hormon testi yaptırdım geçen, sonuçları bugün elime ulaştı. anti-tpo antikor denen şeyin değeri 0 - 60 iu/ml aralığında olması gerekirken bende coşup 204.5 olmuş. bunun sebebi ne olabilir? ne yapmalıdır, ne yapmamalıdır? yarın doktora danışacağım ama merakımdan soruyorum şu an yine de..
edit: serbest t3, serbest t4, tsh, anti-tiroglobulin antikor ve tiroglobulin miktarları normal düzeyde. demir eksikliği var çok hafif. 53 - 167 mikrog aralığında olması gereken değer 50. diğer ıvır zıvır normal seyirde.
edit: serbest t3, serbest t4, tsh, anti-tiroglobulin antikor ve tiroglobulin miktarları normal düzeyde. demir eksikliği var çok hafif. 53 - 167 mikrog aralığında olması gereken değer 50. diğer ıvır zıvır normal seyirde.
laf kalabalıklığı yapmak istemiyorum. mingw'yi yükledim, ardından eclipse c/c++'ı yükledim.. direkt olarak çalışması lazımdı bence ama alttaki gibi bir uyarı aldım..
s14.directupload.net
baktım hata neymiş, nasıl düzeltilirmiş diye ama denediğim şeyler işe yaramadı hiç. siz böyle bir şeyle karşılaştınız mı? ne yapmalı şimdi?
s14.directupload.net

baktım hata neymiş, nasıl düzeltilirmiş diye ama denediğim şeyler işe yaramadı hiç. siz böyle bir şeyle karşılaştınız mı? ne yapmalı şimdi?
soru başlıkta, cevap için teşekkürler.
arkadaş o kadar almayayım diye yalvardı, gittim bir "ear clip" kulaklık aldım.. ağzıma sıçayım, almaz olaydım.
model şu:
www.p4c.philips.com
sıkıştırıyor kulağı alet hafif. üst kepçelerin yapısını bozar düzenli kullanımda sanırım, bir tuhaf geldi. bir de o sesin geldiği kısım çok kabarık geldi gözüme. estetik durmuyor fazla.
neden bu tarz bi' modele yöneldim peki.. spor yaparken klasik kulaklıklar patır patır düşüyor benden.. o kulak içi modellerle de bir tuhaf hissediyorum, olmuyor.
sizin önerebileceğiniz bir kulaklık var mı sporda kullanmak için? yoksa en ideali bu mu? alışırsın mı diyorsunuz?
model şu:
www.p4c.philips.com
sıkıştırıyor kulağı alet hafif. üst kepçelerin yapısını bozar düzenli kullanımda sanırım, bir tuhaf geldi. bir de o sesin geldiği kısım çok kabarık geldi gözüme. estetik durmuyor fazla.
neden bu tarz bi' modele yöneldim peki.. spor yaparken klasik kulaklıklar patır patır düşüyor benden.. o kulak içi modellerle de bir tuhaf hissediyorum, olmuyor.
sizin önerebileceğiniz bir kulaklık var mı sporda kullanmak için? yoksa en ideali bu mu? alışırsın mı diyorsunuz?
sabahtan beri dilime bir şey çarpıyor. lan nasıl çıkmaz çipçöp saatlerdir diye düşünüyordum. yıkadım demin dişimi.. o esnada fark ettim, dilime çarpan sağ arka azı dişimin ufak bir parçasıymış. yerini belleyince hemen geldi elime. şimdi dişimin geri kalanı keskin bir halde duruyor yerinde. dolgu filan mı yaptırmak lazım, başka bir şey mi? kırılan kısım 1 birim parçaysa, geri kalan kısım 14 birim parça diyeyim.
on yedi yaşına kadar, dokuz seneye yakın bir takımda yüzmüştüm. yazı değerlendirme amaçlı bir aktivite ararken aklıma yüzme antrenörlüğü fikri geldi. şu anda yirmi yaşındayım, tabii ki hala tüm tekniklere gayet hakimim ama eskisi gibi günde 7 km çıkarabilecek bir kondisyonum yok maalesef. bu antrenörlük kurslarına katılan kişiler hep yüzme geçmişi olan ya da aktif olarak yüzen kişiler mi oluyorlar? neticede üç dört senedir çalışmamış biriyim, ayağımı ona göre denk alayım. umutla gidip bir halt edemeden dönmek de var. bir de büyük bir bilgi kirliliği mevcut kurslar hakkında. şu sıralar ankara'da açılmış, açılacak kurs var mı bildiğiniz? teşekkürler.
yazın ilk dönemde b- getirdiğim bir dersi tekrar alıp a getirirsem şu anda sene sonu 3.38 olan ortalamam (ilk dönem 3.34, ikinci dönem 3.43) 3.54'e çıkıyor. varsayalım ki x üniversitesinde bilgisayar mühendisliği okuyorum. 3.50 üstü getirmek çok önemli midir illa ki? yoksa ha +3.5, ha 3.4.. çok farkı yok.. neden iki ayını boşa geçiresin ki mi dersiniz? ilk dönemden tekrar edeceğim ders şu an için çok rahat a getirebileceğim bir ders bu arada. ortalamaya artısı kesin ama bana yeni bir şey öğretmeyeceği de kesin. bir haftadır konu üstüne düşünüyorum ama net bir karar kılamadım hala, konu hakkında bir fikriniz varsa lütfen benimle paylaşın. cevaplar için şimdiden teşekkürler.
blood and bone gibi, never back down gibi.. uzak doğu temalı filmler aramıyorum, jet li filan içermesin çok. var mı böyle kaliteli filmler bildiğiniz? 2000 sonrası çekilmiş olmaları tercihim.
www.amazon.co.uk
şu link'teki figür oyuncakvari bir şey mi yoksa heykel gibi masa üstünde tutmalık bir şey mi sizce?
ryuk'u bilenlere soruyorum sorunun bu kısmını.. almaya değer mi peki?
şu link'teki figür oyuncakvari bir şey mi yoksa heykel gibi masa üstünde tutmalık bir şey mi sizce?
ryuk'u bilenlere soruyorum sorunun bu kısmını.. almaya değer mi peki?
californication'ın efsane karakteri hank'in blazer hangi markadır, benzeri nerede bulunur diye bakıyordum bir süredir. araştırmalarım sonucu yves saint laurent'in tasarımı olduğunu gördüm. fiyatlarına baktım hemen bir heyecanla.. aradan yarım saat geçti ama hala gözüm seyiriyor. bu üslupta benzer ceketleri nereden bulabileceğim hakkında bir fikriniz var mı? illa fiyatı uygun olsun diye zorlamaya gerek yok. satın almayacağım da sadece marka adı öğreniyormuşum gibi varsayın.
bir senedir java görüyorum okulda. yazın c++'a el atmayı deneyeceğim. bu süreç için işime yarayacağını düşündüğünüz über bir kaynak var mı? for dummies!'in c++ ve beginning c++'ları var aklımda alınabilecek. bu ikisinden çok daha iyi olduğunu düşündüğünüz bir kaynak mevcut mu?
www.fen.bilkent.edu.tr
şu link'in a şıkkındaki soruyu çözüp kullandığı yöntemi anlatacak calculus canavarları aranıyor. belli bir teorem varmış sanırım da ara ara bulamadım bir türlü.
