merhaba.
gidilen ülkenin birimine para çevrilecekse nelere dikkat etmek gerekir?
mesela bir euro 4,2 zlot değerinde ama diyorlar ki 100euro.nun altında bozdursan tanesini 3,1 sayarım. böyle bir hakları var mı? her büro kafasına göre bunu diyebilir mi? yoksa turist kazıklamak için bir yöntem mi bu? 100 euronun altında bozduruken napıyon hemşerim desem yüksek fiyattan verir mi?
gidilen ülkenin birimine para çevrilecekse nelere dikkat etmek gerekir?
mesela bir euro 4,2 zlot değerinde ama diyorlar ki 100euro.nun altında bozdursan tanesini 3,1 sayarım. böyle bir hakları var mı? her büro kafasına göre bunu diyebilir mi? yoksa turist kazıklamak için bir yöntem mi bu? 100 euronun altında bozduruken napıyon hemşerim desem yüksek fiyattan verir mi?
merhaba
yurtdışı para transferi deyince aklıma direk western union geliyor. nedir bu, ne değildir?
kredi kartım çalışmıyor ve yurtdışındayım. ailem para gönderecek. fakat sabit bir adresim yok ve iki günde bir şehir ülke değiştiriyorum. bu durumda WU kullanarak para gödnermek en mantıklı seçenek mi oluyor?
para gönderilirken alacak şubesi gibi bir şey belirtilmiyor umarım. çünkü benim hangi şubeden alacağım belli değil.
bir de WU acenteleri haftasonu açık oluyor mu?
tr.den postanelerde WU ortaklığı vardı sanırım.
alternatif var mıdır? bir kaç gün yetecek kadar param olduğu için olabildiğince çabuk gelmeli.
yurtdışı para transferi deyince aklıma direk western union geliyor. nedir bu, ne değildir?
kredi kartım çalışmıyor ve yurtdışındayım. ailem para gönderecek. fakat sabit bir adresim yok ve iki günde bir şehir ülke değiştiriyorum. bu durumda WU kullanarak para gödnermek en mantıklı seçenek mi oluyor?
para gönderilirken alacak şubesi gibi bir şey belirtilmiyor umarım. çünkü benim hangi şubeden alacağım belli değil.
bir de WU acenteleri haftasonu açık oluyor mu?
tr.den postanelerde WU ortaklığı vardı sanırım.
alternatif var mıdır? bir kaç gün yetecek kadar param olduğu için olabildiğince çabuk gelmeli.
çok müze gezme meraklısı değilim de, bir müzeye giriş (indirimli) 7 euro iken, üç gün boyunca kullanılabilecek müzelere giriş pasaportu (indirimli) 12 euro. onu almak daha mantıklı değil mi?
yanlış mı anladım bu pasaportun olayını? ucuz görünce hep bir bityeniği arıyorum ister istemez turistik şeylerde.
yanlış mı anladım bu pasaportun olayını? ucuz görünce hep bir bityeniği arıyorum ister istemez turistik şeylerde.
çok değil, en fazla iki şarkı önerin.
türkçe olursa daha güzel olur, başka dillerde de olması sorn değil.
bir senemi harcadığım şehri belki de bir daha dönmemek üzere terk edeceğim ve yaklaşık on saatlik bir yolculuk olacak, hislerimi tahmin edebilirsiniz.
bu veriler doğrultusunda, bir ya da iki tane hoş müzik paylaşırsanız müteşekkir olacağım.
teşekkürler.
türkçe olursa daha güzel olur, başka dillerde de olması sorn değil.
bir senemi harcadığım şehri belki de bir daha dönmemek üzere terk edeceğim ve yaklaşık on saatlik bir yolculuk olacak, hislerimi tahmin edebilirsiniz.
bu veriler doğrultusunda, bir ya da iki tane hoş müzik paylaşırsanız müteşekkir olacağım.
teşekkürler.
öyle bir alternatif olduğunu öğrendik. merak ettik, nasıldır bunlar? kaldınız mı daha önce? tavsiye edilir mi? hotel ya da hostel'den daha çok ilgimizi çekti bu fikir.
sakaryalıyım ben. 20yaşıma kadar orada yaşadım ve ailem de hala orada. o yüzden iyi bilirim nasıl bir yer olduğunu. ben de arkadaşlarım da pek sevmez açıkçası. bazen iyi düşünmeye çalışıyorum da yine de sakarya ve iyi şeyleri aynı cümleye getiremiyorum. özellikle sakarya halkının sahip olduğu nitelikler o coğrafyaya karşı hoş olmayan duygular beslememi sağlıyor.
peki siz ne düşünüyorsunuz? sakaryalı olanlar veya bir süre orada bulunmuş olanlar, ya da ne duydunuz sakarya hakkında?
peki siz ne düşünüyorsunuz? sakaryalı olanlar veya bir süre orada bulunmuş olanlar, ya da ne duydunuz sakarya hakkında?
türkiye'nin son yıllardaki iç ve dış politikalarından bahsediyorum.
türkiye'nin polis devleti olması, halkın korkması, futbol ve medya ile uyuşturulması vs muhtemelen politikanın bir parçasıydı.
kadın cinayeti ve tecavüz vakalarının artması,
gazetelerde veya haberlerde iyi, güzel hiç bir olayın görünmemesi,
doğu halkının kopuk hissetmesi, reyhanlı patlaması,
işsizlik,
bilinçsiz ve çürük bir kitle,
ilaçların bulunamaması, doktor ölümleri,
özellikle gençlerin (ve dahi genç olmayanların da) bulunduğu ülkeye sevmeme duygusunun nefrete dönüşmeye başlaması. (bunu üzülerek söylüyorum fakat büyük, küçük kime sorduysam pek sıcak bakmıyorlar türkiye'de yaşamaya. "fırsatım olursa giderim, senin varsa sen git" diye gazlıyorlar üstelik.)
hükümetin ve bakanlarının yaptığı açıklamaları ve icraatleri gözönüne alınca kötü şeylerin yanlışlıkla değil de bilinçli olarak yapılabileceğinden bile şüphelenmeye başladım.
türkiye'nin polis devleti olması, halkın korkması, futbol ve medya ile uyuşturulması vs muhtemelen politikanın bir parçasıydı.
kadın cinayeti ve tecavüz vakalarının artması,
gazetelerde veya haberlerde iyi, güzel hiç bir olayın görünmemesi,
doğu halkının kopuk hissetmesi, reyhanlı patlaması,
işsizlik,
bilinçsiz ve çürük bir kitle,
ilaçların bulunamaması, doktor ölümleri,
özellikle gençlerin (ve dahi genç olmayanların da) bulunduğu ülkeye sevmeme duygusunun nefrete dönüşmeye başlaması. (bunu üzülerek söylüyorum fakat büyük, küçük kime sorduysam pek sıcak bakmıyorlar türkiye'de yaşamaya. "fırsatım olursa giderim, senin varsa sen git" diye gazlıyorlar üstelik.)
hükümetin ve bakanlarının yaptığı açıklamaları ve icraatleri gözönüne alınca kötü şeylerin yanlışlıkla değil de bilinçli olarak yapılabileceğinden bile şüphelenmeye başladım.
var mı?
özelliklere meslek ve eğitim durumlarına göre?
