Mtv tarihi hesaplanirken sadece yıla mı bakılıyor yoksa alınan tarihe mi
ananiyimioguz #1595754
Yani şöyle, diyelim ki arac alacagim 1-4 yaş için 10bin tl yillik vergisi var, 5-7 yasinda araç için 5bin.
Baktığım araç da 2020 model.
Aracı ocakta alacagim. Direkt yıl hesabina bakilip bu araç 5 yasinda denilip 5-7 lik dilime mi girer yoksa bu arac 2020 model ama 2020 aralik ayinda alinmis o guzden 5 yasinda olabilmesi icin 2025 aralik ayini gecmesi lazim mi denilir?
Baktığım araç da 2020 model.
Aracı ocakta alacagim. Direkt yıl hesabina bakilip bu araç 5 yasinda denilip 5-7 lik dilime mi girer yoksa bu arac 2020 model ama 2020 aralik ayinda alinmis o guzden 5 yasinda olabilmesi icin 2025 aralik ayini gecmesi lazim mi denilir?
Bir ürün çekeceğim de bu amaç için nasıl bir döner alet kullanabilirim?
Mesela şu iş görür mü, komik mi olur :D
www.hepsiburada.com
Elle ittirince kaymak gibi dönmesi lazım ama kaliteli bir şey olmalı.
Mesela şu iş görür mü, komik mi olur :D
www.hepsiburada.com
Elle ittirince kaymak gibi dönmesi lazım ama kaliteli bir şey olmalı.
Ya günlerdir olaya asabım bozuldu. İstanbulda bir arkadaşım var. 3 ay önce bir ilişkiye başlamış. Zaten liseden mi üniversiteden mi ne tanıyormuş.
Kızla sevgili gibi olmuşlar, birlikte olduktan haftalar sonra kızın bir morali bozulmuş panik olmuş falan.
Ne oldu demiş, kız da anlatmış işte ya ben geçti zannediyordum ama bir belirti mi görmüş yoksa son testin biri pozitif mi çıkmış ne orasını anlamadım da önceki ilişkilerinden birinden virüs kapmış, sanırım iş rahim ağızı kanserine kadar gidecekmiş o yüzden bir kitle almaları gerekiyormuş. Özeli diye çok detay veremedi arkadaşım, üstü kapalı konuştu ama benim çıkardıklarım bunlar en azından.
Kız da o an işsizmiş, meslektaşlarmış aslında ama genelde evdeymiş o sıralar, iş arıyormuş. bu arada kızın arabası var bazen onunla gidiyorlarmış bir yerlere. yani o kadar da fakir olduğunu düşünmüyorum da neyse insanlık hali hadi oldu diyelim...
Arkadaş duruma çok üzülmüş doktor falan araştırmış, bulmuş. Gitmişler, 25bin para istemişler.
Kız da şuan ödeyemem ki ya iş bulursam ancak o zaman geliriz tekrar falan demiş ama arkadaş vicdan yapmış ben öderim ya ne olacak falan demiş.
Neyse sonra ödemişler işlemlere başlanmış, tedaviyi olmuş ondan sonra tekrar test almışlar, bugün belli olacakmış test sonucu.
Ama ondan önce akradaşım biraz sosyaldir yani akşam arkadaşları beşiktaşa kadıköye falan çağırsa gider takılırlar döner evine.
Kız bunları bahane ederekten beni mutsuz ediyorsun çok sosyalsin falan ayağına sorun çıkarmış. Biraz görüşmeyelim istersen falan demiş.
Ha bu sırada da normalde çalışmak istemediği bir yeri kabul etmiş orada işe girmiş. Parayı da öderim falan demiş bak borç falan demiş ama...
Ben anlamıyorum ya bu kızın hiç arkadaşı ailesi yok mu acil diye borç isteyemiyor mu da kimseden yeni sevgili olduğu adamdan alıyor orası da ilginç de..
Neyse bir süre yazmamış zaten ama bugün kontrol yaklaşıyor diye yazmış işte hiç bişey yokmuş gibi, arkadaşım da eşlik edeyim sana demiş gitmişler neyse ki test temiz çıkmış kurtulmuş.
Ama arkadaş ben çok kırgınım sana bu şekilde olmak istemiyorum ya çabalayalım devam edelim ya da bitsin demiş.
Kız da seni değiştirmek istemiyorum sosyalliğini anlıyorum ama o yüzden devam etmek istemedim demiş. Tamamen de bitsin istemiyorum demiş.
Biz başta kızın bu git gellerini kitle falan çıktığı için hani psikolojiktir falan demiştik ama bugün güzel haberi aldın işte hala ne diye negatif konuşuyorsun...
Neyse arkadaş da sert bir şekilde keselim madem dediği için "nasıl yani tamamen mi? ne yani fotoğraflarımızı falan da mı sileceksin" falan demiş sdfksg
Evet zor olacak ama üstesinden gelirim demiş arkadaş da, ayrılmışlar. Kız da bu arada ayarladığımda ödeyeceğim parayı da demiş. Arkadaş da bir daha bu konunun açılmasını istemiyorum istersen ödersin istemezsen ödemezsin çok sorun değil ben sana ibanımı veririm keyfine kalmış demiş.
Sonra da evine döndüğünde yine bu dediklerini açıklayıp iban atmış sdfsdjgh
Kız da ben ayarladığımda isterdim zaten iyi geceler deyip trip atmış.
Dedim iban atman çok hoş olmamış ama neyse zaten yüz yüzeyken de demişsin niye trip atmış anlamadım dedim.
Şimdi bu kızın derdini anlamadık, kullanıyor mu yoksa iyi niyetli mi...
Arkadaş da tutturdu çok sevdim selena gomez e benziyordu falan niye böyle oldu diye sızlanıyor.
Siz ne diyorsunuz sizce kız art niyetli mi iyi niyetli mi anlamadık.
Hala "tamamen bitmesin arkadaş kalalım" gibisinden diretmesi bana çok sen kenarda dur da yine acitasyon yapıp kullanırım seni... der gibi geldi.
Bir de mesela "of tedavi sonrası ilaçlar da çok pahalıymış" diye yakınmış bugün. Yani bana bariz art niyetli geliyor ama arkadaş ısrarla ya kız bana her şeyini anlattı, baya vakit geçirdik, bu biraz uzaklaşma / ara verme isteğinden sonra da kesinlikle başka biri yok falan dedi, çok iyiydi aslında bu son 3 ay falan dedi.
Kızla sevgili gibi olmuşlar, birlikte olduktan haftalar sonra kızın bir morali bozulmuş panik olmuş falan.
Ne oldu demiş, kız da anlatmış işte ya ben geçti zannediyordum ama bir belirti mi görmüş yoksa son testin biri pozitif mi çıkmış ne orasını anlamadım da önceki ilişkilerinden birinden virüs kapmış, sanırım iş rahim ağızı kanserine kadar gidecekmiş o yüzden bir kitle almaları gerekiyormuş. Özeli diye çok detay veremedi arkadaşım, üstü kapalı konuştu ama benim çıkardıklarım bunlar en azından.
Kız da o an işsizmiş, meslektaşlarmış aslında ama genelde evdeymiş o sıralar, iş arıyormuş. bu arada kızın arabası var bazen onunla gidiyorlarmış bir yerlere. yani o kadar da fakir olduğunu düşünmüyorum da neyse insanlık hali hadi oldu diyelim...
Arkadaş duruma çok üzülmüş doktor falan araştırmış, bulmuş. Gitmişler, 25bin para istemişler.
Kız da şuan ödeyemem ki ya iş bulursam ancak o zaman geliriz tekrar falan demiş ama arkadaş vicdan yapmış ben öderim ya ne olacak falan demiş.
Neyse sonra ödemişler işlemlere başlanmış, tedaviyi olmuş ondan sonra tekrar test almışlar, bugün belli olacakmış test sonucu.
Ama ondan önce akradaşım biraz sosyaldir yani akşam arkadaşları beşiktaşa kadıköye falan çağırsa gider takılırlar döner evine.
Kız bunları bahane ederekten beni mutsuz ediyorsun çok sosyalsin falan ayağına sorun çıkarmış. Biraz görüşmeyelim istersen falan demiş.
Ha bu sırada da normalde çalışmak istemediği bir yeri kabul etmiş orada işe girmiş. Parayı da öderim falan demiş bak borç falan demiş ama...
Ben anlamıyorum ya bu kızın hiç arkadaşı ailesi yok mu acil diye borç isteyemiyor mu da kimseden yeni sevgili olduğu adamdan alıyor orası da ilginç de..
Neyse bir süre yazmamış zaten ama bugün kontrol yaklaşıyor diye yazmış işte hiç bişey yokmuş gibi, arkadaşım da eşlik edeyim sana demiş gitmişler neyse ki test temiz çıkmış kurtulmuş.
Ama arkadaş ben çok kırgınım sana bu şekilde olmak istemiyorum ya çabalayalım devam edelim ya da bitsin demiş.
Kız da seni değiştirmek istemiyorum sosyalliğini anlıyorum ama o yüzden devam etmek istemedim demiş. Tamamen de bitsin istemiyorum demiş.
Biz başta kızın bu git gellerini kitle falan çıktığı için hani psikolojiktir falan demiştik ama bugün güzel haberi aldın işte hala ne diye negatif konuşuyorsun...
Neyse arkadaş da sert bir şekilde keselim madem dediği için "nasıl yani tamamen mi? ne yani fotoğraflarımızı falan da mı sileceksin" falan demiş sdfksg
Evet zor olacak ama üstesinden gelirim demiş arkadaş da, ayrılmışlar. Kız da bu arada ayarladığımda ödeyeceğim parayı da demiş. Arkadaş da bir daha bu konunun açılmasını istemiyorum istersen ödersin istemezsen ödemezsin çok sorun değil ben sana ibanımı veririm keyfine kalmış demiş.
Sonra da evine döndüğünde yine bu dediklerini açıklayıp iban atmış sdfsdjgh
Kız da ben ayarladığımda isterdim zaten iyi geceler deyip trip atmış.
Dedim iban atman çok hoş olmamış ama neyse zaten yüz yüzeyken de demişsin niye trip atmış anlamadım dedim.
Şimdi bu kızın derdini anlamadık, kullanıyor mu yoksa iyi niyetli mi...
Arkadaş da tutturdu çok sevdim selena gomez e benziyordu falan niye böyle oldu diye sızlanıyor.
Siz ne diyorsunuz sizce kız art niyetli mi iyi niyetli mi anlamadık.
Hala "tamamen bitmesin arkadaş kalalım" gibisinden diretmesi bana çok sen kenarda dur da yine acitasyon yapıp kullanırım seni... der gibi geldi.
Bir de mesela "of tedavi sonrası ilaçlar da çok pahalıymış" diye yakınmış bugün. Yani bana bariz art niyetli geliyor ama arkadaş ısrarla ya kız bana her şeyini anlattı, baya vakit geçirdik, bu biraz uzaklaşma / ara verme isteğinden sonra da kesinlikle başka biri yok falan dedi, çok iyiydi aslında bu son 3 ay falan dedi.
(6)
Özel / Devlet hastanesi fikir farklılıkları, kıl dönmesi ve lazer epilasyon
ananiyimioguz #1595543
2 sene önce liv hospitalda muayene oldum, 10 sene önce kuyruk sokumumdan ameliyat olmustum, yillardir da ufak tefek sikayetlerim vardi, tekrarladigini düşünüyordum.
Onlar da evet teklarlamis ameliyat olmaniz lazim dediler. Ama o an hazir degildim ters bir zamandaydi kaldi.
3 hafta önce yine burada liv standartlarinda baska bir özele gittim, oradaki doktor da aynı seyleri söyledi, oradan tekrar o parcayi almak lazim dedi.
Sigortam karsilamayinca vazgectim. 85bin tl ucret istediler. Olmaz falan deyince 50ye kadar düştüler. Yine cok geldi devlete gittim.
Devletteki doktor ne dese begenirsiniz? E buraya ameliyata gerek yok ki sen oralari lazer yaptir, hafif bi aciklik kalmis ben orayi ozel sıvıyla mı jelle mi ne kapatirim dedi. Seninki tekrar etmemis sadece arada disaridan killar kaciyor olabilir dedi.
Hocam emin misiniz 2 prof gordu ikisi de ameliyat dedi dedim. Evet eminim ben bunu ameliyat etmem ameliyat edecek bisey yok dedi.
Buna ne diyorsunuz, normal mi? Ozeller hep boyle mi?
2. sorum da şu, ben kuyruk sokumumdan daha once şişli de bir lazer merkezine gittim denedim ama işgence aleti gibiydi oram yandi su topladi zaten dayanamadim yattigim yatagi parçaladım sanki köz bastılar. Devam edemedim o yüzden.
Cok fazla kıl sorunum yok ama iste biraz var iste o da rahatsiz ediyor surekli oturdugum icin.
Simdi tekrar gitsem ayni aciyi yasar miyim yoksa 10 senede teknoloji degisti mi?
Buz lazer, alexander lazer falan diyorlar hangisini yaptirmam uygun olur?
Onlar da evet teklarlamis ameliyat olmaniz lazim dediler. Ama o an hazir degildim ters bir zamandaydi kaldi.
3 hafta önce yine burada liv standartlarinda baska bir özele gittim, oradaki doktor da aynı seyleri söyledi, oradan tekrar o parcayi almak lazim dedi.
Sigortam karsilamayinca vazgectim. 85bin tl ucret istediler. Olmaz falan deyince 50ye kadar düştüler. Yine cok geldi devlete gittim.
Devletteki doktor ne dese begenirsiniz? E buraya ameliyata gerek yok ki sen oralari lazer yaptir, hafif bi aciklik kalmis ben orayi ozel sıvıyla mı jelle mi ne kapatirim dedi. Seninki tekrar etmemis sadece arada disaridan killar kaciyor olabilir dedi.
Hocam emin misiniz 2 prof gordu ikisi de ameliyat dedi dedim. Evet eminim ben bunu ameliyat etmem ameliyat edecek bisey yok dedi.
Buna ne diyorsunuz, normal mi? Ozeller hep boyle mi?
2. sorum da şu, ben kuyruk sokumumdan daha once şişli de bir lazer merkezine gittim denedim ama işgence aleti gibiydi oram yandi su topladi zaten dayanamadim yattigim yatagi parçaladım sanki köz bastılar. Devam edemedim o yüzden.
Cok fazla kıl sorunum yok ama iste biraz var iste o da rahatsiz ediyor surekli oturdugum icin.
Simdi tekrar gitsem ayni aciyi yasar miyim yoksa 10 senede teknoloji degisti mi?
Buz lazer, alexander lazer falan diyorlar hangisini yaptirmam uygun olur?
Görevliye sordum, bize de böyle geldi dedi. Meraktan etiketi kaldırdım, altında "wheat free" ve "gluten free" yazıyor.
Bir firma neden bu kısımları bantlar ki?
Aklima sadece yalan olduğu ve sonradan tespit edildiği için böyle kapatmaya calismis olabilecekleri geldi ama cok sacma ve amatorce olurdu herhalde boyle yapmazlardi yani.
Mantikli bir aciklamasi olan var mi?
ibb.co
ibb.co
Bir firma neden bu kısımları bantlar ki?
Aklima sadece yalan olduğu ve sonradan tespit edildiği için böyle kapatmaya calismis olabilecekleri geldi ama cok sacma ve amatorce olurdu herhalde boyle yapmazlardi yani.