şu link'in a şıkkındaki soruyu çözüp kullandığı yöntemi anlatacak calculus canavarları aranıyor. belli bir teorem varmış sanırım da ara ara bulamadım bir türlü.
şu link'teki soruların çözümlerini bana anlatacak (bilakis sonuncusu) süper insanları arıyorum.. teşekkürler şimdiden.
www.fen.bilkent.edu.tr
www.fen.bilkent.edu.tr
paint benzeri bir proje yapıyoruz da.. eraser tool olmazsa olmaz. lakin resimler background olarak atılabiliyor programa. bu durumda sanki background tek renkmiş gibi background rengi neyse o renkle boyama yapılarak eraser tool'un işlevi karşılanamaz. öyleyse ne yapılmalıdır ki şık bir eraser tool'umuz olsun, çizim alanı üzerindeki şekiller, boyalar arkaya background olarak resim atılmış halde olsa bile silinebilsin? teşekkürler.
manchester, galatasaray ve fener'e bahis oynayayım diye aklımdan geçiriyordum. manu ve fener'den yana bir derdim yok da.. galatasaray'ın beşiktaş'ı yeneceğine neden herkes bu kadar emin? fener trabzon'u yense, galatasaray'a berabere kalsa dahi son maçta fenerbahçe'nin şampiyon olması için tek ihtimal maçı kazanması değil mi? kimse neden beraberliği düşünmüyor? iddaa neden gidip 1.30 oran vermiş?
katip olmaya niyetim yok. merakımdan soruyorum. dakikada veya üç dakikada kaç kelime yazınca bu cidden hızlı kabul edilir? şu an üç dakika 170 civarı yazıyorum, hızlı bilirdim kendimi bir de.. dakikada 150 - 160'ları rahat gören adamlar varmış. :/ doğru mu?
çok uykusuzum ve bunu halletmem lazım. başım döndü düşünürken, pes ettim. yardım ederseniz çok çok sevinirim.
şimdi dört adet sayımız var.. bunların isimleri sırasıyla currentX, currentY, oldX, oldY olsun.
lafla anlatması uzun sürecek.. o yüzden örnek sayılar üzerinden gitmek istiyorum. mesela.....
currentX 436,
currentY 187,
oldX 432,
oldY 189 iken
benim istediğim output
432, 189
434, 188
436, 187.
yani bir "current" bir de "old" nokta düşünecek olursak, ikisi arası en kısa uzaklığın, nokta nokta koordinat sistemi üzerinde karşılığı oluyor bu.
odaklanamadım bir türlü, her ne kadar kolay gözükse de işin içinden çıkamadım ve acelem var.
bunu yapabilecek şahsın büyüğümse mübarek ellerinden, küçüğümse sivimli gözlerinden öpüyorum şimdiden. teşekkürler.
şimdi dört adet sayımız var.. bunların isimleri sırasıyla currentX, currentY, oldX, oldY olsun.
lafla anlatması uzun sürecek.. o yüzden örnek sayılar üzerinden gitmek istiyorum. mesela.....
currentX 436,
currentY 187,
oldX 432,
oldY 189 iken
benim istediğim output
432, 189
434, 188
436, 187.
yani bir "current" bir de "old" nokta düşünecek olursak, ikisi arası en kısa uzaklığın, nokta nokta koordinat sistemi üzerinde karşılığı oluyor bu.
odaklanamadım bir türlü, her ne kadar kolay gözükse de işin içinden çıkamadım ve acelem var.
bunu yapabilecek şahsın büyüğümse mübarek ellerinden, küçüğümse sivimli gözlerinden öpüyorum şimdiden. teşekkürler.
şu yetenek sizsiniz'de filan bebeler çıkıp çıkıp ellerini ellerini çüklerine atıyorlar ya michael jackson dansı yaparken.. o hareketin özel bir adı filan var mıdır? ya da yüksek çözünürlüklü görseli var mı jackson yaparken tam?
bir menü var köşede. bir de basit bir canvas. menüde çeşitli resimler var.. bunların birinin üstüne tıklayacağım, sürükleyeceğim tıkladığımı canvas'a.. bırakınca mouse'u ben, resim canvas'a eklenmiş olacak. menüdeki resim sabit kalacak ama.. sürüklediğim o değil de onun kopyası gibi gibi.. var mı bu tip şeylerin örneği? kademe kademe sormaya devam edeceğim buna cevap gelirse.
tarihte yaşanmış olay ve dönemler arasından birinin sunumunu yapmam lazım. fikirleriniz varsa söyleyin lütfen.
yalnız "tarihte yaşanmış" ile "tarihi"yi karıştırmayalım. illa bir imparatorluk, medeniyet anlatmam şart değil. 11 eylül de bir olaydır, sivas katliamı da..
şimdiden teşekkürler.
yalnız "tarihte yaşanmış" ile "tarihi"yi karıştırmayalım. illa bir imparatorluk, medeniyet anlatmam şart değil. 11 eylül de bir olaydır, sivas katliamı da..
şimdiden teşekkürler.
soru net gerçi konu başlığında ama ben yine de tekrarlayayım. sunum yapacak olsanız bir olay hakkında.. neyi anlatırdınız?
selamlar,
computer science dersi için proje hazırlıyoruz üç kişilik bir grupla. birinci sınıfız. ne yaparsak kolay olur ve gelişmeye açık olur dedik.. çocuklar için dizayn edilmiş klasik bir boyama programında çareyi bulduk. lakin hoca bir türlü tutmuyor bizim fikirleri içerikteki. "bunun normal paint'ten farkı ne ki? sizin kattığınız yaratıcı fikirleri göremiyorum." filan çekiyor sürekli. diğer gruplardaki elemanların çoğunun ucuz ve yapılması kolay fikirleri var (gerçi birçoğu yine hali hazırda yapılmış şeyler ama onlara sesini çıkarmıyor nedense.)
ne var programda peki.. normal paint'te olan neredeyse her tool'u içeriyor program. bunun yanında undo-redo sistemi biraz farklı. bir menüde tüm yaptıklarınız liste liste yazıyor. 1. pen kullanıldı. 2. kare çizildi. 3. brush kullanıldı. gibi.. menüden istediğiniz sıradaki eylemi seçip onu silebiliyorsunuz. o noktadan sonraki tüm eylemleri geri almıyor yani.
bunun dışında resim eklemek için bir platform var. background'ını seçiyor çocuk. o background'a uygun resim seti açılıyor yan tarafta menüde. çocuk oradan resmi seçip ekrana sürüklüyor ve bırakıyor.
