Ekşi Duyuru

en pratik hangi programla yaparim. bazilari 20 30dk lik videoyu 10gb kaydediyor mesela. bana en ekonomik yer kaplayan program lazim.

şimdi arkadaşlar, ben mahallede büyümüş ve uzun yıllardır da müstakil evde yaşayan biriyim. izmirde yaşadığım için de, bizim çevremizde pek toplu konut mevcut değil. o yüzden soruyorum zaten.

şu ali ağaoğlu'nun reklamını izledim. 24 ayda bitirdikliden falan bahsediyorum.

ben hayatımda bu kadar itici bir yaşam alanı daha görmedim. uzun ve kasvetli binalar, siktirlenmiş bir yerde oluşturulmuş yapma siteler.

buralarda yaşayanınız var mı? hani bana hiçbir canlılığı olmayan, boktan yerler gibi geliyor. ne çevresinde insanlar sokakta yürüyüp vakit geçirirler ne de bir boka benzeyen bir çevresi vardır gibi geliyor. harbi durum böyle mi? in-cin top oynayan yerler gibi geliyor kısaca bana. hani fiyatlarına da bakıyorum, 400-500 milyardan ucuza dairesi yok bu tip projelerin.

neyse, soruyu es geçip bu projeler hakkındaki görüşlerinizi de yazabilirsiniz.

açıkçası beni bir deli sikmediği sürece, siktiğimin bir apartman dairesine yüzlerce bin dolar para akıtmam.

dişle ilgili ciddi problemler yaşadım. son dönemde şöyle yapıyorum:

1. bi yerde okumuştum, dişi fırçaladıktan sonra hemen ağzı gargara yapıp macunu tükürmemek gerekiyormuş. tutabildiğimizce uzun süre dişimizde durması faydalıymış. ben de öyle yapıyorum. (damaktaki fazla macunu tükürdükten sonra tabi, yani sadece suyla çalkalamıyorum) doğru mu bu, bi de farkettim ki az çok macun yutuyorum zararlı mıdır macun.

2. kürdanlı diş ipi denen: www.firsatdeposu.com şu dalgadan satın aldım bi paket. bununla da diş aralarını temizliyorum. normal diş ipiyle arasında fark yoktur herhalde dimi?

ulan arkadaş nerden outlook oldu bu hotmail.

ne doğru düzgün mail açabiliyorum ne maildeki dökümanları indirebiliyorum.

6mb'lık bir dosyayı 15 dakikada indirebildim. internet hızı mı sıkıntıda diye bakıyorum, torrentle 2mb'la download yapıyorum.

anasını sikeyim böyle mail sağlayıcısının ben. sizde de durum aynı mı

ne demek istedim?

şeytanı uyandırma kitabını düşünelim. arka planda milyon tane "şeytanı uyandırma" yazıyor. milyon tane. tüm arkaplan bu şekilde olmuş.

hah, bunu pratik bir şekilde yapma yolu var mı? (kopyala yapıştırla bin tane 'şeytanı uyandırma' yazmayalım)

geçenlerde ince ve kibar olarak "adobe jenson pro" yu keşfettim. dört dörtlük bir font gerçekten.

bir de kalın bir font araştırıyorum şimdi. sizin tavsiye edeceğiniz bir font türü var mı?

ttnet alo kullanıyordum. ama bir ay içinde 3 defa 444'lü numara ardığımda 30tl faturayla karşılaştım. o yüzden bu tarifeyi iptal ettiricem.

444'lü numaraları da kapsayan ucuz yollu bir tarife var mı?

örneğin; 444'lü numaralar dahil her yöne 50 dkaika 100dakika 20-23tl gibi?

yeni konami id açtım, başarıyla oluşturuldu, nette kullanıcı adım ve şifremle giriş yapabiliyorum.

ancak oyuna girdiğimde şifre veya konmai id yanlış diyor.

sıkıntı ne olabilir?

ya şimdi bir photoshop logomuz var.

bu logoyu, bir yere gönderiyoruz photoshop uzantılı olarak. burası da bize diyor ki "attığınız logoda gölgelendirmeler falan gözükmüyor. bunu kayıt outline olarak kaydedin"

kayıt outline ne demek?
herkeste gölgelendirmenin (photoshop formatında) gözükmesi için ne yapmamız gerekiyor?
logonun boyutunu büyüttüğümüzde, shadow değerleri otomatik olarak artmıyor bunu nasıl ypaabiliriz?