Mantikli bir aciklamasi olan var mi?
ibb.co
ibb.co
Nerede bulabilirim, bir ara metro markette varmış sanırım ama 1-2 senedir göremiyorum.
Şurada biraz anlatmışlar fakat ben kafamda mantığıma oturtamıyorum. Pratikte bunu fotoğraçılıkta kullanıyorum ama olayın fiziksel olarak nasıl gerçekleştiğini kavrayamıyorum.
www.youtube.com
Diyelim ki tam mercek açıklığı ile bir ağaca odaklandım. Ağacın arkasındaki ev ve önündeki adam bulanık görünüyor. Neden?
Sonra ben merceğin benden tarafındaki ışığın geçtiği alanı daralttım, böylelikle ışık geniş bir açıyla değil de daha dar bir açı ile odak merkezine düştü.
Hal böyle olunca insan ve ev görünür oluyor. Nasıl? Onlar yerinde duruyor, onlardan gelen ışık yerinde duruyor, ben yerimde duruyorum, bu alan derinliği nasıl değişiyor bu tarz mercek oyunlarıyla? Mercekten geçen ışığın açısını daraltsam ne olur yine tek bir noktaya odaklanıyorum.
Veya cisme yaklaşıp uzaklaşarak da alan derinliğini artırıp azaltabiliyorum. Lens camı ile odak noktası arasındaki mesafeyi artırarak da...
Işığın, merceklerin ve odak mekanizmasının bu dansını tane tane anlatabilecek var mı?
www.youtube.com
Diyelim ki tam mercek açıklığı ile bir ağaca odaklandım. Ağacın arkasındaki ev ve önündeki adam bulanık görünüyor. Neden?
Sonra ben merceğin benden tarafındaki ışığın geçtiği alanı daralttım, böylelikle ışık geniş bir açıyla değil de daha dar bir açı ile odak merkezine düştü.
Hal böyle olunca insan ve ev görünür oluyor. Nasıl? Onlar yerinde duruyor, onlardan gelen ışık yerinde duruyor, ben yerimde duruyorum, bu alan derinliği nasıl değişiyor bu tarz mercek oyunlarıyla? Mercekten geçen ışığın açısını daraltsam ne olur yine tek bir noktaya odaklanıyorum.
Veya cisme yaklaşıp uzaklaşarak da alan derinliğini artırıp azaltabiliyorum. Lens camı ile odak noktası arasındaki mesafeyi artırarak da...
Işığın, merceklerin ve odak mekanizmasının bu dansını tane tane anlatabilecek var mı?
Selamlar herkese, uzun yıllar crop sensör makine kullandım, en son da fujifilm x-t5 e geçtim çünkü elimde fuji lensleri vardı.
Bu makine de crop yani aps-c sensöre sahip ama benzer fiyatlara sony'de a7 full frame makineler de var.
Full frame daha iyidir diye bir bilgi var kafamda ama doğrulayamıyorum. Geçmeli miyim, gerçekten ihtiyacım var mı emin değilim. Genelde sokak fotoğrafçılığı, portre, manzara ve şimdi eşimden dolayı makro lens aldık insanların dişlerini çekiyoruz.
Full frame e geçsek ne değişir onu anlayamıyorum. Yani evet daha geniş bir sensör daha geniş bir alandan ışık alıyor, crop sensör onu kırpmış oluyor... ama bunu dengeleyebiliyoruz?
Mesela diyelim ki elimde ff bir makine var ve 50mm f2 lens ile portre çekiyorum.
Aynı değerleri crop sensörde 32mm f1.4 lens kullanarak alamıyor muyum? Teknik olarak alabiliyorum çünkü crop factor x1.5 ve çarpınca aynı oranları veriyor işte.
Ayrıca mesela full frame o makine 24mp, fuji 40mp.
Yani ben zaten istediğim açıları ve ışığı lensler ile elde edebiliyorum. Benim ff e geçmeyerek kaçırdığım ne var? Daha yüksek iso performansı deniliyor, ama zaten 12k ların üstüne çıkmıyorum.
Onun dışında ne avantajı var ff sensörün?
Bu makine de crop yani aps-c sensöre sahip ama benzer fiyatlara sony'de a7 full frame makineler de var.
Full frame daha iyidir diye bir bilgi var kafamda ama doğrulayamıyorum. Geçmeli miyim, gerçekten ihtiyacım var mı emin değilim. Genelde sokak fotoğrafçılığı, portre, manzara ve şimdi eşimden dolayı makro lens aldık insanların dişlerini çekiyoruz.
Full frame e geçsek ne değişir onu anlayamıyorum. Yani evet daha geniş bir sensör daha geniş bir alandan ışık alıyor, crop sensör onu kırpmış oluyor... ama bunu dengeleyebiliyoruz?
Mesela diyelim ki elimde ff bir makine var ve 50mm f2 lens ile portre çekiyorum.
Aynı değerleri crop sensörde 32mm f1.4 lens kullanarak alamıyor muyum? Teknik olarak alabiliyorum çünkü crop factor x1.5 ve çarpınca aynı oranları veriyor işte.
Ayrıca mesela full frame o makine 24mp, fuji 40mp.
Yani ben zaten istediğim açıları ve ışığı lensler ile elde edebiliyorum. Benim ff e geçmeyerek kaçırdığım ne var? Daha yüksek iso performansı deniliyor, ama zaten 12k ların üstüne çıkmıyorum.
Onun dışında ne avantajı var ff sensörün?
ISO, shutter speed, aperture falan elle ayarlamak istiyorum. Video tarafı için uygulamalar buldum elle bir şeyler yapmaya izin veriyor ama fotoğraf için denk gelemedim. Kendi uygulaması yapmıyor. Harici bir uygulama ile yapan var mı free?
Bir lens alacaktım da adam satmaktan vazgeçmiş. Neden vazgeçtiniz dedim 2 aydır favorilerdeydi.. valla normalde hobi için almıştım ama şimdi ürün çekimleri için kullanıyorum güzel kazandırıyor dedi.
Ben de teşekkür ettim başka yerde buldum aynısını. Bizim kullanım amacımız farklı olacak ama ekipmanları almışken başka iş yoksa çekeriz cıncık boncuk ne olacak.
Fakat şeyi anlamadım bu insanlar bu müşteriyi nereden buluyor? Yani ben antepteyim ya burada bulmam lazım ya da bana ürünleri kargolayacak (tabi o kadar uğraşacağı için piyasanın biraz altında fiyat vermem gerekebilir) sonra ben çekip geri gönderirim.
Ben sahibindene mi ilan açayım, bu üreticiler, satıcılar, toptancılar falan nerede aratıyorlar da buluyor bu hizmeti ona göre orada ilan açayım, piyasaya bakayım.
Ben de teşekkür ettim başka yerde buldum aynısını. Bizim kullanım amacımız farklı olacak ama ekipmanları almışken başka iş yoksa çekeriz cıncık boncuk ne olacak.
Fakat şeyi anlamadım bu insanlar bu müşteriyi nereden buluyor? Yani ben antepteyim ya burada bulmam lazım ya da bana ürünleri kargolayacak (tabi o kadar uğraşacağı için piyasanın biraz altında fiyat vermem gerekebilir) sonra ben çekip geri gönderirim.
Ben sahibindene mi ilan açayım, bu üreticiler, satıcılar, toptancılar falan nerede aratıyorlar da buluyor bu hizmeti ona göre orada ilan açayım, piyasaya bakayım.
Babam için arabasında kullanmalık bir usb hazırlayacağım ama youtube to mp3 siteleri bana pek kullanışlı gelmedi reklamdan geçilmiyor, bazen saçma dosyalar iniyor virüs de olabilir.
düzgün bir eklenti, düzgün bir site, düzgün bir uygulama...
bileniniz varsa yazabilir mi? çünkü en güzeli sanatçıyı yazayım teker teker seçeyim kuyruğa alsın indirsin yani.
düzgün bir eklenti, düzgün bir site, düzgün bir uygulama...
bileniniz varsa yazabilir mi? çünkü en güzeli sanatçıyı yazayım teker teker seçeyim kuyruğa alsın indirsin yani.
Selamlar duyuru, sizden bir ricam var. Eşim için bir video içerik kurgulamaya çalışıyorum. Şimdi meşhur oldu biliyorsunuz psikologlar, diyetisyenler, haberciler... oturuyorlar ambiyansı hoş yerlere, soru cevap yapıyorlar.
Biz de eksik kalmayalım dedik. Fakat güzel sorular hazırlamam lazım.
Mesela implant yaptırırken marka önemli mi, menşei önemli mi yoksa yapan doktor iyi olsun da hangisi olursa olsun mu demeliyiz... gibi.
Ya da diş fırçalama ile ilgili basit bir soru da olabilir. Aklınıza gelen, gerçekten merak ettiğiniz sorular varsa aşağıya yazar mısınız?
Biz de eksik kalmayalım dedik. Fakat güzel sorular hazırlamam lazım.
Mesela implant yaptırırken marka önemli mi, menşei önemli mi yoksa yapan doktor iyi olsun da hangisi olursa olsun mu demeliyiz... gibi.
Ya da diş fırçalama ile ilgili basit bir soru da olabilir. Aklınıza gelen, gerçekten merak ettiğiniz sorular varsa aşağıya yazar mısınız?
www.youtube.com
Ben küçükken bunun türkçe sözlü bir versiyonu dinlediğime aşırı eminim ama tam olarak uyan bir şarkı bulamadım.
Gitarla çalıp söyleyeceğim de... Direkt türkçesi varsa onu çalıcam çünkü maksat ezgisi güzel zaten.
Çocuk şarkılarından "kırlara doğru" var. "bekler bizi arkadaşlar" diye de bilirsiniz belki. Ona çok benzettim ama onu mu hatırlıyorum acaba?
www.youtube.com
www.youtube.com
Bir de şöyle bir şey buldum ama sjdfsfjdg söz ve klip pekeke prodüksiyonluğunda hazırlanmış sanırım bunu söylersem içeri alabilirler.
www.youtube.com
Başka bilen var mı?
Ha bir de bulamazsak... Rusça bilen bir arkadaşlar şu sözlerin türkçe okunuşunu yazabilirler mi :3 Bazıları direkt okunuyor ama kimisi biraz tuhaf.
Rasvetali yabloni y grushi
Paplili tumane nod rekoy
Wehadi-ila na berig Katyusha
Navisog y bereg na krutoy
Wehadi-ila na berig Katyusha
Navisog y bereg na krutoy
Wehadila pesnu zavadila
Pra stepnova sizava arla
Pratavo-o katorava yobila
Pra tavo chipisma beregla
Pratavo-o katorava yobila
Pra tavo chipisma beregla
Oy ti pesnya pesanka devishya
Ti letiza yasnim sonsem slied
I baitsu-una dalnempa granishye
Ot Katushi pieredai priviet
I baitsu-una dalnempa granishye
Ot Katushi pieredai priviet
Pooshton spomnyet devoshku prostuyu
Pooshtis slishet kakana poyot
Pooshton ze-emlyu berezhyot rod nuyu
Ahl yubov Katyusha sbierezhyot
Pooshton ze-emlyu berezhyot rod nuyu
Ahl yubov Katyusha sbierezhyot
Ben küçükken bunun türkçe sözlü bir versiyonu dinlediğime aşırı eminim ama tam olarak uyan bir şarkı bulamadım.
Gitarla çalıp söyleyeceğim de... Direkt türkçesi varsa onu çalıcam çünkü maksat ezgisi güzel zaten.
Çocuk şarkılarından "kırlara doğru" var. "bekler bizi arkadaşlar" diye de bilirsiniz belki. Ona çok benzettim ama onu mu hatırlıyorum acaba?
www.youtube.com
www.youtube.com
Bir de şöyle bir şey buldum ama sjdfsfjdg söz ve klip pekeke prodüksiyonluğunda hazırlanmış sanırım bunu söylersem içeri alabilirler.
www.youtube.com
Başka bilen var mı?
Ha bir de bulamazsak... Rusça bilen bir arkadaşlar şu sözlerin türkçe okunuşunu yazabilirler mi :3 Bazıları direkt okunuyor ama kimisi biraz tuhaf.
Rasvetali yabloni y grushi
Paplili tumane nod rekoy
Wehadi-ila na berig Katyusha
Navisog y bereg na krutoy
Wehadi-ila na berig Katyusha
Navisog y bereg na krutoy
Wehadila pesnu zavadila
Pra stepnova sizava arla
Pratavo-o katorava yobila
Pra tavo chipisma beregla
Pratavo-o katorava yobila
Pra tavo chipisma beregla
Oy ti pesnya pesanka devishya
Ti letiza yasnim sonsem slied
I baitsu-una dalnempa granishye
Ot Katushi pieredai priviet
I baitsu-una dalnempa granishye
Ot Katushi pieredai priviet
Pooshton spomnyet devoshku prostuyu
Pooshtis slishet kakana poyot
Pooshton ze-emlyu berezhyot rod nuyu
Ahl yubov Katyusha sbierezhyot
Pooshton ze-emlyu berezhyot rod nuyu
Ahl yubov Katyusha sbierezhyot
Az önce Oğuz Aksaç dinlerken alttaki yorumları okuyordum. Birisi neden ayrıldınız falan demiş.
Sonra ben de düşündüm, bende böyle bir bilgi yok.
Oğuz Aksaç sözlüğe gelmiş soru-cevap yapmışlar. Orada da neden ayrıldınız tekrar bir araya gelme veya müzik yapma durumunuz olur mu falan diye sorulmuz.
Oğuz Aksaç da sevmediğim insanlarla sevdiğim işi yapmak istemiyorum demiş.
İnterneti de taradım, tam olarak "şu yüzden" gibi bir cevap bulamadım.
Yani sen grup kurmaya karar verdiysen bir yerde seviyormuşsun demek ki sonra ne oldu da sevmediler birbirlerini bilen var mı?
Sonra ben de düşündüm, bende böyle bir bilgi yok.
Oğuz Aksaç sözlüğe gelmiş soru-cevap yapmışlar. Orada da neden ayrıldınız tekrar bir araya gelme veya müzik yapma durumunuz olur mu falan diye sorulmuz.
Oğuz Aksaç da sevmediğim insanlarla sevdiğim işi yapmak istemiyorum demiş.
İnterneti de taradım, tam olarak "şu yüzden" gibi bir cevap bulamadım.
Yani sen grup kurmaya karar verdiysen bir yerde seviyormuşsun demek ki sonra ne oldu da sevmediler birbirlerini bilen var mı?
Yani neden kızıyoruz ki? Onların kendi başlarına bir şeyleri düşündüğünü, planladığını, kurguladığını falan düşünürseniz, evet odağınız onlar olabilir ama bu adamlar bakkal bile yönetemeyecek adamlar. Birileri tarafından getirildiler, birileri tarafından yönlendiriliyorlar.
En son baktım mesela gündeme, anayasayı değiştireceklermiş. Tam sövecektim dedim ki zaten plan bu değil miydi. Atatürk'ün engellediği gidişatı tekrar yaratmak. Sanki başkası gelse, ona yaptıramayacaklar mı? Türkiye için çizilmiş bir yol var, buna kim engel olabilir mevcut düzende?
