Dikkat ediyorum, hep utanan, kapanan bi kadın fotoğrafı paylaşılıyor bu haberlerde. Yahu utanan bi adam fotoğrafı neden yok hiç? Çıplak olduğu belli olan bi kadın bedeninin, tacizden sonra utanır pozisyona geçmesi iğrenç bir yaklaşım değil mi? O görüntü bile kimi sapıklar için bir tahrik unsuru olamaz mı? Şimdi yine bi tane gördüm, cinlerim tepeme çıktı. Bunu yapan da Cumhuriyet.
imgur.com
(site linkini kaldırdım bari daha fazla hit almasın)
Ben mi abartıyorum? Bu gazeteye/gazetelere topluca bi şikayette bulunamaz mıyız? Güzel mi bu yapılan?
imgur.com
(site linkini kaldırdım bari daha fazla hit almasın)
Ben mi abartıyorum? Bu gazeteye/gazetelere topluca bi şikayette bulunamaz mıyız? Güzel mi bu yapılan?
Tefal'den mi şaşmayalım? Spesifik olarak "şu işlem için şu markanın şu ürünü" önerileriniz de kabul olunur. Hatta eliniz değmişken her türlü küçük/büyük ev aleti için marka & model tavsiyelerinize de talibim.
Süpürge, beyaz eşya, mutfak eşyası, aklınıza ne gelirse :)
Teşekkürler.
Süpürge, beyaz eşya, mutfak eşyası, aklınıza ne gelirse :)
Teşekkürler.
Kuzenim doğumgünü için benden benim seçtiğim bir kitap almak istediğini söyledi. Ben de böyle seçimlerde çok geriliyorum, karar vermek çok zor :(
Kendisi tam bir kitap kurdu, özellikle fantastik kitapları da çok seviyor ama harry potter/yüzüklerin efendisi okumak istemiyormuş. Bu yüzden bunları eliyoruz.
15 yaşına girecek, aslında yaşından biraz daha olgun bir kıza ne kitap alsam güzel/manalı/faydalı olur?
Kendisi tam bir kitap kurdu, özellikle fantastik kitapları da çok seviyor ama harry potter/yüzüklerin efendisi okumak istemiyormuş. Bu yüzden bunları eliyoruz.
15 yaşına girecek, aslında yaşından biraz daha olgun bir kıza ne kitap alsam güzel/manalı/faydalı olur?
Arkadaş, bedeni uymayan onlarca elbise, şort, bikini vs birikti elimde. Genelde hep "iade edilebilir" skaladan ürünler seçiyorum ama "of şimdi kim uğraşacak iade prosedürüyle" demekten paket paket eşyam birikti evde :(
Bunun iade işlemini (teoride olanı değil, pratikte başarılanı) bana adım adım anlatabilecek olan var mıdır?
Bunun iade işlemini (teoride olanı değil, pratikte başarılanı) bana adım adım anlatabilecek olan var mıdır?
Alamanya'dan kuzenim 4 sene sonra ilk kez İstanbul'a gelecek önümüzdeki hafta. Kız sadece benimle vakit geçirmeye gelmek istiyor 2-3 günlüğüne :/ Ben de böyle durumlarda çok kasılıyorum, çok aşırı memnun etmem lazımmış gibi :( Cuma günü bunun için işe gitmeyeceğim. Cuma & Cumartesi full beraber olalım diye.
Bana plan yapsanıza, nereye götüreyim, ne göstereyim? Öyle turistik gezilerden ziyade daha eğlenceli, keyifli şeyler lazım. Yaşlar 23-24.
Lokasyon olarak Kadıköydeyiz. Yakın yerler olursa iyi olur. Cuma sabahına bi güzel kahvaltı organizasyonu koyucam. Cumartesi akşamı doğumgünüm için yanımıza iki kişi daha ekleyerek rakı, bira vs bi eğlence yapalım diyorum. Geri kalanı içinse hiiiiiçbi fikrim yok, yardım edebilirseniz süper olur.
Bana plan yapsanıza, nereye götüreyim, ne göstereyim? Öyle turistik gezilerden ziyade daha eğlenceli, keyifli şeyler lazım. Yaşlar 23-24.
Lokasyon olarak Kadıköydeyiz. Yakın yerler olursa iyi olur. Cuma sabahına bi güzel kahvaltı organizasyonu koyucam. Cumartesi akşamı doğumgünüm için yanımıza iki kişi daha ekleyerek rakı, bira vs bi eğlence yapalım diyorum. Geri kalanı içinse hiiiiiçbi fikrim yok, yardım edebilirseniz süper olur.
"Şensin"
Mail atıcam, Bey/Hanım diye hitap etmem gerekiyor. Daha önce hiç duymadım böyle bi isim. Facebookta aradığım bu isim-soyisim kombinasyonunda bir kişi var o da kadın. Ama şirketi yazmıyor. Linked-in de de şirketi yazan birisi var ama onun da fotoğrafı yok :D Ne diyem Mahmut mu diyem?
Mail atıcam, Bey/Hanım diye hitap etmem gerekiyor. Daha önce hiç duymadım böyle bi isim. Facebookta aradığım bu isim-soyisim kombinasyonunda bir kişi var o da kadın. Ama şirketi yazmıyor. Linked-in de de şirketi yazan birisi var ama onun da fotoğrafı yok :D Ne diyem Mahmut mu diyem?
Son zamanlarda kozmetikçilerde güncel fiyatlarını görenlere sorumdur: Hazır elimin altındayken bikaç sipariş vereyim istiyorum da şunlara kabaca bi göz atar mısınız?
Bahsedilen indirimler üç aşağı beş yukarı güncel fiyatlar üzerinden gerçek mi sizce? Bana öyle gibi geldi ama emin olayım istedim.
www.trendyol.com
Bahsedilen indirimler üç aşağı beş yukarı güncel fiyatlar üzerinden gerçek mi sizce? Bana öyle gibi geldi ama emin olayım istedim.
www.trendyol.com
Özet: Mavi Tur sitesi kuruyorum. Bu konuda yardımlarınıza ihtiyacım var. Mavi turun kendisinden ya da mavi tur satın alacağınız bir siteden beklentilerinizi paylaşabilirsiniz.
Genel olarak mavi turun sizde çağrıştırdığı şeyler nelerdir? Elinizde olsa olumlu yanlarını nasıl vurgulamak; olumsuz yanlarını nasıl düzenlemek isterdiniz?
Misal, sıradan sitelerden farklı olarak flaş kampanyaların yer alacağı; tatil planlama sitesi konseptinde ama daha canlı, daha yaşayan bir yer olacak bu site. İşte buraya ek olarak başka ne gibi özellikler ekleyelim?
Sitenin kullanım kolaylığı açısından olabilir, teknik olarak bilmek istediğiniz ek bir şeyler olabilir, görmek istediğiniz başlıklar olabilir, aklınıza gelecek her türlü fikir muhakkak bir fayda sağlayacaktır.
Site açıldığında da haberdar ederim, duyuruya özel indirim de sağlarız, hehe :D
Genel olarak mavi turun sizde çağrıştırdığı şeyler nelerdir? Elinizde olsa olumlu yanlarını nasıl vurgulamak; olumsuz yanlarını nasıl düzenlemek isterdiniz?
Misal, sıradan sitelerden farklı olarak flaş kampanyaların yer alacağı; tatil planlama sitesi konseptinde ama daha canlı, daha yaşayan bir yer olacak bu site. İşte buraya ek olarak başka ne gibi özellikler ekleyelim?
Sitenin kullanım kolaylığı açısından olabilir, teknik olarak bilmek istediğiniz ek bir şeyler olabilir, görmek istediğiniz başlıklar olabilir, aklınıza gelecek her türlü fikir muhakkak bir fayda sağlayacaktır.
Site açıldığında da haberdar ederim, duyuruya özel indirim de sağlarız, hehe :D
Bikaç ay önce bi eve taşındık. Emlakçı adam evin yakın zamanlarda kesinlikle kentsel dönüşüme uğramayacağını söyledi. Bi sürü gerekçe sıralayarak bizi ikna etti. 1 senelik kira kontratı yapıldı. Şimdi binaya duyuru asmışlar. Pazar günü, evin kentsel dönüşüm için hangi firmaya verileceğine karar verilecekmiş. Bu arada annem "kentsel dönüşüm olursa evden çıkmayı kabul ediyorum" tarzı bir şeye imza atmış, kira sözleşmesinden sonraki hafta, paralar ödendikten sonra, taşınırken. Benim yeni haberim oluyor. Nasıl imzalarsın diyorum, adam sadece formalite olduğunu söyledi, garanti verdi, aceleyle imzalattı diyor. Böyle bir hatayı nasıl yaptığına inanamıyorum ve şimdi bitti dimi, daha ancak yerleşmişken, bunlar şirketle anlaşırsa dan diye çıkmamız gerekecek? Bu emlakçıya karşı kullanabileceğimiz hiçbir yaptırım yok?
