Ekşi Duyuru

Asilzade torunu olan sevgili kişisi lüks tatil seviyor ama bu sene çok fazla harcayacak durumumuz yok. Şimdiye kadar en sevdiği yer Alaçatı'ydı ama bu sene orası da fazla popülerleşince orayı da sevmemeye başladı.

Güzel ve kaliteli yemeklerin olduğu, beachlerinde dandik pop çalınmayan, denizi temiz, çoluklu çocuklu ailelerin pek olmadığı nereye gidilebilir? Otelden ziyade ilçe/belde önerisi bakıyorum. Otel tavsiyesi de olur tabii ama ben Airbnb de denemek istiyorum.

Kaş'a ben hiç gitmedim. Sanki Alaçatı'ya en yakın yer orasıymış gibi geliyor?

Not: Böyle yazınca sanki emekli tatili arıyoruz gibi olmuş, öyle değil. İşte kaliteli insanların, mekanların olduğu bir yer bakıyoruz. 30 Ağustos haftası gidilecek.

Edit: Şimdi düşündüm de Ağustos sonunda gideceğimiz için bizi sanırım anca Akdeniz paklar. Ege'nin suyu o zamanlar dondurucu olur diye tahmin ediyorum.

Bu aralar moda olduğu üzere en ufak endişeye bile anksiyete diyenlerinkinden bahsetmiyorum.

1) Bir hastalık olarak kaygı bozukluğunun oluşmasında beyinle ilgili bir sıkıntı mı var yoksa çocuklukta vs. yaşanan bir olay mı tetikliyor?

2) Neden herkeste olmuyor da bazı kişilerde oluyor?

3) Artık tamamen bir kişilik özelliği haline geldiyse gerçekten kurtulunması mümkün mü yoksa hep derinde bir yerde mi kalıyor?

Pink Floyd'un çokça bilinen şarkılarından birinin tamamını 4-5 dakikalık bir filmde kullansam ve bu kısa film yayınlansa başıma bir iş gelir mi?

"He predicted that time could slow as you approached the speed of light and that space itself could be pulled out of shape."

"Işık hızına yaklaştıkça zamanın yavaşlayabileceğini ve bu sayede uzayın kendi şeklinden çekilebileceğini öngörüyordu."

Burada uzayın kendi şeklinden çekilmesi ile kastedilen bükülme mi? Daha anlaşılır nasıl çevrilebilir?

Kendimi bildim bileli hep çok geç yatan bir insan oldum. Lisede 2 gibi, üniversitede bazen 3, bazen 5 gibi yatardım.
Ancak çalışmaya başladıktan sonra bu alışkanlık işkenceye dönüştü. Önceleri 1 gibi uyumayı başarıyordum ama son bir yıldır 2'de yattığımda sevinir oldum ki bu bile günlük maksimum 5 saat uyku demek. Sürekli işe geç kalıyorum, yorgunum ve vücudumda ağrılar var. Artık hasta gibi görünmekten ve hep enerjisiz olmaktan yoruldum.

Çaylar denendi. Spor denendi. Telefondan uzak durmak denendi.

Atarax almayı düşünüyorum ama asıl ZMA diye bir besin takviyesi buldum, vücut geliştiricilerin kullandığı. Uyku kalitesini çok arttırıyormuş ve zinde uyandırıyormuş. Ancak testosteron içerdiği için kadınlarda kullanımından emin olamıyorum. Halihazırda çok ağır olmayan PKO'm da var.

Her yere baktım ama bu sorunun cevabını bulamadım.

Şimdi, diyelim ki Siyah Masa adında bir dergimiz var ve bu dergide yazarı belli makalelerin yanı sıra Siyah Masa imzasıyla da makaleler yayınlanıyor.

Normalde tek bir yıla ait, tek bir makale verecek olsam, (Siyah Masa 1980, 5) diyebilirdim. Ancak sorun şu ki 1980 senesinden, Siyah Masa imzasıyla yazılmış bir kaç makaleden bahsediyorum. Doğal olarak hepsi birbirine karışıyor.

(Siyah Masa 12 Eylül 1980, 5), (Siyah Masa 1 Mayıs 1980, 9) şeklinde tam tarih vererek bu karışıklığı engellesem kabul edilir mi?

Yoksa direkt makale başlıklarıyla mı referans vermeliyim? (Darbe Oldu 1980, 5) ve (Bayramınız Kutlu Olsun 1980, 9) şeklinde?

