Ekşi Duyuru

merhabalar,

öncelikle sorum şu: iki adet resim ekledim. şimdi, gs derneği, gs sportif aş'nin ana ortağı, tamam. gs derneği, riva'yı satmış (kabaca yazıyorum) ve parasını gs sportif aş'ye transfer etmiş. iyi güzel ama bu miktar gs sportif aş'nin bilançosunda borç olarak, yükümlülük olarak gözüküyor. yahu gs sportif aş, bu parayı daha sonrasında derneğe mi verecek? niye versin? bu borç nasıl halledilecek? neden borç diye yazıyor?

kafamda deli sorular var. işi bilenler cevaplayabilirse (hiç ekonomi eğitimi görmemiş, sadece hobi olarak biraz okuma yapmış biri olduğumu göz önünde bulundurarak) sevinirim : )

Yaklasik 2 sene once ciddi sikayetlerle goz doktoruna gittim, bana goz kuremin yer degistirdigini soyledi ve iki adet damla verip sabah aksam birer damla damlat dedi. İyi, guzel, gecmeye de basladi, rahatladi gozlerim ama iki senedir her gun damla damlatiyorum ve gozlerim bazen iyi, bazen kotu oluyor, su anda da agriyor gozlerim.

İyi doktor diye gitmistim ama 2 senedir kalici bir cozum bulamamasi (bir ara en azindan damla damlattigim surece iyiydim, damlayi birakinca iki gun sonra yeniden agri oluyordu ama simdi agri gecmiyor) beni dusunduruyor ve baska bir doktora daha gitmek istiyorum.

Besiktas'taydi bu doktor. Var midir devlet hastanesinde onerebileceginiz bir doktor?

yaklaşık 7-8 senelik bir monitörümüz var. birkaç gündür garip davranmaya başladı.

bilgisayarı açıyorum, açılış ekranları çıkıyor tek tek, güzel (ama bunlar da olması gerektiğinden çabuk kayboluyor, hemen kayboluyor, garip), sonra masaüstünü görmem gerektiği anda ekran kararıyor ve ben öyle kalıyorum. bu durumda monitörün arkasındaki güç kablosunu çıkarıp takınca sorun çözülüyor ve bilgisayarı renklerde vs. herhangi bir farklılık olmadan kullanmaya devam edebiliyorum (bir kere açıldıktan sonra problem yaşamıyorum, aniden ekran falan kapanmıyor). ancak ertesi gün bilgisayarı açarken yine aynı şeyleri yaşamak durumunda kalıyorum.

nedir sizce problem? nasıl çözerim?

Uefa'nin bugun yayinladigi rapordan:

"An eye watering €1,270m of agent commissions were reported by clubs on the
2,000 transfers reviewed, which covered about 40% of overall European club
transfer spending during the period 2013-2017. In total these commissions were
equivalent to 12.6%of the transfer fees with the mid commission rate at 13.3%."

İngilizce okumalar yapiyorum, fena degil aslinda ingilizcem ama su paragrafi bir cozemedim.

Turkcesini yazip, ardindan da "bak cumleleri soyle soyle kaliplara ayir, karistirmazsin o zaman ne anlatmak istedigini" vs. diyebilecek varsa cok sevinirim.

İkisinden birisini yazan olursa ona da tesekkur tabii ki.

Erkek yok, disi kusumuz tek.

İlk yumurtladiginda yumurtasini attik, hicbir sey olmamis gibi hayatina devam etti, neseliydi gayet ama iki gun sonra tekrar yumurtladi. Kuscuya sorduk "erkek alacaksiniz ya da vazgecmesini bekleyeceksiniz. Bir sure sonra yavrusunun olmayacagini anlayip yumurtayi kirar" dedi ama o gunden sonra 2-3 gunde bir yumurtlamaya devam etti ve su an 4 yumurtasi var.

Biz ne yapacagiz bu cocukla ya? Bilmiyorum ilgisi var mi ama tülde yuva gibi bir yer yapmistik ona. Oraya alistiktan 5-6 gun sonra ilk yumurtasini yapti.

