Ekşi Duyuru

Böyle baya saçma sapan olaylar, büyük kırılmalar yaşayıp ona rağmen tekrar bir araya gelen, vazgeçemeyen çiftlerle ilgili filmler önerebilir misiniz, Netflix te olursa şahane olur.

40 euro değerinde bitcoine ihtiyacım vardı bir ödeme için ve binanceden 50 dolarlik BTC aldım çünkü en az alinabilecek miktar oydu.

Her neyse kesilen ücretlerin yüksekliginden haberim yoktu şu an eksik kaldı ve kredi kartı limitim dolduğu ve en az 50 dolarlik ikinci bir ödeme yapmam gerektiği için tekrar Btc alamıyorum.

Birisi ücreti karşılığında bana

0.000020 Btc gonderebilir mi kaç paraysa hemen havale EFT her neyse yaparım

Cemal Gürsel kışlasından havalimanına nasıl ve ne kadar sürede gidebilirim.

İzmir'de çalışan kazık olmayan memnun kaldığınız bir taksi uygulaması var mı? Otogar'dan Cemal Gürsel Kışlasına gitmek için kullanacağım ya da toplu taşıma ile gitmek mümkünse öyle de yapabilirim.

Hem akıllı hem tuşlu telefon götürmeyi düşünüyorum. Tuşluyu göstereceğim, akıllıyı valize saklarım. Ama tespit edilir mi tamamen piyango galiba, yer Cemal Gürsel Kışlası, Hacılarkırı, Bornova.

Bazıları da ziyaretçi ile sok diyor, öyle daha mı kolay olur?

Bir şekilde soktuk diyelim, uluorta kullanmadığımız sürece sıkıntı olur mu bir de diğer erler problem çıkarır mı ispiyon vs.

Buraya giden var mı nasıl memnun musunuz, pazartesi günü kayıt olmayı düşünüyorum. Uzun bir aradan sonra yeniden spora başlayacagim. Işten çıkıp direkt spora gitmeyi düşünüyorum. Zayıfim, aynı zamanda kilo almaya çalışıyorum. Bu yemek olayı sıkıntı olacak, yeni tek başıma yaşamaya başladım. Genelde dışarıdan yiyorum. Bu yemek olayını nasıl hallederim, AVM'de mi yesem spordan önce çok kafam karışık yardımcı olursanız sevinirim. (cinsiyet erkek)

Havuzun minik havuzcuk olmaması lazım. Gidip memnun kaldığınız salonlar var mı hem havuz hem fitness hizmeti veren. Fiyatı da makul olan tabi.

Bunun zemin katta oturanlardan da istenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz. Kanun bu giderlere katılım zorunludur, apartman yönetimi isterse oybirliği ile aksi yönde karar alabilir diyor. Ben hakkaniyet açısından düşüncelerinizi merak ediyorum. Üst katta oturan ve zemin ve -1 de oturan dört dairenin muaf tutulması nedeniyle çok daha fazla para ödeyecek bir ev sahibi açısından ve asansörü hiç kullanmayacak olmasına rağmen asansör parası ödeyecek olan zemin kattaki ev sahibi açısından bakalım.

Ekonomik durum gerekçesiyle önceki isimden ayrılmak durumunda kaldim.

Önceki şartlarım iyiydi oldukça. Şimdi İstanbulda çalışacağım.

Işyerime iki araçla gidiliyor, 20 dk sürüyor. Yürüyerek de yarım saatte gitmek mümkün, 2.5 km. Yol ücreti bana ait

Mesai saatleri 9-19 haftasonu yok. Çıkış saatleri ne kadar esnek ya da esnek mi pazartesi başlayınca öğreneceğim. Is masabasi çoğunlukla.

Maaş yol masrafını cikarirsam 3500-3600 civarı. 1 yıllık deneyimim var.

İstanbul ve mevcut ekonomik duruma göre koşullarım nasıl? Biraz cesaretlendirilmeye ihtiyacim var sanırım.

