bürosit mi alayım, bürotime mı alayım? fiyatları aşağı yukarı aynı.
kumaş veya suni deri olanlar var, file gibi olanlar var. hangisi daha iyidir?
kumaş veya suni deri olanlar var, file gibi olanlar var. hangisi daha iyidir?
evet bir siteye kullanıcı adı/şifregiriyorum "hatırlamasını ister misiniz" diyor. "asla hatırlama" diyorum, ertesi girişimde yine soruyor "hatırlamamı ister misiniz" diye. ne dersem diyeyim sormasını engelleyemedim. sormasın artık her sefer, yeter, hatırlamasını istersem hatırla derim. hatırlamasını istemiyorsam ne yapayım ki her sefer tekrar sormasın "hatırlayayım mı" diye.
son sürüm firefox. ama önceki sürümde de aynıydı.
son sürüm firefox. ama önceki sürümde de aynıydı.
ankara'da 20.000-25.000 liraya yatırımlık arsa ve beni bu konudan dolandırmadan yönlendirecek bir emlakçı/gayrimenkul danışmanı arıyorum.
sahibinden'e bakınca yatırımlık diye bir sürü arsa çıkıyor ama sonradan kof çıkıp elimizde patlamasın. kiminle görüşeyim bu iş için? gayrimenkul işinden zerre kadar anlamam.
sahibinden'e bakınca yatırımlık diye bir sürü arsa çıkıyor ama sonradan kof çıkıp elimizde patlamasın. kiminle görüşeyim bu iş için? gayrimenkul işinden zerre kadar anlamam.
facebook yorumunda yer alan şu sondaki işaret nedir? neyi temsil ediyor, çözemedim şekli.
ankara'nın suyu bok kokuyor. deniyor ki yine kızılırmak suyu veriliyor ve kızılırmak da anadolu'nun atık suyunu taşıyor.
peki abicim bu şebeke suyu yav. melih kendine farklı barajdan özel hat mı çektirdi? başbakanlık konutu da aynı şebekeye bağlı, köşk de aynı şebekeye bağlı, bütün bakanlar, milletvekilleri hepsi aynı şebekenin suyunu kullanıyor. hadi melih kendine, tayyip'e özel hat çekti temiz barajdan. onca bakan, iktidar milletvekili falan anyı suyu kullanmıyor mu, hepsine tanker mi yollanıyor yahu? en başka bi bakan çıkıp demez mi ulan melih bok kokuyor bu su diye?
yani evet bok kokuyor gerçekten ama buna kim nasıl göz yumabilir ki? chp'li ilçenin otobüs hattını kesmek gibi bir ceza, bir intikam değil ki bu. aynı boku başbakan kullanmıyor mu yani? atayyip elini yüzünü emine hanım'ın maşrabadan döktüğü suyla mı yıkıyor köşkte?
peki abicim bu şebeke suyu yav. melih kendine farklı barajdan özel hat mı çektirdi? başbakanlık konutu da aynı şebekeye bağlı, köşk de aynı şebekeye bağlı, bütün bakanlar, milletvekilleri hepsi aynı şebekenin suyunu kullanıyor. hadi melih kendine, tayyip'e özel hat çekti temiz barajdan. onca bakan, iktidar milletvekili falan anyı suyu kullanmıyor mu, hepsine tanker mi yollanıyor yahu? en başka bi bakan çıkıp demez mi ulan melih bok kokuyor bu su diye?
yani evet bok kokuyor gerçekten ama buna kim nasıl göz yumabilir ki? chp'li ilçenin otobüs hattını kesmek gibi bir ceza, bir intikam değil ki bu. aynı boku başbakan kullanmıyor mu yani? atayyip elini yüzünü emine hanım'ın maşrabadan döktüğü suyla mı yıkıyor köşkte?
efenim asansörsüz bir binanın beşinci katında oturuyorum. kendim inip çıkmak neyse de pazardan marketten gelince o beş kat poşetlerle çıkılmıyor. ya da elli sefer in çık yapmak gerekiyor.
dün bizimkiler pazardan kilolarca sosluk domatis almış. bi de çamaşır ip almış. biri aşağıdan poşete düğümledi, balkondan iple çektik hepsini. yeminle çok kolay oldu.
şimdi abicim motorlu olmasına da gerek yok. güçten kazanacağım şöyle fizik derslerinde gösterilen basit makina mı dersiniz, palanga mı dersiniz, sanayici ağzıyla ceraskal mı dersiniz ankara'da böyle içinden urgan geçirip aşağıdan yük çekebileceğim hazır bir sistem var mıdır? balkonun tavanına asayım, oradan çekeyim.
işi abartıp yarım beygirlik bi pancar motor da takabilirim belki tuğlacı gibi.
ulus posta caddesi'ne falan baksam mı bi?
dün bizimkiler pazardan kilolarca sosluk domatis almış. bi de çamaşır ip almış. biri aşağıdan poşete düğümledi, balkondan iple çektik hepsini. yeminle çok kolay oldu.
şimdi abicim motorlu olmasına da gerek yok. güçten kazanacağım şöyle fizik derslerinde gösterilen basit makina mı dersiniz, palanga mı dersiniz, sanayici ağzıyla ceraskal mı dersiniz ankara'da böyle içinden urgan geçirip aşağıdan yük çekebileceğim hazır bir sistem var mıdır? balkonun tavanına asayım, oradan çekeyim.
işi abartıp yarım beygirlik bi pancar motor da takabilirim belki tuğlacı gibi.
ulus posta caddesi'ne falan baksam mı bi?
öncelikle: (git: 827014)
aracım 10 yaşını geçtiği için egzoz muayenesini her yıl yaptırmam gerektiğini söylediler bu duyuruda. ben de uzun yola gideceğim için bir şekilde yaptırdım muayeneyi.
lakin muayene yapan dangalak "bir sonraki muayene tarihi"ne 2016 yazmış. iki sene yani. ama benim aracımın yaşı gereği her sene muayene yaptırmam gerekli.
35 lira bişey tuttu, önemli değil seneye de yaptırayım da, şimdi hangi tarih geçerli. normalde 2015 yılında bitmesi lazım, ama görevli 2016 yazmış ruhsat kabındaki o kırmızı kağıda. kontrolü kim yapıyorsa yolda çevirseler olması gerekene mi bakarlar, orada yazana mı?
aracım 10 yaşını geçtiği için egzoz muayenesini her yıl yaptırmam gerektiğini söylediler bu duyuruda. ben de uzun yola gideceğim için bir şekilde yaptırdım muayeneyi.
lakin muayene yapan dangalak "bir sonraki muayene tarihi"ne 2016 yazmış. iki sene yani. ama benim aracımın yaşı gereği her sene muayene yaptırmam gerekli.
35 lira bişey tuttu, önemli değil seneye de yaptırayım da, şimdi hangi tarih geçerli. normalde 2015 yılında bitmesi lazım, ama görevli 2016 yazmış ruhsat kabındaki o kırmızı kağıda. kontrolü kim yapıyorsa yolda çevirseler olması gerekene mi bakarlar, orada yazana mı?
bu neredeyse bir senedir böyle. ankara'da yaşıyoruz, ankara'da bu olayın başımıza geldiği çok az. lakin bodrum'a gidiyoruz, izmir'e gidiyoruz, deniz seviyesine inince sürekli stop ediyor. giderken değil, yavaşlayıp dururken stop ediyor. yani kırmızı yanıyor mesela, yavaşlıyorsun, yavaşlarken debriyaja basıyorsun, stop ediyor.
iki sefer servise götürdüm, hararet müşiri dediler değiştirdiler, gaz kelebeği pislenmiştir dediler, rölanti bilmemnesi toz olmuştur dediler, çıkarıp tertemiz ettiler, o zamandır yapmadı. bi izmir'e gittik, buca'dan fuar'a gidene kadar neredeyse her kırmızı ışıkta, her trafik tıkanıklığında stop etti. servis de bulamıyor bir türlü nedenini.
aklıma hava basıncıyla, nemle falan ilgili bir şeyler geliyor. olabilir mi?
araç renault clio, 2001 model. elektronik beyinli meyinli araba.