1,5 senedir bizimle birlikte bu arada.

istanbul'dayım. yazın çok gittim belediyenin kapalı yüzme havuzuna. 4-5 aydır gitmiyorum, şu kışın ortasında da gitmem lazım ama işte kışın ortası.

buz gibi havadan çıkıp serin sulara atlayacağım, duş alacağım falan filan... işkenceye dönüşür mü havuz olayı bu havada? ne diyorsunuz?

Kendisi tek, evimizde baska kus yok. İcinden yavru cikmayacak dogal olarak. Birkac gun oldu sanirim. Surekli de yumurtasinin basinda bekliyor. Bilmiyor mu ciftlesmeden yavru cikmayacagini?

Ne yapalim simdi? Yumurtayi almayalim di mi? Peki yumurtanin bos ciktigini gorunce depresyona falan girer mi acaba?

Besiktas, sisli, taksim'de vs. yollar trafige kapatilacakmis (haber sitelerine de haber olmadi dogru durust, anlamadim niye). E peki otobusler de mi calismayacak? Bu konuda tam emin olamadik. Eger otobusler de calismayacaksa durum cok vahim.

takip edenler bilir, galatasaray başkanı dursun özbek, bu konudan bahsetti. galatasaray aş, bu sene de zarar ederse "bir takım haklarımızı" kaybedecekmişiz.

bir sitede (www.businessht.com.tr) şöyle bir bilgi buldum:

"Kurulun belirlediği esaslar çerçevesinde, faaliyetlerinin makul ve zorunlu kıldığı hâller saklı kalmak kaydıyla, mevzuata uygun olarak hazırlanmış finansal tablolarına göre üst üste beş yıl dönem zararı eden halka açık ortaklıklarda, oy hakkına ve yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazlar Kurul kararı ile kalkar. Söz konusu imtiyazlı payların kamu kurum ve kuruluşlarına ait olması hâlinde bu hüküm uygulanmaz."

e iyi hoş da, ne demek istiyor? ne olacak yani tam olarak, bu sene de zarar edersek?

galatasaray derneği, galatasaray aş'yi yönetemeyecek mi artık? kim yönetecek? biraz basitleştirerek anlatabilecek olan var mıdır?

Doktor b12 vitamini verdi, igne olarak. 3 gunde bir oluyorum, sonra haftada bir olucam. Annem yapiyor, hemsirelik kursuna gitmis, kucukken de yapardi bana.

Yalniz 4 gun once soyle bir sey oldu. "Şu hava alma işinde zorlaniyorum hep" dedi, ugrasti, ugrasti, sonra "bir sey olmaz herhalde" deyip biraz hava kabarcigi oldugu halde vurdu igneyi (damara degil kasa yapiliyor). 4 gun oldu, agri giderek hafiflese de (durdugum yerde agrimiyor ama) yururken hafif bir agri hissediyorum.

Bir sey olur mu acaba? Gerci bacagim da bukuk duruyordu igne olurken, biraz da ondan olabilir belki, bilemiyorum. Kizariklik falan da yok o bolgede.

Edit: off, psikolojik midir, ters mi oturuyordum nedir, bacagim (igne vurulan kalcadaki) biraz cok agridi.

Bir zarari var midir?

Yarin okuldayim da aksama kadar, eve gelmeyi beklemezsem iyi olur.

yaa bir yerde okudum mu, yoksa dinlediğim bir yerde mi denk geldim, bilmiyorum, aradım ve bulamadım.

aşağı-yukarı şöyle bir şey geçiyordu (parantez içini salladım biraz): "(tek başına uzun yolculuğa çıkanlar bazen gece dışarıda yatmak durumunda kalırlardı), türkler ise bu kişileri evlerinde misafir eder, yedirip içirip yatırır. ertesi sabah da yolcu ederdi. bu bir gelenek haline gelmişti. 'tanrı misafiri' kavramı buradan gelmektedir." dedikten sonra neden "allah misaifiri" değil de "tanrı misafiri" dendiğini üstü kapalı açıklıyordu ama bir an dayanaksız geldi, "uyduruyor olabilir" dedim ve öyle geçtim ama şimdi merak edip araştırasım geldi.

var mı bir yazıda böyle bir ifadeye denk gelen veya "tanrı misafiri" kavramını açıklayan bir yazı bilen?

Nasil acildi anlamadim, boyle bir sey acmadim ben. Nasil kapatacagim bunu?

