(4) 

bebeklerin kafası mı büyük, kolları mı kısa

kibritsuyu #506132 
iki elinizi kafanızın üzerinde birleştirin. rahatlıkla yapabiliyorsunuz değil mi?

peki bebeklerin elleri kafasının üzerinde niye kavuşmuyor? kafası mı vücuduna göre büyük oluyor, kolları mı vücuduna göre kısa oluyor?
(12) 

dondurulmuş anne sütü sorunsalı

kibritsuyu #505530 
eylül ayının ortalarından itibaren ege'nin ilerideki ihtiyacını karşılamak üzere sağdırdığımız fazla anne sütlerini süt saklama poşetlerinin içinde derin dondurucuda dondurduk. -18 derecede taş gibi donmuş olarak bekliyorlar. en eskisi 2 aylık. sağılır sağılmaz derin dondurucuya atıldı.

bugün hadi artık sirküle edelim, eskilerini kullanmaya başlayalım dedik, annesi de işe giderken fazla süt bırakmadı dondurulanlardan içecek diye.

akşamdan dondurucudan çıkardık, buzdolabı kısmında erimeye bıraktık, bugün öğlen saatlerinde eridi. içirmek üzere biberona koyup sıcak su içinde bekleterek ılıttık. lakin bu süt gibi güzel kokmuyor, ekşimsi kokuyor. ege de içmiyor, aç kaldı yavrum.

niye böyle oldu bu sütler? niye kokuyor? neyi yanlış yaptık?
(2) 

utorrent.com

kibritsuyu #501716 
arkadaşlar bu www.utorrent.com sitesi yani utorrent programının resmi web sitesi niye açılmıyor? utorrent programını indireceğim. hadi farklı sitelerden indiriyorum, türkçesine alışmışım dil paketi indireceğim, iki haftadır uğraşıyorum açılmıyor, bağlanmıyor. ne oldu bu siteye?

ya da türkçe dil paketi indirebileceğim bir yer var mıdır?
(12) 

biberon kullanma zamanı geldi - sterilizasyon sorunsalı

kibritsuyu #501601 
ege üç aylık oldu, iş kanunlarımız ve vicdansız patronlarımız sağolsun izni biten annesi bugün ağlaya ağlaya işe gitti. bugüne kadar sadece birkaç sefer kullanmış olduğumuz biberon olayına artık zorunlu olarak giriş yapıyoruz.

hep naaptık bugüne kadar? kullanılmış biberonu bi fırça ve biberon deterjanı yardımıyla yıkayıp temizledik ve kaynar suda 5-6 dakika kaynatıp ve temiz bir tabağın içinde kuruttuk. lakin yoğun biberon kullanım durumunda kaynat kaynat nereye kadar.

sterilizatör alayım dedim. dedim ama gerçekten gerekli mi bu? organik biberon deterjanı ve sıcak suyla fırçalayarak yıkamak ve güzelce durulamak yeterli olmaz mı? yani ben kendi hiçbir bulaşığımı yıkamaktan gayrı temizlemiyorum, sterilize etmiyorum. daha kaç yaşına kadar hijyen içinde yetiştireceğiz, azıcık da mikrop alması gerekmez mi? zaten ne kadar hijyenik tutabilirim bebeği? sokağa çıkıyor, arabaya biniyor, alışveriş merkezi geziyor. biberonu da pis pis kullandıralım demiyorum da, sadece yıkamak yetmez mi? sadece yıkanmış biberondan, vücudunun yenemeyeceği kadar ciddi mikrop kapar mı? yoksa illa sterilizatör mü?

not: bebeğe biberonla verilen şey sadece anne sütü.
(3) 

günler bir gün geri mi alındı?

kibritsuyu #497554 
ya da bugün pazartesi değil de pazar falan mı? kanal d'de irfan değirmenci yok. irfan değirmenci'yi bırak, sabah haberleri de yok, acemi cadı var. show tv öyle. fox tv'de fatih portakal yok, hafta sonları haber sunan dar gömlek var.

nereloloyor?
(1) 

renault clio yol bilgisayarı hesaplama yöntemi

kibritsuyu #496630 
efem benzin fiyaltlarından illallah edip 2001 model clio'ma lpg taktırdım. taktırdıktan sonra göstergeleri ve bilgisayarı sıfırlamadım. hala benzinle ölçtüğü değerler mevcut. lpg takılınca dadedim ki bu yol bilgisayarına bir zeval gelecek mi, çalışacak mı, eve dediler çalışacak ama lpg ile ilgili verileri göstermez. benzin ile ilgili verileri eskiden olduğu gibi gösterir.

şimdi bu yol bilgisayarında bazı değrler var. iki tanesine kafam takıldı.

1. son sıfırlamadan itibaren kaç litre benzin harcandığı
2. depodaki benzinle gidilebilecek mesafe

ulan araç lpg'de çalışıyor. dolayısıyla depodaki benzin ilk çalıştırma ve birkaçyüz metre dışında hiç azalmıyor. ama "son sıfırlamadan itibaren kaç litre benzin harcandığı" bilgisi sürekli artıyor. aynı şekilde depodaki benzinle gidilebilecek mesafe de düşüyor. e ulan benzin azalmıyor ki bunlar neye göre hesap yapıp artıp azalıyor lan?

ha kilometre sayacı normal işliyor. acaba hesap yaparken depoda kalan benzine bakmak yerine "bu herif 30 kilometre yol gittiğine göre depoda da ortalama yakıt tüketimine göre 30 kilometrelik benzin azalmıştır" diye mi bir hesap yapıyor? "dur şu gidilecilecek mesafeden 30 kilometre düşeyim" mi diyor depodaki benzine bakmadan?

