uçağa 20. binişinde korkmaya başlayan biri.
o son binişimde uçağı yaprak gibi indiren pilotun ben... 1000 km yi karayoluyl gidiyorum lan.
en nihayetinde havadada karadada öleceksin. her yolun sonu mabada iliştilecek olan pamuğa çıktığı gerçeğini kabul et. Ayrıca tüm ulaşım seçenekleri arasında en güvenli yolun havayolu olduğu klişesinide kendine kabul ettir.
ha şu var, kalkışta bi bokluk olursa kurtulma şansın sıfır. Dolu yakıtla olan uçak düşerse çarpma anında sağ bile olsan o yakıt seni cayır cayır yakar. ama inişte bi ibnelik olursa kurtulma şansın var. Schipol'de düşen Thy uçağından sağ çıkan biriyle askerdeyken tesadüfen telefonda konuşmuşluğum var. garibim düşen uçaktan sağ çıkmış hala daha askerlik yapacammı abi ben diye soruyordu =/
baştan sona muazzam bir işçilik ve mühendislikle tamamen uçmak için tasarlanmış ve bilinen en güvenli ulaşım yollarından biri. uçaklar uçmak ister.
boğaz köprüsündeki kazayı düşün, görmediysen bi bak. öleceğin varsa her yerde ölürsün.
PlaneCrashinfo.com sitesinin 1993-2012 arasındaki tüm kaza datalarını girerek yaptığı araştırmaya göre, eğer güvenilir ve büyük bir havayolu şirketiyle uçuyorsan, her uçuş için kazada ölme ihtimali 4.7 milyonda 1.
Güvenlik açısından sicili kötü bir havayoluyla uçuyorsan bile ölme ihtimalin 2 milyonda 1
Buna karşılık sıcak çarpmasından ölüm ihtimali 8 bin 328'de 1. Yaya olarak kazada ölme ihtimali 723'te 1, düşerek ölme ihtimali 152'de 1, zehirlenerek ölme ihtimali 119'da 1. Tabii ki kanser, kalp krizi, içinde bulunduğun aracın trafik kazası yapması sonucu ölme ihtimalin çok daha yüksek.
uçak kazaları ortalama olarak yılda 3 ya da 4. Buna karşılık, her 25 saniyede bir insan, trafik kazalarında can veriyor. Evet uçmak dünyanın en emniyetli yolculuğu ama hava alanına giderken daha çok risk altındasınız.
havayolu güvenliği uzmanı Carl Rochelle "Uçakla yapacağınız seyahatin en tehlikeli bölümü havaalanına gidişinizdir" der.
Bernoulli diye bir adam var, ben şahsen kendisine itimat ediyorum. O bana şefaat ediyor.
Üzgünüm ama 20 kere uçağa binmene ragmen hala her binisinde korkuyorsan bununla yaşamaya alışmaktan baska çaren yok gibi görünüyor
hala değil hacı. sonuncuda başladı korku.
o bahsettiğin inişte yaşadıklarını anlat, açıklık getirelim. Yolcuları çok korkutan birçok şey bizim için çok sıradan şeyler olabiliyor. Yaprak gibi dediğin noldu mesela? Belki yan rüzgar falan vardır.
böyle hocam aniden boşluğa düşer gibi. düzenli olarak. 2 dakkada bir 10 saniye uçak asansör gibi düşüşe geçiyor, sonra düzeliyor, 2 dakka sonra 1 daha 1 daha... insanın içi kalkıyor. herkes bağrışıyor, çocuklar ağlama, teyzeler dua etmeye başlıyor...
bi ara emdr terapisi alıyordum o sırada hep anlatılagelen bişi vardı uçak korkusunu kökten ve çabucak çözüyormuş yöntem. seni çok yıpratan bi olaysa bir psikologla görüşüp halledebilirsin.
lan türbilansa girmişsiniz :D ahahahaha pilotla bir ilgisi yok. muhtemelen irtifa ile çözmüştür pilot bir süre sonra. takma kafana bir şey olmaz.
