genelde dizi filmlerde görüp garipsediğim bir şey
sizler yaptınız mı, neden nasıl oldu böyle bir ihtiyaç
sizler yaptınız mı, neden nasıl oldu böyle bir ihtiyaç
Merhaba,hayatımın her önemli anında problem olan bir konu yine hortladığı için duyuru ahalisi olarak fikrinizi sormak istedim.
Annem ve babam 12 sene önce babamın annemi aldatması sebebiyle olaylı bi şekilde boşandılar ve o günden sonra hiçbi şekilde asla iletişim kurmadılar. Yaşananlardan sonra annemden babamla ilgili beddua dışında birşey duymadık diyebilirim. Üniversite mezuniyetime babamı da çağırmak istememe rağmen annem “ya o ya ben” triplerine girdi vs vs. Ben babamın da o gün yanımda olmasını istememe rağmen sırf annem yüzünden dahil edemedim.
Önümüzdeki yaz, sevdiğim adamla evlenmeyi planlıyoruz. Çok mutlu olmam gerekirken ben yine önümde aşılması gereken kocaman bir problem var gibi hissediyorum. Mesela isteme muhabbetleri nasıl olacak. Ben babam da bu süreçlerde bulunsun istiyorum. Ama annem asla kabul etmiyor. Bu kadar güzel bir günde annem sırf babam var diye drama queen olacaksa ben bu şekilde bir gerginlik yaşamayı kaldıramam diye düşünüyorum. Annem ve babam böyleyken biz bu düğün süreçlerini nasıl geçireceğiz, ne olur akıl verin. Bu işin en kolay oluru nedir? Mutlaka aramızda benzer durumda olan vardır. Siz nasıl aştınız bu durumları? En az zararla nasıl atlatabiliriz?
Not: ikisi de 60 yaşında koca insanlar olmasına rağmen hiçbi zaman çocuklarının psikolojilerini düşünmedikleri için yine durumu idare etmesi gereken bizleriz. Annem bu saatten sonra değişmeyecek ve babam sürece dahil olursa durumu olaysız atlatmamız mümkün değil. Neredeyse herşeyden vazgeçmek üzereyim. Bu durumda olası isteme-düğün mevzuları için siz ne önerirsiniz?
Teşekkürler
Annem ve babam 12 sene önce babamın annemi aldatması sebebiyle olaylı bi şekilde boşandılar ve o günden sonra hiçbi şekilde asla iletişim kurmadılar. Yaşananlardan sonra annemden babamla ilgili beddua dışında birşey duymadık diyebilirim. Üniversite mezuniyetime babamı da çağırmak istememe rağmen annem “ya o ya ben” triplerine girdi vs vs. Ben babamın da o gün yanımda olmasını istememe rağmen sırf annem yüzünden dahil edemedim.
Önümüzdeki yaz, sevdiğim adamla evlenmeyi planlıyoruz. Çok mutlu olmam gerekirken ben yine önümde aşılması gereken kocaman bir problem var gibi hissediyorum. Mesela isteme muhabbetleri nasıl olacak. Ben babam da bu süreçlerde bulunsun istiyorum. Ama annem asla kabul etmiyor. Bu kadar güzel bir günde annem sırf babam var diye drama queen olacaksa ben bu şekilde bir gerginlik yaşamayı kaldıramam diye düşünüyorum. Annem ve babam böyleyken biz bu düğün süreçlerini nasıl geçireceğiz, ne olur akıl verin. Bu işin en kolay oluru nedir? Mutlaka aramızda benzer durumda olan vardır. Siz nasıl aştınız bu durumları? En az zararla nasıl atlatabiliriz?
Not: ikisi de 60 yaşında koca insanlar olmasına rağmen hiçbi zaman çocuklarının psikolojilerini düşünmedikleri için yine durumu idare etmesi gereken bizleriz. Annem bu saatten sonra değişmeyecek ve babam sürece dahil olursa durumu olaysız atlatmamız mümkün değil. Neredeyse herşeyden vazgeçmek üzereyim. Bu durumda olası isteme-düğün mevzuları için siz ne önerirsiniz?
Teşekkürler
ne dersiniz? güneşli ve ılık bir sonbahar akşamı. verandada biramı açtım yudumluyorum.
ne zaman bir kadeh alsam elime,
hep sana hep seni hep bizi içiyorum...
ne zaman bir kadeh alsam elime,
hep sana hep seni hep bizi içiyorum...
merhaba,
geçen yazdığım bir yanıttan sonra mesajla fikir belirtenler olmuştu. Genel olarak fikrinizi almak istedim.
+30 yaşlardayız. Çok fazla vakit geçirmemizden yola çıkarak flörtüm olarak düşündüğüm adama arkadaş olmak istemediğimi söyledim, ve bir güzel red yedim.
Ancak bundan sonrasında aramızın iyi olmayacağının kendisini üzeceğini söyledi. Ben de arkadaş kalabileceğimizi belirttim. Ama arkadaşlık, eskisi gibi sık görüşmelerin olacağı "kankalık" olabilecek bir durum değil.
Ancak o günden beri sürekli arayan, plan yapmak isteyen, görüşmek isteyen kendisi. Mesajlaşmalardan sonra ilk defa dün yürüyüş teklifine tamam dedim. Ama bana iyi gelmedi. Bugün yine neden böyle diye üzüntü içindeyim.
Fikrinizi almak istediğim şey şu: Reddeden bir erkek olarak neden hala aramayı ve iletişimde kalmayı sürdürüyor. Flörte girebilecek mesajlar atıyor. yedekte tutuyordur desem artık benden ona giden/gidecek bir iletişim yok.
Aslında farkındayım bunun net bir yanıtı yok. Sanırım içimi dökmek istedim. Çünkü alışma sürecime izin vermediği için zorlanıyorum. bu durum hala acaba hoşlanıyor da başka bişey mi var dememe sebep oluyor. O zaman yine başa dönüyorum. Alışamıyorum bu yanıtına.
İyi pazarlar :)
geçen yazdığım bir yanıttan sonra mesajla fikir belirtenler olmuştu. Genel olarak fikrinizi almak istedim.
+30 yaşlardayız. Çok fazla vakit geçirmemizden yola çıkarak flörtüm olarak düşündüğüm adama arkadaş olmak istemediğimi söyledim, ve bir güzel red yedim.
Ancak bundan sonrasında aramızın iyi olmayacağının kendisini üzeceğini söyledi. Ben de arkadaş kalabileceğimizi belirttim. Ama arkadaşlık, eskisi gibi sık görüşmelerin olacağı "kankalık" olabilecek bir durum değil.
Ancak o günden beri sürekli arayan, plan yapmak isteyen, görüşmek isteyen kendisi. Mesajlaşmalardan sonra ilk defa dün yürüyüş teklifine tamam dedim. Ama bana iyi gelmedi. Bugün yine neden böyle diye üzüntü içindeyim.
Fikrinizi almak istediğim şey şu: Reddeden bir erkek olarak neden hala aramayı ve iletişimde kalmayı sürdürüyor. Flörte girebilecek mesajlar atıyor. yedekte tutuyordur desem artık benden ona giden/gidecek bir iletişim yok.
Aslında farkındayım bunun net bir yanıtı yok. Sanırım içimi dökmek istedim. Çünkü alışma sürecime izin vermediği için zorlanıyorum. bu durum hala acaba hoşlanıyor da başka bişey mi var dememe sebep oluyor. O zaman yine başa dönüyorum. Alışamıyorum bu yanıtına.
İyi pazarlar :)
Sevgilinizin şarkı söyleyen sesiyle uyanmak isterseniz hangi şarkıyı söylesin isterdiniz?
Yerli ya da yabancı olması türü fark etmez.
Yerli ya da yabancı olması türü fark etmez.
En az 10 yıldır evli olup hala birbirini seven, mutlu ve sadık olan evli çiftler var mı bilip tanıdığınız?
