selam arkadaşlar bana bol miktarda 5 ve 10tl lazım, bi 20şer tane falan.
nerden istemem lazım ki ya, bankalar mankalar verir mi?
nerden istemem lazım ki ya, bankalar mankalar verir mi?
selam arkadaşlar,
macos için en ideal svn hangisidir? komple olarak tüm bu süreç için hangi programları öneriyorsunuz?
(svn'inden tut ide'sine kadar)
macos için en ideal svn hangisidir? komple olarak tüm bu süreç için hangi programları öneriyorsunuz?
(svn'inden tut ide'sine kadar)
hızlı ve güzel napim?
evde şuan krema ve makarna var. canım da makarna çekiyor zaten.
gidip dana jambonla yumurta alayım carbonara yapim?
veya ne yapayım ya pratik bişi önerir misiniz?
evde şuan krema ve makarna var. canım da makarna çekiyor zaten.
gidip dana jambonla yumurta alayım carbonara yapim?
veya ne yapayım ya pratik bişi önerir misiniz?
şimdi e devletten kalan taksitlerime bakayım dedim şöyle bişi çıktı karşıma:
pek taksit atlamamıştım, geçen ay 2 hafta kadar g eciktirdim, sonra gelecek ayın taksidiyle birlikte erken ödedim. bu ne lan? vergi dairesine niye verilmiş şimdi bu?
imgur.com
pek taksit atlamamıştım, geçen ay 2 hafta kadar g eciktirdim, sonra gelecek ayın taksidiyle birlikte erken ödedim. bu ne lan? vergi dairesine niye verilmiş şimdi bu?
imgur.com
arkadaşlar bana bikaç tane mağaza önerir misiniz?
ne %100 ciddi (smokin) ne de işte gevşek bir şey bakıyorum. ama bi papyon olsun istiyorum. neyse, bikaç mağaza söyler misiniz koleksiyonlarına bakayım da yarın bu işi 4-5 saatte halledebileyim?
belki pek iyi bir örnek değil biraz palyaçomsu ama işte bahsettiğim farklı tarz biraz bu kafalar işte;
www.bizoyleduyduk.com
bilemedim kısaca biraz koleksiyon bakıp kafamda şekillendirmek istiyorum
ne %100 ciddi (smokin) ne de işte gevşek bir şey bakıyorum. ama bi papyon olsun istiyorum. neyse, bikaç mağaza söyler misiniz koleksiyonlarına bakayım da yarın bu işi 4-5 saatte halledebileyim?
belki pek iyi bir örnek değil biraz palyaçomsu ama işte bahsettiğim farklı tarz biraz bu kafalar işte;
www.bizoyleduyduk.com

bilemedim kısaca biraz koleksiyon bakıp kafamda şekillendirmek istiyorum
ben tam anlamıyorum bu olayı. 10 senede bir şampiyon oluyoruzdur sıkıntı yok da. bnu fenerbahçenin söylemesi bi tuhafıma gidiyor.
son 10 senede 1 tanesi şike şampiyonluğu olmak üzere toplam 3 şampiyonluğu var mesela fenerbahçenin. yani şikeyi bile şampiyonluktan saysak beşiktaşla aralarında 1 şampiyonluk var son 10 senede. o zaman bu neyin kendine güveni oluyor ki cidden çözemedim.
ki emin olmamakla birlikte son 10 senedeki total kupalara (türkyie ve süper kupa) baksak bu tablonun çok daha farklı olacağına da eminim.
o zaman. eee? neyin algısı bu :)
son 10 senede 1 tanesi şike şampiyonluğu olmak üzere toplam 3 şampiyonluğu var mesela fenerbahçenin. yani şikeyi bile şampiyonluktan saysak beşiktaşla aralarında 1 şampiyonluk var son 10 senede. o zaman bu neyin kendine güveni oluyor ki cidden çözemedim.
ki emin olmamakla birlikte son 10 senedeki total kupalara (türkyie ve süper kupa) baksak bu tablonun çok daha farklı olacağına da eminim.
o zaman. eee? neyin algısı bu :)
merhaba arkadaşlar sorum şu:
ödeme tarihi bugün olan bi enpara kredim vardı. ama şimdi eft saatini de geçirdiğim için, ordan bi bolca para gömçürürler. (garanti bankasından enparaya göndersem kredi ödemesi için)
garanti bankamatikten çekip enpara bankamatikten kredimi ödesem bugün, mesai saatini geçirdim diye "krediyi geç ödemiş" mi olurum? yoksa gece 12'ye kadar herhangi bir saatte ödesem farketmez mi?
ödeme tarihi bugün olan bi enpara kredim vardı. ama şimdi eft saatini de geçirdiğim için, ordan bi bolca para gömçürürler. (garanti bankasından enparaya göndersem kredi ödemesi için)
garanti bankamatikten çekip enpara bankamatikten kredimi ödesem bugün, mesai saatini geçirdim diye "krediyi geç ödemiş" mi olurum? yoksa gece 12'ye kadar herhangi bir saatte ödesem farketmez mi?
arkadaşlar buraya taşındığımdan öyle pişmanım ki kelimeler yetersiz kalır.
göztepe denen köyün tillahı biryerde oturuyorum şuan.
bugün pizza yapayım dedim birkaç tane malzeme almaya çıktım; 5 tane market dolaştım ki bir tanesi de migors'tu ve bulamadığım malzemeler şunlar:
- kuru et yok, roastbeef tarzı falan da et yok.
- taze fesleğen yok
- roka yok
- mozarella peynirini geçtim; klasik beyaz peynir ve kaşar dışında peynir yok. farklı et taleplerinize karşılık verecek hiçbir yer yok. 40 dakika market dolaştım en son sinir krizi geçirdim döndüm.
göztepede yaşayan herkes yemeğine peynir olarak kaşar koyup, et olarak yalnızca dana/kuzu sote mi yiyor? burası köy mü?
ben emin olun merkeze çok daha uzak bir yerde 2 sene yaşadım.
"keko yeri" flaan dersiniz (çekmeköy) ama yemin ederim en boktan marketine kadar hiçbir yerde bu malzemelerin olmadığını görmedim. hiçbir zaman malzeme yokluğu çekmedim. ama bu göztepe nedir arkadaş? burası nasıl varoş yerlerdir böyle?
bunları yiyenleri yeriyor değilim ama buranın toplumunda belli ki öyle yerleşmiş standart bir yemek zevki var ki, alternatif hiçbir şey getirmiyor marketler. ki alternatif dediğim şey de mozarella gibi gayet sıradan bişey. TAZE FESLEĞEN YOK ULAN taze fesleğeeeen???
bu nasıl bir şeydir yarabbim ya.
burası gerçekten köy mü arkadaşlar? özet bu.
bu içine ettiğimin köyünde, bu tür aslında NORMAL olan ama kadıköye göre "marjinal" malzemeleri göztepe civarında bulabileceğim NORMAL İNSAN marketi var mıdır?
teşekkürler.
göztepe denen köyün tillahı biryerde oturuyorum şuan.
bugün pizza yapayım dedim birkaç tane malzeme almaya çıktım; 5 tane market dolaştım ki bir tanesi de migors'tu ve bulamadığım malzemeler şunlar:
- kuru et yok, roastbeef tarzı falan da et yok.
- taze fesleğen yok
- roka yok
- mozarella peynirini geçtim; klasik beyaz peynir ve kaşar dışında peynir yok. farklı et taleplerinize karşılık verecek hiçbir yer yok. 40 dakika market dolaştım en son sinir krizi geçirdim döndüm.
göztepede yaşayan herkes yemeğine peynir olarak kaşar koyup, et olarak yalnızca dana/kuzu sote mi yiyor? burası köy mü?
ben emin olun merkeze çok daha uzak bir yerde 2 sene yaşadım.
"keko yeri" flaan dersiniz (çekmeköy) ama yemin ederim en boktan marketine kadar hiçbir yerde bu malzemelerin olmadığını görmedim. hiçbir zaman malzeme yokluğu çekmedim. ama bu göztepe nedir arkadaş? burası nasıl varoş yerlerdir böyle?
bunları yiyenleri yeriyor değilim ama buranın toplumunda belli ki öyle yerleşmiş standart bir yemek zevki var ki, alternatif hiçbir şey getirmiyor marketler. ki alternatif dediğim şey de mozarella gibi gayet sıradan bişey. TAZE FESLEĞEN YOK ULAN taze fesleğeeeen???
bu nasıl bir şeydir yarabbim ya.
burası gerçekten köy mü arkadaşlar? özet bu.
bu içine ettiğimin köyünde, bu tür aslında NORMAL olan ama kadıköye göre "marjinal" malzemeleri göztepe civarında bulabileceğim NORMAL İNSAN marketi var mıdır?
teşekkürler.
selam arkadaşlar olabilecek en iyi pizzayı yapmak istiyorum.
bana ince hamur pizza için bi hamur tarifi,
sosu için de bir sos tarifi verseniz olur mu acaba?
niye gidip pizzacıdan almıyorum? çünkü bişi üretmek istiyorum teşekkürler.
bana ince hamur pizza için bi hamur tarifi,
sosu için de bir sos tarifi verseniz olur mu acaba?
niye gidip pizzacıdan almıyorum? çünkü bişi üretmek istiyorum teşekkürler.
türkiyeyi değil ya, etrafta sahip olduğunuz her şeyi bir sabah bırakıp gitme isteği.