1. geçenlerde bir cafede hellim peynirli fesleğenli tost yedim. leziz bir şeydi, hemen gittim marketten hellim peyniri, tost ekmeği aldım. ama fesleğeni napayım bilemedim.

orada yediğimde içinde gayet yoğun fesleğen vardı.
ben de, acaba knorr'un fesleğenli makarna sosu da aynı etkiyi yapar mı diye düşündüm. sizce yapar mı? (belki de onu kullanmışlardır)

bir de böyle bir tost için o fesleğen sosu ve hellim peynirini hiç ısıtmadan direkt mi basmak gerekir? yoksa önce hellim peynirini kızartıp ardından mı tostu basmak gerekir? nabak?

2. ya bu subway'de vs. güzel sandviççilerde şahane sandviç ekmekleri oluyor. insana "ye beni" diyor resmen, dikdörtgen ve uçlara doğru sivrilmeyen ekmeklerden bahsediyorum. adeta "beni kes içime salam doldur" diyen sandviç ekmeklerinden.

bugün migrosta baktım ama o ekmeğe yaklaşan bir ekmek bile bulamadım. genel bi adı da yoktur herhalde bunların, nerde bulurum bu tip ekmekleri?

75tl üyelik ücreti yazıyor.

bu kredi kartı aidatı mı oluyor? ben bunlara 2 sene önce gidip dilekçe vermiştim ve kredi kartı aidatını iptal ettirmiştim.

75 lira kredi kartı aidatı mı olur ulan orospu çocukları? 75 liralık harcama yapmışım, 75 lira üyelik ücreti kesmişler. sinirden kendimi sikicem şimdi.

faturalı veya faturasız hat ve herhangi bir operatör farketmeksizin; en az 1gb internet, en fazla 100-120 dakika konuşma, 100 tane de sms olan bir tarife lazım bana.

bu konuşma paketlerinin standartları nelerdir bilmiyorum ama, 444'lü hatları da kapsaması önemli. (hiçbiri kapsamıyorsa, yapacak bir şey yok tabi)

bana bunları en ucuza sağlayacak hangi tarife var? hangi operatörün?

(hangisi daha büyük oç?)

kanser hastası kızın eline para tutuşturan, ülkeyi sadakayla yönetenler mi?
yoksa ağlayan, yüzünü kapatan, dilenci muamelesi gören zavallı bir genç kızın inatla suratına suratına kamera sokan, fotoğraf çekmeye çalışan kaypak, ahlaksız, "bu bizim mesleğimiz abey"ci basın mensupları mı?

bu ülkede ahlakla, şerefle, haysiyetle iş yapan kimse mi kalmadı?
herkes mi başkasının hissedeceklerini bir an bile olsun düşünmeden, anlık çıkarların peşinden koşuyor. hiç mi insan kalmadı anasını siktimin yerinde?

arkadaş yemin ediyorum ki imkansız.

bakın, 10 gün öncesine kadar her müsabakada çoğu rakibime 4-5 atıp yollardım. 10 gündür, 10 şutumun 9'u kaleyi bulmuyor. her zaman çektiğim "boru gibi sokma" şutlarını çekiyorum ve top direği yalıyor, bir şey oluyor, dışarı çıkıyor.

yemin ederim kafayı yiyecem ya. puanım 987'den 800e düştü. biraz önceki maçla beraber 798'e düştü. aklım hayalim almıyor böyle bir şey nasıl olur diye? her maç onlarca gol kaçırıyorum. onlarca.

bi tane video programı söylerseniz 4-5 maçımın replayini alacağım hatta.