Daha önce çok soruldu bu soru ama hiç tatmin edici bir cevap göremedim.

Güncel gelişmelere hakim, en azından intermittent fasting, ketojenik beslenme vs. nedir bilen, mümkünse 35 yaş üstü diyetisyen bakıyorum.

Aşağıda canlandırıcı bir bitkisel içerik listesi var. Sorun şu ki ben bunu bir köşede unutmuşum ve Aralık 2018'de son kullanma tarihi bitmiş.

Bunu alsam ölür müyüm? Felç kalır mıyım? Zehirlenir miyim? Nedir bunun içindekiler? Aynı içeriğe sahip olanları daha önce kullanmıştım ama skt'si geçmemişti. Son kullanma tarihi geçse bile sıkıntı olmayacak bir içeriğe sahipse bunları da kullanacağım.

eksiup.com

İÇİNDEKİLER:
rijstzetmeel - pirinç nişastası
kruidenmix - baharat karışımı
guarana extract - yüksek kafein içeren bir bitki
ascorbinezuur - askorbik asit (C vitamini)
niacine - niasin (B vitamini)
methylcobalamin - B12 vitamini (sanırım?)
chromium iii chloride - krom (III) klorür
gember extract - zencefil
gelatin - bildiğiniz jelatin
kleurstof - renklendirici
citroen aroma - aroma işte

Başlık biraz tuhaf oldu ama merak ettiğim şey de bu.

Birkaç gündür iş yerine çalışanların çocukları geliyor. Bunlar asla öğle yemeğinde çıkan yemekleri (dolma, ıspanak vs.) yemek istemiyorlar.

Çocuklar neden böyle şeyleri yemez istemez? Tatları kötü mü geliyor?
Onlar yemedikçe de millet birleşip ısrar ediyor hadi ye, yemezsen bilmem ne yapamazsın, o yemek bitmeden masadan kalkmak yok vs. şeklinde.
Şimdi, çocuk öğle yemeğini yemese er ya da geç acıkacak. Acıkmasını bekleyip yedirseler ne olur ki? Yoksa çok acıksa bile yine de dolma yemez mi bunlar? Disiplin oluşturmak için mi bu kadar ısrar ediliyor?

ab-ilan.com

Yukarıdaki linkteki gibi restoranlar bizde açılamıyor mu? Durduğun yere para vermen gerektiği için belediyelerle sorun yaşanıyormuş, izin alınamıyormuş diye duymuştum ama yurt dışında nasıl yapıyorlar peki? Ayrıca neden belediyeden izin almamız gerektiğini de anlamış değilim.
Ankara Tunalı'da otobüs içinde kahve sattıkları bir yer gördüm ancak o otobüs de sabit. Ben hareket edebilsin istiyorum. Mümkün değil mi?

Aşağıdaki spot lambayı alacağım.

www.ikea.com.tr

Ikea buna uygun olarak LED E14 200 lm ampül önermiş.

www.ikea.com.tr

Ancak bu lamba sıcak beyazmış ve güçlü ışık veriyormuş. Okuma ışığı için loş ve sarı ışık gerekmez mi?

Önerebileceğiniz 30 lirayı geçmeyen başka ampul var mıdır?

Coffin ürünleri çok güzel ama çok pahalı. Bu tarz duvar örtülerini bulabileceğim daha ucuz bir yer yok mu?

coffinkadikoy.com

Kendim bir şeyler yapsam nasıl olur? Tapestry DIY yazınca pek bir şey çıkmıyor ama sadece örtü ve kumaş boyası yeterli sanırım?

Not: Pek sanmıyorum ama elinde Coffin tapestry olup da satmak isteyen varsa dm atabilir.

Bu sonbahar-kış 3 kişi (1 çift+1 kank) Avrupa turu yapmak istiyoruz. Kank kişisi Budapeşte'de yaşıyor olacağı için orada kalacağımız yere para vermeyeceğimizi varsayıyoruz. Bunun dışındaki yerlerde tek odada 3 kişi kalabileceğimiz, bitik olmayan hosteller bulmaya çalışacağız.

Düşündüğüm rota: Ankara-İstanbul-Budapeşte-Viyana-Prag-Berlin-Amsterdam-İstanbul-Ankara

Arkadaşım ve ben yukarıdaki şehirleri daha önce 2-3 kez gördük; ancak erkek arkadaşımın ilk yurt dışı tecrübesi olacak. Aslında bu paraya mantıklı olan hiç Amsterdam’ı katmamak ama açıkçası ben sırf onun için gidiyorum.