(bu arada bunun gönül işleri ile ilgili olduğunu düşünmüyorum lütfen soru kısmında kalsın)
(bu arada bunun gönül işleri ile ilgili olduğunu düşünmüyorum lütfen soru kısmında kalsın)
günün en yogun saatinde soru giriyoruz hadi bakalım. çikmak kelimesini sizler için kullanıyorum zira seveni çok.
avantaj ve dezavantajı neler olabilir? tedavi olmuş muydu bu kişi? birlikte yaşadınız mı? onunla yaşamak yaşamak nasıldı? cinsel hayatınızda çok zorlandınız mı vs vs.
mesajla da cevap atabilirsiniz. çok detaylı yorum istiyorum reel manik biriyle sevgili olan kişilerden
teşekkür ederim
avantaj ve dezavantajı neler olabilir? tedavi olmuş muydu bu kişi? birlikte yaşadınız mı? onunla yaşamak yaşamak nasıldı? cinsel hayatınızda çok zorlandınız mı vs vs.
mesajla da cevap atabilirsiniz. çok detaylı yorum istiyorum reel manik biriyle sevgili olan kişilerden
teşekkür ederim
Ya benden 5 yas fazla yada benden 5 yas kucuk daha cok 5 yas buyukler var.
Cok merak ediyorum yasitlarim nerede? Ne yapiyor?
Nerede bu insanlar?
Ben mi yanlis yerlerde takiliyorum?
Kendi yasitlarimi nasil bulurum?
Cok merak ediyorum yasitlarim nerede? Ne yapiyor?
Nerede bu insanlar?
Ben mi yanlis yerlerde takiliyorum?
Kendi yasitlarimi nasil bulurum?
merhabalar,
biz tezim icin fikir geliştiriyorum, sorduğum soruyu kadınların cevaplaması fikrimi geliştirmeme yardim edecektir. cevaplarsanız cok sevinirim.
cinsel hayatiniz aktif olabilir ya da olmayabilir. cinsellik, beden algısınizla alakalı hayatınızda ne olsaydi, cinsellik sizin icin daha saglikli olurdu? ya da zaten sagliklidir.
-erkekler de partnerleri uzerinden cevaplayabilirler elbette, fakat cinsiyet belirtirseniz cok mutlu olurum-
biz tezim icin fikir geliştiriyorum, sorduğum soruyu kadınların cevaplaması fikrimi geliştirmeme yardim edecektir. cevaplarsanız cok sevinirim.
cinsel hayatiniz aktif olabilir ya da olmayabilir. cinsellik, beden algısınizla alakalı hayatınızda ne olsaydi, cinsellik sizin icin daha saglikli olurdu? ya da zaten sagliklidir.
-erkekler de partnerleri uzerinden cevaplayabilirler elbette, fakat cinsiyet belirtirseniz cok mutlu olurum-
Merhaba. Beraber yaşamayıp her gün de görüşmediğiniz sevgilinizle günlük iletişim dozunuz ne seviyelerde olur?
Her gün mutlaka arayıp/aranıp telefon konuşmaları yapar mısınız?
Sabah "Günaydın" mesajıyla başlayıp, gece uyku moduna geçene dek WhatsApp'tan bir iletişim yürütür müsünüz?
Gün içerisinde 7 saat falan hiçbir şekilde iletişim kurmadığınız dilimler olur mu?
Bu gibi şeyleri merak ettim. Teşekkürler şimdiden.
Her gün mutlaka arayıp/aranıp telefon konuşmaları yapar mısınız?
Sabah "Günaydın" mesajıyla başlayıp, gece uyku moduna geçene dek WhatsApp'tan bir iletişim yürütür müsünüz?
Gün içerisinde 7 saat falan hiçbir şekilde iletişim kurmadığınız dilimler olur mu?
Bu gibi şeyleri merak ettim. Teşekkürler şimdiden.
merhaba.
uzun zamandır ama özellikle son dönemde daha da açmazda olduğumu hissettiğim bir noktadayım. 32 oluyorum yakında ama şöyle dönüp geçmişime bakınca hiç de güzel bir hayat yaşamadığımı ve yaşayamayacağımı görüyorum. son dönemde herkes böyle olabilir ama ben bunun ağırlığı altında eziliyorum günden güne.
zeki, yakışıklı, şanslı, karizmatik ya da zengin değilim.
-kendimden nefret ediyorum.
-güzel bir okulda okumadım.
-hiç sevgilim olmadı, aşırı da üstüne düşmedim bu durumun.
-güzel bir mesleğim veya bana iyi kazandıran mesleğim de yok.
-hayatta başarmak istediğim hiçbir şeyi başaramadım.
-sevdiğimden daha çok sevilmedim hiç.
-sevdiğim dostlarımın yaptıklarını görünce onlara imreniyorum, asla o noktaya gelemeyeceğimi görünce üzülüyorum.
-etrafımdaki güzel kadın veya erkeklere bakıp "asla tercih edilen biri, asla böyle yakışıklı/alımlı olmadım, olamayacağım"a takılı kalıyorum.
-ailemle birlikte yaşıyorum ve özünde onları üzmemek için çoğu şeye tepki koymuyorum ama içten içe de yapayalnız kalmayı istiyorum. ama ekonomik olarak mümkün değil.
-patronum oç cahil, kültürsüz, açgözlü birinin teki. babasının ofisindeyim ve onların da işini görerek sömürülüyorum, enerjim komple bitik.
-asla sevdiğim şeylere vakit ayıramıyorum. hafta içi her gün gidiş geliş toplam 4,5 saatim trafikte geçiyor. kitaplarımdan dahi uzaklaştım. ama şu an işten çıkma durumum yok.
-eve ekonomik olarak katkıda bulunuyorum, birikim yapma durumum yok ki zaten 7 bin tl maaş alıyorum.
son dönemde beni hayata bağlayan tek şeyin annem olduğunu düşünüyorum ama galiba artık o da yetmeyecek tutunmama. nereye kadar dayanacağımı bilmiyorum, mutlak bir aidiyetsizlik, komple boşvermişlik, bıkkınlık, hayattan çekip gitme isteği ama aynı zamanda da bir şeyler için çabalama gayreti hepsi aynı anda kafamda savaşıyor. hangisi savaşı kazanacak bilmiyorum.
tavsiye için de değil ama içimi dökmek istediğim için yazdım biraz.
yine de ne yapayım sizce?
uzun zamandır ama özellikle son dönemde daha da açmazda olduğumu hissettiğim bir noktadayım. 32 oluyorum yakında ama şöyle dönüp geçmişime bakınca hiç de güzel bir hayat yaşamadığımı ve yaşayamayacağımı görüyorum. son dönemde herkes böyle olabilir ama ben bunun ağırlığı altında eziliyorum günden güne.
zeki, yakışıklı, şanslı, karizmatik ya da zengin değilim.
-kendimden nefret ediyorum.
-güzel bir okulda okumadım.
-hiç sevgilim olmadı, aşırı da üstüne düşmedim bu durumun.
-güzel bir mesleğim veya bana iyi kazandıran mesleğim de yok.
-hayatta başarmak istediğim hiçbir şeyi başaramadım.
-sevdiğimden daha çok sevilmedim hiç.
-sevdiğim dostlarımın yaptıklarını görünce onlara imreniyorum, asla o noktaya gelemeyeceğimi görünce üzülüyorum.
-etrafımdaki güzel kadın veya erkeklere bakıp "asla tercih edilen biri, asla böyle yakışıklı/alımlı olmadım, olamayacağım"a takılı kalıyorum.
-ailemle birlikte yaşıyorum ve özünde onları üzmemek için çoğu şeye tepki koymuyorum ama içten içe de yapayalnız kalmayı istiyorum. ama ekonomik olarak mümkün değil.
-patronum oç cahil, kültürsüz, açgözlü birinin teki. babasının ofisindeyim ve onların da işini görerek sömürülüyorum, enerjim komple bitik.