iki sefer servise götürdüm, hararet müşiri dediler değiştirdiler, gaz kelebeği pislenmiştir dediler, rölanti bilmemnesi toz olmuştur dediler, çıkarıp tertemiz ettiler, o zamandır yapmadı. bi izmir'e gittik, buca'dan fuar'a gidene kadar neredeyse her kırmızı ışıkta, her trafik tıkanıklığında stop etti. servis de bulamıyor bir türlü nedenini.
aklıma hava basıncıyla, nemle falan ilgili bir şeyler geliyor. olabilir mi?
araç renault clio, 2001 model. elektronik beyinli meyinli araba.
hani fotoğraf çekinirken erkeğin yanında bir kız vardır. poz verirken kolunu omzuna atar da dokunamaz, çekinir, eli havada tutar böyle abuk bir şey olur.
bunun bi adı vardı. neydi? ne kadar arattıysam denk gelemedim.
bunun bi adı vardı. neydi? ne kadar arattıysam denk gelemedim.
bir arsa alsam, tapusunu da oğlumun üstüne yapsam bu mümkün müdür?
velisi olarak o arsayı satmaya, kullanmaya, kiraya vermeye vs. yetkim olur mu?
velisi olarak o arsayı satmaya, kullanmaya, kiraya vermeye vs. yetkim olur mu?
niye sıcak suyla yıkanılır? kirler daha iyi çıksın, daha temiz olsun diye mi, yoksa sadece üşümemek için mi?
soğuk suyla üşümeden yıkanabilen bir adam, sıcak suyla yıkanan adama göre daha mı az temizlenir?
soğuk suyla üşümeden yıkanabilen bir adam, sıcak suyla yıkanan adama göre daha mı az temizlenir?
annemden kalan bazı takılar ile annemin mezarını yaptıralım diye ayırdığımız parayı alıp gitmiş gündüz vakti. babam alışverişe çıkıyor, bunlar kilitli çelik kapıyı levyeyle kanırtıp girerek evi talan edip çıkıyor, iki dakika sonra da babam geliyor.
şimdi polis çağrıldı, parmak izi alındı, tutanaklar, ifadeler falan ama açıkçası hiç ümidim yok. polise ifade verirken dikkat etmemişiz, kamera kaydı yok demişiz ama apartmandaki işyerlerinden birinin apartman kapısını gözetleyen kamerası varmış. gittik aldık kayıtları, 4 tane kadın girip çıkıyor apartmana. onlardan başka giren çıkan yabancı yok.
şimdi ben bu kayıtları polise vericem, dosyaya eklesinler ama yine de ümidim yok.
neyse sadede gelemedim bir türlü. moderatör arkadaşlarım yasal açıdan sakıncalı diye silerlerse canları sağolsun ama ben buradan bu kadınları polis harici illegal yollardan bulmanın bir yolunu soracağım. ne bileyim hırsızlık çetelerinin başını tanıyan vardır, "senin hatunlar bizim arkadaşa yamuk yapmışi çabuk getir oradan aldıklarını" diyip getirtir falan. sadece filmlerde mi oluyor böyle şeyler?
şimdi polis çağrıldı, parmak izi alındı, tutanaklar, ifadeler falan ama açıkçası hiç ümidim yok. polise ifade verirken dikkat etmemişiz, kamera kaydı yok demişiz ama apartmandaki işyerlerinden birinin apartman kapısını gözetleyen kamerası varmış. gittik aldık kayıtları, 4 tane kadın girip çıkıyor apartmana. onlardan başka giren çıkan yabancı yok.
şimdi ben bu kayıtları polise vericem, dosyaya eklesinler ama yine de ümidim yok.
neyse sadede gelemedim bir türlü. moderatör arkadaşlarım yasal açıdan sakıncalı diye silerlerse canları sağolsun ama ben buradan bu kadınları polis harici illegal yollardan bulmanın bir yolunu soracağım. ne bileyim hırsızlık çetelerinin başını tanıyan vardır, "senin hatunlar bizim arkadaşa yamuk yapmışi çabuk getir oradan aldıklarını" diyip getirtir falan. sadece filmlerde mi oluyor böyle şeyler?
gençler şimdi babam aradı egzoz muayeneni kontrol et, bu ara sıkı tutuyolarmış işi diye.
son egzoz muayenemi ekim 2012'de yaptırmışım. şimdi internetten bakıyorum, her iki senede bir yapılır diyor tüvtürk sayfasında. lakin benim ruhsatta da ekim 2013'e kadar geçerlidir yazıyor.
şşşimdi.
süre nedir? eskiden 1 yıldı da o arada 2 yıla mı çıktı?
2 yıla çıktıysa benim durumum nedir? yapılma tarihi itibariyle 2 yıl dolmadı, ekim 2014'te dolacak ama ruhsatta ekim 2013'e kadar geçerlidir yazıyor.
git yaptır demeyin, 7-8 gibi işten anca çıkacağım, araba bende değil, eşimde ve akşam uzun yola çıkacağız. 24 saat nöbetçisini bulamazsak yaptırmamız zor görünüyor.
bir de ben bu arabayla şubat 2014'te çevirmeye girdim. dolmuşsa o zaman da dolmuştu. ceza falan yemedim, egzoz diyen de olmadı. polis mi görmedi acaba, yoksa hakikaten daha dolmadı mı?
edit 2: şubat 2014'te dikkatsiz polis sayesinde diyekten dönmüşüz yani.
son egzoz muayenemi ekim 2012'de yaptırmışım. şimdi internetten bakıyorum, her iki senede bir yapılır diyor tüvtürk sayfasında. lakin benim ruhsatta da ekim 2013'e kadar geçerlidir yazıyor.
şşşimdi.
süre nedir? eskiden 1 yıldı da o arada 2 yıla mı çıktı?
2 yıla çıktıysa benim durumum nedir? yapılma tarihi itibariyle 2 yıl dolmadı, ekim 2014'te dolacak ama ruhsatta ekim 2013'e kadar geçerlidir yazıyor.
git yaptır demeyin, 7-8 gibi işten anca çıkacağım, araba bende değil, eşimde ve akşam uzun yola çıkacağız. 24 saat nöbetçisini bulamazsak yaptırmamız zor görünüyor.
bir de ben bu arabayla şubat 2014'te çevirmeye girdim. dolmuşsa o zaman da dolmuştu. ceza falan yemedim, egzoz diyen de olmadı. polis mi görmedi acaba, yoksa hakikaten daha dolmadı mı?
edit 2: şubat 2014'te dikkatsiz polis sayesinde diyekten dönmüşüz yani.
evet havalar çok sıcak, terlenir de bu kadar terlenmez herhalde. dün akşam iş çıkışı dolmuşa bindiğimde boynumdan, sırtımdan, alnımdan şığır şıpır ter damlıyordu. yani parmağımla sıyırdığımda parmağımdan şırrr diye akıyor o kadar söyleyeyim. sağıma soluma baktım, ulan aynı dolmuşun içindeyiz, kimse o kadar terlemiyor.
geceleri de uykusa şıpır şıpır ter döküyorum. sabah kalktığımda yastık, tişört sırılsıklam oluyor.
bundan nasıl kurtulabilirim? kilolu bir adamım. kiloyla çok ilgisi var mıdır, kilo verdiğimde bu da geçecek mi?
geceleri de uykusa şıpır şıpır ter döküyorum. sabah kalktığımda yastık, tişört sırılsıklam oluyor.
bundan nasıl kurtulabilirim? kilolu bir adamım. kiloyla çok ilgisi var mıdır, kilo verdiğimde bu da geçecek mi?
çok bi para değil, oğlum adına 20-25 bin lira gibi bir parayı bankaya vadeli hesaba koyup unutayım diyorum. durduğu yerde bir şeyler getirsin. öyle al sat, yarısıyla şunu yap, kalan yarısını şöyle et gibi şeyler düşünmüyorum.
aklıma bir tek bir bankaya vadeli hesaba koyup bırakmak geldi. önceki sorumda uzun vadede borsa falan dedilerdi ama hiç güvenmiyorum, klasikçiyim biraz, adını duyunca bile korkuyorum borsadan.
vadeli hesap derseniz hangi bankayı tercih edeyim, yok başka bir şey derseniz ne yapayım?
