Fiziksel açıklaması nedir bunun?
Üniversite sınavı, Ales, Kpss, Vize, Final, şahsi ve ticari işleriniz, kendi işinizle ilgili kanalize olmanız gereken dönemlerde internetle ilgili belli bir kısıt koyuyor musunuz?
Sosyal medya hesaplarını kapatmak, uygulamaları silmek ya da herhangi bir şey?
Sosyal medya hesaplarını kapatmak, uygulamaları silmek ya da herhangi bir şey?
Her konuda, her başlıkta, herhangi bir şey ile ilgili olabilir. Yeter ki genel bir kabul görmüş olsun.
Sadece muhalif olması ya da Washington Post’ta yazması olamaz herhalde.
Başka bir ülkede böyle bir tezgah kurmayı göze alacak kadar kendisinin varlığını tehdit olarak ortaya koyan sebepler neydi?
Başka bir ülkede böyle bir tezgah kurmayı göze alacak kadar kendisinin varlığını tehdit olarak ortaya koyan sebepler neydi?
Hangisi doğru kullanım?
Eski duyuruları tarayıp, cevaplardaki programları indirdim. Kimisi kestikten sonra hiçbir programın okumadığı garip bir formata çevirdi, kimisi videonun üstüne logosunu koyup anlamsız hale getirdi, kimisi karmakarışık, işlevsellikten uzak bir arayüze sahip.
Bir MP4 videosunun 1 dk'sını kesip okunabilecek bir formatta kaydetmek gibi basit bir işlemi yapacabilecek bir program yok mu 2018'in internet vahasında ulaşabileceğimiz?
Movie Maker mp4 okumuyor, Shotcut formatta çıkışsız noktaya getiriyor, Bandicam'de reklam var....
Bir MP4 videosunun 1 dk'sını kesip okunabilecek bir formatta kaydetmek gibi basit bir işlemi yapacabilecek bir program yok mu 2018'in internet vahasında ulaşabileceğimiz?
Movie Maker mp4 okumuyor, Shotcut formatta çıkışsız noktaya getiriyor, Bandicam'de reklam var....
Baro levhasına iletişim numaranızı, iş adresinizi yazmak önemli bir şey mi?
Oradan sizi bulan müvekkiller oluyor mu? Yazmasanız ne gibi bir kaybınız olur?
Oradan sizi bulan müvekkiller oluyor mu? Yazmasanız ne gibi bir kaybınız olur?
Türkiye’de 90’lı yıllardaki anlamıyla hala “mafya” var mı?
Siyasilerin araçsallaştırdığı ya da kendileri için baskı unsuru olabilen, parasal güce ve derin siyasî ilişkilere sahip, eli silahlı adamları olup kendince infazlar yapan, adam kaçırma, tehdit, şantaj vs. gibi çeşitli eylemsel karşılıkları olan bir yapılanmadan bahsediyorum.
Ya da siz var diyorsanız gücünün eylemsel karşılığı ve toplumsal iktidarı var mı bunların?
Siyasilerin araçsallaştırdığı ya da kendileri için baskı unsuru olabilen, parasal güce ve derin siyasî ilişkilere sahip, eli silahlı adamları olup kendince infazlar yapan, adam kaçırma, tehdit, şantaj vs. gibi çeşitli eylemsel karşılıkları olan bir yapılanmadan bahsediyorum.
Ya da siz var diyorsanız gücünün eylemsel karşılığı ve toplumsal iktidarı var mı bunların?
Sizce Ara Güler'in fotoğraflarını diğerlerinden daha farklı yapan, insanı bakarken daha müteessir kılan ve teknik anlamda da daha ehil yapan şeyler neler?
Neden yeni nesilde onun çıtasına yaklaşabilecek nitelikte fotoğrafçılar çıkmıyor?
Neden yeni nesilde onun çıtasına yaklaşabilecek nitelikte fotoğrafçılar çıkmıyor?
1) Ortalama kaç saatiniz telefon ya da internette geçiyor?
2) Dijital detoksa neden ihtiyaç duydunuz? Ne kadar sürdü?
