: nin devamına ne yazayım ki bu bilgisayr formatlansın, açtığımda da 1990'lardaki gibi beni siyah ekrandaki C:\> karşılasın?
ben bunu formatlayıp yeniden xp kurayım falan demiştim ya cd rom da çalışmayınca vageçtim. formatlayım, içindeki kendime ailr bilgiler falan silinsin, sonra da artık işine yarayan biri falan varsa ona vereyim diyorum.
eskiden komut isteminden format c: /s yazardık. o sondaki /s, formattan sonra işletim sistemi dosyalarını harddiske atardı ki bilgisayar açılabilsin. onu yapmazsan yana yakıla sistem disketi arardın. ama şimdi /s parametresine geçersiz diyor.
ben format c: nin devamına ne yazayım ki bu bilgisayr formatlansın, açtığımda da 1990'lardaki gibi beni siyah ekrandaki C:\> karşılasın?
ayrı bir numpad'i de olan toshiba marka dizüstü bilgisayarımın num lock ışığı son zamanlarda durduk yere kısılıp kısılıp açılmaya başladı. çalışmasına bir etkisi yok ama ışığın sürekli zırt zırt kısışıp açılması sinir bozuyor. bilgisayarın garantisi devam ediyor ama sırf o ampulü değiştirmek için bilgisayarın kimbilir nerelerini dağıtacaklar. garanti diye ankara'dan istanbul'a götürecekler, cillop gibi çalışan bilgisayarı en az 1 ay bekleyeceğim. burada alelade bi tamirciye versem garantisi yalan olacak. hiç ellemesim bir sıkıntı yok ama dediğim gibi sinir bozuyor, num lock kapalı kullanıyorum hiç yanmasın diye. ki numpad'e ihtiyacım var, o da sıkıcı oluyor. başka bir öneriniz var mı? sıcaktan mıcaktan olabilir mi, toz falan olabilir mi, ya da yazılımsal (bios mios) olabilir mi? çünkü ışık yanıyor, led sağlam. kolayca düzeltmenin yolu var mıdır başka?
iki hafta önce bir soru açmıştım hatırlarsanız. balkonumuza yumurtlayan güvercinlerle ilgili. yerini değiştirsek olur mu falan diye. (git: 165843)
yavaş yavaş yerini değiştirdik, altına gazete serdik. yeni yerini hiç yadırgamadı, hemen geldi buldu. yem verdik su verdik. güneşte kavrulmasın diye kartondan gölgelik yaptık. artık o da bize alıştı. rüzgarda gazete haşırdıyordu. gittik saksıyı kaldırıp gazeteyi aldık. hiç kaçmadı. oturdu yerinde. geçen cuma iki yumurtadan birinden yavrumuz çıktı. ikinci yumurta çıkmadı. pazar sabahı baktık onu kenara ayırmış, ümidi kesti herhalde. neyse dedik tek yavrumuz var.
dün akşam eve gittik baktık ki saksı boş. bomboş. ne çıkmayan yumurta var, ne yavru var, ne yumurta kabuğu var, ne anne var. hiçbir şey yok.
sanırım ibne karga ya da saksağanlar yedi yavruyu da yumurtaları da. üzgünüm. kendimi suçlu hissetmem gereken bir şey olmamasına rağmen kendimi suçlu hissediyorum. rahatlatacak bir şeyler söyleyin bana. bi güvercine sahip çıkamadım.
yavaş yavaş yerini değiştirdik, altına gazete serdik. yeni yerini hiç yadırgamadı, hemen geldi buldu. yem verdik su verdik. güneşte kavrulmasın diye kartondan gölgelik yaptık. artık o da bize alıştı. rüzgarda gazete haşırdıyordu. gittik saksıyı kaldırıp gazeteyi aldık. hiç kaçmadı. oturdu yerinde. geçen cuma iki yumurtadan birinden yavrumuz çıktı. ikinci yumurta çıkmadı. pazar sabahı baktık onu kenara ayırmış, ümidi kesti herhalde. neyse dedik tek yavrumuz var.
dün akşam eve gittik baktık ki saksı boş. bomboş. ne çıkmayan yumurta var, ne yavru var, ne yumurta kabuğu var, ne anne var. hiçbir şey yok.
sanırım ibne karga ya da saksağanlar yedi yavruyu da yumurtaları da. üzgünüm. kendimi suçlu hissetmem gereken bir şey olmamasına rağmen kendimi suçlu hissediyorum. rahatlatacak bir şeyler söyleyin bana. bi güvercine sahip çıkamadım.
