Ekşi Duyuru

hiç kullanmadım ama şöyle bir şey vardı sanki, bir siteye sesimizi kaydediyorduk o da bize link veriyordu, kişi linke tıkladığı anda o kayıt çalıyordu.

genelde duyurucular bu siteyi ismini bilmedikleri şarkıları mırıldanarak buraya koymak için kullanır, ki öğrendikten sonra bende öyle yapacağım.

neydi o sitenin adı?

bugün (pazar) için istanbulda hangi saatler arasında tırlara yönelik yürüme yasağı var nasıl öğrenebilirim?

trafiğe kapalı, semt pazarının kurulduğu bir alanda araba kullanmayı öğrenirken polis gelip ceza kesebilir mi yoksa mahalle içinde olduğu için pek takmaz mı?

ayrıca bir sonraki levelde sakin bir mahallenin sokak aralarında gezerken trafik polisine yakalanma ihtimali nedir?

elimde yaklaşık 200 adet plaka listesi ve yine aynı plakaların yer aldığı başka bir liste var, şimdi bu iki listeyi karşılaştırarak birinde olup diğerinde olmayan plakaları tespit etmem lazım.

teker teker bakmaktan ziyade pratik bir şekilde nasıl yaparım bunu?

yazarken aklıma geldi, iki listeyide alfabeye göre sıralarak kontrol edebilirim ama yine tek tek bakmak gerekir, başka bir yol yok mu?

iki yıl örgün eğitim gördükten sonra 3. ve 4. sınıfıda açıköğretimden okuyarak lisans tamamlamayı düşünüyorum, aöf'e gidip sıfırdanmı kayıt olmak gerekir yoksa dikey geçiş falan mı yapmalıyım?

şöyle ağır olmayan, hafif ve kalıcı parfüm tavsiyeleriniz nelerdir?

giorgio armani dışında.

ailesi dağılmak üzere olan, içkisi sigarası olmayan ve sabah işe gidecek biri dışarı çıkmadan kafasını nasıl dağıtabilir?

anahtar kelimeyi bilemediğim için şöyle tarif edeyim;

öyle bir mekanizma yapayımki sabahları ayarladığım saatte o alet bilgisayarın power duğmesine otomatik bassın. evet görünüşte çok basit duruyor ama pratiktede bu kadar basit midir?

yapmaya karar verdik diyelim, nelere ihtiyacım olur, maliyet ne tutar?

son olarak, bu bahsettiğim mekanizmanın adı ne diye geçer?

peşin edit: bilgisayarın otomatik açılmasını sağlayan programlar var ama anakartla uyumlu olmadığı için hiçbiri işe yaramadı.

işim gereği hemen hemen bütün avrupa ülkelerinden yolcu beraberinde sipariş getirtebiliyorum. bugüne kadar parfüm kültürüm pek yoktu, daha doğrusu ya çakma kullanırdım ya da hediye gelirdi ama yaş kemale erince artık kendi orjinal parfümümü kullanmaya karar verdim.

şimdi bir parfüm beğendim diyelim, hangi ülkede üretiliyorsa ordanmı getirtsem daha uygun olur yoksa herhangi bir ülkedende getirtsem değişen bir şey olmaz mı? türkiye gibi fiyatları katlayarak satan başka bir ülke yoktur herhalde.

cihazı kablosuz modem olarak gösteren bir program vardı, internet olmayınca başka bir telefonu veya laptopu bu telefon üzerinden internete ücretsiz bağlayabiliyorduk, neydi o programın adı?

bilgisayarın otomatik açılması için kullanıpta memnun kaldığınız bir yöntem söyleyebilirmisiniz?

win7 yüklü laptop kullanıyorum.

bildiğimiz sarı taksiler bizi gideceğimiz yere bıraktıktan sonra eğer bekle dersek belirli bir süre beklemek zorunda mı?

korsan taksiler yarım saate kadar bekliyor, dönüş ücreti de almıyor. ticari taksilerde de aynı kural geçerli mi?

birkaç yıl önce dinlemiş olduğum fransızca bir şarkı vardı, adı ıhlamur muydu, ıhlamoure muydu, ıhlaomoure muydu neydi bir türlü çıkaramadım ya.