3) Ne gibi sonuçları olduğunu gördünüz?
4) Bir şeylerden geri kaldığınızı hissettiniz mi?
5) Sosyal medya ve internet bağını azaltan biri bir şey kaybeder mi?
2) Dijital detoksa neden ihtiyaç duydunuz? Ne kadar sürdü?
3) Ne gibi sonuçları olduğunu gördünüz?
4) Bir şeylerden geri kaldığınızı hissettiniz mi?
5) Sosyal medya ve internet bağını azaltan biri bir şey kaybeder mi?
İzlerken zamanın nasıl geçtiğini düşünmediğiniz, belli bir kalite ve zeka taşıyan; zamanın keyifle, gerilimle, hüzünle ya da merakla akıp gittiği filmler var mı?
1) Big Data bir şekilde yok edilebilir mi?
2) Rusya, Çin, Fransa, Japonya ya da bir başka dünya ülkesi bu kadar verinin Amerika’da bir merkezde toplanmasından rahatsız değil mi? Diğer ülkeler de aynı nicelikte veriye sahipler mi?
3) Bilinen amaçlar(istihbarat, marketing, seçim manipülasyonları vb.) dışında ne gibi çalışmalar, deneyler, amaçlar için kullanılıyor olabilir?
4) Big Data’nın güvenliği ne şekilde sağlanıyor? Yedekleniyor olma ihtimali ne ölçüde gerçekle ilintili?
5) Fazla sci-fiction gelse de büyük bir savaşta bir ülkenin otonom sistemlerine, köprülerine, haberleşme araçlarına saldırılması gibi saldırılabilecek bir konumda mı?
2) Rusya, Çin, Fransa, Japonya ya da bir başka dünya ülkesi bu kadar verinin Amerika’da bir merkezde toplanmasından rahatsız değil mi? Diğer ülkeler de aynı nicelikte veriye sahipler mi?
3) Bilinen amaçlar(istihbarat, marketing, seçim manipülasyonları vb.) dışında ne gibi çalışmalar, deneyler, amaçlar için kullanılıyor olabilir?
4) Big Data’nın güvenliği ne şekilde sağlanıyor? Yedekleniyor olma ihtimali ne ölçüde gerçekle ilintili?
5) Fazla sci-fiction gelse de büyük bir savaşta bir ülkenin otonom sistemlerine, köprülerine, haberleşme araçlarına saldırılması gibi saldırılabilecek bir konumda mı?
Özellikle beğendiğiniz bir senarist var mı?
Varsa ondan sinematografik derinlik, kurgu, akıcılık ve senaryo olarak daha iyi olduğunu iddia ettiği yönetmeni paylaşsın lütfen. Sevdiğiniz değil, daha iyi olduğunu iddia ettiğiniz! (Dunkirk’ü saymayın. Öyle bir film hiç çekilmedi farz edin.)
youtu.be
Alman medyasına verdiği mülakatın 8:10, 8:30-8:42, 14:20 ve 15. dakikalarında ısrarla muhabiri politik soru sormaya teşvik ediyor.
15:45’te muhabir özellikle o toplara girmek istemezken bu denli direterek neyi amaçlıyor?
Politik meselelerden ağzı yanmış, can korkusu yaşamış, bir dönem devlet korumasıyla gezmiş, hatta baskılardan kaçıp dönem dönem yurt dışında yaşamış biri genelde bu tarz sorulardan imtina eder.
Üstelik kitapları 62 dile çevrilmiş biri olarak Orhan Pamuk’un ne daha fazla popülariteye ihtiyacı var ne de kendini politize ederek varacağı bir ülkü var.
Amacı ne tam olarak?
Alman medyasına verdiği mülakatın 8:10, 8:30-8:42, 14:20 ve 15. dakikalarında ısrarla muhabiri politik soru sormaya teşvik ediyor.
15:45’te muhabir özellikle o toplara girmek istemezken bu denli direterek neyi amaçlıyor?
