Ekşi Duyuru

kadıköy'e geçmek için şu durumda en mantıklısı taksi-iskele-ido değil mi? normalde metro-marmaray yapardım da gözüm yemiyor?

Ya da bulunur mu :D istanbul'da tütüncülerden alıyoruz, burada nereden alıyoruz? Mariahilfer caddesi tarafındayım

merhaba,

erkek arkadaşım öğretmen ve il dışı ile istanbul'a gelecek. ben kadıköy'de oturuyorum, dolayısıyla kadıköy'e ulaşımı rahat yerlere bakıyoruz. eledik okulları ancak sıralama konusunda emin olamıyorum, ulaşım rahatlığını pek bilmediğim yerler. aşağıda maddeleyeceğim, bilenler varsa bildikleriyle ilgili yorum yapabilirlerse büyük yararı olur, teşekkürler :)

- ataşehir yenisahra metro yakını (ilk sıraya yazarız sanırım)
- ataşehir yeditepe üni yakını
- ataşehir yeni çamlıca

- üsküdar kirazlıtepe (otobüs, minibüs - ne kadar sürer, trafikte heba olur mu?)

- kasımpaşa iskele yakını (üsküdar - haliç hattı veya karaköy + otobüs?)
- kaptanpaşa mahallesi, kulaksız mezarlığına yakın. (burayı hiç bilmiyorum)

- bilgi üniversitesi'nin yanında var bir tane (nasıl gidilir?)

- iki adet halıcıoğlu var, metrobüsle kolay gidilir diye düşündük.

- kağıthane var 4 tane, metrobüs kullanılabilir gibi duruyor.

- maltepe fındıklı (otobüs?)

- 2 adet şişli var, biri şişli etfal'in yanında, diğeri grand cevahir'in yanında

- 5 adet de ümraniye var ama, üsküdar - ümraniye metro hattı bu sene açılacak mı? otobüsle yollarda perişan olabilir gibi düşündüm. çakmak mahallesi, necip fazıl bulvarı (yukarı dudullu), adem yavuz mahallesi (2 adet), bir tane daha yukarı dudullu var.


özellikle ümraniye, kağıthane ve kasımpaşa taraflarını hiç bilmiyorum.

tek tek yorumları ya da 'ben olsam şurayı önce tercih ederim' fikirlerinizi bekliyorum.

edit (ekleme): pendik'te de var birkaç tane ama ulaşım zor olur diye yazmayı düşünmedik, hata mı ederiz?

ingilizce'ye '50 yıllık ömür' ü en doğru nasıl çeviririm?

Geçen yıl Solante Pigmenta aldım, kullandım, ama sadece yüzüme ve boynuma uygulayınca bitiremedim ve sanıyorum artık bozuldu. Tekrar alayım dedim, 90 TL olmuş. Küçük boyu olsa, ona göre para versem canıma minnet ama bitiremiyorum da.

Cildim lekelenmeye eğimli, burnumun üstünde güneş lekeleri var. Buna göre bir güneş kremi önerebilir misiniz? Lekeler için ek tavsiyeleriniz varsa onları da duymak isterim (bitkisel yağlar gibi).

apa referans sistemiyle bir makale yazıyorum, cümleyi "aragon (2015), kolajı ..... olarak tanımlar." şeklinde kurduktan sonra, sonuna tekrar (aragon, 2015) şeklinde yazmalı mıyım? değilim sanki, ama emin de olamadım.

uzunca bir süredir saksıda çiçek, domates, biber, vs. yetiştiriyorum. ingilizce bol bol blog var bununla ilgili, özellikle balkon bahçeciliğiyle ilgili (bkz: urbangardeners) . türkçe yazılmış fazla bir şey göremedim ama.

