evet biraz gogıl kurcalasam bulurum belki ama buraya sormak kolayıma geldi.
banka ekstresi var excel formatında. hesaba girişler siyah renk, çıkışlar kırmızı renk yazılmış aynı sütuna. sayının başında eksi yok. dolayısıyla muhasebe programına gektirdiğim zaman hepsini artı, yani hepsini giriş sanıyor. benim ekstreyi programa çekmeden önce o sütundaki bütün kırmızı yazılı hücrelerin başına eksi koymam lazım.
nasıl yabılır?
banka ekstresi var excel formatında. hesaba girişler siyah renk, çıkışlar kırmızı renk yazılmış aynı sütuna. sayının başında eksi yok. dolayısıyla muhasebe programına gektirdiğim zaman hepsini artı, yani hepsini giriş sanıyor. benim ekstreyi programa çekmeden önce o sütundaki bütün kırmızı yazılı hücrelerin başına eksi koymam lazım.
nasıl yabılır?
Aylık lenslerde kullanım süresi;
Lensi açtığımız günden itibaren 1 ay mı,
Lensi 30 gün boyunca kullanmak mı?
Lensi açtığımız günden itibaren 1 ay mı,
Lensi 30 gün boyunca kullanmak mı?
vücut kıllarım kalın ve sert. gorilden halliceyim. askerliğim, her banyoda "çavuş kazağı çıkarmayı unutmuşun ehe ehe" esprileriyle geçti. göğüs, sırt, omuzlar bildiğin maymun gibi kıllı. bacaklar falan normal, orada sıkıntı yok.
haliyle ben bunları alıyorum. sırt, omuz falan sıfır, göğüs de 3-4 numara olacak şekilde.
efsane moser 1400 kullanıyordum. lakin son tıraşta o dana gibi makineyi ağzının üstüne düşürdüm ve kırıldı. tamir ettim ama verimli çalışmıyor. bi de elektrikli, 220 volt ile çalışıyor, banyoda yalın ayak ıslak zemine basıp kırkınırken korkuyor insan çarpılacam diye. eşek ölüsü gibi de ağır.
şimdi ben bunun yerine ne alayım, ne önerirsiniz? sert ve kalın vücut kıllarını yağ gibi alsın. elektrikli olmasın, şarjı verimli olsun.
haliyle ben bunları alıyorum. sırt, omuz falan sıfır, göğüs de 3-4 numara olacak şekilde.
efsane moser 1400 kullanıyordum. lakin son tıraşta o dana gibi makineyi ağzının üstüne düşürdüm ve kırıldı. tamir ettim ama verimli çalışmıyor. bi de elektrikli, 220 volt ile çalışıyor, banyoda yalın ayak ıslak zemine basıp kırkınırken korkuyor insan çarpılacam diye. eşek ölüsü gibi de ağır.
şimdi ben bunun yerine ne alayım, ne önerirsiniz? sert ve kalın vücut kıllarını yağ gibi alsın. elektrikli olmasın, şarjı verimli olsun.
arkadaşlar 4 kişilik netflix abonesi oldum, tv box da aldım, güzel güzel izliyorum. henüz 30 günlük deneeme süresindeyim. ama sorularım var.
1. 4 kişilik olması gerekiyor ama bir benim profilim ana profil, 4 tane de kullanıcı tanımlattı, 5 kişi olduk. o dört kullanıcıdan ilkine de kendi adımı yazdım, aynısı olmaz dedi. E bu 5 kişilik oldu şimdi? niye öyle oldu? kaçırdığım nokta nedir?
2. e abi girişte "kim izliyor" diye sorduğunda ben bunlardan hepsini seçebiliyorum. bi şifre mifre, her kullanıcıya özel profil, gizlilik falan yok. yani ben diğer kullanıcıya tıkladığımda ne izlemiş, neyi yarım bırakmış falan görüyorum. aynı şekilde onlar da benimkini görüyorlar. lan istemiyorum, herkes kendi profilini görsün. rocco siffredi'nin belgeselini izleyecem ama bunu diğer profillere atadığım karımın kardeşi ve eşi (kayınço ve eşi) görmesin, lan sapık gibi olacaz. yok mu profilime girerken şifre sormasının bir yolu? hem belki onlar da izleyecek, ben yanlışlıkla tıklasam "ehehe gayınçoya bak rocco'yu izlemiş eheha" diycem, ayıp yahu. ben mi bulamadım bunun yolunu?
1. 4 kişilik olması gerekiyor ama bir benim profilim ana profil, 4 tane de kullanıcı tanımlattı, 5 kişi olduk. o dört kullanıcıdan ilkine de kendi adımı yazdım, aynısı olmaz dedi. E bu 5 kişilik oldu şimdi? niye öyle oldu? kaçırdığım nokta nedir?
2. e abi girişte "kim izliyor" diye sorduğunda ben bunlardan hepsini seçebiliyorum. bi şifre mifre, her kullanıcıya özel profil, gizlilik falan yok. yani ben diğer kullanıcıya tıkladığımda ne izlemiş, neyi yarım bırakmış falan görüyorum. aynı şekilde onlar da benimkini görüyorlar. lan istemiyorum, herkes kendi profilini görsün. rocco siffredi'nin belgeselini izleyecem ama bunu diğer profillere atadığım karımın kardeşi ve eşi (kayınço ve eşi) görmesin, lan sapık gibi olacaz. yok mu profilime girerken şifre sormasının bir yolu? hem belki onlar da izleyecek, ben yanlışlıkla tıklasam "ehehe gayınçoya bak rocco'yu izlemiş eheha" diycem, ayıp yahu. ben mi bulamadım bunun yolunu?
soru başlıkta. bir otomobil lastiğinin üzerindeki desenin bir önemi var mı? sürüşte, tutuşta, çekişte bir etkisi oluyor mu?
cevabınızı duyar gibiyim, "elbette bir etkisi oluyor". peki o zaman asimetrik desenli lastiklerin olayı nedir? örneğin petlas kış lastiklerinin desenleri simetrik değil. bakınız ekteki resim 1.
i.imgyukle.com
petlas'ın sitesine giriyoruz, şöyle bir açıklama var: www.petlas.com.tr
özetle adamlar diyor ki; "lastiğin bu tarafı içe, bu tarafı dışa gelerek takılır, içteki desen şu işe yarar, dıştaki desen bu işe yarar, normali budur, ters gibi gözükse de değildir".
lan nasıl değildir? iç taraftaki kavisli desenler solda aşağı bakıyor, sağda yukarı bakıyor. kavisli desen içe geliyor ama ters ulan?? hani desen de önemliydi?
he illa asimetrik olacak diye ısrar edip o deseni kullanacaksan, popon yiyorsa sol taraf için ayrı, sağ taraf için ayrı, kendi içinde asimetrik, ama arabaya takınca simetrik desen olacak şekilde lastik üret. sol lastik ayrı olsun, sağ lastik ayrı olsun. bakınız üstün paint yeteneklerimle ürettiğim yeni model lastikler için ekteki resim 2.
i.imgyukle.com
başlıktaki soruyu tekrar soruyorum. lastik deseni önemsiz mi? önemli ise kavisli deseni içeri getirince şeklin ters olmasına ne yapacuk?
cevabınızı duyar gibiyim, "elbette bir etkisi oluyor". peki o zaman asimetrik desenli lastiklerin olayı nedir? örneğin petlas kış lastiklerinin desenleri simetrik değil. bakınız ekteki resim 1.
i.imgyukle.com

petlas'ın sitesine giriyoruz, şöyle bir açıklama var: www.petlas.com.tr
özetle adamlar diyor ki; "lastiğin bu tarafı içe, bu tarafı dışa gelerek takılır, içteki desen şu işe yarar, dıştaki desen bu işe yarar, normali budur, ters gibi gözükse de değildir".
lan nasıl değildir? iç taraftaki kavisli desenler solda aşağı bakıyor, sağda yukarı bakıyor. kavisli desen içe geliyor ama ters ulan?? hani desen de önemliydi?
he illa asimetrik olacak diye ısrar edip o deseni kullanacaksan, popon yiyorsa sol taraf için ayrı, sağ taraf için ayrı, kendi içinde asimetrik, ama arabaya takınca simetrik desen olacak şekilde lastik üret. sol lastik ayrı olsun, sağ lastik ayrı olsun. bakınız üstün paint yeteneklerimle ürettiğim yeni model lastikler için ekteki resim 2.
i.imgyukle.com

başlıktaki soruyu tekrar soruyorum. lastik deseni önemsiz mi? önemli ise kavisli deseni içeri getirince şeklin ters olmasına ne yapacuk?
nasıl soracağımı bilemedim.
