birbirine çok benzeyen iki kişiyi birbiriyle karıştırmak nasıl ifade edilir? X ile Y'yi ayırt edemiyorum gibisinden? mix deyince benim aklıma direkt parçalarına ayırıp birbirine katıştırmak geliyo, e stir zaten olmaz... ne diyebiliriz?
yoksa bana mı öyle denk geldi, merak ediyorum. bunlar bizim toyluğumuzdan, heyecanlı ve kısmen hastalıklı ilgimizden hoşlanıp canları sıkıldığı zaman siktiri çekiyorlar? yani hep mi böyle oluyor, yoksa bana mı öyle denk gelmiş?
6 yaşımdan beri kendimden büyüklere aşık oluyorum ve çok üzülüyorum. insan kendini ekstra aptal, olduğundan da küçük hissediyor. ne yapıcaz şimdi hoşlanırken yaş sorup "hmmm yenge kusura bakma ya 6 yaş varmış aramızda, sen beni donunda sallarsın sonra da sikip atarsın kenara, uzak durmalıyım senden :))))" mi diycez?
6 yaşımdan beri kendimden büyüklere aşık oluyorum ve çok üzülüyorum. insan kendini ekstra aptal, olduğundan da küçük hissediyor. ne yapıcaz şimdi hoşlanırken yaş sorup "hmmm yenge kusura bakma ya 6 yaş varmış aramızda, sen beni donunda sallarsın sonra da sikip atarsın kenara, uzak durmalıyım senden :))))" mi diycez?
bu google'ın allah belasını versin. "kolay ucuz sağlıklı öğrenci yemeği" diyorsun, taze fasulye falan gösteriyor. ekmek doğrama tahtası yok, tavuğu ikiye bölmeye çalışırken mareşal oldum, yeter lan. he amk ıslak kek, ucuz sağlıklı yemek fırında ıspanaklı börek. çok kolaymış.
fırın yok, mikrodalga yok, sadece pescador, sıvı yağ ve zeytinyağı var. üflese gol.
- az malzeme gerektiren,
- tavada veya tencerede pişirilebilen,
- doğraması biçmesi az (ya da kolay) olan,
- mümkünse çabuk pişen,
- hayvan gibi kalorili-yağlı olmayan,
bi şeyler önerin. allahınız varsa önerin. yeter. patates haşlama bir yemek değildir. tavuk sote hiç yemek değildir. ıslak kek akşam yemeğinde yenecek bir şey hiç değildir. sinirlendirmeyin insanı.
biliyorum çok şey istiyorum ama çok çaresizim.
fırın yok, mikrodalga yok, sadece pescador, sıvı yağ ve zeytinyağı var. üflese gol.
- az malzeme gerektiren,
- tavada veya tencerede pişirilebilen,
- doğraması biçmesi az (ya da kolay) olan,
- mümkünse çabuk pişen,
- hayvan gibi kalorili-yağlı olmayan,
bi şeyler önerin. allahınız varsa önerin. yeter. patates haşlama bir yemek değildir. tavuk sote hiç yemek değildir. ıslak kek akşam yemeğinde yenecek bir şey hiç değildir. sinirlendirmeyin insanı.
biliyorum çok şey istiyorum ama çok çaresizim.
merhaba duyurunun sabah tok karnına bir tane içen insanları,
dohtur bey bana cataflam yazmış ama kutuyu incelediğimde "50 mg draje" yazdığını, şekerle kaplanmış ve üstelik kırmızı olduğunu görüyorum ki ben böyle şeyleri yutmak yerine ağzımda çevirip kıtır kıtır parçalamayı severim.
kendime güvenemediğim için bunu hap gibi yuttum ama normalde ağızda dağıtabiliyo muyuz mmmm diye orgazm taklidi yapabiliyo muyuz? biraz emdim tadı da güzel ha şekerli cidden, emebiliyosak löp diye yutup yazık etmiyim şekere, o kadar para saydık yav
dohtur bey bana cataflam yazmış ama kutuyu incelediğimde "50 mg draje" yazdığını, şekerle kaplanmış ve üstelik kırmızı olduğunu görüyorum ki ben böyle şeyleri yutmak yerine ağzımda çevirip kıtır kıtır parçalamayı severim.
kendime güvenemediğim için bunu hap gibi yuttum ama normalde ağızda dağıtabiliyo muyuz mmmm diye orgazm taklidi yapabiliyo muyuz? biraz emdim tadı da güzel ha şekerli cidden, emebiliyosak löp diye yutup yazık etmiyim şekere, o kadar para saydık yav
bugün rap rap rap diye yürürken tam önümde bir trafik kazası oldu. hiç de bilmediğim bir yer geçiyorum öyle, aradım polisi dedim bilmem ne sokakta kaza oldu. tarif et diyo, dedim bilmiyorum aq sokak tabelası var işte. rıza babaya haber verdiler, tamam dediler, kapattık.
5-6 dakika sonra bir cep numarasından aradılar, kaza olmuş durumlar nasıl, iyi misiniz geçmiş olsun, yaralı var mı sağlık ekipleri geldi mi falan diye.
biraz ürktüm ben açıkçası, kim lan bu şimdi? ne alaka?
5-6 dakika sonra bir cep numarasından aradılar, kaza olmuş durumlar nasıl, iyi misiniz geçmiş olsun, yaralı var mı sağlık ekipleri geldi mi falan diye.
biraz ürktüm ben açıkçası, kim lan bu şimdi? ne alaka?
bize ilkokulda "yenileyemeyen tek hücreler sinir hücreleridir" diye öğretmişlerdi. ama periferal sinir sisteminin kendini yenileyebildiğiyle alakalı makaleler falan gördüm. gördüm ama okuyamadım, beynim yetmedi.
konuya tamamen yabancıyım. kendi rahatsızlığımla alakalı olabileceğini düşündüğüm için okuyorum öyle, bakıyorum neymiş diye. (google kansersin diyor)
sinirler hasar görünce asla adam olmuyorlar mı? yoksa düzelebilirler mi? tam olayı nedir bu abilerin gerizekalıya anlatır gibi anlatır mısınız? güzel bir örnek,
"elin yandığında yanmasını hissetmene sebep olan şey sinirlerdir. onlar yanıp bittiği zaman, elin de acımaz çünkü his yok olur. elin kesildiğinde deri tekrar yerine gelir ama o his tekrar gelmez, çünkü sinir hücreleri kendini yenilemiyor bitch."
bu tarz bir kısım açıklamalar çok tatlı olur.
(verdiğim örnek de tamamen sallama, doğru değildir belki bilmiyorum)
konuya tamamen yabancıyım. kendi rahatsızlığımla alakalı olabileceğini düşündüğüm için okuyorum öyle, bakıyorum neymiş diye. (google kansersin diyor)
sinirler hasar görünce asla adam olmuyorlar mı? yoksa düzelebilirler mi? tam olayı nedir bu abilerin gerizekalıya anlatır gibi anlatır mısınız? güzel bir örnek,
"elin yandığında yanmasını hissetmene sebep olan şey sinirlerdir. onlar yanıp bittiği zaman, elin de acımaz çünkü his yok olur. elin kesildiğinde deri tekrar yerine gelir ama o his tekrar gelmez, çünkü sinir hücreleri kendini yenilemiyor bitch."
bu tarz bir kısım açıklamalar çok tatlı olur.
(verdiğim örnek de tamamen sallama, doğru değildir belki bilmiyorum)
tam olarak erenköy'deki ortopedi merkeziyle (ya da ona benzer bir şey) kadıköy bahariye caddesi, tahminen ne kadar yazar? bu iş için siteler var ama onlar bilindik yerler arasındaki bağlantıları gösteriyor hep, istediğim yeri seçemiyorum.
şöyle ki ben bildiğin yürüyemiyorum ve muhtemelen yarın tedaviden sonra şipşak düzelecek bir şey değil bu, bissürü röntgen bilmem ne isteyip yarın gel diyecek.
şöyle ki ben bildiğin yürüyemiyorum ve muhtemelen yarın tedaviden sonra şipşak düzelecek bir şey değil bu, bissürü röntgen bilmem ne isteyip yarın gel diyecek.
iyi geceler protein doztları,
(durumu olmayanlar son paragrafa atlayabilir)
geçtiğimiz gün sadece bir alışkanlığım olsun diye, bir beklenti içerisinde olmadan, "maksat 3-5 bi şey yapalım" diyerek şınav çekmeye başladım. kolum görüntü olarak normal ama kullanmadığım için çok zayıf. başta sabah öğle akşam 10'ar tane gireyim dedim, onda bile zorlandım.