çok severek yaptığım için, kendi araştırdıklarım, deneyimlediklerim ve öğrendiklerim de yazıya dökülmüş ve topluca bir arada durmuş olur diyorum. tek çekincem, yazdıklarıma geri dönüş olmazsa sıkılır mıyım?

bir de diyorum ki, hedef kitleyi arttırmak adına yazıları hem türkçe, hem de ingilizce oluşturayım. önce düz yazı türkçe paragraf, sonra italik ingilizce gibi. olur mu ki? saçma mı olur?

derdim üzerinden para kazanmak filan değil, konuyla ilgili bir şeyler paylaşmak ve aynı ilgi alanı olan insanlarla etkileşimde bulunmak.

bir arkadaşım 5 ay önce bir vakıf üniversitesinde asistanlık sınavını kazandı, 4 aydır da çalışıyor. kurul toplanacak, bilmem ne diye erteleyip duruyorlar, sözleşme/kadro hiçbir şey yok yani. maaş yok, sigorta yok. canına tak etti artık bırakacak.

benim merak ettiğim: çalışırken atıyorum kolu kırılsa, hastaneye gitse. doktor nerede oldu diye sorduğunda iş yerinde dese, süreç nasıl işler? yani ortada maaş bile olmadığı için, sanki 'öyle birisi yok bu okulda' deseler bile kurtulabilirler? böyle bir durumda da dava açılıp kazanılması mı lazım, nedir?

bir buçuk ay önce memlekete gittiğimde babama 2 buçuk yıllık ilişkimi açıkladım,bugün de önümüzdeki ay yinde gideceğimi, gittiğimde de sevgilimle (veya direkt ailesiyle tanışmayı uygun görüyorsa hep birlikte) tanışmasını istediğimi söyledim. sonra başladı yok işte bir ay sonra da bayram olacak durmadan gelip gitmek zor olmayacak mı, yok kardeşinin de haziranda üniversite sınavı var kafası dağılır mı, resmen kızını vermemek için ertelemeye çalışıyor gibi geldi:) belki ilişkim olduğunu daha önce söylemeliydim alışması için ama o konularda öyle muhabbetimiz olmadığı için hep erteledim.

neyse merak ettim (kız babasıyla muhatap olmuş erkekler de cevap verebilirler tabii), babanız işleri resmiyete bindirirken zorlandı ya da ertelemeye çalıştı mı?

merhaba, temmuz'da viyana'ya bir konferansa gideceğim katılımcı olarak (25/k). bir arkadaşım benimle gelmeyi çok istiyordu, tarihle ilgili sıkıntı çıktığı için gelemiyor.

- viyana'da akrabalarımız var, evleri merkeze çok uzak değilse ve o tarihte oradalarsa onlarda kalmayı düşünüyorum. uygun olmazsa şehir merkezinde tek kişilik oda tutmayı planlıyorum paraya kıyıp. hostellerde 6 kişi aynı odada kalmak, ortak banyo bana göre değil gibi.

- tek gidecek olmak, konferansın ilgi çekici oturumlarını takip edebilmek için iyi olacak, mesela sabah gezip, sonra gidip bir oturum dinleyip, ardından gezmeye devam etmeyi planlıyorum. çok mu yorucu olur?

- belli başlı gezilecek müzeleri, parkları, vs. belirledim ama ne kadar vakit alır tahmin edemiyorum. bir müzeye yarım gün gider mi?

- tek başına seyahatle ilgili önerileriniz var mı? dil sorunum yok, 7 yıldır istanbul'da yaşayan birisi olarak güvenlik konusundan da çekinmiyorum. sadece sağlıkla ilgili bir durum olursa diye endişeleniyorum (akrabalar da o tarihte orada olmazsa, tam tatil zamanı çünkü)

- viyana'yla ilgili mutlaka gör, git, yap dedikleriniz var mı? bir akşam için opera veya konser bileti almayı planlıyorum mesela.

- salı gidip pazar dönmeli 6 gün kalacağım.

'sünnet sevabını kazanmak' gibi bir kalıbı almancaya çevirmek durumundayım. sünnet ve sevap kelimelerinin almancası yok, ya da ben mi bilmiyorum?

nasıl çevirsem fikri olan var mı?

geçenlerde fırında sağlıklı cordon bleu yaptım. dövülmüş tavuk göğsünün içine kaşar peyniri ve hindi füme koydum, sardıktan sonra da önce yağ-yumurta karışımına, sonra da parmesan peynirine daldırıp fırına sürdüm. aslında beklediğimden lezzetli oldu ama, tavuk biraz kuru geldi. daha iyi olması için birkaç saat öncesinden marine etmek gibi bir yöntem var mı? ya da yapabileceğim başka bir şey? önceden ısıttığım fırına koydum yani et suyunu fırında salmadı. ama poşette değil öyle açık koydum çünkü parmesanın kızarması lazım. poşette koysam olur mu ki yine, parmesan kızarır mı güzel güzel?

bir diğer sorum da kaşar peyniri çok koymadım ama baya aktı pişerken. daha az akacak ama yine de eriyecek başka bir peynir var mı kullanabileceğim?

