yeni açtığım siteme en çok ulaşılma yeri olarak "m.facebook.com / referral" yazıyor. şaşırdım, facebook'a sitemle ilgili bir şey yazmamıştım. acaba hangi güzel insan, hangi sayfada sitemin linkini paylaşmış, bunu bulmam mümkün mü?
aşı olduktan 1-2 ay sonra, zaman zaman aşı kaynaklı olabileceğini düşündüğünüz ağrıları hissedeniniz var mı? (zor bir cümle oldu)
Nasil pandemiyi dunya haritasinda daire vb. gorseller seklinde takip ediyorsak yanginlari da ayni sekilde takip etmek istiyorum. Var midir boyle derli toplu bir site?
2030'dan itibaren satılan her iki arabanın bir tanesinin elektrikli, 2040'tan itibaren ise tüm satılan arabaların elektrikli olacağı tahmin ediliyormuş.
tabii ki eldeki benzinle çalışan araçların hurdaya çıkması da zaman alacak ama bu tahmine göre 2040'ta benzinle çalışan araçların sayısı bir hayli düşecek demektir.
1) o zaman eldeki petroller ne olacak? petrol rezervleri bulunanlar artık onları çıkartmayacak mı? petrolü bulunan ülkeler, petrol için farklı kullanım alanları mı bulur?
2) ek olarak, bu araçların çıkış noktası "petrol bir gün bitecek, elektrikli araç yapalım" idi değil mi? peki bu kadar elektrik ihtiyacı nasıl karşılanacak? herkes bitcoin'e laf ediyor ama bu araçlar muhtemelen çok daha fazla elektrik tüketecek. bu da gezegenimiz için olumsuz bir durum oluşturmayacak mı?
tabii ki eldeki benzinle çalışan araçların hurdaya çıkması da zaman alacak ama bu tahmine göre 2040'ta benzinle çalışan araçların sayısı bir hayli düşecek demektir.
1) o zaman eldeki petroller ne olacak? petrol rezervleri bulunanlar artık onları çıkartmayacak mı? petrolü bulunan ülkeler, petrol için farklı kullanım alanları mı bulur?
2) ek olarak, bu araçların çıkış noktası "petrol bir gün bitecek, elektrikli araç yapalım" idi değil mi? peki bu kadar elektrik ihtiyacı nasıl karşılanacak? herkes bitcoin'e laf ediyor ama bu araçlar muhtemelen çok daha fazla elektrik tüketecek. bu da gezegenimiz için olumsuz bir durum oluşturmayacak mı?
kafayı yiyeceğim artık ya. sipariş vermeden duramıyorum. her gün bir yemek siparişi veriyorum. 1-2 gün vermezsem öbür günü mutlaka sipariş veriyorum.
eskiden de sipariş vermeyi çok severdim ama asıl olarak geçen yaz getiryemek'te %50 indirimler başladıktan sonra patladı. sabah kalkıyorum, eğer sağlıklı bir kahvaltı yapmak istiyorsam tek alternatifim var: iki dilim ekmek kızartması, peynir, yumurta, çay, 1-2 de hurma belki. "offf" diyorum, sıkıldım her gün bunu yemekten. cazip de gözükmüyor artık. sonra gidiyorum sipariş veriyorum. siparişimin içinde illa ki sağlıksız şeyler olmasına gerek yok ama çoğunlukla kahvaltılık bir şey + tatlı siparişi veriyorum. kendimi bu şekilde ödüllendiriyorum sanırım.
"yarın başlayacağım artık sağlıklı beslenmeye, hem sipariş de vermem artık." diye diye seneler geçti.
hem keseye zarar, hem göbeğe zarar ama bir türlü durduramıyorum kendimi, ne yapmam lazım? :((
çok kilolu biri değilim. aslında şu ana kadar hep zayıf geldim ama göbek yavaş yavaş çıkıyor artık. sağlıklı beslenmeye de sipariş vermemeye de yıllardır başlayamadığım için inancım da kalmadı artık kendime :((
eskiden de sipariş vermeyi çok severdim ama asıl olarak geçen yaz getiryemek'te %50 indirimler başladıktan sonra patladı. sabah kalkıyorum, eğer sağlıklı bir kahvaltı yapmak istiyorsam tek alternatifim var: iki dilim ekmek kızartması, peynir, yumurta, çay, 1-2 de hurma belki. "offf" diyorum, sıkıldım her gün bunu yemekten. cazip de gözükmüyor artık. sonra gidiyorum sipariş veriyorum. siparişimin içinde illa ki sağlıksız şeyler olmasına gerek yok ama çoğunlukla kahvaltılık bir şey + tatlı siparişi veriyorum. kendimi bu şekilde ödüllendiriyorum sanırım.
"yarın başlayacağım artık sağlıklı beslenmeye, hem sipariş de vermem artık." diye diye seneler geçti.
hem keseye zarar, hem göbeğe zarar ama bir türlü durduramıyorum kendimi, ne yapmam lazım? :((
çok kilolu biri değilim. aslında şu ana kadar hep zayıf geldim ama göbek yavaş yavaş çıkıyor artık. sağlıklı beslenmeye de sipariş vermemeye de yıllardır başlayamadığım için inancım da kalmadı artık kendime :((
Hic inanmadim uzaylilarin varligina ama israrla var diyenler cikiyor. Tabi bir ara turkiye'de de sacma sapan insanlar cikip "bana kanserin ilacini verdiler", "bana bilmem ne yaptilar" diyen sacma insanlardan bahsetmiyorum. Daha akli basinda bilinen(?) insanlar da uzaylilar var diyor. Hatta "nasa, insanligi hazirliyor, birkac seneye aciklanacak diyen var"
Son haber şu: www.ntv.com.tr
Hadi gareth bale yanlis gormus olabilir ama haber şoyle devam ediyor:
Bir dönem Boca Juniors forması giyen Guillermo Marino da, futbolculuğu döneminde bir idmana uzaylılar kaçırdığı için geç kaldığını iddia etmişti.
Marino, bu konuda o dönemki takım arkadaşı Gustavo Lorenzetti'yi de ikna etti.
"'Guillermo, uzaylılar tarafından kaçırıldığı için bir idmana geç geldiğini söyledi. Guille, iki gün sonra gelip bunu söyledi. O akıllı bir adamdır, herkes onu bilir' dedi.
Detaylı bir hikaye anlatan takım arkadaşı sayesinde Lorenzetti de uzaylıların varlığına inanıyor.
Lorenzetti, takım arkadaşının hikayesini, 'Uzaylılar tarafından kaçırıldıktan sonra, onun ruhunu çıkarıp analiz ettiklerini anlattı' sözleriyle özetledi."
:)
Yani komik geliyor bana ama bir yandan da niye yalan soyluyorlar, dogru olabilir mi acaba diye de dusunuyorum.
Uzayda bir canli formu olabilir, trilyonlarca gezegen var sonucta ama kim bilir nasil bir sey. Nasil bir şans ki yillardir dusunulen, hayali kurulan, tipki filmlerdeki gibi bizden cok daha akilli, teknolojileri acayip gelismis varlijlar olarak gelip bizi buluyorlar? Bu kisim cok sacma geliyor. Evrende bir yerde bir yasam formu vucut buluyor olabilir ama belki de mikroskobik olcekte. Hadi diyelim bizim gibi bilincleri var ama bizden cok cok geri de olabilirler. Belki konusamiyorlar bile. Tabi o konusamayan canlilari bulmak ve boyle bir iddia atmak su an zor oldugu icin, "evime geldiler, beni aldilar gittik" diye sacma sapan seyler uyduruyor insanlar.
Yani bence de evrende bir yerde bir canli turu olabilir (aslinda olmayabilir de, belki gercekten de piyango bize vurdu) ama illa ki bizden super zeki, teknolojileri super gelismis olmak zorunda degil. Hadi oyle olsa bile milyarca isik yilini kat etmek icin yeterli zamanlari ve kaynaklari olmalari zor bence. Yani yesil uzaylilar atlayacak uzay gemilerine, isleri gucleri yok, milyarlarca isik yili boyunca dolasacaklar, sonra dunyaya denk gelecekler, on yillardir da inceleyecekler falan. Cok sacma bence. Ruhunu bile cikarmislar, yuh.
