bugün bi kitap inceledim, fransızcadaki arapça kökenli kelimeler adında. latinceden geçtiğini düşündüğüm bi çok kelime, aslında arapçadan geçmiş. belki bu durumda arapça.dan latinceye oradan fransızcaya kaymıştır. ama nihayetinde kökeni arapça. türkçedeki arapça kelimelerinin sayısının binleri bulması, iki kültürün iç içe olması sebebiyle. peki arap kültürünün latin uygarlıklarıyla olan etkisi\ilişkisi nasıl?
tarihe meraklıyım ama bu konulara araştıracak kadar vaktim olmadığı için buraya yazdım.
tarihe meraklıyım ama bu konulara araştıracak kadar vaktim olmadığı için buraya yazdım.
merhaba.
koreli bi arkadaşım var, bi kaç ay önce türkiyede gitmiş görmüş beğenmişti. bi kaç kelime öğrenmiş ve benden daha fazlasını öğretmemi istemişti. geçen biraz çalıştık. bi kaç temel cümle üzerinden gidip, zamirleri ve temel gramer mantığını anlatmıştım. mantığın koreceyle tamamen aynı olması sebebiyle bi saatte şaşılası derecede şey öğrendi. hal böyle olunca, adam da istekli olunca, meraktan üç beş cümle öğrenmekten ziyade, cidden bi şeyler öğrensin isterim.
sorum şu, yabancılara türkçe öğretimi nasıl yapılır? bana ingilizceyi, fransızcayı vs nasıl öğrettilerse öyle mi öğretmeli? selamlama, ad yaş sorma ile başlamak gibi.. örnek cümle üzerinden mi gitmeli, geniş zamanı mı anlatmalı, şimdiki zaman mı? ingilizcedeki present tense, fr.da le present l'indicatif, bizde geniş zamana mı denktir? temel fiilerden örnekler mi gütmeli?
koreli bi arkadaşım var, bi kaç ay önce türkiyede gitmiş görmüş beğenmişti. bi kaç kelime öğrenmiş ve benden daha fazlasını öğretmemi istemişti. geçen biraz çalıştık. bi kaç temel cümle üzerinden gidip, zamirleri ve temel gramer mantığını anlatmıştım. mantığın koreceyle tamamen aynı olması sebebiyle bi saatte şaşılası derecede şey öğrendi. hal böyle olunca, adam da istekli olunca, meraktan üç beş cümle öğrenmekten ziyade, cidden bi şeyler öğrensin isterim.
sorum şu, yabancılara türkçe öğretimi nasıl yapılır? bana ingilizceyi, fransızcayı vs nasıl öğrettilerse öyle mi öğretmeli? selamlama, ad yaş sorma ile başlamak gibi.. örnek cümle üzerinden mi gitmeli, geniş zamanı mı anlatmalı, şimdiki zaman mı? ingilizcedeki present tense, fr.da le present l'indicatif, bizde geniş zamana mı denktir? temel fiilerden örnekler mi gütmeli?
selamlar güzel insanlar,
garip bi rüya gördüm, yorumlasanıza bi.
---
kampüste otobüs durakları gibi şeyler varmış. pirizleri varmış. yanında uzun kablolu mikrofonlar. fişi prizee taktığın gibi mikrofonu kullanıp radyo programı sunar gibi konuşup şarkı söylüyormuşsun. ben de hergün üç beş dk orada şarkı söylüyormuşum. bi de fişin yanında eski tip bi radyo varmış. arada bi radyoyu açıp banttan gerçek şarkılar dinletiyormuşum.
sesim çok kötüdür, beceremem şarkı söylemeyi. youtube koysam videolarımı ajdardan daha ünlü olurum! bu sebeple bi korku sarıyor beni, ya tutuklarlarsa diye. kamuya eziyet falan filan gibi bi suçla. bi de zaten okulun radyosu varmış. okulun radyosu varken senin ne haddine diyecekler diye.
teee lisedeki hademe amcayı görüyorum sonra. bilge gibi bi adam, bana akıl veriyor. terlikle söylesen ya şarkılarını diyor. artık polisler insanları kullandıkları ayakkabılardan tespit ediyormuş. fotoğraflayıp, ölçüp, yere uyguladığı basıncı, vücut ağırlığını falan çıkarıyormuş. bayağı bi şey anlattı, mantıklı da geldi(!). suçluları öyle yakalıyorlarmış. ama terlik olunca sistem çalışmıyormuş. mikrofonda parmak izim var dedim, hep radyoya falan da dokundum dedim. bi şey olmaz dert etme dedi, terlik iyidir.
-------
otobüs duraklarında neden mikrofon var uzun kablolu falan. herkes özgürce kullansın diye yapılsın, kullanınca niye suçluluk hissdediyorum ben? kendi kendime topluma zarar verdiğimi mi düşünüyorum? bilinç altımda yatan bu mu?
garip bi rüya gördüm, yorumlasanıza bi.
---
kampüste otobüs durakları gibi şeyler varmış. pirizleri varmış. yanında uzun kablolu mikrofonlar. fişi prizee taktığın gibi mikrofonu kullanıp radyo programı sunar gibi konuşup şarkı söylüyormuşsun. ben de hergün üç beş dk orada şarkı söylüyormuşum. bi de fişin yanında eski tip bi radyo varmış. arada bi radyoyu açıp banttan gerçek şarkılar dinletiyormuşum.
sesim çok kötüdür, beceremem şarkı söylemeyi. youtube koysam videolarımı ajdardan daha ünlü olurum! bu sebeple bi korku sarıyor beni, ya tutuklarlarsa diye. kamuya eziyet falan filan gibi bi suçla. bi de zaten okulun radyosu varmış. okulun radyosu varken senin ne haddine diyecekler diye.
teee lisedeki hademe amcayı görüyorum sonra. bilge gibi bi adam, bana akıl veriyor. terlikle söylesen ya şarkılarını diyor. artık polisler insanları kullandıkları ayakkabılardan tespit ediyormuş. fotoğraflayıp, ölçüp, yere uyguladığı basıncı, vücut ağırlığını falan çıkarıyormuş. bayağı bi şey anlattı, mantıklı da geldi(!). suçluları öyle yakalıyorlarmış. ama terlik olunca sistem çalışmıyormuş. mikrofonda parmak izim var dedim, hep radyoya falan da dokundum dedim. bi şey olmaz dert etme dedi, terlik iyidir.
-------
otobüs duraklarında neden mikrofon var uzun kablolu falan. herkes özgürce kullansın diye yapılsın, kullanınca niye suçluluk hissdediyorum ben? kendi kendime topluma zarar verdiğimi mi düşünüyorum? bilinç altımda yatan bu mu?
kaç dil biliyor? bizzat oturup iki hasbıhal ettiniz mi? ne kadar iyi biliyor, nasıl öğrenmiş? ne yapıyor? bir lisan bir insan lafını baz alırsak, hayata bakışı nasıl?