hava karardığında tam olarak batı yönünde, çok tepede değil, ufka yakın da değil, çok parlak olarak bir şey beliriyor. 1-2 saat orada kalıyor. lakin saat 21:30 - 22:00 civarı gözden kayboluyor. bulutun arkasına girmiyor. alçalıp batmıyor. bildiğin o ışık sönüyor. ankara'da ve bodrum'da ayrı ayrı gözlemledim bu durumu. hatta babam da fark etmiş. hep buluta girdiğini veya battığını düşünmüştüm ama bir seferinde gözümü ayırmadan izledim. resmen ışığı kısıldı kısıldı ve söndü. tertemiz açık havada. diğer bütün yıldızlar görünürken.
nedir bu? ufo mufo saçmalığından bahsetmezseniz sevinirim. havalar ısınıp akşamları balkonda oturmaya başladığımdan beri devam ediyor çünkü.
not: haziran'da tam batıdaydı. şimdi biraz güneybatıya doğru kaymış.
nedir bu? ufo mufo saçmalığından bahsetmezseniz sevinirim. havalar ısınıp akşamları balkonda oturmaya başladığımdan beri devam ediyor çünkü.
not: haziran'da tam batıdaydı. şimdi biraz güneybatıya doğru kaymış.
cgi.ebay.com
su altı fotoğrafları çekebilmek için şu linkteki su geçirmez kaplar iş görüyor mu? iki kullanımdan sonra zortlayıp su alıyor mu? alınır mı bu alet, sorunsuz iş görür mü?
su altı fotoğrafları çekebilmek için şu linkteki su geçirmez kaplar iş görüyor mu? iki kullanımdan sonra zortlayıp su alıyor mu? alınır mı bu alet, sorunsuz iş görür mü?
twitter denen siteyi sadece duydum, orada burada göz ucuyla gördüm. pek bilgim yok.
tek bir şeyi merak ediyorum. twitter kullananların kendilerine seçtikleri nickler niye bu kadar abuk? yani önceden başkası almış diye mi sadece?
cbabdullahgul yerine abdullah_gul falan değil
alex10combr yerine alexdesouza falan değil
GeErgen yerine gulbenergen ya da g.ergen falan değil?
niye özellikle abuk isim seçiliyori kuralı bu gibi bir intibaya kapılıyorum?
tek bir şeyi merak ediyorum. twitter kullananların kendilerine seçtikleri nickler niye bu kadar abuk? yani önceden başkası almış diye mi sadece?
cbabdullahgul yerine abdullah_gul falan değil
alex10combr yerine alexdesouza falan değil
GeErgen yerine gulbenergen ya da g.ergen falan değil?
niye özellikle abuk isim seçiliyori kuralı bu gibi bir intibaya kapılıyorum?
daha 2-3 hafta önce youtube'dan dinledim. nereden tıkladım da dinledim hatırlamıyorum. adını hatırlamıyorum. şarkıyı da hatırlamıyorum. bilindik bir şarkı. zannedersem bir film müziği. sözlükteki başlığı övgüyle doluydu. youtube'daki videoda da böyle bir binanın penceresinden aşağısı gösteriliyor, siyah beyaz. ama hareketli değil. ya sabit ööle aşağısı gösteriliyor, ya da aşağıyı gösteren bir fotoğraftı. onu da hatırlamıyorum.
neydi lan delirecem.
neydi lan delirecem.
iki hafta önce tatilde fazla derine dalmaktan mütevellit sağdadaha falza olmak üzere iki kulağımda birden tıkanıllık ve ağrı oluştu. tatil bitene kadar sol kulağım geçti ama sağdaki tıkanıklık ve hafif ağrı bir türlü geçmedi. baktım kendi geçeceği yoki doktora gittim. dedi iltihap olmuş. dış kulak iltihabı galiba orta kulak değil. bir tane antibiyotikle ikitane damla verdi ve her bir damladan günde 3 kere beşer damla damlat dedi.
sorular geliyor. lan ben birinden 5 damla damlatıyorum, bekle bekle gitmiyor lan. tamam birazı gidiyor galiba ama yarım saat yatıyorum hepsi gitsin diye, gitmiyor. doğrulunca şörr diye akıyor dışarı.
bi de ilaçları 1 hafta kullan dedi. lakin bugün dördüncü gün, kulağım geçti. kullanmaya devam edeyim mi?
sorular geliyor. lan ben birinden 5 damla damlatıyorum, bekle bekle gitmiyor lan. tamam birazı gidiyor galiba ama yarım saat yatıyorum hepsi gitsin diye, gitmiyor. doğrulunca şörr diye akıyor dışarı.
