Dışarıdan eve gelince ellerini yıkamıyor. Veya eve kargo gelince kuryeden kargosunu teslim alıyor ve ellerini yıkamadan yemek sofrasına geri dönüyor. Geçen bir keresinde dayanamadım uyardım, gitti yıkadı ama çocuk gibi uyarmak da nereye kadar.
Hijyen anlayışınızın benzer olmaması soğuma sebebi midir sizin için?
Hijyen anlayışınızın benzer olmaması soğuma sebebi midir sizin için?
Ilgi duydugum kisiye ilgimi belli edecek sekilde davrandim. Kendisinin bana ilgisi bir var bir yok gibiydi ama son raddede arkadas olarak görmeye baslamisti beni (sanirim onun aklinda baska biri var). Sonra da kendim zor bir durumdayken (ufak bir kaza yasadim) ondan ilgi görmeyince sitem ettim biraz. Sonra sitem ettigime üzüldüm, tekrar durumu telafi edecek birseyler yazdim. Ona olan duygularim komple ortaya sacilmis oldu. Kisacasi sictim yani. Karsi taraf simdilik sessiz, muhtemelen kaydedeger bir sey yazmayacak, tanidigim kadariyla sefkat dolu bir insan degil kendisi. Kendimi kabugu kirilmis kablumbaga gibi hissediyorum. Üzerime biraz moral atar misiniz?
Bir arkadaşınız var.Kötü gününde hep yanında oldunuz
Ve kavga ettiğiniz bir kişiyle görüşmemesi konusunda ricada bulundunuz ama o görüşeceğini söyledi tavrınız ne olur ?
Ve kavga ettiğiniz bir kişiyle görüşmemesi konusunda ricada bulundunuz ama o görüşeceğini söyledi tavrınız ne olur ?
Başlığı daha da iddialı hale getiriyorum. Hırvatlar dünyanın en güzelleri olabilir mi? Kameralar taraftarlara çevirince hepsi güzel. Kadını geçtim erkeklerin de eli yüzü düzgün, tam arı ırk gibi. Sarı, renkli. Latinlere bakıyorsun Arap gibiler.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Hırvatistan'da bulunan ya da gezmiş, görmüş insanların görüşünü merak ediyorum
Der meister'in Hırvat sevgilisi vardı. O da görürse eğer duyuru onun fikrini de merak ediyorum. Gururumuzsun "Der Meister"..
Not: İzlandalılar da güzel ama şu an gündem Hırvatistan..
Siz ne düşünüyorsunuz?
Hırvatistan'da bulunan ya da gezmiş, görmüş insanların görüşünü merak ediyorum
Der meister'in Hırvat sevgilisi vardı. O da görürse eğer duyuru onun fikrini de merak ediyorum. Gururumuzsun "Der Meister"..
Not: İzlandalılar da güzel ama şu an gündem Hırvatistan..
Bugün bir arkadaşım başına gelen bir olaydan bahsetti. Bir çocuk sahibi de olan boşanmış bir kadınla berabermiş bir süredir, dün kadının eski kocası yolda arkadaşımın karşısına çıkmış. "Çocuğumun annesinden uzak duracaksın" ile başlayıp tehditler savurmuş.
Bu şekilde boşandığı eski karısının özel hayatına müdahale eden adamlar memleketimizde nadiren mi oluyor sizce, yoksa sıklıkla karşılaşılabilen bir durum mudur? Sizin de böyle duyduğunuz hadiseler oluyor mu?
Bu şekilde boşandığı eski karısının özel hayatına müdahale eden adamlar memleketimizde nadiren mi oluyor sizce, yoksa sıklıkla karşılaşılabilen bir durum mudur? Sizin de böyle duyduğunuz hadiseler oluyor mu?
Şu an berbat durumdayım. Ama hiç belli etmedim. Çok mutlu olduğumu söyledim. Gülücükler attım. Ama içim acıyor. Kalbimi kırmadan bana bişeyler söyleyebilir misiniz?
Bu şu an hissettiğim his nasıl geçer?
Hayata tutunabilmek için bana bir sebep verebilir misiniz ?
Bu şu an hissettiğim his nasıl geçer?
Hayata tutunabilmek için bana bir sebep verebilir misiniz ?
zorunlu çevremdeki insanlarla hayata bakışımız tamamen farklı. zorunlu çevreden kastım tabii ki iş, yer vs vs.
kendi öz çevrem ise yıllar geçtikçe hayatın getirdikleri ile bir bir uzaklarda kaldı ya da bitti. yalnız kaldım.
entegre olamadığım bir hayat yaşıyorum. sonuç olarak da içedönükleşmeye hatta bazı konularda nihilistleşmeye başladım.
aslında asla böyle yetiştirilmedim fazla sosyal, aktif bir gençlik dönemim oldu.
büyüdük. sonra bir takım yanlış ya da zorunlu kararlar dolayısıyla yetişkin hayatım tamamen bir "sabır mücadelesi"ne döndü.
aslında pandemi döneminin de bir etkisi olduğu söylenebilir bu entegrasyon sorunu ve gitgide içedönükleşmeyi pekiştirdi.
ne zaman günlük olarak insanlarla konuşsam hep maske takınıyorum. çok klişe geliyor kulağa ben de sevmedim yazarken ama başka açıklauyacak bir ifade bulamadım.
artık millete kendimi anlatmaya ya da her önüme konulan durumla da mücadele etmeye de gücüm kalmadı. duyduğum ya da içine düştüğüm her konuda içimde hayretlerle karşılasam da uyum sağlamaya çalışıyorum. başarıyorum ama ben yıpranıyorum. içsel sorunlara yol açıyor.
kendimce bu yaşıma kadar da belli bir hayat görüşü edindim. hayata baktığım etik bir pencere var. bunların hiçbiri de çoğunluğun benimsediği şeyler değil. bilmiyorum belki de altkültür diyebileceğimiz daha birçok farklı konuda azınlık ya da marjinal kalabilecek noktalarda geziniyor beni ben yapanlar. niye böyle oldu bilmiyorum? çocukluğumdan beri hep bunun peşinden koştum belki de...ortalamayı kovalamak aslında daha rahat ettirecekti tabii ki. peki ne oldu? gayet ortalama olmak zorunda olan bir hayat içinde hapis kaldım. haliyle bir maske altında sabır ederek yalnız yaşıyorum. çünkü, tahmin edersiniz, çoğunluk çoğu zaman bu tahakkümü istemeden kuruyor.
kısa-orta vadede değiştirebileceğim bir hayatım yok. aslında artık genç yaşta da sayılmam uzun vadede de pek değiştirebileceğim bir şey yok.
tutunduğum bir iki umudum var. onlar da sanki çok kırılgan.
bazen başaramadığımı düşünüyorum. kendime iyi bir hayat yaratmayı başaramadım. sorun yok bu konuda aslında. insanın başarısızlığı kendi elinden olunca çok da isyan edemiyor. ama ne kadarı benim yüzümden ne kadarı dışsal aslında bu da başka bir husus. eh bi sağlığım vardı gerçi o da gidici.
buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
soru sormam lazım biliyorum benim gibi olanlarınız varsa ne yapıyorsunuz? ne yapacağız?
kendi öz çevrem ise yıllar geçtikçe hayatın getirdikleri ile bir bir uzaklarda kaldı ya da bitti. yalnız kaldım.
entegre olamadığım bir hayat yaşıyorum. sonuç olarak da içedönükleşmeye hatta bazı konularda nihilistleşmeye başladım.
aslında asla böyle yetiştirilmedim fazla sosyal, aktif bir gençlik dönemim oldu.
büyüdük. sonra bir takım yanlış ya da zorunlu kararlar dolayısıyla yetişkin hayatım tamamen bir "sabır mücadelesi"ne döndü.
aslında pandemi döneminin de bir etkisi olduğu söylenebilir bu entegrasyon sorunu ve gitgide içedönükleşmeyi pekiştirdi.
ne zaman günlük olarak insanlarla konuşsam hep maske takınıyorum. çok klişe geliyor kulağa ben de sevmedim yazarken ama başka açıklauyacak bir ifade bulamadım.