şimdi ülke gündeminde #hebele diye bir tag var. içinde #hebele geçen tweet atıldıkça bu tweet sayısına göre tag listede yükseliyor.
içinde #hebele geçen tweet'leri retweet ettiğimiz zaman da bu hashtag'in tweet'lenme sayısı artıyor mu?
yoksa illa sıfırdan #hebele içeren tweet mi atmamız lazım?
şimdi ülke gündeminde #hebele diye bir tag var. içinde #hebele geçen tweet atıldıkça bu tweet sayısına göre tag listede yükseliyor.
içinde #hebele geçen tweet'leri retweet ettiğimiz zaman da bu hashtag'in tweet'lenme sayısı artıyor mu?
yoksa illa sıfırdan #hebele içeren tweet mi atmamız lazım?
benim salak oğlum saçına tack it yapıştırmış, çıkmıyomuş.
images.ofix.com
saçtan nasıl çıkar bu? gerçi zaten kısa saçlı ama yine de üçe vurdurmaktan başka yolu var mı?
images.ofix.com

saçtan nasıl çıkar bu? gerçi zaten kısa saçlı ama yine de üçe vurdurmaktan başka yolu var mı?
televizyon 2011 model bir led tv. helbette içinde netflix uygulaması falan yok. uygulama yükleniyor ama netflix uygulamasının yükleneceğini sanmıyorum. tarayıcı var, belki ordan girip izlenir de ne kadar verimli olur onu da bilmiyorum.
neticede televizyona bağlanıp netflix falan izlemeye yarayan cihazlar var. pek araştırmadım, önce buraya sorayım dedim.
nasıl çalışıyor biraz bahsedebilir misiniz? aleti mi internete bağlıyoruz (modem televizyonun yanında) wifi mi, bağlanıyor, kablolu mu bağlanıyor, bilgisayardan telefondan açıp onu mu aktartıyoruz?
full hd görüntü versin, bi de takılmasın yeter.
ne alalım? ne önerirsiniz?
neticede televizyona bağlanıp netflix falan izlemeye yarayan cihazlar var. pek araştırmadım, önce buraya sorayım dedim.
nasıl çalışıyor biraz bahsedebilir misiniz? aleti mi internete bağlıyoruz (modem televizyonun yanında) wifi mi, bağlanıyor, kablolu mu bağlanıyor, bilgisayardan telefondan açıp onu mu aktartıyoruz?
full hd görüntü versin, bi de takılmasın yeter.
ne alalım? ne önerirsiniz?
İnsan yediklerini 5-6 saatte sindirip çıkarabilir mi? Öğlen işyerinde yediğim şeyleri akşam eve gelip çok affedersiniz dışkılıyorum.
Şu anda bu duyuruyu tuvalette giriyorum ve akşam yediğim acı biberler şu anda çıkıyor. Daha önceden yediğim bir acı olamaz, zira bundan önceki acıyı en son yılbaşında yedim. Şu anda yandığına göre akşam yemeğinin sindirimini tamamlıyorum.
Bu kadar hızlı çalışması iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilemedim.
Ne dersiniz?
Şu anda bu duyuruyu tuvalette giriyorum ve akşam yediğim acı biberler şu anda çıkıyor. Daha önceden yediğim bir acı olamaz, zira bundan önceki acıyı en son yılbaşında yedim. Şu anda yandığına göre akşam yemeğinin sindirimini tamamlıyorum.
Bu kadar hızlı çalışması iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilemedim.
Ne dersiniz?
8 yaşındaki oğlum için ankara'da düzgün ve çok pahalı olmayan ve evimize (öveçler) nispeten yakın bir adreste basketbol spor okulu bakıyorum.
gazi ihtisas'a gidiyorduk, çok da memnunduk ama çalıştıkları bize yakın (emek) salonla anlaşamayıp 20 kilometre öteye (batıkent) taşındılar, bırakmak zorunda kaldık. okulumuzda (gölbaşı) da var ama ondan da hiç memnun değil beyefendi, bir şey öğretmiyorlar, anca koşturup duruyorlar diyor. hafta içi de akşam 8'de turşu gibi geliyor eve.
o yüzden yine bir basketbol okulu arıyorum. bugün armada'da fenerbahçe'nin deneme dersine gideceğiz ama alternatifimiz de olsun.
öveçler'de anadolu birlik var, dikmen caddesi'nde hidayet türkoğlu var, bunlar hakkında bilgisi olan var mı? veya başka bir okul önerebilecek olan?
gazi ihtisas'a gidiyorduk, çok da memnunduk ama çalıştıkları bize yakın (emek) salonla anlaşamayıp 20 kilometre öteye (batıkent) taşındılar, bırakmak zorunda kaldık. okulumuzda (gölbaşı) da var ama ondan da hiç memnun değil beyefendi, bir şey öğretmiyorlar, anca koşturup duruyorlar diyor. hafta içi de akşam 8'de turşu gibi geliyor eve.
o yüzden yine bir basketbol okulu arıyorum. bugün armada'da fenerbahçe'nin deneme dersine gideceğiz ama alternatifimiz de olsun.
öveçler'de anadolu birlik var, dikmen caddesi'nde hidayet türkoğlu var, bunlar hakkında bilgisi olan var mı? veya başka bir okul önerebilecek olan?
tarcanlar ayarında olmasa da, ankara'da ikinci el oto alırken araca baktırabileceğimiz güvenilir, işini düzgün yapan bir ekspertiz önerebilir misiniz?
şimdi bende netflix, blutv falan yok. o yüzden kulaktan dolma duyduklarıma ve okuduklarıma göre soruyorum. yanlış bir şey söylersem cehaletimi çok yüzüme vurmayın.
"netflix'te atiye dizisinin birinci sezonu yayınlandı" deniyor. "blutv'de behzat ç'nin dördüncü sezonu" deniyor.
bütün sezonu koca paket halince tek seferde platformda yayınlamanın neresi "dizi"? dizi dediğinin her hafta bir bölümü yayınlanır, o bölüm bitince acaba devamında nolacak diye ertesi haftayı beklersin.
hea 5-10 yıldır haftada bir bölüm olarak yayınlanan dizinin tüm bölümleri bitince "toptan indirip izlemek" diye bir zıkkım icat olduğu için pek anlamı kalmadı da, ilk yayınında da hikayeyi 10 bölüm çekip hepsini birden aynı anda yayınlayınca onun adı niye dizi oluyor? bölüm bölüm koyma da tek parça koy film olsun??? en azından ben böleceğim yere kendim karar verip yarım bırakırım?
"netflix'te atiye dizisinin birinci sezonu yayınlandı" deniyor. "blutv'de behzat ç'nin dördüncü sezonu" deniyor.
bütün sezonu koca paket halince tek seferde platformda yayınlamanın neresi "dizi"? dizi dediğinin her hafta bir bölümü yayınlanır, o bölüm bitince acaba devamında nolacak diye ertesi haftayı beklersin.
hea 5-10 yıldır haftada bir bölüm olarak yayınlanan dizinin tüm bölümleri bitince "toptan indirip izlemek" diye bir zıkkım icat olduğu için pek anlamı kalmadı da, ilk yayınında da hikayeyi 10 bölüm çekip hepsini birden aynı anda yayınlayınca onun adı niye dizi oluyor? bölüm bölüm koyma da tek parça koy film olsun??? en azından ben böleceğim yere kendim karar verip yarım bırakırım?
oğlum ilkokul 2. sınıfa gidiyor. özel okul. şimdi hafta sonu ödevini gördüm. bazı kelimeleri yazıp karşılarına eş anlamlılarını sormuşlar.
eş anlamlıları sorulan kelimeler de öğrenci (beklenen cevap talebe), öğretmen (beklenen cevap muallim), sınav (beklenen cevap imtihan), görev (beklenen cevap vazife) falan filan.
abi muallim kelimesini benim 84 yaşındaki babam kullanmıyor. 8 yaşındaki çocuğa bunu niye öğretiyorlar? imam hatip okulu falan değil burası, medrese de değil. okulun sahipleri arapçı cemaatçi falan da değil.
gözünüzü seveyim müfredatı bilen biri açıklasın bu tarihin tozlu sayfalarından kopmuş kelimeleri tazecik beyinlere niye öğretiyorlar? müfredat dışı ise okula şarlayacağım. müfredatta var ise gidip müdürle dertleşeceğim. ama önce sebebini öğrenmek istiyorum.
eş anlamlıları sorulan kelimeler de öğrenci (beklenen cevap talebe), öğretmen (beklenen cevap muallim), sınav (beklenen cevap imtihan), görev (beklenen cevap vazife) falan filan.