(öğrenmek değil de geliştirmek diye düzeltelim öncelikle başlığı)
nedir ne değildir sevgili dostlar? benim kendi şahsi aciz fikrimce gerek şarkı sözlerini okuyarak müzik dinleyip ardından bunları yabancı dilden ana dile çevirmek, gerek arad bi küçük hikayeler yazıp bunları hedef dile çevirmek, arada bi de anadilde düşünmeden direk yabancı dilde yazmaya çalışmak, gelişim sürecinde önemli etkenler. siz ne dersiniz? özellikle hedef dilden anadile çeviri yapmayı çk seviyorum ben.
bonus soru: dil konusunda tartışmaların yapıldığı özellikle türkçe siteler var mı bildiğiniz? dilforum.com var, ama pek tatmin etmiyor. wordreferance.com var, google.da her aradığım şey orada çıkıyor, başka neler var? blog falan da olur, türkçe olursa iyi olur. duyuru gibi etkileşimli bi şey olursa daha şükela olur.
nedir ne değildir sevgili dostlar? benim kendi şahsi aciz fikrimce gerek şarkı sözlerini okuyarak müzik dinleyip ardından bunları yabancı dilden ana dile çevirmek, gerek arad bi küçük hikayeler yazıp bunları hedef dile çevirmek, arada bi de anadilde düşünmeden direk yabancı dilde yazmaya çalışmak, gelişim sürecinde önemli etkenler. siz ne dersiniz? özellikle hedef dilden anadile çeviri yapmayı çk seviyorum ben.
bonus soru: dil konusunda tartışmaların yapıldığı özellikle türkçe siteler var mı bildiğiniz? dilforum.com var, ama pek tatmin etmiyor. wordreferance.com var, google.da her aradığım şey orada çıkıyor, başka neler var? blog falan da olur, türkçe olursa iyi olur. duyuru gibi etkileşimli bi şey olursa daha şükela olur.
böyle bi isteğiniz var mı, oluyordur herhalde bu istek arada bi tüm insanlara. özellikle teknoloji ile iç içe olup büyük şehirlerde yaşayanlar için bu istek daha ağır bassa gerek.
facebook, mail, sözlük vs gibi sitelere mesaj var mı yok mu diye bakmamak, telefonu kapatabilmek; acil bi şey olabilir, biri arayabilir diye düşünmeden başkalarıyla bağlantıyı kesmek, bunu yapabiliyor musunuz?
facebook, mail, sözlük vs gibi sitelere mesaj var mı yok mu diye bakmamak, telefonu kapatabilmek; acil bi şey olabilir, biri arayabilir diye düşünmeden başkalarıyla bağlantıyı kesmek, bunu yapabiliyor musunuz?
duvara döküldü. kazıyamıyorum çünkü duvar kağıdı var. halı vs için ütü demişler ama ütüm yok, deneyemem bu yöntemi. telle ovmayı denedim ama duvar aşınıyor, bulaşık süngeriyle denedim bi nebze çıktı ama izi kaldı, daha çok var. var mıdır daha kolay bi yolu?
selamlar, ufak çaplı bi liste yapalım dinlemelik. unutulanlar, unutulmayanlar, eskiler, belki yeniler de olsun içinde. türkçe dedim ama sözsüz de olabilir.
cahit berkay'dan başladım www.youtube.com
ardına bunu koydum youtu.be evgeny grinko
sonra mfö, sonra da grup yorumdan hafif bi şeyler.
siz de paylaşın bildiklerinizi.
cahit berkay'dan başladım www.youtube.com
ardına bunu koydum youtu.be evgeny grinko
sonra mfö, sonra da grup yorumdan hafif bi şeyler.
siz de paylaşın bildiklerinizi.
merhaba,
özetle; paris hareket noktası, daha önce hiç bi yabancı ülkeye gitmedim, nedenini bilmesem de italya ve ispanya şehirlerini görme isteğim var, bir program yapmak istiyorum ama gezilecek yerler listelerinde kayboldum.
------
sömestır tatilinde iki üç hafta kadar vaktim olacak, ocağın ortasında bir ya da bi kaç ülke gezmek istiyorum. öğrenciyim, param yok, bütçeyi zorlayarak 100 200euro hadi biraz daha aşalım, ancak harcayabilirim. fransadan hareket edeceğim, nedenini bilmesem de italya ve ispanyayı gezmek istiyorum. diğer fikilere açığım! yalnız gezmeyi planlıyorum.
ocak için 20 ile 30 euro arasında uçak biletleri bulunabiliyor. otobüsten daha ucuz gibi görünüyor!
sorum şu, italyada, ispanyada gezilecek görülecek neler var? sözlükten ve tripadvisor.den biraz bakındım, sadece müzeler ve katedrallerin bahsi geçmiş. çok gördüm onlardan ve artık heyecan vermiyorlar, fakat yine de muhakkak görmelisin dediklerinizi promramıma dahil edeceğim. sanat tarihi bilgim yok ki rönesansın başladığı ve milyonların hayatını etkileyen şeyler bende sonsuz bi heyecan uyandırsın! bi rota çizmek istiyorum ama tam bilemedim. aramaya inan diyebilirsiniz, bi yandan onlara bakıyorum zaten. ama bi de kış olacak. bi de sadece katedral görmek istemiyorum. zaten çok param yok, müzelere 10ar euro bayılmak da ayrı konu....
tecrübelerden yararlanmak istiyorum.
iyi geceler,
özetle; paris hareket noktası, daha önce hiç bi yabancı ülkeye gitmedim, nedenini bilmesem de italya ve ispanya şehirlerini görme isteğim var, bir program yapmak istiyorum ama gezilecek yerler listelerinde kayboldum.
------
sömestır tatilinde iki üç hafta kadar vaktim olacak, ocağın ortasında bir ya da bi kaç ülke gezmek istiyorum. öğrenciyim, param yok, bütçeyi zorlayarak 100 200euro hadi biraz daha aşalım, ancak harcayabilirim. fransadan hareket edeceğim, nedenini bilmesem de italya ve ispanyayı gezmek istiyorum. diğer fikilere açığım! yalnız gezmeyi planlıyorum.
ocak için 20 ile 30 euro arasında uçak biletleri bulunabiliyor. otobüsten daha ucuz gibi görünüyor!
sorum şu, italyada, ispanyada gezilecek görülecek neler var? sözlükten ve tripadvisor.den biraz bakındım, sadece müzeler ve katedrallerin bahsi geçmiş. çok gördüm onlardan ve artık heyecan vermiyorlar, fakat yine de muhakkak görmelisin dediklerinizi promramıma dahil edeceğim. sanat tarihi bilgim yok ki rönesansın başladığı ve milyonların hayatını etkileyen şeyler bende sonsuz bi heyecan uyandırsın! bi rota çizmek istiyorum ama tam bilemedim. aramaya inan diyebilirsiniz, bi yandan onlara bakıyorum zaten. ama bi de kış olacak. bi de sadece katedral görmek istemiyorum. zaten çok param yok, müzelere 10ar euro bayılmak da ayrı konu....
tecrübelerden yararlanmak istiyorum.
iyi geceler,
merhaba, kaç farklı harf var bu alfabede?
tüm dillerdeki farklı seslerin simgelendirilmiş halidir diye biliyorum bu alfabeyi, öyle mi?
yabancı dillerle ilgileniyorum, kelimeleri güzel bi şekilde telaffuz etmek ve o sesleri ortak bi alfade yazıya dökmek istiyorum. farklı transkripsiyonlar var, fakat uluslararası fonetik alfabesi ortak. bu alfabede kaç harf var, nasıl öğrenebilirim bu harfleri ve seslerini?
tüm dillerdeki farklı seslerin simgelendirilmiş halidir diye biliyorum bu alfabeyi, öyle mi?
yabancı dillerle ilgileniyorum, kelimeleri güzel bi şekilde telaffuz etmek ve o sesleri ortak bi alfade yazıya dökmek istiyorum. farklı transkripsiyonlar var, fakat uluslararası fonetik alfabesi ortak. bu alfabede kaç harf var, nasıl öğrenebilirim bu harfleri ve seslerini?
