Ekşi Duyuru

İstanbul'da Almanca kursu arıyorum ben. Avrupa yakasındayım. Aklınızdan Goethe Institut'un geçtiğinin farkındayım da, yine de sorayım ben.
Halihazırda üni. öğrencisi olmama rağmen dersleri bırakıp tekrar sınavlara gireceğim bu yıl. LYS'ye Almancadan girip İst. Üni. Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne gireceğim (bölümden birileri bana ulaşsa şaane olur hatta). Asıl amacım Almanca hazırlık sınavını geçebilmek. Bunun için hangi seviyede olmam gerekir? A1, B2 falan hani. Böyle rastgele, gittiği yere kadar değil de seviye seviye eğitim veren düzgün bi yer arıyorum. Nereleri tavsiye edebilirsiniz?

Rusça Hazırlık öğrencisiyim, bu yıl tekrar çalışıp YGS-LYS'ye girip aynı üniversitenin farklı bir bölümüne gireceğim. Bu sınavlara girerken, başvururken falan kaydımı sildirmem mi gerek üniversiteden?

Bu yıl İngilizceden girdim, iyi de bir puan aldım ama şimdi başka bir bölüme gitmek amacıyla Almancadan girmek istiyorum sınava. Şöyle 30 net falan yapsam çok güzel olur. Almanca konusunda sıfır değilim, temel telaffuz şeylerini biliyorum, sayılar mayılar, yaşını söyleme ve bazı kelimelere aşinalığım var. YGS'de de Türkçe ve Sosyalde 30'ar net yapmak hedefim, ki bu yıl YGS'den 330 puan almıştım.

Sınava kendi kendime hazırlanacağım. Türkçe ve Sosyal Bilimler için 1'er konu özetli çalışma kitabı, test kitabı ve birkaç ay sonra konuları bitirdikten sonra da YGS denemeleri alacağım.
Almanca için ne yapabilirim peki? 30 net yapabilecek kadar Almancayı internet üzerinden öğrenebilir miyim? Almanca LYS'ye yönelik yazılmış kitap var mı, Türkçe şekilde konuları anlatan, İngilizcedeki gibi "bak diyalog sorularında şu varsa böyle devam eder.." diye anlatan? Var mı aramızda Almanca LYS'ye girmiş olan?

Bir üniversitenin X bölümü var diyelim, kontenjanı 77 ama 2011'de de 2012'de de bu kontenjan dolmamış, 40 olmuş 45 olmuş anca. Taban puanı da bir hayli düşük. Bu, orayı ilk sırada tercih eden herkesin o bölüme girdiğini mi gösterir? Sonuçta kontenjan dolmamış bile.

İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümündeyim ben, hazırlık okuyorum. DİL-3 puanıyla öğrenci alınıyor buraya. Ben yine aynı üniversitenin Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne geçmek istesem, geçebilir miyim? Yalnız Alman Dili'ne sınavla girişte, sınava Almanca'dan girme şartı var. Ben İngilizce'den girmiştim sadece.
Bu geçişin bi adı var mı? Nasıl şartlar gerekli?

