(3) 

Bir algoritmaya göre muhtemel sonuçları nasıl öğrenebilirim?

m e b #1382768 
Açıklayıcı olmadı, açıklayayım.
Diyelim ki TC kimlik numarası gibi kendine has çeşitli algoritmalara göre oluşturulmuş 10 haneli sayı olsun elimizde. Bize de ilk iki ve son iki rakamı verilsin. Ben bu 10 haneli sayının neler olabileceğini nasıl öğrenebilirim?
Excel bilgim sıfıra yakın ama orada yapabilir miyim?

Mesela sayımız 15abcdef32 olsun. Ben o algoritma koşullarını sağlayan sayıları bulmak istiyorum. "1542109432", "1576105232","1517495932" muhtemel sonuçlar gibi.

Kısacası elimdeki algoritmaya göre verilmeyen rakamlar için sayı üretecek bir yöntem arıyorum. Nasıl halledebilirim bunu?
(18) 

Işten çıkmalı mıyım?

m e b #1381294 
Ben uluslararası ilişkiler mezunuyum. %100 İngilizce eğitim gördüm.
Geçen senenin mart ayından itibaren bir komisyoncu lojistik firmasına girdim ve halen buradayım. Firma dediğim de bir patron var, bir ben.

Şimdi ilk sene asgari ücret aldım, 1600 TL. İşe girerken işi öğrenecek ve bu süreçte de asgari ücret alacaktım sözde. Yılın sonuna geldik, "Sana zam yapacağım." dedi. Malım ya, sanki bilmiyorum asgari ücrete otomatik olarak zam geleceğini. Neyse. Asgari ücret 2000 TL oldu, o zamandan beri zam mam olmadı. Üstelik bu adam maaşı iki parça halinde veriyor. İlk yarısını ben söyleyince ilk hafta, diğer yarısını da aklına ne zaman eserse.

Bir de adamın karakteri hakkında azıcık ipucu vereyim. Bu adam 5 kuruş için, değil babasını, tüm sülalesini satacak tıynette. Bir de son derece saygısız; yemek yerken yemeği bölüp eposta atmamı istemeler, saat kaç olursa olsun arayıp yazmalar, kendi pisliğini başkalarına yıkmalar vs. Bu maaş konusunda da mesela bir örnek daha vereyim. Babasının şirketinin ofisine taşındık ve 1 senedir oradayız. Babasının 5 senelik çalışan muhasebeci yardımcısını işten çıkarttırdı ve onun yapacağı işi de öğrenip benim devam etmemi istedi. Maaş olarak da "2500 TL" önerdi bu adam. Düşünün çakallığını. Babasıyla kavga edince beni muhasebeden de uzaklaştırdı Allah'tan.

Babam geçen sene emekli olunca "Yıllardır kiradayız, ev alalım. Ben ne alırsam alayım, eve katkıda bulunacağım." diye babamı ev kredisi çekmeye ikna etmiştim ve bir senedir kredi ödüyoruz. Daha 9 sene var.

Bunu niye anlattım? Çünkü tek olsam maaş umrumda değil. Berduş gibi de yaşarım. Ama babamı böyle bir yükün altına sokup da vereceğim 1000 TL'yi bile zamanında verememek beni her ay yıpratıyor.

Üstüne üstlük evim Sancaktepe, ofis Yemibosna'da.
Hafta içi her gün otobüs + metrobüs yapıyorum. Sabah 06:30 evden çıkış, akşam evde oluşum en az 20:30-21:00. Bir de bu yönü var.

Sizce ne yapmalıyım? Ne tavsiye edersiniz?
(7) 

Duyuru erkeklerine: Epilasyon yaptırdınız mı?

m e b #1378959 
İyi akşamlar!

Öncelikle sormak istediğim birkaç soru şu:
-Epilasyon yaptırdınız mı?
-Evet ise kaç seans aldınız ve kaça yaptırdınız?
-Sonuçtan ne kadar memnunsunuz?
-Hangi teknikle yaptırdınız?

Bir yere sordum, kollar + bacaklar + göğüs bölgesi paketi için 4000 TL dedi kadın. Buzlu epilasyonmuş. Çok değil mi bu?

Avrupa yakasında Yenibosna/Şirinevler
Anadolu yakasında ise Sancaktepe/Çekmeköy tarafı (buralar düşük ihtimal, biliyorum) önereceğiniz, uygun ve etkili bir yer önerir misiniz?
(10) 

Bu erkek milleti çantalarında ne taşıyor?

m e b #1377827 
Öncelikle ben de postacı çantalı bir erkek olduğumu söyleyeyim. Cüzdan, iki telefon, şarj aletleri, su şişesi, diş macunu ve fırçam derken çanta taşımamak kaçınılmaz oluyor. Ama kimseyi de rahatsız etmiyorum. Millete bakıyorum, yaşlı dedeler bile kamp çantası gibi devasa çantalar takıyor. Bir de millette saygı da yok, herkese çarpa çarpa geçiyorlar. Bu kampçı sırt çantalılarla içinde neredeyse askerlik/evlilik çağına gelmiş çocuklar barındıran puset iten ebeveynler toplu taşımadan/yaşamadan bıktırdılar. Nefret etmeye başladım hepsinden yemin ederim. Ben de artık itiyorum bana çarpan çantalıları.

Kadınların çantaları bile daha minik artık. Peki bu erkekler uzun bir sefere çıkar gibi ne taşıyor çantalarında?
(11) 

Hayatın kıyak geçtiği insanlar kimler sizce?

m e b #1376341 
Ama böyle kendi seçimi dışında olan şeyler yönünden soruyorum. Mesela ten rengi, göz rengi, zayıf/yapılı yapısını bozmayan bedene sahip olmak gibi şeyler. Sadece fiziki değil soyut yönden şeyler de olabilir.

