Ekşi Duyuru

Bir projeden istifa edeceğimde, nedenlerimi yazdım yazdım ama son cümleyi kuramadım. Biraz da patronlarla ilişkiler sevimli sevimli ilerliyor, o yüzden sevimli, "business-casual" kelimelere ihtiyacım var. "Bu nedenlerle, ben izninizi rica edeyim" gibilerinden ama "İstifa ediyorum ben" anlamında nasıl bir şey yazabilirim? (Tik'ler şimdi gelmese bile birkaç saate gelecek)

Şu tarz kremler taş çatlasa kaç sene kullanılır?
www.lider.cl

Az önce, OKB'li birinin yumurtaları kartona nasıl yerleştirdiği işe ilgili bir şeyler denk geldi de, öyle bir şey yok bende. Hatta derdimi de şey edebilirsiniz de, bu yumurtalarla ilgili bir şeyi merak ettim. Ben genelde sabahları iki yumurta yerim ve kartondan yumurtalar çifter çifter azalır. Geçen gün arkadaşlar vardı, 5'li yaptım yumurtayı. Dolapta öyle durması da rahatsız etmiyor gün içinde ama dolabı, kartonu ilk açtığımda tek yumurta görürsem, anlık bir his oluyor. Tek yumurta varsa, sanki dünyanın üstünde şimşekli kara bulutlar dolanıyor, hepimizi ele geçirmek isteyen biri var, dark sidr kazandı ve evren kaosa sürükleniyor gibi geliyor. Çift görürsem de yeşil çimenler, minik dereler varmış da, hepimiz zen rahibiymişiz ve evren yin-yang dengesini bulmuş gibi hissettiriyor. Bu hisler çok anlık, saniyelik hatta. Ondan sonra kendime çok gülüyorum ve normal kahvaltımı yapıyorum. Hatta bazen oyun gibi de oluyor dolabı açarken. Oda arkadaşım nadir de olsa yumurta yiyor ve dolabı açarken "Bakalım bugün dünya nasıl" diyerek açıyorum. OKB'ye giriş mi yapmışım, yoksa bu böyle olmuyor mu? Saçmalamaya devam etmem ve bundan zevk almam sorun mudur?

İnsanın yüzünü yağdan parlatmayan veya kuruluktan yoğurt sürmüş gibi durmayan güneş kremi öneriniz var mı? Ben Shiseido'yu kullanıyordum ama üçüncü aldığım nedense yoğurt sürmüş gibi oldu.

En yakın arkadaşlarımdan birinin bebeği oldu, Cumartesi ona gideceğim. Altını taktım ama elim boş gitmek istemiyorum. Giyecek çok var, her giden giyecek alıyor. Büyük olasılıkla bir kısmını giyemeden büyüyecek. Bu durumda ne alabilirim? İşine yarayacak bir şeyler olsun istiyorum.

Kullanıcı adı kullanmadan, girenlerin sadece yorum yazabileceği ama ama kendinden öncesine edit yapamayacağı, nick kullanılmayan ve sadece url'i elinde olan kişilerin ne olup bittiğini girip görebileceği minik bir tartışma odası gibi çalışacak bir platform var mıdır? Google Docs'ta oluyor mu bu?

Bir duyuru kullanıcısının isteği üzerine soruyu soruyorum. Chrome'da soru ekleyemiyormuş. Flashblocker ve Adblocker yüklü imiş. Biz de bir değişiklik yapmadık, arkadaş uçmuş da değil. Neden yazamıyor olabilir ki?

Bilgisayar ekranını kaydederken bir yandan konuşuyorum, konuşmanın da kaydedilmesi gerekiyor, bu şekilde video yapacağım. Mikrofonlu kulaklık kullanıyorum. Videolar için bir iki deneme yaptım ama sesim kuyudan gelir gibi geliyor.

Ses kalitesini kökledim hem Denetim Masası'ndan hem de yazılımın kendisinden. Sesim kirli geliyor, çok zor duyuluyor ve korku filmindeki hayaletler gibi korkunç bir basla geliyor.

"Acaba yazılım mı sorunlu" diye Skype'ta test araması yaptım, Skype'tan da sesim aynı şekilde geliyor.

"Mikrofon mu bozuk" diye bilgisayar değiştirdim. Diğer bilgisayarda ses cillop.