Biraz yakınma duyurusu bu.
Yurtta kalıyorum, odada 4 kişiyiz. Biri zaten kaç yıldır internetten tanıştığım kadim dostum, diğeri onun liseden arkadaşı, buraya kadar her şey harika ama bir de aynı bölümde ve sınıfta olduğum bir kişi var odada. Öyle böyle değil, çok fazla gerizekalılık yüklenmiş kafasına. Ultimate gerizekalı. Artık günlerdir söylediklerini duymazlıktan gelmeye, ignore etmeye, hiçbir esprisine (ki utanmadan sürekli kötü espriler yapıyor) gülmemeye gayret ediyorum ama bana mısın demiyor. Aptal özgüveni böyle bi' şey galiba. Akıllı adamlarda olması gereken özgüven bunda birikmiş hep.
Çocuktan o kadar iğreniyorum ki, şu anda odada 4 erkek nefes alıyor olmamıza rağmen bir tek onun nefesini duyuyorum ve kulaklarımı tırmalıyor nefes alış-veriş sesi. Bir şeyler yerken çok fazla ses çıkarıyor, bir şeyler içerken gurk gurk diye sesler geliyor boğazından orospu çocuğunun.
Bir de aynı sınıftayız ya, gerizekalı sürekli beni sınama eğiliminde. "Bugün x'i öğrendik, söyle bakim ne demek x???" diyor durup dururken. Cidden soğuk davranmaya çalışıyorum çocuğa, utanması, onuru gururu olan biri olsa anlar yakınlaşmak istemediğimi. Kim olsa anlar, ama bu yavşak anlamıyor işte. Odada kimse onunla konuşmuyorken birden Rusça cümleler söylüyor sesli şekilde (Bölüm Rus Dili ve Edb. bu arada). Sabah uyandıktan hemen sonra telefonundan death metal şarkısı açıyor 3-4 tane, giyinirken hazırlanırken hep onlar çalıyor. Lan kulaklık tak bari öküz oğlu öküz topluluk içinde yaşıyosun.
Yemin ediyorum uyurken yastıkla boğmak geçiyor içimden. Sırf o çocuk benim bölümümde diye, severek isteyerek girdiğim bölümümden soğuyorum, 3 haftadır derslere girmiyorum sırf onunla birlikte gitmeyelim, derste yanıma oturmasın, tenefüslerde falan yakınlaşma olmasın diye. Derslerden de geri kaldım böylece. Amına yumruk atayım böyle insanın, ayak bileklerinden tutup tezgaha vurayım domuz gibi ya.

İşler Güçler artık startv sitesinden sansürsüz izlenebiliyordu bi' ara, videoların yanında yazıyordu "bölüm 14 - sansürsüz" gibisinden ama o yazı yok şimdi. hepsi mi sansürsüz, yoksa vaz mı geçtiler?

bi de hazır konusu açılmışken isyanımı da edeyim; koskoca star tv'sin sitene tek part koyamıyo musun diziyi olm, 5 part dizi mi yayınlanır? madem internetten herkesin izlemesine izin veriyosun, youtube'dakileri silme bari isteyen ordan tek part izlesin. mahkum muyuz olm buffering beklemeye? salak mısın? aptal! gerizekalı!!

Gurbet elde nezle oldum. Bunye de pek zayif. Bes mendil pakedi bitirdim iki gunde. Bu hazir corbalardan alsam, hani sicak suyla karistirilan. Bardakta icicem bi de. Faydali olur mu dersiniz?

Bunlardan kullansam n'olur? Telefonun kendi bataryasından çok daha fazla şeyleri var. Neyi denir, gücü? Hatta bazılarının kendi özel arka kapakları var boyutları büyük olduğundan.
Kullansam herhangi bi sorun çıkar mı bundan kaynaklı? Yüzümde patlamasın?

80'lerin sonu ya da 90'ların başında bir şeyler olmuş. Apple Macintosh bilgisayarlarını çıkarmış ama IBM, software açısından piyasada lidermiş, bayaa sürüyle programları varmış IBM bilgisayarlar için. Apple da Macintosh bilgisayarlarındaki bu açığı kapatmak için Bill Gates ya da Microsoft ekibiyle anlaşıp onların Macintosh için yazılım geliştirmelerini mi istemiş? Ya da tam tersi; IBM mi Microsoft ile işbirliği yapıp IBM bilgisayarı için yazılım geliştirmiş?

İzlediğim bi' belgeselde bahsediliyordu da bundan, emin olamadım şimdi kim kimle birlik olup kime saldırmışıdı.

Öğrenci kartı çıkartmak için önce bankaya ücret yatırmak gerek yazıyor sitede ama "ben sadece internetten randevu alıp gittim, parayı da oraya verdim, kart 2 dakikada çıktı" diyenler var. Açıkçası bankayla uğraşmak istemiyorum. Nedir bu işin yolu yordamı? Mümkün mü bankasız bişeyler? Hazırlayayım belgelerimi, randevu alıp gideyim şubeye, parayı da oraya vereyim, kart da pıt diye çıksın, oluyo mu öyle?

17 Eylül tarihli Hürriyet gazetesinin İK ekini bulmam gerek, yazım çıkmış orda hanyy. Nasıl bulurum bu saatten sonra acaba?

Şimdi klasörler düşünün şöyle:
"A [www.site.com]" adında bi klasör, bu klasörün içinde de birkaç tane klasör "asd [www.site.com]" gibi isimlerde ve yine birkaç video dosyası "asdas [www.site.com]" şeklinde isimlendirilmiş. Birkaç tane dediğime bakmayın bayağı var yani. Bunları topluca düzenleyebilir miyim? Sadece dosya ve klasör isimlerindeki "[www.site.com]" kısmı silinicek.