şuan haykırıyorum sinirimi

iş yerinde 3-4 aydır adele ve lana del rey dinlemekten iflahımız sikildi.

bana yeni bir liste söyleyin arkadaşlar :(

şartlar : 1. heavy metalli bir şeyler olmasın, 2. rap olmasın. 3. ne yazık ki işyeri olduğu için 'o türkan yok mu türkan' türü de olmasın

şuan favorim: i knew you were trouble.

bu türde şarkılar lazım bana. var mı elinizde hazır bir liste bu türde

1 sene önceye kadar saçımı kendim keserdim.
sonra 1 sene durdum, bugün tekrar kendi saçımı kestim.

ama bi sıkıntı var, şimdi bu saçları kestikten sonra, saçlar vücudumun her yerine bulaştı. asıl sıkıntı da kıçıma kadar geldi.

ben bir yerde okumuştum, kıl dönmelerinin ciddi bir bölümü ense traşında, enseden kalçaya inen kıllar yüzünden oluyormuş.

doğru mu bu kıllattım baya şimdi?

not: 4 defa duş aldım, ama yine de bi rahatsızlık var üstümde.

trouble
trouble

diye bir nakaratı olan bir şarkı. aslında şarkıyı kimin söylediğini bile bulacağım da, dilime gelmiyor.

neyse, virgin'de çalıyor bu. dedim adı kesin trouble'dır, değilmiş. bulamadım haliyle. başka sözü de aklımda yok şuan.

kesin bulursunuz güveniyorum.

not: şarkıyı kadın söylüyordu.

normalde kumral biriyim. yani kumral derken, sarıya yakın. neyse hayal etmişinizdir.

arkadaş, son birkaç aydır giderek sararıyorum. sakal uzatamaz oldum, sakallar sapsarı çıkıyor, bir değişik. biraz sakal bırakayım dedim, yine sapsarı çıktı, delireceğim. bir de yazın 1-2 ton açarım ben, herhalde yazın sakallar hepten beyazlaşır.

bir insanın başına niçin bu gelir? yediğim içtiğimde mi sıkıntı var nedir?

not: 24 yaşındayım.

şimdi, diyelim ki 11cm'e 16cm'lik (16 boy 11 en) bir photoshop dosyası açtım.

üstünde çalıştım ettim, dedim ki şunun enine bi 11cm lik boş alan daha yaratayım.

hah, nasıl oluyor bu? oluyor mu?

www.lidyana.com

3-4 liralık şeyleri 60-120tl arasına koymuşlar.
ayda 2-3 tane bile olsa satıyor mudur?

satıyorsa hemen gidip site yapacağım. satın alan olursa giderim pazardan alırım siparişin aynısından. ayda 3-5 bişiler düşsün kenara.

daha önce marketlerden yumurta alıyordum. ancak diyet boyunca sürekli yumurta yedim ve vücudumda hormonal bozukluklar olmaya başladı resmen. artık yumurta yemiyorum sırf bu yüzden.

izmir'de doğal yumurta satan yer var mı?

www.izmirsanat.org.tr

şuradaki tiyatroya davet etti arkadaş.
on the edge diye biliyordum gerçi ismini ama filmle de karıştırıyor olabilirim.

neyse, neyle ilgili bu oyun ona göre gideceğim pek kararsız kaldım.

yahu simcity 5 yazıyorum. sonuç yok. steame yazdım sonuç yok. vatana yazdım sonuç yok.

nereden alınıyor bu?
adını mı yanlış biliyorum?

uzun zaman oldu strateji oynamayalı.
en son civilization 4'ü oynamıştım galiba. (sivilizeyşın dört diye okudum)

neyse, biraz bilgisayarı yeniledim ve şevkim arttı. yine bir strateji oynamak istiyorum. civilization gibi olsa, yani pür savaştan ziyade olayı biraz daha komplike alan bir şey olsa tadından yenmez gerçekten.

aslında düşündüm de simcity tarzı bir şey bile olabilir yani.

harita üstünde oynanan oyunlar ilk tercihim olmakla birlikte, age of tipi 'artık ne deniyorsa ona' kontrol etmeli bir şey de olur.

voltaj iniş çıkışlarından ve elektrik kesintisi sonrası parçalarım zarar görmesin, elektriği muhafaza etsin diye regülatör aldım. bilgisayarımı korumak için.