bugün öğrendim bu gizli öfke denilen şeyi, tamamı olmasa da büyük çoğunluğu bende mevcut bu belirtilerin;
Yapılması gereken işler dururken erteleme
Devamlı geç kalma
Sadist veya ironik mizahtan hoşlanma
İğneleyerek konuşma
Aşırı kibarlık veya neşe gösterme (kızgınlığı saklama)
Sık sık iç geçirme
Canınız yanarken gülümseme
Sık sık görülen rahatsız edici ya da korkutucu rüyalar
Normalde olduğundan daha hızlı yorulma
Önemsiz şeylere karşı duyarlı olma
Uygunsuz zamanlarda uykunun gelmesi
Monoton bir ses tonu ile konuşma
Uykuya dalmada veya gece boyunca uyumada zorlanma
Hareketlerin yavaşlaması
Sıkılmak, önceden ilgi duyulan şeylere karşı hissedilen ilgisizlik
Günde 12-14 saat kadar aşırı uyumak
Dinlenmiş değil de yorgun uyanmak
Kronik depresyon: Uzun süre boyunca kötü hissetmek
Ülser
Kronik boyun tutulması
Spazmı andıran bacak hareketleri
Yüz tikleri
Elleri sık sık yumruk yapma
Uykuda diş gıcırdatma
öfkesini kontrol altına alan, hatta dışardan oldukça sinirsiz görünen biriyken bu belirtilerin büyük çoğunluğundan müzdarip olmam, bu konuda biraz araştırma yapma isteğini körükledi.
bilginiz var mı bu konuda?
bu sitede gördüm bu yazılanları: www.bunubugunogrendim.com
Yapılması gereken işler dururken erteleme
Devamlı geç kalma
Sadist veya ironik mizahtan hoşlanma
İğneleyerek konuşma
Aşırı kibarlık veya neşe gösterme (kızgınlığı saklama)
Sık sık iç geçirme
Canınız yanarken gülümseme
Sık sık görülen rahatsız edici ya da korkutucu rüyalar
Normalde olduğundan daha hızlı yorulma
Önemsiz şeylere karşı duyarlı olma
Uygunsuz zamanlarda uykunun gelmesi
Monoton bir ses tonu ile konuşma
Uykuya dalmada veya gece boyunca uyumada zorlanma
Hareketlerin yavaşlaması
Sıkılmak, önceden ilgi duyulan şeylere karşı hissedilen ilgisizlik
Günde 12-14 saat kadar aşırı uyumak
Dinlenmiş değil de yorgun uyanmak
Kronik depresyon: Uzun süre boyunca kötü hissetmek
Ülser
Kronik boyun tutulması
Spazmı andıran bacak hareketleri
Yüz tikleri
Elleri sık sık yumruk yapma
Uykuda diş gıcırdatma
öfkesini kontrol altına alan, hatta dışardan oldukça sinirsiz görünen biriyken bu belirtilerin büyük çoğunluğundan müzdarip olmam, bu konuda biraz araştırma yapma isteğini körükledi.
bilginiz var mı bu konuda?
bu sitede gördüm bu yazılanları: www.bunubugunogrendim.com
"top patlasa uyanmam" diyen insanlar ile yere "iğne atsan sesine uyanırım insanları" arasındaki farkı oluşturan etken ne?
----
uykum çok hafif! çok da fazla uyumuyorum, gün içinde uyku ihtiyacı hissediyor, gece uyuğumda ise alarmımdan erken uyanıyorum. terliyorum uyanıyorum, üzerimdeki rahatsız ediyor uyanıyorum, rüya görüyor, acıkıyor, susuyor.... uyanıyorum, vs.
alarmımdan önce uyanmadıysam, alarmın çalması ile hemen uyanablliyorum. alarmın sesi yüksek değil ve artarak modunda, ya da titreşimde oluyor. bu yeterli.
iyi yanları var, kötü yanları var elbette uykunun hafif olmasının. peki neden? nasıl? etkileyen faktör ne uykunun ağırlığını?
----
uykum çok hafif! çok da fazla uyumuyorum, gün içinde uyku ihtiyacı hissediyor, gece uyuğumda ise alarmımdan erken uyanıyorum. terliyorum uyanıyorum, üzerimdeki rahatsız ediyor uyanıyorum, rüya görüyor, acıkıyor, susuyor.... uyanıyorum, vs.
alarmımdan önce uyanmadıysam, alarmın çalması ile hemen uyanablliyorum. alarmın sesi yüksek değil ve artarak modunda, ya da titreşimde oluyor. bu yeterli.
iyi yanları var, kötü yanları var elbette uykunun hafif olmasının. peki neden? nasıl? etkileyen faktör ne uykunun ağırlığını?
merhaba, bir adet d tipi vizem var, 22ağustostan 22şubata kadar olan dönemi kapsayan altı aylık bir uzun dönem vizesi.
özetle sorum şu, diğer schengen ülkelerini gezebiliyor muyum? number of entr kısmı multi, duration of stay kısmı ise xxx.
ilk üç ay içinde istediğin kadar giriş çıkış yapabiliyorsun diye biliyorum, fakat üç ay sonrası için durum nasıl? ben ocak ayı için bi gezi planlıyorum ve şuan muallakta kaldım.
şöyle bi açıklama buldum, 6 aylık dönemde 3ayla sınırlı kalmak şartıyla gidilebilir diyor. ilk üç ay gibi bir ibare yok.
"The Regulation will allow third-country nationals holding a long-stay "D" visa issued by a Member State to move freely in the territory of Member States for 90 days in any 180-day period, under the same conditions as the holder of a residence permit."
europa.eu
özetle sorum şu, diğer schengen ülkelerini gezebiliyor muyum? number of entr kısmı multi, duration of stay kısmı ise xxx.
ilk üç ay içinde istediğin kadar giriş çıkış yapabiliyorsun diye biliyorum, fakat üç ay sonrası için durum nasıl? ben ocak ayı için bi gezi planlıyorum ve şuan muallakta kaldım.
şöyle bi açıklama buldum, 6 aylık dönemde 3ayla sınırlı kalmak şartıyla gidilebilir diyor. ilk üç ay gibi bir ibare yok.
"The Regulation will allow third-country nationals holding a long-stay "D" visa issued by a Member State to move freely in the territory of Member States for 90 days in any 180-day period, under the same conditions as the holder of a residence permit."
europa.eu
selam dostlar,
tek sıra halinde dizili sık kullandığım imler, fakat ben bunu alta doğru bi sıra daha uzatmak istiyorum. çünkü yeni simgeler eklediğimde >> işareti ile görmek zorunda kalıyorum, oysaki tüm simgeler aynı ekranda görünsün istiyorum.
nasıl yapabilirim?
@aysuka, teşekkürler fakat isimlerini zaten kısaltmıştım. büyütme yolunu bulamazsam isimleri iyice silebilirim ama bunu tercih etmiyorum.
tek sıra halinde dizili sık kullandığım imler, fakat ben bunu alta doğru bi sıra daha uzatmak istiyorum. çünkü yeni simgeler eklediğimde >> işareti ile görmek zorunda kalıyorum, oysaki tüm simgeler aynı ekranda görünsün istiyorum.
nasıl yapabilirim?
