2010 model bilgisayarıma 500 gb bir ssd alacağım. bilgisayar sanırım sata3, sata2 falan değil, düz sata destekli (sata1 yani).
samsung 850 evo falan pahalı, 600 küsur lira. hem de zaten sata3 kullanamayacağım için gereksiz görüyorum. sandisk pro'lar var 480 gb. 400 lira. mediamarkt'taki görevli fazlasıyla yeter dedi. vatan'daki ise kontrollü okuma hızı diye bir şeyden bahsetti ve transcend ya da samsung 750 evo önerdi.
nedir bu kontrollü okuma hızı? ve hangisini alayımi fark eder mi benim bilgisayarım için, en ucuzunu alsam yeterli (ve tabii dayanıklı) olur mu?
edit: bu arada anakart sata2 destekli imiş. aida64 yükleyip baktım, doğru gösteriyorsa.
samsung 850 evo falan pahalı, 600 küsur lira. hem de zaten sata3 kullanamayacağım için gereksiz görüyorum. sandisk pro'lar var 480 gb. 400 lira. mediamarkt'taki görevli fazlasıyla yeter dedi. vatan'daki ise kontrollü okuma hızı diye bir şeyden bahsetti ve transcend ya da samsung 750 evo önerdi.
nedir bu kontrollü okuma hızı? ve hangisini alayımi fark eder mi benim bilgisayarım için, en ucuzunu alsam yeterli (ve tabii dayanıklı) olur mu?
edit: bu arada anakart sata2 destekli imiş. aida64 yükleyip baktım, doğru gösteriyorsa.
oğlana "klasik masallar" diye bir kitap aldım. kırmızı başlıklı kız, külkedisi, yok efendim hansel ile gretel falan. alırken de göz gezdirdim ama iyice okumadığım için dikkatimi çekmemiş.
pinokyo var bu kitapta. olm pinokyonun en önemli, en bilinen özelliği yalan söyleyince burnunun uzaması değil midir lan? koca pinokyo masalında yalan söyleme ve burun uzaması yok. bambaşka bir hikaye gibi. orijinalini de hatırlamıyorum ki ne kadar kırpılmış anlayayım.
şimdi alıp kitabı geri götüreceğim. klasik masal diye aldık, sansürlü çıktı. hayır acaba pedagojik olarak pinokyo masalından burun uzama hadisesi uzman görüşü ile falan mı çıkarıldı, "artık böyle anlatılacak, çocukların gelişimini olumsuz etkilediği için burun uzamasından bahsedilmeyecek" falan mı dendi? niye yok oğlum?
pinokyo var bu kitapta. olm pinokyonun en önemli, en bilinen özelliği yalan söyleyince burnunun uzaması değil midir lan? koca pinokyo masalında yalan söyleme ve burun uzaması yok. bambaşka bir hikaye gibi. orijinalini de hatırlamıyorum ki ne kadar kırpılmış anlayayım.
şimdi alıp kitabı geri götüreceğim. klasik masal diye aldık, sansürlü çıktı. hayır acaba pedagojik olarak pinokyo masalından burun uzama hadisesi uzman görüşü ile falan mı çıkarıldı, "artık böyle anlatılacak, çocukların gelişimini olumsuz etkilediği için burun uzamasından bahsedilmeyecek" falan mı dendi? niye yok oğlum?
eşim indirimden kampanyadan denk getirip şu ayakkabıdan almış bana.
www.morhipo.com
çok rahat, güzel ayakkabı ama bu renk pek tarzım değil. bu ayakkabıyı neyle ve/veya ne renk pantolonla giyerim? 37 yaşında erkeğim. kampanya ürünü olduğu için renk değiştirme şansım yok, giymezsem iade edeceğim. bana fikir verir misiniz? ama marjinal şeyler önermeyin, düz adama göre fikir verin.
www.morhipo.com
çok rahat, güzel ayakkabı ama bu renk pek tarzım değil. bu ayakkabıyı neyle ve/veya ne renk pantolonla giyerim? 37 yaşında erkeğim. kampanya ürünü olduğu için renk değiştirme şansım yok, giymezsem iade edeceğim. bana fikir verir misiniz? ama marjinal şeyler önermeyin, düz adama göre fikir verin.
iki erkek kardeşin eşleri birbirine göre: elti
iki kız kardeşin eşleri birbirine göre: bacanak
bir erkek bir kız kardeşin eşleri birbirine göre: ?
iki kız kardeşin eşleri birbirine göre: bacanak
bir erkek bir kız kardeşin eşleri birbirine göre: ?
niye uçaklarda check in yapma gibi bir uygulama var? otobüs gibi bileti alırken koltuğu da alsak ya. niye illa bileti ayrı alıyoz, binerken (veya binmeden az önce online olarak) "evet bilet aldım ve uçağa binecem bana koltuk verin" diyoruz da bileti alırken direkt koltuk seçip almıyoruz?
vereceğiniz cevaba göre tam tersini de sorayım o zaman. peki o zaman otobüslerde niye check in yapmıyoruz da biletle beraber koltuk alıyoruz?
vereceğiniz cevaba göre tam tersini de sorayım o zaman. peki o zaman otobüslerde niye check in yapmıyoruz da biletle beraber koltuk alıyoruz?
mediamarkt'tan bir tablet alacağım (samsung galaxy tab a). illa ek hizmet satmaya çalışıyorlar. kasko dediler istemem dedim. arkasından kurulum dediler istemem dedim. ama dedi ki "ekran kırık çıkar, ölü piksel falan çıkar, doğrudan değiştiririz, yoksa servise yollarız". bunun için de 20 lira istiyorlar.
hayır kurulum falan istemiyorum ben arkadaş, kendi kurulumumu kendim yaparım. hem belki hediye alacağım. belki kutunun bekaretini kendim bozayım, ekran filmini kendim sökeyim istiyorum. açılmamış kutuyu kendim eve getirdikten sonra ölü piksel, ne bileyim kırık ekran çıkarsa hiç hakkım olmuyor mu?
ya da aldığım cihazın sağlamlığını kontrol etmek için illa 20 lira mı vermem lazım? özel bir hizmet istemiyorum. yapılacaksa sadece kontrol edilsin. kurulum falan yapılmasın. olmuyor mu öyle? satıcıya göre olmuyor diye almaktan vazgeçip çıktım ben de.
hayır kurulum falan istemiyorum ben arkadaş, kendi kurulumumu kendim yaparım. hem belki hediye alacağım. belki kutunun bekaretini kendim bozayım, ekran filmini kendim sökeyim istiyorum. açılmamış kutuyu kendim eve getirdikten sonra ölü piksel, ne bileyim kırık ekran çıkarsa hiç hakkım olmuyor mu?
ya da aldığım cihazın sağlamlığını kontrol etmek için illa 20 lira mı vermem lazım? özel bir hizmet istemiyorum. yapılacaksa sadece kontrol edilsin. kurulum falan yapılmasın. olmuyor mu öyle? satıcıya göre olmuyor diye almaktan vazgeçip çıktım ben de.