Başlıkta anlatamadım, görsele tık pls ------------------------->

Dün gece nerden ayarıyla oynadıysam artık, taskbar'da hep böyle geniş geniş çıkıyor şeyler. Bunu nasıl düzeltirim?

Festukla Twitterla uyumlu olması falan ilginç geliyor cazip geliyor RockMelt'in. Chrome'un da hızlı olması gerçeği var. Sizce ikisi dövüşse kim yener? Neden? Lütfen ikisini de kullanmış olanlar yanıtlasın.

Bu sabah burdan birisi önce cevap verdiğim duyuru üzerinden, sonra da özel mesajdan hakaret etti bana. Hani bizzat gavatlık yapmış olsam neyse, adama da açık açık sordum başka bir şeye sinirlisin de bana mı çatıyorsun, kötü bişi mi yaşadın kardo diye ama ı-ıh, angry birds olmaya devam etti. Normalde hiç uğraşmayacağım bir şey olmasına rağmen adama bu tavrı yüzünden dava açmayı falan düşünüyorum.
Duyuru silindiği için duyurudaki hakaretin screenshot'ını alamıyorum. Mesajınkini aldım ama. Davayı birkaç ay sonra açacağım, sorun olur mu? Güncel olması mı gerekir hakaretin, suç duyurusu vs için? Bir de işin avukat, belge melge kısmı ortalama ne kadar maliyetli olur? Bu hakaret davaları tek celsede görülür mü yoksa 71 kere mahkemeye falan gitmem mi gerekir?

Böcek fobim var benim. Baktım fıtıfıtı bi' şey yürüyor halıda. İrkildim hemen etrafımdaki kitabı cüzdanı attım kafasına. Böyle kahverengimsi renkte, antenli ve zıplayan bişi. Refleksleri de çok güçlü. 4 kere terlik, 3 kere cüzdan, yine 3 kere kitap attım üstüne ama bana mısın demedi, kayboldu. Sonra pat diye yatağıma çıktı, takdir edersiniz ki ölüp ölüp dirildim göz göze gelince ama soğukkanlılıkla kafasına bir kere daha terliği fırlattım. Zıpladı yataktan aşağı, dolabın altına girdi.

Ben uyuyamam aga böcekli odada. Kaptım laptop'u banyoya kilitledim kendimi. 3 saattir burdayım şu an, dizi falan izledim şarjım da %18 kaldı. Ev ahalisi uyansın da salona gideyim, şarj aletini de anneme aldırırım odadan ama uyanmalarına daha 1-2 saat var.

Ben o böceğin ölüsünü görmedikçe o odada ne uyurum ne de odaya girebilirim. N'apiyim abi ben? Markette var mıdır böyle her böceği öldüren sprey tarzı bişi? Elimde dursun, gördüğüm anda sıkayım. Terlikle ölecek gibi değil. Hayır odamda neye geldi o da muamma, 18 yaşında bekar erkeğim öylece uzanıyorum neden yatağıma gelir ki bi böcek.

Şunlar gibi böyle:
Elephant
We Need to Talk About Kevin
Lilja 4-Ever
Mr. Nobody
Amores Perros
The Future

-

ilk üçü gibi gençlikli film de olabilir, mr nobody gibi kuantumlu hafif bilimli de. beğendiğim başlıca filmler bunlar, "bunu seven şunu da sevdi" diyebileceğiniz filmlere açığım.

+Ayda 1GB internet kullanayım, 1gb sonrası da hızım düşsün yani hemen ücret ödemeye başlamayayım.
+Her yöne 100-200dk konuşma,
+Her yöne 100-200 sms

Çok şey mi istiyorum acaba? Ayda 20-30 liraya kapatamaz mıyım bunu?

Beyler naber, ucagi kacirdim ya la. Simdi bu metrobus ve metronun calisma saatleri neler? Sabah kactan itibaren calisir ikisi?

Ne kadar sürer ordan oraya hacılar?

