heykel yapıp satmak isteyen ve bu işin eğitimini almış biri ticari olarak nerelere heykel yapıp satabilir ve büyük paralar kazanabilir? zengin iş adamlarını düşündük ama onlara ulaşmak ihtimal dahilinde değil şu anda.
suya dayanıklı göz makyajı ürünlerini mi, suyla çıkıp giden ürünleri mi tercih ediyorsunuz? sizce hangisi, neden avantajlı? benim tercihim suya dayanıklılardan yana. ağlarım ederim, neme lazım, palyaçoya benzemeyeyim sonra.
bi yerden word'e kopyala yapıştır yaparken capsteki gibi bazen satır uyuşmazlıkları oluyor, bunları word'ün bi şeylerini kullanarak pratik şekilde çözmenin imkanı var mı? yoksa elle teker teker bir üst satıra çıkarmak zorunda kalıyorum her satırı ve çok vakit alıyor.
düğün öncesi, evlenecek çiftin yeni evinde tüm çeyizini, iç çamaşırlarına varana dek gözler önüne serdiği, sırf anasıyla babasıyla komşu diye tüm milletin çekinmeden çiftin evini görmeye gittiği bu adet iğrenç değil mi ya? siz izin verir misiniz/verdiniz mi böyle bir şeye? ben tanımadığım onlarca insanın evimde gezmesini hiç istemem şahsen.
not: tamam, daha birçok adetimiz var saçma sapan ama soru sadece bu, ona göre cevaplayalım lütfen.
not: tamam, daha birçok adetimiz var saçma sapan ama soru sadece bu, ona göre cevaplayalım lütfen.
cinssel yakınlık sırasında kadının saçının başının dağılmaması, makyajının akmaması filan sadece filmlerde olan bi şey, di mi? var mı gerçekte öncesi ve sonrası arasında fark olmayan? nasıl olmaz? anlatın bi yahu, merakla dinliyorum.
Bü arkadaşımın KYK kredisi dolayısıyla vergi dairesi maaşına haciz koymuş. Bu haciz işlemi tam olarak nasıl işliyor, tüm maaşı çekme yetkileri var mı? Bu hacizden dolayı bankalar arkadaşıma ihtiyaç kredisi de vermemişler. Vergi dairesine 2000 TL kadar bi para yatırması gerekiyormuş haczi kaldırmak için. Bu parayı yatırıp haczi kaldırdığı andan hemen sonra kredi verir mi bankalar arkadaşıma? Süreç nasıl işler bu gibi durumlarda? Acil cevap alırsak çok seviniriz. Teşekkürler şimdiden.
yahu bu amca size de bi tatsız, sevimsiz geliyor mu? kendi gibi içinde bulunduğu her şey de tatsız geliyormuş bana, az önce fark ettim.
o kadar tanıdık ki müzik başka bir dizinin/filmin açılışında duyduğuma eminim. nerede duydum peki? ya da acaba buna çok benzer bir şeyler mi vardı? kurtarın beni bu meraktan n'olur :/
www.youtube.com
www.youtube.com
hacı panpalar, bu tayyip'ten kurtuluş yok mu? adam bu hırsla çizgi film karakterleri gibi önce dünyayı, sonra evreni ele geçirmeye çalışacak korkarım :(
hayatınızda yaptığınız en karlı yatırım, para verdiğinize en değen şey nedir? her konuda, her şey olabilir.
penise mandal niye takılır? izlediğimiz dizide geçiyor da biz neden olduğunu bulamadık.
şöyle bir black books tadında, bir how not to live your life tadında, bölümleri minicik süreli ingiliz dizisi önerileriniz varsa afiyetle alabilirim.
tenks evrivan.
tenks evrivan.
neden ders çalışacak, ödev/iş yapacak kafe arayıp duruyorsunuz? söz konusu çalışmaksa evinizde, yurdunuzda, sessiz sakin bir yerde çalışmak çok daha mantıklı değil mi? mesele kahveyse yaparsınız onu da mis gibi, alırsınız yanınıza. vallahi meraktan ölüyorum bu tür soruları gördükçe. insan neden kafede ders çalışmak ister ki? amaca hiç uygun değil?