Politik meselelerden ağzı yanmış, can korkusu yaşamış, bir dönem devlet korumasıyla gezmiş, hatta baskılardan kaçıp dönem dönem yurt dışında yaşamış biri genelde bu tarz sorulardan imtina eder.
Üstelik kitapları 62 dile çevrilmiş biri olarak Orhan Pamuk’un ne daha fazla popülariteye ihtiyacı var ne de kendini politize ederek varacağı bir ülkü var.
Amacı ne tam olarak?
Edebî kimliği, yazarlığı, romanları hakkında ne düşünüyorsunuz?
İnterneti rafine bilgiye ulaşmada yeterli görüyor musunuz? Sözgelimi Google'dan araştırılan herhangi bir konu başlığının verdiği sonuçların, insanı kitap, makale, akademik bilgi vb. kadar yeterli ve gerekli bilgiyle donatması mümkün mü?
Sağlık konusunda tam bir panayır yeri mesela. Tıp bilimi "kişiye özel tıp" gibi spesifik başlıklarda toplanacak kadar subjektif, genetik, beslenme ve çevresel eksenli aslında son derece kişisel süreçlerle ilerleyen bir alanken; internette herhangi bir hastalıkla ilgili bilgi aradığınızda bir sürü gerçek dışı ve son derece şahsi yorumlar ve bilgi kirliliği var.
Erhan Erkut da yakın geçmişte buna benzer bir şeyler söylemişti ama pek inandırıcı gelmemişti. Halihazırda İngilizce bilen biri için kendini donatacak yeterlilikte rafine bilgiye ulaşmak mümkün gibi.
Sizce durum nedir? Böyle bir bariyer varsa aşmanın yolu nedir?
Sağlık konusunda tam bir panayır yeri mesela. Tıp bilimi "kişiye özel tıp" gibi spesifik başlıklarda toplanacak kadar subjektif, genetik, beslenme ve çevresel eksenli aslında son derece kişisel süreçlerle ilerleyen bir alanken; internette herhangi bir hastalıkla ilgili bilgi aradığınızda bir sürü gerçek dışı ve son derece şahsi yorumlar ve bilgi kirliliği var.
Erhan Erkut da yakın geçmişte buna benzer bir şeyler söylemişti ama pek inandırıcı gelmemişti. Halihazırda İngilizce bilen biri için kendini donatacak yeterlilikte rafine bilgiye ulaşmak mümkün gibi.
Sizce durum nedir? Böyle bir bariyer varsa aşmanın yolu nedir?
1) Çevrenizdeki erkeklerin yüzde kaçının giyimini gerçekten orijinal, zevkli ve kendine has buluyorsunuz?
2) Çevrenizdeki kadınların yüzde kaçının giyimini gerçekten orijinal, zevkli ve kendine has buluyorsunuz?
3) Son yıllarda insanların dış görünüş, giyim-kuşam gibi konularda çok fazla aynîleşmesini neye yoruyorsunuz?
4) Giyim kuşamla ilgili tercihlerinizi en çok ne etkiliyor? (Kendi gözlemleriniz, sosyal medya, reklamlar, bloglar vs.)
5) Sizce en şık giyinen ünlü ya da ünlüler kimler?
6) Kendi giyiminize objektif bir puan verseniz 10 üzerinden kaç verirsiniz?
7) Sizce şık giyinmenin tanımı ve tarifi nasıldır?
2) Çevrenizdeki kadınların yüzde kaçının giyimini gerçekten orijinal, zevkli ve kendine has buluyorsunuz?
3) Son yıllarda insanların dış görünüş, giyim-kuşam gibi konularda çok fazla aynîleşmesini neye yoruyorsunuz?
4) Giyim kuşamla ilgili tercihlerinizi en çok ne etkiliyor? (Kendi gözlemleriniz, sosyal medya, reklamlar, bloglar vs.)
5) Sizce en şık giyinen ünlü ya da ünlüler kimler?
6) Kendi giyiminize objektif bir puan verseniz 10 üzerinden kaç verirsiniz?
7) Sizce şık giyinmenin tanımı ve tarifi nasıldır?