son olarak da animasyon yapma aparatı gibi bir şey var. çocuk her işlemini bir frame olarak kaydedebiliyor bir tuş yardımıyla. tüm bu frame'lerin birleşmesiyle de ortaya bir animasyon çıkıyor. çocuk bu animasyonu izleyip gif olarak kaydedebiliyor.
mesela çiftlik konulu background seçildi. klasik bir çiftlik evi fonda, tarlası marlası var işte. çocuk bunu keyfince boyuyor brush'larla.. ona uygun olarak tavuklar, atlar, civcivler, ot bok var resim setinde. bunları yerleştiriyor felan. mesela her boyaması bittikten sonra.. alıyor setten civcivi. bir koyuyor ekrana, frame'i kaydediyor. bir siliyor, kaydediyor. biraz daha ileri koyuyor, kayıt. siliyor, kayıt.. sonra izle tuşuna basınca da bu yaptıklarından oluşan animasyonu izliyor işte.
bu kadar. daha ne eklenebilir sizce? kreatif :p fikirlerinizi bekliyorum.
computer science dersi için proje hazırlıyoruz üç kişilik bir grupla. birinci sınıfız. ne yaparsak kolay olur ve gelişmeye açık olur dedik.. çocuklar için dizayn edilmiş klasik bir boyama programında çareyi bulduk. lakin hoca bir türlü tutmuyor bizim fikirleri içerikteki. "bunun normal paint'ten farkı ne ki? sizin kattığınız yaratıcı fikirleri göremiyorum." filan çekiyor sürekli. diğer gruplardaki elemanların çoğunun ucuz ve yapılması kolay fikirleri var (gerçi birçoğu yine hali hazırda yapılmış şeyler ama onlara sesini çıkarmıyor nedense.)
ne var programda peki.. normal paint'te olan neredeyse her tool'u içeriyor program. bunun yanında undo-redo sistemi biraz farklı. bir menüde tüm yaptıklarınız liste liste yazıyor. 1. pen kullanıldı. 2. kare çizildi. 3. brush kullanıldı. gibi.. menüden istediğiniz sıradaki eylemi seçip onu silebiliyorsunuz. o noktadan sonraki tüm eylemleri geri almıyor yani.
bunun dışında resim eklemek için bir platform var. background'ını seçiyor çocuk. o background'a uygun resim seti açılıyor yan tarafta menüde. çocuk oradan resmi seçip ekrana sürüklüyor ve bırakıyor.
son olarak da animasyon yapma aparatı gibi bir şey var. çocuk her işlemini bir frame olarak kaydedebiliyor bir tuş yardımıyla. tüm bu frame'lerin birleşmesiyle de ortaya bir animasyon çıkıyor. çocuk bu animasyonu izleyip gif olarak kaydedebiliyor.
mesela çiftlik konulu background seçildi. klasik bir çiftlik evi fonda, tarlası marlası var işte. çocuk bunu keyfince boyuyor brush'larla.. ona uygun olarak tavuklar, atlar, civcivler, ot bok var resim setinde. bunları yerleştiriyor felan. mesela her boyaması bittikten sonra.. alıyor setten civcivi. bir koyuyor ekrana, frame'i kaydediyor. bir siliyor, kaydediyor. biraz daha ileri koyuyor, kayıt. siliyor, kayıt.. sonra izle tuşuna basınca da bu yaptıklarından oluşan animasyonu izliyor işte.
bu kadar. daha ne eklenebilir sizce? kreatif :p fikirlerinizi bekliyorum.
1. soru
in how many ways can jack place 24 different books on four shelves so that there is at least one book on each shelf?
bunda ilk başta koyacağımız kitabı seçiyoruz 24! diye.
sonra bu kitapları rafa kaç farklı şekilde sıralayacağımızı da combinations with repetition'ın gereği olarak C(23, 20) diye seçiyoruz.
cevabımız 24!.C(23, 20) oluyor.
2. soru
how many ways are there to place 12 marbles of the same size in five distinct jars if each marble is a different color?
bunda ise bana göre diğerine benzer bir işlem yapılmalı. 12!.C(16, 12) demeliyiz cevaba. ancak cevap her nasılsa 5^12.
bu durumun nedenini bana açıklayacak var mı? farklı nesneler, farklı yerlere dağıtılınca bulanıyor kafam benim.
in how many ways can jack place 24 different books on four shelves so that there is at least one book on each shelf?
bunda ilk başta koyacağımız kitabı seçiyoruz 24! diye.
sonra bu kitapları rafa kaç farklı şekilde sıralayacağımızı da combinations with repetition'ın gereği olarak C(23, 20) diye seçiyoruz.
cevabımız 24!.C(23, 20) oluyor.
2. soru
how many ways are there to place 12 marbles of the same size in five distinct jars if each marble is a different color?
bunda ise bana göre diğerine benzer bir işlem yapılmalı. 12!.C(16, 12) demeliyiz cevaba. ancak cevap her nasılsa 5^12.
bu durumun nedenini bana açıklayacak var mı? farklı nesneler, farklı yerlere dağıtılınca bulanıyor kafam benim.
1. soru
a ve b tek doğal sayılardır. a^2 + b^2 işleminin hiçbir şekilde bir doğal sayının karesine eşit olamayacağını ispatlayın.
2. soru
p 3'ten büyük bir asal sayıdır. p^2 - 1'in her zaman 24'e bölüneceğini ispatlayın.
cevaplar için şimdiden teşekkürler. açıklama da gerekli tabii.
a ve b tek doğal sayılardır. a^2 + b^2 işleminin hiçbir şekilde bir doğal sayının karesine eşit olamayacağını ispatlayın.
2. soru
p 3'ten büyük bir asal sayıdır. p^2 - 1'in her zaman 24'e bölüneceğini ispatlayın.
cevaplar için şimdiden teşekkürler. açıklama da gerekli tabii.
gözden mi kaçırıyorum acaba, yoksa harbiden yok mu?
www.21stcenturyschools.com
www.21stcenturyschools.com
eğitimde ülkenin siyasi ülkülerinin açıkça ortaya konması gerektiğine inanıyor musunuz? aksi durumda nasıl bir toplumun ortaya çıkacağını düşünüyorsunuz? eğitim kavramının birey odaklı mı, toplum odaklı mı olması gerektiğini düşünüyorsunuz? filen fişmekan..
eğitim ve siyaset hakkında, daha doğrusu eğitimde bir ülkenin siyasi hedeflerinin açıkça ortaya konmasının gerekliliği hakkında birkaç cümle karalarsanız sevinirim. farklı fikirler lazım, ne düşünüyorsanız yazın gitsin. günümüzden, geçmişten örnekler serbest. cevaplar için şimdiden teşekkürler.
eğitim ve siyaset hakkında, daha doğrusu eğitimde bir ülkenin siyasi hedeflerinin açıkça ortaya konmasının gerekliliği hakkında birkaç cümle karalarsanız sevinirim. farklı fikirler lazım, ne düşünüyorsanız yazın gitsin. günümüzden, geçmişten örnekler serbest. cevaplar için şimdiden teşekkürler.
www.amazon.com
şu tişörtün aynını bulabileceğim bir yer var mı türkiye'de, tercihen özellikle ankara'da?