Kas gevşetici var bende Kuiflex, ne derece etkilidir yoğundur bilmiyorum bilek ağrısı için yazmıştı doktor. 30 tane var içinde. 20 tanesini hıp hıp diye içsem ölüyor muyum ben şimdi? Filmlerde öyle oluyo hani. Ne derece acılı bi' çözüm peki bu şekilde intihar? "Uykum geli.." diye yatıp bir daha uyanmıyor muyuz yoksa daha farklı efekler sunuyor mu bu ilaç bize?

Biyografik filmler ilgimi çekiyor. The Raven'ı yer yer sıkılarak da olsa bitirebilmiştim ama When Nietzsche Wept'i 3 gündür bitiremiyorum. Konu edilen kişilere ilgim var ama filmlerde bi' şey var sanki. Factotum'u da indirmiştim, onun da "sıkıcı" çıkmasından korkuyorum. Sorun bende mi acaba diye de düşünüyorum. Hayır sanat filmidir festival filmidir izlemeyen insan da değilim ama keyifle izleyemiyorum bu iki filmi. Yarıda bıraksam rahatsız oluyorum ama o kadar sıkıcı ki. Factotum da böyle derseniz direkt atlayacağım onu da, o nasıl?

Efendim biraz yepisyeni bir laptop'ım var. Ancak bu alet zaman zaman anlık veya 10-15 saniye süren takılmalar yaşıyor. Diyelim bi' müzik dinliyorum, o sırada youtube'dan bi video sayfasına girdim, müzik bir anlığına donuyor gibi oluyor, dubstep gibi ses geliyor hani. yarım saniye sürüyor ya da sürmüyor bu, normal devam ediyor sonra. Ya da daha kötüsü, 5-6 sekme varsa ve bi sekme daha açarsam (özellikle gif barındıran tumblr sayfaları ya da yine youtube gibi video siteleri) kompiter öyle bir donuyor ki, 10-15 saniye mouse hareket edebilse bile bilgisayar işlem yapmıyor, arkadaki müzik çalmaya devam ediyor ama browser donmalarda tabi. google chrome kullanıyorum bu arada.

Bilgisayarın neyini suçlayacağımı bilmiyorum donanım açısından pek bilgim olmadığından dolayı ama güçsüz bir bilgisayar olmadığını düşünüyorum. Buyrun özellikleri:

- Intel Core i7 @ 2.30GHz (Ivy Bridge)
- 4,00 GB Single-Channel DDR3 RAM @ 798MHz
- NVIDIA GeForce GT 630M
- 699GB Seagate ST9750420AS (SATA)

ayrıca sıcaklık sorunu da pek yaşadığım söylenemez. 4-5 tane video açtım şimdi youtube'dan, işlemci-anakart-harddisk sıcaklıkları ortalma 58 dereceyi geçmedi.

google chrome'dan mı acaba? sistem 64 bit olmasına rağmen görev yöneticisinden baktığımda chrome *32 diye geçiyor. 32-bit oldugu anlamına mı gelıyo bu?

işlemciye overclock yapıp 3.00 ghz yapmayı düşünüyodum. ayrıca ram'i de 8 gb'a çıkarmayı. ne yapayım, hangisini yapayım sizce?

WordPress tabanlı bi' blogum var da, tekil/çoğul hit gibi istatistikleri ne şekilde edinmemi tavsiye edersiniz? Google Analytics popüler fakat biraz uğraştırıyor kurulum aşamasında. WordPress'in bazı eklentileri var benzer hizmeti veren, onları tavsiye eder misiniz?

Yorum bildirimlerini alıyorum ama gönderiye tıkladığımda yorumlar görünmüyor. İki post'uma yorum yapıldı ikisi de yorumsuz görünüyor bende, millette görünüyor ama yorumlar. Sabahtan beri böyle. Beklemek dışında yapabileceğim bir şey var mı, benden olabilir mi sorun?

Şimdi ben THY internet sitesinden kredi kartıyla uçak bileti aldım. Önceden hep satış ofislerinden falan alırdım kağıt olurdu elimde de bu sefer hiçbişi yok. Check-in'i neyle yaptırıcam ben sadece kimlikle mi?

Şimdi Kadıköy-Beşiktaş vapurundasın tamam mı, Beşiktaş'a geldin indin vapurdan, iskelenin civarında az yürüyosun banklar çıkıyo karşına, denize doğru bakan. Birkaç tane de savaş topu var bankların arasında. Çiçekçiler falan var.

