Ekşi Duyuru

şarkı, dediğim yerden başlayacak.

youtu.be

geri zekalı adam çok konuşmasa sözlerini yakalardım ama maalesef susmuyor ki. bir de çok düşük sesle vermişler. hatta kulaklıkla daha iyi geliyor ses.

dilim döndüğünce tarif etmeye çalışacağım.
bugün bir kadın bindi otobüse, parfümü resmen sandık kokusu gibi kokuyordu, çok güzel bir kokuydu yav. bir anda eskiye gitti kafam. sandık da böyle kokardı. böyle sanki tütsü kokusu gibi ama ağır değil, rahatsız etmeyen bir koku. lavanta desek lavanta da değil, naftalinden de bahsetmiyorum.
sandığa o kokuyu veren şey, kumaştan farklı ne olabilir?

bana uygun ilanları görüyorum. başvurmaya çalıştığımda "mesleğiniz ile başvurulan ilandaki meslek uyuşmamaktadır" minavlinde hata alıyorum.

siteye göre bana uygun meslek unvanı: uluslararası ilişkiler uzmanı.
başvurmaya çalıştığım ilanda istenilen: dış ticaret uzmanı/görevlisi vs.


şimdi ben cv'me "dış ticaret uzmanı"nı da mı eklemem gerekiyor?
böyle bir şey yapmış olan var mı?

diyelim entry'miz paylaşılmış twitter'da filan. nasıl haberdar oluyoruz bundan?

dün bu filmi izledim, çok da beğendim. öğrendiğim kadarıyla kader filmi de bunun hikaye olarak öncesiymiş zannedersem ama bunu izlemedim. masumiyet'te ilk sahneden sonraki sahnelere kadar yer yer kapanmayan kapıları gördüm, dikkatimi çekti. bunun olayı nedir?

internetten bakmak istemedim çünkü kader'i izlemedim, bu açıklamalarla da spoiler yerim diye. o filmle ilgisi mi var yoksa demirkubuz'un imgelediği bir şeyle mi alakalı?


ek: az önce de kader'i bitirdim, onda da yapıldı :)

mesela x üniversitesi diş hekimliği fakültesi hastanesi, yok abc üniversitesi hastanesi oluyor ya. bunların normal hastanelerden farkı nedir?
sorum komik olabilir ama bu üniversite hastaneleri, öğrencilere mi iş yaptırıyorlar pratik için? daha az güvenilir değil mi ya o şekildeyse?

ama ortada bir olay yokken, sırf içinizden geldiği için.
sevgiliniz, eşiniz haricinde tabii.

youtu.be

dediğim yerden başlayacak video.

kendimi bildim bileli, ağustosun kavurucu sıcaklarında bile ellerim soğuktur benim. önceden akdeniz anemisi (kansızlık) geçirmiştim, o zamanlar normalmiş zannedersem ama şimdi o sorunum yok.
bu soğuklarda aşırı üşüyorum, özellikle de ellerim donuyor.

google'dan baktım da yine binbir türlü hastalığa işaret edilmiş.
zayıflıkla ilgisi olabilir mi?
böyle olan var mı acaba? doktora gitsem ne diye gideceğim?

hobi veya zorunluluktan dolayı olabilir, fark etmez. hangi eksik olduğunuz noktayı tamamlamaya çalışıyorsunuz? mesela bu yolda ne yapıyorsunuz? kurs, eğitim ile mi, yoksa bireysel çabalarla mı yapıyorsunuz?

image.prntscr.com

uzun saçlı, özçekim yapan adamdan bahsediyorum.

tamam, bir ara birçok kişi böyle cevap veriyordu ama biri sürekli "spor yap", "tek çaren spor yapmak", "spor yaparak üstesinden gelirsin" diyordu. kimdi o?

www.youtube.com

herhangi bir alandaki yetkinliğinizden ve çevrenizdekiler tarafından "x, bu alandaki en iyi kişilerdendir." gibi parmakla gösterileceğiniz konulardan bahsediyorum. yani bu tuvalet kağıdı koparmak da olabilir, dil bilmek de, oje sürmek de, yazılım yazmak da. ama tek şart o konuda cidden iyi olacaksınız. var mı öyle bir şey? bunu nasıl elde ettiniz ki?