(11)
Kendimizi çok mu abartıyoruz? Mckinsey, ekonomi, sanat ve bilim üzerine...
levent bilgen #1311899
1)80 milyona varan nüfusun olduğu ülkemizde mevcut ekonomik durumla ilgili danışılabilecek, söz söyleyebilecek, durumun nasıl iyileştirilebileceğine dair esaslı kanaatlere sahip, eğitimli, yetkin, dünya ve ülke ekonomisine hakim 20 insan yok mudur?
2)Var da siyaseten başka mahalleden diye mi konuya dahil edilmediler?
3)Bu konu dışında biz hakikaten kendimizi dev aynasında mı görüyoruz? Edebiyatta, sanatta, bilimde sadece son 15-20 yılda değil, hiçbir zaman dünyada ses getirecek ve varlığını sürdürücek bir kültür oluşturamadık.
Her konuda dış kaynaklı şikayeti de yersiz buluyorum. Devlet bireye her imkanı sağlamalıdır ideali dünyada çok az ülkede var olan bir olgu. Bence gerçekten isteyen ve kabiliyeti olan biri için bunlar birer detaydan ibaret şeyler.
Siz ne düşünüyorsunuz?
2)Var da siyaseten başka mahalleden diye mi konuya dahil edilmediler?
3)Bu konu dışında biz hakikaten kendimizi dev aynasında mı görüyoruz? Edebiyatta, sanatta, bilimde sadece son 15-20 yılda değil, hiçbir zaman dünyada ses getirecek ve varlığını sürdürücek bir kültür oluşturamadık.
Her konuda dış kaynaklı şikayeti de yersiz buluyorum. Devlet bireye her imkanı sağlamalıdır ideali dünyada çok az ülkede var olan bir olgu. Bence gerçekten isteyen ve kabiliyeti olan biri için bunlar birer detaydan ibaret şeyler.
Siz ne düşünüyorsunuz?
1) Ekşi Duyuru deyince zihninizde nasıl insan profilleri beliriyor?
2) Sizce insanlar ne için burada?
3) Duyurulardaki geri dönüşler ve cevaplar yeterince tatmin edici mi?
4) Kullanıcı kalitesini yüzdeye vursanız sizce yüzde kaçı kişisel parametrelerinize göre “kaliteli” addedilir?
5) Burası da sözlük gibi 5-10 yıl önce görece daha kaliteli bir yer miydi?
Şahsen cevabı çok net, köşeli sorulara bile zaaflarını ve aşağılık komplekslerini ortaya döken bir üslupla cevap veren, cevaplarında zerre kadar zeka pırıltısı olmadığı halde kendini “troll” zanneden, kendi yaşının ve tecrübesinin çok ötesinde ve büyük büyük, peşin hükümlerle kendince insanlara akıl veren kullanıcıların sayıca daha da arttığını görüyorum.
Bu sadece tespit, duyuru istediği yere gidebilir. Ülkede her şey ortalama altı bir ekosistemin yoğunlukta olduğu bir yere evriliyor zaten.
Sizce durum ne?
2) Sizce insanlar ne için burada?
3) Duyurulardaki geri dönüşler ve cevaplar yeterince tatmin edici mi?
4) Kullanıcı kalitesini yüzdeye vursanız sizce yüzde kaçı kişisel parametrelerinize göre “kaliteli” addedilir?
5) Burası da sözlük gibi 5-10 yıl önce görece daha kaliteli bir yer miydi?
Şahsen cevabı çok net, köşeli sorulara bile zaaflarını ve aşağılık komplekslerini ortaya döken bir üslupla cevap veren, cevaplarında zerre kadar zeka pırıltısı olmadığı halde kendini “troll” zanneden, kendi yaşının ve tecrübesinin çok ötesinde ve büyük büyük, peşin hükümlerle kendince insanlara akıl veren kullanıcıların sayıca daha da arttığını görüyorum.
Bu sadece tespit, duyuru istediği yere gidebilir. Ülkede her şey ortalama altı bir ekosistemin yoğunlukta olduğu bir yere evriliyor zaten.