1) Kişi başı pasaport, vize, uçak biletleri, yeme-içme, kalma vs. en fazla 8 bin tl ayırabiliyoruz. Bu rota için bu miktar çok mu az, bizi süründürür mü?
2) Açgözlülük yapmayıp Budapeşte-Viyana-Prag üçlüsünde mi takılsak? Erkek arkadaşım çok hevesli onun için genişletmek istiyorum rotayı.
3) Amsterdam’dan dönmek yerine ilk Amsterdam’a mı gitsek? Dönüş gezisinde yanımızdakileri yiye yiye dönmek daha zevkli olurdu sanki?
4) Eğer Amsterdam’dan uçakla İstanbul’a dönecek olursak; daha önce hiç buradan ülkeye kek, şeker vs. getiren oldu mu? Ben otobüsle daha önce pek çok kez getirdim ama ilk kez uçakla döneceğim. En azından kek gelir sanki? Özelden yazabilirsiniz bunu.

Dün akşam saatlerinde Kızılay Meşrutiyet'ten Sıhhiye'ye kadar bir taksici beni sıkıştırarak camdan a..na sokayım, ananı s...yim şeklinde küfürler etti. Acemi şoför olduğum için muhtemelen bir hareketime sinirlendi ve yaklaşık 10-15 dakika boyunca beni neredeyse kaza yapmaya zorlayarak, ağzından tükürükler saça saça küfür etti. (Önemi var mı bilmiyorum ama kadınım)

Herifin plakasını aldım acaba bir şekilde durağını bulup, takip edip camlarını mı kırsam?
Yoksa bir yerlere şikayet mi etsem?
Cam kırma mevzusunda eğer buraların taksiciyse sonradan rastlaşma ihtimalimiz olur ki işe tek gidip geldiğim için bu kısım biraz tırstırıyor.
Şikayet etsem nereye edeceğim bir işe yarar mı?

Çabuk sinirlenen,
Çoğu zaman gergin ve öfkeli,
Sinirlendiğinde en yakınına dahi saldırgan ve kırıcı konuşan ve 5 dakika geçmeden çok pişman olan,
Uykuya dalmakta çok güçlük çeken (Günlük ortalama 4-5 saat uyuyan),
Sürekli geçmişi ya da geleceği düşünen ama asla şimdi'yi düşünemeyen,
En ufak şeye ağlayan, ağlaması kolay kolay durmayan,
Herkese karşı şüpheci, ayrıntılara fazlasıyla takık,
Umutsuz, hayalsiz ve yolunu kaybetmiş,
Depresif ve kötümser,
Huysuz, aksi, lanet.

Yukarıda saydığım özelliklere sahip birisi (kim acaba?) profesyonel destek almadan (para yok) nasıl biraz da olsa toparlayabilir? 9 günlük tatilde biraz kendime yönelmek istiyorum.

Şimdiye kadar kişisel gelişim, olumlama, yoga gibi şeyleri hep uydurma ve para tuzağı olarak gördüm ancak sanırım deneyeceğim.

Her türlü kitap, video, egzersiz, aktivite, ilaç vb. tavsiyelerinize açığım.

Not: Psikoloğa her hafta verecek 250 liram yok ve olmayacak da. O yüzden bu şıkkı eliyorum direkt.

Perdeleri değiştireceğim ancak evimiz çok eski; haliyle kornişli perde kullanabiliyoruz. ancak bu Ikea'daki, H&M'deki güzel modeller hep borulara geçirmelik. Kornişe uygun modern, güzel ve çok pahalı olmayan perde bulamaz mıyız artık acaba?

Konum: Ankara

Linkteki fotoda yer alan camlara Amazon'dan alınan folyo yapıştırılmış. Ancak ben "vitray cam" diye aratınca çok yoğun, koyu ve iç karartıcı şeyler çıkıyor. Bunların acaba başka bir ismi mi var ve nereden bulabilirim?

eksiup.com

Odama Japon, Çin esintili bir dekorasyon yapmak istiyorum (Ama fakir bir Japon gibi). Size Uzak Doğu'yu çağrıştıran objeler, desenler nelerdir? Linkle veya fotoğraflara gösterebilirseniz süper olur.

Mesela şunlardan alıcam, basit ucuz bi şey:
www.horizonmum.com

Renk olarak da siyah, kırmızı ve aşağıda en alt soldaki maviyi düşündüm.
i.pinimg.com

Odam küçük ve bütçem de çok yok. Duvarları, mobilyaları boyayabilirim. Dekoratif objeler, avize, perde vs. alabilirim.