@aysuka, teşekkürler fakat isimlerini zaten kısaltmıştım. büyütme yolunu bulamazsam isimleri iyice silebilirim ama bunu tercih etmiyorum.
selamlar,
biliyorum, mevzu uzadı lakin merak ediyorum. bu caminin yapılma amacı ne? amacın ibadet olduğunu düşünen var mı gerçekten?
gövde gösterisi mi? halkın tepkisi nasıl? eksiduyuru, eksisözlüğün tepkisini biliyorum da dini bütün insanlar ne diyor bu konuya?
biliyorum, mevzu uzadı lakin merak ediyorum. bu caminin yapılma amacı ne? amacın ibadet olduğunu düşünen var mı gerçekten?
gövde gösterisi mi? halkın tepkisi nasıl? eksiduyuru, eksisözlüğün tepkisini biliyorum da dini bütün insanlar ne diyor bu konuya?
camus - yabancı
kafka - dönüşüm bu iki kitabı biliyorum bu konuda.
bir film ya da başka bi yazı tanımıyorum. hikaye olur, deneme olur, tiyatro oyunu olur, hatta sözlük entrisi bile kabul.
bu konuda bi şeyler okumak istiyorum. önerim yok ama ben yazayım bi şeyler derseniz o da kabul.
kalın sağlıcakla.
kafka - dönüşüm bu iki kitabı biliyorum bu konuda.
bir film ya da başka bi yazı tanımıyorum. hikaye olur, deneme olur, tiyatro oyunu olur, hatta sözlük entrisi bile kabul.
bu konuda bi şeyler okumak istiyorum. önerim yok ama ben yazayım bi şeyler derseniz o da kabul.
kalın sağlıcakla.
flash olur, exe olur, chrome eklentisi olur,
duvar saatim yok. eski alışkanlık, o şekilde saate bakmadıkça zamanımı etkin ayarlayamıyorum! var mı bildiğiniz bi uygulama?
ps: saniyesi olmalı ve "tık", "tık" diye ses çıkarmalı!
duvar saatim yok. eski alışkanlık, o şekilde saate bakmadıkça zamanımı etkin ayarlayamıyorum! var mı bildiğiniz bi uygulama?
ps: saniyesi olmalı ve "tık", "tık" diye ses çıkarmalı!
2008den önce bu kadar yaygın değildi facebook, o zaman napıyordunuz? ben o sıralarda üniversite sınavına hazırlanmakla meşguldüm, galiba. gencbilim.com falan vardı, vikipedi bi de, ben onlara takılıyordum en çok. bi de aklıma ne gelirse google.a soruyordum.
şimdi artık bi refleks oldu internet. arkadaşlarım evden çıkarken bilgisayarlarını kapatmıyorlar! iki üç saat sonra eve gelicem nasılsa yine diyor.
akıllı telefonlar var, sürekli facebook hesabını kontrol ediyorlar, ya da arkaplanda uygulamayı açık bırakarak sürekli online oluyorlar.
geçen bi ara bilgisayarım bozulmuştu, ödevimin son günüydü bilgisayarda yapmam gereken bi proje vardı. ev arkadaşımın bilgisayarını kullanıyordum o gün. adam eve geldi, baktı ki ben onun bilgisayarını kullanıyorum, yapacak bi şey bulamadı, yattı uyudu mecburen. cidden üzüldüm lan adama, verdim bilgisayarını. sonra sordum, facebook yokken napıyordun diye, adamın cevabı da şahaneydi, mynetten batak oynuyordum. ya internet yokken diye soracaktım ki daha gerisini hatırlamıyor.
sui misal emsal değildir desek de, facebook.a bağlanınca on yüz bin arkadaşımı gece gündüz online görünce işin doğrusunun, hatta olması gerekenin bu olduğunu düşünüyor insan ister istemez, kanıksıyor yani bir başka deyişle.
sadece facebook olarak düşünmeyelim olayı, yanında başka siteler de var lakin en can alıcı olanı facebook yine, o yüzden başlığı böyle attım.
ufak bi sohbet oldu. insanlar harcadıkları zaman ve enerjinin farkında değiller mi? ben o farkında olmayanlardan biriyim. her gün(!) günlük yazıyorum ki iki ayda bi kaç farklı gün yazmışım totalde. peki ya diğerleri? sizler?
ayda bir kitap okur oldum, bugün derse gitmedim kitabımı bitireyim diye, neyse ki bi kaç sayfam vardı ve bitti. fakat diğer kitabıma geçemedim. saat bilmem kaç olmuş. madem kopamıyorum bundan. napayım da bari verimli kullanayım? arkadaşlarımla konuşuyorum bazen de, 5 6 saatini geçirdiği halde muzdarip değil bu durumdan. hayatları belgesel olasıca insanlar! ben mi fazla takıntılıyım bu konuda bilemedim?
interneti hayattan çıkarmak mümkün değil ama ben o en geç 2000lerin dünyasında yaşamak istiyorum. müzik için müzik çalar, film için tv, internet sadece elektronik posta için olsun. resimleri bastırıp albüm yapıp bakalım, haberleri gazetelerden, makaleleri dergilerden takip edelim. abes mi bu? daha verimli değil mi?
internetin yararlarını saymakla bitiremeyiz lakin işi sayıya vurmak yerine yararın ve zararın büyüklüğüne bakarsak, önümüzdeki yüzyıllarda insanlığa ve insan psikolojisine en büyük zararı veren şey olacak gibime geliyor, özellikle böyle kontrolsuz kullanılmaya devam ettikçe.
sizler ne düşünüyorsunuz?
sağlıcakla kalın, sanaldan uzak, gerçek günler dilerim.
şimdi artık bi refleks oldu internet. arkadaşlarım evden çıkarken bilgisayarlarını kapatmıyorlar! iki üç saat sonra eve gelicem nasılsa yine diyor.
akıllı telefonlar var, sürekli facebook hesabını kontrol ediyorlar, ya da arkaplanda uygulamayı açık bırakarak sürekli online oluyorlar.
geçen bi ara bilgisayarım bozulmuştu, ödevimin son günüydü bilgisayarda yapmam gereken bi proje vardı. ev arkadaşımın bilgisayarını kullanıyordum o gün. adam eve geldi, baktı ki ben onun bilgisayarını kullanıyorum, yapacak bi şey bulamadı, yattı uyudu mecburen. cidden üzüldüm lan adama, verdim bilgisayarını. sonra sordum, facebook yokken napıyordun diye, adamın cevabı da şahaneydi, mynetten batak oynuyordum. ya internet yokken diye soracaktım ki daha gerisini hatırlamıyor.
sui misal emsal değildir desek de, facebook.a bağlanınca on yüz bin arkadaşımı gece gündüz online görünce işin doğrusunun, hatta olması gerekenin bu olduğunu düşünüyor insan ister istemez, kanıksıyor yani bir başka deyişle.
sadece facebook olarak düşünmeyelim olayı, yanında başka siteler de var lakin en can alıcı olanı facebook yine, o yüzden başlığı böyle attım.
ufak bi sohbet oldu. insanlar harcadıkları zaman ve enerjinin farkında değiller mi? ben o farkında olmayanlardan biriyim. her gün(!) günlük yazıyorum ki iki ayda bi kaç farklı gün yazmışım totalde. peki ya diğerleri? sizler?
ayda bir kitap okur oldum, bugün derse gitmedim kitabımı bitireyim diye, neyse ki bi kaç sayfam vardı ve bitti. fakat diğer kitabıma geçemedim. saat bilmem kaç olmuş. madem kopamıyorum bundan. napayım da bari verimli kullanayım? arkadaşlarımla konuşuyorum bazen de, 5 6 saatini geçirdiği halde muzdarip değil bu durumdan. hayatları belgesel olasıca insanlar! ben mi fazla takıntılıyım bu konuda bilemedim?