Bacagimda yine anlamsiz bir morluga rastladim. Arada sirada bunun gibi, darbe yemedigim halde morluk cikiyor (ust baldirlarda).

Bunun sebebi ne olabilir? Doktora gideyim mi?

Hareketsizlikten mi acaba? Bel fitigim var diye spor yapamiyorum, pc basindayim hep vs.

27 yasindayim henuz, kilom da gayet az.

Mumkunse 200 liradan dusuk bir fiyata suni deri ceket (erkek) almak istiyorum. Koton'a bakabildim bi tek, en ince ceket olarak gosterdikleri ceket yine etli butluydu, kalindi yani biraz.

Surekli sicak basan biri olarak incecik bir ceket almak istiyorum. Model ve/veyaz magaza onerilerinde bulunabilecek olan var midir?

evdeki sineklikleri söksem mi artık ya, sinek/böcek gelir mi artık? istanbul'da yaşıyorum.

bayağı da cam açıyorum hala.

Telefonuma maximum mobil'i indirdim, acar acmaz boyle bir uyari verdi. İscep'i kullaniyorum, onda bir sey demedi.

Nedir bu durum? Onemli bir sey midir? Uyariyi ek'e koydum.

N11.com'dan mi ne almistim bu telefonu. Ucuz bir telefon ama gayet memnunum: Piranha İQ Pro G. Telefonu da bir aydir kullaniyorum, ellemedim yani isletim sistemoni falan.

Bundan aylaaar once ingilizcemi nasil gelistirebilirim gibisinden bir baslik acmistim. Bir duyurucu arkadasimiz da ozelden iletisime gecip yabancilarla konusabilecegim bir sohbet programi (yani sanirim veya asagi yukari boyle bir sey) onermisti ama o zaman akilli telefonum olmadigi icin bu oneriyi es gectim ve aklimda da kalmadi ve de duyuru'nun mesajlar kismindan da silindi.

Ancak simdi akilli telefonum var :)

Var midir boyle bir program onerebilecek, "kullan, cok isine yarar" diyebilecek?

yerli haber sitelerinde, birçok yabancı sitede tırnak işareti yerine tek tırnak işareti kullanılıyor, yanlış biçimde. "tek tırnak" işaretinin kullanım alanı sadece tırnak işaretinin içindedir.

alıntılar, vurgulamak istenen kelimeler hep "tırnak" işareti ile belirtilir, "tek tırnak" işareti ile değil. tırnak işaretinin içinde başka bir vurgu yapmak istiyorsan veya alıntı yapmak istiyorsan da tek tırnak işaretini kullanırsın.

nereden, niye çıktı bu tek tırnak aşkı? uyuz olmaya başladım :)

edit: hayır, bir de tek tırnak işaretini kullanmak daha zor (tuşlara basmak anlamında).

ingilizce çalışıyorum, bir yandan da ingilizce yazılar okuyorum. şu cümleyi çözemedim ya, baktım baktım, karışık geldi. bir açıklayabilecek olan var mıdır acaba?

nba analiz yazısı:

"The Dubs were always going to easily oust the Spurs, though it’s a shame they had to do so without Kawhi Leonard having much of a say in the matter."

fizik doktoru bana bel ağrım için, bel temiz çıktı ama skolyoz varmış biraz vs. boyunda da sıkıntı var. doktor birkaç egzersiz yazdı, gittim fizyoterapiste, gösterdi egzersizleri.

boyun egzersizlerini yapıyorum, tamam ama kürek kemikleriyle ilgili egzersizler bel ağrısı yapıyor bende. birkaçtır bakıyorum, eminim artık.

şimdi ben bu durumu kime söyleyeyim? fizik doktoruna gitsem, egzersizleri o göstermedi ama durumumu o biliyor; e fizyoterapiste gitsem, evet, o gösterdi egzersizleri ama filmimi vs. görmedi.

ne yapsam?

okmeydanı devlet hastanesi'ne gittim 10 gün önce. doktor film istedi, geçen hafta da film çektirdim. doktora göstermek için randevu aldım ama ancak 11 temmuz'a alabildim.

boyun ağrılarım ise o zamana kadar beklemek istemiyor. boynum çok ağrıyor, hayat kalitem düştü epey.

yarın doktora gitsem, aradan sıvışsam (bunu yapmayı da hiç sevmiyorum ve beceremiyorum ama mecbur gibiyim), durumumu anlatsam, doktor bakar mı acaba ya da önce görevliye gidip barkod almaya mı çalışsam? ne diyorsunuz?

ek soru: filmin bir çıktısını alıp saklamak istiyorum (belki başka doktora giderim), radyoloji bölümüne gitsem, basılı olarak verirler mi, veriyorlar mı?