2 gün böyle yaptım, sonra bir gün ara verdim. ertesi gün 12'şer tane yaptım. zorlanıyordum ama daha rahattım. bugünse kendimi 10-11'le sınırlamayıp yapabildiğim kadar yaptım, 20-14-15 çıktı.
sakin sakin ilerleyeyim diyorum ama 30 yapabilecekken bir hafta boyunca 20-22-24 diye gitmeyi de gereksiz buluyorum açıkçası. nasıl ilerleyeyim, ne yapayım?
bunları sabah-öğle-akşam diye bölmek yerine daha kısa bir zamana mı sıkıştırayım mesela? 10 şınavdan zaten bi şey olmaz ama yine de yumurtadır tavuktur hıyardır meyvedir yemeye gayret ediyorum, gerekli proteini alıyoruzdur herhalde.
ÖZET: şınav çekmeye yeni başladım, mümkünse bunu alışkanlık haline getirip sürekli yapmak istiyorum, nasıl bir program izleyeyim? acı yok rocky deyip gün içinde farklı zamanlarda 100-120 allah ne verdiyse abanayım mı nabayım?
(durumu olmayanlar son paragrafa atlayabilir)
geçtiğimiz gün sadece bir alışkanlığım olsun diye, bir beklenti içerisinde olmadan, "maksat 3-5 bi şey yapalım" diyerek şınav çekmeye başladım. kolum görüntü olarak normal ama kullanmadığım için çok zayıf. başta sabah öğle akşam 10'ar tane gireyim dedim, onda bile zorlandım.
2 gün böyle yaptım, sonra bir gün ara verdim. ertesi gün 12'şer tane yaptım. zorlanıyordum ama daha rahattım. bugünse kendimi 10-11'le sınırlamayıp yapabildiğim kadar yaptım, 20-14-15 çıktı.
sakin sakin ilerleyeyim diyorum ama 30 yapabilecekken bir hafta boyunca 20-22-24 diye gitmeyi de gereksiz buluyorum açıkçası. nasıl ilerleyeyim, ne yapayım?
bunları sabah-öğle-akşam diye bölmek yerine daha kısa bir zamana mı sıkıştırayım mesela? 10 şınavdan zaten bi şey olmaz ama yine de yumurtadır tavuktur hıyardır meyvedir yemeye gayret ediyorum, gerekli proteini alıyoruzdur herhalde.
ÖZET: şınav çekmeye yeni başladım, mümkünse bunu alışkanlık haline getirip sürekli yapmak istiyorum, nasıl bir program izleyeyim? acı yok rocky deyip gün içinde farklı zamanlarda 100-120 allah ne verdiyse abanayım mı nabayım?
iyi akşamlar,
1) çamaşır makinasının deterjan bölümü çalışmıyor, o yüzden içine atayım diyorum. bingo soft var, üzerinde "direkt olarak çamaşırlara dökmeyiniz" diyor. diyor ama yıkadığım çamaşır güzel koksa iyi olurdu yani. (kapsül tarzı şeyler olduğunu biliyorum ama şu an yok)
2) son kullanma tarihi 31 mart olan 7-8 adet yumurta var. ziyan olsunlar istemem. çok mu zaman geçmiş yoksa yenir mi bunlar 1-2 günde? bayatlık testi için suya koyuyomuşuz falan mesela onu yapsak olur mu?
1) çamaşır makinasının deterjan bölümü çalışmıyor, o yüzden içine atayım diyorum. bingo soft var, üzerinde "direkt olarak çamaşırlara dökmeyiniz" diyor. diyor ama yıkadığım çamaşır güzel koksa iyi olurdu yani. (kapsül tarzı şeyler olduğunu biliyorum ama şu an yok)
2) son kullanma tarihi 31 mart olan 7-8 adet yumurta var. ziyan olsunlar istemem. çok mu zaman geçmiş yoksa yenir mi bunlar 1-2 günde? bayatlık testi için suya koyuyomuşuz falan mesela onu yapsak olur mu?
yarınki bu şahane maçı "garantili" izleme yöntemi var mı dostlar? tek maç satın alma, çıkıp dışarda izleme gibi? dışarda izlenebilecekse, kadıköy'de neresi gösterir bunu?
ülker linkten maç izlemeyi sevmiyorum. saatlerce maç bekleyip sağlam link bulamayınca sinirleniyor insan.
sopcast, engellemeler yüzünden çalışmıyor. spotflux açıyorsun, o zaman da internet yavaşladığı için yükleyemiyor falan, bende işlevsiz bir programa dönüştü açıkçası son 1 yıldır, hiçbir maç izlenmiyor tüm denemelerime rağmen.
digiturk'ten falan tek maç alayım diyorum ama 190 lira istiyorlardır eminim. nasıl yapalım?
ülker linkten maç izlemeyi sevmiyorum. saatlerce maç bekleyip sağlam link bulamayınca sinirleniyor insan.
sopcast, engellemeler yüzünden çalışmıyor. spotflux açıyorsun, o zaman da internet yavaşladığı için yükleyemiyor falan, bende işlevsiz bir programa dönüştü açıkçası son 1 yıldır, hiçbir maç izlenmiyor tüm denemelerime rağmen.
digiturk'ten falan tek maç alayım diyorum ama 190 lira istiyorlardır eminim. nasıl yapalım?
arkadaşlar merhaba, çok az vaktim var çünkü yine çişim gelecek biliyorum. bakınız ben normalde çok az tuvalete çıkan, az su içen, 24 saatlik otobüs yolculuğunda bir kez tuvalete çıkan bir heriftim eskiden.
son zamanlarda 3-4 saatte bir yapar oldum. araştırdım biraz baktım bu normal olanmış zaten. ama beni rahatsız eden şuydu: 8 saatlik uykuda, kalkmak zorunda kalıyodum. eskiden, uyurken rahatsız olmazdım, uyanınca yapardım. şimdi uyandıracak kadar şiddetli hissediyorum.
geçtiğimiz günlerde sağlıklı beslenicem diye gaza gelip günde 2 litre su içmeye başladım. bunu yapmaya başlayalı sanırım 3 gün oldu. geceleri uyuyamıyorum, 2 saatte bir çişe kalkıyorum.
acilen doktora gideyim mi yoksa vücut alışma aşamasında olduğu için mi böyle saçmalıyor? 1 saat mesafede doktor da yok altıma işerim yolda, yetişkinler için bez satmıyolar mı?
son zamanlarda 3-4 saatte bir yapar oldum. araştırdım biraz baktım bu normal olanmış zaten. ama beni rahatsız eden şuydu: 8 saatlik uykuda, kalkmak zorunda kalıyodum. eskiden, uyurken rahatsız olmazdım, uyanınca yapardım. şimdi uyandıracak kadar şiddetli hissediyorum.
geçtiğimiz günlerde sağlıklı beslenicem diye gaza gelip günde 2 litre su içmeye başladım. bunu yapmaya başlayalı sanırım 3 gün oldu. geceleri uyuyamıyorum, 2 saatte bir çişe kalkıyorum.
acilen doktora gideyim mi yoksa vücut alışma aşamasında olduğu için mi böyle saçmalıyor? 1 saat mesafede doktor da yok altıma işerim yolda, yetişkinler için bez satmıyolar mı?
iyi akşamlar duyurunun yardımsever dostları, yağmurlu bir istanbul akşamında yeniden sizlerle birlikteyim. uzatmadan direkt olarak konuya gireceğim.
biz 3 ev arkadaşıyız. ben, B ile çok iyi anlaşıyorum. gün içinde sıkça muhabbet ediyoruz, bayağı yakın sayılırız. C iyi çocuk, onu da severim ve aramda hiçbir problem yok ama onunla "naber"den öteye çok gitmiyor. B de C ile çok yakın değil ama kibar ve iyi bir insan olduğu için onunla da gayet güzel anlaşıyor.
yani gördüğünüz üzere, arasında problem olmasa da kendi halinde, organizasyon ve birlikten uzak takılan 3 kişiyiz.
ben yaşadığım yerde maksimum konfor istiyorum. mini buzdolabını satıp yerine büyük buzdolabı almak, mutfakta kullanılabilecek ıvır zıvırdan tutun da elektrikli süpürgeye kadar değiştirmek istiyorum. yani bu evle ciddi düşünüyorum, başka bir yere taşınmak gibi bir fikrim yok önümüzdeki 3 yıl için.
fakat hepimiz fakiriz ve bu tip şeyler için ev arkadaşlarımın parası yok. aslında benim de yok ama sağdan soldan buluşturup, çalıp çırpıp hallediyorum eheh.