"İsteyince ve ÇOK çalışınca ya da paran çoksa sen de yaparsın." gibi şeyler uygun cevap değil. Doğrudan hayat kendilerine gülmüş, o şey için çabalamadan sahibi olmuş kişiler soruyorum yani.
(5) 

Burası İzmir'in neresi oluyor?

m e b #1369950 
Burası Izmir'de bir yer ama neresi?

ibb.co
(1) 

Yeni askerlik sistemindeki izin meselesi eski askerleri etkiliyor mu?

m e b #1365285 
Arkadaşım 374. kısa dönem olarak gitti. Normalde 12 günlük izni kullanmadı ve şafağı 20 şu an. Bu tek tip askerlik gelince izin 6 güne düşmüş. Bu, arkadaşımın şafak sayısında artışa mı neden olur? Yani 26 günü mü kalıyor?

Yorumdan ziyade net bilgisi olan cevap verebilir mi?
(13) 

Tüm/çoğu kitaplarını okuduğunuz yazarlar kimler?

m e b #1361076 
Tüm eserlerini okumuş olduğunuz yazarları diğerlerinden ayıran özellik neydi?
Ben Dostoyevski'nin çoğu eserini, İhsan Oktay Anar'ın ise tüm eserlerini okudum.
Dostoyevski'nin gerçekçi dilini ve hayata dair tespitlerinden ötürü seviyorum. İhsan Oktay Anar'ın ise felsefik ve masalsı dili harmanlamasını seviyorum örneğin.

Sizin yazarlar kimler? Neden onu okumalıyım?
(13) 

İmamoğlu'nu tam olarak bu kadar özel kılan şey nedir?

m e b #1358858 
Cidden merak ettiğim için soruyorum.
Seçimden önce İmamoğlu'nu tanıyan (Beylikdüzülüler hariç) var mıydı?
Bu adamı, diğerlerinden ayıran şey tam olarak nedir? İktidarın/Erdoğan'ın karşısındaki herhangi biri zaten bu kadar oy almayacak mıydı? Yani iktidarın ayrıştırıcı diline karşı bu kadar sıkı kenetlenen muhalif, orada aday olarak ben bile olsam bu kadar oy toplamama yardım etmeyecek miydi? O zaman bu adamın sırrı ne tam olarak?


Not: Tartışma başlatmak değil amacım. Sadece anlamaya çalışıyorum. Moderatörler silmeyin yani.
(3) 

Kindle 4 mü yoksa Kobo Glo mu?

m e b #1358774 
Selamlar.
Letgo'da ikinci el, uygun fiyatta iki tane e-kitap okuyucu gördüm.

1. Kindle 4 - 250 TL. (Işıksızmış.)
2. Kobo Glo - 400 TL.
3. Kobo Touch - 300 TL. (Bu zaten isteğe bağlı bir kıyaslama. Taa 2011'de çıkmış piyasaya, hala verimli şekilde kullanılır mı?)


Bu e-kitap okuyuculara fazla aşina değilim; cihazı alıp da elimde kalsın istemem.
Bir de tüm kitaplarım epub formatında. Ben başka bir programa ihtiyaç duymadan doğrudan sürükleyip bırakmak ve okumak isterim.

Bir de neye dikkat etmem lazım?

Hangisini neden tercih etmeliyim?
Dikkat etmem gereken başka ne var?
(2) 

İlçelerde yüksek binalara izin vermek kimin sorumluluğunda?

m e b #1358119 
İlçe belediyesinin mi yoksa büyükşehir belediyesinin mi?
(2) 

E-kitap okuyucu almak istiyorum ama nasıl ve hangisi?

m e b #1356078 
Herhalde akıllı telefondan sonra en çok sorulan sorulardan biri, farkındayım. Ama pek bilgim yok. Yardımınıza ihtiyacım var bu yüzden.

Bunlar aşırı pahalı zannedersem, eskiden 300'lerdeydi. Dandik bir şey ya da haddinden fazla özellikli bir şey almak istemiyorum. Şimdi bu sebeple nasıl bir ürün almam lazım? Şu bilgiler tavsiye vermenize daha iyi yardımcı olur herhalde :)

1. Benim sahip olduğum e-kitapların hepsi epub formatında. Ben format değiştirmekle uğraşmak istemem. Sürükle-bırak yöntemiyle epub kitapları atayım, okumaya başlayayım isterim.
2. İnternete girmesine ne gerek var ki? Wi-Fi özelliğine gerek yok.
3. Su geçirmez olmasına gerek yok.
4. Ekran boyutu klasik kitap sayfası kadar olması mümkün mü? Basılı hali 400, e-kitap hali 1000 olsun istemem.
5. Dediğim gibi, çok pahalılar. İkinci eller güvenilir midir? Nereden alabilirim ki?
6. Hepsinde de e-mürekkep özelliği var mıdır?
7. Ekranı dokunmatik olmayan okuyucular mı var? Ne eksisi var?

Benim için en önemlisi direkt epub açması, ucuz olması ve ekran boyutu kısacası.

Ne önerirsiniz?
(1) 

Muratti Rosso'nun tadı mı bozuldu?

m e b #1352751 
Son haftadır tadı eskisi gibi gelmiyor. Sanki kalitesinde düşüklük var gibi. Bir de koca koca yaprak görüyorum hep. Sizce de tadında bir bozukluk var mı?
(5) 

Toplumsal alanlarda burnunu karıştıranlara tepki veriyor musunuz?

m e b #1350428 
Mesela otobüs gibi yerlerde bile utanmadan burun karıştıran tipler oluyor.
Ben dik dik bakıyorum yüzlerine. Hatta yüzümü buruşturarak da bakıyorum.
En azından ar damarı çok çatlamamış olanlar utanıp yediği haltı bırakabiliyor böyle bakınca.
Böyle durumda siz ne yapıyorsunuz?
(2) 

Ankara'dan Bilecik-Bozüyük'e ulaşım: YHT vs otobüs?

m e b #1350332 
Merhabalar, gününüz güzel geçsin.
Bu hafta sonu Ankara'da olacağım. Pazar günü ise İstanbul'a gelmeden önce Bilecik'te asker arkadaşımı ziyaret edeceğim. Kendisinin çarşı izni 9-17 arası olacak. Bu detayları veriyorum çünkü oraya ulaşım konusunda önem arz ediyor.