Edit: Dolabı, masa ve kitaplığı siyah; duvarları mavi-gri yapacaktım ama acaba hiç siyahı işin içine sokmasam mı çok mu sert durur? Neredeyse hayatım boyunca mobilyalarım siyah oldu o yüzden başka ne renk güzel durur bilemiyorum.

Ekteki gibi (sanırım kumaş veya kanvas?) posterleri nereden bulabilirim?

Mobildeyim foto koyamıyorum, halı bu:
www.ikea.com.tr

Bu halının ikinci elini yarı fiyatına buldum ama alınır mı emin olamadım çünkü temizliği sanırım zormuş. Çok tüy döken bir kedim olduğu ve tüyleri halının arasına yapıştığı için kilim tarzı bi şey almak istiyordum çırparım diye. Ama bunu çok beğendim. Acaba kedi tüyleri bu halıya iyice mi sıkışır? Bir de hasır gibi olduğu için kedi iyice yatıp kaşınır sanki üstünde?

Sevdiğim filmlere ait fotoğraflar toplamak istiyorum ancak bu iş Google'dan olmuyor. Mesela Google'a Matrix yazınca haliyle filmin afişleri çıkıyor. Oysa ben filmin içindeki sahneleri arıyorum. Böyle bir site var mıdır tumblr'da kesin vardır gibi geliyor aslında?

Burada veya başka mecralarda linkleri verilen anketlerin nasıl geçerliliği olabiliyor? Belki ben hem tıp öğrencilerine hem de avukatlara yönelik sorulara sanki öyleymişim gibi cevap veriyorum mesela? Bunu kimse bilemez ki.

İkinci sorum da sıfırdan tez yazmak için önünüzde 5 ayınız varsa (Veri vs. hiçbir şey toplanmadı. Konu bile tam belirlenmedi.) en hızlı ve kolay yöntem sizce hangisidir? Nitel, nicel, anket, görüşme, spss vs.

4-5 senedir kullandığım bir bilgisayarım var:

www.epey.com

Isınma, donma gibi bir sorunu yok. Ama özellikle nette gezinirken, sekmeler arası geçiş yaparken, yeni bir program açarken vs. yavaş açılıyor. Üstelik içinde Avast ve Spotify harici hiçbir program yüklü değil. Format attırdık ama pek bir işe yaramadı.

Tez yazmaya başlayacağım zaten çok zor motive oldum bana problem çıkarsın istemiyorum. Bir de InDesign, Illustrator gibi programları da yüklemek istiyorum. Bu bilgisayara ne taktırsam güçlenir?

İnternette bu modelle ilgili birisi "240 gb ssd takıp +4 gb ram atarsanız herşey stabil çalışıyor." demiş. Böyle bir şey mi yaptırmayalım? Ve nerede yaptırılır?

Bir fikrimiz var bunu uygulamaya dönüştürmek istiyoruz. Armut, R10 vs. değil de Duyuru'dan birileriyle iletişime geçmek istedim. Orta-ileri seviye mobil uygulama geliştiriciler mesaj atabilir Ankara'daysaniz süper olur.

Türkçe'de "Öldü bütün Tanrılar: Artık üstinsanın yaşamasını istiyoruz." ya da "Tüm Tanrılar öldü: Şimdi üstinsanın yaşamasını istiyoruz." gibi çevirileri olan sözün orijinali/Almancası nedir acaba?

1) Sanayiye gittiğinizde size en çok zorluk yaşatan şeyler nelerdir? Yeni ne olsun veya ne değiştirilsin isterdiniz?

2) 10 senedir araba al-sat/kirala işindesiniz ve krizden dolayı artık iş yapamıyorsunuz. Ortaksız 200 civarı sermayeniz var, ortaklı 500 diyelim. Otomotiv sektörü içerisinden çok da çıkmadan nereye yönelirdiniz? Ya da şöyle söyleyeyim al-satta artık para yok tamam peki bu sektörde para nerede şimdi?

Biliyorsunuz artık SEO optimizasyonu, sosyal medya yönetimi vb. hizmetler veren dijital ajanslardan bolca var. Peki bu işin bir tık ilerisi ne olabilir? Yurt dışında olup da bizde olmayan mesela?

