Ekşi Duyuru

we.tl

yazı geçiş efektlerini, animasyonları kaldırıyorum ama etki etmiyor.
ria etsem kaldırabilir misiniz? office 2013'te yapamadım bir türlü.

arayüzü/anasayfası tıpkı instagram gibi olacak ve ben o görsellere dokununca kaydedeceğim.
instasave gibi olmayacak, takip ettiğim hesapların adını yazmakla uğraştırmyacak vs.

temmuz-ağustos aylarında kesin olarak yatıyor mu, yatmıyor mu? kesin deneyimi olanlar veya doğrudan yakının başından geçenlere tanıklık edenler cevaplayabilir mi?

bu arada burs/geri ödemesiz/karşılıksız/borçlanmadan alınan paradan bahsediyorum , krediden değil.

Bugün mezuniyet törenim vardı. Yurttan edindiğim dostlarımın katılımıyla çok da mutlu oldum. Ama ne yazık ki mezun olup onlarla bir daha asla eskisi gibi aynı evde yaşayamayacağımı, bu kadar çok vakit geçiremeyeceğimi, kapitalizmin getirdiği modern kölelik yüzünden herkes kendi yolunda giderken bu dostluğu mesafeyle soğutacağını, herkesin önceliklerinin değişeceğini bilmek beni çok üzüyor an itibariyle. Hele ki edindiğim dostlukların sadece üniversite dünyasıyla sınırlı olduğunu ve onlardan başka dostumun olmadığını düşününce, çok daha yıpratıcı bir sürecin beni beklediğini biliyorum.
Nasıl geçecek bu? Ben bu samimiliği iş dünyasında ne kadar bulacağım? Yeni insanlarla tanışmaktan nefret eden biri bunları nasıl aşacak? Bu boşluk nasıl dolacak?

üçüncü sınıfta çok zor bir ders var, siz de zorlandınız bayağı ve kaldınız. bir sene sonra, son sınıfta yeniden aldınız. dersiniz çakışıyor diye bu derse de giremediniz vs.

vize, etkinlik ve final notlarınız sırasıyla: 40, 30, 35. bizim yönetmeliğe göre finalden 40 alamayınca direkt kalıyorsunuz.
bu arada sınıf ortalaması da hepsinde 70.


şimdi siz:
a) öğrenci olarak hocaya "hocam etkinlik puanımdan 5 puanı final notuma ekler misiniz? son senem zaten ve bu dersi ikinci kez alıyorum, lütfen." diye e-posta atar mıydınız?
bu arada daha bütünleme şansınız da var.

b) hoca olarak size böyle bir e-posta gelse nasıl bir tavır takınırdınız? "ulan daha bütünleme sınavları bile başlamadı, havadan puan yok sana, bütünlemeye gir, hadi naş!" mi derdiniz?

diyelim ki abc üniversitesi araştırma görevlisi ilanı verdi.
ilan için 70'er puan istiyor ales ve yds'den. özel şartlar yoksa, başvuru yapıyoruzve bekliyoruz, öyle mi? yani mülakat vs. beklemiyoruz?

twitter.com

bir de "a, b, c bölüm sorularını yapmak zorundasın", "e, f, g isteğe bağlı olan sorulardır, ister yap, ister yapma" şeklinde yönlendirirseniz şahane olur.

az önce caddeden geçen bir arabadan yabancı bir şarkı çalıyordu.
nakaratında sesi rihanna'nınkine benzeyen bir kadın zannedersem "dreamin' dreamin'" diyordu ve arka fonda halay müziğine çok benzeyen bir ezgi vardı. tek yakalayabildiğim bu. bulamaz mısınız? :(

"bu kart bilgilerini düzeltin veya farklı bir kart deneyin." şeklinde hata alıyorum.
başka web sitelerinde aynı kartımla harcama yapabiliyorum ancak bir tek itunes ve google play'de kredi kartımı kullanamıyor, hatta hiç ekleyemiyorum. size de oldu mu bu?

var mı öyle bir yöntem?
bir de cilt no'su neye göre belirleniyor?

dalga geçmeden cevap verirseniz memnun olurum.
eskiden de zayıftım, şimdi 58'imdir en fazla. ama sanki eskiye oranla penisim küçülmüş gibi hissediyorum. var mıdır böyle bir şey?