üstümde öyle fazla ar ki, ya herş eyi bırakıp biryere gidicem ve irtibatı yok edicem.
ya da komple kendi fişimi çekicem, ramak kaldı.
ama snaırım komple fişi çekmek değil de, her şeyi bırakıp gitmek daha zor geliyor. sonrasını düşünmekle ilgili bir kaygı bu.
aranızda hiç her şeyi bırakıp gitmiş biri var mı?
illa ki bir ege kasabasından falan bahsetmiyorum. haytta sırtınıza sorumluluk yükleyen her şeyi bırakıp gittiğiniz bir andan bahsediyorum. belki tüm sevdiklerinizi bırakmak olur, belki tüm işinizden komple kurtulmak olur belki şehir değiştirmek olur belki başka bir şey.
var mı bunu yapan?
üstümde öyle fazla ar ki, ya herş eyi bırakıp biryere gidicem ve irtibatı yok edicem.
ya da komple kendi fişimi çekicem, ramak kaldı.
ama snaırım komple fişi çekmek değil de, her şeyi bırakıp gitmek daha zor geliyor. sonrasını düşünmekle ilgili bir kaygı bu.
aranızda hiç her şeyi bırakıp gitmiş biri var mı?
illa ki bir ege kasabasından falan bahsetmiyorum. haytta sırtınıza sorumluluk yükleyen her şeyi bırakıp gittiğiniz bir andan bahsediyorum. belki tüm sevdiklerinizi bırakmak olur, belki tüm işinizden komple kurtulmak olur belki şehir değiştirmek olur belki başka bir şey.
var mı bunu yapan?
arkadaşlar bu filme bayıldım ya. gerçekten bayıldım yani uzun zamandır bi filme bu kadar bayılmamıştım.
not: aslında baya sıradan bir film, tamamen öznel beğeni işi bu filmi beğenmek o yüzden izlemenizi tavsiye etmem yanlış olur.
şimdi bu filmi izlemiş arkadaşlara, benzer tatta filmler sormak istiyorum, yardımcı olur musunuz?
not: aslında baya sıradan bir film, tamamen öznel beğeni işi bu filmi beğenmek o yüzden izlemenizi tavsiye etmem yanlış olur.
şimdi bu filmi izlemiş arkadaşlara, benzer tatta filmler sormak istiyorum, yardımcı olur musunuz?
angularjs öğrenmeye çalışıyorum ama neden öğrenmem gerektiğine dair kendimi ikna etmem gerekiyor. neden kullanmalıyım?
jquery yerine angularjs kullandığımda hangi konularda avantajım olacak?
veya ne tür işlerde angularjs kullanmam gerekli?
angular'ın avantajlarını cidden bilmiyorum ama son dönemde karmaşık form sahibi tüm sitelerde nerdeyse angular kullanılmış. satıriçi yazma avantajı yüzünden mi tercihler böyle? (örneğin onedio'nun içerik ekleme sistemi)
neyse yanlış bilgi yazmayayım hiç, sizi dinleyeyeyim.
jquery yerine angularjs kullandığımda hangi konularda avantajım olacak?
veya ne tür işlerde angularjs kullanmam gerekli?
angular'ın avantajlarını cidden bilmiyorum ama son dönemde karmaşık form sahibi tüm sitelerde nerdeyse angular kullanılmış. satıriçi yazma avantajı yüzünden mi tercihler böyle? (örneğin onedio'nun içerik ekleme sistemi)
neyse yanlış bilgi yazmayayım hiç, sizi dinleyeyeyim.
selam arkadaşlar, asgari ücretin maliyetini merak ediyorum, internette de baktım ama biraz farklı farklı şeyler yazmışlardı veya ben anlamadım.
özet şu:
xxx TL maaş - çalışanın eline geçiyor
xxx TL AGİ - çalışanın eline geçiyor
xxx TL sigorta vs. diğer giderler toplamı - devletin eline geçiyor.
gibi baya net bişi.
ayrı ayrı kalemlere gerek yok yani.
özet şu:
xxx TL maaş - çalışanın eline geçiyor
xxx TL AGİ - çalışanın eline geçiyor
xxx TL sigorta vs. diğer giderler toplamı - devletin eline geçiyor.
gibi baya net bişi.
ayrı ayrı kalemlere gerek yok yani.
4 aydır 12bininci sıralardayım.
işte 11bin ile 13bin arasında değişiyor, onun da sebebi zaten o gün giriş yapan kişilerin sayısındaki değişim.
sanırım sözlüğe alımlar kapandı doğru muyum? hiç oynamıyor çünkü, 6 ayda 27binden 12bine geldim, 4 aydır 12bindeyim.
işte 11bin ile 13bin arasında değişiyor, onun da sebebi zaten o gün giriş yapan kişilerin sayısındaki değişim.
sanırım sözlüğe alımlar kapandı doğru muyum? hiç oynamıyor çünkü, 6 ayda 27binden 12bine geldim, 4 aydır 12bindeyim.
mesela bir simitçinin eline vatan satmakla ilgili nasıl imkanlar geldi de elinin tersiyle itip "ben simit satarım ama vatanı satmam" diyebildi? bugün bu söz alkışlanıyor ya bunu acayip merak ettim.
mesela gülen cemaati bunun yanına gidip 10 milyon dolar karşılıgında vatan satar mısın mı dedi?
veya seni general yapacağız ama karşılıgında vatan satacaksın mı dedi de kabul etmedi, simide devam dedi?
mesela gülen cemaati bunun yanına gidip 10 milyon dolar karşılıgında vatan satar mısın mı dedi?
veya seni general yapacağız ama karşılıgında vatan satacaksın mı dedi de kabul etmedi, simide devam dedi?
arkadaşlar uyarayım bazılarınız belki tiksinebilir. ama öyle çok tiksindirecek bi durum yok aslında, ama gene de uyarayım.
www.youtube.com
inanılmaz zevk aldım bu videodan ya. o dişlerin arasından geçen havayı hissettim, o kapalı kalmışlıktan sonraki özgürlüğü hissettim resmen öyle tatmin edici bir video ki anlatamam. sizde de var mı böyle hisler?
mesela üstünü kurt basan köpeği temizleme videolarında da böyle oluyorum. o göbeğini sıkıp içinden kurtları çıkarttıklarında vs.
siz de böyle videolardan keyif alıyor musunuz?
www.youtube.com

inanılmaz zevk aldım bu videodan ya. o dişlerin arasından geçen havayı hissettim, o kapalı kalmışlıktan sonraki özgürlüğü hissettim resmen öyle tatmin edici bir video ki anlatamam. sizde de var mı böyle hisler?
mesela üstünü kurt basan köpeği temizleme videolarında da böyle oluyorum. o göbeğini sıkıp içinden kurtları çıkarttıklarında vs.
siz de böyle videolardan keyif alıyor musunuz?
şimdi arkadaşlar ben bunu sırf 2 film izlemiştim, moviemax'te az önce son 20dk sı denk geldi de kafam karıştı.
bu jon connor normalde insanlığın son ümidiydi diye biliyorum,
ama izlediğim filmde jon connor bizim şekilden şekle giren makineye dönüşmüştü? veya ben çok götünden izlediğim için böyle çıkarım yaptım.
bu adamın bi kronolojik olaylarını anltır mısınız kaba taslak?
bu jon connor normalde insanlığın son ümidiydi diye biliyorum,
ama izlediğim filmde jon connor bizim şekilden şekle giren makineye dönüşmüştü? veya ben çok götünden izlediğim için böyle çıkarım yaptım.
bu adamın bi kronolojik olaylarını anltır mısınız kaba taslak?
şimdi arkadaşlar, ben gezi parkı döneminde sokaktaydım. biber gazı yer, ara sokaklara koşuştururduk vs. toma gelince topuklar, sonra uzaktan bişeler yapabilirsek yapardık.
milli irade olarak sokağa çıkan kitleye bişey diyemem, çok sevdiğim bir kitle değildir.
ama farkında mısınız? adamlar tanka, mermiye vs. kafa attı.
yani boğaziçi videolarını izliyorum, bir adam önden gidiyor, herifi kurşun manyağı yapıyorlar. arkadakiler kaçmıyor, siper alıyorlar sadece. sonra yine devam ediyorlar. tank geliyor, tık yok. helikopter ateş ediyor yine kaçışıp meydanları bırakmıyorlar.
yani, kimse kusura bakmasın ama çok hikayeymişiz. inanılmaz hikayeymişiz hem de. bunların gösterdiği iradenin 100binde birini gösterip o meydanları tutabilseymişiz keşke.
milli irade olarak sokağa çıkan kitleye bişey diyemem, çok sevdiğim bir kitle değildir.
ama farkında mısınız? adamlar tanka, mermiye vs. kafa attı.
yani boğaziçi videolarını izliyorum, bir adam önden gidiyor, herifi kurşun manyağı yapıyorlar. arkadakiler kaçmıyor, siper alıyorlar sadece. sonra yine devam ediyorlar. tank geliyor, tık yok. helikopter ateş ediyor yine kaçışıp meydanları bırakmıyorlar.
yani, kimse kusura bakmasın ama çok hikayeymişiz. inanılmaz hikayeymişiz hem de. bunların gösterdiği iradenin 100binde birini gösterip o meydanları tutabilseymişiz keşke.
apartmanın dahili çanağı var.
eve gelen kabloyu, doğru bir şekilde uydu alıcılı televizyonuma bağladım.
gerekli ayarları yaptım ve sinyal kalitem %0 gözüküyor.
sonra çatıya çıktım, acaba bizim daireye gelen kablolar mı bağlanmamıştı diye. ancak "star box" denen, uyduyu dairelere dağıtan şeyde, bizim daireye bağlı gözüküyordu kablo. (yanında kırmızı ışık yanıyordu ben ve benim gibi bi 15-20 dairenin) (bir kısmında yanmıyordu, 5-6 dairede de takılı değildi kablo)
ya bu nedir? ben bunu nasıl çözerim arkadaşlar?
