Bir roman, öykü, film hatta şarkıda geçebilir ya da eserin kendisi olabilir. Şu ana kadar en sevdiğiniz, sizi en etkileyen hikaye ya da hikayeler hangileri?
Netflix’te yok, legal bir ulaşım tarzı yok. Torrentle hiç ilgim yok.
Mesela Elon Musk, Cristiano Ronaldo, Aziz Sancar... Sizin verebileceğiniz örnekler var mı?
Sabah 6’da uyan, spor yap, restorana git, saat 01:00’de gel uyu. Bu adamı yıllardır takip ediyorum, hiç başka türlü bir programı olduğunu görmedim.
Farklı ülkelerde diyeceksiniz ama orda da çalışıyor. Kişisel bir tutku ve tatmin üzerine yapılan bir şey değil. Paranın kendisi değil, sonuçları itibariyle tatmin oluyordur olsa olsa. Erzurum’da camii yapması, 23 Nisan’da binlerce çocuğa ücretsiz hamburger dağıtması vs. çok güzel şeyler.
Ama yine de hayatı kaçırmıyor mu bu adam? Ya da sizce “hayatı yakalamak” denen şey nedir?
Farklı ülkelerde diyeceksiniz ama orda da çalışıyor. Kişisel bir tutku ve tatmin üzerine yapılan bir şey değil. Paranın kendisi değil, sonuçları itibariyle tatmin oluyordur olsa olsa. Erzurum’da camii yapması, 23 Nisan’da binlerce çocuğa ücretsiz hamburger dağıtması vs. çok güzel şeyler.
Ama yine de hayatı kaçırmıyor mu bu adam? Ya da sizce “hayatı yakalamak” denen şey nedir?
Ton balıklarından civa olduğu ile ilgili bilimsel çalışmalar hepinizin malûmudur. Çok pratik bir öğün olmasına rağmen bu önyargıdan kurtulup yiyemiyorum. Sizde durum nasıl?
Mafya filmi değil. Her şeyiyle doğal, hayattan, gerçekçi. Good Fellas tarzı Baba'ya öykünenler olmazsa çok iyi olur.
Evet, yaptığı onca budalalığa rağmen dünyanın en güçlü lideri. Demokrasi denen nane sayesinde de Amerikan başkanı olabilmiş. Bu kadar uçuk, yüzeysel bir adam nasıl oluyor da dünyanın en güçlü ülkesinin başına geçip, istediği çoğu şeyi elde edip üstüne bir de bu kadar zekice diplomasi yapabiliyor?
Bu adam bir budala mı yoksa bir dahi mi?
Bu adam bir budala mı yoksa bir dahi mi?
Hemen izlemek için önerilerinizi bekliyorum.
(5)
Bir Boeing 737-800’ün ya da Airbus A319-321’in 1000 mildeki yakıt maliyeti
levent bilgen #1390119
Ortalama olarak nedir?
Sabiha Gökçen’e indim. Transit yolcuyum. Diğer uçuş Yeni Havalimanı’ndaymış. Acil geçmem gerekiyor. En kısa yol hangisi? Acil çözüm önerilerinizi bekliyorum.
(6)
Orhan Pamuk'tan, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan daha büyük bir yazar olmak için
levent bilgen #1388262
Ne yapmalı? Nasıl olur bu sizce? Bir okurun gözünde bir yazarı hakiki anlamda "yazar" addeden koşullar nasıl oluşur?
Hayalperest yaklaşımlardan uzak tavsiyeleriniz ne olur? Orhan Pamuk hayatının 40 yılını bir odanın içinde yazarak geçirdi. Evet, mübalağa yok burda. Bedeli bu mu işin? Lütfen siyasi tartışmalara girmeden cevaplayın. Söylemleri ve ülkesine karşı aldığı yanlış tavır son 40 yılın en iyi yazarı olduğunu değiştirmiyor.
Ya da Türk edebiyat tarihinde sizin için zirve isimler her kimse ya da dünyada. Büyük bir başarının ve unutulmaz olmanın bedelini soruyorum size?