Hadi bana şöyle vatana millete insanlığa yararı dokunmuş birini/birilerini anlatan film önerin. Yazmalı çizmeli bir şeyler yapsınlar ama spor içerikli filan olmasın.

80 lira yapmışlar sınavı allah'ın cezaları. 82,5 olan ales'imin bu dönem süresi doluyor, ondan sonra aldığım en yüksek puan 78,2. akademisyenlik için lazım olacak, kadro açıldığında filan.

sizce gireyim mi, yoksa amaan zaten 4 puandan ne olacak, zaten 78'den fazla alamam mı?

ön bilgi: isviçre'de doğdum, 15 yaşında türkiye'ye geldik ve burada yaşamaya başladık. gizli ırkçılık dediğim şeyi sallamadığımı, doğup, büyüyüp, ergenliğe adım attığım yerde hissettiğimi belirtmek için söylüyorum.

anı: 2004'te, 14 yaşındaki çocuktan 'siz müslümanlar fare gibi doğuruyorsunuz, o yüzden 5 para etmezsiniz' diye bir cümle duymuştum. uzun bir tartışmanın bir parçasıydı, ama bunu duymanın ne kadar sinir bozucu olduğunu - hele o yaşta - belirtmeme gerek yok sanırım.

bugün: livestream'deki videolara baktım, brüksel ve ankara patlamalarının altındaki yorumlarda inanılmaz bir ırkçılık ve önyargı var. herhangi bir sebeple haklı çıkarılabileceklerini düşünmüyorum, çünkü bu sebepleri kabul edersek türkiye'de kürtlere karşı var olan ırkçılığı da normalleştirmiş oluruz.

yorum: senelerdir çevremde türkiye'den siktir olup gitmek minvalinde konuşanlara aslında avrupa'da yaşamanın gerçekten beklentilerini karşılamayacağını, popülasyonun bir kısmının aynı buradaki gibi orada da nefret dolu olduğunu anlatmaya çalışıyorum. anıda bahsettiğim çocuğun yüksek sesle söylemiş olması artı bir yaralayıcı faktör olmuş olabilir, ama ben eğitimi diğer yabancı çocuklara göre çok iyi, dil konusunda hiçbir zaman sorunu olmamış bir çocuk/genç olarak bile gizli ırkçılığı hep hissetmiştim. bu yüzden hala, her şeye rağmen, bu çağda medeniyeti elinde tutan ülkelere eğitim, kendini geliştirme gibi amaçlarla gidilebileceğini, hatta bu deneyimin mutlaka yaşanması gerektiğini düşünsem de, nefretten kaçmak için gidilirse hayal kırıklığı olacağını savunuyorum.

soru: benim yaptığım yorum çocuk gözünden elde edilen deneyimler doğrultusunda şekilleniyor. yetişkin olarak orada bulunan, bulunmuş olan, gözlemlemiş olanların yorumunu merak ediyorum? bu gizli ırkçılığı hissediyor musunuz? son olaylardan sonra durum ne? öyle bir şey yok diyorsanız da, bu sitedeki yorumları nasıl açıklayabiliriz?

yurtdışı deneyimi olmayan ama herhangi bir şekilde konuyla ilgili fikir yürütecek konumda olanlar da cevap verebilir elbette.

merhaba, temmuz'da viyana üniversitesi'nde bir bildiri sunacağım, arkadaşım da bana eşlik etmek istiyor. benim vize sorunum yok, arkadaşım meb'de öğretmen. daha bir yıl oldu atanalı, yani yeşil pasaport alamaz sanıyorum.

gerekli belgelere baktık, anladık, sorun yok. merak ettiğim, bu 6 günlük seyahat için bankada ne kadar nakit göstermek lazım? ne kadar çok, o kadar iyi diyeceksiniz de, en az ne kadar olmalı?