interneti hayattan çıkarmak mümkün değil ama ben o en geç 2000lerin dünyasında yaşamak istiyorum. müzik için müzik çalar, film için tv, internet sadece elektronik posta için olsun. resimleri bastırıp albüm yapıp bakalım, haberleri gazetelerden, makaleleri dergilerden takip edelim. abes mi bu? daha verimli değil mi?
internetin yararlarını saymakla bitiremeyiz lakin işi sayıya vurmak yerine yararın ve zararın büyüklüğüne bakarsak, önümüzdeki yüzyıllarda insanlığa ve insan psikolojisine en büyük zararı veren şey olacak gibime geliyor, özellikle böyle kontrolsuz kullanılmaya devam ettikçe.
sizler ne düşünüyorsunuz?
sağlıcakla kalın, sanaldan uzak, gerçek günler dilerim.
merhaba, hem aksanlı e harfi var hem de ikinci e.yi barındıyor. niçin ve nasıl masculin olabiliyor bu kelime?
portekizce wiki sayfasında gördüm, portekizce bilmediğim için altındaki açıklamayı da anlamadım. ne hakkında bu? tek partili dönemle ilgili, eleştiri niteliğinde bi karikatür olsa gerek.
Sátira política do período do partído único, mostrando Mustafa Kemal, líder do PRP, escolhendo os candidatos do partido para o parlamento turco.
pt.wikipedia.org:Mustafa_Kemal_golden_scoop_political_caricature_of_single_party_system.png
Sátira política do período do partído único, mostrando Mustafa Kemal, líder do PRP, escolhendo os candidatos do partido para o parlamento turco.
pt.wikipedia.org:Mustafa_Kemal_golden_scoop_political_caricature_of_single_party_system.png
merhaba,
özellikle antik filozofların matematik ve geometriye çok büyük önem verdiğini görüyoruz. niçin? pisagor'un okulunda geometri bilmeyen giremez yazıormuş, platonun en önem verdiği şeylerden biriymiş geometri, tales.in, adı verilen üçgeni var, daha bir sürü.
niçin? bağlantı nedir?
özellikle antik filozofların matematik ve geometriye çok büyük önem verdiğini görüyoruz. niçin? pisagor'un okulunda geometri bilmeyen giremez yazıormuş, platonun en önem verdiği şeylerden biriymiş geometri, tales.in, adı verilen üçgeni var, daha bir sürü.
niçin? bağlantı nedir?
görseldeki gibi,
hiç destek falan koymadan içine, yıkılmaz mı? köylerde kara tuğla dedikleri taşlarla bu düzende fırın yapıyorlar lakin onlar çamurla yapıştırıyor. hiç yapıştırıcı bir şey kullanmadan bu yapılabilir mi?
hiç destek falan koymadan içine, yıkılmaz mı? köylerde kara tuğla dedikleri taşlarla bu düzende fırın yapıyorlar lakin onlar çamurla yapıştırıyor. hiç yapıştırıcı bir şey kullanmadan bu yapılabilir mi?
Merhaba, konu yabanci dil, fr. telafffuzum hosuma gitmiyor. nasil gelistirebilirim? ayrica anlama hizim dusuk. kolay bi sey de olsa bi iki saniye sonra jeton dusuyor. nicin? ne yapilabilir?
kendime sevmiyor ve sürekli sert davranıyorum. bu sebeptendir ki huzurlu değilim. hayatım yolunda olmalı. çevremdeki insanların benden en azından iki üç yaş büyük olduğunu görünce galiba hayatta iki üç sene kadar avantajlıyım diye düşünüyorum. okuldu, sınavdı gibi konularda hep istediğim şeyleri elde ettim. ama yine de sanki açgözlüyüm daha fazlasını istiyorum. aslında fazla şeye sahip olmak, gitmek görmek gibi bir isteğim yok, yanlış anlaşılmasın. daha fazla şey olmak istiyorum. bilmek öğrenmek istiyorum. bir sürü dil bilmek, bi çok konuda fikir sahibi olmak istiyorum. bi konuda eksiğim varsa, kendimi suçluyorum. "neden bilmiyorsun bunu, neden zamanında öğrenmedin bunu, neden okuldayken çalışmadın yeterince, neden zayıf aldın sınavdan, neden geçen gün gitmedin okula, neden okumadın o kitabı, neden izlemedin o filmi\oyunu, neden spor yapmıyorsun, neden yapmadın, gazete okumadın, şunla konuşmadın, şuraya gitmedin...." daha binlerce, milyonlarca. kendime töleransım çok az. başkalarına karşı sıcak, sevecen ve yumuşak başlıyken kendime karşı hep suçlayıcı oluyorum.
öyle bi ailem var ki, onları haketmiyorum! çok iyiler.
bilmiyorum, niçin böyle. hiçlik denizinde kaybolmak istiyorum. bilmiyorum böyle bi ifade var mı, bi yerden mi duydum yoksa kendim mi uydurdum ama son günlerde kendi kendime tekrarladığım bi motto. kimim, neyim, amacım ne, neden buradayım gibi sorular zaten sınav kağıdını teslim ederken cevaplanacak sanırım.
ertelemek ise ayrı bi boyuta geldi. günlük yazıyordum. seyahatimin ilk 18gününü güzelce yazdım. sonraki günleri bi kaç cümleyle geçiştirdim. bugün 62.günüm! en son dün yazdığımı hatırlıyorum(!) aradan 40küsür gün geçmesi mümkün değil dostlar. mümkün değil. 20 yaşındayım ve işte şimdilerde hayattan korkmaya başladım. o kadar çok aldatıcı şey var ki, farkında olmadan bitiyor ömür.
yaklaşık bi senedir, uyandığım gibi kalkamıyorum. geç uyusam da sabah uyanabiliyorum. hep alarmdan önce kalkıyorum. 8de kalkmam yeterli oaclak ise ben 4te uyanıyorum. sonra uyumaya çalışıyorum 5, 5buçuk, 6, 7 elli defa daha uyuor uyanıyorum. bu sabah sekizde kalkmak istemiştim. ilki6ydı sanırım, sekize kadar 10dk.lık bir sürü uyku çektim kendime. ama kaliteli değil tabi. olmuyor. siz nasıl uyanıyorsunuz? sabah kalkınca ne yapıyorsunuz? odanız toplu mu, hayatınızı düzene sokmaya çalışıyor musun, yoksa zaten çok dışarıda olduğu için uğraşmıyor ya da yerinde olduğu için gerek duymuyor musunuz? her şeyi neden ciddiye alıyorum bi de, sanki her şeyin en mantıklısını seçmem gerekirmiş gibi. daha önce sormuştum, iki sene önce. beyni resetlemek mümkün mü diye, o zamandan beri resetleyemedim. eski bilgisyarıma sık sık virüs girerdi. amvo.ydu virüsün ismi. dosyaları gizler uygulamalarını bırakırdı, bir sürü uygulama çalıştırır sistemi yorardı. yarım saatte açılır bazen tepki vermezdi bilgisayarım. uyanması bile çok zordu, tıklardım programa, aradan yarım saat geçer sonra açılırdı "neden kendi kendi açıldı bu program" derdim. mal sahibine çekermiş ya, bu sefer sahibi mala çekti. o bilgisayarı artık kullanan yok, o yüzden rahat.
soru ne?
dertleşecek kadar arkadaşlarım var, fakat buraya da yazmak, bi nevi anonim olarak dertleşmek de güzel ayrıca beni tanımayan insanlar bu yazdıklarımdan nasıl bir sonuç çıkarır, bunları yaşayanlar vardır belki söylemek istedikleri vardır diye yazdım. gerçi son günlerde ağzı olan konuşuyor havasına döndü site. "hacı kafan da bayağı karışıkmış güle güle kullan" dengi hiç bi manası olmayan cevapları görünce insan burayı da terketmek istiyor. olsun, yine de bi kaç densiz yüzünden bu ortamı karalamış gibi olmalayım.
iyi günler.