şimdi ben bu ütü masası, yeni tencere, elektrikli süpürge, buzdolabı gibi şeyleri alırım almasna da... evden çıkacak olursam, hepsini alıp yeni evime götürürüm. çünkü parasını tamamen ben verdim. (buradayken kesinlikle "ben verdim parasını kullanmayın" durumu söz konusu değil. malı eve alıyorum, ama benim oluyo)
benim bu yaptığım götlük olur mu? "her şeyi aldı götürdü ırzını sktiğim" derler mi arkamdan? onlara sor demeyin, bunu mu sorayım şimdi adamlara?
biz 3 ev arkadaşıyız. ben, B ile çok iyi anlaşıyorum. gün içinde sıkça muhabbet ediyoruz, bayağı yakın sayılırız. C iyi çocuk, onu da severim ve aramda hiçbir problem yok ama onunla "naber"den öteye çok gitmiyor. B de C ile çok yakın değil ama kibar ve iyi bir insan olduğu için onunla da gayet güzel anlaşıyor.
yani gördüğünüz üzere, arasında problem olmasa da kendi halinde, organizasyon ve birlikten uzak takılan 3 kişiyiz.
ben yaşadığım yerde maksimum konfor istiyorum. mini buzdolabını satıp yerine büyük buzdolabı almak, mutfakta kullanılabilecek ıvır zıvırdan tutun da elektrikli süpürgeye kadar değiştirmek istiyorum. yani bu evle ciddi düşünüyorum, başka bir yere taşınmak gibi bir fikrim yok önümüzdeki 3 yıl için.
fakat hepimiz fakiriz ve bu tip şeyler için ev arkadaşlarımın parası yok. aslında benim de yok ama sağdan soldan buluşturup, çalıp çırpıp hallediyorum eheh.
şimdi ben bu ütü masası, yeni tencere, elektrikli süpürge, buzdolabı gibi şeyleri alırım almasna da... evden çıkacak olursam, hepsini alıp yeni evime götürürüm. çünkü parasını tamamen ben verdim. (buradayken kesinlikle "ben verdim parasını kullanmayın" durumu söz konusu değil. malı eve alıyorum, ama benim oluyo)
benim bu yaptığım götlük olur mu? "her şeyi aldı götürdü ırzını sktiğim" derler mi arkamdan? onlara sor demeyin, bunu mu sorayım şimdi adamlara?
Adres: Yeni Çamlıca Mh. Dursunbey Cad. Kırlangıç Sok. No: 1/1 Ataşehir/İSTANBUL
***
kadıköy'deyim, bana yakın bir yer olduğundan eminim ama otobüse-minibüse hiç binmedim. metro, metrobüs, tramvay ve vapurda şahaneyim fakat bunlardan hiçbiri gitmiyor buraya anladığım kadarıyla.
gerizekalıya anlatır gibi anlatabilir mi bilen biri? bir de normal şartlar altında kaç dakikada gidilir onu da belirtirseniz sevinirim, bulamam diye telaşlanıp 2 saat önceden gitmek istemiyorum.
çıkış noktası olarak da spesifik bir yer verirseniz sevinirim. kadıköy'deki durak deyince bilemiyorum, rıhtımda var büyük bi tane o var, sonra boğaya çıkarken var bi tane vesaire.
***
kadıköy'deyim, bana yakın bir yer olduğundan eminim ama otobüse-minibüse hiç binmedim. metro, metrobüs, tramvay ve vapurda şahaneyim fakat bunlardan hiçbiri gitmiyor buraya anladığım kadarıyla.
gerizekalıya anlatır gibi anlatabilir mi bilen biri? bir de normal şartlar altında kaç dakikada gidilir onu da belirtirseniz sevinirim, bulamam diye telaşlanıp 2 saat önceden gitmek istemiyorum.
çıkış noktası olarak da spesifik bir yer verirseniz sevinirim. kadıköy'deki durak deyince bilemiyorum, rıhtımda var büyük bi tane o var, sonra boğaya çıkarken var bi tane vesaire.
duyuruma başlamadan önce, hayatının herhangi bir döneminde fazla kilolu olup da bu durumdan kurtulmayı başaran ve hayatına belli bir süredir sağlıklı bir şekilde devam eden tüm vatandaşları sevgiyle kucaklıyor, saygıyla selamlıyorum.
abi ben kilo vercem dedim de, doymuyorum. normal porsiyon dediğimiz şeyi tek lokmada gömüyorum. akşam 7'den sonra yememeye gayret ediyorum. dengeli bi şekilde proteindir karbonhidrattır almaya çalışıyorum, yani kendimi makarnaya vermiyor ya da aç bırakmıyorum. normal insanların yemesi gerektiği kadar yiyorum.
bugün uslu durayım dedim mesela başım ağrıyo, gözüm kararıyo arada. bol bol su içiyorum, şu işte glisemik indeksi düşük mü yüksek mi ne haltsa, acıktıran şeyler var ya onlardan uzak duruyorum yok.
akşam 7'den gece 11'e kadar yemeden nasıl yaşıyosunuz? ne yapayım ben, acıkmamak için sütümü içip en geç 8'de yatağa mı gireyim?
umut buraları okuyosan bi şekilde ulaş bana, ya da ulaşma direkt ettiğin bedduaları geri al. bi daha kimseyle şişman olduğu için dalga geçmicem söz. sana da motivasyon olsun kilo ver diye yaptık, nitekim taş gibi adam oldun, derdin ne lan pezevenk
abi ben kilo vercem dedim de, doymuyorum. normal porsiyon dediğimiz şeyi tek lokmada gömüyorum. akşam 7'den sonra yememeye gayret ediyorum. dengeli bi şekilde proteindir karbonhidrattır almaya çalışıyorum, yani kendimi makarnaya vermiyor ya da aç bırakmıyorum. normal insanların yemesi gerektiği kadar yiyorum.
bugün uslu durayım dedim mesela başım ağrıyo, gözüm kararıyo arada. bol bol su içiyorum, şu işte glisemik indeksi düşük mü yüksek mi ne haltsa, acıktıran şeyler var ya onlardan uzak duruyorum yok.
akşam 7'den gece 11'e kadar yemeden nasıl yaşıyosunuz? ne yapayım ben, acıkmamak için sütümü içip en geç 8'de yatağa mı gireyim?
umut buraları okuyosan bi şekilde ulaş bana, ya da ulaşma direkt ettiğin bedduaları geri al. bi daha kimseyle şişman olduğu için dalga geçmicem söz. sana da motivasyon olsun kilo ver diye yaptık, nitekim taş gibi adam oldun, derdin ne lan pezevenk
sabahları, akşamları öğün araları için falan şöyle bir avuç kuruyemiş gömeyim diyorum. iyi oluyormuş. bunun için dikkat edilmesi gereken bir şey var mı? yani badem iyidir ama tuzlu fıstık zararlıdır gibi?
diyetteyim diyemicem ama daha dengeli beslenmeye gayret ediyorum. kilo vercem derken kuruyemiş yüzünden iyice şişmeyeyim.
diyetteyim diyemicem ama daha dengeli beslenmeye gayret ediyorum. kilo vercem derken kuruyemiş yüzünden iyice şişmeyeyim.
internet sitelerindeki "santral" numarası operatörler meşgul diyor, bağlamıyor dakikalarca. aradığınız numara hedeye aitse 1'e, hödöye aitse 2'ye basınız falan diyor. aradığım numaranın neye ait olduğunu bilmiyorum ki, akademi diye aradım işte.
thy akademi'den bir yetkiliye bağlanıp birkaç şey sormam lazım. bu "santral"den başka da bir numara göremiyorum. olan, bilen varsa verebilir mi? ince uçlu şarj aleti olan varsa onu da versin.
thy akademi'den bir yetkiliye bağlanıp birkaç şey sormam lazım. bu "santral"den başka da bir numara göremiyorum. olan, bilen varsa verebilir mi? ince uçlu şarj aleti olan varsa onu da versin.
evet arkadaşlar, sıkı durun, size çok ilginç bir soru soracağım.
ben bu eylül-ekim civarında başlayan kayıtlarla birlikte bir bölüme girmek istiyordum. bunun için, geçtiğimiz günlerde yapılan ygs'ye girmeli miydim?