Şimdi adres değişikliği e-devletten yapılabiliyor sanırım. İlk kez değiştireceğim. E imza da var bende sanırım daha kolay oluyor bu şekilde. Peki yanına taşınacagim kişinin yine de benimle birlikte nüfus müdürlüğüne gelmesi gerekiyor mu ve bu iş aynı gün nüfus müdürlüğünde bitiyor mu

İlişkinizde karşı tarafa bağımlı olduğunuzu hissettiğinizde ya da hatta bu size artık sevgiliniz tarafından söylenecek kadar belirgin hale geldiğinde bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Şimdi herkes sporla, hobilerle vs. ilgileniyorum, dikkatimi dağıtmaya, bağımlılığımı azaltmaya çalışıyorum diyecek ama. Bunlar sadece dile kolay.

Bu bahsettiğim bağımlılık tamamen mental anlamda bu arada. Sevdiğiniz insanın gözünde aciz bir insanmış gibi görüldüğünüzü hissetmek çok koyuyor. Bu bir noktadan sonra o insan için tiksindirici bir hal almaya başlayacağından korkuyorsunuz ve daha çok sarılıyorsunuz, sonun başlangıcı belki de.

İlişkiyi bitirmeden bu durum atlatılabilir mi acaba? Benzer şeyleri yaşayan hatta maddi olarak da sevgilisine bağımlı hale gelen bir arkadaşım var, yaklaşık 1 yıllık terapi, arada ilaç tedavisi ile daha iyi duruma geldi. Gerçi işsiz olması da çok etkilemişti. Ama sevgilisi yani bağımlı hissettiği insan da bütün bu süreç boyunca yanındaydı.

Bence baya içsel ve kalıplaşmış bir probleme benziyor, ergenlik olsa neyse, yetişkin bir insan söz konusu. Belki de ilaç tedavisi gerekiyordur bilmiyorum.

Bu sabah gittim görüşmeye. 9-19 çalışma saatleri, haftasonu mesai yok, sigorta ve yemek mevcut. Bunları konuştuktan sonra maaş beklentimi sordu, 3500-4000 arası dedim. Kadının hoşuna gitti, sonra ne zaman başlarsın dedi, haftaya başlayabilirim dedim. Seni aradığımda şu evraklar lazım olacak onları getireceksin vs. dedi.

Biraz daha konuştuk, ben işe gidiş dönüş ulaşım masrafı da dahil, değil mi, diye sordum. Hayır dedi. Bu arada 2 araçla gidebiliyorum, kuşbakışı baya yakın ama ters yerde, yarım saat sürüyor ulaşmak. Yani 250 lira civarı aylık yol masrafım olur. O yüzden maaş beklentimi siz az önce söylediğim aralığın üst sınırı olarak kabul edin o halde dedim.

Ondan sonra biraz bozulur gibi oldu, sonra konu benim askerliğime geldi, bedelli yapacağım, 15 iş günü olmayacağım dedim ağustos ayında. Ağustos ayı da işlerin en az yoğun olduğu dönem, adli tatil nedeniyle (bir hukuk bürosu). Sonra görüşmeyi bitirdik. Düşünecekler herhalde, açıkçası beğendim işyerini, çok ağır da görünmüyor. Ama İstanbul'da çalışmak oldukça yorucu o yüzden beni sıkıntıya sokacak bir maaş olmamalı.

Acaba olumlu sonuçlanır mı ne dersiniz, kadına da sonradan mesaj attım askerlik durumumu ve diğer sorduğu birkaç hususla ilgili. En sonuna da ücretle alakalı karşı bir teklifiniz olursa duymak isterim, zira çalışma ortamı benim için elverişli dedim.

Almak istiyorum bir arkadaşıma jest olarak. Çiçek sepetine baktım çok mu pahali, yoksa normal mi. Hiç anlamam çiçekten o çok sever ama. Alabileceğim başka bildiğiniz siteler var mıdır, ama böyle saksıda istiyorum aynı aşağıdaki gibi. Alsın evine götürsun ve bir yere koysun, uğraşmasın.

www.ciceksepeti.com

Gecenin bu saatinde görüşmeye gitmekten vazgeçtim. Yeni cv atmaya başlamıştım ve arayan yoktu. Konum olarak ilk bakışta fena görünmese de aktarma ve metrobüsleri ekleyince uzun vadede çekilmeyecek bir yerde olduğunu fark ettim. İlk arayan onlar olunca hemen atladim. Ama yok yapamam, her gün bir buçuk saat yol çekilmez.