Boyun duzlesmesi olabilir bende ama doktor randevuma daha 10 gun var :( boynum cok agriyor, 1 haftadir bilgisayar basina oturamiyorum kisa bir sureligine de olsa. Eskiden dolgit krem surunce gecerdi, artik o da fayda etmiyor. Muskazon aldim, gunde 1-2 kullaniyorum ama o da fayda etmiyor, biraktim. Egzersiz arada yapiyordum ama fayda etmiyor gibi o da (hatta belimin sol tarafinda uyusukluk oldu hafiften ama nedeni nedir, bilemiyorum, skolyoz da var biraz).

Ben ne yapicam simdi? Doktora gidene kadar rahat etmemi saglayacak bir cozum lazim, cok kotuyum :(

Cumhuriyet kurulduktan sonra hizla modernlesme, batililasma adimlari atiliyor, bildigimiz gibi. Bununla birlikte, osmanli'nin son donemlerinde de modernlesme yolunda atilan kucuk adimlar var.

Asker sinifinda (subaylarda vs.), aydinlarda bir modernlesme birikiminin zaten oldugunu ve cumhuriyet ile birlikte de bunun hayata gectigini dusunuyorum.

Ancak, arastirmak istedigim konu su: modernlesme birikimi tam olarak hangi kesimlerde var? Askerleri ve aydinlarin ne kadarinda var? En merak ettigim ise halkta boyle bir birikim var mi, varsa ne kadar ve hangi bolgedeki halklarda var?

Bu konulari arastirmak istiyorum ama nasil ilerleyecegim, nelere bakacagim, ne okuyacagim, tavsiyesi olan?

Doktor su goz damlasindan verdi, sabah aksam birer damla damlatiyorum: encrypted-tbn0.gstatic.com

Ancak sorun su: kullandiktan sonra atin actiginiz flakonu diyor. Doktor da buna gore yazmis, 40 kusur lira odeme cikti. Boyle olunca ben de "bi flakonu bi gun kullanirim, sonra atarim" diyip kutu sayisini yariya indirttim.

Bir sikinti olur mu acaba? Aciyorum, damlatiyorum, 10 saat sonra tekrar damlatip cope atiyorum ama prospektuste "actiktan sonra hemen kullanin ve atin" yaziyor.

Sort, tisort, pantolonlari icine disina cevirerk yikiyoruz ve hatta boxer'larda bile icine disina ceviriniz yaziyor ama simdiye kadar coraplarla ilgili herhangi bir yikama talimati gormedim.

Sahsen ben, icini disina cevirmeden, dumduz yikiyorum ama boyle yapmamak mi lazim acaba (coraplarim genelde decathlon'dan, adidas'tan)?

spor salonuna falan gitmiyordum, ağırlık çalışmıyordum. 2 ay haftada 3-4 gün yüzdüm, uzun bir süre de barfiks çalıştım ve biraz kol kaslarım oldu. 7-8 aydır bir şey yapamıyorum belimdeki sıkıntıdan dolayı ama kol kaslarım büyük oranda duruyor.

ancak gelin görün ki sağ kol ile sol kol arasında büyük bir fark var (espriler?). sağ kolumdaki kaslar fena durumda değilken sol kolda hiçbir şey yok. spor yaparken de böyleydi tabii ama şimdi daha bir gözüme batıyor.

bunları nasıl eşitleyeceğim ben ya? kötü ve saçma duruyor gerçekten (bel sıkıntımdan dolayı "belin iyileştikten sonra şöyle yap" diye öneri getirebilirsiniz. teşekkürler).

trt kanalları, halk tv "sinyal yok" diyor birkaç gündür.

sorun bende mi, genel mi?