pek bilgim yoktur bu konularda, ben adama derdimi anlattım. adam da "ups alacağına 250 300 liraya, regülatör al o zaman. bilgisayarının kapanmamasını istemiyorsan" dedi.

ama ben şunu belirtmeyi unuttum: evdeki hattımızda topraklama yok :S

bu regülatöre bir sorun çıkarır mı?

aradığım tek özellik: laptop klavyeleri gibi, içe gömmeli olmayan bir klavye olsun. mouseta da ek özellik falan aramıyorum.

kablosuz da olabilir, kablolu da. hangi markanın hangi ürününü önerirsiniz?

not: yıllarca önce logitech almıştım. ama basınca çok fazla içe gömülüyor tuşları. bu da artık rahatsız ediyor beni.

ek olarak: bir de kesintisiz güç kaynağı almayı düşünüyorum. bilgisayar voltaj dşüşlerinden çıkışlarından etkilenmesin, elektrik kesintilerinde sıkıntı çıkmasın diye. yani ups'le ilgili tek beklentim, bilgisayar parçalarını kesintilerden vs. korumak.

yani 1 dakika açık kalması bile yeter benim için.
kesintisiz güç kaynağı olarak hangi markanın hangi ürününü tavsiye edersiniz? power supply üstünde 620W olduğu yazıyor.

yüzüm siyah noktalarla doldu özellikle burnum. zaten doğal yağlı bir cildim var. klasik yüz yıkama yöntemleriyle önünü alamıyorum. (baş not: erkeğim)

beni siyah noktalardan kurtarın, yüzüme çeşitli madderle bakım yaptırtın. kısaca tavsiyeler verin.

şu american psycho'nun başında 1 saatini maskelemeye, toniklemeye ayıran christian bale gibi, en azından bir süre için cildimle uğraşıp toparlayayım.

1. siyah noktaları hızla geçirmek için şu bantlar varmış. işe yaryor mu bunlar, yarıyorsa hangisini alayım?

2. o siyah noktalar çekildikten sonra boşluk kalıyormuş ve yeniden mikroplanıyormuş oralar. o mikroplanma olmasın diye neler yapmak gerekiyor?

3. cildi düzeltmek için falan neler kullanayım napayım. şöyle bi bakım programı söyler misiniz?

nasıl daha açıklayıcı olurum bilemedim :)

"ali ata bak."

görüldüğü gibi kelimeler arasında tek boşluk var.

"ali ata bak"
"ali ata bak"

görüldüğü gibi, kelimeler arasında 1'den fazla boşluk var.

boşluk sayısı önemsiz olmak koşuluyla 1'den fazla boşluk içeren tüm boşlukları, tek boşluk yapmak istiyorum metnimde. ama nasıl? (çok boşluk dedim yau)

gelin buraya.

benim iflahım sikildi biraz. kafama yumruk yemiş gibi oldum.

çünkü son 6-7 aydır benim de yaptığım tek şey, ted'in mclaren'ste yaptığı şey. eski, güzel anıları defalarca tekrar edip duruyorum kafamda yalnız başıma.

ne güzel günlerdi amk, diyip bir daha asla o güzel günlerin tekrarlamayacağını hatırlıyorum. kötü oldum baya.

ya şimdi, nokia bir kulaklık var.
bilgisayara taktım.

sadece sol kulaklığa, çok kısık bir ses veriyor.

bu kulaklığın kablosunun ortasında bir düğme var. o düğmeye basılı tutunca, her iki kulaklığa da gayet iyi seviyede ses vermeye başlıyor. ama basılı tuttuğumuz sürece oluyor bu sadece.

bu nasıl aşılır yau? basılı tutarak dinleme mi yapılır :)

arkadaşlar, evin topraklaması pek iyi değil. bu nedenle bilgisayarın elektrik kesintilerinde sıkıntı yaşamasından korkuyorum. şu sıralar da teknolojik şeylere biraz para harcamaya başlamışken bu aleti de aradan çıkartayım diyorum.