eczaneler artık iyice ilaç bakkalı olmuş. eskiden benim bildiğim eczayı kendileri hazırlar ilaç yaparlardı.
doktor babama kulak damlası yazdı. hazırlama ilaç. ne kadar eczane dolaştıysak hazırlayan yok. çünkü hiçbirinde malzeme yok. "2 gram ilaç için 1 kiloluk bidonla satıyorlar kimse almaz da, bulundurmaz da" dedi hatta samimi olan bir tanesi.
velhasıl ankara'da reçeteli hazırlama ilaç yapan eczane var mı? kızılay bahçeli civarlarındao labilir. olmuyorsa da gider yaptırırım varsa.
doktor babama kulak damlası yazdı. hazırlama ilaç. ne kadar eczane dolaştıysak hazırlayan yok. çünkü hiçbirinde malzeme yok. "2 gram ilaç için 1 kiloluk bidonla satıyorlar kimse almaz da, bulundurmaz da" dedi hatta samimi olan bir tanesi.
velhasıl ankara'da reçeteli hazırlama ilaç yapan eczane var mı? kızılay bahçeli civarlarındao labilir. olmuyorsa da gider yaptırırım varsa.
her sabah mis gibi duşumu alıyorum, deodorantımı sürüyorum, tertemiz tişörtümü giyiyorum. aradan daha 1-2 saat geçmeden affedersiniz koltuk altımdan kokular yükselmeye başlıyor.
bugüne kadar bunun 1-2 saatte hem de ofiste otururken nasıl olduğuna anlam verememiştim. meğersem o tişörtü tüm gün koşturmalı terlemeli bir günde giydiğim zaman haliyle ter kokmuş. ama bu koku da yıkayınca çıkmamış. bir sürü tişörtüm böyle. daha yeni yıkanmış, askıdaki tişörtü aldım kokladım leş gibi kokuyor. ne kadar yıkansam da, deodorant sürsem de aşırı terleyen ve kokan bir adamım. doktor bana çare bulamadı. bari tişörtleri kurtarayım. çöpe gitmesin. persil jel deterjanla 40 derecede ön yıkamalı yıkıyorum, asarak kurutuyorum. daha ne edeyim? 90 derecede kaynatsam rengi kalmayacak, çekecek. nasıl temizlerim ben bu tişörtleri?
bugüne kadar bunun 1-2 saatte hem de ofiste otururken nasıl olduğuna anlam verememiştim. meğersem o tişörtü tüm gün koşturmalı terlemeli bir günde giydiğim zaman haliyle ter kokmuş. ama bu koku da yıkayınca çıkmamış. bir sürü tişörtüm böyle. daha yeni yıkanmış, askıdaki tişörtü aldım kokladım leş gibi kokuyor. ne kadar yıkansam da, deodorant sürsem de aşırı terleyen ve kokan bir adamım. doktor bana çare bulamadı. bari tişörtleri kurtarayım. çöpe gitmesin. persil jel deterjanla 40 derecede ön yıkamalı yıkıyorum, asarak kurutuyorum. daha ne edeyim? 90 derecede kaynatsam rengi kalmayacak, çekecek. nasıl temizlerim ben bu tişörtleri?
ne kadar hijyenik üretilirse üretilsin, ne kadar sıkı ambalajlanırsa ambalajlansın bir market yoğurdu bozulmadan ne kadar uzun süre dayanabilir?
markasını veremeyeceğim fakat haziran ayında buzdolabının dibinde unuttuğum ve son kullanma tarihi 31 ocak olan üç küçük paket kapalı yoğurt buldum. birini açtım, bozulma belirtisi yoktu. ne küf, ne koku. bilim adına bütün riskleri göze alıp tadına da baktım, normaldi. yemedim tabi attım çöpe (gerçi keşke atmasaydım diyorum, ambalajı açıkken kaç gün bozulmadan duracak onu da denerdim).
kalan açılmamış iki tanesinin birini buzdolabına geri koydum, birini de yaz sıcağında açığa, hatta pencerenin önüne koydum. kışın da kalorifer üstünde duracak. sene-i devriyesinde açıp bakmayı düşünüyorum.
fabrikası "o kadar hijyenik üretiyoruz, o kadar sağlam ambalajlıyoruz ki, ne içinde bakteri kaldı, ne dışardan hava girer" diye savundu kendini. ben ise bunun yoğurt olmadığı kanaatindeyim.
ne dersiniz hakikaten hijyenle ambalajla 8 ay bozulmadan durur mu yoğurt?
markasını veremeyeceğim fakat haziran ayında buzdolabının dibinde unuttuğum ve son kullanma tarihi 31 ocak olan üç küçük paket kapalı yoğurt buldum. birini açtım, bozulma belirtisi yoktu. ne küf, ne koku. bilim adına bütün riskleri göze alıp tadına da baktım, normaldi. yemedim tabi attım çöpe (gerçi keşke atmasaydım diyorum, ambalajı açıkken kaç gün bozulmadan duracak onu da denerdim).
kalan açılmamış iki tanesinin birini buzdolabına geri koydum, birini de yaz sıcağında açığa, hatta pencerenin önüne koydum. kışın da kalorifer üstünde duracak. sene-i devriyesinde açıp bakmayı düşünüyorum.
fabrikası "o kadar hijyenik üretiyoruz, o kadar sağlam ambalajlıyoruz ki, ne içinde bakteri kaldı, ne dışardan hava girer" diye savundu kendini. ben ise bunun yoğurt olmadığı kanaatindeyim.
ne dersiniz hakikaten hijyenle ambalajla 8 ay bozulmadan durur mu yoğurt?
yedigöller'de şöyle pazartesi-cuma arası kalabileceğimiz çok da pahalı olmayan bir yer önerebilir misiniz? ya da yer bulunur mu bu saatten sonra. planladığımız tatil iptal oldu, yakın bir yerlere kaçalım diyoruz biz de.
alternatif olarak ne bileyim akçakoca olur, abant olur, ılgaz olur, önerebileceğiniz ne varsa kabuldür.
not: araç var. çıkış noktası (ve tabii dönüş noktası) ankara.
alternatif olarak ne bileyim akçakoca olur, abant olur, ılgaz olur, önerebileceğiniz ne varsa kabuldür.
not: araç var. çıkış noktası (ve tabii dönüş noktası) ankara.
başka alternatif düşünmüyorum, bu ikisinden biri.
telefonu aldı mı 3-4 yıl kullanan bir kişiyim. hemen hemen her özelliğini de kullanırım. root falan yapmam, orijinal romuyla orijinal haliyle kullanırım. samsung galaxy s3'üm iyice şiştiği için değiştireceğim.
note 4: 1850 lira.
note 5: 2400 lira, yanında vr gözlük hediye.
vr gözlük alırsam ilk heves biraz kurcalarım, çocuğu eğlendiririm, koyarım bir kenara kesin. açmadan satarsam 200 falan ediyormuş.