Zaten yıllardır baş kaldıranlar öldürüldü, ordu zayıflatıldı, adalet kalmadı, eğitim bitirildi, demagojik yapı değiştirildi araplar ülkeye getirildi, cumhurbaşkanına tüm yetkiler verildi... Bu adamlar bunları tek başlarına düşünüp de sistematik bir şekilde bu kadar "kötülük" yapamazlar. Yakında anayasa da değişir, şeriat da gelir, suriyeliler parti de kurar, kürtler özerk olur.....
Halka da kızamıyorum cahildi cahil gidiyorlar, hak ediyorlar.
O yüzden kızamıyorum artık bir şeylere, ne yapmak lazım onu da bilmiyorum kaderimize boyun eğeceğiz herhalde?
En son baktım mesela gündeme, anayasayı değiştireceklermiş. Tam sövecektim dedim ki zaten plan bu değil miydi. Atatürk'ün engellediği gidişatı tekrar yaratmak. Sanki başkası gelse, ona yaptıramayacaklar mı? Türkiye için çizilmiş bir yol var, buna kim engel olabilir mevcut düzende?
Zaten yıllardır baş kaldıranlar öldürüldü, ordu zayıflatıldı, adalet kalmadı, eğitim bitirildi, demagojik yapı değiştirildi araplar ülkeye getirildi, cumhurbaşkanına tüm yetkiler verildi... Bu adamlar bunları tek başlarına düşünüp de sistematik bir şekilde bu kadar "kötülük" yapamazlar. Yakında anayasa da değişir, şeriat da gelir, suriyeliler parti de kurar, kürtler özerk olur.....
Halka da kızamıyorum cahildi cahil gidiyorlar, hak ediyorlar.
O yüzden kızamıyorum artık bir şeylere, ne yapmak lazım onu da bilmiyorum kaderimize boyun eğeceğiz herhalde?
Borçlarım azaldığı için artık kenara altın atayım diyorum ama yastık altı yapmak pek güvenli gelmiyor.
Son yıllarda altınlarını bankaya veren veya hiç altın vermeden sanal olarak alanlar falan duyuyorum. Bunun tam olayı nedir, değer olarak çok kayıp oluyor mu?
En mantıklısı hangi banka? Mevcutta kullandığım bankalar; iş ve yapı kredi ama qnb finans, enpara ve ziraatte de hesabım var.
Oturduğum yerden en rahat altın birikimi yapabileceğim yöntem hangisidir?
Bir de bu birikimi aynı zamanda faize de yatırabiliyor muyuz?
Son yıllarda altınlarını bankaya veren veya hiç altın vermeden sanal olarak alanlar falan duyuyorum. Bunun tam olayı nedir, değer olarak çok kayıp oluyor mu?
En mantıklısı hangi banka? Mevcutta kullandığım bankalar; iş ve yapı kredi ama qnb finans, enpara ve ziraatte de hesabım var.
Oturduğum yerden en rahat altın birikimi yapabileceğim yöntem hangisidir?
Bir de bu birikimi aynı zamanda faize de yatırabiliyor muyuz?
Satılık Fujifilm X-T1 Graphite Edition Prof. Fotoğraf Makinesi
ananiyimioguz #1592561
Selamlar, geçenlerde yine başlık acmistim ama elimde fotograf veya ilan yoktu. Simdi hepsini ayarladim bakabilirsiniz.
İlan: shbd.io
Örnek fotoğraflar: www.flickr.com
İlan: shbd.io
Örnek fotoğraflar: www.flickr.com
Yurt dışında otobüs/otel ayırtır gibi ayırtıyorsunuz, ona göre yolculuk başlıyor. Tamamlanırsa para diğer tarafa geçiyor. Sorun çıkarsa da tekrar size geliyor. Tabi sistem bir miktar da komisyonunu alıyor.
Tr de bu şekilde bir sistem yok. Elden dönüyor her şey. Uygulama nasıl kazanıyor onu da anlamıyorum. Sanki adamların sosyal sorumluluk projesiyiz.
Hal böyle olunca arac sahibi gidicem diyor gitmiyor. yolcu, gelicem diyor gelmiyor. Sen de mal gibi ortada kalıyorsun sürücü de olsan yolcu da olsan.
Önden para istesen, hayırdır kardeşim sen dolandırıcı mısın derler.
Mesela bir ara haftasonu ankaraya gitmem gerekiyor ama acelem yok. Normalde otobüs/uçak kullanıcam ama yolcu çıkarsa yakıtı çıkarırım en azından kendi aracımla giderim diyorum.
Adam arıyor 3 kişi gelebilir miyiz diyor, kesin gelecek misiniz bakın ayırıcam yeri diyorum, evet diyor. Günün sabahı yola çıkıcaz, akşamdan mesaj atıyor gelemiyorum işim çıktı diye.
Ulan pez***** ben sana göre kendimi ayarlamışım plan yapmışım boş gideceksem ne anladım.
Veya yolcuyum, adanaya gitmem lazım. başka yerden bilet almıyorum blablacar buldum diye. adamla anlaşıyoruz. tam o gün geliyor ben gidemiycem diyor tüm yolcular mal gibi ortada kalıyor.
Bunun için bir taktik/çözüm öneriniz var mı?
Tr de bu şekilde bir sistem yok. Elden dönüyor her şey. Uygulama nasıl kazanıyor onu da anlamıyorum. Sanki adamların sosyal sorumluluk projesiyiz.
Hal böyle olunca arac sahibi gidicem diyor gitmiyor. yolcu, gelicem diyor gelmiyor. Sen de mal gibi ortada kalıyorsun sürücü de olsan yolcu da olsan.
Önden para istesen, hayırdır kardeşim sen dolandırıcı mısın derler.
Mesela bir ara haftasonu ankaraya gitmem gerekiyor ama acelem yok. Normalde otobüs/uçak kullanıcam ama yolcu çıkarsa yakıtı çıkarırım en azından kendi aracımla giderim diyorum.
Adam arıyor 3 kişi gelebilir miyiz diyor, kesin gelecek misiniz bakın ayırıcam yeri diyorum, evet diyor. Günün sabahı yola çıkıcaz, akşamdan mesaj atıyor gelemiyorum işim çıktı diye.
Ulan pez***** ben sana göre kendimi ayarlamışım plan yapmışım boş gideceksem ne anladım.
Veya yolcuyum, adanaya gitmem lazım. başka yerden bilet almıyorum blablacar buldum diye. adamla anlaşıyoruz. tam o gün geliyor ben gidemiycem diyor tüm yolcular mal gibi ortada kalıyor.
Bunun için bir taktik/çözüm öneriniz var mı?
(3)
Bir telefon, belirlenen konumdan hareket edince ücretsiz bildirim gelsin?
ananiyimioguz #1592318
Kullanmadığım bir android telefonumu, motosikletimin sele altına koymak istiyorum. İçerisine şirketin verdiği data hattını takacağım, yani internetle ilgili bir sıkıntı olmayacak.
GPS cihazlarına ve sistemlerine para vermek istemiyorum yani anlayacağınız.
Bu şekilde asıl telefonuma bildirim atacak bir uygulama var mıdır?
Ebeveyn denetimi uygulamaları bunu yapıyordur ama genelde bulduklarım ücretli.
En kötü makro yazıcam diğer telefona ona göre kendime bir şekilde bildirim attırmaya çalışırım... ama başka çözüm varsa diye bir sorayım dedim.
GPS cihazlarına ve sistemlerine para vermek istemiyorum yani anlayacağınız.
Bu şekilde asıl telefonuma bildirim atacak bir uygulama var mıdır?
Ebeveyn denetimi uygulamaları bunu yapıyordur ama genelde bulduklarım ücretli.
En kötü makro yazıcam diğer telefona ona göre kendime bir şekilde bildirim attırmaya çalışırım... ama başka çözüm varsa diye bir sorayım dedim.
Arkadaşlar bu markaların genelde öyle uygun ürünlerini görüyorum ki yani ben o fiyata öğle yemeği yiyemiyorum adamlar başka markaların 1000 liraya sattığı elektronik ürünü 300 liraya satıyorlar mesela. Ya sen bu parayla ne arge yapıyosun, nasıl lojistiğini yapıyorsun, nasıl depoda tutuyorsun, nasıl servis desteği veriyorsun...
Ve işte oranlarsak genelde çeyrek fiyatına falan satıyorlar. Normalde düzgün markalarda 4000 ise bunlarda 1000 e görüyorum.
Tamam büyük ihtimalle malzeme kalitesi kötüdür, belki çabuk bozuluyordur, daha dikkatli kullanmak gerekiyordur...
Ama bir kaçı var bende mesela simbo nun filtre kahve makinasını yıllardır kullanıyorum, tamam basit duruyor tırt duruyor ama düzgün kullanınca gayet amacına hizmet ediyor.
Veya kiwi nin buharlı el ütüsünü çok görüyorum, 700 lira falan ama baya da seviliyormuş kullanılıyormuş.
Adamların 250 liraya şarjlı damacana pompası var. Yahu bunun plastiği, bataryası, devresi, hortumu, motoru falan... sen bunu nasıl bu fiyata satıyorsun çok aklım almıyor güncel kurlarla düşünürsek.
Bunlar türkiyede mi üretim yapıyor yoksa çinden birkaç euro ya getirtip marka mı basıyorlar?
Hepsini geçtim asıl merak ettiğim şu, bunların plastiği, kanserojen falan olmasın? Bunu bizim kurumlar denetliyor mudur?
Ve işte oranlarsak genelde çeyrek fiyatına falan satıyorlar. Normalde düzgün markalarda 4000 ise bunlarda 1000 e görüyorum.
Tamam büyük ihtimalle malzeme kalitesi kötüdür, belki çabuk bozuluyordur, daha dikkatli kullanmak gerekiyordur...
Ama bir kaçı var bende mesela simbo nun filtre kahve makinasını yıllardır kullanıyorum, tamam basit duruyor tırt duruyor ama düzgün kullanınca gayet amacına hizmet ediyor.
Veya kiwi nin buharlı el ütüsünü çok görüyorum, 700 lira falan ama baya da seviliyormuş kullanılıyormuş.
Adamların 250 liraya şarjlı damacana pompası var. Yahu bunun plastiği, bataryası, devresi, hortumu, motoru falan... sen bunu nasıl bu fiyata satıyorsun çok aklım almıyor güncel kurlarla düşünürsek.
Bunlar türkiyede mi üretim yapıyor yoksa çinden birkaç euro ya getirtip marka mı basıyorlar?
Hepsini geçtim asıl merak ettiğim şu, bunların plastiği, kanserojen falan olmasın? Bunu bizim kurumlar denetliyor mudur?
Duyurunun balık gurlarına ufak bir sorum var.
Geçenlerde ilk defa palamut alıp ızgara yaptık. Tadına da bayıldık ama balıkta böyle limon sıkılmış gibi bir tat vardı etinde.
Ve aksi gibi bu daha çok hoşumuza gitti sdfksg
Ama internette bununla ilgili hiç bir şey bulamadım.
Chat gpt palamutta böyle bir tat olması normal değildir saklama koşullarıyla ilgili olabilir diyor.
İnternette de palamut çok pişirilmez diyor. Ama pişirilirse ne olur demiyor ben biraz çok pişirmiş olabilirim. Acaba öyle yapınca birşey mi açığa çıkıyor?
Balığı yerken aldığım balıkçıyı aradım, abi normal o ortasında bilmemne var limonlu gibi mayhoş bir tat çıkıyor dedi.. Biz de geçen yedik öyleydi dedi. Şuan mevsimi olduğu için besin değerlerinin omega 3 ünün falan en yüksek olduğu zaman dedi, o yüzdendir dedi.
Ama ben hala ikna olmadım çünkü dediğim gibi bununla ilgili google da bişey çıkmıyor. Balıkta herhangi bir kokma, kötü bir tat falan yoktu. Sadece bariz bir şekilde mayhoş bir tadı vardı, limonlu gibiydi. Bir daha oradan almayayım mı yoksa normal mi ne diyorsunuz?
Geçenlerde ilk defa palamut alıp ızgara yaptık. Tadına da bayıldık ama balıkta böyle limon sıkılmış gibi bir tat vardı etinde.
Ve aksi gibi bu daha çok hoşumuza gitti sdfksg
Ama internette bununla ilgili hiç bir şey bulamadım.
Chat gpt palamutta böyle bir tat olması normal değildir saklama koşullarıyla ilgili olabilir diyor.
İnternette de palamut çok pişirilmez diyor. Ama pişirilirse ne olur demiyor ben biraz çok pişirmiş olabilirim. Acaba öyle yapınca birşey mi açığa çıkıyor?
Balığı yerken aldığım balıkçıyı aradım, abi normal o ortasında bilmemne var limonlu gibi mayhoş bir tat çıkıyor dedi.. Biz de geçen yedik öyleydi dedi. Şuan mevsimi olduğu için besin değerlerinin omega 3 ünün falan en yüksek olduğu zaman dedi, o yüzdendir dedi.
Ama ben hala ikna olmadım çünkü dediğim gibi bununla ilgili google da bişey çıkmıyor. Balıkta herhangi bir kokma, kötü bir tat falan yoktu. Sadece bariz bir şekilde mayhoş bir tadı vardı, limonlu gibiydi. Bir daha oradan almayayım mı yoksa normal mi ne diyorsunuz?
Biz geçen hanimla yeni kesfettik bu kanali arada uzanip izliyoruz, seyri cok guzel.
Fakat benim kafama şu takildi, sizce bu hangi video kamerayla cekiliyor?
youtube.com
Edit: imla
Fakat benim kafama şu takildi, sizce bu hangi video kamerayla cekiliyor?
youtube.com
Edit: imla
Selamlar, mutfağımızda blender eksiği var. Aslında o tarz işler için şunu kullanıyoruz ama bu hem güçsüz kalıyor (300 watt) hem de haznesi küçük:
www.hepsiburada.com
Şöyle büyükçe bir şey olsun, sert meyveleri de doğrasın, çorba da yapsın, krep de yapsın, smoothie de yapsın, püre yapsın, buz da kırsın, badem fındık da parçalasın, tavuk da parçalasın... istiyoruz.
Şu ürün gözüme çarptı ama bunun da wattı düşük olduğu için (800w) soru cevap kısmında satıcılar öyle her şeyi yapmayabilir/tavsiye edilmez şeklinde cevap vermişler mesela kemiksiz et parçalaması konusunda.
www.hepsiburada.com
Sonra aynı markanın biraz daha güçlüsünü buldum (1400w) Sizce bu işimizi görür mü?
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Şöyle büyükçe bir şey olsun, sert meyveleri de doğrasın, çorba da yapsın, krep de yapsın, smoothie de yapsın, püre yapsın, buz da kırsın, badem fındık da parçalasın, tavuk da parçalasın... istiyoruz.
Şu ürün gözüme çarptı ama bunun da wattı düşük olduğu için (800w) soru cevap kısmında satıcılar öyle her şeyi yapmayabilir/tavsiye edilmez şeklinde cevap vermişler mesela kemiksiz et parçalaması konusunda.
www.hepsiburada.com
Sonra aynı markanın biraz daha güçlüsünü buldum (1400w) Sizce bu işimizi görür mü?
www.hepsiburada.com
Çok basit olmamak kaydı ile 10-20bin bandında önerebileceğiniz bir elektronik davul / bateri var mı?
Yify den 4k bir film indirdim. Film güzel sıkıştırılmış. 7gb falan.