Ne diye geçiyor o bankların olduğu bölge? Fotoğrafını bulabilsem çok şahane olacak da.

ebruvatansever.com

tepeden Click to play diyosunuz.

Şimdi ben İst. Üni. Edebiyat Fak. öğrencisi olarak, Beyazıt kampüsüne falan gidip oraların yemekhanesinde yemek yiyebiliyor muyum 75 kuruştan, öğrenci tarifesinden? Laleli kampüsü etrafında hangi kampüsler var böyle otlanabileceğim?

FileZilla kullanıyodum eskiden ama "firüslü o arada firüs atıyur sitelere" dediler, filezilla kullandığım 1-2 site de harbiden virüslendi. şimdi tekrar bi FTP yöneticisine ihtiyacım var, siz ne öneriyosunuz? "olm bu ücretli ama harika lan!!" dediğiniz bişiler de olabilir.

Şimdi buraya yurt için başvuruyorum da ben, sonucu ne zaman gelir? Ve ne zaman kayıt olmak için yurda gidebilirim? Üniversite kayıt tarihleri 3-7 eylül, ben 3-7 eylül arası gidip hem üniversite kaydını yapayım hem de yurda yerleşeyim diyorum, kayıttan sonra memlekete dönmeyeyim. mümkün mü bu, alırlar mı daha dersler başlamadan falan?

Dişçilerin yaptığı uyuşturmaca var ya, onun gibi bişi var şu an ağzımda. Uyuşturulmuş gibiyim yani. Dudağımın sağ kenarı uyuşmuş. Önceden hiç olmamıştı böyle bi' şey. Elim kolum olsa "hımfs üzerine yattım zaar" derim, 3-5 dakikaya da geçer ama ağız la bu. Bu nasıl geçer ki?

İzlediğim filmleri GetGlue ile not alıyorum, hem izlerken check-in yapıyorum fesbuka düşüyor "i'm watching x" diye, hem de izlediğim tüm filmleri bir arada görüyorum güzel oluyor unutkan biriyim çünkü. Ama sitede liste hazırlamaca yok. "İzlediğim en iyi 10 film" ya da "En sevdiim diziler" gibi listeler hazırlamak istiyorum ben. Çok basit bi' şey yani. Nerde yapabilirim bunu sade, güzel arayüzü olan bi yerde? Criticker ve imdb arayüzden kaybediyor, hiç modern gelmiyor tasarımları siteden çıkasım geliyor.

Merhaba user interface'ler,
Her gün yerli-yabancı toplam 14 teknoloji blogu takip ediyorum. Buralardan ilgimi çeken haberler oluyor, başkalarının da bilmesini istediğim. önceden bunları bir blog'da yayınlamayı düşündüm, ingilizce olan haberlerin çevirisini de kendim yapıp yazacaktım oraya, altında da kaynak: mashable gibisinden bir ibare. oh dedim şahane; ama blogların hali malum. 2-3 yıl öncesine nazaran çok daha az okunuyorlar, ancak piyasada adı geçen 1-2 site günlük ziyaret ediliyor artık. önceden de birkaç blog deneyimim olmuştu geçen yıllarda.
her gün "aa bak faydalı haber bu oo dursun köşede" diye diye biriktirdiğim bisürü haber oldu. güncel, faydalı şeyler de hani. türk bloglarında yazmayan şeyler bi kısmı da.

blog dışında yapabileceğim bir şeyler yok mu? en basiti facebook'ta haber linklerini paylaşmak ama onda da "pff spam yapıosn snrm bb" diyip unfriend ederler yahu, kaç tane haber sonuçta.

twitter'a yürüyeyim dedim, haberleri özetlerim kısaltırım öyle yazarım diye ama 140 karakter de harbiden kısa bir teknoloji haberi için.

siz ne önerirsiniz bu konuda bana? blog açıp ingilizceden çevirip yazsam orj. siteler gelip "oo çevirmişin keko, para versene" ya da "çevirmesene! ne çeviriyosun!" der mi? sonuçta orijinal metinlerini kullanmıyorum, üstelik altına kaynak da belirtiyorum.

Merhaba Romalılar,
Strateji oyunu arıyorum böyle Rise of Nations gibi Empire Earth gibi. Oynanışı zor olmayan, diplomasiyle bizi çok uğraştırmayan böyle ülke yönetiminde çok detaya boğmayanından. Aynı zamanda harita olarak da günümüz ya da en azından 1800 ve sonrası kullanılırsa çok güzel olur.