artık millete kendimi anlatmaya ya da her önüme konulan durumla da mücadele etmeye de gücüm kalmadı. duyduğum ya da içine düştüğüm her konuda içimde hayretlerle karşılasam da uyum sağlamaya çalışıyorum. başarıyorum ama ben yıpranıyorum. içsel sorunlara yol açıyor.
kendimce bu yaşıma kadar da belli bir hayat görüşü edindim. hayata baktığım etik bir pencere var. bunların hiçbiri de çoğunluğun benimsediği şeyler değil. bilmiyorum belki de altkültür diyebileceğimiz daha birçok farklı konuda azınlık ya da marjinal kalabilecek noktalarda geziniyor beni ben yapanlar. niye böyle oldu bilmiyorum? çocukluğumdan beri hep bunun peşinden koştum belki de...ortalamayı kovalamak aslında daha rahat ettirecekti tabii ki. peki ne oldu? gayet ortalama olmak zorunda olan bir hayat içinde hapis kaldım. haliyle bir maske altında sabır ederek yalnız yaşıyorum. çünkü, tahmin edersiniz, çoğunluk çoğu zaman bu tahakkümü istemeden kuruyor.
kısa-orta vadede değiştirebileceğim bir hayatım yok. aslında artık genç yaşta da sayılmam uzun vadede de pek değiştirebileceğim bir şey yok.
tutunduğum bir iki umudum var. onlar da sanki çok kırılgan.
bazen başaramadığımı düşünüyorum. kendime iyi bir hayat yaratmayı başaramadım. sorun yok bu konuda aslında. insanın başarısızlığı kendi elinden olunca çok da isyan edemiyor. ama ne kadarı benim yüzümden ne kadarı dışsal aslında bu da başka bir husus. eh bi sağlığım vardı gerçi o da gidici.
buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
soru sormam lazım biliyorum benim gibi olanlarınız varsa ne yapıyorsunuz? ne yapacağız?
Sizi çektiği fotoğraf ya da videoyu flörte atmak sizce soğuma nedeni mi? Olay oldu bitti de sizce abartılacak bir şey mi? İçeriğinde sadece sizin olduğunuz bir fotoğrafı sırf eski sevgili çekti diye problem çıkartmak ergence değil mi?
Malum kişiyle iş ortamında 2 ay kadar önce tanıştık. Güzel bir elektrik oluştu aramızda derken dışarı davet ettim konuştuk sohbet ettik bol bol yürüdük. Hangi filmden bahsetsem izliyordu aynı şekilde ben de onun bahsettiği filmleri anında izliyordum. Bir araya geldiğimizde elini tuttum elini öptüm ciddi itirazı olmadı sonra yanağından öpmeye başladım ama fazla ileri gitmedim. Bu arada evine davet edip anne babasıyla tanıştırdı. İş yerinde duyulmasın diye hep bir hassasiyeti olduğunu belirtti. En son evine çiçek gönderdim akşamında iş yeri olarak eğlenceye gittik güzel bir geceydi. Gelelim işlerin karıştığı noktaya. Toplu eğlencede muziplik olsun diye birkaç mesaj attım watsaptan ama sağdan soldan görülür yazismayalim diye cevap verdi. Program bittiğinde birkaç kız arkadaşıyla yemeğe gittiler. Normalde gitmezdim ama araç olmadığı için mecburen guruba takıldım deyince sıkılıyorsan gelip alayım dedim ama gören olur diye kabul etmedi. Ben gecenin coşkusuyla birkaç samimi itirafta bulundum teşekkür etti ve gün bitti. Ertesi sabah yazdığım mesaja çok soğuk cevap yazdı ve sonra konuşmamız gerek dedi watsaptan. Akşam oturduğumuzda bu birlikteliğin duyulduğunda kendi imajına çok zarar vereceğini söyledi ve devam etmeyelim dedi. Çok fazla üstelemedim ama ayrılırken kendi elleriyle ördüğü kaşkolu hediye etti.
Aklımdan bir an olsun çıkmıyor ama olayı nasıl yorumlayacağımı ve nasıl adım atmam gerektiğini bilmiyorum. Acaba çok mu hızlı davrandım. Beni çok fazla tanımıyor sonuçta. Yaşanacak bir olumsuzlukta tırnak içinde adının çıkmasından mı korkuyor? Yorumları bekliyorum teşekkürler. Telefondan yazınca biraz dağınık oldu ama kusura bakmayın
Aklımdan bir an olsun çıkmıyor ama olayı nasıl yorumlayacağımı ve nasıl adım atmam gerektiğini bilmiyorum. Acaba çok mu hızlı davrandım. Beni çok fazla tanımıyor sonuçta. Yaşanacak bir olumsuzlukta tırnak içinde adının çıkmasından mı korkuyor? Yorumları bekliyorum teşekkürler. Telefondan yazınca biraz dağınık oldu ama kusura bakmayın
doğum günü size bir anlam ifade ediyor mu, beklentiye giriyor musunuz?
Selamlar herkese. Birkaç kez kalabalık gruplarda buluştuğum sohbet ettiğim bir kız var. Sohbet ederken onun da eğlendiğini düşünüyorum. Ortak ilgi alanı denilebilecek bir konuyla ilgili whatsapptan yazıp sohbet de ettim ama o kadar. Instagramini bulamadım onu bulup takip etsem niyetimi belli edebilsem daha iyi olurdu ama olmadı.
Bana göre "yarın akşam şurda olacağım birlikte kahve mi içsek" samimiyeti hala oluşmadı. Ona ilgim olduğunu grup içinde de belli edebildim mi emin değilim. Flörtöz bir konuşma hiç olmadı ve karşı taraftan o da benden hoşlanıyor sinyali almadım. Yine de whatsapptan birebir buluşma için "cumartesi boşsan kahve içelim mi" gibi birşey yazayım mı yoksa birkaç buluşma daha grupça buluşup sohbetin ilerlemesini mi bekleyeyim?
Bana göre "yarın akşam şurda olacağım birlikte kahve mi içsek" samimiyeti hala oluşmadı. Ona ilgim olduğunu grup içinde de belli edebildim mi emin değilim. Flörtöz bir konuşma hiç olmadı ve karşı taraftan o da benden hoşlanıyor sinyali almadım. Yine de whatsapptan birebir buluşma için "cumartesi boşsan kahve içelim mi" gibi birşey yazayım mı yoksa birkaç buluşma daha grupça buluşup sohbetin ilerlemesini mi bekleyeyim?
Ya şimdi durup dururken şöyle güzel bir yemek yiyeyim, iki kadeh rakı guzel.masa e meze takilayim gibi. İr şey canım çekti ama cumartesi akşamı rez olmadan böyle bir şey mümkün değil gibi geliyor.
Ne diyorsunuz?
Ne diyorsunuz?
arada bir geleceğe dair planlar yapıp heyecanlanırsınız ve 40-50 sene içinde (belki 30 sene) büyük ihtimal öleceğiniz aklınıza gelir ve tüm enerjiniz söner. yaşıyor musunuz?
edit: ölümden korkmaktan bahsetmiyorum. "zaten öleceğiz ne gerek var." hissi.
edit: ölümden korkmaktan bahsetmiyorum. "zaten öleceğiz ne gerek var." hissi.
29 yaşında zamanında müdürlük yapmış biri olarak, halen daha biri bana x bey diye seslendiği zaman saliselikte olsa duraksıyorum. Beraber yemek yediğimiz, yaşça büyük bir abi telefonuna beni .. bey diye kayıt etmiş bunu görünce, içten içe sen bey'sin lan diyorum. Biraz gülesim geliyor. Kendimi çoçuk gibi mi hissediyorum bilmiyorum ama adını koyamadığım bir duygu yaşıyorum. komik gibi diyim.
Acaba kendime saygım falan mı yok ey freud'lar:). TAbi kadınlarda soruma cevap verebilir.
Acaba kendime saygım falan mı yok ey freud'lar:). TAbi kadınlarda soruma cevap verebilir.