Babam bu ikisinden birini alacakmış. Benim hiçbir fikrim yok. Hangisini, neden önerirsiniz/önermezsiniz? Benzer fiyatlarda başka tavsiyeleriniz olursa onları da alabiliriz.
Link verdiğim için kusura bakmayın. "Bir bok yaparken insanlara duyurmak" gibi algılanmasını hiç istemem. Bu bıcırık mp3 player istiyormuş: erciyes.leyladansonra.com
Benim pek anlamadığım bir alan. Siz olsanız kullanım kolaylığı, işe yarayabilirlik, estetik olarak çocuğun hoşuna gidebilirlik olarak nasıl bir cihaz alırdınız?
Teşekkürler.
Benim pek anlamadığım bir alan. Siz olsanız kullanım kolaylığı, işe yarayabilirlik, estetik olarak çocuğun hoşuna gidebilirlik olarak nasıl bir cihaz alırdınız?
Teşekkürler.
İnsanlar karşıt görüşlerde oldukları sosyal medya arkadaşlarını siliyorlar ya, ben buna çok karşıyım ama gelin görün bir eleman var ki kafamı çok karıştırıyor. Sövmemek, tartışmamak için kendimi çok zor tutuyorum. Diğer yandan da yanlış düşünüyorsun diyorum kendime. Üniversiteden sınıf arkadaşım kendisi. İşin kötüsü, üniversite boyunca tek bir yanlışını görmediğim, bana hep iyi davranan, iyi anlaştığımız, "pandispanya reyiz" diye baya etrafımda dolaşan, samimi, çok sevdiğim bir insandı kendisi. Görüşlerimiz bu kadar zıtken nasıl böyle iyi anlaşmışız, ya da ne ara bu hale geldi, anlamakta çok zorlanıyorum. Akp'li falan değil, baya başka türlü, aşırı radikal bir insan. Halbuki o zaman kız arkadaşı da vardı. Mini elbise giydiğini filan da görmüştüm kızın. Normal insanlardı. Nasıl oldu bu iş gerçekten aklım almıyor.
Paylaşımlarından ufak kupleler sunuyorum. İlla hepsini okumanıza gerek yok, hepsi aynı zaten, birini okuyunca da anlaşılıyor. Sonra da gerekçeli kararlarınıza talibim:
*********************************************************************************
"kemalistin fitnesi komünistten daha şiddetlidir.Komünizme ilgi duyan bilinçsiz bir Müslüman'ın kısa bir araştırmayla komünizmin temelde dini haşa tamamen batıl ve gereksiz gördüğünü anladığı anda ondan soğuması kuvvetle muhtemeldir.Kemalizm ise daha sinsi bir ideolojidir.Dini toptan reddetmez.kemalizm der ki "Din ibadet anlamında bizim izin verdiğimiz ölçülerde yaşansın.Lakin din dolayısıyle Allah(cellecelaluhu) devlet işine karışmasın." diyerek hem mülkün gerçek sahibini devre dışı bırakmaya kalkar,hemde bağlılarını-yandaşlarını Kur'an'da ki devlet yönetimi ile ilgili ayetleri inkar etmeye sevkederek küfre sürükler.Lakin beyni yıkanmış olanlar "Biz Müslümanız ama Şeriat'a karşıyız" diyerek küfürde inad edip,bu sapkın ve ultra çelişkili fikirden tevbe etmeyerek katmerli kafir olurlar.Buradaki asıl büyük tehlike kişinin küfre düştüğünü kabul etmeyip inatla bozuk bir inanışa devam etmesidir...Oysa herhangi bir camiinin imamına dahi düşüncesini arzetse bu tarz bir inanmanın kendisini kafir edeceğini öğrenecektir...Lakin ona göre din hususundada söz sahibi işin ehli alim ulema değil, kendisidir."
"Ağaç için,beş para etmez aydın geçinen gazeteciler,sokaklarda terör saçıpta akabinde ölenler,dhkpc li itler için sokağa dökülen veya kutsallaştırdıkları atatürke edilen bir laf için sosyal medyayı ayağa kaldıran itlerin "ekserisine" bakın.Bu iğrenç gazetenin yaptığı pislik için kıllarını kıpırdatmazlar,kalben buğz bile etmezler...Devekuşu gibi kafayı gömdükleri gibi seslerini çıkarmazlar.Bu işlerin,bu pasifliğinde hesabı sorulur elbet..."
"çarliciyim diyenleri,bu işe razı gelenleri iyi inceleyin...Hepsine tek tek bakın.Ortak özellikleri saygısız,namussuz,şerefsiz,alçak,yavşak,adi,gavat,cahil,sığ görüşlü,düşük zekalı,hain,satılmış,nankör,fırsatçı,ırz düşmanı,sapık,provakatör,toplum zararlısı ve münafık olmalarıdır..."
"Okul zamanlarında beyin yıkayıcı öğretmenler vardı.Ta ilkokulda başlarlardı."Laiklik; din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır!" Bizde hayırlı bir iş sanardık.Ne bilelim cahiliye müşriklerinin sistemi olduğunu.Allah(cellecelaluhu) tez zamanda kaldırsın inşAllah şu pis sistemi.Ceza yok memlekette.Herşey herkesin yanına kâr kalıyor.Peygamberimize(sallAllahualeyhivesellem)'e hakaret ediyor.Cezalandırılamıyor.Keza tecavüz,hırsızlık,yolsuzluk,cinayet,adam yaralama dahil...Şimdi bu işlerin ucu kendine dokunmayanlar laiklik çığlıkları atıyorlarya.Biri çıkıp bunlardan birisinin anasını babasını kesse bu sefer "Asacaksın bunu!" diye dövünür.Arabasını çalsa "Keseceksin bunun elini!" diye çırpınır.Bizde onu diyoruz işte..."
"İsmet'in ölümyıldönümüymüş...Lanetle anıyoruz.Memleketin başına bela olmuş zatlardan.İkinci bir demiryumruk dönemi.Bugünkü chp kafasının temeltaşlarından."
"İşte cumhuriyetin kadına verdiği değer...Genç beyinlerin yıkandığı,sahte tarihin papağan gibi ezberletildiği beyin yıkama üniteleri olan okullarımızda anlatılanın aksine cumhuriyetin gerçek yüzü.
Yıl 1926 Yer Erzurum...Dünyanın en saçma kanunu olan şapka kanununu tenkid ettiği için asılan ve naaşı günlerce teşhir edilen Şalcı Bacı.Ev ev gezip bohçasıyla hanımlara giyim eşyası satan bir kadıncağız...Gerisini Çetin Altan anlatıyor..."
"Devletin ekmeğini ye,okulunda oku, hastahanesinde tedavi ol,kurumunda çalışıp maaş al,hertürlü hizmetinden faydalan sonrada istemezük...Yok ya? Tabiiki devlet sana bu hizmetleri vermeye "mecbur".Lakin sende bu hizmetler karşılığında itlik yapmamaya,ihanet içinde olmamaya "mecbursun".Devletin adamın kafasına sıkıp asit kuyusuna attığı,dilinden,örfünden sebep elektrik verdiği,astığı günlerden bugünlere geldik.Hayvanlık yapmayın.Devleti eleştirmek başka şey ki gel beraber eleştirelim; hainlik başka şey.At başka şey,eşşek başka şey.At ile eşşeği ayırd edemeyen anasıyla avradınıda ayırd edemez.."
*********************************************************************************
Daha beterleri de vardı da uğraşamadım şimdi daha fazla aramaya. Adam sırf nefret söylemi ve demagoji ya. Ne yapardınız?
Paylaşımlarından ufak kupleler sunuyorum. İlla hepsini okumanıza gerek yok, hepsi aynı zaten, birini okuyunca da anlaşılıyor. Sonra da gerekçeli kararlarınıza talibim:
*********************************************************************************
"kemalistin fitnesi komünistten daha şiddetlidir.Komünizme ilgi duyan bilinçsiz bir Müslüman'ın kısa bir araştırmayla komünizmin temelde dini haşa tamamen batıl ve gereksiz gördüğünü anladığı anda ondan soğuması kuvvetle muhtemeldir.Kemalizm ise daha sinsi bir ideolojidir.Dini toptan reddetmez.kemalizm der ki "Din ibadet anlamında bizim izin verdiğimiz ölçülerde yaşansın.Lakin din dolayısıyle Allah(cellecelaluhu) devlet işine karışmasın." diyerek hem mülkün gerçek sahibini devre dışı bırakmaya kalkar,hemde bağlılarını-yandaşlarını Kur'an'da ki devlet yönetimi ile ilgili ayetleri inkar etmeye sevkederek küfre sürükler.Lakin beyni yıkanmış olanlar "Biz Müslümanız ama Şeriat'a karşıyız" diyerek küfürde inad edip,bu sapkın ve ultra çelişkili fikirden tevbe etmeyerek katmerli kafir olurlar.Buradaki asıl büyük tehlike kişinin küfre düştüğünü kabul etmeyip inatla bozuk bir inanışa devam etmesidir...Oysa herhangi bir camiinin imamına dahi düşüncesini arzetse bu tarz bir inanmanın kendisini kafir edeceğini öğrenecektir...Lakin ona göre din hususundada söz sahibi işin ehli alim ulema değil, kendisidir."