Neler önerebilirsiniz böyle?

Sadece bateri olan bi şarksı vardı bunların. Neydi o acaba?

Oyunun daha başındayım. Şimdi benim 11 tane piyadem var maaş falan veriyomuşum onlara haftalık. Baskın yapıyoruz bazen görev icabı falan, oralardan bisürü ganimet geliyor envanterim doluyor zırhla şapkayla kılıçla falan. Ben bunları o piyadelerime veremiyo muyum "al bunu giy kafan üşümesin" diye? Huzursuzluk çıkarmasın bunlar "hani bize ganimet komtanım?" diye? Tamamı bana mı ait o ganimetin?

Masaüstü bilgisayarımda internete kabloyla bağlanırken sorun çıkmıyordu ama ne zaman ki laptop'a geçtim, bilgisayarı kablosuz bağladım internete, o zamandan kelli airdroid çalışmıyor. Telefon ve laptop aynı ağa bağlı olmalarına rağmen site "Bağlantı başarısız. Cihazınızın aynı kablosuz ağa bağlı olduğundan emin olun." diyor.

Var mı aynı sorunu yaşayan da çözümü paylaşabilecek? Hayat kurtaran bir app idi, ne de güzel idi. Adam gibi alternatifini de bulamadım, o konuda da önerilere açığım. Telefondan pc'ye fotoğraf vs aktarmak istiyorum kablosuzca. Çok şey mi istiyorum.

Aynı anda sadece bir kurumdan burs alabiliyoruz sanırım çünkü hepsinin burs şartlarında var bu, başka bi kurumdan burs alıyorsa burs kesilir diye. Hayvan gibi gidip burs veren her yere başvurmayı planlıyordum ama o iş sakat sanki. Aynı anda 3 kurumdan burs alsam 1-2 ay sonra birbirlerinden haberdar olup hepsi bursu keser, ortada kalırım. Bunun yerine tek bir kuruma mı başvurmalı? Yoksa aynı anda 1-2 kurumdan alma mazur görülür bir şey midir?

Laptop almamla görgüsüz gibi günde 5-6 saat kucağımda laptop ile durmam bir oldu. Masaya da koyuyorum arada ama yeni uyanınca ve uyumadan önce hep kucağıma koyuyorum yatakta. Birkaç gündür de testislerde ve spesifik olarak testislerde olmasa da o bölgede yer yer sızlamalar falan oluyor zaman zaman, acaba diyorum ondan mıdır, var mıdır bi zararı? "VAR" yerine biraz daha detaylı anlatırsanız süfer olur.

merhaba steve wozniak'lar,
yıllardır ilgi duyduğum ancak üşengeçliği üstümden atıp bir türlü başlayamadığım html-css öğrenimine başladım tutorial'larla. dersler gayet güzel, verimli, html kısmını geçtim css'deyim şu anda ama o kadar fazla css değeri var ki, ben ilerde bunu iş olarak yaparken o komut-değer aklıma gelmezse diye çok korkuyorum. hafızası pek güçlü biri değilim. her gün biraz daha ilerliyorum tutorial'larla, motoru soğutmuyorum ama sıfırdan yaz deseler mesela son yaptığım sayfayı, elim ayağıma dolaşır. yanımda bi kitap mı taşısam html-css üzerine, komutların değerlerin falan yazdığı böyle özet halinde. sözlük okur gibi okurum tuvalette neyin.

mesela tutorial sonunda bi proje ödevi veriyor adam, onu taze bilgilerimle fıtıfıtı yapıyorum gayet. ama sırf "text" için bile o kadar değer var ki "la bunlar çok ha, ben kesin unuturum bunları" diyorum.

henüz 7 gündür falan ciddi anlamda kodluyorum, tutorial falan bakıyorum yani öyle köklü bir geçmişim falan yok, birkaç wordpress blogum olmuştu ama işin teknik kısmına pek yanaşmamıştım.

siz, profesyönel olarak/işi gereği kod yazan insanlar bu sorunu nasıl aşıyorsunuz? ben yanlış mı ilerliyorum?

Bu üçünü besin değerleri açısından incelediğimizde, aralarında ne gibi farklılıklar var ve bu farklılıklar ne boyutlarda?

