zamanında akşam gazetesi hyundai marka bi' televizyon vermişti, tek kanal üzerinden sadece ch arasında dönen tuhaf bi' teknolojisi var.
onu mutfağa koyalım diyorum ama televizyonun arkasında sadece anten girişi var, başka giriş yok.
bu internet tv filan bağlanamaz değil mi onlara ?
onu mutfağa koyalım diyorum ama televizyonun arkasında sadece anten girişi var, başka giriş yok.
bu internet tv filan bağlanamaz değil mi onlara ?
Geçenlerde Selena izliyorum; Selena bi' kitabı okumak zorunda kaldı ve hızlı okuma yöntemiyle okudu, kızım sen selenasın ütopik güçlerin var dağları ikiye bölüp oradan buradan ışınlar çıkartıyor gözlerinle röntgenler çekiyorsun. Kitabı hızlı okuma yöntemiyle okumak nedir diye 7 yaşındaki yeğenimle birlikte güldük, eğlendik. (çocuk tüm dediklerimi anlamamış olabilir)
Bu selena'da bi' nevi üstün varlık sonuçta. Ne bilim superman gibi hades gibi.
Biz de gücü herşeye muktedir bir tanrı inancıyla yaşıyoruz aşağı yukarı dünyada; tanrıyı ebedidir, ezelidir gibi gibi sıfatlara sarıyoruz.
Sanat-Sanatçı ilişkileri kuruyor bazı arkadaşlarımız.
Peki mesela, ilmen bizden daha ileride ve daha aksiyon dolu birisi ya da bir ırk insanlığı var etmiş olamaz mı ? Yani bu ruh ve Can dedikleri şey neyse onun olayını çözmüş ve bir şekilde gezegenler sistemini kurmuş bizden biraz büyük bir varlık. Ebedi, ezeli olmayan.
Keza bakıldığında günümüzde dünya dinamik ve mekanik bir şekilde ilerliyor gelişiyor/ya da düşüyor gibi görünüyor.
Misal sistemi başta kurulmuş ve kendine has düzen ve kanunlarıyla ilerleyen bir yapı; Ultima Online oyunu gibi.
Sizler simülasyon dedikçe ben çok üzülüyorum ama, Cennet/Cehennem kavramında da çok üzülüyorum.
Bu selena'da bi' nevi üstün varlık sonuçta. Ne bilim superman gibi hades gibi.
Biz de gücü herşeye muktedir bir tanrı inancıyla yaşıyoruz aşağı yukarı dünyada; tanrıyı ebedidir, ezelidir gibi gibi sıfatlara sarıyoruz.
Sanat-Sanatçı ilişkileri kuruyor bazı arkadaşlarımız.
Peki mesela, ilmen bizden daha ileride ve daha aksiyon dolu birisi ya da bir ırk insanlığı var etmiş olamaz mı ? Yani bu ruh ve Can dedikleri şey neyse onun olayını çözmüş ve bir şekilde gezegenler sistemini kurmuş bizden biraz büyük bir varlık. Ebedi, ezeli olmayan.
Keza bakıldığında günümüzde dünya dinamik ve mekanik bir şekilde ilerliyor gelişiyor/ya da düşüyor gibi görünüyor.
Misal sistemi başta kurulmuş ve kendine has düzen ve kanunlarıyla ilerleyen bir yapı; Ultima Online oyunu gibi.
Sizler simülasyon dedikçe ben çok üzülüyorum ama, Cennet/Cehennem kavramında da çok üzülüyorum.
Aslında sorum daha çok kadınlara, youtube'da denk geldim bi' instagram fenomeni varmış(benim instagram hesabım yok) sabah sporu yaptırıyor sanırım ekranlardan da, kadınların yuvarlak kalçaya sahip olmak istemesi filan gibi birşeyler söyledi, orada aklıma takıldı.
Kadınlar için soruyorum, neden yuvarlak ve dışa çıkık bir kalçaya sahip olmak ister ki bi' kadın ?
Kadınlar için soruyorum, neden yuvarlak ve dışa çıkık bir kalçaya sahip olmak ister ki bi' kadın ?
Aklıma takıldı, şu genden ya da şu hormondan dolayı diye bi' bilgi var mı ?
Bir de kadınlar erkeklere göre daha güçsüz, daha kısalar. Bunu geneli kabul ediyor, fakat erkekler kadınlardan daha zeki denildiğinde neden kabul görmüyor, hedef kitlesi yüzünden mi ? yoksa zekanın ölçülebilirliği yüzünden mi?
Bir de kadınlar erkeklere göre daha güçsüz, daha kısalar. Bunu geneli kabul ediyor, fakat erkekler kadınlardan daha zeki denildiğinde neden kabul görmüyor, hedef kitlesi yüzünden mi ? yoksa zekanın ölçülebilirliği yüzünden mi?
Öncelikle 1 kaç basit seviye sorum olacak, ardından da öneri yorum v.s
1.si; benim sağa sola çok elim ayağım takılır, mıknatıslı şarj olayını kaldırmışlar mı ? (mıknatıslı olması şahane birşeydi)
2.si; iPhone x v.s derken ekran köşesini kaldırıyorlar artık git gide, bunu bilgisayar için de yaparlar mı bekleyelim mi biraz daha
Şimdi de bilgisayarı ne için kullandığım;
Öncelikle, benim için aslolan şey mobil'lik; yani, bilgisayarda olan herhangi bir aksiyonu telefondan da ulaşabilmeli kullanabilmeliyim. Apple bu iş için uygun gibi görünüyor(eski patronum, bu şekilde bilgisayar-telefon-saat kullanıyordu çok kolaylık sağlıyordu bu işler için)
Diğer konu ise, iş geliştirme üzerine akış diyagramları v.s çizen ve görsel yönlerine önem veren problemli bir insanım sanırım (mesela excel tablosunda benim için ilk 30 dakika hatta fazlası acaba, nasıl bir tablo oluştursam, renklerini ne yapsam, yazı biçimi ne olsa diye geçiyor, zaten devamında bunlara karar verince bilmediğim komut çıkana kadar kesintisiz sürdürebiliyorum) bunu sorduğumda da macOS uygulamaları daha görsel daha iyi demişlerdi ama bu konuda birşey bilmiyorum.
Bilgisayarda genel olarak internet, oyun(dota2 cs:go-zula tarzı oyunlar) ile film müzik ve office(bunu yukarıda anlattım) aksiyonuna giriyorum, mesela telefonda izlediğim bir videoyu tek tuşla bilgisayar ekranında açabileceksem ya da tam tersi olacaksa veya 3. parti bir medya oynatıcısı şak diye oynatacaksa bu benim için büyük bir avantaj. (samsung telefonlar arasında da group play vardı mesela onun gibi olsa)
Ve bunlarla birlikte bilgisayar kullanımım, internet oyun üzerine ancak mesela .cad programlarında(spesifik olarak autodesk'inkiler) bir şey lazım olduğunda bilgisayar donmamalı, hızlı refleks verebilmeli. Zaten kendi bilgisayarımdan bu işlere koşturuyorsam acil ve önemli bir durum var demek oluyor bu ve böyle durumlarda bilgisayar abukluk çıkarttığında kaldırıp duvara vurasım geliyor(zengin olunca yapılacaklar listemde var bu). Yani office ve .cad programlarıyla, yukarıda bahsini ettiğim oyunlarda bana problem çıkartmamalı.