bi de ilaçları 1 hafta kullan dedi. lakin bugün dördüncü gün, kulağım geçti. kullanmaya devam edeyim mi?
diğer tüm özellikleri aynı iki bilgisayar. fiyatları da neredeyse aynı.
birinin işlemcisi daha performanslı olduğu söylenen core 2 duo p8700, ötekisinin işlemcisi daha yeni bir aile olan i3 330m.
hangisini alalım? yeni diye i3 mü, yoksa daha persormanslı denilen p8700 mü?
birinin işlemcisi daha performanslı olduğu söylenen core 2 duo p8700, ötekisinin işlemcisi daha yeni bir aile olan i3 330m.
hangisini alalım? yeni diye i3 mü, yoksa daha persormanslı denilen p8700 mü?
market poşetlerinde yazıyor "12-24 ay içerisinde doğada %100 çözünür" diye.
ne olur yani? doğada çözünmek ne demektir?
ne olur yani? doğada çözünmek ne demektir?
fenerium outlet'ten bir forma aldım. 2007 yılı maç forması. göğsünde türk byrağı olanlardan. sırtına da alex yazdırayım dedim ama alex kimi zaman 10, kimi zaman 20 numara ile sahaya çıkıyor. hangisidir asıl numarası? oynadığı mevki baımından "10 numara" denir bu oyunculara ama o eskiden sırt numaraları sadece 1-11 arasında iken öyle idi. 10 numara o mevkide oynardı. şimdi herkes istediği numarayı yazdırıyor lakin alex'te bir standart belirleyemedim. ne yazdırayım?
geçen gün sordum cevap alamadım. tekrar soruyorum.
symbian os kullanan bu nokia n97 mini telefonun müzikçaları, içine yüklediğimiz şarkıların id3 tag'lerindeki sanatçı adı, albüm adı, şarkı adı vs bilgilerini okuyarak kafasına göre grupluyor. lakin biz eşşeklerin internetten indirdiği mp3'lerde id3 tag'ler hiçbir zaman düzgün olmadığı için, hatta hiç id3 tag ble olmadığı için şarkıya sanatçıya albüme vs göre bir düzen olmuyor.
hoca ben bilgisayarda albümleri klasör klasör halinde yapmışım. mis gibi düzenlemişim. telefonun d:\music\ klasörüne de kopyalamışım. ama dinleyecem, açıp bakıyorum ne klasör var ne bişey. hepsi karışmış. id3' tag'lerde yazılı olan saçmalıklara göre acaip bir düzene girmiş. istiyorum ki müzik kütüphanesine git diyince kendi sikinden uydurduğu yamuk id3 tag'lerinden okuduğu bilgilere göre değil, doğrudan d:\music klasörüne gitsin. kendi düzenlediğim albümlerimi göreyim, tıklayım o klasördeki şarkıları çalayım. yok mu böyle bir müzikçalar?
symbian os kullanan bu nokia n97 mini telefonun müzikçaları, içine yüklediğimiz şarkıların id3 tag'lerindeki sanatçı adı, albüm adı, şarkı adı vs bilgilerini okuyarak kafasına göre grupluyor. lakin biz eşşeklerin internetten indirdiği mp3'lerde id3 tag'ler hiçbir zaman düzgün olmadığı için, hatta hiç id3 tag ble olmadığı için şarkıya sanatçıya albüme vs göre bir düzen olmuyor.
hoca ben bilgisayarda albümleri klasör klasör halinde yapmışım. mis gibi düzenlemişim. telefonun d:\music\ klasörüne de kopyalamışım. ama dinleyecem, açıp bakıyorum ne klasör var ne bişey. hepsi karışmış. id3' tag'lerde yazılı olan saçmalıklara göre acaip bir düzene girmiş. istiyorum ki müzik kütüphanesine git diyince kendi sikinden uydurduğu yamuk id3 tag'lerinden okuduğu bilgilere göre değil, doğrudan d:\music klasörüne gitsin. kendi düzenlediğim albümlerimi göreyim, tıklayım o klasördeki şarkıları çalayım. yok mu böyle bir müzikçalar?
www.facebook.com
şu videoda abilerin bindiği alet nedir yav, eğlenceli bir şeye benziyor.
yorumlarda bostancı lunaparkı, antalya beach park falan denmiş de ankara'dayım ben. oralara gidip görme şansım yok. şöyle dışarıdan çekilmiş videosu falan yok mudur bunun?