eve gelen kabloyu, doğru bir şekilde uydu alıcılı televizyonuma bağladım.
gerekli ayarları yaptım ve sinyal kalitem %0 gözüküyor.
sonra çatıya çıktım, acaba bizim daireye gelen kablolar mı bağlanmamıştı diye. ancak "star box" denen, uyduyu dairelere dağıtan şeyde, bizim daireye bağlı gözüküyordu kablo. (yanında kırmızı ışık yanıyordu ben ve benim gibi bi 15-20 dairenin) (bir kısmında yanmıyordu, 5-6 dairede de takılı değildi kablo)
ya bu nedir? ben bunu nasıl çözerim arkadaşlar?
digiturk mu, d-smart mı veya başka bişi mi hangini kurdurayım arkadaşlar?
genelde 2-3 tv kanalı dışında bişi izlemiyorum, onlar da her platformda var zaten. belki discovery channel'ın bazı platformlarda olmaması dezavantaj olabilir ama o da çok etkiler mi emin değilim.
sinema kanalı vs. olması baya işime gelir bu konuda hangini tavsiye edersiniz genel özellikelr bakımından?
not: digiturke meyilliyim
genelde 2-3 tv kanalı dışında bişi izlemiyorum, onlar da her platformda var zaten. belki discovery channel'ın bazı platformlarda olmaması dezavantaj olabilir ama o da çok etkiler mi emin değilim.
sinema kanalı vs. olması baya işime gelir bu konuda hangini tavsiye edersiniz genel özellikelr bakımından?
not: digiturke meyilliyim
sleam arkadaşlar sorum şu:
kadıköy veya çevresinde (üsküdar altınuzade vs. olabilir) 20 kişi fix menü ile yemek yiyeceğimiz kebap tarzı bir yer arıyorum.
eli yüzü düzgün ve fiyat performansı iyi bir yer olursa sevinirim.
tavsiyelerinizi bekliyorum
kadıköy veya çevresinde (üsküdar altınuzade vs. olabilir) 20 kişi fix menü ile yemek yiyeceğimiz kebap tarzı bir yer arıyorum.
eli yüzü düzgün ve fiyat performansı iyi bir yer olursa sevinirim.
tavsiyelerinizi bekliyorum
garantinin bozulmaması için? bulaşık makinası vs. gibi?
yoksa direkt kutusundan açıp kursam da oluyor mu?
yoksa direkt kutusundan açıp kursam da oluyor mu?
1. asla idam edemeyeceğin (yasal olarak) darbeciler var.
2. idam isteyen halk var.
- "idam gelmicek" diyip oy mu kaybedersiniz, yoksa elinize gelmiş bu sıcak patatesi başka yere mi atarsınız eliniz yanmasın diye?
- hop meclise atarsın patatesi, mecliste de akp elindeki patatesi hiç tutmadan
"chp gelsin beraber referanduma götürelim idamı" der
patates chp'nin elinde patlar, idamı getirse de oy kaybeder, idamı getirmese de :))))
sakin arkadaşlar. idam gelmicek kısaca :)))
2. idam isteyen halk var.
- "idam gelmicek" diyip oy mu kaybedersiniz, yoksa elinize gelmiş bu sıcak patatesi başka yere mi atarsınız eliniz yanmasın diye?
- hop meclise atarsın patatesi, mecliste de akp elindeki patatesi hiç tutmadan
"chp gelsin beraber referanduma götürelim idamı" der
patates chp'nin elinde patlar, idamı getirse de oy kaybeder, idamı getirmese de :))))
sakin arkadaşlar. idam gelmicek kısaca :)))
sabah buzluktan eti çıkarıp buzdolabı kısmına koymuştum.
bozulur mu? yoksa hemen pişireyim mi yarın yerim?
bozulur mu? yoksa hemen pişireyim mi yarın yerim?
selam arkadaşlar 40-50 kişi kutlama için gideceğiz.
fix menüyü 100tl ye getirebileceğimiz, kadıköy civarında rakıcı var mıdır? bir de canlı sesler vs. olsa güezl olur tabi ama o kadar şart değil.
fix menüyü 100tl ye getirebileceğimiz, kadıköy civarında rakıcı var mıdır? bir de canlı sesler vs. olsa güezl olur tabi ama o kadar şart değil.
gibi geliyor herkese arkadaşlar?
ilginç bi algı var sanki.
hillary barışçı, harika eşitlikçi biri.
trump ise kana susamış, açgözlü, ruh hastasının teki.
halbuki durum sanki pek öyle değil gibi.
halbuki benim gördüğüm; trump şunu diyor: müslümanlar bu ülkeye giremeyecekler çünkü artık hepsi tehlikeli. ortadoğuyu kendi haline bırakacağım, çünkü hiçbiri umurumda değil. ben sadece amerika ile ilgileniyorum ve amerikan halkıyla ilgili. (klasik milliyetçi görüşler. ama müslümanları yok edelim, ortadoğuya asker yığıp hepsini öldürelim vs. demiyor)
hillary ise daha şimdiden aslında ortadoğuya müdahaleler edeceğinin sinyalini veriyor. derdi amerikadan çok, dünya, eşitlik meşitlik sinyallerinin arkasındaki asıl niyeti yine amerikanın barış ve demokrasi saçması gibi?
dediğim gibi. trump müslüman ve meksikalıları yok edelim demiyor?
ülkemizdeki kalifiye olamayan amerikalılar bile iş bulamıyorken niye meksikalılara ve ortadoğululara iş vermek zorundayız diyor? biz önce kendi halkımızı kalkındıralım, biz amerikayız vs. gibi konuşuyor.
bakın böyledir değildir bilemem.
ama trumpın söylediği şeylerde kan ve vahşet göremiyorum. tam aksine demokrasi götürüp duran amerikadan usanmış. kendimizle ilgilenelim diyor.
siz ne düşünüyorsunuz veya işin aslı ne?
ilginç bi algı var sanki.
hillary barışçı, harika eşitlikçi biri.
trump ise kana susamış, açgözlü, ruh hastasının teki.
halbuki durum sanki pek öyle değil gibi.
halbuki benim gördüğüm; trump şunu diyor: müslümanlar bu ülkeye giremeyecekler çünkü artık hepsi tehlikeli. ortadoğuyu kendi haline bırakacağım, çünkü hiçbiri umurumda değil. ben sadece amerika ile ilgileniyorum ve amerikan halkıyla ilgili. (klasik milliyetçi görüşler. ama müslümanları yok edelim, ortadoğuya asker yığıp hepsini öldürelim vs. demiyor)
hillary ise daha şimdiden aslında ortadoğuya müdahaleler edeceğinin sinyalini veriyor. derdi amerikadan çok, dünya, eşitlik meşitlik sinyallerinin arkasındaki asıl niyeti yine amerikanın barış ve demokrasi saçması gibi?
dediğim gibi. trump müslüman ve meksikalıları yok edelim demiyor?
ülkemizdeki kalifiye olamayan amerikalılar bile iş bulamıyorken niye meksikalılara ve ortadoğululara iş vermek zorundayız diyor? biz önce kendi halkımızı kalkındıralım, biz amerikayız vs. gibi konuşuyor.
bakın böyledir değildir bilemem.
ama trumpın söylediği şeylerde kan ve vahşet göremiyorum. tam aksine demokrasi götürüp duran amerikadan usanmış. kendimizle ilgilenelim diyor.
siz ne düşünüyorsunuz veya işin aslı ne?
ekşideki başlıkta illa yazılmıştır ama tabi o kadar entry arasından okuyamadım.
şimdi bu sanal gerçeklik gözlüklerini düşünün.
bu arkadaşlar gelişiyor ve sanal gerçeklik artık sizi komple başka dünyaya değil de, kendi dünyamızda hayali şeyleri gösterebilmeye başlıyor.
yani gözlüğü takıyorsun, kendi sokağında dolaşırken yolda pokemonları falan görüyorsun. dünya içinde başka dünya gibi, ve telefonun aksine bu gözlükleri sürekli olarak gözünüzde bulundurabilirsiniz. (ufak bir pil problemi var tabi....)
ardındna iphone arkadaşın şu meşgur siri'si de gelişiyor. artık komutları çok iyi bir şekilde uygulayabilen, tonlamarı vs. kavrayabilen baya mini yapay zekamız da oluyor.
ve sonra;
kendi dünyamızda, gözlük takabilenlerin gördüğü "sanal canlılar" varmış gibi yaşıyoruz artık?
bu canlılar b izim komutlarımızı algılayabiliyorlar.
avladığın pokemonlarla stadyumlara gidip tıpkı çizgi filmdeki gib savaş apabiliyorsun. dinazor yanından geçiyor, elektrik dibine düşüyor vs. çünkü gözünde sanal gerçeklik gözlüğü var? ve tribündeki herkes de hem tv üzeirnden, hem kendi gözlükleriyle bu olayı görüntüleyebiliyorlar.
bu. yani nasıl anlatayım inanılmaz bir şey değil mi?
bunlar uzak gelecek falan da değil, 5 sene sonra kendi dünyamız içinde yeni bir dünya yaratabiliriz. adına pokemon koyun veya başka bir şey koyun. gözlük takan insanlar gerçekte varolmayan bir profesoru görüyor ve konuşuyor olabilir. pokemona komut verioyr olabilir. inanılmaz değil mi?