Kafa karıştıran yerlere geliyoruz:
1- fiyat/performans. Öncelikle daha önce uzun yıllar mac kullandım ve os'u çok sevdim. yine kişisel bilgisayar alsam hep yine apple alırım diyorum/diyordum ancak henüz hanıma da jeep aldım hafta sonları onu kullanıyorum rahatlığına erişemediğim için, malesef bilgisayarımda lazım olan diğer şeyleri de yapmam gerekiyor. Bu noktada fiyat-performans için konu komşu hısım akraba - yok ya onu alma abi, onun yerine .... diye fikirlerle geliyor(hepsi de kendi bilgisayarları konusunda oluyor; şöyle anlar yaşıyoruz youtu.be)
2- macbook pro değil de macbook air ya da macbook alıp 2. bir bilgisayar alma fikri var
3-ya da macbook pro değil, macbook alıp kalan parayı da karı kızla(şaka şaka) alternatif yerlerde değerlendirmek üzere saklayabiliriz.
4-Macbook alıp note serisi kullanmak nasıl bir fikir olabilir bir de bu var tabi
youtu.be (macbook almamak için 5 neden shiftdelete.net videosu)
Ve çok da önem vermediğim konular;
Bunların dışında erp mi ne diyorlar, o tür programlar kullanabiliyorum, statik analiz programları lazım olabiliyor v.s ama ben bu tür şeylerin olmamasına razıyım. İş yönetimi ve akış diyagramı programları ile standart office'in alengirli renk ve yazı tipiyle autodesk ıvır zıvırı aradığım şeyler, bunlarda ve oyunlarda donmasın.
edit: 13'' olanlardan bahsediyoruz, büyük ekran taşımayı sevmiyorum 13'' iyi.
1.si; benim sağa sola çok elim ayağım takılır, mıknatıslı şarj olayını kaldırmışlar mı ? (mıknatıslı olması şahane birşeydi)
2.si; iPhone x v.s derken ekran köşesini kaldırıyorlar artık git gide, bunu bilgisayar için de yaparlar mı bekleyelim mi biraz daha
Şimdi de bilgisayarı ne için kullandığım;
Öncelikle, benim için aslolan şey mobil'lik; yani, bilgisayarda olan herhangi bir aksiyonu telefondan da ulaşabilmeli kullanabilmeliyim. Apple bu iş için uygun gibi görünüyor(eski patronum, bu şekilde bilgisayar-telefon-saat kullanıyordu çok kolaylık sağlıyordu bu işler için)
Diğer konu ise, iş geliştirme üzerine akış diyagramları v.s çizen ve görsel yönlerine önem veren problemli bir insanım sanırım (mesela excel tablosunda benim için ilk 30 dakika hatta fazlası acaba, nasıl bir tablo oluştursam, renklerini ne yapsam, yazı biçimi ne olsa diye geçiyor, zaten devamında bunlara karar verince bilmediğim komut çıkana kadar kesintisiz sürdürebiliyorum) bunu sorduğumda da macOS uygulamaları daha görsel daha iyi demişlerdi ama bu konuda birşey bilmiyorum.
Bilgisayarda genel olarak internet, oyun(dota2 cs:go-zula tarzı oyunlar) ile film müzik ve office(bunu yukarıda anlattım) aksiyonuna giriyorum, mesela telefonda izlediğim bir videoyu tek tuşla bilgisayar ekranında açabileceksem ya da tam tersi olacaksa veya 3. parti bir medya oynatıcısı şak diye oynatacaksa bu benim için büyük bir avantaj. (samsung telefonlar arasında da group play vardı mesela onun gibi olsa)
Ve bunlarla birlikte bilgisayar kullanımım, internet oyun üzerine ancak mesela .cad programlarında(spesifik olarak autodesk'inkiler) bir şey lazım olduğunda bilgisayar donmamalı, hızlı refleks verebilmeli. Zaten kendi bilgisayarımdan bu işlere koşturuyorsam acil ve önemli bir durum var demek oluyor bu ve böyle durumlarda bilgisayar abukluk çıkarttığında kaldırıp duvara vurasım geliyor(zengin olunca yapılacaklar listemde var bu). Yani office ve .cad programlarıyla, yukarıda bahsini ettiğim oyunlarda bana problem çıkartmamalı.
Kafa karıştıran yerlere geliyoruz:
1- fiyat/performans. Öncelikle daha önce uzun yıllar mac kullandım ve os'u çok sevdim. yine kişisel bilgisayar alsam hep yine apple alırım diyorum/diyordum ancak henüz hanıma da jeep aldım hafta sonları onu kullanıyorum rahatlığına erişemediğim için, malesef bilgisayarımda lazım olan diğer şeyleri de yapmam gerekiyor. Bu noktada fiyat-performans için konu komşu hısım akraba - yok ya onu alma abi, onun yerine .... diye fikirlerle geliyor(hepsi de kendi bilgisayarları konusunda oluyor; şöyle anlar yaşıyoruz youtu.be)
2- macbook pro değil de macbook air ya da macbook alıp 2. bir bilgisayar alma fikri var
3-ya da macbook pro değil, macbook alıp kalan parayı da karı kızla(şaka şaka) alternatif yerlerde değerlendirmek üzere saklayabiliriz.
4-Macbook alıp note serisi kullanmak nasıl bir fikir olabilir bir de bu var tabi
youtu.be (macbook almamak için 5 neden shiftdelete.net videosu)
Ve çok da önem vermediğim konular;
Bunların dışında erp mi ne diyorlar, o tür programlar kullanabiliyorum, statik analiz programları lazım olabiliyor v.s ama ben bu tür şeylerin olmamasına razıyım. İş yönetimi ve akış diyagramı programları ile standart office'in alengirli renk ve yazı tipiyle autodesk ıvır zıvırı aradığım şeyler, bunlarda ve oyunlarda donmasın.
edit: 13'' olanlardan bahsediyoruz, büyük ekran taşımayı sevmiyorum 13'' iyi.
Tuz oranını mi iyi ayarlıyor bunlar ne yapiyor ? Icine cin tozu mu koyuyorlar whatshappened
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sözcük kök ve eklerine doğru biçimde ayrılmıştır?
Yem-le-n-mek
Birik-tir-il-mek
Ek-len-mek
Kısa-l-t-ı-l-mak
Görüş-tür-ül-mek
(cevap - d; ben a yaptım)
Yapım / Türetim ekleri, yeni sözcükler üretirken sözcük türünü değiştirebilir. Aşağıdakilerin hangisi, eylemden üretilen yeni bir ad değildir?