şu tişörtün aynını bulabileceğim bir yer var mı türkiye'de, tercihen özellikle ankara'da?
aşağıda listeleyeceğim eğitimcilerin "eğitimin amacı" hakkında fikirlerini ortaya koyan makale arıyorum. google scholar'ın altını üstüne getirdim, yirmi sayfadan kısa ve işe yarar tek kaynak bulamadım. ben isimleri vereyim en iyisi.. aramaya olan inancımı kaybetmek üzereyim. :'( yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
ken robinson*
rousseau
maria montessori
pestalozzi
magiguchi
john locke
a.s. neil
edmund burke
john dewey*
paulo freire
piaget
skinner
*'lı olanlar diğerlerine kıyasla daha öncelikli.
ken robinson*
rousseau
maria montessori
pestalozzi
magiguchi
john locke
a.s. neil
edmund burke
john dewey*
paulo freire
piaget
skinner
*'lı olanlar diğerlerine kıyasla daha öncelikli.
evdeki sette kıskaçlar çevirmeli, halka vida şeklinde. gel zaman, git zaman bu vidaların içlerindeki ince lastikler çıktı ve kayboldu. ondan sonra da vidalar büyük ölçüde işlevlerini yitirdiler. ne zaman sete elimi atsam tutmayan vidalar sebebiyle fır fır dönen ağırlıklar sinirimi bozuyor. bunları eski haline döndürmek mümkün müdür, yoksa aynı setin vidalarından mı bulup almak lazım? yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
selamlar,
ince yapılı, ultra seksi, optimum oranda kaslı, zeki ve çevik bi' vücudum var. ancak son dört beş aydır dersler sebebiyle spordan uzak kaldım ve yağ biriktirmeye başladım. ilk yağlanmaya başlayan kısım da karın ve bel çevresi oldu. yağlansınlar, eyvallahlar, bir şekilde atılırlar.. lakin şöyle bir sıkıntım var ki.. belimin sağ ve sol kısmı eşit miktarda yağlanmıyor!
bir tarafım dümdüz (eskiye göre daha kalın bir düzlük tabii), ancak diğer tarafım da ufak bir bombe var. görüntüyü aklınızda daha iyi canlandırmak adına eşi bulunmaz sanatçı kimliğimi alttaki link'te bulunan çizimde sergiledim.
s14.directupload.net
nedir sizce böyle bir şey olmasının sebebi? duruş bozukluğu mudur, yağlanan herkeslerde olan doğal bir şey mi? daha da önemlisi nasıl giderilir? cevaplar için şimdiden teşekkürler.
ince yapılı, ultra seksi, optimum oranda kaslı, zeki ve çevik bi' vücudum var. ancak son dört beş aydır dersler sebebiyle spordan uzak kaldım ve yağ biriktirmeye başladım. ilk yağlanmaya başlayan kısım da karın ve bel çevresi oldu. yağlansınlar, eyvallahlar, bir şekilde atılırlar.. lakin şöyle bir sıkıntım var ki.. belimin sağ ve sol kısmı eşit miktarda yağlanmıyor!
bir tarafım dümdüz (eskiye göre daha kalın bir düzlük tabii), ancak diğer tarafım da ufak bir bombe var. görüntüyü aklınızda daha iyi canlandırmak adına eşi bulunmaz sanatçı kimliğimi alttaki link'te bulunan çizimde sergiledim.
s14.directupload.net

nedir sizce böyle bir şey olmasının sebebi? duruş bozukluğu mudur, yağlanan herkeslerde olan doğal bir şey mi? daha da önemlisi nasıl giderilir? cevaplar için şimdiden teşekkürler.
merhabalar,
her ne kadar fazla sakal bırakınca kemoterapi deneği fareleri andırsam da azim edip az biraz sakal uzattım. uzayınca hafif fark ettim ki sol yanağımın, dudağa yakın olan tarafında bir beyazlık var sakal arası. sanki pudra ellemiş küçük bir parmak hafifçe suratıma dokunmuş gibi. ayrıca o ufak bölgede çıkan sakallar da beyaz çıkmış birkaç tel. muhtemelen mantar benzeri bir şey ama kendi kendime teşhis koyamadım. nedir sizce bu?
her ne kadar fazla sakal bırakınca kemoterapi deneği fareleri andırsam da azim edip az biraz sakal uzattım. uzayınca hafif fark ettim ki sol yanağımın, dudağa yakın olan tarafında bir beyazlık var sakal arası. sanki pudra ellemiş küçük bir parmak hafifçe suratıma dokunmuş gibi. ayrıca o ufak bölgede çıkan sakallar da beyaz çıkmış birkaç tel. muhtemelen mantar benzeri bir şey ama kendi kendime teşhis koyamadım. nedir sizce bu?
sabah da sormuştum gerçi ama akşamcıların da fikrini almak istedim..
birinci sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim. bu dönem java ile ilgili bir proje hazırlamam lazım 4 kişilik bir takımla. ders notu büyük ölçüde bu proje baz alınarak verilecek.
hangi konuda çalışacağımı da gelecek haftaya kadar hocaya bildirmeliymişim. ancak dönem ilerledikçe neyi, ne kadar yapabileceğim.. şimdi seçeceğim proje kolay mı, zor mu gelecek bir fikrim yok. o yüzden bu konuda fikirlerinize muhtacım. yerimde olsanız nasıl bir yol izlerdiniz, ne üstünde çalışırdınız? bu zor olur diye düşünüp söylememezlik etmeyin, atış serbest. aklımda bir şeyler kıvılcımlayacak bir iki fikir dahi kafi.
bu arada, sabahki duyuru şu idi:
www.eksiduyuru.com
link vasıtasıyla hocanın örnek olarak gösterdiği kırk küsür projeye de göz atabilirsiniz.
teşekkürler..
birinci sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim. bu dönem java ile ilgili bir proje hazırlamam lazım 4 kişilik bir takımla. ders notu büyük ölçüde bu proje baz alınarak verilecek.
hangi konuda çalışacağımı da gelecek haftaya kadar hocaya bildirmeliymişim. ancak dönem ilerledikçe neyi, ne kadar yapabileceğim.. şimdi seçeceğim proje kolay mı, zor mu gelecek bir fikrim yok. o yüzden bu konuda fikirlerinize muhtacım. yerimde olsanız nasıl bir yol izlerdiniz, ne üstünde çalışırdınız? bu zor olur diye düşünüp söylememezlik etmeyin, atış serbest. aklımda bir şeyler kıvılcımlayacak bir iki fikir dahi kafi.
bu arada, sabahki duyuru şu idi:
www.eksiduyuru.com
link vasıtasıyla hocanın örnek olarak gösterdiği kırk küsür projeye de göz atabilirsiniz.
teşekkürler..