-asla sevdiğim şeylere vakit ayıramıyorum. hafta içi her gün gidiş geliş toplam 4,5 saatim trafikte geçiyor. kitaplarımdan dahi uzaklaştım. ama şu an işten çıkma durumum yok.
-eve ekonomik olarak katkıda bulunuyorum, birikim yapma durumum yok ki zaten 7 bin tl maaş alıyorum.
son dönemde beni hayata bağlayan tek şeyin annem olduğunu düşünüyorum ama galiba artık o da yetmeyecek tutunmama. nereye kadar dayanacağımı bilmiyorum, mutlak bir aidiyetsizlik, komple boşvermişlik, bıkkınlık, hayattan çekip gitme isteği ama aynı zamanda da bir şeyler için çabalama gayreti hepsi aynı anda kafamda savaşıyor. hangisi savaşı kazanacak bilmiyorum.
tavsiye için de değil ama içimi dökmek istediğim için yazdım biraz.
yine de ne yapayım sizce?
neden böyle oldu?
adeta bir paradoks. eşiği bir türlü geçemiyorsunuz.
iş ortamının saygınlığından dolayı kurumda tanışılan kişilerle ilerleyemiyorsunuz. insanlar kişisel zevklerinizi bilmesin ve kariyerinizi etkilemesin diye o ortamdan sosyalleşmeye kendinizi kapatıyorsunuz.
iş için şehirde bulunduğunuzdan da haliyle dış ortamda tanıdığınız kimse yok.
peki nasıl çıkacaksınız bu kötü durumun içinden?
iş ortamının saygınlığından dolayı kurumda tanışılan kişilerle ilerleyemiyorsunuz. insanlar kişisel zevklerinizi bilmesin ve kariyerinizi etkilemesin diye o ortamdan sosyalleşmeye kendinizi kapatıyorsunuz.
iş için şehirde bulunduğunuzdan da haliyle dış ortamda tanıdığınız kimse yok.
peki nasıl çıkacaksınız bu kötü durumun içinden?
Akşam üzeri az biraz kestirdim ve doğal olarak hiç uykum yok.
Bir şeyler izlemek istemiyorum. Hastalık yüzünden uzun süre evdeydim zaten. Bu saatte ne yapayım?
Yapmam gereken bir kaç iş vardı ofise mingideyim,
Arabayla müziğimi açıp dolanayım mi
Sahilde yürüyüş diyeceğim ama serindir şimdi
Var mı fikri olan
Bir şeyler izlemek istemiyorum. Hastalık yüzünden uzun süre evdeydim zaten. Bu saatte ne yapayım?
Yapmam gereken bir kaç iş vardı ofise mingideyim,
Arabayla müziğimi açıp dolanayım mi
Sahilde yürüyüş diyeceğim ama serindir şimdi
Var mı fikri olan
Bazi yerlerde boyle bir adet mi var? Erkek olarak bir mekandayken bunu gozlemledim. Ben iceri girerken cikan kadinlardan kimisi hafif bir gulumseyip geciyor. Ben cikarken de iceri giren kadin ise hafif bir gulumsemeyle geciyor (hepsi yapmiyor, kimisi yapiyor).
İlk defa boyle bir adet goruyorum. Bir de sadece bir mekanda gordum bu adeti nedense (oyle cok elit bir mekan da degil, zincir kahveci, istanbul'da).
Baska tanik olaniniz var mi? Yapaniniz var mi?
İlk defa boyle bir adet goruyorum. Bir de sadece bir mekanda gordum bu adeti nedense (oyle cok elit bir mekan da degil, zincir kahveci, istanbul'da).
Baska tanik olaniniz var mi? Yapaniniz var mi?
Bilgisi olan var mıdır?
Uçmuş. Yok.
Merak ettim kızı.
Uçmuş. Yok.
Merak ettim kızı.
Sevgili gönül işleri sever dostlar sonunda açtım bu duyuruyu. Beni çok etkileyen biri var. . Baştan söyleyeyim ikimiz de evli değiliz aşkı memnu olayları dönmüyor. Ancak yine de kalbim başka bir şey diyor aklım başka bir şey. Birkaç aylık flört döneminin ardından fark ettik ki ikimizde de duygular şelale. Fakat bu kişi duygusal açıdan ağır sorunlu. Yapmam dediği şeyi üç gün sonra yapıyor, sorun etmem dediği şeyden 3.dünya savaşı çıkarıyor. Tartışma anında hiçbir şekilde acıması yok. Ağzına geleni söyleyen biri. Bu yaştan sonra (27) kimseye duygu regülasyonu öğretme zorunluluğum olmadığından ve bunun çok sağlıksız olduğunu düşündüğümden ilişkiyi bir üst levela taşıyamadan karşılıklı konuşup anlaşarak bitirdik. Amma lakin ben bu kişiyi özlüyorum. Hem hayatımda olsun istiyorum hem de kendine biraz saygın varsa hayatına almazsın diyorum. Kendimle sürdürdüğüm bu savaşı bitirmenin bir yolu var mı? Yoksa kendimi korumaya almaktan vazgeçip kaderde ne varsa yaşamalı mıyım? Savcı Esra gibi ben seninle mutsuzluğa da varım mı demeliyim? Görmüş geçirmiş feleğin çemberinden geçmiş dostlar bi yardım edin hele.
Merhaba. 20 gündür beraber olduğum bir kadın var. Bu henüz kısa bir süre tabii, bu süreçte yeni öğrenilen yönler de oluyor doğal olarak.
Kendisi yerli yersiz çok fazla argo ifadeler kullanıyor. Hani samimiyet seviyesi arttıkça bu yönünü yeni görmeye başladım. Mesela dün beraberdik evde. Bir muhabbet oldu, onun üzerine şakasına "Bak bir daha böyle yaparsan vermem, görürsün sonra ahah" diyor. Kadınlar bu alma/verme türü ifadelere ağza kürekle vuracak kadar tepkili değiller miydi ya? Diğer konularda çok iyi bir uyum yakalamış olsak da bu tür sözleri bana son derece itici gelmeye başladı açıkçası. Bir kadında şu tür bir dil, çok oturamıyor kafamda şahsen.
Ben mi abartıyorum sizce? Samimiyete bağlı olarak normal mi bu tür sözler?
Kendisi yerli yersiz çok fazla argo ifadeler kullanıyor. Hani samimiyet seviyesi arttıkça bu yönünü yeni görmeye başladım. Mesela dün beraberdik evde. Bir muhabbet oldu, onun üzerine şakasına "Bak bir daha böyle yaparsan vermem, görürsün sonra ahah" diyor. Kadınlar bu alma/verme türü ifadelere ağza kürekle vuracak kadar tepkili değiller miydi ya? Diğer konularda çok iyi bir uyum yakalamış olsak da bu tür sözleri bana son derece itici gelmeye başladı açıkçası. Bir kadında şu tür bir dil, çok oturamıyor kafamda şahsen.