Dolayısıyla olay bilgisayarda. Ekran görüntülerini almam gereken programı diğer bilgisayara kuramam, o yüzden bu bilgisayara kaldım. Sorun ne ola ki, ne yapabilirim?

Çantamın içinde Yunanca'ya çevrilmiş. Normalde Türklerin yazdığı bir program, her yerinde kah Türkçe kah İngilizce yazılar vardı. Ayarları deniyorum ama bulamıyorum dil kısmını. Yunanca harfleri okumayı ve Dil gibi kelimelerin Yunancasını söker gibi yaptım (Bu arada, okuyunca kısmen Latin Dillerine benziyormuş) ancak ayarı bulamadım. Baştan kurmayayım diyorum, kıçıkırık radyo programı da favorilerimi bile 1 küsur saatte ayarlamıştım. Ne yapsam?

Birtakım öğrencilerim tezleri için benze algoritmaları kodluyorlar ve benden de kodlama için ek ders istemişlerdi. Herkesin programı farklı farklı diye Cumartesileri ders yapıyorduk. Dün güvenlik nedeni ile derslerini iptal etmiştim, iyi ki iptal etmişim. Ancak, öğrenciler tezlerini yetiştirmeliler ve bir şekilde ben de bu dersi yapmalıyım. Şöyle düşündüm; eğer programlama kısmını bilgisayar ekranını ve sesi kaydedecek şekilde bir program bulursam, dersi evde kaydedebilirim, onlar da evden çalışabilirler. Soruları olursa da okula geldiklerinde sorarlar. Bu durumda iki sorum var:

1. Bu şekilde bir program bilen biri var mı? Programların kaydettiği videoların büyüklükleri ayarlanabilir mi?

2. Arada tahta da kullanıyorum algoritmanın mantığını açıklarken. Tahta kullanma gibi bir durumda ne yapabilirim? Mouse'la ekrana yazmayı mı deneyeyim?

Abim dedi ki berber ıslak saçını Tangle Teezer benzeri ama onun tam yuvarlak olanından bir tarakla taramış ve ölü deriyi dökmüş bu tarakla. Sonrada mentollü bir tonik gibi bir şey dökmüş. "Kafam nefes aldı" diyor, çok etkilenmiş, kendinden geçmiş. "Bana o tarakla toniği bulsana" dedi. Bilgisi olan var mı?

Careless Whisper gibi ama o değil. Saksafonun daha yumuşak çalındığı, yavaş bir şarkıyı arıyorum. Caz gibi değil, yavaş pop. Az önce Joy Fm'de ya da 100.2'de hangi radyo varsa çaldı. Girişinde ve aralarda aynı saksafon melodisi çalıyor. Shazam'e söyledim ama müzik kulağı olmayınca söyleyememiş kadar oldum, tanımadı.sözlerine dikkat edecektim, iş yaparken şarkı bitmiş. Ne ki bu şarkı?

Yeme düzenimi uzun zamandır değiştirmedim, her gün hemen hemen aynı miktarı yiyorum ama birkaç haftadır yemeklerden bir saat sonra sanki yemeği yiyen ben değilmişim gibi kıvranıyorum. Kahvaltıyı peynirli yapmıştım, öğlen mercimek çorbası, nohut ve yoğurt yedim. Karbonhidrat pek kullanmıyorum. Normal, kocaman öğün; öyle az da yemedim ama şu an kıvranıyorum açlıktan.

Susuzluğun verdiği histir diye gidip su içtim iki bardak, sulu aç hale geldim.
İnsülin direncim, vb. yok; yeni ölçtürdüm. HOMA-IR değerim 1.28. Açlık şekerim 70 civarı.
Midem büyüdü desem, hangi ara ve neden?

3:30 gibi bademli yoğurdum var ama o zamana kadar kıvranacağım ve yoğurttan 10-15 dakika sonra akşam yemeğine kadar yine kıvranacağım. Öyle böyle değil, otursam bir öküzü tek başıma götürebilecek gibi açım, hemen hemen her gün böyle.

Bu sabah yolda birinde Van Gogh'un Starry Night tablosunu şemsiye deseni olarak gördüm. Baston şemsiye idi, çok da sağlam duruyordu. Hazır şemsiyem kırılmışken ve şemsiya arıyorken, bu tarz bir şemsiye alayım. Nereden bulurum?