İsletim sistemi: windows 10, 64 bit
Modem: ttnet, tp-link

Yaklasik 1 saat once windows defender'i acip tam taramayi calistirdim. İnternette gezinirken yaklasik yarim saatin ardindan bildirim geldi "tarama tamamlandi, bir sey bulunmadi" diye, ben de "nasil olur ya, niye bu kadar kisa surdu? virus girdi de, ondan mi? bu kadar derine mi girdi?" vs. diye dusunurken bir baktim sag altta internet baglantisini gosteren yerde sari ucgen icinde unlem isareti. İnternete bagli degilim.

Ac-kapa'lari yaptik tabii. Modemdeki yanmasi gereken tum isiklar yaniyor. Masaustunden baglanamiyorum ama tablet ve telefondan baglanabiliyorum. Ttnet'i aradim, sacma sapan seyler yaptirdi (ilk is dns'i duzelttirmek oluyor), sorun cozulmeyince kayit aldi, doneceklermis bana.

192.168.1.1'e de giremiyorum.

Ne yapacagiz, nasil yapacagiz?

Windows defender cevrimdisi taramayi calistiriyorum mesela birkac haftadir. Tariyor 12 dk falan, tararken sari oluyor ustteki cubuk, "bilgisayariniz buyuk olasilikla korunmuyor" diyor, "zararli yazilimlar bulundu, bilgisayar acildiginda bunlari inceleyebilirsiniz" diyor ama hicbir defa bilgisayar acildiginda tarama sonuclarini goremedim ben. Bunlari da "virus var" diye yorumluyordum ben.

Ne yapacagim simdi?

geçen hoca abd tarihini anlatırken york-new york olayını şöyle örneklendirdi: "bosna'dan göçen birinin yerleştiği yere yenibosna demesi gibi."

duyduğumda "anaaaa" dedim içimden ama bunu bir kaynaktan doğrulamam lazım.

öncelikle, sizler de böyle mi biliyorsunuz? yanlış/yalan diyecek olan var mı ve de kaynak gösterebilecek olan var mı?

Su anki tabletim su: www.hilevel.com.tr

Tabletten cok bir bekletim yok. Bu dandik tablet bile isimi gordu ama bozulmaya basladigi icin degistirmem lazim.

Ne onerirsini bunun yerine? En ucuzlardan olsun yine ama kalite olarak asagisi olmasin, bir tik ustu olabilir.

7 veya 8 inc almayi dusunuyorum.

size nerelisin diye sorulduğunda, uzun uzun anlatmak istemediğiniz bir durumda, tek kelimede; doğduğunuz yeri mi, büyüdüğünüz yeri mi, ailenizin geldiği/doğduğu yeri mi söylüyorsunuz?

mesela benim annem istanbul doğumlu, annemin ebeveynleri ve babam mersin doğumlu, ben doğma büyüme istanbulluyum ama mersinliyim diyorum.

siz de böyle mi diyorsunuz?

hangi çeviri iyi, hangisinde tam metin var?

kimi cilt cilt; kimi tek kitap, 1-2 bile yazmıyor.

çok fazla seçenekten hoşlanmıyorum ya. hangisini almalıyım? ölümünden sonra 2-3. ciltler yayınlanmış ama onları da okumak gerek di mi?

meme mi deniyor hiç bilmiyorum, şimdiye kadar hiç takip etmedim ama hoşuma gitti. nerede bunun membağı?

örnek: pbs.twimg.com

Uzun bir suredir bilgisayari actigimizda girgirgirgir diye sesli calisiyordu kasa, bir sure sonra susuyordu. Simdi de su son 3-5 gundur sessiz aciliyor ama bu sefer de surekli hafiften girgir diyor, susuyor, sonra tekrar girgir diyor, boyle devam ediyor.

Sesin nereden geldigini de anlayamiyorum. Bu sesin sebebi ne olabilir acaba? Ne yapmam lazim? Boyle bir sey yapmiyorum, yapmiyorum, en sonunda bilgisayar hic acilmayacak ondan korkuyorum.

Not: 1,5-2 ay kadar once kasayi, fanlari temizlemistim (power'in icini acmadim/acamadim), ondan sonra da bu ses cikiyordu.

güzel güzel kullanıyordum bunu, sonra kaybettim. bunu aldığım ıvır zıvırcılara baktım, başka markalar var. onlardan birini alayım dedim, hiç beğenmedim. bunun hem kapağı var, hem de daha rahat etek altı traşı yapılıyor.

beşiktaş'tayım. nerede bulabilirim bu yuma'yı veya böyle güzel, kaliteli bir traş makinesi var mıdır tavsiye edebileceğiniz?

yoksa birkaç gün beklemek mi gerekiyor? nasıl oluyor?

adam bir dilekçenin fotoğrafını çekip tweet atmış. tıklıyorsun, küçücük bir fotoğraf çıkıyor karşına, yazıları okumak imkansız.