özelliklere meslek ve eğitim durumlarına göre?
nasıl oluyor?
bir çok ülkeden delegeler var. hepsi aynı dili bilmiyor. nasıl bir konuşma\muhabbet oluyor? ağır aksak mı ilerliyor görüşmeler.
mesela son abd ziyaretinden bir video var mı?
fotogaleri.ntvmsnbc.com
görüşme 4 saat sürdü falan diyorlar. sanıyorum ki bürokratik gelenekler sebebiyle öyle uzun sürüyor. yoksa adam gibi ciddi ciddi kafa yoruyorlar mı bi mevzu üzerine?
bir çok ülkeden delegeler var. hepsi aynı dili bilmiyor. nasıl bir konuşma\muhabbet oluyor? ağır aksak mı ilerliyor görüşmeler.
mesela son abd ziyaretinden bir video var mı?
fotogaleri.ntvmsnbc.com
görüşme 4 saat sürdü falan diyorlar. sanıyorum ki bürokratik gelenekler sebebiyle öyle uzun sürüyor. yoksa adam gibi ciddi ciddi kafa yoruyorlar mı bi mevzu üzerine?
tebliğ etmek değil, takdim de değil. onlara benzer bir şeydi. neydi?
hah, şimdi soruyu yazarken aklıma geldi. ibraz etmekti sanırım aradığım.
---
tdk nın eş ve yakın anlamlar sözlüğünden ulaşamadım. zaten çok sağlıklı sonuçlar veren bir servis değil (daha iyi online eş anlamlı buşma motoru biliyor musunuz? veya bir pc programı)
hah, şimdi soruyu yazarken aklıma geldi. ibraz etmekti sanırım aradığım.
---
tdk nın eş ve yakın anlamlar sözlüğünden ulaşamadım. zaten çok sağlıklı sonuçlar veren bir servis değil (daha iyi online eş anlamlı buşma motoru biliyor musunuz? veya bir pc programı)
fransa - türkiye arası olacak. daha önce de sormuştum bu soruyu lakin tatmin edici bir cevap alamadığım için tekrarlıyorum. bir kaç kitap ve bir kaç parça eşya göndereceğim. fiyatna göre 50cm ebatlarında bir kutudan, bir sırt çantasına kadar değişecek boyutda bir paket olacak.
hangi şirketler var? nasıl yollarım?
giden arkadaşlarıma yüklemeyi düşünüyordum ama planlar değiştiği için arkadaşlarıma veremedim.
NOT: önümüzdeki günlerde paris'ten türkiyeye gidecek olan varsa ve bagaj hakkı varsa ona da verebilirim. bagaj satın almanız gerekirse ücretini öderim.
hangi şirketler var? nasıl yollarım?
giden arkadaşlarıma yüklemeyi düşünüyordum ama planlar değiştiği için arkadaşlarıma veremedim.
NOT: önümüzdeki günlerde paris'ten türkiyeye gidecek olan varsa ve bagaj hakkı varsa ona da verebilirim. bagaj satın almanız gerekirse ücretini öderim.
finali izleyenler gelsin ----
merhaba
beğendiniz mi son bölümleri, özellikle finali? anne hakkında ne düşünüyorsunuz? sözlükte annenin kesin olmadığını düşündüğünü söyleyenler bile var. o kadar da değildir desem de sonraki bölümde değiştirebilirler yine de anneyi.
neyse, ne zaman görecez sonraki bölümü? sezon tatiline mi girdiler şimdi?
merhaba
beğendiniz mi son bölümleri, özellikle finali? anne hakkında ne düşünüyorsunuz? sözlükte annenin kesin olmadığını düşündüğünü söyleyenler bile var. o kadar da değildir desem de sonraki bölümde değiştirebilirler yine de anneyi.
neyse, ne zaman görecez sonraki bölümü? sezon tatiline mi girdiler şimdi?
bir kitaptaki tüm kelimeleri her satıra birer tane gelecek şekilde yerleştirdim ve alfabetik olarak sıraladım.
tekrar edenleri silmek istiyorum, nasıl yaparım?
işlem sonunda her satırda farklı bir kelime olmalı.
tekrar edenleri silmek istiyorum, nasıl yaparım?
işlem sonunda her satırda farklı bir kelime olmalı.
merhaba.
bir kaç senedir futbolla ilgili hiç bir haberi takip etmemeye çalışıyorum. fakat gerek sözlükte gerek medyada gördüğüm kadarıyla gündemde çok büyük yer işgal ediyor. fenerbahçeli taraftarın öldürülmesi olayıyla merakım arttı.
şampiyonluk maçı mıydı bu derbi? öncesinde iki takımın yöneticileri de birbirlerini kışkırtmış, ne dediler? galatasaray 2-1 yenilmiş. neden kutlama yapıldı?
not: futbola bu kadar bağlı olup gündemin sürekli işgal edilmesini, insanlara bir hakaret olarak algılıyorum ve o sebeple medyadan veya başka bir yerden bu konuları takip etmekten olabildiğince kaçıyorum. tek istediğim bir kaç cümlelik özet.
bir kaç senedir futbolla ilgili hiç bir haberi takip etmemeye çalışıyorum. fakat gerek sözlükte gerek medyada gördüğüm kadarıyla gündemde çok büyük yer işgal ediyor. fenerbahçeli taraftarın öldürülmesi olayıyla merakım arttı.
şampiyonluk maçı mıydı bu derbi? öncesinde iki takımın yöneticileri de birbirlerini kışkırtmış, ne dediler? galatasaray 2-1 yenilmiş. neden kutlama yapıldı?
not: futbola bu kadar bağlı olup gündemin sürekli işgal edilmesini, insanlara bir hakaret olarak algılıyorum ve o sebeple medyadan veya başka bir yerden bu konuları takip etmekten olabildiğince kaçıyorum. tek istediğim bir kaç cümlelik özet.
onlar mı yazdı? reklam için yapılmış bir müzik miydi bu?
çok harika bir şarkı, çok severim. geçen gün litvanyalı bir arkadaşım bir müzik açtı, -bu şarkının litvanca hali-, oldukça şaşırdım, merakım o yüzden.
çok harika bir şarkı, çok severim. geçen gün litvanyalı bir arkadaşım bir müzik açtı, -bu şarkının litvanca hali-, oldukça şaşırdım, merakım o yüzden.
ne yapardınız?
zaman bulamayıp da yapamadıklarınız neler?
zaman bulamayıp da yapamadıklarınız neler?
yabancı dilde kaç tane kelime bildiğimi ölçmek istiyorum. bunun için aklıma bir yöntem geldi. okuduğum bir kaç kitabı elektronik olarak bilgisayarıma aktaracağım (e kitap formatını bulduğumu varsayıyorum), ardından bir kelime işlemci ile bu kitaplarda geçen tüm kelimeleri saydıracağım. tekrar eden kelimelerin sayılmaması gerek tabi.
size sorduğum soru aslında bu, elimde uzunca bir yazı var diyelim, kelime tekrarından kacınmak suretiyle kaç adet olduğunu nasıl bulabilirim?
size sorduğum soru aslında bu, elimde uzunca bir yazı var diyelim, kelime tekrarından kacınmak suretiyle kaç adet olduğunu nasıl bulabilirim?
sadece türkiyede değil, bildiğim başka yerlerde de doktor yazısı okunmuyor. sanki doktorlar özel bir font kullanıyor ve eczacıların tek görevi onu okumakmış gibi bi olay oluyor.
sorum şu, neden "doktor yazısı" diye bir kavram var?
sorum şu, neden "doktor yazısı" diye bir kavram var?