Hayalperest yaklaşımlardan uzak tavsiyeleriniz ne olur? Orhan Pamuk hayatının 40 yılını bir odanın içinde yazarak geçirdi. Evet, mübalağa yok burda. Bedeli bu mu işin? Lütfen siyasi tartışmalara girmeden cevaplayın. Söylemleri ve ülkesine karşı aldığı yanlış tavır son 40 yılın en iyi yazarı olduğunu değiştirmiyor.
Ya da Türk edebiyat tarihinde sizin için zirve isimler her kimse ya da dünyada. Büyük bir başarının ve unutulmaz olmanın bedelini soruyorum size?
Trump Bağdadi’nin operasyonda köşeye sıkışıp 3 çocuğunu öldürerek intihar ettiğini söylüyor. Erdoğan ve Boris Johnson destek açıklamaları yapıyor. Rusya “Güvenilir kaynaktan teyit edemedik” minvalinde bir şeyler söylerken İran “Kendi yarattığınız kuklayı yok ettiniz” diyor.
Ayrıca bu 5000. Bağdadi öldürüldü haberi. Bende bir parça Cem Garipoğluvarî bir şüphe ve muğlaklık duygusu hakim. Sizce gerçek ne? İnanıyor musunuz öldüğüne?
Ayrıca bu 5000. Bağdadi öldürüldü haberi. Bende bir parça Cem Garipoğluvarî bir şüphe ve muğlaklık duygusu hakim. Sizce gerçek ne? İnanıyor musunuz öldüğüne?
Sevenleri alınmasın ama ara ara fazlasıyla "makyavelist" buluyorum. Siyasi varlık iddiası olan dini söylemin ruhuna uygun siyasi refleksleri olmadığı da hepimizin malumu.
Bir yandan dini söylemlerin gerekliliklerini yerine getirirse de bu defa "mutlak adalet" gibi bir şeyi sağlamak zorunda; ki bu da demokratik sistemin ve çoğulculuğun olduğu bir siyasi sistemde kendisinin sonu olur.
Dünya kadar siyaset bilimci, akademisyen çeşitli çıkarımlar yapıyor, gayet muteber stratejistler siyasi tahminlerde, değerlendirmelerde, yorumlarda bulunuyorlar ama kendisi bir şekilde işin içinden çıkıp orta ve uzun vadeli kişisel çıkar sağlayabiliyor.
Öyle ya da böyle 17 yıldır nüfusu 80 milyonu aşkın bir ülkede tek başına iktidar. Haklı birçok sebep sunabilirsiniz cehalet vs. gibi. İyi de madem bu kadar basitse başkası onu alt edip yerine geçsin.
Rize kütüğüyle Kasımpaşa'da doğmuş büyümüş, entelektüel bir geçmişi olmayan, eğitimiyle ilgili çeşitli söylemler olan biri. Okuduğu kitaplar sadece belli bir görüşe ait şiirler ya da edebi kitaplar bildiğim kadarıyla.
Hal böyleyken böyle bir siyasi zekaya nasıl sahip olabiliyor? Toplumu okumakta nasıl bu kadar başarılı olabiliyor? Doğuştan gelen bir şey mi? Yoksa sonradan da sahip olunabilecek bir meziyet mi bu?
Bir yandan dini söylemlerin gerekliliklerini yerine getirirse de bu defa "mutlak adalet" gibi bir şeyi sağlamak zorunda; ki bu da demokratik sistemin ve çoğulculuğun olduğu bir siyasi sistemde kendisinin sonu olur.
Dünya kadar siyaset bilimci, akademisyen çeşitli çıkarımlar yapıyor, gayet muteber stratejistler siyasi tahminlerde, değerlendirmelerde, yorumlarda bulunuyorlar ama kendisi bir şekilde işin içinden çıkıp orta ve uzun vadeli kişisel çıkar sağlayabiliyor.
Öyle ya da böyle 17 yıldır nüfusu 80 milyonu aşkın bir ülkede tek başına iktidar. Haklı birçok sebep sunabilirsiniz cehalet vs. gibi. İyi de madem bu kadar basitse başkası onu alt edip yerine geçsin.