Ben mi abartıyorum sizce? Samimiyete bağlı olarak normal mi bu tür sözler?
kısa saç 6-7/10
uzun saç 7-8/10
uzatıyorum düzeltsin diye berbere gidiyorum, hafif kötü kesiyor, kendim düzeltmeye çalışıyorum, daha kötü oluyor
sonrasında 2-3 defa berbere gidiyorum yine olmuyor
en sonunda makineyle asker traşı yapıp rahatlıyorum
simetrik oluyor
uzaması 3 ay sürüyor
ilk haftalar toplum içinde huzursuz oluyorum, özgüven düşüyor, çirkin hissediyourm
ilk kesildiği haliyle bıraksam 1-2 haftada toparlar
ya da düzeltmeye ihtiyacı bile yokken berbere gidiyorum
kendim uğraşsam belki berberden iyi olcak
bunları genelde bir şeyi dert etmişken yapıyorum
ama dert ayrı saç ayrı niye böyle oluyor anlamıyorum
bu kadar
uzun saç 7-8/10
uzatıyorum düzeltsin diye berbere gidiyorum, hafif kötü kesiyor, kendim düzeltmeye çalışıyorum, daha kötü oluyor
sonrasında 2-3 defa berbere gidiyorum yine olmuyor
en sonunda makineyle asker traşı yapıp rahatlıyorum
simetrik oluyor
uzaması 3 ay sürüyor
ilk haftalar toplum içinde huzursuz oluyorum, özgüven düşüyor, çirkin hissediyourm
ilk kesildiği haliyle bıraksam 1-2 haftada toparlar
ya da düzeltmeye ihtiyacı bile yokken berbere gidiyorum
kendim uğraşsam belki berberden iyi olcak
bunları genelde bir şeyi dert etmişken yapıyorum
ama dert ayrı saç ayrı niye böyle oluyor anlamıyorum
bu kadar
bir arkadaşlığım var. pasif diyorum çünkü aktif olarak konuşmuyoruz. yaşadığımız şehirler arasındaki mesafe çok fazla. kendisi ilaç mümessili, iç anadolu bölgesi'ne bakıyor. o yüzden sürekli seyahat halinde. işi de yoğun olduğu için bana eskisi kadar ilgi gösteremiyor. hak da veriyorum aslında sürekli otelde falan kalıyordu.
neredeyse yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi eskiden. şimdi cuma mesajı bile atmıyor. anca bayramda seyranda aklına geliyorum onda da altına isim soyisim yazmalı şablon mesaj atıp geçiyor. cumhuriyet bayramında onu bile atmadı gerçi. ikimiz de yoğun çalıştığımız için ziyarete de gidemiyoruz karşılıklı.
neredeyse tüm ilklerimi kendisiyle yaşadım. lisede tanışıp üniversiteyi birlikte okuduk. yedi sene ev arkadaşlığı yaptık. sevincimizde üzüntümüzde aklınıza gelecek her duygu ve davranışta ortaktık diyebilirim. bana çok yakın geliyordu etle tırnak gibi hissediyordum. aşık olduğum kadınlara bile böyle bir yakınlık hissetmedim hayatım boyunca.
çok üzülüyorum bu duruma. sizin de böyle aranıza mesafe girdiği için eski tadı kalmayan arkadaşlıklarınız var mı? ne yapılır bu durumda? bu bir ürün değil ki gidip muadilini alalım. muadil deyince bile arkadaşım geliyor aklıma çıkartamıyorum adamı içimden resmen.
kendime yeni arkadaşlıklar mı kurmaya çalışsam? aynı heyecanları başkalarıyla mı yaşamaya çalışsam? yerini tutar mı? çivi çiviyi söker mi? ne yapacağımı bilemiyorum.
neredeyse yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi eskiden. şimdi cuma mesajı bile atmıyor. anca bayramda seyranda aklına geliyorum onda da altına isim soyisim yazmalı şablon mesaj atıp geçiyor. cumhuriyet bayramında onu bile atmadı gerçi. ikimiz de yoğun çalıştığımız için ziyarete de gidemiyoruz karşılıklı.
neredeyse tüm ilklerimi kendisiyle yaşadım. lisede tanışıp üniversiteyi birlikte okuduk. yedi sene ev arkadaşlığı yaptık. sevincimizde üzüntümüzde aklınıza gelecek her duygu ve davranışta ortaktık diyebilirim. bana çok yakın geliyordu etle tırnak gibi hissediyordum. aşık olduğum kadınlara bile böyle bir yakınlık hissetmedim hayatım boyunca.
çok üzülüyorum bu duruma. sizin de böyle aranıza mesafe girdiği için eski tadı kalmayan arkadaşlıklarınız var mı? ne yapılır bu durumda? bu bir ürün değil ki gidip muadilini alalım. muadil deyince bile arkadaşım geliyor aklıma çıkartamıyorum adamı içimden resmen.
kendime yeni arkadaşlıklar mı kurmaya çalışsam? aynı heyecanları başkalarıyla mı yaşamaya çalışsam? yerini tutar mı? çivi çiviyi söker mi? ne yapacağımı bilemiyorum.
selam arkadaşlar,
buraya yazmayalı yüzyıllar olmuş gibi. umarım herkes iyidir.
geçen günlerde jeff dahmer'in dizisini izledim. 10 sene önce iletişimi kopardığım, uzun süre beni yedekte tutan o kişinin yüzü sanki karşımdaydı. izleyenler bilir bence dahmer tiplemesi gayet yakışıklı bir adam olmuş. benimki bu tiplemenin biraz daha esmercesiydi o kadar. o diziden mi nedir bilmiyorum. sanırım 10 sene öncesine döndüm adamı rüyalarımda görüyorum. üzerinden çok uzun süre, çok başka insanlar geçmesine rağmen yaşın etkisi ile midir unutamamışım? yoksa üniversitedeki tek aşkım tarafından red yediğim için ego yaptım ve 10 yıldır bunu atamadım? psikolog tek çare demeyin, Güzin ablam olun birazcık.
buraya yazmayalı yüzyıllar olmuş gibi. umarım herkes iyidir.
geçen günlerde jeff dahmer'in dizisini izledim. 10 sene önce iletişimi kopardığım, uzun süre beni yedekte tutan o kişinin yüzü sanki karşımdaydı. izleyenler bilir bence dahmer tiplemesi gayet yakışıklı bir adam olmuş. benimki bu tiplemenin biraz daha esmercesiydi o kadar. o diziden mi nedir bilmiyorum. sanırım 10 sene öncesine döndüm adamı rüyalarımda görüyorum. üzerinden çok uzun süre, çok başka insanlar geçmesine rağmen yaşın etkisi ile midir unutamamışım? yoksa üniversitedeki tek aşkım tarafından red yediğim için ego yaptım ve 10 yıldır bunu atamadım? psikolog tek çare demeyin, Güzin ablam olun birazcık.
Burada kimi zaman gerçek değil denildi, kimi zaman yok ya gerçek değildir. Düştüğüm durum o kadar iğrençti ki gerçek olmamasını tüm kalbimle dilerdim. Ne yetiştiriliş şeklime ne de şahsıma hiçbir şekilde yakışmayan iğrenç bir bataklığa düştüm ve 1 saat önce kaçınılmaz son gerçekleşti, akşam attığım mesajlara korkunç bir cevapla cevabımı aldım. Bu tarz bir şey yaşamış olanlar bilirler battıkça batarsın, o umut hiç bitmez, gururunuz saygınlığınız yerin dibine girer, kendinizi bile tanıyamazsınız. Artık gelen o korkunç mesajdan sonra sürünerek yalvarsa dahi ben kabul etmem. Ya aileni öldürücez ya bu adamla olacaksın deseler birincisini seçerim.
Bu süreçte sıkıntımı paylaşabildiğim tek yer burasıydı, en acımasız dalga geçişler bile gülümsetiyordu çünkü canımı yakan asıl sorun çok daha büyüktü. İnanan inanmayan herkese bu süreçte yorumlarıyla yanımda oldukları için teşekkürler.
Kamu spotu olarak şunu söyleyebilirim, lütfen kimseye aşık taklidi yapmayın. Sonra karşıjızdakini aksine inandırmak çok zor oluyor.
Bu süreçte sıkıntımı paylaşabildiğim tek yer burasıydı, en acımasız dalga geçişler bile gülümsetiyordu çünkü canımı yakan asıl sorun çok daha büyüktü. İnanan inanmayan herkese bu süreçte yorumlarıyla yanımda oldukları için teşekkürler.
Kamu spotu olarak şunu söyleyebilirim, lütfen kimseye aşık taklidi yapmayın. Sonra karşıjızdakini aksine inandırmak çok zor oluyor.
yakinlar ama. arki degil kannnnkiler. basbasa sarap evinde sarap icmek mesela, eve gidip dizi izlemek falan. bu olunca illa flortlesmektir bu diye damgalar misiniz? yoksa iki yakin arkadas bunlari yapabilir, karsi taraf birbirinin "arkadas" sinyallerinden emin oldukca sorun yoktur mu?(buna ben kisiye gore arkadasliktan emin iseler sorun yoktur diyorum)
flortunuz bunlari yapsa rahatsiz edici mi?
flortunuz bunlari yapsa rahatsiz edici mi?