şu videoda abilerin bindiği alet nedir yav, eğlenceli bir şeye benziyor.
yorumlarda bostancı lunaparkı, antalya beach park falan denmiş de ankara'dayım ben. oralara gidip görme şansım yok. şöyle dışarıdan çekilmiş videosu falan yok mudur bunun?
tatilden geldik. o da ne? balkonumuzda, tam balkon kapısının yanındaki camın önündeki boş saksıya güvercin yumurtlamış üzerinde oturuyor. balkona çıkmayalım rahat rahat otursun dedik ama tam camın iç tarafında da buzdolabı var. ne zaman buzdolabına gitsek, kuş korkup kaçıyor. balkona çıkmaktan vazgeçtik de ben şimdi bu hayvanın saksısını alıp az uzağa koysam, buzdolabına gelince bizi görmese, korkmasa, gelip bulur mu yumurtalarını? yoksa yerini değiştirdik diye küsüp gider mi? buzdolabını yerinden çıkarıp başka yere götürme veya kuşlar yumurtadan çıkıp uçana kadar aç durma şansım yok malesef.
ölünce eğer mümkün olursa organlarımın bağışlanmasını ve çok beğendiğim, aşık olduğum şehirdeki beğendiğim bir mezarlık var, eğer yer varsa oraya (yer yoksa da aynı şehirdeki başka bir mezarlığa) gömülmeyi istiyorum. bunu ailemden herhangi birisine söylemeye kalktığım anda hemen kulak çekip cüccük yaparak tahtaya vuruyor ve "allah korusun, allah gecinden versin, ağzından yel alsın" falan diyorlar. haklılar da aslında ama bu iki isteğimin ciddiye alınmasını ve gerçekleştirilmesini istiyorum. hadi organ bağışının bi prosedürü var. tam olarak bilmesem de var olduğunu biliyorum (ehliyet alırken teşebbüs ettim, adamı organ bağışladığına pişman ettirecek bir ton prosedür çıkardılar vazgeçtim, yakınlarıma söyler de hallederim diye, o da mümkün olmadı). peki o mezarlığa, orada yer yoksa aynı şehirdeki başka mezarlığa vs gömülmemi nasıl garantilerim? gidip şimdiden yer alsam bile buna aldırmayıp oraya değil de yaşadığım şehre gömerler mi?
daha da önemlisi, yaşadığım şehir olmayan bir şehre gömülmeye hakkım var mı? yoksa illa ikametgahımın olduğu yer falan mı olacak?
daha da önemlisi, yaşadığım şehir olmayan bir şehre gömülmeye hakkım var mı? yoksa illa ikametgahımın olduğu yer falan mı olacak?
belki de vardır da ben bilmiyorum.
şimdi efenim bir işyeri düşünün. büyük bir işyeri. bu emmilerin yüz tane telefon hattı var ve pbx midir nedir o sistemi kurmuşlar. yani siz o işyerini ararken bi santral numarası var, onı arıyorsunuz, hatlardan herhangi birinden açılıyor. ama o işyerinden arandığınızda santral hangi numara boşsa onun üzerinden arıyor.
ya da yeni moda çıktı mesela. ilk 3 haneyi size tahsis ediyorlar. son 4 hane de dahili numara oluyor. öyle bir şey. hatta istediğim şeye bu daha uygun.
eh şimdi bu işyerinden arandığımızda telefonda abuk bir numara çıkıyor. rehberde kayıtlı olsa bile santral numarası kayıtlı. ama pbx'ten veya diğer sistemden dolayı arayan kişinin numarası o olarak gözükmüyor. abuk bir numara gözüküyor.
mesela hazine müsteşarlığı numaraları 204 ile başlar ve 204 00 00 ile 204 99 99 arasında 10.000 tane dahilisi var. adliye sarayı 509 ile başlar. istiyorum ki rehbere "204 ** ** hazine müsteşarlığı" diye, "509 ** ** adliye" diye kaydedeyim, kim hangi numaradan ararsa arasın telefon ekranında "hazine müsteşarlığı" yazsın, "adliye" yazsın". isim çıkacak diye 10.000 tane numarayı bana kaydettirmesin.
ne dersiniz, hoş olmaz mı?