Rize kütüğüyle Kasımpaşa'da doğmuş büyümüş, entelektüel bir geçmişi olmayan, eğitimiyle ilgili çeşitli söylemler olan biri. Okuduğu kitaplar sadece belli bir görüşe ait şiirler ya da edebi kitaplar bildiğim kadarıyla.
Hal böyleyken böyle bir siyasi zekaya nasıl sahip olabiliyor? Toplumu okumakta nasıl bu kadar başarılı olabiliyor? Doğuştan gelen bir şey mi? Yoksa sonradan da sahip olunabilecek bir meziyet mi bu?
Kimler kendini o zamana taşımayı başarabilir? Birkaç siyasetçi dışında yazarlardan, müzisyenlerden, yönetmenlerden, sanatçılardan, akademik isimlerden kimler eserleriyle hatırlanır?
(5)
Ertuğrul Özkök ve Emin Çölaşan'ın "milyon dolar" kazanmış olması üzerine..
levent bilgen #1386422
Ertuğrul Özkök videonun 27:20 dk'sında Emin Çölaşan'a kendi elleriyle altı sıfırlı dolarları verdiğini söylüyor. Ev harcamalarından sauna ödemelerine kadar tüm giderlerinin Hürriyet tarafından karşılandığını anlatıyor.
www.youtube.com
Fatih Altaylı'nın 50-60 bin civarı maaş aldığı bir yerde Ertuğrul Özkök 20 yıl Hürriyet'in başında kalmış biri olarak çok daha fazlasını kazanmış olabilir. Hele ki "gölge" görevleri sayesinde milyon dolarlar almasına da şaşırmam.
Lakin Emin Çölaşan'ın Türk medyasında kapladığı hangi ağırlık "milyon dolar" kazanmasına sebep olmuş olabilir? Ona gelene kadar konumuyla, zekasıyla, yazılarıyla çok daha muteber ve çok daha "başrol" olan yazarlar vardı bu ülkede her cenahtan. Hele de 90'lı yıllar gazeteciliğinde. Emin Çölaşan bu paraları ne yapıp da kazandı?
www.youtube.com
Fatih Altaylı'nın 50-60 bin civarı maaş aldığı bir yerde Ertuğrul Özkök 20 yıl Hürriyet'in başında kalmış biri olarak çok daha fazlasını kazanmış olabilir. Hele ki "gölge" görevleri sayesinde milyon dolarlar almasına da şaşırmam.
Lakin Emin Çölaşan'ın Türk medyasında kapladığı hangi ağırlık "milyon dolar" kazanmasına sebep olmuş olabilir? Ona gelene kadar konumuyla, zekasıyla, yazılarıyla çok daha muteber ve çok daha "başrol" olan yazarlar vardı bu ülkede her cenahtan. Hele de 90'lı yıllar gazeteciliğinde. Emin Çölaşan bu paraları ne yapıp da kazandı?
Hangi hayalin, hedefin, idealin ihtimali sizi 5-10 yıl sonrası için heyecanlandırıyor? Ne için yaşıyorsunuz? Sabahları sizi uyandıran bir motivasyonunuz var mı?
Bana hiç hayatın olağan akışı içerisinde gelişen bir süreçmiş gibi gelmiyor. İktidar kanadından ya da bizzat kendi tarafından yapılmış bir satranç hamlesi ya da orta ve uzun vadeli bir hesabın bir adımıymış gibi geliyor. Medyada, gazetelerde, sözlükte ve Twitter'da hakim olan hava ve yapılan yorumlar da bu şüphemi destekler nitelikte.
Amaç kendisinin "Bu böyle yarım kalmayacak" mottosunu aracı kılarak varlığını ve iddiasının devam ettiğini seçmenlerine tekrar hatırlatma isteği mi? Yoksa iktidarın onu itibarsızlaştırma çabası ve konsolide olmuş muhalefet bloğunu uzun vadeye yayılan seçimler için şimdiden bertaraf etmek adına "böl, parçala, yönet" taktiğini devreye sokması mı?