abi muallim kelimesini benim 84 yaşındaki babam kullanmıyor. 8 yaşındaki çocuğa bunu niye öğretiyorlar? imam hatip okulu falan değil burası, medrese de değil. okulun sahipleri arapçı cemaatçi falan da değil.
gözünüzü seveyim müfredatı bilen biri açıklasın bu tarihin tozlu sayfalarından kopmuş kelimeleri tazecik beyinlere niye öğretiyorlar? müfredat dışı ise okula şarlayacağım. müfredatta var ise gidip müdürle dertleşeceğim. ama önce sebebini öğrenmek istiyorum.
arkadaşlar hayatımda hiç şu koşu bantı, bisiklet vs. olan egzersiz salonlarına gitmedim, bilmiyorum.
ben yüzerim. 1-2 yıldır ona da gitmiyordum ama şimdi yeniden başlayacağım. ankara üniversitesi'nin havuzuna yeniden kayıt yaptırdım. amacım sabahları gidip yüzmek.
ama üyelik paketimin içinde egzersiz salonu ve sauna hakkım da varmış. hani canım belki yüzmek istemez, o gün de salonuna gideyim derim belki.
iyi güzel de ben ne nasıl yapılır hiç bilmiyorum. salonda bir görevli, antrenör falan var mı onu da bilmiyorum. spor kıyafeti tamam, havlu tamam. peki gittim koşu bandına çıktım. nasıl çalıştırıcaz, nasıl hızlandırıp yavaşlatıcaz, biri gelip gösteriyor mu, kendimiz mi kurcalayıp buluyoruz?
ya da boş gördüğümüz cihaza öylece gidip çıkıyor muyuz, internet kafede masa açtırır gibi "3 numaralı bandı açar mısın hamdi abi" falan mı diyoruz nasıl oluyor?
raconu bi anlatır mısınız bana, cahil gibi kalmayım oralarda.
ben yüzerim. 1-2 yıldır ona da gitmiyordum ama şimdi yeniden başlayacağım. ankara üniversitesi'nin havuzuna yeniden kayıt yaptırdım. amacım sabahları gidip yüzmek.
ama üyelik paketimin içinde egzersiz salonu ve sauna hakkım da varmış. hani canım belki yüzmek istemez, o gün de salonuna gideyim derim belki.
iyi güzel de ben ne nasıl yapılır hiç bilmiyorum. salonda bir görevli, antrenör falan var mı onu da bilmiyorum. spor kıyafeti tamam, havlu tamam. peki gittim koşu bandına çıktım. nasıl çalıştırıcaz, nasıl hızlandırıp yavaşlatıcaz, biri gelip gösteriyor mu, kendimiz mi kurcalayıp buluyoruz?
ya da boş gördüğümüz cihaza öylece gidip çıkıyor muyuz, internet kafede masa açtırır gibi "3 numaralı bandı açar mısın hamdi abi" falan mı diyoruz nasıl oluyor?
raconu bi anlatır mısınız bana, cahil gibi kalmayım oralarda.
teyzem sağolsun çok nefis turşu yapar. kışın başında iki bidon salatalık/biber yaptı verdi. bidonun tekini yedik, ama suyu duruyor. (kazım efendi haklıymış. iyisi limonla oluyormuş).
şimdi bu su hala aktif bir yapıda mıdır? yani ben bu bidonda kalan turşu suyuna lahana bassam, o lahanayı da turşuya çevirecek gücü var mıdır? yoksa bütün aktivitesini önceki salatalık ve biberleri turşu etmek için kullanmış, geriye bir etkinliği kalmamış mıdır?
şimdi bu su hala aktif bir yapıda mıdır? yani ben bu bidonda kalan turşu suyuna lahana bassam, o lahanayı da turşuya çevirecek gücü var mıdır? yoksa bütün aktivitesini önceki salatalık ve biberleri turşu etmek için kullanmış, geriye bir etkinliği kalmamış mıdır?
farklı firmalarda duydum. çağrı merkezini aradığımızda baştaki ses kaydı, yasal zorunluluk gereği bunu söylüyor:
"kişisel verileriniz, kişisel verilerin korunması kanunu gereği x şirketince İŞLENECEKTİR."
"kişisel verilerimin işlenmesi" ne demek? ne yapacaklar kişisel verilerime? işlenmek ne demek?
"kişisel verileriniz, kişisel verilerin korunması kanunu gereği x şirketince İŞLENECEKTİR."
"kişisel verilerimin işlenmesi" ne demek? ne yapacaklar kişisel verilerime? işlenmek ne demek?
arkadaşlar ankara'da böyle ev yapımı gibi etli lahana sarma nerede yiyebilirim?
maalesef 5 yıldır annem yok.
maalesef 5 yıldır annem yok.
podyumda arka arkaya iki ayrı milli marş çalıyor.
ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.
ikinci çalan neyin milli marşı?
"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.
takımın nesinin memleketi?
yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.
takımın adı aston martin (ingiliz) redbull (avusturya) racing. motoru da honda (japonya).
hadi aston martin'i boşver. niye içecek firmasının marşı çalınıyor ula? honda'nın japonya'nın marşını çalsanıza.
hakkinen yarışırken takımın adı mclaren mercedes idi, ama milli marş diye ingiliz mclaren'in değil, alman mercedes'in marşı çalınırdı.
evet çok uzattım. niye japonya çalmadı da avusturya çaldı?
ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.
ikinci çalan neyin milli marşı?
"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.
takımın nesinin memleketi?
yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.
takımın adı aston martin (ingiliz) redbull (avusturya) racing. motoru da honda (japonya).
hadi aston martin'i boşver. niye içecek firmasının marşı çalınıyor ula? honda'nın japonya'nın marşını çalsanıza.
hakkinen yarışırken takımın adı mclaren mercedes idi, ama milli marş diye ingiliz mclaren'in değil, alman mercedes'in marşı çalınırdı.
evet çok uzattım. niye japonya çalmadı da avusturya çaldı?
d.wattpad.com 
şu fotoğraftaki cübbeli illuminati kıyafeti (ya da adı ne haltsa) elbisenin üstüne mi giyiliyor, yoksa çıplakken elbise niyetine mi giyiliyor?

şu fotoğraftaki cübbeli illuminati kıyafeti (ya da adı ne haltsa) elbisenin üstüne mi giyiliyor, yoksa çıplakken elbise niyetine mi giyiliyor?
dış bir programdan aktararak elde ettiğim bir tablo var. bu tablonun ilk sütunu tarih, ikinci sütunu evrak numarası vs.
dış programdan aktardığım için midir nedir, excel tarih yazan hücreyi de, evrak numarası yazan hücreyi de metin zannediyor. hücrelerin başında ' işareti de yok halbuki. şekli de excel'in beğeneceği gibi, gg.aa.yyyy şeklinde yazılmış ha, abuk bir formatta da değil.
tarih sütununu seçiyorum, sağ tık, hücre özellikleri "tarih" diyorum, olmuyor. evrak numarası sütununu seçip "sayı" diyorum olmuyor.
sayı için kolayı var. excel o kadar akıllı. hücrenin köşesinde yeşil üçgen var, üstüne gelince sarı ünlemle bir uyarı çıkarıyor. "metin denmiş ama içinde yazan şey sayıya benziyor" diye uyarıyor tüm sütunu seçip o ünleme tıklayıp "sayıya dönüştür" diyince yapıyor.
tarih için ne yeşil üçgen var, ne sarı ünlem. demiyor ki "metin denmiş ama bu yazan şey tarihe benziyor" diye.
hücreye gelip F2 tuşuna (düzenle) basıp, hiçbir değişiklik yapmadan enter yaptığımda oluyor. sanki yeni yazmış gibi. e demek ki tanıyor. yazılış şekli doğru, başında boşluk yok, ' yok. otomatik tarihe çevirebiliyor. niye tüm sütunu seçip tarih yap diyince olmuyor peki? 2500 tane satır var. 2500 kere F2 ile hücre içeriğine girip F2 enter F2 enter yapamam ki.
nasıl yapıcaz?
dış programdan aktardığım için midir nedir, excel tarih yazan hücreyi de, evrak numarası yazan hücreyi de metin zannediyor. hücrelerin başında ' işareti de yok halbuki. şekli de excel'in beğeneceği gibi, gg.aa.yyyy şeklinde yazılmış ha, abuk bir formatta da değil.
tarih sütununu seçiyorum, sağ tık, hücre özellikleri "tarih" diyorum, olmuyor. evrak numarası sütununu seçip "sayı" diyorum olmuyor.
