Butun kadikoyu dolastim hepsi ceyrehi 199 ata altini 810dan bozduruyor.
Ekteki fotograftaki fiyatlara bozdurmak icin nereye gotmek lazim?
Ikinci sorum da su: elde biraz bekletirsem altin fiyati ufak da olsa artar mi
Ekteki fotograftaki fiyatlara bozdurmak icin nereye gotmek lazim?
Ikinci sorum da su: elde biraz bekletirsem altin fiyati ufak da olsa artar mi
ttnet 1 haftadır nakil işlemi için randevu dahi almıyor. bugün iptal edicem hattımı.
nereye başvurayım?
dsmart'a başvurursam problem yaşar mıyım ekstra?
bir de ttnet fiber var burda, ancak superonline'ın ttnet altyapısıyla aldığı hizmetlerde fiber yok sanrıım.
yani dsmartta fibere başvururken superonlnie'da galiba başvuramıyorum, başka alternatif var mı?
napayım?
nereye başvurayım?
dsmart'a başvurursam problem yaşar mıyım ekstra?
bir de ttnet fiber var burda, ancak superonline'ın ttnet altyapısıyla aldığı hizmetlerde fiber yok sanrıım.
yani dsmartta fibere başvururken superonlnie'da galiba başvuramıyorum, başka alternatif var mı?
napayım?
ya arkadaşlar rantını mantını geçtim şimdi, onu kenara bırakıyorum.
da bu saçmalık değil mi?
atatürk havalimanına metrobüs metro ile cillop gibi ulaşıyoruz, taa kadıköyden atatürke 40-45 dakikada ulaşıyorum. şuan ulaşım olarak şahane bir havalimanı.
diğer yanda sabiha gökçen var.
en yakın metroya ulaşımı 2020'lerin ortaları gözüküyor. ulaşımı berbat, rezil halde, insanı krize sokacak seviyede hatta. hiçbir alternatif yok, o yola metrobüs bile konmamış durumda.
şimdi diğer yanda yine hiçbir metro ve metrobüsün olmadığı, en yakın metronun yine 2020lerin ortalarından önce gelme ihtimalinin bulunmadığı 3. havalimanı dikilyior ve ulaşımı tek düzgün olan havalimanı, bu uğurda kapatılacak.
sorum: NİYE?
sabihayı kapat 3. havalimanını dik, oraya ulaşım getirdiğinde 2 tane fıstık gibi ulaşılan havalimanın olsun.
yani ben şuan 3. havalimanının açılacağı günü hayal edemiyorum. on binlerce insanın inip heryere sıkışık trafikte ulaşmaya çalışacağı bir havalimanı...
not: 3. havalimanına metro gelecek ne trafiği demeyin, o metro, o havalimanı açıldıktan en erken 5-6 sene sonra gelir.
da bu saçmalık değil mi?
atatürk havalimanına metrobüs metro ile cillop gibi ulaşıyoruz, taa kadıköyden atatürke 40-45 dakikada ulaşıyorum. şuan ulaşım olarak şahane bir havalimanı.
diğer yanda sabiha gökçen var.
en yakın metroya ulaşımı 2020'lerin ortaları gözüküyor. ulaşımı berbat, rezil halde, insanı krize sokacak seviyede hatta. hiçbir alternatif yok, o yola metrobüs bile konmamış durumda.
şimdi diğer yanda yine hiçbir metro ve metrobüsün olmadığı, en yakın metronun yine 2020lerin ortalarından önce gelme ihtimalinin bulunmadığı 3. havalimanı dikilyior ve ulaşımı tek düzgün olan havalimanı, bu uğurda kapatılacak.
sorum: NİYE?
sabihayı kapat 3. havalimanını dik, oraya ulaşım getirdiğinde 2 tane fıstık gibi ulaşılan havalimanın olsun.
yani ben şuan 3. havalimanının açılacağı günü hayal edemiyorum. on binlerce insanın inip heryere sıkışık trafikte ulaşmaya çalışacağı bir havalimanı...
not: 3. havalimanına metro gelecek ne trafiği demeyin, o metro, o havalimanı açıldıktan en erken 5-6 sene sonra gelir.
birkaç sorum var:
1. internetten şirket kurmadan bir şeyler satıyorsunuz. maliyeye yakalandınız, ne kadar ceza ödüyorsunuz?
2. internetten şirket kurup bir şeyyler satıyorsunuz, bazısına fatura kesip bazısına kesmiyorsunuz. fatura kesmediğiniz bir siparişten yakalandınız. ne kadar ceza ödüyorsunuz?
--ek: bu cezaların maddi yükü yanında başka yükü oluyor mu? (sicil micil)
3. şirket açtınız, bir kişiyi asgari ücretle çalıştırıyorsunuz. ona ödediğiniz 1300tl maaş + 700tl sigorta masrafı vergiden düşüyor mu?
4. senelik kaç bin tl kazanç %15 gelir vergisi, devamı %20 25 30 diye gidiyor?
1. internetten şirket kurmadan bir şeyler satıyorsunuz. maliyeye yakalandınız, ne kadar ceza ödüyorsunuz?
2. internetten şirket kurup bir şeyyler satıyorsunuz, bazısına fatura kesip bazısına kesmiyorsunuz. fatura kesmediğiniz bir siparişten yakalandınız. ne kadar ceza ödüyorsunuz?
--ek: bu cezaların maddi yükü yanında başka yükü oluyor mu? (sicil micil)
3. şirket açtınız, bir kişiyi asgari ücretle çalıştırıyorsunuz. ona ödediğiniz 1300tl maaş + 700tl sigorta masrafı vergiden düşüyor mu?
4. senelik kaç bin tl kazanç %15 gelir vergisi, devamı %20 25 30 diye gidiyor?
nasıl oluyor bu işlem?
şuan garanti uygulamasından baktığımda kredinini 19348tl'si duruyor diye gözüküyor.
ben bunu ay ay ödersem 25bin falan ödeyeceğim.
peki erken kapatırsam? yarın sabah gidip 19bin 348tl yatırırsam direkt kapanıyor mu kredi?
şubeye gitmek zorunda mıyım mesela?
şuan garanti uygulamasından baktığımda kredinini 19348tl'si duruyor diye gözüküyor.
ben bunu ay ay ödersem 25bin falan ödeyeceğim.
peki erken kapatırsam? yarın sabah gidip 19bin 348tl yatırırsam direkt kapanıyor mu kredi?
şubeye gitmek zorunda mıyım mesela?
neyle açılıyor bu arkadaşlar macos'ta?
google yazdım, ilk programı indirdim ama açamadı da o yüzden soruyorum.
teşekkürler
google yazdım, ilk programı indirdim ama açamadı da o yüzden soruyorum.
teşekkürler
selam arkadaşlar.
kumaşları ve keçeleri kesmek için, matbaalardaki bıçak gibi, kalıp bıçaklar çıkartılıyor mu acaba?
şöyle üst üste 50 tane kumaş koyayım mesela, bıçakla presleyip tek tip şeyler çıkartayım vs?
mümkün mü?
mümkünse istanbulda nerede yaptıraiblirim?
kumaşları ve keçeleri kesmek için, matbaalardaki bıçak gibi, kalıp bıçaklar çıkartılıyor mu acaba?
şöyle üst üste 50 tane kumaş koyayım mesela, bıçakla presleyip tek tip şeyler çıkartayım vs?
mümkün mü?
mümkünse istanbulda nerede yaptıraiblirim?
arkadaşlar şimdi şöyle bir soru sorayım:
sigortanız brüt 4000tl'den yatıyor.
sonra siz işten ayrılıp kendi işinizi kuruyorsunuz.
şimdi, bağkur ödemek gerekiyor sanırım değil mi?
öyleyse brüt 4000tl olan sgk giderinin, bağkurdaki karşılığı kaç tl'dir?
aha sorum bu inşallah saçma bir tarafı yoktur :(
yani kaç tl ödersem, ssk primlerim hiç düşmeden devam eder bağkurda.
bağkur ve ssk primlerimiz birbirlerini tamamlıyor bu arada değil mi?
sigortanız brüt 4000tl'den yatıyor.
sonra siz işten ayrılıp kendi işinizi kuruyorsunuz.
şimdi, bağkur ödemek gerekiyor sanırım değil mi?
öyleyse brüt 4000tl olan sgk giderinin, bağkurdaki karşılığı kaç tl'dir?
aha sorum bu inşallah saçma bir tarafı yoktur :(
yani kaç tl ödersem, ssk primlerim hiç düşmeden devam eder bağkurda.
bağkur ve ssk primlerimiz birbirlerini tamamlıyor bu arada değil mi?