Son haber şu: www.ntv.com.tr
Hadi gareth bale yanlis gormus olabilir ama haber şoyle devam ediyor:
Bir dönem Boca Juniors forması giyen Guillermo Marino da, futbolculuğu döneminde bir idmana uzaylılar kaçırdığı için geç kaldığını iddia etmişti.
Marino, bu konuda o dönemki takım arkadaşı Gustavo Lorenzetti'yi de ikna etti.
"'Guillermo, uzaylılar tarafından kaçırıldığı için bir idmana geç geldiğini söyledi. Guille, iki gün sonra gelip bunu söyledi. O akıllı bir adamdır, herkes onu bilir' dedi.
Detaylı bir hikaye anlatan takım arkadaşı sayesinde Lorenzetti de uzaylıların varlığına inanıyor.
Lorenzetti, takım arkadaşının hikayesini, 'Uzaylılar tarafından kaçırıldıktan sonra, onun ruhunu çıkarıp analiz ettiklerini anlattı' sözleriyle özetledi."
:)
Yani komik geliyor bana ama bir yandan da niye yalan soyluyorlar, dogru olabilir mi acaba diye de dusunuyorum.
Uzayda bir canli formu olabilir, trilyonlarca gezegen var sonucta ama kim bilir nasil bir sey. Nasil bir şans ki yillardir dusunulen, hayali kurulan, tipki filmlerdeki gibi bizden cok daha akilli, teknolojileri acayip gelismis varlijlar olarak gelip bizi buluyorlar? Bu kisim cok sacma geliyor. Evrende bir yerde bir yasam formu vucut buluyor olabilir ama belki de mikroskobik olcekte. Hadi diyelim bizim gibi bilincleri var ama bizden cok cok geri de olabilirler. Belki konusamiyorlar bile. Tabi o konusamayan canlilari bulmak ve boyle bir iddia atmak su an zor oldugu icin, "evime geldiler, beni aldilar gittik" diye sacma sapan seyler uyduruyor insanlar.
Yani bence de evrende bir yerde bir canli turu olabilir (aslinda olmayabilir de, belki gercekten de piyango bize vurdu) ama illa ki bizden super zeki, teknolojileri super gelismis olmak zorunda degil. Hadi oyle olsa bile milyarca isik yilini kat etmek icin yeterli zamanlari ve kaynaklari olmalari zor bence. Yani yesil uzaylilar atlayacak uzay gemilerine, isleri gucleri yok, milyarlarca isik yili boyunca dolasacaklar, sonra dunyaya denk gelecekler, on yillardir da inceleyecekler falan. Cok sacma bence. Ruhunu bile cikarmislar, yuh.
yahu eski abajuru attık, içindeki ampule de bakmadık kaç watt diye. şimdi deneme yanılma da yapmak istemiyorum. kaç watt ampul almalı ki ne az ne de çok gelsin?
sürücülüye defalarca attım da sürücüsüze nasıl atılıyor bilen var mı?
not: orijinal windows lisansım var.
edit: ekteki yerden yapmak tam anlamıyla format yerine geçiyor mu?
not: orijinal windows lisansım var.
edit: ekteki yerden yapmak tam anlamıyla format yerine geçiyor mu?
İsmi meme sanirim.
Bir ara birkac tane gormustum, hosuma da gitmisti. Bu tarz bir suru seye bakasim var.
Ornegin soyle bir sey: internet olmadigi zamanlarda yasamis unlu kisilerden biri bir facebook postu atiyor, salliyorum tesla bir sey diyor, edison onu begeniyor, altina da yorum yaziyor vs.
Cesitli sekillerde aradim ama bulamadim. Nasil aramak lazimdir ki?
İngilizceydi tabii.
Bir ara birkac tane gormustum, hosuma da gitmisti. Bu tarz bir suru seye bakasim var.
Ornegin soyle bir sey: internet olmadigi zamanlarda yasamis unlu kisilerden biri bir facebook postu atiyor, salliyorum tesla bir sey diyor, edison onu begeniyor, altina da yorum yaziyor vs.
Cesitli sekillerde aradim ama bulamadim. Nasil aramak lazimdir ki?
İngilizceydi tabii.
Babam kolunun ustune dustu, oynatamiyor, oynatinca cok agriyor. Yarin agri artarsa gitmeyi dusunuyoruz. İstanbul.
Bilgisayari tv'ye baglayip uzat secenegini seciyoruz. Bilgisayarin basindaki kisi chrome'da veya oyunda takiliyor. Diger kisi de tv'deki ekrandan chrome araciligiyla bir seyler izlemek istiyor. Bilgisayardakine ses kulakliktan gelse, digerine de tv'den gelse? Bunu bir program araciligiyla yapabiliyor muyuz?
gittigidiyor gibi yerlerde bir sürü satan yerler var ama insan güvenemiyor, çoğu çakma üründür.
acaba en güvenilir yer neresidir, orijinal almak istiyorum.
acaba en güvenilir yer neresidir, orijinal almak istiyorum.
mesela fiji, amerikan samoası, hawaii, yeni zelanda... buralarda (hele de yeni zelanda dışındakiler gibi, hem okyanusun ortasında olup hem de küçük bir kara parçasında) yaşamak acaba nasıl bir histir?
hawaii dışındakiler okyanusun tam ortasında değil evet ama onlar da ada ve en yakın büyük kara parçaları binlerce km uzaklarında. bir süredir bu olay çok ilgimi çekiyor. yani okyanusun ortasında yaşama psikolojisi, avrupa'dan, amerika'dan, afrika'dan, bütün kıtalardan çok uzakta yaşamanın hissi acaba nasıl bir histir?
haritadaki 1 numara: fiji, 2: hawaii
hawaii dışındakiler okyanusun tam ortasında değil evet ama onlar da ada ve en yakın büyük kara parçaları binlerce km uzaklarında. bir süredir bu olay çok ilgimi çekiyor. yani okyanusun ortasında yaşama psikolojisi, avrupa'dan, amerika'dan, afrika'dan, bütün kıtalardan çok uzakta yaşamanın hissi acaba nasıl bir histir?
haritadaki 1 numara: fiji, 2: hawaii
ya şu "barely" kelimesini yıllardır görüyorum ama bir tam olarak oturtamadım. sözlük anlamında "ancak, zar zor, hemen hemen" yazıyor ama mesela "It’s barely imaginable" cümlesi nasıl çevirilir? "zar zor hayal edilebilir" şeklinde mi, türkçe'de biraz garip geliyor bu cümle bana (bu cümleye translate "Hayal bile edilemez" diyor)?
"barely legal" vardı mesela :) "hemen hemen yasal" demek mi?
"barely legal" vardı mesela :) "hemen hemen yasal" demek mi?
mesai saatleri dışında başka bankadaki hesabıma fast yapmayı denedim ama beceremedim ya, "para göndermek istediğin hesap, şu anki hesabın" hatası veriyor.
bunu deneyen/yapan var mı?
bunu deneyen/yapan var mı?
Arkadasla bir konu hakkinda konusuyorduk, ben de "salakliktan oturu ceza verilmesine karsiyim" dedim ama bir sey kafama takildi.
Diyelim arkadasla şakalaşıyoruz, kamera kayitlari da var. Cok net belli ki herhangi bir art niyet yok, gulerek, siritarak birbirimizle itisip kakisiyoruz, bogusuyoruz vs. Diyelim sonra ben hizli bir sekilde arkadasi itiyorum ve basini yere carpiyor ve ölüyor. Mahkemede arkadaslarimiz da "onlarin arasinda herhangi bir husumet yoktu, yani şaka yapiyorum ayagina öldürdügünü dusunmuyoruz. Uzun yillardir cok iyi arkadastilar" diyorlar.
Butun bunlara ragmen hapis cezasi yer mi bu kisi?