Ayranı seven, günde litrelerce içebilece biriyim fakat sütü günde ancak 1 bardak içebiliyorum, peyniriyse yıllardır ağzıma sürmem kaşar peyniri dışında.


Acaba diyorum peynir ve süt pek tüketmediğimden vücudumda oluşan eksikliği ayranla kapatabilir miyim? yaş 17-18, çok geç değil zaar.

Bu yıl için bi' açıklama yok sanırım, geçen seneler hangi günlere tekabül etmiş idi bu olaylar? Tercih sonuçları ne zaman açıklandı, ne zaman kayıtlar başladı?

Üniversiteye kayıt için gittiğimizde özel yurda da kaydı yapalım, o günden itibaren orda kalayım diyorum. Sorun olur mu?

Merhaba baykuşlar,
Te yıllar önce "sabahlamak ya da zihninizi dinç tutmak için kahve içmek yerine bir elma yeseniz çok daha etkili olur" temalı bir şeyler okuduğumu hatırladım. Elma sevdiğim bir yiyecek, kahve de sevmediğim bir içecek. Elmanın var mı böyle bir kafeinimsi etkisi? Yoksa beni mi yemişler?

Bir de çok afedersiniz az önce el arabasına bindim, ama programlama üzerine birkaç tutorial bakmam lazım, yani kafayı ayık tutmam gerek. Bu rehaveti atmak için elma mı yiyeyim çay mı içeyim şimdi? Çay kuşburnu bu arada ama siyah çay da yapabilirim.

D:'deki boş 40gb'ı C:'ye taşımak istiyorum fakat C:'de de D:'de de veriler mevcut, bunlara zarar gelmeden bu işi hangi programla halledebilirim?
Danke!

bulabilir miyiz bu Ersin Karabulut karikatürünün tamamını acaba?

Biz iki sapız. İstanbul Üni. Laleli kampüsü çevresinde, yürüyerek ya da toplu taşımayla kolaylıkla kampüse ulaşabileceğimiz, özel ya da yarı özel yurtlar arıyoruz.

Pek paramız yok, 4 kişilik odada da kalabiliriz. İkimiz de internet üzerinden işler yapacağımız için sağlıklı ve kısıtlamasız (yani sadece bilgisayar odasında internet olması gibi abuk şeyler olmayan), giriş çıkış saatleri çok katı olmayan, içinde ülkücüler tarafından bıçaklanma ya da cemaatçi abiler tarafından namazlı sohbetli tacize maruz kalma riskinin düşük olduğu yerler tercihimiz tabi.

Bilen, gören, duyan, kalan var mıdır?

Ya biz yurt bakıcaz ya, malum tercih dönemi falan. Velev ki girdiğimiz yurt cemaatli çıktı, n'oluyor? Sonuçta bi işletme orası, parasını veriyoruz adam gibi kalıyoruz. Dairelerine molotof atacak ya da gece dörtte hoparlörden rakınrol dinleyecek değiliz normal insan gibi yaşıyoruz onlarla. Belki muhabbet olur sohbete davet ederler, nazikçe "yok abi sağol, çok çekmiyo benim ilgimi öyle şeyler" ya da "abi ben aleviyim, size allah kabul etsin" desem nolur? Kovarlar mı beni, içeri mi almazlar, eşyalarımı mı yakarlar? Fiyatı pahalı olmayan bikaç yurt var çünkü fakültenin çevresinde, eve çıkmak yerine onlara gireyim diyorum ama işte "cemaat yurdu" efsanesi var. Bunlar nasıl etkiler ki cemaatten olmayan öğrencileri?

Ne yersem yiyeyim, yemek bittikten hemen sonra (hatta bazen yemeğin son parçaları tabakta kalmışken) midem bulanmaya başlıyor. Kendimi salıversem hepsini kusacağımı hissediyorum. Çocukken sevmediğim yemekleri yedikten sonra falan kusardım. Ortaokul-lise dönemimde aşırı heyecanlı ya da telaşlı zamanlarda karnım ağrır-midem bulanırdı, günlerce yemek yiyemezdim, bazen günlerce yemememe rağmen kusardım da. Bu yıl lise bitti, son bir aydır falan bu her yemekten sonra mide bulantısı başladı. Yemeklerden sonra çay içiyorum, elma yiyorum gün içinde 2 tane falan. Onlarla unutuyorum bulantıyı. Benim Allah belamı mı vermiş?