Seçilen Yanıt:
Yanlış koşu
Cevaplar:
sevgi
ölüm
yemek
koşu
Doğru dansçı
Aşağıdaki sözcüklerden hangisi düzlük-yuvarlaklık uyumuna örnek olarak verilemez?
Seçilen Yanıt:
Yanlış yalan
Cevaplar:
yalan
sinek
kurak
Doğru varil
görev
Yem-le-n-mek
Birik-tir-il-mek
Ek-len-mek
Kısa-l-t-ı-l-mak
Görüş-tür-ül-mek
(cevap - d; ben a yaptım)
Yapım / Türetim ekleri, yeni sözcükler üretirken sözcük türünü değiştirebilir. Aşağıdakilerin hangisi, eylemden üretilen yeni bir ad değildir?
Seçilen Yanıt:
Yanlış koşu
Cevaplar:
sevgi
ölüm
yemek
koşu
Doğru dansçı
Aşağıdaki sözcüklerden hangisi düzlük-yuvarlaklık uyumuna örnek olarak verilemez?
Seçilen Yanıt:
Yanlış yalan
Cevaplar:
yalan
sinek
kurak
Doğru varil
görev
elimizde, kılıç gibi uzayan yaprakları olan soğanlı bi' çiçek var; yaprakları uzayıp yamulduğu için kuvvet x kuvvet kolundan dolayı bi' noktada deforme olmuşlar, oradan kırılacaklar büyük ihtimalle. o noktaya destek profil koyalım diyoruz, ama bağlayamıyoruz, ille yaprağı delerek tutaracağız. delsek yaprak ölür mü ?
Yani onlarda konuşuyorlar, biz de konuşuyoruz. Onlar birşey söylese cevap verebiliyoruz, biz söyleyince onlar da cevap veriyorlar ama ben kendimi genelde ''aptala tahammülüm yok'' bağırmaları eşliğinde buluyorum.
Erkeklerde mi bi' aksiyon problemi var yoksa ben tartışma sürecinde karşımdakinden söyleneni idrak alanında çok mu şey bekliyorum ?
edit: moderatör alırken bir şiir okutup ona şair burada kime seslenmiş diye kısa bi' sınav yapılması gerekiyor.
Çünkü bu soru bir gönül işi değildir okuduğunu anlayabilecek kişilerinde farkedebileceği gibi. Zaten daha önce de belirtmiştim, gönül işi sorusu olsaydı, bunu gönül işinde açardık öyle değil mi ?
Erkeklerde mi bi' aksiyon problemi var yoksa ben tartışma sürecinde karşımdakinden söyleneni idrak alanında çok mu şey bekliyorum ?
edit: moderatör alırken bir şiir okutup ona şair burada kime seslenmiş diye kısa bi' sınav yapılması gerekiyor.
Çünkü bu soru bir gönül işi değildir okuduğunu anlayabilecek kişilerinde farkedebileceği gibi. Zaten daha önce de belirtmiştim, gönül işi sorusu olsaydı, bunu gönül işinde açardık öyle değil mi ?
Aslında ben beceremediğim için sorayım dedim. Oğuzhan Uğur'un şarkı sözlerini pozitif anlamda ilginç buluyorum.
Ortaokulun son dönemlerinde de özel ilgi alanım votkaya kayana dek, Okan Bayülgendi. izler/dinler/ hakkında ki haberleri v.s okurdum.
Tanımlayamadığım şekilde bu 2sini birbirine benzetiyorum, ama Oğuzhan Uğur kendi perspektifinde başarısız olmuşken Okan Bayülgen ne olursa olsun başarılı olmuş.
Neden olabilir ?
Ortaokulun son dönemlerinde de özel ilgi alanım votkaya kayana dek, Okan Bayülgendi. izler/dinler/ hakkında ki haberleri v.s okurdum.
Tanımlayamadığım şekilde bu 2sini birbirine benzetiyorum, ama Oğuzhan Uğur kendi perspektifinde başarısız olmuşken Okan Bayülgen ne olursa olsun başarılı olmuş.
Neden olabilir ?
Geçende farkettim dizilerdeki genel karakter şemasında ben hep senaristin sevmediği karakteri seviyorum.
-ezel de kenan birkan - cengiz
-aşk-ı memnu da firdevs hanım
-ufak tefek cinayetlerde merve
-meryemde oktay
-çukurda da vartolu (alo locistikçi yamaç beyefendi ile mi görüşüyorum)
Dedim acaba bu konuda da mı yanlış düşünen benim; buna da belki iki yüzlülük değil de şerefli bir aşk diyen çıkar mı ?
Dizilerde esas oğlanı ilk görüp beğenen ve bunu beyan eden karakter ezici çoğunlukla dizinin başrol kadını olmuyor, o hep bu kadının bi yakını oluyor. Ve dillendirdiği bu sevdasında dahi, en yakın arkadaşı sırf daha dominant diye onların mutluluğu için uğraşıyor da uğraşıyor. Bu bir ikiyüzlülük değil midir ?
-ezel de kenan birkan - cengiz
-aşk-ı memnu da firdevs hanım
-ufak tefek cinayetlerde merve
-meryemde oktay
-çukurda da vartolu (alo locistikçi yamaç beyefendi ile mi görüşüyorum)
Dedim acaba bu konuda da mı yanlış düşünen benim; buna da belki iki yüzlülük değil de şerefli bir aşk diyen çıkar mı ?
Dizilerde esas oğlanı ilk görüp beğenen ve bunu beyan eden karakter ezici çoğunlukla dizinin başrol kadını olmuyor, o hep bu kadının bi yakını oluyor. Ve dillendirdiği bu sevdasında dahi, en yakın arkadaşı sırf daha dominant diye onların mutluluğu için uğraşıyor da uğraşıyor. Bu bir ikiyüzlülük değil midir ?
sb
Açık adresi şuymuş; Ayrancı mahallesi Selimiye caddesi numara 23/A
Buraya, Çukarambar muhsin yazıcıoğlu caddesinden(marco paşanın oradan) toplu taşıma ile nasıl gidebilirim ?
edit: muhsin yazıcıoğlu ekledik.
Buraya, Çukarambar muhsin yazıcıoğlu caddesinden(marco paşanın oradan) toplu taşıma ile nasıl gidebilirim ?
edit: muhsin yazıcıoğlu ekledik.
Samimiyet sorusu is (burada hangi tensi kullanacağız ? herneyse soru bu değil zaten)
Dr. Gregory House gerçekten yaşayan bir karakter olsa ve onunla aynı hastahaneyi(ya da kendi sektörünüz herneyse işte o sektörde aynı iş yerini) paylaşmaktan memnun olur muydunuz ? Yoksa onun bu aksiyonuna gıcık olur, onu sevmez ve yaftalara mı boğardınız.
Kırılmaca saklamaca filan yok, biz bizeyiz şurada.