Nasıl iptal edeyim ne diyeyim en kibar şekilde. Görüşme pazartesi sabah. Bu sabah mail atayım diyorum.

İş başvurusu için CV gönderiyorum işyerlerine, teker teker yollamak yerine alıcılar kısmına göndermek istediğim tüm yerlerin mail adreslerini yazıp göndersem mailleri alan işyerleri bunları kime gönderdiğimi görebilir mi, görebilirse bunu nasıl engelleyebilirim? Outlook.com mail adresim

Mevcut işyerimden temmuzda ayrılıp askere gideceğim 20 gün. Dönüşüm kurban bayramına denk geliyor. Bayram dönüşü çalışmaya başlamak üzere şimdiden iş aramaya başlamak istiyorum ama reddedilir miyim askerlik gerekçesiyle?

Geniz akıntısı ve burun tıkanıklığım azdigi için dün diprospan iğne vuruldum ve kesinlikle uyuyamıyorum. Normalde 12 gibi uykum gelirdi. Çıldırmak üzereyim. İğneden başka aklıma hiçbir şey gelmiyor, başına gelen var mı?? Uyku yapan bir alerji ilacı aldım ama o da fayda etmedi, hayatımın geri kalanı boyunca uyumayacakmisim gibi bir uykusuzluk var şu an.

Şu televizyonu almayı düşünüyorum: Samsung NU7400 50" 3900 lira, kazık mı normal mi? Kumandanın sesli komut özelliği sadece İngilizce için mevcut, bu önemli bir eksiklik mi? 4000 TL'ye alabileceğim en iyi televizyon hangisidir?

www.amazon.com.tr

Şimdi yarın burdur'dan yalova'ya gideceğim. bir tane doğrudan saat 15.00'de sefer var. Ama benim işim en geç sabah 10 gibi bitecek.

Kamil Koç'un saat 11.15'te kütahya otobüsü var.
kütahya'dan da saat 16.00'da yalova otobüsü var.

her iki yolculuk da 8 saat sürüyor ama ilkinde öğlen üçe kadar boşuna bekleyeceğim artı gece 11 de varacağım.

o yüzden aktarmalı gitmeyi düşünüyorum, sizce becerebilir miyim yani burdur'dan kütahya'ya saat 16.00'dan önce varır mıyım

Şimdi ben yeni telefon almıştım sonbaharda, o zaman kullandığım uyduruk bir tane gmail hesabı vardı onu girdim. Bunu değiştirmek istiyorum, yeni hesabı ekledim ama öncekini sileceğim sırada uyarı veriyor, bu hesapla ilişkili her şey silinir diye, fotoğraflar, mesajlar, kişiler vs. O yüzden silemedim. İki google hesabı arasında nasıl veri transferi yapabilirim.

Dizinin en sevdiğiniz repliklerini yazabilir misiniz? Sevgiye, aşka dair olanlar başta olmak üzere.

4 kişiyiz, böyle birlikte yapabileceğimiz neler olabilir, bisiklet sürdük. Board game oynayabileceğimiz yerler var mıdir? Ya da başka şeyler

Yeni telefon aldım, ama önceki telefondaki bilgileri bir türlü aktaramıyorum. Bir tek whatsapp ve contacts i becerebildim. Mesajlarım, arama geçmişi, wifi şifreleri vs. bunları yeni telefona aktaramıyorum. İkisi de android, app kullanmadan bunları nasıl eşleştirebilirim tamamen.

Sözlükte film tavsiyeleri veren, takip ettiğiniz yazarlar var mı

Yaptırdım bugün sağlık ocağında, yarın sonuçlarını alacağım.