şimdi efenim bir işyeri düşünün. büyük bir işyeri. bu emmilerin yüz tane telefon hattı var ve pbx midir nedir o sistemi kurmuşlar. yani siz o işyerini ararken bi santral numarası var, onı arıyorsunuz, hatlardan herhangi birinden açılıyor. ama o işyerinden arandığınızda santral hangi numara boşsa onun üzerinden arıyor.
ya da yeni moda çıktı mesela. ilk 3 haneyi size tahsis ediyorlar. son 4 hane de dahili numara oluyor. öyle bir şey. hatta istediğim şeye bu daha uygun.
eh şimdi bu işyerinden arandığımızda telefonda abuk bir numara çıkıyor. rehberde kayıtlı olsa bile santral numarası kayıtlı. ama pbx'ten veya diğer sistemden dolayı arayan kişinin numarası o olarak gözükmüyor. abuk bir numara gözüküyor.
mesela hazine müsteşarlığı numaraları 204 ile başlar ve 204 00 00 ile 204 99 99 arasında 10.000 tane dahilisi var. adliye sarayı 509 ile başlar. istiyorum ki rehbere "204 ** ** hazine müsteşarlığı" diye, "509 ** ** adliye" diye kaydedeyim, kim hangi numaradan ararsa arasın telefon ekranında "hazine müsteşarlığı" yazsın, "adliye" yazsın". isim çıkacak diye 10.000 tane numarayı bana kaydettirmesin.
ne dersiniz, hoş olmaz mı?
yarın sabah itibariyle bodrum'dan datça'ya geçiyoruz hafta sonu için. arkadaşlarımız orada. datça merkez'de iki kişi (karı koca) iki gece kalabileceğimiz uygun fiyatlı (oda+kahvaltı yeter, yıldız falan da önemli değil, insani şartlarda olsun, odasında duşu tuvaleti olsun, eh hadi bi de oldu olacak kliması olsun ama o kadar da şart değil) otel, pansiyon, apat falan önerebilir misiniz? arkadaşların kaldığı otelde yer yokmuş. apart varmış ama ona da 135 dediler. uzun zamandır otede falan da kalmadım, bilmiyorum pahalı geldi bana ama normali bu mu? odasının geceliği 60-70 civarına yok mu yerler?
2 tanesi 2006 yılı mayıs ayında, 2 tanesi de 2006 yılının ağustos ayında alınmış 175 65 r14 ölçülerinde lastikler. üzerinde 970 kiloluk arabayı taşıyor. 30.000 kilometre kadar kullanıldı. diş derinlikleri mayısta alınanların 5.5 - 6 mm. yere basan kısımlarında yıpranmadan dolayı gibi görünen çok hafif çatlaklar var. yanaklarda pek bir şey yok. balonu malonu yok. markası da bridgestone b330 evo.
bu lastikler biraz daha idare eder mi? aslında değiştirecektim ama arabanın masrafı çok çıktı bütçem kalmadı. servis "bir sorun çıkarmaz, sadece ıslak zeminde fren mesafesini biraz uzatır, biraz da kayma yapabilir, kuru zeminde bir sıkıntı olmaz" dedi. eğer çok acil değiştirilmesi gerekmez derseniz biraz daha kullanacağım. ama yok "ooo abi naaptın bitmiş o lastikler. hemen at, çok tehlikeli" diyorsanız mecbur borç harç değiştireceğiz.
bu lastikler biraz daha idare eder mi? aslında değiştirecektim ama arabanın masrafı çok çıktı bütçem kalmadı. servis "bir sorun çıkarmaz, sadece ıslak zeminde fren mesafesini biraz uzatır, biraz da kayma yapabilir, kuru zeminde bir sıkıntı olmaz" dedi. eğer çok acil değiştirilmesi gerekmez derseniz biraz daha kullanacağım. ama yok "ooo abi naaptın bitmiş o lastikler. hemen at, çok tehlikeli" diyorsanız mecbur borç harç değiştireceğiz.
1. arabamı bakıma bıraktım. teslim alan görevli sağını solunu kontrol edip not ederken "lastikler de pek iyi değil" dedi. 2006 yılının yaz aylarında taktırdım ve üstünden 30.000 kilometre gibi bir mesafe geçti. bu kadar sürede lastiğin eskimesi normal mi? bakımda da bir sürü ekstra çıktı. param da yok. ama güvenlik de bir yandan önemli tabii. biraz daha idare eder mi? gerçi diş derinliklerinde sıkıntı yok galiba da yanaklarda çatlamalar oluşmuş dedi.
2. dedim lastiği değiştireyim, önemli bir unsur. ne önerirsiniz? araba 2001 model clio hatchback. 970 kilo ağırlığında. lastikler 175 65 r14 ölçülerinde. ankara'nın melih gökçekli bozuklu yamuklu asfaltlarına dayanabilecek güzel bir lastik önerirseniz sevinirim. çok fazla kilometre yapmam, eskirse durduğu yerde eskir (işte görüğünüz gibi 4 yılda 30.000 falan maksimum)
3. ne kadar şimdi lastik fiyatları?