Şöyle şu güneşli günün üstüne çok sevimli şarkılar dinleyeyim, hem şu an Tem'de olduğumu unutayım dedim, hem de elimde sevimli şarkı listesi olsun istedim. Neşeli neşeli, sevimli sevimli şarkılar önerebilir misniz? Kadınlar için, böyle taze bir bahar günü çiçekli elbise ile dışarı çıkmış havası hissettiren bir şey diyebilirim. Erkeklerdeki karşılığını bulamadım, karşıdakini yanağını mıncırma isteği veren bir şarkı olabilir. Hareketli de olur, yavaş da. Her dil olur. Örneğin, Jason Mraz - I'm Yours ya da Bu Ne Dünya Kardeşim gibi. (sözler önemli değil, müzik neşeli olsa yeter)

Boynumdan minik bir operasyon geçirdim de, 3-4 gün su değmemesi gerekiyor. Benim aklıma oraya değdirmeden duş almak geliyor ama belki oraya yapıştırılıp ıslanmasını engelleyen bir şeyler vardır da, ben bilmiyorumdur, o yüzden de belki boşuna kasıyorumdur diye sorayım dedim.

Bu Netflix televizyon için değil miydi? İnternet üzerinden olabiliyor mu? Artık internetten izleyebiliyor muyuz? İki gündür Netflix sorusu görünce merak ettim de. VPN kullanıyorum.

Ne yapacağımı bilemedim, en son buraya sormaya karar verdim.

Bir adet, hediye gibi diyelim, benim almadığım ama paketini benim açtığım bir Macbook var. Bunu açtığımda ilk kullanıcıyı yükledik. Apple kullanıcı adım, benim mail adresim, çünkü onu adres değil, text olarak almış. Mail adresim de adımsoyadım@.. diye devam ediyor. Bu şekilde kullanıcıyı oluşturdum ama aylardır kendi iCloud şifremi kabul etmiyor. Şifrede hiçbir sorun yok, diğer araçlarda çalışıyor. Ben de teknik programlarımı orada kullanmadığımdan, guest hesabı ile takıldım bir süre. En son uygulama yüklemek isteyip izin alamadıkça, bu duruma el koymaya karar verdim.

İnternette bulduğum dökümanlarda, Users klasörünün altında adminin kullanıcı adının olduğunu gördüm. Kullanıcı adı adımsoyadım, mail adresi olmayan hali. Sonra Apple'ın "Şifreyi unuttum" kısmına girip kullanıcı adını adımsoyadım@icloud.com şeklinde yazdım. Gerçekten de böyle bir kullanıcı var ama mail adresi benim herhangi bir mail adresim değil. Güvenlik sorusu doğum günü ve benimki olmuyor. Dolayısıyla, anladığım kadarı ile hesabı kurarken adımsoyadım@... kısmından @ ve sonrasını almadı bilgisayar. Oysa kendi iCloud şifremle kurmuştum.

Dolayısıyla başkasının hesabı ile açılıyor bilgisayar. Format atmak istedik, recovery diski çıkmıyor. İnternette anlatılan şekli ile format atamıyoruz. Disk zaten yok, paketten çıkmadı. Bende faturası veya bir belge de yok, hediye gibi. Türkiye'den de almadım, desteğe götüremiyorum. Ne yapayım?

Şimdi olsa izlemem de milenyuma bu flmi izleyerek girmiştim, o yüzden adını bilesim var.

Standart romantik komedi. İki tane komşu var genç, birbirlerinden nefret ediyorlar. İkisi de online tanışıyor ama birbiriyle konuştuklarını bilmiyorlar. Sonra karşılaşıyorlar, "Aaa sen miydin" diyorlar. Birinin kedisi var ya da ortada kedi de var. Olay Manhattan'da geçiyor, mektuplarda "Manhattan denilen bir adada iki yalnızız" gibi bir söz geçiyordu.

You've got mail değil, benzer bir şey. Televizyon için çekildiği belli, b tipi bir flmdi. Sinemada oynadığını sanmıyorum. Oyuncular ünlü değildi, hatta esas oğlan tipsizceydi. Esas kız da Anastacia'ya benzer sarışın ve bronz bir kadındı.

Starbucks'ın yolda içmelik kahveleri gibi Türk kahvesini minik bardaklarda yolda yürürken içmelik yapan bir yer var mı? Yoksa, girişimci olsak ya.