sizce ne alayım? diğer özelliklerine falan bakınca note 5 mi alayım, aradaki farka değmez mi?
note 7 3600 lira, aşırı pahalı onu en baştan eledik. onu alacağıma iki tane note 4 alırım.
telefonu aldı mı 3-4 yıl kullanan bir kişiyim. hemen hemen her özelliğini de kullanırım. root falan yapmam, orijinal romuyla orijinal haliyle kullanırım. samsung galaxy s3'üm iyice şiştiği için değiştireceğim.
note 4: 1850 lira.
note 5: 2400 lira, yanında vr gözlük hediye.
vr gözlük alırsam ilk heves biraz kurcalarım, çocuğu eğlendiririm, koyarım bir kenara kesin. açmadan satarsam 200 falan ediyormuş.
sizce ne alayım? diğer özelliklerine falan bakınca note 5 mi alayım, aradaki farka değmez mi?
note 7 3600 lira, aşırı pahalı onu en baştan eledik. onu alacağıma iki tane note 4 alırım.
dörde bölünmüş bir fotoğraf karesi. her karede aynı fotoğraf (bazen her birinde biraz daha zoom'lanmış), altlarında da "hede hödö yapayım mı, bıdı bıdı da yapayım mı, hele hölö yapayım mı, napıcan bilmemne mi yapıcan" yazıyor.
mesela vitor pereira resmi var dört tane. altlarında "şampiyon olmayayım mı, şampiyonlar liginden de eleneyim mi, uefa'dan da eleneyim mi, napıcan ersun'u mu getirecen" yazıyor.
bu nedir, nereden çıktı bu, bir şeylere gönderme falan mı bu tarz?
mesela vitor pereira resmi var dört tane. altlarında "şampiyon olmayayım mı, şampiyonlar liginden de eleneyim mi, uefa'dan da eleneyim mi, napıcan ersun'u mu getirecen" yazıyor.
bu nedir, nereden çıktı bu, bir şeylere gönderme falan mı bu tarz?
ne kadar naifim bu güne kadar lazım olmamış.
benim berber her cuma istisnasız ağdalı mübarekli cuma mesajları içeren görseller yolluyor. cuma harici de kimi zaman böyle görselli mörselli şeyler yolluyor. benim hoşuma gitmiyor bunlar. bu adamın whatsapp mesajlarını nasıl engelliyoruz?
rehberden silemiyorum çünkü "müsait misin geliyim mi traşa" diye aramam icap ediyor. rehberde kayıtlı olacak ama whatsapp'tan mesaj atamayacak. bir türlü bulamadım.
not: android.
benim berber her cuma istisnasız ağdalı mübarekli cuma mesajları içeren görseller yolluyor. cuma harici de kimi zaman böyle görselli mörselli şeyler yolluyor. benim hoşuma gitmiyor bunlar. bu adamın whatsapp mesajlarını nasıl engelliyoruz?
rehberden silemiyorum çünkü "müsait misin geliyim mi traşa" diye aramam icap ediyor. rehberde kayıtlı olacak ama whatsapp'tan mesaj atamayacak. bir türlü bulamadım.
not: android.
evet, uçakta bagaja verilecek eşyanın minimum bir boyutu var mı?
dün şerit metreyi uçağa almadılar, el koydular muhabbeti vardı mesela sözlükte. tamam arkadaş, uçağa almıyorsan ben sadece metreyi çıkarıp öylece (veya oradaki dükkanların birinden poşet alıp ağzını düğümleyerek) bagaja verebiliyor muyum? madem her şey kurallı kaideli anasını satayım, "bu çok küçük, bagaja alamayız" diyebilmelerinin yazılı bir dayanağı var mı?
dün şerit metreyi uçağa almadılar, el koydular muhabbeti vardı mesela sözlükte. tamam arkadaş, uçağa almıyorsan ben sadece metreyi çıkarıp öylece (veya oradaki dükkanların birinden poşet alıp ağzını düğümleyerek) bagaja verebiliyor muyum? madem her şey kurallı kaideli anasını satayım, "bu çok küçük, bagaja alamayız" diyebilmelerinin yazılı bir dayanağı var mı?
arkadaşlar bana şu oyuncağı bulabilir miyiz ya, her yerde tükenmiş, stokta yok.
www.candaoyuncak.com
oğlana sözüm var bulamıyorum.
ankara'da herhangi bir oyuncakçıda gören duyan, veya internette rastlayan?
www.candaoyuncak.com
oğlana sözüm var bulamıyorum.
ankara'da herhangi bir oyuncakçıda gören duyan, veya internette rastlayan?
37 yaşındayım. kendimi bildim bileli yüzerim. hatta ilkokulda lisanslı yüzücüydüm. o yüzden yüzme bilmediğim zamanları hatırlamıyorum.
şimdi 4 yaşındaki oğluma yüzme öğretmeye çalışıyorum. kollukla yüzüyor. denizde kaldırma kuvveti fazla diye sığ suda kolluksuz çabaladım ama geniş alan diye korktu sanırım. havuzda biraz daha cesaret ediyor.
kollukları çıkardım, verdim kickboard'u eline, dedim sımsıkı tut, ayakları çırp. nefis şekilde çırparken elinden kaçırdı ve cup diye battı. hemen tutup çıkardım.
şimdi sorum şu. ben niye batmıyorum? kütlemden dolayı mı? akciğerlerim geniş diye mi? yani su üstünde durmak için elimi kolumu oynatmadan hiç kıpırdamadan (su üstüne yatarak da değil, dik şekilde) dursam bile bu çocuk gibi cup diye batıvermiyorum. sanki vücudum yüzmeyi bildiği için bir şekilde kendiliğinden duruyor gibi. ne bileyim akciğerler kendiliğinden batmayacak kadar havayı içeride koruyup batmayı önlüyor gibi. anlatamadım sanki ama siz anladınız sorumu.
nasıl oluyor bu?
şimdi 4 yaşındaki oğluma yüzme öğretmeye çalışıyorum. kollukla yüzüyor. denizde kaldırma kuvveti fazla diye sığ suda kolluksuz çabaladım ama geniş alan diye korktu sanırım. havuzda biraz daha cesaret ediyor.
kollukları çıkardım, verdim kickboard'u eline, dedim sımsıkı tut, ayakları çırp. nefis şekilde çırparken elinden kaçırdı ve cup diye battı. hemen tutup çıkardım.
şimdi sorum şu. ben niye batmıyorum? kütlemden dolayı mı? akciğerlerim geniş diye mi? yani su üstünde durmak için elimi kolumu oynatmadan hiç kıpırdamadan (su üstüne yatarak da değil, dik şekilde) dursam bile bu çocuk gibi cup diye batıvermiyorum. sanki vücudum yüzmeyi bildiği için bir şekilde kendiliğinden duruyor gibi. ne bileyim akciğerler kendiliğinden batmayacak kadar havayı içeride koruyup batmayı önlüyor gibi. anlatamadım sanki ama siz anladınız sorumu.
nasıl oluyor bu?