"Ağaç için,beş para etmez aydın geçinen gazeteciler,sokaklarda terör saçıpta akabinde ölenler,dhkpc li itler için sokağa dökülen veya kutsallaştırdıkları atatürke edilen bir laf için sosyal medyayı ayağa kaldıran itlerin "ekserisine" bakın.Bu iğrenç gazetenin yaptığı pislik için kıllarını kıpırdatmazlar,kalben buğz bile etmezler...Devekuşu gibi kafayı gömdükleri gibi seslerini çıkarmazlar.Bu işlerin,bu pasifliğinde hesabı sorulur elbet..."
"çarliciyim diyenleri,bu işe razı gelenleri iyi inceleyin...Hepsine tek tek bakın.Ortak özellikleri saygısız,namussuz,şerefsiz,alçak,yavşak,adi,gavat,cahil,sığ görüşlü,düşük zekalı,hain,satılmış,nankör,fırsatçı,ırz düşmanı,sapık,provakatör,toplum zararlısı ve münafık olmalarıdır..."
"Okul zamanlarında beyin yıkayıcı öğretmenler vardı.Ta ilkokulda başlarlardı."Laiklik; din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır!" Bizde hayırlı bir iş sanardık.Ne bilelim cahiliye müşriklerinin sistemi olduğunu.Allah(cellecelaluhu) tez zamanda kaldırsın inşAllah şu pis sistemi.Ceza yok memlekette.Herşey herkesin yanına kâr kalıyor.Peygamberimize(sallAllahualeyhivesellem)'e hakaret ediyor.Cezalandırılamıyor.Keza tecavüz,hırsızlık,yolsuzluk,cinayet,adam yaralama dahil...Şimdi bu işlerin ucu kendine dokunmayanlar laiklik çığlıkları atıyorlarya.Biri çıkıp bunlardan birisinin anasını babasını kesse bu sefer "Asacaksın bunu!" diye dövünür.Arabasını çalsa "Keseceksin bunun elini!" diye çırpınır.Bizde onu diyoruz işte..."
"İsmet'in ölümyıldönümüymüş...Lanetle anıyoruz.Memleketin başına bela olmuş zatlardan.İkinci bir demiryumruk dönemi.Bugünkü chp kafasının temeltaşlarından."
"İşte cumhuriyetin kadına verdiği değer...Genç beyinlerin yıkandığı,sahte tarihin papağan gibi ezberletildiği beyin yıkama üniteleri olan okullarımızda anlatılanın aksine cumhuriyetin gerçek yüzü.
Yıl 1926 Yer Erzurum...Dünyanın en saçma kanunu olan şapka kanununu tenkid ettiği için asılan ve naaşı günlerce teşhir edilen Şalcı Bacı.Ev ev gezip bohçasıyla hanımlara giyim eşyası satan bir kadıncağız...Gerisini Çetin Altan anlatıyor..."
"Devletin ekmeğini ye,okulunda oku, hastahanesinde tedavi ol,kurumunda çalışıp maaş al,hertürlü hizmetinden faydalan sonrada istemezük...Yok ya? Tabiiki devlet sana bu hizmetleri vermeye "mecbur".Lakin sende bu hizmetler karşılığında itlik yapmamaya,ihanet içinde olmamaya "mecbursun".Devletin adamın kafasına sıkıp asit kuyusuna attığı,dilinden,örfünden sebep elektrik verdiği,astığı günlerden bugünlere geldik.Hayvanlık yapmayın.Devleti eleştirmek başka şey ki gel beraber eleştirelim; hainlik başka şey.At başka şey,eşşek başka şey.At ile eşşeği ayırd edemeyen anasıyla avradınıda ayırd edemez.."
*********************************************************************************
Daha beterleri de vardı da uğraşamadım şimdi daha fazla aramaya. Adam sırf nefret söylemi ve demagoji ya. Ne yapardınız?
Çok noob sorusu oldu farkındayım ama çözemedim napiym ^^
Şu siteden sipariş veriym mi? Muhteşem önlükler var, bikaç tanesine aşık olduğum için kendimi frenleyemiyorum şu an. Hem kredi kartı bilgisi de istemiyorlarmış, kapıda ödeme diyor. En kötü ne olur ki?
firsaturunler.net
Şu siteden sipariş veriym mi? Muhteşem önlükler var, bikaç tanesine aşık olduğum için kendimi frenleyemiyorum şu an. Hem kredi kartı bilgisi de istemiyorlarmış, kapıda ödeme diyor. En kötü ne olur ki?
firsaturunler.net
Bikaç defadır başıma geliyor. Ülke dışına çıktığım zaman kendi telefonumdan birisini arıyorum diyelim; çok alakasız başka birisinin numarasıyla arıyor gibi gözüküyorum. Bahsi geçen bu diğer numaralar yine türk hatlarına ait ama kendilerini tanımıyorum, bilmiyorum. Farklı zamanlarda, farklı ülkelerde oldular. Bunun sebebini bilen var mı?
Boğaziçi Üniversitesi yakınlarında. Bu adamı daha önce gören var mı? Kırmızı bi arabanın içindeydi. Panikten tekrar dönüp bakamadım arabanın modeli ya da plakasına.
ahahaha şoktayım ya. Bu abi gayet gündüz gözüyle, hatta ben daha tek gözümü dahi açamamışken, baya bildiğin indirmiş pantolonu, arabada mastürbasyon yapıyodu. Saniyelik, yanından geçerken bi göz göze geldik. Hiç toparlanma belirtisi de göstermeden devam etti ashdjah. Ben de hiç farketmemiş gibi yaptım; kafamı çevirip yürümeye devam ettim. Yukarı çıkıp camdan baktığımdaysa gitmişti.
Sorun şu ki, yakınlarda bi de ilkokul var. Çocuklar gelip geçiyor. O esnada etrafta çoluk çocuk yoktu ama olabilirdi de. Böyle bi durumda ne yapmak lazım? Farkettim ki hiçbi fikrim yok. Yakınlarda olan varsa gözlerini dört açsın, kronik bir durumsa şikayet mi edelim ne yapalım.
ahahaha şoktayım ya. Bu abi gayet gündüz gözüyle, hatta ben daha tek gözümü dahi açamamışken, baya bildiğin indirmiş pantolonu, arabada mastürbasyon yapıyodu. Saniyelik, yanından geçerken bi göz göze geldik. Hiç toparlanma belirtisi de göstermeden devam etti ashdjah. Ben de hiç farketmemiş gibi yaptım; kafamı çevirip yürümeye devam ettim. Yukarı çıkıp camdan baktığımdaysa gitmişti.
Sorun şu ki, yakınlarda bi de ilkokul var. Çocuklar gelip geçiyor. O esnada etrafta çoluk çocuk yoktu ama olabilirdi de. Böyle bi durumda ne yapmak lazım? Farkettim ki hiçbi fikrim yok. Yakınlarda olan varsa gözlerini dört açsın, kronik bir durumsa şikayet mi edelim ne yapalım.
Geçmişimden bahsederek gireyim. Biraz uzun olabilir ama tam hikayeyi canlandırabilmeniz açısından detaylı anlatacağım. Çünkü nereyi anlatıp nereyi atlamam gerektiğini kestiremedim; idare edin.
24 yaşındayım. İkinci lisansımı bitirmek üzereyim. Şu an sosyoloji okuyorum, aynı zamanda da okuduğum her iki lisans bölümüyle de alakası olmayan bir işte çalışıyorum. 5 yaşında okula başladım. O günden beri asla ait olmadığım bi koşuşturma içerisindeyim. Hep kendimden 2-3 yaş büyüklerle okudum ve dolayısıyla onlarla eş zamanlı gidebilmek için kapasitemi hep daha zinde tutmam gerekti. Her şey hep haldır huldur oldu. Hep "tamam ya ben bunu yaparım, yapiym gitsin işte" diyerek. Üniversiteye de öyle girdim. Üniversiteye başladığımdan beri bir şekilde hep çalıştım. Üniversite boyunca tercümanlık vs yaptım. Sonrasında mezun olduğum bölümle ilgili çalışmak istemediğimi keşfedip büyük bir boşluğa düştüm ve 2 senedir yapmakta olduğum bu alakasız işime giriverdim, yine haldır huldur. Yine burada da yaşıma en yakın insan benden 10 yaş büyük. Yorulmuş hissediyorum daha hayatımın en başında. Şu anki işimde biraz kurumsal satış, biraz organizasyon, biraz da Avrupa Birliği projeleri yürüttüğüm bir görevim var. Yine sosyoloji üzerine yüksek lisans yapma isteği içerisindeyim ama neden? Bilmiyorum.