sayı için kolayı var. excel o kadar akıllı. hücrenin köşesinde yeşil üçgen var, üstüne gelince sarı ünlemle bir uyarı çıkarıyor. "metin denmiş ama içinde yazan şey sayıya benziyor" diye uyarıyor tüm sütunu seçip o ünleme tıklayıp "sayıya dönüştür" diyince yapıyor.
tarih için ne yeşil üçgen var, ne sarı ünlem. demiyor ki "metin denmiş ama bu yazan şey tarihe benziyor" diye.
hücreye gelip F2 tuşuna (düzenle) basıp, hiçbir değişiklik yapmadan enter yaptığımda oluyor. sanki yeni yazmış gibi. e demek ki tanıyor. yazılış şekli doğru, başında boşluk yok, ' yok. otomatik tarihe çevirebiliyor. niye tüm sütunu seçip tarih yap diyince olmuyor peki? 2500 tane satır var. 2500 kere F2 ile hücre içeriğine girip F2 enter F2 enter yapamam ki.
nasıl yapıcaz?
arkadaşlar bu konuyla ilgili bana net bir şekilde, böyle aptala anlatır gibi bilgi verecek bir yazı var mı?
tekniğiyle, nasıl çalıştığıyla şusuyla busuyla çok ilgilenmiyorum.
saat kaçta ne yiyeyim? hangi saatlerde yemek serbest, hangi saatlerde tutucaz, yediğimiz zaman neyi ne kadar yiyecez onu söylesin yeter.
bin tane yazı okudum, hala o 8 saatlik kısımda istediğimiz gibi yiyebiliyor muyuz, yoksa 8 saatin başında yiyip, sonuna kadar yine aç mı duruyoruz anlamadım. yani akşam 8'de yedik, bıraktık. ertesi gün 12'ye kadar bir şey yemedik. ertesi gün 12'de yiyip akşam 8'e kadar yine bırakıyoz mu, yoksa o arada istediğimiz gibi yiyor muyuz anlamadım mesela.
bende de var biraz aptallık da o yüzden de olabilir.
oturup kendiniz anlatmayın, zahmete gerek yok (anlatanlara teşekkürler). "şunu oku, şu siteye gir" deseniz yeter. ama gözünüzü seveyim bana teknik bilgi anlatmasın, yok vücut şöyle insülin salgılar yok böyle glikojen harcar, yok efendim atp kullanır bilmem ne. bunlara gerek yok.
tekniğiyle, nasıl çalıştığıyla şusuyla busuyla çok ilgilenmiyorum.
saat kaçta ne yiyeyim? hangi saatlerde yemek serbest, hangi saatlerde tutucaz, yediğimiz zaman neyi ne kadar yiyecez onu söylesin yeter.
bin tane yazı okudum, hala o 8 saatlik kısımda istediğimiz gibi yiyebiliyor muyuz, yoksa 8 saatin başında yiyip, sonuna kadar yine aç mı duruyoruz anlamadım. yani akşam 8'de yedik, bıraktık. ertesi gün 12'ye kadar bir şey yemedik. ertesi gün 12'de yiyip akşam 8'e kadar yine bırakıyoz mu, yoksa o arada istediğimiz gibi yiyor muyuz anlamadım mesela.
bende de var biraz aptallık da o yüzden de olabilir.
oturup kendiniz anlatmayın, zahmete gerek yok (anlatanlara teşekkürler). "şunu oku, şu siteye gir" deseniz yeter. ama gözünüzü seveyim bana teknik bilgi anlatmasın, yok vücut şöyle insülin salgılar yok böyle glikojen harcar, yok efendim atp kullanır bilmem ne. bunlara gerek yok.
"C sütunundaki hücre boşsa (veya doluysa), o hücrenin olduğu satırı komple sil"
dememizin kolay bir yolu var mı?
dememizin kolay bir yolu var mı?
hani sürekli tavsiye ediliyor ya, günde en az 2 litre su için, 3 litre su için diye.
ben günde 2 litre su içtiğim zaman 1.5 litresini işiyorum. 3 litre su içiyorum, 2.5 litre işiyorum.
doğrudan yarım litre içsem olmaz mı? hadi toleranslı olsun, 1 litre içeyim.
böbrek taşım falan da yok ki böbrekler temizlensin diyeyim. temizlenecekse de bulaşık makinesine calgon koymuş gibi ayda yılda bir 3 litre içip temizlik yapayım.
tam tersine olmadık yere böbrekleri yoruyormuşum gibime geliyor. vücutta kalması gereken mineraller falan da fazla suyla gidiyormuş gibime geliyor.
ne zoruma 3 litre içip 2.5 litre işiyorum ki? vücuda lazım değil demek ki. boşu boşuna üstten içip alttan çıkarmanın bana ne faydası var?
ben günde 2 litre su içtiğim zaman 1.5 litresini işiyorum. 3 litre su içiyorum, 2.5 litre işiyorum.
doğrudan yarım litre içsem olmaz mı? hadi toleranslı olsun, 1 litre içeyim.
böbrek taşım falan da yok ki böbrekler temizlensin diyeyim. temizlenecekse de bulaşık makinesine calgon koymuş gibi ayda yılda bir 3 litre içip temizlik yapayım.
tam tersine olmadık yere böbrekleri yoruyormuşum gibime geliyor. vücutta kalması gereken mineraller falan da fazla suyla gidiyormuş gibime geliyor.
ne zoruma 3 litre içip 2.5 litre işiyorum ki? vücuda lazım değil demek ki. boşu boşuna üstten içip alttan çıkarmanın bana ne faydası var?
8 yaşındaki oğlum okulda arkadaşıyla boğuşurken gözlüğünün sapı kırılmış ve menteşesindeki metal kaşından elmacık kemiğine kadar çizmiş.
dikişlik bir şey yokmuş. revirin dediğine göre öyle çok da kanamamış. pansuman yapıp kapatmışlar. yarayı göremedim, görsem de yorum yapamam ya.
şimdi iz kalır diye korkuyorum. iz kalır mı derseniz gözlük sapındaki metalin çizmesiyle? iz kalmaması için ne yapabiliriz, ne sürebiliriz?
dikişlik bir şey yokmuş. revirin dediğine göre öyle çok da kanamamış. pansuman yapıp kapatmışlar. yarayı göremedim, görsem de yorum yapamam ya.
şimdi iz kalır diye korkuyorum. iz kalır mı derseniz gözlük sapındaki metalin çizmesiyle? iz kalmaması için ne yapabiliriz, ne sürebiliriz?
film vizyondan kalktı, artık sinemalarda oynamıyor.
eskiden video kaset vardı, vcd oldu, dvd oldu, bluray oldu. şimdi ne kitapçılarda dvd görüyorum, varsa da dikkatimi çekmiyor, ne teknoloji marketlerde oynatıcısına rastlıyorum.
nereden izliyoruz vizyondan kalkan filmleri?
illa netflix gibi bir platforma mı üye olunacak? münferit, ben şu filmi izlemek istiyorum diyip izleyebilecek bir yöntem var mı? mesela parasını verip indirebileceğimiz bir site falan?
elbette yasal bir yöntem soruyorum. ötekiler hakkında bilgim var.
eskiden video kaset vardı, vcd oldu, dvd oldu, bluray oldu. şimdi ne kitapçılarda dvd görüyorum, varsa da dikkatimi çekmiyor, ne teknoloji marketlerde oynatıcısına rastlıyorum.
nereden izliyoruz vizyondan kalkan filmleri?
illa netflix gibi bir platforma mı üye olunacak? münferit, ben şu filmi izlemek istiyorum diyip izleyebilecek bir yöntem var mı? mesela parasını verip indirebileceğimiz bir site falan?
elbette yasal bir yöntem soruyorum. ötekiler hakkında bilgim var.
hani masterchef, survivor gibi yarışma programlarında eleme adaylarının olduğu gruba "pota" deniyor ya. "bu hafta eleme potasında cemre ile açelya var", "yaptığım yemekle potadan çıkacağım", "bu hafta kıvanç'ı potaya göndereceğim" vs.
bu pota nedir hacı? basket potası gibi bir şey mi acaba? ne alakası var?
ciddi soruyorum dalga geçmeyin. pota dedikleri şey ne?
bu pota nedir hacı? basket potası gibi bir şey mi acaba? ne alakası var?
ciddi soruyorum dalga geçmeyin. pota dedikleri şey ne?
tabii görmeden cevap vermek zor olsa gerek.
boyum 1.80, kilom 105, yaş 40, cinsiyet erkek.
zamanında çok yüzdüğümden olsa gerek (hala da fırsatını buldukça yüzerim), kollarım lömbür lömbür yağlı değil, omuzlarım geniş, bacaklarım da ince, dötüm de küçük denmez ama çamaşır leğeni gibi de değil. asıl bütün sorun göbekte.
