Soru başlıkta. En küçüğünden en lüksüne kadar her şeyi yazabilirsiniz.
Benim hayatta en sevdiğim şey farklı ülkelere seyahat etmek ve pandemiden önce önümde mutlaka 1 ya da daha fazla seyahat planı olurdu. Pandemi başında da çok heveslendiğim birkaç seyahati iptal etmek zorunda kaldım. Şimdi 1.5 sene oldu ve yazlığa gelmek dışında İstanbul’dan çıkamadım doğru düzgün. Hep önündeki seyahat planlarıyla hayata tutunan bir insan olarak gerçekten bıktım bu durumdan ve bir yerlere gitmek istiyorum artık.
Son schengen vizem pandemiyle birlikte yalan olmuştu ve şu an için alma ihtimalim de yok zaten. Onun dışında gitmek istediğim çoğu yer yine vize vermiyor ya da mevsimden dolayı uymuyor şu an ama Türk vatandaşlarına kısıtlama uygulamayan birkaç yer için yeni bir rota planlayabilirim.
2 doz aşımı da oldum ve ne olursa olsun gidesim var artık ama seyahat etmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki pandemide nasıl olur merak ediyorum. Duyuruda pandemide yurt dışına turistik amaçla gidenler var mı acaba? Hangi ülkeye gittiniz ve nasıl geçti? Herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı? Pandemide seyahate dair buyrun ne isterseniz yazın.
Son schengen vizem pandemiyle birlikte yalan olmuştu ve şu an için alma ihtimalim de yok zaten. Onun dışında gitmek istediğim çoğu yer yine vize vermiyor ya da mevsimden dolayı uymuyor şu an ama Türk vatandaşlarına kısıtlama uygulamayan birkaç yer için yeni bir rota planlayabilirim.
2 doz aşımı da oldum ve ne olursa olsun gidesim var artık ama seyahat etmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki pandemide nasıl olur merak ediyorum. Duyuruda pandemide yurt dışına turistik amaçla gidenler var mı acaba? Hangi ülkeye gittiniz ve nasıl geçti? Herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı? Pandemide seyahate dair buyrun ne isterseniz yazın.
Bana kalırsa çok güzel yaşanır ama tecrübesi olanların fikirlerini merak ediyorum.
Kadıköy emlakçı piyasasından yıldım 1 haftada çünkü ya dönüş yapmıyorlar ya teklif verdiğimiz evi 300 bin lira daha artırıp yeni ilan koyuyorlar ya da oyalıyorlar. Evlerin de hiçbiri tam olarak içime sinmemişti ta ki son baktığımız eve kadar. Konumu mükemmel ve müteahhit aynı zamanda mimar olduğu için evin içini gerçekten çok güzel düşünerek yapmışlar. Ev 1+1 ama her yere gömme dolap vs yapılmış. Bu yüzden küçük ya da basık değil kesinlikle. Yatak başlığı, dolaplar, salon ve mutfaktaki gizli çekmeceler vs. o kadar iyi düşünülmüş ki çamaşır makinesi, yatak, koltuk ve dekoratif birkaç şey dışında eşya derdiyle uğraşmamız gerekmeyecek pek. Mutfakta da buzdolabı dahil her şey hazır.
Bina zaten sıfır ve ilk oturan biz olacağız alırsak. Bir de çok büyük bir terası var ama terasın girişi aynı katta farklı bir yerden. Evin içinden geçiş yok ama ben bunun sorun olacağını düşünmüyorum pek. Sadece bizim kullanımımız için zaten teras. Evi aldıktan sonra küçük bir oda ya da mutfak gibi bir şey yaptırıp çok güzel kullanabiliriz diye düşündük. Sadece park yeri yok ama onu da bir otoparkla anlaşarak çözmeyi düşünüyoruz çünkü zaten muhiten dolayı otoparklı bina düşüncemiz olmadı hiç.
Erkek arkadaşımla ikimiz yaşayacağız sadece evde. Her şey yolunda giderse de sadece 6 ay falan İstanbul’da yaşadığımız bir hayatımız olacak. Misafir vs çok çok nadir gelir. Onun ailesi zaten İstanbul’da. Benimkiler Bursa’dalar ama kardeşimle şu an yaşadığımız evde kalabilirler geldikçe ya da sadece annemle babamın olması çok sorun olmaz bence 1+1’de. Evden çalışma gibi bir durum ikimiz için de yok. Yani ayrıca bir çalışma odasına da ihtiyacımız yok bence tıpkı misafir odası gibi.
Şimdi şartlar böyleyken ben 1+1 olmasına rağmen bu evi kaçırmak istemiyorum çünkü evin içi gerçekten harika. 1 haftadan fazladır ev geziyoruz ve hiçbirini tam olarak beğenmemiştim. İlk kez bir evi bu kadar beğendim ve baktıklarımız içinde başkası tutarsa içimde kalacak tek ev burası olacak. Çok az eşyayla ferah bir ev şu an tek istediğim. Bunun dışında oturma odası, çalışma odası vs hiçbirini istemiyorum zaten. Yani bence 1+1 olmasının hiçbir sakıncası yok ama gelecek fikirleri merak ediyorum.