Çünkü bu hayatta aslında ne olmak istediğimi hala bulamadım. Hayatımı ne yaparak kazanmak istediğim konusunda hala -ne yazık ki- bir fikrim yok. Belki 10 sene öncesinden bi sanat dalına yönelsem süper olabilirdi. Ama artık o işler için zaman çok geçti.
Ne olmak "istemediğimi" az çok biliyorum sanırım. Plaza insanı asla değilim ve olmak istemiyorum. Yükselme hırsıyla insanlarla antin kuntin çekişmelere girmeye, günlerimi gecelerimi "sadece iş" içinde geçirmeye açık değilim. Yine de ilk düzenli işim olmasına rağmen, bu işimde geçtiğimiz senenin en yüksek primi ve zammını aldım. Görüştüğüm insanlar üst düzey insanlar, gördüğüm ilgi, saygı güzel. Çalışma saatlerim 9-5, hafta sonu çalışmıyorum. Doğrudan genel müdüre bağlıyım. Geç gelmek, erken çıkmak ya da gelmemek istediğim günlerde pek sıkıntı yaşamıyorum. İşten çıkarılmayla alakalı çok şükür ki bir endişem yok. Bunlar artılarıydı.
Negatif yönlerine gelirsek; gerçekten stresli şeylerle uğraşıyorum. Her iş streslidir ama benimkiler çok detaylı, incik cıncığı fazla olan, takipleri de çok uzun şeyler. Bense ilk paragrafta anlattıklarımdan ötürü artık daha basit yaşamayı çok istiyorum. Eve geldiğimde beynim tam olarak tükenmiş, erimiş oluyor. İşim evime çok uzak. Günde 3 saatim yolda geçiyor. Sabah 7'de evden çıkıp, akşam da en erken 7'de geliyorum. Spor mpor derken haftanın 3-4 günü de 9'da eve gelip, 1-2 saat durup yatıyorum. Hayata dair çok bi enerjim ve isteğim yok. Yaptığım işi başka bir firma için yapsaydım, yukarıda saydığım avantajlar belki azalırdı, bu kadar rahat olamazdım ama daha çok para kazanabilirdim. Bu işime devam edersem, "5 sene sonra kendimi nerede görüyorum/nerede görmek istiyorum" hiç bilmiyorum. Topuklu ayakkabılarla ikişer ikişer merdiven tırmanarak, toplantılarda kollarımı boyayarak filan idare ediyorum. Ait değilim yani. Keyif almadan, sadece görevimi yaparak, sabahları mutsuzlukla uyanarak para kazanıyorum.
Bugün birkaç senedir bir spor salonunda eğitmenlik yapan bir arkadaşım beni kendi yaptığı işe sokmak için birkaç saat boyunca dil döktü. Bundan önceki aylarda da bu konuyu durup durup açıyordu zaten ama ben dikkate almıyordum. Kendisine göre geçerli sebeplerle benim de her şeyi bırakıp bi spor salonunda işe girmem gerektiğini düşündüğünü anlattı. Ona göre fiziğim düzgünmüş, insanlarla iletişim kurma kabiliyetim yüksekmiş, spora yatkınlığımın olması, sektörde kadın eğitmene duyulan ihtiyaç, bu işi ileride geliştirebileceğimiz alanların fazlalığı vs bi sürü şey saydı. Ben de karşılığında bu işle ilgili hiçbir uzmanlığımın olmadığını, yaşımın geçtiğini düşündüğümü, en azından bi besyo mesyo bitirmem gerektiğini, 2 senedir emek verdiğim, geleceği açık gözüken ve "kariyer(!)" anlamında daha saygın bir işim olduğunu, kim bilir o salonlarda çalışmak için ne güzel, ne bilgili kızların başvurduğunu filan söyledim. O da karşılığında bana bildiği her şeyi anlatıp öğretebileceğini, her türlü yardımda bulunacağını, yapamama ve bu işte ilerleyememe ihtimalimin olmadığını anlatıp durdu.
Bahsettiğim bu arkadaşım, oldukça ketum, risk almaktan hoşlanmayan, boş da konuşmayan bir insan. Ama konu benim şu anki durumumla o kadar zıt ki ben söylediklerini tam olarak ciddiye alamadım ve kafamda bir yere konumlandıramadım. Aslına bakarsanız sporla profesyonel olarak ilgilenmek hep de içimde kalmıştır. Çok küçüklüğümden beri, bir dolu dans, step, jimnastik, basketbolla iç içe geçirdiğim senelerim var. Diğer yandansa teknik olarak çok bilmediğim, sektöründe kimseyi tanımadığım bir işe 25 yaşında sıfırdan girişmek var.
Aşırı uzun yazmışım, daha fazla uzatmayayım. Bu işin düşüncesi içimde çok uzun zamanlardır hissedemediğim bir kıpırtıya sebep oldu ama bu riske girilir mi ki? Daha mutlu olabilir miyim? Ne kazanırım, ne kaybederim? Siz olsanız hangisini, neden yapardınız? Nasıl bir strateji izlerdiniz? Beyin fırtınası yapalım mı?
24 yaşındayım. İkinci lisansımı bitirmek üzereyim. Şu an sosyoloji okuyorum, aynı zamanda da okuduğum her iki lisans bölümüyle de alakası olmayan bir işte çalışıyorum. 5 yaşında okula başladım. O günden beri asla ait olmadığım bi koşuşturma içerisindeyim. Hep kendimden 2-3 yaş büyüklerle okudum ve dolayısıyla onlarla eş zamanlı gidebilmek için kapasitemi hep daha zinde tutmam gerekti. Her şey hep haldır huldur oldu. Hep "tamam ya ben bunu yaparım, yapiym gitsin işte" diyerek. Üniversiteye de öyle girdim. Üniversiteye başladığımdan beri bir şekilde hep çalıştım. Üniversite boyunca tercümanlık vs yaptım. Sonrasında mezun olduğum bölümle ilgili çalışmak istemediğimi keşfedip büyük bir boşluğa düştüm ve 2 senedir yapmakta olduğum bu alakasız işime giriverdim, yine haldır huldur. Yine burada da yaşıma en yakın insan benden 10 yaş büyük. Yorulmuş hissediyorum daha hayatımın en başında. Şu anki işimde biraz kurumsal satış, biraz organizasyon, biraz da Avrupa Birliği projeleri yürüttüğüm bir görevim var. Yine sosyoloji üzerine yüksek lisans yapma isteği içerisindeyim ama neden? Bilmiyorum.
Çünkü bu hayatta aslında ne olmak istediğimi hala bulamadım. Hayatımı ne yaparak kazanmak istediğim konusunda hala -ne yazık ki- bir fikrim yok. Belki 10 sene öncesinden bi sanat dalına yönelsem süper olabilirdi. Ama artık o işler için zaman çok geçti.
Ne olmak "istemediğimi" az çok biliyorum sanırım. Plaza insanı asla değilim ve olmak istemiyorum. Yükselme hırsıyla insanlarla antin kuntin çekişmelere girmeye, günlerimi gecelerimi "sadece iş" içinde geçirmeye açık değilim. Yine de ilk düzenli işim olmasına rağmen, bu işimde geçtiğimiz senenin en yüksek primi ve zammını aldım. Görüştüğüm insanlar üst düzey insanlar, gördüğüm ilgi, saygı güzel. Çalışma saatlerim 9-5, hafta sonu çalışmıyorum. Doğrudan genel müdüre bağlıyım. Geç gelmek, erken çıkmak ya da gelmemek istediğim günlerde pek sıkıntı yaşamıyorum. İşten çıkarılmayla alakalı çok şükür ki bir endişem yok. Bunlar artılarıydı.
Negatif yönlerine gelirsek; gerçekten stresli şeylerle uğraşıyorum. Her iş streslidir ama benimkiler çok detaylı, incik cıncığı fazla olan, takipleri de çok uzun şeyler. Bense ilk paragrafta anlattıklarımdan ötürü artık daha basit yaşamayı çok istiyorum. Eve geldiğimde beynim tam olarak tükenmiş, erimiş oluyor. İşim evime çok uzak. Günde 3 saatim yolda geçiyor. Sabah 7'de evden çıkıp, akşam da en erken 7'de geliyorum. Spor mpor derken haftanın 3-4 günü de 9'da eve gelip, 1-2 saat durup yatıyorum. Hayata dair çok bi enerjim ve isteğim yok. Yaptığım işi başka bir firma için yapsaydım, yukarıda saydığım avantajlar belki azalırdı, bu kadar rahat olamazdım ama daha çok para kazanabilirdim. Bu işime devam edersem, "5 sene sonra kendimi nerede görüyorum/nerede görmek istiyorum" hiç bilmiyorum. Topuklu ayakkabılarla ikişer ikişer merdiven tırmanarak, toplantılarda kollarımı boyayarak filan idare ediyorum. Ait değilim yani. Keyif almadan, sadece görevimi yaparak, sabahları mutsuzlukla uyanarak para kazanıyorum.