200 bin lira da sermaye var diyelim. Ama tek atımlık kurşunumuz olduğu için batarsak biteriz gibi de bir durum söz konusu.

Çalıştığım yerde odadan bozma bir yerde yemeklerimizi yiyoruz. Her biri 6 kişilik olan 3 masa var. Ben genellikle yemeğimi alıp, kimsenin olmadığı masaya gidiyorum. Ya da sağımda solumda birileri otursa bile yemek yerken kulaklığımı takıp, telefondan bi şeyler izliyorum.

1) Acaba bu yaptığım tuhaf mı veya saygısızlık mı? Burada çalışmaya başlayalı 3 hafta oldu ve büyük-küçük herkes sizli bizli konuştuğu için kimseye ısınamıyorum. Normalde de girişken olmayan, soğuk bir tipim ve sadece çok girişken, canlı insanlarla anlaşabiliyorum. Yani yemekte video izlemesem de gidip kimseyle konuşmam o esnada. Eğer kendi arkadaşlarımla değilsem, başkalarıyla yemek yemeyi hiç sevmem çok kasılırım. Yani çok da buraya özgü bir durum değil aslında.

2) Rahat hissetmediğim yerlerde yemek yerken gergin olmamın yanı sıra bu tip yerlerde tuvalete de giremiyorum (ör; iş yerleri). Vücuda giriş ve çıkışta böyle sıkıntılar yaşamanın psikolojide bir karşılığı vardı diye hatırlıyorum. Bilen aydınlatsın lütfen.

3) Alakasız olarak; çorbayı nasıl içiyorsunuz? Damlamaması veya dökülmemesi için kaşığı daldırıp çıkarırken tabağın kenarına sürüp, fazlalığını alıyor musunuz her seferinde?

Evet, 100 lira verip almış olduğum Fakir marka akıllı tartım tam bir mal çıktı. Başlarda yanlış diyenlere inanmıyordum, kendi kilom da sürekli değişiyor sanıyordum. Ama bugün test etmek için 3 kez üst üste tartıldım ve üçünde de yanlış sonuç verdi. Üstelik öyle gram değil, 2 kilo oynayacak şekilde.

Teknosa ne iade ne değişimi kabul ediyor. Teknik servise götürün diyor ama aldığım günden beri böyleydi zaten bu alet. Çöp mü kabul etmeliyim artık bunu? (İşte o tartı: urun.n11.com)

Bir de bu olaydan sonra akıllı tartıların hiçbirine güvenesim gelmiyor. Eski usül bulup alsam mı? Kefil olduğunuz tartı varsa önerilerinizi de alırım acil tartılmam lazım...

8-9 saat bilgisayar ekranına bakmak durumunda olduğum bir işte çalışmaya başladım. Fakat bir süredir gözlerimin uzaktaki yazıları okumakta zorlandığını fark ediyorum ve uzun süre ekrana bakınca acıyor. Bilgisayardaki mavi ışık filtresini 9-6 saatleri arası için aktifleştirdim. Bunun haricinde, saat başı bana gözlerini dinlerdir, sağa sola bakın şeklinde uyarı verecek bir program veya uygulama var mıdır?

Göz dışında bel, boyun, ayak vs. korumak için önerileriniz varsa onlara da açığım.

Bu yaştan sonra bir de bunlara sardım. Çocukken uzun süre paten kaydım ama yıllardır kaymıyordum. Geçen bir deneyeyim dedim ayakta durup biraz sürebiliyorum. Yine de eskisi gibi değil tabii.. Kaykayı deneyince üzerinde durmakta bile zorlandım. Ama çok daha zevkli ve konforlu duruyor. Şimdi:

1) Uzun süre topuklu giymek zorunda kaldığım için ayaklarım deforme oldu, kemiklendi. Pateni takınca çok rahat hissetmedim. Ayağımı iyice sıkıştırıp, bozması fikrinden dolayı emin olamadım. 1 numara büyük mü almalı?

2) Amerikan filmlerindeki önde iki arkada iki teker olan patenler neden bulunmuyor? Yalnızca aliexpress'te çıkıyor. Bunlar neden yaygın değil? Bulup, alıp da bunlarla mı başlasam?

3) Aşırı zor gibi duruyor ama patenden vazgeçip kaykay öğrenmeye mi çalışsam?

Ayrıca ikisi için de marka, öğrenme taktiği, koruyucu aksesuarlar vb. önerilerinize açığım.