Sincan'dan pazar sabahı 9-10 gibi Bozüyük (Bilecik)'te olabilmem için en iyi seçeneğim nedir?

YHT Ankara Gar'dan kalkıyor galiba, Sincan'daki istasyonu açık değilmiş herhalde.

1. YHT'nin sabah 6'daki seferine yetişmem mümkün müdür Sincan'dan Ankara Gar'a gitme konusunda? Minibüsler ne kadar erken sefere başlıyor?
2. İnternetten baktığımda AŞTİ'den Bozüyük 4-6 saat çekiyor otobüsle. Yani otobüse erkenden binsem bile yine bir anlamı kalmıyor gibi.
3. "Bütün bunları boşver, alternatif olarak şu var." diyebileceğiniz bir şey var mı?


Yardımınıza ihtiyacım var.
(13) 

Ezik olma düşüncesini bir türlü yenememek

m e b #1347333 
Ezelden beridir kafamın içinde var olan bir durum bu. Biliyorum, daha önceleri de çok ifade ettim bunu burada ama aşamıyorum bir türlü.

Böyle hissetmek için o kadar çok sebebim var ki... Maddi zayıflık, dış güzelliğin olmayışı, zeka düşüklüğü, beceri eksikliği, bilgi birikimi fakirliği, şanssızlık, özgüvensizlik, mutlak yalnızlık, pasif karakter sahibi olmak, başarısızlık, yapmak istediğin şeyleri yapamamak... Hepsi üst üste biniyor. Etrafıma, arkadaşlarıma, bindiğim otobüsteki kişiye, ofistekilere bakıyorum ve her zaman ama her zaman ezikliğimi, herhangi bir alandaki yetersizliğimi sonuna kadar hissediyorum. Kendimde zerre kadar beğendiğim bir özellik yok, tutunacak bir dalım, "Bu konuda iyiyim" diyebileceğim hiçbir şey yok.

Küçüklüğümden bu yana her şekilde de ince bir alayla, bıyık altından gülmelerle, "Ya şöyle dik dur, ezik duruyorsun" denilen tavsiyelerle, özünde iyi niyet olan ama tam tersine bendeki eziklik/yetersizlik değirmenime su taşıyan olaylarla hep yıprandım.

Etrafımdaki tanıdığım ya da tanımadığım erkeklere baka baka üzülüp duruyor, onların yanında kendimi her yönüyle düşük profilde yaratılmış bir insan olarak görüyorum. Metrobüste güzel giyinmiş hemcinsimi görünce de üzülüyorum kendime, en yakın arkadaşıma bakarken de.

Bu hissiyatın üstesinden nasıl geleceğimi hiç bilmiyorum.

Hayatında böyle dönemler yaşamış olup da atlatan var mı?
Ölene kadar böyle gidecekmiş gibi hissediyorum.
(1) 

Gümrük firmasında ihracatçı olan var mı aramızda?

m e b #1342081 
İyi akşamlar.

Sorum biraz dar olacaktır, farkındayım ama şansımı denemek istiyorum.

Çalıştığım ofis hem gümrük, hem de komisyoncu lojistik firması. Ben lojistik kısmındayım. Ofiste gümrük kısmında ise tek bir ihracatçı var, diğerleri ithalatçı. Ofisteki büyük patron (benim patronun babası) benim ihracat öğrenmemi, ihracatçının olmadığı herhangi aksi bir durumda olaya hemen müdahale edebilmemi istiyor. İhracatçı da bana bir şeyler öğretiyor zaten ama kendi işimin yoğunluğu yetiyor zaten. Her dakika onun masasına gidemiyorum. Şimdi iyi kötü beyanname yazabiliyorum ama hala tescil vs alamıyorum. Adam her gün "Öğrendin mi ihracatı?" diye soruyor.

İşte sorum da burada başlıyor. İhracat ile ilgili gümrük mevzularını, tüm süreci öğrenmek istiyorum. Bununla ilgili bana notunuz varsa verebilir misiniz ya da güncel kaynak önerir misiniz?

Bu arada Evrim kullanıyoruz.
(3) 

Büyük yapıların kullanım ömrü dolunca ne oluyor?

m e b #1337327 
Mesela Boğaziçi Köprüsü'nün (tüm yenilemelere rağmen) ömrünü tamamladığını farz edelim. Bu durumda ne olacak? Planlı şekilde yıkılıp yenisi mi yapılır yoksa bu yenilemeler ömrünü zaten her defasında uzatıyor mu?
(3) 

Android Oreo kullananlar bir şeyi kontrol edebilir mi?

m e b #1335524 
Mutlu pazarlar.
Android Lollipop ve Nougat'da hangi müzik çalardan şarkı dinlersem dinleyeyim kilit ekranında tam ekran kontrol + albüm kapak resmi de duvar kağıdı gibi olurdu. Şimdi, Huawei P Smart (Android Oreo sürümlü) kullanıyorum. Ama hangi müzik çalardan şarkı dinlersem dinleyeyim kilit ekranında bir şey çıkmıyor.

Eğer Android Oreo'lu bir telefon kullanıyorsanız bir şarkı açıp kilit ekranında kontrol düğmeleri ve albüm kapak resmi çıkıp çıkmadığını kontrol edebilir misiniz lütfen?

