açılın büyük dertli geldi (kendime göre tabii) uzun zamandır deli gibi istediğim haberi aldım, hamileyim! şükürler olsun bu mutluluğu yaşamak nasip oldu. yarın sabahtan da doktora gideceğim kontrole. evlendiğimden beri eşim de ailem de deliler gibi bebek istiyordu. sonunda hepimizin hayalleri gerçek oldu derken teker teker müjdeli haberi verdim ve tepkilerini yazıyorum:
annem babam: hayırlı olsun deyip annem ütü yapmaya babam tv izlemeye devam etti. ne tebrik, ne öpücük ne bir neşe. hayretler içinde kaldım dün bütün gün yanlarındaydım ve konuyla ilgili tek bir kelime edilmedi. sebebini bilmiyorum. sanki gelirken ekmek aldım demişim kadar bir etki yarattı. sözde ilk torun diye çok hevesle bekliyorlardı.
kardeşim: saatlerce hıçkıra hıçkıra nefessiz kalana kadar ağladı. sen benim küçük annemdin artık başkasının annesi olacaksın beni ikinci plana atacaksın eskisi kadar vakit ayıramayacaksın dedi 23 yaşında düğün hazırlıkları yapan kız. tebrik beklerken saatlerce teselli ettim. bana çok düşkündü hep, ama çocuğumu kıskanacak kadar olacağını hiç düşünmemiştim.
eşim: tam da şimdi hamile kalıp tee uzakta bir şehirde taşınan annesine yardıma gidemediğim için bozuldu. trip attı istesen gelip yardım edebilirsin bu bi hastalık değil bahane etme dedi. onunla cuma akşam yola çıkıp cumartesi sabah inip evin taşınmasına yardım edip pazar gece otobüse binecek ve pazartesi sabah otobüsten indiğim gibi ben işe geçerken o evde izinli yatacaktı. şimdi de ben evde bulantıdan, halsizlikten, ağrıdan ölüyorum gelip de bakanım yokken bir de saat başı telefon edip taciz ediyo annemi ara tebrik et hayırlı olsun de, yok watsap aile grubunda hiç bişe yazmıyosun konuşmalara katıl soğuk nevale gibi durma, yok teyzemi ara hatrını sor, halamı ara nasılsın de. benim canım burnumda artık uğraşamıycam dedim diye kızdı bağırdı telefonu yüzüme kapattı. ki normalde çok nazik, çok tatlı bir insandır. ama ailesinin yanına gidince bambaşka biri oluyor. çok fazla etkileniyor onlardan, ailesi de beni pek sevmez zaten ama ben onlara kötü davrandığım için değil. genelde aile olarak kendilerini parayla sevdirmeyi tercih ediyorlar. kayınvalidemle aynı eve gelin gidip onunla oturmayı kabul etmediğim için aileden dışlandım. ben saygıda kusur etmemek için hiç kötü bir söz söylemiyorum ama eşim için annesi bir yana dünya bir yana ne yazık ki. onun kakamel de zaten biraz bilmem ne demesi eşimin benim kesinlikle öyle olduğuma kanaat getirmesi için yeterli.
birkaç arkadaşıma haber verdim, sağolsunlar ellerinde yemeklerle geldiler, ortalığı derlediler topladılar, sohbet falan evde bir şenlik havası oldu. en azından sarılıp tebrik edenim oldu. inşallah sağlıkla, mutlulukla kucağıma alabilirim, psikolojik olarak yeterince güçlü olabilirim. okuyanlar lütfen dua edin sorunsuz bir süreç geçirebilmem için. hepinize teşekkür ederim.
annem babam: hayırlı olsun deyip annem ütü yapmaya babam tv izlemeye devam etti. ne tebrik, ne öpücük ne bir neşe. hayretler içinde kaldım dün bütün gün yanlarındaydım ve konuyla ilgili tek bir kelime edilmedi. sebebini bilmiyorum. sanki gelirken ekmek aldım demişim kadar bir etki yarattı. sözde ilk torun diye çok hevesle bekliyorlardı.
kardeşim: saatlerce hıçkıra hıçkıra nefessiz kalana kadar ağladı. sen benim küçük annemdin artık başkasının annesi olacaksın beni ikinci plana atacaksın eskisi kadar vakit ayıramayacaksın dedi 23 yaşında düğün hazırlıkları yapan kız. tebrik beklerken saatlerce teselli ettim. bana çok düşkündü hep, ama çocuğumu kıskanacak kadar olacağını hiç düşünmemiştim.
eşim: tam da şimdi hamile kalıp tee uzakta bir şehirde taşınan annesine yardıma gidemediğim için bozuldu. trip attı istesen gelip yardım edebilirsin bu bi hastalık değil bahane etme dedi. onunla cuma akşam yola çıkıp cumartesi sabah inip evin taşınmasına yardım edip pazar gece otobüse binecek ve pazartesi sabah otobüsten indiğim gibi ben işe geçerken o evde izinli yatacaktı. şimdi de ben evde bulantıdan, halsizlikten, ağrıdan ölüyorum gelip de bakanım yokken bir de saat başı telefon edip taciz ediyo annemi ara tebrik et hayırlı olsun de, yok watsap aile grubunda hiç bişe yazmıyosun konuşmalara katıl soğuk nevale gibi durma, yok teyzemi ara hatrını sor, halamı ara nasılsın de. benim canım burnumda artık uğraşamıycam dedim diye kızdı bağırdı telefonu yüzüme kapattı. ki normalde çok nazik, çok tatlı bir insandır. ama ailesinin yanına gidince bambaşka biri oluyor. çok fazla etkileniyor onlardan, ailesi de beni pek sevmez zaten ama ben onlara kötü davrandığım için değil. genelde aile olarak kendilerini parayla sevdirmeyi tercih ediyorlar. kayınvalidemle aynı eve gelin gidip onunla oturmayı kabul etmediğim için aileden dışlandım. ben saygıda kusur etmemek için hiç kötü bir söz söylemiyorum ama eşim için annesi bir yana dünya bir yana ne yazık ki. onun kakamel de zaten biraz bilmem ne demesi eşimin benim kesinlikle öyle olduğuma kanaat getirmesi için yeterli.
birkaç arkadaşıma haber verdim, sağolsunlar ellerinde yemeklerle geldiler, ortalığı derlediler topladılar, sohbet falan evde bir şenlik havası oldu. en azından sarılıp tebrik edenim oldu. inşallah sağlıkla, mutlulukla kucağıma alabilirim, psikolojik olarak yeterince güçlü olabilirim. okuyanlar lütfen dua edin sorunsuz bir süreç geçirebilmem için. hepinize teşekkür ederim.
aynı gün içinde alabiliyor muyuz? yoksa ertesi güne mi kalıyor? sabah 9 gibi verdim diyelim en erken ne zaman alabilirim? en geç öğlene kadar almam lazım eğer öğleden sonraya kalıyorsa özellere bakacağım. Durum biraz acilli. Cevap yazanlara şimdiden teşekkürler.
tatile gittiğimizde akşamları izlemelik mümkün mertebe yeni filmlerden oluşan bir liste hazırlayalım mı bana :)
fantastik, bilimkurgu, aksiyon, komedi, korku filmlerini severiz. yerli komediden hoşlanmıyoruz, yakın zamanda da yeni filmlerden pek izlemedik. sizin izleyip beğendiğiniz filmleri yazarsanız ben de akşama torrentten indirmeye başlarım haftaya gidinceye kadar harici belleği doldururum bir güzel
yazanlara şimdiden teşekkürler :)
fantastik, bilimkurgu, aksiyon, komedi, korku filmlerini severiz. yerli komediden hoşlanmıyoruz, yakın zamanda da yeni filmlerden pek izlemedik. sizin izleyip beğendiğiniz filmleri yazarsanız ben de akşama torrentten indirmeye başlarım haftaya gidinceye kadar harici belleği doldururum bir güzel
yazanlara şimdiden teşekkürler :)
midi olanlar yarım cm çapında mini olanlar da 2.5 mm çapındaymış. normalde etamin falan da yaptığım için bir sürü şablon var elimde, olmayanları da kendim kareli defterde çıkarıp yapabiliyorum. deli gibi oynarım yani ben onla habire bişeyler yapıp dağıtırım eşe dosta.
normalde anahtarlık falan için mini boy alın diyolar ama 2.5mm oluşu biraz düşündürdü dizmesi zor olur mu ya da çok göz yorar mı sizce? hama boncuğuyla bişeyler yapanlar hangi boyları tercih ediyosunuz siz?
yazanlara şimdiden teşekkürler
normalde anahtarlık falan için mini boy alın diyolar ama 2.5mm oluşu biraz düşündürdü dizmesi zor olur mu ya da çok göz yorar mı sizce? hama boncuğuyla bişeyler yapanlar hangi boyları tercih ediyosunuz siz?
yazanlara şimdiden teşekkürler
günaydın sevgili duyurucular. öncelikle sadabat paktı gibi bir duyuru yazdığım için özür dilerim fakat olayı tüm yönleriyle anlayıp yorumlayabilesiniz diye biraz detaylı anlatmam gerekti.
neredeyse kardeşimden daha yakın olduğum bir kuzenim var. birbirimizi görmeden geçen günümüz yoktu neredeyse. görüşmediğimizde de uzun telefon görüşmeleriyle telafi ediyorduk süreci. evleninceye kadar hayatımız haftanın 3 günü onlarda kalıyorsak 4 günü bizde kalarak falan geçti hep birlikteydik. kardeşimle beraber üçümüz inanılmaz eğlenceli bir gruptuk çok eğleniyorduk.
1 sene arayla evlendik kuzenimle, önce ben sonra o. evlerimiz hala çok yakın. benim açımdan evlilik aramızda hiçbir şeyi değiştirmedi. hala eskisi kadar çok görüşüp whatsapp üzerinden konuşup haberleşiyorduk. eşim zaten sağolsun engellemez beni. kuzenim de bekarken her hafta en az 1 gece kardeşimle beraber gelir bizde kalırdı. eşimi de uzun zamandır tanıdıkları için hep beraber vakit geçirirdik. zaten enişte bile demezler abi derler, enişte çok dışarlıklı oluyor diye. birbirlerini sevdiklerini biliyorum, beni ondan kıskanmak yerine eşimi aileye böyle kabullanmiş olmaları çok hoşuma gidiyor.
kuzenim de eşiyle yaklaşık 4-5 sene görüşerek evlendi. fakat onun eşi aileye girmeye pek yanaşmadı. bizimle pek görüşmediği gibi kuzenimi de görüştürmemek için elinden geleni yaptı. fakat bunu bizi sevmediğinden değil, kıskançlığından yaptı. telefon edip kuzenimin bizimle olduğunu duyunca çok sinirleniyordu mesela. ben şu an evdeyim, işim yok sen onlarla oturmak yerine gelip benimle görüşebilirsin diyordu. onun da evi bizim evlerimize çok yakın olduğu için bizle olduğunu öğrenince hep arayıp çağırıyor kendisiyle görüşmesi için zorluyordu. kuzenim de hır gür çıkmasın diye gidiyordu.
evlendikten sonra iyice uzaklaştı bizden eşi yüzünden. çünkü kendisi evdeyken kuzenimi bakkala bile göndermiyor! o evdeyken kuzenim de evde olmak zorundaymış, o onunla vakit geçirmek için evdeymiş, onu özlüyormuş, artık evlilermiş üçüncü kişileri bırakıp birbirleriyle vakit geçirmeyi öğrenmelilermiş. (burada bana laf sokuluyor) o öyle başkalarının kocaları gibi ipini gevşek tutup o evdeyken karısını fingir fingir gezdirmezmiş, erkek adam karısının başında dururmuş. (burada da benim eşime laf sokuyor) adam kuzenimi sadece gece nöbete kalıp çalıştığı zaman bize kalmaya gönderiyor artık. onda da sabah 6.30da eve gelirken apartman kapısından alıp eve götürüyor yine. bizde yatıp uykusunu almasına bile müsaade etmiyor. sen eve geçersin ben uyanınca gelirim dediği için kavga ettiler mesela şu kadarcık mesafede sen orada ben evde mi uyuyalım benle eve geleceksin diye ortalığı ayağa kaldırdı.
haftasonu eşim şehirdışındaydı ve kötü bir haber aldım. eşim müsait olmadığı için onunla konuşamadım. kendimi çok kötü hissediyordum, whatsapptan kuzenime yazdım. eşinin evde olduğunu biliyorum ama dedim ki 1-2 saatliğine gelebilirsen çok iyi olur biraz konuşmaya ihtiyacım var çok kötüyüm. okuyup 15 dakika boyunca cevap yazmayınca tekrar yazdım gelemeyeceksen yine de haber ver olmazsa arkadaşımla buluşacağım birisiyle konuşmaya ihtiyacım var diye. meğer kocası telefonuna gelen mesajları da okuyormuş olay çıkmış evde. dev gibi bir mesaj göndermiş x evdeyken gelemiyorum işte neden laf anlamıyorsun sürekli yazıp duruyorsun adam göndermiyor ne yapayım kavga mı edeyim senin için demiş özetle.
o an aldığım kötü haberin de etkisiyle ondan gelen bu tepki beni hepten üzdü. ki asla üstelemedim ille de gel diye. bir kez gelir misin diye yazdım, okuyup cevap vermeyince de teyit amaçlı sordum gelmeyeceksen de haber ver diye. tek yaptığım buydu. zaten gerçekten onunla konuşmaya ihtiyacım olduğunu hissetmesem eşinin evde olduğunu bilerek çağırmam.
insan kardeşi kadar yakın insana iki eli kanda olsa koşmaz mı yahu? ben anlayamıyorum ondaki bu kölelik merakını. ki kendisi bekarken inanılmaz rahat büyüdü amcam kesinlikle sıkmazdı onu. şu saatte evde ol lafını bile duymadı hiç. şimdi nasıl kabulleniyor böyle davranılmayı bilemiyorum fakat o son attığı mesaj için ona gerçekten çok kızgınım, böyle bir hayata kendini mahkum ettiği için de çok üzgünüm.
üzülmekte, kızmakta haksız mıyım? sadece kendi açımdan mı düşünüyorum olayı? kendimi onun yerine koymaya çalışıyorum ama beni bu kadar sıkan bir insana isyan etmeden asla tahammül edemezdim. kendi evliliği açısından da çok zararlı değil mi bu davranışlar?
cevap yazan herkese çok teşekkür ederim.
neredeyse kardeşimden daha yakın olduğum bir kuzenim var. birbirimizi görmeden geçen günümüz yoktu neredeyse. görüşmediğimizde de uzun telefon görüşmeleriyle telafi ediyorduk süreci. evleninceye kadar hayatımız haftanın 3 günü onlarda kalıyorsak 4 günü bizde kalarak falan geçti hep birlikteydik. kardeşimle beraber üçümüz inanılmaz eğlenceli bir gruptuk çok eğleniyorduk.