Diyelim arkadasla şakalaşıyoruz, kamera kayitlari da var. Cok net belli ki herhangi bir art niyet yok, gulerek, siritarak birbirimizle itisip kakisiyoruz, bogusuyoruz vs. Diyelim sonra ben hizli bir sekilde arkadasi itiyorum ve basini yere carpiyor ve ölüyor. Mahkemede arkadaslarimiz da "onlarin arasinda herhangi bir husumet yoktu, yani şaka yapiyorum ayagina öldürdügünü dusunmuyoruz. Uzun yillardir cok iyi arkadastilar" diyorlar.
Butun bunlara ragmen hapis cezasi yer mi bu kisi?
"Uygulamamız sarı taksilerle İstanbullular’a hizmet vermeye devam edecek."
şeklinde mail geldi. Eski siyah büyük araçlara izin vermedi mi devlet? :(
şeklinde mail geldi. Eski siyah büyük araçlara izin vermedi mi devlet? :(
hes kodunu aldım, şu adresten eşleme yapmaya çalışıyorum: kisisellestirme.istanbulkart.istanbul
bilgileri dolduruyorum, onayla diyorum, "3 saniye içinde onaylanacak" diye bir yazı çıkıyor. geri sayıyor, 3 saniye doluyor, sayfa yenileniyor, sonra tekrar boş form gözüküyor ekranda. "form gitmiştir", "onaylanmıştır", "size iletilecektir" vs. gibi bir şey demiyor.
4-5 gün önce de denemiştim. yine aynısı oldu, sonra herhangi bir haber de gelmedi onaylandı vs. diye. muhtemelen eşleme olmadı.
ne yapacağız ya, sistem niye çalışmıyor?
bilgileri dolduruyorum, onayla diyorum, "3 saniye içinde onaylanacak" diye bir yazı çıkıyor. geri sayıyor, 3 saniye doluyor, sayfa yenileniyor, sonra tekrar boş form gözüküyor ekranda. "form gitmiştir", "onaylanmıştır", "size iletilecektir" vs. gibi bir şey demiyor.
4-5 gün önce de denemiştim. yine aynısı oldu, sonra herhangi bir haber de gelmedi onaylandı vs. diye. muhtemelen eşleme olmadı.
ne yapacağız ya, sistem niye çalışmıyor?
yahu eskiden 20x5 yapar, sonra da bölüye (yüzde işareti miydi yoksa?) basardık ve 20'nin yüzde 5'ini öğrenmiş olurduk. şimdi niye olmuyor? özellikle dijital hesap makinelerinde hiç olmuyor.
evet biliyorum alternatif olarak 20x0,05 yazabiliriz ama üstteki yazdığım daha rahat ve kestirmeydi.
evet biliyorum alternatif olarak 20x0,05 yazabiliriz ama üstteki yazdığım daha rahat ve kestirmeydi.
Birkaç sene önce doktorun tavsiyesiyle thera-band almıştım ama o şimdi koptu (dandikmiş de sanırım, neyse). Kırmızı (yani aslında pembeye daha çok benziyor) renk, Marika marka ve üzerinde "Light" yazıyor. Ama internette baktığımda kırmızı rengin karşısında "Orta sertlik" yazıyor hep.
Şimdi ben ne yapsam? "Kırmızıysa kırmızıdır, Light yazmasını falan boşver, kırmızı bir tane sipariş et." mi desem kendi kendime? Yani bu üretenler küçük yazıyı yanlış basmışlardır belki? Asıl önemli olan bandın rengi gibi. O yüzden belki renginin sertlik derecesi doğrudur dedim.
Bir de bu bantı internetten alacağım ama nereden alsam? Güvenilir, bilindik bir yerden alsam iyi olur.
Şimdi ben ne yapsam? "Kırmızıysa kırmızıdır, Light yazmasını falan boşver, kırmızı bir tane sipariş et." mi desem kendi kendime? Yani bu üretenler küçük yazıyı yanlış basmışlardır belki? Asıl önemli olan bandın rengi gibi. O yüzden belki renginin sertlik derecesi doğrudur dedim.
Bir de bu bantı internetten alacağım ama nereden alsam? Güvenilir, bilindik bir yerden alsam iyi olur.
Satranc uygulamasi lichess'i indirdim. Gayet guzel, kaliteli, hosuma gitti.
Peki bu tip baska ne oyunlar onerirsiniz? Online oynamalik tabii.
Turkiye'de cok bilinmeyen oyunlar da onerirseniz cok sevinirim.
Peki bu tip baska ne oyunlar onerirsiniz? Online oynamalik tabii.
Turkiye'de cok bilinmeyen oyunlar da onerirseniz cok sevinirim.
şu kalemden aldım: www.idefix.com
içindeki mürekkepte "scrikss medium" yazıyor. internette aratıyorum ama "scrikss D1", "scrikss 701" gibi şeyler çıkıyor. ben anlamadım ki bu kalemin refill'i var mı, varsa da hangisi.
bir bilen cevaplayabilir mi?
şu çıkıyor mesela: www.sarfmarket.com.tr
benimki medium ama kısa değil galiba. bir de benimkinin ucu uzun ve daha ince. yani ayrı gibi gözüküyor, hepsi tek parça gibi gözükmüyor. şöyle yani: www.sarfmarket.com.tr
içindeki mürekkepte "scrikss medium" yazıyor. internette aratıyorum ama "scrikss D1", "scrikss 701" gibi şeyler çıkıyor. ben anlamadım ki bu kalemin refill'i var mı, varsa da hangisi.
bir bilen cevaplayabilir mi?
şu çıkıyor mesela: www.sarfmarket.com.tr
benimki medium ama kısa değil galiba. bir de benimkinin ucu uzun ve daha ince. yani ayrı gibi gözüküyor, hepsi tek parça gibi gözükmüyor. şöyle yani: www.sarfmarket.com.tr
Gerci sanirim bircok insan kafasina gore C vitamini aliyor ama ben yine de sorumu sorayim: evdeki ilac kutusunu karistirirken iki sise C vitamini buldum. SKT'si yaklasiyor. Ben bunlari kafama gore alip hepsini bitirsem bir sey olur mu? Gunde 1 tane mi alayim?
3-4 sene önce (tabii bu, fiyatların katlanması için türkiye'de çok uzun bir süre ama) gidip bir kitapçıdan sony marka kablolu kulaklık almıştım. yani öyle indirimli fiyattan internetten falan da almamıştım. 20-23 lira arası bir şeydi diye hatırlıyorum.
şu anda baktığımda aynı (sanırım, en düşük fiyatlı sony kulaklığı bu) kulaklığın indirimsiz fiyatı 79 lira: www.idefix.com
4 sene önceki dolar kuruna bakıyorum: 3,50. yani dolar 4 senede 2,2 katına çıkmış ama bu kulaklığın fiyatı 4 katına çıkmış.
nasıl oluyor? ekstra vergi mi geldi bu ürünlere?
şu kulaklığı alırken bile düşünüyoruz işe bak ya. neyse, çok moral bozucu şeyler yazmayalım lütfen. zaten hepimiz ne durumda olduğumuzu biliyoruz.
yeni yıl zammı da gelmemiş olabilir bu arada, bilemiyorum yeni yılda zam gelecek mi bu ürüne, geldi mi. belki de 100 lira olacak bu kulaklık.
şu anda baktığımda aynı (sanırım, en düşük fiyatlı sony kulaklığı bu) kulaklığın indirimsiz fiyatı 79 lira: www.idefix.com
4 sene önceki dolar kuruna bakıyorum: 3,50. yani dolar 4 senede 2,2 katına çıkmış ama bu kulaklığın fiyatı 4 katına çıkmış.
nasıl oluyor? ekstra vergi mi geldi bu ürünlere?
şu kulaklığı alırken bile düşünüyoruz işe bak ya. neyse, çok moral bozucu şeyler yazmayalım lütfen. zaten hepimiz ne durumda olduğumuzu biliyoruz.
yeni yıl zammı da gelmemiş olabilir bu arada, bilemiyorum yeni yılda zam gelecek mi bu ürüne, geldi mi. belki de 100 lira olacak bu kulaklık.