ödemeye falan geçtim https yok, girmedim bilgi falan.
eyeconnection.com
daha önce alışveriş yapan var mı?
eyeconnection.com
daha önce alışveriş yapan var mı?
selam arkadaşlar soruma geçeyim kısaca:
yüklü miktarda altın bozduracağım (belki çok yüklü değildir işte 19-20bin civarı) ve haliyle en az kayıpla bozdurmak istiyorum. nereye bozdurmam gerekir?
bi de mesela şuan gram altın 126.5tl gözüküyor, bozdururken en ideal değeri nedir bunun? 123tl falan mı yoksa sizce daha da mı düşükten bozdurulur?
son sorum da: kısa bir süre daha bekleyeyim mi? yoksa hemen bozdurayım gitsin mi?
gerçi beklesem nolcak sanki 2 haftada 10tl mi değerlenicek :)
yüklü miktarda altın bozduracağım (belki çok yüklü değildir işte 19-20bin civarı) ve haliyle en az kayıpla bozdurmak istiyorum. nereye bozdurmam gerekir?
bi de mesela şuan gram altın 126.5tl gözüküyor, bozdururken en ideal değeri nedir bunun? 123tl falan mı yoksa sizce daha da mı düşükten bozdurulur?
son sorum da: kısa bir süre daha bekleyeyim mi? yoksa hemen bozdurayım gitsin mi?
gerçi beklesem nolcak sanki 2 haftada 10tl mi değerlenicek :)
0 binaya taşınmıştık 3 ay önce. henüz iskanı çıkmamıştı ama çıkacaktı.,
neyse evlilik vs. de olunca, ben böle konularda biraz takıntılıyımdır gittik hemen nüfusları değiştirtip ikametgahı aldıralım dedik.
ikametgah için bina bir türlü gözükmedi. inşaat halinde vs. gözüküyordu, gene de konuştuk ettik, biz burda yaşıoruz arkadaş, diye. sonra o binayı tanımlayıp bizi oraya ikamet yazdırdılar.
da anlamadığım şey 40 daireli binada bizden başka ikamet aldıran yokmuş oraya.
niye?
iskanı hazır olmayan binaya ikamet aldırmak sıkıntılı bişi midir ki?
neyse evlilik vs. de olunca, ben böle konularda biraz takıntılıyımdır gittik hemen nüfusları değiştirtip ikametgahı aldıralım dedik.
ikametgah için bina bir türlü gözükmedi. inşaat halinde vs. gözüküyordu, gene de konuştuk ettik, biz burda yaşıoruz arkadaş, diye. sonra o binayı tanımlayıp bizi oraya ikamet yazdırdılar.
da anlamadığım şey 40 daireli binada bizden başka ikamet aldıran yokmuş oraya.
niye?
iskanı hazır olmayan binaya ikamet aldırmak sıkıntılı bişi midir ki?
sözlükte başlığı var ama sözlük hesbım yok :(
arkadaşlar beşiktaş alanyaspor maçı için bilet arıyorum da.
devamını şey edersiniz.
arkadaşlar beşiktaş alanyaspor maçı için bilet arıyorum da.
devamını şey edersiniz.
haftasonu araç kiraladım 1000tl yi bloke etmişlerdi.
şimdi bunu geri yatırmışlar, tam ekstre ödeme dönemiydi ve denizbank aplikasyonunda bunu direkt ödeme olarak kabul etmiş.
yani 3000tl borcum var
ve 995tl ödemişim gibi gözüküyor. gerçekten böyle mi işlenecek yoksa hatalı mı gözüküyor?
şimdi bunu geri yatırmışlar, tam ekstre ödeme dönemiydi ve denizbank aplikasyonunda bunu direkt ödeme olarak kabul etmiş.
yani 3000tl borcum var
ve 995tl ödemişim gibi gözüküyor. gerçekten böyle mi işlenecek yoksa hatalı mı gözüküyor?
tavsiyeye ihtiyacım var. hem de baya.
borçlar için toplu ödeme yapabileceğim 17-19bin tl arası param var.
şimdi borçlarımın toplamını ve aylık öödemelerini yazıyorum: (borç toplamı, o tutarı ödediğimde borcu kapatabileceğim tutar. krediler faizleriyle daha fazla yoksa)
kredi1: 19.343TL - aylık 780TL
kredi2: 9000TL - aylık 300tl civarı bir şey
kredi kartI. 3000-4000tl arası borç var.
kredi kartı 2: 2000tl b orç var. (kredi kartı borçları toplam borçlar, ekstreler değil)
bunun dışında; artık toplu ödemeyi uygun görmediğim son 10 ayı kalmış krediler var; onlar da aylık 300tl.
öğrenim kredisi: aylık 300tl.
kira + yemek + faturalar + yol vs. derken bu tarafa da = 3500tl sabit gider yazalım.
yani hiçbir krediyi ve borcu kapatmazsam aylık ortalama =
3500 + 780 + 320 + 700 + 300 + 300 TL giderim var.
yani = 5900TL. sabit gider.
normalde aylık gelir 7000 8000 civarında olacak ancak eylül ve ekim aylarında bu gelir 4000tl civarı bir rakamda kalabilir (çok büyük error). sonra yine eski seyrine dönecek, hatta kasım ayının başında biraz daha büyük olacak.
çok karıştırdım farkındayım ama tavsiyeye ihtiyacım var.
bu 17-19bin tl arası sıcak parayı sizce nasıl kullanayım?
19bin ödenerek kapanabilen kredimi direkt kapatıp 1-2 ay sürüneyim mi?
yoksa kasım ayı gelene kadar bu parayı kullanmayıp nolur nolmaz diye kenarda mı tutayım?
yoksa büyük krediyi hiç ödemeyip diğer bütün borçları mı sıfırlayayım?
benim içimden geçen tüm parayla, henüz hiç faiz kaçmamış olan büyük krediyi ödeip biraz çile çekmekte. ancak finansal yönetim olarak hangisi daha mantıklıdır?
bu parayla büyük krediyi ödeyip kapatırsam aylık giderimde 780TL farkedecek (ancak ben bunu 3 sene boyunca ödeyeceğim nerdeyse).
eğer diğre bütün borçlarımı ödersem; öğrenim kredisi dışında tüm borçlarımı sıfırlamış oluyorum. hatta öğrenim kredisi kalan toplam borcum da 5800tl, onun da 2000tl sini falan ödeyebiliyorum.
sizce ne yapayım? parayı biraz kenarda tutup bekleyeyim mi?
yoksa diğer iki seçenkten birini mi seçeyim?
büyük krediyi ödemezsem faiz zararım 5000-6000tl falan olacak.
borçlar için toplu ödeme yapabileceğim 17-19bin tl arası param var.
şimdi borçlarımın toplamını ve aylık öödemelerini yazıyorum: (borç toplamı, o tutarı ödediğimde borcu kapatabileceğim tutar. krediler faizleriyle daha fazla yoksa)
kredi1: 19.343TL - aylık 780TL
kredi2: 9000TL - aylık 300tl civarı bir şey
kredi kartI. 3000-4000tl arası borç var.
kredi kartı 2: 2000tl b orç var. (kredi kartı borçları toplam borçlar, ekstreler değil)
bunun dışında; artık toplu ödemeyi uygun görmediğim son 10 ayı kalmış krediler var; onlar da aylık 300tl.
öğrenim kredisi: aylık 300tl.
kira + yemek + faturalar + yol vs. derken bu tarafa da = 3500tl sabit gider yazalım.
yani hiçbir krediyi ve borcu kapatmazsam aylık ortalama =
3500 + 780 + 320 + 700 + 300 + 300 TL giderim var.
yani = 5900TL. sabit gider.
normalde aylık gelir 7000 8000 civarında olacak ancak eylül ve ekim aylarında bu gelir 4000tl civarı bir rakamda kalabilir (çok büyük error). sonra yine eski seyrine dönecek, hatta kasım ayının başında biraz daha büyük olacak.
çok karıştırdım farkındayım ama tavsiyeye ihtiyacım var.
bu 17-19bin tl arası sıcak parayı sizce nasıl kullanayım?