saçımı boyadım az önce, koyu kahverengi. bu bildiğimiz market boyalarından kullandım. boyarken saçım yüzüme değdi, şimdi yanağımda, gözümün hemen altında, kısacası oldukça görünür bir yerde harry potter'ın alnındaki çizikler gibi iki çizik var üst üste. kolonya ile sildim, çıkmadı. banyo yaptım, envai çeşit şey kullandım, çıkmadı. maske yaptım, çıkmadı. tonikle kanırta kanırta sildim, çıkmadı. sabunla yıkadım, çıkmadı. neyle çıkartıcam ben bunu ya?!!
erkekler kendini tanımlamak için sap der; sevgilin yoksa cinsiyet fark etmeksizin sapsın; sap gibi gidilir, sap gibi gelinir de niye sap? nereden gelmiş olabilir bu kullanım?
böyle bi şey daha vardı aklımda, hatırlarsam onu da sorayım bi ara.
böyle bi şey daha vardı aklımda, hatırlarsam onu da sorayım bi ara.
neredeyse tek başıma yaşadığım, fazlasıyla çabaladığım bir ilişki geçti başımdan, bittiği zaman "artık kimseyi istemiyorum" dedim. sonra ne olduysa oldu, üzerinden bir ay geçmeden yeni biri girdi hayatıma, birden yeni bir ilişkinin içinde buldum kendimi. her şey iyi güzel de ben bu ilişkiye veremiyorum kendimi.
sanırım önceki ilişkimde gereğinden fazla uğraştığım ama sonuç olarak uğraşmaya değmediğini gördüğüm için içimden hiçbir şey gelmiyor artık. ne hevesim var ne de çabam. oysa hevesli olmak istiyorum, böyle saman yavanlığında devam etmek istemiyorum. bu şekilde olunca hayatımdaki insanı çabalayan konumuna koyuyorum ve bu hoşuma gitmiyor, acımasızca geliyor. ara vermem gerekirdi iki ilişki arasında, fabrika ayarlarıma dönmem gerekirdi; fırsatım olmadı. yeni birine hazır değildim. bunların hepsini kendisine de açık açık söyledim.
siz iki ilişki arasında ara verme ihtiyacı duymuyor musunuz? duymuyorsanız nasıl becerebiliyorsunuz bunu? ben nasıl yapsam da heves sahibi olsam yeniden? eski ilişkimin yorgunluğunu, bıkkınlığını nasıl atsam üzerimden de yeni ilişkime sarılsam? nasıl ha?
sanırım önceki ilişkimde gereğinden fazla uğraştığım ama sonuç olarak uğraşmaya değmediğini gördüğüm için içimden hiçbir şey gelmiyor artık. ne hevesim var ne de çabam. oysa hevesli olmak istiyorum, böyle saman yavanlığında devam etmek istemiyorum. bu şekilde olunca hayatımdaki insanı çabalayan konumuna koyuyorum ve bu hoşuma gitmiyor, acımasızca geliyor. ara vermem gerekirdi iki ilişki arasında, fabrika ayarlarıma dönmem gerekirdi; fırsatım olmadı. yeni birine hazır değildim. bunların hepsini kendisine de açık açık söyledim.
siz iki ilişki arasında ara verme ihtiyacı duymuyor musunuz? duymuyorsanız nasıl becerebiliyorsunuz bunu? ben nasıl yapsam da heves sahibi olsam yeniden? eski ilişkimin yorgunluğunu, bıkkınlığını nasıl atsam üzerimden de yeni ilişkime sarılsam? nasıl ha?