selamlar selamlar,
özel günleri, hatırlanmak istenen anları, otu boku ölümsüzleştirmek amacıyla zamanında edindiğim bir fotoğraf makinem var. tamamen günlük kullanım amaçlı, standart bir şey.. bir şekilde elime başka bir makine daha geçti. şu an kutusu hiç açılmamış halde bekliyor. acaba eski makineyi kullanmaya devam edip yenisini en uygun fiyata elimden mi çıkarsam.. yoksa ikisini beraber kullanmaya mı baksam? işten biraz çakan arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim.
eski makine:
www.nikon.com.tr
yeni gelen:
www.sony.com.tr
özel günleri, hatırlanmak istenen anları, otu boku ölümsüzleştirmek amacıyla zamanında edindiğim bir fotoğraf makinem var. tamamen günlük kullanım amaçlı, standart bir şey.. bir şekilde elime başka bir makine daha geçti. şu an kutusu hiç açılmamış halde bekliyor. acaba eski makineyi kullanmaya devam edip yenisini en uygun fiyata elimden mi çıkarsam.. yoksa ikisini beraber kullanmaya mı baksam? işten biraz çakan arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim.
eski makine:
www.nikon.com.tr
yeni gelen:
www.sony.com.tr
seleme,
link'te aşağı doğru baktığımızda super - zan 'el gibi hareketler görüyoruz. bunları yapmak için joystick'i yarım daire çevirin diye göstermişler ya.. bunu klavyede oklarla yapmanın yolunu bilen, bulan var mı?
not: aşağı + ileri veya aşağı + ileri + yukarı ve hatta aşağı + ileri + yukarı + geri tuş kombinasyonlarına mümkün olan her hızda bastım, bana mısın demdi.
link'te aşağı doğru baktığımızda super - zan 'el gibi hareketler görüyoruz. bunları yapmak için joystick'i yarım daire çevirin diye göstermişler ya.. bunu klavyede oklarla yapmanın yolunu bilen, bulan var mı?
not: aşağı + ileri veya aşağı + ileri + yukarı ve hatta aşağı + ileri + yukarı + geri tuş kombinasyonlarına mümkün olan her hızda bastım, bana mısın demdi.
sabah ilk önce chrome açılmıyordu. baştan yükleyince düzeldi o problem. yalnız o düzeldikten sonra ses tuşları çalışmamaya başladı. ne yaparım da çalışırlar tekrar? teşekkürler şimdiden.
sessiz gecelerde usul usul klasik rock dinlemesini seven bir adam olarak bilgisayarın içinden çıkan subwoofer'ı deneyeyim dedim. amma ve lakin bilgisayardan o kadar da yüksek ses çıkmadığını fark ettim. ses ayarları maksimum, karıştırıcı'yla oynadım, klavye üstündeki tuşlardan ses seviyesini maksimuma getirdim vesaire. benim bilmediğim apayrı bir ses çıkarma tuşu filan mı var acaba? nedir olayın hilesi?
şimdi şöyle bir durum oldu. dün gidip asus n55sf aldım. gayet mutlu mesut açtım, şarj ettim bugün aleti. sonra dayımlara ziyarete gittim. sürpriz yapmış adamcağız bana. makinenin aynısından o da almış. hevesini kursağında bırakmamak için "aa aynından almıştık." diyemedim. bendekinde faturası filan var. ama hediye olanda yok maalesef. e bendeki de artık kullanıldı ama. diğerini değiştirmeye kalksam başka ürünlerle mesela. nasıl anlatırım derdimi? ne yapmam gerekir? biri akıl versin lütfen.
merhabalar,
dün gidip asus'un n55sf - s1194v modelini aldım. şimdiye kadar hep masaüstü kullandığımdan laptop şarj etme işlerine hiç aşina değilim. birkaç şey okudum sağdan soldan ama emin olamadım. şarj - deşarj olayından filan bahsetmişler genelde. aleti ilk kullanımdan önce ne kadar şarj etmek lazımdır? %100 olduğu an çıkarmak mı gerekir? pili her zaman takılı mı durmalı? %0 dolaylarındayken mi bir daha şarja takmalıyım yoksa %20-30 dolaylarında mı? bu tarz temel şeylerden ve neden öyle yapmam gerektiğinden biraz bahsetseniz bana çok sevinirim. iyi günler.
dün gidip asus'un n55sf - s1194v modelini aldım. şimdiye kadar hep masaüstü kullandığımdan laptop şarj etme işlerine hiç aşina değilim. birkaç şey okudum sağdan soldan ama emin olamadım. şarj - deşarj olayından filan bahsetmişler genelde. aleti ilk kullanımdan önce ne kadar şarj etmek lazımdır? %100 olduğu an çıkarmak mı gerekir? pili her zaman takılı mı durmalı? %0 dolaylarındayken mi bir daha şarja takmalıyım yoksa %20-30 dolaylarında mı? bu tarz temel şeylerden ve neden öyle yapmam gerektiğinden biraz bahsetseniz bana çok sevinirim. iyi günler.
aşağıda yönelteceğim soru silsilesinin muhattabı hemcinslerimdir, hanım kızlarımız uzaktan okuyabilirler ancak.
1. lezbiyenlik hakkında ne düşünüyorsunuz? (en fazla birkaç cümlelik bir cevap bekliyorum, kelime de olur.)
2. lezbiyen bir tanıdığınız var mı?
a) evet.
b) hayır.
c) o hatuna dair hala büyük şüphelerim var.
3. lezbiyenlikle güzel veya çirkin olmayı bağdaştırabiliyor musunuz? başka bir deyişle, dünya üzerinden rasgele seçilmiş normal birinin güzel çıkması mı yoksa lezbiyen birinin güzel çıkması mı sizce daha olası?
4. haddinden fazla güzel bir lezbiyenle karşılaştığınızda aklınızda yankılanacağını düşündüğünüz ilk şey aşağıdakilerden hangisine en yakın olur?
a) hastalıklı pis bok.
b) nasıl bir his ki lan acaba?
c) umrumda değil.
d) yirim.
e) one love.. one blood.. one life..
f) - (mutluluktan kitlenmiş.)
5. porno izler misiniz? lezbiyen pornosu izler misiniz? özellikle lezbiyen pornolarını daha bir keyifle izler misiniz? sadece lezbiyen pornosu mu izlersiniz?
6. lezbiyenliğin kadına ayrı bir cazibe kattığını düşüyor musunuz? şöyle kiii.. aşağı yukarı aynı güzellikte dört kız hayal edin. biri lezbiyen. sizce lezbiyen olanın sizi tavlama şansı daha mı yüksek?
1. lezbiyenlik hakkında ne düşünüyorsunuz? (en fazla birkaç cümlelik bir cevap bekliyorum, kelime de olur.)
2. lezbiyen bir tanıdığınız var mı?
a) evet.
b) hayır.
c) o hatuna dair hala büyük şüphelerim var.
3. lezbiyenlikle güzel veya çirkin olmayı bağdaştırabiliyor musunuz? başka bir deyişle, dünya üzerinden rasgele seçilmiş normal birinin güzel çıkması mı yoksa lezbiyen birinin güzel çıkması mı sizce daha olası?