"504 Gateway Time-out" hatasını veriyor.

ne yapıyorsunuz, uyarıyor musunuz? valla ben hiç ama hiç tahammül edemiyorum. sofradan erken kalkıyorum imkanım varsa. allah'ın gücüne gitmesin ama karşımdaki kişiyle olan ilişkimden bağımsız olarak onu öldüresim geliyor. uyaracağım kişiler olsa anlarım ama uyaramadığım kişi olunca sinirden ağlayasım geliyor.

sakız çıtlatma sesi, kuruyemiş kıtlatma, cips çatırdatma sesi de dahil ama en azından kulaklık takma imkanım oluyor sofrada olmadığım için.

dediğim gibi siz ne yapıyorsunuz? nasıl atlatırım bunu?

Evet, dert şey yapma butonunu kullanabileceğiniz bir soru olabilir bu ama olsun.
Bazen içinden çıkılmaz bir durumdan kurtulmak için duyuru açıyor veya buna cevap veriyoruz ya da en basitinden, duyurucudan daha çok efor harcayıp araştırma yapıyoruz filan. Efendi yanımızı kenara bırakıp egomuzu konuşturacak olursak eğer, bir "kuru tik"ten daha fazlasını bekliyor musunuz? Böyle bir durumdan kurtulduğunuzda, size yardımcı olmuş kişiye özel mesaj filan atıyor musunuz?

vocaroo.com

bu mp3'ü nereden indirmiştim, hatırlamıyorum ama en az 7 sene olmuştur yükleyeli. yalnız şarkıcının adını ne shazam ne de soundhound ile bulabiliyorum. youtube'da da arattım ama samanlıkta iğne aramaya benzedi, pes ettim. belki bileniniz vardır. kimdir bu kadın?

ne kadar mantıklı?
mesela biri geliyor "şu kadar rekat namaz kılacağım, nasıl yapsam?", "şu kadar gün oruç tutacağım, nasıl yapsam?", "şu kadar miktarı sadaka olarak vereceğim, nasıl yapacağım?", "şöyle bir şey var. dindeki önemi nedir?" gibi, inançlı birinin uygulayabileceği şeyler hakkında sorular soruyor. hemen "ye, iç, keyfine bak ya.", "onun yerine git mama al da köpeklere ver. ne sadakası ya?", "dinler uydurma. ne oluyorsa bu dünyada oluyor, boşver ya." minvalinde cevaplar geliyor. az önce de dini veya geleneksel anlamda önemsenen bir durum için duyuru açılmış. hemen "ya kaçıncı yüzyıldayız, kaldı mı böyle şeyler?" minvalinde cevaplar verilmiş.

yahu zaten adam inançsız olsa veya o gelenekselleşmiş değerleri önemsemese o soruyu sormaz. böyle sorulara bu şekilde cevap vermekteki amaç nedir?

aklıma hemen bu görsel geliyor:
i.imgur.com

parça başlar başlamaz çıkan iki sesten bahsediyorum.
www.youtube.com

ilk ses ksilofon gibi bir şey zannedersem ama tam olarak da değil gibi.
ikincisi de, inna'nın müziklerinde de olan (hatta çoğu elektronik eserde kullanılan) sesi soruyorum. ne sesi o? böyle orgazm yaşatıyor adeta. gitar sesi gibi ama gitardan daha güzel.

dün kardeşim telefonunu su dolu leğene düşürmüş. kızarım diye bana söylememiş, dışını kurulamış sadece. üstelik iki saat boyunca elinde telefonla oynuyordu. ekranında sorun yoktu. sonra telefonun açma kapama düğmeleri çalışmadı. dün hemen pirince koydum, düğmeleri düzeldi. açmaya çalıştım, bu sefer de dokunmatiği algılamıyor görüntü olmasına rağmen. az önce baktım, durum yine aynı. sadece dokunmatiği çalışmıyor.

daha ne kadar pirinçte durması gerekiyor? başından böyle bir şey geçen var mı?