şu sıra dışarı çıkarken üstünüze ne giyiyorsunuz/alıyorsunuz? tişört üstü hırka, kazak üstü hırka, mont, hiçbir şey vs.? sabah, öğle ve akşam saatlerinde değişiyor mu bunlar? bi fikirlendirin beni.
ince kaş mı, kalın kaş mı? hangisi daha genç, hangisi daha yaşlı gösteriyor? hangisi yollu(?), hangisi kezban(?) kaşı? aklınıza gelenleri de ekleyebilirsiniz.
süreniz başlamıştır.
süreniz başlamıştır.
buralar neden boşaldı böyle? tahminleri, sebepleri alayım. bahar geldi diye mi?
burada görüyorum bazen, spam smslerden korunmak için telefon numaralarının bazı rakamlarını yazıyla yazıyorlar. mail adreslerini de böyle boşluklu boşluklu, at'li yazanlar filan var. bunların herhangi bir spam koruyuculuğu var mı gerçekten? varsa mantığı nasıl işliyor? o yazıları rakama çevirmek, o boşlukları birleştirmek hiç zor değil sonuçta.
barlarda filan öpüşen çiftleri görünce acıyor musunuz? ben çok acıyorum, allahın liselileri asdfgh.
not: ağır ironi içeriyor bu duyuru ^^
not: ağır ironi içeriyor bu duyuru ^^
yani şimdi şöyle hoşlaştığımız kişiyle oynasak etsek aramız bozulur mu? ya da tam tersine eğlenceli mi olur? deneyimleyenlernden tavsiye bekliyorum ^^
gülmeyin ama iki birada sarhoş oluyorum. eskiden deli gibi içebilirdim, gayet de ayık kalırdım ama son bir senedir ikinci birada sarhoşum. sarhoşluk da öyle yavaş gelen cinsten değil, aniden bastırıyor. neden olur ki böyle? yaşla ilintili değil mi bu? hadi direncin düşmesi neyse de aniden sarhoş olma işi ne?
ha bi de bu konuda yalnız olmadığımı söylerseniz sevinirim :(
ha bi de bu konuda yalnız olmadığımı söylerseniz sevinirim :(
çok geç keşfettim bu şarkıyı ama sözlük'te kimse de bahsetmemiş olduğunu düşündüğüm bu benzerlikten. şimdi bu cennet şarkısının ara müziği (1:55'ten sonra başlayan kısım diyeyim), var ya'nın nakaratının aynısı değil mi yahu? elf kulaklarım yanlış mı duyuyor?
ahmet enes-cennet:
www.youtube.com
alişan-var ya:
www.youtube.com
ahmet enes-cennet:
www.youtube.com
alişan-var ya:
www.youtube.com
ben değilim. eski sevgiliyle konuşma fikri bile gerçek anlamda midemi bulandırıyor hatta. bittiyse her şeyiyle bitmiştir benim için. fazla katıyım galiba bu konuda. olması gerekenin de tam olarak bu olduğunu düşünüyorum ama. sizde durum nasıl?
bunu istanbul anadolu-kocaeli civarında gidip elden alabileceğimiz bir yer var mıdır? olmadı internetten de olur, şöyle güvenilir ve hızlı bir yer. az önce cevap olarak gördüm burada bir yerde, nasıl canım çekti anlatamam :(
bir kadın yazar vardı, hayatının aşkı ile evlenmişti. sonra kocası (sanrım trafik kazasında) ölmüştü, küçük çocuğuyla kalmıştı. bir iki entrysinde oldukça dokunaklı şekilde anlatmıştı bunları. birkaç başlık baktım, google amcaya sordum ama bulamadım bu yazarı/entrylerini. favoriye de atmamışım. bilen eden var mıdır kendisini? etkilendiğimiz entry soran başlığa yazacağım bulunursa.
internette biraz bakındım ama bulamadım; spotify'da bir sanatçının tüm şarkılarını karışık şekilde dinleyemiyor muyuz? dinleyebiliyorsak nasıl yapıyoruz bunu?
cevabı olanlara teşekkürler şimdiden.
not: radyo şeklinde bir karışımdan bahsediyorum, albüm ekleye ekleye olandan değil. çalma listesi hazırlamakla uğraşmak istemiyorum.
cevabı olanlara teşekkürler şimdiden.
not: radyo şeklinde bir karışımdan bahsediyorum, albüm ekleye ekleye olandan değil. çalma listesi hazırlamakla uğraşmak istemiyorum.