Orta çağlı veya benzer temalı, kılıçlı-kalkanlı ama çok da vahşet sahnesi bulunmayan, hikayesi olan dizi arıyorum. Ağırlığı olmasın, çerezlik olsun. Fantastik, büyücülü olanından da olabilir. İçinde teknolojisinin t'si olmasın; ne bileyim, hastalıkları civanperçemi ile iyileştirsinler, akşam olunca gaz lambası gibi şeyler yaksınlar, meşalelerle dolaşsınlar, kafalarına pelerin kukuletası geçirsinler.

Edit: Dizi kalmadıysa, film de olur. Maksat içimdeki kılıç kalkan sevdasını dindirmek.

Sevdiklerim:
Legend of the Seeker
Rome
Game of Thrones
Merlin
Atlantis
Once Upon A Time
Da Vinci's Demons
Marco Polo
Carnivale

Sevmediklerim:
Vikings, fazla aksiyon, az hikaye geldi.
Spartacus, aslında çok sevdim bunu ama bu kadar kanlı ve aksiyonlu bir şey aramıyorum.
Reign, oyunculuk inandırıcı gelmedi.
Revolution, teknolojiyi kaybettikten o giydikleri deriyi nasıl üretiyorlar, onu düşünmekten diziden bir şey anlamadım.
Tudors/Borgias, krallık entrikalarını çok sevmedim, çok Muhteşem Yüzyıl gibi geldi.

Zengin, istediğini alabilen bir arkadaşa hediye almalıyım. Simli ve parlak şeyleri seviyor. Bu zamana kadar cüzdan, çanta ve başka aksesuarlar aldım hep. O yüzden farklı bir şey almak istiyorum. Giyecek alamıyorum, sürekli kilo alıp veriyor. Bir etkinlik bileti almak istedim ama işi için zırp diye şehir dışına çıkmak zorunda kalabiliyor. Dekoratif bir şey alayım diyorum ama uzun zamandır evine gitmedim, evinde var mıdır diye düşünüyorum.

Cüzdanımı çaldırdım, akşamına bulundu. Ancak cüzdanım ve haliyle kimlik kartım bir gün kadar elime geçmedi. Bulan kişiden ertesi akşam alabildim. Onun için bir yerlere ilan vermem gerekebiliyormuş "Hükümsüzdür" diye, o yerler nereler? Bir de onlara ödeme yapılıyor mu? Kartları martları iptal ettirmiştim, bu durumda ödeme yapma seçeneklerim nedir?

Neleri tartışalım? İstekleriniz, şikayetleriniz?

Bu birinci ayaktır, somut bir çıktı bugün çıkmıyacaktır ama bir başlayalım dedik.

İçip de sevdiğiniz salep markası var mı? Ya da "Bunun şekeri çok, bununki az", "Bununki gerçek orkide, bununki nişasta" dediğiniz markalar, vb.

Mantara döndüre döndüre soktum ama çekerken mantar bir gram bile yukarı gelmediği gibi tirbüşonun demiri kırıldı. Demirin mantarda kalan kısmı mantara saplı, ucu yok. Mantarı kenarlardan kanırtmaya çalıştım ama olmadı. Ne yapılır bu durumda?

Geçen hafta işyerinde bir halı kaldırma/koyma işlemi yapmışlar, o sırada bilgisayarı da savurmuşlar azıcık. Geçen hafta başka bir yerde olduğum için bugün görebildim bilgisayarı, ekran pespembe. Yaptıklarım şunlar:
*Kabloları sıkıştırdım, mıncırdım, kopukluk kontrolü yaptım.
*Güvenli modda açıp ekran ayarlarını varsayılana taşımaya çalıştım, son adımda kabul etmedi. Driver dedi.
*Driver'ı bilgi işlemden almaya gittim. Ancak, çalışan kişi "Allah Allah! Ekran bunu neden yapıyor acaba? Yeniden başlattın mı? Valla, bilmem ki sizin driver hangisi?" dedi.

Bu bilgiler ışığında ne yapabilirim? Gözüm yoruldu, başım ağrıdı yarım saatte.