Şoyle ki muhabbet kusumuz, annemin altin kolye ve kupesiyle oynamayi cok seviyor. Biz de biraz korkuyoruz acaba kemire kemire kirar mi veya buker mi veya baska bir zarar verebilir mi diye. Altini kirabilir mi acaba ya?
Yaklaşık 3 senelik, Adidas marka spor ayakkabım var. 3 sene önce satın aldım ama 2 sene giymişimdir. Arada hep havalandırdım veya kullanmadım vs.
Şimdi bu arkadaş aslında giyilebilir durumda. Sadece birkaç süngeri koptu çıktı, bunun da giyim konforuna pek bir etkisi yok ama işte gelin görün ki çok kokuyor bu ayakkabı. Ne yaptıysam olmadı. 1-2 ay balkonda havalandırdım. İçine karbonat döküp havalandırdım. Yetmedi, çamaşır ipine astım iyice hava gelsin diye (bizim balkon yarı kapalı da) ama bana mısın demedi, koku gitmedi. Biraz azaldı, sonra hemen eski kokusu geldi.
Dediğim gibi, ayakkabı giyilebilir durumda. 1 sene daha giyerim ama sırf kokusu yüzünden çöpe gitsin istemiyorum güzelim ayakkabı. Ne diyorsunuz, hayata döner mi bu arkadaş? Nasıl döner? :/
Şimdi bu arkadaş aslında giyilebilir durumda. Sadece birkaç süngeri koptu çıktı, bunun da giyim konforuna pek bir etkisi yok ama işte gelin görün ki çok kokuyor bu ayakkabı. Ne yaptıysam olmadı. 1-2 ay balkonda havalandırdım. İçine karbonat döküp havalandırdım. Yetmedi, çamaşır ipine astım iyice hava gelsin diye (bizim balkon yarı kapalı da) ama bana mısın demedi, koku gitmedi. Biraz azaldı, sonra hemen eski kokusu geldi.
Dediğim gibi, ayakkabı giyilebilir durumda. 1 sene daha giyerim ama sırf kokusu yüzünden çöpe gitsin istemiyorum güzelim ayakkabı. Ne diyorsunuz, hayata döner mi bu arkadaş? Nasıl döner? :/
idefix, dr gibi bilindik sitelerde masaüstü kalemlik bulamıyorum. kalemlik diye aratınca küçükken okula giderken kullandığımız kalem kutuları çıkıyor karşıma ya da sadece bir tane, en basit bir kalemlik çıkıyor şöyle: www.dr.com.tr
nereden alıyoruz masaüstü kalemlikleri?
nereden alıyoruz masaüstü kalemlikleri?
sadece 12-13 yaşlarında 2-3 sezon izlemiş biri olarak bir yerden aklıma geldi ve bu polat'ın mafyayı bitirip bitirmediği aklıma takıldı. mafyaya girerkenki amacı buydu çünkü ama köprünün altından yüzlerce bölüm aktı tabii.
nasıl bitiyor kısaca?
nasıl bitiyor kısaca?
Bir kampanya kapsaminda 25 lira iade geldi. Kampanya sayfasina şoyle yaziyor: "Ödül yüklemeleri harcanmadığı takdirde Ocak ayının ikinci haftası geri alınacak."
Hesap 30 lira oldu. Merak ettim cekilebiliyor mu diye ve 30 lirayi cektim. İs bankasi hesabima cekecegim icin henuz yatmadi hesabima ama bir uyari da vermedi, muhtemelen yarin yatar. Peki benim bunu yapmam yasak mi?
Şoyle şeyler de yaziyor cunku kampanyalarin detaylarinda: "kampanyayı manipüle edecek şekilde hareket eden ve/veya hile yaptığı tespit edilen kullanıcıların kampanya kullanımına ilişkin haklarını iptal etme veya indirimi geri alma, yeniden yüklememe ve her türlü hakkını saklı tutar."
Yani benim yaptigim olayin coktan farkindadirlar. Ocak ayinda cekilmesin diye parayi hesabima cekip oradan harcarim veya hesabama cekerim, sonra hemen tosla'ya aktaririm, o durumda da ocak ayinda cekmezler sanirim.
Konuyla ilgili tecrubesi olan var mi?
Hesap 30 lira oldu. Merak ettim cekilebiliyor mu diye ve 30 lirayi cektim. İs bankasi hesabima cekecegim icin henuz yatmadi hesabima ama bir uyari da vermedi, muhtemelen yarin yatar. Peki benim bunu yapmam yasak mi?
Şoyle şeyler de yaziyor cunku kampanyalarin detaylarinda: "kampanyayı manipüle edecek şekilde hareket eden ve/veya hile yaptığı tespit edilen kullanıcıların kampanya kullanımına ilişkin haklarını iptal etme veya indirimi geri alma, yeniden yüklememe ve her türlü hakkını saklı tutar."
Yani benim yaptigim olayin coktan farkindadirlar. Ocak ayinda cekilmesin diye parayi hesabima cekip oradan harcarim veya hesabama cekerim, sonra hemen tosla'ya aktaririm, o durumda da ocak ayinda cekmezler sanirim.
Konuyla ilgili tecrubesi olan var mi?
Şöyle şık bir kalemim olsun istiyorum, bazı şeyleri not almak için kullanacağım. Ama çok fazla para da veremem. Max 100 lira bütçe ayırdım. Mesela şu kalem güzel gibi ama denemeden de bu riske girebilir miyim bilmiyorum: www.kirtasiyedunyasi.com
Ek soru olarak da şık bir not defteri önerebilen olursa (max 60 liralık) süper olur.
Ek soru olarak da şık bir not defteri önerebilen olursa (max 60 liralık) süper olur.
Haberde şöyle yazıyor: "... yargıcın kimin ne pay alacağına karar vermesi gerekiyor. Miras konusunda uzman Arjantinli hukukçular BBC'ye bunun aylar sürebileceğini söylüyorlar.
Tabi bu süreçte paylar açıklandığında mirasçıların birbiriyle anlaşmazlıklara düşmesi de olası."
8 çocuğu olduğu düşünülüyor. Neden mirası 8 çocuk arasında (veya son olarak kaç çocuğu olduğu belirlenirse) eşit olarak paylaştırılmıyor? Neye göre birine az, diğerine çok verecekler?
Tabi bu süreçte paylar açıklandığında mirasçıların birbiriyle anlaşmazlıklara düşmesi de olası."
8 çocuğu olduğu düşünülüyor. Neden mirası 8 çocuk arasında (veya son olarak kaç çocuğu olduğu belirlenirse) eşit olarak paylaştırılmıyor? Neye göre birine az, diğerine çok verecekler?
bir sürü tekstil ürününde bunu görmeye başladım. mesela bulaşık kurutma örtüsünde bile bu yazıyor.
çamaşır suyunun ne gibi bir zararı var? bir de, çamaşır suyunun kullanım alanı ne kaldı?
çamaşır suyunun ne gibi bir zararı var? bir de, çamaşır suyunun kullanım alanı ne kaldı?
soru: gece yatarken ve boş anlarınızda ne düşünüyorsunuz?
ben mesela gece başımı yastığa koyduğumda çoğunlukla -biraz saçma gelecek ama :)- geçmişte yaptığım esprileri ve nasıl gülündüğünü düşünüyorum ve de ileriye dönük espri tasarlıyorum.
gün içinde mesela yolda yürürken de yaptığım ve yapacağım esprileri düşünüyorum. mesela kendim bir durum senaryosu yaratıyorum ve "şurada şunu desem süper espri olur" diye düşünüyorum ama tabii işin diğer kısmı var bir de. genelde gece yatarken değil ama yolda yürürken veya evde boş olduğumda falan yıllar önceki kötü olaylar bile aklıma geliyor ve küfredip duruyorum.
açıkçası bu iki türlü düşünmeyi de bırakmak istiyorum. çünkü esprileri düşünüp mutlu olmak bir yere kadar. bir saatten sonra sürekli aynı esprileri düşünüyorsun. yeri geliyor 5 sene öncesine gidiyorsun ve bu oldukça saçmalamaya başlıyor.