çalışırken belli aralıklarla ses çıkarıyor bir çok buzdolabı. yeniyken değil de aradan biraz zaman geçtikten sonra özellikle. niçin?
eski buzdolabının motor kısmı titreşiyordu. motoru sabitleyince ses kesiliyordu.
bir ay kadar bir zamandır, şimdi kaldığım evdeki buzdolabı da ötmeye başladı. acaba gazı falan bitiyor da o yüzden motoru daha fazla mı çalışıyor?
eski buzdolabının motor kısmı titreşiyordu. motoru sabitleyince ses kesiliyordu.
bir ay kadar bir zamandır, şimdi kaldığım evdeki buzdolabı da ötmeye başladı. acaba gazı falan bitiyor da o yüzden motoru daha fazla mı çalışıyor?
türkçe'de isa
ibranice'de yeshua, jeshua,
ingilizce'de jesus,
yunanca'da(?) iesous
1) bu yukarıdakiler aynı kökten gelenler. başka dillerde nasıl bir değişime uğramış?
2)tanrının oğlu, kuzu falan gibi başka isimlendirmeler de vardı sanki. neler vardı başka?
ibranice'de yeshua, jeshua,
ingilizce'de jesus,
yunanca'da(?) iesous
1) bu yukarıdakiler aynı kökten gelenler. başka dillerde nasıl bir değişime uğramış?
2)tanrının oğlu, kuzu falan gibi başka isimlendirmeler de vardı sanki. neler vardı başka?
www.youtube.com
1:06'daki tablo da sanki araya yanlışlıkla karışmış gibi.
nedir bu müziğin ismi, cismi, bestecisi falan? yorumlarda da belirtilmiş, hint ezgilerini andırıyor. siz ne düşünüyorsunuz?
1:06'daki tablo da sanki araya yanlışlıkla karışmış gibi.
nedir bu müziğin ismi, cismi, bestecisi falan? yorumlarda da belirtilmiş, hint ezgilerini andırıyor. siz ne düşünüyorsunuz?
wikipedia.dan o dillerde yazıları okumaya çalıştım da azerbaycanca ve türkmence bi derece anlaşılabilirken kırgızca tamamen farklı bir dil, özbeçke ise çok zor anlaşılıyor, hatta neredeyse hiç.
bir yabancı bir türke sorsa, hangi dil türkçeye yakın diye, azerbaycanca anlaşılabilir fakat diğerleri neredeyse farklı diller demek yanlış olur mu?
bir yabancı bir türke sorsa, hangi dil türkçeye yakın diye, azerbaycanca anlaşılabilir fakat diğerleri neredeyse farklı diller demek yanlış olur mu?
hatırlarsınız, özellikle truva filmine sarıların sülosu dublajı yapıldığı zamanlarda bir sürü komikli dublaj falan yapılmıştı. artık yok mu öyle?
çok güzel yapılmıştı o, efsane olmuştu. bi de yüzüklerin efendisi dublajı yapılmıştı. onlar iyiydi. başka neler var hatırladığınız güzel dublajlar?
çok güzel yapılmıştı o, efsane olmuştu. bi de yüzüklerin efendisi dublajı yapılmıştı. onlar iyiydi. başka neler var hatırladığınız güzel dublajlar?
merhaba,
özellikle islamda çok önemli yere sahip olan hac turizmini merak ediyorum.
her sene kaç kişi umreye ve hacca gidiyor? her mevsim açık mı orası? ülkere kota koyuluyormuş giden konusunda, hangi ülkeden kaç kişi gitmek istiyor ve kaç kişiye izin veriliyor? 5bin ile 20bine kadar çıkıyordu sanırım türkiyeden giden hacıların masrafı. hatta nasıl bir ibadet çeşidiyse artık kimisi hilton'da açık ve sınırsız büfeli otelde kalıyorlar.
her sene büyütülüyor sanırım kabe'nin alanı. bu durumdan yaklaşık olarak ne kadar kazanç sağlıyor Suudi Arabistan?
özellikle islamda çok önemli yere sahip olan hac turizmini merak ediyorum.
her sene kaç kişi umreye ve hacca gidiyor? her mevsim açık mı orası? ülkere kota koyuluyormuş giden konusunda, hangi ülkeden kaç kişi gitmek istiyor ve kaç kişiye izin veriliyor? 5bin ile 20bine kadar çıkıyordu sanırım türkiyeden giden hacıların masrafı. hatta nasıl bir ibadet çeşidiyse artık kimisi hilton'da açık ve sınırsız büfeli otelde kalıyorlar.
her sene büyütülüyor sanırım kabe'nin alanı. bu durumdan yaklaşık olarak ne kadar kazanç sağlıyor Suudi Arabistan?
selam eycof insanları.
10 yıl kadar aradan sonra aoe2 conquers.ı kurdum ve arkadaşlarla ufak bi atışma yaptık. hiç bir şey bilmiyorum oyuna dair, unutmuşum.
mouse.um da olmadığı için sadece touch pad.le oynadım ve bu büyük bi handikaptı.
bana taktikler verin ki çabucak öğreneyim oyunu. fazla zamanım yok öyle her şeyi kurcalayacak kadar, o yüzden tavsiyelere ihtiyacım var.
oyunda başta food sıkıntısı çektim. hayvanlar ve tarlalardan başka bir şekilde food toplayamıyorum?
taşa ihtiyacım yoktu hiç. o yüzden ihmal ettim. sonra farkettim ki kaliteli asker yaratmak için önemliymiş.
gelişim sıralaması nasıl olmalı.
oyuna girdiğim gibi çiftçi ve food mu basmalıyım.
böyle taktikler verin.
10 yıl kadar aradan sonra aoe2 conquers.ı kurdum ve arkadaşlarla ufak bi atışma yaptık. hiç bir şey bilmiyorum oyuna dair, unutmuşum.
mouse.um da olmadığı için sadece touch pad.le oynadım ve bu büyük bi handikaptı.
bana taktikler verin ki çabucak öğreneyim oyunu. fazla zamanım yok öyle her şeyi kurcalayacak kadar, o yüzden tavsiyelere ihtiyacım var.
oyunda başta food sıkıntısı çektim. hayvanlar ve tarlalardan başka bir şekilde food toplayamıyorum?
taşa ihtiyacım yoktu hiç. o yüzden ihmal ettim. sonra farkettim ki kaliteli asker yaratmak için önemliymiş.
gelişim sıralaması nasıl olmalı.
oyuna girdiğim gibi çiftçi ve food mu basmalıyım.
böyle taktikler verin.
çok ciddi, akedemik bir araştırma olmasa dahi, özellikle sosyolojik veya psikolojik açıdan incelenen bir araştırma \ yazı okumak istiyorum bu konuda.
şöyle ki,
twitter.da insanların (özellikle kızların) paylaştığı şeyler çok gereksiz ve hatta zaman zaman rahatsız edici. ama bunlardan onurlanıyor, gururlanıyorlar.
facebookta, şuradayım buradayım check in yapayım, kahve aldım onu paylaşayım olayları çok rahatsız edilic.
instagram olayı çok çok mide bulandırıcı. #arkadaşlık, #dostluk #mutluluk #ders çalışma vs vs vs.
görgüsüzlük diyecem, tam olarak denmiyor da.
bir süre facebook.tan uzak kaldım. ama iletişim halinde olmak için geri döndüm. anasayfamda kimsenin paylaşımlarını görmesem de var olduklarını biliyorum.
son bi kaç senede çıkan bu kendine aşikar etme huyu nereden geliyor?