önce okuyamamayı kabullenmiştim ama böyle bir sürü paylaşım görünce herhalde ben büyütmeyi beceremiyorum dedim.

ee, bu resimleri/fotoğrafları nasıl büyüteceğiz? yoksa twitter üyeliğim yok diye mi büyütemiyorum?

eğer büyütülemiyorsa çok saçma, sürekli dilekçe, kitap, belge paylaşımı yapılıyor ama hiçbiri okunamıyor.

seviyem pre-intermediate ya da intermediate. tam bilemiyorum (iü'nün testinde intermediate çıktım ama pek güvenmiyorum).

arada ingilizce haber okusam da (biraz zorlanarak okuyorum tabii, siteden siteye, haberden habere değişiyor) ingilizcem iyi değil. ingilizce de çalışmıyorum uzun bir süredir ama artık bir çeki düzen vermem, iyice öğrenmem lazım.

fakat şöyle bir sorun var: konu başlıkları mesela şöyle "reflexive pronouns", "relative pronouns", "interrogative determiners". e ben bunları türkçe olarak da %100 bilmiyorum. hatta bazılarını cümle içinde göster desen gösteremem. lisedeyken de bu konuları hiç sevmiyordum.

her ne kadar içlerinde tabii ki bildiğim konular olsa da sıfırdan başladım ingilizce çalışmaya. peki, ben bu "relative pronouns"un vs.'nin türkçelerini iyice öğreneyim de sonra mı bu konuların ingilizcelerine bakayım sizce?

çalıştığım site şu: learnenglish.britishcouncil.org

bel mr'ı istemişti doktor (beyin-sinir cerrahı). mr çekildikten sonra cd'sini hemen verdiler ama raporu 17'sinde verecekler, ben de o hafta burada olmayacağım falan filan derken anca 24-25'inde raporu alıp doktora gösterebileceğim.

dedim ki, yarın bu mr'ı isteyen değil de başka bir doktora sadece mr cd'siyle gitsem, bakar mı, bir şey der mi?

genellikle mr cd'sine bakmaz ya doktorlar, daha önce bana mr cd'sini soran bir doktora gideyim diyorum yarın.

raporu aldıktan sonra da mr isteyen doktora gideceğim. bunu da belirtirim belki yarınki doktora?

gideyim mi? bakar mı, bir teşhiste bulunur mu?

1-2 aydır bilgisayarı açınca kasa bayağı gürültülü çalışıyordu, bilgisayar açıldıktan sonra normale dönüyordu.

az önce başka bir şey olmaya başladı. böyle hafiften "çıt çıt" gibi sesler geliyor.

ne olabilir bu ya? bilgisayar patlamasın? bilgisayar açıkken de kasayı açmaya korkuyorum hafiften. ne diyorsunuz?

not: bilgisayar, masaüstü.

53 liraya düştü diye reklam dönüyor ama bende daha önce 65 lira olan prim, 71 liraya çıkmış 2-3 ay önce. bu nasıl iş? sizde de böyle mi? konuşup düzelttirmek mi lazım?

bende küçük bir fıtık vardı zaten. 3 gün önce de belimi çok kötü sakatladım. ağrıyor, doğru dürüst yürüyemiyorum. tekrar mr çekilecek zaten ama ağrılarım arttığı için pazartesi doktora gideceğim.

hangisine gideyim/gitmem gerekiyor? beyin ve sinir cerrahisine mi, fizik tedaviye mi?

ek soru: barfiks demirinde 20-30 saniye asılı kaldım diye bir bel nasıl bu kadar kötü olabilir ya? :(

geçtiğimiz haziran ayından beri barfiks çalışamıyorum bel fıtığından dolayı. ilginç geldi bana, kollardaki kasların çoğu duruyor gibi gözüküyor :)

neyse, doktorumun dediğine göre "küçük" bir bel fıtığım varmış ama ağrılar geçmedi. hala yüzüstü yatamıyorum, koşamıyorum, şınav ve barfiks çekemiyorum.