Amaç kendisinin "Bu böyle yarım kalmayacak" mottosunu aracı kılarak varlığını ve iddiasının devam ettiğini seçmenlerine tekrar hatırlatma isteği mi? Yoksa iktidarın onu itibarsızlaştırma çabası ve konsolide olmuş muhalefet bloğunu uzun vadeye yayılan seçimler için şimdiden bertaraf etmek adına "böl, parçala, yönet" taktiğini devreye sokması mı?
Neden eskide kaldı? Neden on yıllardır sadece, sadece “bir tane” çok iyi şair çıkarmıyoruz? Halbuki dünyada en iyi olduğumuz nadir disiplinlerden biriydi şiir. Fars edebiyatının üstünde işler bile var geçmişte.
Yeni nesil birkaç şaire denk geldim de; resmen düz bir metni ruhsuz ve spesifik kelimeleri çok büyülü şeyler söylediği yanılgısıyla birbiri ardına sıralayan birkaç “hevesli hayalperest” gördüğüm düşüncesine kapıldım.
Ben de eskiden çok sever, okur, takip ederdim. Bazı önemli sanatçıları ve müzisyenleri takip ettiğimde de şiiri yıllardır ihmal ettiklerini söylüyorlar. Bence eski yıllardaki yoğunluk ve derinlik taşıyan duyguları hissedecek sosyolojik yapı, yaşam şekli ve değerler sistemi yok olup gittiği için şiir de adeta “doğanın diyalektiği” ilkesi gibi edebî sistemin içinde yavaş yavaş elemine oldu.
Sizce?
Yeni nesil birkaç şaire denk geldim de; resmen düz bir metni ruhsuz ve spesifik kelimeleri çok büyülü şeyler söylediği yanılgısıyla birbiri ardına sıralayan birkaç “hevesli hayalperest” gördüğüm düşüncesine kapıldım.
Ben de eskiden çok sever, okur, takip ederdim. Bazı önemli sanatçıları ve müzisyenleri takip ettiğimde de şiiri yıllardır ihmal ettiklerini söylüyorlar. Bence eski yıllardaki yoğunluk ve derinlik taşıyan duyguları hissedecek sosyolojik yapı, yaşam şekli ve değerler sistemi yok olup gittiği için şiir de adeta “doğanın diyalektiği” ilkesi gibi edebî sistemin içinde yavaş yavaş elemine oldu.
Sizce?
Çok ünlü, tanınmış olmayabilir. Her disiplinden olabilir. Mesela Teoman zeki biri bence. Orhan Pamuk sonra. Malesef inanmak istemeyenler olsa da Ertuğrul Özkök çok zeki. Bir çizgisi ya da ilkesel bir duruşu, omurgası yok ayrı konu. Siyasilerde adîl olmak adına her partiden örnekleyeyim: R. Tayyip Erdoğan, sonra Muharrem İnce kesinlikle. Mütekabiliyeti güçlü ikisinin de. Milliyetçi cephede Ümit Özdağ göze çarpıyor sadece. Hdp’de de Altan Tan hem bilgili hem kıvrak zekalı.
Mesela Okan Bayülgen. Sonra Ali Koç zeki değil ama Ömer Koç mesela. Daron Acemoğlu, Haluk Bilginer, Serdar Erener, Gülse Birsel, Kadir Kaymakçı, Uğur Meleke, Azra Kohen, Atilla Yeşilada, Murat Yetkin. Gördüğünüz gibi ölçüt çalışkan, üretken, çok meşhur olmak değil. Yabancılar da olabilir. Henry Kissinger gerçek bir aşağılık ama bu zeki olduğu gerçeğini değiştirmez. Peter Thiel, Haneke, Nolan, Jose Mourinho diye gider. Steve Jobs, Zuckerberg gibi majör örnekler çok sayıda. Saymaya gerek yok, biliyorsunuz zaten.
Baya bir örnek verdim. Bunlar ilk aklıma gelenler. Aralarında sevmediğiniz isimler olması gerçeği değiştirmiyor malesef. Ortalık zeki addedilen bir dolu vasat, çapsız, mediokratik kültürün hizmetkârı adamla/kadınla dolu.