19bin ödenerek kapanabilen kredimi direkt kapatıp 1-2 ay sürüneyim mi?
yoksa kasım ayı gelene kadar bu parayı kullanmayıp nolur nolmaz diye kenarda mı tutayım?
yoksa büyük krediyi hiç ödemeyip diğer bütün borçları mı sıfırlayayım?
benim içimden geçen tüm parayla, henüz hiç faiz kaçmamış olan büyük krediyi ödeip biraz çile çekmekte. ancak finansal yönetim olarak hangisi daha mantıklıdır?
bu parayla büyük krediyi ödeyip kapatırsam aylık giderimde 780TL farkedecek (ancak ben bunu 3 sene boyunca ödeyeceğim nerdeyse).
eğer diğre bütün borçlarımı ödersem; öğrenim kredisi dışında tüm borçlarımı sıfırlamış oluyorum. hatta öğrenim kredisi kalan toplam borcum da 5800tl, onun da 2000tl sini falan ödeyebiliyorum.
sizce ne yapayım? parayı biraz kenarda tutup bekleyeyim mi?
yoksa diğer iki seçenkten birini mi seçeyim?
büyük krediyi ödemezsem faiz zararım 5000-6000tl falan olacak.
gece 1e kadar havaş var gördüğüm kadarıyla.
gece 1'den sonra nasıl gelinebilir kadıköye sabihadan?
e-11 var ama 67 durak var sabihadan kadıköye, sabahı bulur.
gece 1'den sonra nasıl gelinebilir kadıköye sabihadan?
e-11 var ama 67 durak var sabihadan kadıköye, sabahı bulur.
selam arkadaşlar bana bol miktarda 5 ve 10tl lazım, bi 20şer tane falan.
nerden istemem lazım ki ya, bankalar mankalar verir mi?
nerden istemem lazım ki ya, bankalar mankalar verir mi?
selam arkadaşlar,
macos için en ideal svn hangisidir? komple olarak tüm bu süreç için hangi programları öneriyorsunuz?
(svn'inden tut ide'sine kadar)
macos için en ideal svn hangisidir? komple olarak tüm bu süreç için hangi programları öneriyorsunuz?
(svn'inden tut ide'sine kadar)
hızlı ve güzel napim?
evde şuan krema ve makarna var. canım da makarna çekiyor zaten.
gidip dana jambonla yumurta alayım carbonara yapim?
veya ne yapayım ya pratik bişi önerir misiniz?
evde şuan krema ve makarna var. canım da makarna çekiyor zaten.
gidip dana jambonla yumurta alayım carbonara yapim?
veya ne yapayım ya pratik bişi önerir misiniz?
şimdi e devletten kalan taksitlerime bakayım dedim şöyle bişi çıktı karşıma:
pek taksit atlamamıştım, geçen ay 2 hafta kadar g eciktirdim, sonra gelecek ayın taksidiyle birlikte erken ödedim. bu ne lan? vergi dairesine niye verilmiş şimdi bu?
imgur.com
pek taksit atlamamıştım, geçen ay 2 hafta kadar g eciktirdim, sonra gelecek ayın taksidiyle birlikte erken ödedim. bu ne lan? vergi dairesine niye verilmiş şimdi bu?
imgur.com
arkadaşlar bana bikaç tane mağaza önerir misiniz?
ne %100 ciddi (smokin) ne de işte gevşek bir şey bakıyorum. ama bi papyon olsun istiyorum. neyse, bikaç mağaza söyler misiniz koleksiyonlarına bakayım da yarın bu işi 4-5 saatte halledebileyim?
belki pek iyi bir örnek değil biraz palyaçomsu ama işte bahsettiğim farklı tarz biraz bu kafalar işte;
www.bizoyleduyduk.com
bilemedim kısaca biraz koleksiyon bakıp kafamda şekillendirmek istiyorum
ne %100 ciddi (smokin) ne de işte gevşek bir şey bakıyorum. ama bi papyon olsun istiyorum. neyse, bikaç mağaza söyler misiniz koleksiyonlarına bakayım da yarın bu işi 4-5 saatte halledebileyim?
belki pek iyi bir örnek değil biraz palyaçomsu ama işte bahsettiğim farklı tarz biraz bu kafalar işte;
www.bizoyleduyduk.com
bilemedim kısaca biraz koleksiyon bakıp kafamda şekillendirmek istiyorum
ben tam anlamıyorum bu olayı. 10 senede bir şampiyon oluyoruzdur sıkıntı yok da. bnu fenerbahçenin söylemesi bi tuhafıma gidiyor.
son 10 senede 1 tanesi şike şampiyonluğu olmak üzere toplam 3 şampiyonluğu var mesela fenerbahçenin. yani şikeyi bile şampiyonluktan saysak beşiktaşla aralarında 1 şampiyonluk var son 10 senede. o zaman bu neyin kendine güveni oluyor ki cidden çözemedim.
ki emin olmamakla birlikte son 10 senedeki total kupalara (türkyie ve süper kupa) baksak bu tablonun çok daha farklı olacağına da eminim.
o zaman. eee? neyin algısı bu :)
son 10 senede 1 tanesi şike şampiyonluğu olmak üzere toplam 3 şampiyonluğu var mesela fenerbahçenin. yani şikeyi bile şampiyonluktan saysak beşiktaşla aralarında 1 şampiyonluk var son 10 senede. o zaman bu neyin kendine güveni oluyor ki cidden çözemedim.
ki emin olmamakla birlikte son 10 senedeki total kupalara (türkyie ve süper kupa) baksak bu tablonun çok daha farklı olacağına da eminim.
o zaman. eee? neyin algısı bu :)
merhaba arkadaşlar sorum şu:
ödeme tarihi bugün olan bi enpara kredim vardı. ama şimdi eft saatini de geçirdiğim için, ordan bi bolca para gömçürürler. (garanti bankasından enparaya göndersem kredi ödemesi için)
garanti bankamatikten çekip enpara bankamatikten kredimi ödesem bugün, mesai saatini geçirdim diye "krediyi geç ödemiş" mi olurum? yoksa gece 12'ye kadar herhangi bir saatte ödesem farketmez mi?
ödeme tarihi bugün olan bi enpara kredim vardı. ama şimdi eft saatini de geçirdiğim için, ordan bi bolca para gömçürürler. (garanti bankasından enparaya göndersem kredi ödemesi için)
garanti bankamatikten çekip enpara bankamatikten kredimi ödesem bugün, mesai saatini geçirdim diye "krediyi geç ödemiş" mi olurum? yoksa gece 12'ye kadar herhangi bir saatte ödesem farketmez mi?
arkadaşlar buraya taşındığımdan öyle pişmanım ki kelimeler yetersiz kalır.
göztepe denen köyün tillahı biryerde oturuyorum şuan.
bugün pizza yapayım dedim birkaç tane malzeme almaya çıktım; 5 tane market dolaştım ki bir tanesi de migors'tu ve bulamadığım malzemeler şunlar:
- kuru et yok, roastbeef tarzı falan da et yok.
- taze fesleğen yok
- roka yok
- mozarella peynirini geçtim; klasik beyaz peynir ve kaşar dışında peynir yok. farklı et taleplerinize karşılık verecek hiçbir yer yok. 40 dakika market dolaştım en son sinir krizi geçirdim döndüm.
göztepede yaşayan herkes yemeğine peynir olarak kaşar koyup, et olarak yalnızca dana/kuzu sote mi yiyor? burası köy mü?
ben emin olun merkeze çok daha uzak bir yerde 2 sene yaşadım.
"keko yeri" flaan dersiniz (çekmeköy) ama yemin ederim en boktan marketine kadar hiçbir yerde bu malzemelerin olmadığını görmedim. hiçbir zaman malzeme yokluğu çekmedim. ama bu göztepe nedir arkadaş? burası nasıl varoş yerlerdir böyle?
bunları yiyenleri yeriyor değilim ama buranın toplumunda belli ki öyle yerleşmiş standart bir yemek zevki var ki, alternatif hiçbir şey getirmiyor marketler. ki alternatif dediğim şey de mozarella gibi gayet sıradan bişey. TAZE FESLEĞEN YOK ULAN taze fesleğeeeen???
bu nasıl bir şeydir yarabbim ya.
burası gerçekten köy mü arkadaşlar? özet bu.
bu içine ettiğimin köyünde, bu tür aslında NORMAL olan ama kadıköye göre "marjinal" malzemeleri göztepe civarında bulabileceğim NORMAL İNSAN marketi var mıdır?
teşekkürler.
göztepe denen köyün tillahı biryerde oturuyorum şuan.
bugün pizza yapayım dedim birkaç tane malzeme almaya çıktım; 5 tane market dolaştım ki bir tanesi de migors'tu ve bulamadığım malzemeler şunlar:
- kuru et yok, roastbeef tarzı falan da et yok.