"we expected the heat to rise parallel to different heat input provided in the first 6 experiments."

demeye çalıştığım şey ise:
-beklentimiz ilk 6 deneyde farklı ısıtma güçlerine karşılık olarak sıcaklıklarda paralel bir artış sağlamaktı.

en azından yakın anlamda bu şekilde çevirdim.

notepad haricinde nasıl açabilirim?

bu bildiğimiz "etrafında insan olmama" durumundan değil de ruhen yalnızlıktan, hiçbir yere ait olamama hissinden, barış manço'nun dönence'de belirttiği gibi, siz simsiyah gecenin koynundayken uzaklarda güneşin doğmasından, raif efendi'nin maria puder'e "anlıyorum, anlıyorum... tamamen yalnızım... ama berlin'de değil... bütün dünyada yalnızım... Küçükten beri..." şeklinde izah ettiği durumdan, aileniz dışında hiç kimsenin mutlak olarak sizi sevmemesinden bahsediyorum.

nasıl geçecek bu his? bende mütemadiyyen mevcut da...

"xxx verimli olmalı ki grup da verimli olabilsin."

şimdi şu söze denk geldim ve oldukça tuhaf karşıladım:

"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."


şimdi bu ırkçılık değil mi? bunu normal bir türk söylese hemen çomarlıkla, cahillikle, ırkçılıkla suçlanacaktı. kaldı ki sözlükte bile "ırkçılık cahillikten kaynaklanıyor." gibi entry'ler de görebiliyoruz. yüzlerce, hatta binlerce kitap okumuş bir liderin bile kendi ırkını olağanüstü bir ırk olarak addetmesi böyle bir aydına göre tuhaf bir davranış değil mi?


cidden merakımdan soruyorum. neden sıradan bir vatandaşın söylediği faşizanlık olarak algılanıp yerden yere vuruluyor da bu sözü ve sahibini eleştiremiyoruz veya eleştirenleri görmüyoruz mesela?

not: ırkıyla gurur duyan "cahil" bir türk'üm.

i.imgur.com

başından beri hiç ilgimi çekmedi, "ulan bunca insan neden hayatın anlamı bunun üzerine kuruluymuş gibi davranıyor, yorumlar yapıyor?" diye defalarca sorguladım, yine de bir-iki bölüm dışında izlemedim, tam tersine breaking bad'de olduğu gibi ters tepti bende.


küreselleşme böyle olmamalıydı. bıktım yemin ediyorum, gına geldi. aşağı got, yukarı got. ne kaçırıyorum ben?


evet.

örneğin:


"it's way too bad/late", "it's way more adj."

sofradan doymuş şekilde kalkmama rağmen kendimi hep aç hissediyorum.
bir de beni görenler sürekli "sen çok zayıflamışsın." diyor. kaldı ki kemer kullanmaya gerek duymuyorum pantolon giyerken ama kemer giymeyince de en dar belli pantolonum bile düşecek gibi belimden.

hem çok yiyip hem de kilo vermem tuhaf değil mi?

erkeğim bu arada.

www.youtube.com

bunun gibi iniş-çıkışlı, sakin-coşkulu bir havası olsa çok güzel olur.

valla bilmiyorum durumu ama sizce düşük değil mi bu puan?

bizim ülkemizde neden iki aynı cinsten insan birbirini çok sevse-özellikle erkekler arasında- hemen "olum bu normal değil.", "olm sonuçta sen kız değilsin/ben kız değilim." gibi cümleler sarf ediliyor?
neden bir erkek hemcinsini çok sevemesin ki? bu dostluğun getirdiği normal bir şey değil midir? neden "seni seviyorum ali/ahmet/hüseyin" gibi masum bir cümleden tehlike sezinliyorlar?

yabancı web sitelerindeki videolarda lg g3'te şebeke olarak direkt "lte" yazıyor ama benim telefonumda 4g ibaresi var. acaba bu telefonla mı alakalı, yoksa 3g döneminde hem 3g, daha iyi çeken yerlerde ise "h" çekmesi gibi bir şey mi?

youtu.be

video ilgili yerden başlıyor.

video kendliğinden altyazılı inmiş. ne srt ne de başka bir formatta dosya var. gomplayer'da "altyazıları kapat" dediğim de altyazı gidiyor ama bu sefer de türkçe altyazıyı ekleyemiyorum. ne yapabilirim?

Mesela "milletlerüstü", "devletüstü" gibi. Buradaki "üstü" anlamını veren bir ek vardı. Neydi o?
"supra" mı? Ama aradığım ek, "hiyerarşik olarak en üst mertebe" anlamını vermemeli.

