Babanızı kaybettiniz ve arkadaşlarınıza whatsaptan haber verdiniz, arkadaş da oradan başın sağolsun dedi. Ne aradı ne sordu ondan sonra. 7 senelik dostum dediğiniz biri bu. Ne yapardınız?




 

Dostun değildir.
Aynısı başıma geldi babamı kaybettim. Whatsappdan değil ama haberi oldu ama ne aradı ne geldi. Benim içinde bitti zaten. O günden sonra hiçbiri umrumda olmadı. Konu seninle ilgiliyse sende öyle yap ve umursama. ( Bu arada 15 yıllık arkadaşım. )

huzunbaz palyaco

Bu sizin için çok önemliyse görüşüp görüşmemek sizin tercihiniz tabii, o kadar acınızın arasında bir de başka insanları düşünecek değilsiniz. Benim tek yorumum bazı insanların "ölüm" kavramıyla başedememesi. Kitlenip kalıyorlar. Garip bir "şimdi hatırlatmayayım" düşüncesi oluyor, sanki yas arada aklınızdan cıkan bir şeymiş gibi. Çok çok da kesip atmacı olmamak lazım derim ben. Ama bir ara söyleyebilirsiniz "len bir nasılsın desene" diye, "abi ne desem bilemedim" falan derse ona göre değerlendirirsiniz.

sopiro

bu tarz olaylar başına gelmediği için yaşamamış insanlar bu konuda biraz çekingen olabiliyor. karşı tarafı bir defa daha üzmekten korkuyor da olabilirler.
bence boyle illa ki bir şey yapılması gerekmiyor.

foolrules

Napsın çelenk mi yollasın?

mizah seviyesi fazla olan yazar

Cenazeler benim için çok önemli.

Beni öylesine zor ve kırılgan bir dönemde yalnız hissettiren insanlarla bir daha görüşmem.

Cenazende arayıp sormayacaksa ne boka yarıyor o arkadaş.

tessera

iyi dost, iyi günde çağırıldığında, kötü günde ise çağrılmadan gelendir.
dostluk kavramına aykırı bir davranış sergilemiş. demek ki dostunuz değilmiş.

deepest

ben başsağlığı dilektikten sonra o konuyu açmayı doğru bulmuyorum.

ararım sorarım ama "nasıl oldun" "bu da geçer" vs tarzı teselliler bana kişinin acısını tazelemek gibi geliyor.

patates

Düğünüme gelmeyenlere kırıldım ama sorun yapmadım herkes işini gücünü ayarlayamaz sonuçta ama cenaze için özel olarak aramamak ya da ziyaret etmemek kabul edilebilir bir şey değil benim için.

tessera

arayıp sorsa ne değişecek ki

bir soru sorcam

Belki aramak çok soğuk gelir diye düşünüp yakın zamanda yanına ziyarete gelecektir?

liberal

sopiro +1

arkadaşımın babası vefat etti. aradım cok konusamadım birşey de bulamadım diyecek

sonra yine ararım deyip kapattım

seyyar satıcı

sopiro+1 herkesin olume yaklasimi farkli. tek sebep dusuncesizlik veya umursamama olmayabilir. ben icinde olum olan bir durumda kosarak kacmak istiyorum oradan. normale donelim, sonra konusuruz gene gibi geliyor. kimisi icin olum cok dogal. gecmis olsun demek yeterli gelmis olabilir.

bir de zaten olen olmus, geri gelmiyor, yapilabilecek bir sey yok artik. 7 yili cope atmak icin yeterli veri yok.

ayrica basiniz sagolsun.

jimicik

valla ben bu topraklarda neden insanların ölüm gibi bir acıyı sindirebilmek için insanları neden rahat bırakmadıklarını anlamadım. benim yakınım ölmüş adam orada arayıp yada cenazaye gelip ayran pide yemenin derdinde tamam onlar yanında olmak istiyor ama ben odama geçip hüngür hüngür ağlamak istiyorum ama gelenden gidenden fırat bulamıyorsun o yüzden belki arkadaşınızda sizi rahat bırakmak istemiştir.

denklemci

sopiro +1

Bu bahsedilen insan tam olarak benim. Destek olmayı çok istiyorum ama ortada bir ölüm varken ne denir hiç bilmiyorum. Bu durum gerçekten çok zorluyor beni. Karşımdaki insana söyleyeceğim hiçbir şey acısını azaltmaz, aksine yarasını daha çok hatırlatır gibi geliyor. Yanımda olsa hiçbir şey demesem bile tutar sarılırım ama telefonda ekstra zorlanıyorum.