"huauha gerizekalı mısın aq tabii ki sınava girceksin" diyebilirsiniz haklı olarak. ama sormamın sebebi şu,
ben geçen sene üniversiteye yerleştiğimde (haliyle ygs ve lys'ye girmiştim) açıköğretime de heveslendim fakat harç parasını denkleştiremediğim için kaydımı yaptıramadım. haliyle benim kafama "alman gereken puanı aldın zaten, gidip başvurcaksın sadece" olarak yerleşti bu durum.
şimdi benim aöf için bir sene daha bekleyip önümüzdeki yıl ygs'ye girmem şart mı? yoksa "hmm sen geçen sene zaten güzel puan almışsın, bence şimdi girsen yine alırsın o yüzden seni sınava sokmaya gerek yok" deyip alırlar mı?
olm ygs'ye girmeyi unutur mu insan ya sinirden kendimi sikicem şimdi. ne güzel paralel paralel ikisini birlikte bitirip mezun olcaktık.
ben bu eylül-ekim civarında başlayan kayıtlarla birlikte bir bölüme girmek istiyordum. bunun için, geçtiğimiz günlerde yapılan ygs'ye girmeli miydim?
"huauha gerizekalı mısın aq tabii ki sınava girceksin" diyebilirsiniz haklı olarak. ama sormamın sebebi şu,
ben geçen sene üniversiteye yerleştiğimde (haliyle ygs ve lys'ye girmiştim) açıköğretime de heveslendim fakat harç parasını denkleştiremediğim için kaydımı yaptıramadım. haliyle benim kafama "alman gereken puanı aldın zaten, gidip başvurcaksın sadece" olarak yerleşti bu durum.
şimdi benim aöf için bir sene daha bekleyip önümüzdeki yıl ygs'ye girmem şart mı? yoksa "hmm sen geçen sene zaten güzel puan almışsın, bence şimdi girsen yine alırsın o yüzden seni sınava sokmaya gerek yok" deyip alırlar mı?
olm ygs'ye girmeyi unutur mu insan ya sinirden kendimi sikicem şimdi. ne güzel paralel paralel ikisini birlikte bitirip mezun olcaktık.
şekil olsun diye yogaya yazılan plaza çalışanının bir alt versiyonu, daha önceki duyurularımı takip edenlerin görebileceği üzere şehre ve kendi içine hapsolmuş, 12 yaşında van'a gidip dağ görünce "bu ney lan?" diye dehşete kapılmış bina çocuğuyum.
bolca boş vaktim var ve keko gibi aynı mahallede yürüyüş yapmaktansa yeşille kucaklaşmak, doğayla sevişmek, hışırtılı eşofmanla "gencim lan ben" dercesine yürüyen zengin ve bir o kadar da güleryüzlü emekli amcalarla aynı parkuru paylaşmak istiyorum.
toplu bir aktivitenin peşinde değilim. yürümek istiyorum sadece. bir şeylerden uzaklaşmak. ne bileyim bir orman olur, tepe olur, deniz kenarı olur...
nereleri önerirsiniz böyle güzel kafa dinlemelik? toplu taşımayla ulaşılabilecek yerlerin yakınında olursa çok sevinirim. yani kalkıp çatalca'ya gidemem mesela, arabam yok. çatalca'da bi şey yok zaten, ne işim var çatalca'da di mi?
bolca boş vaktim var ve keko gibi aynı mahallede yürüyüş yapmaktansa yeşille kucaklaşmak, doğayla sevişmek, hışırtılı eşofmanla "gencim lan ben" dercesine yürüyen zengin ve bir o kadar da güleryüzlü emekli amcalarla aynı parkuru paylaşmak istiyorum.
toplu bir aktivitenin peşinde değilim. yürümek istiyorum sadece. bir şeylerden uzaklaşmak. ne bileyim bir orman olur, tepe olur, deniz kenarı olur...
nereleri önerirsiniz böyle güzel kafa dinlemelik? toplu taşımayla ulaşılabilecek yerlerin yakınında olursa çok sevinirim. yani kalkıp çatalca'ya gidemem mesela, arabam yok. çatalca'da bi şey yok zaten, ne işim var çatalca'da di mi?
muhterem kardeşlerim,
ben sanırım ağır internet bağımlısıyım. bunu fark etmem neden 6 sene sürdü bilmiyorum.
son zamanlarda beni bu alete kilitleyen şeylerinden çoğundan önemli ölçüde uzaklaşmayı başardım. fakat alternatif bir eylem olmadığı için, canım çok sıkılıyor ve nihayetinde yine buraya (duyuruya değil, internete) geliyorum.
odamı temizledim, 3 ay falan sürdü zaten. çöplerin içinden çıkan arkadaşlarla muhabbet ettik biraz, iyi geldi. sonra kitap okurum arada. okumayı severim ama dikkat dağınıklığım var, 20-30 dakika durabiliyorum herhangi bir şeyin başında. sekste bu süre çok daha az :( :( :(
belgesel izliyorum, dizi izliyorum, film izliyorum falan ama bunlar da yine bilgisayar başında yapıldığı için, keyifli vakit geçirsem de biraz üzülüyorum.
"dostm dışarı çık dolaş :))" önerisi işe yaramıyor. gezip dolaşmayı sevmediğim gibi sosyalfobiğim, ayrıca arkadaşım da yok. spor yap? sabahları yürüyüş yapıyorum, o kadar. spor salonuna, bu tarz bir etkinliğe gitmeyi düşünebilirim ama param yetişmiyor, zor oluyor o yüzden. (öğrenciyim ama bu dönem okula da gitmedim)
yani gün benim için şöyle,
sabah 7-8 gibi uyanış ve kahvaltı
sabah 8-9 gibi yürüyüş ve dışarda halledilmesi gereken ufak tefek iş varsa (alışveriş, banka, berber vs.) onları şeyapmak
sonra da kitap oku, dizi-film-belgesel izle, maç izle, bulaşık yıka, odayı toparla.
ev hanımı gibi hissediyom ya resmen. dışarı çıkayım iyi güzel de, sıkılıyorum abi. tamam ağır manyak değilim, bir insanla buluşup kafeye bara gitmişliğim ve gayet güzel çıkmışlığım var eheh, ama her gün olmuyo bu. kimseyi tanımıyorum. tanışmakta zorlanıyorum.
benim tek isteğim bunalmayacağım, "ne yapıyorum lan ben" demeyip huzurlu, kendimi sorgulamak zorunda kalmadan yaşamayacağım dolu bir hayata sahip olmak. okulun açılmasına çok uzun zaman var. yani illa birisiyle tanışayım edeyim diye bi derdim de yok açıkçası, gece başımı yastığa koyduğumda "haha güzel gündü aq" diyebilsem yeterli olacak. enstrüman öğreneyim dedim, kemana çok heves ettim, onun da dersine para yetiştiremiyorum.
napiyim ben? işin benim için daha kırıcı olan tarafı, bunu çaresizlikten ziyade can sıkıntısından soruyorum. kimseyle muhatap olmamaya, "sonsuz" özgürlüğe, dana gibi yaşamaya öyle alıştım ki "sabah 10'da bize gel çok aktivite yapcaz" deseniz kalbim sıkışır, "niye sabah 10'da kalkıyorum ya, sen kimsin gerizekalı" deyip döverim sizi.
yani sanırım benim sorumluluk almayı tekrar öğrenmem, sağlam tokat yiyip kendime gelmem gerekiyor.
hah onu nasıl yaparız?
ben sanırım ağır internet bağımlısıyım. bunu fark etmem neden 6 sene sürdü bilmiyorum.
son zamanlarda beni bu alete kilitleyen şeylerinden çoğundan önemli ölçüde uzaklaşmayı başardım. fakat alternatif bir eylem olmadığı için, canım çok sıkılıyor ve nihayetinde yine buraya (duyuruya değil, internete) geliyorum.
odamı temizledim, 3 ay falan sürdü zaten. çöplerin içinden çıkan arkadaşlarla muhabbet ettik biraz, iyi geldi. sonra kitap okurum arada. okumayı severim ama dikkat dağınıklığım var, 20-30 dakika durabiliyorum herhangi bir şeyin başında. sekste bu süre çok daha az :( :( :(
belgesel izliyorum, dizi izliyorum, film izliyorum falan ama bunlar da yine bilgisayar başında yapıldığı için, keyifli vakit geçirsem de biraz üzülüyorum.