2. dedim lastiği değiştireyim, önemli bir unsur. ne önerirsiniz? araba 2001 model clio hatchback. 970 kilo ağırlığında. lastikler 175 65 r14 ölçülerinde. ankara'nın melih gökçekli bozuklu yamuklu asfaltlarına dayanabilecek güzel bir lastik önerirseniz sevinirim. çok fazla kilometre yapmam, eskirse durduğu yerde eskir (işte görüğünüz gibi 4 yılda 30.000 falan maksimum)
3. ne kadar şimdi lastik fiyatları?
belki daha önce sorulmuştur. belki de bundan sonra çok sorulacak şu şarkı.
cep telefonu melodisi gibi bir şarkı var. sıklıkla orda burda duruyorum. başka hiçbir enstruman olmaksızın ksilofonla tin tin tün ting diye çalınanbir şarkı. sonradan dıptıs dıptıs diye teknolar falan giriyor.
nedir bu acaip şarkı?
cep telefonu melodisi gibi bir şarkı var. sıklıkla orda burda duruyorum. başka hiçbir enstruman olmaksızın ksilofonla tin tin tün ting diye çalınanbir şarkı. sonradan dıptıs dıptıs diye teknolar falan giriyor.
nedir bu acaip şarkı?
aslında sorundan ziyade bir yerden ayarlanan bir özellik gibime geliyor. msn'de görüntülü ve sesli konuşma yaparken eğer ben konuşuyorsam karşı tarafın sesi gelmiyor. ancak ben susunca onun sesi geliyor. telsiz gibi sırayla birimiz konuşup birimiz susarak anlaşıyoruz.
yankı yapmaması açısından iyi oluyor aslında. iki tarafın da hem hoparlörü hem mikrofonu aynı anda açık olunca "yanıyapıyor gibi başlayıp sesler biraz açıkca voooooiiiiiiiiiiii diye feedback yaparak kulakları mikiyor. ama telsiz gibi konuşmak da can sıkıcı.
nereden ayarlanıyor bu?
yankı yapmaması açısından iyi oluyor aslında. iki tarafın da hem hoparlörü hem mikrofonu aynı anda açık olunca "yanıyapıyor gibi başlayıp sesler biraz açıkca voooooiiiiiiiiiiii diye feedback yaparak kulakları mikiyor. ama telsiz gibi konuşmak da can sıkıcı.
nereden ayarlanıyor bu?
tatil dediğim de en fazla 15-17 gün. şimdi bilgisayarımı da alıp işlerimi de uzaktan kontrol etme durumum olduğundan bana internet lazım. gideceğim yer yazlık ev. lakin adsl falan yok. 3g kullanmak durumundayım. ama öyle 2 yıl taahhütlü 4-5 gb paketli falan istemem. 15 günde sadece iş kontrol edeceğim, olmadı 1-2 sörf yapıp feysbuka bakacağım için az bi megabyte bile yeter.
1. turkcell diyor ki benden vınn satın al, kontratsız taahhütsüz 4 gb internete ilk 2 ay 11 lira öde, sonra 39 lira diye devam etsin ama devam etmiycem dersen de cezasız iptal ettir. vınn kaç para bilmiyorum, sitesinde de bulamadım. indirim olmadıysa 130 lira falan galiba.
2. vodafone diyor ki benden vodem al, fiyatı 69 lira. 1 gb da internet hediye ediyorum 1 ay içinde kullanmak üzere. sonra vodem senin olsun, ister paket al devam et, ister devam etme vodemi de g.tüne sok.
3. ttnet diyor ki adsl aboneliğin varsa 500 mb interneti ile beraber avea şebekesi kullanan 3g modem benden sana hediye. ilk 6 ay 6 lira, sonra 10 lira öde. bunun için de adsl aboneliğine 2 yıl taahhüt ver.
şimdi bunların hangisi fiyat olarak daha avantajlı? 500 mb az falan demeyin. az değil, bana yeter. download ve upload'un kotaya sayıldığının da bilincindeyim, daha önce de 3g kullandım, yapacağım iş için ne kadar kota gideceğinin farkındayım. 500 mb bile fazlasıyla yetiyor.
1. turkcell diyor ki benden vınn satın al, kontratsız taahhütsüz 4 gb internete ilk 2 ay 11 lira öde, sonra 39 lira diye devam etsin ama devam etmiycem dersen de cezasız iptal ettir. vınn kaç para bilmiyorum, sitesinde de bulamadım. indirim olmadıysa 130 lira falan galiba.
2. vodafone diyor ki benden vodem al, fiyatı 69 lira. 1 gb da internet hediye ediyorum 1 ay içinde kullanmak üzere. sonra vodem senin olsun, ister paket al devam et, ister devam etme vodemi de g.tüne sok.