not: telefon sony, bataryası çıkmayan telefonlardan.

benim tercihim mürver asa. ya sizinki?
bu arada hepsi de çalışır durumda, kuru kuruya durmayacak farz edelim.

i.hizliresim.com

okuldan tanıdığım bir arkadaş vardı. ciddi anlamda dindardı ve imrendirici yönde bir ahlak, etik, din anlayışı vardı. biliyorum, "ateist=ahlaksızlık" gibi algılanıyor böyle diyince ama demeye çalıştığım o değil. "ben müslümanım ama arada kaçamak da yaparız, kıps ;)" mantığında göstermelik değildi davranışları. mesela kafeye gittiğimizde "ben birkaç peçete/kürdan kullandım, hakkınızı helal edin." der helallik isterdi kafenin kasasından, parasını vermeye çalışırdı hak geçmesin diye.

neyse, sonra bir arkadaşımdan (kendisi de ateist) öğrendim ki bir gün başından geçen olumsuz bir olay sebebiyle "tanrı var da neden bizim gibi iyiler hep acı çekiyor da hep kötüler daha mutlu oluyor?" diye isyan edip ateist olmuş. yani damdan düşer gibi, gregor samsa'nın dönüşümü gibi adeta. sonra bu ateist arkadaşımdan da "ya sen de bu yollardan geçtin. araştırma yapmak istiyorum. bilimsel yönden din/islam-bilim çelişkilerini öğrenmek istiyorum." tarzında da kaynaklar, fikirler öğrenmek istemiş.


şimdi bu duruma dini yönden bakınca, önceki hal ve hareketlerinin de samimi olmadığını, ateizm yönünden bakınca da "ergen isyanı" tandansında bir ateizme kapıldığını düşünüyorum. yani her koşulda samimi gelmiyor. yanlış mı düşünüyorum? sizce de iki yönden düşününce fikirleri samimi midir? ateist olanlarınız için sormak da gerekirse, sizin süreciniz de böyle ani mi oldu?

Hani televizyondan maç izliyoruz ya, kalenin yanlarında üç boyutlu yazılı reklamlar oluyor, bunlar gerçek reklam afişleri mi yoksa sadece televizyonda görülmesi için oluşturulan dijital görüntü mü?
Sahanın dört kenarındaki panel ekranlarda kayan reklamlardan bahsetmiyorum bu arada.

entry girmeyi bırakın, sayfalar, başlıklar açılmıyor bende.

504 gateway time-out hatası veriyor.

çok zor bir şey mi istiyorum bilmiyorum ama telefonlarımızdaki gibi ekolayzır ayarlamaları yapabileceğim, basit ama güçlü bir oynatıcı yok mu?

winamp kullanıyorum ama wasapi denilen şeyle bozdum galiba, hata veriyor arada. ne önerirsiniz?

galeri2.uludagsozluk.com

beyoncé ne giymiş?

izlediğim ve beğendiğim bir filmdeki soruyu sizlere de sormak istiyorum.

türkiye'deki en yüksek bir binanın çatısında asılı durumdasınız, aşağıya düştü düşecek ve öleceksiniz. en yakın üç arkadaşınızdan/tanıdığınızdan yardım istiyorsunuz. onlar da geliyorlar. ancak sizi oradan çekerken kendilerinin de düşüp öleceğini düşündükleri için geri çekiliyorlar. elleriniz kayıyor ve aşağıya düşüyorsunuz ama ölmüyorsunuz. böyle bir durumda onları hiç denememeyi ister miydiniz?

yani, söz konusu hayat memat meselesi olunca onlara güvenemeyeceğinizi artık bildiğinize göre, onların gerçekten iyi/yakın olup olmadıkları konusunda cahil kalıp arkadaşlığınızı/ilişkinizi hala onlarla sürdürmek ister miydiniz?

geçenki duyurumda bahsettiğim gibi, bilgisayarım 5 yıllık ve yer düşürdüğüm için ekran paneli ayrılmıştı sol taraftan ama hiçbir sorun yoktu bunun haricinde. bu şerit pikseller çıktı. bilgisayarı her kapatıp açtığımda giderek yayılıyor. eğer düşürmeden kaynaklı olsaydı ilk zamanlar yapardı bunu diye tahmin ediyorum. üstelik bilgisayarımın kapağı da hep açık vaziyette durduruyorum. buna rağmen neden böyle oluyor?
var mı böyle bir sorun yaşayan?