özellikle tereyağı ve balda doğallığı konusunda güvenilir olan, karakovan diyip de abuk subuk bal satmayacak (karakovan şart değil, örnek olsun diye öyle yazdım. karakovan değilse de ne olduğunu açıkça yazsın en azından), tereyağı göyle mis gibi doğal olan bir yerler önerebilir misiniz?
bugüne kadar sırtımdaki kürkü, yaz tatilinden önce tüy dökücüyle, makineyle falan alırdı bizim hanım. tabi öyle olunca iki gün sonra çıkıyor. bu sene tak etti, eeh yeter lan dedim gittim sir ağda seti aldım, makine, bez, yağ, mendil falan. verdim hanıma. dayanamazsın dedi, ölürsün bu kadar kılı yolarsak dedi. yap dedim nolacaksa olsun. yastığı ıssıra ıssıra, böğüre böğüre bütün sırtıma iki buçuk saatte ağda yaptı hanım sağolsun.
lakin yanıyom ulan. cayır cayır, arkama yaslandıkça acıyor. herhangi bir kızarıklık, tahriş, alerji falan yok. kaymak gibi ama o yolunma acısı geçmedi. ne yapsak, bir şeyler mi sürsek?
lakin yanıyom ulan. cayır cayır, arkama yaslandıkça acıyor. herhangi bir kızarıklık, tahriş, alerji falan yok. kaymak gibi ama o yolunma acısı geçmedi. ne yapsak, bir şeyler mi sürsek?
bizim oğlanın 16 jant büyüklüğünde yanında destek tekerlekleri olan bisikletini renault clio hatchback arabamızla şehir dışına götürmemiz gerekiyor. ucuz ve sağlam birşekilde 800 kilometre nasıl taşırız, ne gibi bir aparat almamız lazım?
bagaj dolu olacak, zaten küçük bagaj, sığmaz. arka koltukta da çocuk koltuğu falan var oraya da sığmaz.
ya da başka bir yöntem önerebilir misiniz? buradan otobüse falan versek (orada karşılayacak biri var) sağlamca gider mi?
bagaj dolu olacak, zaten küçük bagaj, sığmaz. arka koltukta da çocuk koltuğu falan var oraya da sığmaz.
ya da başka bir yöntem önerebilir misiniz? buradan otobüse falan versek (orada karşılayacak biri var) sağlamca gider mi?
eşofman modeli olmasın, kumaş olsun.
efendi bir şey olsun her yerinden cepler sarkan bol rapçi şortları gibi olmasın.
diz üstü olsun. kapri gibi olmasın.
faldır foldur bol olmasın, kesimi düzgün olsun.
kilolu göbekli bir adamım ama bacaklarım ince, popom kasnak gibi değil. sadece göbeğim var. göbeğime göre yapıyorlar, kendi aşırı bol oluyor. kesimi düzgün olanın düğmesi kapanmıyor. her sefer bacağıma uygun şort alıp kemerini terzide parça eklettirip genişlettiriyorum. ya da diz altı, ayak bileğine kadar uzun şeyler var.
nereden bulurum aradığım şeyleri? çok da pahalı olmazsa sevinirim.
efendi bir şey olsun her yerinden cepler sarkan bol rapçi şortları gibi olmasın.
diz üstü olsun. kapri gibi olmasın.
faldır foldur bol olmasın, kesimi düzgün olsun.
kilolu göbekli bir adamım ama bacaklarım ince, popom kasnak gibi değil. sadece göbeğim var. göbeğime göre yapıyorlar, kendi aşırı bol oluyor. kesimi düzgün olanın düğmesi kapanmıyor. her sefer bacağıma uygun şort alıp kemerini terzide parça eklettirip genişlettiriyorum. ya da diz altı, ayak bileğine kadar uzun şeyler var.
nereden bulurum aradığım şeyleri? çok da pahalı olmazsa sevinirim.
şimdi elimizde düğün dvd'miz var. çeken elemanlar da üzerinden çok zaman geçtiği için orijinali atmışlar. yani tek kopya bu. kaybolur maybolur çizilir bozulur diye ödüm patlıyor. şimdi dvd'den dvd'ye kopyalamak belki çözüm olur, zaten en az iki kopya öyle çıkardım ama yine dvd olarak saklamak lazım ve izlemek için illa dvd player lazım. bu ripçilerin yaptığı gibi bunu sıradan bir ev bilgisayarı ile rip'leyip mp4 falan şeklinde dosya haline nasıl getiriyoruz?
bir de bonus: sonlara doğru görüntüyle sesin senkronu kayıyor nasıl oluyorsa. onu da düzenleyebilir miyiz? nasıl?
bir de bonus: sonlara doğru görüntüyle sesin senkronu kayıyor nasıl oluyorsa. onu da düzenleyebilir miyiz? nasıl?
bir arsam var diyelim. yanlardan sınırları belli. peki bu arazinin yüksekliği nereye kadar bana ait?
oturum amaçlı sormuyorum. öyle olunca işin içine imar giriyor, aşağıdaki soruda gördüğüm kaks, taks, gabari mabari giriyor. hayır oturmiycam. arsayı alıp direk dikicem sadece. sonsuz uzunlukta direk dikebiliyor muyum? yukarı doğru hepsi benim mi?
oturum amaçlı sormuyorum. öyle olunca işin içine imar giriyor, aşağıdaki soruda gördüğüm kaks, taks, gabari mabari giriyor. hayır oturmiycam. arsayı alıp direk dikicem sadece. sonsuz uzunlukta direk dikebiliyor muyum? yukarı doğru hepsi benim mi?
ankara'da online çiçek siparişi verebileceğim güvenilir bir site var mı acaba?
çiçeksepeti.com gölbaşı haymana yolu tarafına çiçek göndermiyor. sadece kekli çikolatalı şeyler yolluyor. hakiki çiçek istiyorum ben. gül falan.
çiçeksepeti.com gölbaşı haymana yolu tarafına çiçek göndermiyor. sadece kekli çikolatalı şeyler yolluyor. hakiki çiçek istiyorum ben. gül falan.
game of thrones adlı diziyi bilmiyorum, başıma bir iş gelmeyecekse sevmiyorum, izlemiyorum, izlemeyi de düşünmüyorum. o yüzden her türlü spoiler'lı cevabı verebilirsiniz ama yine de spoiler olduğunu belirtin ki bunu okuyan başkaları mağdur olmasın.
büyük ihitmalle vereceğiniz cevabı da anlamayacağım. ama basitçe niye kaç gündür sözlükteki başlığının coştuğunu söyleyebilir misiniz? geçen sezon sonu önemli karakterlerden biri öldü mü ölmedi mi mevzuu vardı mesela. öyle bir şey mi oldu yine?
büyük ihitmalle vereceğiniz cevabı da anlamayacağım. ama basitçe niye kaç gündür sözlükteki başlığının coştuğunu söyleyebilir misiniz? geçen sezon sonu önemli karakterlerden biri öldü mü ölmedi mi mevzuu vardı mesela. öyle bir şey mi oldu yine?
cuma günü hafif boğaz ağrısıyla birlikte ateşim çıktı. ılık duş, parol falan ile ateş düştü ama boğaz ağrısı şiddetlendi, deli gibi öksürük eklendi. halsizlik de var üç gündür.
cumartesi de kendi geçer diye bekledim, geçmeyince doktora gittim. azomax antibiyotik, nurofen cold hap ve majezik gargara verdi. ilaçlarımı alıyorum, dinleniyorum, gargaramı yapıyorum ama boğaz ağrısı azalacağına artıyor. bir de doktor söylemediği halde strepsils pastil aldım, onu da emikliyorum ama hiç faydası yok.