Biz öleceğiz. Bütün sevdiklerimiz ölecek. Hayat her şeye rağmen bütün umursamazlığıyla devâm edecek. Bizler yaşlanacağız, dünkü bebeler ergen olacak. Daha da yaşlanacağız o ergenler yetişkin olacak. Bu sırayı da bozan nice ölüm haberlerine şâhit olduk, olacağız. Dünya buyken hayat için bunca çabalamaya, didinmeye, acı çekmeye değer mi? Nedir bunca kalp atışının, nefes almanın gâyesi? "Bir hoş sâdâ bırakmak" mı?
Az evvelki duyuruya kaynak yapayım dedim. tanışıp flört ettiğiniz, sevgili olduğunuz ya da evlendiğiniz kişiler oldu mu? evet çoğul.
Hayırsa eğer; siz değil ama bildiğiniz var mı tanışan eden, takılan, ciddi düşünen ya da önce takılalım sonra bakarız diyen kimseler?
Hayırsa eğer; siz değil ama bildiğiniz var mı tanışan eden, takılan, ciddi düşünen ya da önce takılalım sonra bakarız diyen kimseler?
Sevgiliniz veya flörtünüz olan birisi de sizin gibi bir duyuru kullanıcısı veya burayı takip eden biri olabilir, böyle bir durum mevcutken yazdıklarınızın kendisi tarafından okunacağını da bilerek "gönül işleri" kategorisinde duyurular açıyor musunuz?
selamlar, makul bir yalana ihtiyacım var. yalan söylemek çok iyi olduğum bir konu değil ama tereyağından kıl çeker gibi halletmezsem hiç iyi olmayacak.
şimdi, görüştüğüm iki kişi var, sevgilim değiller, daha çok sosyalleşme ve cinsellik maksatlı bir araya geldiğim iki farklı insanlar. arada hiç sevgi yok değil, ikisine de "muhabbet besliyorum" diyeyim. fakat kimsenin kimseye verdiği bir söz yok. ikisi ile de uzun zamandır tanışıyorum. birisi ayşe diğeri fatma olsun isimlendirme olarak.
ben yoğun biriyim, yani geç saatlere kadar çalışıyorum bazı günler. önceki gece 11 gibi işimi bitirdim ve biraz ayşe ile muhabbet ettim, sonra yorgun olduğumu söyleyip biraz boş takılacağım yarın görüşürüz dedim, o da 'ok ben de yorgunum dizi izleyip yatacağım' dedi. ayşe whatsapp kullanmadığı için imessage uygulamasından yazışıyoruz.
neyse ben gerçekten de işte boş boş takılıyordum kendi evimde ama sonra fatma aradı, istersen buyur gel dedi ve çıktım fatma'ya gittim. fatma daha önce 1-2 defa telefonumdan bir şeyler baktı, hiç yalan söylemeyen şeffaf birisi olduğum için ihtiyacı olduğunda telefonumu verdim. gerçekten de normalde hiç yalan söylemiyorum ama ikisi de başkası ile görüştüğümü bilmiyor, yani ben bu detayı söylemedim ve onlar da sormadı ama aramızda böyle bir sevgililik sözleşmesi de olmadığı için ben de bir şey sormadım onlara hiç. 3lü olarak işimizde gücümüzde insanlarız zaten, onlar da benim kadar yoğun işlerde çalışıyorlar.
şimdi zurnanın zırt dediği yere geliyorum; ben fatma'nın evine girince telefonu do not disturb moduna aldım. fakat görünen o ki ekstra bir ayar yapmazsan imessage uygulaması karşı tarafın bildirimlerini sessize aldığını diğer görüşmeciye bildiriyor!
eve çok yeni girmiştim ve koltukta fatma ile yan yana otururken telefona baktım ve ayşe'den gelen "niye sessize aldın telefonu" mesajını gördüm. ben bu uygulamanın karşı tarafa gittiğini bilmediğim için aşırı derecede panikledim. hemen modu değiştirdim ve telefonun sesini açtım ve ayşe'ye telefonu sessize aldığımı nasıl bildiğini sordum. ayşe de korkumu körükleyerek "heeer şeyi görüyorum canım, nerde olduğuna kadar bilgim var;)" yazdı. ben de bunu okuyunca kan beynime sıçradı çünkü ikisinin de evi birbirine çok yakın. biri caddenin başında diğeri caddenin sonunda diyeyim yani 200 metre yok arada.
o an niye bu kadar mantıksız düşündüm bilmiyorum ama ayşe'nin gerçekten telefonumdaki her şeyi gördüğünü düşündüm ve hoş olmayan bir süprizle karşılaşmaktan korktum. şimdi bu yazışma sürerken tam dibimde fatma'nın oturduğunu ve telefonun sesini açtığımı kafada tutun. ve ben kem küm bir şeyler yazınca ayşe beni aramaya başladı, hem de inanılmaz tacizkar ve ısrarlı şekilde. ben her telefon çaldığında reddedince, fatma "kim arıyo açsana iştendir belki" dedi ve o esnada telefonda kimin aradığını gördü. şimdi burası kritik çünkü iki insan tanışmasa da birbirinin ismini biliyor, haliyle "patronum arıyor" gibi bir şey diyemedim. saatin de o esnada 00.30 olduğunu hatırlatayım, yani birisi ölmediyse kimse kimseyi o saatte aramaz. durumu fatma'ya açıklama fırsatını ısrarlı telefon çalışı sebebiyle bulamadım ve bi noktada telefonu açtım. o esnada kalkıp diğer odaya geçemedim ama fatma sağolsun bir yan koltuğa geçti ve ayşe şaka yaptığını ve bildirimi imessage'da gördüğünü söyledi ben de he tamam dedim ama tam o anda inanılmaz bir sessizlik oldu. fatma yan koltuktan anlamsız şekilde gözlerimin içine bakıyor (böyle kriz anlarında donakalma gibi bir huyu var), ayşe telefonun ucunda susuyor ve ben mal gibi kalmışım böyle. o an 30 saniye sürdü (bana 30 yıl gibi geldi) ve bir şey demeden telefonu kapattım.
fatma'ya bir arkadaşım acil bir şey sordu ve istedi dedim ve üstelemedi konuyu ama yüzü düştü ve sonrasında benle konuşmadı, hiçbir şey demeden kalkıp yatağa geçti.
sabahtan beri ikisinden de ses seda yok. ki normalde ne bileyim bi reelstir bir komikli tweet atmaktır falan bir paylaşım olurdu.
benim şu an içinde doğruluk payı da olan mantıklı bir yalana ihtiyacım var ama aşırı saçma geliyor her şey. ikisi de olayın tam ne olduğunu bence anladılar fakat kurtarma payım var. fatma'nın telefonda ayşe'nin ismini gördüğüne %90 eminim ama görmemiş de olabilir. ayşe ise telefonda başka yerde olduğumu anlamış olabilir ama onu'da cover edecek tutarlı bir şey söylemem gerekiyor.
ikisine de "ben başkasıyla da görüşüyorum ha" deme durumum yok. bunun 2 sebebi var, birincisi "ya görüş tabii ben de görüşüyorum zaten" lafını duyma ihtimalim var, ikincisi "ama ben seni çok sevmiştim sen sadece benle görüş ve gel sevgili olalım" durumuna hazır hissetmiyorum henüz. ayşe'ye özellikle beni tacizkar şekilde aradığı için yükseldim mesajda ama bunun dışında elimde koz yok.
okumayanlar için özet: telefonu do not disturb moduna almayın. alırsanız da kimseye bildirim düşmediğinden emin olun.
şimdi, görüştüğüm iki kişi var, sevgilim değiller, daha çok sosyalleşme ve cinsellik maksatlı bir araya geldiğim iki farklı insanlar. arada hiç sevgi yok değil, ikisine de "muhabbet besliyorum" diyeyim. fakat kimsenin kimseye verdiği bir söz yok. ikisi ile de uzun zamandır tanışıyorum. birisi ayşe diğeri fatma olsun isimlendirme olarak.
ben yoğun biriyim, yani geç saatlere kadar çalışıyorum bazı günler. önceki gece 11 gibi işimi bitirdim ve biraz ayşe ile muhabbet ettim, sonra yorgun olduğumu söyleyip biraz boş takılacağım yarın görüşürüz dedim, o da 'ok ben de yorgunum dizi izleyip yatacağım' dedi. ayşe whatsapp kullanmadığı için imessage uygulamasından yazışıyoruz.
neyse ben gerçekten de işte boş boş takılıyordum kendi evimde ama sonra fatma aradı, istersen buyur gel dedi ve çıktım fatma'ya gittim. fatma daha önce 1-2 defa telefonumdan bir şeyler baktı, hiç yalan söylemeyen şeffaf birisi olduğum için ihtiyacı olduğunda telefonumu verdim. gerçekten de normalde hiç yalan söylemiyorum ama ikisi de başkası ile görüştüğümü bilmiyor, yani ben bu detayı söylemedim ve onlar da sormadı ama aramızda böyle bir sevgililik sözleşmesi de olmadığı için ben de bir şey sormadım onlara hiç. 3lü olarak işimizde gücümüzde insanlarız zaten, onlar da benim kadar yoğun işlerde çalışıyorlar.