Bunu vr gözlükte sinema salonu ortamında açtım, çok güzel. Fakat orada bir uygulama var bigscreen diye. Filmi oradan paylaşıp eşimle senkron bir şekilde izlemek istiyorum eşim de yanıma gelecek sinema salonunda.. ama işte oradaki oynatıcı haricen altyazı dosyası seçimine izin vermiyor.
Film ile altyazı ismini aynı yaptıp, subs klasörü altında da koydum yok görmüyor.
Benim bu altyazıyı videoya gömmem lazım.
En basitinden capcut veya imovie den deniyorum, altyazı ekliyorum ama export ederken formatı da değiştirsem, bitrate i de düşürsem yok arkadaş 15gb dan aşağı düşümüyor görüntü 4k olunca. Daha da düşürsem kalite bozulacak.
Videonun codec i bitrate i falan değişmesin, sadece altyazı eklensin istiyorum.
Ama yazı videoya gömülünce sanırım illa ki render almak gerekiyor?
Bunu dediğim şekilde renderlayacaksak da videonun boyutunu çok etkilemeyecek şekilde nasıl yapabilirim?
Bunu vr gözlükte sinema salonu ortamında açtım, çok güzel. Fakat orada bir uygulama var bigscreen diye. Filmi oradan paylaşıp eşimle senkron bir şekilde izlemek istiyorum eşim de yanıma gelecek sinema salonunda.. ama işte oradaki oynatıcı haricen altyazı dosyası seçimine izin vermiyor.
Film ile altyazı ismini aynı yaptıp, subs klasörü altında da koydum yok görmüyor.
Benim bu altyazıyı videoya gömmem lazım.
En basitinden capcut veya imovie den deniyorum, altyazı ekliyorum ama export ederken formatı da değiştirsem, bitrate i de düşürsem yok arkadaş 15gb dan aşağı düşümüyor görüntü 4k olunca. Daha da düşürsem kalite bozulacak.
Videonun codec i bitrate i falan değişmesin, sadece altyazı eklensin istiyorum.
Ama yazı videoya gömülünce sanırım illa ki render almak gerekiyor?
Bunu dediğim şekilde renderlayacaksak da videonun boyutunu çok etkilemeyecek şekilde nasıl yapabilirim?
Benim büyük teyzem bizi çok şımartırdı. Kendisi hiç evlenmedi ve çocuğu da yok. Ona rağmen öğretmen olduğu için gençlerle ve çocuklarla arası da çok iyiydi. Ailede de hemen herkes okumuş olsa da en bilgilimiz oydu.
Kuzenlerim ve benim yetiştirilirken belli kurallarımız vardı. İşte çocuk oynar koşturur ama belli yaramazlıkları yapmazdık evimizde veya dışarıda.
Ama iş teyzeme gidildiğinde değişirdi. Aman yapsınlar bırakın karışmayın, aman döksün ne olacak, aman duvarları boyasın ne olacak, aman koltukları kalemle delsinler canım ne olacak... yok ebesinin nikahı artık yani teyze!
Evinin tüm duvarları sticker, dövme, ruj, boya kaplıydı.
Şimdi ben çocukların oyunla büyüdüğünün bilincindeyim ve onlara alanlar açılmalı ama bence bu belli sınırlar içerisinde olmalı. O yüzden teyzemin davranışlarına çok katılmıyorum. Önceki duyurularımda yabancı çocukları ile bizim çocuklarımız arasındaki farkları sormuştum. Sanırım bu tarz şımartmalar çocuklar için yanlış oluyor. Teyzemin davranışını savunan var mı mesela duymak isterim.
Gel gelelim bu konu nasıl ortaya çekti, geçenlerde eşimin ailesini çağıralım dedik bayadır da misafir ağırlamıyoruz ayıp oluyor o yüzden yetişkin, çocuk falan herkesi çağırdık.
Her şey güzel çocuklar biraz canavar ama yine de tahammul sınırlarımız içinde oynuyorlar falan sorun yok.
Tutturdular eşimin tuvallerini gördüler biz de resim yapıcaz.
Allah! Eşim de bu anı bekliyormuş!
Hemen ayarladı salonun ortasında çocuklar boyalara girişti ikisi birden bir tuvalde çalışıyor. Eşim onlardan daha mutlu falan...
Neyse buraya kadar sorun yok ama tahmin edildiği üzere cozurttular, halıyı boya yaptılar, üstlerini boya yaptılar, iş koltuklara da gelecekti az kalmıştı. Eşim de diyor ki boya olsun ne olacak aman sizden değerli mi.
Neyse dedim laf etmedim bir yandan ailesi kızıyor zaten kızım ne resmi salonun ortasında diye ama eşimden destek aldılar bir kere...
Neyse iş çığırından çıkınca azar, ağlamalar, istiklal marşı ve kapanış ile konuyu kapattık uyudular falan çocuklar zaten.
Bugün eşim yarım kalan tabloya bakmış diyor ki ya ne güzel yapıyordu çocuklar keşke karışmasalardı. Ben de dedim ki çocuklar resim yapsın yapmasına da, resim yapılması için hazırlanılan bir yerde yapsınlar, salonda değil. Ayrıca sen neden kurallarını çiğniyorsun dedim.
Ne olacak canım ortalık batarsa batsın silinir falan dedi. Ayda yılda bir geliyorlar eğlensinler işte çocuk ne yapacak başka falan dedi.
Ben de bu düşüncesinin yanlış olduğunu, çocukların belli kurallar dahilinde yetiştirilmesi gerektiğini, kuralsızlık tanınacak da kuralsızlık lüksünü kullanabilecekleri bir ortamda bu hakkın verilebileceğini falan söyledim ama eşim bir yerden sonra çok uzattığım için dinlememiş olabilirsdfjdg şaka bir yana dinliyor ama nedense ona karşıt görüşte olduğumda üzülüyor sessizliğe bürünüyor.
Şimdi bu aramızdaki fikir ayrılığı, zaten uzak olduğum çocuk yapma konusunda beni iyice uzaklaştırdı.
Bu konuda sizce benim mi kendimi geliştirmem lazım yoksa eşimin mi? Bu konunun sizce "doğrusu" var mı yoksa herkes kendince haklı mı?
Bu arada duyurularımı unutmayan kitle için ufak not; siz daha hesap kitabı halledemediniz ayrılsanıza ne cocugu... demeyin biz o konuyu ortak hesap planını hayata geçirdikten sonra çözdük neyse ki. Çocuğu da yakın zamanda düşünmüyoruz hatta belki hiç... ama nedense bunu yoğun bir şekilde sorguladığım bir dönemdeyim.
Kuzenlerim ve benim yetiştirilirken belli kurallarımız vardı. İşte çocuk oynar koşturur ama belli yaramazlıkları yapmazdık evimizde veya dışarıda.
Ama iş teyzeme gidildiğinde değişirdi. Aman yapsınlar bırakın karışmayın, aman döksün ne olacak, aman duvarları boyasın ne olacak, aman koltukları kalemle delsinler canım ne olacak... yok ebesinin nikahı artık yani teyze!
Evinin tüm duvarları sticker, dövme, ruj, boya kaplıydı.
Şimdi ben çocukların oyunla büyüdüğünün bilincindeyim ve onlara alanlar açılmalı ama bence bu belli sınırlar içerisinde olmalı. O yüzden teyzemin davranışlarına çok katılmıyorum. Önceki duyurularımda yabancı çocukları ile bizim çocuklarımız arasındaki farkları sormuştum. Sanırım bu tarz şımartmalar çocuklar için yanlış oluyor. Teyzemin davranışını savunan var mı mesela duymak isterim.
Gel gelelim bu konu nasıl ortaya çekti, geçenlerde eşimin ailesini çağıralım dedik bayadır da misafir ağırlamıyoruz ayıp oluyor o yüzden yetişkin, çocuk falan herkesi çağırdık.
Her şey güzel çocuklar biraz canavar ama yine de tahammul sınırlarımız içinde oynuyorlar falan sorun yok.
Tutturdular eşimin tuvallerini gördüler biz de resim yapıcaz.
Allah! Eşim de bu anı bekliyormuş!
Hemen ayarladı salonun ortasında çocuklar boyalara girişti ikisi birden bir tuvalde çalışıyor. Eşim onlardan daha mutlu falan...
Neyse buraya kadar sorun yok ama tahmin edildiği üzere cozurttular, halıyı boya yaptılar, üstlerini boya yaptılar, iş koltuklara da gelecekti az kalmıştı. Eşim de diyor ki boya olsun ne olacak aman sizden değerli mi.
Neyse dedim laf etmedim bir yandan ailesi kızıyor zaten kızım ne resmi salonun ortasında diye ama eşimden destek aldılar bir kere...
Neyse iş çığırından çıkınca azar, ağlamalar, istiklal marşı ve kapanış ile konuyu kapattık uyudular falan çocuklar zaten.
Bugün eşim yarım kalan tabloya bakmış diyor ki ya ne güzel yapıyordu çocuklar keşke karışmasalardı. Ben de dedim ki çocuklar resim yapsın yapmasına da, resim yapılması için hazırlanılan bir yerde yapsınlar, salonda değil. Ayrıca sen neden kurallarını çiğniyorsun dedim.
Ne olacak canım ortalık batarsa batsın silinir falan dedi. Ayda yılda bir geliyorlar eğlensinler işte çocuk ne yapacak başka falan dedi.
Ben de bu düşüncesinin yanlış olduğunu, çocukların belli kurallar dahilinde yetiştirilmesi gerektiğini, kuralsızlık tanınacak da kuralsızlık lüksünü kullanabilecekleri bir ortamda bu hakkın verilebileceğini falan söyledim ama eşim bir yerden sonra çok uzattığım için dinlememiş olabilirsdfjdg şaka bir yana dinliyor ama nedense ona karşıt görüşte olduğumda üzülüyor sessizliğe bürünüyor.
Şimdi bu aramızdaki fikir ayrılığı, zaten uzak olduğum çocuk yapma konusunda beni iyice uzaklaştırdı.
Bu konuda sizce benim mi kendimi geliştirmem lazım yoksa eşimin mi? Bu konunun sizce "doğrusu" var mı yoksa herkes kendince haklı mı?
Bu arada duyurularımı unutmayan kitle için ufak not; siz daha hesap kitabı halledemediniz ayrılsanıza ne cocugu... demeyin biz o konuyu ortak hesap planını hayata geçirdikten sonra çözdük neyse ki. Çocuğu da yakın zamanda düşünmüyoruz hatta belki hiç... ama nedense bunu yoğun bir şekilde sorguladığım bir dönemdeyim.
Bazen markette kasada beklerken veya tam kasadan ayrılacakken kucuk bir çocuğun parasinin yetmediği durumlar oluyor. O da üzülüyor, ya bırakıyor ya da değiştiriyor falan. Araya girip üstünü ödemek istiyorum. Ama bu cocugun gelisimi acisindan saglikli midir bilemedim. Yani pedagojik acindan saglikli midir? Bu bir öğrenme süreci aşamasıdır ve karışmamak mı lazım? Ama yardim etsem mutlu olacak ve iyiliği de görecek, ileride o da birisine yardim edecek belki. Nasil davranmak lazim?
Bazı rutin işlerim var sadece mouse kullanıp belli şeyler yapmak gerekiyor.
Ama ekran stabil değil. Tıklama olayları ve yapılan iş çok benzer olsa da, arayüz aynı değil. O yüzden işi bir otomasyona dökmek kendim kodlayarak zor olur.
Onun yerine ekranı analiz edip, tanıyıp, mantık yürütüp tıklamalar yapabilen bir araç olsa çok güzel olacak.
Nasıl ki şuan chatgpt ye bir data verip şunu şunu yap diyoruz,
Aynı şekilde ekranı görme izni ve mouse kullanım izni vereceğiz -geçici olarak- oda verilen işleri yapsın işte.
Sürekli bir görüntü tanılama gerekiyor, muhakkak biraz maliyetli olur ama belki vardır böyle bir araç, biliyor musunuz?
Ama ekran stabil değil. Tıklama olayları ve yapılan iş çok benzer olsa da, arayüz aynı değil. O yüzden işi bir otomasyona dökmek kendim kodlayarak zor olur.
Onun yerine ekranı analiz edip, tanıyıp, mantık yürütüp tıklamalar yapabilen bir araç olsa çok güzel olacak.
Nasıl ki şuan chatgpt ye bir data verip şunu şunu yap diyoruz,
Aynı şekilde ekranı görme izni ve mouse kullanım izni vereceğiz -geçici olarak- oda verilen işleri yapsın işte.
Sürekli bir görüntü tanılama gerekiyor, muhakkak biraz maliyetli olur ama belki vardır böyle bir araç, biliyor musunuz?
Satılık 4. Levent metroya yakın 4+1 dubleks çatı katı ev
ananiyimioguz #1590576
Ev emniyetevleri mahallesinde, 140 m2 krediye uygun.
Fiyat eşyalı 7.5 ama eşyasız + pazarlık 7 gibi düşünüyoruz.
Bina 10 yıllık, düşünen olursa iletişime geçebilir.
Şu an evde kiracı var, temmuzda bitiyor sözleşmesi.
Genç bir arkadaş, banka çalışanı. Sözleşmeleri yıllık yapıyoruz. 2 ay önce yeniledik.
Kira getirisi şu an 28bin ama kiracı evi 2+1 olarak kullanabiliyor. Çünkü alamadığımız eşyalarımız vardı bazı odalar kilitli.
4+1 olarak kirayı 40 olarak düşünün. Seneye ne olur bilmiyorum, kiracılı olarak devam etmek isterseniz de üzmez.
İstemezseniz kiracı zaten ben de çıkabilirim belki öncesinde ama satılır da alan kişi gelirse mecbur ona göre ayarlarım kendimi dedi.
Eve geçme durumunuz en erken 10 ay sonra olabilir gibi duruyor sadece tek handikapı bu.
Fiyat eşyalı 7.5 ama eşyasız + pazarlık 7 gibi düşünüyoruz.
Bina 10 yıllık, düşünen olursa iletişime geçebilir.
Şu an evde kiracı var, temmuzda bitiyor sözleşmesi.
Genç bir arkadaş, banka çalışanı. Sözleşmeleri yıllık yapıyoruz. 2 ay önce yeniledik.
Kira getirisi şu an 28bin ama kiracı evi 2+1 olarak kullanabiliyor. Çünkü alamadığımız eşyalarımız vardı bazı odalar kilitli.
4+1 olarak kirayı 40 olarak düşünün. Seneye ne olur bilmiyorum, kiracılı olarak devam etmek isterseniz de üzmez.
İstemezseniz kiracı zaten ben de çıkabilirim belki öncesinde ama satılır da alan kişi gelirse mecbur ona göre ayarlarım kendimi dedi.
Eve geçme durumunuz en erken 10 ay sonra olabilir gibi duruyor sadece tek handikapı bu.
Selamlar şu şekilde 130m2 bir alan var. İş yerinin üstü komple bu şekilde kaplı. Fotoğrafta gözükmüyor ama sola doğru uzunca devam ediyor. Sadece merdivenle çıkılan yerde (fotoğrafta sağda kalıyor) ufak bir asma balkon gibi bir yer bırakmışlar. Kalanı böyle. İş yeri zemin katta. -1 de de deposu var. Üst katı da yaparsak 3 katlı gibi olabilir.
hizliresim.com
1 - Burayı komple kapatıp iş yerini 2 katlı hale getirsek? Yasal mıdır?