şimdi bu sanal gerçeklik gözlüklerini düşünün.
bu arkadaşlar gelişiyor ve sanal gerçeklik artık sizi komple başka dünyaya değil de, kendi dünyamızda hayali şeyleri gösterebilmeye başlıyor.
yani gözlüğü takıyorsun, kendi sokağında dolaşırken yolda pokemonları falan görüyorsun. dünya içinde başka dünya gibi, ve telefonun aksine bu gözlükleri sürekli olarak gözünüzde bulundurabilirsiniz. (ufak bir pil problemi var tabi....)
ardındna iphone arkadaşın şu meşgur siri'si de gelişiyor. artık komutları çok iyi bir şekilde uygulayabilen, tonlamarı vs. kavrayabilen baya mini yapay zekamız da oluyor.
ve sonra;
kendi dünyamızda, gözlük takabilenlerin gördüğü "sanal canlılar" varmış gibi yaşıyoruz artık?
bu canlılar b izim komutlarımızı algılayabiliyorlar.
avladığın pokemonlarla stadyumlara gidip tıpkı çizgi filmdeki gib savaş apabiliyorsun. dinazor yanından geçiyor, elektrik dibine düşüyor vs. çünkü gözünde sanal gerçeklik gözlüğü var? ve tribündeki herkes de hem tv üzeirnden, hem kendi gözlükleriyle bu olayı görüntüleyebiliyorlar.
bu. yani nasıl anlatayım inanılmaz bir şey değil mi?
bunlar uzak gelecek falan da değil, 5 sene sonra kendi dünyamız içinde yeni bir dünya yaratabiliriz. adına pokemon koyun veya başka bir şey koyun. gözlük takan insanlar gerçekte varolmayan bir profesoru görüyor ve konuşuyor olabilir. pokemona komut verioyr olabilir. inanılmaz değil mi?
merhaba arkadaşlar.
bir siteden 50TL ve üzeri alışveriş yaptığınızda kargo ücretsiz oluyor diyelim.
35TLlik bir ürün almak istiyorsunuz, yanına da 20tl lik başka bir ürün eklediniz.
Ürünler geldikten sonra 20TL lik ürünü Cayma hakkını kullanarak iade ediyorsunuz.
Bu durumda karşı taraf sizden "kampanya kapsamında kazanmış olduğunuz hakların iadesini" isteyerek 20TL yerine 20TL - Kargo ücreti (6TL diyelim) = 14TL iade edebilir mi?
Yoksa böyle bir hakkı vs. yok mu? eğer böyle bir hak yoksa bu ne saçmalık lan, o zaman herkes 50tl yi geçip geçip, istemediği ürünü geri iade eder, hem satıcıya 2 kargo parası kaçmış olur hem de bu tip bir sistemi sömürür.
not: burada çakallık yapmaya çalışan ben değilim, benim müşterim.
bir siteden 50TL ve üzeri alışveriş yaptığınızda kargo ücretsiz oluyor diyelim.
35TLlik bir ürün almak istiyorsunuz, yanına da 20tl lik başka bir ürün eklediniz.
Ürünler geldikten sonra 20TL lik ürünü Cayma hakkını kullanarak iade ediyorsunuz.
Bu durumda karşı taraf sizden "kampanya kapsamında kazanmış olduğunuz hakların iadesini" isteyerek 20TL yerine 20TL - Kargo ücreti (6TL diyelim) = 14TL iade edebilir mi?
Yoksa böyle bir hakkı vs. yok mu? eğer böyle bir hak yoksa bu ne saçmalık lan, o zaman herkes 50tl yi geçip geçip, istemediği ürünü geri iade eder, hem satıcıya 2 kargo parası kaçmış olur hem de bu tip bir sistemi sömürür.
not: burada çakallık yapmaya çalışan ben değilim, benim müşterim.
şimdi merak ettiğim bişi var:
sosa sözleşmeli futbolcumuz.
ancak sosa, son 1 sene içinde sayamayacağım kadar çok saldırının olduğu ve yüzlerce kişinin öldüğü ülkemizde yaşamak istemiyor.
bu arkadaşa yeterli bonservis verilmediği için satmadık diyelim.
aynı arkadaş uefa'ya gidip "can güvenliğim tehlikede, psikolojim bozuk. terör ve savaşın düzenli olduğu bu ülkede yaşamak istemiyorum" diye bildirim sözleşmesini tek taraflı feshedebilir mi?
ya da "o ülkeye gidemem, sözleşmem var tamam ama her insanın kendini güvende hissettiği yerde yaşama hakkı vardır ben türkiyede güvende değilim. aha son 1 yıldaki patlamalar da bunun kanıtı" vs. gibi durumları bahane ederek "sözleşmeliyim ok başka takıma gitmiyorm ama istanbula da gelmiyorum" diyebilir mi?
sosa sözleşmeli futbolcumuz.
ancak sosa, son 1 sene içinde sayamayacağım kadar çok saldırının olduğu ve yüzlerce kişinin öldüğü ülkemizde yaşamak istemiyor.
bu arkadaşa yeterli bonservis verilmediği için satmadık diyelim.
aynı arkadaş uefa'ya gidip "can güvenliğim tehlikede, psikolojim bozuk. terör ve savaşın düzenli olduğu bu ülkede yaşamak istemiyorum" diye bildirim sözleşmesini tek taraflı feshedebilir mi?
ya da "o ülkeye gidemem, sözleşmem var tamam ama her insanın kendini güvende hissettiği yerde yaşama hakkı vardır ben türkiyede güvende değilim. aha son 1 yıldaki patlamalar da bunun kanıtı" vs. gibi durumları bahane ederek "sözleşmeliyim ok başka takıma gitmiyorm ama istanbula da gelmiyorum" diyebilir mi?
selam arkadaşlar, hayatımdaki birkaç olaydan bahsedicem size. bu durumları çok mu kindarca veya alelade buldunuz onu merak ediyorum.
yain işin özeti şu: benimle yanlış konuşan, ters tepki veren ÇALIŞTIĞIM kişilere kısa süre içerisinde onlarla ödeşecek kazıklar atıyorum. ama aslında, kazık yiyen ben olduğum için.
- eski ajansım vardı geçen sene çalışıyordum. buranın patronu beyin özürlüydü ama iyi biri olduğunu düşünüyordum o yüzden ses etmiyordum hem onlar ajansı büyütsünler, hem ben yardımcı olayım, hem işte iyi güzel çalışıyoruz diye. sonra başkasıyla yaptığı bir diyalogun içinde beni yerdiğini öğrendim. cümlesi aşağı yukarı şu şekildeydi: "yani ben onu kovarım aslında da, şimdi çok ihtiyacım var yoksa umurumda olmaz agaaa" şeklinde bişeydi.
ben de gıcık oldum, 1 ay sonra pat diye bunlardan istifa ettim. zaten büyümeye çalışıyorlardı, ben çıkınca hiçbir yazılım işini kotaramadılar, yeni kişiler de böyle devrik bir y ere girmek istemedi battılar.
ben de hem kendi projeme hem freelance'a geçmiş oldum.
- freelance sürecinde bir aracı ile çalışmaya başladım.
bunlar bir inşaat firmasına iş yapıyorlardı, ben de websitelerini yapacaktım. ücrette anlaştık 2 site yapacağız. ben sitelerin birini yaptım, parayı aldım. sonra ikinciyi yaptım, paranın bir bölümünü almıştım. site bittikten 1 hafta sonra bunlar inşaat firmasıyla kavga ettiler. inşaat firması bunların parasını vermedi iş yattı. bu aracının bana para vermemesi sinirimi bozdu, çünkü benim işim inşaatçıyla değil, aracıylaydı. parayı alıp almaması UMURUMDA DĞEİLDİ. açıkçası, ben o adamdan parayı alamadığımda banka bana "abi paranı alamamışsın bu ay kart borcunu vermesen de olur" demiyor neticede.
ben inşaat firmasının sahibine "sizle çalışmayı sürdürmek isterim" diye mail attım. adamla buluştuk, yemek yedik, anlaştık. bu sırada şunları öğrendim: benim onlara "sürdürülebilir iş için" verdiğim fiyatı kötüye kullanarak 4 katı fiyat çıkmışlar. iki sitenin de parasını 2 ay önce ALMIŞLAR, ilk sitenin bitişiyle beraber.
delirdim haliyle.
eve gittim, ftp'den bu adamın sitesini sildim. adama da "önceki aracılarınızda ftp şifreleri vardı. sanırım onlar silmiş, merak etmeyin bende yedeği var düzeltiyorum hemen" diye telefon açtım panik bir şekilde. amacım, bu adamın aracıları vurdurmasını falan sağlamaktı. tam olarak başaramasam da, baya büyük olaylar oldu.
bu karambolde ben paramı da aldım.
- şimdi bir aracım daha var. bana yağmur gibi iş paslıyor, ben de çok ama çok ucuz fiyattan sabit siteler yapıyorum.
geçenlerde 3 kişi oturup konuşuyoruz, aracı da var arada. konuşmanın arasında şunun gibi bir cümle krudu "işte sen şimdi işe başvursan kimse seni işe mişe almaz, ama bak bu şekilde ikimiz de güzel kazanıyoruz. senin mühendislik tahsilin yok" vs. gibi konuştu.
ben de o gece sinirden uyuyamadım. çünkü sen kim köpeksin bana bu cümleyi kuruyorsun? normalde ben sana standart yazılım fiyatı çıkartsam b elini doğrultamayacaksın, normalde en az senin 3 katı fiyatına iş yapıyorum, düzgün ajanslarla çalıştığımda 6 katın fiyat alıyorum. 1 tane çok t.şaklı istanbul ajansıyla freelance anlaşması yapmışım. bu hıyarağası gelmiş bana konuşuyor.
yüzüne güldüm ettim.
ardından websitemi düzenledim ve türkiye'nin en büyük dijital ajanslarından birine iş başvurusu yaptım.
başvurum kabul edildi, görüştük ettik anlaştık. normalde durumum daha rahattı ama şimdi gerçekten yüzlerce çalışanı olan fıstık gibi bir ajansta başlayabildim. bu gerizekalıya beni işe alırlar mı almazlar mı onu gösterdim.
mail attım: "merhaba, freelance'i bıraktım çünkü şu ajansla anlaştım iyi günler" tarzı kısa ve öz bir maildi.
göt gibi ortada kaldı, elindeki projeler patladı ve umurumda bile değil. çünkü bana o sinirimi bozan cümleyi kurdu.