1 sene arayla evlendik kuzenimle, önce ben sonra o. evlerimiz hala çok yakın. benim açımdan evlilik aramızda hiçbir şeyi değiştirmedi. hala eskisi kadar çok görüşüp whatsapp üzerinden konuşup haberleşiyorduk. eşim zaten sağolsun engellemez beni. kuzenim de bekarken her hafta en az 1 gece kardeşimle beraber gelir bizde kalırdı. eşimi de uzun zamandır tanıdıkları için hep beraber vakit geçirirdik. zaten enişte bile demezler abi derler, enişte çok dışarlıklı oluyor diye. birbirlerini sevdiklerini biliyorum, beni ondan kıskanmak yerine eşimi aileye böyle kabullanmiş olmaları çok hoşuma gidiyor.
kuzenim de eşiyle yaklaşık 4-5 sene görüşerek evlendi. fakat onun eşi aileye girmeye pek yanaşmadı. bizimle pek görüşmediği gibi kuzenimi de görüştürmemek için elinden geleni yaptı. fakat bunu bizi sevmediğinden değil, kıskançlığından yaptı. telefon edip kuzenimin bizimle olduğunu duyunca çok sinirleniyordu mesela. ben şu an evdeyim, işim yok sen onlarla oturmak yerine gelip benimle görüşebilirsin diyordu. onun da evi bizim evlerimize çok yakın olduğu için bizle olduğunu öğrenince hep arayıp çağırıyor kendisiyle görüşmesi için zorluyordu. kuzenim de hır gür çıkmasın diye gidiyordu.
evlendikten sonra iyice uzaklaştı bizden eşi yüzünden. çünkü kendisi evdeyken kuzenimi bakkala bile göndermiyor! o evdeyken kuzenim de evde olmak zorundaymış, o onunla vakit geçirmek için evdeymiş, onu özlüyormuş, artık evlilermiş üçüncü kişileri bırakıp birbirleriyle vakit geçirmeyi öğrenmelilermiş. (burada bana laf sokuluyor) o öyle başkalarının kocaları gibi ipini gevşek tutup o evdeyken karısını fingir fingir gezdirmezmiş, erkek adam karısının başında dururmuş. (burada da benim eşime laf sokuyor) adam kuzenimi sadece gece nöbete kalıp çalıştığı zaman bize kalmaya gönderiyor artık. onda da sabah 6.30da eve gelirken apartman kapısından alıp eve götürüyor yine. bizde yatıp uykusunu almasına bile müsaade etmiyor. sen eve geçersin ben uyanınca gelirim dediği için kavga ettiler mesela şu kadarcık mesafede sen orada ben evde mi uyuyalım benle eve geleceksin diye ortalığı ayağa kaldırdı.
haftasonu eşim şehirdışındaydı ve kötü bir haber aldım. eşim müsait olmadığı için onunla konuşamadım. kendimi çok kötü hissediyordum, whatsapptan kuzenime yazdım. eşinin evde olduğunu biliyorum ama dedim ki 1-2 saatliğine gelebilirsen çok iyi olur biraz konuşmaya ihtiyacım var çok kötüyüm. okuyup 15 dakika boyunca cevap yazmayınca tekrar yazdım gelemeyeceksen yine de haber ver olmazsa arkadaşımla buluşacağım birisiyle konuşmaya ihtiyacım var diye. meğer kocası telefonuna gelen mesajları da okuyormuş olay çıkmış evde. dev gibi bir mesaj göndermiş x evdeyken gelemiyorum işte neden laf anlamıyorsun sürekli yazıp duruyorsun adam göndermiyor ne yapayım kavga mı edeyim senin için demiş özetle.
o an aldığım kötü haberin de etkisiyle ondan gelen bu tepki beni hepten üzdü. ki asla üstelemedim ille de gel diye. bir kez gelir misin diye yazdım, okuyup cevap vermeyince de teyit amaçlı sordum gelmeyeceksen de haber ver diye. tek yaptığım buydu. zaten gerçekten onunla konuşmaya ihtiyacım olduğunu hissetmesem eşinin evde olduğunu bilerek çağırmam.
insan kardeşi kadar yakın insana iki eli kanda olsa koşmaz mı yahu? ben anlayamıyorum ondaki bu kölelik merakını. ki kendisi bekarken inanılmaz rahat büyüdü amcam kesinlikle sıkmazdı onu. şu saatte evde ol lafını bile duymadı hiç. şimdi nasıl kabulleniyor böyle davranılmayı bilemiyorum fakat o son attığı mesaj için ona gerçekten çok kızgınım, böyle bir hayata kendini mahkum ettiği için de çok üzgünüm.
üzülmekte, kızmakta haksız mıyım? sadece kendi açımdan mı düşünüyorum olayı? kendimi onun yerine koymaya çalışıyorum ama beni bu kadar sıkan bir insana isyan etmeden asla tahammül edemezdim. kendi evliliği açısından da çok zararlı değil mi bu davranışlar?
cevap yazan herkese çok teşekkür ederim.
günaydın sevgili duyurucular. haftasonu bir arkadaşımla görüştüm, 2 buçuk yaşında bir oğlu var dünya tatlısı kendisi. bizim evde çocuk olmadığı için bir sürü kırılacak dökülecek üstüne çıkılıp devrilecek eşya var haliyle. benim için hiç sorun değil dedim canı sağolsun bırak oynasın istediği gibi. ama annesi çok çekindi. sürekli çocuğu durdurdu. mesela kitaplığın üstünde action figürler var onları almak için yukarı çıkmaya uğraşırken gördü feryat etti napıyorsun sen öyle! kitaplığa tırmanılmaz, tırmanırsan senin ağırlığınla o devrilir bak şu gördüğün sivri köşesi kafana gelir kafanı ikiye keser beynin dışarı fırlar gider sen de ölürsün Allah korusun! diye bağırarak anlatmaya bir başladı ki ben korktum kurduğu senaryodan. bu sadece bir örnek. prizlerimizde de çocuk kilidi yok. diyor ki annecim sen sakın buradan parmağını sokmaya uğraşma, sokarkan seni elektrik çarpar o elektriğin şiddetiyle bom diye duvara fırlarsın ölürsün Allah korusun!
sürekli çocuğu ölürsün Allah korusun diyerek korkutuyordu. çocuk artık alışmış yok yok anne ben zaten yapmam ki öyle uslu uslu oturuyorum dedi ve oturdu da hakkaten. hiç bir yaramazlığı, taşkınlığı olmadı oyuncaklarıyla oynadı, kedimle oynadı vs. çocuk inanılmaz uyumluydu ya. ama bunlar hep korkudan dolayıydı işte. yaramazlık yapmaması, söz dinlemesi harika tamam da bu şekilde korkutarak çocuğa travma yaşatmış olmuyor mu? yanlış değil mi bu? arkadaşıma dedim bırak yahu azıcık kudursun atsın enerjisini, canı yansın o kadar da korkutma. Gün içinde ben işteyken anneannesi hep ilgilenemiyor o arada kendine bir zarar vermesindense korksun otursun yerinde daha iyi dedi.
çocuğum yok henüz, çocuk psikolojisinden de zerre anlamıyorum ama konuyu bilenler çok merak ettim bu yaklaşımın ileride nasıl sonuçları olabilir?
cevap verenlere şimdiden teşekkürler.
sürekli çocuğu ölürsün Allah korusun diyerek korkutuyordu. çocuk artık alışmış yok yok anne ben zaten yapmam ki öyle uslu uslu oturuyorum dedi ve oturdu da hakkaten. hiç bir yaramazlığı, taşkınlığı olmadı oyuncaklarıyla oynadı, kedimle oynadı vs. çocuk inanılmaz uyumluydu ya. ama bunlar hep korkudan dolayıydı işte. yaramazlık yapmaması, söz dinlemesi harika tamam da bu şekilde korkutarak çocuğa travma yaşatmış olmuyor mu? yanlış değil mi bu? arkadaşıma dedim bırak yahu azıcık kudursun atsın enerjisini, canı yansın o kadar da korkutma. Gün içinde ben işteyken anneannesi hep ilgilenemiyor o arada kendine bir zarar vermesindense korksun otursun yerinde daha iyi dedi.
çocuğum yok henüz, çocuk psikolojisinden de zerre anlamıyorum ama konuyu bilenler çok merak ettim bu yaklaşımın ileride nasıl sonuçları olabilir?
cevap verenlere şimdiden teşekkürler.
eşime atlet ve boxer külot almam lazım yüklü miktarda. tee damat çeyizinde gelenleri kullanıyordu 2 senedir ama artık yenilemenin vakti gelmiş fakat daha önce hiç erkek için iç çamaşırı alışverişi yapmadım işin cahiliyim. bilindik bikaç yeri gezdim tanesi 20 30 liradan aşağı don yok yahu. 24lü paketlerle falan toptan alayım daha uyguna gelsin diyorum fakat internette araştırdım ucuza bulamadım. eminönüne yakın çalışıyorum buralarda önerebileceğiniz uygun fiyatlı ve kaliteli bir dükkan var mı? ya da internet sitesi de olur ama fiyatları insaflı olsun yeter. yazanlara şimdiden teşekkürler
günaydın gençler normal şartlarda bugün ulaşacak olan acil bir kargo bekliyorum fakat dünkü olaylardan sonra son durumunu sisteme girememişler o yüzden şubeye geldi mi gelmedi bilemiyorum. telefonlara da bakmıyorlar haliyle. dağıtıma çıkartmışlar mı öğrenemedim fakat evinize yakın görüş mesafenizde yurtiçi kargo şubesi varsa bakıp söyler misiniz açıksa kendim gideyim oradan teslim alayım. evime uzak kalıyor, alacağım kargo da biraz ağır. eğer açıksa taksiyle gidip geleceğim açmadılarsa boşa gidip dönmeyeyim diyorum. yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler
evde kedimiz var, biraz da sakar insanlarız yiyip içerken çok döküyoruz yerlere. her gün elektrik süpürgesiyle uğraşmak istemediğimiz için hayvan tüylerini de alabilen bir şarjlı süpürge alalım hem dağıttığı kumları toplayalım hem de birkaç dakika içinde halıları falan süpürüp uçuşan tüyleri, saçları, yerdeki kırıntıları toplasın istiyorum. evdeki bozuldu 1 ay kadar oldu, her gün büyük süpürgeyle süpüremediğimiz için ev leş gibi oluyor acilen almalıyım bir tane.
elimdeki seçenekler
1- fakir rct 109 fakir.com.tr fiyatı 220tl
2- homend dustrider 1218 www.homend.com.tr fiyatı 210tl
gönlüm 1den yana çünkü çok fazla kişi almış yorumlarda herkes çok beğendiğini belirtmiş fakat gördüğüm kadarıyla satışta yok. sadece n11'de 1 tane ve hepsiburadada satışta buldum. alırsam ve bir arıza olursa yedek parça sıkıntısı çekebilirim diye çekiniyorum.
2 de güzel ikisi de lila rengi zaten tatlış tatlış. hatta bakınca 2.nin teknik özellikleri daha iyi. 1.nin 9 dakika kullanma süresi varken 2.nin 19 dakika görünüyor. 1. 10.8V iken 2. olan 14.4V. 2.nin sadece toz haznesi daha küçük kalan özelliklerde ilkini tokatlıyor gibi. Fakat daha önce hiç homend kullanmadım. Tüy toplama konusunda işime yaramazsa cidden çöp olur çünkü.
fiyat olarak da çok bi fark yok, rengi de aynı. daha fazla da para vermek istemiyorum üst limitim bunlar kadar. ne diyorsunuz hangisini alayım?
elimdeki seçenekler
1- fakir rct 109 fakir.com.tr fiyatı 220tl
2- homend dustrider 1218 www.homend.com.tr fiyatı 210tl
gönlüm 1den yana çünkü çok fazla kişi almış yorumlarda herkes çok beğendiğini belirtmiş fakat gördüğüm kadarıyla satışta yok. sadece n11'de 1 tane ve hepsiburadada satışta buldum. alırsam ve bir arıza olursa yedek parça sıkıntısı çekebilirim diye çekiniyorum.
2 de güzel ikisi de lila rengi zaten tatlış tatlış. hatta bakınca 2.nin teknik özellikleri daha iyi. 1.nin 9 dakika kullanma süresi varken 2.nin 19 dakika görünüyor. 1. 10.8V iken 2. olan 14.4V. 2.nin sadece toz haznesi daha küçük kalan özelliklerde ilkini tokatlıyor gibi. Fakat daha önce hiç homend kullanmadım. Tüy toplama konusunda işime yaramazsa cidden çöp olur çünkü.
fiyat olarak da çok bi fark yok, rengi de aynı. daha fazla da para vermek istemiyorum üst limitim bunlar kadar. ne diyorsunuz hangisini alayım?
2 seneye yakın zamandır evde etamin ve doodle stitching denen nakışlardan yapıyorum. işyerim eminönüne yakın olduğu için malzemelerimin çoğunu ucuza bulabiliyorum ama etamin kumaşında sıkıntı yaşıyorum. buralarda yalnızca seccadelik çok büyük delikli kumaş ve panoluk çok küçük delikli kumaş bulabiliyorum. yani genel olarak 8 ct, 11 ct, 28 ct ve 32 ct bulunuyor. 16 ya da 18 ct kumaşlara ihtiyacım var fakat eminönünde girmediğim dükkan kalmadı bir türlü bulamadım.
istanbul'da olanlar nerelerdeki dükkanlardan buluyorsunuz bu kumaşları? ya da internet üzerinden nerelerden sipariş verebilirim? bilenler bi buldurursa şahane olur :) şimdiden teşekkürler
istanbul'da olanlar nerelerdeki dükkanlardan buluyorsunuz bu kumaşları? ya da internet üzerinden nerelerden sipariş verebilirim? bilenler bi buldurursa şahane olur :) şimdiden teşekkürler
günaydın duyurucu kardeşlerim. güne kredi kartı ekstresinin mailiyle başladım başıma gelecekleri bilsem de tam olarak hazır değilmişim. oruçlu olmasam sigaradan nefret etmeme rağmen açar bi sigara yakardım öyle efkarlandım.
mayıs haziran ayları bizim ailenin özel günlerinin coştuğu ay. normalde zaten çok masraflı geçer. bu sene üstüne bir de evlenenler, doğuranlar vs olunca hediyeydi, altındı vs ipin ucu kaçmıştı. bir de hastalık süreci yaşadık onun masrafları oldu. haliyle elde nakit olmayınca kredi kartına yüklendim bu süreçte.
şimdi sorum şu. kredi kartı borcum 4.500tl civarı. kenarda da 6 bin civarı bi birikmişim var. ben kenardaki parayla kredi kartını borcunu sıfırlayıp aydan aya yine kenara koyayım diyorum ama şimdi yaz tamanı tatildi, memleketlere ziyaretti, bayramdı derken yine masraflı bir süreç geçireceğiz kenardaki paradan da olmak istemiyorum.
harcamaları miminumda tutayım aydan aya 3 5 ayda tamamen kapatayım desem yine hem bayramda memleket ziyaretleri, hem yaz tatili dolayısıyla borcu hepten katlatıp bir de faizini ödemek zorunda kalmak var.
bilemedim hangisini yapsam. hangi yöntem daha mantıklı sizce? normalde aldığım, verdiğim bellidir borç olayını hiç sevmem sabah sabah çok gerildim.
fikir verenlere şimdiden teşekkürler.
mayıs haziran ayları bizim ailenin özel günlerinin coştuğu ay. normalde zaten çok masraflı geçer. bu sene üstüne bir de evlenenler, doğuranlar vs olunca hediyeydi, altındı vs ipin ucu kaçmıştı. bir de hastalık süreci yaşadık onun masrafları oldu. haliyle elde nakit olmayınca kredi kartına yüklendim bu süreçte.
şimdi sorum şu. kredi kartı borcum 4.500tl civarı. kenarda da 6 bin civarı bi birikmişim var. ben kenardaki parayla kredi kartını borcunu sıfırlayıp aydan aya yine kenara koyayım diyorum ama şimdi yaz tamanı tatildi, memleketlere ziyaretti, bayramdı derken yine masraflı bir süreç geçireceğiz kenardaki paradan da olmak istemiyorum.
harcamaları miminumda tutayım aydan aya 3 5 ayda tamamen kapatayım desem yine hem bayramda memleket ziyaretleri, hem yaz tatili dolayısıyla borcu hepten katlatıp bir de faizini ödemek zorunda kalmak var.
bilemedim hangisini yapsam. hangi yöntem daha mantıklı sizce? normalde aldığım, verdiğim bellidir borç olayını hiç sevmem sabah sabah çok gerildim.
fikir verenlere şimdiden teşekkürler.