şimdi diyeceksiniz ki "be dangalak, göstergeyi sıfırlayıp denesene". iyice sapıtır da hiç ölçemem, eksi meksi değerler verir diye sıfırlamadım.
(8) 

pipi (çük) şişmesi

kibritsuyu #496217 
hani karşında birisi bişey yiyince senin canın çeker de "pipim şişicek" denir ya. nedir abi bu olayın aslı? karşısında bişey yenen adamın canı çekince pipisi mi şişiyor? canı bir şeyi çok çekince pipisi şişen var mıdır? nereden türemiştir? bu pipi şişmesinden kasıt ereksiyon mu, yoksa başka bir şekil şişme mi nedir?
(5) 

yine aynı bok başıma geldi - ele iğne batması

kibritsuyu #496084 
ben biraz gerizekalıyım ya da şanssızım galiba. yine aynı halt başıma geldi. daha önce de olmuştu.

dün akşamüstü ben evde yokken evdeki parmak delerek ölçülen şeker ölçüm aletiyle, eve gelen bir misafir (eşimin bir akrabası) şekerini ölçmüş. sonra da parmağını deldiği lanseti çıkarıp peçeteye sarıp salondaki sehpaya koymuşlar. ben de peçeteyi buruşturulmuş peçete sanıp alayım çöpe atayım derken elime battı, parmağım kanadı.

misafirin geçmişini bilmyorum ama eşim diyor ki sağlıklı kadın, hepatiti mepatiti yok, geçirmedi. evli barklı iki tane kocaman çocuğu var. şimdi tutup da eve gelen misafirden kan tahlili de isteyemem.

ben aşılı değilim. bütün testlerim (HbsAg, Anti Hbs, Anti HCV, Anti HIV) negatif.

şimdi ben ne yapmalıyım? olay daha bu sabah oldu. hemen gidip hepatit b aşısına başlasam olur mu? test yaptırsam hemen sonuç vermez bunu biliyorum. 1-2 ay şüphe ile test yaptırmayı mı bekleyeceğim?
(1) 

youtube istatistikleri

kibritsuyu #495192 
youtube'un bir istatistik sayfası yok mu "bugüne kadar en çok izlenen videolar", "bu yıl içinde en çok izlenenler", "en çok like alanlar", "en çok unlike alanlar" falan filan gibi? aradım bulamadım.
(2) 

windows live mail posta import etme

kibritsuyu #494633 
harddisk değişti, bilgisayarı baştan kuruyorum. her şey tıkır tıkıri microsot programları dangalaklık edip duruyor.

windows live mail programını kullanıyorum. başka program kullan demeyin. harddisk değişmeden önce programdaki bütün mailleri yedekledim, flaşdiske aldım. yenisini kurunca da diyorum ki flaşdiskten al, mail programının içine koy. gelen kutusu altında bir sürü klasörüm var tek tek ayrı ayrı. bu dangalak güzelce alıyor ama depolama klasörü diye bi zikin altına koyuyor bütün aldıklarını. ya oraya koyma. normal maillerin geldiği klasöre koy. yenileri de üstüne gelsin. yok, illa depolama zikinde duracak. sürükle taşı kopyala yabıştır falan yok.

nasıl alırım lan bi daha o kadar klasörü tek tek açmak da istemiyorum. ayrıca da eskisi yenisi hepbir dursun isyiroum. eskiler depolama şeyinde, yeniler gelen kutusunda olmasın lan çok mu zor bi şey istiyorum?
(3) 

caaanım masaüstü resmim - oda şeklinde 3d çizim

kibritsuyu #494589 
bition'da görmüştüm birinin masaüstü kepçırıydı. kullandığı duvar kağıdının linkini de vermişti. boş bir oda. sol duvarda raflar var. sağ duvarda mantar pano var. kenarda bir masa var. şeklinde bir 3d çizimdi. bition'da kim paylaşmıştı ve linki vermişti bilemedim. yoğun duyuru kullanan elemanlardan biriydi, nicki buradan tanıdıktı hatta. bilenlerden ricamdır bi buldurun be. hatta kendi görecek büyük ihtimalle "bendim" diyecek.
(2) 

firefox'ta araç çubukları yeri

kibritsuyu #494576 
arkadaşlar firefox'ta sekme çubukları ile adres çubuğunun yerini değiştirebiliyor muyuz? sekmeler yukarıda, adres çubuğu onun altında duruyor. sekmeler aşağıda dursun, adres çubuğu yukarıda dursun. sürüklenmiyor. var mı bir yolu?
(2) 

windows 7 kurulum problemi

kibritsuyu #494346 
laptop'ımın tekleyip duran harddiski sonunda hakkın rahmetine kavuştu. problemi ve çözümünü bildiğim ve kendi başıma yapabileceğim halde servisine götürdüm. o da aynı teşhisi koydu, tık diye harddiski değiştirdi. kurulumunu da yapayım dedi, yok dedim kendi recovery cd'lerimden kendim yaparım. getirdim açtım, cd'den boot ettim, yapılması gerekenleri yaptım, ama kurulum yaparken bir noktada, dosyaları bilgisayara kopyalıyor, sonra kurulum başlıyor "yapılandırılıyor" diye, %bilmemkaç olunca "windows kur windows'u bu bilgisayarın donanımı üzerinde çalışacak şekilde yapılandırılmadı" şeklinde bir hata veriyor. bilgisayardan yaptığım windows 7 home premium 64 bit recovery cd'lerile denedim olmadı. kutusundan çıkan 32 bit cd'leriyle denedim olmadı. olmuyor da olmuyor. sıfır harddisk takıldı, bu mu bozuki niye yükleyemiyorum windows 7'yi?
(10) 

ankara'da fotoğraf çekmelik yer

kibritsuyu #492531 
canon 550d'nin hakkını vereyim diyorum artık. aldığımdan beri oğlumun fotoğrafını çekip duruyorum evin içinde. istiyorum ki şöyle hanımı çocuğu alıp çıkayım makinemle sahaya, hem gezmiş olalım, hem de fotoğraf çekeyim. sümüklü çocuk da olur, kırışık dede de olur. kibritsuyu photography olayım artık.