google'da yardımcı olamadı, bilen duyan hatırlayan var mı? ıhlamur diye okuyodum ve ıhlamur gibi bir yazılışı vardı.

hatta nakaratında 'ıııhlamuuuur' diyordu.

yahu nerden yapılıyor bu meret? ben istiyorumki sadece arkadaşlarım duvarımı görebilsin, herkes göremesin. gizlilik ayarlarını birazcık kurcaladım ama hepsi var sadece duvar yok, ya da ben bulamadım.

aile içinde kullanmalık basit bir makine almayı düşünüyorum ama konu hakkında hiç bilgim olmadığı için birkaç model arasında kararsız kaldım. siz göre fiyat & performans açısından en mantıklısı hangisi?

www.ebay.com

www.ebay.com

www.ebay.com

www.amazon.com

bunların dışında 0-300 tl arasında tavsiyede de bulunabilirsiniz.

vakit ayırıp ilgileneceklere teşekkürlerimi sunarım.

tıpamız yıllardır kayıp, bugünde küveti dolduracağım tuttu ama suyun tahliye olmasını bir şekilde engellemem lazım. market poşetine kum doldurup giderin üzerine bıraktım ama faydası olmadı, var mı yaratıcı fikirleriniz?

başrol oyuncusunu sanki çok uzun yıllar dondurmuşlarda çözüldükten sonra herşey değişmiş, teknoloji gelişmiş ve adamda o yeni çağa ayak uydurmaya çalışıyor. filmde o adamın hayatını anlatıyor, he?

veya şöylede olabilir, atıyorum adam 50 yıldır cezaevindedir ve çıktıktan sonra herşey değişmiştir. dışarıdaki hayatı görünce çok şaşırır ve uyum sağlamaya çalışır.

veyahutta adam 40 senedir ıssız bir adada yaşamıştır, kurtarıldıktan sonra karaya döner ve herşey çok değişmiştir, değişen teknolojiyi, yükselen binaları görünce şaşırır, alışmaya çalışır.

hatta adam eski çağlarda yaşayan biri bir şekilde yüzyıllar sonrasında buluyor kendini. bu garip dünyaya alışmaya çalışıyor.

herhalde anlatabildim, anlattıklarıma benzer konusu olan bir film biliyormusunuz?

(bkz: kendimi ifade edemeyen beynime zıçayım)

son 15 dakika içinde belki yirmiye yakın savaş uçağı arka arkaya kalktı. normalde günde birkaç tane kalkması gerekirdi, kaldıki bugün bayram. eğitim falan filan diyeceğim ama hiç bu kadar abarttıklarını hatırlamıyorum. o sinir bozucu seslerin kafa ütülemeside cabası. son dakika haberlerine baktım sınır ötesinde savaş falanmı çıktı diye ama yok.

yorum yapabilecek var mı?

aha şimdi aklıma geldi 30 ağustos diye gösteri uçuşu yapılıyor olabilir dimi?

birkaç aydır kullandığım samsung galaxy fit'im var. root'suz olduğu için telefonu sınırlı kullanabiliyorum, root atıncada garantiden çıkıyor.

sırf android markete girebilmek ve ancak root'lu cihazlarda kullanılan uygulamaları yükleyebilmek için telefonu garanti dışı bırakmaya değer mi?

son olarak, 11 yıldır telefon kullanıyorum ve herhangi bir nedenden dolayı hiç servise gitmedim, o derece temiz ve dikkatli kullanırım. hele bu elimdeki hem yeni hemde süpersonik olduğu için daha titiz kullanıyorum. demem o ki telefona bir şey olupta servise gitme ihtimalim çok çok düşük. sizce şeytana uyup root atayım mı telefona? birde hazır eliniz değmişken root atmanın avantajlarını ve dezavantajlarınıda yazıverirseniz pek bir iyi olur.