- taze fesleğen yok
- roka yok
- mozarella peynirini geçtim; klasik beyaz peynir ve kaşar dışında peynir yok. farklı et taleplerinize karşılık verecek hiçbir yer yok. 40 dakika market dolaştım en son sinir krizi geçirdim döndüm.
göztepede yaşayan herkes yemeğine peynir olarak kaşar koyup, et olarak yalnızca dana/kuzu sote mi yiyor? burası köy mü?
ben emin olun merkeze çok daha uzak bir yerde 2 sene yaşadım.
"keko yeri" flaan dersiniz (çekmeköy) ama yemin ederim en boktan marketine kadar hiçbir yerde bu malzemelerin olmadığını görmedim. hiçbir zaman malzeme yokluğu çekmedim. ama bu göztepe nedir arkadaş? burası nasıl varoş yerlerdir böyle?
bunları yiyenleri yeriyor değilim ama buranın toplumunda belli ki öyle yerleşmiş standart bir yemek zevki var ki, alternatif hiçbir şey getirmiyor marketler. ki alternatif dediğim şey de mozarella gibi gayet sıradan bişey. TAZE FESLEĞEN YOK ULAN taze fesleğeeeen???
bu nasıl bir şeydir yarabbim ya.
burası gerçekten köy mü arkadaşlar? özet bu.
bu içine ettiğimin köyünde, bu tür aslında NORMAL olan ama kadıköye göre "marjinal" malzemeleri göztepe civarında bulabileceğim NORMAL İNSAN marketi var mıdır?
teşekkürler.
selam arkadaşlar olabilecek en iyi pizzayı yapmak istiyorum.
bana ince hamur pizza için bi hamur tarifi,
sosu için de bir sos tarifi verseniz olur mu acaba?
niye gidip pizzacıdan almıyorum? çünkü bişi üretmek istiyorum teşekkürler.
bana ince hamur pizza için bi hamur tarifi,
sosu için de bir sos tarifi verseniz olur mu acaba?
niye gidip pizzacıdan almıyorum? çünkü bişi üretmek istiyorum teşekkürler.
türkiyeyi değil ya, etrafta sahip olduğunuz her şeyi bir sabah bırakıp gitme isteği.
üstümde öyle fazla ar ki, ya herş eyi bırakıp biryere gidicem ve irtibatı yok edicem.
ya da komple kendi fişimi çekicem, ramak kaldı.
ama snaırım komple fişi çekmek değil de, her şeyi bırakıp gitmek daha zor geliyor. sonrasını düşünmekle ilgili bir kaygı bu.
aranızda hiç her şeyi bırakıp gitmiş biri var mı?
illa ki bir ege kasabasından falan bahsetmiyorum. haytta sırtınıza sorumluluk yükleyen her şeyi bırakıp gittiğiniz bir andan bahsediyorum. belki tüm sevdiklerinizi bırakmak olur, belki tüm işinizden komple kurtulmak olur belki şehir değiştirmek olur belki başka bir şey.
var mı bunu yapan?
üstümde öyle fazla ar ki, ya herş eyi bırakıp biryere gidicem ve irtibatı yok edicem.
ya da komple kendi fişimi çekicem, ramak kaldı.
ama snaırım komple fişi çekmek değil de, her şeyi bırakıp gitmek daha zor geliyor. sonrasını düşünmekle ilgili bir kaygı bu.
aranızda hiç her şeyi bırakıp gitmiş biri var mı?
illa ki bir ege kasabasından falan bahsetmiyorum. haytta sırtınıza sorumluluk yükleyen her şeyi bırakıp gittiğiniz bir andan bahsediyorum. belki tüm sevdiklerinizi bırakmak olur, belki tüm işinizden komple kurtulmak olur belki şehir değiştirmek olur belki başka bir şey.
var mı bunu yapan?
arkadaşlar bu filme bayıldım ya. gerçekten bayıldım yani uzun zamandır bi filme bu kadar bayılmamıştım.
not: aslında baya sıradan bir film, tamamen öznel beğeni işi bu filmi beğenmek o yüzden izlemenizi tavsiye etmem yanlış olur.
şimdi bu filmi izlemiş arkadaşlara, benzer tatta filmler sormak istiyorum, yardımcı olur musunuz?
not: aslında baya sıradan bir film, tamamen öznel beğeni işi bu filmi beğenmek o yüzden izlemenizi tavsiye etmem yanlış olur.
şimdi bu filmi izlemiş arkadaşlara, benzer tatta filmler sormak istiyorum, yardımcı olur musunuz?
angularjs öğrenmeye çalışıyorum ama neden öğrenmem gerektiğine dair kendimi ikna etmem gerekiyor. neden kullanmalıyım?
jquery yerine angularjs kullandığımda hangi konularda avantajım olacak?
veya ne tür işlerde angularjs kullanmam gerekli?
angular'ın avantajlarını cidden bilmiyorum ama son dönemde karmaşık form sahibi tüm sitelerde nerdeyse angular kullanılmış. satıriçi yazma avantajı yüzünden mi tercihler böyle? (örneğin onedio'nun içerik ekleme sistemi)
neyse yanlış bilgi yazmayayım hiç, sizi dinleyeyeyim.
jquery yerine angularjs kullandığımda hangi konularda avantajım olacak?
veya ne tür işlerde angularjs kullanmam gerekli?
angular'ın avantajlarını cidden bilmiyorum ama son dönemde karmaşık form sahibi tüm sitelerde nerdeyse angular kullanılmış. satıriçi yazma avantajı yüzünden mi tercihler böyle? (örneğin onedio'nun içerik ekleme sistemi)
neyse yanlış bilgi yazmayayım hiç, sizi dinleyeyeyim.
selam arkadaşlar, asgari ücretin maliyetini merak ediyorum, internette de baktım ama biraz farklı farklı şeyler yazmışlardı veya ben anlamadım.
özet şu:
xxx TL maaş - çalışanın eline geçiyor
xxx TL AGİ - çalışanın eline geçiyor
xxx TL sigorta vs. diğer giderler toplamı - devletin eline geçiyor.
gibi baya net bişi.
ayrı ayrı kalemlere gerek yok yani.
özet şu:
xxx TL maaş - çalışanın eline geçiyor
xxx TL AGİ - çalışanın eline geçiyor
xxx TL sigorta vs. diğer giderler toplamı - devletin eline geçiyor.
gibi baya net bişi.
ayrı ayrı kalemlere gerek yok yani.
4 aydır 12bininci sıralardayım.
işte 11bin ile 13bin arasında değişiyor, onun da sebebi zaten o gün giriş yapan kişilerin sayısındaki değişim.
sanırım sözlüğe alımlar kapandı doğru muyum? hiç oynamıyor çünkü, 6 ayda 27binden 12bine geldim, 4 aydır 12bindeyim.
işte 11bin ile 13bin arasında değişiyor, onun da sebebi zaten o gün giriş yapan kişilerin sayısındaki değişim.
sanırım sözlüğe alımlar kapandı doğru muyum? hiç oynamıyor çünkü, 6 ayda 27binden 12bine geldim, 4 aydır 12bindeyim.
mesela bir simitçinin eline vatan satmakla ilgili nasıl imkanlar geldi de elinin tersiyle itip "ben simit satarım ama vatanı satmam" diyebildi? bugün bu söz alkışlanıyor ya bunu acayip merak ettim.
mesela gülen cemaati bunun yanına gidip 10 milyon dolar karşılıgında vatan satar mısın mı dedi?
veya seni general yapacağız ama karşılıgında vatan satacaksın mı dedi de kabul etmedi, simide devam dedi?
mesela gülen cemaati bunun yanına gidip 10 milyon dolar karşılıgında vatan satar mısın mı dedi?
veya seni general yapacağız ama karşılıgında vatan satacaksın mı dedi de kabul etmedi, simide devam dedi?
arkadaşlar uyarayım bazılarınız belki tiksinebilir. ama öyle çok tiksindirecek bi durum yok aslında, ama gene de uyarayım.
www.youtube.com
inanılmaz zevk aldım bu videodan ya. o dişlerin arasından geçen havayı hissettim, o kapalı kalmışlıktan sonraki özgürlüğü hissettim resmen öyle tatmin edici bir video ki anlatamam. sizde de var mı böyle hisler?
mesela üstünü kurt basan köpeği temizleme videolarında da böyle oluyorum. o göbeğini sıkıp içinden kurtları çıkarttıklarında vs.
siz de böyle videolardan keyif alıyor musunuz?
www.youtube.com
inanılmaz zevk aldım bu videodan ya. o dişlerin arasından geçen havayı hissettim, o kapalı kalmışlıktan sonraki özgürlüğü hissettim resmen öyle tatmin edici bir video ki anlatamam. sizde de var mı böyle hisler?
mesela üstünü kurt basan köpeği temizleme videolarında da böyle oluyorum. o göbeğini sıkıp içinden kurtları çıkarttıklarında vs.
siz de böyle videolardan keyif alıyor musunuz?