2 kişi 1+1 evde rahat yaşar mı dersiniz? 0 binada, her şeyi yapılı ve çok küçük olmayan 1+1’in misafiri de evde işi de çok çok az olan bizim için eksileri olur mu? Olursa ne olur?
Bu arada evi satın alıyoruz. Kiralık değil. Çocuk kesinlikle düşünmüyoruz ve hayvan sahiplenmek de İstanbul’da düzenli bir hayatımız olmayacağı için imkansız en azından birkaç sene. Bunları da düşünerek yazarsanız sevinirim.
Kadıköy emlakçı piyasasından yıldım 1 haftada çünkü ya dönüş yapmıyorlar ya teklif verdiğimiz evi 300 bin lira daha artırıp yeni ilan koyuyorlar ya da oyalıyorlar. Evlerin de hiçbiri tam olarak içime sinmemişti ta ki son baktığımız eve kadar. Konumu mükemmel ve müteahhit aynı zamanda mimar olduğu için evin içini gerçekten çok güzel düşünerek yapmışlar. Ev 1+1 ama her yere gömme dolap vs yapılmış. Bu yüzden küçük ya da basık değil kesinlikle. Yatak başlığı, dolaplar, salon ve mutfaktaki gizli çekmeceler vs. o kadar iyi düşünülmüş ki çamaşır makinesi, yatak, koltuk ve dekoratif birkaç şey dışında eşya derdiyle uğraşmamız gerekmeyecek pek. Mutfakta da buzdolabı dahil her şey hazır.
Bina zaten sıfır ve ilk oturan biz olacağız alırsak. Bir de çok büyük bir terası var ama terasın girişi aynı katta farklı bir yerden. Evin içinden geçiş yok ama ben bunun sorun olacağını düşünmüyorum pek. Sadece bizim kullanımımız için zaten teras. Evi aldıktan sonra küçük bir oda ya da mutfak gibi bir şey yaptırıp çok güzel kullanabiliriz diye düşündük. Sadece park yeri yok ama onu da bir otoparkla anlaşarak çözmeyi düşünüyoruz çünkü zaten muhiten dolayı otoparklı bina düşüncemiz olmadı hiç.
Erkek arkadaşımla ikimiz yaşayacağız sadece evde. Her şey yolunda giderse de sadece 6 ay falan İstanbul’da yaşadığımız bir hayatımız olacak. Misafir vs çok çok nadir gelir. Onun ailesi zaten İstanbul’da. Benimkiler Bursa’dalar ama kardeşimle şu an yaşadığımız evde kalabilirler geldikçe ya da sadece annemle babamın olması çok sorun olmaz bence 1+1’de. Evden çalışma gibi bir durum ikimiz için de yok. Yani ayrıca bir çalışma odasına da ihtiyacımız yok bence tıpkı misafir odası gibi.
Şimdi şartlar böyleyken ben 1+1 olmasına rağmen bu evi kaçırmak istemiyorum çünkü evin içi gerçekten harika. 1 haftadan fazladır ev geziyoruz ve hiçbirini tam olarak beğenmemiştim. İlk kez bir evi bu kadar beğendim ve baktıklarımız içinde başkası tutarsa içimde kalacak tek ev burası olacak. Çok az eşyayla ferah bir ev şu an tek istediğim. Bunun dışında oturma odası, çalışma odası vs hiçbirini istemiyorum zaten. Yani bence 1+1 olmasının hiçbir sakıncası yok ama gelecek fikirleri merak ediyorum.
2 kişi 1+1 evde rahat yaşar mı dersiniz? 0 binada, her şeyi yapılı ve çok küçük olmayan 1+1’in misafiri de evde işi de çok çok az olan bizim için eksileri olur mu? Olursa ne olur?
Bu arada evi satın alıyoruz. Kiralık değil. Çocuk kesinlikle düşünmüyoruz ve hayvan sahiplenmek de İstanbul’da düzenli bir hayatımız olmayacağı için imkansız en azından birkaç sene. Bunları da düşünerek yazarsanız sevinirim.
Evet, bu konuda belki onlarca duyuru, insanların deneyimleri sonucu yazılmış bir sürü yazı var internette ama bir kez de ben almak istedim güncel fikirleri.
Şöyle ki erkek arkadaşımla ev bakıyoruz. O İstanbul’da doğup büyümüş. Ben de 10 senedir İstanbul’dayım. 18 yaşına kadar Bursa’da yaşadım ve hala ailem orda ama Bursa’ya dönmek gibi bir planım olmadı asla. Hatta genel olarak İstanbul’a geldikten sonra gitme planım olmadı burdan ama şu sıralar ev bakarken Ege kıyılarında İstanbul’da sırf iyi yerde diye alacağımız daire fiyatlarına o kadar güzel bahçeli villalar falan gördük ki İstanbul’dan gitmek biraz cazip gelmeye başladı.