Mesela Okan Bayülgen. Sonra Ali Koç zeki değil ama Ömer Koç mesela. Daron Acemoğlu, Haluk Bilginer, Serdar Erener, Gülse Birsel, Kadir Kaymakçı, Uğur Meleke, Azra Kohen, Atilla Yeşilada, Murat Yetkin. Gördüğünüz gibi ölçüt çalışkan, üretken, çok meşhur olmak değil. Yabancılar da olabilir. Henry Kissinger gerçek bir aşağılık ama bu zeki olduğu gerçeğini değiştirmez. Peter Thiel, Haneke, Nolan, Jose Mourinho diye gider. Steve Jobs, Zuckerberg gibi majör örnekler çok sayıda. Saymaya gerek yok, biliyorsunuz zaten.
Baya bir örnek verdim. Bunlar ilk aklıma gelenler. Aralarında sevmediğiniz isimler olması gerçeği değiştirmiyor malesef. Ortalık zeki addedilen bir dolu vasat, çapsız, mediokratik kültürün hizmetkârı adamla/kadınla dolu.
(10)
Dünyada en beğendiğiniz ya da orijinal bulduğunuz mimari yapı/eser hangisi?
levent bilgen #1377780
Bir apartmandan müstakil bir eve, bir ofisten büyük bir binaya, bir camiiden bir kiliseye ya da bir hastaneye... Aklınıza ne gelirse...
Ya da çevrenizde duyduğunuz enteresan ya da nüktedan isim verme hikayeleri var mı? İsminizi seviyor musunuz?
Özgün olmadığı konusu tartışmasız bir şekilde delilleriyle ortada olan, ilk 5 filminin hiçbirinde ses getirmemiş, ülkedeki sinema alanındaki boşluğun içinde parıldayabilen biri olarak görüyorum kendisini.
Kötü, başarısız demiyorum. Türk sinemasında şu an daha iyisi yok belki. Ama abartılıyor işte. Düzülen övgülerin altını biraz karıştırdığınızda boşluklar bulduğunuz askerleri de her yerde yılmaz bir savunucusu kesiliyor kendisinin. Ortaya somut argümanlar koyunca da kem küm ediyorlar.
Amacım kayıtsız şartsız yermek de övmek de değil; sadece soruyorum.
Kötü, başarısız demiyorum. Türk sinemasında şu an daha iyisi yok belki. Ama abartılıyor işte. Düzülen övgülerin altını biraz karıştırdığınızda boşluklar bulduğunuz askerleri de her yerde yılmaz bir savunucusu kesiliyor kendisinin. Ortaya somut argümanlar koyunca da kem küm ediyorlar.
Amacım kayıtsız şartsız yermek de övmek de değil; sadece soruyorum.
(4)
Bireyselleşmenin olmadığı bir modernizm, şehirleşme ve kapitalizm mümkün mü
levent bilgen #1372722
Mümkünse nasıl?
Yıl sonuna kadar 100 film izlemem gerekiyor. Senaryosu, hikayesi güçlü, dingin de olsa bir “temposu” olan, sıkmayan, söylediği bir söz, bir filozofisi olan film önerilerinizi merakla bekliyorum. Ciddi önerilerde bulunanların söylediği her filmi araştıracağım. Skalayı dar tutmamak adına eklemedim ama “zeka kokan” film önerilerinizi ayrıca beklerim.
Fikir vermesi adına bazı beğendiğim filmler: The Godfather, Force Majeure, The Square, Inception, The Hunt, City of God, Amour(Haneke), White Ribbon, The Prestige, Memento, Munich, Shutter Island, Revolver, A Saperation, The Salesman(Forushande), Seven, One Flew Over the Cuckoo’s Nest, Goodfellas, Benjamin Button, Leviathan, Amores Perros...
Innaritu, Haneke, Nolan, Speilberg, Asghar Farhadi, Tarkovsky, özellikle Avrupa Sineması olur. Tarantino’nun ucuz popülizm ve mantık hatalarıyla dolu filmlerini esefle kınar; bittiği zaman iyi bir romanı, güzel bir hikayeyi bitirmiş gibi ardında güzel duygular bırakan filmleri çok severim.