önceki gün bilgisayarda duyuru okurken bi arkadaşın verdiği linki tıkladım mobil görünümden yollamıştı linkteki duyuruyu. okudum kapattım fakat o günden sonra sözlük üzerinden duyuruya her geçişte mobil görünüm olarak açıyor normal görünüme dönmüyor adres çubuğundan /mobil kısmını silmedikçe. otomatik olarak normal görünümde açılmasını tekrar nasıl sağlayabilirim?
yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler
yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler
mahalleden bi komşu teyze var pazarda, markette falan görüşünce ayaküstü konuşur selamlaşırız, pek severim. dün yine karşılaştık apartmanlarının giriş katında suriyeliler oturuyormuş onlar taşınmış şu an hala daire boşmuş fakat o daireden bütün apartmanın içini böcek sarmış. başa çıkamıyoruz aparmanın içi, dairelerin içi hep böcek dolu diyor. beyaz masayı aramış belediye gelsin ilaçlasın diye fakat onlar da apartmanın içini, kömürlüğü varsa bahçeyi falan ilaçlıyorlarmış. boş dairenin içi ilaçlanmadan çözemeyiz esas yuvaları orası hep oradan çıkıyorlar diyor.
beyaz masadan gelenler bimer'i arayın oradan istekte bulunun onlar gelince evlerin içini de ilaçlıyor demişler. kadıncağızın da kimsesi yok benden rica etti internetten sen başvurur musun diye. bimer dediği başbakanlık iletişim merkezi değil mi yahu apartmanın böceğine de karışır mı ki? kendi adıma teyzenin adresiyle başvuru yapayım dedim ama saçma da geldi bi yandan. oluru var mı bu işin? daha önce bimere başvuruda bulunup da apartmanını, evini ilaçlatan oldu mu? ya da yanlış mı anladı acaba belediyenin falan başka bir ilaçlama yeri var mı öyle ücretsiz gelip de ilaçlayacak?
yardımcı olanlara şimdiden teşekkür ederim.
beyaz masadan gelenler bimer'i arayın oradan istekte bulunun onlar gelince evlerin içini de ilaçlıyor demişler. kadıncağızın da kimsesi yok benden rica etti internetten sen başvurur musun diye. bimer dediği başbakanlık iletişim merkezi değil mi yahu apartmanın böceğine de karışır mı ki? kendi adıma teyzenin adresiyle başvuru yapayım dedim ama saçma da geldi bi yandan. oluru var mı bu işin? daha önce bimere başvuruda bulunup da apartmanını, evini ilaçlatan oldu mu? ya da yanlış mı anladı acaba belediyenin falan başka bir ilaçlama yeri var mı öyle ücretsiz gelip de ilaçlayacak?
yardımcı olanlara şimdiden teşekkür ederim.
babalar günü için babama güzel bir kalem alayım üzerine de ismini yazdırayım diye düşündüm ama sadece isim yazdırma çok sade olur dediler. bir şeyler daha eklemek istiyorum fakat aklıma hiçbir şey gelmedi. adam gibi adam babam ya da dünyanın en iyi babası gibi klişe şeyler yazdırmak istemiyorum. ama görünce hafiften bi duygulansın hoşuna gitsin istedim. öğlen 12 1 gibi gideceğim yazdırmaya. ne yazdırabilirim diye acele tarafından fikir verenler olursa çok sevinirim :)
miyopum, yaklaşık 6 aydır aylık kontakt lens kullanıyorum. kutudaki son lensleri taktım temmuz başında da yeni kutu alıp ona başlayacağım.
acuvue oasys lens iyidir dediler, çevremde çok fazla kullanan var ve hiç problem yaşamadılar diye ben de ondan aldım. esas ileri derece olan sağ gözümde varlığını yokluğunu hissetmiyorum ilk günden beri inanılmaz rahatım. fakat 0.50lik olan sol gözümde sürekli rahatsızlık veriyor lens. hiç yerinde durmuyor sürekli yana kayıyor, görüşümü puslandırıyor, gözümü sulandırıyor bir türlü rahat edemedim. hep göz kapağımı çekerek ya da ovalayarak lensi yerine oturtmak zorunda kalıyorum.
sağ taraf mükemmel uyarken sol tarafın bu kadar rahatsızlık vermesi normal mi? başka marka alıp denemeli miyim yoksa bunda oluyorsa diğerlerinde de böyle sıkıntı yaşama ihtimalim var mı?
en önemlisi aynı sorunu yaşayıp başka marka lenslerle çözmüş olanlar varsa önerilerini bekliyorum ^_^
şimdiden teşekkürler
acuvue oasys lens iyidir dediler, çevremde çok fazla kullanan var ve hiç problem yaşamadılar diye ben de ondan aldım. esas ileri derece olan sağ gözümde varlığını yokluğunu hissetmiyorum ilk günden beri inanılmaz rahatım. fakat 0.50lik olan sol gözümde sürekli rahatsızlık veriyor lens. hiç yerinde durmuyor sürekli yana kayıyor, görüşümü puslandırıyor, gözümü sulandırıyor bir türlü rahat edemedim. hep göz kapağımı çekerek ya da ovalayarak lensi yerine oturtmak zorunda kalıyorum.
sağ taraf mükemmel uyarken sol tarafın bu kadar rahatsızlık vermesi normal mi? başka marka alıp denemeli miyim yoksa bunda oluyorsa diğerlerinde de böyle sıkıntı yaşama ihtimalim var mı?
en önemlisi aynı sorunu yaşayıp başka marka lenslerle çözmüş olanlar varsa önerilerini bekliyorum ^_^
şimdiden teşekkürler
zor durumda olup acilen işyerine yakın ev arayan yakın sayılabilecek bir arkadaşınız var diyelim. sizin evle işyerinin yakın olduğunu bildiği için sizin oralardan bir ev istiyorum hem seninle de yakın oluruz yalnız hissetmem kendimi dediğini düşünün. evle ilgili olmasını istediği tüm detayları öğrenip çevreye sorup soruşturdunuz, internetten günlerce araştırdınız ve tamamen istediği kriterlerde ev buldunuz. birlikte evi görmeye gittiniz arkadaşınız çevreyi beğenmiş, ne güzel hem hareketli hem de aradığın her şey elinin altında tam merkez bir yer demiş eve de bayılmış olsun. ev cidden güzel hatta çok az kira farkıyla kendi oturduğunuz evden daha bile güzel daha büyük ve kullanışlı olsun. evi beğendim deyip sonrasında oğlu için kreşleri gezdiniz birini çok beğenip kayıt için gerekli evrakların listesini bile almış olsun arkadaşınız.
sonrasında ev işi noldu senin diye soran diğer iş arkadaşlarının yanında oturduğunuz yeri kötülese, "ay bilmiyorum yaa oralarda nasıl oturulur ki acayip kalabalık tam bir keşmekeş varoş gibi de bi yandan. ben ki kocaman sitede oturuyorum güvenliği bekçisi bile yok hiç korkmadım ama hayatımda ilk defa yalnız başıma yaşamaya korktum ne biçim bi yer orası anlamadım" şeklinde cümleler kursa bozulur muydunuz?
bahsi geçen yer kocamustafapaşa, arkadaşın şimdiki evi yakupluda. işyeri cağaloğlunda.
hani beğenmemiş olsa baştan evi gezip bayıldım demesi, kreşi bile gezip seçmesi vs bunları yapıp sonrasında da doğup büyüdüğüm yere bok atmasına bozuldum cidden.
böyle aptalca şeyleri de kafaya takarım, abartırım ben zaten, çok kırıldım 2 gündür kulağımda çınlıyor ortak arkadaşlarımıza benim yanımda söyledikleri.
neticede çok saçma dimi buna bozulmuş olmam, siz olsanız üzülür müydünüz?
sonrasında ev işi noldu senin diye soran diğer iş arkadaşlarının yanında oturduğunuz yeri kötülese, "ay bilmiyorum yaa oralarda nasıl oturulur ki acayip kalabalık tam bir keşmekeş varoş gibi de bi yandan. ben ki kocaman sitede oturuyorum güvenliği bekçisi bile yok hiç korkmadım ama hayatımda ilk defa yalnız başıma yaşamaya korktum ne biçim bi yer orası anlamadım" şeklinde cümleler kursa bozulur muydunuz?
bahsi geçen yer kocamustafapaşa, arkadaşın şimdiki evi yakupluda. işyeri cağaloğlunda.
hani beğenmemiş olsa baştan evi gezip bayıldım demesi, kreşi bile gezip seçmesi vs bunları yapıp sonrasında da doğup büyüdüğüm yere bok atmasına bozuldum cidden.
böyle aptalca şeyleri de kafaya takarım, abartırım ben zaten, çok kırıldım 2 gündür kulağımda çınlıyor ortak arkadaşlarımıza benim yanımda söyledikleri.
neticede çok saçma dimi buna bozulmuş olmam, siz olsanız üzülür müydünüz?
işyerinde odamız değişti alt kata taşındık. yan odamız altın günü gibi 5 tane kadın akşama kadar vır vır vır hepsi bağırarak konuşuyor taşındığımızdan beri başımın ağrısı dinmiyor. bu hemcinslerimden biri de benimle inatla arkadaş olmaya çalışıyor fakat bana çok zevzek geliyor hiç istemiyorum kendisiyle konuşmayı. 2 dakika telefonla konuşmaya gidiyorum bakıyorum koltuğuma oturmuş seninki daha rahat bundan sonra burada ben oturacağım diyor. hadi biraz otursun deyip sandalyeye geçtim sohbet etmeye çalıştım ama kalkmak bilmiyor bir sürü işlerim var ve onun keyfini bekliyorum. resmen tuvalete falan gitmemi bekleyip her seferinde yerime geçiyor yan odadan. gün içinde 3 4 kere bunu yaşıyoruz.
masamda rengarenk kalemlerim var, hediye gelen süslerim var, her geldiğinde onları karıştırıyor bunu alayım mı, bu benim olsun mu diye sorup duruyor, kötü kötü şakalar yapıyor zorla bile gülemiyorum sinirim bozuluyor.
bugün de eklediğim resimdeki pantolondan giydim birebir aynısı. bol ve çok rahat bir pantolon. üstümde bluz ve ince hırka var odamız serin oluyor diye. sabah beni gördüğünden beri bağırıp duruyor millete kakamel eşofmanla gelmiş, kakamel pijamalarını çıkarmadan gelmiş, kakamel artık burada uyuyacakmış işi çokmuş eve gitmeyecekmiş, kakamel de kakamel... hay ağzına tükürsün kakamel diyeceğim en sonunda, sesini duydukça sinir oluyorum susmak bilmiyor. görmeyeyim diye kapıyı kapattım gelip kapıyı açıp oradan bağırıyor kakamel pijaman ne güzel diye. hadi kalk tuvalete falan git 2 saattir koltuğuna oturamadım biraz da ben oturayım falan diyor.
kavga etmeyi sevmiyorum kavgasız laf anlatabilir miyim ben bu zevzeğe? ha daha önce dedim bak hoşlanmıyorum bu tarz şakalardan bana yapma lütfen diye ama umursamadı ve umursayacak gibi durmuyor. sabrım da tükenmek üzere kendisine. 3 hafta içinde yüzünü görünce moralim bozulacak duruma geldim. bu arada kendisi ufak değil 31 32 yaşında. ama kafa çocuk.
ne yapayım nasıl başa çıkayım ben bu işe yaramazla? keşke kavga etsem ve bi daha hiç konuşmasak fakat her gün yüz yüze bakıyoruz ortak toplantılarımız, yazışmalarımız vs oluyor o yüzden tamamen ipleri kopartamıyorum.
tikler öğle yemeğinden sonra gelecek
masamda rengarenk kalemlerim var, hediye gelen süslerim var, her geldiğinde onları karıştırıyor bunu alayım mı, bu benim olsun mu diye sorup duruyor, kötü kötü şakalar yapıyor zorla bile gülemiyorum sinirim bozuluyor.
bugün de eklediğim resimdeki pantolondan giydim birebir aynısı. bol ve çok rahat bir pantolon. üstümde bluz ve ince hırka var odamız serin oluyor diye. sabah beni gördüğünden beri bağırıp duruyor millete kakamel eşofmanla gelmiş, kakamel pijamalarını çıkarmadan gelmiş, kakamel artık burada uyuyacakmış işi çokmuş eve gitmeyecekmiş, kakamel de kakamel... hay ağzına tükürsün kakamel diyeceğim en sonunda, sesini duydukça sinir oluyorum susmak bilmiyor. görmeyeyim diye kapıyı kapattım gelip kapıyı açıp oradan bağırıyor kakamel pijaman ne güzel diye. hadi kalk tuvalete falan git 2 saattir koltuğuna oturamadım biraz da ben oturayım falan diyor.
kavga etmeyi sevmiyorum kavgasız laf anlatabilir miyim ben bu zevzeğe? ha daha önce dedim bak hoşlanmıyorum bu tarz şakalardan bana yapma lütfen diye ama umursamadı ve umursayacak gibi durmuyor. sabrım da tükenmek üzere kendisine. 3 hafta içinde yüzünü görünce moralim bozulacak duruma geldim. bu arada kendisi ufak değil 31 32 yaşında. ama kafa çocuk.
ne yapayım nasıl başa çıkayım ben bu işe yaramazla? keşke kavga etsem ve bi daha hiç konuşmasak fakat her gün yüz yüze bakıyoruz ortak toplantılarımız, yazışmalarımız vs oluyor o yüzden tamamen ipleri kopartamıyorum.
tikler öğle yemeğinden sonra gelecek
sabahtan beri 7 göbek akrabalarım, arkadaşlarım kutladı annem babam kardeşimden ses yok. eşim de sabah bişey demeden gitti sonra watsaptan yazmış bir mesaj öyle kutlamış. annem aradı yalnızca kardeşine söyle eve gelirken ekmek almayı unutmasın ben ulaşamadım dedi kapattı. babamdan hala ses yok. kardeşimin de dahil olduğu watsap grubunda bütün kuzenlerim yazmış, kardeşim görmesine rağmen bişey dememiş. facebookta girmiş bişeyler paylaşmış orda muhakkak görmüştür yine yazmamış. babam da eminim ki görmüştür amcamların falan kutladığını o da sallamamış. zaten dün kandil için görüştüğümüzde de biz hepimiz işten geç çıkıcaz pazar günü anneler günüyle beraber kutlarız aradan çıkar dediler, peki dedim ben de mecburen.
hiç sanmıyorum ama hadi diyelim ki anlaştılar, akşama sürpriz yapıp bize gelecekler kutlayacağız falan, eee beni bütün gün umursamamış gibi yapıp üzdükten sonra napiyim ki ben akşam yenilen pastayı, üflenen mumları. onun yerine vakitlice arayıp iyi ki doğdun, iyi ki varsın demek çok daha güzel değil mi? ben öyle yapıyorum mesela, yemişim sürprizini deyip arıyorum sevdiklerimi. mesaj bile fazla mesafeli geliyor direkt arayıp söylüyorum imkanım varsa yüz yüze görüşmeye çalışıyorum ilk fırsatta.
genel olarak zaten doğum günlerini gereksiz ve depresif bulan biriyim. hiç umduğum gibi bir kutlama yaşayamadım. en basiti geçen sene de işten güçten yorgun argın geldim, saat 7ye doğru annem aradı size yemeğe geliyoruz diye o yorgunlukla mutfağa girip 6 kişilik yemek hazırladım koştura koştura. hediye alma olayı da pek olmaz aramızda, asla bugün senin günün modunda olmadılar zaten de ne bileyim insan bazen bir gün bile olsa gerçekten değer verildiğini hissetmek istiyor. ben bugüne kadar ne doğumgünlerini, ne anneler gününü, ne babalar gününü kutlamasız geçirtmedim onlara. muhakkak hediye, pasta aldım mutlu etmeye çalıştım. ben de bir kez olsun çiçekçi benim için gelsin ya da kargocu bir kez olsun benim satın almamış olduğum bir şey getirsin bana istiyorum.