Yani bir yere bildirmemiz gerekiyorsa bildiririz yeni planı ama tapusal anlamda bir maliyeti çıkar mı? Veya bildirmeye gerek var mı?
2 - Sanırım çelik konstrüksiyonlarla kapatılıp üstüne zemin yapılması gerekiyor. Duvarları da alçıpanla değil de düzgün bir şekilde yapmak lazım sesi fazla geçirmesin yani.
Bu şekilde 130m2 alanı kapatmak aşağı yukarı neye mal olur? Zemin yapıldıktan sonra aşağı katın ışıklandırmaları tekrar yerleştirilecek + üst katın da tavanını elden geçirmek gerekecek.
500bin i bulur mu tüm bu masraflar?
Bonus soru: üst katı ev gibi dizayn etsek bir sıkıntı olur mu :D
Normalde ev de kiralık iş yeri de kiralık. Ama biraz mal mülk satıp iş yerini satın alabiliriz, satıyormuş sahibi. Alıp böyle bir aksiyona girsek mi onu düşünüyorum. Üst katına da yerleşiriz, mis. Hem ev kirasından hem iş yeri kirasından kurtuluruz. Yeri güzel, bina 4 yıllık falan, yeni. Köşe başı bir yer. Deposu da var en altta bi 130m2 daha. Yani güzel bir yatırım olabilir gibi geldi.
hizliresim.com
1 - Burayı komple kapatıp iş yerini 2 katlı hale getirsek? Yasal mıdır?
Yani bir yere bildirmemiz gerekiyorsa bildiririz yeni planı ama tapusal anlamda bir maliyeti çıkar mı? Veya bildirmeye gerek var mı?
2 - Sanırım çelik konstrüksiyonlarla kapatılıp üstüne zemin yapılması gerekiyor. Duvarları da alçıpanla değil de düzgün bir şekilde yapmak lazım sesi fazla geçirmesin yani.
Bu şekilde 130m2 alanı kapatmak aşağı yukarı neye mal olur? Zemin yapıldıktan sonra aşağı katın ışıklandırmaları tekrar yerleştirilecek + üst katın da tavanını elden geçirmek gerekecek.
500bin i bulur mu tüm bu masraflar?
Bonus soru: üst katı ev gibi dizayn etsek bir sıkıntı olur mu :D
Normalde ev de kiralık iş yeri de kiralık. Ama biraz mal mülk satıp iş yerini satın alabiliriz, satıyormuş sahibi. Alıp böyle bir aksiyona girsek mi onu düşünüyorum. Üst katına da yerleşiriz, mis. Hem ev kirasından hem iş yeri kirasından kurtuluruz. Yeri güzel, bina 4 yıllık falan, yeni. Köşe başı bir yer. Deposu da var en altta bi 130m2 daha. Yani güzel bir yatırım olabilir gibi geldi.
Sözlükte de çok konu oluyor yabancı turist çocucug versus bizim ulkenin cocuklari diye.
Gerci ulkemizde de egitimsiz ailelerde hep bir bagirti, ciglik, gurultu, kufur duyulurken
Daha gelismis, eğitimin yuksek oldugu mahallelerde sessizlik hakimdir bilirsiniz.
O yuzden yabanci aileler ozelinde sormayayim.
Demek ki bagirmak veya dayak falan ise yaramiyor cocuklar yamyam gibi.
Oyleyse ne yapiliyor? Cezalar mi oluyor? Yasaklar mı oluyor? Yoksa cocuklariyla birebir ilgileniyorlar mı?
Madde madde bildiklerinizi yazar misiniz?
Gerci ulkemizde de egitimsiz ailelerde hep bir bagirti, ciglik, gurultu, kufur duyulurken
Daha gelismis, eğitimin yuksek oldugu mahallelerde sessizlik hakimdir bilirsiniz.
O yuzden yabanci aileler ozelinde sormayayim.
Demek ki bagirmak veya dayak falan ise yaramiyor cocuklar yamyam gibi.
Oyleyse ne yapiliyor? Cezalar mi oluyor? Yasaklar mı oluyor? Yoksa cocuklariyla birebir ilgileniyorlar mı?
Madde madde bildiklerinizi yazar misiniz?
Selamlar duyuru, biraz kafa açmaya geldim.
Hemen her dinde yaratıcının kudretinden, gücünden, bağışlayıcı/affedici olmasından ve ona inanları mükafatlandıracağından falan bahsedilir.
Tabi ben şahsen dinin de ilkel olandan en az çürütülebilene doğru insanlar tarafından evrimleştirildiğini düşünüyorum ama sorum biraz inananlara aslında.
Allah, yaratıcı, tanrı.. artık ne diyorsanız, ya bizim kafamızda oluşan "iyi" den çok uzakta ve tam anlamıyla "kötü" bir karakterse? Yani şeytandan bile kötü bir varlık düşünün. Sonuçta onu da o yaratmadı mı? Şuan tüm sıfatlar o tarz bir boyutta anlamsız kalacaktır fakat demek istediğim şu aslında;
Tanrının bize kendini tanıttığı bir hal var ya. Ya aslında onun tam tersiyse ve sadece bu şekilde bilinmek için kurguladıysa bu düzeni? Olamaz mı? Olabilir.
Belki kaostan, acılardan besleniyor ama bizim tam tersi şekilde düşünüp inanmamızı istiyor olamaz mı? Bunun böyle olup olmadığı hakkında net bir kanı var mı elimizde? Bence yok.
Hemen her dinde yaratıcının kudretinden, gücünden, bağışlayıcı/affedici olmasından ve ona inanları mükafatlandıracağından falan bahsedilir.
Tabi ben şahsen dinin de ilkel olandan en az çürütülebilene doğru insanlar tarafından evrimleştirildiğini düşünüyorum ama sorum biraz inananlara aslında.
Allah, yaratıcı, tanrı.. artık ne diyorsanız, ya bizim kafamızda oluşan "iyi" den çok uzakta ve tam anlamıyla "kötü" bir karakterse? Yani şeytandan bile kötü bir varlık düşünün. Sonuçta onu da o yaratmadı mı? Şuan tüm sıfatlar o tarz bir boyutta anlamsız kalacaktır fakat demek istediğim şu aslında;
Tanrının bize kendini tanıttığı bir hal var ya. Ya aslında onun tam tersiyse ve sadece bu şekilde bilinmek için kurguladıysa bu düzeni? Olamaz mı? Olabilir.
Belki kaostan, acılardan besleniyor ama bizim tam tersi şekilde düşünüp inanmamızı istiyor olamaz mı? Bunun böyle olup olmadığı hakkında net bir kanı var mı elimizde? Bence yok.
Eskiden hatırlıyorum bir benzin istasyonuna giderdik çay vardı, peçete verirlerdi, harita, koku falan verirlerdi.
Bir burger alirdiniz istemediginiz kadar ketcap mayanoz verirlerdi.
Şimdi bakiyorsunuz kimse kimseye gunahini vermiyor her sey parayla.
Pahalilastiysa ona göre fiyat artırıyorlar zaten. Eskiden 100 liraysa simdi 1500 lira veriyoruz ama ufak tefek seylerden para alma olayi neden geldi?
Bir burger alirdiniz istemediginiz kadar ketcap mayanoz verirlerdi.
Şimdi bakiyorsunuz kimse kimseye gunahini vermiyor her sey parayla.
Pahalilastiysa ona göre fiyat artırıyorlar zaten. Eskiden 100 liraysa simdi 1500 lira veriyoruz ama ufak tefek seylerden para alma olayi neden geldi?
Evet öncelikle belirtmek isterim ki yeni dünya düzeninde nelerle uğraşıyoruz sorulara, sorunlara, sıkıntılara bak rezillik...
Ama az önce friendzone a bile alınmayan bir arkadaşın duyurusunu görünce aklıma geldi.
Diyelim ki kız/erkek birisini takip ettiniz. Tanış olabilir, bağlantılı bir arkadaş olabilir veya hiç tanımıyorsunuz ama iyi veya kötü niyetle bir şekilde eklediniz diyelim.
Şimdi kırılım burada başlıyor.
1- Takibinizi onayladı ama sizi takip etmiyor, etmedi, etmeyecek.
2- Takibinize cevap verdi, takipleşiyorsunuz ama ileride fark ediyorsunuz ki sizi takipten çıkarmış.
Bu iki durumda ben şahsen gurur yapıp çıkıyorum. Tabi bu fark ediliyor mu onu da bilmiyorum. Fark ediliyorsa ayrı bir rezillik eziklik olarak algılanıyordur belki bilmiyorum ama ünlü veya incelemeci değilse niye takip edeyim karşılık vermediyse veya niye takipten çıktı o zaman ben de takip etmeyim diye tribe giriyorum. Ama kimi insan takmıyor birisini takip etmek istiyorsa ediyor o öylece duruyor. Diğeri görmüş, görmemiş, takip etmiş veya etmemiş ilgilenmiyor binlerce kişiyi takip ediyor.
Siz bu 2 durumda ne yapıyorsunuz?
Not: Instagramı kapattım 1 aydır kafam pırıl pırıl umarım 1 seneyi bulur kapalı hali de böyle sacma sapan islerle beynimi mesgul etmem :( yine de içimde kalmasın sormak istedim.
Ama az önce friendzone a bile alınmayan bir arkadaşın duyurusunu görünce aklıma geldi.
Diyelim ki kız/erkek birisini takip ettiniz. Tanış olabilir, bağlantılı bir arkadaş olabilir veya hiç tanımıyorsunuz ama iyi veya kötü niyetle bir şekilde eklediniz diyelim.
Şimdi kırılım burada başlıyor.
1- Takibinizi onayladı ama sizi takip etmiyor, etmedi, etmeyecek.
2- Takibinize cevap verdi, takipleşiyorsunuz ama ileride fark ediyorsunuz ki sizi takipten çıkarmış.
Bu iki durumda ben şahsen gurur yapıp çıkıyorum. Tabi bu fark ediliyor mu onu da bilmiyorum. Fark ediliyorsa ayrı bir rezillik eziklik olarak algılanıyordur belki bilmiyorum ama ünlü veya incelemeci değilse niye takip edeyim karşılık vermediyse veya niye takipten çıktı o zaman ben de takip etmeyim diye tribe giriyorum. Ama kimi insan takmıyor birisini takip etmek istiyorsa ediyor o öylece duruyor. Diğeri görmüş, görmemiş, takip etmiş veya etmemiş ilgilenmiyor binlerce kişiyi takip ediyor.
Siz bu 2 durumda ne yapıyorsunuz?
Not: Instagramı kapattım 1 aydır kafam pırıl pırıl umarım 1 seneyi bulur kapalı hali de böyle sacma sapan islerle beynimi mesgul etmem :( yine de içimde kalmasın sormak istedim.
Selam arkadaşlar. Bugüne kadar pandemik virüslerin evrimin bir parçası olduğunu ve zaman zaman vuku bulabileceğini savunuyordum.
O yüzden yok işte virüsü bilinçli çıkarmışlar da aşılar da zararlıymış da falan bir tarafımla gülüyordum.
Ancak geçenlerde genetik mühendisi bir arkadaş denk geldi eşimin iş yerine onunla sohbet ettik.
Biz şuan biliyoruz dedi o virüsün doğal yollarla değil de laboratuvar ortamında hazırlandığını dedi.
Nasıl ya ciddi misin dedim?
Şöyle açıklıyor, her ülke kendi patlayıcı silahlarını üretmeye çalıştığı gibi kapalı kapılar ardında biyolojik silah da üretiyormuş.
2015te bunun için wuhanda bir lab kurulmuş. Tabi öyle denmemiş araştırma labı altında kurulmuş. Adını falan unuttum az önce chat gpt ile konuştum şöyle diyor;
"2015 yılında Çin'deki ilk Biyogüvenlik Düzey 4 (BSL-4) laboratuvarını açmıştır. Bu laboratuvar, dünyanın en tehlikeli ve bulaşıcı patojenlerini araştırmak için tasarlanmıştır ve en yüksek güvenlik standartlarına sahiptir. BSL-4 laboratuvarı, özellikle koronavirüsler gibi yüksek riskli virüslerin incelenmesinde kullanılan bir tesis olarak bilinmektedir."
Şimdi bu lab her ne kadar araştırma yeri gibi gözükse de gizli olarak çin hükümeti tarafından biyolojik silah geliştirildiği abd nin kulağına gitmiş. Artık içeride ajanı mı var ne var bilmiyorum.
Abd bunu öğrenince bu virüsü lab dışına çıkarılmasını sağlamış ve onları kendi silahı ile vurmak istemiş.
Ancak virüsun bu denli hızla yayılacağını hatta kendilerine bile dokunacağını tahmin edemediler bence diyor bu arkadaş.
Peki dedim çin kendi nüfusunu azaltmak için kendi kendine yapmış olabilir mi dedim? Ona bir şey diyemiyor.
Abd genel dünya nüfusunu azaltmak için yapmış olamaz mı diyorum? Ona da bir şey diyemiyor.
Tek bildiği su testisinin su yolunda kırıldığı.
Ne diyorsunuz? Serin hikaye değil mi? Ben yine de buraya sormak istedim bu aslında popüler dönen bir konu da arkadaş beni mi yiyor komplo teorisi ile yoksa benzer bulgulara ulaşanınız oldu mu?
O yüzden yok işte virüsü bilinçli çıkarmışlar da aşılar da zararlıymış da falan bir tarafımla gülüyordum.
Ancak geçenlerde genetik mühendisi bir arkadaş denk geldi eşimin iş yerine onunla sohbet ettik.
Biz şuan biliyoruz dedi o virüsün doğal yollarla değil de laboratuvar ortamında hazırlandığını dedi.
Nasıl ya ciddi misin dedim?
Şöyle açıklıyor, her ülke kendi patlayıcı silahlarını üretmeye çalıştığı gibi kapalı kapılar ardında biyolojik silah da üretiyormuş.
2015te bunun için wuhanda bir lab kurulmuş. Tabi öyle denmemiş araştırma labı altında kurulmuş. Adını falan unuttum az önce chat gpt ile konuştum şöyle diyor;
"2015 yılında Çin'deki ilk Biyogüvenlik Düzey 4 (BSL-4) laboratuvarını açmıştır. Bu laboratuvar, dünyanın en tehlikeli ve bulaşıcı patojenlerini araştırmak için tasarlanmıştır ve en yüksek güvenlik standartlarına sahiptir. BSL-4 laboratuvarı, özellikle koronavirüsler gibi yüksek riskli virüslerin incelenmesinde kullanılan bir tesis olarak bilinmektedir."
Şimdi bu lab her ne kadar araştırma yeri gibi gözükse de gizli olarak çin hükümeti tarafından biyolojik silah geliştirildiği abd nin kulağına gitmiş. Artık içeride ajanı mı var ne var bilmiyorum.
Abd bunu öğrenince bu virüsü lab dışına çıkarılmasını sağlamış ve onları kendi silahı ile vurmak istemiş.
Ancak virüsun bu denli hızla yayılacağını hatta kendilerine bile dokunacağını tahmin edemediler bence diyor bu arkadaş.
Peki dedim çin kendi nüfusunu azaltmak için kendi kendine yapmış olabilir mi dedim? Ona bir şey diyemiyor.