5, 10 belki 20 sene hiç dokunmayacağımızı, üstüne de para eklemeyeceğimizi düşünelim. koy-unut.
annemden miras bu para. o benim için yapmış, ben de aynen alıp oğlum için yapayım diyorum.
aklıma bir tek bir bankaya vadeli hesaba koyup bırakmak geldi. önceki sorumda uzun vadede borsa falan dedilerdi ama hiç güvenmiyorum, klasikçiyim biraz, adını duyunca bile korkuyorum borsadan.
vadeli hesap derseniz hangi bankayı tercih edeyim, yok başka bir şey derseniz ne yapayım?
5, 10 belki 20 sene hiç dokunmayacağımızı, üstüne de para eklemeyeceğimizi düşünelim. koy-unut.
annemden miras bu para. o benim için yapmış, ben de aynen alıp oğlum için yapayım diyorum.
denilen şey nedir? karbonat mı? yoksa kabartma tozu mu? yoksa bu ikisi aynı şey mi lan?
bu sene bodrum'da gittiğim bütün plajlarda (ki 60 liraya lahmacun satılan türkbükü falan değil, yarımadanın güneyindeki akyarlar, karaincir, yahşi vs. civarı, normal fiyatlı yerler) seyyar midyecide, küçüğü 75 kuruş, büyüğü 1 lira şeklinde bir fiyat vardı. oha lan 1 liraya midye dolma mı olur? az az yedik canımız çektiğinden ama pahalı geldi bana.
sizin şehirlerde durum nedir? bodrum diye mi köklemişler? üstelik de "buranın midyesi abi güllük'ten çıkıyor" dedi, uzaktan da gelmiyormuş.
şu fotodaki tabak 10 lira: i.imgur.com
sizin şehirlerde durum nedir? bodrum diye mi köklemişler? üstelik de "buranın midyesi abi güllük'ten çıkıyor" dedi, uzaktan da gelmiyormuş.
şu fotodaki tabak 10 lira: i.imgur.com
ön not: soruyu silebilirim. duracağının garantisi yok.
oraları bilenler bilirler. turgutreis'ten akyarlar'a doğru giderken burunda bir fener var. hatta orada wind surf yapılan bir plaj da var. orayı az geçince yolun sağında küçücük bir mezarlık var.
bu mezarlığın olayı nedir? boş yerler de var ve senelerdir boş, dolmuyor. çok sevdim ben orayı. vasiyetimdir beni oraya gömün diyorum eşime falan "sus ağzından yel alsın tövbe" falan diyor ama aklında da kalacak. şimdi acaba özel bir mezarlık falan mı orası , almıyorlar mı? önceden öğreneyim, şimdi ne zaman gideceğimiz belli değil, ben istedim diye uğraşır kızcağız yapamaz, üzülür. öyle bir şey varsa vazgeçeyim şimdiden.
evet bilen var mı nedir oranın olayı?
oraları bilenler bilirler. turgutreis'ten akyarlar'a doğru giderken burunda bir fener var. hatta orada wind surf yapılan bir plaj da var. orayı az geçince yolun sağında küçücük bir mezarlık var.
bu mezarlığın olayı nedir? boş yerler de var ve senelerdir boş, dolmuyor. çok sevdim ben orayı. vasiyetimdir beni oraya gömün diyorum eşime falan "sus ağzından yel alsın tövbe" falan diyor ama aklında da kalacak. şimdi acaba özel bir mezarlık falan mı orası , almıyorlar mı? önceden öğreneyim, şimdi ne zaman gideceğimiz belli değil, ben istedim diye uğraşır kızcağız yapamaz, üzülür. öyle bir şey varsa vazgeçeyim şimdiden.
evet bilen var mı nedir oranın olayı?
köfte harcını elde yuvarlayıp top yaptıktan sonra iki avuç arasında ezip, yuvarlak ve yassı hele getirilen köfte şekline ne isim veriliyor?
babam buna "tahta boku" gibi bir şey diyor ama ne dediğini de anlamadım, google da "şunu mu demek istedin" diye yardım etmedi.
tahta boku değilse de eminim mutfakta köfteye verilen şekillerin farklı farklı isimleri vardır. aynen ete kuşbaşı, biftek, sotelik, rostoluk falan dendiği gibi.
babam buna "tahta boku" gibi bir şey diyor ama ne dediğini de anlamadım, google da "şunu mu demek istedin" diye yardım etmedi.
tahta boku değilse de eminim mutfakta köfteye verilen şekillerin farklı farklı isimleri vardır. aynen ete kuşbaşı, biftek, sotelik, rostoluk falan dendiği gibi.
hani filmlerde olur ya adam şeklinde, çoluk çocuk bayılır. ecnebiler gingerbread der, dilimize zencefilli kurabiye diye çevrilir.
hah işte onun tarifini arıyorum, parmakları yedirecek cinsten olsun.
teşekkürler.
hah işte onun tarifini arıyorum, parmakları yedirecek cinsten olsun.
teşekkürler.
babamın geçen eylül ayında geçirdiği fıtık ameliyatından önce çekilen akciğer filminin raporunu gördüm tesadüfen. ciddi bir şey olsa söylerlerdi diyorum ama yine de bir tercüme edebilir misiniz, ne diyor?
"Akciğer alanlarında peribronşial fibrotik değişiklikler izlenmektedir. Kalp boyutları artmiştır. Aort topuzu belirgindir. Sol hilus geniş ve denstir."
"Akciğer alanlarında peribronşial fibrotik değişiklikler izlenmektedir. Kalp boyutları artmiştır. Aort topuzu belirgindir. Sol hilus geniş ve denstir."
aşağıda want2die'ın sorusundan sonra aklıma geldi sorayım dedim.
geçen sene oğlum 1 yaşındayken denize soktuk. kimi zaman içine oturmalı simitle sadece bacakları suya girecek şekilde gezdirdik, üstüne su attık. kimi zaman kucağıma aldım, boynuna kadar soya sokup sokup çıkardım, hatta 1-2 sefer su yutma riskini göze alıp hafiften kafasını da soktum. suyun üstünde alttan tutarak yüzükoyun yatırıp çıpı çıpı diye yüzme antrenmanı yaptırdım.
bu sene artık biraz yüzebilir mi acaba? içine oturmalı simit yerine kolluk taksam kıvırabilir mi yüzmeyi? yoksa bu sene de aynı şekil devam mı edeyim?
eski bir yüzücü olarak yüzme öğretme konusunda kendime çok güvenirim ama çocuğa güvenmiyorum. az büyük olsa balık gibi yüzdürürüm de yanlış bi şey yapıp yüzmeden soğutmayayım çocuğu.
gerçi babam beni kaldırıp kaldırıp atmış denize. o sayede çok severim yüzmeyi. bi tarafım aynısnı yap diyor, bi tarafım da daha medeni yöntemlerle öğret diyor.
geçen sene oğlum 1 yaşındayken denize soktuk. kimi zaman içine oturmalı simitle sadece bacakları suya girecek şekilde gezdirdik, üstüne su attık. kimi zaman kucağıma aldım, boynuna kadar soya sokup sokup çıkardım, hatta 1-2 sefer su yutma riskini göze alıp hafiften kafasını da soktum. suyun üstünde alttan tutarak yüzükoyun yatırıp çıpı çıpı diye yüzme antrenmanı yaptırdım.
bu sene artık biraz yüzebilir mi acaba? içine oturmalı simit yerine kolluk taksam kıvırabilir mi yüzmeyi? yoksa bu sene de aynı şekil devam mı edeyim?
eski bir yüzücü olarak yüzme öğretme konusunda kendime çok güvenirim ama çocuğa güvenmiyorum. az büyük olsa balık gibi yüzdürürüm de yanlış bi şey yapıp yüzmeden soğutmayayım çocuğu.
gerçi babam beni kaldırıp kaldırıp atmış denize. o sayede çok severim yüzmeyi. bi tarafım aynısnı yap diyor, bi tarafım da daha medeni yöntemlerle öğret diyor.
annemin raporlu olarak almış olduğu fakat kullanmaya fırsatı olmadığı kutu kutu bir sürü ilacı var. bu ilaçları ne şekilde değerlendirebiliriz? kutular dolusu ilacı kaldırıp çöpe atmak istemiyorum. ihtiyacı olan, durumu olmadığı için ilaç alamayan kişileri tespit edip onlara ulaştırmamız mümkün müdür?
aile hekimliği ile görüştüm, bize getirin değerlendiririz dediler ama emin de olamıyorum, değerlendiremeyip ziyan etmesinler, bir ihtiyacı olana ulaşsın istiyorum.