Sizce durum ne?
İnternette ve çeşitli kaynaklarda birbirinden çok farklı söylemler ve büyümelerine dair akıl yürütmeler mevcut.
Vehbi Koç’un Ankara’da “bir bakkal dükkanından” başlatıp holdingleşmeye varan ölçüde büyüyen, 3. nesline ulaşan ve varlığını daha da konsolide eden, farklı sektörlerde söz sahibi olan bu aile sizce nasıl bu noktaya geldi?
Sizce hikayeleri her yerde anlatıldığı kadar masum mu? Yoksa uçuk kaçık olanların dışındaki komplo teorilerininin küçük de olsa gerçeklik payı var mı?
Vehbi Koç’un Ankara’da “bir bakkal dükkanından” başlatıp holdingleşmeye varan ölçüde büyüyen, 3. nesline ulaşan ve varlığını daha da konsolide eden, farklı sektörlerde söz sahibi olan bu aile sizce nasıl bu noktaya geldi?
Sizce hikayeleri her yerde anlatıldığı kadar masum mu? Yoksa uçuk kaçık olanların dışındaki komplo teorilerininin küçük de olsa gerçeklik payı var mı?
17., 18. veya 19. yüzyıllarda geçen film veya dizi önerilerinizi bekliyorum.
Anneniz, babanız, eşiniz, çocuğunuz, arkadaşınız, çoktan ölmüş biri, bir kedi veya bir köpek...
Ve peki neden?
Ve peki neden?
Edebiyat, sinema, dizi ve benzeri öykülerde..
1)Kitlelerin üzerinde kitapların mı yoksa filmlerin mi daha fazla etkisi var?
2)Hangisi insana daha fazla temas eder ve düşüncelerini etkiler?
3)1 yıl boyunca izlediğiniz filmler mi yoksa okuduğunuz kitaplar mı sayıca daha fazla oluyor?
4)Her iki türde de üzerinizde en çok etki bırakmış eserlerden hangisi ağır basıyor?
5)Hangisini tercih etmek ve deneyimlemek size daha güzel geliyor?
2)Hangisi insana daha fazla temas eder ve düşüncelerini etkiler?
3)1 yıl boyunca izlediğiniz filmler mi yoksa okuduğunuz kitaplar mı sayıca daha fazla oluyor?
4)Her iki türde de üzerinizde en çok etki bırakmış eserlerden hangisi ağır basıyor?
5)Hangisini tercih etmek ve deneyimlemek size daha güzel geliyor?
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz?
2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi?
3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından ne gibi farklar var? (Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı, şimdiki toplum ortalaması 250-300 kelime ve en çok kullandığımız kelime “şey” imiş yabancı kaynaklı bir araştırma komisyonuna göre. Ama bu erozyonu Atatürk’le ilişkilendiremeyiz kanaatindeyim.)
Açıklamaya çalışalım, politize etmeye değil.
2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi?
3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından ne gibi farklar var? (Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı, şimdiki toplum ortalaması 250-300 kelime ve en çok kullandığımız kelime “şey” imiş yabancı kaynaklı bir araştırma komisyonuna göre. Ama bu erozyonu Atatürk’le ilişkilendiremeyiz kanaatindeyim.)
Açıklamaya çalışalım, politize etmeye değil.
Sizce sosyal ağlardaki hesaplar bir insanın gerçeğinin ne kadarını yansıtıyor? Hayatınızdaki insanlar için bu durumun nasıl olduğunu düşünüyorsunuz?
(9)
En son ne zaman aile albümünüzü ya da eski fotoğraflarınızı açıp baktınız?
levent bilgen #1309649
Son yıllarda daha sosyal medya/paylaşım eksenli bir fotoğraf kültürü doğdu gibi.
Tarih olarak daha uzak geçmişinize dayanan(kişisiel ya da aile) fotoğraflarınıza tek başınıza ya da ailece açıp baktığınız oluyor mu?