Bugün birkaç senedir bir spor salonunda eğitmenlik yapan bir arkadaşım beni kendi yaptığı işe sokmak için birkaç saat boyunca dil döktü. Bundan önceki aylarda da bu konuyu durup durup açıyordu zaten ama ben dikkate almıyordum. Kendisine göre geçerli sebeplerle benim de her şeyi bırakıp bi spor salonunda işe girmem gerektiğini düşündüğünü anlattı. Ona göre fiziğim düzgünmüş, insanlarla iletişim kurma kabiliyetim yüksekmiş, spora yatkınlığımın olması, sektörde kadın eğitmene duyulan ihtiyaç, bu işi ileride geliştirebileceğimiz alanların fazlalığı vs bi sürü şey saydı. Ben de karşılığında bu işle ilgili hiçbir uzmanlığımın olmadığını, yaşımın geçtiğini düşündüğümü, en azından bi besyo mesyo bitirmem gerektiğini, 2 senedir emek verdiğim, geleceği açık gözüken ve "kariyer(!)" anlamında daha saygın bir işim olduğunu, kim bilir o salonlarda çalışmak için ne güzel, ne bilgili kızların başvurduğunu filan söyledim. O da karşılığında bana bildiği her şeyi anlatıp öğretebileceğini, her türlü yardımda bulunacağını, yapamama ve bu işte ilerleyememe ihtimalimin olmadığını anlatıp durdu.
Bahsettiğim bu arkadaşım, oldukça ketum, risk almaktan hoşlanmayan, boş da konuşmayan bir insan. Ama konu benim şu anki durumumla o kadar zıt ki ben söylediklerini tam olarak ciddiye alamadım ve kafamda bir yere konumlandıramadım. Aslına bakarsanız sporla profesyonel olarak ilgilenmek hep de içimde kalmıştır. Çok küçüklüğümden beri, bir dolu dans, step, jimnastik, basketbolla iç içe geçirdiğim senelerim var. Diğer yandansa teknik olarak çok bilmediğim, sektöründe kimseyi tanımadığım bir işe 25 yaşında sıfırdan girişmek var.
Aşırı uzun yazmışım, daha fazla uzatmayayım. Bu işin düşüncesi içimde çok uzun zamanlardır hissedemediğim bir kıpırtıya sebep oldu ama bu riske girilir mi ki? Daha mutlu olabilir miyim? Ne kazanırım, ne kaybederim? Siz olsanız hangisini, neden yapardınız? Nasıl bir strateji izlerdiniz? Beyin fırtınası yapalım mı?
Eveeet, ilk 3 buluşmayı geride bırakırken bolca güldük, eğlendik, kaynaştık ve sohbete doyduk. Artık yeni aktivitelere yelken açma zamanı :) Bu yüzden dördüncü buluşmamızı karaoke gecesiyle şenlendiriyoruz :D
Hiç öyle "ay benim sesim kötüdür, utanırım, yapamam, gelemem" gibi şeyler yok. Amacımız güzelce eğlenmek olacak. Hatta ilerleyen saatlerde sevgililerinizi, eşlerinizi de çağırabilirsiniz ki daha büyük bir aile olalım, daha çok eğlenelim, daha geç dönelim :D
Katılım isteklerinizi buradan ya da özel mesajla bildirebilirsiniz. Her zamanki gibi tam mekan adı ve yer yön tariflerini size yine özel mesaj yoluyla ileteceğim.
Şimdilik bilgiler şu şekilde:
Tarih: 17 Ocak Cumartesi
Saat : 19:30
Yer : Taksim
Görüşmek üzere,
Sevgiler.
Hiç öyle "ay benim sesim kötüdür, utanırım, yapamam, gelemem" gibi şeyler yok. Amacımız güzelce eğlenmek olacak. Hatta ilerleyen saatlerde sevgililerinizi, eşlerinizi de çağırabilirsiniz ki daha büyük bir aile olalım, daha çok eğlenelim, daha geç dönelim :D
Katılım isteklerinizi buradan ya da özel mesajla bildirebilirsiniz. Her zamanki gibi tam mekan adı ve yer yön tariflerini size yine özel mesaj yoluyla ileteceğim.
Şimdilik bilgiler şu şekilde:
Tarih: 17 Ocak Cumartesi
Saat : 19:30
Yer : Taksim
Görüşmek üzere,
Sevgiler.
Tarif sitelerine baktım, asıl tarifi aldım sanırım ama bilmediğim başka bir kısım var.
1) Bu mereti direkt tavaya atsam olmuyo mu?
2) Haşlama ve sos tarifi aldım ama haşlarken üzerine normal soğuk su mu katıyoruz yoksa sıcak su mu?
Teşekkürler.
1) Bu mereti direkt tavaya atsam olmuyo mu?
2) Haşlama ve sos tarifi aldım ama haşlarken üzerine normal soğuk su mu katıyoruz yoksa sıcak su mu?
Teşekkürler.
Yılbaşını evde sevgiliyle başbaşa kutlayacağız. Bi süredir beslenmemize baya dikkat ediyorduk ama yılbaşında yiyip içme açısından tam bir günah gecesi yaşayalım istiyorum :D Zararlı ama leziz ne varsa hüpletelim. Ne yazık ki aklıma gelen seçenekler sınırlı ama. Bana yardım eder misiniz?
Aklımdaki yiyecekler şöyle:
- Domates soslu patlıcan ve kabak kızartması
- Salata
- Kısır
- Patates kızartması ya da patates salatası
- Yine güzel soslu bi makarna
- Kırmızı et
- Rus salatası
İçecek olarak bira, vodka ya da viskimiz olacak.
Başka ne olsun? Çorba şimdi hiç yoktan şişirir diye yapmayayım diyorum. Sadece masaya oturup akşam yemeği yemelik düşünmeyin. Öğleden itibaren gece yatana kadar atıştırılacak her şey olabilir. Kısır yerine çiğköfte mi yapsam? Hadi bakalım çalıştırın midelerinizi :D
Aklımdaki yiyecekler şöyle:
- Domates soslu patlıcan ve kabak kızartması
- Salata
- Kısır
- Patates kızartması ya da patates salatası
- Yine güzel soslu bi makarna
- Kırmızı et
- Rus salatası
İçecek olarak bira, vodka ya da viskimiz olacak.
Başka ne olsun? Çorba şimdi hiç yoktan şişirir diye yapmayayım diyorum. Sadece masaya oturup akşam yemeği yemelik düşünmeyin. Öğleden itibaren gece yatana kadar atıştırılacak her şey olabilir. Kısır yerine çiğköfte mi yapsam? Hadi bakalım çalıştırın midelerinizi :D
Pazar günü Kadıköy'de onu bi kahve/tatlı/tavla için nerelere götürebilirim; nispeten sakin/huzurlu mekan tavsiyeleriniz var mı?
Sofyada 3-5 gün geçireceğim. Şunu gör, şuraya git, bunu ye/iç, dönmeden de şunları al mutlaka dediğiniz bir şeyler var mıdır?
İçilecek mekan tavsiyelerinizi alıyorum. Cuma akşamı, annemin doğumgününde başbaşa rakı içelim kadınla diyorum. Dolayısıyla nispeten ferah bir mekan olması tercih sebebidir. Hafif müzik, hafif tsm de olur, farketmez. Teşekkürler.
Bu bir gözlük sorusudur.
Optik gözlük almam gerekti. Ben de girdim bi gözlükçüye, bi sürü seçenek arasından seçtim bi tane. Ödedim ücretini, çıktım. Akşam da hazır halini almaya gideceğim. Biraz önce dur bir araştırayım markayı dedim de pek bi yorum ve fiyat bulamadım internette.
Menrad gözlük markası bilir misiniz? Tavsiye eder misiniz? Çerçevesi 700 tl küsür bişey idi. Camlarıyla birlikte pazarlıktı mazarlıktı 600'e aldım. Aynı fiyata bilindik markalardan ralph lauren, versace, burberry filan da alabiliyordum ama markaya değil, rahatlığa odaklanarak bu menrad'ı seçtim. İyi yapmış mıyım, yoksa kazıklanmış mıyım bilgisi olan var mı?
Optik gözlük almam gerekti. Ben de girdim bi gözlükçüye, bi sürü seçenek arasından seçtim bi tane. Ödedim ücretini, çıktım. Akşam da hazır halini almaya gideceğim. Biraz önce dur bir araştırayım markayı dedim de pek bi yorum ve fiyat bulamadım internette.
Menrad gözlük markası bilir misiniz? Tavsiye eder misiniz? Çerçevesi 700 tl küsür bişey idi. Camlarıyla birlikte pazarlıktı mazarlıktı 600'e aldım. Aynı fiyata bilindik markalardan ralph lauren, versace, burberry filan da alabiliyordum ama markaya değil, rahatlığa odaklanarak bu menrad'ı seçtim. İyi yapmış mıyım, yoksa kazıklanmış mıyım bilgisi olan var mı?