çocukken televizyonda izlediğim ve hayal meyal hatırladığım bir film vardı, tamamı adada geçiyordu. sarışın bir erkek, bir kadın ve birde sarışın bir çocuk var, üçü adada yaşıyordu işte başka kimse yoktu herhalde. kadınla erkek gençti. yemek bulmak için ailecek denize dalıp balık falan yakalıyorlardı, ha birde birkaç sahnede öpüşme olduğu aklımda kalmış.

klasik bir konusu var ama çocukluğumda izlediğim için etkilemişti beni, bulup tekrar izlemek istiyorum ama hatırlayan var mı böyle bir filmi?

öncelikle led, lcd ve plazma seçeneklerinden en mantıklısı lcd sanırım. max. 1000 tl civarında olacak bir şekilde nasıl bir şey tavsiye edersiniz?

hangi özellikler olmalı?
nelere dikkat etmeliyim?
hangi marka iyidir?
istanbulda nerelerde ucuza alınır?

kısaca aileme hediye olarak lcd tv almak istiyorum ama konu hakkında hiç bir fikrim yok, biraz tavsiye ve fikir verseniz?

birkaç gün önce bir şey sormaya çalışmıştım ama meğerse yapmak istediğim işin tam tersini sormuşum. istediğim formül şu;

atıyorum B2 hücresindeyim ama başka bir hücreye veri girişi yapmak istiyorum. mesela üzerinde olduğum hücreye B2=EKŞİ yazayım ve B2 hücresinde EKŞİ yazsın. var mı böyle bir güzellik?

bana fransadaki lojistik firmalarının listesi lazım. fransızca bilen birisi anahtar sözcükleri google'a girerek o listenin linkini bana atabilir mi? bütün firmalar değil tabiki, ne kadar çok olursa o kadar işime yarar.

çok zaman almayacak bir rica, insanlık namına bilen birileri birkaç dakikasını ayırabilir mi?

veya tavsiyelerinizide yazabilirsiniz. tik'leriniz sabahın ilk ışıkları ile birlikte atılacaktır, sevgiler.

yirmili yaşların başındayım, yeni mezun olup bir işe girdim düzenli bir hayatım var ama çok fena bir şekilde dikkat dağınıklığımda var. az önce konu hakkında bir makale okudum ve yazı resmen baştan sona kadar beni anlatıyordu.

mesela ofiste birisi bana 1-2 kelimelik bir şey söylüyor bende birden tamam/evet diyorum ama birkaç saniye sonra neye tamam dediğimi unutuyorum. aslında unutma değilde o kişinin bana dediği şeyi duymuyorum sanki aklım başka bir yerde oluyor, konsantre olamıyorum.

yine başka bir örnek vereyim, bir iş yaparken başkası gelip ne iş yapıyorsun deyince öyle kalakalıyorum, 4-5 saniye düşünüyorum şunu yapıyorum diyebilmek için.

acayip bir şekilde dikkat dağınıklığım ve konsantrasyon problemim var, bunun tedavisi var mıdır? doktora görünmek gerekir mi? şu problemi bir halletsem özgüvenimde %90'a yakın artış yaşanacak eminim.

bir hücreye eklediğimiz yazının aynı anda başka bir hücreyede girilmesini sağlayan bir formül var mı? varsa nedir?

yirmili yaşların başındayım, saçlarım yaklaşık sırtıma kadar (bel değil, biraz daha yukarda), genetik olarak dökülme var ama saçlarım gür olduğu için şuan kellik yok. her duştan çıktığımda resimdekinin aynısını giderden alıyorum.

saçımın uzunluğu dikkate alındığında giderde resimdeki kadar kıl birikmesi normalmidir? birde yine saçımın gür olması dikkate alındığında bu kadar dökülme normal mi?

edit: kızlar, sizin duş giderindende bu kadar çıkıyor mu?

okul zamanı çevremde istemediğim kadar olurdu bunlardan, şimdi okul bitti hepsi kayboldu. konu-komşuda yok ki gidip derdimi anlatabileyim.

avonun birkaç yıldır kullandığım tüp şeklinde el kremi var, nemlendirici diye geçiyor sanırım. evdeki bitti ve acilen yenisini almam gerekiyor ama sipariş verebileceğim biri yok, en son dükkanlarda falan satılmıyordu, hala öyle mi? ha birde eskişehirde yönlendirebileceğiniz biri varmıdır?

orta seviyede olan ingilizcemi biraz daha geliştirmek için yurtdışına gitmeyi düşünüyorum, ama sadece düşünüyorum. work and travel'la mı yoksa tek başıma mı gitmeliyim hiç bir fikrim yok. buna hep beraber karar vereceğiz.