çok utanıyorum ama bugün düzensiz uyuyuşlarım yüzünden diş hekimi randevuma gidemedim. uyandığım zaman çok geçti, gitsem de adamın tüm programı aksardı ya da boşa gitmiş olurdum. lanet alarmı duymamışım, belki de çalmadı bile. onlar da aramamışlar beni. başıma ilk defa böyle bi şey geliyor :( bu adamda da daha önceki iki randevuya tam vaktinde gittim.
durumu anlattıktan sonra soruya geçeyim; gidip yeni randevu almak gerekiyor ama habersiz gitmediğim randevu için ne desem bilemiyorum. çok fazla yalan da içersin istemiyorum, şöyle yuvarlak bahaneler olabilir. sizden iyi bi şeyler çıkar diye buraya geldim. bi de ne zaman gitsem randevu almak için? bu akşam gitsem erken mi olur? yarın? cuma?
durumu anlattıktan sonra soruya geçeyim; gidip yeni randevu almak gerekiyor ama habersiz gitmediğim randevu için ne desem bilemiyorum. çok fazla yalan da içersin istemiyorum, şöyle yuvarlak bahaneler olabilir. sizden iyi bi şeyler çıkar diye buraya geldim. bi de ne zaman gitsem randevu almak için? bu akşam gitsem erken mi olur? yarın? cuma?
hayatımın itirafı gibi olacak ama konu çalışırken bir kez daha fark ettim, bu iki branşı birbirinden ayıramıyorum ben. yıllardır işin içindeyim üstelik. iki branş da aynı benim gözümde, hatta neden farklı farklı adlandırılmışlar, onu dahi anlamlandıramıyorum. aynı değiller mi sizce de yahu?
bir bilgisayar dahisi olduğum halde (yazarken bana bile komik geldi ahaha) okumayı beceremedim kendisini. başka bir yerde de yok, resim olarak da kaydedilmiyor. nasıl okuyacağım ben bunu?
tr.instela.com
tr.instela.com
www.youtube.com
ahahah çok tatlı ve samimi değil mi ya? ^^
berbat olan ruh halimi tatlandırdı resmen ^^
ahahah çok tatlı ve samimi değil mi ya? ^^
berbat olan ruh halimi tatlandırdı resmen ^^
normal bir çakmakla karşılaştıracak olursak avantajı nedir zipponun? bikaç şey biliyorum ama tam bilmiyorum demek ki ki alasım gelmedi henüz.
ayrı ayrı başlık açmayayım diye tek başlık altında topluyorum soruları:
1. devletteki her türlü hekim neden bu kadar kalitesiz ve ilgisiz? parası olmayan insan ölsün mü? bunlara gidip de memnun kalan var mı?
(lütfen hasta çok vs. diye gelmeyin. görece hasta sayısı az bir yerde yaşıyorum, yakın zamanda cildiyeye gittim, adam sorun olan bölgeye bakma zahmetine bile girmedi, teşhis koydu, ilaç yazdı ve gönderdi. o arada fırsat bulup "dudaklarım sürekli kuruyor" dedim, "nemlendirici sür" dedi. 3 dk'dan uzun sürmemiştir içeri girip çıkmam. yazdığı ilaç da aile hekiminin yazdığı ve işe yaramayan ilacın aynısı. sormadı bile daha önce ne kullandığımı. diş için de göz için de kalitesizliklerine, hatta yanlış ve özensiz işlem yapışlarına birebir şahidim.)
2. kaç senedir elimde şu üründen var:
www.hepsiburada.com
yorumlarda millet çok memnun kalmış ama benim saçımı fön gibi düzleştirmiyor. acaba üründen mi, yoksa kiminin saçı bu tür düzleştiriciler için uygun olmuyor mu?
1. devletteki her türlü hekim neden bu kadar kalitesiz ve ilgisiz? parası olmayan insan ölsün mü? bunlara gidip de memnun kalan var mı?
(lütfen hasta çok vs. diye gelmeyin. görece hasta sayısı az bir yerde yaşıyorum, yakın zamanda cildiyeye gittim, adam sorun olan bölgeye bakma zahmetine bile girmedi, teşhis koydu, ilaç yazdı ve gönderdi. o arada fırsat bulup "dudaklarım sürekli kuruyor" dedim, "nemlendirici sür" dedi. 3 dk'dan uzun sürmemiştir içeri girip çıkmam. yazdığı ilaç da aile hekiminin yazdığı ve işe yaramayan ilacın aynısı. sormadı bile daha önce ne kullandığımı. diş için de göz için de kalitesizliklerine, hatta yanlış ve özensiz işlem yapışlarına birebir şahidim.)