Şimdi benim Mart ayında korunmasız bir ilişkim olmuştu, partnerim testlerini oluyordu. Sıvı alışverişi oldu. Sonra bu arkadaş benden bir iki ay sonra hiv'e yakalandı. Eylül'de test yaptırdı ve pozitif çıktı. Biz hala görüşüyoruz ama birlikte olmadık. Oral seks ve öpüşme dışında. (bunlar testleri pozitif çıkmadan önceydi) Aradaki ilişkilerim korunmalı idi.

Ben de 10 Eylül'de "anti-hiv (1+2)" (test sonucunda yazan) testi yaptırdım. Ve negatif çıktı. Yine de oral yolla bulaşabilir diye kendimi yemek istemediğim için tekrar test yaptırmak istedim.

Endişelenmem gereken bir durum var mı

Dün sabah buradan bir tane telefon sipariş verdim, benim kendi hesabım vardı. Alışverişi annemin kredi kartıyla yaptım, zaten yüklü bir şey alacağım zaman hep öyle yapıyorum, bir kere de sıkıntı yaşamadım, neyse.

Akşamına bir baktım hesabıma giremiyorum, mail falan atılmadan hesabım yasaklanmış. Sürekli şifre uyarısı veriyor, değiştiriyorum yine girilmiyor vs.

Sonra annemin adına yeni bir hesap açtım, telefonu yeniden satın aldım. İlk sipariş iptal olunca bir tane olarak stoğa geri girmişti aynı fiyattan.

Birkaç önce bu sefer hesabınızı doğrulayamadık, askıya alıyoruz diye mail geldi. haydaa. daha neyi doğrulayacaksın, annemin telefonunu mail adresini hepsini yazdım, telefona ayrı doğrulama kodu geldi. kredi kartı zaten kayıtlı. ilk defa böyle bir saçmalık görüyorum.

blokeyi kaldırmak için de +44 lü bir numaraya faks çekmem gerekiyormuş, evet yanlış duymadınız faks. böyle gerizekalıca bir şey görmedim. uğraşacak halim de kalmadı açıkçası. alışveriş için bir de üstüne para isteyecekler neredeyse. gene hepsiburada/gittigidiyor'a mahkumum ne yapayım.

bu amazonda usul böyle mi?

Aids'li biriyle ilişkiniz oldu mu? Diğer ilişkilerinizden farklı yönleri var mıydı?

Hepsiburadanın kargo şirketi aras kargo çalışanlarının anlamsız hareketleri nedeniyle oradan telefon alamıyorum maalesef. Acaba gittigidiyor'daki sıkıntısız (çok başarılı etiketli, artık ne kadar doğruysa) bir satıcıdan telefon satın alınır mı? Iphone falan almayacağım bu arada 900 liralık bir telefon.

Aslında tam olarak neyi soracağımı bilmiyorum ama çok sinirlendiğim için açıyorum.

Hepsiburadadan geçen gün telefon sipariş etmiştim. Biraz önce kargo görevlisi getirdi, adama "iki saniye bekler misiniz, telefon kutunun içinde mi bakayım, şarj aleti vs. tam mı eksik olmasın" dedim. Adam ta en baştan olmaz diye tutturdu, ve o kadar ısrarcıydı ki, diyorum ki sadece içine bakacağım telefon içinde mi diye. Kutusu da biraz ezik büzüktü zaten. Telefonu çalıştıracak değilim içinde mi sağlam görünüyor mu sadece diye bakacağım yani 10 saniye sadece.

İlla olmaz dedi, ben de o zaman kabul edemem dedim. Kutuyu geri verdim ve gitti, imzalamadım da bir şeyi. o kadar ısrarcıydı ki inanılmaz kıllandırdı beni de zaten. Telefon olmasa içinde nasıl savunacağım ben kendimi? Başka bir şey sipariş etsem bırak git zaten, önemli değil.

Sonra da hemen iade başvurusunda bulundum. Yani bu sizin de rastladığınız bir şey mi?

Daha geçen sene anneme ve kardeşime telefon aldık oradan, hiçbir sıkıntı çıkmadı, açtık baktık. Bir sürü bilgisayar parçası aldım geçmiş yıllarda hiç sıkıntı çıkarmadılar. O kadar yıldır bir kez bile sorun yaşamadım.