i.hizliresim.com

5 senedir kullandığım dizüstü bilgisayarım var. yere düşürdüğüm için ekran paneli ayrık duruyor. bir de en sağdan dikey şekilde giderek yayılan beyazlık/kırmızılık başladı. şimdi ben bir sabah baktığımda bilgisayar ekranım tamamen bozulmuşsa ve yeni dizüstü almaya kalkarsam bu verileri nasıl aktarabileceğim yenisine? harici hard diskim yok, yedekleme yapamam bu şekilde.

mesela burada olsun, gerçek hayatta olsun, hemcinsinizden birinin sizin yapamadıklarınızı yapmasına, sahip olmadığınız şeylere (güzellik/yakışıklılık, para, iyi bir eğitim, bilgi birikimi, zeka vs.) sahip olmasına üzülüyor musunuz?

soruyu "ben yapamıyorum, o niye yapıyor?!!" minvalinde kıskançlıkvari olarak değil de, "onlar yapabiliyor, ben niye yapamıyorum?" şeklinde algılarsak daha iyi olur.

zaten önceden ifşa yapmıştım. bu da geçen sene çekilmiş bir fotoğraf.
----404 not found.---

ibretlik, değil mi? :)

evli barklı, çocuklu ama olsun. sizce de çok güzel bir kadın değil mi?
bence çok asil, güçlü, kaliteli bir kadın.

www.cinemacafe.net

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

galeri2.uludagsozluk.com

media.giphy.com

d919ce141ef35c47fc40-b9166a60eccf0f83d2d9c63fa65b9129.ssl.cf5.rackcdn.com

31.media.tumblr.com

i.hizliresim.com

31.media.tumblr.com

ben geçen sene hem kpss'ye hem de yds'ye girmiştim. kpss puanlarım da bu şekilde oluştu doğal olarak.
şimdi ben yds'ye yeniden girsem, kpss puanlarım ne olacak?

deneyimi olanlar cevap verirse daha sağlıklı bilgi olur.

yedek hesabı olanlardan, lanetli olanlardan bahsetmiyorum. yazar olmayanların sırasından bahsediyorum.

kendimi çubuk gibi hissediyorum. çok yiyorum, işsizim ve evdeyim sürekli. buna rağmen 58'den 57'ye gerilemişim. ufaldım ya iyice. her gören de "sen çok küçülmüşsün.", "çok zayıfsın." diyor. ne yapayım ki? anormal olma ihtimalini öğrenmek için hangi daldaki doktora görünmem gerekiyor?

internette memurlar için düzenlenmiş kanunlar, yönetmelikleri bulabildim.
ama sıradan bir vatandaş mesela devlet kütüphanesinden aldığı kitabı kaybederse, bu vatandaşın siciline işleniyor mu?

son bir saattir arada hata veriyor. vermediği zamanlar da çok geç açıyor başlıkları.

yani neden bir daha ayak basılmıyor? eski bilimsel ve teknolojik gelişmelerle gidildi de şimdiki son teknolojiyle neden gövde gösterisi yapılmıyor?

şimdi dikkatimi çeken bir şey var. bir kadının memesi nasıl kimi zaman dolgun görünüyor, kimi zaman da tahta gibi duruyor ki? estetik ameliyatın ya da sütyenin etkisinden bahsetmiyorum tabii ki. genelde ünlülerde çok görüyoruz bunu.

hani ctrl + u veya ctrl + b ile nesnenin rengini en azından daha gerçekçi şekilde değiştiriyoruz ya. ben bu tuşlarla istediğim rengi direkt o hale getirsin istiyorum, bu mümkün mü?

ya da şöyle söyle söyleyeyim. mesela çiçeğin taç yapraklarının her birini farklı renkle değiştireceğim. çiçeğin dokusunu bozmadan istediğim rengi en gerçekçi şekilde nasıl uygulayabilirim?