ülke olarakta kanada aklımdan geçiyor ama koşullara göre daha farklı bir yerde düşünebilirim. en fazla birkaç aylığına kalma, kaldığım yerdede part-time veya full-time çalışma düşüncem var ama bütün bu düşüncelerim şuan için çok çok yüzeysel. yurtdışına gitmeyi kafaya koydum ama hiçbir detay bilmiyorum.

benim gibi düşünen biri için hangi ülkeyi, ne kadar bütçeyi, nerede kalmayı tavsiye edersiniz?

resimdeki gömlekleri renklilerle mi yoksa beyazlarla mı atacağıma karar veremedim. baştaki mavi, ortadaki gri, sondaki ise biraz daha açık mavi. ha birde üzerlerinde 30 derecede yıkayın yazıyor, 45-50 derecede yıkasam bir şey olur mu? ve son olarak yaklaşık yarısı dolu olan makineye ne kadar deterjan koymam uygun olur? bugüne kadar hep kafama göre koydum ama pek verim alamadım.

bugün oruç nedeniyle olağanüstü susadım ve işten çıkar çıkmaz gittim kavun aldım, uzun zamandır yemediğim için canımda çekmişti. neyse efenim yemek hazırlamaya üşendiğim için ezan okunur okunmaz yumuldum ve orta büyüklükteki bir kavunu afiyetle yedim. sonra dedim bu suyun yerini tutmaz, tuttum üstüne yaklaşık bir litrede su içtim ve içmemle birlikte göbeğim ağırlığı taşıyamadı ve olduğum yere yığıldım.

şimdi salak ben, kavun üzerine su içildikten sonra ishal olma ihtimalinin varlığını bilmeme rağmen nefsime hakim olamadım ve o suyu lıkır lıkır içtim.

merak ettiğim olay, ishal olmama ihtimalim yüzde kaç? veya tedbir olarak ne yemeliyimki yılanın başı büyümeden ezilsin? babannelerin dediği gibi leblebi falan yemek işe yararmı şimdiden?

edit: diğer yarısınıda sahura saklamıştım ama bu gidişle vazgeçeceğim bu sevdadan.

birkaç ay önce bahçemizde dünyaya gelmiş üç tane tosuncuk var. bunları ilk günden beri özel mamayla besliyorum ama gittikçe büyüyorlar ve masraflarıda artmaya başladı. artık mama yerine daha ekonomik şeylere yöneleyim diyorum ama aklımada alternatif gelmiyor. tavsiyeleriniz nedir?

ha bir de ucuz mama için nerelere bakayım? carrefour, migros gibi marketlerde mi daha uygun olur yoksa veterinerlerde mi? eminönünde açık mama satıyorlardı ama eskişehirde hiç bilmiyorum nerelerde bulunur.

imsak mı? güneş mi? hangisine bakılıyordu ya?

kişisel tahminim güneşten yana, sizce?

edit: en geç kaça kadar yiyebiliyoruz diye sormak istedim.

öncelikle okuyacağınız için peşinen teşekkür ederim;

ben yeni mezunum ve yaklaşık 1 aydır özel bir şirkette çalışıyorum. pratik bilgim çok fazla olmadığı için anca bana öğretilen işi yapıyorum, sağolsunlar yavaş yavaş yeni şeyler öğretiyorlar. bende arada yanlarına gidip banada öğretin bende yapayım abi diyorum ama yoğun çalıştıkları için bugün git yarın gel diyorlar çoğu zaman.

neyse efenim bu kadar bilgiyle becerebildiğim işleri yapıyorum ve genelde öğlene kadar yoğun oluyorum, öğlenden sonra biraz daha sakinim. insanların yanına gidip bana öğretin demeyede çekiniyorum belirttiğim gibi işleri yoğun oluyor. bugün patron beni çağırdı, "senden beklediğimiz patlamayı yapamadın, deneme sürecinin başarılı veya başarısız geçmesi konusunda kararsız kaldık o yüzden 1-2 hafta daha şans tanıyorum sana, bu süre içinde kendini göster" gibilerinden laflar söyledi ama ben cevap veremeden konu kapandı ve yerime geçtim.