gittim kendi hediyemi bile kendim aldım bugün. çok zamandır görüp beğendiğim atlı karınca şeklinde pembe müzik kutusu vardı ne gerek var deyip duruyordum, bari ben şımartayım kendimi dedim. ailemden de hiç ümidim yok sürpriz yapacaklarına dair, aynı evdeyken bile pek umursamazlardı çünkü ama yine de az da olsa beklenti içindeyim ve bu beklenti beni daha da yıkacak gecenin sonunda biliyorum. eşim de iş çıkışı spora gidip öyle gelecekmiş evde yemek yeme yemek ısmarlayacağım sana dedi. sağlıklı yaşam önemli tabi dedim.
yine de hayat güzel. ailem üzse de telefonlarım susmadı, mesaj kutularım doldu taştı, işyerinde arkadaşlarım dilim dilim pastalar yedirdiler bardak bardak kahve ısmarladılar bana. iyi dostlar biriktirmişim.
yine de ailem için de keşke iyi ki doğsaymışım...
hiç sanmıyorum ama hadi diyelim ki anlaştılar, akşama sürpriz yapıp bize gelecekler kutlayacağız falan, eee beni bütün gün umursamamış gibi yapıp üzdükten sonra napiyim ki ben akşam yenilen pastayı, üflenen mumları. onun yerine vakitlice arayıp iyi ki doğdun, iyi ki varsın demek çok daha güzel değil mi? ben öyle yapıyorum mesela, yemişim sürprizini deyip arıyorum sevdiklerimi. mesaj bile fazla mesafeli geliyor direkt arayıp söylüyorum imkanım varsa yüz yüze görüşmeye çalışıyorum ilk fırsatta.
genel olarak zaten doğum günlerini gereksiz ve depresif bulan biriyim. hiç umduğum gibi bir kutlama yaşayamadım. en basiti geçen sene de işten güçten yorgun argın geldim, saat 7ye doğru annem aradı size yemeğe geliyoruz diye o yorgunlukla mutfağa girip 6 kişilik yemek hazırladım koştura koştura. hediye alma olayı da pek olmaz aramızda, asla bugün senin günün modunda olmadılar zaten de ne bileyim insan bazen bir gün bile olsa gerçekten değer verildiğini hissetmek istiyor. ben bugüne kadar ne doğumgünlerini, ne anneler gününü, ne babalar gününü kutlamasız geçirtmedim onlara. muhakkak hediye, pasta aldım mutlu etmeye çalıştım. ben de bir kez olsun çiçekçi benim için gelsin ya da kargocu bir kez olsun benim satın almamış olduğum bir şey getirsin bana istiyorum.
gittim kendi hediyemi bile kendim aldım bugün. çok zamandır görüp beğendiğim atlı karınca şeklinde pembe müzik kutusu vardı ne gerek var deyip duruyordum, bari ben şımartayım kendimi dedim. ailemden de hiç ümidim yok sürpriz yapacaklarına dair, aynı evdeyken bile pek umursamazlardı çünkü ama yine de az da olsa beklenti içindeyim ve bu beklenti beni daha da yıkacak gecenin sonunda biliyorum. eşim de iş çıkışı spora gidip öyle gelecekmiş evde yemek yeme yemek ısmarlayacağım sana dedi. sağlıklı yaşam önemli tabi dedim.
yine de hayat güzel. ailem üzse de telefonlarım susmadı, mesaj kutularım doldu taştı, işyerinde arkadaşlarım dilim dilim pastalar yedirdiler bardak bardak kahve ısmarladılar bana. iyi dostlar biriktirmişim.
yine de ailem için de keşke iyi ki doğsaymışım...
ya babam dünyanın en tatlı insanı, hayvanlara da aşırı derecede düşkündür. kesinlikle kediye kötü davranmış olabileceğine ihtimal vermiyorum zaten hep yanlarında ben varım şahidiyim her şeyin. 2 ay önce kısırlaştırıldığından beri kedim babama düşman. öncesinde anneme, kardeşime, babama karşı inanılmaz sevgi doluydu. bize geldiklerinde kendini zorla öptürür, sevdirirdi, onla oynasınlar diye oyuncaklarını taşırdı önlerine, çok severdi. fakat bir süredir babamı görmesi bile tüylerini kabartıp kıhlamasına, durduk yere gidip ısırmasına, pati atmasına yetiyor. kendim şahidim babam kapıdan girdiği gibi bağıra bağıra üstüne koşuyor hem ısırıyor, hem tırnaklıyor. yara bere içinde bırakıyor adamı. 2 hafta kadar önce 2 geceliğine babamlarda bırakmak zorunda kalmıştık ki normalde her hafta gittiği ev, ilk defa gidip yabancılık çekeceği yer değil. o 2 gece kaldığında da doğru düzgün ne yemek yemiş, ne su içmiş. sürekli gerginmiş korkudan yaklaşamamışlar yanına. annemle kardeşim de bir iki kez sevmeyi, oynamayı denemişler kan revan içinde kalmışlar. biz alıp eve geçtiğimizde yine uysaldı. bize karşı da eskiye göre hırçın fakat aşırı bir vahşiliği yok. ameliyat stresindendir, iyileşme sürecidir deyip fazla üstünde durmuyorduk.
ameliyatı ve sonrasındaki aşılarını, pansumanını yapan veteriner babama cidden çok benziyor. acaba babamı o zannedip canını yaktı diye mi sinirleniyor diye düşünüyorum. her seferinde babam fazlasıyla iyi yaklaşıyor, sevmeye, sakinleştirmeye çalışıyor fakat bizim kızın umrunda değil tek derdi babamın canını yakmak.
aynı şeyi yaşayıp da çözüme ulaşabilen var mı? ne yapabiliriz bu durumu düzeltmek için? cevap yazan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
ameliyatı ve sonrasındaki aşılarını, pansumanını yapan veteriner babama cidden çok benziyor. acaba babamı o zannedip canını yaktı diye mi sinirleniyor diye düşünüyorum. her seferinde babam fazlasıyla iyi yaklaşıyor, sevmeye, sakinleştirmeye çalışıyor fakat bizim kızın umrunda değil tek derdi babamın canını yakmak.
aynı şeyi yaşayıp da çözüme ulaşabilen var mı? ne yapabiliriz bu durumu düzeltmek için? cevap yazan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
pazar bunalımında iyi gider biz de eksik kalmayalım dedik :D
koca bi tabak domates çorbasını boca ettiğim için artık seçenek değil zorunluluk haline geldi yıkatmak :(
halı yıkamayı biliyorum da bi de bunların eve gelip güzelce koltukları yıkayanları varmış. inanılmaz bir zeka örneği sergileyerek koltukları ve halıları beyaz ağırlıklı aldığım için silmekle de kiri çıkmıyor iyice çamurlaşıyor artık. bi de tozu kiri yetmezmiş gibi çorbayı devirdim hem koltuğa hem halıya geldi. gelip güzelce koltukları temizlesinler, halıları da yıkayıp getirsinler istiyorum ancak koltuk konusunda çevremde deneyimli kimsecikler yok.
aranızda daha önce koltuk yıkatan var mı? gerçekten yeni gibi tertemiz oluyor mu? memnun kaldığınız avrupa yakasına da hizmet veren yerler varsa telefon ya da internet adreslerini alabilirim. rastgele bir yeri aramaya çekiniyorum iyi yapamazlar da kumaşa zarar verirlerse diye. o yüzden deneyip memnun kalınmış bir yerden çağırmak istiyorum. haftaya da misafir gelecek bu hafta halletmeliyim bu işleri :( sakarlık zor iş vesselam...
yazanlara şimdiden teşekkür ederim.
halı yıkamayı biliyorum da bi de bunların eve gelip güzelce koltukları yıkayanları varmış. inanılmaz bir zeka örneği sergileyerek koltukları ve halıları beyaz ağırlıklı aldığım için silmekle de kiri çıkmıyor iyice çamurlaşıyor artık. bi de tozu kiri yetmezmiş gibi çorbayı devirdim hem koltuğa hem halıya geldi. gelip güzelce koltukları temizlesinler, halıları da yıkayıp getirsinler istiyorum ancak koltuk konusunda çevremde deneyimli kimsecikler yok.
aranızda daha önce koltuk yıkatan var mı? gerçekten yeni gibi tertemiz oluyor mu? memnun kaldığınız avrupa yakasına da hizmet veren yerler varsa telefon ya da internet adreslerini alabilirim. rastgele bir yeri aramaya çekiniyorum iyi yapamazlar da kumaşa zarar verirlerse diye. o yüzden deneyip memnun kalınmış bir yerden çağırmak istiyorum. haftaya da misafir gelecek bu hafta halletmeliyim bu işleri :( sakarlık zor iş vesselam...
yazanlara şimdiden teşekkür ederim.
önceki gezi duyurumda mayıs diye niyetlendiğimiz geziyi nisan 10a çekme kararı aldık. arabayı 2 günlük kiraladık gündüz 11de alıp 2 gün gezip yine 11de bırakacağız. fotolarını eklediğim güzergahlardan birinden gidip birinden geleceğiz. toplamda elimizde olan 48 saati en etkin şekilde kullanıp mümkün olduğunca gezme peşindeyiz.
ilk akşam için amasrada öğretmenevine rezervasyon yaptırdık. ilk gece her türlü orada kalacağız. ama giderken hangi güzergahla gitsek geze dolaşa akşam 9 10 gibi orada olabiliriz nerede ne kadar vakit kaybederiz emin olamıyoruz. her yere uğramaya gerek yok tabii ama sahildeki güzergahta şileye, ağvaya, kefkene, karasuya falan uğrayalım diyoruz. şilede saklıgöl varmış mesela orada mı yoksa merkezde mi kahvaltı yapsak daha iyidir ya da oraları boşver şurda şunu ye derseniz o da süper olur.
iç kısımdan giderken de bolu abant ve sapancaya uğramak istiyoruz. yedigöller, abant gölü, sapanca gölü falan oraları gezelim dedik ama 2. gün nerede konaklayabiliriz emin olamadık. adapazarında polisevi ve öğretmenevi varmış en kötü ihtimal oralarda yer buluruz dedik.
işin sıkıntı kısmı şu ki vaktimiz gezmeye yetmeyecek gibi geliyor bize. amasraya gittikten sonra oradan bi de safranbolu karabük yapalım oraları gezelim dedik.
11de atatürk havaalanından çıkacağımızı düşünürsek nerede ne kadar oyalanarak gidip gelsek bu vakti 2.günün sonunda arabayı yine 11de teslim edecek şekilde yetirebiliriz?
kabataslak planımız 1 gibi şilede olup kahvaltı etmek, biraz dolanıp 3 gibi ağvada olmak. 1 saat de oraları gezip kandıra, kefken, karasu falan dolaşıp akşam 10 gibi amasrada olmak ve gece orada uyumak.
ertesi gün erkenden uyanıp kahvaltı edip amasrayı gezmek oradan 12 gibi çıkıp safranboluyu gezmek, 3 gibi de oradan çıkıp 5 civarında boluda olmak. abantta bi yemek ve gezme molası verip 7 gibi çıkıp 8 civarı sapancada olmak. o saatten sonra gezebilirsek biraz sapancayı gezmek ki hava kararınca çok olası durmuyor :( geceyi de sapancada geçirip sabah 8 8 buçuk gibi yola çıkıp 11de arabayı teslim etmek.
şimdi bu planda şunu şöyle yapın dediğiniz ne varsa yazın lütfen, işin acemisiyiz cidden bilmiyoruz. mesela oraya o kadar vakit fazla ya da oraya uğramanıza gerek yok, şurada muhakkak şurayı da gezin dediğiniz ne varsa duymayı isterim.
dev duyurumu okumakla kalmayıp derdimi sevmek yerine yardımcı olmayı seçen herkese teşekkür ederim.
ilk akşam için amasrada öğretmenevine rezervasyon yaptırdık. ilk gece her türlü orada kalacağız. ama giderken hangi güzergahla gitsek geze dolaşa akşam 9 10 gibi orada olabiliriz nerede ne kadar vakit kaybederiz emin olamıyoruz. her yere uğramaya gerek yok tabii ama sahildeki güzergahta şileye, ağvaya, kefkene, karasuya falan uğrayalım diyoruz. şilede saklıgöl varmış mesela orada mı yoksa merkezde mi kahvaltı yapsak daha iyidir ya da oraları boşver şurda şunu ye derseniz o da süper olur.
iç kısımdan giderken de bolu abant ve sapancaya uğramak istiyoruz. yedigöller, abant gölü, sapanca gölü falan oraları gezelim dedik ama 2. gün nerede konaklayabiliriz emin olamadık. adapazarında polisevi ve öğretmenevi varmış en kötü ihtimal oralarda yer buluruz dedik.
işin sıkıntı kısmı şu ki vaktimiz gezmeye yetmeyecek gibi geliyor bize. amasraya gittikten sonra oradan bi de safranbolu karabük yapalım oraları gezelim dedik.
11de atatürk havaalanından çıkacağımızı düşünürsek nerede ne kadar oyalanarak gidip gelsek bu vakti 2.günün sonunda arabayı yine 11de teslim edecek şekilde yetirebiliriz?
kabataslak planımız 1 gibi şilede olup kahvaltı etmek, biraz dolanıp 3 gibi ağvada olmak. 1 saat de oraları gezip kandıra, kefken, karasu falan dolaşıp akşam 10 gibi amasrada olmak ve gece orada uyumak.
ertesi gün erkenden uyanıp kahvaltı edip amasrayı gezmek oradan 12 gibi çıkıp safranboluyu gezmek, 3 gibi de oradan çıkıp 5 civarında boluda olmak. abantta bi yemek ve gezme molası verip 7 gibi çıkıp 8 civarı sapancada olmak. o saatten sonra gezebilirsek biraz sapancayı gezmek ki hava kararınca çok olası durmuyor :( geceyi de sapancada geçirip sabah 8 8 buçuk gibi yola çıkıp 11de arabayı teslim etmek.