4. haddinden fazla güzel bir lezbiyenle karşılaştığınızda aklınızda yankılanacağını düşündüğünüz ilk şey aşağıdakilerden hangisine en yakın olur?
a) hastalıklı pis bok.
b) nasıl bir his ki lan acaba?
c) umrumda değil.
d) yirim.
e) one love.. one blood.. one life..
f) - (mutluluktan kitlenmiş.)
5. porno izler misiniz? lezbiyen pornosu izler misiniz? özellikle lezbiyen pornolarını daha bir keyifle izler misiniz? sadece lezbiyen pornosu mu izlersiniz?
6. lezbiyenliğin kadına ayrı bir cazibe kattığını düşüyor musunuz? şöyle kiii.. aşağı yukarı aynı güzellikte dört kız hayal edin. biri lezbiyen. sizce lezbiyen olanın sizi tavlama şansı daha mı yüksek?
fazla bilinmeyen (en azından benim bilmediğime emin olduğunuz) leziz gruplar var mıdır yeni nesil? arctic monkeys, strokes, the xx gibi gibi.. o kalitede. biraz kıyıda köşede kalmış grupları bilhassa istiyorum. çok bilinmemesi ön şartım. teşkürler.
son günlerde derslerle fazlasıyla meşgul olmak zorunda kalıyorum. yılbaşı gecesi öncesine kadar, haftalar boyunca eve gece bir gibi gelip sabah yedide kalkıp okula gittim. hafta sonları ise tüm günümü ödev yapmak ve sınavlara hazırlanmakla geçiriyorum. sadece dün dinlenebileceğim bir boşluk var diye dışarı çıkmadım, evde biraz zaman öldürmenin bana iyi geleceğini düşündüm. ama hiç öyle olmadı..
bir hafta sonra finaller başlayacak. önümdeki uykusuz ve yorgun geceleri düşündükçe içim daralıyor. sınav öncesi bir de ruh halime göre.. çook çok rahat bir tavırla sınava girip rahat bir şekilde çıktığım da olur.. sabaha kadar stres yapıp uyumadan, kusa kusa, nabız bin beş yüz halde girdiğim de.. neye göre iyi, neye göre kötü durumda oluyorum hiçbir bilgim yok. şu an tee sekiz gün olsa da en yakın sınava.. kötüyüm.
dediğim gibi, öncelikle çok yorgun hissediyorum kendimi. sonra.. bana göre bile saçma geliyor ama.. yalnız hissediyorum. ailem yanımda, arkadaşlarım yanımda ama ben onların yanında değilim gibi. ne bileyim.. yarı hastalıklı gibi bir halim var, canım çok sıkkın. hiçbir işim olmasa da sevdiğim birkaç insanla birlikte oturup uzun günler boyu sadece sabahlara kadar çekirdek çitleyip televizyon izlesek istiyorum (ne televizyon izleyen, ne de çekirdek aşığı biri değilim normalde gerçi.) sanki bunu yaparsam büyük bir terapi gibi gelecek bana, her şey düzelecekmiş gibi ama zamanım yok.
işin ilginci not ortalamam filan gayet iyi sayılır. tabii yükseltmeyi hedeflediğim bazı dersler var yine de. ailem benimle ilgili. arkadaşlarım bana düşkün. sorun şu sanıyorum ki.. herkes beni olduğumdan fazla güçlüymüşüm gibi görüyor. sanki altından kalkamayacağım şey yokmuş gibi. bu hissettiklerimi defalarca söyledim aileme, "sen halledersin ya." dediler. arkadaşlarıma söyledim, hep kendilerinin veya başkalarının durumlarından örnek vererek benden de kötü durumda olanların olabileceğini söylediler veya hiç umursamadılar bile.
tüm bunları hiç kafaya takmasam her şey çok daha güzel olacak bence. ama nasıl? bunu nasıl başarabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok. hiç içimi karartmadan çalışmaya devam edebilsem.. hiç stres yapmasam keşke.. bir de şu yalnız hissetme muhabbeti var tabii.
yazdıklarımın farkındayım.. şöyle bir okuyunca "amaannn, bunlar da dert mi?" denilecek cinsten şeyler. anlatamıyorum ancak.. sizin de böyle saçma sapan hissettiğiniz oluyor mu? oluyorsa nasıl aşıyorsunuz bunları? meyan kökü mü çiğnersiniz, sabahları yarımşar saat koşarak daha iyi mi hissedersiniz? yoksa hiç burada vakit harcamadan çalışmaya devam ederdim, çalıştıkça daha iyi hissediyorum mu diyenlerdensiniz? özellikle kafaya takıp uyuyamama ve stres üzerine yoğunlaşırsanız sevinirim. teşekkürler.
bir hafta sonra finaller başlayacak. önümdeki uykusuz ve yorgun geceleri düşündükçe içim daralıyor. sınav öncesi bir de ruh halime göre.. çook çok rahat bir tavırla sınava girip rahat bir şekilde çıktığım da olur.. sabaha kadar stres yapıp uyumadan, kusa kusa, nabız bin beş yüz halde girdiğim de.. neye göre iyi, neye göre kötü durumda oluyorum hiçbir bilgim yok. şu an tee sekiz gün olsa da en yakın sınava.. kötüyüm.
dediğim gibi, öncelikle çok yorgun hissediyorum kendimi. sonra.. bana göre bile saçma geliyor ama.. yalnız hissediyorum. ailem yanımda, arkadaşlarım yanımda ama ben onların yanında değilim gibi. ne bileyim.. yarı hastalıklı gibi bir halim var, canım çok sıkkın. hiçbir işim olmasa da sevdiğim birkaç insanla birlikte oturup uzun günler boyu sadece sabahlara kadar çekirdek çitleyip televizyon izlesek istiyorum (ne televizyon izleyen, ne de çekirdek aşığı biri değilim normalde gerçi.) sanki bunu yaparsam büyük bir terapi gibi gelecek bana, her şey düzelecekmiş gibi ama zamanım yok.
işin ilginci not ortalamam filan gayet iyi sayılır. tabii yükseltmeyi hedeflediğim bazı dersler var yine de. ailem benimle ilgili. arkadaşlarım bana düşkün. sorun şu sanıyorum ki.. herkes beni olduğumdan fazla güçlüymüşüm gibi görüyor. sanki altından kalkamayacağım şey yokmuş gibi. bu hissettiklerimi defalarca söyledim aileme, "sen halledersin ya." dediler. arkadaşlarıma söyledim, hep kendilerinin veya başkalarının durumlarından örnek vererek benden de kötü durumda olanların olabileceğini söylediler veya hiç umursamadılar bile.
tüm bunları hiç kafaya takmasam her şey çok daha güzel olacak bence. ama nasıl? bunu nasıl başarabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok. hiç içimi karartmadan çalışmaya devam edebilsem.. hiç stres yapmasam keşke.. bir de şu yalnız hissetme muhabbeti var tabii.
