[]
Nasıl olumlu insan olunur?
Çok olumsuz bir insanım. Her şeyde bardağın boş tarafını görüyorum ve bu bende isteksizlik yaratıyor. Buna nasıl bir çözüm bulabilirim?
yoga yap
- istanbul kanatlarimin altinda (08.12.17 13:54:42)
güneydoğu asya felsefeleri veya mevlevilik ile ilgilenebilirsin
meditasyon +1
meditasyon +1
- cedex (08.12.17 13:58:52)
dünyanın 3 günlük olduğunu düşün
- kediyiyenpiskopatfareyimben (08.12.17 14:08:24)
goethe'nin bir sözünü okudum bugün. şöyle demiş üstat:
"yalnız bilmek yetmez, uygulamak da gerek. yalnız istemek yetmez, yapmak da gerek."
1. olumsuz olduğunu biliyorsun, bardağın boş tarafını görmek sende isteksizlik yaratıyor. hayat tecrübelerinden çıkardığın ilkelerin ve her insan evladı gibi senin de değerlerin olduğunu varsayıyorum. bildiğin şeyleri uygulaman gerekiyor. bunun için bir motivasyona ihtiyaç duymaman gerekiyor, uygulama konusunda kendini disipline edersen kendini özgür kılarsın.
2. bu duruma bir çözüm arıyorsun, çözüm üretmek istiyorsun. bunun için herhangi bir şeyler yapman gerek ve yaptığın şeyin sonucu ne olursa olsun bir şeyler yapmaya devam etmek gerek. bu tip şeyler böyle çözülmez diyenler olacaktır belki ancak aramakla bulunmuyor olsa da en çok bulanlar arayanlar olmuştur hep.
bardağın boş tarafını görmek sana herhangi bir menfaat sağlamayacak. eğer faydacılık prensibi değil de çilecilik prensibiyle hayata bakıyorsan geçmişler olsun, ya böyle devam edeceksin ya da sufi olacaksın.
"yalnız bilmek yetmez, uygulamak da gerek. yalnız istemek yetmez, yapmak da gerek."
1. olumsuz olduğunu biliyorsun, bardağın boş tarafını görmek sende isteksizlik yaratıyor. hayat tecrübelerinden çıkardığın ilkelerin ve her insan evladı gibi senin de değerlerin olduğunu varsayıyorum. bildiğin şeyleri uygulaman gerekiyor. bunun için bir motivasyona ihtiyaç duymaman gerekiyor, uygulama konusunda kendini disipline edersen kendini özgür kılarsın.
2. bu duruma bir çözüm arıyorsun, çözüm üretmek istiyorsun. bunun için herhangi bir şeyler yapman gerek ve yaptığın şeyin sonucu ne olursa olsun bir şeyler yapmaya devam etmek gerek. bu tip şeyler böyle çözülmez diyenler olacaktır belki ancak aramakla bulunmuyor olsa da en çok bulanlar arayanlar olmuştur hep.
bardağın boş tarafını görmek sana herhangi bir menfaat sağlamayacak. eğer faydacılık prensibi değil de çilecilik prensibiyle hayata bakıyorsan geçmişler olsun, ya böyle devam edeceksin ya da sufi olacaksın.
- vedatchilipeppers (08.12.17 14:11:28)
Niyet edip o niyet doğrultusunda adım atıcan. Bünyen neye müsaitse o kadar veya o hızda adım atıcan, belki bir tek adım atıp alıştıkça bir adım daha bir adım daha atarak gelişicen, belki de bir anda koşar adım yürüyenler gibi hemencecik alışıvercen, uyum sağlıcan. Önemli olan niyet edip o niyet doğrultusunda uygulamaya geçmek ve istikrarlı olmak. Her insanda olayda mekanda durumda vs güzellikleri görmeye çalışırsan işin çok kolaylaşır.