15-20 kalem insülin var mesela. soğuk zincirinin bozulmaması gerekiyor. şimdi bunlar ihmal edip buzdolabına koymak yerine bi kenara koyup bozarlarsa bir anlam ifade etmez. güvenemiyorum. güveneyim mi? yoksa başka yollardan mı araştırayım.
aile hekimliği ile görüştüm, bize getirin değerlendiririz dediler ama emin de olamıyorum, değerlendiremeyip ziyan etmesinler, bir ihtiyacı olana ulaşsın istiyorum.
15-20 kalem insülin var mesela. soğuk zincirinin bozulmaması gerekiyor. şimdi bunlar ihmal edip buzdolabına koymak yerine bi kenara koyup bozarlarsa bir anlam ifade etmez. güvenemiyorum. güveneyim mi? yoksa başka yollardan mı araştırayım.
bir mükellefim bana olan borcundan dolayı senet verdi. tüccar değilim, bu senet sepet işlerinden hiç anlamam. dediler banka hesabın varsa tahsile koy, oraya öderiz. ben de götürdüm bankaya tahsile koydum.
ilk senedin vadesi geldi, bunlar ödemediler. telefon açtım, aa unutmuşuz gel elden verelim dediler, gittim paramı elden aldım. senedi de bi ara getirirsin iptal ederiz dediler. iyi de müşterim bunlar severim.
ama banka tutmuş noterden protesto çekmiş. (yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için buraya ek yapayım. ben parayı elden almadan önce banka çekmiş zaten protestoyu. ben elden aldıktan sonra aldığımı bankaya bildirmediğim için çekilmiş değil). adamlar da "abi protestolu mu yaptın, niye protestolu yaptın ödemeyecek miyiz sanki" dedi, sitem ettiler. dedim ben söyledim anlamam diye, bankaya koydum onlar yapmışlar dedim. hakikaten de öyle. anlamam yani protesto mrotesto nedir.
şimdi ben bu adamları küstürmek istemem. protesto da çekilmiş. ne olacak bu adamlara? benim "yahu bir gün sonra parayı elden aldımi protestoyu iptal edin" falan deme şansım yok mu, illa sicillerine işlenip kara listeye falan mı alınacaklar?
ilk senedin vadesi geldi, bunlar ödemediler. telefon açtım, aa unutmuşuz gel elden verelim dediler, gittim paramı elden aldım. senedi de bi ara getirirsin iptal ederiz dediler. iyi de müşterim bunlar severim.
ama banka tutmuş noterden protesto çekmiş. (yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için buraya ek yapayım. ben parayı elden almadan önce banka çekmiş zaten protestoyu. ben elden aldıktan sonra aldığımı bankaya bildirmediğim için çekilmiş değil). adamlar da "abi protestolu mu yaptın, niye protestolu yaptın ödemeyecek miyiz sanki" dedi, sitem ettiler. dedim ben söyledim anlamam diye, bankaya koydum onlar yapmışlar dedim. hakikaten de öyle. anlamam yani protesto mrotesto nedir.
şimdi ben bu adamları küstürmek istemem. protesto da çekilmiş. ne olacak bu adamlara? benim "yahu bir gün sonra parayı elden aldımi protestoyu iptal edin" falan deme şansım yok mu, illa sicillerine işlenip kara listeye falan mı alınacaklar?
mevcut hükümet ile mümkün değil ama olamaz mı böyle bir şey?
şimdi milletvekili seçme ve seçilme yolu ile oluyor, sınavla olmaz diyecek olanlar için, şöyle olmaz mı?
her tür memur olmak için kpss'ye giriliyor, değişik puan türlerinden puanlar alınıyor. sonra kurumlar kadro açıyor, mülakatla personel alıyorç ön şart olarak da mesela "kpssp45 puan türünden en az 80 almak" diyor.
milletvekilliği de aynı işte. en uygun puan türü belirlensin, kpssp bilmemkaç puan türünden en az 60-70 alamayan milletvekilliğine adaylığını koyamasın. adaylar sadece kpss'den belirli bir puanın üstünde alanlar arasından seçilsin. ondan sonrası seçim.
mantıklı olan da bu değil mi? başımızdakilerin istememesi dışında bir sakıncası var mı?
şimdi milletvekili seçme ve seçilme yolu ile oluyor, sınavla olmaz diyecek olanlar için, şöyle olmaz mı?
her tür memur olmak için kpss'ye giriliyor, değişik puan türlerinden puanlar alınıyor. sonra kurumlar kadro açıyor, mülakatla personel alıyorç ön şart olarak da mesela "kpssp45 puan türünden en az 80 almak" diyor.
milletvekilliği de aynı işte. en uygun puan türü belirlensin, kpssp bilmemkaç puan türünden en az 60-70 alamayan milletvekilliğine adaylığını koyamasın. adaylar sadece kpss'den belirli bir puanın üstünde alanlar arasından seçilsin. ondan sonrası seçim.
mantıklı olan da bu değil mi? başımızdakilerin istememesi dışında bir sakıncası var mı?
akademik olmayan personelin (öğrenci işleri, temizlikçi, güvenlikçi vs) patronu kim? onlarla da mı dekan mekan ilgileniyor? üniversitenin en sorumlu akademik olmayan personeli kimdir?
bunlar ne diye sormiycam.
çok anlamam bu işlerden. şu aşağıdaki bi duyuruda bahsettiğim bilgiler lazım. bir firmanın makine parkında bulunan makinelerin güçlerini yazmam gerekiyor ama kilowatt cinsinden. aradım firmayı, üzerindeki etiketlerden söylediler. lakin:
kaynak makinesi için 17,8 amper
diğer kaynak makinesi için 1,5 amper
spiral taşlama için 3,8 amper
boya makinesi için 40 bar
dediler. şimdi bunların güçleri kW cinsinden ne olüyür?
çok anlamam bu işlerden. şu aşağıdaki bi duyuruda bahsettiğim bilgiler lazım. bir firmanın makine parkında bulunan makinelerin güçlerini yazmam gerekiyor ama kilowatt cinsinden. aradım firmayı, üzerindeki etiketlerden söylediler. lakin:
kaynak makinesi için 17,8 amper
diğer kaynak makinesi için 1,5 amper
spiral taşlama için 3,8 amper
boya makinesi için 40 bar
dediler. şimdi bunların güçleri kW cinsinden ne olüyür?
beni kayıtlarınızdan çıkarın demek, bağırmak, çağırmak, aramayın ulan artık yeter demek, savcılıkla mahkemeyle tehdit etmek işe yaramadı. sırf "o da bize hakaret etti" dememek için en ufak bir hakaret, küfür kullanmadım şimdiye kadar.
hakikaten "telefonla rahatsız edici düzeyde arıyorlar rahatsız oluyorum" diye savcılığa şikayet etmem mümkün değilse (daha önce sordum, cevap alamadım çünkü (git: 794681)) artık sinir edip "bu adam gerizekalı galiba aramayalım en iyisi" dedirtmek istiyorum. (bkz: ali dalyan tuncay)
ne yapabilirim? kampanyayı uzun uzun anlattırıp, sonra anlamadım diyip tekrar anlattırıp, kampanya ile ilgili sorular sorup "ama benim televizyonum yok ki" falan demeyi düşünüyorum. ya da sonuna kadar gidip "onaylıyor musunuz" sorusuna "onaylamıyorum vazgeçim" diyebilirim.