Kendi adıma konuşacak olursam, ben fazla zorlanmadım.
Açıkçası hiç bakmadım daha önceden. Bölümümün %100 İngilizce olmasına güvendim sadece. Hatta erken çıktım bitirince. Acaba bu cahil cesaretinin getirdiği rahatlık mı vardı üstümde?
Her neyse, sizinki nasıl geçti?
İnşallah memnun kalacağımız sonuçlar getirir hepimize.

biliyorum kpss'de bazı puanların hesaplanması için bu yds gerekiyor ama ne kadar etkisi oluyor ki bu puanın düşük ya da yükske olması?

eksiduyu.ru buna cevap vermediniz, bari buna verin lütfen :(


ben normalde istanbul'da oturuyorum ama üniversiteyi de x şehrinde okuyorum. sadece gy-gk sınavı için x şehrini seçmek istiyorum. alan sınavlarına istanbul'da gireceğim, mümkün mü?

uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisiyim.

ösym dili ile konuşacak olursak hangi oturumları seçeceğim?

-genel yetenek + genel kültür (bunu seçtim zaten)
-kpss alan bilimleri sabah
-kpss alan bilimleri öğleden sonra.

bölümüm için bu üçünü de seçmeli miyim?

bir de ikisini seçsem bile aynı okulda mı gireceğim?

son ikisini seçmezsem veya alan bilimlerinden sadece birini seçersem ne olur?

dün hiçbir şeyim yoktu, hapşırarak uyandım neredeyse. üst üste defalarca hapşırıyorum, burnumdan sümük değil de şeffaf sıvı akıp duruyor. grip/nezle zannedersem ama daha başlangıçtayken nasıl engelleyebilirim bunu?
ateş, sızı, ağrı filan yok. sadece hapşırık ve akıntı var.

spoiler olabilir de bir şey soracağım.

filmi öncelikle çok beğendim, bunu söyleyeyim.
bu sevilay'a çok üzülmediniz mi sizce?
bir de celal'in yaptıklarının yanına kar kalması ama sonunda "bakın ben hata yaptım ama ailemi mutlu ediyorum artık"lı tavırları bana samimi gelmedi pek ve beni o kısmı tatmin etmedi. çünkü ortağı kendisine "parayı ne yaptın?" diye sorduğunda bile adeta göğsünü gere gere gözlerinin içi gülerek "kabul etmedi. ben de hesabıma yatırdım. ona boşayacağımı söylemiştim." diyor filan.


bir de bu engin günaydın ile binnur kaya birbirlerine çok yakışmıyorlar mı? :)

ösym'deki eğitim bilgilerimi güncellemem gerekiyor.
ben e-devlet üzerinden aldığım belgeyi götürerek bunu halledebilir miyim?
imzaya gerek var mı okul tarafından? kesin bilgi verebilir misiniz?

mesela işine geldiğinde "sen öğrencisin, çalışamazsın hiçbir yerde, yoksa bursunu keserim ha!!!" diyor ve anında kesiyor ama işine geldi mi de kendi birimleri arasında belge taşımak zorunda bırakıyor, öğrenci olduğumuzu tescil ettirmek, doğrula(t)mak zorunda kalıyoruz. niye böyle?
teknoloji çağında devletin teknolojinin nimettlerinden kısmi olarak faydalanması çok boktan bir şey değil mi?

kpss'ye başvuracağım ama bana en sonki eğitim durumum olarak liseyi gösteriyor ve gerekli belgelerle lisans öğrencisi olduğumu bildirmem gerekiyormuş. oysa t.c.'ye bağlı olan web sitesinde ve yine t.c.'ye bağlı üniversitede istediğim an öğrenci belgemi düzenleyebiliyorum. çok mu zor t.c.'ye bağlı kurum olan ösym'nin bu belgeyi web sitesinden veya herhangi bir sistemden teyit etmesi?

facebook, twitter, whatsapp, ekşi sözlük gibi yerlerde neden "kısıtla/sessize alma/engelle" gibi bir durum var ki?
çünkü eğer sen biriyle arkadaş olmuşsan, birini takip ediyorsan, birine telefonunu vermişsen zaten bunları göz önüne almışsın demektir.
ya arkadaş olma, ya birini takip etme ya da "burası özgürlükler platformu, herkes bir şeyler yazabilir" diye övdüğün yerde yazma. bu kadar basit değil mi?

bu bir çeşit kendi iç sisteminde çelişkili bir şey değil mi bu platformların kullanımı açısından?

Telefonumda bana ait bir sürü şarkı var. Bunları Spotify göremez mi tıpkı iTunes'da olduğu gibi?

durum nedir acaba?