- yaren (08.12.17 15:42:27)
geçici çözümler yerine hayat görüşünü değiştirme yoluna gitmek daha mantıklı bence. sevgili yaparsın, ayrıldıktan sonra gene aynı şeyler. bir şey elde edeceğim diye kafana takarsın, elde edersin, gene aynı şeyler olur. öncelikle gerçekçi ve materyalist bir bakış açısı lazım ki durumları iyi değerlendirip kararlarını iyi alasın. hayat görüşün henüz oluşmamış, çiğ bir durumdaysa da okumaktan başka bir çaresi yok bunun. bana kalırsa felsefeyle ilgilenmek tek yol. mümkünse de yıkıcı olmayan felsefelerle ilgilenmek. dine dönmek, doğu felsefeleri biraz at gözlüğü takmak gibi geliyor bana. hem gerçekçi olup hem de olumlu düşünmek mümkün olmalı.
- fleur du mal (08.12.17 16:52:37)
Bence mutlu degilsin. Mutlu olan insan olumlu olur.Cok seven de bir insan degilsindir. Sevmekle basla.
- i m sick tired (08.12.17 18:41:15)
Kahkahalarla güldüm, ye sev şükret. böylemiydi, sev ye dua et miydi ? Nasıldı, ilk Sev miydi, neydi bi yardımcı olun :)) İnsanların da sonunu bu getirecek işte, ''eyyamcılık''
İnsanoğlu tuhaf, içinde bulunduğu ''mood''un ondaki hormonsal etkileriyle ''empati''k yaklaşımlar gösteriyor. Canım benim, birtane o birtane. Dileyene tez konusu : Sevmeye çalışmak
Bardağın dolu mu boşmu olması önemli değil, aslolan şey bardakta seni doyuracak kadar su olup olmadığı. eğer doymuyorsan bu senin olumsuz bir insan olmandan dolayı değil, yanlış zamanda yanlış yerde yanlış işlerle uğraşıyor olmandan kaynaklanıyor.
Hayat senin tek başına gücünün yetebileceği bir serüven değil, başka etkenlere, insanlara, metalara yani esas olarak şansa ihtiyacın var ve eğer şanssızsan, ne kadar çabalarsan çabala emellerine ulaşamazsın, bunda neye ne kadar olumlu ya da olumsuz baktığının hiçbir önemi yok.
yoga, kişisel gelişim, kendini tanıma süreçleri filan hep bi' mastürbasyondur. tek başına sana çok iyi hissettirir, cepheye çıktığında ise zaten halihazırda karakterin olan kaderinle yüzleşirsin. Şans bu hayattaki herşeydir.
O yüzden, olumlu insan olmanın tek yolu var; kaybedeceğin, üzüleceğin durumların içinde olmamak, onları istememek ve yapmamak.
Eğer kafan doğru çalışıyorsa; her neyin boş tarafını görüyorsan onun zaten o tarafı boştur, seninle alakalı bir durum değil.
Boşsa boştur, sen fikrini bin kere de değiştirsen 100bin kere olumlu olmaya çalışsan bazen boşsa boştur.
Yani yer çekimi yok diye defaatle düşünsen de; cepheye çıktığında zıplarsan çakılırsın, çünkü yerçekimi var. Seninle alakalı bir durum değil, senin gücünün yetebileceği bir etken değil.
Çık o yerden, durma o karmaşada eğer boş taraflarını gördüğün birşey varsa. Çalışmak başarmak için gerek sebeptir fakat yeter sebep asla değildir. Şans bu hayattaki tek gereklilik ve gerçektir.
İster Allah'ın kaderine inan, ister dünyanın karmasına isterse kendi küçük zırvalıklarına. Hiçbirinin hiçbir önemi yok.
ekleme şunu da şuraya yazayım ki fazla ntv izlemekten aklı karışmış avamın da gönlünü almış olayım(siz seversiniz böyle şeyleri): dreams don't work unless you do
İnsanoğlu tuhaf, içinde bulunduğu ''mood''un ondaki hormonsal etkileriyle ''empati''k yaklaşımlar gösteriyor. Canım benim, birtane o birtane. Dileyene tez konusu : Sevmeye çalışmak
Bardağın dolu mu boşmu olması önemli değil, aslolan şey bardakta seni doyuracak kadar su olup olmadığı. eğer doymuyorsan bu senin olumsuz bir insan olmandan dolayı değil, yanlış zamanda yanlış yerde yanlış işlerle uğraşıyor olmandan kaynaklanıyor.