e diğer türlü, olumsuz şeyleri düşünmek de başlı başına zarar zaten. moralim bozuluyor, sinir küpü oluyorum vs. vs.
ek soru: bu düşünme şeklini ne yapacağız ya? nasıl bir değişiklik lazım?
ben mesela gece başımı yastığa koyduğumda çoğunlukla -biraz saçma gelecek ama :)- geçmişte yaptığım esprileri ve nasıl gülündüğünü düşünüyorum ve de ileriye dönük espri tasarlıyorum.
gün içinde mesela yolda yürürken de yaptığım ve yapacağım esprileri düşünüyorum. mesela kendim bir durum senaryosu yaratıyorum ve "şurada şunu desem süper espri olur" diye düşünüyorum ama tabii işin diğer kısmı var bir de. genelde gece yatarken değil ama yolda yürürken veya evde boş olduğumda falan yıllar önceki kötü olaylar bile aklıma geliyor ve küfredip duruyorum.
açıkçası bu iki türlü düşünmeyi de bırakmak istiyorum. çünkü esprileri düşünüp mutlu olmak bir yere kadar. bir saatten sonra sürekli aynı esprileri düşünüyorsun. yeri geliyor 5 sene öncesine gidiyorsun ve bu oldukça saçmalamaya başlıyor.
e diğer türlü, olumsuz şeyleri düşünmek de başlı başına zarar zaten. moralim bozuluyor, sinir küpü oluyorum vs. vs.
ek soru: bu düşünme şeklini ne yapacağız ya? nasıl bir değişiklik lazım?
Ezelden beridir zayif bir insanim ama pandemiyle birlikte biraz kilo aldim.
Aslinda şu durum uzun zamandir devam ediyor ama son zamanlarda hepten kafama dank etti: canım sıkkın oldugu zamanlarda yemek (daha cok tatli) soyleyip şoyle bir keyif yapayim diye dusunuyorum. Zil calinca mutlu oluyorum.
Uzun zamandir bu donguyu kirmaya ugrasiyorum ama bir turlu olmuyor. Bu donguyu sadece yuzmeye giderken kirabildim. 3 ay tatli yememistim, canim da istemiyordu, cunku kas yapiyordum. Su an spor yapabilmem mumkun degil. Daha fazla kilo almak da istemiyorum. Ama nasil birakacagim tatli ve hamur isini? Oyle basitce "yeme" demekle de olmuyor.
Ayrica yemek siparisi verme hastaligim da var. Saglikli beslenirken bu sefer de saglikli yemeklerin siparisini veriyordum, butceme bayagi katkisi(!) oluyordu.
Nasil olacak nasil bu kotu aliskanliklarimi yenmek?? :(( 2 senedir "yarın bırakıyorum" diyorum ama olmuyor :(
Aslinda şu durum uzun zamandir devam ediyor ama son zamanlarda hepten kafama dank etti: canım sıkkın oldugu zamanlarda yemek (daha cok tatli) soyleyip şoyle bir keyif yapayim diye dusunuyorum. Zil calinca mutlu oluyorum.
Uzun zamandir bu donguyu kirmaya ugrasiyorum ama bir turlu olmuyor. Bu donguyu sadece yuzmeye giderken kirabildim. 3 ay tatli yememistim, canim da istemiyordu, cunku kas yapiyordum. Su an spor yapabilmem mumkun degil. Daha fazla kilo almak da istemiyorum. Ama nasil birakacagim tatli ve hamur isini? Oyle basitce "yeme" demekle de olmuyor.
Ayrica yemek siparisi verme hastaligim da var. Saglikli beslenirken bu sefer de saglikli yemeklerin siparisini veriyordum, butceme bayagi katkisi(!) oluyordu.
Nasil olacak nasil bu kotu aliskanliklarimi yenmek?? :(( 2 senedir "yarın bırakıyorum" diyorum ama olmuyor :(
Kripto-fetocuyu duymustuk ama tam olarak ne demek diye okumamistim hic. Kripto-yahudi de ayni anlama mi geliyor?
"Kimligini gizleyen" olarak mi kullaniliyor?
"Kimligini gizleyen" olarak mi kullaniliyor?
bir tane site açtım. hobi olarak yaptığımı siteye aktarmaya çalışıyorum. çok bir beklentim yok, aylık bin lira civarı bir gelir getirsin yeter (şimdilik. belki ileride daha fazla isterim).
seo olayı çıktı karşıma. biraz bakınca gözüm korktu açıkçası. bir sürü şey söyleniyor, zor vs. gibisinden.
seo'yu kendime yeter şekilde öğrenmem gerçekten zor mu? ne kadar zamanımı alır? kaynak önerebilir misiniz?
bir de ben bir yerde (şimdi hatırlamıyorum) sitem ile ilgili olabilecek anahtar kelime aramaları yapmıştım ama bir baktım, neredeyse kimse aratmıyor bu kelimeleri. sadece bazı kelimelerde 1-2 ülke çıkıyor :) yani kimse arayıp da bulmayacak mı acaba benim sitemi? halbuki güzel bir konu olduğunu düşünüyordum.
edit: backlink olayı da var mesela. şimdi ben örneğin reddit'e girip bir konu hakkında bir şey yazdıktan sonra "şuradan ulaşabilirsiniz: link" desem backlink mi oluyor? işe yarar mı? böyle yapayım mı? hangi aşamada spam denip banlar beni google?
seo olayı çıktı karşıma. biraz bakınca gözüm korktu açıkçası. bir sürü şey söyleniyor, zor vs. gibisinden.
seo'yu kendime yeter şekilde öğrenmem gerçekten zor mu? ne kadar zamanımı alır? kaynak önerebilir misiniz?
bir de ben bir yerde (şimdi hatırlamıyorum) sitem ile ilgili olabilecek anahtar kelime aramaları yapmıştım ama bir baktım, neredeyse kimse aratmıyor bu kelimeleri. sadece bazı kelimelerde 1-2 ülke çıkıyor :) yani kimse arayıp da bulmayacak mı acaba benim sitemi? halbuki güzel bir konu olduğunu düşünüyordum.
edit: backlink olayı da var mesela. şimdi ben örneğin reddit'e girip bir konu hakkında bir şey yazdıktan sonra "şuradan ulaşabilirsiniz: link" desem backlink mi oluyor? işe yarar mı? böyle yapayım mı? hangi aşamada spam denip banlar beni google?
Dil kursuna kaydolacagim. Bir yanda udemy, bastan asagi bir dili 40 liraya ogretiyor. Diger yanda coursera, aylik 49 dolar istiyor.
Aradaki fiyat farkina deger mi? Coursera'nin sertifikasi sadece katilim sertifikasi mi yoksa sinav falan yapip "tamam, sen b1 oldun, al belgeni" mi diyorlar?
Yani sinavsiz sertifika vermelerinin pek bir esprisi olmaz herhalde. O sadece "kursumuza katilmistir" sertifikasi olur.
Ne dersiniz, hangisinden ogrensem? Pek bilgim yok iki site hakkinda.
Aradaki fiyat farkina deger mi? Coursera'nin sertifikasi sadece katilim sertifikasi mi yoksa sinav falan yapip "tamam, sen b1 oldun, al belgeni" mi diyorlar?
Yani sinavsiz sertifika vermelerinin pek bir esprisi olmaz herhalde. O sadece "kursumuza katilmistir" sertifikasi olur.
Ne dersiniz, hangisinden ogrensem? Pek bilgim yok iki site hakkinda.
Ön not: sizlanmalarimi okumak istemiyorsaniz son paragrafa gidebilirsiniz.
Decathlon'da artengo marka corabin bir modeli vardi, cok iyiydi. İnce, astarsiz. 13-15 tane almistim ve 2-3 sene boyunca goturduler beni. Cok memnundum.
2 sene once coraplari anlamadigim bir bicimde kalinlastirdilar. Guya dayaniklastirmak icin ic kisma havlu (diyorlar) eklediler ama eskisi gayet dayanikliydi zaten ve de kimileri ince dese de yazin giyilemeyecek kadar kalinlar. Bir de o havlu kisimlari dokuluyor zaten. Bekledim, yine ince modelini cikarirlar diye ama hic sasmadilar, ince corap uretmediler. Benden baska ince corap talep eden kimse yok mu gercekten cok garip.