2. kaç senedir elimde şu üründen var:
www.hepsiburada.com
yorumlarda millet çok memnun kalmış ama benim saçımı fön gibi düzleştirmiyor. acaba üründen mi, yoksa kiminin saçı bu tür düzleştiriciler için uygun olmuyor mu?
watsons, gratis gibi yerlere gittiğinizde bir şeyler almadan çıkabiliyor musunuz? bugün fiyat karşılaştırması yapmak için watsons'a gittim, bir sürü minik minik ıvır zıvır parçacık derken aslında hiç ihtiyacım olmayan şeylerle 50 tl'lik alışveriş yapıp çıktım. üstelik bakmak için girdiğim fiyata bakmadım bile. sorun bende mi?
şöyle bir yıllığa rastladım:
odatv.com
buradaki insanlar üniversiteden yeni mezun olmuş insanlar, hadi fazla fazla koyuyorum, en fazla 25 yaşında olsunlar. kadınıyla erkeğiyle şimdinin 25'inden çok daha büyük duruyorlar. sadece üst-baş, saç-makyaj da değil büyük durmalarına etken; yüzleri, ifadeleri de büyük büyük. neden bu kadar büyük duruyorlar ki?
odatv.com
buradaki insanlar üniversiteden yeni mezun olmuş insanlar, hadi fazla fazla koyuyorum, en fazla 25 yaşında olsunlar. kadınıyla erkeğiyle şimdinin 25'inden çok daha büyük duruyorlar. sadece üst-baş, saç-makyaj da değil büyük durmalarına etken; yüzleri, ifadeleri de büyük büyük. neden bu kadar büyük duruyorlar ki?
çok çok uzun yıllardır gözlük kullanmıyorum. en son doktora gittiğimde evde kullanmak için bir gözlük aldım ve sevdim gözlüğü, pratik geldi kullanması. elimde lens de var, bu durumda hep gözlük kullanmak geri zekalıca olur mu ki? attan inip eşeğe binecek gibi hissediyorum ben nedense.
başımızdaki malum zat ölünce neler olacak sizce? ilk ölüm anından başlayabilirsiniz hayal etmeye. ne zaman ölür ki hem?
verdiği sözü tutan, karşısındaki insana saygılı, sorumluluk sahibi, kazık atmayan gibi iyi addedilen özelliklere sahip insan kalmadı mı artık? benim yakın çevremde yok gibi bir şey. ben mi çok şanssızım, bu özellikteki insanlar mı azalıyor günden güne? her türlü insan ilişkisi için soruyorum bunu.
niye yapmıyosunuz uzun zamandır yaa? yapmıyosunuz di mi, kaçırmamışımdır yani? hadi yapın da eğlenelim. hem bakın bahar da geldi, dalları çiçek bastı, yedi kat eller yakınımız oldu filan. hadi, hıı?
özelde göz muayenesine gitmek istiyorum. şu an çalışmadığım için babadan ssklıyım. gideceğim yerin sgk ile anlaşması var. tahmini olarak bana ne kadar ek ücret çıkarırlar? gidilen yere gööre değişiyordur elbet bunun cevabı ama ortalama bir şey çıkar diye düşünüyorum buradan yine de.
ikinci soru da şu; göz muayenesine gittiğim zaman lens muayenesi de yaparlar mı? yoksa ikisi için ayrı ayrı mı belirtmek gerekiyor? daha önce gittiğimde gözlük için olan değerleri kullanabileceğimi söyleyip özel bir muayene yapmamışlardı hiç. bir de ayrı ayrıysa bunun için de ek ücret ödemem gerekir mi?
tenks herkese.
ikinci soru da şu; göz muayenesine gittiğim zaman lens muayenesi de yaparlar mı? yoksa ikisi için ayrı ayrı mı belirtmek gerekiyor? daha önce gittiğimde gözlük için olan değerleri kullanabileceğimi söyleyip özel bir muayene yapmamışlardı hiç. bir de ayrı ayrıysa bunun için de ek ücret ödemem gerekir mi?