En ucuz fiyat da oradaydı şimdi ne yapacağım bilmiyorum açıkçası. Kargo aras kargo bu arada.

Şu sembolden üst kola dövme olur mu?

1.bp.blogspot.com

Şimdi ben Süleyman Demirele ucundan girdim, belgeleri götürmesi kaldı. Aklıma takılan şeyler var.

*Transkriptin noter veya herhangi bir resmi kurum onaylı sureti

zaten öğrenci işlerinden imzalı mühürlü alınmış transkripti vereceğim, bir sıkıntı yok herhalde?

*Askerlik durum belgesi - asıl mesele bu, şimdi e devletten birkaç gün önce
baktığımda şu yazı vardı. (çok enteresan bi şekilde 30 haziran olan tarih 31 temmuz olarak değişmiş)

AŞAĞIDA KİMLİĞİ YAZILI YÜKÜMLÜNÜN 31/07/2018 TARİHİNE KADAR ASKERLİK İŞLEMLERİ
YÖNÜNDEN BİR SAKINCASI YOKTUR.

e devlet çıktısını götürsem olur mu? ille şubeden mi almam gerekiyor

*bi de kardeşim dahi götürecek olsa vekalet mi vermem lazım ona, bunun bir istisnası yok mu

Ne kadar olur sizce

burada kalmaktan daha mı iyi? Bunu seçimden bağımsız olarak askere gitmek üzere olan, memnun olmadığı bir işte çalışan bir üniversite mezunu ve kafa yapısı olarak kesinlikle kendisini buraya ait hissetmeyen (birçokları gibi) biri olarak soruyorum.

seçimle doğrudan alakası yok, gerçi hükümet değişseydi yeniden kamu sınavlarına, mülakatlarına girmeyi denemek gibi bir "hayalim" vardı. Yüksek lisans yapacaktım, ancak son anda ALES geçerlilik süresini yeniden 3yıla çektikleri için puanım yandı. Tecilim de ağustosta doluyor, vs. vs. Çoluk çocuk vatandaş olan 40 senedir orada yaşayan akrabalarım var. Beni davet edebilirler ama o kadar yani.

aradım bulamadım, bir kadın var sol köşede oturuyor bir de adam elinde bavulla evden çıkıyor. kadın "tam orası aşkım, devam et, çok güzel" falan diyordu adam da sadece "orospu" diye cevap veriyordu.

Bugün koton'da gezerken denk geldi, salak gibi şarkıyı kaydetmek aklıma gelmedi nasıl olsa sözleri hatırlarım diye. Tabi ki hatırlamıyorum. ich habe..... gestellt bunları hatırlıyorum -çok saçma evet vurmayın-

Bir kadın söylüyordu, rock değil, indie-belki pop karışımı güzel orta tempolu bir şarkıydı, melodisi nostaljik gibiydi. kadının ses tonu müziğin tarzı desire-under your spell'e benziyordu.

belki denk gelen olmuştur benim gibi, bulduruverin

Şimdi ben 2015te mezun oldum, 2 senelik tecilim de yazın bitti. Ben de gittim Ahmet Yeseviye başvurdum uzaktan yüksek lisans için, yarım dönemlik yatırdım ücreti de. Yazın devlette tezli bir yere başvururum diye. Tabi ikinci dönem para yatırmadığım için tecilim iptal olmuş, bugün kağıt geldi. Ağustos 2018'te sevke tabisiniz diyor. Bu zamana kadar yüksek lisansa girebilirsem yine tecil şansım olur mu?

Ciddi olarak felsefeyle ilgilenmeye başlamak ve okumalar yapmak istiyorum. Üniversitede humanities almıştım ve oradaki metinler güzeldi. Çok terimlere boğulmak ya da sofinin dünyası tarzı bir giriş yapmak da istemiyorum. Bu aşamada bana önerebileceğiniz metinler ve kitaplar (İngilizce de olabilir) var mıdır? Uzun bir liste beklemiyorum şimdilik 4-5 tane yeter.