@metro, @mutfak @okulda falan, neden gerek var?
hoş bi kahvaltı yapıyorsa bunu paylaşması neden?
neden bu kadar seviyorlar kendilerini açığa vurmayı, her şeyi paylaşmayı?
şöyle ki,
twitter.da insanların (özellikle kızların) paylaştığı şeyler çok gereksiz ve hatta zaman zaman rahatsız edici. ama bunlardan onurlanıyor, gururlanıyorlar.
facebookta, şuradayım buradayım check in yapayım, kahve aldım onu paylaşayım olayları çok rahatsız edilic.
instagram olayı çok çok mide bulandırıcı. #arkadaşlık, #dostluk #mutluluk #ders çalışma vs vs vs.
görgüsüzlük diyecem, tam olarak denmiyor da.
bir süre facebook.tan uzak kaldım. ama iletişim halinde olmak için geri döndüm. anasayfamda kimsenin paylaşımlarını görmesem de var olduklarını biliyorum.
son bi kaç senede çıkan bu kendine aşikar etme huyu nereden geliyor?
@metro, @mutfak @okulda falan, neden gerek var?
hoş bi kahvaltı yapıyorsa bunu paylaşması neden?
neden bu kadar seviyorlar kendilerini açığa vurmayı, her şeyi paylaşmayı?
yaklaşık 500 adet.
couchsurfing'ten buldum.
oradan kaldırılmış google önbellekten erişip driver.ıma aktardım. özenle seçilmiş şarkılar. buradan ulaşaibilirsiniz.
docs.google.com
download imkanı olmalı. çünkü dosya erişime açık.
dilerseniz mail adresinizi verin bana, maille ulaştırayım.
edit: soru falan yok.
duyuru olarak açacaktım, el alışkanlığı olarak soruya gitti.
neyse kalsın böyle. duyuru olarak açılınca siliniyordu sanırım bi süre sonra.
couchsurfing'ten buldum.
oradan kaldırılmış google önbellekten erişip driver.ıma aktardım. özenle seçilmiş şarkılar. buradan ulaşaibilirsiniz.
docs.google.com
download imkanı olmalı. çünkü dosya erişime açık.
dilerseniz mail adresinizi verin bana, maille ulaştırayım.
edit: soru falan yok.
duyuru olarak açacaktım, el alışkanlığı olarak soruya gitti.
neyse kalsın böyle. duyuru olarak açılınca siliniyordu sanırım bi süre sonra.
nihayet kararımı verdim ve yaklaşık 1 ay sonra ayrılıyorum.
şuan paristeyim ve biletimi buradan alacağım. 22 günlük olan seçeceğim. 22de sınırsız ya da 22de10gün mü seçerim henüz karar vermedim.
fransadan çıkış yapıp yunanistan üzerinden sonlandırıp ege tarafından türkiyeye giriş yapacağım.
bulunduğum ülkede interrail biletini kullanamadığım için paristen amsterdama geçmeyi ve amsterdam.dan başlatmayı planlıyorum. daha önce oraya gitmedim, gidenler çok beğeniyor.
amsterdamdan sonra almanya ve daha doğuya gideceğim. en uç noktada litvanya bulunuyor görmek istediklerim arasında. çek, macar, avust, slov, gibi diğer ülkeleri de dahil edeceğim elbette programıma.
sözlükten okuduğum kadarıyla ne kadar plan program yapılsa da günün şartlarına göre emprovize davranılıyormuş. bu sebeple gidicem deyip de gidemediğim yerler olacaktır muhakkak.
tecrübeliliere soruyorum: amsterdam da başlayıp yunanistanda biten gezi için nasıl bi rota izlenebilir. müze falan gezmek istemiyorum fazla. 60yaşında bi zengin asyalı turist değilim, 21 yaşında öğrenci adamım. yalnız olacağım. amacım insanlar tanımak, farklı zorluklarla ve deneyimlerle karşılaşmak olacak.
mayıs'ın son haftasından itibaren nasıl olacaktır gitmeyi düşündüğüm yerler? şimdiden hostel rezervasyonu falan yapayım mı (sadece bir kaç lüks şehir için, bi kısmında arkadaş bi kısmında CS bulmaya çalışacağım.)
bir ayım var, nereden başlayayım?
interrail biletini internetten mi almalı yoksa bir tren istasyonuna mı gitmeli?
yapmış olanların tecrübelerini paylaşmasını rica edeceğim.
iyi günler.
şuan paristeyim ve biletimi buradan alacağım. 22 günlük olan seçeceğim. 22de sınırsız ya da 22de10gün mü seçerim henüz karar vermedim.
fransadan çıkış yapıp yunanistan üzerinden sonlandırıp ege tarafından türkiyeye giriş yapacağım.
bulunduğum ülkede interrail biletini kullanamadığım için paristen amsterdama geçmeyi ve amsterdam.dan başlatmayı planlıyorum. daha önce oraya gitmedim, gidenler çok beğeniyor.
amsterdamdan sonra almanya ve daha doğuya gideceğim. en uç noktada litvanya bulunuyor görmek istediklerim arasında. çek, macar, avust, slov, gibi diğer ülkeleri de dahil edeceğim elbette programıma.
sözlükten okuduğum kadarıyla ne kadar plan program yapılsa da günün şartlarına göre emprovize davranılıyormuş. bu sebeple gidicem deyip de gidemediğim yerler olacaktır muhakkak.
tecrübeliliere soruyorum: amsterdam da başlayıp yunanistanda biten gezi için nasıl bi rota izlenebilir. müze falan gezmek istemiyorum fazla. 60yaşında bi zengin asyalı turist değilim, 21 yaşında öğrenci adamım. yalnız olacağım. amacım insanlar tanımak, farklı zorluklarla ve deneyimlerle karşılaşmak olacak.
mayıs'ın son haftasından itibaren nasıl olacaktır gitmeyi düşündüğüm yerler? şimdiden hostel rezervasyonu falan yapayım mı (sadece bir kaç lüks şehir için, bi kısmında arkadaş bi kısmında CS bulmaya çalışacağım.)
bir ayım var, nereden başlayayım?
interrail biletini internetten mi almalı yoksa bir tren istasyonuna mı gitmeli?
yapmış olanların tecrübelerini paylaşmasını rica edeceğim.
iyi günler.
Respond to every call that excites your spirit.
her çağrıya cevap vermek ruhunu *excite*.
mevlana rumi.nin bir sözüymüş, bir yerde denk geldim ingilizce olarak ama tam anlayamadım.
excite'in ilk akla gelen anlamı heyecan. heyecan genel manada olumlu bi kullanımdır türkçede.
fakat excite.ın başka anlamları da var;
heyecanlandırmak, telaş ettirmek, duyguları uyarmak falan. bu anlamıyla düşünürsek olumsuz.
excite [ɪk'saɪt]
verb
1. arouse or elicit a feeling
2. act as a stimulant
3. raise to a higher energy level
4. stir feelings in
5. cause to be agitated, excited, or roused
6. stimulate sexually
7. stir the feelings, emotions, or peace of
8. produce a magnetic field in
ing sözlükte bunlar yazıyor.