daha fenasını yaşadım ben 3. binişimde. öyle bir iniş yaptıki pilot, kabin bagajı kapakları açıldı, yukardan çanta çaprazımda oturan adamın kafasına düştü. ambulans falan geldi. daha ne...
pilota sövmüşsün de adamın suçu yok o olayda. :) sağlam rüzgarın olduğu havalarda, hele hele rüzgarın hızı sık sık değişiyorsa (bkz: gust) bu tip şeyler yaşanır. karşıdan gelen rüzgar uçağın kanadında oluşan tutunma gücüne (bkz: lift) etki ettiği için rüzgar değiştikçe uçak öyle düşüyor gibi hissettirebilir sana. zaten bu durum aşırı yüksek seviyelere geldiğinde kokpitte bas bas "wind shear, wind shear" diye bir uyarı duyulur, kaldı ki ona gelmeden kule de uyarır. bu durum tehlike oluşturuyorsa pas geçilir, inişi denemez pilotlar. inişi yapmaya karar vermişlerse bir sıkıntı yoktur. sakin havaya göre biraz zorlu bir iniş olur tabii ama endişelenecek bir hadise yok :)
hocam o anlattığım olay uçak inişe geçtiği sırada oldu. alçalmaya başladığı andan beri.
ya pilot uçağı yükseltirken stall olursa uçak?
pilot uçağı yükseltirken niye stall olsun hacı uçak. öyle olsa her tırmanışta uçakların stall'a girip patır patır düşmesi lazımdı. hiçbir pilot burnunu 20 derece dikip durduk yere stall'a sokmaz uçağı. kaldı ki öyle bir şeye yaklaşsan bile kokpitte stall uyarıları öyle bir çalmaya başlar ki uyarır seni adam ol diye :) zaten modern tayyarelerde tırmanışların hepsi otopilotla yapılıyor, otopilota şu varyoyla şu irtifaya tırman diyorsun, o tırmandırıyor seni.
her şey bir kenara, eğitim uçuşlarında uçağı kasıtlı olarak stall'a sokup sokup çıkarıyoruz, olur da girersek nasıl girer uçak, sonra nasıl çıkılır bilelim diye. uçak stalla gireceği zaman anlarsın yani, öyle durduk yere stall'a sokamazsın uçağı.
senin iniş türbülanslı ve sert rüzgarlı bir havaya denk gelmiş. özellikle bu mevsimde sık sık karşılaştığımız bir şey. tecrübeli pilotların deyimiyle "pilotun piknik havası" :)
1. uçağı kaldırmak çok basit bir şey. tamamen otomatik, standart bir şey, stall falan da olmaz. benim bildiğim birkaç vaka tam irtifa almadan keskin dönüş yapmaya çalışıp stalla giriyor. bunlar da askeri uçaklar falan. uçuşun en riskli noktası iniştir.
2. uçak en güvenli ulaşım falan değildir. tam tersine en risklilerinden biridir. havayolu şirketlerinin pr'ı bu. km bazında olaya bakıp en güvenli diyorlar. sefer başına bakarsan tehlikede motosikletten sonra geliyor.
@antikadimag, o zaman hergün uçak kazası oluyor bizden habersiz öyle mi? yoksa motorla kıyaslamış olamazsın bence
@antikadimag @cekilmis gayfe bu "km başına hesap yapıyorlar, uçak aslında güvenli değil" goygoyu son yıllarda moda oldu :) doğru bir kıyslama değil. "sefer başına ölüm" çok yanıltıcı bir istatistik, çünkü "sefer" dediğin şeyin bir ölçüsü yok. bir araba seferi nedir mesela? ben arabaya binip 1km ötedeki markete de gidebilirim, 1000km yol tepip memlekete de gidebilirim. bir sefer hangisidir? uçakla da hakeza, ankara uçuşu da bir sefer, new york uçuşu da bir sefer. bunu standardize etmek için "ortalama bir sefer" dersen eğer, arabayla yapılan bir "sefer" ortalama yarım saatten uzun sürmez, bu da sana 30-40 km gibi bir yol katettirir.
