Arkadas tavsiyesi, zaten o yazarin onceki eserlerini okumus olma vb harici.
Yani ne yazar hakkinda ne de kitap hakkinda bir fikriniz varken nasil seciyorsunuz alacaginiz kitaplari?
Ismi? Kapagi? Arka kapakta yazanlar? Fiyati? Turu? Yazarin adi? Cinsiyeti?
Yazilarin buyuklugu? Satirlarin boslugu?
Bunlar degilse neye gore?
Tesekkurler.
hiçbir zaman ayaküstü kitap almıyorum.
önceden belirlediğim yazar/kitap ikileminden yola çıkıyorum.
o yüzden kapağı,fiyatı,arkasında yazanları,cinsiyeti,satır boşluğu,basıldığı matbaanın adresi falan umrumda olmuyor.
kapağı, türü, arkasında yazanlar ve fiyatı sırasıyla. ama genelde önceden belirlerim ben de, yani birinin tavsiyesiyle almış olurum. hiç fikrim olmadığı bi kitabı nadiren alıyorum.
Önerici sistemleri. Kitaplara puan veriyorum ve 'Sizin için seçtiklerimiz' çıkıyor ya, ilk fikrimi çelen o oluyor. Yapay zekaya inanır ve güvenirim. amazon/audible'ın sistemleri genelde iyi çalışıyor. Önerilen kitaplardan internetteki yorumlara, amazon/audible puanı ya da yerli bir kitapsa ideefix/D&R puanına bakıyorum.
Arka kapak yazısına da çok bakarım. Önerici sistemler A noktasından B noktasına götürüyorlar da, arkadaşın masasında gördüğüm kitap lap diye önüme çıkıyor. Dolayısıyla, daha önceki deneyimlere dayalı bir bilgi yok elimde. Arka kapak yazısını sevdim, çok ilginç geldi. 'Okuduysan alabilir miyim' dedim, kitap da arka yazısı kadar güzel çıktı.
Radikal bir şey olduğunda en çok satanlara bakıyorum ama şu ara en çok satanlara bakıyorum. Geçen aylarda ilk kez gizem romanı türünü denedim. Hiç kimseyi bilmiyorum, konu hakkında hiç bilgim yoktu. Aklıma esti sadece. Gizem romanında isim yapmış ve çok satmış yazarlara baktım, oradan daldım. Sonra da önerici sistemlerle ilerledim. Pişman değilim.
Kitapları ben de önceden araştırıp gidiyorum ama gitmişken arka kapağını okuyup beğendiğim kitapları almışığım da çoktur.
1. kendini kanıtlamış olması
2. okuma garantisi vermesi
yazarına göre
tavsiyeye göre
pek kapağına dış görünümüne bakmam
içeriğine bakıyorum.
yazarı ve içeriği hakkında hiçbir fikrim olmayan kitapları almıyorum, ne zaman öyle kitap alsam okuyunca beğenmiyorum. genelde hep güvendiğim yorumlar, tavsiyeler, yazarlardan yola çıkarak alırım.
klasik eserler ve çok bilinenler haricindekilerin bazıları ile bir yerlerde mutlaka karşılaşıyorum (başka kitaplarda, filmlerde, kitap okuyan tanıdıklardan, sözlük veya buradan vb.). imkanım olduğunda, sonradan almak üzere not ediyorum bunları. bazı önemli kitapların yazarlarının diğer kitaplarını da okumaya çalışıyorum (örneğin salinger çoğunlukla catcher in the rye ile biliniyor, ama franny ve zooey isimli kitabını daha çok sevmiştim). ödül almış kitaplar ve yazarları çok önemli ayrıca (nobel, pulitzer, goncourt, man booker, vb).
Goodreads'de takip ettiklerimin okudukları, Goodreads'in bana önerileri, takip ettiğim yayınevlerinden çıkanlar, bloglarda önerilenler, bir yazarın iki kitabı arasında kaldıysam çevirmenine bakıyorum. Arka kapakları neredeyse hiç okumuyorum, kitap bittikten sonra bakıyorum ne yazmış diye.
Önceden araştırmadıysam içeriğe ve yazara bakıyorum. Sonra kapağa bakıyorum. Sayfa ve yazı kalitesine bakıyorum.
Yazara bakmam. Kapagi, ismi falan da ilgilenmedigim seyler.
Turune bakarim. Roman okumuyorum.