şimdi sormak istediğim şey şu;
çağrılara kulak vermek ruhu napar?
her çağrıya cevap vermek ruhunu *excite*.
mevlana rumi.nin bir sözüymüş, bir yerde denk geldim ingilizce olarak ama tam anlayamadım.
excite'in ilk akla gelen anlamı heyecan. heyecan genel manada olumlu bi kullanımdır türkçede.
fakat excite.ın başka anlamları da var;
heyecanlandırmak, telaş ettirmek, duyguları uyarmak falan. bu anlamıyla düşünürsek olumsuz.
excite [ɪk'saɪt]
verb
1. arouse or elicit a feeling
2. act as a stimulant
3. raise to a higher energy level
4. stir feelings in
5. cause to be agitated, excited, or roused
6. stimulate sexually
7. stir the feelings, emotions, or peace of
8. produce a magnetic field in
ing sözlükte bunlar yazıyor.
şimdi sormak istediğim şey şu;
çağrılara kulak vermek ruhu napar?
hiç ışığın ve hiç sesin olmadığı bi yer arıyorum. zaman zaman bulamıyorum, hatta çoğu zaman. gözleri kapatıp bi şey bağlayıp, uyku maskesi takınca belki engellemiş oluyoruz ama benim istediğim o değil. o rahatsızlık veriyor. gözlerim açık olduğu halde görememek istiyorum. ama yine de göz olayı bi şekilde çözülebiliyor.
keza ses için de aynı problem, bazen hiç duymamak istiyorum. ama saatin sesi, buzdolabının sesi, dışarıdan gelenlerin sesini falan engellemek mümkün değil.
kulak tıpası falan denemiştim bi ara, olmadı.
belki çok profesyonel bi kulaklık falan izole yapar ama profesyonel kulaklığı nereden bulacağım, 300 500 tl verebilecek durumda değilim.
neyse,
dediğim gibi, ışığa ve sese izoleli bir oda inşa etmek dışında, nasıl engelleriz ışığı ve\veya sesi?
saçma cevaplarla gelmeyin lütfen.
keza ses için de aynı problem, bazen hiç duymamak istiyorum. ama saatin sesi, buzdolabının sesi, dışarıdan gelenlerin sesini falan engellemek mümkün değil.
kulak tıpası falan denemiştim bi ara, olmadı.
belki çok profesyonel bi kulaklık falan izole yapar ama profesyonel kulaklığı nereden bulacağım, 300 500 tl verebilecek durumda değilim.
neyse,
dediğim gibi, ışığa ve sese izoleli bir oda inşa etmek dışında, nasıl engelleriz ışığı ve\veya sesi?
saçma cevaplarla gelmeyin lütfen.
antik bilgelikler ve eski mitolojilerin zamanın yeri nedir?
tanrı mıdır? tapılmıştır? zaman diye bi kavram mıydı onlarda?
sonuçta güneş sisteminin hareketlerine zaman adını veriyoruz. ekip biçmek ve mesvsimleri takip etmek için güneş ve ayın hareketlerini inceleyip takvim ypatılar, zamanı kağıta indirgemiş oldular gibi bi cevap değil, biraz daha spritüel bir şey arıyorum.
teşekkürler.
tanrı mıdır? tapılmıştır? zaman diye bi kavram mıydı onlarda?
sonuçta güneş sisteminin hareketlerine zaman adını veriyoruz. ekip biçmek ve mesvsimleri takip etmek için güneş ve ayın hareketlerini inceleyip takvim ypatılar, zamanı kağıta indirgemiş oldular gibi bi cevap değil, biraz daha spritüel bir şey arıyorum.
teşekkürler.
istiyorum.
w7 kullanıyorum. kendime göre özelleştirdim.
ama bilgisayarla ilk tanıştığımda piyasa w95 vardı. içerik olarak w7 kalsa da, görünüm olarak w95e hatta daha eskisi, ms dos.a gitse olmaz mı? nasıl yaparız?
95 olmazsa 98e de çıkabiliriz.
---
bi xp kullanıcıları, system32 klasörünüzde ms dos editor var mı? w7de yok o. xp.den kopyalayımnca çalışıyormuş. notepad in ms dos görünümlüsünü çok aradım da, bulamadım.
sağolunz.
gelen cevaplar üzerine edit:
görünüm ayarları, başlat seçenekleri falan zaten olabildiğince windows klasik düzeninde. kendimi bildim bileli hep öyle zaten.
ben daha fazla windows 95 istiyorum. simgeler falan değişsin gibisin.
gören birisi 10 senelik bilgisayar sansın başka bi deyişle.
komut istemi penceresini biliyorum. not defterinin siyah ekranlısını arıyorum ben.
w7 kullanıyorum. kendime göre özelleştirdim.
ama bilgisayarla ilk tanıştığımda piyasa w95 vardı. içerik olarak w7 kalsa da, görünüm olarak w95e hatta daha eskisi, ms dos.a gitse olmaz mı? nasıl yaparız?
95 olmazsa 98e de çıkabiliriz.
---
bi xp kullanıcıları, system32 klasörünüzde ms dos editor var mı? w7de yok o. xp.den kopyalayımnca çalışıyormuş. notepad in ms dos görünümlüsünü çok aradım da, bulamadım.
sağolunz.
gelen cevaplar üzerine edit:
görünüm ayarları, başlat seçenekleri falan zaten olabildiğince windows klasik düzeninde. kendimi bildim bileli hep öyle zaten.
ben daha fazla windows 95 istiyorum. simgeler falan değişsin gibisin.
gören birisi 10 senelik bilgisayar sansın başka bi deyişle.
komut istemi penceresini biliyorum. not defterinin siyah ekranlısını arıyorum ben.
kol kavuşturmakta sağ elin veya sol elin üstte olmasının anlamları varmış, daha önce duymuş muydunuz öyle bir şey?
sağ kol öne gelecek şekilde kavuşturanlar zeka, bilgelik bakımından ileri iken sol kol öne gelecek şekilde kavuşturanların yaratıcılığı yüksek imiş.
dün bi arkadaş grubunda öğrendim. sağ kolu önce kavuşturan bi ben olduğum gibi, sol kolum öne gelecek şekilde kavuşturmayı beceremedim. hani zekayı simgeliyordu bu? arkadaşın söylediğinden şüpheye düştüm.
siz ne biliyorsunuz bunun yansıttığı şey hakkında.
sağ kol öne gelecek şekilde kavuşturanlar zeka, bilgelik bakımından ileri iken sol kol öne gelecek şekilde kavuşturanların yaratıcılığı yüksek imiş.
dün bi arkadaş grubunda öğrendim. sağ kolu önce kavuşturan bi ben olduğum gibi, sol kolum öne gelecek şekilde kavuşturmayı beceremedim. hani zekayı simgeliyordu bu? arkadaşın söylediğinden şüpheye düştüm.
siz ne biliyorsunuz bunun yansıttığı şey hakkında.
böyle olsun görünümü,
bildiğin not defteri olsun, bir şeyler yazayım txt olarak falan kaydedeyim. ama görünümü böyle olsun, yazı tipi falan.
www.guidebookgallery.org
dark room diye bi şey var, ondan haberdarım.
bildiğin not defteri olsun, bir şeyler yazayım txt olarak falan kaydedeyim. ama görünümü böyle olsun, yazı tipi falan.
www.guidebookgallery.org
dark room diye bi şey var, ondan haberdarım.
niye var?