Fikir vermesi adına bazı beğendiğim filmler: The Godfather, Force Majeure, The Square, Inception, The Hunt, City of God, Amour(Haneke), White Ribbon, The Prestige, Memento, Munich, Shutter Island, Revolver, A Saperation, The Salesman(Forushande), Seven, One Flew Over the Cuckoo’s Nest, Goodfellas, Benjamin Button, Leviathan, Amores Perros...
Innaritu, Haneke, Nolan, Speilberg, Asghar Farhadi, Tarkovsky, özellikle Avrupa Sineması olur. Tarantino’nun ucuz popülizm ve mantık hatalarıyla dolu filmlerini esefle kınar; bittiği zaman iyi bir romanı, güzel bir hikayeyi bitirmiş gibi ardında güzel duygular bırakan filmleri çok severim.
(6)
Kadınların en güçlü hissettikleri duyguları, yoksunlukları, yalnızlıkları..
levent bilgen #1371035
Anlatan filmler, kitaplar, makaleler, şarkılar ya da aklınıza ne gelirse paylaşabilir misiniz? Özellikle yazarının, yönetmeninin, bestecisinin kadınlar olduğu üretimler müthiş olur.
Bunun tek müsebbibi kapitalizm deyip çıkabilir miyiz işin içinden? Mutlu bir evlilik, kalabalık bir aile, huzurlu bir akşam yemeği, keyifli bir pazar kahvaltısı, sosyal konforu sağlayan ev ve araba, çocukların masrafları...
Sosyokültürel tatmini sağlayan bir gelir olsa bile mutluluğun maliyeti sadece maddi değil artık. Psikolojik maliyetler de arttı. En akıllı geçinenler bile piyasanın ve gösteri toplumunun “sattığı” şeylere kendini kaptırabiliyor.
Elbette bir cevabım var buna ama belli bir önyargıya sebep olmamak ve daha farklı, objektif ve pür bir yaklaşımın katacağı bakışı da değerli buluyorum.
Sosyokültürel tatmini sağlayan bir gelir olsa bile mutluluğun maliyeti sadece maddi değil artık. Psikolojik maliyetler de arttı. En akıllı geçinenler bile piyasanın ve gösteri toplumunun “sattığı” şeylere kendini kaptırabiliyor.
Elbette bir cevabım var buna ama belli bir önyargıya sebep olmamak ve daha farklı, objektif ve pür bir yaklaşımın katacağı bakışı da değerli buluyorum.
Birini bu şekilde tanımlarken kişisel ölçü ya da ölçüleriniz nelerdir?
Djokovic’in maçının bitmesi bekleniyormuş ne alakaysa. O maç da ilk sette şu an. Bilgisi olan var mı?
Sb.
Bir ara parti kurdu olmadı. Chp tarafından hiç büyükşehir adayı yapılmadı. En son Şişli’yi de kaybetti. Herkes Chp’nin başına geçmesini bekliyordu eskiden.
Sizce hangileri? Son yıllarda en beğendikleriniz, eskiler de olabilir.
Son yıllarda sayıları hızla artan ölçüde herkeste bir yönetmenlik, kısa film sevdasıdır gidiyor. Eskiye nazaran hatrı sayılır ölçüde bir artış var bu konuda. Gel gelelim ortaya konan işlerde, çekilen filmlerde bir yüzeysellik, anlamdan ve bütünlükten yoksunluk, hikayesiz ve olay örgüsüz senaryolar almış başını gidiyor.
1985 ve üzeri nesil için konuşuyorum. NBC sonrası nesil için verilen en iyi örnek de sözümona Tolga Karaçelik! Tolga Karaçelik evet! Şaka gibi ama öyle. Hollywood, Avrupa sineması ve hatta İran sineması bile coşmuşken bir NBC güzellemesidir almış başını gidiyor. Başka da uluslararası kabul gören yönetmenimiz yok. Emin Alper’miş, Zeki Demirkubuz’muş şuymuş buymuş kimsenin umrunda değil bunlar ya! 3-5 tane Instagram/Twitter sinema hesabı pişirip pişirip koyuyor önüne insanların.