İşin aslı erkek arkadaşım yılın yarısından daha azını Türkiye’de geçiriyor işi sebebiyle. Hatta son 1 senede 1.5 ay falan burda kalmış oldu sadece. Bundan sonra ben de onunla gideceğim için yılın minimum 6 ayı falan yurt dışında olmamız gerekecek. Yani alacağımız evde sürekli oturma gibi bir durumumuz olmayacak.
İstanbul’da Caddebostan, Suadiye, Kalamış, Fenerbahçe ve bir ihtimal Moda taraflarına bakıyoruz ama o küçücük evlere o paraları verip de satın almak biraz koyuyor açıkçası. Avrupa Yakası’nda hiç yaşamadık ve o tarafa gidesimiz yok ikimizin de. Anadolu’da da Kadıköy’ün bazı yerleri dışında aklımda bir yer yok açıkçası benim. Beykoz tarafında güzel siteler varmış ama onlar da Cadde’yle aynı fiyat hemen hemen. Bu durumda yine tek mantıklı seçeneğimiz Kadıköy’ün sahil semtleri gibi.
Çanakkale, Kuşadası, Ayvalık vs buralara ilk önce yazlık gibi düşünerek baktık ama evler gerçekten çok güzel. Cadde tarafında çok lüks diye satılan 80 metrekare yeni evlerle aynı fiyat neredeyse bir çoğu bu villaların. Zaten yılın çoğunu burda geçirmeyeceğimiz için mantıklı gelmeye başladı bana Ege kıyılarında bir yere yerleşmek. İstanbul, Bursa ve annemlerin Balıkesir’deki yazlığına yakın olsun düşüncesiyle çok güneye bakmadık şu an ama Ege’deki herhangi bir sahil ilçesiyle İstanbul arasında kalınca insanlar ne düşünüyor merak ettim.
Ben bütün leşliğine rağmen İstanbul’u hala seviyorum sanırım çünkü gerçekten çok fazla imkan ve seçenek var burda. Bütün etkinlikler, konserler, tiyatrolar, mekanlar, cafeler… Böyle düşününce bir şeylerden mahrum kalacak olma düşüncesi korkutuyor beni. Ama bir yandan da İstanbul burda ve gün geçtikçe kötüleşiyor. Turist gibi ara sıra gelebiliriz galiba ama zamanla nasıl olur bilmiyorum. Bir de tabii bahçeli ve müstakil bir yerde yaşamak, apartman derdini çekmemek falan çok güzel geliyor. Çok üstüne düşünmeden bir anlık hevesle gidip de pişman olmaktan korkuyorum ama düşününce de ikisinden birine daha yakın hissedemiyorum galiba.
Yaşlar 28 bu arada. Ege’de sakin bir yer için genç miyiz yoksa İstanbul’dan gidebilecek kadar İstanbul’a doymuş muyuz bilmiyorum. Siz ne dersiniz? Bu senaryoda ne yapardınız siz olsanız?
Şöyle ki erkek arkadaşımla ev bakıyoruz. O İstanbul’da doğup büyümüş. Ben de 10 senedir İstanbul’dayım. 18 yaşına kadar Bursa’da yaşadım ve hala ailem orda ama Bursa’ya dönmek gibi bir planım olmadı asla. Hatta genel olarak İstanbul’a geldikten sonra gitme planım olmadı burdan ama şu sıralar ev bakarken Ege kıyılarında İstanbul’da sırf iyi yerde diye alacağımız daire fiyatlarına o kadar güzel bahçeli villalar falan gördük ki İstanbul’dan gitmek biraz cazip gelmeye başladı.
İşin aslı erkek arkadaşım yılın yarısından daha azını Türkiye’de geçiriyor işi sebebiyle. Hatta son 1 senede 1.5 ay falan burda kalmış oldu sadece. Bundan sonra ben de onunla gideceğim için yılın minimum 6 ayı falan yurt dışında olmamız gerekecek. Yani alacağımız evde sürekli oturma gibi bir durumumuz olmayacak.
İstanbul’da Caddebostan, Suadiye, Kalamış, Fenerbahçe ve bir ihtimal Moda taraflarına bakıyoruz ama o küçücük evlere o paraları verip de satın almak biraz koyuyor açıkçası. Avrupa Yakası’nda hiç yaşamadık ve o tarafa gidesimiz yok ikimizin de. Anadolu’da da Kadıköy’ün bazı yerleri dışında aklımda bir yer yok açıkçası benim. Beykoz tarafında güzel siteler varmış ama onlar da Cadde’yle aynı fiyat hemen hemen. Bu durumda yine tek mantıklı seçeneğimiz Kadıköy’ün sahil semtleri gibi.