kuruluma çağırıp gelen ustaları evden kovsam ya da kurdurduktan sonra vazgeçtim diyip imzalamasam ustalara yazık olur di mi? hem bu aşamaya gelene kadar kredi kartı bilgisi falan vermem gerekiyorsa o iş yaş. sinir edicem diye yok yere abone oluvermeyelim.
bi kara listeye falan alsalar da aramasalar artık yani delirdim öyle böyle değil.
başka yaratıcı fikri olan varsa onlara da açığım.
hakikaten "telefonla rahatsız edici düzeyde arıyorlar rahatsız oluyorum" diye savcılığa şikayet etmem mümkün değilse (daha önce sordum, cevap alamadım çünkü (git: 794681)) artık sinir edip "bu adam gerizekalı galiba aramayalım en iyisi" dedirtmek istiyorum. (bkz: ali dalyan tuncay)
ne yapabilirim? kampanyayı uzun uzun anlattırıp, sonra anlamadım diyip tekrar anlattırıp, kampanya ile ilgili sorular sorup "ama benim televizyonum yok ki" falan demeyi düşünüyorum. ya da sonuna kadar gidip "onaylıyor musunuz" sorusuna "onaylamıyorum vazgeçim" diyebilirim.
kuruluma çağırıp gelen ustaları evden kovsam ya da kurdurduktan sonra vazgeçtim diyip imzalamasam ustalara yazık olur di mi? hem bu aşamaya gelene kadar kredi kartı bilgisi falan vermem gerekiyorsa o iş yaş. sinir edicem diye yok yere abone oluvermeyelim.
bi kara listeye falan alsalar da aramasalar artık yani delirdim öyle böyle değil.
başka yaratıcı fikri olan varsa onlara da açığım.
ailemin evinde dededen kalma, ahşaptan kıl testereyle tek parça oyulmuş yazılar var. çok ince el emeği isteyen şeyler. lakin ne yazdığını ve ne anlama geldiğini okuyabilecek birilerini arıyorum. nece olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.
1. i.imgur.com
2. i.imgur.com
1. i.imgur.com

2. i.imgur.com

2 yaşındaki oğlum adına bir vadeli hesap açayım ve unutayım diyorum. büyüyünce bir güvence olsun.
hangi banka bu iş için uygundur, faiz oranını şu sıra hangi banka en iyi veriyor?
hangi banka bu iş için uygundur, faiz oranını şu sıra hangi banka en iyi veriyor?
oğlumun iki yaşına gelmesiylen birlikte terrible two denen iki yaş sendromuna girmiş bulunuyoruz.
yaşayandan bilenden tavsiyeler almaya açığım. inadım inat kıçım iki kanat diyen çocuğa nasıl davranalım? sokağın ortasında yüzüstü yere uzanıp ağlayan çocuğa ne yapalım? henüz konuşmadığı için ne istediğini de anlamıyoruz, tut ki anladık, istediğini yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız, oyalayacak dikkatini çekecek hiçbir şey fayda etmiyor, kesintisiz ağlıyor. karga tulumba kaldırıp götürmekten başka çare kalmıyor. o zaman da iyice deliriyor.
annesine babasına çok şiddetli vuruyor. ben kızıyorum, sesimi yükselterek otorite kurmaya çalışıyorum, annesi kızmıyor, yumuşak yumuşak iknaya çabalıyor. hangi davranış doğru?
kaka yapıyor, soymak bi dert, kavga dövüş altını temizledikten sonra bezi bağlamak bi dert, giydirmek bi dert. ciddi güreş yapıyoruz el kadar veletle.
oyun olsun diye veya bir şeye kızınca kafasını küt küt vuruyor. vurma diyince iyice vuruyor. beyin sarsıntısı geçirecek diye korkuyorum.
ne yapacağız yahu?
yaşayandan bilenden tavsiyeler almaya açığım. inadım inat kıçım iki kanat diyen çocuğa nasıl davranalım? sokağın ortasında yüzüstü yere uzanıp ağlayan çocuğa ne yapalım? henüz konuşmadığı için ne istediğini de anlamıyoruz, tut ki anladık, istediğini yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız, oyalayacak dikkatini çekecek hiçbir şey fayda etmiyor, kesintisiz ağlıyor. karga tulumba kaldırıp götürmekten başka çare kalmıyor. o zaman da iyice deliriyor.
annesine babasına çok şiddetli vuruyor. ben kızıyorum, sesimi yükselterek otorite kurmaya çalışıyorum, annesi kızmıyor, yumuşak yumuşak iknaya çabalıyor. hangi davranış doğru?
kaka yapıyor, soymak bi dert, kavga dövüş altını temizledikten sonra bezi bağlamak bi dert, giydirmek bi dert. ciddi güreş yapıyoruz el kadar veletle.
oyun olsun diye veya bir şeye kızınca kafasını küt küt vuruyor. vurma diyince iyice vuruyor. beyin sarsıntısı geçirecek diye korkuyorum.
ne yapacağız yahu?
annemin bir tane kredi kartı vardı. babamda da bu kartın ek kartı vardı. bütün ev harcamalarını bu karttan yaparlar ve düzenli olarak da hesaptan öderlerdi.
annem vefat etti. dolayısıyla asıl kart da, hesap da bloke oldu. babam da kendisine aynı bankadan yeni hesap açtırdı ve kredi kartı talep etti. fakat kredi kartı talebi reddedildi. nedenini ise kimse söylemiyor. sadece bankanın tahminine göre "başka bankadan kartınız olduğu için olabilir" diyorlar.
oysa ki başka bankadan da kartı falan yok. daha doğrusu şöyle yok, on yıllar önce babamın müflis egebank ve müflis pamukbank kartları vardı. bunlar iflas edince oradan oraya devroldular falan, halkbank ve ing bank babama kart gönderdi. ama babam da bunları hiç kullanmadı, çekmeceye kaldırdı. acaba bunlar mı diyoruz, 444 numaralarını arıyoruz, ne tc kimlik numarasından kart bilgisi çıkıyor, ne kartların numarasından bulunabiliyor. "varmış ama iptal edilmiş" diye bile gözükmüyor. yani sonuç olarak babamın adına bilinen aktif bir kredi kartı falan yok. ayrıca hayatı boyunca da kredi falan çekmemiştir. yani kredi çekmiş de borcundan dolayı kara liste falan bir durum olamaz.
şimdi biz babamın kredi kartı başvurusunun niye reddedildiğini nasıl öğrenebiliriz ve ne yapabiliriz?
başvuru yapılan banka akbank bu arada.
annem vefat etti. dolayısıyla asıl kart da, hesap da bloke oldu. babam da kendisine aynı bankadan yeni hesap açtırdı ve kredi kartı talep etti. fakat kredi kartı talebi reddedildi. nedenini ise kimse söylemiyor. sadece bankanın tahminine göre "başka bankadan kartınız olduğu için olabilir" diyorlar.
oysa ki başka bankadan da kartı falan yok. daha doğrusu şöyle yok, on yıllar önce babamın müflis egebank ve müflis pamukbank kartları vardı. bunlar iflas edince oradan oraya devroldular falan, halkbank ve ing bank babama kart gönderdi. ama babam da bunları hiç kullanmadı, çekmeceye kaldırdı. acaba bunlar mı diyoruz, 444 numaralarını arıyoruz, ne tc kimlik numarasından kart bilgisi çıkıyor, ne kartların numarasından bulunabiliyor. "varmış ama iptal edilmiş" diye bile gözükmüyor. yani sonuç olarak babamın adına bilinen aktif bir kredi kartı falan yok. ayrıca hayatı boyunca da kredi falan çekmemiştir. yani kredi çekmiş de borcundan dolayı kara liste falan bir durum olamaz.
şimdi biz babamın kredi kartı başvurusunun niye reddedildiğini nasıl öğrenebiliriz ve ne yapabiliriz?
başvuru yapılan banka akbank bu arada.
ya hıyarın biri benim bilgisayarımdan kendi skype hesabına login oldu. şimdi ne zaman kendim login olmak için açsam, kendi kullanıcı adımın altında o hıyarın kullanıcı adı da çıkıyor listede. hatırlamasın onu, nasıl sileceğim?
sözlükte iletim raporudur yazmışlar da endişe ettim. benim bokum iletilmiyor mu yani? ben şimdi nereye sıçıyorum? lütfen yardım edin.
hani kan bağışı yaptıktan sonra 3 ay içinde yeniden bağış yapamıyoruz ya, öyle bir kural var.