üç gündür hayat eziyete döndü, suyu bile zorla içiyorum. yardım edin nasıl geçer bu illet?
cumartesi de kendi geçer diye bekledim, geçmeyince doktora gittim. azomax antibiyotik, nurofen cold hap ve majezik gargara verdi. ilaçlarımı alıyorum, dinleniyorum, gargaramı yapıyorum ama boğaz ağrısı azalacağına artıyor. bir de doktor söylemediği halde strepsils pastil aldım, onu da emikliyorum ama hiç faydası yok.
üç gündür hayat eziyete döndü, suyu bile zorla içiyorum. yardım edin nasıl geçer bu illet?
kuru toz halinde satılan ve su ekleyerek hazırlandıktan sonra 2-8 derece arasında yani buzdolabında saklanması gereken klamoks antibiyotik şurup 7-8 saat kadar uygun olmayan ortamda kalmış. buzdolabının kapağında duruyordu, ama buzdolabının kapısı açık kalmış. 10 dereceden yüksek bir sıcaklığa ulaşmış içerisi (göstergede öyle yazıyordu). bozulmuş mudur ilaç? yenisini mi alayım? yarın da pazar aksi gibi, aldığım eczane kapalıdır. nöbetçiden de reçetesiz alabilir miyim bilmiyorum. reçete ilk eczanede kaldı zira.
arkadaşlar bizim oğlanı salı günü kulak ağrısı şikayetiyle doktora götürdüm, yine orta kulak iltihabı varmış. doktor antibiyotik yazdı, ağrı kesici şurup, burun fısfısı falan verdi. eve gelir gelmez de ağrı kesicisini içirdim, fısfısını yaptım. antibiyotiğe de başladık. o günden bugüne de tekrar kulağım ağrıyor demedi.
ama bu sabah "baba kafamın içinde kuş ötüyor" dedi. ne kuşu oğlum diyince de guburrr guuk gubuuk guk guk diye taklidini yaptı. ağrıyan kulağın iyileşiyordur. kulağından mı geliyor diyorum, hayır beynimden geliyor kafamın içinden diyor.
bu çocuk niye kafasının içinden güvercin sesi duyuyor olabilir acaba? yaş 4, erkek.
ama bu sabah "baba kafamın içinde kuş ötüyor" dedi. ne kuşu oğlum diyince de guburrr guuk gubuuk guk guk diye taklidini yaptı. ağrıyan kulağın iyileşiyordur. kulağından mı geliyor diyorum, hayır beynimden geliyor kafamın içinden diyor.
bu çocuk niye kafasının içinden güvercin sesi duyuyor olabilir acaba? yaş 4, erkek.
başlığı görür görmez "kurgu bu, bu gerzek programı mı izliyon" diyecekler, siz bi ayrılın.
iki sorum var. öyle teoriydi, yarışmaydı falan değil.
gönüllüler takımı üç kişi. bir tanesi finale gitmeyi garantilemiş kaldı iki kişi. dokunulmazlığı kaybedince konseyde isim yazıyorlar. serkay gidip yazıyor, ibrahim gidip yazıyor. lan oğlum zaten damla'yı yazamazsın, final garanti. kendini de yazamazsın herhalde. mecbur bu ikisi birbirini yazacak başka yolu yok. ee ne diye çıkıp yazıyorlar? mantıklı olan sadece damla'nın gidip birini yazması değil mi? ötekilerin ne yazacağı kesin olarak belliyken çıkarıp yazdırmak niye?
gerçek hayatında sakalsız olan yarışmacılar, yarışmadan elendikten sonra sakallarını kesip eski hayatlarındaki sakalsız hallerine dönemiyorlar mı? "yarışmada saçlı sakallı halinle tanındın, sakalını kesemezsin" falan diye kağıt falan mı imzalıyorlar? ilk gittikleri görüntülerde efecan kel ve sakalsız. elendi, programa çıkıyor saçlı sakallı. yoksa bunlar kendileri mi "böyle de güzel oldu lan kesmeyim dursun" mu diyor?
iki sorum var. öyle teoriydi, yarışmaydı falan değil.
gönüllüler takımı üç kişi. bir tanesi finale gitmeyi garantilemiş kaldı iki kişi. dokunulmazlığı kaybedince konseyde isim yazıyorlar. serkay gidip yazıyor, ibrahim gidip yazıyor. lan oğlum zaten damla'yı yazamazsın, final garanti. kendini de yazamazsın herhalde. mecbur bu ikisi birbirini yazacak başka yolu yok. ee ne diye çıkıp yazıyorlar? mantıklı olan sadece damla'nın gidip birini yazması değil mi? ötekilerin ne yazacağı kesin olarak belliyken çıkarıp yazdırmak niye?
gerçek hayatında sakalsız olan yarışmacılar, yarışmadan elendikten sonra sakallarını kesip eski hayatlarındaki sakalsız hallerine dönemiyorlar mı? "yarışmada saçlı sakallı halinle tanındın, sakalını kesemezsin" falan diye kağıt falan mı imzalıyorlar? ilk gittikleri görüntülerde efecan kel ve sakalsız. elendi, programa çıkıyor saçlı sakallı. yoksa bunlar kendileri mi "böyle de güzel oldu lan kesmeyim dursun" mu diyor?
fotoğraftaki tc kimlik numarasını okuyabilen biri çıkar mı acaba?
yasal olmayan bir iş değil. ssk işe girişi yapılacak, nüfus cüzdanı whatsapp'la geldi ama düzgün çekememişler. gün içinde de tekrar çekebilmeleri mümkün değil. bugün girişi yapmam lazım. sadece tc'yi öğrensem yeter.
i.hizliresim.com
yasal olmayan bir iş değil. ssk işe girişi yapılacak, nüfus cüzdanı whatsapp'la geldi ama düzgün çekememişler. gün içinde de tekrar çekebilmeleri mümkün değil. bugün girişi yapmam lazım. sadece tc'yi öğrensem yeter.
i.hizliresim.com
yerlisi sayılacak kadar bodrum'a gitmişliğim yaşamışlığım vardır. bilenler bilir, son birkaç yıldır yazın bodrum'a girişte yokuşbaşı'nda trafik tıkanıyor. trafik ışıklarının dengesizliği, akıllı kavşakları kullanmadaki beceriksizliğimiz de eklenince yokuşbaşı'ndan bodrum'a girip çıkmanız 1-2 saati buluyor. şimdi bayram öncesi bodrum'a (turgutreis) gidelim diyoruz. buna bir de bayram eklenince oradan çıkma en az 2 saati bulacak.