şimdi zurnanın zırt dediği yere geliyorum; ben fatma'nın evine girince telefonu do not disturb moduna aldım. fakat görünen o ki ekstra bir ayar yapmazsan imessage uygulaması karşı tarafın bildirimlerini sessize aldığını diğer görüşmeciye bildiriyor!
eve çok yeni girmiştim ve koltukta fatma ile yan yana otururken telefona baktım ve ayşe'den gelen "niye sessize aldın telefonu" mesajını gördüm. ben bu uygulamanın karşı tarafa gittiğini bilmediğim için aşırı derecede panikledim. hemen modu değiştirdim ve telefonun sesini açtım ve ayşe'ye telefonu sessize aldığımı nasıl bildiğini sordum. ayşe de korkumu körükleyerek "heeer şeyi görüyorum canım, nerde olduğuna kadar bilgim var;)" yazdı. ben de bunu okuyunca kan beynime sıçradı çünkü ikisinin de evi birbirine çok yakın. biri caddenin başında diğeri caddenin sonunda diyeyim yani 200 metre yok arada.
o an niye bu kadar mantıksız düşündüm bilmiyorum ama ayşe'nin gerçekten telefonumdaki her şeyi gördüğünü düşündüm ve hoş olmayan bir süprizle karşılaşmaktan korktum. şimdi bu yazışma sürerken tam dibimde fatma'nın oturduğunu ve telefonun sesini açtığımı kafada tutun. ve ben kem küm bir şeyler yazınca ayşe beni aramaya başladı, hem de inanılmaz tacizkar ve ısrarlı şekilde. ben her telefon çaldığında reddedince, fatma "kim arıyo açsana iştendir belki" dedi ve o esnada telefonda kimin aradığını gördü. şimdi burası kritik çünkü iki insan tanışmasa da birbirinin ismini biliyor, haliyle "patronum arıyor" gibi bir şey diyemedim. saatin de o esnada 00.30 olduğunu hatırlatayım, yani birisi ölmediyse kimse kimseyi o saatte aramaz. durumu fatma'ya açıklama fırsatını ısrarlı telefon çalışı sebebiyle bulamadım ve bi noktada telefonu açtım. o esnada kalkıp diğer odaya geçemedim ama fatma sağolsun bir yan koltuğa geçti ve ayşe şaka yaptığını ve bildirimi imessage'da gördüğünü söyledi ben de he tamam dedim ama tam o anda inanılmaz bir sessizlik oldu. fatma yan koltuktan anlamsız şekilde gözlerimin içine bakıyor (böyle kriz anlarında donakalma gibi bir huyu var), ayşe telefonun ucunda susuyor ve ben mal gibi kalmışım böyle. o an 30 saniye sürdü (bana 30 yıl gibi geldi) ve bir şey demeden telefonu kapattım.
fatma'ya bir arkadaşım acil bir şey sordu ve istedi dedim ve üstelemedi konuyu ama yüzü düştü ve sonrasında benle konuşmadı, hiçbir şey demeden kalkıp yatağa geçti.
sabahtan beri ikisinden de ses seda yok. ki normalde ne bileyim bi reelstir bir komikli tweet atmaktır falan bir paylaşım olurdu.
benim şu an içinde doğruluk payı da olan mantıklı bir yalana ihtiyacım var ama aşırı saçma geliyor her şey. ikisi de olayın tam ne olduğunu bence anladılar fakat kurtarma payım var. fatma'nın telefonda ayşe'nin ismini gördüğüne %90 eminim ama görmemiş de olabilir. ayşe ise telefonda başka yerde olduğumu anlamış olabilir ama onu'da cover edecek tutarlı bir şey söylemem gerekiyor.
ikisine de "ben başkasıyla da görüşüyorum ha" deme durumum yok. bunun 2 sebebi var, birincisi "ya görüş tabii ben de görüşüyorum zaten" lafını duyma ihtimalim var, ikincisi "ama ben seni çok sevmiştim sen sadece benle görüş ve gel sevgili olalım" durumuna hazır hissetmiyorum henüz. ayşe'ye özellikle beni tacizkar şekilde aradığı için yükseldim mesajda ama bunun dışında elimde koz yok.
okumayanlar için özet: telefonu do not disturb moduna almayın. alırsanız da kimseye bildirim düşmediğinden emin olun.
5 yıldır tanışıyorlar. 2 sene kadar çıkmışlar. 3 yıldır ayrılar. kız ciddi birliktelik istiyor, çocuğun aklında birliktelik yada iletişim kurmak yok ki kız 3 yıl önce de söylemiş ama kızı da kıramıyor olanı biteni anlatıyor sadece, hayatıma bakacağım demiş en son. Ama kız çok sevdiği için kıramıyor.
Kızı bende tanıyorum, iyi biri. Çocuğun hayatına başkaları da girdi, rutin devam ediyor yaşamaya. Ama kız kimseyi almamış bu sürede. En son "sadece düzgün, doğru birini arasam bu kızla olurdum zaten ama ben aşık olacağım birini arıyorum, kimseyi de olumsuz etkilemek hayatını mahvetmek istemiyorum" dedi.
Ben de onun hayatı da diye karışmadım açıkçası tavsiye falan da vermedim. Dinledim. Ne yapacaksın bile demedim yönlendirmiş olurum diye. Sizce ne yapsın? Ve sizce ben doğru mu davrandım, yani sonuçta karışmamak en iyisi gibi gelir hep bana böyle zamanlarda.
Teşekkürler şimdiden.
Kızı bende tanıyorum, iyi biri. Çocuğun hayatına başkaları da girdi, rutin devam ediyor yaşamaya. Ama kız kimseyi almamış bu sürede. En son "sadece düzgün, doğru birini arasam bu kızla olurdum zaten ama ben aşık olacağım birini arıyorum, kimseyi de olumsuz etkilemek hayatını mahvetmek istemiyorum" dedi.
Ben de onun hayatı da diye karışmadım açıkçası tavsiye falan da vermedim. Dinledim. Ne yapacaksın bile demedim yönlendirmiş olurum diye. Sizce ne yapsın? Ve sizce ben doğru mu davrandım, yani sonuçta karışmamak en iyisi gibi gelir hep bana böyle zamanlarda.
Teşekkürler şimdiden.
Selamlar,
8 yıldır beraberliği olan ve geçen ay evlenen bir arkadaşım var. Ancak bu arkadaşım son bir sene içerisinde bu evlendiği beyefendiyi sürekli olarak aldattı. Yani dört beş ay boyunca o diğer eleman ile çift gibi dolaştılar ettiler. Evlenme aşamasındayken bile hatta bu görüşmeler vs. devam etti. Evlilikten önce de hem bana hem de bu 3. şahsa evlenmeyi istemediğini, evliliğin kendisine göre olmadığını, karşı tarafın ailesi ile milyon tane sorun yaşandığını vs. vs. anlattı. Dilinde sürekli olarak bir boşanma, ayrılma lafları var. Şu ana kadar kendisiyle konuşmadık bu durumları henüz doğru düzgün fırsatımız olmadığından ama bu şekilde başlayan bir evlilik ne kadar doğru? Ne kadar ilerleyebilir ki? Ben kendisine şu an evli olduğu çocuktan ayrılması gerektiğini ilk daha bu 3. şahıs ortaya çıkmadan defalarca söylemiştim ancak her seferinde içinde ukte olarak kalmasını istemediğinden ve herkese, her şeye karşı sorumlu hissettiği için yapamayacağından bahsetmişti ancak diğer çocukla iletişimde olduğunu da tahmin edebiliyorum az çok. Ne diyorsunuz?