Bugün ne yazık ki HPV testim pozitif çıktı. Rahim ağzı kanserinde en yüksek tipler olan 16, 18, 31, 33, 68 ve üç tip daha var (cinsiyet kadın). Sorularım şöyle:

1) İnternette herkes "Bende tip 16-18 var." tarzında yorumlar yapmış. Ben hayatımda 1 kişiyle birlikte oldum ve hala o kişiyle birlikteyim. Zaten bana da ondan geçti ama bende nasıl 8 tehlikeli tip birden oluyor? Bu kadar fazla çıkması anormal bir durum mu?

2) Şu an görünür mantarım yok ve bende o bilinen şekliyle siğiller oluşmadı. Doktor vajina deliğinin iç kısımlarına yakın yerde çok ufak beyaz şeylerin siğile benzediğini söylemişti. Kadınlarda genel anesteziyle yakıyorlarmış. Böyle bir şeyi asla istemiyorum. Bende HPV olmasına rağmen vajinanın görünür yerlerinde siğil olmaması iyi bir şey mi? Delik içindekiler siğil ise bunları yaktırmasam ne olur?

3) Bilindiği gibi, HPV'nin bir tedavisi yok. Fakat şekeri, gluteni ve sigarayı bırakıp, probiyotik ve vitamin destekleriyle bunu negatife çevirenler olmuş. Böyle bir şey mümkün mü? 6 ay sonra vücuttan temizlense bile tekrar geri döner mi? (Bunu sormaktan çekiniyorum ama kimyasal/doğal keyif verici maddelerin çok sık olmamak şartıyla kullanımı hastalığı tetikler mi?)

4) Diyelim ki şekersiz, glutensiz beslenmeyle bunu geçirme şansı var. Burada şekersiz ve glutensiz beslenmeden kastedilen bunları asla ve asla tüketmemek mi? Ayda sadece 2 kez çikolata ve ekmek yesem başladığım noktaya mı dönerim mesela? Hurma, bal ve meyve de şekerden sayılıyor mu?

5) Ben HPV'yi negatife çevirsem bile partnerimde de negatif olmadığı sürece tekrar tekrar bulaşır mı? Aynı yöntemlerle erkeklerde de negatife dönme şansı var mı? Erkekte aktif lezyon yokken test yapılamıyor diye biliyorum. O zaman nasıl anlayacağız onda hangi tipler olduğunu veya negatife döndüğünü?

6) Cinsel ilişkinin ertesi sabahı erkek arkadaşımın dudağında ilk kez uçuk çıktı ve aynı gün benim vajinamda acı başladı. Ben genital uçuk olduğunu düşünerek, sonraki gün doktora gittim. Uçuk değil ama siğil ve yoğun akıntı çıktı ki bu akıntı sonrasında korkunç bir mantara dönüştü (Vajinayı koruyan yararlı bakterilerin tamamı yok olmuş.) Testi hemen o gün yaptırdım. Bunlar 10 gün önce oldu. Son bir kaç gündür erkek arkadaşımın gırtlak-bademcik taraflarında tahriş/yara gibi bir şey oluştu ve uyurken ağzından kan akmaya başladı. İlişki sonrası erkek arkadaşımın ağzında çıkan uçuğun ve bir kaç gün sonra boğazında oluşan yaranın bendeki HPV ile ilgisi olabilir mi? (HPV'nin erkeklerde ağız-yutak kanserine sebep olduğunu okudum.)


Bunlara ek olarak belirtmek, uyarmak istediğiniz herhangi bir konu veya tavsiye varsa yardımcı olursanız gerçekten çok sevinirim.

Son olarak böyle bir şey başıma geldiği için çok ama çok üzgünüm. 3 sene önce ilişkimiz başladığında erkek arkadaşım siğil tedavisi gördüğünden ve geçtiğinden bahsetmişti. Yine de aşı olmamı tavsiye etmişti fakat ben nasılsa geçmiş diyerek 1000 liralık o aşıyı pahalı olduğu için yaptırmamıştım. Meğerse, erkeklerde siğil tamamen geçse bile virüs vücutta yaşamaya ve bulaşmaya devam ediyormuş. Bu nedenle herkesin tedbirli olmasını öneriyorum..

Sadece 1 dönem aldığım için 3072 TL KYK borcum vardı. Ancak Ekim 2017'de takibe düşmüşüm ve o tarihten itibaren faizle birlikte 4150 TL olmuş. Yani neredeyse 1150 TL faiz binmiş.