özellikle avrupa dillerinde hep eril ve dişil olarak değişiyor kelimeler. türkçede yok. sahip-sahibe, müdür-müdüre gibi şeyden bahsetmiyorum. onlar arapçadan geliyor zaten. hem ondan ziyade, eşyaların cinsiyeti.
masanın, bisküvinin, tuvalet fırçasının feminen maskülen olması niye?
niye avrupa dillerinde var, arapçada da var. niye var? türkçede niye yok?
dilde seksizim başlığına bakındım. uzun uzun makaleler aramıyorum, daha özet bilgiye ihtiyacım var merakımı gidermek için.
diller oluşurken (bi kaç bin sene öncesinde) toplumun kadın ve erkeğe verdiği değerle ilgili olabilir?
edit: bi tane sordum, beş kez "niye" demişim. var dimi öyle bi kelime, "ne diye" den mi geliyor acaba?
özellikle avrupa dillerinde hep eril ve dişil olarak değişiyor kelimeler. türkçede yok. sahip-sahibe, müdür-müdüre gibi şeyden bahsetmiyorum. onlar arapçadan geliyor zaten. hem ondan ziyade, eşyaların cinsiyeti.
masanın, bisküvinin, tuvalet fırçasının feminen maskülen olması niye?
niye avrupa dillerinde var, arapçada da var. niye var? türkçede niye yok?
dilde seksizim başlığına bakındım. uzun uzun makaleler aramıyorum, daha özet bilgiye ihtiyacım var merakımı gidermek için.
diller oluşurken (bi kaç bin sene öncesinde) toplumun kadın ve erkeğe verdiği değerle ilgili olabilir?
edit: bi tane sordum, beş kez "niye" demişim. var dimi öyle bi kelime, "ne diye" den mi geliyor acaba?
bi kaç gündür biraz depresif hissediyorum.
üstelik havalar çok güzel.
pencereden bakınca birden içim açılıyor, sonra daha çok kapanıyor.
gerçi mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır demişler. martın 15i gelmeden bahar geldi demem ben ama, erikler de çiçeklenmiş.
bi eklenti var bilgisayarımda, facebook arkadaş listesiyle alakalı; bu günlerde bir çok kişi hesabını deaktif etmiş. bunu da baharın gelmesiyle depresif hisseden insanların facebook.unu dondurmasına bağladım.
siz ne dersiniz? sizde havalar nasıl?
üstelik havalar çok güzel.
pencereden bakınca birden içim açılıyor, sonra daha çok kapanıyor.
gerçi mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır demişler. martın 15i gelmeden bahar geldi demem ben ama, erikler de çiçeklenmiş.
bi eklenti var bilgisayarımda, facebook arkadaş listesiyle alakalı; bu günlerde bir çok kişi hesabını deaktif etmiş. bunu da baharın gelmesiyle depresif hisseden insanların facebook.unu dondurmasına bağladım.
siz ne dersiniz? sizde havalar nasıl?
merhaba,
kabataslak bi fiyat edinme maksadıyla internette arama yaptım ama gelin acentalarımızla görüşün tarzı cevaplar edinebildim sadece.
defter, kitap, hediyelik gibi bi kaç parça şeyi kutulayıp yollamayı düşünüyorum eğer ücreti kabuledilebilir ise. kutuya koyacağım şeyler tamamen fiyata endeksli olacağı için fikir vermesi açısından bir tarifeye ihtiyacım var.
6 7 kg ağırlığında, 40*40*30 cm ebatlarında bir kutu ortalama kaça gider? nasıl gider? paris - istanbul.u baz alabiliriz şehir olarak
edit*yurtiçi kargonun internet sitesinden hesapladım tr-fr olarak, fiyatları görebiliyorum o şekilde. tersi istikamet de aynı fiyata mıdır?
kabataslak bi fiyat edinme maksadıyla internette arama yaptım ama gelin acentalarımızla görüşün tarzı cevaplar edinebildim sadece.
defter, kitap, hediyelik gibi bi kaç parça şeyi kutulayıp yollamayı düşünüyorum eğer ücreti kabuledilebilir ise. kutuya koyacağım şeyler tamamen fiyata endeksli olacağı için fikir vermesi açısından bir tarifeye ihtiyacım var.
6 7 kg ağırlığında, 40*40*30 cm ebatlarında bir kutu ortalama kaça gider? nasıl gider? paris - istanbul.u baz alabiliriz şehir olarak
edit*yurtiçi kargonun internet sitesinden hesapladım tr-fr olarak, fiyatları görebiliyorum o şekilde. tersi istikamet de aynı fiyata mıdır?
artık bağımlı olduğumu düşünüyorum.
10 seneyi aşkın bi süredir internet kullanıyorum ve eğer varsa öyle bi şey, üst düzey internet kullanıcısıyım.
ne nasıl bulunur iyi bilirim ve bir sürü farklı siteye üyeliğim var ki farklı amaçlarla kullanabiliyorum.
internet vasıtasıyla edindim bilgi ve genel kültürü hiç azımsayamam. özellikle plansız öğrenme denilen şey. hiç farkına varmadan öğrendiğim bi şeyler bi süre sonra işime yarayabiliyor.
falan filan, geride bıraktığım 10 senede internetin bende bıraktığı olumlu etki hiç şüphesiz çok büyük.
lakin;
olumsuz etkileri de az değil. otobüs saatine bakmak için bilgisayarımı açtım ve hala internetteyim.
aynı anda 5 6 iş birden yapma alışkanlığım internette sekme kullanımdan kaynaklandı ki maymun iştahlı birine döndüm.
dikkat dağınıklığı problemi yaşıyorum ve bu sorunun yine internetle alakalı olduğunu biliyorum.
artık kitap okumuyorum, ders çalışmıyorum. okuduğum kitaplar ya da ders çalışma dediğim şey, internetten hızlıca bir göz gezdirme oluyor.
film, müzik, iletişim, ve dahi bir çok şey için bilgisayarı kullanınca haliyle harcanan zaman da yüksek oluyor ve sandalyenin başında, kambur pozisyonda, dışarıda güneş varken sabit bi çerçeveye bakmaktan rahatsız oluyorum.
saatlerce çamaşır makinesi izleyenler olur ya, onun gibi sanki.
falan filan, dertleşme amacıyla açtım bu duyuruyu.
şöyle bi şey var ki, tanıdığım çok çok fazla insan da bu saydığım şeylere sahip fakat onları rahatsız etmiyor. sui misal emsal değildir desem de, herkes böyle olunca ister istemez ben de kanıksıyorum bu durumu. önceden günlük 3 saatten fazla pc başındaysanız bağımlısınız diyorlardı. şimdi ise günlük 6 saatin üzerinde açık neredeyse herkesin bligisyarı. pc başı çalışanları ayrı tutuyorum.
falan filan.
bilgisayarda geçirdiğim zamanı organize etmeme yardımcı olacak bir pgoram var mı bildiğiniz? arada bi uyarı versin, hatırlatsın, çok oldu lan sktir git desin falan. önceden ne güzel annem babam bazen de ablam pc başından kaldırırdı beni. şimdi tamamen hürüm, biri diretse ya.