rusalka

deepest +1

kelimesi kelimesine katılıyorum.

mayday

Bu konu açılmışken ben bazı tavsiyeler verebilirim ihtiyacı olanlara.
Tabii ki herkesin seçimi ve ihtiyacı farklıdır, fakat:

- Ölen kişiyi hatırlatmış olmuyorsunuz, kaybı yaşayan kişi zaten unutmuş değil. Öğle yemeğine kadar babamın öldüğünü unutmuştum da siz şimdi nasılsın deyince "aa babam ölmüştü ya" demiyoruz yani. O artık yeni normalimiz.

- Kaybedilen kişi -özellikle yaşla değil de beklenmedik bir ölümse (çocuk/genç yaşta, kazada, bir hastalık sonucu vs)- ile ilgili anılar vs paylaşılması hoş olur. Beni uzun yıllardır tanıyan arkadaşlarım zaman zaman espri olarak olsa "X amca olsa şöyle derdi" diye babama gönderme yaparlar. O kişinin unutulmadığını görmek güzel.

- Allah sevdiği kulunu yanına alırmış/ acısı dindi/ şimdi meleklerle falan gibi saçma saçma şeyler söylememeniz tercih sebebi çoğu kişi için. Özellikle ölen kişi genç biriyse.

- Diyecek bir şey bulamıyorsanız bir şey demeyin. Bunu söyleyin. "O kadar üzücü/şok edici bir durum ki ne söylesem uygun olmayacağını biliyorum. Ama sen istediğin her zaman benimle konuşabilirsin." diyebilirsiniz mesela.

- Türkçede ne deniyor bilmiyorum, ama hani İngilizcede "I got you" diye bir tabir vardır ya, insanların buna ihtiyacı oluyor genelde. O süreçte saçmalayacaklar, hoş görüleceklerini, açıklarını kapatacağınızı, destek olacağınızı vs gösterebilmeniz iyi olur.

- Fiziksel yardım cok makbule geçiyor. Genelde beklenmedik bir ölüm insanları gafil avlıyor ve yemek yemek, temizlik vs gibi şeyler sıkıntı olabiliyor. Bu samimiyet derecesine göre evine giderken elinizde yemekle gitmek, misafire ikram edilebilecek atıştırmalıklarla gitmek, ofiste eline bir kahve tutuşturmak olabilir. Yakınsanız, "bu cumartesi senin çocuğu alıp sinemaya götüreyim, iki üç saat kafa dinlersin" olur. Evin gelir sağlayıcısını kaybetmiş biriyse örneğin, arkadaşlar arasında toplanmış ufak miktar para olabilir beklenmedik bir masrafta kullanması için.

- Ölüm yıldönümleri, doğum günleri, özel günleri anımsatmaktan, kutlamaktan çekinmeyin.

- Kişilerin yasına sınır koymayın. "Öeeh, altı ay oldu hala anam babam diyor" demeyin. Herkesin atlatma süresi farklı.

- "Senin için ne yapabilirim?" diye sormak biraz abes. Yani bir de oturup senin kendini iyi hissetmene yardımcı mı olayım? Bunu düşünebilsem kendim yaparım zaten. Onun yerine o kişiye ihtiyacı olan her ne ise size söyleyebileceğini hissettirebilmek önemli.

- Kişi olur olmaz zamanda ağlarsa vs büyük bir mesele haline getirmeyin. Benim babam öldüğünde ben başka bir şehirdeydim ve Türkiye'ye gelme şansım yoktu. En yakın arkadaşımla buluştuk, bir otelin barında oturduk, o bana bir içki söyledi. Tam garson önüme içkiyi bıraktığı anda "bohhuhuhuhuu" diye manyakça ağlamaya başladım. Bir yandan da etrafıma "özür dilerim, özür dilerim, kusura bakmayın vs" diyorum. Arkadaşım uzanıp koluma dokundu, "yas tutmanın etiketi yok, ne istersen onu yap" dedi. Çok rahatlatıcı bir tepkiydi.