nereye gidelim biz?
(7) 

ayak bileği problemi - artık tak etti

kibritsuyu #490893 
uzun uzun anlatacağım. cesareti olmayan okumasın. artık ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.

babam şubat ayında buzda kayıp düşerek ayak bileğini kırdı (git: 366548). çevreden yetişip ambulansla ankara'nın en büyüklerinden biri olan devlet hastanesine götürdüler (babamı almak için sedyedi getiren ambulans görevlisinin de aynen babamın bastığı yere basıp, aynı şekilde düşmesi de ayrı bir yazının konusu olabilir, allah'tan adama da bir şey olmadı, babamı da henüz sedyeye koymamışlardı). hastanede ayak alçıya alındı, ama doktor da dedi ki "alçıyla olmaz, kırık kötü yerde, tutmaz, ameliyat olması gerekli". ama babam 76 yaşında ve bypass ameliyatlı olduğu için pek razı gelmedik. doktor da dedi ki "peki madem bi 10 gün alçıda dursun, hiç üstüne basmasın, 10 gün sonra kontrole gelin bakalım". 10 gün sonra tekrar o devlet hastanesine gitmedik. artık emekli olmuş bir doktor akrabamızdan bir ortopedi doktoru tavsiyesi aldık. ankara'nın özel hastane denince ilk akla gelen büyük bir özel hastanesindeki bir ortopedisti önerdi. hastaneyi değil doktoru önerdi. doktor tekrar röntgen çekti ve alçı ile olmayacağını, ameliyatın şart olduğunu söyledi. dış malleol kırığı imiş. neyse naapalım dedik, babam ameliyat oldu, ayağına plaka vidaladılar. kırığı kısa sürede iyileşti. doktor kontrollerini aksatmadı. iyileştikten sonra dediler ki tam eklemdeki vidayı almamız gerekli, yoksa bileği tam bükemezsin. neyse yine narkoz aldı, vidayı ufak bir operasyonla aldılar.

kırık iyileşti, ama ameliyat yeri tam iyileşmedi. bileğindeki şişlik ve acı da tam geçmedi. ameliyat eden doktor "6 aya kadar düzelir, 6 aydır bizim için önemli olan" falan dedi. babamın ayağı ayakkabı giyemeyecek kadar şiş. kıro gibi ayakkabısının topuğuna basarak geziyor ama yürüyor yani. şişlik azalmadı, ameliyat yerinde de 1 cm kadar iyileşmeyen bir yara vardı.

neyse yaz geldi, babam o şekilde tatile gitti. ayağındaki şişlik duruyor. yara da iyileşmediği için denize de girmiyor mikrop kaparım diye. ha bu arada raporlu ilaçlarını yazdırmak için gittiği bilumum doktor (ameliyat eden dahil) ozonize edilmiş zeytinyağı diye saçma sapan bir şey dahil bir sürü yara merhemi verdiler, hepsini kullandı. neyse yara kapandı.

bir gün yine tatilde babam içtiği bir kase işkembe çorbası sonrasındaki gece bileğindeki şişlik ve acı müthiş arttı. ertesi gün hastaneye gidildi. hastanedeki ortopedist kimsenin aklına gelmeyen bir teşhis koydu: "gut". ilaçları verildi, diyet verildi, ilaçları kullanınca şişlik de acı da epey azaldı. oh dedik neyse en azından neden olduğu meydana çıktı.

tatil bitti dönüldü. babamın ayağında yine sancı, yine şişlik. kan tahlilleri yapılıyor, ürik asit biraz düşmüş, ilaçların dozu arttırılıyor, acı azalıyor, iki gün sonra tekrar şişiyor, acıyor. ilaçların dozu daha da arttırılıyor, bir türlü geçmiyor.

babama diyoruz ki "doğru düzgün bir doktora git". ulan diyor kaç tane doktora gittim, hangisi doğru düzgün, söyleyin ona gideyim. neyse gut işinin uzmanının "romatolog" olduğunu öğreniyoruz. ara tara ankara'da bir özel üniversite hastanesinde buluyoruz romatolog. o da gut teşhisini doğruluyor, ilaçları ayarlıyor, röntgen de çekip kırığa bakıyor ve kırık ile alakalı olmadığını söylüyor. hatta ürik asit düşürücü ilaçtan dolayı ürik asit <1 değerine kadar düşüyor (ölçülemeyecek kadar düşmüş yani) ama ağrı sızı şişlik aynı. babam ilaçları kullanmaya devam ediyor. internetten gut ile ilgili yazıları okuyoruz, babamın acısı ile pek benzemiyor. hep diyor ki "çarşaf değse acıtır", oysa babamın ayağı sadece üstüne basınca acıyor. öyle değmekle, dururken falan acımıyor. diyor ki "ilaçları alınca gut atağı kısa sürede sonlanır", haftalar geçiyor bir iyileşme yok. doktordan ayar yemek pahasına diyor "gut acısına pek benzemiyor bu" diye, doktor diyor ki "olur öyle, geçer geçer ilacını iç". sonuçta adam doktor. biz ise internetten hastalık araştıran gariban hastalarız. doktordan iyi bilemeyiz elbette.