şimdi turgutreis'e varmak için alternatif güzergah düşünüyorum da aklıma şöyle bir şey geldi. ben şimdi bodrum'a varmadan sevgili barış akarsu'nun kaza yapıp hayatını kaybettiği kavşak olarak bilinen torba kavşağından yardırıp torba tarafına girsem, torba, türkbükü, gündoğan yalıkavak vs. gidip ortakent'teki yalıkavak kavşağından tekrar turgutreis yoluna bağlansam, bir bakıma bodrum'u by-pass etsem sizce çok mu saçma bir güzergah olur. 12 kilometrelik yolu 28 kilometreye çıkararak iki katından fazla uzatmış oluyorum ama arabada 4 yaşında çocukla sıcakta bodrum'a giriş trafiği beklemekten daha mantıklı geldi bana.
ey yolları bilenler. siz ne dersiniz, çok mu saçma bir güzargah olur, yoksa mantıklı bir iş mi olur bu?
şu normal güzergah: tinyurl.com
şu benim alternatif güzergah: tinyurl.com
şimdi turgutreis'e varmak için alternatif güzergah düşünüyorum da aklıma şöyle bir şey geldi. ben şimdi bodrum'a varmadan sevgili barış akarsu'nun kaza yapıp hayatını kaybettiği kavşak olarak bilinen torba kavşağından yardırıp torba tarafına girsem, torba, türkbükü, gündoğan yalıkavak vs. gidip ortakent'teki yalıkavak kavşağından tekrar turgutreis yoluna bağlansam, bir bakıma bodrum'u by-pass etsem sizce çok mu saçma bir güzergah olur. 12 kilometrelik yolu 28 kilometreye çıkararak iki katından fazla uzatmış oluyorum ama arabada 4 yaşında çocukla sıcakta bodrum'a giriş trafiği beklemekten daha mantıklı geldi bana.
ey yolları bilenler. siz ne dersiniz, çok mu saçma bir güzargah olur, yoksa mantıklı bir iş mi olur bu?
şu normal güzergah: tinyurl.com
şu benim alternatif güzergah: tinyurl.com
kendimden şüphe etmeye başladım ben mi yanlış biliyorum diye.
"şuan" nedir arkadaşlar. hiç ummadığım adamlar "şuan" diyor. cahil desen neyse, her imlayı doğru kullanıp öteki cümlede "şuan" yazıyor.
"şu an" değil mi, nerden çıktı bunu bitişik yazmak? ciddi soruyorum bunu. kural falan mı değişti bitişik yazılır diye? "şuan" nedir yahu?
"şuan" nedir arkadaşlar. hiç ummadığım adamlar "şuan" diyor. cahil desen neyse, her imlayı doğru kullanıp öteki cümlede "şuan" yazıyor.
"şu an" değil mi, nerden çıktı bunu bitişik yazmak? ciddi soruyorum bunu. kural falan mı değişti bitişik yazılır diye? "şuan" nedir yahu?
ekşi şeyler'de bizim sözlüğe yazdığımız herhangi bir içerik paylaşılmış mı bunu görebiliyor muyuz? ekşi şeyler'de kibritsuyu @kibritsuyu falan diye arama yaptım bir şey çıkmadı. ama en az bir tane paylaşılmış içeriğime tesadüfen rastladım.
arama yapılabiliyor mu bir şekilde?
arama yapılabiliyor mu bir şekilde?
sj4000 wifi. gittigidiyor'da %100 olumlu puanlı bir satıcının ürünü.
urun.gittigidiyor.com
çakma olabilir mi?
urun.gittigidiyor.com
çakma olabilir mi?
bana öyle bir cümle kurun ki ayrı yazılması gereken "de" ve "ki"ler bitişik, bitişik yazılması gereken "de" ve "ki"ler ayrı, soru edatı "mi"ler bitişik olsun, ayrıca kendi içinde anlamlı olsun. yani bütün eklerin ve bağlaçların yanlış yazıldığı anlamlı bir cümle istiyorum. düşün düşün kuramadım bir türlü. bahsettiklerimin hepsi olsun ama.
şu anda bir oyun oynanıyor. yarışmacılar parkurun sonunda ellerindeki kovaları kaldıraç düzeneğine döküyor, suyun ağırlığıyla düzeneğin su dökülen tarafı ağır geliyor ve düzenek havaya kalkıyor. sonra da yarışmacılar ellerindeki kum torbalarını aynı düzeneğin karşı tarafına atarak düzeneğin karşı tarafını tekrar indirmeye çalışıyorlar.
kafam yandı. yakın tarafa doldurulan sularla düzenek yakın tarafa doğru ağdırdıktan sonra düzeneğin hemen hemen dengede olması gerekmez mi ya? karşı tarafa bırak 2-3 tane kum torbası atmayı, kuş konsa tekrar inmesi lazım.
örnek: karşı taraf 10 kilo, yakın taraf sıfır (düzeneğin kendi ağırlığını yok sayalım). ben yakın tarafa 10,1 litre su koysam düzenek bu tarafa ağdırır. karşı tarafa 3 tane kum torbası atmaya nasıl gerek oluyor lan? 100 gram koysan yeter? ama yetmiyor? niye?
kafam yandı. yakın tarafa doldurulan sularla düzenek yakın tarafa doğru ağdırdıktan sonra düzeneğin hemen hemen dengede olması gerekmez mi ya? karşı tarafa bırak 2-3 tane kum torbası atmayı, kuş konsa tekrar inmesi lazım.
örnek: karşı taraf 10 kilo, yakın taraf sıfır (düzeneğin kendi ağırlığını yok sayalım). ben yakın tarafa 10,1 litre su koysam düzenek bu tarafa ağdırır. karşı tarafa 3 tane kum torbası atmaya nasıl gerek oluyor lan? 100 gram koysan yeter? ama yetmiyor? niye?
eşim finlandiyaya gidiyor. bazı sorularım olacak.
1. telefonla konuşmak çok yazar. kendisinin yeterli turkcell internet paketi var. whatsapp konuşması yapabilir miyiz? finlandiya'nın şebekesinden bağlanacağı için paketinden mi yazar, ekstra mı yazar? yapabileceğimiz bir şey var mı?
2. vakıfbank hesabı ve atm kartı mevcut. euro hesabı ve hesabında para var. orada bu parayı çekmesi mümkün olacak mı?
3. garanti bankası kredi kartı mevcut. onunla yurtdışı harcama yapabilir mi?
4. orada elektrik 220 volt mu? prizler bizimki gibi mi? şarj aleti prizle uyum sorunu çıkarır mı?
1. telefonla konuşmak çok yazar. kendisinin yeterli turkcell internet paketi var. whatsapp konuşması yapabilir miyiz? finlandiya'nın şebekesinden bağlanacağı için paketinden mi yazar, ekstra mı yazar? yapabileceğimiz bir şey var mı?