şimdi olay bu, iş gelince severek yapıyorum ama birileri bir şey öğretmeyincede yanlarına gidip bilgi dilenmeye çekiniyorum. e böyle olunca da dışarıdan bakınca tembel, az iş yapan biri olarak gözüküyorum.

şimdi bu durumda ne yapmalıyım? hani işten çıksam pek üzülmem çok çok memnun değilim ama sonuçta böyle bir ayar yemek koydu bana, bütün gün moralim bozuk bir şekilde geçti. ne yapmalı dostlar? kendimi nasıl ispat etmeliyim? önceki çalıştığım yerler benden oldukça memnundular, bırakmak bile istemiyorlardı. eminim kendimi ispatlayınca burada da böyle olacak ama hem sektörde hemde ofiste yeniyim, alışana kadar böyle yanlış tanınıyorum.

ha bu arada, bir lojistik firmasında operasyon bölümünde çalışıyorum. akıl verin.

daha öncede defalarca sordum ama pes etmeyeceğim. kendi modemimden bir türlü sözlükspot'a bağlı sözlüklere giremiyorum. sorun bilgisayarda değil çünkü başka yerlerde girebiliyorum, sadece evdeki modemden girilmiyor. adres satırına yazınca veya gooogle'dan inci'ye tıklayınca beyaz sayfada kalıyor öyle, ne bir hata veriyor ne de bir uyarı.

denemediğim yöntem kalmadı ama yinede umudumu kaybetmedim, gelen cevaplar işe yarasada yaramasada tik koyacağım ama işe yarayanı özellikle belirteceğim.

ha birde bu işi ciddi ciddi kafaya takmış bulunuyorum, çözenin banka hesabına tamı tamına 10 türk lirası, evet yanlış duymadınız bildiğiniz on lira gönderiyorum.

son olarak denediğim yöntemleride yazayım;
- format
- modeme reset
- yeni modem
- dns değişikliği
- farklı tarayıcı
- farklı işletim sistemi
- vtunnel tarzı siteler (denedim işe yarıyor ama sorunun çözümü bu değil)

duyuru içinde bu kadar sinir bozucu bir şey görmedim arkadaş. adam duyurusunu açıyor çarşaf çarşaf açıklıyoruz satırlarca yazıyoruz vaktimizi ayırıp emek harcıyoruz ama oda ne? herif ertesi gün duyuruyu silmiş. alacağını aldıktan sonra sen sağ ben selamet. bre kanzuk, bırakta senden sonraki nesiller faydalansın ne bu bencillik? ha kişisel duyuru olur başkasının işine yaramayacağını düşünürsün tamam sil eyvallah ama ne bileyim onun dışındaki duyuruları ne diye siliyorsun? nerene girdi?

sırf bu yüzden duyurulara cevap yazmaya çekiniyorum, illa yazacaksamda mümkün olduğunca kısa yazmaya çalışıyorum adam silerse emek boşa gitmesin diye.

siz ne düşünüyorsunuz?

yaklaşık 300-400 metrekarelik ofisimizde kullanılmak üzere buzdolabı şeklinde olan klimalardan almayı düşünüyoruz. iş üzerime yıkıldı ama işin enteresan tarafı bu işlerden hiç anlamam. btu olayı falan var onlar ne işe yarar ki? alırken nelere dikkat edilmeli, nereden nasıl birşey almalı, hangi özelliklere sahip olmalı anlayan arkadaşlar birşeyler söylerse o kadar yardımcı olursunuz ki.

birde toplamda 4 adet alacağız, nerelerde uygun olur?