Dr. Gregory House gerçekten yaşayan bir karakter olsa ve onunla aynı hastahaneyi(ya da kendi sektörünüz herneyse işte o sektörde aynı iş yerini) paylaşmaktan memnun olur muydunuz ? Yoksa onun bu aksiyonuna gıcık olur, onu sevmez ve yaftalara mı boğardınız.
Kırılmaca saklamaca filan yok, biz bizeyiz şurada.
Koru metrosunda söğütözünde mi inmek daha yakındır yoksa milli kütüphanede mi ?
Aranılan faktörler şunlar;
kaza olmadan sanayi yüzü göstermeyecek
yokuşta geriye kaçırmayacak
mümkünse park kamerası olacak
düşündüm de aranan özellikler sanırım bu kadar .
otomatik vites olsa iyi olur tabi ama elzem de değil. sonuçta ehliyeti düz vitesde almışlar zamanında.
kaza olmadan sanayi yüzü göstermeyecek
yokuşta geriye kaçırmayacak
mümkünse park kamerası olacak
düşündüm de aranan özellikler sanırım bu kadar .
otomatik vites olsa iyi olur tabi ama elzem de değil. sonuçta ehliyeti düz vitesde almışlar zamanında.
O hap sizi ne kadar uyutuyor ? Mesela kısa süre sonra gitmeniz gereken bi' toplantı var ama uyuyamıyorsunuz hapı çaksanız ?
2. sorum da dinç mi uyanıyorsunuz alık mı ?
Yani yorgun uyanma ya da uyanamama durumları neye göre değişiyor ?
2. sorum da dinç mi uyanıyorsunuz alık mı ?
Yani yorgun uyanma ya da uyanamama durumları neye göre değişiyor ?
3! + 4! + ... +23! -(0! + 1! + 2! + ... + 49!) işleminin sonucu olan sayının birler basamağındaki rakam kaçtır ?
41! + 40! sayısı 12'lik sayma düzeninde yazılırsa sondan kaç basamağı 0 olur ?
[( 23! + 10!) : 10!) - 1 sayısının sondan kaç basamağı 0'dır ?
Sadece cevapları değil de çözüm yollarını ve elinizden geliyorsa mantığını da paylaşırsanız pek makbule geçer.
Cevapları var elimizde buna benzer diğer soruları da çözdük ama bunlarda yanıldık ve nasıl olduğunu da tam kavrayamadık.
Edit: Bonus Soru; sayılar:
A ve B rakamlarıyla yazılabilecek bütün 2 basamaklı doğal sayıların toplamı 308 ise A+B kaçtır ?
41! + 40! sayısı 12'lik sayma düzeninde yazılırsa sondan kaç basamağı 0 olur ?
[( 23! + 10!) : 10!) - 1 sayısının sondan kaç basamağı 0'dır ?
Sadece cevapları değil de çözüm yollarını ve elinizden geliyorsa mantığını da paylaşırsanız pek makbule geçer.
Cevapları var elimizde buna benzer diğer soruları da çözdük ama bunlarda yanıldık ve nasıl olduğunu da tam kavrayamadık.
Edit: Bonus Soru; sayılar:
A ve B rakamlarıyla yazılabilecek bütün 2 basamaklı doğal sayıların toplamı 308 ise A+B kaçtır ?
Şarkı mesela; beğendiğim bir şarkıyı ezberleyene kadar müptelası oluyorum, ezberlediğim an adamın sesi ne kötüymüş filan diyorum.
Aynı şey diğer objelerde de geçerli.
sistemi mi bozmuşum ne olmuş ?
Aynı şey diğer objelerde de geçerli.
sistemi mi bozmuşum ne olmuş ?
sb
sb
olur mu ? süt sürekli taşıyor, süt bardağının altına kağıt havlu sersem bolcana herhangi bi' aksiyon olur mu ?
Ve ingilizce altyazısını da ile indirebileceğim link var mı ?
Diyette ara öğün olarak 1 meyve, ya da 100 gr yoğurt yememiz öğütlenir, ramazanda ise yumurta tok tutar derler. o zaman ara öğün neden haşlanmış yumurta olamıyor ?
bi' kardeşimiz sordu, hesap makinesiyle çözülüyor diye anımsıyorum ama hangi tablodan çözüldüğünü anımsamıyorum.
bunu nasıl çözüyorduk aranızda anımsayan var mı ? ya da ben mi yanlış hatırlıyorum makine çözmüyor muydu(neredeyse emin gibiyim makinenin çözdüğüne ama)
bunu nasıl çözüyorduk aranızda anımsayan var mı ? ya da ben mi yanlış hatırlıyorum makine çözmüyor muydu(neredeyse emin gibiyim makinenin çözdüğüne ama)
Yani hem kalemin kendisi güzel olacak hem de yazısının rengi; misal; Schneider One business serisinin yeşili gibi.
Mesela bu serinin yeşili güzel ama kırmızısı çok çirkin.
Mobildekiler için link : tekinergroup.com
Bonus Soru: Matekmatik 1' de Sayfa sayısı bulma tarzı soruları nasıl çözülüyor; misal:
- Bir kitabın sayfaları 1'den başlanarak numaralandırıldığında 21 tane 9 rakamı kullanıldığına göre kitap en fazla kaç sayfa olabilir ?
ya da
- 1'den 124'e kadar olan sayılar yanyana yazılarak 264 basamaklı bir x sayısı oluşturuluyor, buna göre x'in soldan 193. rakamı kaçtır.
sorularının çeşitleri.
edit: matematik sorularını çözdüm.
Mesela bu serinin yeşili güzel ama kırmızısı çok çirkin.
Mobildekiler için link : tekinergroup.com

Bonus Soru: Matekmatik 1' de Sayfa sayısı bulma tarzı soruları nasıl çözülüyor; misal:
- Bir kitabın sayfaları 1'den başlanarak numaralandırıldığında 21 tane 9 rakamı kullanıldığına göre kitap en fazla kaç sayfa olabilir ?
ya da
- 1'den 124'e kadar olan sayılar yanyana yazılarak 264 basamaklı bir x sayısı oluşturuluyor, buna göre x'in soldan 193. rakamı kaçtır.
sorularının çeşitleri.
edit: matematik sorularını çözdüm.
sb ?
Özellikle 1 tanesini arıyorum da youtube'da bulamadım, şu değil;
youtu.be
edit: Bu değil, bunlar değil. Bunlar sıradan, bunlar değil, beni anlamıyorsunuz, bu değil, bu hiç değil daha farklı daha güzel birşey istiyorum. Bunların hiçbiri değil.
youtu.be
edit: Bu değil, bunlar değil. Bunlar sıradan, bunlar değil, beni anlamıyorsunuz, bu değil, bu hiç değil daha farklı daha güzel birşey istiyorum. Bunların hiçbiri değil.
Kitap okurken altını çizen, kendince kıymetli gördüğü yerleri kaydeden insanlar vardır ya, hah işte onların bu notlarını paylaştığı blog, v.s gibi site isimlerinden bildiğiniz varsa paylaşır mısınız ?