özellikle sonuncu çok sinirimi bozdu. ulan sırf 50-55 tane referans site müşterim var websitemde. bir çok ajansın bile bu kadar uygulama referansı yokken benim var. elimi sallasam 50'si 100'ü sen kime gelip gözdağı veriyorsun hıyar?
şimdi size şunu sorucam: bu işlere ÇOK MU KİNDAR yaklaşıyorum?
yoksa aynılarını yapar mıydınız?
yain işin özeti şu: benimle yanlış konuşan, ters tepki veren ÇALIŞTIĞIM kişilere kısa süre içerisinde onlarla ödeşecek kazıklar atıyorum. ama aslında, kazık yiyen ben olduğum için.
- eski ajansım vardı geçen sene çalışıyordum. buranın patronu beyin özürlüydü ama iyi biri olduğunu düşünüyordum o yüzden ses etmiyordum hem onlar ajansı büyütsünler, hem ben yardımcı olayım, hem işte iyi güzel çalışıyoruz diye. sonra başkasıyla yaptığı bir diyalogun içinde beni yerdiğini öğrendim. cümlesi aşağı yukarı şu şekildeydi: "yani ben onu kovarım aslında da, şimdi çok ihtiyacım var yoksa umurumda olmaz agaaa" şeklinde bişeydi.
ben de gıcık oldum, 1 ay sonra pat diye bunlardan istifa ettim. zaten büyümeye çalışıyorlardı, ben çıkınca hiçbir yazılım işini kotaramadılar, yeni kişiler de böyle devrik bir y ere girmek istemedi battılar.
ben de hem kendi projeme hem freelance'a geçmiş oldum.
- freelance sürecinde bir aracı ile çalışmaya başladım.
bunlar bir inşaat firmasına iş yapıyorlardı, ben de websitelerini yapacaktım. ücrette anlaştık 2 site yapacağız. ben sitelerin birini yaptım, parayı aldım. sonra ikinciyi yaptım, paranın bir bölümünü almıştım. site bittikten 1 hafta sonra bunlar inşaat firmasıyla kavga ettiler. inşaat firması bunların parasını vermedi iş yattı. bu aracının bana para vermemesi sinirimi bozdu, çünkü benim işim inşaatçıyla değil, aracıylaydı. parayı alıp almaması UMURUMDA DĞEİLDİ. açıkçası, ben o adamdan parayı alamadığımda banka bana "abi paranı alamamışsın bu ay kart borcunu vermesen de olur" demiyor neticede.
ben inşaat firmasının sahibine "sizle çalışmayı sürdürmek isterim" diye mail attım. adamla buluştuk, yemek yedik, anlaştık. bu sırada şunları öğrendim: benim onlara "sürdürülebilir iş için" verdiğim fiyatı kötüye kullanarak 4 katı fiyat çıkmışlar. iki sitenin de parasını 2 ay önce ALMIŞLAR, ilk sitenin bitişiyle beraber.
delirdim haliyle.
eve gittim, ftp'den bu adamın sitesini sildim. adama da "önceki aracılarınızda ftp şifreleri vardı. sanırım onlar silmiş, merak etmeyin bende yedeği var düzeltiyorum hemen" diye telefon açtım panik bir şekilde. amacım, bu adamın aracıları vurdurmasını falan sağlamaktı. tam olarak başaramasam da, baya büyük olaylar oldu.
bu karambolde ben paramı da aldım.
- şimdi bir aracım daha var. bana yağmur gibi iş paslıyor, ben de çok ama çok ucuz fiyattan sabit siteler yapıyorum.
geçenlerde 3 kişi oturup konuşuyoruz, aracı da var arada. konuşmanın arasında şunun gibi bir cümle krudu "işte sen şimdi işe başvursan kimse seni işe mişe almaz, ama bak bu şekilde ikimiz de güzel kazanıyoruz. senin mühendislik tahsilin yok" vs. gibi konuştu.
ben de o gece sinirden uyuyamadım. çünkü sen kim köpeksin bana bu cümleyi kuruyorsun? normalde ben sana standart yazılım fiyatı çıkartsam b elini doğrultamayacaksın, normalde en az senin 3 katı fiyatına iş yapıyorum, düzgün ajanslarla çalıştığımda 6 katın fiyat alıyorum. 1 tane çok t.şaklı istanbul ajansıyla freelance anlaşması yapmışım. bu hıyarağası gelmiş bana konuşuyor.
yüzüne güldüm ettim.
ardından websitemi düzenledim ve türkiye'nin en büyük dijital ajanslarından birine iş başvurusu yaptım.
başvurum kabul edildi, görüştük ettik anlaştık. normalde durumum daha rahattı ama şimdi gerçekten yüzlerce çalışanı olan fıstık gibi bir ajansta başlayabildim. bu gerizekalıya beni işe alırlar mı almazlar mı onu gösterdim.
mail attım: "merhaba, freelance'i bıraktım çünkü şu ajansla anlaştım iyi günler" tarzı kısa ve öz bir maildi.
göt gibi ortada kaldı, elindeki projeler patladı ve umurumda bile değil. çünkü bana o sinirimi bozan cümleyi kurdu.
özellikle sonuncu çok sinirimi bozdu. ulan sırf 50-55 tane referans site müşterim var websitemde. bir çok ajansın bile bu kadar uygulama referansı yokken benim var. elimi sallasam 50'si 100'ü sen kime gelip gözdağı veriyorsun hıyar?
şimdi size şunu sorucam: bu işlere ÇOK MU KİNDAR yaklaşıyorum?
yoksa aynılarını yapar mıydınız?
selam arkadaşlar tavsiye bekliyorum sizden;
14 - 20 ağustos arasında Muğla'yı arabasız bir şekilde 2 kişi gezmek istesek,
önceden rezervasyonla vs. uğraşmasak ve basit pansiyon veya az yıldızlı otellerde idare edebileceğimizi düşünseniz;
neler tavsiye edersiniz?
nerden başlayıp nereye doğru gitmek gerekir?
nerelere gitmek gerekir?
veya neler yapmak gerekir?
14 - 20 ağustos arasında Muğla'yı arabasız bir şekilde 2 kişi gezmek istesek,
önceden rezervasyonla vs. uğraşmasak ve basit pansiyon veya az yıldızlı otellerde idare edebileceğimizi düşünseniz;
neler tavsiye edersiniz?
nerden başlayıp nereye doğru gitmek gerekir?
nerelere gitmek gerekir?
veya neler yapmak gerekir?
sıkıldım ya, nerden aldım allahın belasını. tam 24 taksit ödedim, daha 2018 nisan ayına kadar ödemesi var.
aldığım güne lant olsun, geçen ayı ödemedim bu yüzden.
bu ayı da ödemeyeceğim. bi daha da ödemeyeceğim lan, nereye varır bu iş sırasıyla?
aldığım güne lant olsun, geçen ayı ödemedim bu yüzden.
bu ayı da ödemeyeceğim. bi daha da ödemeyeceğim lan, nereye varır bu iş sırasıyla?
arkadaşalr selam şimdi biraz öneriye ihtiyacım var:
online.bauhaus.com.tr
şu arkadaştan 2 tane alıp üstüne bauhaus'tan 170 boyunda masif ahşap kestirerek bir çalışma masası yapacağım öncelikle. burda sorun var mı?
çalışma masasının altına hem matkap vs. hem benzeri az kullanılacak eşyaları depolamak için; www.ikea.com.tr bu arkadaşı almayı düşünüyorum?
çalışma masasıyla L yapacak şekilde;
www.ikea.com.tr
bu arkadaşı da alıp, daha kullanışlı eşyalarımı koyacağım.
türk aile yapısı gereği istemesem de bu odada yatak olmak zorunda: www.ikea.com.tr bunu düşündüm ama? (hem açılıp 2 kişilik oluyor hem baya kullanışlı)
sonra da duvara, projelerimiz genel taslaığının çizimi vs. için bi rolu kağıt almayı düşünüyorum.
www.studiohomeonline.com
şunun benzeir bir şekilde, kağıt kraf değil de, ikeanın şu çizim kağıdı gibi olur büyük ihtimalle. craft tam işime yaramaz çünkü.
şimdi sorum şu: burda çok pahalıya yaptığım, daha ucuza yapabileceğim veya yanlış düşündüğüm (örneğin bu ayaklar masayı taşır mı? bunları nasıl sabitleriz vs?) bir şeyler varsa beni uyarmanız mümkün müdür acaba?
online.bauhaus.com.tr
şu arkadaştan 2 tane alıp üstüne bauhaus'tan 170 boyunda masif ahşap kestirerek bir çalışma masası yapacağım öncelikle. burda sorun var mı?
çalışma masasının altına hem matkap vs. hem benzeri az kullanılacak eşyaları depolamak için; www.ikea.com.tr bu arkadaşı almayı düşünüyorum?