Soru: kisa (bilek ustu), ince, astarsiz corap ariyorum (yazlik bu diyeceksiniz ama ben kisin da giyiyorum. Ozellikle evde sadece kisa corap giyiyorum). Decathlon, lc waikiki, koton vs vs. bilindik yerlere baktim zaten. Kimi hic guzel degil, kimi pahali olmasina ragmen dandik (mavi'den uzun corap almistim, birkac ay sonra cope attim). Pazardan, sokaktan da almam. İstanbul'dayim, biri eminonu'nde mi bir yerde corapci var, istedigin kalitede alabilirsin demisti ama bulamadim o mesaji. Nereden alsam, nereye baksam? Geleneksel yontemlerle corap edinemeyecegim belli ki. Bir corap icin dustugum hale bakin.
Decathlon'da artengo marka corabin bir modeli vardi, cok iyiydi. İnce, astarsiz. 13-15 tane almistim ve 2-3 sene boyunca goturduler beni. Cok memnundum.
2 sene once coraplari anlamadigim bir bicimde kalinlastirdilar. Guya dayaniklastirmak icin ic kisma havlu (diyorlar) eklediler ama eskisi gayet dayanikliydi zaten ve de kimileri ince dese de yazin giyilemeyecek kadar kalinlar. Bir de o havlu kisimlari dokuluyor zaten. Bekledim, yine ince modelini cikarirlar diye ama hic sasmadilar, ince corap uretmediler. Benden baska ince corap talep eden kimse yok mu gercekten cok garip.
Soru: kisa (bilek ustu), ince, astarsiz corap ariyorum (yazlik bu diyeceksiniz ama ben kisin da giyiyorum. Ozellikle evde sadece kisa corap giyiyorum). Decathlon, lc waikiki, koton vs vs. bilindik yerlere baktim zaten. Kimi hic guzel degil, kimi pahali olmasina ragmen dandik (mavi'den uzun corap almistim, birkac ay sonra cope attim). Pazardan, sokaktan da almam. İstanbul'dayim, biri eminonu'nde mi bir yerde corapci var, istedigin kalitede alabilirsin demisti ama bulamadim o mesaji. Nereden alsam, nereye baksam? Geleneksel yontemlerle corap edinemeyecegim belli ki. Bir corap icin dustugum hale bakin.
Live chat, OK Live gibi olmayan, duzeyli bir uygulama ariyorum.
Bir tane ingilizce ogrenme uygulamasi var mesela. Onun chat kismi da var. Pek kimse bilmedigi, yuzlerce kisi dolusmadigi icin oradan istedigine mesaj atip duzeyli bir sekilde konusabiliyorsun ama orasi da hintli, pakistanli dolu. Daha cok avrupali ariyorum, burada tek tuk var.
Evet durust olalim: amacim bazi kadinlarla duzeyli sohbet etmek. Var midir boyle duzeyli uygulamalar?
Aslinda ayni bahsettigim gibi bir uygulama daha olsa super olur ama.
Bir tane ingilizce ogrenme uygulamasi var mesela. Onun chat kismi da var. Pek kimse bilmedigi, yuzlerce kisi dolusmadigi icin oradan istedigine mesaj atip duzeyli bir sekilde konusabiliyorsun ama orasi da hintli, pakistanli dolu. Daha cok avrupali ariyorum, burada tek tuk var.
Evet durust olalim: amacim bazi kadinlarla duzeyli sohbet etmek. Var midir boyle duzeyli uygulamalar?
Aslinda ayni bahsettigim gibi bir uygulama daha olsa super olur ama.
Kendisi 4 senedir bizimle ve dişi. Bizden ayrilmazdi, pesimizde olurdu hep ama bir suredir biz de kendisiyle pek ilgilenemiyorduk ve son olarak da garip bir davranisa basladi.
Ne zaman "gel" vs desem gagasini, oldugu yerin zeminine surtuyor. 10 kere ust uste gel desem, usanmadan 10 kere gagasini surtuyor (yani ben gel diyorum, o surtuyor, ben gel diyorum, o surtuyor seklinde) ve de gelmiyor bana.
Ama kardesim veya babam dediginde ise bir sey yapmiyor ama onlara da gitmiyor. Onlar bir sey soylediginde nadiren gagasini surtuyor.
Acaba bize ne anlatmaya calisiyor olabilir? Cok garip gercekten. Tik gibi bir seyi oldu.
Ne zaman "gel" vs desem gagasini, oldugu yerin zeminine surtuyor. 10 kere ust uste gel desem, usanmadan 10 kere gagasini surtuyor (yani ben gel diyorum, o surtuyor, ben gel diyorum, o surtuyor seklinde) ve de gelmiyor bana.
Ama kardesim veya babam dediginde ise bir sey yapmiyor ama onlara da gitmiyor. Onlar bir sey soylediginde nadiren gagasini surtuyor.
Acaba bize ne anlatmaya calisiyor olabilir? Cok garip gercekten. Tik gibi bir seyi oldu.
kilo verme, göbek eritme, kaslanma (aslında kas alma olayı biraz daha farklı olması lazım) ile ilgili hangi yazıyı okusam beslenme %80, spor %20 etkiliyor diye yazıyor.
ben bu olayda kendi hikayemi anlatıp sormak istiyorum.
2 sene önce skinny-fat olduğum için beslenmeme çeki düzen verip spor yapmaya karar verdim (boy 1,68, kilo 62-63 idi). 1 ay yüzdüm, sonra bir sakatlık oldu, 1 ay ara verdim, sonra 3,5 ay düzenli yüzdüm. bu yüzmelerin sadece son 3,5 ayında beslenmeme tam olarak dikkat ettim. öncesinde tatlı, mcdonalds vs. tüketiyordum ama yeni düzene geçmeye çalışıp geçememe durumu vardı, neyse.
3,5 ay boyunca haftada 4 gün yüzmeye gittim. sadece birkaç kere 3'e inmiştir bu sayı. bu süreçte, kendimi hiçbir zaman aç bırakmamama rağmen kilom bayağı azaldı. hatta bir noktadan sonra kilo almak istedim (alamadım, zorla yiyemiyorum), çünkü 59'a kadar düşmüştüm. evet, göbeğim gitti, kaslandım da ama genel olarak istediğimden daha cılız bir yapıya sahip oldum, bacaklar bayağı cılzlaştı, mesela diz kapağım bayağı görünür oldu ve kötü gözüküyordu açıkçası.
beslenmeme dikkat ettim, evet ama %70-80 arası sağlıklı beslenmişimdir. sabahları mesela iki dilim ekmekle birlikte (ekmek olmayınca baş dönmesi oluyor, B bilmem kaç vitamini varmış da unuttum şimdi, doktor 1-2 dilim ye demişti) peynir, zeytin, yumurta (sarı-beyaz), çay tüketiyordum. öğlenleri genelde yoğurdun içine 15-20 tane siyah üzüm (dışarıdaysam dürüm). akşam da genelde normal ev yemeği (tabii bunların hepsi her zaman sağlıklı olmuyor ama), mesela dolma, ıspanak, patlıcan oturtma, nohut, fasulye, bezelye vs.