en son yine tahlil yaptırmak için gittiğimiz o en baştaki devlet hastanesinin polikliniğindeki fizik tedavi uzmanı diyor ki "iltihap var yahu, enfeksiyon kapmış, bakın ayaktaki o kapanan yaranın altı yumuşak, kan tahlilinde de crp değeri yüksek, genel cerrahiye gidin yaradan kültür alsınlar. ürik asit evet yüksekmiş, sınırın üstünde ama gut denecek kadar da değil". (merak eden için ürik asit tatildeyken ilk ölçüldüğünde 8.8, sonradan 7.4, sonradan <1, daha sonradan da 5.5 oldu ve normal sınırlara geldi, ama ayak aynı duruyor).

ulan bakıyoruz taa o tatilin başından beri yapılan bütün testlerde ürik asitle beraber crp değerine de bakılmış ve hep yüksek. internetten bakıyoruz crp nedir diye "vücutta bir enfeksiyon varlığında yükselir" yazıyor. biz "guta benzemiyor" dedikçe, tahlillerde crp hep yüksek olduğu halde kimse enfeksiyon olabilir falan demiyor. yine de doktorun işine karışılmaz. denir mi doktora "yav bak crp yüksek, enfeksiyon olamsın bu" diye. doktordan iyi mi bileceğiz?

genel cerrahi yara kapalı diye kültür almıyor. babama antibiyotik veriliyor. 1 hafta kullanıyor, tekrar tahlil yapılıyor, crp iyice yükselmiş. bir antibiyotik daha ekleniyor. şu anda onu kullanıyor.

ayak hala aynı. şubat'tan beri.

1. ameliyatı yapan ortopedist
2. tatilde gidilen özel hastanedeki ortopedist
3. romatolog
4. devlet hastanesi polikliniğindeki fizik tedavi uzmanı
5. aynı poliklinikteki genel cerrah
6. ve tahlilleri yaptırmak ve raporlu ilaçlarını yazdımak için gittiği ve durumdan bahsettiği "aç bi bileğini bakiyim" diyen bilumum doktor.

gidilen dört ayrı hastanede en az sekiz ayrı doktor:

1. kırıktan dolayı, 6 aya kadar geçer
2. gut, ilaçlarını al geçer
3. iltihap var, antibiyotik iç geçer

şeklinde üç ayrı teşhis koydu. şu anda antibiyotik kullanıyor ve bir düzelme yok. yıl olmuş 2012, zannedersin tıp literatüründe çığır açacak bir problem, sekiz aydır çözülemiyor. altı üstü ayak bileğinde şişlik ve acı var, şubat ayından beri çözülebilmiş değil.

şimdi soruyorum. biz ne yapalım, kime gidelim de bu bilek iyileşsin. "başka doktora git" falan demeyin lütfen, altı tane başka doktora gittik işte. diyecekseniz de ankara'da isim soyad telefon falan vererek "aha şu doktora git, kesin halleder" diyin. diyin de artık iyileşsin adamcağızın ayağı.
(3) 

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran... mı acaba?

kibritsuyu #490857 
arkadaşlar bu absinth (ya da nasıl yazılıyorsa işte) isimli yüksek alkollü çek içkisi var ya. bunun markası mı absinth, içkinin çeşidi mi absinth? yani görüyorum ki çeşit çeşit bunlar. ulan hangisi gerçek diye kafayı yiyip duruyorum. sanırım hepsi gerçek ve hepsi farklı markaların absinth'leri öyle mi?

bacardi de bir marka imiş, içkinin kendisi rom imiş mesela öyle mi?
(4) 

hepatit b aşılı olmak

kibritsuyu #488913 
aşağıda hepatit b aşısının tutup tutmadığını soran kullanıcıdan sonra ben de bunu sormak istiyorum. doktorlar cevab veremedi.

geçen sene babam protez diş yaptıracağı zaman diş hastanesinde hepatit b testleri yapıldı. anti hbs pozitif. yani hepatit b'ye karşı aşılı görünüyor. aşı oldun mu dedim, hayır kesinlikle aşı falan olmadı. daha önce geçirmediğinden de emin. zaten geçirmiş olsa hbsag falan da pozitif çıkıyor galiba. öyle tek doz yapılan bir aşı da değil ki bi ara yaptırmış da hatırlamıyor olsun.

üç ihtimal var.

1. 2007 yılında bypass ameliyatı oldu. ameliyattan önce veya sonra hastanede tek doz yaptılar, o da tuttu.

2. yine bypass ameliyatı için 8 ünite kan istemişlerdi. aşılı birinin kanını verdiler, o kan babamın vücudunda da bağışıklık oluşturdu.

3. babam her sene grip aşısı olur. bi sene grip diye hepatit b aşısı yaptılar veya grip aşısına karıştırdılar hepatit b aşısını da ikisini de tek shotta oldu.

başka nasıl olur arkadaş?
(2) 

kamera hareketleri

kibritsuyu #488902 
kameranın yatayda (sağ-sol) hareketi: pan
dikeyde (yukarı-aşağı) hareketi: tilt

kameranın ileri-geri hareketinin ismi nedir? bir ismi var mıdır? zoom değil, kameranın hareketinden bahsediyorum. dolly olabilir mi?

bonus: kameranın objektifinden girip bataryasının oradan çıkan bir eksen düşündüğümüzde o eksen etrafında dönme (sağa yatma, sola yatma) hareketinin adı ne? uçaklarda roll deniyor galiba. kamerada da aynı mı?
(1) 

hepsiburada.com'dan samsung telefon

kibritsuyu #488885 
hepsiburada.com'da satılan samsung telefonların garantisi ne garantisidir arkadaşlar? bildiğim kadarıyla genpa, telpa, kvk ve samsung kendisi getirip dağıtıyor türkiye'de. hepsiburada.com'unki hangisi?
(2) 

fotoğrafçılık aksesuarları

kibritsuyu #487260 
hangi lensin ne işe yaradığını, nerelerde kullanıldığını öğrendik.