Sizin görüşünüz nedir? Bu konuda ülkemizde uluslararası ölçekte başarıyı yakalayabilecek bir nesil doğar mı? Yoksa beş para etmez kısa filmler çekip Instagram bio’larına Director, Filmmaker yazmaya devam mı?
1985 ve üzeri nesil için konuşuyorum. NBC sonrası nesil için verilen en iyi örnek de sözümona Tolga Karaçelik! Tolga Karaçelik evet! Şaka gibi ama öyle. Hollywood, Avrupa sineması ve hatta İran sineması bile coşmuşken bir NBC güzellemesidir almış başını gidiyor. Başka da uluslararası kabul gören yönetmenimiz yok. Emin Alper’miş, Zeki Demirkubuz’muş şuymuş buymuş kimsenin umrunda değil bunlar ya! 3-5 tane Instagram/Twitter sinema hesabı pişirip pişirip koyuyor önüne insanların.
Sizin görüşünüz nedir? Bu konuda ülkemizde uluslararası ölçekte başarıyı yakalayabilecek bir nesil doğar mı? Yoksa beş para etmez kısa filmler çekip Instagram bio’larına Director, Filmmaker yazmaya devam mı?
Değer diyorsanız buna sebep olan öncüller neler?
Kimler, neden böyle bir şey yapar? Ne amaçları olabilir? NBC'nin ofisine girip de bilgisayarlarını çalacak kadar "action"a girişecek birinin bildiğimiz anlamda, ipsiz sapsız hırsızlar olabileceğine inanmıyorum.
Keza 140 Journos. Dataları alıp onlara verecekleri tek zarar "zaman kaybı" olabilir. Sadece bunun için böylesine majör bir olaya girişmenin arkasında hangi motivasyon yatabilir ki?
İki olay için de; ayrı ayrı da cevaplayabilirsiniz. Sizce kimler neden böyle bir şey yapar? Arkasında ne gibi sebepler yatabilir. Amaç maddi olmadığına göre verilmek istenen zarar ne olabilir? Ya da genel olarak düşünceniz, çıkarımınız nedir bu olaylarla ilgili?
Keza 140 Journos. Dataları alıp onlara verecekleri tek zarar "zaman kaybı" olabilir. Sadece bunun için böylesine majör bir olaya girişmenin arkasında hangi motivasyon yatabilir ki?
İki olay için de; ayrı ayrı da cevaplayabilirsiniz. Sizce kimler neden böyle bir şey yapar? Arkasında ne gibi sebepler yatabilir. Amaç maddi olmadığına göre verilmek istenen zarar ne olabilir? Ya da genel olarak düşünceniz, çıkarımınız nedir bu olaylarla ilgili?
1) Genel olarak ne okuyor oluyorsunuz? Roman, tarih, felsefe, bilim, çizgi roman, gazete, dergi ya da makale?
2) Haftanın kaç günü bir şeyler okumuş oluyorsunuz?
3) Okurken notlar alıyor musunuz?
4) Okumaya sizi sevk eden motivasyon genelde ne oluyor?
2) Haftanın kaç günü bir şeyler okumuş oluyorsunuz?
3) Okurken notlar alıyor musunuz?
4) Okumaya sizi sevk eden motivasyon genelde ne oluyor?
(4)
Çernobil dizisi gerçeğe ne kadar sadık kalmış? Ya da genel olarak diziler..
levent bilgen #1360687
Ne kadar sadık kalıyor? Öncelenen şey uluslararası propaganda mı yoksa ticari karlılık mı? Mesela ülkemizde Diriliş ve Abdülhamid gibi diziler çekiliyor. Bunlarda gerçeğe ne kadar sadık kalınıyor?
Kalınmıyorsa eğer çekilmelerinin ne anlamı var? Zaten son derece erozyona uğramış, bozulmuş, yorumlanmış, öznel tarihsel gerçekliği daha da bulandırmaktan başka ne işe yarıyor?
Kalınmıyorsa eğer çekilmelerinin ne anlamı var? Zaten son derece erozyona uğramış, bozulmuş, yorumlanmış, öznel tarihsel gerçekliği daha da bulandırmaktan başka ne işe yarıyor?