Hazır doğumgünü geliyorken anneme alacağım. Kadın bir süredir istiyordu. Gözünüze çarpan güzel parkalar var mı, hangi mağazalarda var? Uzun uzun dolaşacak vaktim olmadığı için nokta atışlara ihtiyacım var da.
Lisedeki IPodumu buldum! Çok heyecanlıyım, içindeki şarkıları dinlemek için ölüyorum ama şarjı az. Aleti bilgisayara bağladığım zaman bilgisayarım çıldırıyor. Devamlı sürücü sayfası açılıp kapanıyor kendi kendine. Aletin içini de boşmuş gibi gösteriyor ama değil; gayet onlarca şarkı geçtim, müzik dinleyebiliyorum, yolunda her şey.
Şimdi sorum şu: ben bu usb'yi bilgisayara bağladığımda bu sorun devam etse de şarj olabilir mi? Sorunu gidermenin tek yolu acaba ipoda bi format atmak mı yoksa bağlantıyla ilgili bir problem olabilir, yeni kablo mu al dersiniz?
Şimdi sorum şu: ben bu usb'yi bilgisayara bağladığımda bu sorun devam etse de şarj olabilir mi? Sorunu gidermenin tek yolu acaba ipoda bi format atmak mı yoksa bağlantıyla ilgili bir problem olabilir, yeni kablo mu al dersiniz?
İş yerinden bir kadın bugün ameliyat oluyor. Midesinin yarısını kesip atacaklar. Ben de ona bi çiçek göndereyim diyorum ama çiçek böcek konularında çok başarısız olduğum için ne gönderilir bilemedim. Çiçeği odaya almama ihtimalleri nedir bilmiyorum, bugüne kadar sadece 1 kez resepsiyonda beklettiler benim gönderdiğim çiçeği. Diğerlerinde hep çıkarmışlardı odaya. Kadın 3 gün hastanede yatacak, özel bi hastane, kendi odası var. Şu durumda sizce ne çiçek gönderilir?
Bi de ikinci soru: çiçek bana aslında çok boş geliyor. Bunun yerine onun adına bi yere bi yardımda bulunsam çok mu odun bir davranış olur? Eğer uygun kaçar derseniz bildiğiniz bu tarz sistemler varsa hangi kurumları önerirsiniz?
Teşekkürler.
Bi de ikinci soru: çiçek bana aslında çok boş geliyor. Bunun yerine onun adına bi yere bi yardımda bulunsam çok mu odun bir davranış olur? Eğer uygun kaçar derseniz bildiğiniz bu tarz sistemler varsa hangi kurumları önerirsiniz?
Teşekkürler.
Çok acilen şarkı söylerkenki sesimi düzeltmem gerekiyor benim :( Ders alırsam gerçekten işe yarar mı? Konuşurkenki sesim kötü değil. Çok kalın ya da ince değil, normal bir sesim var. Güçlü de ama sanırım şarkı söylerken konsantre olamadığım anlarda inanılmaz bet, çekilmez ve detoneyim. Aksi gibi, müzik kulağımın da olduğunu düşünüyorum, çalabildiğim enstrümanlar da var ama söy-le-ye-mi-yorum arkadaş.
Pavarotti olmak istemiyorum elbette; şarkı söylerken insanların kulağını yormayıp, tutarlı tınılar çıkarabilsem mutlu olacağım.
Bildiğiniz başarı hikayeleri; tavsiye edeceğiniz teknikler, kişiler; kurs alınacak yer önerileri, vereceğiniz taktikler var mı?
Pavarotti olmak istemiyorum elbette; şarkı söylerken insanların kulağını yormayıp, tutarlı tınılar çıkarabilsem mutlu olacağım.
Bildiğiniz başarı hikayeleri; tavsiye edeceğiniz teknikler, kişiler; kurs alınacak yer önerileri, vereceğiniz taktikler var mı?
İş yerinde bi kadında hepatit b çıktı. Ben de gittim test yaptırdım, sonuçlar negatif. Nedense ben pek öyle ilaç içeyim, aşı yaptırayım insanı değilim. Çok mecbur kalmadıkça sevmiyorum dışarıdan bir şeyler almayı. Aşı yaptırmasam ne olur? Siz hep aşılı mısınız?
Bu gezi olayları zamanında Garanti Bankası kredi kartımı kapatmıştım. Finansbank'ı da insanı darlamayan kolay bir sistemi olduğu için kullanmaya devam etmiştim.
1 ay önce kredi kartım kayboldu, ben de Finansbank'tan yenisini istedim ama 1 aydır bir kartı göndermeyi beceremedikleri için şimdi o kartı da kapattım.
Şu an hiçbir bankaya hiçbir borcum yok ve aslında yeni bir kredi kartı alasım da yok çünkü afedersiniz zaten hepsi aynı b.kun lacivert olanı. Ama bazı internet siteleri bankamatik karttan çekim yapmadıkları için almak zorundayım sanırım yeni kart :(
Size göre kredi kartı kullanmanın avantajları dezavantajları neler? Aslında GS Bonus kartım vardı ama hiç açmamıştım, onu mu kullanmaya başlasam direkt? Maaş hesabım Garanti'de olduğu için aidat da ödemiyorum sanırım. Önereceğiniz başka banka var mı?
1 ay önce kredi kartım kayboldu, ben de Finansbank'tan yenisini istedim ama 1 aydır bir kartı göndermeyi beceremedikleri için şimdi o kartı da kapattım.
Şu an hiçbir bankaya hiçbir borcum yok ve aslında yeni bir kredi kartı alasım da yok çünkü afedersiniz zaten hepsi aynı b.kun lacivert olanı. Ama bazı internet siteleri bankamatik karttan çekim yapmadıkları için almak zorundayım sanırım yeni kart :(
Size göre kredi kartı kullanmanın avantajları dezavantajları neler? Aslında GS Bonus kartım vardı ama hiç açmamıştım, onu mu kullanmaya başlasam direkt? Maaş hesabım Garanti'de olduğu için aidat da ödemiyorum sanırım. Önereceğiniz başka banka var mı?
Malumunuz ev taşıdım geçtiğimiz ay. Bu süre zarfında da nerede ne gibi eşyalarım var filan daha iyi görebilme şansına eriştim. Önce bir günah çıkarıp rahatlayayım. Çok çok utanarak söylüyorum, istenilen her türlü dükkanı açabilecek kadar çok eşyam varmış. 100+ çift ayakkabı, 60+ kot pantolon, daha etiketi üstünde duran onlarca elbise diye gidiyor. Bunun yanında envai çeşit elektronik eşya, aklınıza gelebilecek gerekli gereksiz her şey de cabası. Derken ben kendime söz verdim, daha fazla alışveriş yapmayacağıma dair. Çünkü muhtemelen alışveriş bağımlısı olmuşum farketmeden. (Lütfen kınamayın. Şimdi bi sürü eşyamı dağıtıyorum ihtiyaç sahiplerine). Neyse sadede gelelim. Kendimi 1,5 aydır tutuyorum, sanırım hiçbir şey almadım bu süre içinde. Almak da istemiyorum. Ama şimdi çok güzel deniz motifli bi eşya grubu gördüm. 1 haftadır almamak için direniyorum ama çok istiyorum almayı. Alırsam 200 liram gidecek :( Sıkışık bir zamanımda fazla gelecek. Bi de yine bişey almış olucam :( Ama bu kıyafet değil, o yüzden alabilirim aslında?
Off, 1 haftadır aklımdan atamadım. Alayım mı? :( Alırsam çok mutlu olucam. Çok güzeller böyle mavi beyaz. Halatlı malatlı şeyler. Bunu almak aslında yukarıda anlattığım olay sebebiyle verdiğim sözümle çelişmiyor değil mi? Ya gaz verin ya da vazgeçirin ne olur :( Söz valla daha senelerce kıyafet almayacağım zaten.
Off, 1 haftadır aklımdan atamadım. Alayım mı? :( Alırsam çok mutlu olucam. Çok güzeller böyle mavi beyaz. Halatlı malatlı şeyler. Bunu almak aslında yukarıda anlattığım olay sebebiyle verdiğim sözümle çelişmiyor değil mi? Ya gaz verin ya da vazgeçirin ne olur :( Söz valla daha senelerce kıyafet almayacağım zaten.
Seç rengi olarak şunlar gibi:
1) imgur.com
2) imgur.com
Özellikle kızlara soruyorum, hiç böyle bir renk denemedim. Akması kokması nasıldır, bakımı çok mu zordur vs?
(Saçımın şu anki tonu şuna benziyor: imgur.com , kakülüm yok, uzun ve katlı bir kesimim var)
Bi de ondan sonra o saça şöyle bi model kestireyim diyorum ama bunlar nasıl olur?