Abd genel dünya nüfusunu azaltmak için yapmış olamaz mı diyorum? Ona da bir şey diyemiyor.
Tek bildiği su testisinin su yolunda kırıldığı.
Ne diyorsunuz? Serin hikaye değil mi? Ben yine de buraya sormak istedim bu aslında popüler dönen bir konu da arkadaş beni mi yiyor komplo teorisi ile yoksa benzer bulgulara ulaşanınız oldu mu?
Bazı şeyleri birisi veya bir sistem yönlendirmeden nasıl ilerleyeceğimi bilemiyorum ve yapamıyorum. Hep B1 sonuna doğru gelip geriliyorum. Duolungo falan çok sıkıcı çalışasım gelmiyor.
Bir site veya kitap falan tavsiyeniz var mıdır?
Veya ayrı ayrı paralelde bir şeyleri götüreyim ama şu şu adımları izle deseniz de olur.
Zaten dizi film izliyorum, ingilizce basit hikaye kitaplarım da var.
Chat gpt falan da var. neler yapmalıyım?
Bir site veya kitap falan tavsiyeniz var mıdır?
Veya ayrı ayrı paralelde bir şeyleri götüreyim ama şu şu adımları izle deseniz de olur.
Zaten dizi film izliyorum, ingilizce basit hikaye kitaplarım da var.
Chat gpt falan da var. neler yapmalıyım?
Az önce geldi çok şaşırdım gördünüz mü hiç? Kadınlarımız kusura bakmasın ütopik bir varlık görmüşüm de onu soruyormuşum gibi oldu biraz :D "süphanallah kadın kurye" gibi... Yoksa tabii ki olması gereken de bu ama ben ülkemizde şimdiye kadar hiç denk gelmemiştim şaşırdım sohbet de edemedim ayıp olur veya yanlış anlar diye.
Ben şu son göç olaylarına kadar az da olsa umutluydum. Elbet devran döner düzen değişir diye bakıyordum ancak artık ülke demografisinin ciddi bir şekilde değişmesi için tohumlar atıldıktan sonra saldım artık.
Zaten yıllardır sağ sol, alevi sünni, kürt türk diye yedik bitirdik birbirimizi.
Tabi ajanların da parmağı büyük ama geldik zaten bütün oyunlara.
Her bir taraf kendi kindar neslini yetiştirdi ve yetiştirmeye devam ediyor.
Kimsenin kimseye karşı bir anlayışı yok.
Bir kısır döngüdür gidiyor zaten belli başlı şeylerimiz.
Fakat yetmedi onca terördü darbe girişimiydi olaylarından sonra birden orta doğu tekrar karışıyor ve oradaki çıkarlar bir yana ülkemiz arap afgan falan fişman doluyor, adamlar tek taşla 3-5 kuş vuruyorlar.
Şimdi zaten kendi gericimiz yobazımı yetmiyormuş gibi, internette de görüyorsunuz da ben şuan antepte olduğum için daha rahat görüyorum kesinlikle durum şöyle www.youtube.com
ve artık yapacak da bir şey yok. Göndersen de kalan kaldı zaten.
İşin siyasi boyutunu düşünsek, siyaset de dış desteklerle güçlendi zamanında. Hükümet ve tüm çevresi hem ülkenin hem büyük devletlerin illegal işlerini de üstlenmiş duyumlarını aldığımız kadarıyla. Zaten araplaşma yönünde emin adımlarla da ilerliyorlar bir yandan.
Ama can alıcı tarafı şu, bu hükümet gitse istediğimiz gelse bile şu saatten dış yönlendirmelere boyun eğmeyip ne yapacak? Toplaşıp aramızda sen ben iktidara gelsek ne yapabileceğiz? En iyi aday diye seçtiğimiz adam geçse ne yapabilecek?
Az önce chatgpt ile sohbet ediyordum. Ülke zaten dışa bağımlı hale gelmiş, gelmeye de devam ediyor da... Olası bir hükümet değişikliğinde dış minnakların dediğini yapmazsak olabilecekler.
---
1. Ekonomik Yaptırımlar:
Ticaret Engellemeleri: İthalat ve ihracat kısıtlamaları, tarifeler veya ambargolar uygulanabilir.
Mali Yaptırımlar: Bankalar ve finansal kurumlar üzerindeki baskılar, kredi derecelendirme kuruluşlarının ülke notunu düşürmesi.
Yatırım Engelleri: Yabancı yatırımların engellenmesi veya ülkeden sermaye çıkışlarının hızlandırılması.
Döviz Krizi: Uluslararası döviz rezervlerine erişimin kısıtlanması, yerel para biriminin değer kaybına yol açabilir.
2. Diplomatik Baskılar:
Diplomatik İzolasyon: Büyükelçilerin geri çağrılması, diplomatik ilişkilerin dondurulması veya kesilmesi.
Uluslararası Kuruluşlardan Dışlanma: Ülkenin uluslararası kuruluşlardaki üyelik haklarının askıya alınması veya sınırlandırılması.
Negatif Propaganda: Ülke aleyhine uluslararası kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturulması.
3. Askeri Baskılar:
Tehditler ve Gözdağı: Diğer ülkelerin askeri müdahale tehditlerinde bulunması.
Silah Ambargosu: Ülkenin savunma kabiliyetlerini zayıflatmak amacıyla silah satışlarının durdurulması.
Askeri Tatbikatlar ve Sınır İhlalleri: Ülkenin sınırlarına yakın bölgelerde askeri tatbikatlar düzenlemek veya hava sahası ihlalleri yapmak.
Doğrudan Askeri Müdahale: Uçurum tehdidi olarak askeri müdahale planları veya operasyonları.
4. Siyasi Baskılar:
İç Karışıklıkları Desteklemek: Muhalefet gruplarına veya ayrılıkçı hareketlere destek verilmesi.
Liderleri Hedef Almak: Ülke liderlerinin uluslararası mahkemelerde yargılanması için girişimlerde bulunmak veya onları meşruiyet krizine sokmak.
5. Direkt Tehditler:
Liderlere Yönelik Tehditler: Ülke liderlerinin kişisel güvenliğini tehdit eden açıklamalar.
Askeri Ültimatomlar: Askeri müdahale veya başka bir ciddi yaptırım tehdidinde bulunmak.
---
Şimdi bunların zaten bazıları yapıldı ve yapılmaya devam edecek. O yüzden benim hiç bir alanda umudum kalmadı.
Hala umut edebilen var mı? Bakın daha ekonomi, hukuk, eğitim, yozlaşma, liyakat falan saymadım bile.
Zaten yıllardır sağ sol, alevi sünni, kürt türk diye yedik bitirdik birbirimizi.
Tabi ajanların da parmağı büyük ama geldik zaten bütün oyunlara.
Her bir taraf kendi kindar neslini yetiştirdi ve yetiştirmeye devam ediyor.
Kimsenin kimseye karşı bir anlayışı yok.
Bir kısır döngüdür gidiyor zaten belli başlı şeylerimiz.
Fakat yetmedi onca terördü darbe girişimiydi olaylarından sonra birden orta doğu tekrar karışıyor ve oradaki çıkarlar bir yana ülkemiz arap afgan falan fişman doluyor, adamlar tek taşla 3-5 kuş vuruyorlar.
Şimdi zaten kendi gericimiz yobazımı yetmiyormuş gibi, internette de görüyorsunuz da ben şuan antepte olduğum için daha rahat görüyorum kesinlikle durum şöyle www.youtube.com
ve artık yapacak da bir şey yok. Göndersen de kalan kaldı zaten.
İşin siyasi boyutunu düşünsek, siyaset de dış desteklerle güçlendi zamanında. Hükümet ve tüm çevresi hem ülkenin hem büyük devletlerin illegal işlerini de üstlenmiş duyumlarını aldığımız kadarıyla. Zaten araplaşma yönünde emin adımlarla da ilerliyorlar bir yandan.
Ama can alıcı tarafı şu, bu hükümet gitse istediğimiz gelse bile şu saatten dış yönlendirmelere boyun eğmeyip ne yapacak? Toplaşıp aramızda sen ben iktidara gelsek ne yapabileceğiz? En iyi aday diye seçtiğimiz adam geçse ne yapabilecek?
Az önce chatgpt ile sohbet ediyordum. Ülke zaten dışa bağımlı hale gelmiş, gelmeye de devam ediyor da... Olası bir hükümet değişikliğinde dış minnakların dediğini yapmazsak olabilecekler.
---
1. Ekonomik Yaptırımlar:
Ticaret Engellemeleri: İthalat ve ihracat kısıtlamaları, tarifeler veya ambargolar uygulanabilir.
Mali Yaptırımlar: Bankalar ve finansal kurumlar üzerindeki baskılar, kredi derecelendirme kuruluşlarının ülke notunu düşürmesi.
Yatırım Engelleri: Yabancı yatırımların engellenmesi veya ülkeden sermaye çıkışlarının hızlandırılması.
Döviz Krizi: Uluslararası döviz rezervlerine erişimin kısıtlanması, yerel para biriminin değer kaybına yol açabilir.
2. Diplomatik Baskılar:
Diplomatik İzolasyon: Büyükelçilerin geri çağrılması, diplomatik ilişkilerin dondurulması veya kesilmesi.
Uluslararası Kuruluşlardan Dışlanma: Ülkenin uluslararası kuruluşlardaki üyelik haklarının askıya alınması veya sınırlandırılması.
Negatif Propaganda: Ülke aleyhine uluslararası kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturulması.
3. Askeri Baskılar:
Tehditler ve Gözdağı: Diğer ülkelerin askeri müdahale tehditlerinde bulunması.
Silah Ambargosu: Ülkenin savunma kabiliyetlerini zayıflatmak amacıyla silah satışlarının durdurulması.
Askeri Tatbikatlar ve Sınır İhlalleri: Ülkenin sınırlarına yakın bölgelerde askeri tatbikatlar düzenlemek veya hava sahası ihlalleri yapmak.
Doğrudan Askeri Müdahale: Uçurum tehdidi olarak askeri müdahale planları veya operasyonları.
4. Siyasi Baskılar:
İç Karışıklıkları Desteklemek: Muhalefet gruplarına veya ayrılıkçı hareketlere destek verilmesi.
Liderleri Hedef Almak: Ülke liderlerinin uluslararası mahkemelerde yargılanması için girişimlerde bulunmak veya onları meşruiyet krizine sokmak.
5. Direkt Tehditler:
Liderlere Yönelik Tehditler: Ülke liderlerinin kişisel güvenliğini tehdit eden açıklamalar.
Askeri Ültimatomlar: Askeri müdahale veya başka bir ciddi yaptırım tehdidinde bulunmak.
---
Şimdi bunların zaten bazıları yapıldı ve yapılmaya devam edecek. O yüzden benim hiç bir alanda umudum kalmadı.
Hala umut edebilen var mı? Bakın daha ekonomi, hukuk, eğitim, yozlaşma, liyakat falan saymadım bile.
Önce mahallemiz bozdu, mahalle değiştirdik.
Sonra şehir bozdu şehir değiştirdik.
Sonra bölge değiştirdik. Yetmedi, yapabilenimiz ülke bozdu dedi ülke değiştirdik, kıta değiştirdik.
Atalarımız gibi göçebe mi yaşayacağız?
Nasıl bir yere ait hissedecegiz böyle yaşayarak?
Dünya bozdu artık dedigimiz noktada ne yapacağız? Mars planları yapıyor yolculuk oraya mı?
Gelecek planınızı nasıl yapıyorsunuz bu gidişat doğrultusunda?
Çünkü X bir yer, bu yurt disinda gelismis bir ulke bile olsa, bir onceki yillara göre yine "bozmuş" olmuyor mu orada yasayan icin? Tabi finlandiya norvec falan belki bu dedigimin disindadir oralarin degisiml konusunda bir bilgim yok.
Sonra şehir bozdu şehir değiştirdik.
Sonra bölge değiştirdik. Yetmedi, yapabilenimiz ülke bozdu dedi ülke değiştirdik, kıta değiştirdik.
Atalarımız gibi göçebe mi yaşayacağız?
Nasıl bir yere ait hissedecegiz böyle yaşayarak?
Dünya bozdu artık dedigimiz noktada ne yapacağız? Mars planları yapıyor yolculuk oraya mı?
Gelecek planınızı nasıl yapıyorsunuz bu gidişat doğrultusunda?
Çünkü X bir yer, bu yurt disinda gelismis bir ulke bile olsa, bir onceki yillara göre yine "bozmuş" olmuyor mu orada yasayan icin? Tabi finlandiya norvec falan belki bu dedigimin disindadir oralarin degisiml konusunda bir bilgim yok.
Normalde ilişkisel mevzulara konu açmayı bırakayım kendimiz çözelim psikolog, çift terapisiyle falan demiştim ama 3. seanstan sonra eşim katılmak istemediğini söyledi.
pbs.twimg.com
Çünkü normalde düşüncesi şuydu: senin tüm hareketlerin yanlış, benim beklentilerim ve davranışlarım doğru. Bunu da ben söyleyince anlamıyorsun, bir uzmanla konuşalım ondan duyarsan anlarsın belki.
Neyse araştırdık ettik mezun olduğu okula ve iş tecrübesine kadar, birinde karar kıldık.
Fakat işler pek eşimin umduğu gibi gitmedi. Kadın bana değil de eşimin sorunları varmış gibi anlatmaya başladı. Hal böyle olunca eşim pek umduğunu bulamadı.
Ben dedim ki kadına bakın ben zaten eşimin dediklerini yapmaya çalışıyorum zaten ama eşim ne bulsam da sorun etsem, büyütsem, olay çıkarsam, üzülsem, bağırsam, ağlasam diye baktığı için illaki bazı beklediği şeyler denk gelmiyor. Ve denk gelmediğinde de ben sanki hep öyle yapıyormuşum gibi davranıyor.
1- Misal beni yıl içinde 500 kere arıyorsa 30 unda ulaşamamış olsun. Vay efendim nasıl ulaşamıyormuş da çok acil bişey oluyormuş da ben dahil olamamışım da... Ve algıda seçicilikten, sadece ulaşamadıklarını hatırladığı için de sanki bana hiç ulaşamıyormuş gibi düşünüyor. Ulaştıkları aklında yer etmiyor çünkü.
2- Veya aklıma geliyor bir jest yapıyorum, bir hediye alıyorum diyelim belli aralıklarla. Ama onun beklediği bir zamanda yapmadım mı.... eyvah ne düşünceliğim kalır ne erkekliğim , sanki ben hiç onun için bir şey yapmıyormuşum gibi bir hale bürünür.
3- Stolk olayına taktı istemiyorum dedi. Bunu ilk dediğinde yıllar önce geçiştirmiştim yalan yok. Fakat artık bıçak gibi kestim çünkü iş ilişkiyi bitirmeye kadar geldi hiç bir eylemde bulunmama rağmen. Kendi halimde takılıyordum. Neyse onu bıraktım ve dedim ki bak senin sorunun benim stolk yapmam da değil. Sen gidiyorsun işte mutsuz oluyorsun, ekonımiden mutsuz oluyorsun, hayattan mutsuz oluyorsun sonra bunu benim üzerimden bende bir eksiklik bularak, bir hata/yanlış arayarak çıkartıyorsun. Stolk olmaz da bu niye likelandı dersin, bu mesaj ne alaka dersin, gün içinde beni niye hiç aramadın dersin, illa ki bir şey bulursun.