2. vakıfbank hesabı ve atm kartı mevcut. euro hesabı ve hesabında para var. orada bu parayı çekmesi mümkün olacak mı?
3. garanti bankası kredi kartı mevcut. onunla yurtdışı harcama yapabilir mi?
4. orada elektrik 220 volt mu? prizler bizimki gibi mi? şarj aleti prizle uyum sorunu çıkarır mı?
hayır acaba istanbul'daki hastanelerin yoğun bakımları mı böyle diye düşünüp duruyorum. zira ankra'da annem kaç kere ameliyat geçirdi, kaç kere yoğun bakımda kaldı, en son da yoğun bakımda öldü.
yoğun bakım dediğin kartla açılan bir kapısı olan kocaman bir oda. perdeyle birbirinden ayrılmış yan yana bir sürü yatak. içeride doktorlar, hemşireler. girip hastanı görebilmek için günde yarım saatin var, onda da en fazla 5 dakika yanında kalabiliyorsun.
ama dizilerde kasap vitrini gibi camekanlı bir oda var, odada tek yatak, sadece tek hasta, herkes camekandan hastayı izleyebiliyor.
sizin oralarda böyle mi yoğun bakım üniteleri? ya da var mı böyle yoğun bakımı olan hastane? dizilere özel bir dekor mu bunlar?
yoğun bakım dediğin kartla açılan bir kapısı olan kocaman bir oda. perdeyle birbirinden ayrılmış yan yana bir sürü yatak. içeride doktorlar, hemşireler. girip hastanı görebilmek için günde yarım saatin var, onda da en fazla 5 dakika yanında kalabiliyorsun.
ama dizilerde kasap vitrini gibi camekanlı bir oda var, odada tek yatak, sadece tek hasta, herkes camekandan hastayı izleyebiliyor.
sizin oralarda böyle mi yoğun bakım üniteleri? ya da var mı böyle yoğun bakımı olan hastane? dizilere özel bir dekor mu bunlar?
son zamanlarda bu teknolojiden uzak kaldım. eskiden limewire, emule, torrent allah ne verdiyse indirirdik. buralar pek kalmadı. zaten korsan da indirmek istemiyorum. ama albüm almak da istemiyorum. zaten cd dinleyecek yer yok, soft olarak da komple albüm istemiyorum. ne zaman ne indireceğim belli olmadığı için aylık bilmemnekadar paraya üye olunup online şarkı dinlenen şeyler de istemiyorum.
beğendiğim şarkıyı indireyim, sadece o şarkı için para ödeyeyim. o şarkı benim olsun. diyelim ki radyoda duydum bir şarkı. can bonomo - dem. girip bu şarkıyı indireyim, 10 şarkılık albüm 10 liraysa, tek şarkı için 1 lira ödeyeyim. şarkı mp3 formatında benim olsun. dinlemeyeceğim şarkıları da içeren tüm albümü istemiyorum.
var mı buna benzer bir sistem? spotify falan diye bir şeyler var ama çok araştırmadım nedir diye, ama böye değil sanırım.
beğendiğim şarkıyı indireyim, sadece o şarkı için para ödeyeyim. o şarkı benim olsun. diyelim ki radyoda duydum bir şarkı. can bonomo - dem. girip bu şarkıyı indireyim, 10 şarkılık albüm 10 liraysa, tek şarkı için 1 lira ödeyeyim. şarkı mp3 formatında benim olsun. dinlemeyeceğim şarkıları da içeren tüm albümü istemiyorum.
var mı buna benzer bir sistem? spotify falan diye bir şeyler var ama çok araştırmadım nedir diye, ama böye değil sanırım.
0850 585 87 71 numarasından mesaj (sms) geldi, mesaj içeriğinde de kendi telefon numaram yazıyor. başka hiçbir şey yok.
babam telefon etti, aynı numaradan aynı mesaj ona da gitmiş. içeriğinde babamın telefon numarası.
facebook'ta yapmayın bomba tetikliyorlar falan deniyor ama dayanamadım geri aradım, düşmüyor.
kimdir bu, hem babama hem bana kendi numaralarımızı mesaj atan?
babam telefon etti, aynı numaradan aynı mesaj ona da gitmiş. içeriğinde babamın telefon numarası.
facebook'ta yapmayın bomba tetikliyorlar falan deniyor ama dayanamadım geri aradım, düşmüyor.
kimdir bu, hem babama hem bana kendi numaralarımızı mesaj atan?
incicaps, cezmi kalorifer gibi instagram hesaplarında fotoğraf altındaki yorumlarda görüyorum bunları. ne anlama geliyor acaba?
bazıları "karşılıklı takip, tkp" falan yazıyor hadi onu anlıyorum sanırım. "beni takip edin, ben de sizi takip edeyim" şeklinde takipçi kasmaya çalışan kişiler galiba. ama "son foto" ne demek, "gt" ne demek?
bazıları "karşılıklı takip, tkp" falan yazıyor hadi onu anlıyorum sanırım. "beni takip edin, ben de sizi takip edeyim" şeklinde takipçi kasmaya çalışan kişiler galiba. ama "son foto" ne demek, "gt" ne demek?
siz de spoiler vermezseniz sevinirim. gerçi sorunun dizinin konusuyla alakası yok.
şimdi ben bu diziyi herkes gibi indirip izliyorum. bölüm başlayınca bi 4-5 dakika oynuyor, sonra jenerik giriyor.
hah işte o jeneriğin müziği zart diye bitiyor arkadaş. daha devamı varmış da biri kesmiş gibi. bunun normali mi bu, yoksa indirilip riplenen versiyonlarda "tamam la uzatma jeneriği" diye kesip mi koyuyorlar.
şimdi ben bu diziyi herkes gibi indirip izliyorum. bölüm başlayınca bi 4-5 dakika oynuyor, sonra jenerik giriyor.
hah işte o jeneriğin müziği zart diye bitiyor arkadaş. daha devamı varmış da biri kesmiş gibi. bunun normali mi bu, yoksa indirilip riplenen versiyonlarda "tamam la uzatma jeneriği" diye kesip mi koyuyorlar.