çalıştığım şirketin 100'den fazla tırı var, bir o kadarda şoförü. adamlar sürekli yurt dışına gidip geliyor, bugün rastgele bir tıra bindim adam zulayı bir açtı samsung galaxy s'ler, blackbarry'ler, laptoplar, çikolatalar püskevitler....

adamlar yaşıyor ya, geçtiği her ülkeden birşeyler alıyorlar. bugün bu olayı yaşadıktan sonra boşuna okuduğumu anlayıp tır şoförü olmaya karar verdim, şaka şaka.

bizim şoförlerin geneli bütün avrupayı dolaşıyor, ben bunlara yeterli miktarda para versem getirmeyecekleri şey yok, sizce fırsat bu fırsat diyip neler isteyeyim? elektronik olsun gıda olsun başka şeyler olsun neler getirteyim sizce? diğer çalışanlar viski falan getirtiyorlar ama alkol kullanmadığım için es geçiyorum bu alternatifi. ha bir de telefon getirtsem türkiyede kilidini açtırabilirim değil mi?

büdüt: mevzubahis ülkeler almanya, fransa, belçika, bulgaristan, slovenya, avusturya, italya, slovakya, hırvatistan ve çevreleri işte.

adliyeden temiz kağıdı almak için kimliği verir vermez kağıdı hemen veriyorlar mı yoksa bugün git yarın gel gibi bir durum olur mu?

bir de kan grubu kartını sağlık ocaklarından alabilirmiyim? veya özel hastaneler para ister mi, isterse ne kadar girer?

8 tanesi için 10 tl normal mi? on liraya sekiz tane minicik resim biraz abartı geldi bana ama belkide piyasası böyledir bilmiyorum.

siz kaça çektirdiniz?

yahu bir gömlek var, 20 dakikadır ütü yapmaya çalışıyorum ama bir türlü ütü tutmuyor, hala kırışık. tam ütülüyorum kenara koyucam bir bakmışım tekrar kırışmış. sorun nedir atladığım birşey mi var? sıcaklık ayarından kotonu falan mı seçmek gerekiyor anlamadım ki. diğerleri otoban gibi dümdüz oldu ama teki şerefsiz çıktı uğraştırıyor.

aşağıdaki basit kelimelerin tam olarak ingilizce karşılıkları nedir? müşteriye yazacağım için hata olmaması lazım. parantez içini çevirmenize gerek yok sadece cümle içindeki yerini bilin diye ekledim.

* (araç) limanda
* (araç) yüklemede
* (araç) boşaltma adresinde
* (araç) gümrükte
* gemi limana yanaşacak
* araç gün içinde boşaltma adresinde olacak

birkaç kelime dedim ama cümlede çıktı içinden, sağolun.

e-ticaret ile uğraştığım zamanlar ptt kargo ile sık sık paket gönderiyordum. geçenlerde ptt'den aradılar ve gönderdiğim bir kargonun yolda kaybolduğunu söyleyip benden paket ile ilgili bilgi istediler. bende aşağı yukarı birşeyler salladım, daha sonra kendi çapımda tuttuğum eski hesapları kontrol ettim ve herhangi bir problem görmedim. ya adamlar kargoyu teslim edip kağıdı kaybettiler yada benim kargo arada kaynadı gitti kayboldu, hiç bir fikrim yok.

neyse efenim bugün ptt'den mail geldi kargonuz kaybolmuştur bizden tazminat isteme hakkınız var diye, bende kararsız kaldım çünkü olay net değil.

durum bu, sizce ne yapmalı? ne kadar istemeli? içinde ne olduğunuda hatırlamıyorum ama olsa olsa en fazla 50 tl'lik ürün vardır.

fikirlerinizi esirgemeyin lütfen. ne yapayım?

bahçede beslediğim üç yavru kedi var. bugün işten geldiğimde yeni bir üyenin aralarına katıldığını gördüm. diğer üç kardeşten biraz daha küçük ama cinside farklı. sokak kedisi lakin farklı bir tür, hem tüyleri yumuşak hemde yusyuvarlak birşey bu. top gibi ayakları falanda kısacık.

neyse efenim bu pek hoşuma gitti aldım biraz hop hop severken diğer üç kediden en samimi olduğum sarışın geldi ve garip sesler çıkarmaya başladı derken pat diye elime saldırdı. çok şaşırdım halbuki aramız çok iyi düzenli olarak beslerim ve seviyeli bir ilişkimiz vardı. çok şaşırdım la kıskandı mı acaba? bir de yeni kediyi yere bırakıp o samimi olduğum kediyi seveyim dedim ama benden kaçtı, bildiğin trip attı. birkaç dakika boyunca dokundurtmadı kendisine.