Babamla abimin arası kötü. Aynı abim eşime de bir konudan dargın.
Benim de babamla ufak bir problemim oldu. Normalde hiç beni aramayan abim olacak adam babamla ufak bi meselemiz oldu diye mesaj atıyor.
Psmstc’cim eşin olmadan haber et herhangi bi zaman görüşelim diye yazıyor bi de .
Benim suçum ne. Ona dargınsan bana niye yansıtıyorsun yani.
Normal zamanda aramayan adam babamla mesele olunca hemen arıyor. Babama kinli çünkü.
Benim burada ne suçum var yani. Çok saçmasapan işler…
Bu meseleye ne diyorsunuz?
Edit: Arkadaşlar rahatsız olduğum konuyu ben anlatamadım. Normalde eskiden eşimden bahsederken ismini söyleyen, falanca kardeşim nasıl diyen insan şimdi eşin diyor. Ne demek yani. Benim eşime ismiyle değil de eşin diye hitap edecekse bu da beni rahatsız ediyor. Zira onunla arasında ne varsa var. Bana niye bu durumu yansıtıyor.
Araları kötüyse bile bana birbirlerinden bahsederken isimleriyle hitap etmelerini istiyorum. Hem eşimin hem abimin. Abim bana eşin şöyle demiş, eşim bana abin böyle yapmış lafları sinirime gidiyor yani.
Benim de babamla ufak bir problemim oldu. Normalde hiç beni aramayan abim olacak adam babamla ufak bi meselemiz oldu diye mesaj atıyor.
Psmstc’cim eşin olmadan haber et herhangi bi zaman görüşelim diye yazıyor bi de .
Benim suçum ne. Ona dargınsan bana niye yansıtıyorsun yani.
Normal zamanda aramayan adam babamla mesele olunca hemen arıyor. Babama kinli çünkü.
Benim burada ne suçum var yani. Çok saçmasapan işler…
Bu meseleye ne diyorsunuz?
Edit: Arkadaşlar rahatsız olduğum konuyu ben anlatamadım. Normalde eskiden eşimden bahsederken ismini söyleyen, falanca kardeşim nasıl diyen insan şimdi eşin diyor. Ne demek yani. Benim eşime ismiyle değil de eşin diye hitap edecekse bu da beni rahatsız ediyor. Zira onunla arasında ne varsa var. Bana niye bu durumu yansıtıyor.
Araları kötüyse bile bana birbirlerinden bahsederken isimleriyle hitap etmelerini istiyorum. Hem eşimin hem abimin. Abim bana eşin şöyle demiş, eşim bana abin böyle yapmış lafları sinirime gidiyor yani.
Ciddi ilişki tarzında hayatınıza sokacağınız birinin iş hayatındaki konumu, kariyeri, eğitim seviyesi, yabancı dil bilip bilmemesi gibi konulara ne derece önem verirsiniz?
Tinder'da 'eşleştiğin kişi fotoğrafını doğrulamanı istiyor' diye mesaj aldım. Profiline baktım o da fotoğraf onaylı. Bana sadece fotoğraf onaylı kişiler mesaj atsın diye bir özellik mi var? Ayarlarda bulamadım. Daha önce fotoğraf onaylı birisiyle mesajlaşmıştım.
Seven ve bu kutlama kendisi icin yapildiginda mutlu olan var mi? Burada bu organizasyondan sikayet edildigine epey sahit oldum ama onaylayan pek kimseyi görmedim. Arkiler ben diyorum ki acaba hicbirimiz sevmiyoruz ama aciklayamiyor muyuz? Ben acikladim cevreme gerci de..
Herkes sevinmis gibi mi yapiyor? Gelin bunu netlestirelim ve artik bu olaya bir son verelim
Herkes sevinmis gibi mi yapiyor? Gelin bunu netlestirelim ve artik bu olaya bir son verelim
Şimdi ben bi 13-14 yıldır kod yazıyorum. Bunun ilk yarısı amatör / hobi işiydi, son yarısı profesyonel.
Amatör takılırken çok mutluydum. Bok gibi kod yazıyordum ama ne istiyorsam onu yazıyordum, çok da eğlenceli projeler çıkıyordu. Mesela daha ortada websockets yokken http 1.0 "keep-alive" header'ını abuse edip canlı sohbet uygulaması falan yazmıştım. Kodu kötüydü ama kendisi güzel bi projeydi yani. Bayadır böyle şeyler yap(a)mıyorum.
İşe başladıktan sonra da günde oturup 2 bin 3 bin satır kod yazdığım, hayvan gibi üretken olduğum zamanlar oldu. Çünkü kod yazma işinden keyif alıyordum yani. İlk işe girdiğimde "ya evde bedavaya yaptığım iş için bana para veriyorlar, üstelik kahve de hazır" diye güle güle gidiyordum ofise.
Fakat arada nolduysa bunaldım. "Challenging" iş yapmıyor da değilim. Yazdığım kodu milyonlarca insan kullanıyor, bütün projeyi benim tasarladığım da oldu, ekip kurdum, junior yetiştirdim, sıfırdan "şirket kültürü" oturttum. Zaten her allahın günü yeni bir teknoloji deniyorum / öğreniyorum. Yani bir monotonluk da söz konusu değil.
Ama bir endpoint daha yazmam gerekirse monitörün böğrüne bıçağı saplayacak noktaya geldim. İşin bitmiş hali kafamda çok netken, yazılacak kodu satır satır anlatabilecek haldeyken oturup klavye tuşlarına basma zorunluluğu beni çok yoruyor :)
Kaldı ki şu an kullandığım tech-stack de aşırı "cutting-edge", TR'de millete anlatıyorum "bunu bunu böyle yaptık" diye, insanlar daha adını bile duymamış. Yani kötü / yetersiz teknolojilerle uğraşmak da mevzu değil. Teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyorum.
Kafayı kırıp serada sebze meyve yetiştiriciliğine geçmeden önce bi şans daha verip, yine kod yazacağım ama normalde hiç alakamın olmadığı bi alanda işe başvurdum. Mülakatta aşırı kibirli bi şekilde "ben bu kodu yazmak istemiyorum ama şöyle şöyle yaparsın hallolur" dememe rağmen istediğim paranın 1,5 katını verip işe aldılar. Bakalım neler olacak, inşallah 2 ay sonra kovulup kimseyi utandırmam :)
Genel olarak böyle bi iç dökeyim dedim. Sizde durumlar nasıl? Benzer süreçlerden geçip toparlayan (veya toparlayamayan) oldu mu? Tavsiyelere de açığım.
Amatör takılırken çok mutluydum. Bok gibi kod yazıyordum ama ne istiyorsam onu yazıyordum, çok da eğlenceli projeler çıkıyordu. Mesela daha ortada websockets yokken http 1.0 "keep-alive" header'ını abuse edip canlı sohbet uygulaması falan yazmıştım. Kodu kötüydü ama kendisi güzel bi projeydi yani. Bayadır böyle şeyler yap(a)mıyorum.
İşe başladıktan sonra da günde oturup 2 bin 3 bin satır kod yazdığım, hayvan gibi üretken olduğum zamanlar oldu. Çünkü kod yazma işinden keyif alıyordum yani. İlk işe girdiğimde "ya evde bedavaya yaptığım iş için bana para veriyorlar, üstelik kahve de hazır" diye güle güle gidiyordum ofise.
Fakat arada nolduysa bunaldım. "Challenging" iş yapmıyor da değilim. Yazdığım kodu milyonlarca insan kullanıyor, bütün projeyi benim tasarladığım da oldu, ekip kurdum, junior yetiştirdim, sıfırdan "şirket kültürü" oturttum. Zaten her allahın günü yeni bir teknoloji deniyorum / öğreniyorum. Yani bir monotonluk da söz konusu değil.