tenks herkese.
küpemiz bu:
www.biggshop.com
normal zincir şeklinde olsa takarsın, arkadan sarkar bir kısmı; yıllardır kullanıyorum öylesini ama bunun zincir kısmının ucunda klips var yanlış görmüyorsam. bu da aklıma acaba bilmediğim başka bir kullanış şekli mi var sorusunu getirdi. yöresel de bir takı, belki oraya özgü bir kullanış şekli vardır. ne diyorsunuz hanımlar, nasıl kullanılır bu?
dipnot: bu arada reklam gibi olacak ama sitede nefis tasarımlar var, almayacak olsanız dahi sadece bakmak bile iyi hissettiriyor insana kendini.
www.biggshop.com
normal zincir şeklinde olsa takarsın, arkadan sarkar bir kısmı; yıllardır kullanıyorum öylesini ama bunun zincir kısmının ucunda klips var yanlış görmüyorsam. bu da aklıma acaba bilmediğim başka bir kullanış şekli mi var sorusunu getirdi. yöresel de bir takı, belki oraya özgü bir kullanış şekli vardır. ne diyorsunuz hanımlar, nasıl kullanılır bu?
dipnot: bu arada reklam gibi olacak ama sitede nefis tasarımlar var, almayacak olsanız dahi sadece bakmak bile iyi hissettiriyor insana kendini.
temel bir mühendislik dalında lisans yaptım, daha sonra eskiden bu mühendislik dalının alt dallarından biri sayılan, son on senede yeni yeni gelişen bir mühendislik dalında tezli yüksek lisans yaptım. şimdi de mühendislik olmayan başka bir temel bilim dalında doktora yapıyorum. yüksek mühendis olmuyorum sanırım (ama bence olmalıyım), doktora bitince ne olacağım ben? kendime ne diyeceğim?
türkiye'de tek bir yerde teknik servisi olan bir ürünümüz var ve bu ürün bozuluyor, teknik servisin anlaşmalı kargo firmasıyla ürünü gönderiyoruz. ürün tamir oluyor, aynı kargo firması ile yollanıyor ama biz ürünü almıyoruz (biz bunu çok sonradan fark ediyoruz, zira teknik servisin yavaşlığına yormuşuzdur her şeyi). servise gönderimin üzerinden çok zaman geçince arayıp soruyoruz "ne oldu bizim ürün" diye. çoktan gönderdiklerini söylüyorlar, hatta kargo takipten bakıp bizim teslim aldığımızı da ekliyorlar. allahın belası kargı firması utanmadan teslim alındı diye belirtmiş kargoyu. kargo şubesine gidip durumu anlatıyoruz, şubede olabileceğini söylüyorlar kargonun, onlardan haber bekliyoruz en son.
yukarıdaki durumda (kargonun kaybolduğunu farz edersek) zararımızı kim tazmin eder? bir tazmin eden çıkar mı ya da? kargo firması? o kargo firmasını kullanan teknik servis? kimse etmezse ne yapmalı?
pek önemli not: bu kargo firmasını hepiniz tahmin ettiniz değil mi? evet evet, o işte, yurtiçi kargo! evde bulamamayı geçtim, artık almadığımız kargoyu bile aldık gösterip sonrasındaki uzun zamanda da getirmeye zahmet etmeyip ölü taklidi yapabiliyorlarmış.
yukarıdaki durumda (kargonun kaybolduğunu farz edersek) zararımızı kim tazmin eder? bir tazmin eden çıkar mı ya da? kargo firması? o kargo firmasını kullanan teknik servis? kimse etmezse ne yapmalı?
pek önemli not: bu kargo firmasını hepiniz tahmin ettiniz değil mi? evet evet, o işte, yurtiçi kargo! evde bulamamayı geçtim, artık almadığımız kargoyu bile aldık gösterip sonrasındaki uzun zamanda da getirmeye zahmet etmeyip ölü taklidi yapabiliyorlarmış.