3 ay dolmadan bağış yapmanın zararı kime oluyor? alınan kan mı tam olarak kullanılabilecek nitelikte olmuyor, yoksa kan veren kişi açısından mı birtakım problemler (kansızlık vs) olduğu için mi alınmıyor?
yani yalan söyleyip 3 aydan önce tekrar kan bağışlarsak zararı sadece kendimize olacaksa o riski göze alacağım. yok aldıkları kan bir işe yaramayacaksa boşa vermeyeceğim.
şu anda böyle bir durum sözkonusu değil ama olması muhtemel durumda nasıl davranacağımı bilmek istiyorum.
3 ay dolmadan bağış yapmanın zararı kime oluyor? alınan kan mı tam olarak kullanılabilecek nitelikte olmuyor, yoksa kan veren kişi açısından mı birtakım problemler (kansızlık vs) olduğu için mi alınmıyor?
yani yalan söyleyip 3 aydan önce tekrar kan bağışlarsak zararı sadece kendimize olacaksa o riski göze alacağım. yok aldıkları kan bir işe yaramayacaksa boşa vermeyeceğim.
şu anda böyle bir durum sözkonusu değil ama olması muhtemel durumda nasıl davranacağımı bilmek istiyorum.
hani bi ara "profiline kimler bakmış uygulaması %100 çalışıyor" diye geyikler vardı. fesbuk da inatla açıklar dururdu kimin baktığı saklanmıyor, kimse göremez merak etmeyin yalan onlar diye.
e abicim saklanmıyorsa bu fesbuk benim daha önce kimi arattığımı nereden hatırlıyor da ilk üç harfini yazınca çat diye çıkarıyor he?
arattığım kişi listemde yok. hatta listemde aynı ilk üç harfle başlayan ve hatta aynı isme sahip başkaları da var, ama bu ilk üç harfi yazar yazmaz listemde olmayan ve kimbilir ne zaman aratıp profiline bakmış olduğum o kişiyi öneri diye en üstte çıkarıveriyor.
cache temiz, ccleaner yapılmış, cillop. kendi bilgisayarımda saklanıyor olamaz. hem başka bilgisayarda da login olup denediğimde yine çıkıyor karşıma.
hani saklanmıyordu? saklanmasın.
e abicim saklanmıyorsa bu fesbuk benim daha önce kimi arattığımı nereden hatırlıyor da ilk üç harfini yazınca çat diye çıkarıyor he?
arattığım kişi listemde yok. hatta listemde aynı ilk üç harfle başlayan ve hatta aynı isme sahip başkaları da var, ama bu ilk üç harfi yazar yazmaz listemde olmayan ve kimbilir ne zaman aratıp profiline bakmış olduğum o kişiyi öneri diye en üstte çıkarıveriyor.
cache temiz, ccleaner yapılmış, cillop. kendi bilgisayarımda saklanıyor olamaz. hem başka bilgisayarda da login olup denediğimde yine çıkıyor karşıma.
hani saklanmıyordu? saklanmasın.
abicim telefondan veya whatsapp'tan bir ayarı varsa söyleyin artık sıkıldım lan yeter, anlık mesajlaşma programı değil eziyete döndü.
mesajlar anlık gelmiyor hacı. ya internete bağlanma şekli (wifi mobil veri) değişince geliyor, ya mesajı yollayan çaldırınca geliyor, ya ben tesadüfen whatsapp'a ilgili kişiyle sohbete girince geliyor.
gönderilince gelsin amk. çok zor bir şey istemiyorum. telefon samsung galaxy s3. tek istediğim mesaj gönderilince gelsin. internet minternet herbişeyimiz sürekli açık, sürekli bağlı.wifi bağlı değilse mobil veri bağlı. o değilse wifi bağlı. hep bağlı. nasıl yapılacaksa artık bi söyleyin. eşim bi mesaj atıyo, gelmiyo. ya ben ona mesaj atmak için girince fınnn sesi eşliğinde geliyo, ya da beni çaldırıyo, telefon çalınca geliyo. böyle mesajlaşma programı mı olur arkadaş, bir tek bana mı oluyor?
mesajlar anlık gelmiyor hacı. ya internete bağlanma şekli (wifi mobil veri) değişince geliyor, ya mesajı yollayan çaldırınca geliyor, ya ben tesadüfen whatsapp'a ilgili kişiyle sohbete girince geliyor.
gönderilince gelsin amk. çok zor bir şey istemiyorum. telefon samsung galaxy s3. tek istediğim mesaj gönderilince gelsin. internet minternet herbişeyimiz sürekli açık, sürekli bağlı.wifi bağlı değilse mobil veri bağlı. o değilse wifi bağlı. hep bağlı. nasıl yapılacaksa artık bi söyleyin. eşim bi mesaj atıyo, gelmiyo. ya ben ona mesaj atmak için girince fınnn sesi eşliğinde geliyo, ya da beni çaldırıyo, telefon çalınca geliyo. böyle mesajlaşma programı mı olur arkadaş, bir tek bana mı oluyor?
şimdi elimde bir liste var.
evrak no - tutar
şeklinde iki sütun var. lakin iki seri evrak var.
ilk serinin numaraları 93, 94, 95, 96, ... şeklinde 407'ye kadar sıralı.
ikinci serinin numaraları da 256, 257, 258, ... 558'e kadar sıralı.
lakin en büyük problem, bu iki seri listede birbiriyle karışık. yani evrak no sütununda 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 103, 104, 105 ... diye gidiyor.
isteneni sanırım anladınız, bu iki seriyi birbirinden ayırmak istiyorum. 93 ile başlayıp 407'de biten ve 258 ile başlayıp 558'de biten iki ayrı seri yapmak istiyorum.
evrak no'ya göre sırala dedim ama çakışan evrak no'ları var. 256 ile 407 arasından ikişer tane var, işimi görmedi.
makrosuz bir yolu var mı bunun?
evrak no - tutar
şeklinde iki sütun var. lakin iki seri evrak var.
ilk serinin numaraları 93, 94, 95, 96, ... şeklinde 407'ye kadar sıralı.
ikinci serinin numaraları da 256, 257, 258, ... 558'e kadar sıralı.
lakin en büyük problem, bu iki seri listede birbiriyle karışık. yani evrak no sütununda 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 103, 104, 105 ... diye gidiyor.
isteneni sanırım anladınız, bu iki seriyi birbirinden ayırmak istiyorum. 93 ile başlayıp 407'de biten ve 258 ile başlayıp 558'de biten iki ayrı seri yapmak istiyorum.
evrak no'ya göre sırala dedim ama çakışan evrak no'ları var. 256 ile 407 arasından ikişer tane var, işimi görmedi.
makrosuz bir yolu var mı bunun?
sün bir haftadır ankara'da gökkuşağı şöleni var. lakin dikkat ettim, 21 mayıs günü saat 18:00 civarı gördüğüm gökkuşağı daha yayvanken, 23 mayıs günü saat 19:30 civarı gördüğüm gökkuşağı daha yuvarlak.
gökkuşağının yuvarlaklığı neye göre değişiyor? tamamen rastlantısal mı? bu çemberlerin merkezi neresi?
gökkuşağının yuvarlaklığı neye göre değişiyor? tamamen rastlantısal mı? bu çemberlerin merkezi neresi?
yaşım 35. daha önce bisikletim olmadı. 2000'lerin başında bisikleti olan bir arkadaşım gece yarısı migros otoparkında öğretmeye niyetlendi. bisikletle dengede durmayı öğrendim, düz gidebiliyorum, çok geniş dönüşler de yapabiliyorum ama kullanamıyorum. mesela karşıma bir şey çıktığı zaman gidonu çevireyim, yavaşlayayım da yanından geçeyim falan olmuyor. frene basıp zart duruyorum, yürüyerek yanından geçip tekrar biniyorum falan. böyle gidişim de stabil değil, yamula yamula. hele hafiften keskin bir dönüş yapayım desem kesin yeri öpüyorum.
bugün eymir'e gittik. eşim arkasında puseti olan bisikletlerden kiraladı, çocuğuda oraya oturtup kemerini bağlayıp gölün etrafında tur attılar. ben de çıkışta mal gibi bekledim. ama çok özendim. döndüklerinde çocuğu indirip biraz orada bineyim dedim, hüsran. haliyle korkuyorum da, şöyle gönül rahatlığıyla süremiyorum korkudan. eşim tek elinde telefonla mesaj yazarak geldi, benim gidonu sıkmaktan 10 dakikada avuçlarım ağrıdı.