yazdıklarımın farkındayım.. şöyle bir okuyunca "amaannn, bunlar da dert mi?" denilecek cinsten şeyler. anlatamıyorum ancak.. sizin de böyle saçma sapan hissettiğiniz oluyor mu? oluyorsa nasıl aşıyorsunuz bunları? meyan kökü mü çiğnersiniz, sabahları yarımşar saat koşarak daha iyi mi hissedersiniz? yoksa hiç burada vakit harcamadan çalışmaya devam ederdim, çalıştıkça daha iyi hissediyorum mu diyenlerdensiniz? özellikle kafaya takıp uyuyamama ve stres üzerine yoğunlaşırsanız sevinirim. teşekkürler.
geçen sene bu zamanlar gördüğüm bir kızın peşinden aylarca koşmuştum. bildiğiniz üzere bu süreçte, hoşlandığımız kişiyi gözümüzde büyüttükçe büyütürüz, tabulaştırırız filan. bana da aynından olmuştu. kızla nihayetinde sevgili olduk. daha uygun bir tabirle kısa bir süreliğine takıldık. lakin gördüm ki hiç de beklediğim gibi biri değilmişmiş. sahte, sevimsiz, ukala bir şeymiş meğer. onun bu hali ve benim isteksizliğim bir araya gelince beklenen gerçekleşti ve ayrıldık hemen. aklıma takılır bir süre, sonra unuturum diye düşünüyordum ki.. hiç de öyle olmadı ya. aksine "öeeh, iyi ki kurtulmuşum şundan." diye düşünüyorum şu an için bile.
yalnız ayrılmamızın ardından karşı cinse verdiğim değerde dramatik bir düşme gerçekleşti. bunu ilk başta arkadaşım olan kızlar bana söylediler, o sıralar fazla takmadım ama.. şimdi bir dönüp baktım da neler yapmışım şu zamana kadar diye.. ailesiyle benim ailemin çok yakın dost oldukları, çocukluğumdan beri tanıdığım, benden beş yaş büyük bir kızla yatmanın eşiğine gelip son anda aklımda bir şeyin çakması sonucu geri vites yapmam, kızı öylecene ortada bırakmam, sonradan konuyla alakalı hiçbir açıklamada bulunmamam.. nişanlanmak üzere olan biriyle beraber olmam (burada pek hatam yok, o benden saklamıştı..) beni başka kızla, acaba tavlayabilecek miyim diye saçma bir merakla, onunla ilgileniyormuşum gibi yapmam; bunu başardıktan sonra ise yine hiçbir şey olmamış gibi davranmam, sonrasında kızın beni gerçekten sevmiş olduğunu anlamam.. yakın bir arkadaşımla birlikte olmam ve yine konuyla ilgili bir daha hiç konuşmamam (burada karşılıklı bir umursamazlık olduğu için fazla kafaya takmadım aslında, ama eski ben böyle bir şey yapmazdı yine de..)
tüm bu yaptıklarım için pişmanlık duyuyorum şu an fazlasıyla. birinden gerçekten hoşlansam da ona nasıl davranacağımı bildiğimden hiç yaklaşmıyorum bile artık. bende mi bir sorun var, yerimde kim olsa aynı şeyleri mi yapardı, eskiden mi fazla duyarlıydım? fikirlerinizi bekliyorum, teşekkürler şimdiden.
yalnız ayrılmamızın ardından karşı cinse verdiğim değerde dramatik bir düşme gerçekleşti. bunu ilk başta arkadaşım olan kızlar bana söylediler, o sıralar fazla takmadım ama.. şimdi bir dönüp baktım da neler yapmışım şu zamana kadar diye.. ailesiyle benim ailemin çok yakın dost oldukları, çocukluğumdan beri tanıdığım, benden beş yaş büyük bir kızla yatmanın eşiğine gelip son anda aklımda bir şeyin çakması sonucu geri vites yapmam, kızı öylecene ortada bırakmam, sonradan konuyla alakalı hiçbir açıklamada bulunmamam.. nişanlanmak üzere olan biriyle beraber olmam (burada pek hatam yok, o benden saklamıştı..) beni başka kızla, acaba tavlayabilecek miyim diye saçma bir merakla, onunla ilgileniyormuşum gibi yapmam; bunu başardıktan sonra ise yine hiçbir şey olmamış gibi davranmam, sonrasında kızın beni gerçekten sevmiş olduğunu anlamam.. yakın bir arkadaşımla birlikte olmam ve yine konuyla ilgili bir daha hiç konuşmamam (burada karşılıklı bir umursamazlık olduğu için fazla kafaya takmadım aslında, ama eski ben böyle bir şey yapmazdı yine de..)
tüm bu yaptıklarım için pişmanlık duyuyorum şu an fazlasıyla. birinden gerçekten hoşlansam da ona nasıl davranacağımı bildiğimden hiç yaklaşmıyorum bile artık. bende mi bir sorun var, yerimde kim olsa aynı şeyleri mi yapardı, eskiden mi fazla duyarlıydım? fikirlerinizi bekliyorum, teşekkürler şimdiden.
sözün son kısmını değiştirerek "bilmediğiniz, tanımadığınız bir düşmanla savaşamazsınız." demeye çalıştım ama işin içinden çıkamadım. bunu "should doctors always tell the truth to their patients?" konusunda argüman olarak sunacağım.. eğer hastayı yalanla kandırırsa ve hasta sağlam olduğunu düşünürse.. varlığından haberdar olmadığı bir düşmanla savaşamaz ki.. gibilerinden. o son kısma uygun bir fiil lazım kısaca. önerilerinizi bekliyorum.
sabahtan beri essay yazıyorum, midem bulandı, başım döndü. sabaha kadar yapmam gereken nice ödev var. biri de şu.. aşağıdaki konular hakkında 1000 kelimelik bir essay yazmalıymışım. işin garibi konuların büyük kısmı hakkında bilgi birikimim sadece çat pat tanımlarını verebilecek seviyede, essay yazmak şöyle dursun. sizce hangisine en rahat yazılır ve ne yazılır? teşekkürler şimdiden.
----------------------------------------
* Should individuals have the right to "delete" their information from Social Networking sites, such as Facebook? Is it even possible?
* Making huge data sets (such as census data or national health records) publically available has obvious commercial advantages, but also grave social risks. Is it possible to obtain the benefits without disadvantaging anyone?
* Should computer engineers be licensed in the same way that doctors and lawyers have to be?
* When software fails, who should be responsible? The programmer, the company, management, or perhaps the program itself?
* WikiLeaks has demonstrated both the difficulty of keeping information private and the force that governments can exert in their attempts to do so. Should engineers designing future Internet systems allow for more openness or more control?
* Incorporating games into the computing curriculum seems like a way to encourage students to learn about computers and so reduce falling admissions. Or is it just a waste of time?
* What's wrong with OOP? What will the next software engineering paradigm look like?
* Traditional software development relies on the so-called waterfall model: requirements, design, test, distribute, maintain. Newer, "agile", methodologies suggest this is too strict. Compare and contrast.