Tarih olarak daha uzak geçmişinize dayanan(kişisiel ya da aile) fotoğraflarınıza tek başınıza ya da ailece açıp baktığınız oluyor mu?
Kasparov, Karpov, Fischer, Anand, Spassky gibi büyük isimler için soruyorum. Örneğin hiç olmayacak bir yerde kale, vezir gibi önemli taşlarını kaybettikleri oyunlar var mı?
Ekstra olarak da Rusların yıllarca dünya satrancını domine etmiş olmalarının sebebi ne sizce? 23 dünya şampiyonu çıkarmışlar.
Ekstra olarak da Rusların yıllarca dünya satrancını domine etmiş olmalarının sebebi ne sizce? 23 dünya şampiyonu çıkarmışlar.
Voyager 41. yılında 20 milyar kilometreden fazla yol almış. Başına bir felaket gelmezse tam 1 milyar yıl yolculuk yapabilirmiş.
Bu uzay araçları hiç mi bir meteor yağmuruna, uzay boşluğunun fiziksel koşullarının sebep olabileceği kazalara, başka gezegenlere/uydulara çarpma vb. süreçlere maruz kalmıyor?
Geçtiğimiz yıllarda 500 milyon km. gitmiş başka bir uydu güneşle açısı doğru hesaplanmamış diye çöp oldu diye hatırlıyorum.
Bu uzay araçları hiç mi bir meteor yağmuruna, uzay boşluğunun fiziksel koşullarının sebep olabileceği kazalara, başka gezegenlere/uydulara çarpma vb. süreçlere maruz kalmıyor?
Geçtiğimiz yıllarda 500 milyon km. gitmiş başka bir uydu güneşle açısı doğru hesaplanmamış diye çöp oldu diye hatırlıyorum.
Geçmişinizden, duygularınızdan, birini yüceltip diğerini kendince aşağılayan mesnetsiz bakışlardan, cinsiyetçi akımlardan soyutlayarak; izafi kişisel genellemelere değil şu yaşınıza kadarki salt "gözlemlerinize" dayanarak adil cevaplar verin lütfen.
Ailenize, arkadaşlarınıza, çevrenize ve topluma baktığınızda:
1) Kadınlar mı hemcinsleri arasında daha kıskanç yoksa erkekler mi?
2) Kız kıza sohbet mi daha belli bir derinliğe -mizahi, gündelik, siyasi, bilimsel- sahip oluyor çoğunlukla yoksa erkek erkeğe sohbetler mi?
3) Entrika çevirmeye daha müsait ve daha meyyal olan kadınlar mı yoksa erkekler mi?
4) Aldatmaya daha az meyilli ve sadakat eşiği yüksek olanlar kadınlar mı erkekler mi?
5) Benzer eğitimlere, maddi imkanlara sahip, aynı toplumsal sınıftan eşitlikli ya da denk sayılabilecek evliliklerde ilişkinin yönetimi daha çok kadında mı yoksa erkekte mi oluyor?
Ailenize, arkadaşlarınıza, çevrenize ve topluma baktığınızda:
1) Kadınlar mı hemcinsleri arasında daha kıskanç yoksa erkekler mi?
2) Kız kıza sohbet mi daha belli bir derinliğe -mizahi, gündelik, siyasi, bilimsel- sahip oluyor çoğunlukla yoksa erkek erkeğe sohbetler mi?
3) Entrika çevirmeye daha müsait ve daha meyyal olan kadınlar mı yoksa erkekler mi?
4) Aldatmaya daha az meyilli ve sadakat eşiği yüksek olanlar kadınlar mı erkekler mi?
5) Benzer eğitimlere, maddi imkanlara sahip, aynı toplumsal sınıftan eşitlikli ya da denk sayılabilecek evliliklerde ilişkinin yönetimi daha çok kadında mı yoksa erkekte mi oluyor?
Takip etmeye, izlemeye, okumaya, dinlemeye değer, varlığının evrensel anlamda da karşılığı olan ya da bu potansiyeli olduğunu düşündüğünüz kimler var ülkemizde?
Sizce değerli olup, toplum tarafından kabul görmemiş, arkaplanda kalmış biri de olabilir.
