Bu yaz abimle bi yere giderken bi gece ucuz diye çok salak bir yerde kaldık. Çok salak diyorum çünkü yani söylesem gülersiniz, ama benim için çok özel olduğu için söylemeyeceğim. Gece 11de girdik yattık, sabah 7de kalkıp yola devam ettik. Abime burayı çok beğendiğimi söyledim ama anlamadı, işte sen de hep eski yerleri beğeniyorsun, bok gibi otel olm neyini beğendin kliması sıcak suyu bile yok gibi abisel laflar etti. Ama ben oranın etkisinden kurtulamıyorum. Duvarların renkleri, fayanslar, dolaplar, yatak örtüleri. Hatta bulunduğı sokak, yandaki berber. Kapısı. Merdivenleri. Yani kendimi ordayken çok farklı hissettim. Sanki Zeki Demirkubuz'un bir filminde gibi hissettim. Orda yaşamak çalışmak istedim. Bu duyguyu aşamıyorum. Orda işe girip çalışsam çok mutlu olurum gibi geliyor, az zorlasam satım bile alabilirim belki de alamam ama zaten çok saçma geldiği için yapmam böyle şeyler, hayatımı değiştirmem yani. Bu duygunun bir adı var mı? Almanlar ve japonlar böyle şeylere isim veriyor diye biliyorum. Ya da bunun bir filmde falan geçmişliği var mı? Bu nedir arkadaşlar?




 

almanca'da 'Sehnsucht' var bu duygu halini özetleyen. net bir bilgim yok ama az çok bu şeylere kafa yoran biri olarak karakter ve yaşantı ile alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum. ben de senin gibiyim. karakter olarak içe dönük, hayalperest biriyim. hep bir arayış, bekleyiş içindeyim.

buenosdias
1

mobil görünümden çık