Ama bir endpoint daha yazmam gerekirse monitörün böğrüne bıçağı saplayacak noktaya geldim. İşin bitmiş hali kafamda çok netken, yazılacak kodu satır satır anlatabilecek haldeyken oturup klavye tuşlarına basma zorunluluğu beni çok yoruyor :)
Kaldı ki şu an kullandığım tech-stack de aşırı "cutting-edge", TR'de millete anlatıyorum "bunu bunu böyle yaptık" diye, insanlar daha adını bile duymamış. Yani kötü / yetersiz teknolojilerle uğraşmak da mevzu değil. Teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyorum.
Kafayı kırıp serada sebze meyve yetiştiriciliğine geçmeden önce bi şans daha verip, yine kod yazacağım ama normalde hiç alakamın olmadığı bi alanda işe başvurdum. Mülakatta aşırı kibirli bi şekilde "ben bu kodu yazmak istemiyorum ama şöyle şöyle yaparsın hallolur" dememe rağmen istediğim paranın 1,5 katını verip işe aldılar. Bakalım neler olacak, inşallah 2 ay sonra kovulup kimseyi utandırmam :)
Genel olarak böyle bi iç dökeyim dedim. Sizde durumlar nasıl? Benzer süreçlerden geçip toparlayan (veya toparlayamayan) oldu mu? Tavsiyelere de açığım.
sosyal medyadan tanıştık, bir aydır saatlerce görüntülü bir şekilde konuşuyoruz. ben erkek kişisiyim, kendisi çok iyi bir kariyeri olan, moskovada yalnız yaşayan bir kadın. mühendisim ve maddi durumum ona kıyasla hiç iyi değil. ne ev ne araba, yaş 30, kendisinin 33.
ben bugün bildiğin aşık olduğumu hissettim. uzun zamandır böyle içten güldüğümü hatırlamıyorum. telefonda görmek, hayatını, kültürünü tanıtması, sokakta yürürken bana geçtiği yerleri göstermesi, beraber şarkılar dinlemek, doğu avrupa sineması izlememiz, kendi kültürümüzü tanıtmak, birbirmize kendi dillerimizi öğretmemiz, sevecenliği. yirmili yaşlarıma geri döndüm, resmen uzak mesafe ilişkisi yaşıyorum. o da benden hoşlandığını açıkça belli ediyor. bilmiyorum fakat hayatı ve kendisi hakkında çok açık. güveniyorum ona. ara sıra tatlı atışmalar, sataşmalar, sevimli kıskançlıklar. bilemiyorum rüyada gibiyim son bir aydır.
fakat bir yandan da gerçek dünyaya dönersek, ayda 12k kazanan, aile evinde yaşayan loserın biriyim. ona tüm durumu içtenlikle anlattım, anlayışla karşıladı. fakat durumlar canımı çok sıkıyor. kendimi eksik hissediyorum. ona buraya gel diyemem, benim de oraya gitmem nasıl olur bilmiyorum. yanına gittiğimde, eksiklik hisseder miyim hiç bilmiyorum. kabul etse oraya yerleşmeye kalksam, hadi yuva kuralım desem, iş bulmak vesaire nasıl olur hiç ama hiç bilmiyorum.
realist olmak gerekirse, el yüz düzgünlüğü bakımından iyi durumdayım fakat konum olarak dengi olduğumu düşünmüyorum ve bazen savaş vesaire belki kafasını dağıtmak için mi benimle konuşuyor diye düşünmeden edemiyorum. ben son iki-üç eski sevgilim de dahil olmak üzere, son iki senedir böyle iyi, böyle yoğun kimseyle anlaşamadım. bulmuşken devam etmek mi gerekir yoksa bu masaldan yol yakınken vazgeçmek mi gerekiyor bilmiyorum. içimi dökmek istedim, teşekkür ederim.
ben bugün bildiğin aşık olduğumu hissettim. uzun zamandır böyle içten güldüğümü hatırlamıyorum. telefonda görmek, hayatını, kültürünü tanıtması, sokakta yürürken bana geçtiği yerleri göstermesi, beraber şarkılar dinlemek, doğu avrupa sineması izlememiz, kendi kültürümüzü tanıtmak, birbirmize kendi dillerimizi öğretmemiz, sevecenliği. yirmili yaşlarıma geri döndüm, resmen uzak mesafe ilişkisi yaşıyorum. o da benden hoşlandığını açıkça belli ediyor. bilmiyorum fakat hayatı ve kendisi hakkında çok açık. güveniyorum ona. ara sıra tatlı atışmalar, sataşmalar, sevimli kıskançlıklar. bilemiyorum rüyada gibiyim son bir aydır.
fakat bir yandan da gerçek dünyaya dönersek, ayda 12k kazanan, aile evinde yaşayan loserın biriyim. ona tüm durumu içtenlikle anlattım, anlayışla karşıladı. fakat durumlar canımı çok sıkıyor. kendimi eksik hissediyorum. ona buraya gel diyemem, benim de oraya gitmem nasıl olur bilmiyorum. yanına gittiğimde, eksiklik hisseder miyim hiç bilmiyorum. kabul etse oraya yerleşmeye kalksam, hadi yuva kuralım desem, iş bulmak vesaire nasıl olur hiç ama hiç bilmiyorum.
realist olmak gerekirse, el yüz düzgünlüğü bakımından iyi durumdayım fakat konum olarak dengi olduğumu düşünmüyorum ve bazen savaş vesaire belki kafasını dağıtmak için mi benimle konuşuyor diye düşünmeden edemiyorum. ben son iki-üç eski sevgilim de dahil olmak üzere, son iki senedir böyle iyi, böyle yoğun kimseyle anlaşamadım. bulmuşken devam etmek mi gerekir yoksa bu masaldan yol yakınken vazgeçmek mi gerekiyor bilmiyorum. içimi dökmek istedim, teşekkür ederim.
Eski kız arkadaşımla tekrar barıştık. Eski derken baya bi eski. 3 aydır flört durumları yaşıyoruz. Kız doktora yapıyor ve 20 gün önce İzmir’e gitti okul projesi için ve ima ederek yola çıkmadan önce her şeyi bir hafta sonra anlatırım dedi. Ben de bir hafta boyunca yazmadım. Kendi de yazmadı. Bir hafta sonra İzmir’de kaza yaptığını işlerini halledip döndüğünü söyledi ve konuşmaya devam ettik. Hala da konuşuyoruz. İzmir’de kaza yaptığı arabayı ordan bi arkadaşının üzerine kiralamışlar ve arkadaşı da erkek. Ona da bir şey demedim. Kızın 15 gün sonra doğum günü var ve bana iki gün önce doğumgününden bir gün önce ve doğumgününde arkadaşları ile plan yaptığını söyledi. Ben de doğumgününü arkadaşlarınla mı kutlayacaksın dedim. Sen nerden biliyorsun benim doğum günümü dedi. Biz bunla 10 yıl ayrı kaldık ve her doğum gününü ilk ben kutladım. Başkasıyla çıkarken bile :( Neyse kendisi de aaa evet hep ilk sen kutluyorsun ilk dedi. Sonra konuyu kapattı. Ben de bugün okul veya lojman adresini istedim. Neden istediğimi sorunca arkadaşlarıyla plan yaptığını ve benim bulunduğu şehre gitmek istediğimi ama başkasıyla plan yaptığı için gelemeyeceğimi söyledim. Adresi de ufak bi kargo için istediğimi söyledim. Aradı ve ben adresinde olmayabilirim, alamayabilirim dedi. En önemlisi de zahmet etme dedi.
Şimdi sizlere soruyorum eeeey kadınlar ve erkekler. Bu durum beni çok yoruyor ve üzülüyorum. Böyle bi insanla ne yapılabilir. Bir de ciddi evlilik falan düşünüyorum.