Hayat senin tek başına gücünün yetebileceği bir serüven değil, başka etkenlere, insanlara, metalara yani esas olarak şansa ihtiyacın var ve eğer şanssızsan, ne kadar çabalarsan çabala emellerine ulaşamazsın, bunda neye ne kadar olumlu ya da olumsuz baktığının hiçbir önemi yok.
yoga, kişisel gelişim, kendini tanıma süreçleri filan hep bi' mastürbasyondur. tek başına sana çok iyi hissettirir, cepheye çıktığında ise zaten halihazırda karakterin olan kaderinle yüzleşirsin. Şans bu hayattaki herşeydir.
O yüzden, olumlu insan olmanın tek yolu var; kaybedeceğin, üzüleceğin durumların içinde olmamak, onları istememek ve yapmamak.
Eğer kafan doğru çalışıyorsa; her neyin boş tarafını görüyorsan onun zaten o tarafı boştur, seninle alakalı bir durum değil.
Boşsa boştur, sen fikrini bin kere de değiştirsen 100bin kere olumlu olmaya çalışsan bazen boşsa boştur.
Yani yer çekimi yok diye defaatle düşünsen de; cepheye çıktığında zıplarsan çakılırsın, çünkü yerçekimi var. Seninle alakalı bir durum değil, senin gücünün yetebileceği bir etken değil.
Çık o yerden, durma o karmaşada eğer boş taraflarını gördüğün birşey varsa. Çalışmak başarmak için gerek sebeptir fakat yeter sebep asla değildir. Şans bu hayattaki tek gereklilik ve gerçektir.
İster Allah'ın kaderine inan, ister dünyanın karmasına isterse kendi küçük zırvalıklarına. Hiçbirinin hiçbir önemi yok.
ekleme şunu da şuraya yazayım ki fazla ntv izlemekten aklı karışmış avamın da gönlünü almış olayım(siz seversiniz böyle şeyleri): dreams don't work unless you do
- mete kudur (08.12.17 18:54:32 ~ 19:06:15)
psikolojik destek al
- dirsegini yalayabilen cocuk (08.12.17 20:11:31)
@mete kudur
Döktürmüşsünüz valla :)
Aynen sizin gibi düşünüyorum. O bardak boşsa boştur yarım olması dolu olduğunu göstermiyor. Kendimi kandıramıyorum.
Yanlış zamanda yanlış yerdeyim bunun da çok iyi farkındayım.
Şansımı artırmaya çalışıyorum yapılabilir bişey mi bilmiyorum, sadece bişeyler için çabalamaya çalışıyorum.
Döktürmüşsünüz valla :)
Aynen sizin gibi düşünüyorum. O bardak boşsa boştur yarım olması dolu olduğunu göstermiyor. Kendimi kandıramıyorum.
Yanlış zamanda yanlış yerdeyim bunun da çok iyi farkındayım.
Şansımı artırmaya çalışıyorum yapılabilir bişey mi bilmiyorum, sadece bişeyler için çabalamaya çalışıyorum.
- uyusam iyi olur (08.12.17 21:57:12)
Her sey evrensel dogru degil. Bizim algilarimiz hic hic degil. Bir insanin olumlu olmasi kendini kandirmasi demek degil, olumsuz olmasi da gercekleri tum ciplakligi ile gormesi degil. Dolayisiyla, "Kendimi kandiramiyorum" degil, "Kendimi bu yonde kandiramiyorum" deseniz daha dogru olur.
Olumluluk-olumsuzluk ne degildir'den baslayayim.
- Sorunlar karsisinda uzulmek ve caresizlige kapilmak olumsuz olmak demek degildir, ayni sekilde var olan veya rahatsiz eden bir sorunu yoksaymak ve Pollyanna'cilik oynamak da olumluluk demek degildir.
- Neseli olmak olumluluk olmadigi gibi, nesesiz olmak da olumsuzluk demek degildir.
- Bir sey sizi rahatsiz ediyorsa bir problem var demektir. Bu problem, baskasini rahatsiz etmiyorsa, o olumlu olmuyor veya siz olumlu olmuyorsunuz. Sadece oncelikleriniz farkli oluyor. Belki baska bir problem de sizi rahatsiz etmiyor ama onu rahatsiz ediyordur.