şimdi öğrenmek istediğim lens aksesuarları. özellikle extension tube, tele converter, close up filtre, lensi ters takma adaptörü vs nedir, ne işe yararlar, nasıl kullanılırlar, bunlarla ve bunlar olmadan çekilen fotoğrafların karşılaştırmaları falan gibi bir kaynak arıyorum. internette olursa daha iyi olur.
(3) 

bebek bakım ürünleri (kozmetik)

kibritsuyu #486776 
kime sorduysam mustela önerdi zamanında. ama her banyodan sonra yüzüne sürmediğimiz halde sırf saçından durulanan şampuanın akmasıyla yavrucağın cildi kupkuru oluyor. dün de baktım bacakları kuru kuru. yine mustela'nın eşantiyon olarak ufak boyu verilen nemlendirici kremi vardı. sürdüm, sürmez olaydım, iyice kurudu.

hani demeyin ki "bebeğin cildinde kuruma problemi var, şampuandan değildir". hayır, illa banyodan sonra oluyor. sonra kendiliğinden geçiyor, cilt kendi kendine kuruluğu yok ediyor. kimi zaman sadece boş su ile yıkıyoruz, o zaman yine olmuyor. illa ki şampuanlı banyodan sonra oluyor.

velhasıl nemlendirici olarak babadan kalma yöntemle saf zeytinyağı sürmeye karar verdik de (başka öneriniz varsa değerlendirelim, johnson's baby oil falan), asıl sorun, biz bu oğlanı neyle yıkasak da cildi kurumasa, olması gerektiği gibi, bebek gibi yımışacık olsa?
(2) 

bokeh: bu harbiden oluyor mu?

kibritsuyu #486635 
diyafram kaç bıçaklıysa, daha doğrusu diyaframın şekli nasılsa bokehin de o şekli aldığını biliyoruz.

www.diyphotography.net

peki şu linkteki olay gerçek mi abicim? lensin önüne diyafram gibi şekilli zıvırtı takarak şekilli bokeh oluyor mu lan hakikaten? lensin önü kapanmaz mı? köpeğin arkasındaki ışıklar kalpli bokeh olmuş. lan peki köpeğin koca kafası o lensin önündeki küçücük delikten nasıl geçti? diyafram gibi geride değil ki bu taktığın, lensin önünde. kapatıyor.
(4) 

fotoğraf makinesine yan sanayi ürün

kibritsuyu #485156 
canon eos 550d ile kullanmak üzere orijinal ürün değil de yan sanayi ürünler kullansan makineyi elimize alır mıyız, veya garanti kapsamı dışına çıkarır mıyız?

pil falan hadi neyse kullanmaya tırsıyorum da ne bileyim canon tepe flaşı yerine yongnuo marka beşte bir fiyatına satılan flaşlardan kullansak, ebay'de iki dolara satılan kablosuz uzaktan kumandalardan kullansak makineye bir zarar verir mi bunlar. yani ne bileyim bi sinyal gönderir işlemcisinin hımına kor falan korkuyorum. yoksa bir şey olmaz mı?

edit: canonturk'te incelemesi yapılan bu yongnuo marka flaşları nereden alacoğuk abicim, hiçbir yerli internet sitesinde ve dahi mağazalarda bulamıyorum. amazon'dan ebay'den alsam da kesin gümrüğe takılır. ee alan nasıl alıyor o zaman? illa yurtdışına mı çıkıcaz?
(2) 

ankara'daki müthiş trafik

kibritsuyu #484746 
gençler. an itibariyle ankara'da meşrutiyet, mithatpaşa ve civarı sokaklarda milim ilerlemeyen dehşet trafiğin nedeni ne ola?
(7) 

nedir bu illa o fontu kullanma inadı

kibritsuyu #483048 
kesin hepiniz görmüşsünüzdür. hatta behzat ç. seni kalbime gömdüm gilminin jeneriğinde bile vardı. hata mıdır, vurdumduymazlık mıdır, umursamazlık mıdır nedir sizce?

olay ne? bir fontı çok beğenmişsinizdir. lakin o fontta türkçe karakter desteği yoktur. yani fontun ğ, ş, ç, falan gibi harfleri yoktur. yazacağınız metin de türkçedir.

peki bu durumda niye inatla o fontu kullanırsınız? hadi o fontu kullandınız, harflerin noktasızı yerine var olmayan türkçe harfleri niye times new roman ile yazıp çirkinleştirirsiniz? nedir bunun amacı? font mu kalmadı? hadi çok beğendin, al o fontun G harfini, üstüne çizik koy bi editörle bari daha az belli olsun. koca film yapmışın, jenerikteki isme bak.
(4) 

odtü mensubu olmadan eymir gölü'ne girmek

kibritsuyu #483011 
böyle bir imkan var mı? arabasız veya bisikletle oluyormuş ama öyle değil, normal odtü mensubu gibi arabayla girebilme şansımız var mıdır, ne gereklidir? ücret, referans vs.
(3) 

fotoğraf makinesi uv filtresi

kibritsuyu #482900 
18-135 lensime lensi korusun diye bir tane uv filtre aldım. lens çapı 67mm. ben de gittim 67mm aldım. markası phottix.

lakin filtre lense böyle fırt fırt diye kolaycana vidalanmıyor. bayaa bi zorlaya zorlaya döndürdüm, hatta gıyyk gıyyk diye sürtünme sesleri bile geldi.