8 yıldır beraberliği olan ve geçen ay evlenen bir arkadaşım var. Ancak bu arkadaşım son bir sene içerisinde bu evlendiği beyefendiyi sürekli olarak aldattı. Yani dört beş ay boyunca o diğer eleman ile çift gibi dolaştılar ettiler. Evlenme aşamasındayken bile hatta bu görüşmeler vs. devam etti. Evlilikten önce de hem bana hem de bu 3. şahsa evlenmeyi istemediğini, evliliğin kendisine göre olmadığını, karşı tarafın ailesi ile milyon tane sorun yaşandığını vs. vs. anlattı. Dilinde sürekli olarak bir boşanma, ayrılma lafları var. Şu ana kadar kendisiyle konuşmadık bu durumları henüz doğru düzgün fırsatımız olmadığından ama bu şekilde başlayan bir evlilik ne kadar doğru? Ne kadar ilerleyebilir ki? Ben kendisine şu an evli olduğu çocuktan ayrılması gerektiğini ilk daha bu 3. şahıs ortaya çıkmadan defalarca söylemiştim ancak her seferinde içinde ukte olarak kalmasını istemediğinden ve herkese, her şeye karşı sorumlu hissettiği için yapamayacağından bahsetmişti ancak diğer çocukla iletişimde olduğunu da tahmin edebiliyorum az çok. Ne diyorsunuz?
Kaç kere görüşelim dediğim lise arkadaşım benimle hiçbir şekilde görüşmedi. Bu duruma oldukça bozukken kız istemesine ve nişanına davet etti. Bozulduğumu söylemedim. Aşırı samimiyetim yok gitmeyi düşünmüyorum. Laf olsun diye mi davet edildim sizce? Benzerini yaşayan oldu mu? Böyle durumlarda nasıl yaklaşılmalı?
Erkek olarak merak ediyorum. Kadınlar nasıl aldatirlar nasıl saklarlar bunu?
Yalnız olduğumuz mu, yalnız olmadığımız mı?
Emre adında bir kızla tanışmıştım zamanında, çok da güzel bir kızdı. Şaşırmıştım, Emre adına sahip başka bir kadına bir daha da hiç denk gelmedim.
"Bu isimde erkek/kadın mı varmış ya" dedirten isimler hiç oldu mu sizde de?
"Bu isimde erkek/kadın mı varmış ya" dedirten isimler hiç oldu mu sizde de?
Kafanızdaki profilde şu da olsun bu da olsun dediğiniz ne varsa eksiksiz karşılayan düzgün biriyle tanıştınız ama hemcinsinizle konuşuyor gibi hissettiniz. Çok uyumlusunuz ama hiç etkilenmediniz.
İlk buluşmada bir şey anlaşılmaz diyip bir kere daha mı buluşursunuz yoksa boşuna vaktini almayayım diyip dürüstçe iletişimi kesmek istediğinizi mi söylersiniz?
İlk buluşmada bir şey anlaşılmaz diyip bir kere daha mı buluşursunuz yoksa boşuna vaktini almayayım diyip dürüstçe iletişimi kesmek istediğinizi mi söylersiniz?
3 yıllık şahne bir ilişki içindeyim partnerim nedense benim dışımda bir sürü öncelikleri olan biri. ne yapmak lazım artık bu durum beni çok üzüyor....
sevdigim bir isim var param var kiz arkadasim var sagligim yerinde, ama asiri mutsuzum, ozellikle iliskide olmak beni yoruyor ama kiz arkadasim cok iyi biri, onu uzmeden nasil soylerim bilmiyorum. hayattan keyif alamiyorum, hayatimda hic antidepresan kullanmadim, kullanmaya baslarsam robotik biri olacagimdan korkuyorum (cevremde gordugum orneklerden). psikolog ve psikiyatr tedavileri bunalimda olan birine gercekten yardimci olur mu? ilk adimim ne olmali?
ayrılık sürecimin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçti, 1.5 yıla yaklaşıyorum artık. dışarıda ilişkilerle ilgili bir şeye tanıklık ettiğimde ve kalabalıkta ya da sosyal medyada vakit geçirirken güzel bir anın içinde olduğumda dahi aklım direkt eski kız arkadaşımla olan anılarıma gidiyor ve geçmişteki o anıların benzerine, yenisine sahip olamamak moralimi bozuyor. bu aralar bu durum çok arttı, moral düşüklüğüm günümü de olumsuz etkiliyor. ne yapmalıyım?
Merhaba. Gerçek hayatta gördüklerim ve dating app'lerde gördüklerim, bana farklı iki dünyaymış gibi geliyor, hissettiriyor.
Misal dating app'lerdeki kadınlar hep "en mükemmeli" arıyorlar sanki. Mükemmeli bulamadıkları bir detay gördü mü eliyorlar. Mesela boy konusunda çok tahammülsüzler, erkek mutlaka çok uzun boylu olmalı. Ama ben gerçek hayatta Allah'ın her günü boyları birbirine yakın veya kadının erkekten uzun olduğu gayet tatlı tatlı bir sürü çifte denk geliyorum. Dating app'teki kadın profillerine, erkekte olmasını istedikleri taleplere bakarsak bu tür çiftler dünyada yok ve olamaz ama. Bu boy mevzusu sadece bir örnek.
Gerçek hayat ve dating app'teki insanlar/üst düzey beklentileri, sizce de birbirinden farklı iki dünya gibi mi? Yoksa bana mı öyle geliyor?
Misal dating app'lerdeki kadınlar hep "en mükemmeli" arıyorlar sanki. Mükemmeli bulamadıkları bir detay gördü mü eliyorlar. Mesela boy konusunda çok tahammülsüzler, erkek mutlaka çok uzun boylu olmalı. Ama ben gerçek hayatta Allah'ın her günü boyları birbirine yakın veya kadının erkekten uzun olduğu gayet tatlı tatlı bir sürü çifte denk geliyorum. Dating app'teki kadın profillerine, erkekte olmasını istedikleri taleplere bakarsak bu tür çiftler dünyada yok ve olamaz ama. Bu boy mevzusu sadece bir örnek.
Gerçek hayat ve dating app'teki insanlar/üst düzey beklentileri, sizce de birbirinden farklı iki dünya gibi mi? Yoksa bana mı öyle geliyor?
Selamlar. Kız arkadaşımla ayrılınca son 1-2 gündür dating app'lere dalmış durumdayım, dönen tanışma muhabbetleri esnasında bir hususu merak ettim.
Şimdi mesela karşı taraf bana "Yalnız mı yaşıyorsun?" diye soruyor. Ben eski yıllarda ailemle yaşadığım dönemlerde bunu yeni tanışıyor olduğum bir kadına sorduğumda "Olur da bir ilişkiye başlarsak rahat sevişebilecek ortamımız olur mu" merakından soruyordum. Çok net sebebi bu olurdu.
Kadınlar yalnız mı yaşıyorsun sorusunu daha çok hangi sebepten dolayı soruyor olabilir peki? "Acaba bağımsızlığını ilan etmiş mi, kendi yaşam düzenini kurabilmiş mi" falan merakıyla mı, yoksa o soru benimkine benzer bir şekilde rahat seks ortamı merakını da içeriyor mu?
Bana yalnız yaşayıp yaşamadığımı soranların tamamının ailesiyle veya biriyle (arkadaş, kardeş) yaşayan insanlar olduğu bilgisini de belirtmiş olayım.
Şimdi mesela karşı taraf bana "Yalnız mı yaşıyorsun?" diye soruyor. Ben eski yıllarda ailemle yaşadığım dönemlerde bunu yeni tanışıyor olduğum bir kadına sorduğumda "Olur da bir ilişkiye başlarsak rahat sevişebilecek ortamımız olur mu" merakından soruyordum. Çok net sebebi bu olurdu.