şimdi arkadaşlar ben bunu sırf 2 film izlemiştim, moviemax'te az önce son 20dk sı denk geldi de kafam karıştı.
bu jon connor normalde insanlığın son ümidiydi diye biliyorum,
ama izlediğim filmde jon connor bizim şekilden şekle giren makineye dönüşmüştü? veya ben çok götünden izlediğim için böyle çıkarım yaptım.
bu adamın bi kronolojik olaylarını anltır mısınız kaba taslak?
bu jon connor normalde insanlığın son ümidiydi diye biliyorum,
ama izlediğim filmde jon connor bizim şekilden şekle giren makineye dönüşmüştü? veya ben çok götünden izlediğim için böyle çıkarım yaptım.
bu adamın bi kronolojik olaylarını anltır mısınız kaba taslak?
şimdi arkadaşlar, ben gezi parkı döneminde sokaktaydım. biber gazı yer, ara sokaklara koşuştururduk vs. toma gelince topuklar, sonra uzaktan bişeler yapabilirsek yapardık.
milli irade olarak sokağa çıkan kitleye bişey diyemem, çok sevdiğim bir kitle değildir.
ama farkında mısınız? adamlar tanka, mermiye vs. kafa attı.
yani boğaziçi videolarını izliyorum, bir adam önden gidiyor, herifi kurşun manyağı yapıyorlar. arkadakiler kaçmıyor, siper alıyorlar sadece. sonra yine devam ediyorlar. tank geliyor, tık yok. helikopter ateş ediyor yine kaçışıp meydanları bırakmıyorlar.
yani, kimse kusura bakmasın ama çok hikayeymişiz. inanılmaz hikayeymişiz hem de. bunların gösterdiği iradenin 100binde birini gösterip o meydanları tutabilseymişiz keşke.
milli irade olarak sokağa çıkan kitleye bişey diyemem, çok sevdiğim bir kitle değildir.
ama farkında mısınız? adamlar tanka, mermiye vs. kafa attı.
yani boğaziçi videolarını izliyorum, bir adam önden gidiyor, herifi kurşun manyağı yapıyorlar. arkadakiler kaçmıyor, siper alıyorlar sadece. sonra yine devam ediyorlar. tank geliyor, tık yok. helikopter ateş ediyor yine kaçışıp meydanları bırakmıyorlar.
yani, kimse kusura bakmasın ama çok hikayeymişiz. inanılmaz hikayeymişiz hem de. bunların gösterdiği iradenin 100binde birini gösterip o meydanları tutabilseymişiz keşke.
apartmanın dahili çanağı var.
eve gelen kabloyu, doğru bir şekilde uydu alıcılı televizyonuma bağladım.
gerekli ayarları yaptım ve sinyal kalitem %0 gözüküyor.
sonra çatıya çıktım, acaba bizim daireye gelen kablolar mı bağlanmamıştı diye. ancak "star box" denen, uyduyu dairelere dağıtan şeyde, bizim daireye bağlı gözüküyordu kablo. (yanında kırmızı ışık yanıyordu ben ve benim gibi bi 15-20 dairenin) (bir kısmında yanmıyordu, 5-6 dairede de takılı değildi kablo)
ya bu nedir? ben bunu nasıl çözerim arkadaşlar?
eve gelen kabloyu, doğru bir şekilde uydu alıcılı televizyonuma bağladım.
gerekli ayarları yaptım ve sinyal kalitem %0 gözüküyor.
sonra çatıya çıktım, acaba bizim daireye gelen kablolar mı bağlanmamıştı diye. ancak "star box" denen, uyduyu dairelere dağıtan şeyde, bizim daireye bağlı gözüküyordu kablo. (yanında kırmızı ışık yanıyordu ben ve benim gibi bi 15-20 dairenin) (bir kısmında yanmıyordu, 5-6 dairede de takılı değildi kablo)
ya bu nedir? ben bunu nasıl çözerim arkadaşlar?
digiturk mu, d-smart mı veya başka bişi mi hangini kurdurayım arkadaşlar?
genelde 2-3 tv kanalı dışında bişi izlemiyorum, onlar da her platformda var zaten. belki discovery channel'ın bazı platformlarda olmaması dezavantaj olabilir ama o da çok etkiler mi emin değilim.
sinema kanalı vs. olması baya işime gelir bu konuda hangini tavsiye edersiniz genel özellikelr bakımından?
not: digiturke meyilliyim
genelde 2-3 tv kanalı dışında bişi izlemiyorum, onlar da her platformda var zaten. belki discovery channel'ın bazı platformlarda olmaması dezavantaj olabilir ama o da çok etkiler mi emin değilim.
sinema kanalı vs. olması baya işime gelir bu konuda hangini tavsiye edersiniz genel özellikelr bakımından?
not: digiturke meyilliyim
sleam arkadaşlar sorum şu:
kadıköy veya çevresinde (üsküdar altınuzade vs. olabilir) 20 kişi fix menü ile yemek yiyeceğimiz kebap tarzı bir yer arıyorum.
eli yüzü düzgün ve fiyat performansı iyi bir yer olursa sevinirim.
tavsiyelerinizi bekliyorum
kadıköy veya çevresinde (üsküdar altınuzade vs. olabilir) 20 kişi fix menü ile yemek yiyeceğimiz kebap tarzı bir yer arıyorum.
eli yüzü düzgün ve fiyat performansı iyi bir yer olursa sevinirim.
tavsiyelerinizi bekliyorum
garantinin bozulmaması için? bulaşık makinası vs. gibi?
yoksa direkt kutusundan açıp kursam da oluyor mu?
yoksa direkt kutusundan açıp kursam da oluyor mu?
1. asla idam edemeyeceğin (yasal olarak) darbeciler var.
2. idam isteyen halk var.
- "idam gelmicek" diyip oy mu kaybedersiniz, yoksa elinize gelmiş bu sıcak patatesi başka yere mi atarsınız eliniz yanmasın diye?
- hop meclise atarsın patatesi, mecliste de akp elindeki patatesi hiç tutmadan
"chp gelsin beraber referanduma götürelim idamı" der
patates chp'nin elinde patlar, idamı getirse de oy kaybeder, idamı getirmese de :))))
sakin arkadaşlar. idam gelmicek kısaca :)))
2. idam isteyen halk var.
- "idam gelmicek" diyip oy mu kaybedersiniz, yoksa elinize gelmiş bu sıcak patatesi başka yere mi atarsınız eliniz yanmasın diye?
- hop meclise atarsın patatesi, mecliste de akp elindeki patatesi hiç tutmadan
"chp gelsin beraber referanduma götürelim idamı" der
patates chp'nin elinde patlar, idamı getirse de oy kaybeder, idamı getirmese de :))))
sakin arkadaşlar. idam gelmicek kısaca :)))
sabah buzluktan eti çıkarıp buzdolabı kısmına koymuştum.
bozulur mu? yoksa hemen pişireyim mi yarın yerim?
bozulur mu? yoksa hemen pişireyim mi yarın yerim?
selam arkadaşlar 40-50 kişi kutlama için gideceğiz.
fix menüyü 100tl ye getirebileceğimiz, kadıköy civarında rakıcı var mıdır? bir de canlı sesler vs. olsa güezl olur tabi ama o kadar şart değil.
fix menüyü 100tl ye getirebileceğimiz, kadıköy civarında rakıcı var mıdır? bir de canlı sesler vs. olsa güezl olur tabi ama o kadar şart değil.
gibi geliyor herkese arkadaşlar?
ilginç bi algı var sanki.
hillary barışçı, harika eşitlikçi biri.
trump ise kana susamış, açgözlü, ruh hastasının teki.
halbuki durum sanki pek öyle değil gibi.
halbuki benim gördüğüm; trump şunu diyor: müslümanlar bu ülkeye giremeyecekler çünkü artık hepsi tehlikeli. ortadoğuyu kendi haline bırakacağım, çünkü hiçbiri umurumda değil. ben sadece amerika ile ilgileniyorum ve amerikan halkıyla ilgili. (klasik milliyetçi görüşler. ama müslümanları yok edelim, ortadoğuya asker yığıp hepsini öldürelim vs. demiyor)
hillary ise daha şimdiden aslında ortadoğuya müdahaleler edeceğinin sinyalini veriyor. derdi amerikadan çok, dünya, eşitlik meşitlik sinyallerinin arkasındaki asıl niyeti yine amerikanın barış ve demokrasi saçması gibi?
dediğim gibi. trump müslüman ve meksikalıları yok edelim demiyor?