kitap okumaya kalksam dışarı çıkamıyorum, dışarı çıksam film izleyemiyorum, film izlesem derse bakamıyorum, derse baksam gündemden uzak kalıyorum vs. hepsine yetişmeyi bir türlü beceremiyorum, kaldı ki iki işi bir arada yürütsem kardır. siz nasılsınız bu konuda? yetişebiliyor musunuz her şeye? yetişebiliyorsanız nasıl beceriyorsunuz?
damlayan su sesine karşı ne hissediyorsunuz? beni tam anlamıyla deli ediyor. boşuna çin işkencesi olarak kullanmamışlar.
bana fransız basını için son derece sert içimli olan kahve tavsiye eder misiniz? çok yabancıyım bu konuya, nerede bulabileceğimi de söylerseniz pek güzel olur. fiziksel olarak gidip almak tercihimdir ama online önerilere de açığım.
dipnot: french press tabii ki, eğlenelim gülelim diye şey ettim. (gülmediğimizi biliyorum)
dipnot: french press tabii ki, eğlenelim gülelim diye şey ettim. (gülmediğimizi biliyorum)
dün gayet bakımsız halimle, dökülen giysilerimle alışverişe çıktım. görünüşümü önemsemedim, amacım sadece işimi görmekti çünkü. ünlü ve pahalı bir parfümeri zincirinin bir şubesine gittim, ruj bakacaktım. girdim, bayağı bi etrafta ruj bakındım, orta yerde durup beni gördüğü halde aval aval çevresine bakan çalışan yanıma gelip ne aradığımı sormadı bile. en sonunda ben istedim ilgilenmesini. ilgilenirken de sadece bir markayı gösterdi, diğerlerini göstermemek için resmen başından savmaya kalkıştı. bu tavır karşısında biraz daha uğraştırdım kendisini ama o denli negatifti ki yılıp ürünü orada aramaktan vazgeçtim bir süre sonra.
eminim ki daha acelesiz, daha bakımlı bir günümde olsaydım mağazaya adımımı atar atmaz kendisi yanıma gelecekti. şimdi birkaç sorum var:
1. bu tür pahalı lüks ürün satan mağazalarda, bakımsız müşteri önemsenmese de olur diye bir kural mı var?
2. kendilerinin orada kazandıkları parayla belki de çok zor alabilecekleri ürünlere sahip mağazalardaki çalışanların kibri nereden gelmekte?
konuyla ilgili her türlü şeyi de yazabilirsiniz. tenks.
eminim ki daha acelesiz, daha bakımlı bir günümde olsaydım mağazaya adımımı atar atmaz kendisi yanıma gelecekti. şimdi birkaç sorum var:
1. bu tür pahalı lüks ürün satan mağazalarda, bakımsız müşteri önemsenmese de olur diye bir kural mı var?
2. kendilerinin orada kazandıkları parayla belki de çok zor alabilecekleri ürünlere sahip mağazalardaki çalışanların kibri nereden gelmekte?
konuyla ilgili her türlü şeyi de yazabilirsiniz. tenks.
french press kullanmaya başladım lakin koymam gereken kahve miktarını bir türlü çözemiyorum. bir kupam var, onun için hazırlamaya çalışıyorum, bu kupanın hacmini su bardağının hacmini 200 ml alarak (aklımda böyle kalmış niyeyse) 300 ml olarak hesapladım. ölçü kaşığı 7 gr kahve alıyor, 2,5 ölçü kaşığı kahve koyuyorum. doğru mu yapıyorum acaba? hesaplamalarım yanlışsa ne kadar kahve koymalıyım?
az önce bir sipariş verdim amazon'dan. adresimi, kartımı kaydettim, alışverişi yaptım, siparişi verdiğime dair mail de geldi. yalnız mesele şu ki kartımın güvenlik kodunu sormadı bu amazon bana, hiçbir yere de girmedim o kodu, hesabıma baktım, para da çekilmemiş duruyor. neler olmuş olabilir? neler olacak ya da sonrasında? normal mi bu durum?
ilk alışverişim amazon'dan, fazla vurmayın rica ederim.
önemli ek: az önce provizyona düştü ödeme de nasıl çekebildiler bu parayı yahu?
ilk alışverişim amazon'dan, fazla vurmayın rica ederim.
önemli ek: az önce provizyona düştü ödeme de nasıl çekebildiler bu parayı yahu?