Polisiye film ve dizilerde katili ilk 15 dakikada bulma gibi fizikötesi bir gücüm var, bunda da haa katil şu diyip sezonu kapatacaktım ama henüz maktulü bile bulamadım. kim ölüyor en başta, ıssız acun ?
sabaha nazır editi: bu arada dizinin en iyi sahnesini de şuraya bırakıyorum; youtu.be en çok da o kaşıkla un serpiştirdiği kısmı sevdim.
edit düzeltmesi: o kaşıkla serpiştirdiği şey un değil, şekermiş. Şu yemek olaylarını da bi' türlü kavrayamadım gitti.
sabaha nazır editi: bu arada dizinin en iyi sahnesini de şuraya bırakıyorum; youtu.be en çok da o kaşıkla un serpiştirdiği kısmı sevdim.
edit düzeltmesi: o kaşıkla serpiştirdiği şey un değil, şekermiş. Şu yemek olaylarını da bi' türlü kavrayamadım gitti.
1. Torbada 2 sari 3 kirmizi top var
2. Torbada 3 sari 4 kirmizi top var.
Torbalarin birinden 1 tane top cekiliyor ve top kirmizi oldugu biliniyor, bu durumda 1. Torbadan cekilmis olma ihtimali nedir
2. Torbada 3 sari 4 kirmizi top var.
Torbalarin birinden 1 tane top cekiliyor ve top kirmizi oldugu biliniyor, bu durumda 1. Torbadan cekilmis olma ihtimali nedir
Artık geçmişte nasıl bir fakirlik çektiysem ''yok yaa reklamdır bu'' noktasına geldim.
Geçenlerde sorduğum bir soruya bi' internet sayfası cevabı gelmişti Allah için güzel de ürünleri var fakat fiyatlarına anlam vermekte zorlandım. Şeyine de baktım acaba ağacımı özel yahut kullanılan malzeme mi aksiyonlu işçiliği mi zor, ürün tasarım ürün mü diye ama bütün sorularımın cevabını kendi kendime ''yoo'' diye verdim ki, normalde bu tür ünlemleri kullanmam.
Ve o alttaki üründen biz öğrenci evinde kalırken içki içmeyi çok seven üst komşumuzda vardı, içkilerini dizmişti ama ben yemin etsem başım ağrımaz o abimiz asla bu parayı vermemiştir. Vermezde. bunları bu fiyatlara alan güzel insanlar var mı yoksa bunlar vitrin ürünleri mi ?
Geçenlerde sorduğum bir soruya bi' internet sayfası cevabı gelmişti Allah için güzel de ürünleri var fakat fiyatlarına anlam vermekte zorlandım. Şeyine de baktım acaba ağacımı özel yahut kullanılan malzeme mi aksiyonlu işçiliği mi zor, ürün tasarım ürün mü diye ama bütün sorularımın cevabını kendi kendime ''yoo'' diye verdim ki, normalde bu tür ünlemleri kullanmam.
Ve o alttaki üründen biz öğrenci evinde kalırken içki içmeyi çok seven üst komşumuzda vardı, içkilerini dizmişti ama ben yemin etsem başım ağrımaz o abimiz asla bu parayı vermemiştir. Vermezde. bunları bu fiyatlara alan güzel insanlar var mı yoksa bunlar vitrin ürünleri mi ?
İnsanların çalışmak ya da dinlenmek için gelecekleri; tıkış tıkış bir oturma düzeni bulunmayan, çizgilerle belirtilmese de herkesin kendisine has alanının iç mimari ile oluşturulduğu güzel bir kütüphane-ofis cafe konsepti için; playlistler oluşturuyoruz. Hadi.
Mekan kafanızda daha da iyi canlansın diye; resimdeki gibi çalışma ortamlarının oluşturulacağı, ve ayrıca etrafı kapatılmadan büyük yek ağaçtan toplantı masalarının da var olduğu ve serpiştirilmiş şekilde yine geniş, rahat koltukların olacağı duvarlarında müstehcen tabloların bulunduğu tabiri caizse içinde tasarım defterler, güzel kalemler, bardaklar v.s'nin bulunacağı biraz samimi biraz kasvetli. Can Manay'ın ilk evi gibi.
Yani, bardağın içindekini değil de o ambiyansı satacak mekan. Öyle 2-3 cakcak kızın gelip dedikodu yapamayacağı, gürültünün olmadığı bir yer. toplantısını yapan da edebiyle yapsın ! değil mi
Şimdi böyle bir yer için şarkı seçiyoruz. Biraz iç açıcı olabilir, biraz klasik olabilir, biraz fransızca olabilir. İşte bu şarkılardan lazım.
Ben şunlarla başladım ve orada da kaldım; bu olur şu olmaz filan da diyebilirsiniz.
youtu.be Notre Dame de Paris - Belle
youtu.be Mazde - Pitch Black (feat. LissA)
youtu.be Emre Altuğ - Adını Söylerdim
youtu.be Amelie Veille - Mon coeur pour te garder
youtu.be Les Yeux D'la Tête - Muzika !
youtu.be Ahmet Aslan & Cem Adrian - Sarı Gelin
youtu.be Hayley Sanderson i'm Yours
Lan benim bildiğim en alengirli mekan starbucks(onun da nasıl yazıldığını bilmiyorum) gerisini varın siz düşünün.
Mekan kafanızda daha da iyi canlansın diye; resimdeki gibi çalışma ortamlarının oluşturulacağı, ve ayrıca etrafı kapatılmadan büyük yek ağaçtan toplantı masalarının da var olduğu ve serpiştirilmiş şekilde yine geniş, rahat koltukların olacağı duvarlarında müstehcen tabloların bulunduğu tabiri caizse içinde tasarım defterler, güzel kalemler, bardaklar v.s'nin bulunacağı biraz samimi biraz kasvetli. Can Manay'ın ilk evi gibi.
Yani, bardağın içindekini değil de o ambiyansı satacak mekan. Öyle 2-3 cakcak kızın gelip dedikodu yapamayacağı, gürültünün olmadığı bir yer. toplantısını yapan da edebiyle yapsın ! değil mi
Şimdi böyle bir yer için şarkı seçiyoruz. Biraz iç açıcı olabilir, biraz klasik olabilir, biraz fransızca olabilir. İşte bu şarkılardan lazım.
Ben şunlarla başladım ve orada da kaldım; bu olur şu olmaz filan da diyebilirsiniz.
youtu.be Notre Dame de Paris - Belle
youtu.be Mazde - Pitch Black (feat. LissA)
youtu.be Emre Altuğ - Adını Söylerdim
youtu.be Amelie Veille - Mon coeur pour te garder
youtu.be Les Yeux D'la Tête - Muzika !
youtu.be Ahmet Aslan & Cem Adrian - Sarı Gelin
youtu.be Hayley Sanderson i'm Yours
Lan benim bildiğim en alengirli mekan starbucks(onun da nasıl yazıldığını bilmiyorum) gerisini varın siz düşünün.