Vedat Milor, Nbc, Teoman, Tarkan, Haluk Bilginer gibi ezber cevapları atlayalım lütfen.
Sizce değerli olup, toplum tarafından kabul görmemiş, arkaplanda kalmış biri de olabilir.
Vedat Milor, Nbc, Teoman, Tarkan, Haluk Bilginer gibi ezber cevapları atlayalım lütfen.
1)Giyim kuşamla ilgili tercihlerinize özel vakit ayırıyor musunuz? Yoksa mağazada mı karar verirsiniz ne alacağınıza?
2)Bu konuda daha zevkli ve orijinal olmak adına neler yapıyorsunuz? Bloglarla mı medyayla mı gözlemle mi yoksa sosyal medyayla mı ilerliyorsunuz?
3)Sizce öncelik kombin mi marka mı yoksa vücut proporsiyonuna öncelik vermek mi?
Eklemek istediğiniz düşüncelerinizi de dinlemek isterim.
2)Bu konuda daha zevkli ve orijinal olmak adına neler yapıyorsunuz? Bloglarla mı medyayla mı gözlemle mi yoksa sosyal medyayla mı ilerliyorsunuz?
3)Sizce öncelik kombin mi marka mı yoksa vücut proporsiyonuna öncelik vermek mi?
Eklemek istediğiniz düşüncelerinizi de dinlemek isterim.
Spotify, Apple Music, Fizy gibi mecralar bu süreyi arttırsa da insanların eskisi kadar “kişisel zevk olarak müzik dinleme”ye vakit ayırmadığını görüyorum.
Sizin müzik dinleme süreniz ortalama ne kadar? Daha çok hangi tür müzikler dinliyorsunuz?
Sizin müzik dinleme süreniz ortalama ne kadar? Daha çok hangi tür müzikler dinliyorsunuz?
Ciddi bir kısmı ithal edilen, doğurgan olmayan ya da hibrit tohumlardan insan vücuduyla alakası olmayan bir dolu kimyasal ara formla şişirilen, hormon, GDO, glikoz/fruktoz şurubu, koruyucu, monosodyum ve bir dolu sağlıksız türevleriyle üretilen ve gıda demeye bin şahit, insan vücudunu aslında hiç de beslemeyen, tamamen negatif etkileri hasıl eden; devamında da başta kanser ve tiroid olmak üzere ve bunların da sebep olduğu bir sürü hastalığa davetiye çıkaran, erken yaşlandıran, depresif yapan ve daha onlarca başka zararları olan bir beslenme(?) düzeni içerisindeyiz.
Herkesin malumu olmasına rağmen devlet neden uzun vadeli, kalıcı bir politika üretmiyor? Aracılar, komisyonerler ve bunlardan rant sağlayanlarla ilgiliyse halk neden doğru dürüst, sistemli bir ses çıkarıp tavır koymuyor?
Bu korkunç bir cehalet tezahürü! Kendini entelektüel, okur-yazar sayanların da atalete düştüğü, “yapacak bir şey yok” dediği bir konu. Ama istediğiniz kadar bahane üretip konfor alanınızdan çıkmayın, yediğiniz/içtiğiniz her şey mutlak matematiksel bir ilişki şeklinde size geri dönüş yapacaktır.
Genç genç insanlar dünya kadar şekerli abur cuburu, kolayı vb. şeyleri tüketip gözle görülür ölçüde erken yaşlanmaya başlıyorlar. 90’lı yılların dizilerini açıp bakarsanız akranlarınızın ya da o zamanın orta yaş insanının çok daha genç, dinç ciltleri ve dış görünüşleri olduğunu görürsünüz. Tonla örnek verebilirim buna. Doğru yaşam şekli ve beslenmeyle genetik faktörleri bile alt eden insanlar var.
Sadece beslenme ve yaşam düzenini değiştirerek tiroid hastalıkları, tip 2 diyabet ve başka bir sürü hastalık kendiliğinden, ilaçsız; modern tıbbın tüccar, hastayı gerçek anlamda umursamaz, skoratif tahakkümüne bulaşmadan iyileşebiliyor.