şimdi ben kilo versem, 80 kiloya düşsem, bu göbek derisi toparlar mı, yoksa sarkar mı?
boyum 1.80, kilom 105, yaş 40, cinsiyet erkek.
zamanında çok yüzdüğümden olsa gerek (hala da fırsatını buldukça yüzerim), kollarım lömbür lömbür yağlı değil, omuzlarım geniş, bacaklarım da ince, dötüm de küçük denmez ama çamaşır leğeni gibi de değil. asıl bütün sorun göbekte.
şimdi ben kilo versem, 80 kiloya düşsem, bu göbek derisi toparlar mı, yoksa sarkar mı?
arkadaşlar saçma olacak bir şey soracağım.
gözü bozuk formula 1 pilotu (veya benzer bir yarış pilotu) olur mu? yani lensle falan yapılabilir mi bu spor?
gözü bozuk formula 1 pilotu (veya benzer bir yarış pilotu) olur mu? yani lensle falan yapılabilir mi bu spor?
babam için düşünüyorum.
aradığım özellikler çok değil
1. saati dijital olarak göstersin
2. ışıklı olsun. ama öyle lcd ekranın arkasından ışık verilmiş şeklinde değil, doğrudan rakamların kendisi ışıktan olsun.
3. rakamları büyük olsun, yakın gözlüğü olmadan rahatça görebilsin.
4. su geçirmez olsun (yüzülebilsin).
onun dışında akıllı saatlerde bulunan adım sayar, nabız, hede hödö falan lazım değil. tek amaç gece uyandığında gözlük arama derdi olmadan karanlıkta saati görebilmek.
benim mi band 3'ü verdim, al kullan, beğenirsen senin olsun diye. beğendi ama rakamları çok ufak olduğu için işini görmedi.
bütçe de 100 lira civarı diyeyim.
aradığım özellikler çok değil
1. saati dijital olarak göstersin
2. ışıklı olsun. ama öyle lcd ekranın arkasından ışık verilmiş şeklinde değil, doğrudan rakamların kendisi ışıktan olsun.
3. rakamları büyük olsun, yakın gözlüğü olmadan rahatça görebilsin.
4. su geçirmez olsun (yüzülebilsin).
onun dışında akıllı saatlerde bulunan adım sayar, nabız, hede hödö falan lazım değil. tek amaç gece uyandığında gözlük arama derdi olmadan karanlıkta saati görebilmek.
benim mi band 3'ü verdim, al kullan, beğenirsen senin olsun diye. beğendi ama rakamları çok ufak olduğu için işini görmedi.
bütçe de 100 lira civarı diyeyim.
arkadaşlar mi band 3 kullanıyorum, gayet de memnunum.
şimdi mi band 4 çıkmış. renkli ekran, yok müzik değiştirme vs. bunların hiçbiri umurumda değil, lazım da değil.
ama mi band 4'te yüzme takibi varmış. yani egzersizlere yüzmeyi tanımlamışlar, stilleri tanıyıp kaç kulaç atıldığını, ne kadar mesafe yüzüldüğünü falan sayıyormuş.
ben yüzen bir insanım. koşu veya fitness yapmadığım için 3'ün egzersiz modları benim işimi görmüyor. yüzerken denedim, nabzım dışında ölçebildiği bir halt yok haliyle.
mi band 4'ü yüzerken deneyen var mı? yüzme mesafesini, kalori hesabını, kulaç sayısını vs. doğru ölçebiliyor mu? ölçebiliyorsa sırf bunun için almak istiyorum, yıllardır aradığım cihaz çünkü.
şimdi mi band 4 çıkmış. renkli ekran, yok müzik değiştirme vs. bunların hiçbiri umurumda değil, lazım da değil.
ama mi band 4'te yüzme takibi varmış. yani egzersizlere yüzmeyi tanımlamışlar, stilleri tanıyıp kaç kulaç atıldığını, ne kadar mesafe yüzüldüğünü falan sayıyormuş.
ben yüzen bir insanım. koşu veya fitness yapmadığım için 3'ün egzersiz modları benim işimi görmüyor. yüzerken denedim, nabzım dışında ölçebildiği bir halt yok haliyle.
mi band 4'ü yüzerken deneyen var mı? yüzme mesafesini, kalori hesabını, kulaç sayısını vs. doğru ölçebiliyor mu? ölçebiliyorsa sırf bunun için almak istiyorum, yıllardır aradığım cihaz çünkü.
samsung note 5 kullanıyorum. modeli çok önemli değil, sorum farklı samsung'lar için de geçerli.
bazı kişilere profil fotoğrafı ekledim, ararken çıksın diye. eskiden (bu telefonda mıydı, eski telefonumda mıydı tam hatırlamıyorum), fotoğrafı olan biri aradığında ekranda kocaman, neredeyse tam ekran fotoğrafı çıkar, üstünde de adı ve numarası yazardı. ta cehennemin dibinden de baksam koca ekranda arayanı görürdüm.
güncelleme mi geldi ne halt olduysa şimdi koskoca ekran boş, arayanın resmi ortada 5 kuruş boyutunda bir yuvarlak içinde çıkıyor.
olm mal mısınız, o fotoğrafı seçecek kadar yaklaşınca zaten ismini de okuyorum.
babamın gözleri biraz zayıf. o da telefonu ilk aldığında hepimiz resimlerimizi koyduk, aradığımızda kim arıyor diye yazı okumakla uğraşmasın, resmimizi görsün diye. güncelleme mi geldi ne olduysa resim bit kadar oldu. adam da resmi göremez oldu, yazıyı okuyacam diye eziyet çekiyor.
yok mu arayan kişinin fotoğrafı ekranda kocaman çıksın, bunun bir yolu?
bazı kişilere profil fotoğrafı ekledim, ararken çıksın diye. eskiden (bu telefonda mıydı, eski telefonumda mıydı tam hatırlamıyorum), fotoğrafı olan biri aradığında ekranda kocaman, neredeyse tam ekran fotoğrafı çıkar, üstünde de adı ve numarası yazardı. ta cehennemin dibinden de baksam koca ekranda arayanı görürdüm.
güncelleme mi geldi ne halt olduysa şimdi koskoca ekran boş, arayanın resmi ortada 5 kuruş boyutunda bir yuvarlak içinde çıkıyor.
olm mal mısınız, o fotoğrafı seçecek kadar yaklaşınca zaten ismini de okuyorum.
babamın gözleri biraz zayıf. o da telefonu ilk aldığında hepimiz resimlerimizi koyduk, aradığımızda kim arıyor diye yazı okumakla uğraşmasın, resmimizi görsün diye. güncelleme mi geldi ne olduysa resim bit kadar oldu. adam da resmi göremez oldu, yazıyı okuyacam diye eziyet çekiyor.
yok mu arayan kişinin fotoğrafı ekranda kocaman çıksın, bunun bir yolu?
her ay mail yolu ile bir sürü pdf uzantılı mutabakat formu gönderiyorlar. mutabıkız yazıp kaşe imza yapıp geri göndermem gerekli.
çıktı al, kaşele imzala, sonra tekrar tara, pdf dosyasını bul, mail at zor geliyor artık. boşa kağıt harcıyorum, tarayıcı ağda çalışıyor ve içeri odada, git kağıdı koy, gel taramayı başlat, git kağıdı geri al ohooo.
mutabıkız yazısıyla birlikte kaşe ve imzayı tarayıp jpg yapsam, gelen pdf'in üstüne bunu koyup merge etsem yollasam hiç çıktı alıp taramakla uğraşmadan.
neyle yaparım ben bunu? pdf'ler için foxit kullanıyorum. yapıyor mu böyle bir şey? nasıl oluyor?
çıktı al, kaşele imzala, sonra tekrar tara, pdf dosyasını bul, mail at zor geliyor artık. boşa kağıt harcıyorum, tarayıcı ağda çalışıyor ve içeri odada, git kağıdı koy, gel taramayı başlat, git kağıdı geri al ohooo.
mutabıkız yazısıyla birlikte kaşe ve imzayı tarayıp jpg yapsam, gelen pdf'in üstüne bunu koyup merge etsem yollasam hiç çıktı alıp taramakla uğraşmadan.
neyle yaparım ben bunu? pdf'ler için foxit kullanıyorum. yapıyor mu böyle bir şey? nasıl oluyor?