yani sen atıyorum istanbul'dan berlin'e gideceksin. bu ortalama bir araba seferi değil. belki ortalama 100 araba seferine denk geliyor. öte yandan istanbul-berlin bir uçak için 1 ya da 2 sefere denk geliyor diyebiliriz ortalama uçuş süresi için bakınca. o yüzden sen a noktasından b noktasına gideceğinde riskleri "sefer başına ölüm" cinsinden kıyaslıyorsan, aslında o mesafeyi uçakla gitme şansın varsa eğer, onlarca araba seferine denk bir mesafe katettiğini de hesaba katman gerekir. bu durumda da "sefer başına" olan riski 100'le çarpman gerekir. uçak yine daha güvenli olur yani.
böyle abuk sabuk hesaplamaların içine girmemek için en basitinden km hesabı kullanılıyor işte. sen istanbul'dan ankara'ya gideceğin zaman "sefer" olayı biraz muallak kalıyor, oysa ki iki nokta arasındaki mesafe km cinsinden aynı. bu mesafeyi de uçakla katetmek, arabayla katetmekten daha güvenli.
@bagdf;
şimdi istatistik toplamada farklı bir yöntem kullanmayı saçmalıkmış gibi yansıtmaya çalışmışsın ama o iş öyle olmaz.
sefer sayısı a-b arasındaki mesafeyi hesaba katmadan a ve b arasında yer değiştirme olgusunu dikkate alır. bu da goygoy diyerek geçiştiremeyeceğin bir metodolojik farklılıktır.
bugün uçak kazalarını incelediğinde seyir halindeyken başına bir şey gelen uçak duyuyor musun?
2015'i inceleyelim.
ticari havayollarının karıştığı kazaların listesini paylaşıyorum.
en.wikipedia.org
2015 yılında gerçekleşen 13(aslında 11) kazadan tamamı iniş ve kalkış sırasında. aradaki 2 farklılık da a)pilotun uçağı yere çarparak intihar etmesi b)mısır'daki bombalı saldırı. bu 2 olay da "kaza" değil cinayettir, kaza olarak değerlendirilmesi doğru değil aslında. ama istatistiklere giriyor mu giriyor.
neymiş, kalkışta veya inişte olurmuş kazalar. diğer türlü sıkıntı inanılmaz düşüktür ve evet sadece seyiri alırsak binlerce kilometreyi en problemsiz gidebileceğiniz seyahat türü uçaktır. ancak uçak kazalarının yoğunlaştığı iniş ve kalkış (daha çok iniş) asıl sıkıntıların görüldüğü noktadır ve km bazında tutulan istatistikler burada ibreyi inanılmaz uçak lehine kaydırıyor ve bir yanılgı yaratıyor. bu nedenle uçakların güvenilirliğini değerlendirirken passenger miles bazında yapılan istatistikler adil değil.
bunu farklı bir şekilde değerlendirmek isteyen insanlar da sefer sayısını (yani doğrudan uçağın iniş ve kalkışının dikkate alındığı) metotla da istatistik topluyorlar ve bu istatistikte uçak listenin en sonunda yer alan toplu taşıma aracı oluyor. sonuçta uçağa bindiğinizde bir iniş ve bir kalkış yapıyorsunuz, aradaki km'ler değişken olsa da burada bir anlam ifade etmiyor.
bu 2 farklı istatistiği birlikte yorumlarsak da gidilecek mesafenin artmasıyla hava yolunu tercih etmenin daha da güvenilirleştiği bilgisi ortaya çıkıyor.
ya ben mi tam şey yapamadım. şimdi km başına olduğunda uçağın avantajı çıkıyor diyoruz da uçak da bir kerede arabanın 20 katı yolcu taşıyor mesela. o onu dengelemez mi?
biri açıklasın yahu matematik yok bende.