Bardagi ele alirsak, ki kendisinin cok sacma bir ornek oldugunu dusunuyorum, yarisi dolu ve yarisi bostur. Olumsuzluk bu bardaga tamamen bos muamelesi yapip kisisel dunyayi karartmaksa, olumluluk da bardaga tamamen dolu muamelesi yapip bos kismi yok saymaktir. Dolayisiyla olumsuzluk da olumluluk kadar gerekli, ikisinin de fazlasi zarar ama mesele su ki, bardak hakkindaki gercegi bilmiyoruz ya da algilayamiyoruz. Insan olarak buna beynimiz basmiyor. O bardaktan iyisiyle kotusuyle ne algiliyorsak hayatimiz o oluyor sonucta. Koskoca atasozu var "Akillari pazara cikarmislar, herkes kendi aklini begenip almis" diye. Haliyle, siz olumsuz oldugu iddia edilen aklinizi begenip onunla gurur duyuyorsunuz, ben ne idugu belirsiz aklimi sevip kolluyorum, baskasi da oyle. Biri bizi ancak konusal ve ikna edip fikrimizi degistirebilir ama aklimizla ovunuyoruz
Dolayisiyla, sizin olumsuz olarak gordugu ve "Kendimi kandiramiyorum" dediginiz sey aslinda bir fizik kanunu gibi bir gercek degil.
Olumsuz olmak, cozebilecegin bir problemi kendini sabote ederek karmasiklastirmak, cozmeye engel olmak ya da cozum surecini kendine zehretmek ve caba gostermek icin odaklanmayi dusurmek demek. Ayni sekilde olumlu olmak da "Inaniyorum, yer cekimine ragmen ucacagim" demek degil, problemin varliginda ya da kabulunden sonra kendini motive ederek cozum surecini daha kolay gecirmek, cabalamak icin guc bulmak demek. Aciyi, uzuntuyu olumluluk maskesi altinda inkar etmek veya hali altina gommek, olani anksiyete ile birlestirip gozunda buyutmek ile ayni sey. Ornegin, birini aradiniz ve acmadi. Duruma cok bagli tabii ama ortalama bir durum varsayalim. "Isi vardir" diye dusunurseniz olumlu bir dusunce olur, "Benimle gorusmek istemiyor" ya da "Kesin basina bir is geldi" diye dusunuyorsaniz, bunlar olumsuz olur. Ki, konu ile ilgili hicbir verimiz yok. Dolayisiyla hicbiri dogru olmayabilir, hepsi dogru olabilir. Yarisi dolu-yarisi bos bardak da bu. Bardagi bilmiyoruz, sadece bir varsayim yaparak yola devam etmeye calisiyoruz. O varsayimi da dogru kabul edemeyiz, cunku dogru falan degil.
Soyle bir ornek vereyim, zamaninda KOBI'lerde isbirlikleri ile ilgili bir tez yazmistim. Orada gorduk ki, eger buyuk bir sorun varsa, bunun altindan kimse kalkamiyor. Bir sorun yoksa, isbirligi zaten sorunsuz isliyor. Ancak, kucuk sorunlarin varliginda azicik bir olumlu itekleme isbirligini fonksiyonel hale getirirken, az kassalar uyumlu olabilecek bir isbirliginde azicik bir negatif itekleme bir cuval inciri berbat edebiliyor. Olumluluk-olumsuzluk da bu kucuk sorunlarin veya iyiliklerin varliginda ise yariyor. Yoksa, "Hayatimda deger verdigim tek kisi aniden oldu" durumunda herkes yere cakilir, hayatinda hicbir engelle karsilasmamis herkes hayatinda buyuk bir gocuk olmadan devam eder. Olumluluk-olumsuzluk bunlarin ilaci ya da sihirli degnegi degildir.
Nasil daha olumlu olabilirsiniz'e gelince, ilk once olumlu olmak zorunda degilsiniz. Toplumsal, evrimsel, vb acilardan bakarsaniz olumsuzlar sayesinde toplumlar bazi olasi felaketlerden pacayi siyirmistir. Ayni sekilde, olumlular sayesinde de firsatlari degerlendirip oteye gecmistir. Dolayisiyla, biri olmadan digeri fonksiyonunu surduremez ve hepsine ihtiyacimiz var.