Çoğunlukla görüyorum, hep dizlerine kadar çekilmiş uzun çorap giyiyorlar. Hadi futbolcuları anlıyorum, içine tekmelik koyuyorlar. Tekmeyle işi olmayan adam da dizine kadar çorap giyiyor.
Benim için çorabın tek amacı; ayağımın terini emsin, ayak doğrudan ayakkabı ile temas etmesin, ayağım yara olmasın vs. Yani ayağımla ayakkabının temasını kessin yeter. Hadi düşüp ayakkabının içine kaçmasın diye bileğe kadar gelsin.
Dize kadar çorabın amacı ne? Şık da durmuyor bence. Kalf'leri falan sıksın kasları tutsun gibi bir amacı mı var?
Benim için çorabın tek amacı; ayağımın terini emsin, ayak doğrudan ayakkabı ile temas etmesin, ayağım yara olmasın vs. Yani ayağımla ayakkabının temasını kessin yeter. Hadi düşüp ayakkabının içine kaçmasın diye bileğe kadar gelsin.
Dize kadar çorabın amacı ne? Şık da durmuyor bence. Kalf'leri falan sıksın kasları tutsun gibi bir amacı mı var?
geliyalaa gidiyalaa şeklindeki konuşma hangi yörenin ağzı?
sadece normal tavanın kenarları yükseltilmişi olmasın, wok tava gibi wok tava olsun.
tavayı sallayarak içindekileri çevirebileceğim kadar dengeli olsun. ayı gibi ağır olmasın. dandik tenekeden de olmasın tabi.
bu çok şart değil ama mümkünse sapı metal olsun. sapı metal olmayanlar elde sallayarak çevrilmeyecek kadar ağır ve iki sallayışta o sap gevşiyor.
kaplaması da biraz dayanıklı olsun. yani iki kullanımda çizilip kararmasın.
bütçe maksimum 200 lira.
tavayı sallayarak içindekileri çevirebileceğim kadar dengeli olsun. ayı gibi ağır olmasın. dandik tenekeden de olmasın tabi.
bu çok şart değil ama mümkünse sapı metal olsun. sapı metal olmayanlar elde sallayarak çevrilmeyecek kadar ağır ve iki sallayışta o sap gevşiyor.
kaplaması da biraz dayanıklı olsun. yani iki kullanımda çizilip kararmasın.
bütçe maksimum 200 lira.
bodrum'da bir yazlığımız var. etrafında da ufacık bir bahçesi var işte çiçek falan.
buraya genellikle temmuz sonu, ağustos başı gibi gidiyoruz. istiyorum ki oğlumla bahçeye bir veya birden fazla ağaç dikelim, ileride oğlum kendi diktiği ağacın meyvesini yesin.
yıllar önce ben çocukken bahçeye malta eriği (yeni dünya) çekirdeği gömmüştüm, filizlendi (bir sürü çekirdek gömmüştüm de bir tek bu çıktı). şimdi koca ağaç ve dalları kırılırcasına meyve veriyor. aşılı falan da değil ha, doğrudan çekirdekten çıktığı haliyle. o benim gözbebeğim. ama maalesef nisan mayıs gibi verdiği için ne biz ne başkası yiyebiliyor. yazın gittim, bütün meyveler ya dökülmüş, ya üstünde kurumuş. fırsat olup baharda gidecez de peey.
şeftali vardı eskiden, önce meyveleri sonra ağacın kendisi kurtlandı, çürüdü, söktük.
şeftaliyi söktüğümüz yere limon diktik, o da 4-5 yıldır bodur kaldı. 1 tane limon vardı üstünde daha yeşil, olgunlaşana kadar tatil bitti, yeşil haliyle kopardım, lime niyetine içkimize kattık.
3 yıl önce çiçekçiden armut fidanı aldım, oğlumla birlikte diktik, can suyu verdik falan. o da yerini mi sevmedi nedir, 3 yıldır ne büyüyor, ne meyve veriyor. bu yıl iki tane armut vermiş, ona da yetişemedik.
temmuz sonu, ağustos başı gibi meyve veren, bodrum iklimine uygun ne ağacı dikelim biz buraya?
buraya genellikle temmuz sonu, ağustos başı gibi gidiyoruz. istiyorum ki oğlumla bahçeye bir veya birden fazla ağaç dikelim, ileride oğlum kendi diktiği ağacın meyvesini yesin.
yıllar önce ben çocukken bahçeye malta eriği (yeni dünya) çekirdeği gömmüştüm, filizlendi (bir sürü çekirdek gömmüştüm de bir tek bu çıktı). şimdi koca ağaç ve dalları kırılırcasına meyve veriyor. aşılı falan da değil ha, doğrudan çekirdekten çıktığı haliyle. o benim gözbebeğim. ama maalesef nisan mayıs gibi verdiği için ne biz ne başkası yiyebiliyor. yazın gittim, bütün meyveler ya dökülmüş, ya üstünde kurumuş. fırsat olup baharda gidecez de peey.
şeftali vardı eskiden, önce meyveleri sonra ağacın kendisi kurtlandı, çürüdü, söktük.
şeftaliyi söktüğümüz yere limon diktik, o da 4-5 yıldır bodur kaldı. 1 tane limon vardı üstünde daha yeşil, olgunlaşana kadar tatil bitti, yeşil haliyle kopardım, lime niyetine içkimize kattık.
3 yıl önce çiçekçiden armut fidanı aldım, oğlumla birlikte diktik, can suyu verdik falan. o da yerini mi sevmedi nedir, 3 yıldır ne büyüyor, ne meyve veriyor. bu yıl iki tane armut vermiş, ona da yetişemedik.
temmuz sonu, ağustos başı gibi meyve veren, bodrum iklimine uygun ne ağacı dikelim biz buraya?
arkadaşlar whatsapp denen uygulama artık çığrından çıktı. arkadaşlar arasında mesajlaşma uygulaması, oldu sana bütün işlerin üerinden yürüdüğü, bütün evrak alışverişinin, yapılması gerekenlerin üzerinden döndüğü bir iş uygulaması.
adam kimlik fotosu atıyor, su tarihte işe giriş yap diyor. eskiden bu işler maille olurdu. ya da bir evrak istiyor, whatsapp'tan at diyor. kolayına geliyor herkesin.
telefonum elalemin kimlik çöpüne döndü. resmi indirip arşivlemek işimi görmüyor. önünde berisinde yazılanlar da lazım, gönderildiği tarih lazım. bu yüzden telefonda duruyor hepsi. durması da lazım. 3 yıl sonra bile herif çıkıp "ben sana şu gün göndermiş olmam lazım, sen işe girişi geç yapmışın" falan derse açıp burnuna sokabilmeliyim. silemiyorum telefondan.
tamam drive yedekliyor, ne bileyim ben yedekliyorum da yedeklediğim şey de ancak yine telefonda açılıyor. başka türlü yedekleme de ancak text dosyası ile oluyor.
yok mu şöyle bilgisayara, hariciye, flaşa falan atıp sonra bilgisayarda aynen açabilmemin bir yolu?
adam kimlik fotosu atıyor, su tarihte işe giriş yap diyor. eskiden bu işler maille olurdu. ya da bir evrak istiyor, whatsapp'tan at diyor. kolayına geliyor herkesin.
telefonum elalemin kimlik çöpüne döndü. resmi indirip arşivlemek işimi görmüyor. önünde berisinde yazılanlar da lazım, gönderildiği tarih lazım. bu yüzden telefonda duruyor hepsi. durması da lazım. 3 yıl sonra bile herif çıkıp "ben sana şu gün göndermiş olmam lazım, sen işe girişi geç yapmışın" falan derse açıp burnuna sokabilmeliyim. silemiyorum telefondan.
tamam drive yedekliyor, ne bileyim ben yedekliyorum da yedeklediğim şey de ancak yine telefonda açılıyor. başka türlü yedekleme de ancak text dosyası ile oluyor.
yok mu şöyle bilgisayara, hariciye, flaşa falan atıp sonra bilgisayarda aynen açabilmemin bir yolu?