3. ttnet diyor ki adsl aboneliğin varsa 500 mb interneti ile beraber avea şebekesi kullanan 3g modem benden sana hediye. ilk 6 ay 6 lira, sonra 10 lira öde. bunun için de adsl aboneliğine 2 yıl taahhüt ver.
şimdi bunların hangisi fiyat olarak daha avantajlı? 500 mb az falan demeyin. az değil, bana yeter. download ve upload'un kotaya sayıldığının da bilincindeyim, daha önce de 3g kullandım, yapacağım iş için ne kadar kota gideceğinin farkındayım. 500 mb bile fazlasıyla yetiyor.
arkadaşlar ben bir halt yedim. dün akşam yemekte eşimin mis gibi kızarttığı paçanga böreklerinden yedim 2-3 tane. sabah kahvaltıda da ben öküz, ben camış, akşamdan artan yaklaşık 5-6 tane böreği lüplettim.
şu anda tarif edilmez şekilde leş gibi pastırma kokuyorum. sabah duş altım lakin duşla muşla geçecek bir şey değil. terledikçe (ki bu sıcakta terlememek de mümkün değil) içeriden içeriden kokuyor lan. ağzıma sıçayım bu sıcakta pastırma yenir mi olm.
ben bu pastırmayı kokusuyla birlikte bünyeden nasıl atıcam bilader? yarın da kokar bu kesin. 10 litre su içip işeye işeye mi atayım, beş kilometre koşup terleye terleye mi atayım ne edeyim, parfüm mi içeyim bi yol gösterin ağalar beyler, rezil oldum elaleme. mükellefe de gidicem şimdi (neyse ki adam kayserili pek ayıp olmaz). kurtarın beni bu kokudan.
şu anda tarif edilmez şekilde leş gibi pastırma kokuyorum. sabah duş altım lakin duşla muşla geçecek bir şey değil. terledikçe (ki bu sıcakta terlememek de mümkün değil) içeriden içeriden kokuyor lan. ağzıma sıçayım bu sıcakta pastırma yenir mi olm.
ben bu pastırmayı kokusuyla birlikte bünyeden nasıl atıcam bilader? yarın da kokar bu kesin. 10 litre su içip işeye işeye mi atayım, beş kilometre koşup terleye terleye mi atayım ne edeyim, parfüm mi içeyim bi yol gösterin ağalar beyler, rezil oldum elaleme. mükellefe de gidicem şimdi (neyse ki adam kayserili pek ayıp olmaz). kurtarın beni bu kokudan.
soru kitapçığının ön sayfasındaki bir ibare beni şüpheye düşürdü.
şimdi ben bugün sabah oturumunda "iktisat" testinden hiçbir soru cevaplamadım. iktisat testinde doğru veya yanlış hiçbir işaretlemem yok.
içinde iktisat puanı içeren puan türlerinde hiçbir hesaplama yapılmayacak mı, ilgili puan türü hiç çıkmayacak mı şimdi? birileri öyle bir şeyler dedi, şüpheye düştüm.
yani diyelim ki kpssp54 puan türünün dağılımı şöyle:
genel yetenek %30
genel kültür %10
ingilizce %10
işletme %10
muhasebe%10
hukuk %10
maliye %10
iktisat %10
şimdi ben hiç iktisat işaretlemediğim için kpssp54 puan türü hiç hesaplanmayacak mı, hiç çıkmayacak mı? yoksa sıfır olarak mı hesaplanacak, yani etkisiz eleman mı olacak? eğer hiç hesaplanmayacaksa, çözdüğüm onca muhasebe, maliye, hukuk sorusu boşa mı gidecek?
şimdi ben bugün sabah oturumunda "iktisat" testinden hiçbir soru cevaplamadım. iktisat testinde doğru veya yanlış hiçbir işaretlemem yok.
içinde iktisat puanı içeren puan türlerinde hiçbir hesaplama yapılmayacak mı, ilgili puan türü hiç çıkmayacak mı şimdi? birileri öyle bir şeyler dedi, şüpheye düştüm.
yani diyelim ki kpssp54 puan türünün dağılımı şöyle:
genel yetenek %30
genel kültür %10
ingilizce %10
işletme %10
muhasebe%10
hukuk %10
maliye %10
iktisat %10
şimdi ben hiç iktisat işaretlemediğim için kpssp54 puan türü hiç hesaplanmayacak mı, hiç çıkmayacak mı? yoksa sıfır olarak mı hesaplanacak, yani etkisiz eleman mı olacak? eğer hiç hesaplanmayacaksa, çözdüğüm onca muhasebe, maliye, hukuk sorusu boşa mı gidecek?