Şimdi sizlere soruyorum eeeey kadınlar ve erkekler. Bu durum beni çok yoruyor ve üzülüyorum. Böyle bi insanla ne yapılabilir. Bir de ciddi evlilik falan düşünüyorum.
şimdi televizyonda gördüm sizin de fikirlerinizi alayım dedim. bir kız varmış, adı kader. sanırım fenomenmiş.
anladığım kadarıyla erkek arkadaşı tarafından aldatılmış ve öğrendikten sonra bir avm'de intihar etmiş. annesi de şu an bir televizyon programında adalet arıyorum, suçlular cezasını çeksin diyor.
öncelikle, hukukçu arkadaşlara soruyorum. bunun cezai bir sorumluluğu var mı? aldatan çocuk intiharla bağlantılı olarak suçlanabilir mi? kızın intihar ettiği anın kamera kayıtları var, avm'de gerçekleştiği için. cinayet şüphesi yok özetle.
hukuki boyutu dışında sizce bu intihardan erkek arkadaş sorumlu mudur? kişisel fikriniz nedir? siz kimseyi aldatmazsınız da yapmış olsanız ve hayatınızdaki insan bu sebeple intihar etse vicdani yükünü kaldırabilir miydiniz? ya da aldatan insan zaten böyle ihtimalleri ölçüp tartıp olabilecek her şeyi göze alıp mı aldatıyor?
anladığım kadarıyla erkek arkadaşı tarafından aldatılmış ve öğrendikten sonra bir avm'de intihar etmiş. annesi de şu an bir televizyon programında adalet arıyorum, suçlular cezasını çeksin diyor.
öncelikle, hukukçu arkadaşlara soruyorum. bunun cezai bir sorumluluğu var mı? aldatan çocuk intiharla bağlantılı olarak suçlanabilir mi? kızın intihar ettiği anın kamera kayıtları var, avm'de gerçekleştiği için. cinayet şüphesi yok özetle.
hukuki boyutu dışında sizce bu intihardan erkek arkadaş sorumlu mudur? kişisel fikriniz nedir? siz kimseyi aldatmazsınız da yapmış olsanız ve hayatınızdaki insan bu sebeple intihar etse vicdani yükünü kaldırabilir miydiniz? ya da aldatan insan zaten böyle ihtimalleri ölçüp tartıp olabilecek her şeyi göze alıp mı aldatıyor?
Merhabalar. Bir süredir sevgilimi arzulamama gibi bir durumum gelişmiş durumda. Onu seviyorum, fiziksel anlamda da çok beğendiğim, çok hoşuma giden bir kadın.. Ama bunlara rağmen bu son dönemlerde kendisine dair çok isteksizim. Bu isteksizlik de sertleşme sorunları yaşatıyor bana.
Böyle bir durum baş gösterdiğinde ne yapmalı peki? Konuşarak belli bir süre (x gün/x hafta) malum aksiyonlara ara mı vermeli? Ne önerirsiniz?
Böyle bir durum baş gösterdiğinde ne yapmalı peki? Konuşarak belli bir süre (x gün/x hafta) malum aksiyonlara ara mı vermeli? Ne önerirsiniz?
Övecek bir şey bulamayıp mı övdü bu kadın şimdi? Ekstra bacaklarım da güzelmiş. Anlamsız bir övgü değil mi erkek için?
eskiden beğeniyordum şimdi sanki kendi kafamda onu güzelleştirmişim o kadr şey gelmiyor. genclik dönemi icin değerlendirelim, yaşlanmanın olumsuz etkisini hesaba katmadan. sanırım kaşı gözünden ziyade havası enerjisi bi hoş he ne dersiniz? çok güzel olduğunu düşünen varsa onun gibi güzel bir başka isim daha ekleyebilir
images.app.goo.gl
images.app.goo.gl
Diyelim ki biri ile ikinci defa buluşacaksınız dışarıda ve siz hatun kişisiniz. Davet eden erkek ve iş yerinden. Fakat işyeri büyük ve lokasyonlarınız farklı. Yani yüzyüze görüsme olmuyor, mesajlasma dısında.
22.30 sularında çıktınız evden. Gece de 4.00 gibi döndünüz.
Sizce bu saatler randevu için tuhaf mı, normal mi?
Kendi yorumumu katmadan soruyorum. Er kişi karşı cins için farklı şeyler düşünür mü? Siz olsanız düşünür müydünüz? Ya da kızın yerinde olsanız bu saat aralığında siz de kalır mıydınız sohbet, muhabbete?
Dipnot. Normalde hatun kişi olarak eve en geç 02.00 'de falan gelmişsinizdir, onda da bilindik insanlarla berabersinizdir.
22.30 sularında çıktınız evden. Gece de 4.00 gibi döndünüz.
Sizce bu saatler randevu için tuhaf mı, normal mi?
Kendi yorumumu katmadan soruyorum. Er kişi karşı cins için farklı şeyler düşünür mü? Siz olsanız düşünür müydünüz? Ya da kızın yerinde olsanız bu saat aralığında siz de kalır mıydınız sohbet, muhabbete?
Dipnot. Normalde hatun kişi olarak eve en geç 02.00 'de falan gelmişsinizdir, onda da bilindik insanlarla berabersinizdir.
Yan yanayken sürekli muhabbeti o açmaya çalışıyor bazen bunalıp yanından kaçıyorum o derece darlıyor. Sanalda ise tam tersi mesajlarıma ya da story yanıtlarıma o mesafeli cevap veriyor/görüldü atıyor. Var mıdır bunun bir sebebi yoksa seninle mi uğraşıcağım diyip iletişim kesilmeli miyim?
Babası şehire göçmüş bir köylü olarak ara ara böyle bir his geliyor. Dvorak dinleyemiyorum mesela, zevk almıyorum, o ince detaylar kulağıma yabancı geliyor. Bir mansur ark, bir tarkan gibi sarmıyor... Ve pop müziğin ilgi çekiciliğinin, hikayemizden geldiğinden ama iyi müzik olmadığından eminim.
Bu örnek diğerlerine de yansıtılabilir. Ne bileyim godard da izleyemiyorum, envai çeşit deniz mahsulü yemişliğim var ama yine alabalık iyidir ağbi kılçıksız kolay yenir modundayım diğerlerini aramıyorum.
Ama işte elimdekilerin basmaklıp, sıradan şeyler olduğunu bilirken ''yaşamak işte bu ağbi'' diye mangal da yellenmiyor. Diğer yandan bende olmayanların peşinden gitsem ''aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni' olurum en iyi ihtimalde. Rafine zevkler, gusto peşinde koşmak da eğreti geliyor yani.
Böyle düz yaşıyor muyuz kısacası, hayır benim için sıkıntı yok ama monşer olmayan arkadaşlar sizde durum nedir merak ettim?
Bu örnek diğerlerine de yansıtılabilir. Ne bileyim godard da izleyemiyorum, envai çeşit deniz mahsulü yemişliğim var ama yine alabalık iyidir ağbi kılçıksız kolay yenir modundayım diğerlerini aramıyorum.
Ama işte elimdekilerin basmaklıp, sıradan şeyler olduğunu bilirken ''yaşamak işte bu ağbi'' diye mangal da yellenmiyor. Diğer yandan bende olmayanların peşinden gitsem ''aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni' olurum en iyi ihtimalde. Rafine zevkler, gusto peşinde koşmak da eğreti geliyor yani.