çalışma masasıyla L yapacak şekilde;
www.ikea.com.tr
bu arkadaşı da alıp, daha kullanışlı eşyalarımı koyacağım.
türk aile yapısı gereği istemesem de bu odada yatak olmak zorunda: www.ikea.com.tr bunu düşündüm ama? (hem açılıp 2 kişilik oluyor hem baya kullanışlı)
sonra da duvara, projelerimiz genel taslaığının çizimi vs. için bi rolu kağıt almayı düşünüyorum.
www.studiohomeonline.com
şunun benzeir bir şekilde, kağıt kraf değil de, ikeanın şu çizim kağıdı gibi olur büyük ihtimalle. craft tam işime yaramaz çünkü.
şimdi sorum şu: burda çok pahalıya yaptığım, daha ucuza yapabileceğim veya yanlış düşündüğüm (örneğin bu ayaklar masayı taşır mı? bunları nasıl sabitleriz vs?) bir şeyler varsa beni uyarmanız mümkün müdür acaba?
su şişesini açarken macbooka su sıçradı. klavye ve trackpad bölümüne.
sanırım trackpadin kenarından içeriye biraz su sızdı, çünkü trackpad sapıtmaya başladı. kapattım hemen macbooku. ne yapabilirim? ne yapmalıyım? ayvayı yedim mi?
sanırım trackpadin kenarından içeriye biraz su sızdı, çünkü trackpad sapıtmaya başladı. kapattım hemen macbooku. ne yapabilirim? ne yapmalıyım? ayvayı yedim mi?
selam arkadaşlar.
80 kiloyum, özellikle boyun ağrılarım için barfiks çekmek istiyorum ama kapı barfiksi mi alsam (şu kapı eşiğine geçmeli) yoksa koridora sıkıştırılanlardan mı alsam? hangisi daha güvenlidir?
bir de bu kapı barfiksinde sanırım tutuş hatası var aslında ,barfiks tutuyor gibi olmuyoruz?
neyse siz neyi tavsiye edersiniz?
keşke direkt yere ayaklarıyla birlikte koyabileceğimiz bir alet olsa da onda çeksek
80 kiloyum, özellikle boyun ağrılarım için barfiks çekmek istiyorum ama kapı barfiksi mi alsam (şu kapı eşiğine geçmeli) yoksa koridora sıkıştırılanlardan mı alsam? hangisi daha güvenlidir?
bir de bu kapı barfiksinde sanırım tutuş hatası var aslında ,barfiks tutuyor gibi olmuyoruz?
neyse siz neyi tavsiye edersiniz?
keşke direkt yere ayaklarıyla birlikte koyabileceğimiz bir alet olsa da onda çeksek
ikeada da gördüm süper ötesiydi ama 400tl çok pahalı geldi.
ben buna şu ayakları da takıp: www.ikea.com.tr
güzel bir çalışma alanı oluşturacağım. derseniz ki "buraya bak yarı parasına bulursun", hemen gidip oraya bakacağım :)
www.ikea.com.tr
yardımar için teşekkürlerr
ben buna şu ayakları da takıp: www.ikea.com.tr
güzel bir çalışma alanı oluşturacağım. derseniz ki "buraya bak yarı parasına bulursun", hemen gidip oraya bakacağım :)
www.ikea.com.tr
yardımar için teşekkürlerr
selam arkadaşlar rüzgar şiddeti nasıl oluyor.
yani 24km diyor mesela büyükada. bu şiddetli bir rüzgar mıdır? yüzmeye gitmek için vs? üşütür mü adamı?
yani 24km diyor mesela büyükada. bu şiddetli bir rüzgar mıdır? yüzmeye gitmek için vs? üşütür mü adamı?
güzel farklı ve uyutmayacak makarna tarifi arıyorum. keşke içinde et de olsa..
carbonara, kremalı mantarlı makarna, bolonez soslu makarna dışında vs.
carbonara, kremalı mantarlı makarna, bolonez soslu makarna dışında vs.
selam arkadaşlar bugün tesadüf eseri kurbağalıderenin üstünden geçiyordum. işkur'un orda bi kurbağalı dere üst geçidi var demirden, hasanpaşa geçen. (iett garajının orası)
ordan geçerken 2 tane kepçe vardı. gözümün önünde kurbağalı derenin önünü kapattılar. ve bir anda kurbağalı dere yanda açılan farklı bir kapalı kanala akmaya başladı. ve kurbağalı dere DURDU.
şaka gibi geliyor ama gerçek. evet arkadaşlar: KURBAĞALIDERE DURDU.
iett garajının ordan itibaren kurbağalıderenin tamamı artık kapalı bir kanala akıyor. (o kanal nereye akıyor bilmiyorum. umarım fenerbahçenin oralarda yine dereyle birleşmiyordur)
hatta bir fotoğraf da çektim. ekte paylaşıyorum. gidin beni teyit edin ya, hakkaten akmıyor diyin. ulan eğer kurbağalıdereye bir daha su vermezlerse 2 haftaya kadar bütün suyu kurur, sonra boklar da kurur ve kısa sürede temizlenir. ben mi yanlış düşünüyorum?
bu arada fotoğrafta: kepçelerin olduğu yer aslında şarıl şarıl çok kuvvetli akan eski kurbağalı dere. kepçelerin arkasında da kurbağalıderenin yönü değiştirilmiş suyu yer alıyor. o su ordan kapalı bir kanala doğru akıyor.
doğru muyum? cidden ıslah çalışması bitti mi?
ordan geçerken 2 tane kepçe vardı. gözümün önünde kurbağalı derenin önünü kapattılar. ve bir anda kurbağalı dere yanda açılan farklı bir kapalı kanala akmaya başladı. ve kurbağalı dere DURDU.
şaka gibi geliyor ama gerçek. evet arkadaşlar: KURBAĞALIDERE DURDU.
iett garajının ordan itibaren kurbağalıderenin tamamı artık kapalı bir kanala akıyor. (o kanal nereye akıyor bilmiyorum. umarım fenerbahçenin oralarda yine dereyle birleşmiyordur)
hatta bir fotoğraf da çektim. ekte paylaşıyorum. gidin beni teyit edin ya, hakkaten akmıyor diyin. ulan eğer kurbağalıdereye bir daha su vermezlerse 2 haftaya kadar bütün suyu kurur, sonra boklar da kurur ve kısa sürede temizlenir. ben mi yanlış düşünüyorum?
bu arada fotoğrafta: kepçelerin olduğu yer aslında şarıl şarıl çok kuvvetli akan eski kurbağalı dere. kepçelerin arkasında da kurbağalıderenin yönü değiştirilmiş suyu yer alıyor. o su ordan kapalı bir kanala doğru akıyor.
doğru muyum? cidden ıslah çalışması bitti mi?
öncelikle bir arkadaş sorusu bu. aslında o da sormuyor da, ben szi merak ettiğim için soruyorum.
bi içerik ekibindesiniz. herkes çalışmaktan imtina eden, iş gelince sinir olan tipler.
9 ay önce girdiniz buraya, yine siz çalışıyorsunuz, daha hareketlisiniz vs.
daha elle tutulur şeyler söylemek gerekirse: işleri daha hızlı teslim ediyorsunuz, diğerlerinden daha çok iş teslim ediyorsunuz ve genelde de daha iyi iş teslim ediyorsunuz.
neyse geçen ay bir yerden teklif geliyor, farklı bir branşta (ancak sizin asıl olmak istediğiniz branşta) ve normalden %15 daha fazla maaş öneriyorlar üstelik. (bir de işyerindeki diğer çalışanlar hep mutsuz, hem şikayetçi konuştukları için bu durumda nda rahatsızsınız)
siz istifa etmek üzere konuşmaya çıkıyorsunuz, müdür (aynı zamanda patron 80 kişilik bir işyeri) "burda o departmanda yer al hatta yönet orayı" falan gibi bir konuşmayla istifa ettirmiyor sizi. sizi çok sevdiğini, diğerlerindn daha çok öne çıktığınızı vs. diye saydırıyor.
(bu arada işyeirndeki diğer istifa eden insanlarda bu tip bir konuşma falan yapmadı, direkt istifayı aldı geçti)
neyse siz de baya mutlu oluyorsunuz. hem daha çok bulunmak istediğiniz bir alanda olacaksınız, hem güven almışsınız, hem öyle hem böyle.
bu arada şirket (personel sayısının azlığına bakmayın) gerçekten alanında çok büyük bir şirket diye dipnot düşeyim.
sonra bugün oluyor.
personellere 6 aylık primleri yatıyor. size maaşınızın yarısından biraz daha fazla bir prim yatıyor.
sonra aynı departmandaki, aynı pozisyondaki (bu arada hala önceki departmandasınız, henüz departmanınız değişmedi belirteyim) arkadaşınıza sorduğunuzda maaşının neredeyse tamamı kadar prim aldığını öğreniyorsunuz. ve bu arkadaşınız sizden daha çalışkan, daha başarılı, daha tutulan, daha farklı vs. biri değil. eşit almayı veya bi tık fazla almayı beklerken priminiz yarı yarıya yatıyor.
motivasyon yerlerde haliyle.
1 ay önce görüştüğü işyerine, aynı pozisyonda birini arayıp aramadıklarını sorup bugün istifa etmeyi düşünüyor işin özeti bu.
siz olsanız eder miydiniz?
olay primin iki katı olması falan değil.
olay, it gibi uğraşıp didinmek, en çok göze batan kişilerden olmak, yöneticilerinizin de genelde sizi performans olarak önde tutması, ama iş primlere gelince dibi görmeniz. kişi daha fazla prim falan beklemiyor bu arada ancak bu kadar bariz farkla az prim alması onu tamamen yok etti bu iş yerinden.