kasamın power supply üzerinde 620Watts yazıyoru. (başka bilgi gerekirse onu da yazabilirim)

benim tek istediğim şey: voltaj değişimleri ve elektrik kesintilerinde bilgisayarımın herhangi bir parçasının zarar görmemesi. tek istediğim bu.

bunun için nasıl bir kesintisiz güç kaynağı önerirsiniz?

not: bir de bu işten gram anlamam. açıkçası "bu aleti alırsan, bilgisayarın elektrik kesintisinde kapatır. ama voltajı üstünde topladığı için kaçak yapmaz ve bu sayede parçaların hasar görmez" diyeceğiniz bir alet varsa ona da fitim. yani bilgisayarımın açık kalması vs. hiç önemli değil benim için. sadece parçalarım zarar görmesin.

şimdi, huyumdur. internetten sipariş verdim mi, "sipariş takibi" bölümünde ürünümü "kargolandı" olarak görmediğim sürece, aşağı yukarı 15 dakikada bir mesaj atarım. tatile çıkacağım ürün bugün kargolansın, bilgisayarımın parçası yandı müşterime iş yetiştirmem lazım lütfen kargolayın bugün gibi yüzlerce aklıma gelen bahaneleri saymaya başlarım.

neyse, bu iş vatanda biraz daha farklı yürüyor. çünkü bu elemanların sipariş takibi düzgün çalışmıyor. en son bir siparişim "kargoya hazır" etiketi varken, adresime gelmişti. düşünün, daha kargolandı işareti çıkmadı yani :)

şimdi, dün ekran kartı siparişi verdim. haliyle bugün sabah 11'den itibaren 8-9 tane mesaj attım vatan'a. sipariş takibinde hala "siparişleriniz hazır" yazıyor.

ama müşteri hizmetlerindeki adam maille biraz önce "faturalandırma aşamasında olduğu görünüyor" dedi bana. yani, benim sipariş takibim gene bozuk anlayacağınız.

"faturalandırma aşamasında" olan bir ürün, bugün kargoya verilir mi? benimle aynı şehirde bulunan vatan şubesinden adresime yarına kadar gelir mi? ona göre biraz daha kafa sikicem hizmet formu doldurup :)

not: bugüne kadar elime en uzun sürede ulaşan siparişin teslim süresi 3gün idi. taktiğim fena değil yani, siz de uygulayın. çok kibar ve yalvaran bir nida ila 10 mesaj falan atıyorsunuz. işinizi görüyorlar :)

ya nette bulunması en zor fotoğraf türü bu sanırım. baya da araştrdım ama şuan sadece ektekini bulabildim.

şu fotoğraf mesela "evlilik" başlığı altında paylaşılmış bir mücevher sitesinde. bunun gibi, kaliteli hem mücevheri tanıtan hem de belirli bir kompozisyonu olan fotoğraflar var mı?

varsa nerelerde var, nerelere bakayım? mücevhercilerin çoğunda bile yok böyle fotoğraflar yau

şimdi "taksit kampanyası sadece webe özeldir" diyor, ben birkaç ay önceye kadar mağazadan da taksit ve indirimle alıyordum, internetteki fiyatlarla.

ekran kartım bozuldu. haftasonu muhabbeti geçmeden gidip alayım diyorum da

sistemleri falan mı değişti bunların? indirim ve taksit sadece webe özel mi oldu artık?

edit: ürün bu www.vatanbilgisayar.com

ya arkadaşlar. 1 senedir sıkıntısızca çalışıyordu.

dün kendi kendine bir update yaptı ve şuan aygıt yöneticimde driverım gözükmüyor. ünlem işareti var "geforce 8800 gt"nin yanında.

netten 2-3 tane farklı driver indirdim. ama hiçbiri sorunuma çare olamadı. nedir bu ya? ne olabilir?

edit: bu arada aygıt yöneticisinde sağ tıklayıp özellikler dediğimde, genel bölümünde

"Sorun bildirdiğinden Windows bu aygıtı durdurdu. (kod43)" yazıyor.

arkadaş hanging by a thread bölümünü izlemek istiyorum.