Kimse ödemiyor, herkes af gelir diyor diye ben de ödemeyip kendi haline bırakmıştım. Ama sanırım şu an mallık yapıyorum. İşin kötüsü durumum varken ödemedim, şimdi bu 4 bini ödeyecek durumum da yok.

Yüksek lisansım devam ediyor. Bu borcu ertelemenin, af gelene kadar kaçmanın bir yolu var mıdır? Yok illa ödeyeceksem yapılandırmak mı gerekiyor? Kaç aya kadar yapılandırma yapılıyor?

Arkadaşım 2 sene önce öğrenci kimliğini kaybetmişti. Biz de gazeteye ilan verdik. Şu anda mezun olacak fakat okul o verdiğimiz ilanı görmek istiyor. Üzerinden çok zaman geçtiği için de saklamamıştık.

Bununla ilgili ne yapabiliriz? Çok saçma değil mi okulun bunu talep etmesi?

Gündüz biraz kestirmenin iyi geldiğini, enerji verdiğini okumuştum bir yerlerde. Hatta Einstein da kısa süreli uyurmuş gün içerisinde.

İşimden dolayı geceleri 4-5 saat uyuyorum ve işten erken çıkmama rağmen gün boyu zombi gibi geziyorum. Ama eve gidip uyuyunca da bu sefer gündüz uykusu depresyonuna giriyorum. Bütün vücudum, başım ağrıyor.

Bu uykudan verim alabilmek için ne kadar uyumak gerekiyor? Saatimi yarım saate kursam bu sefer yarım saat sonra uyanınca daha gergin olmaz mıyım? Deneyen oldu mu daha önce bu yöntemi?

Mülakata gireceğim işin ilanında Excel yetkinliğinin deneneceği notu düşülmüş. (Devlet dairesi)
Pek Excel bilgim yok o yüzden mülakat tarihine kadar online kurslara başladım. Ama ne sorarlar hiçbir fikrim yok. Özet (Pivot) tablolar yapmayı öğrendim biraz. Başka nelere bakayım?

Aliexpress'ten bong, çarşaf vb. ürünler alsam gümrükte, kargoda herhangi bir problem yaşamam değil mi?

Selamlar,

6 ay ve 5 ay olmak üzere iki farklı yerde sigortasız çalıştım. Şimdi bir devlet kurumuna başvuruda bulunacağım. Fakat çalışma belgesi istiyorlar. Eski işverenlerim sigortasız çalıştırdıkları ortaya çıkacak endişesi ile bu belgeyi vermek istemezlerse ne yapabilirim? Normalde belgeyi vermemenin cezası varmış fakat fazla zamanım yok o yüzden işi yokuşa sürmek istemiyorum.

Tatlı dille, bi şey olmaz yeaa şeklinde mi konuşayım? En son 4 sene önce görüştüm kendileriyle. Maaşımı da vermedikleri için çok iyi ayrılmamıştık. Umarım hala aynı yerdedirler -_-

İlk kez girdim siteye. Yeni öğrenciler için kurslar 28 TL olmuş ve indirim için son 5 saat.

Bu acaba hep böyle mi yoksa harbiden son 5 saat mi? Eğitimi ona göre alacağım ama 1 aydan önce kullanamam. Yine de kursum bir köşede duruyor değil mi süresi bitmiyor?

Tez konumu sevmiyorum, değiştirmek istiyorum. Fakat iki yıldır mecburiyetten alakasız işlerde çalıştığım için alanla neredeyse hiç bağım kalmadı. Halbuki okulu dereceyle bitirdim, üstüne bir de yüksek lisansa başladım. Hatta dersleri bile 3.44 ortalamayla erken bitirdim. Ama teze gelince tıkanıp kaldım. Başlayamadım bile.

Alanla ilgisi olmayan insanın bile okurken zevk alacağı, klişe olmayan bir şeyler çalışmak istiyorum. Aslında medya ve psikolojiyi harmanlamak isterdim ama "sosyal medya psikolojisi" gibi temel konular çoktan çalışıldı. Derine inecek bir fikrim de yok ne yazık ki.. Veya bugünden geçmişe değil de, medyanın geleceğine bakan bir tez çıkarabilmeyi çok isterim.

Sizlerin merak ettiği, ilginizi çeken veya bana tavsiye edebileceğiniz konular var mıdır medya-gazetecilik-iletişim alanında? Söylediklerimle alakalı olmasa da kabulümdür.