hani acaba zamanla gevşeyip düşmesin diye mi böyle takılıyor, yoksa bir yerlerde bir yanlışlık mı var, kola şişesinin kapağını kapatır gibi kolayca mı vidalanmalıydı? çapı doğru ama hani olur ya eğik olur bişey olur.
(9) 

emzirirken alkol almak

kibritsuyu #482898 
alkol dediysem oturup sarhoş olana kadar rakı içmek değil.

bir yemeğe gidiyoruz mesela. ortam güzel, muhabbet güzel, yemekler güzel. eşimin canı yemeğin yanında 1 veya 2 kadeh kırmızı şarap çekiyor. ama emzirdiği için içmiyor. 1-2 kadeh kırmızı şarap anne sütüne geçer mi, etkiler mi, bebeğe bir zarar verir mi? yoksa ne olur ne olmaz içmesin mi?
(1) 

bir dizi, ton, gam, makam, neyse adı

kibritsuyu #481380 
sevgili müzisyenler, müzikten armoniden anlayanlar.

şimdi önünüze bir piyano alın veya aldığınızı farz edin.

şimdi o piyanoda sırasıyla do#, re, re#, fa#, sol, la, la# notalarına basın.

bu oluşturduğunuz dizinin ya da ton mu gam mı makam mı neyse onun adı nedir? birçok parçada karşıma çıkıyor bu. mesela dandini dandini dastana ninnisi, kasap havası, hele loy loy kibar yarim esmerim vs. daha aklıma gelmeyen bir sürü parça. hep bu notalardan oluşan dizi ile çalınıyor. kafayı yiycem bi adı olmalı. x tonu, x makamı falan gibi.

nedir?
(2) 

saatli radyoya pil takabilmek

kibritsuyu #480878 
bunu daha önce de sormuş muydum emin değilim.

sony marka güzel bir saatli alarmlı radyom var, elektrikle çalışıyor. lakin imal edilen memlekette elektrik kesintisi diye bir kavram olmadığı için imal eden sivri zekalılar buna pil yuvası falan bişey koymamış. 1 saniye elektrik gitse, ne bileyim voltaj düşse bütün kayıtlı istasyonlar, saat ayarı, alarm ayarı yalan oluyor. geceleyin güvenip de alarm bile kuramıyorsun yani.

bi yolu var mıdır buna back up pili gibi bir pil taktırabilmenin, ne bileyim en azından ayarlarını şöyle 1-2 saat bozmadan tutabilmenin?
(1) 

4:3 fotoğrafı 3:2 yapmak

kibritsuyu #480874 
eski fotoğraf makinemin çektiği fotoğrafların en boy oranı 4:3 ama piyasadaki fotoğraf kartları 3:2

karta bastırdığım zaman sağda solda boşluk kalıyor (ya da boşluk kalmasın dersen alttan üstten cropluyorlar).

onlar croplamadan ben fotoşokta bunu yapmak istiyorum. yapıyorum da ama kolayı olsun. tek tıkla olsun. fotoşokta rectangular marquee seçip fixed ratio 3:2 giriyorum, 3:2 oranında seçim yaptırıyor.

hani kıllısını istemek gibi olacak ama ben fotoğrafa bi tıklayayım, 3:2 oranında fotoğrafın tamamını kaplayacak seçim pıt diye çıkıversin. böyle sol yukarıdan sağ aşağıya doğru mouse ile çekmeden. olur mu ki öyle?

hadi o da olmadı, fotoğrafların hepsini seçeyim, 4:3 iken 3:2 yapacak şeklinde çevirsin oranını. ama fotoğrafı bozmadan. yayarak değil, croplayarak.
(12) 

yürüyen merdivenin sağında bekleme mevzuu

kibritsuyu #478984 
şimdi yine biri bi başlığa yazmış da aklıma geldi.

gençler merak ediyorum, yürüyen merdivenden çıkan insanların niye sağda beklemesini, sol şeridi boş bırakmasını istiyorlar? orada yukarı çıkmak için tek alternatif yürüyen merdiven değil ki? yürümeyen sabit merdiven de var? yani yürüyerek çıkmak isteyen normal merdivenden de çıkabilir.

ha anlıyorum, amaç kendi hızına yürüyen merdiven hızını da katıp yukarıya daha hızlı varmak. peki bu durumda insanlardan yürüyen merdivenin sağında beklemelerini istemek, o yürüyen merdivene, yürüyen merdivenin kapasitesinin yarısı kadar insan binmesini istemek değil midir? bu nasıl bir bencilliktir? o yürüyen merdiven insanlar yan yana dururken 100 kişi alıyorsa, sırf bu paşa normal merdivenden çıkmayıp yürüyen merdivenin hızını da ekleyip 30 saniye erken çıkacak, az yorulacak diye niye 50 kişi eksik binecek merdivene?

hayır bu nasıl bir düşünce yapısı, nasıl bir bencillik, "ulan herkes sağda durursa bu yürüyen merdivene %50 daha az adam biner, ben 30 saniye hızlı çıkıcam diye 50 kişiyi merdivene eksik bindirmek istiyorum" diye empati kuramıyorlar mı? kaçırdığım bir nokta mı var, yanlış mı hesaplıyorum biri bana açıklasın lütfen.
(7) 

akıllı telefon - samsung

kibritsuyu #478948 
samsung galaxy s3 zaten alamam, o kadar param yok.