Çanakkale, Kuşadası, Ayvalık vs buralara ilk önce yazlık gibi düşünerek baktık ama evler gerçekten çok güzel. Cadde tarafında çok lüks diye satılan 80 metrekare yeni evlerle aynı fiyat neredeyse bir çoğu bu villaların. Zaten yılın çoğunu burda geçirmeyeceğimiz için mantıklı gelmeye başladı bana Ege kıyılarında bir yere yerleşmek. İstanbul, Bursa ve annemlerin Balıkesir’deki yazlığına yakın olsun düşüncesiyle çok güneye bakmadık şu an ama Ege’deki herhangi bir sahil ilçesiyle İstanbul arasında kalınca insanlar ne düşünüyor merak ettim.
Ben bütün leşliğine rağmen İstanbul’u hala seviyorum sanırım çünkü gerçekten çok fazla imkan ve seçenek var burda. Bütün etkinlikler, konserler, tiyatrolar, mekanlar, cafeler… Böyle düşününce bir şeylerden mahrum kalacak olma düşüncesi korkutuyor beni. Ama bir yandan da İstanbul burda ve gün geçtikçe kötüleşiyor. Turist gibi ara sıra gelebiliriz galiba ama zamanla nasıl olur bilmiyorum. Bir de tabii bahçeli ve müstakil bir yerde yaşamak, apartman derdini çekmemek falan çok güzel geliyor. Çok üstüne düşünmeden bir anlık hevesle gidip de pişman olmaktan korkuyorum ama düşününce de ikisinden birine daha yakın hissedemiyorum galiba.
Yaşlar 28 bu arada. Ege’de sakin bir yer için genç miyiz yoksa İstanbul’dan gidebilecek kadar İstanbul’a doymuş muyuz bilmiyorum. Siz ne dersiniz? Bu senaryoda ne yapardınız siz olsanız?
Ya da yatar mısınız?
Terasımız çok geniş ve bir hevesle çift kişilik şişme yatak aldık bugün. Karşımızda avm ve üstünde onlarca daire var bize göre çok yüksekte. Kesin görünüyordur yani karşıdan ama pek umrumda olmadan yatakta takılasım var tatile gidene kadar.
Sadece yobaz birine denk geliriz de başımız ağrır mı diye bir düşünce geldi aklıma. Sizce yatılır ya da güneşlenilir mi bu şekilde? Tr insanını düşününce yapar mıydınız siz olsanız?
Terasımız çok geniş ve bir hevesle çift kişilik şişme yatak aldık bugün. Karşımızda avm ve üstünde onlarca daire var bize göre çok yüksekte. Kesin görünüyordur yani karşıdan ama pek umrumda olmadan yatakta takılasım var tatile gidene kadar.
Sadece yobaz birine denk geliriz de başımız ağrır mı diye bir düşünce geldi aklıma. Sizce yatılır ya da güneşlenilir mi bu şekilde? Tr insanını düşününce yapar mıydınız siz olsanız?
Herkeste farklıdır tabii ama bugün gittiğim çene cerrahı ameliyatla alması gerektiğini ancak aciliyetinin olmadığını söyleyip bana bıraktı. Ben de o an olup kurtulayım diye randevu aldım ama sonra düşünüp korktukça iptal ettim.
Yirmi yaş dişiyle ilgili sürekli bazı doktorların ameliyat şart dediği dişi farklı bir doktorun ameliyata gerek duymadan aldığıyla ilgili hikayeler duyuyorum çevremde. Biraz da böyle düşününce bir umut ameliyatsız alınır düşüncesi de etkili oldu sanırım iptal etmemde. Gerçi diş hekimi yorumları çok iyi olan bir proftu ama bilemedim yine de.
Siz neler yaşadınız bu dişlerden kurtulma sürecinde? Ameliyatsız kurtulabilenler var mı aramızda? En çok merak ettiğim de ilk gittiğiniz hekim ne derse yaptınız mı yoksa birkaç farklı diş hekiminden görüş alarak mı hareket ettiniz?
Yirmi yaş dişiyle ilgili sürekli bazı doktorların ameliyat şart dediği dişi farklı bir doktorun ameliyata gerek duymadan aldığıyla ilgili hikayeler duyuyorum çevremde. Biraz da böyle düşününce bir umut ameliyatsız alınır düşüncesi de etkili oldu sanırım iptal etmemde. Gerçi diş hekimi yorumları çok iyi olan bir proftu ama bilemedim yine de.
Siz neler yaşadınız bu dişlerden kurtulma sürecinde? Ameliyatsız kurtulabilenler var mı aramızda? En çok merak ettiğim de ilk gittiğiniz hekim ne derse yaptınız mı yoksa birkaç farklı diş hekiminden görüş alarak mı hareket ettiniz?