Diyorsaniz ki "Kisisel olarak keskin sirkeyim, kendi kupume zarar veriyorum bu olumsuzlukla ve degistirmek istiyorum", o zaman, ilk olarak kabullenmeniz ve aklinizla gurur duymayi birakmaniz gerekiyor. Dusuncelerinizi sahiplenmeyin; onun yerine degisim cabanizi ve adim atma niyetinizi sahiplenin ve onunla gurur duyun. Sonra da aktif olarak kafanizdaki dusunceleri takip edin ve kategorize edin olumlu-olumsuz diye ve olumsuz olanlari yakalayin. Ustunde uzun uzun dusunun "Ben buna neden olumsuz dedim", "Bunun gercekten olma olasiligi nedir", "Bunun alternatifleri nelerdir", "O alternatiflerin olasiliklari nelerdir", "Ben bu olasiliklari kafamdan mi uydurdum, dayanagim, verim var mi" diye kendinizi suzgecten gecirin. "Ben demistim boyle olacak diye" gibi laflari kafanizda ezin. Dolayisiyla, kafanizdan gecen olumsuz dusuncenin ne kadarini gozunuzde buyuttugunuzu belirlemeye calisin, Insanlardan fikir alin ve kendi fikrinizle karsilastirin. Onlarin neden boyle dusunduklerini irdeleyin. Gercekten bir dusunceye on kusur saat ayirin yani. Sonra onun alternatifi iyi bir sey var mi, ona bakin. Olumsuz dusunceyi inkar etmeyin. "Bu olabilir ama bu da olabilir" diye kafanizda alternatiflerini yaratin. Hepsinin dogru olabilecegini kabullenmeye calisin. Boylece kafanizdaki tek dogruya saplanmayin.
Tabii paraniz varsa, terapiye gidin.
Olumluluk-olumsuzluk ne degildir'den baslayayim.
- Sorunlar karsisinda uzulmek ve caresizlige kapilmak olumsuz olmak demek degildir, ayni sekilde var olan veya rahatsiz eden bir sorunu yoksaymak ve Pollyanna'cilik oynamak da olumluluk demek degildir.
- Neseli olmak olumluluk olmadigi gibi, nesesiz olmak da olumsuzluk demek degildir.
- Bir sey sizi rahatsiz ediyorsa bir problem var demektir. Bu problem, baskasini rahatsiz etmiyorsa, o olumlu olmuyor veya siz olumlu olmuyorsunuz. Sadece oncelikleriniz farkli oluyor. Belki baska bir problem de sizi rahatsiz etmiyor ama onu rahatsiz ediyordur.
Bardagi ele alirsak, ki kendisinin cok sacma bir ornek oldugunu dusunuyorum, yarisi dolu ve yarisi bostur. Olumsuzluk bu bardaga tamamen bos muamelesi yapip kisisel dunyayi karartmaksa, olumluluk da bardaga tamamen dolu muamelesi yapip bos kismi yok saymaktir. Dolayisiyla olumsuzluk da olumluluk kadar gerekli, ikisinin de fazlasi zarar ama mesele su ki, bardak hakkindaki gercegi bilmiyoruz ya da algilayamiyoruz. Insan olarak buna beynimiz basmiyor. O bardaktan iyisiyle kotusuyle ne algiliyorsak hayatimiz o oluyor sonucta. Koskoca atasozu var "Akillari pazara cikarmislar, herkes kendi aklini begenip almis" diye. Haliyle, siz olumsuz oldugu iddia edilen aklinizi begenip onunla gurur duyuyorsunuz, ben ne idugu belirsiz aklimi sevip kolluyorum, baskasi da oyle. Biri bizi ancak konusal ve ikna edip fikrimizi degistirebilir ama aklimizla ovunuyoruz
Dolayisiyla, sizin olumsuz olarak gordugu ve "Kendimi kandiramiyorum" dediginiz sey aslinda bir fizik kanunu gibi bir gercek degil.