1. bir kadının tüm vücut tüylerinden (öyle kıllı bir kadın gelmesin aklınıza. normal istenmeyen tüyler. işte komple bacak, koltuk altı, bikini, paket (paket ne lan) vs) lazer epilasyonla kurtulması için en fazla ne kadar parayı gözden çıkarması gereklidir?
2. iki çeşit lazer epilasyon duydum. ipl ve alexandrite. ipl pek etkili değilmiş, sadece zayıflatıyormuş. alexandrite kesin çözümmüş. öyle midir? alexandrite daha mı iyidir?
3. özellikle genital bölge için bir zararı var mıdır bunun?
2. iki çeşit lazer epilasyon duydum. ipl ve alexandrite. ipl pek etkili değilmiş, sadece zayıflatıyormuş. alexandrite kesin çözümmüş. öyle midir? alexandrite daha mı iyidir?
3. özellikle genital bölge için bir zararı var mıdır bunun?
ben yohanesburg diye biliyorum ama trt spikerleri ısrarla cohanesburg dedikleri için şüpheye düşüyorum.
hangisi doğrusu?
hangisi doğrusu?
bambudan mamul bir adet stor perdemiz var. aha şundan: images.gittigidiyor.com 
bunun en altı, dirençli olsun diye kendi üstüne bir parmak katlanıp yapıştırılmıştı. biz de bambuların arasından ip geçirip balkon demirine bağlamıştık uçuşmasın deyü. geçen günkü yağmurda fırtınada zorlanmış, en alttan 2-3 sıra bambu kırılmış. dirençli olsun diye ikiye katlanıp yaıştırılan yer açılmış.
şimdi ben yne bunu oradan ikiye, hatta kırılan sıralar da içinde kalsın diye üçe dörde katlayıp yeniden yapıştıracağım. en sağlam neyle yapıştırılır bu? silikon? sıcak silikon? derby? epoksi kullan, hödöksi sür şeklinde alafortanfonik yapıştırıcılar önermeyiniz ama lütfen. mahalle nalburundan alınabilir olsun.

bunun en altı, dirençli olsun diye kendi üstüne bir parmak katlanıp yapıştırılmıştı. biz de bambuların arasından ip geçirip balkon demirine bağlamıştık uçuşmasın deyü. geçen günkü yağmurda fırtınada zorlanmış, en alttan 2-3 sıra bambu kırılmış. dirençli olsun diye ikiye katlanıp yaıştırılan yer açılmış.
şimdi ben yne bunu oradan ikiye, hatta kırılan sıralar da içinde kalsın diye üçe dörde katlayıp yeniden yapıştıracağım. en sağlam neyle yapıştırılır bu? silikon? sıcak silikon? derby? epoksi kullan, hödöksi sür şeklinde alafortanfonik yapıştırıcılar önermeyiniz ama lütfen. mahalle nalburundan alınabilir olsun.
kadın vücudunda seksi görünen her noktaya ayrı, özel bir isim verilmiş. acaba bunun da bir ismi var mıdır merak ettim. tarif edeyim.
hani kadının bikini altının lastiği, karın kısmına tam olarak oturmaz. biraz gevşek gibi kalır. arada böyle sağ ve sol kasık hizasında boşluk oluşur. sanki oradan bakınca içini görecekmişsiniz gibi olur.
bu seksi boşluğun bir adı var mı? varsa oha diycem.
bakınız fotoğrafda daire içindeki kısım. (bu arada fotoğrafı da google'dan buldum. ablayı tanımam)
hani kadının bikini altının lastiği, karın kısmına tam olarak oturmaz. biraz gevşek gibi kalır. arada böyle sağ ve sol kasık hizasında boşluk oluşur. sanki oradan bakınca içini görecekmişsiniz gibi olur.
bu seksi boşluğun bir adı var mı? varsa oha diycem.
bakınız fotoğrafda daire içindeki kısım. (bu arada fotoğrafı da google'dan buldum. ablayı tanımam)
arkadaşlar, eşimin yepisyeni garantili marantili cillop gibi telefonuna ebay'den batarya alıp kullansam telefona bir zararı olur mu? ürün açıklamasında "replacement" diyor. bu çakma anlamına mı geliyor? fotoğrafı gayet hologramlı orijinal duruyor ama adam kendi ağzıyla replacement demiş. telefonun da şarjı (şarz) 2-3 gün gidiyor, yarı yolda kalmayalım. bunlardan alıp kullanırsak telefonu bozar mıyız, garantisini sikertir miyiz?