Şimdiden teşekkür ederim.
(12) 

İstanbullulara/İstanbul'da yaşayanlara basit bir soru

m e b #1330589 
Selamlar.
İstanbul'un 39 ilçesinin neler olduğunu ezbere biliyor musunuz?
Uzun senelerdir İstanbul'da yaşayıp da hala Eminönü, Dudullu veya Cevizlibağ gibi merkezi yerleri ilçe sananları ya da görece ismi pek de popüler olmayan yerleri (Sancaktepe, Sultangazi vs) "Hangi ilçeye bağlı?" diye soranları da görünce epey şaşırıyorum.

Sizde durum nedir?

Not: İstanbul'da sadece sınırlı süre için gelenler elbette bilmek zorunda değil.
(1) 

Mecidiyeköy'den Hasdal Kışlası?

m e b #1329582 
Mecidiyeköy'den oraya nasıl ulaşabilirim?
Mecidiyeköy'den 48H'ye binebiliyorum galiba ama ineceğim durak (Trafi uygulamasına göre Girne Caddesi durağı) o kışlanın yakınında mı yoksa epey yürüme payı var mı?
(9) 

Bir kadın eşinin kendisiyle aldattığı kadını şikayet etmek isterse?

m e b #1328990 
Soru çarpık oldu, Farkındayım.
Tanıdık bir kadın var ve aldatılıyor, hem de bir hayat kadınıyla. Bu hayat kadının oturma izni yok ama aldatan koca kendisine ev tutmuş.
Bilgiler bunlar.


Kadın üç küçük çocuk sahibi. Boşanmak seçenek dışı.
Tek sanrısı ve çare olarak gördüğü şey şu ki bu yabancı hayat kadını şikayet edilip sınır dışı edilirse sorun çözülecek.

Polise gidip ne yapmalı bu kadın?
(2) 

Topkule Kışlası telefon numarasını bilen var mı?

m e b #1326072 
Mümkün değil hiçbir yerde bulamıyorum.
İstanbul-Esenler'deki kışladan bahsediyorum. Oranın numarasını bilen var mı?
(4) 

Askerlik yeri için adres sorgulama yapılamıyor mu? (2 soru)

m e b #1323818 
Bir adres var ama bir türlü bulunamıyor. Adı ve yeri değişmiş ve internette de kafa karışıklığı yaşıyor herkes.

"47'NCİ KOMD.TUG. KH. VE KH.BL./İSTANBUL Zeytinburnu." yazıyor ama burası Esenler'deymiş. Kimileri başka yerler söylüyor, telefon numarası var kullanılmamaktaymış. Kimisi 47. Motorize diyor, kimi 47. Mekanize, kimileri ise 66. Mekanize diyor. Buranın kesin adresi yok mudur? Nereden öğreneceğiz?


Bir de Metris/Hasdal kışlası olduğunu farz edersek, AHL'den nasıl gidilebilir?
(10) 

Hayatın tadını çıkardığınızı düşünüyor musunuz?

m e b #1322917 
Genel anlamda soruyorum, yoksa tabii ki olumsuzluklar da yaşıyor her insan.
Ben Türkiye'yi adım adım gez(eme)diğimi düşünerek hayal kurarak biraz üzüleceğim ve uykuya dalıp sabah 6'da kalkıp işe gideceğim. Tikleri sabaha bırakacağım.

İyi geceler, hep mutlu olun.
(3) 

Harry Potter evreni ve Fantastik Canavarlar serisi

m e b #1322440 
Merhaba.
Harry Potter serisini (kitap ve filmlerini) daha önceleri bitirdim. Ancak son senelerdir piyasada olan Fantastik Canavarlar serisine uzak kaldım. Evet, internetten bakabilirim ama spoiler yemek istemiyorum.

Şimdi bu iki seri birbirleriyle ne ölçüde bağlı? Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit gibi mi bunlar da? Yani biz en başta Harry Potter evrenini bitirdik ama sonradan "Hogwarts'ta daha önceleri ne olaylar olmuştu?" sorusuna cevap veren bir kitap/filmler mi çıktı piyasaya? Bunlar da J. K. Rowling'den çıkma mı yoksa Warner Bros'un kült eserlerin hala etinden sütünden yararlanma politikası mı?

Özetle, ben şimdi "Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar?" ve "Grindelwald'ın Suçları"nı izlediğimde Harry Potter evreninin başlangıç zamanlarını mı izlemiş olacağım?

Spoiler vermeyin lütfen :)
(11) 

Bir evin gider/tezgah meyilini ayarlamak çok mu zor?

m e b #1321325 
Evimizde mutfak tezgahı olması gereken yöne doğru değil de zıt yöne doğru meyilli, banyonun gideri de öyle.

Niye böyle? Ayarlaması üstün yetenek mi gerektiriyor yoksa ustaların aptal umursamazlığı mı?


Bu sonradan düzeltilmez mi?
(10) 

e-posta adresi verirken "ş yerine s, ı yerine i olacak" demek zorunda kalma

m e b #1316312 
evet, ne dertler var azizim...


şimdi, teknoloji/iş dünyasında e-postalarla öyle ya da böyle aşırı haşır neşir olmak zorunda kalmış insanlara bile "fıstıkçışahapoğlu@xmail.com" diye e-posta adresimizi verdiğimizde bunlar hemen neden hala "geçen bu adrese yolladık ama gönderilmedi. geçerli e-posta adresi verir misiniz?" ya da "ş/ç/ı/ğ ile mi olacak?" diye soruyorlar? yav, internet dünyasında aksanlı karakterlerin karakteristik olarak en yakın harfe çevrildiğini bilmiyorlar mı?

bunu babam, bakkal hüseyin yapsa anlarım da yav iş dünyasında bile sorulunca insan hayret ediyor.

benim bilmediğim bir şey mi var yoksa sormakta haklılarsa gerekçesi nedir?
(8) 

Sevgililer neden birbirlerini kısıtlıyor?

m e b #1315790 
Böyle olaylara cidden uzağım ve merak ettiğim için soruyorum.
Mesela sevgililerden biri neden illa diğerinden "Sosyal medya hesaplarını kapatacaksın", "Kapatmıyorsan da ortak hesabımız olacak", "Ortak hesabımız olmasa da listendeki tüm kızları/erkekleri sileceksin" diye istekte bulunuyorlar? Sevgilinizin etrafındaki tüm karşı cinslerin sevgilinizi elinizden alacağını mı düşünüyorsunuz yoksa güvensizlik problemi mi bu?