Paylaşan sayfalar ya da reddit subları var mı bildiğiniz, felsefi temalar dışında ince mizah da olabilir. 9gagin daha entelektüel versiyonu gibi.

Bir tane şarkı vardı klibi hatırlıyorum da bir adam vardı oynamadan duramayan, klip ilerledikçe kendi gibi bir kadın buluyordu, sürekli dans ediyorlardı -yatakta bile-. Hatırlayan var mıdır?

Sb.

Avrupaya gidemem euronun hali malum. Doğu Avrupa da çok ilgimi çekmiyor açıkçası. Geçen bir arkadaşım hindistana gitti çok memnun kaldı. Acaba diyorum ben de İsrail'e mi gitsem, baktım güzel işler de var.

Okuduğu bölümün/edindiği mesleğin açtığı çoğu seçeneği deneyip umduğunu bulamadıktan sonra biraz da 'son çare' olarak araştırma görevlisi olan var mı? Akademinin son seçenek olarak görülmemesi gerektiğini, yaşam boyu üstlenilecek bir görev olduğunu, böyle düşünenlerin girmemesi gerektiğini vs. biliyorum.

Sadece bir şekilde seçeneksizlikten, normalde aklının bir köşesinde akademi olup da bu önceliği değilken artık seçeneği haline gelen ve bu yola giren insanlar var mı merak ettim. Sonradan sevdiniz mi, başarılı oldunuz mu veya tersi mi vs.?

Orange is the new black'i yeni bitirdim ve tam aradığım tarzda bir diziydi. Ağır dram, aşırı melankoli sevmiyorum, sitcomlardan da çok hoşlandığımı söyleyemem (himym dışında). Oitnb'te karakterler, onlara yazılan replikler, içine düştükleri durumlar harikaydı. Ben aşırı eğlendim, çok güldüm izlerken. Bu tarz önerebileceğiniz diziler var mı?

Vücudunuzdaki değişimi ilk ne zaman fark ettiniz? Ortalama ne zaman -ufak da olsa- sonuç almaya başladınız? Kilonuz neydi süreç içinde nasıl değişti, hafta kaç gün kaç saat olarak başladınız ve bu nasıl gelişti...etc? Daha çok kilo almaya çalışanlara yönelik olarak soruyorum.

Aşağıdakilerin dışında kalanlardan önerebilir misiniz? Dizi, Kore dizisi de olabilir.

İç karartıcı derecede dram, korku, aşırı gerilim, ikinci dünya savaşı-soykırım vs., salt aksiyon, arama kurtarma temalı şeyler, salt suç, cinayet, aşırı üzüntü-gözyaşı, düz romantik komedi... vb.

Kafam şu sıralar çok karışık, izleyip bir süreliğine bulunduğum halden çıkabileceğim, sonrasında aklımda dönüp duracak, düşündürücü veya sürükleyici veya eğlendirici bir şeyler arıyorum. Teşekkürler.

Geçen yıl haberlere çıkmıştı bir şehirde birisi saklanıp yoldan geçenleri plastik mermiyle vuruyordu hatta çocuklar falan hafif yaralanmıştı. Servisten inerken vurulan çocuğun olduğu bir video da vardı. Haberi hatırlayan var mı bir türlü bulamıyorum internette?

Beni ameliyat eden doktora bir hediye almak istiyorum, pasta börek falan götürmek istemiyorum kesinlikle. Genç bir doktora ne alabilirim? (Aklıma satranç takımı geldi, hediyeden hiç anlamıyorum görüldüğü üzere)

Estetik, anlamlı veya işe yarar bir şey olsun. 100 liraya kadar çıkabilirim. Tüm fikirlere açığım. Sağlık, yaşam-ölüm, mitoloji temalı bir şeyler olabilir.

+evde olduğum için gidip mağazalara bakamıyorum ama bildiğiniz yaratıcı biblo/hediyelik eşya siteleri varsa paylaşırsanız sevinirim.