öyle bi ailem var ki, onları haketmiyorum! çok iyiler.
bilmiyorum, niçin böyle. hiçlik denizinde kaybolmak istiyorum. bilmiyorum böyle bi ifade var mı, bi yerden mi duydum yoksa kendim mi uydurdum ama son günlerde kendi kendime tekrarladığım bi motto. kimim, neyim, amacım ne, neden buradayım gibi sorular zaten sınav kağıdını teslim ederken cevaplanacak sanırım.
ertelemek ise ayrı bi boyuta geldi. günlük yazıyordum. seyahatimin ilk 18gününü güzelce yazdım. sonraki günleri bi kaç cümleyle geçiştirdim. bugün 62.günüm! en son dün yazdığımı hatırlıyorum(!) aradan 40küsür gün geçmesi mümkün değil dostlar. mümkün değil. 20 yaşındayım ve işte şimdilerde hayattan korkmaya başladım. o kadar çok aldatıcı şey var ki, farkında olmadan bitiyor ömür.
yaklaşık bi senedir, uyandığım gibi kalkamıyorum. geç uyusam da sabah uyanabiliyorum. hep alarmdan önce kalkıyorum. 8de kalkmam yeterli oaclak ise ben 4te uyanıyorum. sonra uyumaya çalışıyorum 5, 5buçuk, 6, 7 elli defa daha uyuor uyanıyorum. bu sabah sekizde kalkmak istemiştim. ilki6ydı sanırım, sekize kadar 10dk.lık bir sürü uyku çektim kendime. ama kaliteli değil tabi. olmuyor. siz nasıl uyanıyorsunuz? sabah kalkınca ne yapıyorsunuz? odanız toplu mu, hayatınızı düzene sokmaya çalışıyor musun, yoksa zaten çok dışarıda olduğu için uğraşmıyor ya da yerinde olduğu için gerek duymuyor musunuz? her şeyi neden ciddiye alıyorum bi de, sanki her şeyin en mantıklısını seçmem gerekirmiş gibi. daha önce sormuştum, iki sene önce. beyni resetlemek mümkün mü diye, o zamandan beri resetleyemedim. eski bilgisyarıma sık sık virüs girerdi. amvo.ydu virüsün ismi. dosyaları gizler uygulamalarını bırakırdı, bir sürü uygulama çalıştırır sistemi yorardı. yarım saatte açılır bazen tepki vermezdi bilgisayarım. uyanması bile çok zordu, tıklardım programa, aradan yarım saat geçer sonra açılırdı "neden kendi kendi açıldı bu program" derdim. mal sahibine çekermiş ya, bu sefer sahibi mala çekti. o bilgisayarı artık kullanan yok, o yüzden rahat.
soru ne?
dertleşecek kadar arkadaşlarım var, fakat buraya da yazmak, bi nevi anonim olarak dertleşmek de güzel ayrıca beni tanımayan insanlar bu yazdıklarımdan nasıl bir sonuç çıkarır, bunları yaşayanlar vardır belki söylemek istedikleri vardır diye yazdım. gerçi son günlerde ağzı olan konuşuyor havasına döndü site. "hacı kafan da bayağı karışıkmış güle güle kullan" dengi hiç bi manası olmayan cevapları görünce insan burayı da terketmek istiyor. olsun, yine de bi kaç densiz yüzünden bu ortamı karalamış gibi olmalayım.
iyi günler.
ödevim var, en güzel günümü anlatmam lazım. düşündüm, bilemedim! hayal gücümü katabilirim bu güzel gün hikayesine. ama merak ettim, böyle dank diye sorulunca insan cevap vermekte zorlanıyor, bi de "en" ibaresi koyulunca. siz anlatabilir misin en güzel gününüzü?
sevgili sevgili dostlar, güzel insanlar!
arkadaşlarımdan hep en azından bir kaç yaş küçüğüm, 20lik diş hakkında duyduğum yegane şey "geçen gün çektirdim" "20likleri aldırırken ameliyat ettiler" "çıkarken çok ağrıyordu" "dişlerimin şeklini bozacaktı doktor aldı" falan filan gibi şeyler oldu.
şimdi sevgili dostlar, 3 4 gün önce sol tarafta ufak bi patlama olduğunu farkettim. diş geliyor oraya=) sevindim. ağrı sızı yapacak mı? çektirmek mecburi mi, opsiyonel mi? siz aldırdınız mı? ortodontik tedavi gördüm, dişlerimi bozar mı?
niçin 20li yaşlarda çıkıyor? ergenliğin bittiğinin göstergesi midir? vücut fizyolojik olarak yerine oturmuş mu oluyor?
arkadaşlarımdan hep en azından bir kaç yaş küçüğüm, 20lik diş hakkında duyduğum yegane şey "geçen gün çektirdim" "20likleri aldırırken ameliyat ettiler" "çıkarken çok ağrıyordu" "dişlerimin şeklini bozacaktı doktor aldı" falan filan gibi şeyler oldu.
şimdi sevgili dostlar, 3 4 gün önce sol tarafta ufak bi patlama olduğunu farkettim. diş geliyor oraya=) sevindim. ağrı sızı yapacak mı? çektirmek mecburi mi, opsiyonel mi? siz aldırdınız mı? ortodontik tedavi gördüm, dişlerimi bozar mı?
niçin 20li yaşlarda çıkıyor? ergenliğin bittiğinin göstergesi midir? vücut fizyolojik olarak yerine oturmuş mu oluyor?
neydi?
türk yapıı olduğunu hatırlıyorum,
filmlerden kesitler sunuyor sonra konu hakkında sorular sorduğunu biliyorum,
sözlükte dil geliştirmek adına çok yararlı olduğunun bir çok kişi tarafından tekrarlandığını da hatırlıyorum.
neydi?
türk yapıı olduğunu hatırlıyorum,
filmlerden kesitler sunuyor sonra konu hakkında sorular sorduğunu biliyorum,
sözlükte dil geliştirmek adına çok yararlı olduğunun bir çok kişi tarafından tekrarlandığını da hatırlıyorum.
neydi?
fransada erasmusçuyum. 6 aylık vizem var. ingiltere.nin sorun çıkardığını söylediler. kime sorun çıkarıyorlar? gitsem kapıdan döndertirler mi beni? vizemde long sejour temproire yazıyor.
ilk kez bunu yapıyor ve soruyu detaylandırma gereği duymuyorum. soru başlıkta!
sevgili dostlar, aslında bu yazılanlar tam olarak tutku kelimesini karşılamıyor bana kalsa. detaylandırmak zorundayım sanırım, hayatınız merkezine koyduğunuz, koymak istediğiniz, onu yakalamak adına ısrarla çabaladığın şey nedir? biraz derinliği olan bir kelime olduğunu düşünüyorum tutkunun.
sevgili dostlar, aslında bu yazılanlar tam olarak tutku kelimesini karşılamıyor bana kalsa. detaylandırmak zorundayım sanırım, hayatınız merkezine koyduğunuz, koymak istediğiniz, onu yakalamak adına ısrarla çabaladığın şey nedir? biraz derinliği olan bir kelime olduğunu düşünüyorum tutkunun.
niçin sevgili dostlar? yabancı kökenli kelimelerde, iki sessiz arasında bir hece varsa o ı ya da i sesiyle okunuyor.
elektİrik, sIpor tIrabzan vs gibi.
elektİrik, sIpor tIrabzan vs gibi.
hepsi aynı uygarlık mı? gününümüzdeki yunanistan antik yunanistanın, homeros.lerin, sokaretes.lerin devamı mı? lisede coğrafya hocam antik yunanistanın helenler olduğunu, günümüz yunanistanın ise sonradan oraya göçmüş bir topluluk olduğunu söylemişti.