sağolsun, dizimag izlememizde yardımcı oluyor, özveri gösteriyorlar falan ama şu bölüm isimlerinin ingilizce versionlarını koymadığı için bölümü bulamıyorum.

birebir çeviri de yapmamışlar belli ki, bulamıyorum bir türlü.

herhangi bir şekilde yardımcı olabilir misiniz?

sabahları kek yiyorum, öğlen 11 olmadan karnım acıkıyor.

yumurta ve peynir yiyorum, akşam 4'e kadar karnım acıkmıyor.

sıkıntı şu: yumurta midemi bulandırıyor. zorla yiyorum resmen, kusasım geliyor arkadaş.

allah aşkına bana karnı tok tutan, protein ağırlıklı bir şeyler önerin. öğlene kadar acıkmayayım etmeyeyim.

sıralı izliyordum 1 aydır.
şimdi 21. bölümdeyim ama son 5-6 bölüm inanılmaz sıkıcıydı. hiç hoşuma gitmedi kısaca.

sizin tavsiye edeceğiniz bölümler var mı onlardan bir tane izleyeyim?

örneğin en muhteşem, etkileyici ve gerçekten moralimi sikici bölümü: 1 temmuz 2002 havada çarpışan uçaklar bölümüydü. resmen yıkıldım, ulan her şey mi ters gider bea, dedim.

buna benzer başka bölüm var mı? şu 70'lerdeki, tarihin en büyük hava çarpışmasını işleyen bir bölüm var mı örneğin?

ben dokuz eylül üniversitesinde işletme okudum. mezun olalı da oldu baya.

bu süreçte geçici iş falan kurduk. biraz para kazanıp parayı kullanmalık. bu detaya pek grmeye gerek yok :) ama esas amacım kendi işimi kurmak değil, çünkü çok stresli ve mahvedici oluyor.

neyse, yine aynı süreç içinde, web programcılığı konusunda baya gelişme kaydettim. hatta beklentimin çok üzerinde gelişme kaydettim. ve bu alan biraz da hoşuma gitti, kendimi buldum diyebilirim. (hatta programlama dillerini öğrenmeye de karar verdim, c java vs.)

şimdi istiyorum ki, ben özellikle web programlama konusunda bir yüksek lisans yapayım. hem bu konuda daha da gelişeyim, hem de bu yetkinliğe dair bir diplomam olsun. hem de bu yetkinliğim sayesinde, web işlerine başvurabileyim.

peki, bu konular hakkında hangi üniversitenin hangi yüksek lisans programını tavsiye edersiniz bana?

biraz karışık anlatmış olabilirim, kusura bakmayın. ama özet sonda: işletme okumuş, web programcılığına merak sarmış ve bu yönde biraz ilerlemek isteyen bir insana hangi yüksek lisans programını önerirsiniz?

siyah olan yerleri beyaz ,beyaz olan yerleri siyah nasıl yapabilirim?

örnek: www.tiffany.com

bunun gibi, gerçekten kaliteli mücevher siteleri paylaşabilir misiniz? birazcık örnek toplayıp kafamda bir şeyler kuracağım da.

tasarım, ciddi ve sade olursa çok işime yarar.

kaynağa bak, dedim ama bu sefer de arada bir çok <p>'ler <font>'lar falan giriyor.

daha temiz çekebileceğim bir yöntem yok mu?
yazıyı birebir alayım.

şimdi 10 günlük iş amaçlı bir gezimiz vardı. 4 arkadaş, otelde kalacağımıza, günlük ev tutalım dedik.

nette araştırdık ettik, şahane fotoğraflar ve özelliklerle bezeli evlerden, işimize en yakın olanı seçtik. parayı yatırdık 1000 lira kadar.

eve gittik.
internet yok, mutfak gerekçleri yok, toplam 3 tane çatal 5 tane bıçak 2 tane kaşık var ve bu mutfak gereçlerinin ebesi sikilmiş vaziyette. evin, internetteki fotoğraflarla alakası yok neredeyse. anlatılan özellikler zaten yok. banyo leş gibi.

vay amına koyim dedik. vakit de yok, yeni ev arayamayız. parayı geri almayla falan uğraş dur, hiç vaktimiz yok. oturduk biz de evde. napalım.