(17)
Toplumda çok sevilirken bir anda büyük bir kesimin nefretini kazanan ünlü
ms brownstone #1483240
Bu tanıma uyan kimler geliyor aklınıza?
Örnek olarak benim aklıma Arda Turan geliyor ilk. Gençken çoğunluk seviyordu ama şu an birçok insanın nefretini kazanmış durumda. Serenay Sarıkaya da biraz bu tanıma uyabilir ama Arda gibi bir nefret değil de Cem Yılmaz sonrası polularitesinin düşmesi gibi onun durumu daha çok.
Başka kimler vardı böyle?
Örnek olarak benim aklıma Arda Turan geliyor ilk. Gençken çoğunluk seviyordu ama şu an birçok insanın nefretini kazanmış durumda. Serenay Sarıkaya da biraz bu tanıma uyabilir ama Arda gibi bir nefret değil de Cem Yılmaz sonrası polularitesinin düşmesi gibi onun durumu daha çok.
Başka kimler vardı böyle?
Yirmilik diş çektirip memnun kaldığınız ve önerebileceğiniz bir hekim var mıdır? Bu konuda fazlasıyla stresli olduğum için işinde iyi olduğu kadar hastayla iletişimi de iyi olan birini önerebilirseniz süper olur.
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız?
Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu da yazarlarsa iyi olur.
Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu da yazarlarsa iyi olur.
Bu ikisinde filmlerini bulabileceğim İspanyol ya da Güney Amerikalı iyi yönetmenleri yazsanız da olur.
Not: Pedro Almodovar ve filmleri hariç.
Not: Pedro Almodovar ve filmleri hariç.
Tamamen uydurma bir örnek veriyorum. Mesela başlık “Kaş mı Fethiye mi”. İlk giri “hangisine gideceğime karar veremedim. Sizce hangisi güzel?” Başka bir örnek de mesela başlık “pasaportumu babamın alması”. İlk giri yine “saatleri bana uymadığı için babam gidip alabilir mi?” Hadi başlığı biri açmış da bir sürü insan da altında yorum yazıyor “bence Kaş’a git”, “yerinde olsam Fethiye’yi seçerdim” tarzında.
Yeni başlık da şart değil bu arada. Mesela giriyorum “Berlin” başlığına. “Fransa’dan aldığım vizeyle giriş yapabilir miyim?, “sizce kalacak en iyi semt neresidir” tadında bir sürü entry görüyorum. Bunları tamamen uydurdum şu an ama bunlara benzer belki yüzlerce entry var diğer yazarlara direkt soru soran.
Sözlüğün kalitesinin düşüp düşmediğini sormuyorum çünkü kalitenin yerlerde olduğu herkesin malumu. Benim anlamadığım bu insanlar ciddi ciddi sözlüğün olayının ne olduğunu bilmiyor olabilirler mi gerçekten? Mesela benim neslim çok küçükken de internette yapılabilecek şeyler daha sınırlıyken Ekşi Sözlük okuyordu ama Z kuşağı çok daha fazlasına doğduğu için gerçekten anlamadılar mı acaba sözlük işini? Gerçi olay Z kuşağı mı ondan da çok emin değilim. Sözlüğün yarısından fazlası yazarların sorularıyla dolmuş durumda.
Sizce gerçekten ne olduğunu bilmeden sözlükte mi yazıyorlar yoksa sadece umursamayıp işini görmek mi bu?
Yeni başlık da şart değil bu arada. Mesela giriyorum “Berlin” başlığına. “Fransa’dan aldığım vizeyle giriş yapabilir miyim?, “sizce kalacak en iyi semt neresidir” tadında bir sürü entry görüyorum. Bunları tamamen uydurdum şu an ama bunlara benzer belki yüzlerce entry var diğer yazarlara direkt soru soran.
Sözlüğün kalitesinin düşüp düşmediğini sormuyorum çünkü kalitenin yerlerde olduğu herkesin malumu. Benim anlamadığım bu insanlar ciddi ciddi sözlüğün olayının ne olduğunu bilmiyor olabilirler mi gerçekten? Mesela benim neslim çok küçükken de internette yapılabilecek şeyler daha sınırlıyken Ekşi Sözlük okuyordu ama Z kuşağı çok daha fazlasına doğduğu için gerçekten anlamadılar mı acaba sözlük işini? Gerçi olay Z kuşağı mı ondan da çok emin değilim. Sözlüğün yarısından fazlası yazarların sorularıyla dolmuş durumda.
Sizce gerçekten ne olduğunu bilmeden sözlükte mi yazıyorlar yoksa sadece umursamayıp işini görmek mi bu?
Evden çıkmamaya devam mı yoksa bu yaz için planlarınız var mı? Varsa nereye gidiyorsunuz?
Özellikle yurt dışı planları olanları merak ediyorum çünkü seyahatsizlikten artık gına geldi. Bu yaz artık yurt dışına cesaret edecekler var mı duyuruda?