1) imgur.com
2) imgur.com (toplayınca da böyle olsun istiyorum)
Bu kadınlar hep ince saç telli kadınlar dimi? Benim de saçlarım ince ve kakül kestirdikten sonra pırasa gibi olmasından çok korkuyorum :( Özellikle tipimi bilen gızlar eqlesin :p
Hadi bi gaz verirseniz direkt gidip kestiricem. Yoksa 3 sene daha kestiremeyeceğim bu gidişle :,(
1) imgur.com
2) imgur.com
Özellikle kızlara soruyorum, hiç böyle bir renk denemedim. Akması kokması nasıldır, bakımı çok mu zordur vs?
(Saçımın şu anki tonu şuna benziyor: imgur.com , kakülüm yok, uzun ve katlı bir kesimim var)
Bi de ondan sonra o saça şöyle bi model kestireyim diyorum ama bunlar nasıl olur?
1) imgur.com
2) imgur.com (toplayınca da böyle olsun istiyorum)
Bu kadınlar hep ince saç telli kadınlar dimi? Benim de saçlarım ince ve kakül kestirdikten sonra pırasa gibi olmasından çok korkuyorum :( Özellikle tipimi bilen gızlar eqlesin :p
Hadi bi gaz verirseniz direkt gidip kestiricem. Yoksa 3 sene daha kestiremeyeceğim bu gidişle :,(
Normalde sağ el kullanan bir insanım, solak değilim. Sol el ile yazmak üzerine bugüne kadar hiçbir ilgim ve uğraşım olmamasına rağmen gayet güzel, hatta bir acemiye göre baya baya hızlı ve güzel yazdığımı farkettim sol elimle. Baya bildiğin çok güzel yazıyorum ya çok şaşkınım.
Bu neden oluyor? Sizde de böyle bir şey var mı bi deneyin bakayım :D
Bu neden oluyor? Sizde de böyle bir şey var mı bi deneyin bakayım :D
Bugün işe gitmedim. Aile hekimim de yeni taşındığım için henüz bulunduğum yerde değil, çok uzakta. Özel bir hastaneye gitsem bana rapor verebilirler mi?
Üçüncüsünü yaptınız galiba, ben bilmiyorum tam olarak ama bana düzenli olarak mesajlar gelmeye devam ediyor yeniden buluşma ayarlanmasına dair :) Elimi taşın altına yeniden koyayım dedim. (Edit: 3 yapılmamış)
Şurada olsun, burada olsun, yok efendim şu saat mi olsun bu saat mi olsun diye işi yokuşa sürmektense direkt gün ve saati bildiriyorum. Yer için hafta sonuna doğru yeniden haberleşiriz.
Tarih: 22 Kasım Cumartesi
Saat : 19:00
Yer : Kadıköy
Mekan: Belirlenince paylaşılacak.
Umarım çoğunluğa uyan bir tarih olur. Olmasa da biliyorsunuz bu buluşmaları gelenekselleştirdik sayılır zaten; devamı elbet bir şekilde yine gelecektir.
Soru altında bireysel tartışmalar dönmesin diye konuyu duyuru olarak açıyorum. Katılım isteklerinizi mesajla bildirebilirsiniz.
Not: Canımın içi fraise'imiz yurt dışlarında olduğu için bu sefer organizasyona dahil olamıyor. Sonra yine hep beraberiz :)
Sevgiler.
Şurada olsun, burada olsun, yok efendim şu saat mi olsun bu saat mi olsun diye işi yokuşa sürmektense direkt gün ve saati bildiriyorum. Yer için hafta sonuna doğru yeniden haberleşiriz.
Tarih: 22 Kasım Cumartesi
Saat : 19:00
Yer : Kadıköy
Mekan: Belirlenince paylaşılacak.
Umarım çoğunluğa uyan bir tarih olur. Olmasa da biliyorsunuz bu buluşmaları gelenekselleştirdik sayılır zaten; devamı elbet bir şekilde yine gelecektir.
Soru altında bireysel tartışmalar dönmesin diye konuyu duyuru olarak açıyorum. Katılım isteklerinizi mesajla bildirebilirsiniz.
Not: Canımın içi fraise'imiz yurt dışlarında olduğu için bu sefer organizasyona dahil olamıyor. Sonra yine hep beraberiz :)
Sevgiler.
Whatsapp yüklemeyi yüzyıllardır reddediyordum ancak en sonunda gelen baskılardan yılarak yükledim. Yükledim ama 150 kişilik listemde yaklaşık 15 kişi dışında herkesi engelledim.
Engellediğim zaman zannediyodum ki kimse beni görmeyecek. Bi de "listemde olmayan kişiler son görülme zamanımı ve fotoğrafımı görmesin" diye bir seçenek vardı, onu da yaptım ooh kafam rahat.
Meğer öyle değilmiş sanırım değil mi? Çünkü beni gayet görebiliyolar, hatta mesaj da atıyolar ama bana iletilmiyo ve böylece engellendiklerini mi anlıyorlar?? Hani gözükmeyecektim ben onlara? Onun bi yolu yok mu? Sıçtım yani açayım mı herkesin engelini?
Engellediğim zaman zannediyodum ki kimse beni görmeyecek. Bi de "listemde olmayan kişiler son görülme zamanımı ve fotoğrafımı görmesin" diye bir seçenek vardı, onu da yaptım ooh kafam rahat.
Meğer öyle değilmiş sanırım değil mi? Çünkü beni gayet görebiliyolar, hatta mesaj da atıyolar ama bana iletilmiyo ve böylece engellendiklerini mi anlıyorlar?? Hani gözükmeyecektim ben onlara? Onun bi yolu yok mu? Sıçtım yani açayım mı herkesin engelini?
Günaydınlar ya hayat boyu her yere maksimum 15 dakikada ulaşmaya çok alışmışım, şu an ev değiştirdim ve yolculuk sürem 1,5 saate dayanmaya başladı. Git-gel 3 saat. Her gün hayatımdan 3 saat bomboş çöpe gidiyor ve servisin içinde de inanılmaz darlanıyorum.
Motor alsam ne olur? Kadıköy'den Levent'e gitmek için. Ne kadar sürede giderim? Işe yarar mı? Sıkıştırırlar mı? Erkek arkadaşımı nasıl ikna ederim? Şöyle kullanımı kolay modeller hangileri? Scooter mı alsam? Tavsiye ve görüşlerinize talibim.
Motor alsam ne olur? Kadıköy'den Levent'e gitmek için. Ne kadar sürede giderim? Işe yarar mı? Sıkıştırırlar mı? Erkek arkadaşımı nasıl ikna ederim? Şöyle kullanımı kolay modeller hangileri? Scooter mı alsam? Tavsiye ve görüşlerinize talibim.
İş yerindeki çaycımızın bir oğlu var, 10 yaşında filan. Oğlunun iyi bir eğitim alması için çok uğraşıyor kadın ama malum imkanlar sınırlı. Vakit buldukça ben de matematik ve İngilizce çalıştırıyorum. Aklıma geldi, dedim ki ben bunun mp3'üne şarkılar yükleyeyim de hiç yoksa bile kulak farkındalığı gelişsin. Hem eğlensin, hem dinlesin; belki bir dil ilgisini cezbeder.
Neyse fazla uzatmayalım; bilip sevdiğiniz, çocukların dinlemesine uygun bu tarz şarkılar arıyorum mümkünse.
Neyse fazla uzatmayalım; bilip sevdiğiniz, çocukların dinlemesine uygun bu tarz şarkılar arıyorum mümkünse.
TTnetle olan 128 senelik beraberliğimize bir son vermek istiyorum lakin piyasadan çok uzağım. Hangi servisi kullanıyorsunuz? Neden tavsiye edersiniz?
Tavsiye etsenize? Amaç fitness yapmak. Temiz, tecrübe ettiğiniz bir yer arıyorum. Sahrayıcedit'e yakın olursa tadından yenmez. Gidiş mesafem araçla 10-15 dk olursa da uygun gibi düşünebiliriz.
Taşınıyorum ve karşıyı hiç bilmiyorum. Linkli minkli, link olmazsa da tarifli örnekler verebilirseniz süper olur gidip görebilmem açısından.
Taşınıyorum ve karşıyı hiç bilmiyorum. Linkli minkli, link olmazsa da tarifli örnekler verebilirseniz süper olur gidip görebilmem açısından.
Mesela Kadıköy ya da Bostancı'dan kalkan dolmuşlar varmış sanırım öyle mi? Bana internetten aramadan çok sizin tecrübeleriniz lazım. Son zamanlarda hiç kullandınız mı bu dolmuşları? Ortalama kaç dakikada gidiyo? Nişantaşı'nda en son nerede bırakıyo? Bunun dışında bildiğiniz daha başka kolay yollar var mı?
var mı son zamanlarda? Fiyat/Performans açısından güzel bir tavsiyeye ihtiyacım var.
İl: İstanbul.
İl: İstanbul.