şu iki raporda ne yazdığını tercüme edebilecek sümeroloji uzmanı var mı aranızda?
eksiup.com
eksiup.com
yahu sevgili doktor arkadaşlarım, hekimler, tabipler. yahu sizin bize gareziniz nedir abicim? yazdığınız yazıyı insan okuyacak. hadi eczacılar alışmış (ki onun da okuyamayanını gördüm, ben söyledim glukofen yazdıydı ama o olabilir mi acaba diye), siz niye biraz özen göstermiyorsunuz? tamam acele iş yapıyorsunuz, 4564895 tane hasta bakıyorsunuz da karşınızdaki adama da saygı yahu. sizin yazdığınız yazıyı ben okuyacağım. adam iş kazası geçirmiş, tek bildiğim bu. ama acildeki doktorun yazdığından adama ne olmuş anlamam mümkün değil. bu raporu benim okuyup sisteme girmem lazım personelimiz iş kazası geçirdi diye. iş kazası sistemi de maşallah ıncık cıncık soruyor. illa okumam lazım. inci gibi yazmıyorsanız da azıcık okunaklı olsa ne olur ya, "yazdım benim görevim bitti ehehe" mi diyorsunuz?
eksiup.com
eksiup.com
yahu sevgili doktor arkadaşlarım, hekimler, tabipler. yahu sizin bize gareziniz nedir abicim? yazdığınız yazıyı insan okuyacak. hadi eczacılar alışmış (ki onun da okuyamayanını gördüm, ben söyledim glukofen yazdıydı ama o olabilir mi acaba diye), siz niye biraz özen göstermiyorsunuz? tamam acele iş yapıyorsunuz, 4564895 tane hasta bakıyorsunuz da karşınızdaki adama da saygı yahu. sizin yazdığınız yazıyı ben okuyacağım. adam iş kazası geçirmiş, tek bildiğim bu. ama acildeki doktorun yazdığından adama ne olmuş anlamam mümkün değil. bu raporu benim okuyup sisteme girmem lazım personelimiz iş kazası geçirdi diye. iş kazası sistemi de maşallah ıncık cıncık soruyor. illa okumam lazım. inci gibi yazmıyorsanız da azıcık okunaklı olsa ne olur ya, "yazdım benim görevim bitti ehehe" mi diyorsunuz?
geçen yıl da sormuştum, cevap gelmemişti.
ne yazmış şimdi bana? bc değerim neymiş? bütün değerleri yazmış anasını satayım, hepsi uyar mıymış yani? yazdığı markaları da okuyamıyorm. hangi lensi yazmış bana?
eksiup.com
ne yazmış şimdi bana? bc değerim neymiş? bütün değerleri yazmış anasını satayım, hepsi uyar mıymış yani? yazdığı markaları da okuyamıyorm. hangi lensi yazmış bana?
eksiup.com
çanakkale, bozcaada ve o civarda adı aklıma gelmeyen her yer olabilir. bayramdan önceki hafta (1 ağustos-9 ağustos arasında) anne-baba-çocuk şeklinde çekirdek aile için, temiz, uygun fiyatlı, denizi güzel bir otel önerebilir misiniz?
not: ankara'dan geleceğiz, aracımız var.
not: ankara'dan geleceğiz, aracımız var.
ön not: göbekten zeytin yemeli karabiberim'den bahsetmiyorum.
arkadaşlar yıllar önce sormuştum, tekrar soruyorum.
90'lı yılların ikinci yarısında (veya 2000'lerin başında) serdar ortaç'ın bir klibi vardı, klipte birtakım kadınlar birbirinin üzerine bal döküp yalıyordu. son derece erotik bir klipti.
kime sorduysam hatırlamıyor. böyle bir şeyi nasıl hiç hatırlayan çıkmaz. google'da envayi çeşit arama kriteriyle arattım bir şey çıkmadı. sanatçıyı mı yanlış hatırlıyorum diye arattım, yine çıkmadı. rüya mı görmüşüm, bi tarafımdan mı uydurmuşum, böyle bir hayal kurmuş olamam, kendimden şüphe etmeye başladım ama var olduğuna eminim. benim için hugo'da küfür eden çocuk kadar gizemli bir durumdur.
hatta şarkı da ben adam olmam/loco para amar gibi hatırlıyorum ama o şarkının klibi öyle değil, gayet normal.
zaman yolculuğu yapıp klibi mi yok ettiler nedir, biri hatırlasın lan lütfen.
arkadaşlar yıllar önce sormuştum, tekrar soruyorum.
90'lı yılların ikinci yarısında (veya 2000'lerin başında) serdar ortaç'ın bir klibi vardı, klipte birtakım kadınlar birbirinin üzerine bal döküp yalıyordu. son derece erotik bir klipti.
kime sorduysam hatırlamıyor. böyle bir şeyi nasıl hiç hatırlayan çıkmaz. google'da envayi çeşit arama kriteriyle arattım bir şey çıkmadı. sanatçıyı mı yanlış hatırlıyorum diye arattım, yine çıkmadı. rüya mı görmüşüm, bi tarafımdan mı uydurmuşum, böyle bir hayal kurmuş olamam, kendimden şüphe etmeye başladım ama var olduğuna eminim. benim için hugo'da küfür eden çocuk kadar gizemli bir durumdur.
hatta şarkı da ben adam olmam/loco para amar gibi hatırlıyorum ama o şarkının klibi öyle değil, gayet normal.
zaman yolculuğu yapıp klibi mi yok ettiler nedir, biri hatırlasın lan lütfen.
Haberlerde falan gösterilen mobese kaza videolarında, ya da "fren yerine gaza basıp dükkana daldı" şeklinde dükkanın güvenlik kamerasından alınan görüntüler hep iiihihiiihi dıırrkksssşşffhh diye fren ve çarpma sesiyle gösteriliyor.
Kameralar hakikaten kaza sesini mi alıyor, yoksa haberciler hiç üşenmeden sessiz görüntüye kaza sesi mi montajlıyolar?
Kameralar hakikaten kaza sesini mi alıyor, yoksa haberciler hiç üşenmeden sessiz görüntüye kaza sesi mi montajlıyolar?
arada binerim diye 250 liraya letgo'dan temiz bir bisiklet aldım, bakımlarını falan yaptırdım, tıkır tıkır çalışıyor ama binmeyi de çok iyi bilmem, dolayısıyla çok da fazla bisiklet kullanamam. evin civarı da hem yokuş, hem binecek yer yok. trafiğe çıksam ilk dönemeçte ezilirim. arabaya takıp eymir'e falan götürmek istiyorum ama bisiklet askıları bisikletten pahalı. bi de oğlanın bisikleti var etti 2 bisiklet.
2 bisikleti arabaya takıp taşıyabileceğim şöyle ucuz bisiklet askısı nereden bulurum? ikinci el kullanmadığınız askılara da talibim. yani 100 liradan fazla veresim yok. 50-60 falan olursa tadından yenmez.
şehir: ankara
2 bisikleti arabaya takıp taşıyabileceğim şöyle ucuz bisiklet askısı nereden bulurum? ikinci el kullanmadığınız askılara da talibim. yani 100 liradan fazla veresim yok. 50-60 falan olursa tadından yenmez.
şehir: ankara
beyefendilikten, temiz yüzlü çekingen çocuklukta kurtulmamın bir yolu var mı?
daha önce de bahsetmiştim, insanların gözünde hatırım olsun istiyorum, yılların hukuku olan kişilerin bana jest yapmasını, hediye almasını falan bekliyorum. ama beni gariban beyefendi falan gördüklerinden herhalde hiç takan olmuyor. onlar takmıyor da ben de taktıramıyorum kendimi.
örneğin ev tekstili satan mükellefim camına indirim yazmış. nevresim takımını gösterip şu takımlar kaça diyorum, "125 lira kampanyada onlar" diyor. hani bana ekstra indirim yapmasını falan geçtim, "ne fiyatı lan al beğendiğini götür" diyiversin istiyorum.
hadi o demiyor, ben çıkıp "bana da mı fiyat söylüyon abi, alıyom ben bunu helal et" diyip alıp gidebilmek istiyorum. böle yapan adamlar var, karşısındaki de "ehe ehe" diyip veriyor. ben bunu diyemiyorum.
yurtdışına gidip gelen mükellef her gelişinde ona buna hediyelik bir şeyler getiriyor (eşine dostuna değil, satıcısına, müşterisine bilmemne). faturasını da bana yolluyor. bir gün de bana bişey getirir mi diyorum, getirmiyor, ama ben de "abi o kadar gidip geliyon bi viskini çikolatanı da göremedik" diyemiyorum.
böyle yavşak bir adama dönüşmem mümkün mü 40 yaşımdan sonra?
daha önce de bahsetmiştim, insanların gözünde hatırım olsun istiyorum, yılların hukuku olan kişilerin bana jest yapmasını, hediye almasını falan bekliyorum. ama beni gariban beyefendi falan gördüklerinden herhalde hiç takan olmuyor. onlar takmıyor da ben de taktıramıyorum kendimi.