Özellikle yurt dışı planları olanları merak ediyorum çünkü seyahatsizlikten artık gına geldi. Bu yaz artık yurt dışına cesaret edecekler var mı duyuruda?
Bugün Zeki Alasya paylaşımlarında cenaze görüntülerine bakınca Tarık Akan, Erdal Tosun falan başka bir sürü ünlünün daha cenaze görüntüleri çıktı karşıma. Hepsi çok kalabalıktı hatta bazılarında ciddi izdiham vardı.
Şimdiye kadar hiç böyle ünlü birinin cenazesine katılmak aklıma gelmemişti hatta genel olarak hayatımda hiç cenazeye katılmadım ve cenazelerde bu kadar insan görünce merak ettim. Ünlü birinin cenazesine katıldınız mı hiç? Katıldıysanız kimin cenazesiydi? Nasıl bir ortam vardı?
Bu arada henüz katılmadıysanız da “x ölünce cenazesine giderim/gitmek isterim” dediğiniz biri var mı? Mesela bugün görüntüleri görünce düşündüm de ben imkanım olsa Keith Richards’ın cenazesine gitmek isterdim.
Şimdiye kadar hiç böyle ünlü birinin cenazesine katılmak aklıma gelmemişti hatta genel olarak hayatımda hiç cenazeye katılmadım ve cenazelerde bu kadar insan görünce merak ettim. Ünlü birinin cenazesine katıldınız mı hiç? Katıldıysanız kimin cenazesiydi? Nasıl bir ortam vardı?
Bu arada henüz katılmadıysanız da “x ölünce cenazesine giderim/gitmek isterim” dediğiniz biri var mı? Mesela bugün görüntüleri görünce düşündüm de ben imkanım olsa Keith Richards’ın cenazesine gitmek isterdim.
Twitter’daki 20’li yaşlar challange fotoğraflarını görünce artık benim de yavaş yavaş 20’lerimin son günlerine gelmem sebebiyle bir daha hiç 20’li yaşlarda olamamak ve yaşlanacak olmak çok tuhaf hissettirdi.
Bir sürü insan belki onlarca yıl öncesini paylaşmış ve eminim hangisine sorsak göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini söyler. Halbuki kim bilir o kadar zamana neler sığdırdılar.
Zaten yaşlanma korkum hep vardı ama dünden beri yıllar öncesinin fotoğraflarını görünce böyle şeyler düşünüp bir daha 20’lerimde olamayacağıma üzüldüm biraz.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Özellikle 30 yaş üstündekilerin 20’li yaşlara bakış açısını ve 30’dan sonrasının nasıl hissettirdiğini merak ediyorum. 30 altındakiler de neler düşünüyor mesela 30 ve sonrası için? Yaşlanmaktan korkuyor musunuz yoksa 25’le 30 arasındaki farkın sadece sembolik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ne zaman “genç” olmaktan çıkıyor sizce insan?
Bir sürü insan belki onlarca yıl öncesini paylaşmış ve eminim hangisine sorsak göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini söyler. Halbuki kim bilir o kadar zamana neler sığdırdılar.
Zaten yaşlanma korkum hep vardı ama dünden beri yıllar öncesinin fotoğraflarını görünce böyle şeyler düşünüp bir daha 20’lerimde olamayacağıma üzüldüm biraz.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Özellikle 30 yaş üstündekilerin 20’li yaşlara bakış açısını ve 30’dan sonrasının nasıl hissettirdiğini merak ediyorum. 30 altındakiler de neler düşünüyor mesela 30 ve sonrası için? Yaşlanmaktan korkuyor musunuz yoksa 25’le 30 arasındaki farkın sadece sembolik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ne zaman “genç” olmaktan çıkıyor sizce insan?
Google’da arattığım bir ürün A101’de de çıkınca sitelerine girmiş bulundum ve online’a özel ürünler gibi bir şey görünce tıkladım. Skechers ve Adidas ayakkabılar, Crocs terlikler, Bvlgari parfümler falan çıktı. Tommy Hilfiger mont, Armani iç çamaşırı falan bile gördüm yani, hiç aklıma gelmeyecek bir sürü şey satıyorlar.
Merak ettiğim şey bunların gerçek olup olmadığı. Fiyatları da piyasanın çok altında değil gibi. Yani kim gidip mağazasından almak varken 50-60 lira az vermek için A101’den alır anlamadım. Zaten hedef kitlelerinin büyük kısmı Tommy Hilfiger mont almıyordur herhalde. Alanın da A101’den alması tuhaf geldi.
Sizce gerçek mi bunlar? Bu tür ürünleri A101 ya da benzeri bir yerden alır mıydınız?
Evet, evde oturmaktan bugün de buna kafa yordum.