"dostm dışarı çık dolaş :))" önerisi işe yaramıyor. gezip dolaşmayı sevmediğim gibi sosyalfobiğim, ayrıca arkadaşım da yok. spor yap? sabahları yürüyüş yapıyorum, o kadar. spor salonuna, bu tarz bir etkinliğe gitmeyi düşünebilirim ama param yetişmiyor, zor oluyor o yüzden. (öğrenciyim ama bu dönem okula da gitmedim)
yani gün benim için şöyle,
sabah 7-8 gibi uyanış ve kahvaltı
sabah 8-9 gibi yürüyüş ve dışarda halledilmesi gereken ufak tefek iş varsa (alışveriş, banka, berber vs.) onları şeyapmak
sonra da kitap oku, dizi-film-belgesel izle, maç izle, bulaşık yıka, odayı toparla.
ev hanımı gibi hissediyom ya resmen. dışarı çıkayım iyi güzel de, sıkılıyorum abi. tamam ağır manyak değilim, bir insanla buluşup kafeye bara gitmişliğim ve gayet güzel çıkmışlığım var eheh, ama her gün olmuyo bu. kimseyi tanımıyorum. tanışmakta zorlanıyorum.
benim tek isteğim bunalmayacağım, "ne yapıyorum lan ben" demeyip huzurlu, kendimi sorgulamak zorunda kalmadan yaşamayacağım dolu bir hayata sahip olmak. okulun açılmasına çok uzun zaman var. yani illa birisiyle tanışayım edeyim diye bi derdim de yok açıkçası, gece başımı yastığa koyduğumda "haha güzel gündü aq" diyebilsem yeterli olacak. enstrüman öğreneyim dedim, kemana çok heves ettim, onun da dersine para yetiştiremiyorum.
napiyim ben? işin benim için daha kırıcı olan tarafı, bunu çaresizlikten ziyade can sıkıntısından soruyorum. kimseyle muhatap olmamaya, "sonsuz" özgürlüğe, dana gibi yaşamaya öyle alıştım ki "sabah 10'da bize gel çok aktivite yapcaz" deseniz kalbim sıkışır, "niye sabah 10'da kalkıyorum ya, sen kimsin gerizekalı" deyip döverim sizi.
yani sanırım benim sorumluluk almayı tekrar öğrenmem, sağlam tokat yiyip kendime gelmem gerekiyor.
hah onu nasıl yaparız?
bunda sanırım online lig olayları falan varmış, sürekli oynayıp yükseliyormuşuz... çıkalı uzun zaman olmuş, hala aktif olarak bolca oynayan var mı bu liglerde? bir de bunları yapabilmek için ürünü orijinal almak gerekiyor galiba?
bilgisayara kurasım var ama menajer modunda 5 maç yapıp bırakırım, online oynayabilmek istiyorum. modlar nasıl, oyun genel olarak nasıl? birkaç değerlendirme okudum ama çok sığ ve yetersiz geldi yorumlar açıkçası.
tavsiye eder misiniz yoksa "sktir et dandik oyun" mu dersiniz? soruyu sadece fifa için sorduğumu, pes oynamak istemediğimi ekleyeyim hehe
bilgisayara kurasım var ama menajer modunda 5 maç yapıp bırakırım, online oynayabilmek istiyorum. modlar nasıl, oyun genel olarak nasıl? birkaç değerlendirme okudum ama çok sığ ve yetersiz geldi yorumlar açıkçası.
tavsiye eder misiniz yoksa "sktir et dandik oyun" mu dersiniz? soruyu sadece fifa için sorduğumu, pes oynamak istemediğimi ekleyeyim hehe
iyi geceler duyuru ahalisi,
"obez"in tam olarak bir tanımı var mı? sadece vücut kitle indeksiyle belirlenebilen bir şey mi bu obezite? şöyle bir durum var, bu VKİ nanesine göre ben 9 kilo daha alırsam "obez" kategorisine giriyorum. boyum 178 kilom 86.
kilo aldığımın ve çok şahane görünmediğimin farkındayım ama obez olacak kadar da değilim yani. parmaklarım hala ince sayılır, yüzüm de çok şişkin değil. göbek ve bel sıkıntılı.
9 kilo mu çok büyük fark yapıyor, ben mi kendimi zayıf zannediyorum yoksa obez olmak bu kadar kolay mı? çok değil bir sene önce at gibi adamdım, çok moralim bozuldu lan. 9 kilo dediğin nedir, iki öğünde alıyorum ben onu.
yani şimdi ben 9 kilo daha alsam "obez" mi sayılıyorum? yoksa bunun için başka şartları yerine getirmem, daha farklı türlü türlü hastalığa mı sahip olmam gerekiyor?
"obez"in tam olarak bir tanımı var mı? sadece vücut kitle indeksiyle belirlenebilen bir şey mi bu obezite? şöyle bir durum var, bu VKİ nanesine göre ben 9 kilo daha alırsam "obez" kategorisine giriyorum. boyum 178 kilom 86.
kilo aldığımın ve çok şahane görünmediğimin farkındayım ama obez olacak kadar da değilim yani. parmaklarım hala ince sayılır, yüzüm de çok şişkin değil. göbek ve bel sıkıntılı.
9 kilo mu çok büyük fark yapıyor, ben mi kendimi zayıf zannediyorum yoksa obez olmak bu kadar kolay mı? çok değil bir sene önce at gibi adamdım, çok moralim bozuldu lan. 9 kilo dediğin nedir, iki öğünde alıyorum ben onu.
yani şimdi ben 9 kilo daha alsam "obez" mi sayılıyorum? yoksa bunun için başka şartları yerine getirmem, daha farklı türlü türlü hastalığa mı sahip olmam gerekiyor?
blind guardian'dan tutun da paganini'ye kadar (e oha!) tür olarak hiç fark etmez. hatta ben kemanın böyle sertli terbiyesizli metalli müzikte çok daha hoş durduğunu düşünüyorum, o yüzden o tarz şarkıları daha çok severim diye tahmin ediyorum.
ne verirsiniz abinize?
(ne kadar süre olduğu hiç önemli değil, 10 saniye olsa da olur, o gıygıy sesi olsun yeter ki)
ne verirsiniz abinize?
(ne kadar süre olduğu hiç önemli değil, 10 saniye olsa da olur, o gıygıy sesi olsun yeter ki)
özel hastanelerin randevu sistemlerinde bile 15, maksimum 30 dakika olarak ayrılmış bunlar. hadi devlet hastaneleri çok kalabalık oluyor da, özellerde neden böyle?
hastayla ilgilenen, oturup 40-45 dakika konuşabileceğim, sgk anlaşmalı özel ya da devlet şeyi yok mu acaba? dün diş için sormuştum bugün de psikoloji için sorayım.
cidden çok bunaldım, ne skim sağlık sistemi varsa artık 10 dakikadan fazla kimse yüzümüze bakmıyor. tamam ulan parası neyse vericem, bi doktorla oturup konuşmak istiyorum ben "sıradaki hastayı alıcam çabuk hehe" lafını duymadan.
allahını seven bilgi atsın.
(öğrenciyim, seans başına 60-70 bilemediniz 100 gibi rakamlara çıkabilirim ancak. gönül isterdi ki kitap falan yazmış profesörlere gidelim 500-600 dayayıp, peh)
hastayla ilgilenen, oturup 40-45 dakika konuşabileceğim, sgk anlaşmalı özel ya da devlet şeyi yok mu acaba? dün diş için sormuştum bugün de psikoloji için sorayım.
cidden çok bunaldım, ne skim sağlık sistemi varsa artık 10 dakikadan fazla kimse yüzümüze bakmıyor. tamam ulan parası neyse vericem, bi doktorla oturup konuşmak istiyorum ben "sıradaki hastayı alıcam çabuk hehe" lafını duymadan.
allahını seven bilgi atsın.