ülkemizdeki kalifiye olamayan amerikalılar bile iş bulamıyorken niye meksikalılara ve ortadoğululara iş vermek zorundayız diyor? biz önce kendi halkımızı kalkındıralım, biz amerikayız vs. gibi konuşuyor.
bakın böyledir değildir bilemem.
ama trumpın söylediği şeylerde kan ve vahşet göremiyorum. tam aksine demokrasi götürüp duran amerikadan usanmış. kendimizle ilgilenelim diyor.
siz ne düşünüyorsunuz veya işin aslı ne?
ilginç bi algı var sanki.
hillary barışçı, harika eşitlikçi biri.
trump ise kana susamış, açgözlü, ruh hastasının teki.
halbuki durum sanki pek öyle değil gibi.
halbuki benim gördüğüm; trump şunu diyor: müslümanlar bu ülkeye giremeyecekler çünkü artık hepsi tehlikeli. ortadoğuyu kendi haline bırakacağım, çünkü hiçbiri umurumda değil. ben sadece amerika ile ilgileniyorum ve amerikan halkıyla ilgili. (klasik milliyetçi görüşler. ama müslümanları yok edelim, ortadoğuya asker yığıp hepsini öldürelim vs. demiyor)
hillary ise daha şimdiden aslında ortadoğuya müdahaleler edeceğinin sinyalini veriyor. derdi amerikadan çok, dünya, eşitlik meşitlik sinyallerinin arkasındaki asıl niyeti yine amerikanın barış ve demokrasi saçması gibi?
dediğim gibi. trump müslüman ve meksikalıları yok edelim demiyor?
ülkemizdeki kalifiye olamayan amerikalılar bile iş bulamıyorken niye meksikalılara ve ortadoğululara iş vermek zorundayız diyor? biz önce kendi halkımızı kalkındıralım, biz amerikayız vs. gibi konuşuyor.
bakın böyledir değildir bilemem.
ama trumpın söylediği şeylerde kan ve vahşet göremiyorum. tam aksine demokrasi götürüp duran amerikadan usanmış. kendimizle ilgilenelim diyor.
siz ne düşünüyorsunuz veya işin aslı ne?
ekşideki başlıkta illa yazılmıştır ama tabi o kadar entry arasından okuyamadım.
şimdi bu sanal gerçeklik gözlüklerini düşünün.
bu arkadaşlar gelişiyor ve sanal gerçeklik artık sizi komple başka dünyaya değil de, kendi dünyamızda hayali şeyleri gösterebilmeye başlıyor.
yani gözlüğü takıyorsun, kendi sokağında dolaşırken yolda pokemonları falan görüyorsun. dünya içinde başka dünya gibi, ve telefonun aksine bu gözlükleri sürekli olarak gözünüzde bulundurabilirsiniz. (ufak bir pil problemi var tabi....)
ardındna iphone arkadaşın şu meşgur siri'si de gelişiyor. artık komutları çok iyi bir şekilde uygulayabilen, tonlamarı vs. kavrayabilen baya mini yapay zekamız da oluyor.
ve sonra;
kendi dünyamızda, gözlük takabilenlerin gördüğü "sanal canlılar" varmış gibi yaşıyoruz artık?
bu canlılar b izim komutlarımızı algılayabiliyorlar.
avladığın pokemonlarla stadyumlara gidip tıpkı çizgi filmdeki gib savaş apabiliyorsun. dinazor yanından geçiyor, elektrik dibine düşüyor vs. çünkü gözünde sanal gerçeklik gözlüğü var? ve tribündeki herkes de hem tv üzeirnden, hem kendi gözlükleriyle bu olayı görüntüleyebiliyorlar.
bu. yani nasıl anlatayım inanılmaz bir şey değil mi?
bunlar uzak gelecek falan da değil, 5 sene sonra kendi dünyamız içinde yeni bir dünya yaratabiliriz. adına pokemon koyun veya başka bir şey koyun. gözlük takan insanlar gerçekte varolmayan bir profesoru görüyor ve konuşuyor olabilir. pokemona komut verioyr olabilir. inanılmaz değil mi?
şimdi bu sanal gerçeklik gözlüklerini düşünün.
bu arkadaşlar gelişiyor ve sanal gerçeklik artık sizi komple başka dünyaya değil de, kendi dünyamızda hayali şeyleri gösterebilmeye başlıyor.
yani gözlüğü takıyorsun, kendi sokağında dolaşırken yolda pokemonları falan görüyorsun. dünya içinde başka dünya gibi, ve telefonun aksine bu gözlükleri sürekli olarak gözünüzde bulundurabilirsiniz. (ufak bir pil problemi var tabi....)
ardındna iphone arkadaşın şu meşgur siri'si de gelişiyor. artık komutları çok iyi bir şekilde uygulayabilen, tonlamarı vs. kavrayabilen baya mini yapay zekamız da oluyor.
ve sonra;
kendi dünyamızda, gözlük takabilenlerin gördüğü "sanal canlılar" varmış gibi yaşıyoruz artık?
bu canlılar b izim komutlarımızı algılayabiliyorlar.
avladığın pokemonlarla stadyumlara gidip tıpkı çizgi filmdeki gib savaş apabiliyorsun. dinazor yanından geçiyor, elektrik dibine düşüyor vs. çünkü gözünde sanal gerçeklik gözlüğü var? ve tribündeki herkes de hem tv üzeirnden, hem kendi gözlükleriyle bu olayı görüntüleyebiliyorlar.
bu. yani nasıl anlatayım inanılmaz bir şey değil mi?
bunlar uzak gelecek falan da değil, 5 sene sonra kendi dünyamız içinde yeni bir dünya yaratabiliriz. adına pokemon koyun veya başka bir şey koyun. gözlük takan insanlar gerçekte varolmayan bir profesoru görüyor ve konuşuyor olabilir. pokemona komut verioyr olabilir. inanılmaz değil mi?
merhaba arkadaşlar.
bir siteden 50TL ve üzeri alışveriş yaptığınızda kargo ücretsiz oluyor diyelim.
35TLlik bir ürün almak istiyorsunuz, yanına da 20tl lik başka bir ürün eklediniz.
Ürünler geldikten sonra 20TL lik ürünü Cayma hakkını kullanarak iade ediyorsunuz.
Bu durumda karşı taraf sizden "kampanya kapsamında kazanmış olduğunuz hakların iadesini" isteyerek 20TL yerine 20TL - Kargo ücreti (6TL diyelim) = 14TL iade edebilir mi?
Yoksa böyle bir hakkı vs. yok mu? eğer böyle bir hak yoksa bu ne saçmalık lan, o zaman herkes 50tl yi geçip geçip, istemediği ürünü geri iade eder, hem satıcıya 2 kargo parası kaçmış olur hem de bu tip bir sistemi sömürür.
not: burada çakallık yapmaya çalışan ben değilim, benim müşterim.
bir siteden 50TL ve üzeri alışveriş yaptığınızda kargo ücretsiz oluyor diyelim.
35TLlik bir ürün almak istiyorsunuz, yanına da 20tl lik başka bir ürün eklediniz.
Ürünler geldikten sonra 20TL lik ürünü Cayma hakkını kullanarak iade ediyorsunuz.
Bu durumda karşı taraf sizden "kampanya kapsamında kazanmış olduğunuz hakların iadesini" isteyerek 20TL yerine 20TL - Kargo ücreti (6TL diyelim) = 14TL iade edebilir mi?
Yoksa böyle bir hakkı vs. yok mu? eğer böyle bir hak yoksa bu ne saçmalık lan, o zaman herkes 50tl yi geçip geçip, istemediği ürünü geri iade eder, hem satıcıya 2 kargo parası kaçmış olur hem de bu tip bir sistemi sömürür.
not: burada çakallık yapmaya çalışan ben değilim, benim müşterim.