örnek vereyim:
i.hizliresim.com
bundaki gibi renkler belli/doygun olsun ama doku bozulmasın istiyorum. gerçekçi dokuyu yakalayamadım opaklığı vs. düşürsem bile.

resmen ölü yine.

... ne hissederdiniz?
4.bp.blogspot.com

tabii zarfın üstünde aşk sözleri yazmayacak. bunun yerine "hüzünlü olduğunda aç", "desteğe ihtiyacın olduğunda aç" minvalinde zarflar olacak. içinde de kitaplardan, şiirlerden, şarkılardan alınmış sözlerle kişisel sözler yer alacak.

doğum gününüzde böyle bir hediye alsaydınız mutlu olur muydunuz?

artık baymadı mı ya?
yani "aman ali rıza bey türk demeyin sadece, kürtler alınır. kürt'ü saydık, şimdi lazlar alınır. lazları saydık da, çerkeslerin başı kel mi? biliyorsunuz, aleviler de hassas, saymazsak olmaz :(" gibi mantık yüzünden DOĞAL OLARAK bu azınlıklar artık "türk/sünni" ifadesi kullanıldığında buluttan nem kapar duruma getirilmiyor mu?
hani savaş gibi bir şey olsa anlayacağım ama artık ota boka türkiye'deki her etnik kimliğin, her mezhebin adını çığırmak gittikçe "olması gereken bir şey" haline dönüştürülmüyor mu? artık hiçbir siyaset adamında sadece "türk" ifadesini göremiyorum.

bu cia, gbt, truecaller, getcontact gibi uygulamalardan bahsediyorum. tamam, yükleyenlerin rehberini kopyalıyor vs. ve havuz bu şekilde oluşuyor ama yeni çıkan bu tarz uygulamaların bile numara havuzu çok geniş. madem uygulamayı yükleyenlerin rehberlerinden oluşuyor bu, o zaman yeni çıkan uygulamanın sahibi bu ilk kaynakları nereden alıyor da çoğu numarayı sorgulayabiliyoruz? biz erişebilir miyiz o havuzun tamamına?

sorum net mi acaba?

mesela iki kulaklıkla müzik dinlerken duyduğunuz ses, tek kulaklıkla dinlediğinizden daha mı yüksek? tek kulağınızı kapattığınızda, diğeriyle işitirken nasıl bir değişim oluyor?
ne bileyim etrafınızdaki sesler iki kulakla filan daha mı net?
bu sorumun cevabını etrafımda kimse doğru dürüst anlatamadı da bana.

not: tek kulağım %100 sağır da, ondan soruyorum bunu.

film dublajı konusunda dünyanın en iyilerindeniz bildiğim kadarıyla (hatta en iyisiyiz.). ama dublajlı olmasına rağmen belgesellerin çoğunda arka plandan hala orijinal seslendirmeleri duyuyoruz. niye böyle ki?

normalde şarkıları dinliyorum, sonra başka bir şarkıya tıklıyorum ve tepki vermiyor 1-2 dakika boyunca ya da daha uzun sürüyor. kapayıp açmak zorunda kalıyorum. niye böyle yapıyor?
en son sürümünü kullanıyorum.

diyelim ki bu yarışmaya katıldınız. telefon jokeriniz için üç kişinin numarası istendi. burada kendisi hakkında edindiğiniz izlenimleri ve açtığınız duyurulara verilen cevaplarını baz alarak hangi 3 duyurucuyu arardınız ve önceliğiniz kim olurdu?

cidden merak ettim.

... misiniz?
küçükken anne sütü içmemişim ben. dişlerim de fırçalamama rağmen çok sağlıksız. hatta göz göre göre çürüdü, birkaç tane çektirmek zorunda kaldım farklı zamanlarda. kardeşim de hem sigara içer, hem dış fırçalamaz ama dişleri çok sağlıklı, beyaz. bir kez olsun "dişim ağrıyor." dediğini duymadım.


küçükken anne sütü içmeyen ama hala dişleri sağlıklı olan biri var mı?
benim kurduğum bu bağ geçersiz mi?