2 saat içinde istifa edecek özet bu.
siz olsanız eder miydiniz?
bi içerik ekibindesiniz. herkes çalışmaktan imtina eden, iş gelince sinir olan tipler.
9 ay önce girdiniz buraya, yine siz çalışıyorsunuz, daha hareketlisiniz vs.
daha elle tutulur şeyler söylemek gerekirse: işleri daha hızlı teslim ediyorsunuz, diğerlerinden daha çok iş teslim ediyorsunuz ve genelde de daha iyi iş teslim ediyorsunuz.
neyse geçen ay bir yerden teklif geliyor, farklı bir branşta (ancak sizin asıl olmak istediğiniz branşta) ve normalden %15 daha fazla maaş öneriyorlar üstelik. (bir de işyerindeki diğer çalışanlar hep mutsuz, hem şikayetçi konuştukları için bu durumda nda rahatsızsınız)
siz istifa etmek üzere konuşmaya çıkıyorsunuz, müdür (aynı zamanda patron 80 kişilik bir işyeri) "burda o departmanda yer al hatta yönet orayı" falan gibi bir konuşmayla istifa ettirmiyor sizi. sizi çok sevdiğini, diğerlerindn daha çok öne çıktığınızı vs. diye saydırıyor.
(bu arada işyeirndeki diğer istifa eden insanlarda bu tip bir konuşma falan yapmadı, direkt istifayı aldı geçti)
neyse siz de baya mutlu oluyorsunuz. hem daha çok bulunmak istediğiniz bir alanda olacaksınız, hem güven almışsınız, hem öyle hem böyle.
bu arada şirket (personel sayısının azlığına bakmayın) gerçekten alanında çok büyük bir şirket diye dipnot düşeyim.
sonra bugün oluyor.
personellere 6 aylık primleri yatıyor. size maaşınızın yarısından biraz daha fazla bir prim yatıyor.
sonra aynı departmandaki, aynı pozisyondaki (bu arada hala önceki departmandasınız, henüz departmanınız değişmedi belirteyim) arkadaşınıza sorduğunuzda maaşının neredeyse tamamı kadar prim aldığını öğreniyorsunuz. ve bu arkadaşınız sizden daha çalışkan, daha başarılı, daha tutulan, daha farklı vs. biri değil. eşit almayı veya bi tık fazla almayı beklerken priminiz yarı yarıya yatıyor.
motivasyon yerlerde haliyle.
1 ay önce görüştüğü işyerine, aynı pozisyonda birini arayıp aramadıklarını sorup bugün istifa etmeyi düşünüyor işin özeti bu.
siz olsanız eder miydiniz?
olay primin iki katı olması falan değil.
olay, it gibi uğraşıp didinmek, en çok göze batan kişilerden olmak, yöneticilerinizin de genelde sizi performans olarak önde tutması, ama iş primlere gelince dibi görmeniz. kişi daha fazla prim falan beklemiyor bu arada ancak bu kadar bariz farkla az prim alması onu tamamen yok etti bu iş yerinden.
2 saat içinde istifa edecek özet bu.
siz olsanız eder miydiniz?
selam arkadaşlar. şuan türk telekom var bende. kendimi salak gibi hissediyorum 40tl verip 5gb internet, konuşma vs. kullanıyorum.
ama yeni türk telekoma geçenlere 8gb internet, konuşma, sms'i 29tl'ye veriyorlarmış. ama ben bu tarifeye geçemiyorum çünkü zaten SADIK TT müşterisiyim :)
kendimi daha fazla salak erine koymamak için diğer operatörleri araştıraıym dedim. tüm tarifeler çorba. yeni geçiş kampanyası faturalı faturasız hepsi birbirine girmiş drumda.
işin özeti şu: interneti bol, ve 30-35tl bandında en iyi tarife hangisidir? herhangi bir operatör olabilir.
en son aynı boku vodafone yediği için geçen sene tt'ye geçmiştim, şimdi tt aynı boku yediği için be nde başka operatörlerin "yeni geçen kampanyasına" katılacağım.
ama yeni türk telekoma geçenlere 8gb internet, konuşma, sms'i 29tl'ye veriyorlarmış. ama ben bu tarifeye geçemiyorum çünkü zaten SADIK TT müşterisiyim :)
kendimi daha fazla salak erine koymamak için diğer operatörleri araştıraıym dedim. tüm tarifeler çorba. yeni geçiş kampanyası faturalı faturasız hepsi birbirine girmiş drumda.
işin özeti şu: interneti bol, ve 30-35tl bandında en iyi tarife hangisidir? herhangi bir operatör olabilir.
en son aynı boku vodafone yediği için geçen sene tt'ye geçmiştim, şimdi tt aynı boku yediği için be nde başka operatörlerin "yeni geçen kampanyasına" katılacağım.
nerden bakmam gerekir?
çalışma masası,
bi tane tek kişilik yatak veya açılabilir koltuk,
masa lambası,
www.ikea.com.tr şu arkadaş,
duvarlarda karar ağaçlarını, projeleri vs. yazabileceğim bir zemin+kağıt vs. bişi (aklımda bişey yok)
gibi eşyleri almak istiyorum aslında.
burası çalışma odası olduğu için hiçbirinden süper uhteşemlik beklemiyorum. ev için zaten çok para harcadık.
ama bunları uygun fiyatlı almak için nerelere bakayım? bakabilirim?
defolu ürün, sağı solu çizik ürün indirimleri vs. varsa baya işime yarar mesela ama nerelere bakayım ya?
ciddi anlamda ucuza almak istiyorum bu ürünleri.
çalışma masası,
bi tane tek kişilik yatak veya açılabilir koltuk,
masa lambası,
www.ikea.com.tr şu arkadaş,
duvarlarda karar ağaçlarını, projeleri vs. yazabileceğim bir zemin+kağıt vs. bişi (aklımda bişey yok)
gibi eşyleri almak istiyorum aslında.
burası çalışma odası olduğu için hiçbirinden süper uhteşemlik beklemiyorum. ev için zaten çok para harcadık.
ama bunları uygun fiyatlı almak için nerelere bakayım? bakabilirim?
defolu ürün, sağı solu çizik ürün indirimleri vs. varsa baya işime yarar mesela ama nerelere bakayım ya?
ciddi anlamda ucuza almak istiyorum bu ürünleri.
sormam lazım:
30 hazirndaki açılıştan sonra, otobüs firmaları bu yolu kullanacaklar mı? (süre olarak özellikle izmire gidişte en az 1 saat kazandırır bu yol, hatta daha fazla) bunu nasıl öğrenebiliriz?
30 hazirndaki açılıştan sonra, otobüs firmaları bu yolu kullanacaklar mı? (süre olarak özellikle izmire gidişte en az 1 saat kazandırır bu yol, hatta daha fazla) bunu nasıl öğrenebiliriz?
ya arkadaş buna ne çok sallanmış :))
eksisozluk.com
şimdi twitterda da gördüm sallıyorlardı. ben anlamadım bu olayı. neyine sallıyorsunuz lan? örneğin ben fullstack developerım, eee ne diyeyim mahmut mu diyeyim?
"ne iş olsa yaparım" değil, "ne yazılım olsa kodlarım" adamıyım var mı yani :) problem neresinde anlamıyorum. uzmanlaşmak imkansızmış, ama çoğunda uzmanım? ne yapayım şimdi burda kod mu yarıştırayım, proje mi yarıştırayım? alın tartışalım işte. açım oğlum ben, her boku kendim yapmak istiyorum nasıl anlatayım durumumu? şimdi swift'e de başladım, onun da altından girip üstünden çıkacağım ve onun da hemen her konusunda UZMAN olacağım.
tıpkı php, mysql, mongodb, html5, css3, javascript'te olduğum gibi bunlarda da uzman olucam?
şu fullstacklere sallamaya meraklı insanları biraz şey olarak görüyorum: ciğere ulaşamayan kedi.
ve bu konuda da sahiden ciddiyim :)
projelerde fullstack olarak yer almıyorum. front end işiyse frontend'ini yapıyorum, backend işi gelirse backend'ini. çok nadirdir diğerine karıştığım. ama NE VERSELER kodlarım.
ama burada anlamadığım konu: ne alıp verilemediği var fullstacklarle :)
nolucak yani, illa ki sırf front end veya sırf backend'le mi uğraşacağız? bakın işin akademik kısmı olsa, tamma diyeceğim. işin kökü olsa, "tamam kardeşim hkalısın" diyeceğim. ama birkaç tane siktiriboktan yazılım hepsi. niye hepsinde birden uzman olunamayacağını düşnüüyorsunuz? alın size soru.
eksisozluk.com
şimdi twitterda da gördüm sallıyorlardı. ben anlamadım bu olayı. neyine sallıyorsunuz lan? örneğin ben fullstack developerım, eee ne diyeyim mahmut mu diyeyim?
"ne iş olsa yaparım" değil, "ne yazılım olsa kodlarım" adamıyım var mı yani :) problem neresinde anlamıyorum. uzmanlaşmak imkansızmış, ama çoğunda uzmanım? ne yapayım şimdi burda kod mu yarıştırayım, proje mi yarıştırayım? alın tartışalım işte. açım oğlum ben, her boku kendim yapmak istiyorum nasıl anlatayım durumumu? şimdi swift'e de başladım, onun da altından girip üstünden çıkacağım ve onun da hemen her konusunda UZMAN olacağım.
tıpkı php, mysql, mongodb, html5, css3, javascript'te olduğum gibi bunlarda da uzman olucam?