dün akşamdan sonra kafam zaten gitti, gece uyuyamadım, ofisteyim dikkatimi toplayamıyorum, nefes almak için ciğerim yetmiyormuş gibi hissediyorum, kesik kesik nefes alıyorum.

grup terapisi gibi çözümler mi üretilmeli acaba böyle olaylardan sonra? takip etmeyeyim, bakmayayım olan bitene diyorum, tutamıyorum kendimi.

temmuz'da viyana'da gerçekleşecek uluslararası hakemli bir konferans için kabul aldım. itü'de yüksek lisans öğrencisiyim, fen bilimleri enstitüsünün sayfasındaki bilgilere göre yüksek lisans öğrencisi olarak 1250 tl'ye kadar destek alabiliyorum.

yalnız şöyle bir durum var (çok spesifik bir soru olacak ama): görevlendirme sonrası teslim edilecek belgeler arasında "Yurtdışı çıkışlarda pasaport fotokopisi (resimli ön yüz, kimlik bilgileri, giriş çıkış vizelerinin olduğu sayfaların net okunur fotokopisi)" var. Ben çifte vatandaşım, İsviçre kimliğimle pasaportla uğraşmadan avusturya'ya giriş yapabiliyorum, vizeye zaten ihtiyacım yok. Yani pasaport çıkartmak için para vermeyi düşünmüyorum.

bu durumda maddi destek gerçekleşmez mi acaba? ya da kimliğin fotokopilerini kabul etme ihtimalleri nedir?

Fiziksel belirtilerle çok sıkıntım yok da, psikolojik olanları ciddi bir şekilde hayat kalitemi etkiliyor. Alınganlık, gerginlik, sinir, hayatı sorgulama, duygusallık, ne ararsan var. Hiçbir şey yapasım gelmiyor.

Ne yapılır da bu dönem hayattan kayıp bir zaman gibi geçmez?

Sizce burada ''Director Decision'' başlığı altındaki ''Accept Submission'' ne demek? İlk kez böyle bir şeye başvurdum, bilemedim.

yani hakeme gidişi mi kabul edildi nedir?

üvey baba dizisi çocukluğumun en büyük travması, küçük besleme vardı sonra. genel olarak hep böyle sahneler hatırlıyorum, üvey annesinden işkence gören çocuklar filan. siz de hatırlıyor musunuz? nedir o dönemin dizi yapımcılarının çocuklarla derdi?

bonus: ben cafer'den de çok korkardım

sabiha gökçen'e gitmek üzere kadıköy'den havataş'a 9:15'te mi binsem 9:45 mi? valiz var, yurtiçi.

9:15'e binip, trafiksiz 45 dakikada gidip havalimanında pineklemek var, 45'e binip trafikte kalıp stres olmak var. bilemedim, ilk kez bu saate bilet aldım.

Merhaba, uluslararası bir konferans için abstract hazırlıyorum, yüksek lisans öğrencisiyim.

İki sorum var:

1 - Özetin içerisinde bir yazarın röportajındaki bir cümlesini kullanıyorum. Link şu: www.culturebase.net

Bu cümleyi dipnotta biraz açmak istiyorum ama, APA tarzındaki referansta bunu tam olarak nasıl yapacağımı bulamadım. Yani burada cümleyi söyleyen kişi var, onun dışında bir de röportajı yapan var. İkisini de belirtmek lazım değil mi? Bir de abstract'ta metin içi referans gösterilir mi? Bir kaynakça kısmı yok sonuçta.

2 - Dipnot olarak çalışmayı yapan yazarın bağlı bulunduğu kurumun bilgileri, adres ve mail adresi istenmiş. Örnekteki kişiler profesör, yardımcı doçent filan, dolayısıyla üniversitelerin adresi belirtilmiş. Ben de x master programı, y üniversitesi dedikten sonra üniversitenin adresini mi vermeliyim?