Selamlar, fotoda görmüş olduğunuz hazır sarılı kağıtların daha kalitelilerini Amsterdam'dan almıştım fakat burada bulamadım. Aliexpress'te gördüklerim de sadece bu şekilde.

Bunların daha büyük ve beyaz olanlarını nereden bulabilirim? Veya Aliexpress'te ne diye aratsam çıkar?

Bir de eskiden Kızılay Karanfil'de bong'lar satılırdı. Hala satılıyor mu veya Ankara'da görerek nereden alabilirim? Aliexpress'te bong diye aratınca hiçbir şey çıkmıyor. Küçük cam bir şey arıyorum, büyük olanlardan değil.

Gece 22.30’da uçağım iniyor. Bu saatlerde Bağcılar’a neyle nasıl gidebilirim?
Bir de gece 12’de tek başına bir kadının dolanması sıkıntılı bir yer midir? Güvenilir bir otel tavsiyesine de açığım..

Bankada 20 bin liram var. Bu parayı altın, dolar, kripto paralar falan bi şeye yatırmalı mıyım? Az da olsa kar etmek istiyorum ama zaten maddi durumumuz iyi değil ve büyük ihtimal en az 3-4 ay işsiz olacağım. Yani çok riske girme lüksüm de yok. Dursun mu öyle kenarda?

Bu işte mutlaka öğrenilmesi gereken başlıca programlar nelerdir? İş ilanlarında özellikle Indesign, Illustrator, Photoshop ve Corel Draw öne çıkıyor. Hangisi ile başlamalı? Bu programları crack ile veya malum ortamlardan edinmek mümkün müdür?

Programları öğrenip, grafiker olayım gibi bir amacım yok. İletişim mezunuyum. Basit haber banner'ı hazırlayacak kadar Adobe CC kullanabiliyorum. İşimden istifa ettim ve bir süre işsiz kalacağım gibi görünüyor. Hazır vaktim bolken bu alanda bir şeyler öğrenmek istiyorum.

Banyomun hem zemin hem de duvar fayansları çok kötü. Yok mudur şöyle yapışkanlı bi şey bu fayansları kaplayabileceğim?

Aslında fayans boyamak da mümkünmüş ama kurumasını bekleyemeyeceğimiz için bu seçeneği eliyorum. PVC kaplama nedir? Banyom sadece 3 metrekare. Yani çok zor olacağını sanmıyorum ama bu işlerden de hiç anlamıyorum.

Ayrıca odamın da zeminini laminant parke kaplamak istiyorum. Bunların da kendiliğinden yapışkanlı halleri yok mudur?

Kedili ve sürekli tozlanan ev için mop tavsiyesine ihtiyacım var. Şu kendiliğinden sıkanlardan almak istiyordum ama sanırım iyi sıkamadığı için yerleri ıslak bırakıyormuş. Bir de yer kaplamayan uzun süpürge gibi olanlar var?

80 lirayı da aşmazsa çok iyi olur.

Kumların ev içinde dağılmasını önleyecek paspas öneriniz var mıdır? Maks. 80 TL civarında olabilirse süper olur..

Nescafe gibi granül kahveler çok sağlıksız olduğunu henüz yeni öğrendim. Fakat demleme kahve yapmak için gerekli malzemeleri alacak durumum yok.

Nescafe gibi pratik ve ucuz ama onun kadar da sağlıksız olmayan bir kahve içmek mümkün müdür? Ya da filtre kahve demlemek istesem bunu ucuz french presslerle yapabilir miyim?

27 yıllık Ankaralıyım o yüzden klasik bir mekan önerisi istemeyeceğim. Acaba Ankara’da İstanbul’daki gibi lüks, elektronik-house müzik çalan gizli kalmış mekanlar var mıdır yılbaşında gidilebilecek?

Şimdiye kadar babadan sigortalıydım ve yarı özel hastanelerde uygun fiyatla tedavi olabiliyordum. Fakat birkaç gün önce işe girdim. İşe girdiğim için babadan sigorta kesilirken, 1 ay dolmadığı için de sistemde sigortasız görünüyorum.

Sorun şu ki acilen kadın doğum için hormon testleri yaptırmam gerekiyor. Sigortası olmayanlara devlette muayane ücreti 50 liraymış. Testler de bayağı tutar gibi geliyor. Devlette perişanlık çekip 200-300 lira ödemek de istemiyorum Özelde ne kadar tutar bir bilginiz var mı? Ücreti fazla olmayan özel veya devlet hastanesi de önerilerinize de açığım.