Buna siyah elektrik bandı yapıştırsak da o kısmından sürekli kıvrıldığı için bant çok tutmuyor-genişliyor. Bir de sapı değişik olduğu için uzunda bantlanamıyor. Kesip yeniden de yapılamıyor.
Daha önce 1 kez şarj aleti değiştirmek zorunda kaldım, hem fazla masraflı hem de kolay bulunmuyor bunlar. Bu kablo soyulmasına ne yapılabilir ?
edit: Unutmuşum fotoğrafları, şimdi ekledim.
Daha önce 1 kez şarj aleti değiştirmek zorunda kaldım, hem fazla masraflı hem de kolay bulunmuyor bunlar. Bu kablo soyulmasına ne yapılabilir ?
edit: Unutmuşum fotoğrafları, şimdi ekledim.
Yılların nescafe sade içicisiydim ama düzen beni de bozdu; bazılarınız anımsar arada heyecan olsun diye çekilmiş kahvelere tonla para yatırıyorum fakat bu bendeki french press bazen tüm aksiyonu kaçırıyor, vidası çıkıyor arasına kahve filan kaçıyor, tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de üstüne çirkin. ıyyyy
Geçenlerde bi' yerde görmüştüm ama nerede gördüğümü de anımsamıyorum, kendisinin cam sehpacığı olan ayaklı bi' french press vardı ondan alayım dedim ama şimdi internette bakınıyorum bulamıyorum. Şöyle şişko french presleri beğendim, bak şu güzel bundan al diyebileceğiniz bi tane var mı ? o ayaklılardan olursa da tadından yenmez.
*aradığım şeye bodrum da diyor olabilirler. tam anlamadım olayı zaten.
Geçenlerde bi' yerde görmüştüm ama nerede gördüğümü de anımsamıyorum, kendisinin cam sehpacığı olan ayaklı bi' french press vardı ondan alayım dedim ama şimdi internette bakınıyorum bulamıyorum. Şöyle şişko french presleri beğendim, bak şu güzel bundan al diyebileceğiniz bi tane var mı ? o ayaklılardan olursa da tadından yenmez.
*aradığım şeye bodrum da diyor olabilirler. tam anlamadım olayı zaten.
Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam…
dizelerinde gittiğiniz evi nasıl hayal ediyorsunuz ? Bir de anketimize katılmak isteyenler şu an kaldıkları il/ilçeyi yazarlarsa daha kontrol edilebilir bi' grup olabilir.
edit: bir de mesela temsili resim de atarlarsa tadından yenmez. anketcilik öyle yan gelip yatma yeri değildir, emek ister.
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam…
dizelerinde gittiğiniz evi nasıl hayal ediyorsunuz ? Bir de anketimize katılmak isteyenler şu an kaldıkları il/ilçeyi yazarlarsa daha kontrol edilebilir bi' grup olabilir.
edit: bir de mesela temsili resim de atarlarsa tadından yenmez. anketcilik öyle yan gelip yatma yeri değildir, emek ister.
Bunu illa birileri sıralamıştır diye düşünüyorum ama henüz bulamadım; insanın tavrını belirleyen kaç çeşit duygu durumu var;
nefret
heyecan
korku
şımarıklık v.s v.s gibi
edit: sayısal olarak değil, bunlar nelerdir olarak soruyorum.
nefret
heyecan
korku
şımarıklık v.s v.s gibi
edit: sayısal olarak değil, bunlar nelerdir olarak soruyorum.
Olay ev değil, lütfen o kısma takılmayın.
Misal adamın başı bulanık çıkmış dolaşmaya, arkadaşı şıp diye bulabiliyor. Benim başım bulanıkken beni bulabilen hiç arkadaşım yok. Ben kendim gelebiliyorum anca bi' süre sonra, gelince de işte hepsi bir ağızdan ''nerdesin oğlum sen, biz yemeği yedik'' filan diyorlar.
ya da bir başka olay; mesela filmlerde bi' arabaya biniyorlar ve gidecekleri yere kadar önemli olan o konuyu asla konuşmuyorlar hep indikleri yerde konuşuyorlar. bende olsa o kişiyi görür görmez ''şunu ne yapacağız'' filan diye soruyorum.
Sonra mesela başım sıkışsa kalkıp gidebileceğim yalnız yaşayan bir arkadaşım yok, ya ailesiyle kalıyor ya da evde eşiyle filan kalıyor. Başım sıkışsa/dertlensem yine giderim ama o yalnız arkadaşın yanına gitme hissi yine yok yani.(gerçi şimdi anımsadım, şehir değiştirirsem yalnız yaşayan arkadaşım varmış; ona da gidene kadar derdimi unuturum zaten; şöyle yol üstünde filan çat kapı gidecek bi' yalnız arkadaş yok)
Ve böyle yıllar öncesinden gelecek eski bi' süperdostum da yok. Hep dikkatimi çekmiştir, her dizide bunların en az 1 kontenjanı var; adam/kadın mesela yıllar önceden çok yakın çok samimi çok hedehödö hatta dostunu çok iyi tanıyor ve yıllar yıllar sonra çıkıp geliyor. Bende bu da hiç olamayacak, bütün eski arkadaşlarım hala arkadaşım. Arada bi' mesajlaşıp küfürleşiyoruz. whatsapp'dan çıplak kadın fotoğrafları gönderiyoruz ki bi' kısmın çoluğu çocuğu var.
Ya da mesela, çok cool bi' evim de yok benim. kanepelerin yemek masalarının duvara gömülü nişin filan olduğu bi' ev; ne bilim ortadan sarkan bi' kum torbamız ya da sağda solda devasa bi' kütüphanemiz yok. öğrenci evindeyken kum torbası almıştık çelik dübelle tavana astık, sonra vura vura düşmüştü hiç kullanışlı da olmamıştı. Ama en azından şu ek'te resimde bulunan abajurdan bari olsaymış diyorum bazen kendi kendime. bir de o evin kirası 6 aydır ödenmiyormuş, kız eve suriyelileri filan dolduruyormuş. Ama ev tertemiz. Bizim evde annem bi' müddet daha gelmese komşular belediyeyi arar bu ne pislik diye.
Bir de şey hiç başıma gelmedi; ilkokul 5. sınıftan beri belirli aralıklarla kız arkadaşım olmuştur ama iş hayatında daha hiçbirisiyle karşılaşmadım. Hatta ne iş hayatı ayrıldıktan sonra yolda rastlaştığımız bile 1 kişi oldu o da tanımamızlıktan mı geldi yoksa o o değilmiydi ondan da emin olamıyorum.
Sizin böyle çat kapı evine gidip de evde bulduğunuz arkadaşınız var mı ? bende sürekli bi' aksilik olur, ya o saate otobüs olmaz ya o kişi evde olmaz başkası açar kapıyı ya da kapı duvardır. merdivende bekliyim romantikliğine de düşemiyorum çabuk sıkılıyorum ben.Lan zaten elin herifini merdivende beklesem ne olacak. ''la geliyorsun niye aramıyon da ayazda bekliyon'' filan der. dövüşürüz.