Bu sadece küçük bir örnek. Daha ileri boyutu da var. Mesela kendisi sevgilisinin hayatında daha birkaç aydır yer işgal ediyor ama yine de sevgilisinin etrafında ezelden beri var olan karşı cinslerle irtibatı kesmesini isteyebiliyor. Niye?
(5) 

teknosa'dan ek garantiden/sigortadan cep telefonu için faydalanan oldu mu?

m e b #1314892 
dün telefonumu masadan yere düşürdüm ve ekran koruyucusu olmasına rağmen koruyucu değil de ekranı çatladı birkaç yerden ve boydan boya. kullanıma engel değil ama tabii ki rahatsız ediyor. her neyse.

ben bu telefonu (huawei p smart) teknosa'dan almıştım. tezgahtar ben telefonlara bakarken bu telefonu gösteriyordu, "üstelik yanında da hediye teknogaranti ile 1 sene daha garantiniz oluyor, sigortası da ücretsiz. yere düşüp ekranı kırılsa dahi ücretsiz onarım oluyor." dedi.

şimdi kesin bir pislik çıkaracaklardır diye düşündüm. internette baktım da herkes şikayetçi. sigorta kapsamını inceledim ve kazaen zarara uğrama kısmında teminat dışı durumlar arasında "ürünün çalışmasına engel olmayan çizikler, kırılmış cam parçaları" maddesi de var.

ÖZETLE: ekranı sigorta kapsamında değiştirirler mi? siz böyle bir hizmet aldınız mı teknosa ile?
(2) 

Askerlik yeri sorgulamasında şu ne anlama geliyor?

m e b #1314524 
Bir arkadaşım adına soruyorum.
Zannedersem bugün kasımda gidecek askerler için yerler açıklandı. Bir arkadaşım da e-devletten yerini sorgulamak istediğinde "Hakkınızda herhangi bir sınıflandırma sonucu bulunmamaktadır" diyor. Kendisi uzun değil de kısa dönem yapacak.

Bir şey yapmasına gerek var mı? Bu bir hata mı, nedir? Telefonlar yoğun olduğu için açılmıyor. Kendisi şehir dışında.
(4) 

excel'de sütundaki her birimi 1 artırmak istiyorum, nasıl yapabilirim?

m e b #1313744 
elimde bir dosya var, d sütunu hücreleri tamamen sayılardan oluşuyor (kimileri ondalıklı) ve ben bir birim artırmak istiyorum. yani d2: 12, d1452: 47,21 ise ben 1,00 ekleyeceğim bu sütunun tamamına. ne yapmalıyım?
(7) 

Saate bakarken kafanızın karıştığı oluyor mu?

m e b #1313234 
Dijital saatlerden bahsediyorum.

Mesela saat 20:50, 22:50 gibi x'e 10 kala bir dilimdeyse bazen kafam bunu "Ooo, saat daha sekiz/on buçuk" diye algılıyor. :(

Zannedersem para miktarı olan buçuk ile karmaşa yaşıyorum arada. Size de oluyor mu hiç böyle?
(9) 

Şöyle bir çizgi film vardı, adı neydi?

m e b #1313093 
günaydın, inşallah haftanız çok güzel geçer.

turuncu, uçan top gibi bir canlı vardı. bu canlı, mesela geçmişte edison'ın ya da galileo'nun zamanına gidiyor, biz de o mucit/kaşifin o şeyi icat/keşfetme sürecine tanıklık ediyorduk.

neydi bu çizgi filmin adı?
(6) 

Strudel yapan varsa bir bakabilir mi?

m e b #1311866 
Milföy hamuruyla elmalı strudel yaptım. Dışı çok iyi pişiyor ama içi hala hamur olarak kalıyor. Evdeki herkes dışını yedi ama içini bıraktı :( Şimdi israf oldu o kadar malzeme.

Hamurunu inceltmeme rağmen rulosunu mu kalın yapıyorum acaba? Halbuki önceki yapışıma göre hamurunu çok inceltmiştim. Tariflere o kadar baktım, tarife aykırı hiçbir şey de yapmıyorum. Yorum yapanlara da bakıyorum, kimse de "İçi çiğ oluyor benimki" dememiş. Siz yapıyor musunuz strudel? Bir inceliği var da ben mi kaçırıyorum?
(13) 

Duyurucuları görünce "Çok az şey biliyorum" hissine kapılıyor musunuz?

m e b #1311765 
Bugünkü anket sorumu sorayım bari :)

Tamam, deneyim yaşadıkça bilgiye bilgi katılır da yine de hayranlık duymuyor musunuz bu kullanıcılara?
(15) 

Bu konuda gereksiz kasıntılık yok mu?

m e b #1311564 
Şimdi aşağıdaki "restoran adabı" konulu soruyu görünce merak ettim de o yüzden açıyorum (duyuru sahibine taş atmıyorum elbette).