Teşekkürler :)

5 senedir Kadıköy'de yaşıyorum, o yüzden şimdilik kiram uygun. Ama seneye evlilik durumu olduğu için yeni ev tutmam gerekecek, biraz sahibinden'e bakayım dedim dudağım uçukladı.

anladığım kadarıyla şu an kaldığımız evden çıksak, ev sahibi 1.5 katından fazlasını talep edebilecek durumda. kadıköy dışına çıkmak istemiyorum.

illa kartal'da, ümraniye'de mi yaşayacağız? bu ne ya? bu gidişle çay bahçesinde çay içmek dışında sosyal faaliyette bulunmadan 2000 lira kira vereceğiz. kentsel (apartmansal) dönüşüm zırvaları da bitmeyeceğine göre parabolik olarak artmaya devam edecek sanırım kiralar. ne diyorsunuz?

tam bir cities hastasıyım aslında ama, sıkıldım artık.

yine böyle yönetmeli, tasarlamalı bir oyun önerebilir misiniz? şehir olur, işletme olur, gezegen olur fark etmez :)

yeni nesil, grafikleri filan güzel olan bir şey olursa süper olur.

büdüt: grafik kartı, işlemci sorunu yok, hepsini kaldırır.

Arkadaşla dünden bu akşam için konuşmuştuk haberleşiriz diye, ama az önce iki dakika balkona çıktım ve dondum. Sabahtan beri de pinekliyorum evde biraz sıkıldım gibi.

Ne yapsam?

Not: istanbul

anneme doğumgünü hediyesi olarak çanta almak istiyorum, geçen laf arasında baktığını ama uygun bir şey bulamadığını söylemişti.

max. 100 - 150 lira verebilirim (150 zorlayabilir ama anneye can feda), annem 46 yaşında, yani iyice teyze çantası olmamalı ama yaşına uygun bir ağırlığı da olmalı tabii. çok süslü değildir, sade takılır. aramızda 20 yaş olduğu için sadece kıyafetlerinden sahiplendiklerim olur, tarz açısından fikir olabilir diye söylüyorum.

hangi markalara bakayım? derimod'da indirim var mesela, ama çantalarında kabak gibi DERİMOD yazıyor. böyle şeyler pek şık gelmiyor bana.

ttnet hatlarımı iptal edip superonline'a geçmek istiyorum. iptal için şahsi başvuru gerekiyormuş.

internetsiz kalmamak adına nasıl bir sıra izlemek lazım? bugün gidip dilekçeyi versem, sonra hemen superonline'ı arasam sıkıntısız hallolur mu?

bir de ttnet'in hattı kapatmayıp icraya kadar fatura bindirmeye devam ettiği şikayetleri gördüm, böyle bir şey yaşamamak için ne yapmak lazım?

yüksek lisans seminer dersi için pazartesi sunum yapacağım. yaptığım araştırma kapsamında da bir kolaj hazırladım, bu kolaj tam prezi'yle anlatılacak şekilde fragmanlardan oluşuyor. yani kolajı bir slayta yerleştirip, yakınlaşıp uzaklaşabilsem süper olacak. gel gelelim dar görüşlü ders hocası tutturdu powerpoint dışında bir şey kullanılmayacak diye.

nasıl yapsam da powerpoint'u prezi gibi kullanabilsem? fikri olan var mı?

yani kafayı kırdım akademisyenlik de akademisyenlik diye ama, 200-300 bin liralık senetlerden bahsediliyor, iki tane de kefil istiyorlar. kendimi bu riskin altına sokmak hadi eyvallah da, babamdan bile isteyemem sanırım ben bunu siz nasıl cesaret ettiniz?

2 sene önce akademisyen olmak istediğime karar verdim, yüksek lisans yapıyorum, part time bir şirkette çalışıyorum, 6 buçuk senedir istanbul'dayım ve denizliliyim, ailem denizli'de.

istanbul'da bir devlet üniversitesine girmek çok zor, kadro az açılıyor, küçük üniversitelere göre torpil/referans olayı daha az ama rakipler daha sağlam. zaten hayatımı istanbul'da geçirmek istiyor muyum gerçekten diye çok sorgular oldum.

aslında pamukkale üniversitesi'ni düşünmeye başlamıştım, danışman hocamın yakın bir arkadaşı da paü'de, iyi bir referans olabilir yani. ama öyp'de paü kadrosu yok, üzüldüm biraz. cari alımı beklemek bir yol olabilir ama garantisi yok tabii.