şimdi merak ettiğim bişi var:
sosa sözleşmeli futbolcumuz.
ancak sosa, son 1 sene içinde sayamayacağım kadar çok saldırının olduğu ve yüzlerce kişinin öldüğü ülkemizde yaşamak istemiyor.
bu arkadaşa yeterli bonservis verilmediği için satmadık diyelim.
aynı arkadaş uefa'ya gidip "can güvenliğim tehlikede, psikolojim bozuk. terör ve savaşın düzenli olduğu bu ülkede yaşamak istemiyorum" diye bildirim sözleşmesini tek taraflı feshedebilir mi?
ya da "o ülkeye gidemem, sözleşmem var tamam ama her insanın kendini güvende hissettiği yerde yaşama hakkı vardır ben türkiyede güvende değilim. aha son 1 yıldaki patlamalar da bunun kanıtı" vs. gibi durumları bahane ederek "sözleşmeliyim ok başka takıma gitmiyorm ama istanbula da gelmiyorum" diyebilir mi?
sosa sözleşmeli futbolcumuz.
ancak sosa, son 1 sene içinde sayamayacağım kadar çok saldırının olduğu ve yüzlerce kişinin öldüğü ülkemizde yaşamak istemiyor.
bu arkadaşa yeterli bonservis verilmediği için satmadık diyelim.
aynı arkadaş uefa'ya gidip "can güvenliğim tehlikede, psikolojim bozuk. terör ve savaşın düzenli olduğu bu ülkede yaşamak istemiyorum" diye bildirim sözleşmesini tek taraflı feshedebilir mi?
ya da "o ülkeye gidemem, sözleşmem var tamam ama her insanın kendini güvende hissettiği yerde yaşama hakkı vardır ben türkiyede güvende değilim. aha son 1 yıldaki patlamalar da bunun kanıtı" vs. gibi durumları bahane ederek "sözleşmeliyim ok başka takıma gitmiyorm ama istanbula da gelmiyorum" diyebilir mi?
selam arkadaşlar, hayatımdaki birkaç olaydan bahsedicem size. bu durumları çok mu kindarca veya alelade buldunuz onu merak ediyorum.
yain işin özeti şu: benimle yanlış konuşan, ters tepki veren ÇALIŞTIĞIM kişilere kısa süre içerisinde onlarla ödeşecek kazıklar atıyorum. ama aslında, kazık yiyen ben olduğum için.
- eski ajansım vardı geçen sene çalışıyordum. buranın patronu beyin özürlüydü ama iyi biri olduğunu düşünüyordum o yüzden ses etmiyordum hem onlar ajansı büyütsünler, hem ben yardımcı olayım, hem işte iyi güzel çalışıyoruz diye. sonra başkasıyla yaptığı bir diyalogun içinde beni yerdiğini öğrendim. cümlesi aşağı yukarı şu şekildeydi: "yani ben onu kovarım aslında da, şimdi çok ihtiyacım var yoksa umurumda olmaz agaaa" şeklinde bişeydi.
ben de gıcık oldum, 1 ay sonra pat diye bunlardan istifa ettim. zaten büyümeye çalışıyorlardı, ben çıkınca hiçbir yazılım işini kotaramadılar, yeni kişiler de böyle devrik bir y ere girmek istemedi battılar.
ben de hem kendi projeme hem freelance'a geçmiş oldum.
- freelance sürecinde bir aracı ile çalışmaya başladım.
bunlar bir inşaat firmasına iş yapıyorlardı, ben de websitelerini yapacaktım. ücrette anlaştık 2 site yapacağız. ben sitelerin birini yaptım, parayı aldım. sonra ikinciyi yaptım, paranın bir bölümünü almıştım. site bittikten 1 hafta sonra bunlar inşaat firmasıyla kavga ettiler. inşaat firması bunların parasını vermedi iş yattı. bu aracının bana para vermemesi sinirimi bozdu, çünkü benim işim inşaatçıyla değil, aracıylaydı. parayı alıp almaması UMURUMDA DĞEİLDİ. açıkçası, ben o adamdan parayı alamadığımda banka bana "abi paranı alamamışsın bu ay kart borcunu vermesen de olur" demiyor neticede.
ben inşaat firmasının sahibine "sizle çalışmayı sürdürmek isterim" diye mail attım. adamla buluştuk, yemek yedik, anlaştık. bu sırada şunları öğrendim: benim onlara "sürdürülebilir iş için" verdiğim fiyatı kötüye kullanarak 4 katı fiyat çıkmışlar. iki sitenin de parasını 2 ay önce ALMIŞLAR, ilk sitenin bitişiyle beraber.
delirdim haliyle.
eve gittim, ftp'den bu adamın sitesini sildim. adama da "önceki aracılarınızda ftp şifreleri vardı. sanırım onlar silmiş, merak etmeyin bende yedeği var düzeltiyorum hemen" diye telefon açtım panik bir şekilde. amacım, bu adamın aracıları vurdurmasını falan sağlamaktı. tam olarak başaramasam da, baya büyük olaylar oldu.
bu karambolde ben paramı da aldım.
- şimdi bir aracım daha var. bana yağmur gibi iş paslıyor, ben de çok ama çok ucuz fiyattan sabit siteler yapıyorum.
geçenlerde 3 kişi oturup konuşuyoruz, aracı da var arada. konuşmanın arasında şunun gibi bir cümle krudu "işte sen şimdi işe başvursan kimse seni işe mişe almaz, ama bak bu şekilde ikimiz de güzel kazanıyoruz. senin mühendislik tahsilin yok" vs. gibi konuştu.
ben de o gece sinirden uyuyamadım. çünkü sen kim köpeksin bana bu cümleyi kuruyorsun? normalde ben sana standart yazılım fiyatı çıkartsam b elini doğrultamayacaksın, normalde en az senin 3 katı fiyatına iş yapıyorum, düzgün ajanslarla çalıştığımda 6 katın fiyat alıyorum. 1 tane çok t.şaklı istanbul ajansıyla freelance anlaşması yapmışım. bu hıyarağası gelmiş bana konuşuyor.
yüzüne güldüm ettim.
ardından websitemi düzenledim ve türkiye'nin en büyük dijital ajanslarından birine iş başvurusu yaptım.
başvurum kabul edildi, görüştük ettik anlaştık. normalde durumum daha rahattı ama şimdi gerçekten yüzlerce çalışanı olan fıstık gibi bir ajansta başlayabildim. bu gerizekalıya beni işe alırlar mı almazlar mı onu gösterdim.
mail attım: "merhaba, freelance'i bıraktım çünkü şu ajansla anlaştım iyi günler" tarzı kısa ve öz bir maildi.
göt gibi ortada kaldı, elindeki projeler patladı ve umurumda bile değil. çünkü bana o sinirimi bozan cümleyi kurdu.
özellikle sonuncu çok sinirimi bozdu. ulan sırf 50-55 tane referans site müşterim var websitemde. bir çok ajansın bile bu kadar uygulama referansı yokken benim var. elimi sallasam 50'si 100'ü sen kime gelip gözdağı veriyorsun hıyar?
şimdi size şunu sorucam: bu işlere ÇOK MU KİNDAR yaklaşıyorum?
yoksa aynılarını yapar mıydınız?
yain işin özeti şu: benimle yanlış konuşan, ters tepki veren ÇALIŞTIĞIM kişilere kısa süre içerisinde onlarla ödeşecek kazıklar atıyorum. ama aslında, kazık yiyen ben olduğum için.
- eski ajansım vardı geçen sene çalışıyordum. buranın patronu beyin özürlüydü ama iyi biri olduğunu düşünüyordum o yüzden ses etmiyordum hem onlar ajansı büyütsünler, hem ben yardımcı olayım, hem işte iyi güzel çalışıyoruz diye. sonra başkasıyla yaptığı bir diyalogun içinde beni yerdiğini öğrendim. cümlesi aşağı yukarı şu şekildeydi: "yani ben onu kovarım aslında da, şimdi çok ihtiyacım var yoksa umurumda olmaz agaaa" şeklinde bişeydi.
ben de gıcık oldum, 1 ay sonra pat diye bunlardan istifa ettim. zaten büyümeye çalışıyorlardı, ben çıkınca hiçbir yazılım işini kotaramadılar, yeni kişiler de böyle devrik bir y ere girmek istemedi battılar.
ben de hem kendi projeme hem freelance'a geçmiş oldum.