belki zor, belki saçma bir soru bilemiyorum ama sporsuzluk da ta şurama kadar geldi. en azından biceps vs. çalışayım da hem görüntü olsun, hem nabız yükselsin.

bu durumda olan bana biceps ve/veya triceps çalışmak için egzersiz önerebilecek olan biri var mı? beli etkilememesi gerekiyor tabii ki hareketin. valla bel etkilenmeden kol çalıştırabilen biri çıkarsa ölene kadar duacı olurum :)

not: basit, yün bir bel korsem var ama bir faydası olmaz sanırım bu hareketleri yaparken?

not 2: 8 kiloluk bir dambılım var.

kasa şu: inventus.com.tr

kasanın ön-üstteki iki usb girişi paslandı. çok uğraştım ama temizleyemedim. zaman zaman sorun çıkarıyor.

bu usb girişlerini söküp oraya kendim usb girişi satın alıp montesini yapabilir miyim? usb girişi bulmak da takmak da kolay mıdır?

şişman biri değilim ama biraz göbeğim var. slim fat denebilir belki bana.

tatlı yemeyi ezelden beri severim, dönem dönem de abarttığım oldu. şimdi ise bırakmaya çalışıyorum ama olmuyor!

mesela dün, diyetimin üçüncü günüydü. sabah da yiyecek sağlıklı bir şey bulamadım (bu durumun da etkisi olabilir tatlı krizimde), yoğurda badem koyup yedim, 4-5 saat sonra çok aç bir şekilde yemekhanede yemeğimi yedim (o da gayet sağlıklıydı, bulgur-bezelye vardı) ama karnım bir miktar doymasına rağmen tam olarak tatmin olamadım yemekten, tam olarak doymadım sanırım. sonra aklımdan hep tatlılar geçti, geçti, geçti. en son da, 3-4 saat sonra eve dönerken soslu tavuk dürüm yedim, üstüne de marketten çikolata vs. aldım. onları yedim.

bugün de ekmek yememeye devam ediyorum. mesela mercimek, bezelye, ıspanak yerken ekmek yememek bir yük değil, olağan bir durum oldu bende, hiç aramıyorum ekmeği.

ama gelin görün ki tatlı mevzusu! ben nasıl bırakacağım bu tatlıyı? bırakmak mümkün olmaz da, nasıl azaltacağım bu tatlıyı, şu kısır döngüyü nasıl kıracağım?

yahu şunu bir hesaplayamadım. hangi yöntemle, nasıl hesaplayacağız?

fenerbahçe de uefa'da son 16'ya kalsaydı fb ile bjk'nin birbiriyle eşleşme ihtimali yüzde kaç olacaktı, onu hesaplamaya çalışıyorum.

kurada hiçbir kısıtlama yok, ne seribaşı, ne başka bir şey.

dolaplı molaplı bir mobilyamız var ahşaptan. bayağı kolonya dökülmüş üstüne, bir süre de öyle durmuş. küçük bir kısmında (tam da fareyi gezdirdiğim kısım) şişlik var, şişlik olan kısım biraz koyulaşmış aynı zamanda.

ben bu şişliği nasıl indirebilirim? sinirim çok bozuldu. fareyi gezdiremediğim için tüm masa planını değiştirmem gerekiyor şişliği indiremezsem.

bir tanesi bozulmuştu, diğerini kullanıyorduk, şimdi o da bozuldu sanırım :(

ne yapacağım? garantisi bitti. yine de samsung servisi arayıp eve çağırsam gelirler mi? ne kadar tutar tahminen?

bir yere götürmem gerekmez umarım televizyonu.

"Savcılık, yazarlar Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin’in yaşlarını göz önünde bulundurarak adli kontrol talebiyle serbest bırakılmalarını isterken, 9 kişiyi tutuklanmaları istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti."

ne demek bu? yani savcılık baktı etti sonra dedi ki "bence tutuklanması lazım bunların", sonra sulh ceza hakimliğinde de yargıçın önüne gelecek dosya, asıl yargılama orada yapılacak di mi? oradan herhangi bir karar çıkabilir? (türkiye koşullarını göz ardı ediyoruz)