1828 yılında yunanistan osmanlı topraklarından ayrıldı yazıyor wikipedia.da. 1881 yılında selanik osmanlı dahilinde miydi, yoksa o da ayrılan kısımda mı?
türkçede yunan, avrupa dillerinde greek şeklinde. niçin böyle? türkçe, zazaca ve kırım tatarcası ve bi kaç dilde yunan ismini alırken, iki üç dilde helen, diğer tüm dillerde greek kökünden kelimeler alıyor. neden?
edit:bazı insanlar sorulara cevap vermek yerine neden haddi olmayan yorumlar yapmayı bu kadar seviyorlar?
1828 yılında yunanistan osmanlı topraklarından ayrıldı yazıyor wikipedia.da. 1881 yılında selanik osmanlı dahilinde miydi, yoksa o da ayrılan kısımda mı?
türkçede yunan, avrupa dillerinde greek şeklinde. niçin böyle? türkçe, zazaca ve kırım tatarcası ve bi kaç dilde yunan ismini alırken, iki üç dilde helen, diğer tüm dillerde greek kökünden kelimeler alıyor. neden?
edit:bazı insanlar sorulara cevap vermek yerine neden haddi olmayan yorumlar yapmayı bu kadar seviyorlar?
youtube.da denk geldim, biri şöyle bi video yapmış. www.youtube.com
01.16dan sonra ne oluyor. krem rengi artıyor. sonra yeşil artıyor.
sizin öngörleriniz neler?
01.16dan sonra ne oluyor. krem rengi artıyor. sonra yeşil artıyor.
sizin öngörleriniz neler?
eski olsun,
60lar 70ler 80ler hatta sıkarsak 90a kadar çıkabilir.
kült olsun. çok kişi tarafından izlenmiş olması değil, mesajı olması benim aradığım şey. mesajı olsun. ya da duygusu! uyandırsın bir şeyler, hissettirsin.
ne olur öneriniz?
60lar 70ler 80ler hatta sıkarsak 90a kadar çıkabilir.
kült olsun. çok kişi tarafından izlenmiş olması değil, mesajı olması benim aradığım şey. mesajı olsun. ya da duygusu! uyandırsın bir şeyler, hissettirsin.
ne olur öneriniz?
merhaba.
bu duyuruyu yarın akşam istanbula gidecek olan koreli bi arkadaşım adına açıyorum. kendisi saat 22,10da atatürk havaalanına ineceğini söyledi. kalacağı otel ise bu imiş, www.besiktasotel.com.tr
nasıl ulaşabilir?
bu duyuruyu yarın akşam istanbula gidecek olan koreli bi arkadaşım adına açıyorum. kendisi saat 22,10da atatürk havaalanına ineceğini söyledi. kalacağı otel ise bu imiş, www.besiktasotel.com.tr
nasıl ulaşabilir?
msn messengerda olduğu gibi kategorize etme, sadece çevrimiçi olanları gösterme gibi özellikleri ekleyebilir miyiz facebook.a? js ile falan olur belki?
sınıfın önünde ezberden okumam lazım. bu sebeple kısa olması tercih sebebi. bakındım bi çok sitede ama pek beğenedim. beğendiğim şiirlerdeyse telaffuzu zor kelimeler var.
var mı bi tavsiyeniz?
var mı bi tavsiyeniz?
bağlaçlar, zamirler, edatlar gibi gramtikal şeylerden bahsediyorum. siz aklınıza gelen türkçe ifadeleri yazın ben sözlükten yabancı dildeki karşılıklarını bulacağım. isterseniz direk fransızcalarını da yazabilirisiniz tabi, kötü olmaz. her gün bir sürü kelimenin, özellikle de ifadelerin eksikliğini çekiyorum. not alıp araştırana kadar unutmuş oluyorum çoğu zaman.
örnek vereyim;
ama, fakat, lakin
dığı için,
dan dolayı,
nın yüzünden,
ondan sebep,
rağmen,
hatta,
önce
öncesinde, iki hafta önce,
sonra, sonrasında, ondan sonra,
çünkü,
madem ki,
nın yerine,
sebebiyle, bahanesiyle, amacıyla.
ve daha bir sürü şey.
örnek vereyim;
ama, fakat, lakin
dığı için,
dan dolayı,
nın yüzünden,
ondan sebep,
rağmen,
hatta,
önce
öncesinde, iki hafta önce,
sonra, sonrasında, ondan sonra,
çünkü,
madem ki,
nın yerine,
sebebiyle, bahanesiyle, amacıyla.
ve daha bir sürü şey.
sizin için ne anlama gelir bu kavramlar? içki içilirken bardaklar çarpıştırılır ve "şerefe" denir ya, bu türk toplumunun şeref kavramına verdiği önemin yansıması mıdır? günümüzde sadece gelenek halini almış olsa da eskiden şeref kavramına çok önem veriyorduk galiba. yabancı bi arkadaş sormuştu senin için ne ifade ediyor demişti, cevap vermekte zorlanmıştım. sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda? şerefi ve onuru kendinize göre tanımlar mısınız?
Bir saat kadar once bilgisayarimda calan muzigin sesinin en yuksekte oldugunu hatirliyorum. aradan gecen zamanda, bi yandan da votkami yudumlarken, muzigin sesi rahatsiz etmeye basladi. surekli kademe kademe kistim muzigin yuksekligini. bi ara disaridan gelen sesleri net olarak anlayabildim.
sorum su, votkanin kulak hassasiyetine bi etkisi var mi? cunku normalde kulaklari iyi duymayan bi insanim. su an ise sagdan soldan gelen sesleri bile isitebiliyorum. aciklamasi nedir bunun?
sorum su, votkanin kulak hassasiyetine bi etkisi var mi? cunku normalde kulaklari iyi duymayan bi insanim. su an ise sagdan soldan gelen sesleri bile isitebiliyorum. aciklamasi nedir bunun?