Sahilde bira içeyim dedim. Yanımda tuzlu yer fıstığı, sade cips ve tavuk şinitzel var. Otelin köpeği ki kendisi dişi bir husky geldi yanıma gözümün içine bakıyor. Tavuk verdim yemedi, yere düşen cipsi verdim yemedi, bi tane fıstık verdim soluksuz yuttu. Şimdi de çöktü yanıma bakıp duruyo. Paylaşayım mı fıstığımı, dokunur mu acaba?
eşim yurtdışına gideceği için pasaport çıkarttırdı. bi bakayım dedim, o da ne?
ilk sayfada fotoğrafı ve kimlik bilgileri var.
yanındaki sayfada "açıklamalar" yazıyor
ondan sonraki sayfaların tamamı sonuna kadar "vizeler" başlıklı.
e giriş çıkış damgaları nereye vurulacak? "vizeler" yazan sayfaya vurulacak madem, boş sayfaya başlık atmak saçma değil mi, boş bırak kim ne yapıyorsa yapsın. büyükelçilik vize yapıştırsın, polis mühür bassın, kafana göre oh.
bi de uzatılmıyor mu bunların süresi? eski pasaportlarda süre uzatmaya da ayrı sayfa olurdu. bitince yenisini mi çıkarttırıyoruz?
ilk sayfada fotoğrafı ve kimlik bilgileri var.
yanındaki sayfada "açıklamalar" yazıyor
ondan sonraki sayfaların tamamı sonuna kadar "vizeler" başlıklı.
e giriş çıkış damgaları nereye vurulacak? "vizeler" yazan sayfaya vurulacak madem, boş sayfaya başlık atmak saçma değil mi, boş bırak kim ne yapıyorsa yapsın. büyükelçilik vize yapıştırsın, polis mühür bassın, kafana göre oh.
bi de uzatılmıyor mu bunların süresi? eski pasaportlarda süre uzatmaya da ayrı sayfa olurdu. bitince yenisini mi çıkarttırıyoruz?
dikmen ve civarında kaliteli vesikalık fotoğraf çeken (vesikalıktan ayrı olarak şengen vizesi için de uygun biyometrik fotoğraf çekebilen) kaliteli bir fotoğrafçı önerebilir misiniz?
biraz acildir.
biraz acildir.
ne olduğunu anlayamadım. telefonum "çektiğim fotoğraflar karta kaydedilsin" şeklinde ayarlıdır. önce karta kayıt yapmamaya başladı ama o saate kadar çektiğim fotoğraflara girebiliyorum. yüklü müzikleri de çalıyor. yani okumada sıkıntı yok. daha doğrusu kısmen yok. dosya yöneticisinden girip bakınca dosyaların bir kısmı görünüyor, bir kısmı görünmüyor. bazılarının adı böyle bi tuhaf görünüyor.
dedim acaba telefondan cryptolocker virüsü falan mı yedik? şimdi bilgisayara takıp bakayım, fotoğrafları falan kopyalayayım diyorum ama cryptolocker varsa bilgisayarı da elimize vermesin. içindeki fotoğrafları alabilirsem iyi olur. çok çok zorunda değilim ama silmek de istemem.
ne yapayım? bilgisayara takayım mı, nasıl yapayım?
dedim acaba telefondan cryptolocker virüsü falan mı yedik? şimdi bilgisayara takıp bakayım, fotoğrafları falan kopyalayayım diyorum ama cryptolocker varsa bilgisayarı da elimize vermesin. içindeki fotoğrafları alabilirsem iyi olur. çok çok zorunda değilim ama silmek de istemem.
ne yapayım? bilgisayara takayım mı, nasıl yapayım?
www.sahibinden.com
alınır mı? alınmaması için bir sebep var mı? genel olarak marka model hakkında da yorum yapabilirsiniz.
alınır mı? alınmaması için bir sebep var mı? genel olarak marka model hakkında da yorum yapabilirsiniz.
yahu doktora da mı güvenmeyeceğiz, kime güveneceğiz? çocuk lan bu. doktor da gittiği kreşin sahibi, aynı zamanda çocuk doktoru. çocuk 3.5 yaşında, 15 kilo.
öksürük şikayeti ile muayene yazdırdım, telefon etti dedi ki "geniz akıntısına bağlı belirgin faranjiti var, öksürüğü de ondan, ciğer sesleri normal, 3 gün sudafed şurup kullansın". gittim aldım, prospektüsünü okuyorum, "6 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır" yazıyor. hatta kutunun üstüne bile yazmışlar.
psödoefedrin lan bu, şakası yok. breaking bad'de walter white'ın metilamin çalıp mavi meth yapmadan önce hammadde diye kullandığı bok. prospektüs kullanma diyor, doktor reçete yazıyor.
ben ne halt edeyim şimdi?
karşımda takır takır öksürüyor garibim. ne yapacağımı bilemedim. geçen sefer de öksürük şikayetiyle muayene istemiştim, ventolin şurup yazmıştı. onu da sordum, geçen sefer ventolin yazmıştınız onu kullanalım mı diye, yok bu seferkini ventolin tedavi etmez dedi.
öksürük şikayeti ile muayene yazdırdım, telefon etti dedi ki "geniz akıntısına bağlı belirgin faranjiti var, öksürüğü de ondan, ciğer sesleri normal, 3 gün sudafed şurup kullansın". gittim aldım, prospektüsünü okuyorum, "6 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır" yazıyor. hatta kutunun üstüne bile yazmışlar.
psödoefedrin lan bu, şakası yok. breaking bad'de walter white'ın metilamin çalıp mavi meth yapmadan önce hammadde diye kullandığı bok. prospektüs kullanma diyor, doktor reçete yazıyor.
ben ne halt edeyim şimdi?
karşımda takır takır öksürüyor garibim. ne yapacağımı bilemedim. geçen sefer de öksürük şikayetiyle muayene istemiştim, ventolin şurup yazmıştı. onu da sordum, geçen sefer ventolin yazmıştınız onu kullanalım mı diye, yok bu seferkini ventolin tedavi etmez dedi.
mükellefin işyeri kira geliri var. kiracı kiranın anca yarısını ödemiş ama stopajı da tıkır tıkır tam olarak yatırmış. hazır beyan sisteminde tamamı gözüküyor.
şimdi kural olarak sadece tahsil edilen kısmını beyan etmem gerekiyor. ama mükellefin iade alacağı çıkıyor. şimdi vergi dairesi gıcık, sistemde gördüğü stopajla (kiranın tamamının stopajı), benim beyan ettiğim kısmi kira gelirinin stopajını aynı görmeyince iadeyi yaparken sıkıntı çıkaracak.
bugüne kadar kirayı ödediği halde stopajını ödemeyeni gördüm de tam tersini ilk defa görüyorum. ben tahsil etmediği halde kirasının tamamını tahsil etmiş gibi, sistemde çıkan şekilde beyan etsem ne olur? yine iade çıkıyor ama ben tahsil edilmemiş kira gelirini beyan etmiş olacağım.
he ne olur?
şimdi kural olarak sadece tahsil edilen kısmını beyan etmem gerekiyor. ama mükellefin iade alacağı çıkıyor. şimdi vergi dairesi gıcık, sistemde gördüğü stopajla (kiranın tamamının stopajı), benim beyan ettiğim kısmi kira gelirinin stopajını aynı görmeyince iadeyi yaparken sıkıntı çıkaracak.
bugüne kadar kirayı ödediği halde stopajını ödemeyeni gördüm de tam tersini ilk defa görüyorum. ben tahsil etmediği halde kirasının tamamını tahsil etmiş gibi, sistemde çıkan şekilde beyan etsem ne olur? yine iade çıkıyor ama ben tahsil edilmemiş kira gelirini beyan etmiş olacağım.
he ne olur?