ama bunların dışında gerçekten iki günde bir (en fazla 3) tavuk dürüm yiyordum. dürümün de lavaşı kalındı. sadece 1-2 kere içindeki patatesi çıkartmışımdır ama genel olarak boşver, o kadar da olur diyordum. tavuk dürüm yemiyorsam çiğ köfte dürüm yiyordum (yan masada oturan, dürümün içine nar ekşisi istemedi içinde şeker varmış diye, ilk defa orada duydum ama ben o kadar da olsun dedim, zaten kilo vermiştim). kimi zaman pide yiyordum. şimdi merak edip baktım, eve akşamdan sonra keyfine sürekli pilav üstü tavuk söylemişim ki ben pilav üstü tavuğa acayip ketçap basarım, hayal edebileceğiniz gibi değil (ketçabı bastıktan sonra da kendimi kötü hissediyordum ama şimdi anlıyorum ki gerek yokmuş üzülmeme). gecenin bir yarısı ders çalışırken kumpir söylemişim (öküz gibi de bir şey yolluyorlardı) vs. vs. ama dışarıda tavuk göğüs de yiyordum 3-5 günde bir. kimi zaman dayanamayıp onu da pirinç pilavlı yiyordum. yani işte baktığımızda %70-80 oranında sağlıklı beslendim diye düşünüyorum, %100 diye bir şey olamaz zaten, belki de olmamalı. bir tek tatlı konusunda çok katıydım. 3,5 ay boyunca 2 istisna dışında tatlı kesinlikle yemedim. canım da zerre istemedi, çünkü kas yapacağım diye çok rahat motive olabiliyordum.
yani ben bu süreçte kendimi aç da bırakmadım (ama zaten obur bir insan olmadığımı da not olarak ekleyeyim, kendimi bildim bileli az yerim, bir tek tatlı sayesinde kilo alıyorum işte) ama sadece tatlıya ve hamur işlerine dikkat ederek (dürümü hamur işinden saymıyorum ama spor yapmıyor olsam o da kilo aldırıcı bir şey olabilirdi belki, pideyi de nadiren yiyordum) ve ciddi spor yaparak bir noktadan sonra istemeye istemeye kilo vermeye devam ettim.
bunun sebebi nedir? kendimi aç bırakmıyor olmama rağmen kilo vermeye devam etmiş oluşum garip değil mi? yediğim dürümlere, pilavlara, sayıca çok olmasa da kumpirlere rağmen kilo vermiş olmam sporun etkisinin %20'den fazla olduğunu göstermez mi? yoksa onların bahsettikleri şeyle benim bahsettiğim şey başka mı?
ben bu olayda kendi hikayemi anlatıp sormak istiyorum.
2 sene önce skinny-fat olduğum için beslenmeme çeki düzen verip spor yapmaya karar verdim (boy 1,68, kilo 62-63 idi). 1 ay yüzdüm, sonra bir sakatlık oldu, 1 ay ara verdim, sonra 3,5 ay düzenli yüzdüm. bu yüzmelerin sadece son 3,5 ayında beslenmeme tam olarak dikkat ettim. öncesinde tatlı, mcdonalds vs. tüketiyordum ama yeni düzene geçmeye çalışıp geçememe durumu vardı, neyse.
3,5 ay boyunca haftada 4 gün yüzmeye gittim. sadece birkaç kere 3'e inmiştir bu sayı. bu süreçte, kendimi hiçbir zaman aç bırakmamama rağmen kilom bayağı azaldı. hatta bir noktadan sonra kilo almak istedim (alamadım, zorla yiyemiyorum), çünkü 59'a kadar düşmüştüm. evet, göbeğim gitti, kaslandım da ama genel olarak istediğimden daha cılız bir yapıya sahip oldum, bacaklar bayağı cılzlaştı, mesela diz kapağım bayağı görünür oldu ve kötü gözüküyordu açıkçası.
beslenmeme dikkat ettim, evet ama %70-80 arası sağlıklı beslenmişimdir. sabahları mesela iki dilim ekmekle birlikte (ekmek olmayınca baş dönmesi oluyor, B bilmem kaç vitamini varmış da unuttum şimdi, doktor 1-2 dilim ye demişti) peynir, zeytin, yumurta (sarı-beyaz), çay tüketiyordum. öğlenleri genelde yoğurdun içine 15-20 tane siyah üzüm (dışarıdaysam dürüm). akşam da genelde normal ev yemeği (tabii bunların hepsi her zaman sağlıklı olmuyor ama), mesela dolma, ıspanak, patlıcan oturtma, nohut, fasulye, bezelye vs.
ama bunların dışında gerçekten iki günde bir (en fazla 3) tavuk dürüm yiyordum. dürümün de lavaşı kalındı. sadece 1-2 kere içindeki patatesi çıkartmışımdır ama genel olarak boşver, o kadar da olur diyordum. tavuk dürüm yemiyorsam çiğ köfte dürüm yiyordum (yan masada oturan, dürümün içine nar ekşisi istemedi içinde şeker varmış diye, ilk defa orada duydum ama ben o kadar da olsun dedim, zaten kilo vermiştim). kimi zaman pide yiyordum. şimdi merak edip baktım, eve akşamdan sonra keyfine sürekli pilav üstü tavuk söylemişim ki ben pilav üstü tavuğa acayip ketçap basarım, hayal edebileceğiniz gibi değil (ketçabı bastıktan sonra da kendimi kötü hissediyordum ama şimdi anlıyorum ki gerek yokmuş üzülmeme). gecenin bir yarısı ders çalışırken kumpir söylemişim (öküz gibi de bir şey yolluyorlardı) vs. vs. ama dışarıda tavuk göğüs de yiyordum 3-5 günde bir. kimi zaman dayanamayıp onu da pirinç pilavlı yiyordum. yani işte baktığımızda %70-80 oranında sağlıklı beslendim diye düşünüyorum, %100 diye bir şey olamaz zaten, belki de olmamalı. bir tek tatlı konusunda çok katıydım. 3,5 ay boyunca 2 istisna dışında tatlı kesinlikle yemedim. canım da zerre istemedi, çünkü kas yapacağım diye çok rahat motive olabiliyordum.
yani ben bu süreçte kendimi aç da bırakmadım (ama zaten obur bir insan olmadığımı da not olarak ekleyeyim, kendimi bildim bileli az yerim, bir tek tatlı sayesinde kilo alıyorum işte) ama sadece tatlıya ve hamur işlerine dikkat ederek (dürümü hamur işinden saymıyorum ama spor yapmıyor olsam o da kilo aldırıcı bir şey olabilirdi belki, pideyi de nadiren yiyordum) ve ciddi spor yaparak bir noktadan sonra istemeye istemeye kilo vermeye devam ettim.
bunun sebebi nedir? kendimi aç bırakmıyor olmama rağmen kilo vermeye devam etmiş oluşum garip değil mi? yediğim dürümlere, pilavlara, sayıca çok olmasa da kumpirlere rağmen kilo vermiş olmam sporun etkisinin %20'den fazla olduğunu göstermez mi? yoksa onların bahsettikleri şeyle benim bahsettiğim şey başka mı?
Fernand braduel'in kitabi turkiyede 3 cilt olarak basildi. Hatta 3 cildin de tarzi farkli diyebiliriz. Her ciltte meseleyi farkli acilardan ele aliyor diyelim.
Ama kitabi ingilizce olarak aratinca 3. Cilt diye bir sey olmadigini goruyoruz. Hatta goodreads'te de bir kullanici "two wolume work" diye yazmis. E haydaaa 3. kitap nereden cikti o zaman? "Bizimkiler 2. cildi ikiye bolup yayinlamistir" da diyemiyoruz, cunku biri 700 sayfa, biri 500 sayfa. Oyle olsa ingilizcesinin bin kusur sayfa olmasi lazim ama 640 sayfa olarak gozukuyor.
Ben cikamadim bu isin icinden. Adamin baska bir calismasini alip da "aha bu da serinin 3. kitabi olsun" mu demisler? Hangi kitabi boyle yutturmuslar bize?
Ama kitabi ingilizce olarak aratinca 3. Cilt diye bir sey olmadigini goruyoruz. Hatta goodreads'te de bir kullanici "two wolume work" diye yazmis. E haydaaa 3. kitap nereden cikti o zaman? "Bizimkiler 2. cildi ikiye bolup yayinlamistir" da diyemiyoruz, cunku biri 700 sayfa, biri 500 sayfa. Oyle olsa ingilizcesinin bin kusur sayfa olmasi lazim ama 640 sayfa olarak gozukuyor.
Ben cikamadim bu isin icinden. Adamin baska bir calismasini alip da "aha bu da serinin 3. kitabi olsun" mu demisler? Hangi kitabi boyle yutturmuslar bize?