(yazılanları akşam okuyacağım)
10 seneyi aşkın bi süredir internet kullanıyorum ve eğer varsa öyle bi şey, üst düzey internet kullanıcısıyım.
ne nasıl bulunur iyi bilirim ve bir sürü farklı siteye üyeliğim var ki farklı amaçlarla kullanabiliyorum.
internet vasıtasıyla edindim bilgi ve genel kültürü hiç azımsayamam. özellikle plansız öğrenme denilen şey. hiç farkına varmadan öğrendiğim bi şeyler bi süre sonra işime yarayabiliyor.
falan filan, geride bıraktığım 10 senede internetin bende bıraktığı olumlu etki hiç şüphesiz çok büyük.
lakin;
olumsuz etkileri de az değil. otobüs saatine bakmak için bilgisayarımı açtım ve hala internetteyim.
aynı anda 5 6 iş birden yapma alışkanlığım internette sekme kullanımdan kaynaklandı ki maymun iştahlı birine döndüm.
dikkat dağınıklığı problemi yaşıyorum ve bu sorunun yine internetle alakalı olduğunu biliyorum.
artık kitap okumuyorum, ders çalışmıyorum. okuduğum kitaplar ya da ders çalışma dediğim şey, internetten hızlıca bir göz gezdirme oluyor.
film, müzik, iletişim, ve dahi bir çok şey için bilgisayarı kullanınca haliyle harcanan zaman da yüksek oluyor ve sandalyenin başında, kambur pozisyonda, dışarıda güneş varken sabit bi çerçeveye bakmaktan rahatsız oluyorum.
saatlerce çamaşır makinesi izleyenler olur ya, onun gibi sanki.
falan filan, dertleşme amacıyla açtım bu duyuruyu.
şöyle bi şey var ki, tanıdığım çok çok fazla insan da bu saydığım şeylere sahip fakat onları rahatsız etmiyor. sui misal emsal değildir desem de, herkes böyle olunca ister istemez ben de kanıksıyorum bu durumu. önceden günlük 3 saatten fazla pc başındaysanız bağımlısınız diyorlardı. şimdi ise günlük 6 saatin üzerinde açık neredeyse herkesin bligisyarı. pc başı çalışanları ayrı tutuyorum.
falan filan.
bilgisayarda geçirdiğim zamanı organize etmeme yardımcı olacak bir pgoram var mı bildiğiniz? arada bi uyarı versin, hatırlatsın, çok oldu lan sktir git desin falan. önceden ne güzel annem babam bazen de ablam pc başından kaldırırdı beni. şimdi tamamen hürüm, biri diretse ya.
(yazılanları akşam okuyacağım)
nasıl olur?
hayalgücü olan diyeceğim.
hayalgücülü, hayalgüçlü...
keza, olmayan;
hayalgücüsüz, hayalgüçsüz
falan. nasıl denir?
hayalgücü olan diyeceğim.
hayalgücülü, hayalgüçlü...
keza, olmayan;
hayalgücüsüz, hayalgüçsüz
falan. nasıl denir?
ufak bi ayrıntı gibi olsa da, indirim kartları tehlikeli değil mi?
--
kart sahibi olmak için form doldurman gerkiyor. kişisel bilgilerini içeren bu formda eğitiminden cinsiyetine falan genel profiln bilgilerini veriyorsun.
alışveriş yaptıktan sonra, aslında hangi tip insanın ne tarz alışverişler yaptığı anlaşılıyor.
bu istatistiki bilgileri tabi ki daha fazla tüketim sağlamak için kullanacak marketler. aynı zamanda onlar için, arz-talep dengesini belirmenin en kolay yollarından biri.
--
--
kart sahibi olmak için form doldurman gerkiyor. kişisel bilgilerini içeren bu formda eğitiminden cinsiyetine falan genel profiln bilgilerini veriyorsun.
alışveriş yaptıktan sonra, aslında hangi tip insanın ne tarz alışverişler yaptığı anlaşılıyor.
bu istatistiki bilgileri tabi ki daha fazla tüketim sağlamak için kullanacak marketler. aynı zamanda onlar için, arz-talep dengesini belirmenin en kolay yollarından biri.
--
merhaba,
kaza ve düşme gibi videoların derlenmesinden oluşan binlerce video var youtube ve benzerlerinde. bazıları komik oluyor, arada bir denk geldikçe izliyorum, gülüyorum falan.
az önce yine, milyonlarca kez izlenmiş videoya baktım. biraz daha sert olduğu için belki de, dikkatimi çekti, insanların zarar görmelerine gülüyoruz. sonra komik gelmemeye başladı zaten, bıraktım.
o bi kaç sn.lik görüntünün akabinde ne olup bittiği görünmüyor. eminim güldüğümüz bazı görüntüler, aslında bazı insanların hayatlarında geçirdiği son sağlam görüntüler, hatta belki de hayatlarının son görüntüsü.
son zamanlarda düşme derlemeleriyle ilgili çok fazla video görür oldum. izlenme oranları yüksek ve yorumlar da hep eğlence odaklı. bu çok normal geldiği için yadırgamıyoruz belki de, aslında hastalıklı bi şey değil mi bu?
gelecek nesillerin nasıl olacağına dair bir izlenime varabilir miyiz güldüğümüz bu şeyleri baz alarak?
insanlar daha da vurdumduymaz olacak ve başkalarının acıları onlara zevk verecek. ortaçağa geri dönüyor gibi olacak, sanki?
kaza ve düşme gibi videoların derlenmesinden oluşan binlerce video var youtube ve benzerlerinde. bazıları komik oluyor, arada bir denk geldikçe izliyorum, gülüyorum falan.
az önce yine, milyonlarca kez izlenmiş videoya baktım. biraz daha sert olduğu için belki de, dikkatimi çekti, insanların zarar görmelerine gülüyoruz. sonra komik gelmemeye başladı zaten, bıraktım.
o bi kaç sn.lik görüntünün akabinde ne olup bittiği görünmüyor. eminim güldüğümüz bazı görüntüler, aslında bazı insanların hayatlarında geçirdiği son sağlam görüntüler, hatta belki de hayatlarının son görüntüsü.
son zamanlarda düşme derlemeleriyle ilgili çok fazla video görür oldum. izlenme oranları yüksek ve yorumlar da hep eğlence odaklı. bu çok normal geldiği için yadırgamıyoruz belki de, aslında hastalıklı bi şey değil mi bu?
gelecek nesillerin nasıl olacağına dair bir izlenime varabilir miyiz güldüğümüz bu şeyleri baz alarak?
insanlar daha da vurdumduymaz olacak ve başkalarının acıları onlara zevk verecek. ortaçağa geri dönüyor gibi olacak, sanki?
merhaba.
ikinci görseldeki siyah beyaz resmi filtreleyerek, birinci resimle aynı doygunluğa getirebilir misiniz? takdir ettiğiniz gibi fotoğrafı burada paylaşmak istemedim ve renkleri anlamak için bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum. photoshop ve benzeri bir program yüklü olmadığı için, hali hazırda olan birinden yapmasını rica ediyorum mümkünse.
edit: siyah beyaz olan yeşil gibi olana dönüşecek. hayır, ticari değil. facebook kapak ve profil fotoğraflarım. ikisinin de aynı dokuda olmasını istiyordum.
iyi akşamlar.
ikinci görseldeki siyah beyaz resmi filtreleyerek, birinci resimle aynı doygunluğa getirebilir misiniz? takdir ettiğiniz gibi fotoğrafı burada paylaşmak istemedim ve renkleri anlamak için bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum. photoshop ve benzeri bir program yüklü olmadığı için, hali hazırda olan birinden yapmasını rica ediyorum mümkünse.
edit: siyah beyaz olan yeşil gibi olana dönüşecek. hayır, ticari değil. facebook kapak ve profil fotoğraflarım. ikisinin de aynı dokuda olmasını istiyordum.
iyi akşamlar.
söylemesi çok basit bi şarkı olsun, türkçe. çocuk şarkısı değil aradığım. yavaş olabilir, türk sanat müziği olabilir. ama ben bile söyleyebileyim bi kaç satır.
genel bir soru olarak millet olmanın ne olduğunu soruyorum.
tanımı şu şekilde;
1 . Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan; aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus:
"Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklâl fikrinin lâyemut abidesidir."- Atatürk.