Kadınlar yalnız mı yaşıyorsun sorusunu daha çok hangi sebepten dolayı soruyor olabilir peki? "Acaba bağımsızlığını ilan etmiş mi, kendi yaşam düzenini kurabilmiş mi" falan merakıyla mı, yoksa o soru benimkine benzer bir şekilde rahat seks ortamı merakını da içeriyor mu?
Bana yalnız yaşayıp yaşamadığımı soranların tamamının ailesiyle veya biriyle (arkadaş, kardeş) yaşayan insanlar olduğu bilgisini de belirtmiş olayım.
Hakkinda ne dusunuyorsunuz? Siz atar misiniz? Size gelince ne cevap veriyorsunuz? Ben yalnizca cok yakin arkadaslarima atarim, henuz kimseye yurumek icin kullanmadim.
Bu tür rüyalardan nasıl kurtuluacağım..!
coca cola turca #1542032
Öncelikle duyuruda yeniyim, gönül işi mi sağlık mı emin olamadım, gönül işinden açtım.
Dar gelirli bir ailede, sorumsuz bir baba ile büyüdüm. Kendisinde alkol bağımlılığı, çalışmama, sorumsuzluk vs her şey vardı. Sürekli olarak kurduğu işleri batırdı, en sonunda şuradan para gelecek, buradan para gelecek diyerek yıllarca çalışmadı, son 10 yılını yatarak kahvehanelerde geçirdi. Bu süreçte annem çalıştı hep. Emekli olmasına rağmen beni okutabilmek için bazen çamaşırhanelerde, bazen etkinliklerde gündelik işlerde çalıştı.
Evde alınacak, yapılacak şeyler hep kavgaya sebep olurdu. Tahmin edeceğiniz gibi kavgalar da hep babamın anneme şiddeti ile devam ederdi çünkü kendisi hiçbir şey yapmadığı gibi annemi hep parasını çalmakla suçlardı. Kahveye gitmesi için parasını bile annem vermesine rağmen...
Ben iri bir insan olup araya girene kadar hep bu tür olaylara şahit oldum. Bir gün gençlikten (17 yaşındayken) kaynaklanan bir anlık heyecanla anneme vurduğu sırada boğazından tutup yere düşürdüm. Babam da ben de iri insanız (190+ boy, 100+ kilo). Annem de çok korkunca sadece babamın kollarını tutup, tehdit edip bıraktım. Sonra da evi terk edip lisemin yurduna yerleştim.
Küçüklüğümden bu yana anneme boşanması için yalvardım ama annem de çok eğitimli bir insan olmadığı için "elalem ne der, tek başıma nasıl yaşayacağım, ya ilerde beni suçlarsan, senin için boşanmıyorum" gibi türlü bahanelerle hala evli kalmaya devam etti, bıçaklanmasına, şişlenmesine, yüzü gözü morarırcasına şiddet görmesine rağmen...
Üniversite hayatım boyunca ve çalışmamın ilk yıllarında babam ile hiç konuşmadım. En son Alzheimer tanısı ve ileri derece de böbrek yetmezliği tanısı kondu. Kendisi ilaçlarla iyice çöktüğü için yılların intikamını da hiçbir zaman alamayacaktım. Son zamanlarında annem hep baktı ona. Ben de hastalığı ile ilgilendim, aradım, hatrını sordum, hatta ülkenin en iyi doktorlarına götürdüm içimden gelmemesine rağmen, sırf biyoloijik babam olduğu için.
Kaçınılmaz son geldi, kendisi 2 yıl önce vefat etti. Ancak benim üzerimde bıraktığı lanet hiç gitmiyor. Her ay en az 2-3 kere rüyamda babam anneme şiddet uyguluyor. Kah araya giriyor, kah ben de kaçıyorum bazen de ben dayak yiyorum. Dün gece evdeki masanın ayağını kırmış bana saldırıyordu rüyamda. Gecenin bir yarısı zıplayarak ter içinde uyanıyorum. Eşime bile bu hikayeleri hiç anlatmadım, kendisi yabancı olduğu için çok da anlayacağını düşünmüyorum. Anneme de kızgınım boşanmak yerine bu travmaları bize yaşattığı için. Ama artık geçmişi taşımak istemiyorum. Söyleyin eyy duyuru kullanıcıları zamanla daha iyi olacak mıyım ?
Dar gelirli bir ailede, sorumsuz bir baba ile büyüdüm. Kendisinde alkol bağımlılığı, çalışmama, sorumsuzluk vs her şey vardı. Sürekli olarak kurduğu işleri batırdı, en sonunda şuradan para gelecek, buradan para gelecek diyerek yıllarca çalışmadı, son 10 yılını yatarak kahvehanelerde geçirdi. Bu süreçte annem çalıştı hep. Emekli olmasına rağmen beni okutabilmek için bazen çamaşırhanelerde, bazen etkinliklerde gündelik işlerde çalıştı.
Evde alınacak, yapılacak şeyler hep kavgaya sebep olurdu. Tahmin edeceğiniz gibi kavgalar da hep babamın anneme şiddeti ile devam ederdi çünkü kendisi hiçbir şey yapmadığı gibi annemi hep parasını çalmakla suçlardı. Kahveye gitmesi için parasını bile annem vermesine rağmen...
Ben iri bir insan olup araya girene kadar hep bu tür olaylara şahit oldum. Bir gün gençlikten (17 yaşındayken) kaynaklanan bir anlık heyecanla anneme vurduğu sırada boğazından tutup yere düşürdüm. Babam da ben de iri insanız (190+ boy, 100+ kilo). Annem de çok korkunca sadece babamın kollarını tutup, tehdit edip bıraktım. Sonra da evi terk edip lisemin yurduna yerleştim.
Küçüklüğümden bu yana anneme boşanması için yalvardım ama annem de çok eğitimli bir insan olmadığı için "elalem ne der, tek başıma nasıl yaşayacağım, ya ilerde beni suçlarsan, senin için boşanmıyorum" gibi türlü bahanelerle hala evli kalmaya devam etti, bıçaklanmasına, şişlenmesine, yüzü gözü morarırcasına şiddet görmesine rağmen...
Üniversite hayatım boyunca ve çalışmamın ilk yıllarında babam ile hiç konuşmadım. En son Alzheimer tanısı ve ileri derece de böbrek yetmezliği tanısı kondu. Kendisi ilaçlarla iyice çöktüğü için yılların intikamını da hiçbir zaman alamayacaktım. Son zamanlarında annem hep baktı ona. Ben de hastalığı ile ilgilendim, aradım, hatrını sordum, hatta ülkenin en iyi doktorlarına götürdüm içimden gelmemesine rağmen, sırf biyoloijik babam olduğu için.
Kaçınılmaz son geldi, kendisi 2 yıl önce vefat etti. Ancak benim üzerimde bıraktığı lanet hiç gitmiyor. Her ay en az 2-3 kere rüyamda babam anneme şiddet uyguluyor. Kah araya giriyor, kah ben de kaçıyorum bazen de ben dayak yiyorum. Dün gece evdeki masanın ayağını kırmış bana saldırıyordu rüyamda. Gecenin bir yarısı zıplayarak ter içinde uyanıyorum. Eşime bile bu hikayeleri hiç anlatmadım, kendisi yabancı olduğu için çok da anlayacağını düşünmüyorum. Anneme de kızgınım boşanmak yerine bu travmaları bize yaşattığı için. Ama artık geçmişi taşımak istemiyorum. Söyleyin eyy duyuru kullanıcıları zamanla daha iyi olacak mıyım ?
Aşağıdaki duyuruda görünce aklıma geldi. Kimdir açık görüşlü insan sizin için? Öyle uzun uzun açıklamalı değil de, tek bir cümlesinden, davranışından ya da giyim kuşamından hareketle biri size açık görüşlü olduğunu düşündürecek olsaydı eğer bu ne olurdu?
Modern, tahsilli, açık görüşlü ve zeki bir insan. Ama arada annemgil falan diyor. Soğur musunuz? Böyle birini kolunuza takıp insan içine çıkarır mısınız bakın bu benim sevgilim diye?