Mesela bir kafe veya yemek yenilen bir mekana oturup menüdeki fiyatları gördükten sonra orada yemekten, içmekten vazgeçmek ayıp mı? Mesela arkadaşlarla gidiyoruz, haddinden fazla pahalı buluyoruz. "Hadi o zaman çıkalım" diyorum, bir kere masaya oturmuşmuşuz, çıkarsak ayıp olurmuş vs. Ben tek gitmişsem böyle şeyleri düşünmem bile ama çevremdeki istisnasız herkes ayıp olur diye oturuyor.
Yahu bütçeye göre, hadi hepsini es geçtim, oradan hiçbir sebep olmaksızın kalkmak niye ayıp? Sizce de ayıp mı?

"Çatal solda, bıçak sağda olacak", "Oraya şu şekilde giyinip gitmek gerek", "Şarap istemenin kendine has bir üslubu vardır." "X geldiğinde parmağını şıklatman, sandalyede 90,25 derece oturan lazım." gibi kuralları kim koyuyor? Saçma değil mi? Yahu alt tarafı karnını doyurmaya gitmiyor mu insanlar oraya?
(31) 

bana bir yalan bulmamız lazım

m e b #1311032 
uzatmadan konuya girmek istiyorum.

üniversiteden beri tanıdığım bir arkadaşım var, kendisi istanbul dışında yaşıyor ama ne zaman istanbul'a gelse bizde kalır ekseriyetle.
iki sene önce istanbul'a gelmiş, bizde kalmış, ertesi gün "beni avrupa yakasında gezdirsene" demişti ve oraya geçmiştik. bununla o gün o sağanak yağmurlar altında 1 saat anca gezerken bana "meb, benim kuzenim de buralardaymış. beni görmek istiyor da onunla da gezeyim biraz. sen başka yerde mi takılacaksın yoksa eve mi geçeceksin? en iyisi (sizin) evde tekrar buluşuruz. ben sizin oradan geçen iett hattını unutursam seni ararım, yolu bana tarif edersin. akşama görüşürüz." dedi.

ben taaa anadolu yakasından sırf o istedi diye yağmurlar altında o parasızlığımla beyoğlu'na gitmişim, sağım solum ıslanmış, bana nezaketen bile "beraber takılırız sorun olmazsa" bile demeyip adeta "zaten beni buraya kadar getir diye beyoğlu'na geldik seninle. hadi sen sktr olup git" demiş biri yani.

şimdi bu geçen beni aradı ve "meb, 20 gün sonra istanbul'a geleceğim. sizde kalmayı düşünüyorum. gece geleceğim için kuzenlerime şimdi ayıp olur o saatte. ertesi gün ona geçeceğim, haberin olsun diye arıyorum." dedi.

ben de o sırada işte olduğum ve biraz da stresli olduğum için aklıma bir yalan gelmedi ve sadece "hmm. şimdiden mi aradın? belli değil durum, sana haber veririm. şu an meşgulüm." dedim ve kapattım.


kendisini severdim açıkçası ama etrafında tek bir insan kalmadı sırf bu satışçılığı yüzünden. ben de maalesef pasif agresifim, öyle büyük bir patlama olmadan sinirlendiğimi tanıdığım insanlara gösteremiyorum hiç, en fazla kendi kendimi yiyorum.


bir de ben yalandan tepkisini ölçmek için "senin şehirde gezilecek yer yok mu ya? görmeyi isterim açıkçası." dediğimde hep "kanka, burada gezilecek hiçbir yer yok. gelip de ne yapacaksın?", "aman kanka geleyim deme, bu aralar çok yoğunum." diyen biri.


evet, allah'tan uzatmadan konuya gireyim dedim ama başaramadım yine.


ÖZETLE: bende kalmasını istemediğim birine ne yalan uydurayım ben?

NOT: ailemle yaşıyorum.
(4) 

iTunes programını indirmeden şarkı satın almak mümkün mü?

m e b #1310306 
Şahsi bilgisayarımda iTunes var ama artık evde internet yok, kullanamıyorum. İş bilgisayarına da iTunes'u indirmek istemiyorum birkaç şarkı yüklemek için. Web sitesinden giriş yaptım ama ya ben beceremedim, ya da izin verilmiyor bu şekilde indirme yapmaya. iTunes mu yüklemem lazım illa şarkı satın alabilmek için?

Yasal, arşivi geniş ve iTunes gibi bulunulan ülkeye göre fiyatlandırma politikasına sahip şarkı indirmeye yarayan bir uygulama/web sitesi de olabilir.
(9) 

Hangi şarkıyı ve kitabı siz yazmış olmak isterdiniz?

m e b #1309773 
Soru başlıkta olduğu gibi. Ama lütfen "X'i yazmak isterdim, çünkü paraya para demezdim." gibi esprili cevap yerine ciddi cevap verelim :)
(6) 

El işi teknikleri önerir misiniz? Sizin böyle bir hobiniz var mı?

m e b #1308362 
Merhabalar.

Şimdi ben canım sıkıldıkça yapabileceğim el işi örnekleri istiyorum. Mesela hama boncukları ile ayraç, bardak altlığı yapmak, çivi-iplikten portre yapmak, cam boyamak gibi vs. İnternette araştırıyorum ama hep nakış örnekleri çıkıyor. O yüzden doğrudan buraya sorayım dedim. Sizin var mı böyle hobiniz? Ya da buna benzer tekniklerden öneride bulunabilir misiniz? Mümkünse ucuz yollu olsun ki hep devam edebileyim evimde.