Bulyon gibi değil de litre litre, iki litre yani. Hazırı var mı, yoksa etin hangi kısmını ne kadar haşlamam gerekiyor? Sadece su kısmına ihtiyacım var, et istemiyorum; o yüzden hazırını gören ve tanıyan varsa süper olur. Hazırı yoksa ve haşlayarak yaparsam, o haşladığım löp eti işleyerek ne yemek yapabilirim? (Haşlanmış et sevmiyorum) Et-su oranı ne olmalı? Daha önce internetteki herhangi bir tarifi yapıp beğenen oldu mu?

Mobilde ne yazdığımı pek görmüyorum. Hata varsa düzeltirim sonra.

Çorum leblebisinin tadı düz market leblebisinden farklı gibi, Google'lamadım ama öyledir herhalde. İstanbul'da Çorum leblebisi satan bir yer var mı ya da Çorum'dan kargoluyorlar mı?

Cok da yakin olmayan ama benim dogum gunumde kucuk bir hediye almis arkadasima ben de dogum gunu icin kucuk bir hediye almak istiyorum. Arkadasim kadin. Soyle sevimli bir onerisi olanlar var mi?

Dun gece birdenbire modemi gorup de ona baglanamamaya basladim.Evdeki diger bilgisayar ve modemler baglanabiliyor. Modeme ve bilgisayara reset attim, modemi bilgisayara unutturup yeniden tanittirdim, kablosuzu disable-enable ettim. Yemedi. Baska bir aga baglanabiliyor mu, bilmiyorum. Elimdeki sifresini bildigim tek ag bu. Ne yapayim?

Kalktığımdan beri (bir iki saattir) gözüm batıyor ve sulanıyor. Tipi düzgün, kızarıklık, şişme, vb. yok. Doktora da gidemiyorum, keşke gidebilsem. Acep neden olabilir, ne yapayım? "Doktor bulana kadar, şunlar idare eder" denebilecek bir şeyler var mı?

Ek bilgi: Cumartesi ev arkadaşım gözünde bir hastalık olduğundan ama endişe etmem gerektiğinden, bulaşma döneminin geçtiğinden bahsetmişti. Zaten 4-5 günde bir karşılaşıyoruz aynı evin içinde. Gerçi ortak eşyamız da yok pek. Bakışmakla da bir şey bulaşmaz herhalde.

Yarin oglen acikhavada (yaklasik 30 derece civari) uluslararasi bir yemek olacak. Herkes bir yemek yapip getirecek. Kisir ve cacik kapildi, onu yapamam. Etli metli bir seyler yaparsam insanlar o sicakta olur, zaten cok yemek olacak. Hem lezzetli hem de agir olmayan, mumkunse de yoresel ne yapabilirim?

Koşuyorum da az bir zamandır, böyle de devam edecek gibi. Koşarken elimde sadece cep telefonu olsa iyi, kola takılan banttan takacağım da, anahtar şangır şangır zor oluyor. Bir de bir iki kart da almam gerekiyor. Koşma rotamda bir iki yerde kontrol oluyor. Bir de alabilirsem matara alsam da süper olacak, ara ara kuruyorum. Eve dil dışarıda, dehidre giriyorum.

Hadi suyu almayıvereyim, eve kadar dayanayım. Eşofmanımın cebi yok. Nasıl bir şeye tıkmak gerekir bunları? Ne gibi bir şey verimli olur?

Tikler sonra gelebilir.

Dünyanın başka bir ucundayım iş için. 5.5 ay bir evde kalacağım, ev sahibi ile anlaştım. Zaten süreminverdiği sıkıntı nedeniyle koskoca şehirde 3 oda buldum. Onlardan da birini seçtim. Ev arkadaşlarım iki Brezilyalı. Şu an gecenin 3'ü, bardan yeni geldiler. Hatun düşürmüşler. Arada adam da düşürmüşler galiba. Neyse evin içi çok kalabalık ve içkili, danslı partiye döndü olay. Ben de yarın sabah erken kalkıp işe gideceğim. Zaten yatağı yadırgadığım için uzun süre uyuyamadım. Tam daldım, bunlar geldi. Kendimi bir gösterip, "Uyumam lazım" dedim ama pek sallamadılar, sağlam sarhoşlar. Çığlık falan atıyorlar gülerken. Ne yapayım, partiye mi katılayım? Uykum var benim. Yandım ben, bu daha ikinci gece. Sevişmeye geçseler de uyusam, umarım yani.

Edit: Yuh, karaoke parti başladı.