4- Her şeyini bilicem şifrelerini falan bakıcam kontrol edicem dedi. Önce manyak gibi her şeyi didik didik etmesinden rahatsız oldum. Bu arada bişey falan sakladığımdan veya korktuğumdan değil, zaten ilişkinin başından beri her şeyim açıktı. Son 2 ay kala eşim manyak gibi bir şeyleri kurcalayıp BU SAÇ NE ÇABUK SÖYLE tarzı eften püften şeyler bulmaya çalıştığı için (bu arada saç önemli tabi öyle bişey olmadı da aklıma başka benzetme gelmedi) önüne geçmeye çalıştım ama bu sefer küstü anlamadı sorunların her şeyi bilmeye çalışınca çözülmeyeceğini. Çünkü yediğim bir halt yok. Kendisi sürekli kendini de beni de yormaktan başka bir şey yapmıyor.
Bunları ben kadına anlattım. Kadın da eşime döndü dedi ki, bakın her şeye ya şöyle olursa, aman böyle olursa gibi tedirginle yaklaşamayız. Bir yerden sonra güvenmeyi seçmemiz gerekiyor. Karşı tarafla ilgili eş de olsanız beyinlerinin içlerine giremeyeceğimiz için her şeyi bilemeyiz. Zaten bu sağlıklı da değildir. Bireysel olarak kendimizin bir çemberi olduğunu düşünün. Aile kurduğumuzda bu iki çember daha büyük bir çemberin içine girer. Bu iki çemberin kesiştiği yerler de olabilir elbet ama herkesin kendi sınırları olmaya devam eder. Çemberler hiç bir zaman üst üste gelmez. Sizin ortak çemberiniz, sizinle aile çemberi içinde kalanlardır. Elbet ki sizde de sadece sizin bildiğiniz ve eşinizin bilmediği şeyler vardır. O yüzden siz de istediğiniz kadar bilmeye çalışın, bilemeyeceğiniz şeyler mutlaka olacaktır. Bu yüzden bu çabanız yersiz falan dedi. Hayatta her beklediğimiz şey umduğumuz şekilde olmayabilir, her türlü olasılığa hazırlıklı olmalıyız falan dedi. Bize bir kaç görev verdi onları yazdık ettik falan.
Eşimin öfke problemi, olaylara yaklaşımlarını falan konuştuk ama tedavi kısmına ilerleyemedik.
Geçen eşime şey dedim, ödevleri yaptın mı notlarını aldın mı hafta içi bir seans alalım.. ama sen alır mısın diyecektim sırayla gidelim hem nakit sıkıntım var. (önceki seansları ben ödemiştim) O da yok ben istemiyorum düzelmesi gereken sensin sen git bireysel al çok istiyorsan dedi. Hadi buyur şimdi buradan yak.
Neyse bu olaydan önce de şey olmuştu, hafta sonu son kalan bütçemle bir dışarı gidelim ormanda göl kenarı kahvaltı yeri var yakınlarda oraya gidelim. Gittik geldik dönüşte yemek kartımda biraz para kalmıştı onunla alışveriş yapalım dedik. Gittik ama eşim başka şeyler de aldı limiti 2 kat aştık. Ben de yemek kartımı uzattım oradan çektiler, aşkım üstünü sen verir misin dedim. Tip tip baktı paran mı yok da?? Dedi. Allahım ben bir sinirlendim. Ya yoktu evet de, var veya yok ne fark eder yani altı üstü 800 lira mıydı neydi bir şey ödenecek, nakit kısmını sen verir misin demişim ne bu soru şimdi? Yok efendim eve zaten köyden yağ getirtiyormuş da yumurta yoğurt getirtiyormuş da, bazen annesi yemek yapıyormuş onu getiriyormuş da daha ne ondan para istiyormuşum... yahu sen aldın fuzuli şeyleri zaten ben almadım ki. E aylık tüm yemek kartını da eve harcıyoruz zaten. Arada ay içinde eksik olursa ben de o da alıyor zaten. Şimdi bu kadar basit bir olayda neden laf yapıyor anlamadım.
Bir de her konuda sıkıştığında zamanında şöyle olmuştu da ben zaten şunu yapmıştım da, sen şunu demiştin de ya allah askına ebem gilin zamanını niye konuşup duruyoruz şimdiden bahsediyorum ben. Aklımı oynatıcam artık uzaklaştım iyice kendisinden. Ne dediyse yapmaya çalışıyorum yine de değişen bir şey olmuyor. Paran mı yok diyor bana ya. Yok ki belli ki istemişim yani ilerki aydan da borç almak istemiyorum, sende var biliyorum ne olur versen? Bana hesapçısın diye kızan kadın kendi hem ev işlerinde hem eve alınan şeylerde ödü kopuyor fazlasını yapar diye. Hiç bişey yapmadığı bile oluyor sonra diyor ki zamanında şu şu eşyaları ben almıştım daha ne yapayım. Ya öh be önümüzdeki 10 yıl ısıtır ısıtır koyar artık önme. Geçen iş yerine büyük salon tipi klima alacaktı satılmış alamadık. Var yani elinde nakiti de var 800 liranın lafını ediyor, ben etsem demediğini bırakmaz. Zaten son 1yıldır bana hediye mediye de aldığı yok. Neden, çünkü ben yılın bir özel gününde bir şeyi eksik yapmışım. Mesela kutlamışım ama dışarı çıkarmamışım. Veya bir yerde yemeğe çıkmamışız. Wowowo. Ona rağmen ben birşeyler görünce almaya çalışıyorum kargoluyorum iş yerine. Veya işte ufak değişiklikler yapmaya çalışıyorum arada yemeğe şuraya gidelim kahvaltıya şuraya gidelim diye. Ama yok yaranamıyorum. O yüzden yıldım artık.
Tekrar soruyorum, sizce bu çıkmazlar boşanma sebebi için yeterli midir? yani sonra boşanınca demeyelim ulan biz yanlış mı yaptık acaba diye? Olayın içinden şu an bu durumu net göremiyorum. Psikologla da görüşmek istemiyor. Veya para vermek istemiyor bilmiyorum. Yine girdik bir çıkmaza yani.
pbs.twimg.com
Çünkü normalde düşüncesi şuydu: senin tüm hareketlerin yanlış, benim beklentilerim ve davranışlarım doğru. Bunu da ben söyleyince anlamıyorsun, bir uzmanla konuşalım ondan duyarsan anlarsın belki.
Neyse araştırdık ettik mezun olduğu okula ve iş tecrübesine kadar, birinde karar kıldık.
Fakat işler pek eşimin umduğu gibi gitmedi. Kadın bana değil de eşimin sorunları varmış gibi anlatmaya başladı. Hal böyle olunca eşim pek umduğunu bulamadı.
Ben dedim ki kadına bakın ben zaten eşimin dediklerini yapmaya çalışıyorum zaten ama eşim ne bulsam da sorun etsem, büyütsem, olay çıkarsam, üzülsem, bağırsam, ağlasam diye baktığı için illaki bazı beklediği şeyler denk gelmiyor. Ve denk gelmediğinde de ben sanki hep öyle yapıyormuşum gibi davranıyor.
1- Misal beni yıl içinde 500 kere arıyorsa 30 unda ulaşamamış olsun. Vay efendim nasıl ulaşamıyormuş da çok acil bişey oluyormuş da ben dahil olamamışım da... Ve algıda seçicilikten, sadece ulaşamadıklarını hatırladığı için de sanki bana hiç ulaşamıyormuş gibi düşünüyor. Ulaştıkları aklında yer etmiyor çünkü.
2- Veya aklıma geliyor bir jest yapıyorum, bir hediye alıyorum diyelim belli aralıklarla. Ama onun beklediği bir zamanda yapmadım mı.... eyvah ne düşünceliğim kalır ne erkekliğim , sanki ben hiç onun için bir şey yapmıyormuşum gibi bir hale bürünür.
3- Stolk olayına taktı istemiyorum dedi. Bunu ilk dediğinde yıllar önce geçiştirmiştim yalan yok. Fakat artık bıçak gibi kestim çünkü iş ilişkiyi bitirmeye kadar geldi hiç bir eylemde bulunmama rağmen. Kendi halimde takılıyordum. Neyse onu bıraktım ve dedim ki bak senin sorunun benim stolk yapmam da değil. Sen gidiyorsun işte mutsuz oluyorsun, ekonımiden mutsuz oluyorsun, hayattan mutsuz oluyorsun sonra bunu benim üzerimden bende bir eksiklik bularak, bir hata/yanlış arayarak çıkartıyorsun. Stolk olmaz da bu niye likelandı dersin, bu mesaj ne alaka dersin, gün içinde beni niye hiç aramadın dersin, illa ki bir şey bulursun.
4- Her şeyini bilicem şifrelerini falan bakıcam kontrol edicem dedi. Önce manyak gibi her şeyi didik didik etmesinden rahatsız oldum. Bu arada bişey falan sakladığımdan veya korktuğumdan değil, zaten ilişkinin başından beri her şeyim açıktı. Son 2 ay kala eşim manyak gibi bir şeyleri kurcalayıp BU SAÇ NE ÇABUK SÖYLE tarzı eften püften şeyler bulmaya çalıştığı için (bu arada saç önemli tabi öyle bişey olmadı da aklıma başka benzetme gelmedi) önüne geçmeye çalıştım ama bu sefer küstü anlamadı sorunların her şeyi bilmeye çalışınca çözülmeyeceğini. Çünkü yediğim bir halt yok. Kendisi sürekli kendini de beni de yormaktan başka bir şey yapmıyor.
Bunları ben kadına anlattım. Kadın da eşime döndü dedi ki, bakın her şeye ya şöyle olursa, aman böyle olursa gibi tedirginle yaklaşamayız. Bir yerden sonra güvenmeyi seçmemiz gerekiyor. Karşı tarafla ilgili eş de olsanız beyinlerinin içlerine giremeyeceğimiz için her şeyi bilemeyiz. Zaten bu sağlıklı da değildir. Bireysel olarak kendimizin bir çemberi olduğunu düşünün. Aile kurduğumuzda bu iki çember daha büyük bir çemberin içine girer. Bu iki çemberin kesiştiği yerler de olabilir elbet ama herkesin kendi sınırları olmaya devam eder. Çemberler hiç bir zaman üst üste gelmez. Sizin ortak çemberiniz, sizinle aile çemberi içinde kalanlardır. Elbet ki sizde de sadece sizin bildiğiniz ve eşinizin bilmediği şeyler vardır. O yüzden siz de istediğiniz kadar bilmeye çalışın, bilemeyeceğiniz şeyler mutlaka olacaktır. Bu yüzden bu çabanız yersiz falan dedi. Hayatta her beklediğimiz şey umduğumuz şekilde olmayabilir, her türlü olasılığa hazırlıklı olmalıyız falan dedi. Bize bir kaç görev verdi onları yazdık ettik falan.
Eşimin öfke problemi, olaylara yaklaşımlarını falan konuştuk ama tedavi kısmına ilerleyemedik.
Geçen eşime şey dedim, ödevleri yaptın mı notlarını aldın mı hafta içi bir seans alalım.. ama sen alır mısın diyecektim sırayla gidelim hem nakit sıkıntım var. (önceki seansları ben ödemiştim) O da yok ben istemiyorum düzelmesi gereken sensin sen git bireysel al çok istiyorsan dedi. Hadi buyur şimdi buradan yak.
Neyse bu olaydan önce de şey olmuştu, hafta sonu son kalan bütçemle bir dışarı gidelim ormanda göl kenarı kahvaltı yeri var yakınlarda oraya gidelim. Gittik geldik dönüşte yemek kartımda biraz para kalmıştı onunla alışveriş yapalım dedik. Gittik ama eşim başka şeyler de aldı limiti 2 kat aştık. Ben de yemek kartımı uzattım oradan çektiler, aşkım üstünü sen verir misin dedim. Tip tip baktı paran mı yok da?? Dedi. Allahım ben bir sinirlendim. Ya yoktu evet de, var veya yok ne fark eder yani altı üstü 800 lira mıydı neydi bir şey ödenecek, nakit kısmını sen verir misin demişim ne bu soru şimdi? Yok efendim eve zaten köyden yağ getirtiyormuş da yumurta yoğurt getirtiyormuş da, bazen annesi yemek yapıyormuş onu getiriyormuş da daha ne ondan para istiyormuşum... yahu sen aldın fuzuli şeyleri zaten ben almadım ki. E aylık tüm yemek kartını da eve harcıyoruz zaten. Arada ay içinde eksik olursa ben de o da alıyor zaten. Şimdi bu kadar basit bir olayda neden laf yapıyor anlamadım.
Bir de her konuda sıkıştığında zamanında şöyle olmuştu da ben zaten şunu yapmıştım da, sen şunu demiştin de ya allah askına ebem gilin zamanını niye konuşup duruyoruz şimdiden bahsediyorum ben. Aklımı oynatıcam artık uzaklaştım iyice kendisinden. Ne dediyse yapmaya çalışıyorum yine de değişen bir şey olmuyor. Paran mı yok diyor bana ya. Yok ki belli ki istemişim yani ilerki aydan da borç almak istemiyorum, sende var biliyorum ne olur versen? Bana hesapçısın diye kızan kadın kendi hem ev işlerinde hem eve alınan şeylerde ödü kopuyor fazlasını yapar diye. Hiç bişey yapmadığı bile oluyor sonra diyor ki zamanında şu şu eşyaları ben almıştım daha ne yapayım. Ya öh be önümüzdeki 10 yıl ısıtır ısıtır koyar artık önme. Geçen iş yerine büyük salon tipi klima alacaktı satılmış alamadık. Var yani elinde nakiti de var 800 liranın lafını ediyor, ben etsem demediğini bırakmaz. Zaten son 1yıldır bana hediye mediye de aldığı yok. Neden, çünkü ben yılın bir özel gününde bir şeyi eksik yapmışım. Mesela kutlamışım ama dışarı çıkarmamışım. Veya bir yerde yemeğe çıkmamışız. Wowowo. Ona rağmen ben birşeyler görünce almaya çalışıyorum kargoluyorum iş yerine. Veya işte ufak değişiklikler yapmaya çalışıyorum arada yemeğe şuraya gidelim kahvaltıya şuraya gidelim diye. Ama yok yaranamıyorum. O yüzden yıldım artık.
Tekrar soruyorum, sizce bu çıkmazlar boşanma sebebi için yeterli midir? yani sonra boşanınca demeyelim ulan biz yanlış mı yaptık acaba diye? Olayın içinden şu an bu durumu net göremiyorum. Psikologla da görüşmek istemiyor. Veya para vermek istemiyor bilmiyorum. Yine girdik bir çıkmaza yani.
Reddit e mi geçti, quora ya mı yoksa çoluğa çocuğa işe güce karıştılar da çıkardılar mı hayatlarından?
Biz %24 memur zammından sonra biraz umutlanmıştık 20 üstü gelir diye.
Ama asgari ücrete zam gelmediği için en kötü 20 gelir dedik.
Açıklanan 20nin de altında oldu.
Ocakta söz verdiler diye yapmak için yaptılar gibi duruyor. Moraller sıfır.
Tabi pollyanna modunu açarsak hiç olmamasından iyidir diyebiliriz ama yine de komik.
Sizde durumlar nasıl?