yazabileceğim bir tek muğla var gibi. denizli'ye yakın, merkezinin süper olmadığını biliyorum ama doğası güzel, ilçeleri güzel. ne yapsam, denesem mi? doktoramı istanbul veya ankara'da yapıp, muğla'ya gidip zorunlu görevimi bitirip, sonrasında pamukkale üniversitesine geçmeye çalışsam mı? yoksa denizli için cari alım mı beklesem?

muğla'ya yerleşirsem, yaklaşık 5 sene sonra gitmem gerekecek ve yine aşağı yukarı 5 senelik bir zorunlu görevim olacak.

ne diyorsunuz?

edit: 'türkiye'de akademisyenlik mi var yea'cılara tik yok.

dün gece 12 buçuk - 1 gibi ayağım kaydı ve düştüm, alkollü olduğum için fark etmemişim sanırım başımı da çarpmışım. şu an sağ şakağımın üst tarafına dokunduğumda ve ağzımı açtığımda acı hissediyorum, aşırı değil. bunun dışında da normal akşamdan kalma belirtilerim var, hafif mide bulantısı ve baş dönmesi (çok karıştırdım dün).

acile gitmem lazım mı bilemedim?

Önerebilir misiniz? Feel Good movie olursa tadından yenmez. Hem biraz canım sıkkın hem de sabahtan beri Zizek tüketim toplumu filan beynim yoruldu.

Bu Ağaoğlu'nun sitesine gitmem gerekiyor da Kadıköy'den, nasıl gitmem en mantıklısı? Dolmuşla gitme şansım var mı? 1 saat otobüste sürünmek istemiyorum.

Tam olarak şurası

www.google.com.tr!4m2!3m1!1s0x14cacf045b2197b1:0x61c1bde9fb9d0edd

Metrogarden yakın evden görülüyor diyorlar oraya kadar gitsem de bulurum sonrasını ama?

hakkınızda bilgi alabileceğimiz 3 kişi demişler, haberleşme adresi ve telefon numarasına ufacık satır bırakmışlar. x üniversitesi y fakültesi yazsam adres olarak yeterli mi? değilse nasıl olacak? kadronun açıldığı üniversite ile hocalarımın olduğu üniversiteler farklı şehirlerde bir şey göndermezler herhalde zaten değil mi?

Ayağımı çok hızlı bir şekilde kapıya çarptım, ilk aşamadaki acıdan sonra çok kötü değildi, sonra yürürken ağrı oluştu şimdi de bi saattir sızıdan uyuyamıyorum. Sabah doktor gidicem de majezik attım 50 dakika oldu etki etmedi. Sabahı nasıl edicem?

araştırma görevlisi kadroları açmışlar da, başvurmak istiyorum. ama yeri konusunda çekincelerim var. 6 senedir istanbul'da yaşıyorum, 4 senedir kadıköy'de. sakinlik arayışım var ama bu okula yakın ilçelerde kalırsam çok mu sıkılırım? şu an asistanlar, öğretim görevlileri nerelerde ikamet ediyorlar?

ufak araba alıp izmir'den gidip gelmek çok mu yorar? ya da yine ufak bir arabayla sosyal/kültürel ihtiyaçları karşılamak için arada izmir'e gidilse nasıl olur? öyle gece hayatına düşkün insan değilim, ama arada bir yerde oturup kahve/bira içmek, tiyatroya ve sinemaya gitmek, kitapçıda vakit geçirmek isterim.

hemen oldu diye bir şey yok tabii, duruma ve düşüncelerime göre hiç başvurmayabilirim. ama akademisyenlik uzun zamandır kafamda var, yüksek lisansım bu sene bitiyor, doktora yapmak istiyorum. izmir hep çekici gelmiştir, ailem de ege bölgesinde.

nerede var?

çok kararsızım. bir şey alacağım zaman tonla araştırma yapıp tonla ürün inceleyip o ürünler ile ilgili tonla olumsuzluk buluyorum.

fiyat limitini 850 tl olarak belirledim, oyun oynayacağını sanmıyorum annemin, internet paketi bile almıyor çoğunlukla, evdeki kablosuzu kullanıyor o da daha yeni yeni (whatsapp için). şu an kullandığı telefon whatsapp açarken bile baya süre geçiyor o yüzden yenisini almaya karar verdim.

general mobile içime sinmiyor. 1000 tl vermek anlamsız olur gibi geliyor. lenovo p70 olur gibi geldi o da stoklarda yok, ne zaman gelir belli değil. bayrama kadar almam lazım ki gittiğimde vereyim.