Arkiler s.a gelin dertlesek
31 yaşımı doldurdum sanırım gecenlerde. 30 u gectigimden beri zamanın geri dondurulemez oluşu canımı sıkıyo :) ölüme yaklaşmak... Seviyorum çünkü yaşamayı. daha gençsin diceksiniz de değil bence. Max 30-40 yıla ölürüm heralde. Yani şimdiye kadarki kadar daha yaşarım Max. VE BU ÇOK AĞĞĞZZZ :///
zaten artık zaman aşırı hızlı geçiyor :/ sizce de öyle diil mi 30 yaş üstü kardeslerim?
Yaşadığın anları güzel yasa diyenler olacaktır. Bence eppey de güzel yasiyorum aslında. 1-2 ayrıntı dışında her şey tıkırında.
Napak? Var mı bu histen kurtulmanin yolu? Yoksa siz "ölsek de kurtulsak" modunda misiniz:')
31 yaşımı doldurdum sanırım gecenlerde. 30 u gectigimden beri zamanın geri dondurulemez oluşu canımı sıkıyo :) ölüme yaklaşmak... Seviyorum çünkü yaşamayı. daha gençsin diceksiniz de değil bence. Max 30-40 yıla ölürüm heralde. Yani şimdiye kadarki kadar daha yaşarım Max. VE BU ÇOK AĞĞĞZZZ :///
zaten artık zaman aşırı hızlı geçiyor :/ sizce de öyle diil mi 30 yaş üstü kardeslerim?
Yaşadığın anları güzel yasa diyenler olacaktır. Bence eppey de güzel yasiyorum aslında. 1-2 ayrıntı dışında her şey tıkırında.
Napak? Var mı bu histen kurtulmanin yolu? Yoksa siz "ölsek de kurtulsak" modunda misiniz:')
Hiçbir zaman evlenme hevesinde bir adam olmadım. Ama tabii şu an halen genç sayılırım, uçuyorum kaçıyorum. Kendime yetebiliyorum. Ama bazen bu işin yaşlılık faslının da geleceğini hatırlayınca kafam karışmıyor da değil hani...
Şu an benim gibi evlilik fikrine sıcak olmayan insanlar; ileride yaşlanınca ve mesela hastalanınca sizin iyi olabilmeniz için bir çorba yapanınızın bile olmayacak olması, kötü gününüzde arayıp soran, yanınızda olan çocuğunuzun, torununuzun olmayacak olması gibi şeyler sizi ürkütüyor mu? Veya yalnız ölmek? Bu hayatın yaşlılık döneminde yalnızlık, nasıl olacak?
Şu an benim gibi evlilik fikrine sıcak olmayan insanlar; ileride yaşlanınca ve mesela hastalanınca sizin iyi olabilmeniz için bir çorba yapanınızın bile olmayacak olması, kötü gününüzde arayıp soran, yanınızda olan çocuğunuzun, torununuzun olmayacak olması gibi şeyler sizi ürkütüyor mu? Veya yalnız ölmek? Bu hayatın yaşlılık döneminde yalnızlık, nasıl olacak?
Birinin doğru kişi olduğunu nasıl anlarız ve siz eğer o kişiyi bulduysanız nasıl anladınız?
adi ayse olsun. ayse kendine asik gibidir. ofiste de masasindaki aynaya cok bakiyor diye uyari almisligi var. bu kiz boyle... oyle kabullendim onu. diger paylasimlarimiz iyi.
ya da mesela evli bi insanla asla iliskiye girmez ama daha once kac tane evli adami kendine asik etti. adamlar ilgisini belli ettigi an izini kaybettirir. misyon tamamlandi gibi bi sey.. niye ugrasiyorsun boyle seylerle diyorum begenilmek hosuma gidiyor diyor.
simdi bu takintisi beni etkiledi. birkac aydir biri vardi hayatimda. ayse hep nerden buldun bunu falan diyordu begendi yani. ille tanistir beni diyordu. bulustuk biz uclu olarak. ayse baya baya flort etti. yuksek sesle simarik simarik gulmeler. dokunmalar. kirk yillik arkadasi sanki. erkek arkadasim da pas vermiyordu (guya). hatta bu kiz sana uygun biri degil dedi sonradan. ben konuyu kapadim o oyle cok disadonuk falan dedim.
sonra ayseye ne bicim davrandin falan dedim. ne sacmaliyosun diye yukseldi bana. yok arkadasim olarak isinmis erkek arkadasima, mutlu olmaliymisim ben falan...
sonra benimki ayseyr sosyal medyadan mesaj atiyor. ayse gosterdi bana. ayseyi suclamiyorum ama onun o ilgi arsizligi bir bakima sebep oldu. bunlari soyledigimde de kac senelik arkadasini siliyo musun . iliski mi yasadik, mesajlari sana gosterdim hemen de engelledim diyor. ben senin gozunu actim diyor. bu durum icin ne diyorsunuz. iliskimi bitirdim zaten de ayse icin ne diyorsunuz? icten ice onu da sucluyorum cunku.
*mesajlasmayi ayse baslatmamis ama konusmus. bana da demesi senin icin gercek yuzunu gor diye konusturdum onu diyor. bence klasik begendigi birinin onu begenmesini istedi sonra da is tamamlandi engelledi. evet gercek yuzunu gormus oldum ama ayseye de sinirliyim iste
ya da mesela evli bi insanla asla iliskiye girmez ama daha once kac tane evli adami kendine asik etti. adamlar ilgisini belli ettigi an izini kaybettirir. misyon tamamlandi gibi bi sey.. niye ugrasiyorsun boyle seylerle diyorum begenilmek hosuma gidiyor diyor.
simdi bu takintisi beni etkiledi. birkac aydir biri vardi hayatimda. ayse hep nerden buldun bunu falan diyordu begendi yani. ille tanistir beni diyordu. bulustuk biz uclu olarak. ayse baya baya flort etti. yuksek sesle simarik simarik gulmeler. dokunmalar. kirk yillik arkadasi sanki. erkek arkadasim da pas vermiyordu (guya). hatta bu kiz sana uygun biri degil dedi sonradan. ben konuyu kapadim o oyle cok disadonuk falan dedim.
sonra ayseye ne bicim davrandin falan dedim. ne sacmaliyosun diye yukseldi bana. yok arkadasim olarak isinmis erkek arkadasima, mutlu olmaliymisim ben falan...
sonra benimki ayseyr sosyal medyadan mesaj atiyor. ayse gosterdi bana. ayseyi suclamiyorum ama onun o ilgi arsizligi bir bakima sebep oldu. bunlari soyledigimde de kac senelik arkadasini siliyo musun . iliski mi yasadik, mesajlari sana gosterdim hemen de engelledim diyor. ben senin gozunu actim diyor. bu durum icin ne diyorsunuz. iliskimi bitirdim zaten de ayse icin ne diyorsunuz? icten ice onu da sucluyorum cunku.
*mesajlasmayi ayse baslatmamis ama konusmus. bana da demesi senin icin gercek yuzunu gor diye konusturdum onu diyor. bence klasik begendigi birinin onu begenmesini istedi sonra da is tamamlandi engelledi. evet gercek yuzunu gormus oldum ama ayseye de sinirliyim iste
Bir erkek olarak hem şahit olduklarım hem de duyduklarım kadınlara olan güvenimi çok sarstı ama bu güvensizlikten kurtulmak istiyorum, gerçekten bu işler böyle mi, evli olup; çocuklusu çocuksuzu, genci orta yaşlısı ve hiç beklenmedik kişiler; herkes bu işe meyilli mi bu kadar? (flörtü de aldatmaya dahil ediyorum)
bunu kadınlar özelinde sormama tepki göstermeyin isterim, zira bu bir yardım çağrısı gibi, bu düşünceden kurtulmak istiyorum. eşine sadık kadınlar var mı? yoksa uygun koşullar oluşunca çoğu bu hataya düşer mi? kadınlar bağlamında cevap verirseniz çok sevinirim.
bunu kadınlar özelinde sormama tepki göstermeyin isterim, zira bu bir yardım çağrısı gibi, bu düşünceden kurtulmak istiyorum. eşine sadık kadınlar var mı? yoksa uygun koşullar oluşunca çoğu bu hataya düşer mi? kadınlar bağlamında cevap verirseniz çok sevinirim.
sb. sadece evliler lütfen.
edit: erkeğim.
edit: erkeğim.