10. gün, 11. güne uzatmamız gerekti. bu puştlar bi de ayak yaptı, son gün için de 160 lira para aldı. normalde 100 lira olan eve. elimiz mahkum tabi biliyor yavşaklar.

biz de evi öyle bir bıraktık ki. hani bok götürür demek, boka insafsızlık olur. çöp ev gibi bıraktık. hatta en son halıya da bira dökülmüştü.

herhalde arkamızdan iyi sövmüştür orospu çocukları. ama düşününce 1200 liraya yakın paramızı aldılar ve karşılığında bir bok vermedi bu yavşaklar. internetteki ilanla aralarındaki tek ortak özellik evin ısıtmalı oluşuydu. sağolsunlar.

100 liraya zahmet edip bir temizlikçi tutsun pezevenkler, diye düşündük. yanlış mı düşündük :)

15 ay önce programlamayla ilgili hiçbir şey bilmiyordum.

yani, bir ara ultima online'da easyuo kullanabilmek için yaklaşık 5-6 tane fonksiyonla bir şeyler yazıyorduk, ama bilirsiniz ki bu hiçbir şeydir :))

neyse, 15 ay önce "ya benim aklıma sürekli fikirler geliyor. ama bu fikirleri hiç uygulayamıyorum yeter ulan özgürlüğümü kazanmak istiyorum" dedim ve bir anda web programcılığına hücum ettim. 15 ay gibi bir sürede de ciddi bir aşama katettiğimi düşünüyorum açıkçası. ve en azından kendimi baya özgür hissediyorum. aklıma gelen her şeyi hemen kodluyorum, oh, diyorum. yaptım. sonra yayınlamadan siliveriyorum.

yani uçmak isteyip de uçabilmek gibi bir şey bu benim için.

neyse, uzattım lafı.

biraz daha özgür olmak istiyorum. nokta kadar bile bilgimin olmadığı programlama dillerine uzanmak istiyorum. c++'tır, java'dır. her ne deniyorsa artık, bunlara sarmak istiyorum. ve nereden başlayayım ben bunlara. önümdeki 1 senede burada da belirli ölçüde bir özgürlük elde etmek istiyorum.

biri yardımcı olsun bana :(

örneğin: "html ile bir alan yaratırsın. css ile yarattığın alanın 3cm 5cm'lik kırmızı bir dikdörtgen olduğunu belirlersin. mysql ile verileri depolarsın, php ile depoladığın bu verileri çeker ve dikdörtgeninin içine yerleştirirsin. jquery ile bu işlemleri daha dinamik yaparsın"

cümlesi gibi bir açıklamayla, bana şu c c# c++ java ya da her ne ise dillerini bir açıklar mısınız?

ben biraz temel mantığını kasayım. ardından netteki tutoriallerde "10 derse bilmem ne yapıyoruz" temalı bir şey bulduğumda orada biraz pratiğini kavrayıp yavaş yavaş çalışmaya başlarım.

dizimagda bi bölüm spartacus aşağı yukarı kaç mb tutar yau?

durumlar neler?

2 gündür soruyorum valla.

neyse baha çıktı mı, çıkmadıysa da aşağı yukarı belli mi ne zaman çıkacağı?

not: soru yetenek sizsiniz sorusudur.

beyler ben gülmekten krizlere girdim. anneme babama da tek tek okuttum cem yılmaz cd lerini yaktık bahçede. inşallah filni de çıkar bu şahane gayıtların.

eksisozluk.com

sizce de çok komik değil mi?????

yetenek sizsiniz final'de çıktı mı baterist çocuk. çıkmadıysa en son mı yapacak finalistler performansları.

bulunduğum yerde interneti sadece ttnet wifi ile sağlayabiliyorum.

o da benim adsl kullanıcı adımı falan istiyor.

neyse, 54mb ile download yapıyorum şuan bulunduğum yerde. (evet, dakikada 3gb'a yakın download yapıyorum)

ama şimdi kafama takıldı, arkadaş para mara girmesin benim adsl hesabıma? sınırı bişiyi var mı bunun?