Ya da mesela geçmişlerden gelen ve sizi çok iyi tanıyan bir arkadaşınız, mesela restorana gittiniz siz o arkadaşınız ve manitanız; o makarnaya ketçap dökmez, çayı şekersiz içer gibi özelliklerinizi hatırlayan birisi.
edit: eski dostum tankla gelmiş.
Misal adamın başı bulanık çıkmış dolaşmaya, arkadaşı şıp diye bulabiliyor. Benim başım bulanıkken beni bulabilen hiç arkadaşım yok. Ben kendim gelebiliyorum anca bi' süre sonra, gelince de işte hepsi bir ağızdan ''nerdesin oğlum sen, biz yemeği yedik'' filan diyorlar.
ya da bir başka olay; mesela filmlerde bi' arabaya biniyorlar ve gidecekleri yere kadar önemli olan o konuyu asla konuşmuyorlar hep indikleri yerde konuşuyorlar. bende olsa o kişiyi görür görmez ''şunu ne yapacağız'' filan diye soruyorum.
Sonra mesela başım sıkışsa kalkıp gidebileceğim yalnız yaşayan bir arkadaşım yok, ya ailesiyle kalıyor ya da evde eşiyle filan kalıyor. Başım sıkışsa/dertlensem yine giderim ama o yalnız arkadaşın yanına gitme hissi yine yok yani.(gerçi şimdi anımsadım, şehir değiştirirsem yalnız yaşayan arkadaşım varmış; ona da gidene kadar derdimi unuturum zaten; şöyle yol üstünde filan çat kapı gidecek bi' yalnız arkadaş yok)
Ve böyle yıllar öncesinden gelecek eski bi' süperdostum da yok. Hep dikkatimi çekmiştir, her dizide bunların en az 1 kontenjanı var; adam/kadın mesela yıllar önceden çok yakın çok samimi çok hedehödö hatta dostunu çok iyi tanıyor ve yıllar yıllar sonra çıkıp geliyor. Bende bu da hiç olamayacak, bütün eski arkadaşlarım hala arkadaşım. Arada bi' mesajlaşıp küfürleşiyoruz. whatsapp'dan çıplak kadın fotoğrafları gönderiyoruz ki bi' kısmın çoluğu çocuğu var.
Ya da mesela, çok cool bi' evim de yok benim. kanepelerin yemek masalarının duvara gömülü nişin filan olduğu bi' ev; ne bilim ortadan sarkan bi' kum torbamız ya da sağda solda devasa bi' kütüphanemiz yok. öğrenci evindeyken kum torbası almıştık çelik dübelle tavana astık, sonra vura vura düşmüştü hiç kullanışlı da olmamıştı. Ama en azından şu ek'te resimde bulunan abajurdan bari olsaymış diyorum bazen kendi kendime. bir de o evin kirası 6 aydır ödenmiyormuş, kız eve suriyelileri filan dolduruyormuş. Ama ev tertemiz. Bizim evde annem bi' müddet daha gelmese komşular belediyeyi arar bu ne pislik diye.
Bir de şey hiç başıma gelmedi; ilkokul 5. sınıftan beri belirli aralıklarla kız arkadaşım olmuştur ama iş hayatında daha hiçbirisiyle karşılaşmadım. Hatta ne iş hayatı ayrıldıktan sonra yolda rastlaştığımız bile 1 kişi oldu o da tanımamızlıktan mı geldi yoksa o o değilmiydi ondan da emin olamıyorum.
Sizin böyle çat kapı evine gidip de evde bulduğunuz arkadaşınız var mı ? bende sürekli bi' aksilik olur, ya o saate otobüs olmaz ya o kişi evde olmaz başkası açar kapıyı ya da kapı duvardır. merdivende bekliyim romantikliğine de düşemiyorum çabuk sıkılıyorum ben.Lan zaten elin herifini merdivende beklesem ne olacak. ''la geliyorsun niye aramıyon da ayazda bekliyon'' filan der. dövüşürüz.
Ya da mesela geçmişlerden gelen ve sizi çok iyi tanıyan bir arkadaşınız, mesela restorana gittiniz siz o arkadaşınız ve manitanız; o makarnaya ketçap dökmez, çayı şekersiz içer gibi özelliklerinizi hatırlayan birisi.
edit: eski dostum tankla gelmiş.
birşeyleriniz var mı ?
Az önce 132 gb'lık bir dizi klasörüne denk geldim -ki toplam harddiskim 256 gb olmasına rağmen; diziyi silemedim. Çünkü hala ara ara açıp izlediğimi farkettim. Mesela sabaha karşı uyanmışım, bir bardak kahve koymuş camımdan dışarıyı izliyorum ama güneş de daha doğamamış. arkadan açıyorum bu diziyi, o karakterlerin konuşması rahatlatıyor beni.
bir de koku, bazı kokular var sakinleştiriyor beni, rahatlatıyor. Normalde bazı insanların göstermesi gereken etkiyi gösteriyor. Çok tuhaf.
Sizin böyle bir metanız var mı ?
Az önce 132 gb'lık bir dizi klasörüne denk geldim -ki toplam harddiskim 256 gb olmasına rağmen; diziyi silemedim. Çünkü hala ara ara açıp izlediğimi farkettim. Mesela sabaha karşı uyanmışım, bir bardak kahve koymuş camımdan dışarıyı izliyorum ama güneş de daha doğamamış. arkadan açıyorum bu diziyi, o karakterlerin konuşması rahatlatıyor beni.
bir de koku, bazı kokular var sakinleştiriyor beni, rahatlatıyor. Normalde bazı insanların göstermesi gereken etkiyi gösteriyor. Çok tuhaf.
Sizin böyle bir metanız var mı ?
sb.
p.s anket yazana cm gazoz ısmarlayacakmış. limonlu
p.s anket yazana cm gazoz ısmarlayacakmış. limonlu
steam hesabı değil, sadece oyunu ?
adrenalin ihtiyacınızı karşılayacak illegal işler peşindeyiz.
Bu penguen ve oxford yayınlarının şekspir, oscar wilde, heideger frued (sonuncusu olmayabilir) gibi classic serisinin fiyatları çok yüksek olduğu için pdf halinde basıp okuyalım diyoruz. Ancak ankarayı bilmediğim için nereden ucuza çıktı alınacağını bilmiyorum.
Suça ortak olmak ister misiniz.
Bu penguen ve oxford yayınlarının şekspir, oscar wilde, heideger frued (sonuncusu olmayabilir) gibi classic serisinin fiyatları çok yüksek olduğu için pdf halinde basıp okuyalım diyoruz. Ancak ankarayı bilmediğim için nereden ucuza çıktı alınacağını bilmiyorum.