Merak ettiğim şey bunların gerçek olup olmadığı. Fiyatları da piyasanın çok altında değil gibi. Yani kim gidip mağazasından almak varken 50-60 lira az vermek için A101’den alır anlamadım. Zaten hedef kitlelerinin büyük kısmı Tommy Hilfiger mont almıyordur herhalde. Alanın da A101’den alması tuhaf geldi.
Sizce gerçek mi bunlar? Bu tür ürünleri A101 ya da benzeri bir yerden alır mıydınız?
Evet, evde oturmaktan bugün de buna kafa yordum.
Favipiravir kullandınız mı? Yanında kan sulandırıcı herhangi bir ilaç aldınız mı? Nasıl geçirdiniz bu süreci?
Biz evde 2 kişiyiz ve 2’miz de pozitifiz şu an. Kan sulandırıcı almak için eczaneye de çıkamıyoruz ikimiz de. Bu durumda ne yapmamız gerektiğini bilen var mı? 112’yi arasak falan getiriyorlar mı?
Biz evde 2 kişiyiz ve 2’miz de pozitifiz şu an. Kan sulandırıcı almak için eczaneye de çıkamıyoruz ikimiz de. Bu durumda ne yapmamız gerektiğini bilen var mı? 112’yi arasak falan getiriyorlar mı?
Aylardır hatta belki 2 senedir falan internetten kitap alışverişi yapmadım. Eskiden internetten kitap alacaksam sırf paketlemede daha iyi olduğunu düşündüğüm için Kitapyurdu’nu tercih ettiğimi hatırlıyorum ama güncel durumlarını bilemedim.
Alacağım kitapların hepsi bu 2 sitede mevcut şu an. Çok acil bir şey olmadığı için kargo birkaç gün gecikse bile çok sorun değil ama paketlemenin özenli olması ve kitapların hiç buruşup kırışmadan gelmesi çok önemli. Bu durumda hangisi daha iyi sizce?
Alacağım kitapların hepsi bu 2 sitede mevcut şu an. Çok acil bir şey olmadığı için kargo birkaç gün gecikse bile çok sorun değil ama paketlemenin özenli olması ve kitapların hiç buruşup kırışmadan gelmesi çok önemli. Bu durumda hangisi daha iyi sizce?
İngilizce dışında ve sıfır olduğunuz bir dil için soruyorum.
Yüz yüze sınıflarda yeterli öğrenci sayısına ulaşılmadığı için istersem online derslere katılabileceğimi ya da iptal edip kurs ücretini geri alabileceğimi söylediler. Ben aslında çoktandır istiyordum kursu ama cesaret edemiyordum hiç. Şimdi kitabı sipariş ettim, kendimi gaza getirdim falan ama böyle olunca ne yapacağımı bilemedim. Sıfırdan öğreneceğim bir dil için online kurs fikri nedense hiç mantıklı gelmiyor bana. Sanki internetten de online ders kadar verim alabilirdim gibi geliyor kendi kendime ama belki de yanlış düşünüyorumdur.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yüz yüze mi yoksa online mı daha iyi sizce bu tür eğitimler? Siz olsanız online kursa yazılır mıydınız bu durumda?
Yüz yüze sınıflarda yeterli öğrenci sayısına ulaşılmadığı için istersem online derslere katılabileceğimi ya da iptal edip kurs ücretini geri alabileceğimi söylediler. Ben aslında çoktandır istiyordum kursu ama cesaret edemiyordum hiç. Şimdi kitabı sipariş ettim, kendimi gaza getirdim falan ama böyle olunca ne yapacağımı bilemedim. Sıfırdan öğreneceğim bir dil için online kurs fikri nedense hiç mantıklı gelmiyor bana. Sanki internetten de online ders kadar verim alabilirdim gibi geliyor kendi kendime ama belki de yanlış düşünüyorumdur.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yüz yüze mi yoksa online mı daha iyi sizce bu tür eğitimler? Siz olsanız online kursa yazılır mıydınız bu durumda?
Ben mesela yüz yüze dil kursuna yazıldım. Doğru bir zaman olmadığını biliyorum ama 1 senedir o kadar bıktım ki böyle bir şey yapmış bulundum sonunda ki geçen yaz bile çoğunluk gezerken gerekmedikçe evden çıkmayan, mekanların ilk açılışında maksimum 2-3 kere mekanlara giden biriyim. Zaten aylarca pandemi hastanesinde çalıştığım için çok uzun süre çevremdeki herkesten daha fazla dikkat ettim ama patlama noktasına ulaştım galiba artık.
Benim dışımda içten içe huzursuz olsa da böyle bir şey yapan oldu mu acaba? Tatil, düğün, kurs, toplu buluşma, herhangi bir etkinlik vs. bu tür şeylere katıldınız mı hiç son 1 senede? Hala “tabii ki yapmamalıyız” kafasında mısınız yoksa saldınız mı artık biraz? Bir anlık gazla kayıt yaptırdıktan sonra biraz “zamanı mıydı şimdi” diye kendime kızmaya başlayınca çoğunluğun fikrini merak ettim bu konuda.