şimdi bu planda şunu şöyle yapın dediğiniz ne varsa yazın lütfen, işin acemisiyiz cidden bilmiyoruz. mesela oraya o kadar vakit fazla ya da oraya uğramanıza gerek yok, şurada muhakkak şurayı da gezin dediğiniz ne varsa duymayı isterim.
dev duyurumu okumakla kalmayıp derdimi sevmek yerine yardımcı olmayı seçen herkese teşekkür ederim.
evde etamin, kanaviçe, el nakışı vs yapıyorum. satarım diye başladım baktım alan olmuyor ben de eşe dosta doğum panosu, evlilik panosu falan fıstık yapıyorum ya da ev hediyesi diye yapıp götürüyorum hem oyalanmış oluyorum hem hediye ettiğim seviniyor ben de bi işe yaradılar diye mutlu oluyorum. normalde polyester çerçeve alıp yaptığım panoya uygun bi renge boyuyordum ama hem boyası hem çerçevesi hem boyaması maliyeti ve zahmeti çok olmaya başladı. onun yerine internette gördüğüm böyle örgü çerçevelerden yapayım etaminleri onlara koyayım dedim.
normalde içine makrame halkası koyup örerim diyordum ama o da çok kalın olacak gibi. bana farklı boylara getirip etrafına örgü örerek çerçeve yapabileceğim materyaller lazım. ya da sabit bir yuvarlak olsa da farklı boyutlarda ve hep erişebileceğim şeyler olması lazım çünkü yaptığım panoya göre boyut değişiyor sabit değil. avuç içi kadar olan da var yemek tabağı kadar olan da.
evde bulunabilen ya da ucuza alınabilen malzemelerden ne kullanabilirim? kablo, soba teli vs olur mu mesela? ya da başka öneriler ne varsa değerlendirmeye hazırım. yorum yazanlara şimdiden teşekkürler
normalde içine makrame halkası koyup örerim diyordum ama o da çok kalın olacak gibi. bana farklı boylara getirip etrafına örgü örerek çerçeve yapabileceğim materyaller lazım. ya da sabit bir yuvarlak olsa da farklı boyutlarda ve hep erişebileceğim şeyler olması lazım çünkü yaptığım panoya göre boyut değişiyor sabit değil. avuç içi kadar olan da var yemek tabağı kadar olan da.
evde bulunabilen ya da ucuza alınabilen malzemelerden ne kullanabilirim? kablo, soba teli vs olur mu mesela? ya da başka öneriler ne varsa değerlendirmeye hazırım. yorum yazanlara şimdiden teşekkürler
mayısın 2. haftası 2 gün araba kiralayıp gidelim kafamızı dinleyelim gezelim istiyoruz. istanbuldan çıkacağız yola.
ihtimal 1: ağva'da kalıp ilk gün ağva ve civarını gezelim ertesi gün de sapanca, kefken, şile dolaşa dura dinlene eve dönelim.
ihtimal 2: kalacak yer ayarlamadan alıp başımızı yola çıkalım. sapanca, abant amasra, karabük gezelim. yolda beğendiğimiz yerlerde durup gezelim, yol üstünde bi yerlerde yiyelim içelim, rastgele bir yerde kalalım serseri işi tatil olsun.
eşim 2. ihtimalden yana, ben de aslında öyle olsun istiyorum ama yer ayarlamadan gitmek risk olur mu mayıs ayı için? illa ki sokakta kalmayız da mecburiyetten bi geceye 300 lira vermek istemiyorum mesela. önerebileceğiniz uygun fiyatlı yerler varsa şurada kalın, mutlaka şurada şunu yiyin, şurayı görmeden gelmeyin gibi, onları da söylerseniz süper olur. şimdiden teşekkürler.
ihtimal 1: ağva'da kalıp ilk gün ağva ve civarını gezelim ertesi gün de sapanca, kefken, şile dolaşa dura dinlene eve dönelim.
ihtimal 2: kalacak yer ayarlamadan alıp başımızı yola çıkalım. sapanca, abant amasra, karabük gezelim. yolda beğendiğimiz yerlerde durup gezelim, yol üstünde bi yerlerde yiyelim içelim, rastgele bir yerde kalalım serseri işi tatil olsun.
eşim 2. ihtimalden yana, ben de aslında öyle olsun istiyorum ama yer ayarlamadan gitmek risk olur mu mayıs ayı için? illa ki sokakta kalmayız da mecburiyetten bi geceye 300 lira vermek istemiyorum mesela. önerebileceğiniz uygun fiyatlı yerler varsa şurada kalın, mutlaka şurada şunu yiyin, şurayı görmeden gelmeyin gibi, onları da söylerseniz süper olur. şimdiden teşekkürler.
gün itibariyle 11 aylık kısır bir dişi kedimiz var. öncesinde her bulduğunu yer, yoğurt yumurta vs ortada bırakmaya gelmez hemen musallat olurdu. az da olsa yaş mama da yerdi sıkıntı yaşamıyorduk. 3 hafta önceki kısırlaştırma ameliyatından sonra kısır kedi mamasına geçtik. mamayı çok sevdiğinden mi iştahı kapandığından mı bilmiyorum kuru mamadan başka bişey yemez oldu. sürekli kuru yemekten de kabız olmuş durumda. kumu eşeleyip eşeleyip yapamıyor, yapamadıkça sinirlenip bize sarıyor. zeytinyağı içireyim dedim beceremedim fırlayıp gitti elimizden her denediğimizde. kedi çimi aldık yesin biraz fayda etsin diye ama kış vakti de çim ha dediğinde yetişmiyor, 3 saksıya diktik biri tuttu, o da hep elimizin altında olamıyor o yüzden.
internette araştırırken gimpet'in kedi çerezlerine gözüm takıldı.
sindirim kolaylaştırmak için grass bits www.hepsiburada.com
tüy dökülmesi azalsın diye şunu www.hepsiburada.com
diş sağlığı için şunu www.hepsiburada.com
genel vitamin takviyesi için de şunu www.hepsiburada.com
alayım diyorum.
bunları kullananlar varsa yorumlarını duymayı çok isterim. onu değil şunu al derseniz tavsiyelere de açığım.
yorum yazanlara şimdiden teşekkürler
internette araştırırken gimpet'in kedi çerezlerine gözüm takıldı.
sindirim kolaylaştırmak için grass bits www.hepsiburada.com
tüy dökülmesi azalsın diye şunu www.hepsiburada.com
diş sağlığı için şunu www.hepsiburada.com
genel vitamin takviyesi için de şunu www.hepsiburada.com
alayım diyorum.
bunları kullananlar varsa yorumlarını duymayı çok isterim. onu değil şunu al derseniz tavsiyelere de açığım.
yorum yazanlara şimdiden teşekkürler
15. istanbul bağımsız filmler festivalinde kedi belgeseli vardı deliler gibi izlemek istediğim. ama o hafta kedimizi kısırlaştırmak durumunda kaldık ve dikişler alınana kadar yanından ayrılamadığım için evden gidip izleyemedim. festival de bitmiş şubat sonunda
bu belgeseli izleyebileceğim başka bir mecra var mıdır? hala gösterimde olan bi sinema salonu ya da internetten izlemek için link ya da torrent?
ben bulamadım fakat bulan olursa aşırı mutlu olurum. yorumlara şimdiden teşekkürler
bu belgeseli izleyebileceğim başka bir mecra var mıdır? hala gösterimde olan bi sinema salonu ya da internetten izlemek için link ya da torrent?
ben bulamadım fakat bulan olursa aşırı mutlu olurum. yorumlara şimdiden teşekkürler
olmuyor musunuz? öncelikle www.eksiduyuru.com şu linkteki mevzuyu okumanızı rica ediyorum çünkü mevzu bunun devamı.
dikkat dev duyuru!
çok hoşlanmasam da artık mücadeleden yorulduğum için onlar çağırdıkça görüşüyoruz arkadaşlarıyla. bizden hala teklif yok. en son dediler ki bir gece siz kızlar bi evde kalın, biz erkekler ayrı bi evde kalalım sabahına da gelir sizi alırız kahvaltıya gideriz. tamam dedim pijama partisi gibi güzel olur. kızları ben alırım hem kedi ufak tek bırakmamış oluruz hem de erkekler bizim evde olursa oynuyoruz ayağına kediye eziyet ediyorlar çok sıkıştırarak seviyorlar kızdırmaya uğraşıyorlar aklım evde kalacak diye tamam dedim kızlar bende olursa olur.
göt kadar evimiz var zaten. maksimum 2 misafire yerimiz var hadi fazla yorganımı da yere döşek gibi serersem 3, fazlası yok. 3 hatun kalırsak eve tam sığıyoruz. önümüzdeki haftasonu için planımızı yaptık film izleriz dedikodu vs oh çok eğleneceğiz diye gaza getirdim kendimi bekliyorum.
sabah eşim aradı gelecek kızlardan birinin ablası ve kocası da dahil olmuş. bir başka arkadaşlarına da söylemişler onlar da 2 sevgili geleceklermiş. onu duyunca o tek gelemeyeceği için kuzenini de getirecekmiş. 3 kişiye müsait evde olacağız 6 kişi. ayrıca ben o ablayla kuzeni hiç tanımıyorum tanımadığım insanların evimde olmasını da istemiyorum. zaten bu gelecek kızlardan biri kediden korkuyor diye onu küçük odada yatırırım diyordum fakat bu kuzenle ablayı hiç bilmiyorum ve inanılmaz gerildim. böyle olacaksa iptal edelim dedim ve eşim açtı ağzını yumdu gözünü.
ne uyumsuzluğum kaldı, ne huysuzluğum. eşim saydı döktü. daha dün onun için aptal bir kadın gününe katıldım yeğeninin doğumgününü de yapacaklar diye doğru düzgün tanımadığım yaş ortalaması 50 olan bir sürü kadın ve inanılmaz şımarık 12 çocukla muhattap oldum. sabah 8.30da gittik yardım edeyim diye akşam 7ye kadar oradaydık sürekli koşturdum, yardım ettim sesim çıkmadı. aldığımız hediyeler de yaptığım şeylere de bir teşekkür bile gelmedi sustum. eşim yemek yemeye geldiğinde 5 dakika bile oturamadı kadınların çocukların gürültüsünden kaçtı tımarhaneye dönmüş burası diyerek.
bizim ailenin zaten öyle çok toplanması olmaz. düğünler ve yılbaşı gibi aile toplantıları olur sadece. düğünlerde de takıyı taktığımız gibi eşime sen gidebilirsin diyorum. zorla günün sonuna kadar asla tutmuyorum.
ama kendi ailesi olduğu zaman hem yardıma gidiyoruz hem en geç biz kalkıyoruz sesimi çıkarmıyorum çünkü aile her zaman önce gelir. ama arkadaşları için de bu kadar sıkıntı çekmek istemiyorum açıkçası.
senin arkadaşların için ben sesimi çıkarmıyorum onlarla görüşüyoruz bundan sonra onlarla da ben görüşmeyeceğim, ailene de gidip gelmeyeceğim istersen tek gidersin ben asla gelmiyorum. yılbaşında ben sıkıntıdan ölecektim sana söylemedim bile. benim arkadaşlarımla da görüşmeyeceğiz artık yazmış az önce.
fakat benim arkadaşlarım bizim arabamız olmadığı için bizi evimizden alıp evimize bırakıyorlar, ayrıca sohbetlerinden hoşlandığını, onlarla eğlendiğini de söyledi kaç kez. yılbaşı yemeği de zaten 9.30da gittik 12de çıktık evimize geldik öyle saatlerce oturup kalmadık yani.
evet onun istediği kadar uyumlu bir insan olmadığımı biliyorum, yine de üzülmesin diye elimden geldiğince zorluyorum kendimi. sağolsun o da laf etmiyor benim ailemle ya da arkadaşlarımla görüşeceğimiz zaman fakat böyle arkadaşlarının kafasına göre plan yapıp en son bize haber vermeleri yüzünden aramız bozulduğu için de kinlenmeye başladım onlara. bundan sonra gelmeyeceğini görüşmeyeceğini söylemiş ama bilemiyorum, muhtemelen sinir anında söylemiştir ciddi olduğunu düşünmüyorum.
Evimizin durumunu bilmelerine rağmen bizim fikrimizi bile almadan bizim yerimize plan yapmalarına kızmakta haksız mıyım? Ya da eşimin tepkisi çok aşırı değil mi? Ben gerçekten anlayamıyorum bu insanları. Yüz verdikçe astarını istemek değil mi bu kadarı da?
İşin en kanıma dokunan tarafı da daha yeni konuştuk artık bebeğimiz olsun dedik, niyetlendik, sevindik. Ama şu sıralar 3. kişilerden kaynaklı o kadar çok kavga ettik ki şu an kararımı sorgular haldeyim. Daha biz dış mihraklara direnemiyoruz böyle bir ortamda çocuk nasıl büyüteceğim diye.
Yazan arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
dikkat dev duyuru!
çok hoşlanmasam da artık mücadeleden yorulduğum için onlar çağırdıkça görüşüyoruz arkadaşlarıyla. bizden hala teklif yok. en son dediler ki bir gece siz kızlar bi evde kalın, biz erkekler ayrı bi evde kalalım sabahına da gelir sizi alırız kahvaltıya gideriz. tamam dedim pijama partisi gibi güzel olur. kızları ben alırım hem kedi ufak tek bırakmamış oluruz hem de erkekler bizim evde olursa oynuyoruz ayağına kediye eziyet ediyorlar çok sıkıştırarak seviyorlar kızdırmaya uğraşıyorlar aklım evde kalacak diye tamam dedim kızlar bende olursa olur.
göt kadar evimiz var zaten. maksimum 2 misafire yerimiz var hadi fazla yorganımı da yere döşek gibi serersem 3, fazlası yok. 3 hatun kalırsak eve tam sığıyoruz. önümüzdeki haftasonu için planımızı yaptık film izleriz dedikodu vs oh çok eğleneceğiz diye gaza getirdim kendimi bekliyorum.
sabah eşim aradı gelecek kızlardan birinin ablası ve kocası da dahil olmuş. bir başka arkadaşlarına da söylemişler onlar da 2 sevgili geleceklermiş. onu duyunca o tek gelemeyeceği için kuzenini de getirecekmiş. 3 kişiye müsait evde olacağız 6 kişi. ayrıca ben o ablayla kuzeni hiç tanımıyorum tanımadığım insanların evimde olmasını da istemiyorum. zaten bu gelecek kızlardan biri kediden korkuyor diye onu küçük odada yatırırım diyordum fakat bu kuzenle ablayı hiç bilmiyorum ve inanılmaz gerildim. böyle olacaksa iptal edelim dedim ve eşim açtı ağzını yumdu gözünü.
ne uyumsuzluğum kaldı, ne huysuzluğum. eşim saydı döktü. daha dün onun için aptal bir kadın gününe katıldım yeğeninin doğumgününü de yapacaklar diye doğru düzgün tanımadığım yaş ortalaması 50 olan bir sürü kadın ve inanılmaz şımarık 12 çocukla muhattap oldum. sabah 8.30da gittik yardım edeyim diye akşam 7ye kadar oradaydık sürekli koşturdum, yardım ettim sesim çıkmadı. aldığımız hediyeler de yaptığım şeylere de bir teşekkür bile gelmedi sustum. eşim yemek yemeye geldiğinde 5 dakika bile oturamadı kadınların çocukların gürültüsünden kaçtı tımarhaneye dönmüş burası diyerek.
bizim ailenin zaten öyle çok toplanması olmaz. düğünler ve yılbaşı gibi aile toplantıları olur sadece. düğünlerde de takıyı taktığımız gibi eşime sen gidebilirsin diyorum. zorla günün sonuna kadar asla tutmuyorum.
ama kendi ailesi olduğu zaman hem yardıma gidiyoruz hem en geç biz kalkıyoruz sesimi çıkarmıyorum çünkü aile her zaman önce gelir. ama arkadaşları için de bu kadar sıkıntı çekmek istemiyorum açıkçası.
senin arkadaşların için ben sesimi çıkarmıyorum onlarla görüşüyoruz bundan sonra onlarla da ben görüşmeyeceğim, ailene de gidip gelmeyeceğim istersen tek gidersin ben asla gelmiyorum. yılbaşında ben sıkıntıdan ölecektim sana söylemedim bile. benim arkadaşlarımla da görüşmeyeceğiz artık yazmış az önce.
fakat benim arkadaşlarım bizim arabamız olmadığı için bizi evimizden alıp evimize bırakıyorlar, ayrıca sohbetlerinden hoşlandığını, onlarla eğlendiğini de söyledi kaç kez. yılbaşı yemeği de zaten 9.30da gittik 12de çıktık evimize geldik öyle saatlerce oturup kalmadık yani.
evet onun istediği kadar uyumlu bir insan olmadığımı biliyorum, yine de üzülmesin diye elimden geldiğince zorluyorum kendimi. sağolsun o da laf etmiyor benim ailemle ya da arkadaşlarımla görüşeceğimiz zaman fakat böyle arkadaşlarının kafasına göre plan yapıp en son bize haber vermeleri yüzünden aramız bozulduğu için de kinlenmeye başladım onlara. bundan sonra gelmeyeceğini görüşmeyeceğini söylemiş ama bilemiyorum, muhtemelen sinir anında söylemiştir ciddi olduğunu düşünmüyorum.