Kaynaklar:
When The Bough Breaks - Judith Bernstein
Option B - Sheryl Sandberg
13 Things Mentally Strong People Don't Do - Amy Morin

sopiro

çok yakın birisinin vefatı durumunu bilmiyor. bilmediği için de uzak duruyor ve ne diyeceğini bilmiyor +1

kendim dikkat ettim de annemin vefatından sonra yakınımızda olan kişiler (öncesinde uzak bile olsak) hep aynı kayıpları yaşamış insanlar. hiçbirşey demeseler bile bakışlarla anlaşıyor ve empati yapabiliyorsunuz. halbuki ben bu insanla günlük hayatta hiç yakın değildim ama şimdi sarılmış ağlayabiliyorum diye şaşırıyorsunuz, çünkü o kişi de aynı kaybı yaşamış ve ne demesi/dememesi gerektiğini. hatta hiçbirşey demese de orada bulunmanın ne kadar önemli olduğunu tecrübe etmiş birisi.

arkadaşınız bu duyguya yabancı/bilmiyor. o yüzden onu yadırgamayın, onun bir yakını vefat ederse en başta siz yanında olun. mahçup olunuyor (ben oldum)

love and trust

belki çok konusunu açmak istemiyordur üzülme diye, bu konularda nasıl yaklaşılacağını bilmiyordur vsvs.

insanlığını ölçmez bu durum bence, sorun olmalalı.

ayin yazari

bizim kültürümüze, örfümüze, adetimize, geleneğimize ters böyle şeyler. dostun değilmiş bu. çiz üstünü.

yedek

takılmazdım. babam ölmüş derdim başımdan aşkım taziyelerin nasıl olmasına kafa yormazdım.

nedendir bilinmez

yukarıda öyle şeyler dedim demesine ama ben de aramayan kişileri empati yapmadan hemen yadırgamıştım. yapılınıyor böyle şeyler, ama yapmamk lazım sanki. biraz da kendime bu söylediklerim.

love and trust

konunun bi kaç farklı boyutu var.

mesela beni tüm arkadaşlarım iyi tanır eder, ne düğüne giderim, ne cenazeye giderim ama yapılacak bişey olduğunda her zaman elimden geleni yapacağımı bilirler. bu cenaze işleri özellikle çok ölüm gördüm ben çocukluktan beri kimse beni katiyen cenazeye götüremez derken annemin ölümcül bir hastalığa yakalndığı haberini aldım.

benim arkadaşlarım da öyledir, başımda var bir hastalık, ev taşıma işi. panik, üzüntü, öyle bir haldeyim ki elim kolum bile kalkmıyor. aradım arkadaşlarımı dedim böyle böyle, hepsi bir koldan bir koşturdu bana bir iğne bile toplatmadılar.

mesela evimi satma durumum var, hemen tanıdık emlakçısı geldi konuşuldu, tamir için boya badana ne bileyim yerlere parke, fayans döşeme işi oldu, hemen koştular bi kuruş para istemiyoruz sen malzemeleri al, anahtarı ver 1 haftada hepsini hallederiz diye.


eğlenmeye gezmeye, cepte para olunca herkes arkadaş ama iş zora geldi mi herşey değişiyor.


benim arkadaş dediğim insanlar böyle, 10 sene aramam, 15 sene görüşmem, 15 sene sonra çıkarım karşısına sanki daha dün ayrılmışız gibi kaldığımız yerden devam ederiz.

niye görüşemiyorsun dersen, ben uzun süre yurtdışında çalıştım, arkadaşlarımın hepsi faklı şehirlere ülkelere dağıldı. herkes aile kurdu iş güç çoluk çocuk görüşemez hale geldik, hayat işte.

yani benim başam dara düşmüş, arkadaşımı çağırmışım, gelmemiş, sallamamış ya da vah vah deyip , dönüp arkasını gitmiş, bu adam bana başınsağolsun dese neee, cenazeye gelse ne?

hem şişko hem deli

ben de başsağlığı dilemeyi zor buluyorum. diyeceksin ki adamın yakını ölmüş, bundan da mı zor. özellikle uzaktaysam, yapabileceğim bişey yoksa. bi de bikaç gün sonra arayıp dilemek sanki tekrar hatırlatmak moral bozmak gibi.

neden illa telefonda söylemem gerekiyor, yazınca neden olmuyor bilmiyorum.
ama genel olarak önemli gün kavramım da yok benim. ama başkaları için önem veriyorum.

sttc
1

mobil görünümden çık