Devlet bunların hepsinden haberdarken uzun yıllardır neden sonuç odaklı, gerçekçi bir tavır alıp müdahele etmiyor sizce? Nüfus arttı, daha fazla arz gerektiği için seri üretim mantığı işliyor derseniz de milyon tonluk israf verileri, istatistikleri ortada.
Herkesin malumu olmasına rağmen devlet neden uzun vadeli, kalıcı bir politika üretmiyor? Aracılar, komisyonerler ve bunlardan rant sağlayanlarla ilgiliyse halk neden doğru dürüst, sistemli bir ses çıkarıp tavır koymuyor?
Bu korkunç bir cehalet tezahürü! Kendini entelektüel, okur-yazar sayanların da atalete düştüğü, “yapacak bir şey yok” dediği bir konu. Ama istediğiniz kadar bahane üretip konfor alanınızdan çıkmayın, yediğiniz/içtiğiniz her şey mutlak matematiksel bir ilişki şeklinde size geri dönüş yapacaktır.
Genç genç insanlar dünya kadar şekerli abur cuburu, kolayı vb. şeyleri tüketip gözle görülür ölçüde erken yaşlanmaya başlıyorlar. 90’lı yılların dizilerini açıp bakarsanız akranlarınızın ya da o zamanın orta yaş insanının çok daha genç, dinç ciltleri ve dış görünüşleri olduğunu görürsünüz. Tonla örnek verebilirim buna. Doğru yaşam şekli ve beslenmeyle genetik faktörleri bile alt eden insanlar var.
Sadece beslenme ve yaşam düzenini değiştirerek tiroid hastalıkları, tip 2 diyabet ve başka bir sürü hastalık kendiliğinden, ilaçsız; modern tıbbın tüccar, hastayı gerçek anlamda umursamaz, skoratif tahakkümüne bulaşmadan iyileşebiliyor.
Devlet bunların hepsinden haberdarken uzun yıllardır neden sonuç odaklı, gerçekçi bir tavır alıp müdahele etmiyor sizce? Nüfus arttı, daha fazla arz gerektiği için seri üretim mantığı işliyor derseniz de milyon tonluk israf verileri, istatistikleri ortada.
Gerçeklerin ne kadarını biliyor? Eşiniz, aileniz, nişanlınız...
Onların tanıdıklarını zannettikleriyle gerçek siz arasında ne kadar fark var? Ve bu farkın sebebi ne?
Onların tanıdıklarını zannettikleriyle gerçek siz arasında ne kadar fark var? Ve bu farkın sebebi ne?
Okuyacağınız kitabı tercih ederken baskın öncelikleriniz neler oluyor? Haftada ortalama kaç saat okuduğunuzu da eklerseniz daha açıklayıcı olur.
Ve bu dönüşüme, değişime sebep olan olgu genel anlamda neydi? Aşk, ölüm, kayıp.....
Formula 1 ve muadili motor sporlarını ama özellikle de Formula 1’i takip eden insanların izleme motivasyonları neler sizce?
Michael Schumacher, F. Massa, Lewis Hamilton ve daha birçoğuna bilfiil takip etmeyen ve 90’lı yılların şifresiz yayın yıllarından ve yazılı medyayı düzenli takibin sonucunda aşina olan biri olarak hep merak etmişimdir.
Michael Schumacher, F. Massa, Lewis Hamilton ve daha birçoğuna bilfiil takip etmeyen ve 90’lı yılların şifresiz yayın yıllarından ve yazılı medyayı düzenli takibin sonucunda aşina olan biri olarak hep merak etmişimdir.
Her sabah limonlu su içmek ya da sabaha kahveyle başlamak? En az 20 sayfa kitap okumak ya da günlük yürüyüş...
Örnekler çoğaltılabilir.
Örnekler çoğaltılabilir.
Cem Yılmaz’la yıllardır süregelen ilişkisi olmasaydı şu anki popülerliğinde olur muydu?