Alkol, sigara, uyuşturucu veya bunlar dışında (faydası olmayan bir hareketi sürekli yapma, işte bilgisayarın başında bomboş saatler geçirmek, dedikodu yapmak, aşırı mastürbasyon, aşırı temizlik dürtüsü...) akla gelebilecek her türlü bağımlılıktan birine sahip bir insanın, hafızasını bir travma sonucu geçici ya da kalıcı olarak kaybetmesi halinde bu alışkanlıklarına ne olur? Unutur mu bunları? Hafızası geri gelince tekrar mı yapmaya başlar? Bu dönemlerde sebepsiz yoksunluk duyar mı?

+Hafıza kaybı, hayatı tehdit eden bir bağımlılığın tedavisi olabilir mi?

veya tercihleriniz oldu mu? Böyle, lanet bir şey yaşayıp ya da çok hatalı bir tercih yaptığınızı düşünüp yıllar sonra aslında doğru yaptığınızı gördüğünüz, iyi ki olmuş dediğiniz şeyler var mı?

Sizi başta çok mutsuz eden, ama daha sonra iyi sonuçlara vesile olan olaylar. Bunun olasılığı nedir, klasik 'her işte bir hayır vardır' sorusu oldu ama.

Var mı?

Hangi bölümü okuyup neden pişman oldunuz, neden bırakamadınız? Şimdi maddi-manevi koşullar oluşsa bir başka bölüm okumak için tekrar sınava hazırlanır mısınız?

mezun olduğum bölümü çok istekli olarak seçmedim ama hep aklımda olan bir bölümdü, sonrasıyla ilgili farklı düşüncelerim vardı ve ekonomik olarak o okulu seçmek benim için daha yararlı göründü. (şimdi bunun hata olduğunu düşünüyorum gerçi burs bir şekilde bulunurdu) yani o an için o okula/bölüme girmek mantıklıydı, ben de gittim. sevdiğim dersler oldu ama tamamen isteyerek okumadım, sonrasında yaşadığım şeyler dolayısıyla da hem planlarımı gerçekleştiremeyeceğimi anladım hem de okuldan ve bölümden daha da soğudum. mezun olduğumdan beri ise kendimi yıllardır boş geziyormuşum gibi hissediyorum. mesleki olarak fazla bir şey de katamadım kendime olumsuz fikirlerim yüzünden kendimi çalışmaya veremediğim, günü kurtarmaya yöneldiğim için.

lisedeyken çeşitli ilgi alanlarım vardı -üniversitede artık takip etmesem de- tarih en başta olmak üzere, ingilizce, hatta matematik vs. zamanla bunlara dair hiçbir şey yapamadığımı ve ileride de yapamayacağımı fark edip kendimi bunalıma soktum. ne yaparsam yapayım zevk aldığım şeylerle uğraşmadığım sürece mutsuz olacağıma (doğal olarak) inandım. bu tarihle ilgili metinler okumak, araştırma yapmak olabilir, çeviri yapmak olabilir.

derken bu yıl tekrar sınava girdim, asıl amacım tarihti, sınavlara denk geldiği için çalışamadım. ygs de fena değildi ama niye bilmiyorum o an bana yeterli gelmedi ve ilgili lyslere girmekten vazgeçtim. sadece dilden girdim sınava ve bu yaştan sonra tekrar lisans okuyacağım sanırım.

şimdi aklımda ilk bölümümden yüksek lisans yapmak (bayılmasam da kendimi geliştirmek, lisanstaki eksikliklerimi kapatmak adına), yeni kazandığım ünide okumak veya tarihten yüksek lisans yapmak (hatta lisansını okumak) ve daha bir sürü şey var.

ama neyi seçersem seçeyim başarısız olacağımı hissediyorum, hiçbir seçenek beni rahatlatmıyor, kendime kariyer planı çizemiyorum, her şeyin ötesinde çok geç kaldığım düşüncesi üzerime yapıştı. sürekli yanlış tercihler yaptığımı (belki de öyle) kısıtlandığımı, sevmediğim bir işte yıllarca çalışacağımı, ilgi alanlarımın da birer birer (mutsuzluğun getirdiği isteksizlik nedeniyle) elimden kayıp gideceğini düşünüyorum.

hiç böyle anlar yaşadınız mı, içinden çıkmanız nasıl mümkün oldu?