şu fullstacklere sallamaya meraklı insanları biraz şey olarak görüyorum: ciğere ulaşamayan kedi.
ve bu konuda da sahiden ciddiyim :)
projelerde fullstack olarak yer almıyorum. front end işiyse frontend'ini yapıyorum, backend işi gelirse backend'ini. çok nadirdir diğerine karıştığım. ama NE VERSELER kodlarım.
ama burada anlamadığım konu: ne alıp verilemediği var fullstacklarle :)
nolucak yani, illa ki sırf front end veya sırf backend'le mi uğraşacağız? bakın işin akademik kısmı olsa, tamma diyeceğim. işin kökü olsa, "tamam kardeşim hkalısın" diyeceğim. ama birkaç tane siktiriboktan yazılım hepsi. niye hepsinde birden uzman olunamayacağını düşnüüyorsunuz? alın size soru.
survivor izlenir mi falan demeyeceğim, müsait olduğumda izliyordum ben de. 1 aydır evde tv yok diye izleyemiyorum. ama arkadaş, her gün 2-3 entry okuyorum bu başlıkta.
bu nasıl bir spastiklik lan?
mesela bu ne lan? imgur.com
adamın istediği olmadığı diye neleree getirmiş lafı :))
bak cidden anlamadım bunu ha. arkadaşlar bu neyin kafası? neyin yaşantısı? insanlar ne yaşıyor da böyle oluyor hakikaten merak ediyorum.
yani şöyle diyeyim: survivorı en ince detaylarına kadar izlersiniz, hiç kaçırmazsınız vs. bunda hiç acaiyp bur durum yoktur. duruş açısından game of thronesla survivor arasında fark yok bana göre. ama programda istedikleri olmadı diye sinirlenip sağa sola küfürler yağdırmak, sonra kanalı silmekle tehdit etmek nedir lan? ciddi msiiniz abi?
BU NEEE?? :)))
eski survivorda tuttuğum insanlar da oldu, elendiklerinde hayalkırıklıgına da uğradım ama.
o kadar. yani bi tık ötesi yok :) dizide beğendiğin kişinin ölmesi gibi bişi işte.
neyse. sorum bu: BUNLAR NE YAŞIYOR?
bu nasıl bir spastiklik lan?
mesela bu ne lan? imgur.com
adamın istediği olmadığı diye neleree getirmiş lafı :))
bak cidden anlamadım bunu ha. arkadaşlar bu neyin kafası? neyin yaşantısı? insanlar ne yaşıyor da böyle oluyor hakikaten merak ediyorum.
yani şöyle diyeyim: survivorı en ince detaylarına kadar izlersiniz, hiç kaçırmazsınız vs. bunda hiç acaiyp bur durum yoktur. duruş açısından game of thronesla survivor arasında fark yok bana göre. ama programda istedikleri olmadı diye sinirlenip sağa sola küfürler yağdırmak, sonra kanalı silmekle tehdit etmek nedir lan? ciddi msiiniz abi?
BU NEEE?? :)))
eski survivorda tuttuğum insanlar da oldu, elendiklerinde hayalkırıklıgına da uğradım ama.
o kadar. yani bi tık ötesi yok :) dizide beğendiğin kişinin ölmesi gibi bişi işte.
neyse. sorum bu: BUNLAR NE YAŞIYOR?
selam arkadaşlar. acil önerilere ihtiyacım var, ki gidip mekanlarla görüşebileyim ne derler kabul ederler mi vs diye.
mekan kapatmak gibi bir amacım olmasa da, yaklaşık 50-60 kişi olcağımız için mekan kapanmak zorunda kalabilir öncelikle (ama şart değil yani, nasıl organize ediolarsa artık).
amaç: nikahtan cıkıcaz, akşam saati olucak saat.
ve genel anketlere göre rakı-balık tarzında veya o tatlarda, müzik de çalan bir mekanda nikah sonrası yapıcaz.
bu tanımlara uyan, kadıköy ve çevresinde (30-40dk mesafe olsun max) önerebileceğiniz nereler vardır?
mekan kapatmak gibi bir amacım olmasa da, yaklaşık 50-60 kişi olcağımız için mekan kapanmak zorunda kalabilir öncelikle (ama şart değil yani, nasıl organize ediolarsa artık).
amaç: nikahtan cıkıcaz, akşam saati olucak saat.
ve genel anketlere göre rakı-balık tarzında veya o tatlarda, müzik de çalan bir mekanda nikah sonrası yapıcaz.
bu tanımlara uyan, kadıköy ve çevresinde (30-40dk mesafe olsun max) önerebileceğiniz nereler vardır?
arkadaşlar önce spoiler yazısı ekranda gözükmesin diye gereksiz birkaç kelime daha yazacağım sonra konuya gireceğim.
biz bu dincilerden nyie bu kadar nefret ediyoruz ya?
gerçekten bak, asla sevmeyeceğim cersei, margaery falan gibi tipleri bile sevesimiz geldi 2 sezondur. cayır cayır yanıp geberirlerken kim zafer çığlığı atmadı ki?
halbuki bu dincilerin erine gelecek tip: cersei denen ruh hastası.
niye böyle ?? :)))
geberdiler ya, şükür. darısı dünyanın başına
biz bu dincilerden nyie bu kadar nefret ediyoruz ya?
gerçekten bak, asla sevmeyeceğim cersei, margaery falan gibi tipleri bile sevesimiz geldi 2 sezondur. cayır cayır yanıp geberirlerken kim zafer çığlığı atmadı ki?
halbuki bu dincilerin erine gelecek tip: cersei denen ruh hastası.
niye böyle ?? :)))
geberdiler ya, şükür. darısı dünyanın başına
selam arkadaşlar şimdi gidip apple store'dan 1900tl'ye bir telefon satın alsam kredi kartı ile (denizbank bonus)
1. bunu 12 taksite bölme teklifi gelir mi?
2. gelirse, bunu yaklaşık ne kadar vade farkıyla yapar tahmini?
teşekkürler
1. bunu 12 taksite bölme teklifi gelir mi?
2. gelirse, bunu yaklaşık ne kadar vade farkıyla yapar tahmini?
teşekkürler
selam arkadaşlar. her sene 1000tl telefona para verip, 5 ay içinde perte çıkmalarından bıktım. 7 ay, performanssız telefon kullanıyorum her sene kısaca.
dedim ki iphone alayım 2-3 sene götürsün beni. her türlü daha avantajlı olurum?
neyse sorum şu:
1. iphone se almayı düşünüyorum. tavsiye eder misiniz?
2. 16gb ile 64gb arasında 400tl fark mevcut. yüklü müzik dinlemiyorum genelde, çok sık fotoğraf çeken biri de değilim. belli başlı aplikasyonlarım var, oyun oynamıyorum. ama 16 yeter mi hiç bilmiyorum?
ben aslında 64 almayı düşünüyordum ama şimdi ihtiyacım var mı emin olamadım açıkçası.
ama bu sene içinde ios 10 çıktığında gidip işletim sistemi 10gb yer kaplarsa, 6gb alanla hiçbir iş yapamam bir de o var. siz ne dersiniz kısaca?
dedim ki iphone alayım 2-3 sene götürsün beni. her türlü daha avantajlı olurum?
neyse sorum şu:
1. iphone se almayı düşünüyorum. tavsiye eder misiniz?
2. 16gb ile 64gb arasında 400tl fark mevcut. yüklü müzik dinlemiyorum genelde, çok sık fotoğraf çeken biri de değilim. belli başlı aplikasyonlarım var, oyun oynamıyorum. ama 16 yeter mi hiç bilmiyorum?
ben aslında 64 almayı düşünüyordum ama şimdi ihtiyacım var mı emin olamadım açıkçası.
ama bu sene içinde ios 10 çıktığında gidip işletim sistemi 10gb yer kaplarsa, 6gb alanla hiçbir iş yapamam bir de o var. siz ne dersiniz kısaca?
anlamadım. yorucu bir iş falan yapmıyorum genelde bilgisayar başındayım, o yüzden yorgunluktan oldugunu düşünmüyorum.
diz kapaklarımda bir ağrı var, böyle içten içten gelen. sızı gibi.
ve bacaklarıma vuruyor, dizin altına. parmak uçlarıma vs. nasıl tarif edeyim hiç bilmiyorum. hafif karıncalanma ile kıl çekmesi acısı gibi bişi.
bacaklarımın üst tarfları da o kadar hassaslaştı ki (diz kapağının üstleri) mesela şort giyiyorum, kıllara sürtüyor ya. böyle tuhaf bir his oluyor, acıyla karıncalanma arası. onu da anlatamıyorum.
veriler çok genel ama nolabilir bu? dün öğlen başladı, bugün hala devam ediyor. daha önce hiç bu veya buna benzer bir şey yoktu. (askerdeki menisküs dışında)
diz kapaklarımda bir ağrı var, böyle içten içten gelen. sızı gibi.
ve bacaklarıma vuruyor, dizin altına. parmak uçlarıma vs. nasıl tarif edeyim hiç bilmiyorum. hafif karıncalanma ile kıl çekmesi acısı gibi bişi.
bacaklarımın üst tarfları da o kadar hassaslaştı ki (diz kapağının üstleri) mesela şort giyiyorum, kıllara sürtüyor ya. böyle tuhaf bir his oluyor, acıyla karıncalanma arası. onu da anlatamıyorum.
veriler çok genel ama nolabilir bu? dün öğlen başladı, bugün hala devam ediyor. daha önce hiç bu veya buna benzer bir şey yoktu. (askerdeki menisküs dışında)