(öğrenciyim, seans başına 60-70 bilemediniz 100 gibi rakamlara çıkabilirim ancak. gönül isterdi ki kitap falan yazmış profesörlere gidelim 500-600 dayayıp, peh)
[bu duyuru akşamüstü up'lanacak, üç gün içerisinde gerekli cevaplar alınmazsa kurallara uygun bir şekilde kendini tekrar gösterecektir]
iyi geceler duyurunun sağlıklı ve karanfil çiğneyen dostları,
istanbul içerisinde konumu pek de önemli olmayan, mümkünse 4 ay sonrasına değil de birkaç gün sonraya randevu verebilen, hastayla ilgilenen, SGK ile anlaşması olan özel bir diş hastanesine gitmem lazım. sanırım yaptırılması gereken pek çok dişim var.
siz nereye gittiniz/gidiyorsunuz? memnun musunuz? neye, ne kadar ödüyorsunuz? birbirimizle bu tip şeyleri paylaşmak için varız biz... esirgemeyelim bu yardımı. dişime bir şey kaçmasın, ben de şeker yiyebileyim.
iyi geceler duyurunun sağlıklı ve karanfil çiğneyen dostları,
istanbul içerisinde konumu pek de önemli olmayan, mümkünse 4 ay sonrasına değil de birkaç gün sonraya randevu verebilen, hastayla ilgilenen, SGK ile anlaşması olan özel bir diş hastanesine gitmem lazım. sanırım yaptırılması gereken pek çok dişim var.
siz nereye gittiniz/gidiyorsunuz? memnun musunuz? neye, ne kadar ödüyorsunuz? birbirimizle bu tip şeyleri paylaşmak için varız biz... esirgemeyelim bu yardımı. dişime bir şey kaçmasın, ben de şeker yiyebileyim.
bu dişleri bi' garip fantastik abimizin olayı nedir? bir program mı, neyden alınma ney bu? video için değil sadece o adamı soruyorum haha. resmen türk be.
www.youtube.com
www.youtube.com

evet, böyle bir maceraya atılmak niyetindeyim fakat maliyeti konusunda hiçbir fikrim yok. müzik geçmişim yok, bol vaktim çok. özel ders olabilir, grup dersi olabilir.
kadıköy'deyim. benim evvela kendime bir keman almam şart mı? bunun için dikkat etmem gerekenler neler? önce kurs mu bulayım, ne yapayım, nasıl edeyim?
başladığı işe devam eden birisi değilim, o yüzden biraz çekiniyorum. ama bu keman acayip güzel bi şey yahu. piyano istedim, klavye istedim, davul istedim ama hiçbirisi evde çalınacak şeyler değil. apokaliptika olucam büyüyünce.
yolu yordamı nedir, bildiğiniz/önerebileceğiniz kurs/hoca var mıdır, uslu bir çocuk olursam direkt siz ders verebilir misiniz? aydınlatın lütfen.
kadıköy'deyim. benim evvela kendime bir keman almam şart mı? bunun için dikkat etmem gerekenler neler? önce kurs mu bulayım, ne yapayım, nasıl edeyim?
başladığı işe devam eden birisi değilim, o yüzden biraz çekiniyorum. ama bu keman acayip güzel bi şey yahu. piyano istedim, klavye istedim, davul istedim ama hiçbirisi evde çalınacak şeyler değil. apokaliptika olucam büyüyünce.
yolu yordamı nedir, bildiğiniz/önerebileceğiniz kurs/hoca var mıdır, uslu bir çocuk olursam direkt siz ders verebilir misiniz? aydınlatın lütfen.
bu şey tam olarak ne oluyor? ben bu sene not ortalamam çok düşük olduğu için sınavlara zaten girmeyeceğim ama önümüzdeki yıl çok rahat yardırırım diye düşünüyorum. tamamen meraktan soruyorum yani, çok detaya gerek yok.
"Başvuruda bulunan öğrenci staj hareketliliğini gerçekleştireceği kurumdan alacağı Niyet Mektubunu (Letter Of Intent) başvurusuyla beraber teslim etmelidir."
şöyle bir madde var okulun erasmus sayfasında. niyet mektubunu biz yazmıyor muyuz, kurumdan niye mektup alalım ki? hangi aşamada yapılıyor bu?
10 yıldır "hmm erasmus neymiş nasılmış" diye incelerim, belki çok sevip burs verirler diye avrupa'da yüzlerce okula mail atmışımdır, ilk kez duyuyorum bunu.
ne mektubu bu tam olarak?
"Başvuruda bulunan öğrenci staj hareketliliğini gerçekleştireceği kurumdan alacağı Niyet Mektubunu (Letter Of Intent) başvurusuyla beraber teslim etmelidir."
şöyle bir madde var okulun erasmus sayfasında. niyet mektubunu biz yazmıyor muyuz, kurumdan niye mektup alalım ki? hangi aşamada yapılıyor bu?
10 yıldır "hmm erasmus neymiş nasılmış" diye incelerim, belki çok sevip burs verirler diye avrupa'da yüzlerce okula mail atmışımdır, ilk kez duyuyorum bunu.
ne mektubu bu tam olarak?
milliyet manşeti gibi oldu bu başlık da neyse. şöyle ki, ben eve bir buzdolabı alalım diyorum ama bağzı dış güçlerin bunu sırtlayıp eve taşıması ve yerleştirmesi gerekiyor. öğrenci olduğumuz için bütçe de kısıtlı ki benim buzdolabı fiyatları hakkında hiçbir fikrim yok. geçmişte yaptığım bir grup sığırlık nedeniyle, mümkünse tek başıma alıp ev hediyesi yapmak istiyorum.
buzdolabının taşınması gerekliliğinden ötürü freecycle, internetten ikinci el gibi alternatifler pek işimi görmeyecek. bu işlerden de hiç anlamam, bilmem etmem... kadıköy'deyim. şuraya git, şu adama benden selam söyle, 200 lirayı ver, ertesi sabah buzdolabı monte deyiverseniz çok mutlu olurum.
hedefimiz neresi olsun?
buzdolabının taşınması gerekliliğinden ötürü freecycle, internetten ikinci el gibi alternatifler pek işimi görmeyecek. bu işlerden de hiç anlamam, bilmem etmem... kadıköy'deyim. şuraya git, şu adama benden selam söyle, 200 lirayı ver, ertesi sabah buzdolabı monte deyiverseniz çok mutlu olurum.
hedefimiz neresi olsun?
hani bizde selam@ internet kafe falan var ya, bu tarz sakil isimlere sahip yerler var midir barselona'da? cok merak ettim.
var mı? muhakkak vardır da, nerede? örneğin şu an bizim kitapta "cinsel istismar" deyince bakabileceğimiz pek çok şey var. yazmışlar bissürü. zamanında kölelikle ilgili de vardı herhalde amerika'da, ingiltere'de falan. neydi bunlar? nasıl oluyodu, kurallar şartlar nasıldı? çok merak ediyorum, insanların "mal" olarak kabul edilip işletilmeleri hakkında kurallar koyulan o zamanları, ve dolayısıyla da bu belgeleri.
ama ben arayınca çıkan şeyler hep yasaklanmasıyla ilgili. açık açık bak kardeşim kitapta bu varmış yazmıyor.
ama ben arayınca çıkan şeyler hep yasaklanmasıyla ilgili. açık açık bak kardeşim kitapta bu varmış yazmıyor.
en son mansur başgan 64 binlik farkı 3 bine kadar indirmişti ve sonra 1 saat boyunca hiçbir ajans yeni veri girmemişti. ankara'dan pislik haberleri geliyordu. saat 4 gibi yattım uyudum ben.
sabah facebook'ta "ankara'yı da mı verdiniz, kalkın sandığa gidin laaann" temalı paylaşımlar gördüm fakat sanırım hala açılmamış pek çok sandık var.
ne oluyor şimdi? nerede oylar yeniden sayılacak? mansur başganın hala alma şansı var mı? oyların yeniden sayılmasının mansur'un işine yarayacağını nerden biliyoruz, keçiören'deki pusulalar ele geçirildi mi ki? bu hırsız şerefsizlerin araya pusula karıştırması engellenebilecek mi?
sabah facebook'ta "ankara'yı da mı verdiniz, kalkın sandığa gidin laaann" temalı paylaşımlar gördüm fakat sanırım hala açılmamış pek çok sandık var.
ne oluyor şimdi? nerede oylar yeniden sayılacak? mansur başganın hala alma şansı var mı? oyların yeniden sayılmasının mansur'un işine yarayacağını nerden biliyoruz, keçiören'deki pusulalar ele geçirildi mi ki? bu hırsız şerefsizlerin araya pusula karıştırması engellenebilecek mi?
ciddi ciddi ski tuttuk sanki arkadaşlar? cebren ve hile ile, ya da değil. yine aldı yürüdü lan herif. napcaz şimdi biz? bizimkiler (akp'liler) şimdiden çatal pıçak fırlatmaya, taciz etmeye başladı "noldu sikik" diye.
var mı, olacak mı? televizyon olmaz, site lazım.
evet, bi şarkı vardı! kadın söylüyordu. illuminati şarkısı falan diyolardı yorumlarda, cidden böyle benim için hipnotize edici hoş bir yanı vardı. hakkında hatırladığım tek şey, içinde what's the prize sorusu ve my mind not responding ya da ona benzer, "gafam durdu anne" anlamında bir cümle vardı.
hangi grubundu, hangi şarkısıydı... hiç hatırlayamıyorum. herhalde aylarca dinlemişimdir onu. şimdi hiçbir şekilde bulamıyorum. daha fazla bi şey de yok aklımda. neydi o?
hangi grubundu, hangi şarkısıydı... hiç hatırlayamıyorum. herhalde aylarca dinlemişimdir onu. şimdi hiçbir şekilde bulamıyorum. daha fazla bi şey de yok aklımda. neydi o?
e tatava yapmayalım diyoruz da burası karışık gibi? birisi chp diyor, birisi mhp. içimden bir ses, millet birbirini destekleyecek derken chp'liler mhp'ye, mhp'liler de chp'ye yüklenecek diyor jshfjkl.
kim daha önde şimdi ona göre yapıştırayım. gerçi ben bu tatava muhabbetinden bağımsız olarak chp'nin adayını destekliyorum ama şansı varsa saffet başgana çalışabilirim.
buranın yerlileri siyasileri çılgınları siz ne diyosunuz?
kim daha önde şimdi ona göre yapıştırayım. gerçi ben bu tatava muhabbetinden bağımsız olarak chp'nin adayını destekliyorum ama şansı varsa saffet başgana çalışabilirim.
buranın yerlileri siyasileri çılgınları siz ne diyosunuz?