Suça ortak olmak ister misiniz.
saat 23:07'de whatsapp'ı kapatıp ilgimi çeken bir duyuruya cevap yazmaya başlamıştım. Han duvarları gibi yardırıyordum, biraz yorulunca; dedim acaba duyuruya benden başka cevap yazan olacak mı bi' yenileyeyim; duyurunun altında ki yenile tuşuna basar basmaz duyuruya birçok kişinin cevap yazdığını gördüm ve kendi cevabım kayboldu. tekrar cevapla butonuna bastığımda da cevabımın 5'te 4'ü gitmiş 1/5'İ orada duruyordu.
kod'cu arkadaşlar anlayacaklardır içinde bulunduğum hüznü. Aranızda bana gıcık olanlardan benim bilgisayarıma keyloger atmış olan varsa o yazıyı bi' tekrardan bulabilir miyiz ? gerçekten sezen aksu şarkısı dinleyesim geliyor hüzünden.
kod'cu arkadaşlar anlayacaklardır içinde bulunduğum hüznü. Aranızda bana gıcık olanlardan benim bilgisayarıma keyloger atmış olan varsa o yazıyı bi' tekrardan bulabilir miyiz ? gerçekten sezen aksu şarkısı dinleyesim geliyor hüzünden.
Selamlar, ben sonradan gurme bir insanevladı olarak şu döküm tavada ızgara tavuk yapma işini bi' türlü beceremiyorum.
Öncelikle dersime çalıştım, youtube'da bulunan çoğu videoyu izledim, ve oktay ustanın tariflerini okudum.
İşleyişi şöyle gerçekleştiriyorum; tavukları(pirzola) yağ, tuz, kekik ve pul biberle sosluyorum 0 derecede en az 2 saat kadar bekletiyorum. Ardından döküm tavayı ocağa koyup 20 dakika kadar bekledikten sonra dolaptan çıkarttığım tavuğu tavaya atıyorum fakat tavuğun yağı suyu hemen akıyor ve kekikler hızlıca yanmaya başlıyor simsiyah oluyor. tavuk pişmeden.
Bir de tavaya 1 tane bütün biber, sarımsak ve domates de koyuyorum, şöyle ızgara gibi onların bir etkisi olacağını sanmıyorum ama tam da bilemiyorum.
bu tavuk hemen pişer diyen 1 arkadaş vardı, ona da buradan çok ah ettiğimi de ayrıca anlatacağım.
Öncelikle dersime çalıştım, youtube'da bulunan çoğu videoyu izledim, ve oktay ustanın tariflerini okudum.
İşleyişi şöyle gerçekleştiriyorum; tavukları(pirzola) yağ, tuz, kekik ve pul biberle sosluyorum 0 derecede en az 2 saat kadar bekletiyorum. Ardından döküm tavayı ocağa koyup 20 dakika kadar bekledikten sonra dolaptan çıkarttığım tavuğu tavaya atıyorum fakat tavuğun yağı suyu hemen akıyor ve kekikler hızlıca yanmaya başlıyor simsiyah oluyor. tavuk pişmeden.
Bir de tavaya 1 tane bütün biber, sarımsak ve domates de koyuyorum, şöyle ızgara gibi onların bir etkisi olacağını sanmıyorum ama tam da bilemiyorum.
bu tavuk hemen pişer diyen 1 arkadaş vardı, ona da buradan çok ah ettiğimi de ayrıca anlatacağım.
Az önce parfüm sorusu sorulunca aklıma takıldı, en son 12 adet almıştım onda da arkadaşım ''lan torbaya sığmayacak kıracaksın yeter'' demişti ölücü mantığıyla paramın verdiği imkanlar ölçüsünde istifleyen birisiyim sanırım ben. Hatta donanımhaber ölücüleri başlığında küfür edilen adamları onaylayan bir yazım da mevcut. Keza hala bunun en doğal hak olduğunu düşünüyorum.
Ben kullandığım ve sevdiğim ürünleri aşırı istifliyorum, ve tükenmelerine tahammül edemiyorum. Keza birşeyin eskiyim atılacak duruma gelmesi sanırım benim alışık olduğum birşey de değil. Aklım almıyor yani. Misal; elektronik bir eşya alıyorsunuz ve bir süre o ıskartaya çıkıyor, bu bana çok ağır geliyor bu yüzden satıp para ekleyip daha optimumunu alma taraftarı oluyorum sürekli.
bu bana özel bi' manyaklık mı, yoksa sizlerde istifliyor musunuz ?.
Ben kullandığım ve sevdiğim ürünleri aşırı istifliyorum, ve tükenmelerine tahammül edemiyorum. Keza birşeyin eskiyim atılacak duruma gelmesi sanırım benim alışık olduğum birşey de değil. Aklım almıyor yani. Misal; elektronik bir eşya alıyorsunuz ve bir süre o ıskartaya çıkıyor, bu bana çok ağır geliyor bu yüzden satıp para ekleyip daha optimumunu alma taraftarı oluyorum sürekli.
bu bana özel bi' manyaklık mı, yoksa sizlerde istifliyor musunuz ?.
Boğazım ağrıyor, 300 ml ılık suya yarım limon olacak şekilde tekrarlı su içiyorum. Benim için dua edin.
Aklıma takıldı; bu modelde pazarlık başarısız olduğu için mi depresyona giriliyor ? eğer öyle değilse, depresyonun pazarlıktan önce gelmesi gerekmiyor mu bünyeye ?
Bir de; bu depresyon evresine girdikten sonra gerçek bir çıkış söz konusu mu ? Yoksa orası mastürbasyon mu
Yazarken izledim: puhutv.com
Aklıma takıldı; bu modelde pazarlık başarısız olduğu için mi depresyona giriliyor ? eğer öyle değilse, depresyonun pazarlıktan önce gelmesi gerekmiyor mu bünyeye ?
Bir de; bu depresyon evresine girdikten sonra gerçek bir çıkış söz konusu mu ? Yoksa orası mastürbasyon mu
Yazarken izledim: puhutv.com
mümkün mü ?
Geçen sene de aynısı olmuştu bu sene de sezon başlayınca programa bakıyoruz, ama uygun güzel yerlerden bilet bulmak neredeyse imkansız. Bi' aksiyon torpil morpil mi dönüyor yoksa biz sistemi bilmiyoruz da insanlar gayet adaletli bir şekilde mi dolduruyorlar
Geçen sene de aynısı olmuştu bu sene de sezon başlayınca programa bakıyoruz, ama uygun güzel yerlerden bilet bulmak neredeyse imkansız. Bi' aksiyon torpil morpil mi dönüyor yoksa biz sistemi bilmiyoruz da insanlar gayet adaletli bir şekilde mi dolduruyorlar
Şimdi bi' meyve çekirdeğini toprağa gömüyor ve besliyoruz ardından o tohum kök salıyor büyüor ve ağaç oluyor, sonra o ağacın meyveleri oluyor ve her meyve çekirdeği yine bi' tohum olabiliyor. Peki o ilk gömdüğümüz çekirdek bunlardan hangisinde
Yani, daha ucuz olması gerekliliğini şu yüzden düşünmüştüm. Taksi plaka ücretinin etkisi yok, çalışan personel etkisi yok ve yüksek kar marjı isteği yok diye zannediyorum. Neden daha pahalı taksiden ?