Son kitabını Türkiye gerçeklerine ne kadar yakın buluyorsunuz? Yani:
- Büyük çoğunluğu kyk kredileriyle, burslarla okumaya çalışan üniversite öğrencilerine yurtdışında üniversite, hatta hoca tavsiye etmek? İsrail’e okumaya gidin demek. Aylık geliri 15.000 ₺ ve üstü olmayan bir aile çocuğu için mümkün olmayan yaklaşımları..
- “25 yaşına kadar yaptın yaptın; yoksa her şey bitti” yaklaşımı
Hocayı çok severim, kitabı da notlar alarak okudum, istifade etmeye çalışıyorum ama meselelere çok fazla kendi dünyasından bakan, kendi şartlarıyla eşitlikli muhataplarına bir anlam ifade edebilecek tavsiyelermiş geldi belirttiklerim.
- Büyük çoğunluğu kyk kredileriyle, burslarla okumaya çalışan üniversite öğrencilerine yurtdışında üniversite, hatta hoca tavsiye etmek? İsrail’e okumaya gidin demek. Aylık geliri 15.000 ₺ ve üstü olmayan bir aile çocuğu için mümkün olmayan yaklaşımları..
- “25 yaşına kadar yaptın yaptın; yoksa her şey bitti” yaklaşımı
Hocayı çok severim, kitabı da notlar alarak okudum, istifade etmeye çalışıyorum ama meselelere çok fazla kendi dünyasından bakan, kendi şartlarıyla eşitlikli muhataplarına bir anlam ifade edebilecek tavsiyelermiş geldi belirttiklerim.
Sb.
Şimdi Youtube’da görünce aklıma geldi. Çocukluğumdan hayal meyal hatırladım da sansasyonel bir tip değildi, komik değildi, ilginç değildi.
Ne olmuştu da, nasıl bir hava yakalamıştı da birinci olmuştu bu adam?
Ne olmuştu da, nasıl bir hava yakalamıştı da birinci olmuştu bu adam?
Örneklendirebilir misiniz?
Arkadaşlar az önce bir öğretim üyesinin eşi “doktora yapanlar maaş okuldan maaş alıyor” diye bir şey söyledi. Doktora yapan biri kyk almadıktan, arş görevlisi ya da öğrt görevlisi olmadan devletten maaş alması gibi bir durum var mı?
Görece ulaşılabilir, deneyimlenmiş ve tekrarlanması halinde dünya çapında çok büyük sansasyon yaratabilecek bir şeyken neden 1972’den beri hiç gidilmedi ve neden gidilmiyor?
Çünkü cevaplarınızın maddi bedelleri olabilir:
Bir film izlerken drone ile çekilmiş bir sahne sizde “ucuzluk” ya da amatörlük duygusu uyandırıyor mu?
Aynı sahnenin helikopterle çekildiğini hissetseniz gözünüzdeki karizması artıyor mu?
Bir film izlerken drone ile çekilmiş bir sahne sizde “ucuzluk” ya da amatörlük duygusu uyandırıyor mu?
Aynı sahnenin helikopterle çekildiğini hissetseniz gözünüzdeki karizması artıyor mu?
Beğendiğiniz, zekice bulduğunuz, bir izleyişle silinip gitmeyen mindfuck film önerilerinizi alabilir miyim?
Bir eşya, insan, duygu ya da herhangi bir şey...
En hızlı, işlevsel ve doğru şekilde intermediate ya da upper-intermediate seviyesinde İngilizce öğrenmek için ne yapmalı?
Günde 3 saat ayrılarak ve disiplinle ilerleyerek sonuç alabilmek için neler önerirsiniz? Kitap, makale, Youtube kanalı, TV, iyi bir internet sitesi, app'ler vs.
Günde 3 saat ayrılarak ve disiplinle ilerleyerek sonuç alabilmek için neler önerirsiniz? Kitap, makale, Youtube kanalı, TV, iyi bir internet sitesi, app'ler vs.
Onu diğerlerinden ayıran ve en iyi yapan şey ne?
Jumbo Jet üretecek tekni bilgiden yoksunluk mu? Yoksa vizyon, ufuk ya da özkaynak eksikliği mi?