Şimdi bi kız var. Bununla geçen sene tanıştık ve giderek samimi olduk. Aramızda aşk meşk yok sadece arkadaşız. Biz bununla yaz boyu sabahlara kadar mesajlaştık. Geceleri işten çıkar ilk iş bana mesaj atardı. Hiç bişey olmasa instadan komik bişeyler atardı.
Ben bu samimiyet ve devamlılığa kanarak, bir çok özel şeyimi anlattım üzüldüğüm kızdığım şeyler vs. Normalde kimseye anlatmam yani.
Gerçekten her gün görüştüğüm bir arkadaşım var gibi geliyordu.
Memleketinden döndüğünde ise o mesajlaşmalar azaldı. Artık video filan da atmıyor. Ayda bir denk gelirse görüşüyoruz hepsi bu. Bunu sorduğumda net bişey demedi zaten net bi insan değil pek. Ben böyle biriyim biraz soğuk davranabiliyorum filan diyor hep.
Son durumda o eski mesajlar filan yok. Bir iş sebebiyle haftada bir görüşüyoruz yalandan merhaba nasılsın filan. Eski samimiyet bitti. Ama ben çok özlüyorum o samimiyeti. Sanki sürekli yanımda bana destek olan biri gibiydi şu an kimsesiz kaldım gibi geliyor.
Sevgili durumları yok. Hoşlandığı biri yok. Hatta insanların bir çoğunu sevmiyor yani benim yerime koymak isteyebileceği biri yok.
Neden böyle bir davranış değişimi olmuş olabilir?
Ben onu nasıl tamamen hayatımdan çıkarabilirim?
Ben bu samimiyet ve devamlılığa kanarak, bir çok özel şeyimi anlattım üzüldüğüm kızdığım şeyler vs. Normalde kimseye anlatmam yani.
Gerçekten her gün görüştüğüm bir arkadaşım var gibi geliyordu.
Memleketinden döndüğünde ise o mesajlaşmalar azaldı. Artık video filan da atmıyor. Ayda bir denk gelirse görüşüyoruz hepsi bu. Bunu sorduğumda net bişey demedi zaten net bi insan değil pek. Ben böyle biriyim biraz soğuk davranabiliyorum filan diyor hep.
Son durumda o eski mesajlar filan yok. Bir iş sebebiyle haftada bir görüşüyoruz yalandan merhaba nasılsın filan. Eski samimiyet bitti. Ama ben çok özlüyorum o samimiyeti. Sanki sürekli yanımda bana destek olan biri gibiydi şu an kimsesiz kaldım gibi geliyor.
Sevgili durumları yok. Hoşlandığı biri yok. Hatta insanların bir çoğunu sevmiyor yani benim yerime koymak isteyebileceği biri yok.
Neden böyle bir davranış değişimi olmuş olabilir?
Ben onu nasıl tamamen hayatımdan çıkarabilirim?
Narsist sevgilimle geçen şubat ayında ayrıldık. Yaklaşık 1,5 yıllık ciddiye gitmeye başlayan bir ilişkiydi. Ben kendimi toplayamıyorum. Onun bana dediklerini, bana hissettirdiklerini unutamıyorum :( Sanki tüm erkekler aynı çıkacakmış gibi geliyor. Evlilik zaten uzak benim için de. Hayatıma birini bile alamıyorum. Bu süreç normal mi? 28 yaşındayım. Her erkeğin onun gibi olacağı hissini nasıl atabilirim?
sb?
Eşinizin, sevgilinizin karşı cinsle olan iletişimi nasıl ve ne kadar olmalı sizce?
Mesela Nereden sonrası sizi rahatsız eder? (Örneğin; mesajlaşmalarda karşı cinse formal değil de samimi konuşması, smiley vb. kullanması sizce okey midir?)
Mesela Nereden sonrası sizi rahatsız eder? (Örneğin; mesajlaşmalarda karşı cinse formal değil de samimi konuşması, smiley vb. kullanması sizce okey midir?)
Arkadaşlar derdini s.. diyeceksiniz ama kafaya takıyorum bir kız var çok güzel arada sık sık yani selfie olarak hikaye atıyor ben de beğeni atıyorum genelde ama düşünüyorum diyebilirim bu da sapık mı ya da ne ayak her postuma beğeni atıyor ya diye rahatsız olacak diye endişelendim korkuyorum. acaba yanlış mı yapıyorum ama kız çok güzel kafayı yiyecek gibi oluyorum bazen böyle güzel olunur mu diye de. ilginç üzülüyorum bazı insanlar bunlarla sevgili oluyor.
soru başlıktaki gibi. özellikle hemcinsim erkeklere soruyorum. severek evlenildiğinde...
Selamlar,
Beraber işe başladığım ve 1 yıldır birlikte çalıştığım arkadaşım bugün bana açıldı. Çok sevdiğim birisi, hem kibar hem düşünceli. Ama işte ben ona o gözle bakmıyorum, çekim hissetmiyorum:( Ayrıca 7 yaş büyük benden ve bazen konuşurken araya kuşak giriyor sanki.
Ona sinyal verecek hareketler yaptığımı düşünmüyorum, hatta bro diye hitap ederim. Bunları göre göre arkadaşlığımızın içine edip bu yola girdi. Küçük bir iş yerindeyiz sürekli beraber çalışıyoruz, 4 kişilik arkadaş grubumuz içinde güzelce geçinip gidiyorduk. Şimdi bu durumu bozduğu için aşırı sinirliyim ama bir taraftan da onu üzmeden bu işi nasıl hallederim diye düşünüyorum. Fena afalladım cevap da veremedim, sonra konuşalım sakin kafayla diyebildim sadece. Çok da yersiz bir zamanda söyledi zaten. Ne yapıcam ben ya kafam allak bullak. Nasıl eskisi gibi olabiliriz ki? Hoşlanmadığımı bile bile söyleyip belki bir aklıma düşer de şans veririm diye mi düşünüyor sizce?
Benim en çok üzüldüğüm şey benden net bir karşılık görmeden arkadaşlımıza gölge düşürmesi. Aslında gelecek cevapları tahmin ediyorum ama yine de derleşmek için yazmak istedim. Ne yapmalıyım bir yol gösterin nolur:(
Beraber işe başladığım ve 1 yıldır birlikte çalıştığım arkadaşım bugün bana açıldı. Çok sevdiğim birisi, hem kibar hem düşünceli. Ama işte ben ona o gözle bakmıyorum, çekim hissetmiyorum:( Ayrıca 7 yaş büyük benden ve bazen konuşurken araya kuşak giriyor sanki.
Ona sinyal verecek hareketler yaptığımı düşünmüyorum, hatta bro diye hitap ederim. Bunları göre göre arkadaşlığımızın içine edip bu yola girdi. Küçük bir iş yerindeyiz sürekli beraber çalışıyoruz, 4 kişilik arkadaş grubumuz içinde güzelce geçinip gidiyorduk. Şimdi bu durumu bozduğu için aşırı sinirliyim ama bir taraftan da onu üzmeden bu işi nasıl hallederim diye düşünüyorum. Fena afalladım cevap da veremedim, sonra konuşalım sakin kafayla diyebildim sadece. Çok da yersiz bir zamanda söyledi zaten. Ne yapıcam ben ya kafam allak bullak. Nasıl eskisi gibi olabiliriz ki? Hoşlanmadığımı bile bile söyleyip belki bir aklıma düşer de şans veririm diye mi düşünüyor sizce?
Benim en çok üzüldüğüm şey benden net bir karşılık görmeden arkadaşlımıza gölge düşürmesi. Aslında gelecek cevapları tahmin ediyorum ama yine de derleşmek için yazmak istedim. Ne yapmalıyım bir yol gösterin nolur:(
yürütülebilir bir ilişki mi sizce?
Arkadaşlar bu soruya ben yapmazdım ben yapardim şu kadar yaş farkına kadar varım şu farktan sonra yokum gibi cevaplar değil de gerçek ve tek cevap verir misiniz sebebi de lazım.
5 10 20 30 yaş farkı kaç olursa olsun bu bir iliskide önemli midir?
5 10 20 30 yaş farkı kaç olursa olsun bu bir iliskide önemli midir?