Bu haftasonu Pariste nereleri gezelim desem kufur edersiniz herhalde, aramaya inan be kardesim falan dersiniz. haklisiniz. fakat benim aradigim muzeler, eyfeller, satolar, eski binalar degil tam olarak. sehrin ruhunu yansitacak bi yerlere gitmek istiyorum. sehrin ruhunu yansitmasa bile ruhu olan bi yerler. beki overrated bi yer. bilmiyorum. ama sehrin muzelerden ibaret olmadigini biliyorum. yanimda kiz arkadasim olacak. akliniza gelen secenekleri sunmaktan cekinmeyin lutfen. tesekkurler.
merhaba sevgili dostlar,
daha önce kullanmış olmadığım için bilmiyorum. mikrodalga denilen alet pişirme amaçlı mıdır yoksa ısıtma mı? kullanırken nelere dikkat etmeliyim? yemeği porselen tabağa koyup iki dk, kafama göre olan sıcaklıkta ısıtıyorum sadece. kattle.m yok, kahve için su ısıtmsam kaç derece/dk olmalı? yumurta haşlanır mı? ekmek kızartılır mı? sütü koyup ısıtabilir miyim?
daha önce kullanmış olmadığım için bilmiyorum. mikrodalga denilen alet pişirme amaçlı mıdır yoksa ısıtma mı? kullanırken nelere dikkat etmeliyim? yemeği porselen tabağa koyup iki dk, kafama göre olan sıcaklıkta ısıtıyorum sadece. kattle.m yok, kahve için su ısıtmsam kaç derece/dk olmalı? yumurta haşlanır mı? ekmek kızartılır mı? sütü koyup ısıtabilir miyim?
en uygun hangi tarife kullanılabilir? dk.sı 10 20 kuruş arasında değişiyor ortalama, pahalı. sabit hatların daha ekonomik ya da ücretsiz olduğunu biliyorum ama bana lazım olan mobil hat. hangi sağlayıcı ekonomik ya da nasıl bi alternatif olabilir?
fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net
devlet okullarında verilen eğitimin ne nitelikte olduğunu ve gelecek nesili kötü etkilediğini mi söylüyor? edebiyat, toplum, devlet, medya gibi konularda çok sağlam paylaşımları olan bir sayfa bu.
devlet okullarında verilen eğitimin ne nitelikte olduğunu ve gelecek nesili kötü etkilediğini mi söylüyor? edebiyat, toplum, devlet, medya gibi konularda çok sağlam paylaşımları olan bir sayfa bu.
merhaba
paris dışında nerelere gidilebilir gezmelik? bu hafta sonu ortak bi araba bulup da bir yerlere gitmek istiyoruz.
paris dışında nerelere gidilebilir gezmelik? bu hafta sonu ortak bi araba bulup da bir yerlere gitmek istiyoruz.
5 ekim cuma gecesi olmalı. ayın yakınlarında bi gök cismi vardı. yıldız olduğunu sanmıyorum çünkü oldukça parlıktı. bir gezegen olabilir. hangisiydi bileniniz var mı?
yahu saygı duyarak yaşamak, haddi olmayan şeylere burnunu sokmamak, her aklına geleni söylemeden önce ufak bi duraksayıp belki yanlış anlamışımdır diye düşünmek, insanlara gülümsemek, elinden geliyorsa ve bir yerin aşınmayacaksa zor durumdakine yardım etmek, hadi geçtim açken paylaşmayı tokken ekmeğini paylaşmak çok mu zor? facebook.taki paylaşımlarına ve online olma durumuna göre hayatının nasıl olduğuna dair yorumlar yapıp dedikodusunu çıkarabilen insanların varlığından haberder oldum. bu nasıl bi mantıktır? yarım saat boyunca buluşmaya çalışıp, buluşunca da biz plandan vazgeçtik şuraya gidiyoruz diyen insanlar da var. onlar yüzünden başka bir yere geç kaldık ve bir sürü insanın planı değişmiş oldu. nasıl rahat olabiliyorlar? niçin dedikodu yapma gereği duyuyor insanlar? "hiç düşmanı olmayan bi insan ot gibi yaşamıştır" sözünü şiar edinmiş kişiler var, insan diyemiyorum ben. bu mudur yaşamdan anlayışları?
işin garibi şu ki, bu saydıklarım kötülük yapmaktan çok daha kolay. neden insanlar bu yolu değil de zor olanı ve başkalarının da hayatını zorlaştıranı seçiyorlar?
işin garibi şu ki, bu saydıklarım kötülük yapmaktan çok daha kolay. neden insanlar bu yolu değil de zor olanı ve başkalarının da hayatını zorlaştıranı seçiyorlar?
facebook.ta bazen resdimler, iletiler tam yüklenmiyor. gmail de bazen yüklenme ekranında kalıyor. çerezleri ve diğer kişisel verileri sildim lakin düzelmedi. son sürümünü kullanıyorum. güncelleme için denetlediğimde de hata veriyor.
bu ve benzeri hataları bir tek ben mi alıyorum yoksa başkaları da yaşıyor mu? nasıl düzeltebiliriz bu hataları? chrome.u hiç sevmiyorum lakin facebook ve gmail için onu kullanmak zorunda kalıyorum. böyle ufak tefek tripleri yüzünden 6 7 yıldır süren operayla ilişkimizi bitirmeyi de göze alamıyorum.
bu ve benzeri hataları bir tek ben mi alıyorum yoksa başkaları da yaşıyor mu? nasıl düzeltebiliriz bu hataları? chrome.u hiç sevmiyorum lakin facebook ve gmail için onu kullanmak zorunda kalıyorum. böyle ufak tefek tripleri yüzünden 6 7 yıldır süren operayla ilişkimizi bitirmeyi de göze alamıyorum.
merhaba.
nightmare before christmas en sevdiği film olsun,
ölü gelin filmine de çok hayran olsun,
jonny depp ve tim burton en sevdiği ikili olsun,
gothic ve kasvetli seylere meraklı olsun,
tim burton.ın filmiografisini izlemiş olsun.
kısa\uzun başka ne film tavsiye edersiniz?
saygılarımla, soru bi arkadaşım için.
nightmare before christmas en sevdiği film olsun,
ölü gelin filmine de çok hayran olsun,
jonny depp ve tim burton en sevdiği ikili olsun,
gothic ve kasvetli seylere meraklı olsun,
tim burton.ın filmiografisini izlemiş olsun.
kısa\uzun başka ne film tavsiye edersiniz?
saygılarımla, soru bi arkadaşım için.
selam mcgyver.lar
Elektrikli ocak ve mikrodalga firinim var. sobanin ustune kagit atinca tutusuyor ama bu ocakta olmadi. isisi yeterli degil sanirim. sarap falan damlatsam kagida yanma noktasi duser mi? mikrodalgayi kullanamaz miyim? firina pecete atsam mesela? ciddi bir soru bu arada bu. dalgaya musait degil. tesekkurler.
Ek: cakmak ya da kibritim yok. cevrede bakkal da yok. mum yakicam. mumla komsu dolasmak da istemiyorum.
bi kac damla kolonya vardi sanirim. deneyebilirim onu.
peçete kullanarak yakabildim, uzun sürdü biraz.
Elektrikli ocak ve mikrodalga firinim var. sobanin ustune kagit atinca tutusuyor ama bu ocakta olmadi. isisi yeterli degil sanirim. sarap falan damlatsam kagida yanma noktasi duser mi? mikrodalgayi kullanamaz miyim? firina pecete atsam mesela? ciddi bir soru bu arada bu. dalgaya musait degil. tesekkurler.
Ek: cakmak ya da kibritim yok. cevrede bakkal da yok. mum yakicam. mumla komsu dolasmak da istemiyorum.
bi kac damla kolonya vardi sanirim. deneyebilirim onu.
peçete kullanarak yakabildim, uzun sürdü biraz.
farklı dillere çevrilen kitapları tarayabileceğimiz bi veritabanı var mı? nasıl ararız bunu?
*ispanyolcaya çevrildi mi?
*ispanyolcaya çevrildi mi?