Taşınıyorum hem de yaka değiştiriyorum ve en büyük sorunum da kuaför :(
Şu anki muhitimde kaşımı aldırdığım yer ayrı, saçımı boyattığım yer ayrı, kestirdiğim yer ayrı, fönümü çektirdiğim yer de ayrı ve bunları hep çok uzun zaman içinde deneye deneye en iyilerini bulmuştum. Saç kestirmek hadi neyse de diğer bütün işlemler için şimdi Kadıköy taraflarında yenisini bulmam gerekecek. Her biri için tavsiyelerinize ve nokta atışlarınıza ihtiyacım var kızlar.
Teşekkürler.
Şu anki muhitimde kaşımı aldırdığım yer ayrı, saçımı boyattığım yer ayrı, kestirdiğim yer ayrı, fönümü çektirdiğim yer de ayrı ve bunları hep çok uzun zaman içinde deneye deneye en iyilerini bulmuştum. Saç kestirmek hadi neyse de diğer bütün işlemler için şimdi Kadıköy taraflarında yenisini bulmam gerekecek. Her biri için tavsiyelerinize ve nokta atışlarınıza ihtiyacım var kızlar.
Teşekkürler.
lazım?? :/
Şimdi olay şu, bu evin kontratı geçen ay kendini yeniledi. Ben de dün süper bi ev buldum, kaporasını verdim ve taşınmam lazım. Bu arada uzun süreli bir ev arayışımız filan yoktu. maksimum 2 günlük mevzu, çat diye bulduk.
Bu durumda bugün ev sahibine taşınma işini söylemek gerekiyor. Sorun çıkarmasından korkuyorum çünkü bu ayın 15'ine kadar boşaltmak (yeni bir kira daha vermemek) istiyorum çünkü yeni evdeki kira da önümüzdeki hafta itibariyle işlemeye başlayacak. 1 ay içinde 2 ev kirası vermek zor olacak haliyle.
Şu durumda haklarım neler? Adam kötü/paraya ihtiyacı olan bir adam değil, bizimkinden başka onlarca evi ve dükkanı var ama aşırı paragöz. "siz artık bizim evden çıksanız iki katına kiraliycam" filan diyodu bi ara :D Çünkü evi süper güzelleştirdik. Neyse, kontrat yenilendiği için 1 senelik kira isteme hakkı ya da bizim atıyorum en az 1 ay önceden haber verme zorunuluğumuz vs böyle şeyler var mı? Minimum zararla atlatmak için ne yapmak gerekir (bugün telefonlaşacağız, ters yapması halinde)? Bizim ona karşı haklarımız neler? Çok kızmasın diye "işi bıraktım, annemin evine taşınıyorum :(" gibi bişey mi söylesem?
Acil görüş, bilgi, öneri ve tecrübelerinize ihtiyacım var.
Şimdi olay şu, bu evin kontratı geçen ay kendini yeniledi. Ben de dün süper bi ev buldum, kaporasını verdim ve taşınmam lazım. Bu arada uzun süreli bir ev arayışımız filan yoktu. maksimum 2 günlük mevzu, çat diye bulduk.
Bu durumda bugün ev sahibine taşınma işini söylemek gerekiyor. Sorun çıkarmasından korkuyorum çünkü bu ayın 15'ine kadar boşaltmak (yeni bir kira daha vermemek) istiyorum çünkü yeni evdeki kira da önümüzdeki hafta itibariyle işlemeye başlayacak. 1 ay içinde 2 ev kirası vermek zor olacak haliyle.
Şu durumda haklarım neler? Adam kötü/paraya ihtiyacı olan bir adam değil, bizimkinden başka onlarca evi ve dükkanı var ama aşırı paragöz. "siz artık bizim evden çıksanız iki katına kiraliycam" filan diyodu bi ara :D Çünkü evi süper güzelleştirdik. Neyse, kontrat yenilendiği için 1 senelik kira isteme hakkı ya da bizim atıyorum en az 1 ay önceden haber verme zorunuluğumuz vs böyle şeyler var mı? Minimum zararla atlatmak için ne yapmak gerekir (bugün telefonlaşacağız, ters yapması halinde)? Bizim ona karşı haklarımız neler? Çok kızmasın diye "işi bıraktım, annemin evine taşınıyorum :(" gibi bişey mi söylesem?
Acil görüş, bilgi, öneri ve tecrübelerinize ihtiyacım var.
Ben ayaklarım hava almadan uyuyamıyorum. Yani ayaklarımın bilekten sonrası yaz kış yorganın dışında duruyo :D Bi de uyuyana kadar yastığımın ısınmaması lazım. Devamlı soğuk olan bölgeye geçiş yapıyorum. Yine elimin kolumun da serin durması lazım. Kendi yastığımın altı ısınırsa ellerimi yanımdaki yastığın altına sıkıştırıyorum asdhajhhaha :D Dün gece farkettim, ne saçma işler :D
Sizin "şunu yapmazsam mümkün değil uyuyamıyorum" dediğiniz neler var?
Sizin "şunu yapmazsam mümkün değil uyuyamıyorum" dediğiniz neler var?
Fotoğrafta çok net gözükmüyo sanırım ama anlatayım. Dün gece eve geldim, daha üstümü değiştirirken yaklaşık 2 dakika içinde bacağımın üstü acayip kaşınmaya başladı. Kaşırken bi baktım pıt pıt pıt diye bu fotoğrafta gözüken noktacıklar çıktı. Bikaç dakika ölümüne kaşıdıktan sonra hemen duş muş vs derken 15-20 dakika içinde kaybolmuşlardı.
Sabah baktım görünürde hiçbi şey yoktu ama biraz önce yine kaşındı bacağım (noktacıklar yok bu sefer).
Ne olabilir bu ya? Böcek möcek yürüdü desem, dediğim gibi tam dışardan gelmiştim, üstümdeki pantolondan böcek geçmesine pek imkan yoktu. Dün yediğim şeyler standarttı.
Soğuk alerjisi diye bişey var mı mesela? Dünkü kaşıntımla bugünkünün tek ortak noktası "dışarıdan" gelmiş olmamdı. Önümüzdeki bikaç gün doktora gidebilme ihtimalim yok. Ne diyosunuz?
Sabah baktım görünürde hiçbi şey yoktu ama biraz önce yine kaşındı bacağım (noktacıklar yok bu sefer).
Ne olabilir bu ya? Böcek möcek yürüdü desem, dediğim gibi tam dışardan gelmiştim, üstümdeki pantolondan böcek geçmesine pek imkan yoktu. Dün yediğim şeyler standarttı.
Soğuk alerjisi diye bişey var mı mesela? Dünkü kaşıntımla bugünkünün tek ortak noktası "dışarıdan" gelmiş olmamdı. Önümüzdeki bikaç gün doktora gidebilme ihtimalim yok. Ne diyosunuz?
Yemek fotoğrafı için özür dilerim, içeriğini tam olarak göstermek istedim.
Şimdi dostlarım benim yağ oranım %17 ve ben bunu 16'ya düşürmek istiyorum. Bi süredir spordan uzaktım, artık yeniden düzene gireceğim ve bu gratenin kabaklısından, tavuklusundan, karnabaharlısından filan her hafta mutlaka bikaç kez yiyorum. Planımı kötü etkiler mi bu? Zararlı bir şey mi, bırakayım mı ne diyorsunuz? :(
Bu soru dışında her türlü yemek, teknik, taktik tavsiyenize de açığım.
Şimdi dostlarım benim yağ oranım %17 ve ben bunu 16'ya düşürmek istiyorum. Bi süredir spordan uzaktım, artık yeniden düzene gireceğim ve bu gratenin kabaklısından, tavuklusundan, karnabaharlısından filan her hafta mutlaka bikaç kez yiyorum. Planımı kötü etkiler mi bu? Zararlı bir şey mi, bırakayım mı ne diyorsunuz? :(
Bu soru dışında her türlü yemek, teknik, taktik tavsiyenize de açığım.
Modelini de bilmiyorum ne diye geçiyor. Nokta atış mağaza söyleyebilecek olan var mı?
Sabah sabah işe gitmeye üşenirken kalkıp Ankara'ya geldim arkadaş. Ilk gelişim, işim saat 11'de bitecek, sonra da öğlen 3'te dönüş otobüsüm var. O aradaki boşlukta ne yapayım? Anıtkabir'e gideyim mi, yetişir mi? Yoksa şurada otur, şunu ye, bunu gör dediğiniz başka bişeyler var mı? Lokasyon olarak gop'ta olucam işim bittiğinde. Bu yüzden yer yön, otobüs kodu vs tarifleriyle birlikte anlatmanız gerekli :D hadi bakalım ankaralılar, göreyim sizi :D hava da ne berbat lanet olsun.
Dostlarım, kısmetse sabah Ankara otogardayım, oradan metroya ve otobüse binerek konsolosluğa ulaşmam gerekirken nereden hangi kartı almalıyım ben şimdi tam olarak?
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.