Not: Kurs aramıyorum. El işi teknikleri arıyorum.
(10) 

Patronu zor duruma mı soktum? Bundan bir şey çıkar mı?

m e b #1308000 
Geçen patron ofis dışındaydı. Beni aradı "Beni biri arıyor, yabancı bir numara, ne dediğini anlamadım. Numarayı atayım sana, ara da sor niye aramış. Hiçbir detay verme onlara." dedi. Ben de aradım, "Benim diğer numarayı aramışsınız. Konu neydi?" dedim. Bu yabancı şahıs da "Ben Rusya'dan arıyorum. XXX şirketinden (kendi çalıştığı şirket) aradım. Halledilmesi gereken bazı sorunlar var. ABC şirketinin (bizim patronun eskiden ortağı olduğu ama artık kapanmış bir şirket) ödemesi gereken faturalar ve diğer konular var." dedi. Ben de hem olayı karıştırmamak adına, hem de yazılı olarak daha iyi anlaşabileceğimizi düşünerek, siz bana e-posta atın, oradan ben gerekli yerlere ileteyim ve inceleyelim durumu." dedim. Yeni şirketin adını vermedim ama benim firma alan adına sahip e-postamı verdim. Hepsi bu.

Bu durumu patrona ilettim, "Sen niye detay veriyorsun? Ben sana sadece konuyu öğren dedim, sen gitmişsin şirket detaylarını vermişsin. Önceki şirketle ilgimiz bile yok, sen niye bu şirketle onu bağdaştırıyorsun, niye e-postanı veriyorsun?" dedi, bayağı bir sinirlendi.

Bugün de eski şirkete ait o faturaları atmış bana o Rus adam. Zamanında bizim patronun bir seferlik iş yaptığı bir Hong Kong firmasının danışmanlığını yapıyormuş.


Şimdi bundan baş ağrıtan bir şey çıkar mı acaba? Dahası, bizi bağlayan kanuni bir şey olabilir mi? Kaç gündür stres yapıyorum ya.
(7) 

Böyle şeylerde evrenin size göz kırptığını düşünüyor musunuz?

m e b #1307493 
Özel derken lafın gelişi işte. Neyse.
Karşılaştığım örnekler üzerinden gideyim uzun uzun ve karmaşık anlatmaktansa.
Mesela oturduğum mahallede birbirine paralel sokaklar var hep. Bu sokaklardan birinin adı annemin, birinin adı da samimi olduğum bir arkadaşımın annesinin adıyla aynı. "Eee, yani?" diyeceksiniz belki ama ikisi de nadir isimlerden, öyle Ayşe, Fatma, Şebnem, Gül gibi isimler değil.

Yine oturduğum yerde en yakın arkadaşımın adı bir sokağın adıyla aynı. Üstelik o sokağın olduğu yerde bir de Ahıskalılar derneğinin bir şubesi var. Tahmin edebileceğiniz gibi, arkadaşım da Ahıska Türklerinden.

Yine bu arkadaşımla Ankara'ya gidiyoruz. İkimiz de kalacağımız akrabalarımızın yanına gidecekken bir öğreniyoruz ki ikimizin de akrabaları koskoca Ankara'da aynı mahallede oturuyor ve arada sadece birkaç sokak var.

Çalıştığım yerde çalışanların birinin eşinin adı ve soyadı ile bir tanıdığımın adı ve soyadı aynı.

Üniversite okuduğum yerde biriyle konuşuyorum ve kadının adı ve soyadının benim çok yakın bir akrabamla aynı.

Üniversitede iki tanıdığım var (doğrudan benimle ilgili olmasa da) ve ikisi adaş, aynı bölümde ve soyadlarında sadece tek harf değişiyor. Hakan Bayar ve Hakan Baya gibi.

Daha birçok örnek var bu şekilde.

Tamam, olasılığa vurunca böyle şeylerle karşılaşmak şaşırtıcı gelmeyebilir ama yine de siz böyle durumlarla karşılaşınca şaşırmıyor musunuz? Var mı sizin de böyle örnekleriniz?
(2) 

İstanbul'dan Kocaeli Üni.- Gazanfer Bilge MYO ulaşımı hakkında bilgi?

m e b #1306881 
(Tam olarak yer-yön bulma sorusu değil bu, o yüzden bu kategoride açıyorum.)

Kız kardeşim, Kocaeli Üniversitesi Karamürsel kampüsünde okuyacak. Yurt başvurusunda bulunduk ama açıklanmasının epey zaman alması ve açıklansa bile yedeklerde çıkma olasılığı yüksek. Şimdi, biz en azından yurt çıkana kadar servisle gidip gelsin istiyoruz.

Hal böyle olunca da bir sürü soru geliyor akıllara. Eğer bu okul için bu yollardan geçtiyseniz şu sorularıma cevap verir misiniz? Yamyamlar tarafından kandırılmak istemiyoruz da.

1. Anadolu yakasındayız (Sancaktepe), servisle gitmesi uzun sürer mi?
2. İlk defa servis işiyle alakadar olacağız. Kardeşimin dersleri çok az görünüyor ilk dönem. Belki de birkaç günü boşta bile kalabilir. Bunun servis ücretinde indirim şeklinde yansıması olabilir mi?

3. Bir de anlaşma filan mı imzalanıyor? Mesela ilk ay gidip geldi derken ikinci ay ortalarında yurt çıktı. Şimdi biz "Artık servise ihtiyacımız kalmadı." diyebiliyor muyuz?

4. Servisle değil de Kartal-İzmit belediye otobüslerine binilip Karamürsel'e aktarma yapmak çok yorucu ve vakit kaybı olur mu?

Başka dikkat etmemiz gereken bir şey var mı?

Vereceğiniz cevaplar çok önemli, teşekkür ederim.
(16) 

Siz de güneşe bakınca hapşırıyor musunuz?

m e b #1304138 
Dışarı çıktığımda, güneş özellikle de doğrudan karşımda olduğunda en başta çok fazla hapşırıyorum, sonra az ve sonra da zannedersem burnum alışıyor ve hapşırmayı kesiyorum. Sonra bir mekandan çıkıp yeniden güneşi görünce yine hapşırıyorum.

Bazen hapşırmak isteyip de hapşıramazsam hemen havaya bakıyorum ya da sarı bir ışığa. Ben bu durumu normal sanıyordum ama toplumda azınlık oluşturuyormuşuz meğer.