bana samsung galaxy w yerine samsung galaxy s2 almamı gerektirecek kadar iyi bir fark, iyi bir özellik söyleyebilir misiniz? 500 lira daha kastırmama değecek bir veya birkaç özellik.
(1) 

google groups iptali

kibritsuyu #477866 
müşterilerimden birisi iş için kullandığım mail adresini, kendi üyelerinin kayıtlı olduğu google group'a kaydetmiş. her gün milletin onlarca saçma sapan forward'ları geliyor. hem de sadece iş için kullanmak istediğim mail adresime. maillerde "çıkmak için unsubscribe bilmemneye mail at" falan diye adres yok, link yok, hiçbir şey yok. google groups sayfasından nerelere gireyim, nerelere mail atayım da çıkayıp şu saçma gruptan? bulamadım bir türlü. grubu buluyorum, "üye olmak veya çıkmak için kayıt olmalısınız" diyor. kayıt falan olmak istemiyorum, zaten dallamanın teki kaydetmiş adresimi sadece çıkmak istiyorum. kendi adresimi çıkarmak istiyorum.
(1) 

balgat-öveçler civarı ayvalık tostu

kibritsuyu #475685 
ankara balgat veya öveçler civarlarında güzel, dolu dolu ayvalık tostu yapan bir yer var mı önerebileceğiniz? yemeksepeti üyesi olursa daha da güzel olur ama olmazsa da gidip alırım problem değil.

edit: yapan çok var da ben tecrübe edilmiş ve garantisi olan "şurada yedim, pek güzel" şeklinde tavsiye arıyorum.
(7) 

milf'in erkek olanına ne denir?

kibritsuyu #475123 
(bkz: milf)

bunun erkek olanına da bir şey deniyor mu?
(6) 

laptop harddiskleri standart mıdır?

kibritsuyu #473973 
bi laptop'ım var. çoğunlukla düzgünce çalışıyor ama kimi zaman da açılırken falan takılıyor, zor açılıyor ve böyle çok dikkatli dinleyince duyulan vvvt vvvt vvvt diye ritmik, sanki cd rom'lar hani çizik cd'yi okuyamayınca gelir ya onun gibi ama çook derinden bir ses geliyor. sanırım harddiskinde de problem var.

şimdiii, 500 gb sata harddisk. bu nane her bilgisayarda standart mıdır? şimdi servise versem kimbilir neler yapıp kaç para isterler. gidip bir tane 2,5" 500 gb sata harddisk alsam, yeri belli altında, açıp kendim değiştirsem "yok hacı bu uyumsuz, bunu çalıştırmam" der mi bana bilgisayar? yoksa hepsi standart mıdır, neye dikkat edeyim?

edit: kullandığı harddisk tam olarak şu: www.tomshardware.com
(2) 

fabrika imajı

kibritsuyu #471123 
sevgili arkadaşlar. bütün karikatürler olsun, çizimler olsun, "fabrika" dedin miydi hani bi şekil vardır hani. çatısı yan yana dik üçgenleri dizmişsin gibi zigzag şekilli bir bina. en son cem yılmaz'lı iş bankası reklamında cem yılmaz'ın eline aldığı fabrika maketi de bu şekilde.

fabrika binalarının çatısı niye böyle üçgen üçgen zigzag şekilli olarak resmedilir? eskiden böyle miymiş fabrikalar? eğer böyle ise o üçgenlerin fabrika binasına ne avantajı vardır? çatı niye üçgen üçgendir?
(4) 

tıbbi maske

kibritsuyu #470039 
dikkat ettim de cerrahların ameliyatta kullandığı maskeler ipleri kafa arkasından düğümlenmek suretiyle takılıyor.
www.formineisg.com

diğer sıhhi amaçlı kullanılan maskeler ise lastikli ipleri kulaklara takılarak kullanılıyor.
www.turkizmedikal.com

soru: niye cerrahlar da kulağa takılan maskelerden kullanmıyor da kafalarının arkasından düğümlenen maskelerden kullanıyorlar? nedir o maskelerin özelliği?
(4) 

incir reçeli - spoiler içerir

kibritsuyu #466987 
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ulan hep merak ettim, halil sezai'yi sevmediğim için koyup da izlemedim. tv'de görünce bi bakim dedim neymiş. tam orta yerini kaçırdım ama. ilk reklam girdi. halil sezai aids'li adamın evine daldı, sevgilisi sandı, onu tehdit etti falan, çıktı gitti. sonra reklam girdi. ben reklam bittikten sonra bi 5-10 dakikasını kaçırdım. bi geldim kız yok, gitmiş. adam da mala bağlamış. ne oldu? kızla adam sevişti mi, adama hiv geçti mi, gidip kıza atar mı yaptı? "o herif kim defol git" falan mı dedi ne oldu o arada?
(3) 

canon 550d'yi anlamak

kibritsuyu #461056 
anlam veremediğim şeyler oluyor.

farklı günlerde bir sürü fotoğraf çekmişim. getiriyorum, bilgisayara usb'den bağlıyorum, EOS utility programını çalıştırıyorum. diyorum ki "daha önce indirilmemişleri indir". tıkır tıkır indiriyor bilgisayara. sonra bi bakıyorum aa o ne? lan bazıları yok? belirlediğim klasöre 2012_08_07 şeklinde tarih formatlı alt klasörler oluşturacak şekilde indir diye ayarlamışım mesela, 2012_08_07 klasörü var, 2012_08_09 klasörü var, 2012_08_08 klasörünü indirmemiş. o tarihte fotoğraf mı çekmemişim diye bakıyorum, hayır bir sürü de çekmişim. daha önce bilgisayara mı aktarmışım? hayır daha önce de aktarmamışım. daha önce indirilmemişleri aktar diyince "daha önce indirilmemiş yok, hepsini indirmişsin" diyor, ama elle tek tek seçip aktartınca aktarıyor. demek ki varmış indirmediğim.