Evimizin durumunu bilmelerine rağmen bizim fikrimizi bile almadan bizim yerimize plan yapmalarına kızmakta haksız mıyım? Ya da eşimin tepkisi çok aşırı değil mi? Ben gerçekten anlayamıyorum bu insanları. Yüz verdikçe astarını istemek değil mi bu kadarı da?
İşin en kanıma dokunan tarafı da daha yeni konuştuk artık bebeğimiz olsun dedik, niyetlendik, sevindik. Ama şu sıralar 3. kişilerden kaynaklı o kadar çok kavga ettik ki şu an kararımı sorgular haldeyim. Daha biz dış mihraklara direnemiyoruz böyle bir ortamda çocuk nasıl büyüteceğim diye.
Yazan arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
selam sevgili duyurucular. inanılmaz özeniyorum sapasağlam tırnakları olanlara. benimkiler çok cansız, çok ince. normal hizasından milimetrik uzasa hemen kat kat soyulmaya başlıyor, en ufak darbede kırılıyor ya da ters dönüp çok canımı yakıyor. ilk önce vitamin eksikliklerindendir dedim doktor kontrolünde gerekli vitaminleri kullandım ama vitaminleri kullandığım sürece iyi olup bıraktığım anda eskiye döndü. özellikle d vitamini kullanırken hem kenarlardaki şeytan tırnakları azalmış hem de tırnaklarım sağlamlaşmıştı fakat bunun sürmesi için ömür boyu kullanmam lazım sanırım. ama değerlerim normale dönünce doktor bıraktırdı.
kalyonun, rimmelin tırnak güçlendirici ojelerini düzenli olarak kullandım o da aynı şekilde bıraktığım anda eskiye döndürdü.
kalıcı olarak tırnaklarımı nasıl güçlendirebilirim? işin estetik yönünü geçtim artık tırnağımla bir şey bile kazıyamıyorum hemen kırılıyor hatta kırılmak da değil kağıt gibi yırtılıyor resmen.
cevap yazanlara şimdiden teşekkürler
kalyonun, rimmelin tırnak güçlendirici ojelerini düzenli olarak kullandım o da aynı şekilde bıraktığım anda eskiye döndürdü.
kalıcı olarak tırnaklarımı nasıl güçlendirebilirim? işin estetik yönünü geçtim artık tırnağımla bir şey bile kazıyamıyorum hemen kırılıyor hatta kırılmak da değil kağıt gibi yırtılıyor resmen.
cevap yazanlara şimdiden teşekkürler
(1)
hukukçu arkadaşlar bir bakabilirse - işyerinde zorla başka yerde çalıştırma
kakamelsokoban #1046673
günaydın arkadaşlar, haftaya bok gibi bir haberle başladım. istanbulda devlet memuruyum, işyerim evime oldukça yakın bir yerde ve işimi severek yapıyorum. hafta başında haber geldi, terör olaylarının artması sebebiyle tüm polisler sahaya inecek ve polislerin yapması gereken masabaşı işleri için diğer kurumlardan personeller emniyet müdürlüklerinde, karakollarda görevlendirilecekmiş. yaklaşık 200 kişilik bir kurumda çalışıyorum, 80 kişilik isim listesi istemişler. bu listedekilerin gbt sorgulamaları, incelemeleri vs yapılacak ve sicilinde herhangi bir leke olmayan, tecrübeli ve çalışkan personellerden 40 kişi emniyete verilecekmiş. listeye dahil miyim değil miyim onu bile bilmiyorum. herhangi bir kriter açıklamadılar, listeyi de inanılmaz gizli tutuyorlar. ne zaman açıklarlar bilmiyorum ama herkes diken üstünde. fakat kurumumda en çok iş yapan ve konusunda uzman sayılacak bir personel olduğum için fazlasıyla göz önündeyim. muhakkak birileri bu kız on numara çalışır falan demiştir de ismimi eklemişlerdir diye düşünüyorum.
oldu da beni il içinde alakasız, ulaşımı zor bir yere verdiler diyelim. şu çalıştığım kuruma kpss puanımla atanarak, burayı istediğim için tercih yaparak geldim. öğle yemeğim ve servisim var. gideceğim yerde zorla çalıştırılmış olacağım, servis olmayacak üstelik polisler gibi ücretsiz ulaşım hakkım da olmayacak. yemek olup olmaması da karakol ya da emniyet müdürlüğünde çalışıyor olmama göre değişecek. maaşım artmayacağı gibi, masrafım bir hayli artacak.
halihazırda bu kadar hak kaybettiğim için itiraz etsem ya da dava açsam bir şey çıkar mı? yoksa dava zaten 2 sene sürecek o arada da alışırsın zaten davayı kaybedersin değmez mi dersiniz? ortada henüz bir şey yok ama adım çıkarsa nasıl bir yol izlemeliyim bilmek istiyorum sadece. duruma hazırlıklı olursam bir nebze daha rahatlayacağım.
cevap yazan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim. gerçekten çok tedirginim, bu belirsizlik uzadıkça daha da huzursuz oluyorum. dua edin de sıyrılayım bu işten :(
oldu da beni il içinde alakasız, ulaşımı zor bir yere verdiler diyelim. şu çalıştığım kuruma kpss puanımla atanarak, burayı istediğim için tercih yaparak geldim. öğle yemeğim ve servisim var. gideceğim yerde zorla çalıştırılmış olacağım, servis olmayacak üstelik polisler gibi ücretsiz ulaşım hakkım da olmayacak. yemek olup olmaması da karakol ya da emniyet müdürlüğünde çalışıyor olmama göre değişecek. maaşım artmayacağı gibi, masrafım bir hayli artacak.
halihazırda bu kadar hak kaybettiğim için itiraz etsem ya da dava açsam bir şey çıkar mı? yoksa dava zaten 2 sene sürecek o arada da alışırsın zaten davayı kaybedersin değmez mi dersiniz? ortada henüz bir şey yok ama adım çıkarsa nasıl bir yol izlemeliyim bilmek istiyorum sadece. duruma hazırlıklı olursam bir nebze daha rahatlayacağım.
cevap yazan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim. gerçekten çok tedirginim, bu belirsizlik uzadıkça daha da huzursuz oluyorum. dua edin de sıyrılayım bu işten :(
yarın takmaya başlayalı 1 hafta olacak. hayatımda ilk defa kullanıyorum. lensle görüşüm mükemmel. resmen eziyet çekmişim yağmurda gözlükle görmeye uğraşarak. fakat lensler çok rahat değil. sanki lensle gözüm arasında hava kalmış gibi uzun süre gözümü kırpmadan bakarsam görüntü bulutlanıyor, çift görür gibi oluyorum. sanki gözlerim yaşarmış da yaşları silmediğim için net göremiyorum gibi. o histen dolayı sürekli ovuşturuyorum çekemiyorum ellerimi. ovuşturunca tekrar düzeliyor çünkü.
bu zamanla gözün alışma sürecinde olabilecek bir şey mi yoksa lensler gözüme uygun değil ve gidip değiştirmeli miyim?
yanıtlar için şimdiden teşekkürler.
bu zamanla gözün alışma sürecinde olabilecek bir şey mi yoksa lensler gözüme uygun değil ve gidip değiştirmeli miyim?
yanıtlar için şimdiden teşekkürler.
içim inanılmaz daraldığı için kahve içip fal kapatayım dedim, falcı bacıya yolladım falınız tanımlanamadı dedi 3 keredir yorumlayamıyor :( buradan bir şeyler çıkarabilenler olur belki. fincanın resimlerini soruya ekledim. tabağın resmini de link olarak ekledim. yorumlayanların ağzı bal yesin :)
[url=www.upload.gen.tr]
[url=www.upload.gen.tr]
önceki hafta sultanahmetteki patlama çok yakınımda oldu, fazlasıyla etkisinde kaldım. o günden beri sürekli kabuslar görüp sıçrayarak uyanıyorum. geçen cuma da işyerinde aslında benim olmayan bi iş çoğu kişi izinli olduğu için üstüme kaldı ve ben dosyayı bir yerden bir yere götürmem gerekti. yolda arkadan gelen bir tır bizim aracı görmediği için bagaj kısmını altına alarak uzunca bir süre yolda sürükledi. ben arkada oturuyordum ve tır elimi uzatsam çok rahat dokunabileceğim kadar yakındı. az daha bariyerlere çarpacakken diğer araçların kornalarla el hareketleriyle adamı ikaz etmesi sonucu kurtulduk. resmen mucize eseri sağ kaldık. zaten sultanahmet patlamasının etkileri silinmemişken bu yaşadığım ikinci talihsiz tecrübe oldu. psikolojim bombok durumda.
kazadan kurtulur kurtulmaz eşimi arayıp haber verdim böyle böyle oldu ama iyiyim diye. akşam eve geldi bir sürü söylendi, kızdı, bağırdı vs oradan bir soğukluk oldu aramızda. ben de psikolojimin çok kötü olduğunu kafamı dağıtmak için bir şeyler yapmamızı istedim. bunun üzerine anneme gidelim dedi, arkadaşlarla görüşelim dedi. istediğimin birine gitmek veya biriyle görüşmek olmadığını, zaten çok uzun zamandır baş başa market dışında bir yere gitmediğimizi, kendi başımıza plan yapıp romantik bir gün geçirmek istediğimi söyledim.
nedense bundan fazlasıyla rahatsız oldu, onu suçlar gibi konuştuğumu söyledi. ben çok güzel planlar yapıyorum (annesi? arkadaşları?) sen hiçbir şeyi beğenmiyorsun, memnun olmayı bilmiyorsun dedi. suçlamadığımı, zaten olan bir durumu sesli dile getirdiğimi söyledim, aksini söyleyebilir misin dedim, durdu düşündü bir şey bulamadı çünkü ağustos ayında birlikte tatile gittiğimizden beri tüm planlarımızı birileriyle yaptık. öyle olunca durumu çarpıtmaya başladı, sanki ben sürekli dırdır yapıyormuşum, onu darlıyormuşum gibi söylendi. uzatma artık, sürekli aynı konuları açıp durma, memnun değilsen sen bir plan yap onu yapalım insanları suçlamak çok kolay dedi ki hayatta dırdır yapan bir insan değilimdir. bu durumu da ilk defa dile getirdim, onda da suçlar tonda değil gayet sohbet tonunda çok uzun zamandır birlikte plan yapmıyoruz ben baş başa kalmak istiyorum dedim. baktım onun derdi beni anlayıp çözüm üretmek değil kendini aklamak, boşa konuşmak istemedim ben yatıyorum iyi geceler deyip yattım.
o tartışmadan beri yüzüğünü çıkarmış konsola bırakmış takmıyor. gece de yanımda yatmıyor salonda kanepede uyuyor.
bu kadar salak bir sebepten işleri bu noktaya getirmek çok saçma değil mi? amacı ne gerçekten anlamıyorum. arayıp yanlış yapıyorsun demek istiyorum ama bir yandan da ilk adımı atan ben olmak istemiyorum. hep ilk yaklaşan ben olduğum için bu güveni aldı benden. kakamel nasılsa dayanamayıp barışacak diye emin olduğu için ufak şeyleri böyle büyütebiliyor. çünkü ben kavgadan küslükten nefret ederim. o tartışmadan beri uyku uyuyamıyorum konuşmadığımız için.
ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyorum ama kalbim çok kırıldı. gayet normal bir isteğimin ipleri kopma noktasına getirebilmesine gerçekten şaşkınım.
bu noktadan sonra nasıl bir davranış sergilemeliyim?
yazanlara, yol gösterenlere şimdiden teşekkürler
kazadan kurtulur kurtulmaz eşimi arayıp haber verdim böyle böyle oldu ama iyiyim diye. akşam eve geldi bir sürü söylendi, kızdı, bağırdı vs oradan bir soğukluk oldu aramızda. ben de psikolojimin çok kötü olduğunu kafamı dağıtmak için bir şeyler yapmamızı istedim. bunun üzerine anneme gidelim dedi, arkadaşlarla görüşelim dedi. istediğimin birine gitmek veya biriyle görüşmek olmadığını, zaten çok uzun zamandır baş başa market dışında bir yere gitmediğimizi, kendi başımıza plan yapıp romantik bir gün geçirmek istediğimi söyledim.
nedense bundan fazlasıyla rahatsız oldu, onu suçlar gibi konuştuğumu söyledi. ben çok güzel planlar yapıyorum (annesi? arkadaşları?) sen hiçbir şeyi beğenmiyorsun, memnun olmayı bilmiyorsun dedi. suçlamadığımı, zaten olan bir durumu sesli dile getirdiğimi söyledim, aksini söyleyebilir misin dedim, durdu düşündü bir şey bulamadı çünkü ağustos ayında birlikte tatile gittiğimizden beri tüm planlarımızı birileriyle yaptık. öyle olunca durumu çarpıtmaya başladı, sanki ben sürekli dırdır yapıyormuşum, onu darlıyormuşum gibi söylendi. uzatma artık, sürekli aynı konuları açıp durma, memnun değilsen sen bir plan yap onu yapalım insanları suçlamak çok kolay dedi ki hayatta dırdır yapan bir insan değilimdir. bu durumu da ilk defa dile getirdim, onda da suçlar tonda değil gayet sohbet tonunda çok uzun zamandır birlikte plan yapmıyoruz ben baş başa kalmak istiyorum dedim. baktım onun derdi beni anlayıp çözüm üretmek değil kendini aklamak, boşa konuşmak istemedim ben yatıyorum iyi geceler deyip yattım.
o tartışmadan beri yüzüğünü çıkarmış konsola bırakmış takmıyor. gece de yanımda yatmıyor salonda kanepede uyuyor.
bu kadar salak bir sebepten işleri bu noktaya getirmek çok saçma değil mi? amacı ne gerçekten anlamıyorum. arayıp yanlış yapıyorsun demek istiyorum ama bir yandan da ilk adımı atan ben olmak istemiyorum. hep ilk yaklaşan ben olduğum için bu güveni aldı benden. kakamel nasılsa dayanamayıp barışacak diye emin olduğu için ufak şeyleri böyle büyütebiliyor. çünkü ben kavgadan küslükten nefret ederim. o tartışmadan beri uyku uyuyamıyorum konuşmadığımız için.
ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyorum ama kalbim çok kırıldı. gayet normal bir isteğimin ipleri kopma noktasına getirebilmesine gerçekten şaşkınım.
bu noktadan sonra nasıl bir davranış sergilemeliyim?
yazanlara, yol gösterenlere şimdiden teşekkürler
biraz inceleyeyim dedim anti hairballdan girdim dental çiğneme tabletinden çıktım. multivitamin maltı var, parlak tüy maltı var, bunlardan kullanıyor musunuz düzenli olarak? kullanıyorsanız hangi markaları tercih ediyorsunuz?
selam sevgili duyurucular. koltuklarım çok çabuk kirlendiği için üstüne örtmeye kumaş arıyorum. önce polar alayım ısıtsın dedim ama zaten ocak bitmek üzere. marttan sonra polar kullanılmaz yaza yeniden kumaş bulma derdine düşmeyeyim diye baştan hem yazın hem kışın kullanılacak bir şey alayım istiyorum.
tay tüyü diye satılan koltuk örtülerinden hiç hoşlanmıyorum. koltuklar standart ölçülerde olmadığı için hazır örtüler de uymuyor zaten. yazın terletmeyen, azcık oturunca kırış buruş olmayacak ve üzerine dökülenleri kolayca koltuğa geçirmeyecek çok pahalı olmayan bir kumaş arıyorum. kumaş çeşitlerinden anlayanlar varsa tavsiyelerine çok ihtiyacım var. hazır şu an koltuklar tertemizken yeniden kirlenmeden alayım örteyim istiyorum.
cevap verenlere şimdiden teşekkürler
tay tüyü diye satılan koltuk örtülerinden hiç hoşlanmıyorum. koltuklar standart ölçülerde olmadığı için hazır örtüler de uymuyor zaten. yazın terletmeyen, azcık oturunca kırış buruş olmayacak ve üzerine dökülenleri kolayca koltuğa geçirmeyecek çok pahalı olmayan bir kumaş arıyorum. kumaş çeşitlerinden anlayanlar varsa tavsiyelerine çok ihtiyacım var. hazır şu an koltuklar tertemizken yeniden kirlenmeden alayım örteyim istiyorum.
cevap verenlere şimdiden teşekkürler
yanlış hatırlamıyorsam geçen sene yayınlanmıştı veya daha yakın bir zamanda da olabilir. yayınlandığı gün izleyemedim, normalde çok fazla tekrar olur hemen her programın tekrarına denk gelirim fakat bunu bir türlü yakalayamadım. internette araştırdım. youtube'da çıkan video açılmıyor, torrent linki de bulamadım.
torrent ya da direkt izleyebileceğim bir link bilen varsa çok mutlu olacağım. beni kadın olduğuma utandıracak kadar güzel görünen bu arkadaşların yaşantılarını cidden merak ediyorum çünkü.
cevap yazanlara şimdiden teşekkürler. tikler en kısa sürede gelecek.
torrent ya da direkt izleyebileceğim bir link bilen varsa çok mutlu olacağım. beni kadın olduğuma utandıracak kadar güzel görünen bu arkadaşların yaşantılarını cidden merak ediyorum çünkü.
cevap yazanlara şimdiden teşekkürler. tikler en kısa sürede gelecek.
arkadaşımda da bende de kindle var. elimizdeki dosyaları hem onun hem benim kindle.ına attığımızda ben sorunsuzca görüp okuyabilirken onun kindle.ında görünmüyor. cihazı resetledik, sürümü yeniden yükledik, senkronize ettik vs ne yaptıysak işe yaramadı. benimki ilk jenerasyon ve versiyonu 5.6.1, onunki 2. jenerasyon ve versiyonu 5.6.5. yeniden 5.6.1 yükleyip denedik fakat yine de orijinalinde içinde yüklü olan kitaplar haricinde sonradan eklenen hiç bir şeyi görmüyor. daha 1 ay öncesine kadar sorunsuz kullanabiliyordu bir sürü de kitap yüklüydü içinde. resetleyince içindeki dosyalar da gitti, onları da tekrardan yükleyemiyor. çöp oldu güzelim alet.
ne yapabiliriz fikri olan var mı? cevaplar için şimdiden teşekkürler
ne yapabiliriz fikri olan var mı? cevaplar için şimdiden teşekkürler
var mı gencolar? yenisini almak maddi olarak pek olanaklı değil. onun yerine 20 25 liraya (ya da oluru neyse) doğubankta veya o civarda başka yerde kol tamiri yapan iyi bi yer var mı bildiğiniz? kol kendi kendine oynayıp duruyor, biz bastığımızdaysa tepki vermiyor kafasına göre takılıyor. tek sorunu bu. cevap yazanlara şimdiden teşekkürler.
iyi akşamlar sevgili panpalar. evdeki oyun kollarından biri an itibariyle kendi kendine tuşlara basıp oyunu oynamakta biz tuşlara bastığımızda ise tepki vermemekte. resetledik, şarjını fulledik, içini açıp tozlarını temizledik fakat düzelmiyor, günaydın gittim ben modunda takılmaya devam ediyor.
urun.n11.com linkindeki ürünü alsam nasıldır? orijinallerine baktım sağlam fiyatlar istiyorlar. bu yine uygun göründü ama alsam elimde patlar mı? yoksa iyi kötü iş görür mü? ya da uygun fiyata orijinal kol internet dışında nereden ve kaça alabilirim fikri olanlar da yazarsa sevinirim.
urun.n11.com linkindeki ürünü alsam nasıldır? orijinallerine baktım sağlam fiyatlar istiyorlar. bu yine uygun göründü ama alsam elimde patlar mı? yoksa iyi kötü iş görür mü? ya da uygun fiyata orijinal kol internet dışında nereden ve kaça alabilirim fikri olanlar da yazarsa sevinirim.
sızma zeytinyağı fiyatları almış başını gitmiş arkadaş. eş dost da yok ki getirtelim has zeytinyağı diye paraya kıysak da iyisinden diye bilelim. baktım riviera fiyatları daha makul, migrosta da kristal marka riviera zeytinyağı 2 kilosu 30 liraya inmiş bugün. sızmanın kilosu 31 32 lira civarı. bunu alsam yemeklere de kullanılır mı? yoksa sadece salata vs için mi bu? zeytinyağı konusunda bilgim yok denecek kadar az, bilenlerin tavsiyelerine ihtiyacım var. diğer markalardan da fiyat/performans açısından iyi olanları yazarsanız sevinirim.
şimdiden teşekkürler
şimdiden teşekkürler
dün akşam banyo yaparken yüzümü dalin şampuanla yıkamama rağmen gözlerim çok yandı. saçım da şampuanlıydı o sıra herhalde o şampuan akıp gözümü yaktı sanırım diye düşündüm. sonra alt göz kapağımın içine kirpik kaçtı, parmağımla alırken oranın normalden daha kırmızı olduğunu farkettim ve dokunduğumda inanılmaz canım yandı. ellerimi yeni kremlediğimden olabilir dedim fakat ellerimde hiç kalıntı yoktu tamamen emilmişti krem. aradan biraz zaman geçip ellerimi güzelce yıkayıp tekrar dokunduğumda yine aynı şekilde acıdığını farkettim.
şimdi de sabah uyandığımdan beri orada sanki bir şey var gibi rahatsızlık veren bir his var. büyüteçli aynalarla bile baktım herhangi bir şey görünmüyor ama kırmızılık devam ediyor. çok da kurcalamak istemiyorum ama bir şey varmışlık hissi çok rahatsız ediyor.
arpacık falan mı çıkacak bu ne demek? eczaneden damla alıp kullanayım mı akşamdan önce hastaneye gitme şansım olmayacak çünkü. en azından iş çıkışına kadar şu rahatsız histen kurtulayım.
şimdi de sabah uyandığımdan beri orada sanki bir şey var gibi rahatsızlık veren bir his var. büyüteçli aynalarla bile baktım herhangi bir şey görünmüyor ama kırmızılık devam ediyor. çok da kurcalamak istemiyorum ama bir şey varmışlık hissi çok rahatsız ediyor.
arpacık falan mı çıkacak bu ne demek? eczaneden damla alıp kullanayım mı akşamdan önce hastaneye gitme şansım olmayacak çünkü. en azından iş çıkışına kadar şu rahatsız histen kurtulayım.
günaydın sevgili duyurucular. sabah işe gelirken çok sevdiğim dev omuz çantamın askısı koptu. tek askılı olduğu için bu haliyle kullanamıyorum. elde taşınamayacak kadar da büyük. yapıştırmayı denedim tutmadı, dikmeyi denedim çok kalın deri olduğu için iğneyi kıracaktı bıraktım. aksi gibi bugün iş çıkışında da kursa gideceğim ve çantam ağzına kadar dolu kurs malzemelerimle. cağaloğlundayım şu an. öğlen yemeğinde ucuza çanta alabileceğim bir yer var mı yakınlarda? maksimum 50tl.ye mümkün olduğunca büyük siyah renkte omuz çantası arıyorum. çin malı vs hiç farketmez işimi görsün yeter.
buldurursanız inanılmaz sevinirim.
buldurursanız inanılmaz sevinirim.
eski mahallemden bi komşumuzun kızı aradı az önce. mahallede besledikleri 2 yaş civarı kedi hastaymış. öksürüyormuş, burnu akıyormuş, iştahı yokmuş, sürekli uyuyormuş. önüne neler koyduk ne yaş mamanın, ne kuru mamanın, ne etlerin yüzüne bakmadı diyor. dün gece kutusunun içinde uyurken görmüşler çok halsizdi üşümüş gibiydi diye evdeki bi battaniyeyi kesip yarısını kutunun etrafına sarmışlar yarısını da kutunun içine güzelce serip kedinin üstüne örtmüşler fakat sabah uyandıklarında battaniyeler yokmuş! kimbilir hangi gerizekalı çalmışsa hayvan iyice üşümüş daha da hastalanmış. ateşi var mı diye sordum ama anlayamadım diyor.
bunu anlatan kız 12 yaşında kendi başına kediyi götürebileceği mesafede bir veteriner yok. anne babası işten geç geliyor gündüz birlikte kaldığı babaannesini de veterinere gitmeye ikna edememiş, bu soğukta kedi için çıkılır mı sen de hasta olursun otur evde diye kediye bakmaya bile yollamıyormuş ağlayıp duruyor. aksi gibi benim de işim var geç döneceğim bu akşam.
gece geç de olsa durumu çok kötüyse 24 saat açık veteriner bulup götürmeye çalışacağım ama o zamana kadar kediye verebileceğimiz ilaç var mı? yemek yemediği için ben de tedirgin oldum, düzgün yemeğini yiyebilseydi toparlanması daha kolay olurdu.
aklıma gelen tek seçenek kutusuna bi beze sarılmış su şişesine sıcak su koyup bıraktırmak oldu. onu çalmaya uğraşmazlar en azından hayvancağız üşümemiş olur. kediye yardımcı olacak her türlü fikirlerinize açığız.
cevap yazanlara şimdiden teşekkürler
bunu anlatan kız 12 yaşında kendi başına kediyi götürebileceği mesafede bir veteriner yok. anne babası işten geç geliyor gündüz birlikte kaldığı babaannesini de veterinere gitmeye ikna edememiş, bu soğukta kedi için çıkılır mı sen de hasta olursun otur evde diye kediye bakmaya bile yollamıyormuş ağlayıp duruyor. aksi gibi benim de işim var geç döneceğim bu akşam.
gece geç de olsa durumu çok kötüyse 24 saat açık veteriner bulup götürmeye çalışacağım ama o zamana kadar kediye verebileceğimiz ilaç var mı? yemek yemediği için ben de tedirgin oldum, düzgün yemeğini yiyebilseydi toparlanması daha kolay olurdu.
aklıma gelen tek seçenek kutusuna bi beze sarılmış su şişesine sıcak su koyup bıraktırmak oldu. onu çalmaya uğraşmazlar en azından hayvancağız üşümemiş olur. kediye yardımcı olacak her türlü fikirlerinize açığız.
cevap yazanlara şimdiden teşekkürler
dost yayınlarından çıkan 3 kitaplık seri ile alfa yayınlarından çıkan 7 kitaplık serinin içeriği aynı mı? bildiğim kadarıyla alfa yayınlarından çıkan 7. kitap sonuncu, yazara ait tüm eserler bu seride mevcut ama dost yayınlarından çıkanın daha devamı gelecek mi yoksa o 7 kitap bu yayınevinde 3 kitaba mı sığdırılmış durumda bilen var mı? ona göre sipariş vereceğim.
bir de ikisini de inceleme fırsatı bulan olduysa hangisi tercih edilmeli?
bilgi verenlere şimdiden teşekkürler
bir de ikisini de inceleme fırsatı bulan olduysa hangisi tercih edilmeli?
bilgi verenlere şimdiden teşekkürler
sevdiceği animeye alıştırma sürecindeyim. heidi ile yumuşak bi giriş yaptık, peşinden dragon ball devirdik, şimdi pokemonla ilerliyoruz. aklımızda naruto, one piece, bleach ve death note var. bunlar arasında sıralamayı nasıl yapalım? aralara da miyazaki filmleri serpiştiriyorum fırsat buldukça. studyo ghibliden çıkan ne varsa listeye ekledim. bunlar dışında da mutlaka izle diyebileceğiniz animeler var mı?
geçen gün yanlışlıkla tuzsuz lor peyniri almışım tadını da çok beğenmedim. atmak istemiyorum bi şekilde bitirmem lazım. içine ağız tadımıza uyacak kadar tuz koysam börek sarsam olur mu? yoksa yine bişeye benzemez mi?
etamin işlediğim deseneleri broş olarak kullanabilmek için resimdeki gibi dandik yaka rozetlerinden arıyorum. üzeri baskılı da baskısız da olabilir. fatih ya da eminönü civarında gidip alabileceğim ya da internet üzerinden satın alabileceğim bildiğiniz yerler var mı? 25mm ve 32mm boyunda olanlarından yaklaşık 15-20 tane alıp denemek istiyorum ancak internette fiyat bilgisine rastlayamadım. böyle az sayıda satan bildiğiniz dükkan ya da siteleri yazarsanız çok sevinirim.
dün babamın beni, benim sandığı kadar sevmediğini farkettim. hatta dün duyduklarımdan sonra öncesinde yaşanan bir kaç olayı da göz önüne aldığım zaman aslında olayın ne kadar bariz olduğunu ama benim bunu görmemekte inat ettiğimi anladım. detaylara inmeden kısaca durum şöyle,
babamlarla yakın oturuyoruz, ama sürekli gidelim görüşelim durumu yok. annemin işyeri evimin hemen arka sokağında olduğu için ben işten gelirken uğrayıp görebiliyorum. kızkardeşim de sık sık bizde kalıyor, işyerlerimiz de çok yakın. her istediğimizde görüşebiliyoruz. sık görüşemediğim tek kişi babam. onunla da o pek evde durmadığı için görüşemiyoruz, sürekli arkadaşlarıyla dışarıda oluyor.
salı günü için annem babama haftalık alışveriş için maaş kartını verip 2 kilo da kanat al kakamelleri yemeğe çağıralım demiş. babam da ben istemiyorum gelmesinler bize kadar alırım demiş. annem de sinirlenmiş evladın o senin ne biçim konuşuyosun deyince onların bizi çağırdıkları yok, anca buraya gelip hazıra konmasını biliyorlar, bi daha onları yemekte istemiyorum demiş.