Ama asgari ücrete zam gelmediği için en kötü 20 gelir dedik.
Açıklanan 20nin de altında oldu.
Ocakta söz verdiler diye yapmak için yaptılar gibi duruyor. Moraller sıfır.
Tabi pollyanna modunu açarsak hiç olmamasından iyidir diyebiliriz ama yine de komik.
Sizde durumlar nasıl?
Bu tarz yapımlarda hangi sanatçının hangi parçayı seçeceğini kim belirliyor? Bir yapım şirketi var da o mu, sanatçı yaşıyorsa kendisi mi yoksa havuza koyuyorlar da sanatçılar kendileri mi seçiyor?
Ama mesela herkes en popülerleri seçerse ne oluyor kura mı çekiliyor?
Bilen var mı bu konuyu çok merak ediyorum.
Mesela geçen ceza için yapılan saygı1 programını izledim. Oradaki şarkıları hangi şarkının seçeceğine kim karar vermiş? Aynı şarkıları isteyen olursa nasıl oluyor?
Bu arada Server Uraz ve Gazapizm i çok beğendim izlemeyenler varsa bakabilir.
Playback olmasaydı iyiydi ama ona rağmen M Lisa - Kim Bilir de güzel olmuş.
Ama mesela herkes en popülerleri seçerse ne oluyor kura mı çekiliyor?
Bilen var mı bu konuyu çok merak ediyorum.
Mesela geçen ceza için yapılan saygı1 programını izledim. Oradaki şarkıları hangi şarkının seçeceğine kim karar vermiş? Aynı şarkıları isteyen olursa nasıl oluyor?
Bu arada Server Uraz ve Gazapizm i çok beğendim izlemeyenler varsa bakabilir.
Playback olmasaydı iyiydi ama ona rağmen M Lisa - Kim Bilir de güzel olmuş.
Anneannemde şöyle bir fotoğraf var ama başka yok. Yani o kadar çok başka kaynak bulamadım ki yıl olarak 2000 li yıllar olsa shop mu diyeceğim sdfkgh
Sanırım 1989 seçimlerinde Ecevit Merzifon'a gelmiş. Dedem de o sıralarda bir kurumda müdür. O zamanlarda baya bilgili birisiymiş Merzifon'da ve o gitmiş askeri hava alanında karşılamaya. (1947'de açılmış bir havaalanı var orada ama siviller kullanamıyordu, siviller için olan 2008te açıldı)
Ben dedemi sadece küçükken hatırlıyorum saygın bir adamdı beni çarşıya gezmeye götürdüğünde hangi dükkanın önünden geçsek oo hocam torun mu al bakalım ufaklık derler, ne satıyorlarsasa ikram ederlerdi, öyle bir adamdı. Ben de alıyormuşum hemen şimdi düşündüm de ne ayıp :3
Dedemde fotoğraf olduğuna göre bir şekilde gazetede, arşivlerde falan olup da hiç sanala atılmamış mıdır? O zaman ait fotoğrafları nereden ve nasıl bulabilirim?
ibb.co
Edit: Dedemin adı soyadı, ecevit, merzifon falan diye arattığımda da bir şey çıkmıyor.
Sanırım 1989 seçimlerinde Ecevit Merzifon'a gelmiş. Dedem de o sıralarda bir kurumda müdür. O zamanlarda baya bilgili birisiymiş Merzifon'da ve o gitmiş askeri hava alanında karşılamaya. (1947'de açılmış bir havaalanı var orada ama siviller kullanamıyordu, siviller için olan 2008te açıldı)
Ben dedemi sadece küçükken hatırlıyorum saygın bir adamdı beni çarşıya gezmeye götürdüğünde hangi dükkanın önünden geçsek oo hocam torun mu al bakalım ufaklık derler, ne satıyorlarsasa ikram ederlerdi, öyle bir adamdı. Ben de alıyormuşum hemen şimdi düşündüm de ne ayıp :3
Dedemde fotoğraf olduğuna göre bir şekilde gazetede, arşivlerde falan olup da hiç sanala atılmamış mıdır? O zaman ait fotoğrafları nereden ve nasıl bulabilirim?
ibb.co
Edit: Dedemin adı soyadı, ecevit, merzifon falan diye arattığımda da bir şey çıkmıyor.
Normalde kıskançlık duygum pek yoktur ama nedense benden sonraki olaylara ben olmadan şahit olacak olanları kıskandığımı fark ettim.
Mesela geçmişteki olaylara şahit olanları kıskanmıyorum. Çünkü aşağı yukarı neler olmuş biliyoruz tarihten. Tabi o zamanda orada olmanın verdiği deneyim başkadır belki onu da kıskanan/imrenen vardır fakat sonuç olarak geçmişimize dair az çok bir bilgi var elimizde. Dünyanın oluşumu, evrim, insanlık tarihi, savaşlar vs.
Şimdiden geçmişe bakınca kendimi şanslı hissediyorum nedense. Çünkü diğerlerine göre daha fazlasını bilmek değişik bir haz veriyor. Mesela milattan önce 5000 yılında ölen var.
Kıyamam, yazık. Dünyadan haberi yok.
E ama belki bizim de yoktur ileriyi düşününce? Birinin 1000 yıl sonra, 10bin belki 100bin sonra bize tarihi eser gibi bakıp "kıyamam şu zamanlarda daha internetin ve yapay zekanın temelleri yeni atılmış. atalarımız ilk gezegeninden henüz çıkamamışlar bile" diyecek olması sinirlerimi bozuluyor, haksızlık değil mi ya?
Herkesin 1 tane ölümlü bir ömrü var, ben veya başkaları neden daha azına şahit oluyor da diğerleri daha fazlasını biliyor?
İmkanım olsa kıyamet olur mu olmaz mı bilmiyorum da, olacaksa onun son zamanlarında doğmak isterdim. Yani tüm insanlık bilgi birikiminin en fazla olduğu zamanda. O zaman daha mı sağlıklı bir yaşam olur, kaos mu vardır bilemiyorum tabi ama en azından dediğim gibi 0 dan 100 e bir sayı doğrusunda yaşayacaksa insanlık, şuan 5te miyiz 20de mi 50 de mi bilmiyorum ama en sonda olmak isterdim. Hatta mümkünse kapanışı ben yapayım :3
Bu size kötü hissettirmiyor mu?
Mesela geçmişteki olaylara şahit olanları kıskanmıyorum. Çünkü aşağı yukarı neler olmuş biliyoruz tarihten. Tabi o zamanda orada olmanın verdiği deneyim başkadır belki onu da kıskanan/imrenen vardır fakat sonuç olarak geçmişimize dair az çok bir bilgi var elimizde. Dünyanın oluşumu, evrim, insanlık tarihi, savaşlar vs.
Şimdiden geçmişe bakınca kendimi şanslı hissediyorum nedense. Çünkü diğerlerine göre daha fazlasını bilmek değişik bir haz veriyor. Mesela milattan önce 5000 yılında ölen var.
Kıyamam, yazık. Dünyadan haberi yok.
E ama belki bizim de yoktur ileriyi düşününce? Birinin 1000 yıl sonra, 10bin belki 100bin sonra bize tarihi eser gibi bakıp "kıyamam şu zamanlarda daha internetin ve yapay zekanın temelleri yeni atılmış. atalarımız ilk gezegeninden henüz çıkamamışlar bile" diyecek olması sinirlerimi bozuluyor, haksızlık değil mi ya?
Herkesin 1 tane ölümlü bir ömrü var, ben veya başkaları neden daha azına şahit oluyor da diğerleri daha fazlasını biliyor?
İmkanım olsa kıyamet olur mu olmaz mı bilmiyorum da, olacaksa onun son zamanlarında doğmak isterdim. Yani tüm insanlık bilgi birikiminin en fazla olduğu zamanda. O zaman daha mı sağlıklı bir yaşam olur, kaos mu vardır bilemiyorum tabi ama en azından dediğim gibi 0 dan 100 e bir sayı doğrusunda yaşayacaksa insanlık, şuan 5te miyiz 20de mi 50 de mi bilmiyorum ama en sonda olmak isterdim. Hatta mümkünse kapanışı ben yapayım :3
Bu size kötü hissettirmiyor mu?
1- Hayvanlar birbirlerine isim takabiliyorlar mı? Yoksa genelde ortalığa sesleniyorlar da gelen geliyor.. şeklinde mi davranıyorlar?
Sanırım her yunusun bir ses imzası varmış ona göre tanıyorlarmış. Veya şempanzeler belli sesler çıkararak belli kişileri kastedebiliyorlarmış.
Ama başka bir örnek bulamadım. Şempanze ve yunuslarda bilinç düzeyi iyiymiş diyebilir miyiz?
2- Sizce atalarımız dil gelişmeden önce birbirlerine etiket takabiliyorlar mıydı? Gerçi anlamsız ses ve hareketler de bir dildir ama ilk başlarda nasıl anlaşıyorlardı bilen veya tahminde bulunacak var mı?
Yani şöyle bir dönem geçirmiş olmamız olasıdır değil mi? www.youtube.com
Yoksa sesler yerine herkesin bir işareti vardı da ona göre mi çağırıyorlardı? Yani mesela nah yapınca biri geliyor, yumruk yapınca başka biri geliyor... gibi.
Sanırım her yunusun bir ses imzası varmış ona göre tanıyorlarmış. Veya şempanzeler belli sesler çıkararak belli kişileri kastedebiliyorlarmış.
Ama başka bir örnek bulamadım. Şempanze ve yunuslarda bilinç düzeyi iyiymiş diyebilir miyiz?
2- Sizce atalarımız dil gelişmeden önce birbirlerine etiket takabiliyorlar mıydı? Gerçi anlamsız ses ve hareketler de bir dildir ama ilk başlarda nasıl anlaşıyorlardı bilen veya tahminde bulunacak var mı?
Yani şöyle bir dönem geçirmiş olmamız olasıdır değil mi? www.youtube.com
Yoksa sesler yerine herkesin bir işareti vardı da ona göre mi çağırıyorlardı? Yani mesela nah yapınca biri geliyor, yumruk yapınca başka biri geliyor... gibi.
(2)
Klimanın dış çalışma sıcaklığının yüksek olması, soğutmasını da etkiler mi?
ananiyimioguz #1587263
24.000 btu bir klima buldum ancak 2 farklı modeli var.
Aralarında da 5bin tl oynuyor sadece.
Tüm özelliklerine bakıyorum, her şeyi aynı. Bir fark göremedim.
Sonra ufak bir detayı fark ettim, her şeyi aynı evet ama ucuz olanın soğutma için max çalışacağı sıcaklık 46 dereceymiş.
Pahalı olanın 54 dereceymiş.
Şimdi tamam bu demek oluyor ki cehennem sıcağı da gelse soğutacak tamam ama gelmedi diyelim dışarısı normal 40 derece.
Bu durumda da diğeri daha mı iyi soğutur sizce? Yani daha mı soğuk üfler, olayı nedir çalışma sıcaklığının yüksek olmasının? Ne değişince daha sıcakta da çalışabiliyor?
Aralarında da 5bin tl oynuyor sadece.
Tüm özelliklerine bakıyorum, her şeyi aynı. Bir fark göremedim.
Sonra ufak bir detayı fark ettim, her şeyi aynı evet ama ucuz olanın soğutma için max çalışacağı sıcaklık 46 dereceymiş.
Pahalı olanın 54 dereceymiş.
Şimdi tamam bu demek oluyor ki cehennem sıcağı da gelse soğutacak tamam ama gelmedi diyelim dışarısı normal 40 derece.
Bu durumda da diğeri daha mı iyi soğutur sizce? Yani daha mı soğuk üfler, olayı nedir çalışma sıcaklığının yüksek olmasının? Ne değişince daha sıcakta da çalışabiliyor?
Hanım şundan arıyor da ibb.co
İnternette bulamamış. Ben de bulamadım.
Ne diye aratsak biledim.
Denediğim keywordler: plastik mini bardak, plastik shot bardağı, plastik ağız çalkalama bardağı.
Bir de bunun sebil bardaklığı gibi tutamacı olmalı tabi hoş olması açısından.
Tavsiye ve fikirlere açığız.
Klinik lavabosuna konulacak listerine ile birlikte.
İnternette bulamamış. Ben de bulamadım.
Ne diye aratsak biledim.
Denediğim keywordler: plastik mini bardak, plastik shot bardağı, plastik ağız çalkalama bardağı.
Bir de bunun sebil bardaklığı gibi tutamacı olmalı tabi hoş olması açısından.
Tavsiye ve fikirlere açığız.
Klinik lavabosuna konulacak listerine ile birlikte.
Selamlar, galaxy note 10+ bataryası arıyorum. 400 ila 1500 lira arasında değişiyor internetteki fiyatlar ancak hangisi orijinal bilemedim.
Güvendiğiniz, bildiğiniz bir yer var mı?
Bildiğim kadarıyla mesela apple, dışarıya orijinal parça vermiyor.
Yani piyasada orijinal diye satılanlar %100 çakmadır. tabi eğer çıkma değil ise.
Lisede yetkili apple servisinde çalışmıştım, orada bile eski çıkan ürünü koyup kargoluyorsunuz apple a, ancak öyle orijinal ürünü takabiliyorsunuz.
Ama samsung öyle değil diye biliyorum dışarıya veriyor bence?
Nasıl bulabilirim?
Direkt samsung a gönderemiyorum çünkü sadece istanbul veya ankarada batarya değişimi yapılıyormuş saçmalığa bakın -_- en az 1 hafta telefonsuz kalacağım ki çok sıkıntı olur banka ve şirket işlerim için. O yüzden gönderemiyorum.
Ama alırsam kendim takabilirim.
Bu arada aradım sordum 1800 demişlerdi 1-2 ay önce şimdi 2000tl olmuştur değişim ücreti.
gsm iletişimde falan 1000tl ama onlar orijinal takıyorlar mı bilmiyorum.
Edit: aradım sordum, adam kesinlikle orijinal üründür diyor.
Edit 2: sözlükte pek hoş yorumlar yok o yüzden emin olamadım çakma olabilir.
Güvendiğiniz, bildiğiniz bir yer var mı?
Bildiğim kadarıyla mesela apple, dışarıya orijinal parça vermiyor.
Yani piyasada orijinal diye satılanlar %100 çakmadır. tabi eğer çıkma değil ise.
Lisede yetkili apple servisinde çalışmıştım, orada bile eski çıkan ürünü koyup kargoluyorsunuz apple a, ancak öyle orijinal ürünü takabiliyorsunuz.
Ama samsung öyle değil diye biliyorum dışarıya veriyor bence?
Nasıl bulabilirim?
Direkt samsung a gönderemiyorum çünkü sadece istanbul veya ankarada batarya değişimi yapılıyormuş saçmalığa bakın -_- en az 1 hafta telefonsuz kalacağım ki çok sıkıntı olur banka ve şirket işlerim için. O yüzden gönderemiyorum.
Ama alırsam kendim takabilirim.
Bu arada aradım sordum 1800 demişlerdi 1-2 ay önce şimdi 2000tl olmuştur değişim ücreti.
gsm iletişimde falan 1000tl ama onlar orijinal takıyorlar mı bilmiyorum.
Edit: aradım sordum, adam kesinlikle orijinal üründür diyor.
Edit 2: sözlükte pek hoş yorumlar yok o yüzden emin olamadım çakma olabilir.