şimdi radyoda şarkı dinliyorum ama telefonumdan (kulaklığımla) dinlediğimde sanki kalitesi radyoda çaldığı kadar kaliteli, coşkulu ve ayrıntılı değilmiş gibi hissediyorum. neden böyle? anlatabildim mi derdimi?

not: bu arada indirdiğim mp3'leri hep 320 kbps kalitesinde indiriyorum.

i.hizliresim.com

bu hangi uygulama, biliyor musunuz?

Galiba 20'li yaşlarda bir çocuk söylüyor. Klibi siyah beyaz formatta ve yer yer arkasında orta yaşlarda birkaç adam filan var.
Az önce tv'de gördüm ama adını yakalayamadım. Şarkı orta tempo ve hatta ben bu çocuğun şarkısını ve ses tonunu David Guetta'nın "dangerous" şarkısına benzettim.
Evet, kim olabilir bu?

kuzenim bilgisayardan kendisine şarkılar atıyordu.
ama fark ettim ki sol taraftaki sık kullanılan klasörler ve diğer yer imleri kısmı silinmiş. çok işime yarıyordu orası, nasıl eski haline getirebilirim?

telefonuma cm 13 yükledim ama birtakım küçük sorunlar yaşıyorum.
google apps yükledim ama play store açılmıyor, bir de rehberim gitmiş durumda. hepsi google hesabıma kayıtlıydı. rehberi vcf ve csv olarak indirdim ama bu dosyalardan da açmıyor. ne yapmalıyım? başka bir gapps yüklemeyi denedim ama flash'larken hata veriyor.

öyle bir şeyler diyorlar. bilgilendirir misiniz beni?
hatta son bir ay eşleme yapamıyorlarmış.

yds başvuru merkezine gittim. adam bana "en sonki öğrenim durumunuz lise olarak görünüyor. eğer üniversiteli olduğunuzu sisteme girmemizi isterseniz ıslak imzalı öğrenci belgeniz gerekiyor. ama hiçbir fark yok, yani üniversiteden mezun olduğunuzda kpss puanınıza bu yds puanları eklenecek." dedi. cidden sorun olmaz, değil mi?

galiba uluslararası hukukta böyle bir şey varmış: doğal geçiş yollarından geçen gemilerden geçiş ücreti alınamaz. hatta montrö olmasa bile biz zaten oradan geçen gemilerden yine para alamayacakmışız. doğru mu bunlar?

şimdi ben bir grubu sessize aldım. her mesaj geldiğinde mesaj bildirimi orada kalıyor. ben bunu okumadan "okundu olarak işaretle" desem, karşı tarafa "okundu" bilgisi mi gider?

not hesaplanırken hangisi göz önünde bulundurulur?
mesela final ortalaması ve aldığım not sırasıyla: 67.67 - 35.
bütünleme ortalaması ve aldığım not: 42.14 - 40.

şimdi benimki neye göre hesaplanacak?

ben şarkılara eşlik ederken istisnasız herkes "sus, çok berbat, ritimsiz söylüyorsun" demişlerdir.
ben de bunu düzeltmek istiyorum. sesim berbat olabilir ama ben en azından ritmi yakalamayı, şarkıları doğru şekilde söylemeyi istiyorum.

nasıl mümkün olabilir?

Gördükçe midem bulanıyor insanlık adına. Zannedersin ki kainat padişahını doğurmuş, insanlığın veya evrenin sürekliliği görevini kendi bebeğine veya çocuğuna vermişler de bu yüzden tüm insanlık anne-çocuğun şımarıklarını çekmek zorundaymış gibi. Paylaşımcılık, sınır, had bilme, terbiye, ahlak, empati, görev paylaşımı kavramlarından bihaber çocuk yetiştiren, çocuğunun hatalarını "ehehhee bizim oğlan pek bir hiperaktif canıııım " diye aklayan ve çocuğuna "ben hata yaptım" gibi öz eleştiri yapma fırsatını tanımayan bu yeni nesil anneler cidden aşırı derecede itici değil mi? Bunlar, bozuk neslin mimarı olmayacak mı ileride?
Ben mi abartıyorum?
Bizim zamanımızda "Bak, kardeşinle paylaş, tek sen yoksun", "elindekini paylaş ki o da seninle elindekini paylaşsın", "Hatanı kabullen, sorumluluğunu bil, başkasına yıkma" denilirdi en azından. Şimdiki annelerden böyle dediklerine çok çok azına tanıklık ettim. Sizin çevrenizde nasıl?