örneğin ev tekstili satan mükellefim camına indirim yazmış. nevresim takımını gösterip şu takımlar kaça diyorum, "125 lira kampanyada onlar" diyor. hani bana ekstra indirim yapmasını falan geçtim, "ne fiyatı lan al beğendiğini götür" diyiversin istiyorum.
hadi o demiyor, ben çıkıp "bana da mı fiyat söylüyon abi, alıyom ben bunu helal et" diyip alıp gidebilmek istiyorum. böle yapan adamlar var, karşısındaki de "ehe ehe" diyip veriyor. ben bunu diyemiyorum.
yurtdışına gidip gelen mükellef her gelişinde ona buna hediyelik bir şeyler getiriyor (eşine dostuna değil, satıcısına, müşterisine bilmemne). faturasını da bana yolluyor. bir gün de bana bişey getirir mi diyorum, getirmiyor, ama ben de "abi o kadar gidip geliyon bi viskini çikolatanı da göremedik" diyemiyorum.
böyle yavşak bir adama dönüşmem mümkün mü 40 yaşımdan sonra?
yeter lan bu herifin şerit led derdinden ya. hepi topu çektiği çekeceği 3 metre led, günlerdir yok trafoyu nasıl yabıştırayım, yok dolabın neresine çekeyim. yetti artık yav di mi.
ama son bi sorum var. tamam trafoyu dolabın tepesine konumladım. ledin elektriğini dolabın altına kadar indirdim.
ledi de duvara yakın değil, öne yakın yapıştırmaya karar verdim.
şimdi elektrik kablosu incecik, şerit ledin ucundaki kablolar incecik. bu ikisini birleştirmem lazım. elimde klemens var ama dana gibiler, hem kaba, hem gereksiz belki de uygunsuz olacak. birbirine dolayıp izole bantla bantlasam sağlam olmayacak, içime sinmeyecek. havyam lehimim de var ama dünyada tek beceremediğim iş galiba lehim yapmak. kesin elime yüzüme bulaştırırım.
var mı böyle incecik kabloları birbirine ekleyecek minik klemensler? ya da başka ne önerirsiniz? yine birbirine burgulayıp ısıtınca daralan makaronla falan mı yapayım?
bir de bonus soru: önce ledi dolabın altına yapıştırıp sonra mı elektriğini bağlamak, yoksa önce elektriğini bağlayıp sonra mı ledi yapıştırmak?
sorup duruyorum ama beceremediğimden değil, özendiğimden soruyorum. haksız mıyım sizce? usta çağırsam yalapşap yapacağından emin olduğum için, elimden de az çok geldiği için kendim yapmaya çalışıyorum bütün bu işleri.
ama son bi sorum var. tamam trafoyu dolabın tepesine konumladım. ledin elektriğini dolabın altına kadar indirdim.
ledi de duvara yakın değil, öne yakın yapıştırmaya karar verdim.
şimdi elektrik kablosu incecik, şerit ledin ucundaki kablolar incecik. bu ikisini birleştirmem lazım. elimde klemens var ama dana gibiler, hem kaba, hem gereksiz belki de uygunsuz olacak. birbirine dolayıp izole bantla bantlasam sağlam olmayacak, içime sinmeyecek. havyam lehimim de var ama dünyada tek beceremediğim iş galiba lehim yapmak. kesin elime yüzüme bulaştırırım.
var mı böyle incecik kabloları birbirine ekleyecek minik klemensler? ya da başka ne önerirsiniz? yine birbirine burgulayıp ısıtınca daralan makaronla falan mı yapayım?
bir de bonus soru: önce ledi dolabın altına yapıştırıp sonra mı elektriğini bağlamak, yoksa önce elektriğini bağlayıp sonra mı ledi yapıştırmak?
sorup duruyorum ama beceremediğimden değil, özendiğimden soruyorum. haksız mıyım sizce? usta çağırsam yalapşap yapacağından emin olduğum için, elimden de az çok geldiği için kendim yapmaya çalışıyorum bütün bu işleri.
Dün trafoyu fayansa nasıl sabitlerim diye sormuştum. Baca kaplamasının içinde kalan fayansa sabitlemekten vazgeçtim, dolabın üstüne koyacağım.
Şimdi sorum farklı. Şeridi mutfak dolabının altında nereye yapıştırayım? Duvara yakın kenara mı, öne yakın kenara mı, yoksa tam ortaya mı? Ne dersiniz, hangisi tezgahta çalışan için daha verimli ışık sağlar?
Şimdi sorum farklı. Şeridi mutfak dolabının altında nereye yapıştırayım? Duvara yakın kenara mı, öne yakın kenara mı, yoksa tam ortaya mı? Ne dersiniz, hangisi tezgahta çalışan için daha verimli ışık sağlar?
şu şekil bir led trafosunu duvara sabitlemem lazım: n11scdn4.akamaized.net 
trafonun kasası metal, duvar ise fayans, şundan: i.ytimg.com
bi de davlumbazın baca kaplamasının içinde kalacağı için öyle yerinden çıkarsa tekrar ulaşıp geri takmam zor.
çift taraflı bant biliyorum ki trafo ısındıkça birkaç haftaya kendini bırakacak. silikonlasam o da ısındıkça bozulacak.
küçücük adaptör için de fayansı matkapla delmek, dübellemek falan istemiyorum.
neyle sabitlerim bunu duvara?

trafonun kasası metal, duvar ise fayans, şundan: i.ytimg.com

bi de davlumbazın baca kaplamasının içinde kalacağı için öyle yerinden çıkarsa tekrar ulaşıp geri takmam zor.
çift taraflı bant biliyorum ki trafo ısındıkça birkaç haftaya kendini bırakacak. silikonlasam o da ısındıkça bozulacak.
küçücük adaptör için de fayansı matkapla delmek, dübellemek falan istemiyorum.
neyle sabitlerim bunu duvara?
hayatında namaza cumaya gitmemiş bir münafık olarak bu başlıkları merak ediyorum.
şu tarihli cuma hutbesi, bu tarihli cuma hutbesi.
bu cuma hutbelerini diyanet hazırlayıp bütün türkiye'deki camilere mi gönderiyor bunu okuyacaksınız diye. o caminin imamı çıkıp kendi uygun gördüğü bir konuda vermiyor mu hutbeyi?
vay anasını, bütün türkiye'deki imamlar aynı şeyi mi okuyor yani?
şu tarihli cuma hutbesi, bu tarihli cuma hutbesi.
bu cuma hutbelerini diyanet hazırlayıp bütün türkiye'deki camilere mi gönderiyor bunu okuyacaksınız diye. o caminin imamı çıkıp kendi uygun gördüğü bir konuda vermiyor mu hutbeyi?
vay anasını, bütün türkiye'deki imamlar aynı şeyi mi okuyor yani?
aklımda gayet yapılabilir, uygulanabilir bir tasarım, bir ürün var. internette de araştırdım biraz, ne yerli, ne yabancı hiçbir sitede benzerini göremedim. bugüne kadar nasıl kimsenin aklına gelmediğini de anlamadım. ne olduğunu burada söylemeyeceğim.
iş yapar, yapmaz, ürün tutar tutmaz bilemem. ama ben bu fikrimi tescillemek istiyorum. nasıl yaparım? yani notere gidip" ben şöyle bir şey düşündüm" diyince olmuyordur herhalde. bir teknik çizim, bir proje falan mı hazırlatmak gerekiyor acaba?
iş yapar, yapmaz, ürün tutar tutmaz bilemem. ama ben bu fikrimi tescillemek istiyorum. nasıl yaparım? yani notere gidip" ben şöyle bir şey düşündüm" diyince olmuyordur herhalde. bir teknik çizim, bir proje falan mı hazırlatmak gerekiyor acaba?
Eski western filmi olsun, silah kullanılan yerli film olsun, hepsinde silah sesleri dıkşıyyn dıkşiynn diye çıkıyor.
youtu.be
Silahlardan pek anlamam ama bildiğim kadarıyla paat paat diye patlıyor, en azından askerde öyleydi, günümüzdeki film ve dizilerde de öyle.
Peki zamanında hakikaten böyle dıkşiyyn dıkşiyyn diye patlayan silah var mıydı, yoksa kimse anlamaz nasıl olsa diye saçma bir efekt mi koymuşlar?
youtu.be
Silahlardan pek anlamam ama bildiğim kadarıyla paat paat diye patlıyor, en azından askerde öyleydi, günümüzdeki film ve dizilerde de öyle.
Peki zamanında hakikaten böyle dıkşiyyn dıkşiyyn diye patlayan silah var mıydı, yoksa kimse anlamaz nasıl olsa diye saçma bir efekt mi koymuşlar?