* Traditionally we design and write the code, then we test it. Test Driven Design (TDD) suggests it is better to write the tests first, then the code. What are the pros and cons?
* Why is developing programs for smart phones difficult? What alternative approaches are there?
* Cloud computing. What is it? How does it compare to other forms of computing?
* How are multi-core processors changing software engineering? What approaches to writing software for multi-core processors are currently under investigation.
* What new storage technologies are under development and how will they impact the architecture of our computers?
* Is Quantum Computing really any different than conventional computing?
----------------------------------------
----------------------------------------
* Should individuals have the right to "delete" their information from Social Networking sites, such as Facebook? Is it even possible?
* Making huge data sets (such as census data or national health records) publically available has obvious commercial advantages, but also grave social risks. Is it possible to obtain the benefits without disadvantaging anyone?
* Should computer engineers be licensed in the same way that doctors and lawyers have to be?
* When software fails, who should be responsible? The programmer, the company, management, or perhaps the program itself?
* WikiLeaks has demonstrated both the difficulty of keeping information private and the force that governments can exert in their attempts to do so. Should engineers designing future Internet systems allow for more openness or more control?
* Incorporating games into the computing curriculum seems like a way to encourage students to learn about computers and so reduce falling admissions. Or is it just a waste of time?
* What's wrong with OOP? What will the next software engineering paradigm look like?
* Traditional software development relies on the so-called waterfall model: requirements, design, test, distribute, maintain. Newer, "agile", methodologies suggest this is too strict. Compare and contrast.
* Traditionally we design and write the code, then we test it. Test Driven Design (TDD) suggests it is better to write the tests first, then the code. What are the pros and cons?
* Why is developing programs for smart phones difficult? What alternative approaches are there?
* Cloud computing. What is it? How does it compare to other forms of computing?
* How are multi-core processors changing software engineering? What approaches to writing software for multi-core processors are currently under investigation.
* What new storage technologies are under development and how will they impact the architecture of our computers?
* Is Quantum Computing really any different than conventional computing?
----------------------------------------
olay şu.. bir araştırma raporu hazırlanacak ve rapor hakkında 15 dakikalık sunum yapılacak. raporda bir şahıs anlatılacak ya da iki filmin karşılaştırılması yapılacak.
benzer bir yükümlülük sizde olsaydı kimi anlatırdınız (yaşamı, yaptığı işler, kazandığı ödüller, verdiği demeçler vesaire.) ve
hangi iki filmi neyine göre karşılaştırırdınız?
benzer bir yükümlülük sizde olsaydı kimi anlatırdınız (yaşamı, yaptığı işler, kazandığı ödüller, verdiği demeçler vesaire.) ve
hangi iki filmi neyine göre karşılaştırırdınız?
s1.directupload.net 
şu sorunun cevabını (başı var, sonu yok cevabın link'te.) sağ alt köşeden kürenin merkezine bir açıortay çekip o açıyı ikiye (x + x) ayırıp sonra da sinüs'te yarım açıdan..
sin2x = 2.sinx.cosx
yani..
h/(h^2+r^2)^(1/2) = [1/(1+r^2)^(1/2)][r/(1+r^2)^(1/2)]
yapıp h'ı r cinsinden yazarak vesaire..
yaparak çözmek mümkün müdür? değilse neden değildir? teşekkürler.
(biliyorum link'teki yöntem çok daha kolay filan ama ben yine de soruyorum..)

şu sorunun cevabını (başı var, sonu yok cevabın link'te.) sağ alt köşeden kürenin merkezine bir açıortay çekip o açıyı ikiye (x + x) ayırıp sonra da sinüs'te yarım açıdan..
sin2x = 2.sinx.cosx
yani..
h/(h^2+r^2)^(1/2) = [1/(1+r^2)^(1/2)][r/(1+r^2)^(1/2)]
yapıp h'ı r cinsinden yazarak vesaire..
yaparak çözmek mümkün müdür? değilse neden değildir? teşekkürler.
(biliyorum link'teki yöntem çok daha kolay filan ama ben yine de soruyorum..)
selamlar,
hazır vizeleri atlatmışmışım, kendimi bir müddet ödevlere adayayım dedim. en kallavi olanı sanıyorum ki türkçeninki. önce onu bi' aradan çıkaracağım. ya tarihten bir kişinin anlatımını (tanıtımı, sunumu.. her neyse artık.) ya da iki filmin karşılaştırması yapılacak yaklaşık on sayfalık bir araştırma raporu olarak. sonrasında da bu ödev sınıfa sunulacak 10 dakika içinde vesaire.
madem niyetlendik.. en iyi konuyu seçeyim dedim. hem ilgi çekici, hem rahatlıkla metne dökülebilecek, hem de sunuma elverişli bir ödev konusu lazım bana. yani gidip bir mühendis klasiği olarak tesla'yla ilgili sunum yapmayayım diyorum. bu noktada fikirleriniz nelerdir? teşekkürler.
hazır vizeleri atlatmışmışım, kendimi bir müddet ödevlere adayayım dedim. en kallavi olanı sanıyorum ki türkçeninki. önce onu bi' aradan çıkaracağım. ya tarihten bir kişinin anlatımını (tanıtımı, sunumu.. her neyse artık.) ya da iki filmin karşılaştırması yapılacak yaklaşık on sayfalık bir araştırma raporu olarak. sonrasında da bu ödev sınıfa sunulacak 10 dakika içinde vesaire.
madem niyetlendik.. en iyi konuyu seçeyim dedim. hem ilgi çekici, hem rahatlıkla metne dökülebilecek, hem de sunuma elverişli bir ödev konusu lazım bana. yani gidip bir mühendis klasiği olarak tesla'yla ilgili sunum yapmayayım diyorum. bu noktada fikirleriniz nelerdir? teşekkürler.
cümle şu..
"discuss the interaction of medium and meaning in art, choosing examples displayed at the museums in ankara."
buradaki medium araç olan medium mu yoksa ortam olan mı karar veremedim. en mantıklı karşılığı sizce nedir?
"discuss the interaction of medium and meaning in art, choosing examples displayed at the museums in ankara."
buradaki medium araç olan medium mu yoksa ortam olan mı karar veremedim. en mantıklı karşılığı sizce nedir?
handikabın olduğunu görmeden arjantin - bolivya maçında arjantin'e oynadım. hnd: k2,0 diyorsa bu arjantin'in en az 2 farkla mı yoksa en az 3 farkla mı yenmesi gerektiği anlamına gelir? daha önce hep handikaplı maç oynamaktan kaçınmam sebebiyle bu detayı atlamışım. teşekkürler.
bir de izleyen varsa maçı.. arjantin'in ne halt yediği hakkında beni bilgilendirirse sevinirim.
bir de izleyen varsa maçı.. arjantin'in ne halt yediği hakkında beni bilgilendirirse sevinirim.
büyük ev ablukada misali.. var mıdır sizin de sevdiğiniz böyle gruplar? tek bir parça adına dahi tavım.