> mümkünse iki saati aşmayan,
> altyazılı (dublaj olmaz)
> herhangi bir site üzerinden korsan korsan izlenebilecek
bir film sallayayım diyorum. tek isteğim dandik bi aşk filmi olmaması. kaliteliyse o da olur bak. gerekli olmamakla birlikte, tercih sebebi olabilecek unsurlar,
> avrupa'da geçmesi
> eski zamanlarda geçmesi
> tarihi bi olay anlatması
saldırın!
> altyazılı (dublaj olmaz)
> herhangi bir site üzerinden korsan korsan izlenebilecek
bir film sallayayım diyorum. tek isteğim dandik bi aşk filmi olmaması. kaliteliyse o da olur bak. gerekli olmamakla birlikte, tercih sebebi olabilecek unsurlar,
> avrupa'da geçmesi
> eski zamanlarda geçmesi
> tarihi bi olay anlatması
saldırın!
arkadaşın bilgisayarına kurduk, mail adresini yazdığımız bölümde "internete bağlantınız sıkıntılı görünüyo, proxy var galiba, kapatın" diyor. hiçbir şey yok. nasıl geçicez bu engeli?
30 mart sabahı kalktık, çocuklar gibi şen gittik sandığa, döndük eve. 16'da bitiyordu sanırım oy verme işlemi.
geçmişte hatırladığım kadarıyla ntv'nin sitesinden falan anbean takip edebiliyorduk kime nerede kaç oy çıktığını. çok eğlenceli oluyordu.
şimdi yine olacak mı o? olursa, kaç gibi başlar? sandıkların ne kadarı açıldı, açılanlardan kime ne kadar oy çıktı vs... maç izler gibi kilitlenip onları izlicem çünkü patlamış mısırla.
geçmişte hatırladığım kadarıyla ntv'nin sitesinden falan anbean takip edebiliyorduk kime nerede kaç oy çıktığını. çok eğlenceli oluyordu.
şimdi yine olacak mı o? olursa, kaç gibi başlar? sandıkların ne kadarı açıldı, açılanlardan kime ne kadar oy çıktı vs... maç izler gibi kilitlenip onları izlicem çünkü patlamış mısırla.
doğru yazdım di mi, yapışkanlı şeylere çıkarma değil de çıkartma diyorduk?
bunun sözlük başlığı nerede, bulamıyorum bir türlü. siz alacak mısınız, deneyecek misiniz, yabışacak mı sayfalar? burada takasa girişebiliriz mesela, şahane olur.
bunun sözlük başlığı nerede, bulamıyorum bir türlü. siz alacak mısınız, deneyecek misiniz, yabışacak mı sayfalar? burada takasa girişebiliriz mesela, şahane olur.
çocukluğumdan beri bayılıyorum bu aletlere ama hiç binemedim. malezya'daki olaydan sonra iyice gaza geldim, uçmak istiyorum ben.
fakat öğrenciyim ve bu çılgınlığa ayırabileceğim çok para yok. söz gelimi, uygun fiyatlı bir gidiş-dönüş bileti bulsam, sabah çıkıp gitsem izmir'e, gece orda kalıp ertesi gün dönsem... sadece 2 saat havada kalmış olmak için 200 lira vermem gerekecek en az. aylık gelirimin 1/4'ü civarında bu da.
daha mantıklı, makul bir uçma yolu yok mu? planörlük kursu var sanırım ama benim istediğim şey jete binmek, motorlu uçakla bi' yerlere gitmek. renault spring değil ki bu pilottan bi' tur isteyesin.
istanbul'da bu tip uçak görmemiş fakir ruhlulara hitap eden bir organizasyon, ucuz yollu bir havayolu, uçak turu tarzı şeyler (oha) var mı?
fakat öğrenciyim ve bu çılgınlığa ayırabileceğim çok para yok. söz gelimi, uygun fiyatlı bir gidiş-dönüş bileti bulsam, sabah çıkıp gitsem izmir'e, gece orda kalıp ertesi gün dönsem... sadece 2 saat havada kalmış olmak için 200 lira vermem gerekecek en az. aylık gelirimin 1/4'ü civarında bu da.
daha mantıklı, makul bir uçma yolu yok mu? planörlük kursu var sanırım ama benim istediğim şey jete binmek, motorlu uçakla bi' yerlere gitmek. renault spring değil ki bu pilottan bi' tur isteyesin.
istanbul'da bu tip uçak görmemiş fakir ruhlulara hitap eden bir organizasyon, ucuz yollu bir havayolu, uçak turu tarzı şeyler (oha) var mı?
belden kıvrımlı, dışarı fırlayan şahane bir götüm var laf aramızda. kilo almamın hacim kazanmasında etkisi olduğu aşikar fakat öncesinde de bu durum beni rahatsız ediyordu. tığ gibi bir adamken dahi götümün 5 metre arkadan geldiğini hissediyordum.
evet hem bel kıvrımı hem de genetik yapı dolayısıyla kuru göt olmamın imkanı yok. ama mümkünse normal boyutlara getirmek, küçültmek, römorkör gibi değil de vücudumun bir parçası gibi taşımak istiyorum ben bu nadide eseri.
popo küçültme konusunda en etkili antrenman şekli nedir? spor salonunda veya evde çalışabilirim. salona şu an gitmiyorum ama, yani "e ordakilere sorsana aq" durumu yok o yüzden.
bir de motivasyonumu kıran şey, kendimi bildim bileli böyle olması. şu hatunların falan bayıldığı küçük götler oluyo ya, onlardan istiyorum ben de. olmuyo mu ondan? sabah akşam çalışsam bile, tıpkı bir kol ya da bacak gibi, o olanca haşmetiyle orada kalmaya devam edecek mi?
(bi dönem benimkini de şaplaklıyolardı ama pantolon dar geldiği için sıkı görünüyodu götüm, halbuki kocamandı. gerçi belki büyük diye tokatlıyolardı yani bilmiyorum, ben otomatik olarak seksi olduğumu düşünmüştüm)
ps: ailede latin götlülük yok. bana nasib olmuş bi tek.
evet hem bel kıvrımı hem de genetik yapı dolayısıyla kuru göt olmamın imkanı yok. ama mümkünse normal boyutlara getirmek, küçültmek, römorkör gibi değil de vücudumun bir parçası gibi taşımak istiyorum ben bu nadide eseri.
popo küçültme konusunda en etkili antrenman şekli nedir? spor salonunda veya evde çalışabilirim. salona şu an gitmiyorum ama, yani "e ordakilere sorsana aq" durumu yok o yüzden.
bir de motivasyonumu kıran şey, kendimi bildim bileli böyle olması. şu hatunların falan bayıldığı küçük götler oluyo ya, onlardan istiyorum ben de. olmuyo mu ondan? sabah akşam çalışsam bile, tıpkı bir kol ya da bacak gibi, o olanca haşmetiyle orada kalmaya devam edecek mi?