- freelance sürecinde bir aracı ile çalışmaya başladım.
bunlar bir inşaat firmasına iş yapıyorlardı, ben de websitelerini yapacaktım. ücrette anlaştık 2 site yapacağız. ben sitelerin birini yaptım, parayı aldım. sonra ikinciyi yaptım, paranın bir bölümünü almıştım. site bittikten 1 hafta sonra bunlar inşaat firmasıyla kavga ettiler. inşaat firması bunların parasını vermedi iş yattı. bu aracının bana para vermemesi sinirimi bozdu, çünkü benim işim inşaatçıyla değil, aracıylaydı. parayı alıp almaması UMURUMDA DĞEİLDİ. açıkçası, ben o adamdan parayı alamadığımda banka bana "abi paranı alamamışsın bu ay kart borcunu vermesen de olur" demiyor neticede.
ben inşaat firmasının sahibine "sizle çalışmayı sürdürmek isterim" diye mail attım. adamla buluştuk, yemek yedik, anlaştık. bu sırada şunları öğrendim: benim onlara "sürdürülebilir iş için" verdiğim fiyatı kötüye kullanarak 4 katı fiyat çıkmışlar. iki sitenin de parasını 2 ay önce ALMIŞLAR, ilk sitenin bitişiyle beraber.
delirdim haliyle.
eve gittim, ftp'den bu adamın sitesini sildim. adama da "önceki aracılarınızda ftp şifreleri vardı. sanırım onlar silmiş, merak etmeyin bende yedeği var düzeltiyorum hemen" diye telefon açtım panik bir şekilde. amacım, bu adamın aracıları vurdurmasını falan sağlamaktı. tam olarak başaramasam da, baya büyük olaylar oldu.
bu karambolde ben paramı da aldım.
- şimdi bir aracım daha var. bana yağmur gibi iş paslıyor, ben de çok ama çok ucuz fiyattan sabit siteler yapıyorum.
geçenlerde 3 kişi oturup konuşuyoruz, aracı da var arada. konuşmanın arasında şunun gibi bir cümle krudu "işte sen şimdi işe başvursan kimse seni işe mişe almaz, ama bak bu şekilde ikimiz de güzel kazanıyoruz. senin mühendislik tahsilin yok" vs. gibi konuştu.
ben de o gece sinirden uyuyamadım. çünkü sen kim köpeksin bana bu cümleyi kuruyorsun? normalde ben sana standart yazılım fiyatı çıkartsam b elini doğrultamayacaksın, normalde en az senin 3 katı fiyatına iş yapıyorum, düzgün ajanslarla çalıştığımda 6 katın fiyat alıyorum. 1 tane çok t.şaklı istanbul ajansıyla freelance anlaşması yapmışım. bu hıyarağası gelmiş bana konuşuyor.
yüzüne güldüm ettim.
ardından websitemi düzenledim ve türkiye'nin en büyük dijital ajanslarından birine iş başvurusu yaptım.
başvurum kabul edildi, görüştük ettik anlaştık. normalde durumum daha rahattı ama şimdi gerçekten yüzlerce çalışanı olan fıstık gibi bir ajansta başlayabildim. bu gerizekalıya beni işe alırlar mı almazlar mı onu gösterdim.
mail attım: "merhaba, freelance'i bıraktım çünkü şu ajansla anlaştım iyi günler" tarzı kısa ve öz bir maildi.
göt gibi ortada kaldı, elindeki projeler patladı ve umurumda bile değil. çünkü bana o sinirimi bozan cümleyi kurdu.
özellikle sonuncu çok sinirimi bozdu. ulan sırf 50-55 tane referans site müşterim var websitemde. bir çok ajansın bile bu kadar uygulama referansı yokken benim var. elimi sallasam 50'si 100'ü sen kime gelip gözdağı veriyorsun hıyar?
şimdi size şunu sorucam: bu işlere ÇOK MU KİNDAR yaklaşıyorum?
yoksa aynılarını yapar mıydınız?
selam arkadaşlar tavsiye bekliyorum sizden;
14 - 20 ağustos arasında Muğla'yı arabasız bir şekilde 2 kişi gezmek istesek,
önceden rezervasyonla vs. uğraşmasak ve basit pansiyon veya az yıldızlı otellerde idare edebileceğimizi düşünseniz;
neler tavsiye edersiniz?
nerden başlayıp nereye doğru gitmek gerekir?
nerelere gitmek gerekir?
veya neler yapmak gerekir?
14 - 20 ağustos arasında Muğla'yı arabasız bir şekilde 2 kişi gezmek istesek,
önceden rezervasyonla vs. uğraşmasak ve basit pansiyon veya az yıldızlı otellerde idare edebileceğimizi düşünseniz;
neler tavsiye edersiniz?
nerden başlayıp nereye doğru gitmek gerekir?
nerelere gitmek gerekir?
veya neler yapmak gerekir?
sıkıldım ya, nerden aldım allahın belasını. tam 24 taksit ödedim, daha 2018 nisan ayına kadar ödemesi var.
aldığım güne lant olsun, geçen ayı ödemedim bu yüzden.
bu ayı da ödemeyeceğim. bi daha da ödemeyeceğim lan, nereye varır bu iş sırasıyla?
aldığım güne lant olsun, geçen ayı ödemedim bu yüzden.
bu ayı da ödemeyeceğim. bi daha da ödemeyeceğim lan, nereye varır bu iş sırasıyla?
arkadaşalr selam şimdi biraz öneriye ihtiyacım var:
online.bauhaus.com.tr
şu arkadaştan 2 tane alıp üstüne bauhaus'tan 170 boyunda masif ahşap kestirerek bir çalışma masası yapacağım öncelikle. burda sorun var mı?
çalışma masasının altına hem matkap vs. hem benzeri az kullanılacak eşyaları depolamak için; www.ikea.com.tr bu arkadaşı almayı düşünüyorum?
çalışma masasıyla L yapacak şekilde;
www.ikea.com.tr
bu arkadaşı da alıp, daha kullanışlı eşyalarımı koyacağım.
türk aile yapısı gereği istemesem de bu odada yatak olmak zorunda: www.ikea.com.tr bunu düşündüm ama? (hem açılıp 2 kişilik oluyor hem baya kullanışlı)
sonra da duvara, projelerimiz genel taslaığının çizimi vs. için bi rolu kağıt almayı düşünüyorum.
www.studiohomeonline.com
şunun benzeir bir şekilde, kağıt kraf değil de, ikeanın şu çizim kağıdı gibi olur büyük ihtimalle. craft tam işime yaramaz çünkü.
şimdi sorum şu: burda çok pahalıya yaptığım, daha ucuza yapabileceğim veya yanlış düşündüğüm (örneğin bu ayaklar masayı taşır mı? bunları nasıl sabitleriz vs?) bir şeyler varsa beni uyarmanız mümkün müdür acaba?
online.bauhaus.com.tr
şu arkadaştan 2 tane alıp üstüne bauhaus'tan 170 boyunda masif ahşap kestirerek bir çalışma masası yapacağım öncelikle. burda sorun var mı?
çalışma masasının altına hem matkap vs. hem benzeri az kullanılacak eşyaları depolamak için; www.ikea.com.tr bu arkadaşı almayı düşünüyorum?
çalışma masasıyla L yapacak şekilde;
www.ikea.com.tr
bu arkadaşı da alıp, daha kullanışlı eşyalarımı koyacağım.
türk aile yapısı gereği istemesem de bu odada yatak olmak zorunda: www.ikea.com.tr bunu düşündüm ama? (hem açılıp 2 kişilik oluyor hem baya kullanışlı)
sonra da duvara, projelerimiz genel taslaığının çizimi vs. için bi rolu kağıt almayı düşünüyorum.
www.studiohomeonline.com
şunun benzeir bir şekilde, kağıt kraf değil de, ikeanın şu çizim kağıdı gibi olur büyük ihtimalle. craft tam işime yaramaz çünkü.
şimdi sorum şu: burda çok pahalıya yaptığım, daha ucuza yapabileceğim veya yanlış düşündüğüm (örneğin bu ayaklar masayı taşır mı? bunları nasıl sabitleriz vs?) bir şeyler varsa beni uyarmanız mümkün müdür acaba?
su şişesini açarken macbooka su sıçradı. klavye ve trackpad bölümüne.
sanırım trackpadin kenarından içeriye biraz su sızdı, çünkü trackpad sapıtmaya başladı. kapattım hemen macbooku. ne yapabilirim? ne yapmalıyım? ayvayı yedim mi?
sanırım trackpadin kenarından içeriye biraz su sızdı, çünkü trackpad sapıtmaya başladı. kapattım hemen macbooku. ne yapabilirim? ne yapmalıyım? ayvayı yedim mi?