şimdi ilk olarak başta da dediğim gibi sürekli giden, darlayan insanlar zaten değiliz. ayda en fazla 2 kere çay içmeye gideriz yemeğe gitme sıklığımız 2 ayda bir belki daha bile az. kaldı ki kaç kere yemeğe çağırdık, çaya çağırdık, kahvaltıya çağırdık, dışarıda kahvaltıya gidelim dedik, araba kiraladık gezmeye gidelim dedik hiç birine babam gelmek istemedi. gerçekten seveceğini bildiğimiz planlar yaptık, onlara bile keyfim yok diye gelmeyi reddetti.
eşimin gece çalışması gereken zamanlardan birinde benimle evde kalacak arkadaş bulamadığım zaman babamı sizde kalabilir miyim diye aradığımda tabii ki gel burası da senin evin gibi bir cevap gelmesini beklerken annene sor o kabul ediyorsa gel demişliği var. yine gece yalnız kalacağım bi günün gündüzünde babamı çağırdığımda geliyorum deyip bana türlü hazırlıklar yaptırıp son dakikada ben gelmiyorum arkadaşlarım çağırdı deyip ekmişliği var. aynı şekilde 3 gün öncesinden o gece bizde kalırsın dediği günün akşamında ben hazırlanıp kapıdan çıkmak üzereyken ben arkadaşlarımla görüşeceğim gelme bize başka yere git demişliği de var.
bu kalma etme olayları dışında da para konusunda çok garip söz konusu bensem. babam cidden iyi para kazanıyor. eşimle benim aldığımız toplam maaş kadar tek başına kazanıyor. annemle kardeşimin de maaşları iyi, eve bir hayli iyi para giriyor yani. benim de telefonumun hafıza kartı bozulmuştu yakın zamanda. bimde 32gb hafıza kartı 20 liraya satılacakmış o hafta da. babamın sabah işe giderken yolunun üstünde 2 tane bim var. arayıp rica ettim geçerken bana alır mısın ben sana vereceğim parasını diye. ona bile güvenip almadı. 20 lirasını bile gözden çıkaramadı benim için ki zaten ödeyeceğim demiştim ama ödemeyeceğimi düşünüp bu akşam eve gelirken sen uğra yarın için bana ayırın ben gelip alacağım de yarın akşam da git al dedi dalga geçer gibi. he baba he deyip kapattım ben de telefonu.
bu anlattıklarım şimdilik aklıma gelenler. babam zaten çok fazla kimseyle anlaşamaz ama benimle arası çok iyiydi. hatta evlenirken sen de gidiyorsun, artık bu evde kimse benimle konuşmayacak dediği için yeni evliyken kaç zaman vicdan azabı çektim sanki onu yüzüstü bırakmışım gibi. evlat olarak tüm yapmam gerekenleri yapmama, her ihtiyacı olduğunda yanında olmama rağmen beni evde istememesi çok kalbimi kırdı. üstelik eşimi çok seviyor, onunla dışarıda da görüşüyorlar, birlikte plan yapıp vakit geçiriyorlar. adam resmen kendi evladını sevmiyor!
yarın akşam annem yolculuğa çıkacağı için akşam çaya gideriz hem iyi yolculuklar dileriz diye plan yapmıştık ama gerçekten bu duyduklarımdan sonra ne eve gidesim ne de babamı göresim kaldı. gördüğüm anda sinirimden ağlamaya başlarım biliyorum kendimi. dünden beri de kendimi tutamayıp durup durup ağlıyorum zaten. hatta babamla uzun bir süre görüşmek istemiyorum ama zaten yaşlı adam bir daha görme fırsatın olmayabilir bile diye düşünüp kendi kendimin vicdanına da oynuyorum bir yandan. olayı anlatan da annem olduğu için babama da çemkirip sinirimi atamıyorum annem şikayet ediyor gibi olacak diye. anneme de kötü davranıyor, kadıncağız ağlayarak aradı beni dün baban iyice çıldırdı artık diye.
siz olsanız ne yapardınız? mümkün olduğunca az mı görüşeyim yoksa sonuçta babam deyip susayım mı yine?
babamlarla yakın oturuyoruz, ama sürekli gidelim görüşelim durumu yok. annemin işyeri evimin hemen arka sokağında olduğu için ben işten gelirken uğrayıp görebiliyorum. kızkardeşim de sık sık bizde kalıyor, işyerlerimiz de çok yakın. her istediğimizde görüşebiliyoruz. sık görüşemediğim tek kişi babam. onunla da o pek evde durmadığı için görüşemiyoruz, sürekli arkadaşlarıyla dışarıda oluyor.
salı günü için annem babama haftalık alışveriş için maaş kartını verip 2 kilo da kanat al kakamelleri yemeğe çağıralım demiş. babam da ben istemiyorum gelmesinler bize kadar alırım demiş. annem de sinirlenmiş evladın o senin ne biçim konuşuyosun deyince onların bizi çağırdıkları yok, anca buraya gelip hazıra konmasını biliyorlar, bi daha onları yemekte istemiyorum demiş.
şimdi ilk olarak başta da dediğim gibi sürekli giden, darlayan insanlar zaten değiliz. ayda en fazla 2 kere çay içmeye gideriz yemeğe gitme sıklığımız 2 ayda bir belki daha bile az. kaldı ki kaç kere yemeğe çağırdık, çaya çağırdık, kahvaltıya çağırdık, dışarıda kahvaltıya gidelim dedik, araba kiraladık gezmeye gidelim dedik hiç birine babam gelmek istemedi. gerçekten seveceğini bildiğimiz planlar yaptık, onlara bile keyfim yok diye gelmeyi reddetti.
eşimin gece çalışması gereken zamanlardan birinde benimle evde kalacak arkadaş bulamadığım zaman babamı sizde kalabilir miyim diye aradığımda tabii ki gel burası da senin evin gibi bir cevap gelmesini beklerken annene sor o kabul ediyorsa gel demişliği var. yine gece yalnız kalacağım bi günün gündüzünde babamı çağırdığımda geliyorum deyip bana türlü hazırlıklar yaptırıp son dakikada ben gelmiyorum arkadaşlarım çağırdı deyip ekmişliği var. aynı şekilde 3 gün öncesinden o gece bizde kalırsın dediği günün akşamında ben hazırlanıp kapıdan çıkmak üzereyken ben arkadaşlarımla görüşeceğim gelme bize başka yere git demişliği de var.
bu kalma etme olayları dışında da para konusunda çok garip söz konusu bensem. babam cidden iyi para kazanıyor. eşimle benim aldığımız toplam maaş kadar tek başına kazanıyor. annemle kardeşimin de maaşları iyi, eve bir hayli iyi para giriyor yani. benim de telefonumun hafıza kartı bozulmuştu yakın zamanda. bimde 32gb hafıza kartı 20 liraya satılacakmış o hafta da. babamın sabah işe giderken yolunun üstünde 2 tane bim var. arayıp rica ettim geçerken bana alır mısın ben sana vereceğim parasını diye. ona bile güvenip almadı. 20 lirasını bile gözden çıkaramadı benim için ki zaten ödeyeceğim demiştim ama ödemeyeceğimi düşünüp bu akşam eve gelirken sen uğra yarın için bana ayırın ben gelip alacağım de yarın akşam da git al dedi dalga geçer gibi. he baba he deyip kapattım ben de telefonu.
bu anlattıklarım şimdilik aklıma gelenler. babam zaten çok fazla kimseyle anlaşamaz ama benimle arası çok iyiydi. hatta evlenirken sen de gidiyorsun, artık bu evde kimse benimle konuşmayacak dediği için yeni evliyken kaç zaman vicdan azabı çektim sanki onu yüzüstü bırakmışım gibi. evlat olarak tüm yapmam gerekenleri yapmama, her ihtiyacı olduğunda yanında olmama rağmen beni evde istememesi çok kalbimi kırdı. üstelik eşimi çok seviyor, onunla dışarıda da görüşüyorlar, birlikte plan yapıp vakit geçiriyorlar. adam resmen kendi evladını sevmiyor!
yarın akşam annem yolculuğa çıkacağı için akşam çaya gideriz hem iyi yolculuklar dileriz diye plan yapmıştık ama gerçekten bu duyduklarımdan sonra ne eve gidesim ne de babamı göresim kaldı. gördüğüm anda sinirimden ağlamaya başlarım biliyorum kendimi. dünden beri de kendimi tutamayıp durup durup ağlıyorum zaten. hatta babamla uzun bir süre görüşmek istemiyorum ama zaten yaşlı adam bir daha görme fırsatın olmayabilir bile diye düşünüp kendi kendimin vicdanına da oynuyorum bir yandan. olayı anlatan da annem olduğu için babama da çemkirip sinirimi atamıyorum annem şikayet ediyor gibi olacak diye. anneme de kötü davranıyor, kadıncağız ağlayarak aradı beni dün baban iyice çıldırdı artık diye.
siz olsanız ne yapardınız? mümkün olduğunca az mı görüşeyim yoksa sonuçta babam deyip susayım mı yine?
günaydın sevgili duyurucular. bizde 7 aylık bir kızçe var. genel olarak çok hareketli, az uyuyan bir kedi. haftaiçi 8-17 arası biz işyerindeyken yalnız kalıyor. eve ilk ben geliyorum ve içeri girdiğim anda kucağıma almazsam kendisi üzerime tırmanmaya başlıyor. üstümü değiştirmeme bile müsaade etmiyor. resmen boynuma sarılıyor kuzucuk yanaklarını yanaklarıma sürüyor, yüzümü yalıyor, mırıl mırıl söyleniyor. en az 1 saat inmiyor kucağımdan, indirmeye çalıştığımda da tekrar üstüme atlayıp yukarı tırmanıyor. hal böyle olunca işten koşa koşa geliyorum, markete bile uğrasam aklım onda kalıyor.
bazen iş çıkışı arkadaşlar çok güzel programlar yapıyorlar ancak evde hatun beklediği için katılamıyorum onlara. bi yemek yiyelim sinemaya gidelim desek eve gelmemiz 9 -10 olacak, o arada beklemekten delirir mi, yoksa biz yokken uyuyordur da gelince yine öpüşür koklaşır barışır mıyız emin değilim.
siz ilk defa ne kadarlıkken yalnız bıraktınız kedinizi? ve en uzun ne kadar kaldı? normalde günlük olarak ne kadar tek kalıyor?
vicdan yapıyorum kedi için, asosyalliğin dibine vurdum iyice. artık yavaş yavaş biraz daha yalnız kalmaya alıştırmalı mıyım, yoksa hala çok mu küçük arada bir de olsa günde 10 saat yalnız kalmak için?
muhtemelen biz yokken bütün gün uyuyor, çünkü biz eve geldiğimizde aşırı enerjik oluyor, canımızı çıkarıyor oynayalım diye. ama biz geciktiğimizde olmadığımız süre boyunca yine uyumaya devam mı eder, yoksa normalde geldiğimiz saatte kapıda bağırmaya başlar mı bunu merak ediyorum.
yazan arkadaşlara şimdiden teşekkürler...
bazen iş çıkışı arkadaşlar çok güzel programlar yapıyorlar ancak evde hatun beklediği için katılamıyorum onlara. bi yemek yiyelim sinemaya gidelim desek eve gelmemiz 9 -10 olacak, o arada beklemekten delirir mi, yoksa biz yokken uyuyordur da gelince yine öpüşür koklaşır barışır mıyız emin değilim.
siz ilk defa ne kadarlıkken yalnız bıraktınız kedinizi? ve en uzun ne kadar kaldı? normalde günlük olarak ne kadar tek kalıyor?
vicdan yapıyorum kedi için, asosyalliğin dibine vurdum iyice. artık yavaş yavaş biraz daha yalnız kalmaya alıştırmalı mıyım, yoksa hala çok mu küçük arada bir de olsa günde 10 saat yalnız kalmak için?
muhtemelen biz yokken bütün gün uyuyor, çünkü biz eve geldiğimizde aşırı enerjik oluyor, canımızı çıkarıyor oynayalım diye. ama biz geciktiğimizde olmadığımız süre boyunca yine uyumaya devam mı eder, yoksa normalde geldiğimiz saatte kapıda bağırmaya başlar mı bunu merak ediyorum.
yazan arkadaşlara şimdiden teşekkürler...
evden kaçmaya meyillenmesi sebebiyle 7 aylık kedime dün ilk defa tasma ve isimlik taktık. ilk önce yalnız tasmayı taktık çok tepki vermeyince isimliği iliştirdik. daha önceden hiç tasma takmak istemedim çünkü rahatsız olurmuş gibi bir önyargım vardı fakat kızgınlık dönemine girmesi sebebiyle evden kaçmaya fırsat kollamaya başladı, evin kapısını açtığımız gibi fırlıyor apartmanın içine. apartman kapısı da genelde açık olduğu için iner caddeye çıkar kaybolur diye korkuyorum. isimlikteki telefonu arayan olur da bulma ihtimalimiz olur diye düşündüm kaçsa bile.
tasmaya çok tepki vermedi çıngırağını da çıkardım zaten onu da bizi de rahatsız eder diye ancak isimliğe sinir oldu. sürekli ısırmaya uğraşıyor, pati atıyor, bir iki defa ısırmaya çalışırken dişlerinin arasına sıkıştırdı. daha küçük bir halkayla taktık ağzına sokamasın diye ama halinden hiç memnun değil sürekli çıkartmaya uğraşıyor. diğer türlü de evden kaçar kaybolur korkusuyla kediyi yakalamadan kapı açamaz olduk.
vakit geçtikçe alışır mı yoksa bu kadar sinir olduysa böyle mi gider? takmaya devam etmeli miyim sizce? halini gördükçe de vicdan azabı çekiyorum. sizin kedileriniz ne kadar zamanda alıştı?
tasmaya çok tepki vermedi çıngırağını da çıkardım zaten onu da bizi de rahatsız eder diye ancak isimliğe sinir oldu. sürekli ısırmaya uğraşıyor, pati atıyor, bir iki defa ısırmaya çalışırken dişlerinin arasına sıkıştırdı. daha küçük bir halkayla taktık ağzına sokamasın diye ama halinden hiç memnun değil sürekli çıkartmaya uğraşıyor. diğer türlü de evden kaçar kaybolur korkusuyla kediyi yakalamadan kapı açamaz olduk.
vakit geçtikçe alışır mı yoksa bu kadar sinir olduysa böyle mi gider? takmaya devam etmeli miyim sizce? halini gördükçe de vicdan azabı çekiyorum. sizin kedileriniz ne kadar zamanda alıştı?
oturduğumuz mahallede gerizekalı bi adam var. anacadde üzerinde karşılıklı binalarda aynı katta oturuyoruz. biz yeni taşındığımız zaman bi kadınla kalıyorlardı, her gece kafaları bi milyonken kavga ederler, adam cama çıkar atıcam kendimi diye tehdit ederken kadın arkasında elinde bıçakla beklerdi. bu durum bir kaç ay böyle devam etti ancak sonra kadın ortalıktan kayboldu adam da mahalleye sarmaya başladı.
bordo bi şahin arabası var bu kekonun. haftada en az 3 gece sürekli kapının önünde park halinde olan bu arabada inanılmaz yüksek sesle arabesk müzikler açıp içinde içki içiyor, kafası güzel olunca da bütün caddenin yedi sülesini baştan aşağı ağıza alınmayacak küfürlerle kalaylıyor. 1 seneden fazla zamandır bu böyle. adam bağırmaya başlayınca polis aranıyor, polis gelip iki laf edip müziği kapattırıyor, adamı evine götürüyor. polisler arabaya binip köşeyi döndüğü gibi adam geri inip daha çok küfretmeye başlıyor. bu döngü her seferinde 3-4 kere tekrarlanıyor fakat polisler caydırıcı herhangi bir şey yapamıyor anladığım kadarıyla. bu gerizekalının uykusunun gelip uyumasını bekliyoruz biz de uyuyabilmek için. kimse de tepki göstermiyor garip bir şekilde. biz bir iki kere bağırdık ettik bizi de engellediler yenge bulaşma boşver diye.
rahatça uykumu alabilmek için bu durumu kalıcı olarak sonlandırmak istiyorum. elimde adamın plakası, adresi var, ismi yok. ancak zaten her gece arabasında oturuyor yeri belli. sürekli polisi arayıp şikayet ederek bir yere varamayacağım çok açık. bu durumda nereye şikayet edebilirim ki bu faydasızdan kalıcı olarak kurtulabilelim?
bordo bi şahin arabası var bu kekonun. haftada en az 3 gece sürekli kapının önünde park halinde olan bu arabada inanılmaz yüksek sesle arabesk müzikler açıp içinde içki içiyor, kafası güzel olunca da bütün caddenin yedi sülesini baştan aşağı ağıza alınmayacak küfürlerle kalaylıyor. 1 seneden fazla zamandır bu böyle. adam bağırmaya başlayınca polis aranıyor, polis gelip iki laf edip müziği kapattırıyor, adamı evine götürüyor. polisler arabaya binip köşeyi döndüğü gibi adam geri inip daha çok küfretmeye başlıyor. bu döngü her seferinde 3-4 kere tekrarlanıyor fakat polisler caydırıcı herhangi bir şey yapamıyor anladığım kadarıyla. bu gerizekalının uykusunun gelip uyumasını bekliyoruz biz de uyuyabilmek için. kimse de tepki göstermiyor garip bir şekilde. biz bir iki kere bağırdık ettik bizi de engellediler yenge bulaşma boşver diye.
rahatça uykumu alabilmek için bu durumu kalıcı olarak sonlandırmak istiyorum. elimde adamın plakası, adresi var, ismi yok. ancak zaten her gece arabasında oturuyor yeri belli. sürekli polisi arayıp şikayet ederek bir yere varamayacağım çok açık. bu durumda nereye şikayet edebilirim ki bu faydasızdan kalıcı olarak kurtulabilelim?