Sizde durum nedir?
(9) 

Bahçeye ne ekebilirim?

m e b #1302065 
Zannedersem -anne ve babama göre de- bahçeye salatalık, domates ekmek için geç kalmışım. Acaba sebze, çiçek olarak güzün bile canlılığını koruyacak ne ekebilirim? Böyle, pencereyi açınca gözüm yeşillik, çiçek görsün istiyorum.

İkinci sorum da şu. Evde, saksıda biber, salatalık ya da domates ekemez miyim? Evde, pencerenin önüne koysam, yakacağımız doğalgazın sıcaklığı yetmez mi ona? Ev güneş alıyor batana kadar.
(9) 

Patronlar böyle mi, ben mi ezdiriyorum kendimi?

m e b #1299851 
Biraz uzun olacak.

Martın ortasından beri bir dış ticaret firmasında çalışıyorum. Firma dediğim de bir adamın şimdikine görece daha da büyük, ortak olduğu bir şirketinden ayrılıp kardeşiyle kurduğu iki kişilik bir firma. Benimle beraber toplam üç kişiyiz ofiste. İşe eleman ararlarken "Kendisine iş öğretilecek, İngilizce bilen lojistik operasyon elemanı arıyoruz" demişlerdi. Yani ben bu sıfatla girdim buraya. En işlemez trafikte bile evimden 25 dakika sürüyor işe gitmek. Hafta sonu tatil, 9-18 çalışıyoruz. İş bilmediğim için başlangıçta asgari ücret verileceği ama ileride tabii ki zam yapılacağı söylendi bana.


Her neyse. O zamandan beri ofiste ayakçılık, yurt dışı yazışmalar, sekreterlik, lojistik operasyon takipçiliği, çaycılık yapıyorum. Adam "Benim su şişemi doldurmamışsın!", "Bak, su şişemi erkenden dolduruyorsun, o da hemen ısınıyor!","Bana şuradan poğaça alıp gelsene.", "Bana şuradan para çekip geliver.", "Eşim az sonra arabayı bırakacak, binanın önünde bekle de anahtarı versin sana." demeye kadar getirdi işi.

Lojistik konusunda kullanılan bir programı öğretecek güya. Sadece bir portalını öğretmesi iki ay aldı. Neyin ne olduğunu söylemiyor, anca "Buraya şunu yaz" diyor. Bir sonrakinde tamamen kendi başıma yapmamı istiyor. Yapınca da "Ezbere yapıyorsun" diyor. Sorunca "Acele etme, vakti gelince öğreneceksin." diyor. Soruyorum, "Aylardır buradasın ve hâlâ soruyor musun cidden?" diyor. "X'e mail at şu faturayı" diyor, atıyorum. Bir sonrakinde sorunca "Biz ona kaç kere mail attık faturayı ki şimdi atalım?" diyor. Atmıyorum, "Neden atmadın ki?" diyor. "Sen buna neden ☓ TL/Euro fatura kestin?" diyor, "Size sorduktan sonra öyle kestim." diyorum, "Benim aklım kırk farklı şeyle meşgul. Sen benim ne dediğime niye bakıyorsun?" diyor.


Ve daha farklı onlarca konu var buna benzer olarak. Ofis Avrupa yakasına taşınacak. Benim her gün otobüs+metrobüs yapmam lazım. Yan şirketleriyle birleşeceğiz. Şimdi orada da böyle ezilirim diye korkuyorum bir yandan. Bir yandan da "Bak, zam yapamam sana. Sen de biliyorsun ki her konuda seni uyarmak zorunda kalıyorum işi tam öğrenemediğin için." şeklinde bu uyarıları bahane ettiğini düşünüyorum.


Bu arada yıl ve yemek ücreti ayrı olarak veriliyor ve yine verilecek.

Sizce ben kendimi çok mu ezdiriyorum yoksa nereye gidersem gideyim, özel işlerde durum böyle mi olacak? Ne yapayım bu noktada?
(1) 

Zar içeren bir Android oyunu arıyorum

m e b #1299378 
Bugün otobüste iken bir adamın oyun oynadığını gördüm. Sonra ben ortalara ilerleyince kendisine soramadım. Neyse.

Oyunda petek gibi bir alan vardı. Bu peteksi alana ikili zarlar yerleştiriliyordu. Zarlar yerleştirilince üzerindeki sayılar kadar puan veriyor herhalde, orasını göremedim :))

Bu oyunun adı ne olabilir acaba? Play Store'da aradım ama bulamadım.
(11) 

Tartışırken ağlamaklı olma...

m e b #1298685 
Normalde bir şeyi çok büyütmem ama muhatabıma sinirlenince ve hemen üstüne tartışınca heyecanlanıyor ve titriyorum. Sesim de titrek, ağlamaklı çıkıyor ve el hareketlerimi ve sesimi kontrol edemiyorum. Az önce de böyle bir şey oldu, tartışma yaşarken neredeyse hüngür hüngür ağlayacaktım. Özellikle tartışma ortamında o düşüncede olan tek insansam yaşıyorum bu durumu. Sizde de var mı? Bunun üstesinden nasıl gelinir?

Ekleme: Erkeğim.
(2) 

Ten rengini açtırmış bir tanıdığınız var mı acaba? Ten rengi açılır mı?

m e b #1297839 
Esmerim ve rengimden hoşnut değilim pek. Kendimi hep pis gibi hissediyorum. İnternette bakındım ama her kafadan yine farklı bir ses çıkmış. Millet ot, pirinç, sütle vs beyazlayacağını söylüyor vs. o yüzden buraya sormak istedim.

Etrafınızda bu konuda operasyon geçirmiş birileri var mı? Ne kadar etki etti ve doğal görünüyor mu? Peki ya gerçekten doğal yöntemler işe yarıyor mu cidden?

mobil görünümden çık