ben kendime göre böyle yorumladım ama gerçekten kıskanmış olabilir mi? birde bu yeni gelen kedi çok masum ve sessiz, diğerleri arada patiyle sataşıyor bu garibimde sesini çıkarmıyor. aralarını düzeltebilmemiz mümkün mü?

evet birkaç yıl önce youtube'da dinlemiştim. akvaryum ağırlı bir klipti, hatta akvaryum balıkları konuşuyordu. hareketli ve çocuksu bir müziği vardı hatta şöyle başlıyordu, sözleri biraz sallayarak yazıyorum;

hello gğüsın gross, my name is freddly. this is my friend sevmınti sevmıni. (buraya kadar normal konuşma gibi bir girişi var)

evet böyle saçma bişeydi, hatta şarkının adında 'simon' gibi bir kelime geçiyordu. neydi o be?

büdüt: ta kendisi :)

mahallemizde zengin bir aile var, çocukları istediği için tavşan almışlar ama artık hevesleri gittiği için ilgilenmiyorlar hayvancağızla. bir haftadır falanda kutusunda öylece kıpırdamadan duruyormuş, sanırım ayağı kırılmış. adamlar zengin olmasına rağmen veterinere götürmüyorlar, bizde iki arkadaş duruma müdahale etmeye karar verdik. şimdi hayvanı bunlardan alıp veterinere götürsek kırık ayağın tedavisi için bizden ne kadar ister?

birde barınaklar alırmı tavşan? olmadı burda duyuru açıp sahiplendirmeyi düşünüyoruz ama öncelikle tedavi olması lazım acilen. fiyatlar hakkında birşeyler söylerseniz hemen götürelim. he son olarak pazar günü açık veteriner bulunur mu?

gündüzleri işte olduğumdan sorular birikiyor ve haliyle arka arkaya açıyorum başlıkları. şimdi elimizde xx@yy.com.tr ve ff@hotmail.com formatında iki farklı mail adresi var. hotmaildeki kişileri diğer adrese nasıl ekleyebiliriz?

msn'in önceki sürümlerinde yukarıdaki 'kişileri kaydet'seçeneğinden hepsini topluca kaydedip yine topluca ekleyebiliyorduk ama bu lanet olası yeni sürümde böyle bir seçenek yok.

nasıl yaparız?

ofiste bütün bilgisayarlar birbirine bağlı, hepsi tek bir yazıcıyı kullanıp çıktı alabiliyor ancak win7 yüklü notebook hariç. üç kişi nöbetleşe çalışarak bütün gün uğraştık ama bir türlü beceremedik, bilgisayar yazıcıyı görüyor hatta yazdır dedikten sonra hata bile vermiyor ama orda kalıyor işte.

yazıcı ve wireless driverlarını yükledim sorun düzelmedi, problem nerden kaynaklı olabilir?

bu aralar gündemi pek takip edemiyorumda ortalarda dönen şöyle bi durum var çözemediğim, bazı insanlar linklerine tıklanması için çeşit çeşit yazılar yazıp dikkat çekmeye çalışıyor veya atıyorum hilal cebecinin çıplak resimleri için tıklayın diyerek wolksvagen sitesindeki kendi profiline yönlendiriyor sizi. tıkladıkça ışın kılıcı var o doluyor ama dolduktan sonra ne oluyor? sözlükte bile alakasız entry'lerin altına link vermişler. nedir bu allasen? ne kazanıyor bu insanlar?

edit: biraz detay verin lütfen, 1-2 kelimelik cevaplar daha çok kafa karıştırıyor.

ofiste hürriyet, sabah ve hotmail gibi iyi niyetli sitelere giremiyorum, filtre kullanılıyor. bunu aşmanın bir yolu var mı?

internet şubesini biraz kurcaladım ama pek göremedim gibi, karttaki taksitleri peşin ödeme yaparak kapatabilirmiyim yoksa mecburen her ay tıkır tıkır taksit ödemek zorundamıyım?