hayır dalgınlığıma gelecek, nasıl olsa bilgisayara aktardım diyip silicem makineden, badem olacak bir sürü fotoğraf. niye böyle yapıyor?
(7) 

canon eos 550d ve otomatik netleme

kibritsuyu #460294 
hocalar canon 550d yarım deklanşör yaptığınızda herhangi bir nedenden dolayı otomatik netleyemiyorsa o fotoğrafı çekmiyor. illa da netleyecem, netlemeden çekmem de çekmeeem diyor. yahu beyaz ayarı yapacağım. bembeyaz kağıda tutuyorum, elbette otomatik olarak netleyemiyor. netlemeyince çekmiyor. her sefer mf yapıp da çekmek istemiyorum.

ya da ne bileyim elde makine bebeğin yüz ifadesini, gülümsemesini bekliyorum mesela. tam gülümsüyor, yarım basıyorum vızz vızz vızz dön allah dön netleyemiyor. ne o? meğer minimum odak mesafesinin altında tutuyormuşum. vizördeki görüntü de net ha. belki mükemmel net değil ama net işte çek gitsin amk parayla mı, beğenmezsem silerim. ben makineyi kaldırıp mf yapıp, elle netleyip çekene kadar bebeğin ifade bozulup gidiyor.

aradım bulamadım. yok mu "netlemesen de olduğu gibi bozuk bozuk çek" dedirten bir ayarı?
(9) 

bebek bezi sorunsalı

kibritsuyu #460053 
bir müddet bebek soruları ile kafanızı şişirebilirim, affola.

ege 14 gününü tamamladı. hafif derecede bir yenidoğan sarılığı dışında bir problemimiz yok çok şükür.

lakin bebek bezi ile başımız dertte. beyefendi 4 kilo oldu. bugüne kadar 1 numara yenidoğan bezi kullandık (2-5 kg). lakin bezin çocuğun bacaklarını sıktığını fark ettik. dedik ki 2 numara mini boy alalım (3-6 kg). fakat bu bez de sızdırıyor arkadaş. üstü başı sırılsıklam buluyoruz. kenarından mı kaçırıyor ne oluyorsa anlamadım. 1 numara küçük geliyor, 2 numara büyük geliyor herhalde ki sızdırıyor. pipisini aşağı çevirip kapatıyoruz hani aşağı doğru işesin diye, yine sızdırıyor.

ne yapacağız? biz fark edene kadar üstü başı ıslak vaziyet yatıyor, üşütecek diye korkuyoruz. bacaklrını sıka sıka yenidoğan bezine mi dönsek, yoksa yenidoğan bezi aslında sıkmıyordur da bize mi öyle geldi acaba?
(8) 

kadın mastürbasyonunun sayısal değeri (14+)

kibritsuyu #458138 
erkekler 31 çekiyor.
kadınlar kaç çekiyor? var mı böyle bir sayı?

sadece meraktan soruyorum. ve de ciddi olarak soruyorum, geyiğe dönüşmesin lütfen. yoksa yok diyin.
(7) 

"en düşük diyafram değeri" - fotoğrafçılık

kibritsuyu #457317 
"en düşük diyafram değeri" derken neyi kast ediyorlar? kısık diyaframı mı? f değerinin sayısal olarak düşük olmasını mı?

örnek cümle: "beyaz ayarı yaparken makine en düşük diyafram değerine ayarlanmalıdır".

ne yapacağım şimdi? diyaframı f22 yapıp kısacak mıyım, f1.8 yapıp açacak mıyım?
(17) 

sayıları böyle okumak çok mu yanlış

kibritsuyu #457031 
aşağıdaki sorudan gaza geldim ben de sorayım.

geçenlerde bir muhabbette eşim 10.500 sayısını "on buçuk bin" şeklinde telaffuz etti. millet güldü falan.

oysa bana onbinbeşyüz demekten daha sempatik gözüktü. hatta gavurlar bile böyle okuyor 2500'e mesela two thousand five hundred demek yerine twenty five hundred diyorlar. "yirmibeş yüz" diyor yani adam. sayı tam olarak doğru, söylemesi de daha kolay.

sizce çok mu yanlış lan 10.500'e on buçuk bin demek?
(4) 

canon 550d shutter sesi

kibritsuyu #456920 
sadece 550d değil aslında xxxD ve altı bütün canon'larda bu böyle. perde sesi şlakziüü şlakziüü diye böyle bir hıçkırık sesi gibi çıkıyor. xxD ve üstü canon'larda şlakk şlakk diye tok bir ses çıkıyor.

niye giriş seviyesinde shutter sesi böyle? bir yerlerde bir açıklaması olmalı bunun.
(3) 

dijital kompakt fotoğraf makinesi perdesi

kibritsuyu #456899 
dijital KOMPAKT fotoğraf makinelerinde gerçek anlamda açılıp kapanan bir perde (obtüratör) var mı? yoksa perde ve deklanşör sistemi sadece sensörü elektriksel olarak açıp kapatan bir sistem ile mi çalışıyor?
(2) 

canon lens kapağı vs. filtre

kibritsuyu #456894 
canon lenslerde filtre takılıyken lens kapağı kapatılabiliyor mu? bana pek olmayacak gibi görünüyor da.
(1) 

olimpiyat programı

kibritsuyu #455738 
televizyonu açtığımda ne denk gelirse onu izliyorum. bir sürü de şey kaçırıyorum. şöyle ayrıntılı olarak olimpiyat programı, hangi gün hangi saatte ne var onları görebileceğim bir site var mı, hatta hangi kanalda yayınlandıkları da olursa tadından yenmez.

mobil görünümden çık