Böyle düz yaşıyor muyuz kısacası, hayır benim için sıkıntı yok ama monşer olmayan arkadaşlar sizde durum nedir merak ettim?
dış görünüşü, muhabbeti ya da bazı özellikleri tam aradığınız gibi
ama diğer özelliklerinin uyması imkansız ve büyük problem
olur da ama olmaz da gibi
orta nokta bulunabilir mi belirsiz
insanlar büyük ihtimalle değişmez
bu gibi durumlarda denemek yerine direk pas geçmeyi başarabiliyor musunuz
aklıma çaktırmadan tanımaya çalışıp karar vermek geliyor ama bir noktada yine aynı acaba döngüsü
ama diğer özelliklerinin uyması imkansız ve büyük problem
olur da ama olmaz da gibi
orta nokta bulunabilir mi belirsiz
insanlar büyük ihtimalle değişmez
bu gibi durumlarda denemek yerine direk pas geçmeyi başarabiliyor musunuz
aklıma çaktırmadan tanımaya çalışıp karar vermek geliyor ama bir noktada yine aynı acaba döngüsü
Selamlar. Duyurudaki hanımların fikirlerini görebilmeyi bir merak ediyorum.
1.80+ boylarında ortalama tipe sahip bir erkek mi, yoksa 1.70 boyundaki net yakışıklı bir erkek mi daha çok ilginizi çeker?
Bu mevzularda tip ve boy, tek kriter değil elbette ki, o kısmı bir kenara koyuyorum. Ama tamamen bu tür bir karşılaştırmanın özelinde soruyorum. Fikirlerinizi paylaşabilirseniz sevinirim.
EDIT: Bir arkadaşımla bu konuya dair aramızda bir muhabbet geçmişti, ben de burada başlık açıp fikirler görebilmek istemiştim. Güzel fikirler ve yorumlar geldi. Teşekkürler.
1.80+ boylarında ortalama tipe sahip bir erkek mi, yoksa 1.70 boyundaki net yakışıklı bir erkek mi daha çok ilginizi çeker?
Bu mevzularda tip ve boy, tek kriter değil elbette ki, o kısmı bir kenara koyuyorum. Ama tamamen bu tür bir karşılaştırmanın özelinde soruyorum. Fikirlerinizi paylaşabilirseniz sevinirim.
EDIT: Bir arkadaşımla bu konuya dair aramızda bir muhabbet geçmişti, ben de burada başlık açıp fikirler görebilmek istemiştim. Güzel fikirler ve yorumlar geldi. Teşekkürler.
kaç yıldır ekşi duyuruya düzenli şekilde giriyorsunuz?
not: benim de ilk cevabım 10 yıl önceymiş, belki daha öncesi bile vardır ama silmiş olabilirim.
not: benim de ilk cevabım 10 yıl önceymiş, belki daha öncesi bile vardır ama silmiş olabilirim.
Eşinizle avmye gidelim diyorsunuz. Öncesinden ben sana “kışlık kıyafet” hediye alayım içimden geldi diyorsunuz.
Sonra o mağazaları geziyor siz bekliyorsunuz. Size ayakkabı fotoğrafı atıyor üç tane. Bunlardan hangisi sence diye. Bir yıl önce bi bot almışsınız.
Oysa Sonbahar için mevsimlik bota benzer ara bir ayakkabı beğenmiş yine. Eski ayakkabısı sağlam. Sizin de çok yetecek paranız yok gibi. O da fazla yük olmamaya çalışıyor. Neyse diyorsunuz ki bizim burada ara mevsim yok gibi ve bu mevsimlik ayakkabı sanki birazcık israf olur gibi. Zaten bulunduğumuz bölgede ara mevsim yok ya kış ya yaz.
Sonra bir kahve alalım diyor. Gidiyorsunuz kahve almaya ne içersin diye soruyorsunuz. Beraber içmek üzere bir büyük kahve alalım diyoruz. Siz kafeinsiz içiyordunuz. Kalmamış. Eşiniz de kasadan uzaklaşmış. Sırada insanlar var. Küçük boy kahve alıyorsunuz.
Hemen niye küçük boy aldın diyor. Daha açıklamanıza fırsat vermeden. Kafeinsiz yokmuş diyorsunuz. O zaman ben filtre alırdım bilseydim diyor. Az önce cappucinoya olur dedin Deyince; ama ben beraber içeceğiz diye dedim diyor. E ben açıklayamadım ki uzaklaştın diyorsunuz. Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor.
Yemek katına çıkıyorsunuz. Suratı asık. 10 dakika sonra Diyorki ben israfçı mıyım? hakikaten de öyle biri değil.
Olmadığını söylüyorsunuz. Ama artık sitem yemekten de yoruluyorsunuz. Ayakkabı konusunda fakir insanlarla ilgili durumu anlatıyorsunuz. İsrafçı olmadığını ama bu almak istediği şeyin doğru bir ihtiyaç olmadığını tekrar ifade ediyorsunuz. En azından size göre böyle. Ona göre ise değil. Sonra gereksiz biçimde siz de yorulup tartışıyorsunuz. Eve dönüyorsunuz. Avm gezintiniz hiç olmuş.
Sizce kim haklı?
Edit: Hepinize teşekkür ederim. Bana ışık tuttunuz. Kesin bir biçimde hatalı olduğumu farkettim. Bu konuda aklımı, zihin yapımı, yaklaşımımı, bütün bir biçimde baştan ayağa herşeyimi kesinlikle acil bir şekilde değiştirmem gerekli. Fazlasıyla üzgünüm.
Tekrar sağolun.
Sonra o mağazaları geziyor siz bekliyorsunuz. Size ayakkabı fotoğrafı atıyor üç tane. Bunlardan hangisi sence diye. Bir yıl önce bi bot almışsınız.
Oysa Sonbahar için mevsimlik bota benzer ara bir ayakkabı beğenmiş yine. Eski ayakkabısı sağlam. Sizin de çok yetecek paranız yok gibi. O da fazla yük olmamaya çalışıyor. Neyse diyorsunuz ki bizim burada ara mevsim yok gibi ve bu mevsimlik ayakkabı sanki birazcık israf olur gibi. Zaten bulunduğumuz bölgede ara mevsim yok ya kış ya yaz.
Sonra bir kahve alalım diyor. Gidiyorsunuz kahve almaya ne içersin diye soruyorsunuz. Beraber içmek üzere bir büyük kahve alalım diyoruz. Siz kafeinsiz içiyordunuz. Kalmamış. Eşiniz de kasadan uzaklaşmış. Sırada insanlar var. Küçük boy kahve alıyorsunuz.
Hemen niye küçük boy aldın diyor. Daha açıklamanıza fırsat vermeden. Kafeinsiz yokmuş diyorsunuz. O zaman ben filtre alırdım bilseydim diyor. Az önce cappucinoya olur dedin Deyince; ama ben beraber içeceğiz diye dedim diyor. E ben açıklayamadım ki uzaklaştın diyorsunuz. Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor.
Yemek katına çıkıyorsunuz. Suratı asık. 10 dakika sonra Diyorki ben israfçı mıyım? hakikaten de öyle biri değil.
Olmadığını söylüyorsunuz. Ama artık sitem yemekten de yoruluyorsunuz. Ayakkabı konusunda fakir insanlarla ilgili durumu anlatıyorsunuz. İsrafçı olmadığını ama bu almak istediği şeyin doğru bir ihtiyaç olmadığını tekrar ifade ediyorsunuz. En azından size göre böyle. Ona göre ise değil. Sonra gereksiz biçimde siz de yorulup tartışıyorsunuz. Eve dönüyorsunuz. Avm gezintiniz hiç olmuş.
Sizce kim haklı?
Edit: Hepinize teşekkür ederim. Bana ışık tuttunuz. Kesin bir biçimde hatalı olduğumu farkettim. Bu konuda aklımı, zihin yapımı, yaklaşımımı, bütün bir biçimde baştan ayağa herşeyimi kesinlikle acil bir şekilde değiştirmem gerekli. Fazlasıyla üzgünüm.
Tekrar sağolun.
Fiziksel olarak. Cevabınız hayırsa neyi değiştirmek isterdiniz?
Birbirini hiç tanımayan 2 kişi ilişkiye başladı. Kadın kişisi 2 ay sonra annemle tanışırsın demeye başladı. Yani ilişkiden sonra 4. Ayda tanışmis olacaklar. Rken değil mi sizce? Yaşlar kadın 26 erkek 31.