Olumsuz olmak, cozebilecegin bir problemi kendini sabote ederek karmasiklastirmak, cozmeye engel olmak ya da cozum surecini kendine zehretmek ve caba gostermek icin odaklanmayi dusurmek demek. Ayni sekilde olumlu olmak da "Inaniyorum, yer cekimine ragmen ucacagim" demek degil, problemin varliginda ya da kabulunden sonra kendini motive ederek cozum surecini daha kolay gecirmek, cabalamak icin guc bulmak demek. Aciyi, uzuntuyu olumluluk maskesi altinda inkar etmek veya hali altina gommek, olani anksiyete ile birlestirip gozunda buyutmek ile ayni sey. Ornegin, birini aradiniz ve acmadi. Duruma cok bagli tabii ama ortalama bir durum varsayalim. "Isi vardir" diye dusunurseniz olumlu bir dusunce olur, "Benimle gorusmek istemiyor" ya da "Kesin basina bir is geldi" diye dusunuyorsaniz, bunlar olumsuz olur. Ki, konu ile ilgili hicbir verimiz yok. Dolayisiyla hicbiri dogru olmayabilir, hepsi dogru olabilir. Yarisi dolu-yarisi bos bardak da bu. Bardagi bilmiyoruz, sadece bir varsayim yaparak yola devam etmeye calisiyoruz. O varsayimi da dogru kabul edemeyiz, cunku dogru falan degil.
Soyle bir ornek vereyim, zamaninda KOBI'lerde isbirlikleri ile ilgili bir tez yazmistim. Orada gorduk ki, eger buyuk bir sorun varsa, bunun altindan kimse kalkamiyor. Bir sorun yoksa, isbirligi zaten sorunsuz isliyor. Ancak, kucuk sorunlarin varliginda azicik bir olumlu itekleme isbirligini fonksiyonel hale getirirken, az kassalar uyumlu olabilecek bir isbirliginde azicik bir negatif itekleme bir cuval inciri berbat edebiliyor. Olumluluk-olumsuzluk da bu kucuk sorunlarin veya iyiliklerin varliginda ise yariyor. Yoksa, "Hayatimda deger verdigim tek kisi aniden oldu" durumunda herkes yere cakilir, hayatinda hicbir engelle karsilasmamis herkes hayatinda buyuk bir gocuk olmadan devam eder. Olumluluk-olumsuzluk bunlarin ilaci ya da sihirli degnegi degildir.
Nasil daha olumlu olabilirsiniz'e gelince, ilk once olumlu olmak zorunda degilsiniz. Toplumsal, evrimsel, vb acilardan bakarsaniz olumsuzlar sayesinde toplumlar bazi olasi felaketlerden pacayi siyirmistir. Ayni sekilde, olumlular sayesinde de firsatlari degerlendirip oteye gecmistir. Dolayisiyla, biri olmadan digeri fonksiyonunu surduremez ve hepsine ihtiyacimiz var.
Diyorsaniz ki "Kisisel olarak keskin sirkeyim, kendi kupume zarar veriyorum bu olumsuzlukla ve degistirmek istiyorum", o zaman, ilk olarak kabullenmeniz ve aklinizla gurur duymayi birakmaniz gerekiyor. Dusuncelerinizi sahiplenmeyin; onun yerine degisim cabanizi ve adim atma niyetinizi sahiplenin ve onunla gurur duyun. Sonra da aktif olarak kafanizdaki dusunceleri takip edin ve kategorize edin olumlu-olumsuz diye ve olumsuz olanlari yakalayin. Ustunde uzun uzun dusunun "Ben buna neden olumsuz dedim", "Bunun gercekten olma olasiligi nedir", "Bunun alternatifleri nelerdir", "O alternatiflerin olasiliklari nelerdir", "Ben bu olasiliklari kafamdan mi uydurdum, dayanagim, verim var mi" diye kendinizi suzgecten gecirin. "Ben demistim boyle olacak diye" gibi laflari kafanizda ezin. Dolayisiyla, kafanizdan gecen olumsuz dusuncenin ne kadarini gozunuzde buyuttugunuzu belirlemeye calisin, Insanlardan fikir alin ve kendi fikrinizle karsilastirin. Onlarin neden boyle dusunduklerini irdeleyin. Gercekten bir dusunceye on kusur saat ayirin yani. Sonra onun alternatifi iyi bir sey var mi, ona bakin. Olumsuz dusunceyi inkar etmeyin. "Bu olabilir ama bu da olabilir" diye kafanizda alternatiflerini yaratin. Hepsinin dogru olabilecegini kabullenmeye calisin. Boylece kafanizdaki tek dogruya saplanmayin.
Tabii paraniz varsa, terapiye gidin.
- aychovsky (08.12.17 22:35:33)
1