2 . halk ağzında Benzer özellikleri olan topluluk:
"Şu kadın milletinin kıskançlığının hiç sonu yok."- A. Mithat.
3 . Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes:
"Millet tütün paralarını alınca borcunu öder."- N. Cumalı.
---
şimdi türkiyeyi baz aldığımız zaman, belli şartlar dışında, birinci ve ikinci tanım neredeyse uymuyor bize.
aynı şehrin iki farklı köyünde bile gelenekler değişebiliyor. 70milyonluk bir ulusta aslında "72buçuk millet"in varlığından bahsediliyor etnik kalabalığın ne kadar fazla olduğunu belirtmek için.
bu durumda, millet olmak nedir, bu çağda?
--
ulaşımın bu denli yaygnlaştığı bir çağda dünyanın her yerinde her türlü insanla karşılaşabiliyoruz. italyada asyalı insanlar dükkanlarının -isimlerini ve camlarına astıklarını bile- tamamen kendi dillerinde yazıyorlardı. bi süredir fransada yaşıyorum ve "fransada fransız bulamadım" diyorum mübalağa ederek. sabah otobüse bindiğim zaman 4 farklı dilde konuşuyor insanlar. öyleyse millet olmak nedir? aynı topraklarda yaşayıp bir devlet himayesi altında olmak mı? kültür, din(?), dil, tarih ve duygu birliğinin millet olmak için bu devirde geçerli olmadığını söyleyebilir miyiz?
tanımı şu şekilde;
1 . Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan; aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus:
"Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklâl fikrinin lâyemut abidesidir."- Atatürk.
2 . halk ağzında Benzer özellikleri olan topluluk:
"Şu kadın milletinin kıskançlığının hiç sonu yok."- A. Mithat.
3 . Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes:
"Millet tütün paralarını alınca borcunu öder."- N. Cumalı.
---
şimdi türkiyeyi baz aldığımız zaman, belli şartlar dışında, birinci ve ikinci tanım neredeyse uymuyor bize.
aynı şehrin iki farklı köyünde bile gelenekler değişebiliyor. 70milyonluk bir ulusta aslında "72buçuk millet"in varlığından bahsediliyor etnik kalabalığın ne kadar fazla olduğunu belirtmek için.
bu durumda, millet olmak nedir, bu çağda?
--
ulaşımın bu denli yaygnlaştığı bir çağda dünyanın her yerinde her türlü insanla karşılaşabiliyoruz. italyada asyalı insanlar dükkanlarının -isimlerini ve camlarına astıklarını bile- tamamen kendi dillerinde yazıyorlardı. bi süredir fransada yaşıyorum ve "fransada fransız bulamadım" diyorum mübalağa ederek. sabah otobüse bindiğim zaman 4 farklı dilde konuşuyor insanlar. öyleyse millet olmak nedir? aynı topraklarda yaşayıp bir devlet himayesi altında olmak mı? kültür, din(?), dil, tarih ve duygu birliğinin millet olmak için bu devirde geçerli olmadığını söyleyebilir miyiz?
merhaba,
şimdi şarkı sözlerinden kitaplara her yerde "dünyanın dönmesi" adında bir ifade kullanıyoruz.
peki ilk olarak "dünya dönüyor" ifadesi ne zaman söylendi?
bilimsel bir geçerlilikten bahsetmiyorum, mecazi anlam olarak, edebiyat eserlerinde yaklaşık hangi zamanlara denk geliyor "dünya dönüyor sen ne dersen de" ya da "dünya döndükçe kimse umursamayacak" gibi ifadeler.
şimdi şarkı sözlerinden kitaplara her yerde "dünyanın dönmesi" adında bir ifade kullanıyoruz.
peki ilk olarak "dünya dönüyor" ifadesi ne zaman söylendi?
bilimsel bir geçerlilikten bahsetmiyorum, mecazi anlam olarak, edebiyat eserlerinde yaklaşık hangi zamanlara denk geliyor "dünya dönüyor sen ne dersen de" ya da "dünya döndükçe kimse umursamayacak" gibi ifadeler.
merhaba,
bir süredir görüşmediğim, ama eskiden samimi olduğum bir arkadaşıma kartpostal göndereceğim.
karpostal almayı seven eski dostum için ufak bi *hatıra*. yazacağım ama hatıra kelimesi hoşuma gitmedi.
anı olmaz, hediye, armağan olmaz. ufak bi hatırlama olmaz. anımsama şık değil.
nasıl çevirebilirim cümleyi?
--
türkçe için, benzer kelime bulma aparatı var mı? microsoft office word.de öyle bi özellik vardı, onun haricinde online ya da yazılımsal bi alternatif önerirseniz güzel olur.
bir süredir görüşmediğim, ama eskiden samimi olduğum bir arkadaşıma kartpostal göndereceğim.
karpostal almayı seven eski dostum için ufak bi *hatıra*. yazacağım ama hatıra kelimesi hoşuma gitmedi.
anı olmaz, hediye, armağan olmaz. ufak bi hatırlama olmaz. anımsama şık değil.
nasıl çevirebilirim cümleyi?
--
türkçe için, benzer kelime bulma aparatı var mı? microsoft office word.de öyle bi özellik vardı, onun haricinde online ya da yazılımsal bi alternatif önerirseniz güzel olur.
If we would not have lived in an era which we consumpt the sentiments fastly, the effects of this dream would have continued at least one week.
---
eğer duyguları bu denli hızlı tükettiğimiz bi çağda yaşıyor olmasaydık, bu rüyanın etkisi bir hafta sürerdi.
--
*duyguları hızlı tüketmek derken,, fastly kelimesi hoşuma gitmedi. başka ne konulabilir?
*era kelimesi uygun oldu mu? aslında kastedilen şuan yaşadığımız zaman dilimi, "time" desek de olur muydu?
*which ya da in which. hangisi daha doğru?
---
eğer duyguları bu denli hızlı tükettiğimiz bi çağda yaşıyor olmasaydık, bu rüyanın etkisi bir hafta sürerdi.
--
*duyguları hızlı tüketmek derken,, fastly kelimesi hoşuma gitmedi. başka ne konulabilir?
*era kelimesi uygun oldu mu? aslında kastedilen şuan yaşadığımız zaman dilimi, "time" desek de olur muydu?
*which ya da in which. hangisi daha doğru?