Laptop'ın sol alt köşesinden "Ben makineyim ve şu anda da carıl carıl çalışıyorum" diye tanımlayabileceğimiz bir ses geliyor. Eski çamaşır makineleri gibi bağırıyor dizüstüm. Bulunduğum yerde birkaç ay tamirciye götürme imkanım olmayacak gibi. Ama artık ben rahatsız olmaya başladım. Yan odadan duyulacak neredeyse. Sanıyorum ki fan tarafından gelen bir ses.

1. Bu neden olabilir?
2. Tamirciye ulaşamama nedeni ile, şimdilik sesi kesici ama bilgisayarı da öldürmeyici "Havaya kaldır", "35 derece eğik tut", "Altına kola kapağı koy" gibi önerileriniz olabilir mi? (Bunlar denendi, işe yaramadı)

100. duyurumu tavuklara ithaf ederek başlayayım.

İspanya'dan satınalmacı bir arkadaş Türkiye ile iş yapmak istiyormuş ve donmuş helal tavuk almaları gerekiyormuş. Bir iki yerle konuşmuşlar. Arkadaş "Bir ziyarete gelelim biz, konuşalım, anlaşalım" demişler. Tavukçular da "Önce kaparo, bizle anlaşacağınızı nereden bilelim" demişler. Bunlar da "Zaten anlaşmak için gelmeyeceğiz, görüşmek için geleceğiz. Toplu alım yapacağımız için aldıktan sonra öderiz" demişler. Anladığım kadarı ile "Para ne zaman ödenir" sorunu olmuş. Sonuçta arkadaş bana toptan donmuş helal tavuk satan yer arıyormuş, "Sor soruştur" dedi, açıkçası kime soracağımı da bilemedim.

Sorum şu
1. Güvenilir bir donmuş tavuk satıcısı biliyor musunuz?
2. Güvenilir bir donmuş tavuk satıcısı bilen birini biliyor musunuz? Biliyorsanız beni yönlendirebilir misiniz?

Bizim fişleri Amerika'nınkilere uydurmak için nereden adaptör/çevirici, vb. alabilirim? Biraz nokta atışı bir yer gerekiyor. Doğrudan elektrikçiye mi gitmeliyim? Nerede o elektrikçiler? Beşiktaş, Şişli veya Beylikdüzü civarlarında alabileceğim yerler var mı?

Şöyle bir kombimiz var.
store.donanimhaber.com

Açılıp kapanıyor, çakmak kısmı da görevi görüyor. Normalde açılırken sağ tarafta görülen lambalardan 30-40 falan yanıyor (ne anlama geldiklerini bilmiyorum), içindeki alev harlıyor ve çalışıyor. Ama bugün alevi tutturamadık uzun uğraşılar sonunda. Çakmak kısmı çakıyor ama alev tutmuyor.

Basınç sorunu görünmüyor o ibreli kısımda. Neden olabilir? Ne yapabiliriz?

Enginar ve film keyfi yapayım diyorum da, aşağıdakiler gibi bir film önerebilir misiniz?

-Pleasantville, Groundhog Day gibi iç ısıtıcı birtakım filmler olur (Little Miss Sunshine gibi herkesin ayrı dertli olduğu bir film olmasın)
-Megamind, How to Train Your Dragon gibi animasyon filmi olur.
-Stardust gibi masalımsı da olur.
-Tosun Paşa, vb. 3 milyon kere izlediğim Kemal Sunal filmi gibi ama daha önce bu tekrarda izlemediğim bir şey de olur.

Böyle, sanki Pazar kahvaltısı yapmışım gibi elimdeki sütlü çaya püskevit niyetine banabileceğim bir film var mıdır?

İçeride bekleme süresi fazlaymış, "İki saat beklediğimiz oluyor" dediler. Elektronik şeyler de sokamadığımızdan yanımda kitap götüreyim dedim. Kime sorduysam şok oldu, yakında biri "Vallaha, ben desenini sakıncalı bulurlar diye donu da evde bıraktım giderken" derse şaşırmayacağım. O derece ciddi mi? Kitabı girerken bir yerlere atmak zorunda kalır mıyım?

Eteğimin bir fiyongu var ama oynarken fiyonk çözüldü. Şimdi bir parça ip şeklinde kumaşın bir ucu eteğe dikilmiş gibi duruyor, diğer ucu sallanıyor.