çok mu zor öğrenirim ben bu işi? ayakta durabildikten sonrası kolay mı? bi bisiklet kiralayıp eymir'de binmeye çalışsam kıvırır mıyım? çıkışa kadar elimde taşımak zorunda mı kalırım yoksa?
bugün eymir'e gittik. eşim arkasında puseti olan bisikletlerden kiraladı, çocuğuda oraya oturtup kemerini bağlayıp gölün etrafında tur attılar. ben de çıkışta mal gibi bekledim. ama çok özendim. döndüklerinde çocuğu indirip biraz orada bineyim dedim, hüsran. haliyle korkuyorum da, şöyle gönül rahatlığıyla süremiyorum korkudan. eşim tek elinde telefonla mesaj yazarak geldi, benim gidonu sıkmaktan 10 dakikada avuçlarım ağrıdı.
çok mu zor öğrenirim ben bu işi? ayakta durabildikten sonrası kolay mı? bi bisiklet kiralayıp eymir'de binmeye çalışsam kıvırır mıyım? çıkışa kadar elimde taşımak zorunda mı kalırım yoksa?
zararlı deniyor. peki glikoz şurubunun zararlı olma nedeni nedir? sadece şurup olması mı onu zararlı yapıyor, yoksa şurubun elde edildiği madde zararlı olduğu için mi zararlı deniyor?
şöyle açayım. glikoz şurubu genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edildiği ve genetiği değiştirilmiş mısır da zararlı bir organizma olduğu için mi bu mısırdan elde edilen şurup zararlı? yoksa neyden üretildiğinden bağımsız olarak şurup olduğu için mi zararlı?
şunun için soruyorum. %100 yerli, doğal, %100 pancar şekeri diye bangır bangır reklam yapan konya şeker'in ürünü torku'nun gofretlerinde "kurutulmuş glikoz şurubu" var. e hani doğaldı? şimdi sorsan diyecekler ki biz glikoz şurubunu genetiği değiştirilmiş mısırdan değil, yerli şeker pancarından elde ettik.
bu durumda problem yok mu? yerli pancardan elde edilmiş toz şekerle aynı pancardan elde edilmiş glikoz şurubunun zararı aynı mı?
teşekkür ettim.
şöyle açayım. glikoz şurubu genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edildiği ve genetiği değiştirilmiş mısır da zararlı bir organizma olduğu için mi bu mısırdan elde edilen şurup zararlı? yoksa neyden üretildiğinden bağımsız olarak şurup olduğu için mi zararlı?
şunun için soruyorum. %100 yerli, doğal, %100 pancar şekeri diye bangır bangır reklam yapan konya şeker'in ürünü torku'nun gofretlerinde "kurutulmuş glikoz şurubu" var. e hani doğaldı? şimdi sorsan diyecekler ki biz glikoz şurubunu genetiği değiştirilmiş mısırdan değil, yerli şeker pancarından elde ettik.
bu durumda problem yok mu? yerli pancardan elde edilmiş toz şekerle aynı pancardan elde edilmiş glikoz şurubunun zararı aynı mı?
teşekkür ettim.
yaz geldi korkulu rüya başladı. balkona çıkar çıkmaz canavar gidip balkon demirlerine tırmanmaya çalışıyor. biz gözümüzü ayırmıyoruz ama velet zıpkın gibi, 3 saniye gözünü ayır, tırmanmaya çalışırken buluyorsun. yerden 40-50 cm. yükseklikte duvar, üstünde üç kat balkon demiri var.
balkon duvarının ve demirlerin modeli ve yüksekliği böyle. sadece demirler yuvarlak krom değil, dikdörtgen demir profil: www.icanadolupaslanmaz.com
ev kiralık, balkon büyük, cam balkon kapatamam, ev sahibi razı olmaz.
demirler zaten yüksek, fakat aradan sığabilir, zaten yükseklik problem değil, istersen 10 kat yap, tırmanır hepsine. yani denemedik tabi de tırmanabileceğini tahmin ediyorum.
duvar kısmının üstüne çıkmasını engellesek yeter. sürekli peşinde gezmek dışında ne önerirsiniz? çayıra salar gibi salmayacağız, gözümüz yine üstünde ama insan hali biri bir şey söylüyor, kafanı çevirdiğin anda tırmanıveriyor. "çöcüğünüze sehip çikin, böş birekmeyin" gibisinden ayar vermeye çalışanlar olacak eminim, onlar uzak dursun.
edit: tabii söylemeyi unutmuşum haklısınız. çocuk 22 aylık erkek. 2 yaşında diyelim.
balkon duvarının ve demirlerin modeli ve yüksekliği böyle. sadece demirler yuvarlak krom değil, dikdörtgen demir profil: www.icanadolupaslanmaz.com

ev kiralık, balkon büyük, cam balkon kapatamam, ev sahibi razı olmaz.
demirler zaten yüksek, fakat aradan sığabilir, zaten yükseklik problem değil, istersen 10 kat yap, tırmanır hepsine. yani denemedik tabi de tırmanabileceğini tahmin ediyorum.
duvar kısmının üstüne çıkmasını engellesek yeter. sürekli peşinde gezmek dışında ne önerirsiniz? çayıra salar gibi salmayacağız, gözümüz yine üstünde ama insan hali biri bir şey söylüyor, kafanı çevirdiğin anda tırmanıveriyor. "çöcüğünüze sehip çikin, böş birekmeyin" gibisinden ayar vermeye çalışanlar olacak eminim, onlar uzak dursun.
edit: tabii söylemeyi unutmuşum haklısınız. çocuk 22 aylık erkek. 2 yaşında diyelim.
kardeşler,
biz küçükken 200ml kutu sütler daha kısa ve daha geniş olurdu. kıvrımsız, düz bir pipetle satılırdı ve bu düz pipet, kutunun içine düşmeden yakın köşeye yetişirdi. kutuyu hafifçe kendine eğince tamamını içebilirdin. örnek görsel: www.akdumanmarket.com
(süt olanını bulamadım ama kutunun şekli böyleydi).
hangi dangalak bu ince uzun ve de kıvrımlı pipetle satılan süt kutularını (örnek görsel: online.sariyermarket.com
) icat etti ve amacı neydi bana açıklayabilir misiniz? pipeti kıvrımına kadar sokunca dibine yetişmiyor. dibine yetişsin diye kıvrımı da kutunun içine sokunca köşeye denk gelmiyor, köşeye denk getirmeye çalışsan içeri düşüyor. 35 yaşındaki bilinçli adam bakıp denk getiriyor ama ufacık çocuk bunun dibini içemiyor.
sebebi neydi ki?
biz küçükken 200ml kutu sütler daha kısa ve daha geniş olurdu. kıvrımsız, düz bir pipetle satılırdı ve bu düz pipet, kutunun içine düşmeden yakın köşeye yetişirdi. kutuyu hafifçe kendine eğince tamamını içebilirdin. örnek görsel: www.akdumanmarket.com

hangi dangalak bu ince uzun ve de kıvrımlı pipetle satılan süt kutularını (örnek görsel: online.sariyermarket.com

sebebi neydi ki?
farklı sitelerden ingilizce bilanço indiriyorum da bunların kullandığı terimler birbirinden farklı.
uluslarararsı bir firmaya vereceğim. chicken translate olsun istemiyorum. türkçedeki bilanço maddelerinin, ulusararası nasıl kullanılıyorsa ona göre bulabileceğim bir ingilizce bilançoyu nereden bulurum?
mesela 120 alıcılar hesabına biri buyers demiş, biri customers demiş. hangisi kullanılıyor?
uluslarararsı bir firmaya vereceğim. chicken translate olsun istemiyorum. türkçedeki bilanço maddelerinin, ulusararası nasıl kullanılıyorsa ona göre bulabileceğim bir ingilizce bilançoyu nereden bulurum?
mesela 120 alıcılar hesabına biri buyers demiş, biri customers demiş. hangisi kullanılıyor?
tarayıcı uyumlu değil, son sürümü indirin diyor. e zaten son sürüm bu. son sürüme otomatik olarak güncellendikten sonra girmez oldu.
var mı elimizden gelen? yoksa fesfukun bunun son sürüm olduğunu anlamasını mı bekleyeceğiz?
var mı elimizden gelen? yoksa fesfukun bunun son sürüm olduğunu anlamasını mı bekleyeceğiz?