- kamerası kötü olmasın
- bataryası kötü olmasın
- whatsapp, facebook, candy crush kullanabilsin

ne alayım?

fotoğraf çekecek, whatsapp kullanacak, candycrush oynayacak ve facebooktan like yağdıracak?

şöyle bir haber gördüm de www.cumhuriyet.com.tr

c.tesi sabah erken saatlerde pendik - yalova feribotu için bilet almayı düşünüyorum da, iptal olur mu?

Daha önce kaldığımız ve sevdiğimiz için bu haftasonu Gökçetepe'de kamp kuracağız yine. Yalnız dedik ki Saros'un Keşan tarafındaki diğer bölgelerini de gezelim, arabayla olacağız. Hangilerini önerirsiniz?

Nereden bulurum? Deniz kestanesinden korunmak amaçlı giyilecek, tercihen uygun fiyatlı.

yaklaşık iki hafta önce ailemin yanına gittim başka bir şehire, o sırada da sigara içmedim. 2. ya da 3. gün hatırlamıyorum ara ara gelen bir nefes darlığı başladı, sigara içmiyor oluşuma bağladım. sabah uyandığımda nefesim tamamen açık, gün içerisinde ara ara iç geçirmek istiyorum ama geçiremiyorum. sonra birden bire açılıyor. psikolojik, stresten mi acaba?

edit: 2 gündür sigara içiyorum tekrar.

İstanbul/Kadıköy'den cuma akşam 6'da arabayla yola çıkıp, pazar gecesi dönmüş olacak şekilde. Değer mi, ne kadar sürer yol?

her gittiğimde iskelenin yanındaki balıkçılarda yedim, bu sefer değişiklik olsun diyorum. alternatif olarak nereye gidebiliriz? salaş bir yer de olabilir. illa balık olmak zorunda da değil.

Leyla Neyzi'nin ''Nasıl Hatırlıyoruz?'' kitabına benzer, bellek çalışmaları içeren kitaplar var mı aklınıza gelen?

temmuz'da kadroların açıklanmasını bekliyorduk, son dakikada patlattılar bombayı. anladığım kadarıyla her bölüme ayrı ayrı sınav uygulanmayacak, hatta hangi bölümlere uygulanacağı belirsiz. belirlenen bölümler birkaç alana ayrılıp, yök'ün belirlediği bir grup sınavları yazılı ve/veya sözlü olarak uygulayacak.

ama hiçbir detay verilmemiş. hangi bölümleri kapsayacak, sınavlar nerede uygulanacak, hiçbir bilgi yok. birden fazla üniversitenin kadrosu için alan sınavına girmeye hak kazandığımızda ne olacak? bu alan sınavları nerede uygulanacak? sınavın yazılı veya sözlü olmasına kim neye göre karar verecek?

yani halihazırda yüksek lisansla birlikte özel sektörde çalışan biriyim. 10 sene sonra alacağım maaş %99 akademide alacağımı katlayabilir. lanet olsun ki özel sektörden nefret ediyorum, akademik çalışmaları da büyük bir keyifle gerçekleştiriyorum. ama yine torpil işin içine girecek gibi duruyor ve daha iyi maaş alan ama mutsuz biri olmaya doğru gidiyorum. allah belalarını versin.

yani meydanı bu yobazlara bırakmamak, mücadele etmek için sürekli bir sebep buluyorum ama vazgeçiyorum sanırım artık.

konuyla ilgili duyum alanınız var mı? ne düşünüyorsunuz alan sınavıyla ilgili?

haftada 3 gün çalışıp 1750 tl alan birisi, haftada 5 gün çalışırsa ne kadar alır? basitçe 5/3'le mi çarpılır başka bir olayı var mıdır?

kredi kartımda 22 tl limitim kalmış, yarına kadar kullanmam gereken 20 tl + 7 tl normal bonusum var. şimdi ben kasaya gittiğimde, 40 tl'lik bir şeyi bonusları kullanarak alabilir miyim? yani bonuslar dışında 13 tl gidecek karttan, limit ona yetiyor ama toplam tutarın limitten fazla olması sorun yaratır mı?