Google'dan tek uçlu fiyonk yapmayı aradım ama bulamadım. Genelde kurdeleden iki uçlu fiyonk yapma var, aynen ayakkabı bağlar gibi. Tek ucu elimde değilken (eteğe dikili iken) nasıl fiyonk yapabilirim? Bilen veya bir link gönderebilecek olan var mı? Ben fiyonk yapacağım diye düğüm attım da.

brotha b adlı kullanıcnın ip ve adres bilgilerine acil ulaşabilmek için yapılabilecek bir şey var mı? Nöbetç, mahkeme vb

Şu duyuruya bir göz atar mısınız? Tanıyan veya ulaşabilecek var mı?
www.eksiduyuru.com

Şu duyurunun sabitlenmesi için hatırladığım kadarı ile her moderatöre mesaj attım (bir noktadan sonra takip edemedim gerçi, compumaster'a atmamış olabilirim), bazılarına iki kere mesaj attım. Hiçbir geri dönüş olmadı. Zirve duyuruları artık yukarı tutturulmuyor mu? Cevap da alamadığım için merak ettim.
eksiduyu.ru

Az önce bir kişi annemi aradı telefondan. Annemin cep telefon numarası e-devlet'te onun adına kayıtlı görünüyormuş. Hat 2006'da alındı ve tipik anne telefonu. Konuşulan insan sayısı 10'u geçmiyor. Büyük olasılıkla annemler hattı alırken operatör bayisi yanlış bir bilgi girdi ve bir şekilde annem 9 yıldır birinin hattını kullanıyor. Adam şu anda "Savcılığa vereceğim, ya dolandırıldıysam" diyor. Haklı da, adamın üstünde 9 yıldır hiç bilmediği bir hat görünüyor, ne olduğu belli değil. Bizim yapacağımız bir şey var mı bu durumda?

İlk 30+ zirvesinden sonra "Karaoke'li olsun diğeri" diyen birçok kişi olmuştu. Hatta bir kısmı Kızlar Zirvesi'nde de bu duygularını ifade etti. Talep üzerine 21 Şubat'ta Taksim'de bir karaoke'li buluşma düzenliyorum. Söylemek mecburi değildir, bir köşede muhabbet ederek şarkı söyleyenlerle dalga geçme ve iki biradan sonra kafanıza kravat geçirerek oynama hakkınız saklıdır. "Bebek'te üç beş tur atarım"dan, "Die die die my darling"e, "Beni sevmezsen yağmurları sev"den "Un dos tres, mupassi topallante Maria"ya geniş bir müzik ziyafetine doymak için duyurunun altına mum dikin.

Gelmek isteyen 30- grubu da davetlidir, geçen seferki gibi sahte kimlikleri o anda hazırlayıp vereceğim.

Sevgili mod'lar, yukarıda dursa ne güzel olur bu.
-------------

Zaman: 21 Şubat Cumartesi - 19:00-19:30'dan itibaren, ne kadar giderse
(Diğerleri bu kadar kalabalığı kaldıramayacağını söyledi)
Yer: Mymoon Karaoke Bar
İstiklal Cad. Bekar Sokak'ta. (Caddenin Meydan'dan girince sağdan 3. sokağı) Yanında veya altında Mask Live Club var. "Ayça'nın masaları" deyip dalabilirsiniz.

Birileriyle konuşurken arada sırada cazır cuzur, haşır huşur sesler geliyor. Böyle uzaylı sesi gibi. Bu sesler ne sesi? Size de denk geliyor mu?

Kimseyi alındırmadan sormak istiyorum bir şekilde.

1. Metrobüste, duraklarda, vb. "O'nun bulunduğu yerlerde bulunun" diyerek Kabe'yi gösteriyor.

2. Yıllığıma baktım geçen gün. Koyu inançlı iki arkadaşın birbirlerine yazdıklarında "Seni tanıdığım için Rabbime hamd ediyorum. Gözümde ve gönlümde Sevgili'nin sohbetinde bulunmuş, gittiği topraklara ayağı değmiş bir kardeşimsin. En Sevgili'yi hatırlattığın için teşekkürler" demiş.

Bu durumda, "O" peygamber olsa Sevgili kim? Ya da O kim? En Sevgili daha başka biri mi?

Entry'lerin altındaki oy verme, entry adresi kopyalama kısmı değişmiş. Entry numaraları falan yok. Entry adresini nerede buluyoruz şimdi?