Şoyle bi yazici buldum: www.teknosa.com
Hem wifi'yi, hem bluetooth'u var. Ben hangisiyle telefonumdan yaziciya dosya gonderebiliyorum, bluetooth ile mi? Wifi ne işe yariyor peki?
Ben bu yaziciyi salona koysam, sadece oradaki fişe takarak, odamdaki bilgisayarsan cikti alabilirim degil mi (odada yer yok da)?
Hem wifi'yi, hem bluetooth'u var. Ben hangisiyle telefonumdan yaziciya dosya gonderebiliyorum, bluetooth ile mi? Wifi ne işe yariyor peki?
Ben bu yaziciyi salona koysam, sadece oradaki fişe takarak, odamdaki bilgisayarsan cikti alabilirim degil mi (odada yer yok da)?
Ofsayt kurali diye arama yapinca sadece futboldan bahsediliyor. Oysa ki rugby'de var galiba benim bildigim.
Aklima takilan şu: modern (dersek) futbola gecilir gecilmez (1863'de) ofsayt kuraliyla gecilmesi bunun bir tarihinin olmasi gerektigini dusunduruyor bana. Sahaya cikar cikmaz "boyle olmuyor, ofsayt kurali koyalim" demeleri pek dogal degil sanki. Ya baska bir spordan dolayi ofsayt kurali zaten biliniyordu ve o spordan uyarladilar ya da 1863'e kadar gelinen surecte bu ofsayt kurali futbolda kullanilagelmisti.
1863'de topun onundeki herkesin ofsayt olmasi garipmis ama hemen 1866'da onunde 3 rakip oyuncusu yoksa ofsaytsin diye guncellemisler. Herhalde bambaska bir oyuna evrilmistir bu dakikadan sonra futbol.
Ek sorular: futbol ne zaman ayakla oynanir hale geldi bilen var mi? (Foot zaten ayak demek diyeceksiniz, evet biliyorum) ve de bir kose yazisinda kabaca "ust tabaka kendisone has bir oyun yaratmak istedi ve alt tabaka ayakla oynayamaz, ayakla oynamak daha zor diye el ile oynanirken ayakla oynanmaya basladi" diye yaziyordu ama her yazilana inanmiyorum, temkinli yaklasiyorum. Bu konuda bilgisi olan var mi?
Aklima takilan şu: modern (dersek) futbola gecilir gecilmez (1863'de) ofsayt kuraliyla gecilmesi bunun bir tarihinin olmasi gerektigini dusunduruyor bana. Sahaya cikar cikmaz "boyle olmuyor, ofsayt kurali koyalim" demeleri pek dogal degil sanki. Ya baska bir spordan dolayi ofsayt kurali zaten biliniyordu ve o spordan uyarladilar ya da 1863'e kadar gelinen surecte bu ofsayt kurali futbolda kullanilagelmisti.
1863'de topun onundeki herkesin ofsayt olmasi garipmis ama hemen 1866'da onunde 3 rakip oyuncusu yoksa ofsaytsin diye guncellemisler. Herhalde bambaska bir oyuna evrilmistir bu dakikadan sonra futbol.
Ek sorular: futbol ne zaman ayakla oynanir hale geldi bilen var mi? (Foot zaten ayak demek diyeceksiniz, evet biliyorum) ve de bir kose yazisinda kabaca "ust tabaka kendisone has bir oyun yaratmak istedi ve alt tabaka ayakla oynayamaz, ayakla oynamak daha zor diye el ile oynanirken ayakla oynanmaya basladi" diye yaziyordu ama her yazilana inanmiyorum, temkinli yaklasiyorum. Bu konuda bilgisi olan var mi?
Tamamen sirt ustu uzanmak mi gerekiyor, yoksa koltukta L seklinde otursak da oluyor mu?
Bir arkadasima psikologu tavsiye etmis. Goodreads'te de herkes cok ovmus, "bu yasimda okudugum icin cok sansliyim", "iyi ki okumusum" diyenler var ama ben pek etkilenmedim acikcasi. Yani tabii ki toplama kampindaki hikayeleri sarsici ama buradan kendime, hayata bakis acima bir pay cikaramadim.
Okuyanlar ne dusunuyor diye sormak istiyorum.
Ayrica, kitapta "celisik niyet" diye bir seyden bahsediyor. Bunu uygulayan oldu mu? Pandemi oldugu icin deneme sansim da pek yok.
Celisik niyet: Mesela birileriyle konusurken her defasinda kizariyorsunuz. Bu durumu ortadan kaldirmak icin artik her defasinda "simdi kizaracagim" deyip kizarmaya calisiyorsunuz ama kendi isteginizle kizaramadiginiz icin sorununuz ortadan kalkiyor, seklinde soyluyor.
Ek olarak da neden logoterapistler yok etrafimizda? Sonradan bu gorus dususe mi gecmis?
Okuyanlar ne dusunuyor diye sormak istiyorum.
Ayrica, kitapta "celisik niyet" diye bir seyden bahsediyor. Bunu uygulayan oldu mu? Pandemi oldugu icin deneme sansim da pek yok.
Celisik niyet: Mesela birileriyle konusurken her defasinda kizariyorsunuz. Bu durumu ortadan kaldirmak icin artik her defasinda "simdi kizaracagim" deyip kizarmaya calisiyorsunuz ama kendi isteginizle kizaramadiginiz icin sorununuz ortadan kalkiyor, seklinde soyluyor.
Ek olarak da neden logoterapistler yok etrafimizda? Sonradan bu gorus dususe mi gecmis?
Müze kart geciyor mu?
Bir yerde gecmiyor yaziyor, milli saraylar sayfasinda ise soyle yaziyor:
"Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na bağlı tüm saray, köşk ve kasırlarda, aşağıdaki istisnalar hariç olmak üzere, Müze Kart geçerlidir.
Topkapı Sarayı Harem Bölümü ve Aya İrini (Müze Kart geçmemektedir )
Dolmabahçe Sarayı Selamlık Bölümü (Müze Kart geçmemektedir )"
Selamlik bolumunde gecmiyor diyor. Ama o da zaten giris kismi mi? O yuzden saraya girilmiyor olarak mi anlamam gerekiyor?
Bir yerde gecmiyor yaziyor, milli saraylar sayfasinda ise soyle yaziyor:
"Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na bağlı tüm saray, köşk ve kasırlarda, aşağıdaki istisnalar hariç olmak üzere, Müze Kart geçerlidir.
Topkapı Sarayı Harem Bölümü ve Aya İrini (Müze Kart geçmemektedir )
Dolmabahçe Sarayı Selamlık Bölümü (Müze Kart geçmemektedir )"
Selamlik bolumunde gecmiyor diyor. Ama o da zaten giris kismi mi? O yuzden saraya girilmiyor olarak mi anlamam gerekiyor?
nivea 20 faktör güneş kremi var bende. üstünde de skt ya da "açtıktan sonra 1 sene içinde kullanın" gibi herhangi bir şey yazmıyor ama birinden "onların süreleri 1 yıl" diye duydum.
1 senede atmazdım ama bendeki 3-4 senedir duruyor. atsam mı acaba bunu?
1 senede atmazdım ama bendeki 3-4 senedir duruyor. atsam mı acaba bunu?
yılların problemi. ya ben bunu yapıyordum ama şimdi yapamadım. araştırdım, bulamadım.
hücreye 01-02 yazıyorum tarih yazıyor. sağ tık-hücre biçimlendir-sayı diyorum 43850 yazıyor bu sefer.
bunun basit bir çözümü vardı ya. neydi ki?
hücreye 01-02 yazıyorum tarih yazıyor. sağ tık-hücre biçimlendir-sayı diyorum 43850 yazıyor bu sefer.
bunun basit bir çözümü vardı ya. neydi ki?
ya da 3d puzzle'ı var mıdır? nereden bulabilirim?
şöyle geniiiş olsun, detaylı olsun, kalenin içinde de birkaç bina olsun istiyorum. var mıdır böyle bir şey?
şöyle geniiiş olsun, detaylı olsun, kalenin içinde de birkaç bina olsun istiyorum. var mıdır böyle bir şey?