(bi dönem benimkini de şaplaklıyolardı ama pantolon dar geldiği için sıkı görünüyodu götüm, halbuki kocamandı. gerçi belki büyük diye tokatlıyolardı yani bilmiyorum, ben otomatik olarak seksi olduğumu düşünmüştüm)
ps: ailede latin götlülük yok. bana nasib olmuş bi tek.
başlıktaki dörtlülerden hangisi daha şekerli, kilo yapıcı, insülin direnci arttırıcı, genel olarak "zararlı"dır? hatta marka da veriyorum, 330 ml'lik kutulardan,
pepsi kola, sprite gazoz, tamek meyve suyu, lipton ice tea olsun.
hepsi zararlı ama ne kadar? farkları ne? çoğu insan "kola içmeyeyim, hiç değilse ice tea'ye ineyim" diyor benim gördüğüm kadarıyla ki bir dönem ben de yapmıştım bunu.
bilenler bilmeyenlere anlatsın lütfen.
pepsi kola, sprite gazoz, tamek meyve suyu, lipton ice tea olsun.
hepsi zararlı ama ne kadar? farkları ne? çoğu insan "kola içmeyeyim, hiç değilse ice tea'ye ineyim" diyor benim gördüğüm kadarıyla ki bir dönem ben de yapmıştım bunu.
bilenler bilmeyenlere anlatsın lütfen.
tam olarak sormak istediğim şu: gün içinde sürekli hareket eden insan muhtemleen daha fazla su içme ihtiyacı hissedecektir. benim gibi 24 saat çakılı kalanlar 1 litre su içse de olur mu yoksa herkes 2-3 litre içmeli midir günde?
nasıl yaşadığımı bilmiyorum ama koca hafta boyunca 2-3 bardak su içiyorum sadece. susuzluktan kaynaklanan belirgin bir problem görmüyorum vücudumda. ama zarar veriyor olabileceğini düşünüyorum.
kendimi zorlayıp her gün öyle ya da böyle 2-3 litre içeyim mi, içmeli miyim? yoksa su istemememin sebebi vücudun zaten ihtiyaç duymaması mı, zorlamak daha mı tehlikeli?
nasıl yaşadığımı bilmiyorum ama koca hafta boyunca 2-3 bardak su içiyorum sadece. susuzluktan kaynaklanan belirgin bir problem görmüyorum vücudumda. ama zarar veriyor olabileceğini düşünüyorum.
kendimi zorlayıp her gün öyle ya da böyle 2-3 litre içeyim mi, içmeli miyim? yoksa su istemememin sebebi vücudun zaten ihtiyaç duymaması mı, zorlamak daha mı tehlikeli?
merhabalar,
openoffice zıkkımını kullanıyorum yazıp çizmek için. times new roman'dan sıkıldım. "roman fontu" gibisinden, önerebileceğiniz fontlar var mı? indirmeli eklemeli olur, openoffice'in kendisinde olanlardan olur... tek isteğim times new roman gibi oturaklı, vakur bi' şey olması.
openoffice zıkkımını kullanıyorum yazıp çizmek için. times new roman'dan sıkıldım. "roman fontu" gibisinden, önerebileceğiniz fontlar var mı? indirmeli eklemeli olur, openoffice'in kendisinde olanlardan olur... tek isteğim times new roman gibi oturaklı, vakur bi' şey olması.
dota'yı en şahane ayarlarda 50-60fps'yle oynuyorum/izliyorum sıkıntısız. ama bazen, gördüğüm kadarıyla tamamen rastgele, ani ve kısa süreli fps düşüşü yaşanıyor. 20-30'a iniyor. animasyonların yavaşlamasından anlıyorum bunu. sonra çat diye kaşla göz arası tekrar eski haline geliyor.
düzeltmek için ne yapılabilir? format atmak çok zor geliyor ama samsung benim leptop, recovery zımbırtısı var, onunla silip atsam C'de ne var ne yok, olur mu?
başka oyun oynamadığım için fps düşüşü dota'dan mı yoksa başka sebebi var mı anlayamıyorum. bilgisayarı bir hafta boyunca açık bıraktığım için olmuştur dedim. dün gece kapatıp yattım. bugün yine aynı.
düzeltmek için ne yapılabilir? format atmak çok zor geliyor ama samsung benim leptop, recovery zımbırtısı var, onunla silip atsam C'de ne var ne yok, olur mu?
başka oyun oynamadığım için fps düşüşü dota'dan mı yoksa başka sebebi var mı anlayamıyorum. bilgisayarı bir hafta boyunca açık bıraktığım için olmuştur dedim. dün gece kapatıp yattım. bugün yine aynı.
internet bankacılığı şeysini kullananlar da bir deneyebilir mi rica etsem? bana mı böyle yoksa genel bir problem mi var? defalarca denedim yok, hiç iplemiyor.
dünden beri çıldırmış durumdayım ve bu kokuyu ne yapsam geçiremiyorum. odanın her yerini didik didik ettim, burnumu dayamadığım yer kalmadı ama birisi resmen benimle taşak geçiyor.
bi yerde yoğun bir şekilde iğrenç kokuyla karşılaşıyorum, aynı yer 1 dakika sonra kokladığımda tertemiz. odanın farklı farklı yerleri, kapı açıldığı anda yoğun şekilde surata çarpacak şekilde, ousuruğa benzer bir kokuyla kaplı.
hani pet şişeler uzun süre beklediği zaman ağızları leş gibi kokar ya, ona benzer bir koku.
odada eşek ölüsü veya bu tarz koku yapabilecek bir şey yok. ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.
neyden kaynaklanabilir? nasıl geçer? karnım ağrıdı lan!
bi yerde yoğun bir şekilde iğrenç kokuyla karşılaşıyorum, aynı yer 1 dakika sonra kokladığımda tertemiz. odanın farklı farklı yerleri, kapı açıldığı anda yoğun şekilde surata çarpacak şekilde, ousuruğa benzer bir kokuyla kaplı.
hani pet şişeler uzun süre beklediği zaman ağızları leş gibi kokar ya, ona benzer bir koku.
odada eşek ölüsü veya bu tarz koku yapabilecek bir şey yok. ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.
neyden kaynaklanabilir? nasıl geçer? karnım ağrıdı lan!
iyi geceler herkese,
aklıma bir şey takıldı, sormadan edemedim. ayıptır söylemesi şu an efes fıçı içiyorum da, bana böyle asidi kaçmış kola gibi geldi tadı, yani ne içtiğimi bile anlamıyor gibiyim.
normalde bomonti'yi sever ve içerim, efes xtra'yı biraz acı bulsam da ara sıra götürürüm.
birada bir problem olabilir mi yoksa normalde de böyle hafif mi bunun içimi? baltika bile bu kadar değildi. yani hiç alkol tadı kokusu bi şeyi yok, boş resmen.
sık içen birisi değilim, alkol tadını da çok sevmem işin açığı, bu kadar güzelse bundan içeyim lan ben. su gibi resmen.
aklıma bir şey takıldı, sormadan edemedim. ayıptır söylemesi şu an efes fıçı içiyorum da, bana böyle asidi kaçmış kola gibi geldi tadı, yani ne içtiğimi bile anlamıyor gibiyim.
normalde bomonti'yi sever ve içerim, efes xtra'yı biraz acı bulsam da ara sıra götürürüm.
birada bir problem olabilir mi yoksa normalde de böyle hafif mi bunun içimi? baltika bile bu kadar değildi. yani hiç alkol tadı kokusu bi şeyi yok, boş resmen.
sık içen birisi değilim, alkol tadını da çok sevmem işin açığı, bu kadar güzelse bundan içeyim lan ben. su gibi resmen.
son günlerde böyle bir gariplik yaşıyorum. ev soğuk değil, herkes tişörtle falan takılıyor. yün içliğim bile var üstelik... buna rağmen kafama bere takmazsam, hırka giymezsem geberecekmişim gibime geliyor.
hasta değilim, uyku düzenimi bozduğum için biraz hafif bi mallık var ama ateştir ağrıdır vs. hiçbir şey yok.
işin garip tarafı, üşüyor da değilim. sadece, sarınmazsam rahatsız hissediyorum ve 50 kat giyindiğimde hiç sıcaklamıyorum. e ona alışınca zaten üzerini çıkardığın zaman hava normal olsa bile soğuk geliyo sana.
niye hasıl oldu bu kış havasına girme manyaklığı?
hasta değilim, uyku düzenimi bozduğum için biraz hafif bi mallık var ama ateştir ağrıdır vs. hiçbir şey yok.
işin garip tarafı, üşüyor da değilim. sadece, sarınmazsam rahatsız hissediyorum ve 50 kat giyindiğimde hiç sıcaklamıyorum. e ona alışınca zaten üzerini çıkardığın zaman hava normal olsa bile soğuk geliyo sana.
niye hasıl oldu bu kış havasına girme manyaklığı?
google chrome'un simgesine tıkladığımda, önceden belirlediğim üç sayfa da çat çat çat diye açılsın istiyorum. yani 3 tane açılış sayfası olsun. yapılıyor mu? yapılıyorsa, nerden nasıl?