çocuk doğduktan sonra futbulla maçla falan ilgilenemez oldum. kimin kimle maç yapacağını, kendi takımının ne zaman kimle maçı olacağını bile takip edemez oldum.
şimdi fenerbahçe karabük maçında yanal sahaya kağıt göndermiş, kağıt elden ele dolaşmış, şampiyon fenerbahçe yazıyormuş. mancini ile ağır taşak geçmişler falan.
mancini ne yapmış onu bi türlü bulamadım. google'da arayınca hep fenerbahçegönderme yaptı diye çıkıyor. bi anlatıverseniz, ya da videosu falan varsa olay nedir bi öğreneyim.
şimdi fenerbahçe karabük maçında yanal sahaya kağıt göndermiş, kağıt elden ele dolaşmış, şampiyon fenerbahçe yazıyormuş. mancini ile ağır taşak geçmişler falan.
mancini ne yapmış onu bi türlü bulamadım. google'da arayınca hep fenerbahçegönderme yaptı diye çıkıyor. bi anlatıverseniz, ya da videosu falan varsa olay nedir bi öğreneyim.
hanimouse'ların tekerleği var, onu çevirince sayfa aşağı yukarı kayıyor (scroll denilen şey).
hah aynı tekerleğin tepesine çökünce de mouse'un orta tuşu oluyor ya hani, linke tekerleğe basarak tıklayınca ayrı sekmede açılıyor falan. hah işte o tekerleğe yımışacık basılsın. böyle çökmek için çok kuvvet harcamayayım. yeter artık sert tuş yüzünden linke tıklayacam diye tekeri oynatıp, sayfayı kaydırdığı için linki ıskalamaktan bıktım. mouse'u duvarda parçalamama az kaldı.
tekerleğe basması yumuşak olsun, kablosuz olsun, başka da bir şey istemiyorum.
hah aynı tekerleğin tepesine çökünce de mouse'un orta tuşu oluyor ya hani, linke tekerleğe basarak tıklayınca ayrı sekmede açılıyor falan. hah işte o tekerleğe yımışacık basılsın. böyle çökmek için çok kuvvet harcamayayım. yeter artık sert tuş yüzünden linke tıklayacam diye tekeri oynatıp, sayfayı kaydırdığı için linki ıskalamaktan bıktım. mouse'u duvarda parçalamama az kaldı.
tekerleğe basması yumuşak olsun, kablosuz olsun, başka da bir şey istemiyorum.
zaman zaman başıma geliyor. şimdi ofiste wi-fi var. ayrıca benim internet paketim de var. telefonda da wi-fi ve mobil veri açık. ikisi birden açık. wi-fi alanına girdiğim zaman wi-fi bağlanıyor, wi-fi alanından çıktığım zaman wi-fi kesilip mobil veri bağlanıyor, buraya kadar bir problem yok. görünürde internetimin hiç kesilmemesi gerekiyor.
ama kimi zaman, mesela akşam ofisten çıkıyorum, aşağı inip sokağa çıkıyorum **dıtdırıt** whatsapp mesajı geliyor. bakıyorum taa iki saat önce yollanmış. ya da çilinng mail geliyor. bilmem ne zaman yollanmış.
arkadaş yukarıda ofiste gayet güzel çalışan wi-fi alanı içindeyken de internet vardı, niye gelmedin de wi-fi kesilip mobil veri açılınca geliyosun?
tam tersi de oluyor. sokaktan geliyorum, ofise giriyorum girer girmez whatsapp geliyor, mail geliyor. saatine bakılırsa ben sokaktayken gönderilmiş.
niye bu böyle? hadi mail dediğin belki server ile senkronize aralığına denk geldi, bağlantı şekli değişince senkronize edip aldı, olabilir. whatsapp? anlık mesajlaşma değil misin sen?
ama kimi zaman, mesela akşam ofisten çıkıyorum, aşağı inip sokağa çıkıyorum **dıtdırıt** whatsapp mesajı geliyor. bakıyorum taa iki saat önce yollanmış. ya da çilinng mail geliyor. bilmem ne zaman yollanmış.
arkadaş yukarıda ofiste gayet güzel çalışan wi-fi alanı içindeyken de internet vardı, niye gelmedin de wi-fi kesilip mobil veri açılınca geliyosun?
tam tersi de oluyor. sokaktan geliyorum, ofise giriyorum girer girmez whatsapp geliyor, mail geliyor. saatine bakılırsa ben sokaktayken gönderilmiş.
niye bu böyle? hadi mail dediğin belki server ile senkronize aralığına denk geldi, bağlantı şekli değişince senkronize edip aldı, olabilir. whatsapp? anlık mesajlaşma değil misin sen?
dün gece telefonum gayet normal çalışıyordu. her zamanki gibi beynimize sinyal vermesin diye uçuş moduna alıp saat olarak kullanmak, çocuk uyanırsa müzik çalmak vs. amaçlı başucuma koydum. sabaha karşı saate bakayım diye aldım, "sim kart algılanamadı, yeniden başlatın" diyor. elli kere başlattım ettim olmadı. telefon bozuldu diye sabah sabah iyi canım sıkıldı.
kartı başka telefonda denedik, onda da çalışmıyor. başka kartı benim telefonda denedik, çalışıyor. meğer benim sim kart bozulmuş. yenisini aldım, düzeldi.
iyi de abi sim kart dediğin şey bir buçuk senedir hiç çıkarılmadan takılı durduğu yerde niye bozulur ki? kesişmiş kart falan da değil, orijinal mikro sim kart.
kartı başka telefonda denedik, onda da çalışmıyor. başka kartı benim telefonda denedik, çalışıyor. meğer benim sim kart bozulmuş. yenisini aldım, düzeldi.
iyi de abi sim kart dediğin şey bir buçuk senedir hiç çıkarılmadan takılı durduğu yerde niye bozulur ki? kesişmiş kart falan da değil, orijinal mikro sim kart.
dün (23 nisan) sabah saatlerinden beri ege'nin ateşi 38 derecenin altına düşmedi. akşamüstü bi düşüyor gibi oldu, gece yine yükseldi. sabah doktora götürdük. boğaz kültürü ve idrar tahlili yapıldı, temiz çıktı. gerçi kültür sonucu çıkmadı daha ama antijen aldım, negatif dedi doktor. bakteri veya virüs kaynaklı olmadığını, bu yüzden antibiyotik vermediğini söyledi. ateş düşürücü şurup (ibufen) verip yolladı.
lakin çocuğun ateşi hala düşmüyor. ılık duşa sokmak, üstünü soymak, koltuk altlarına ıslak bez koymak vs. dışında ateş düşürücü önerileriniz var mı?
bir de virüs değil, bakteri değil, bu çocuğun ateşi niye çıkıyor dersiniz? diş çıkarıyor olabilir mi? 21 aylık oldu, ikinci azı dişleri hala çıkmadı zira.
lakin çocuğun ateşi hala düşmüyor. ılık duşa sokmak, üstünü soymak, koltuk altlarına ıslak bez koymak vs. dışında ateş düşürücü önerileriniz var mı?
bir de virüs değil, bakteri değil, bu çocuğun ateşi niye çıkıyor dersiniz? diş çıkarıyor olabilir mi? 21 aylık oldu, ikinci azı dişleri hala çıkmadı zira.