Benim dışımda içten içe huzursuz olsa da böyle bir şey yapan oldu mu acaba? Tatil, düğün, kurs, toplu buluşma, herhangi bir etkinlik vs. bu tür şeylere katıldınız mı hiç son 1 senede? Hala “tabii ki yapmamalıyız” kafasında mısınız yoksa saldınız mı artık biraz? Bir anlık gazla kayıt yaptırdıktan sonra biraz “zamanı mıydı şimdi” diye kendime kızmaya başlayınca çoğunluğun fikrini merak ettim bu konuda.
(8)
Terapiye gidenler bakabilir mi? Normali bu mu yoksa kazıklanıyor muyum? :(
ms brownstone #1472806
Bugün 2. kez gittim. Şu an gittiğim psikiyatriste farklı alandaki bir doktor yönlendirdi beni tedaviyi birlikte yürütecekleri için.
2 hafta önce ilk gittiğimde doktoru çok sevmiştim. Çok tatlı biriydi ve çıktığımda iyi hissetmiştim kendimi. Bugün pek iyi hissedemedim ama. Sanki gelen hastaya hiç bakmamış gibi bir hali vardı. Notlarına bakarak o anda hatırlamaya çalışır gibiydi. İlk gidişimde 3 farklı şey istemişti benden. 2’si benim yapmamı istediği şeylerdi ve üçüncü için de bir psikolog test yaptı online olarak. Bugün istediği şeylerden birinin üzerinde konuştuk biraz ama asıl gitme sebebim olan ikinci şeyi hiç sormadı bile “yaptın mı” falan diye. Psikolog için de “bakayım bana sonuçları göndermiş mi” deyip benim yanımda baktı ve psikoloğun sonuç falan atmadığını o anda fark etti. “Çok uzun bir testti o yüzden hemen sonuç çıkaramamış olabilir” falan dedi o an ama biz testi yapalı 10 gün oldu ve ciddi para ödedim yani ben o teste. Bu kadar umursamaz olmaları canımı sıktı biraz.
Doktor alanında ünlü bir prof ve kendi yerine gidiyorum. Duyduğum terapi ücretlerinin hepsinden daha fazla bir ücret ödüyorum. O test için de terapiden de daha yüksek bir ücret ödedim. İlk gittiğimde çok mutlu ayrılmıştım ama bugünkü bu umursamaz tavırlar biraz rahatsız etti açıkçası beni. Yani asıl gitme sebebimin hiç konusu bile geçmedi bugün ve sanki çok daldan dala 40 dk konuşmuşuz gibi geldi bana. Bu arada yapmak isteyip cesaret edemediğim bir şey için “mutlaka kursa yazıl” dedi 2 kere özellikle ama asıl konumuzla ilgili şeyi sormadı bile ve bunun da üstüne düşecek miyiz emin değilim.
Karşımda yıllardır bu işi yapan bir prof olduğu için ben abartıyorum herhalde diye düşünüyorum bir yandan ama bir yandan da hiç iyi hissettirmedi bana bugünkü gidişim. Böyle olması normal mi sizce? Yani doktor her hastasını ayrı ayrı her şeyiyle hatırlayamaz belki ama sizin doktorunuz gittiğinizde sizi hatırlıyor mu daha önce konuştuklarınızla birlikte? Terapiye gidenler her gittiklerinde asıl konu üzerinde mi yoğunlaşıyorlar napıyorlar? Her çıkışınızda iyi hissediyor musunuz kendinizi yoksa “bu neydi şimdi” hissi oluyor mu hiç sizde de?
2 hafta önce ilk gittiğimde doktoru çok sevmiştim. Çok tatlı biriydi ve çıktığımda iyi hissetmiştim kendimi. Bugün pek iyi hissedemedim ama. Sanki gelen hastaya hiç bakmamış gibi bir hali vardı. Notlarına bakarak o anda hatırlamaya çalışır gibiydi. İlk gidişimde 3 farklı şey istemişti benden. 2’si benim yapmamı istediği şeylerdi ve üçüncü için de bir psikolog test yaptı online olarak. Bugün istediği şeylerden birinin üzerinde konuştuk biraz ama asıl gitme sebebim olan ikinci şeyi hiç sormadı bile “yaptın mı” falan diye. Psikolog için de “bakayım bana sonuçları göndermiş mi” deyip benim yanımda baktı ve psikoloğun sonuç falan atmadığını o anda fark etti. “Çok uzun bir testti o yüzden hemen sonuç çıkaramamış olabilir” falan dedi o an ama biz testi yapalı 10 gün oldu ve ciddi para ödedim yani ben o teste. Bu kadar umursamaz olmaları canımı sıktı biraz.
Doktor alanında ünlü bir prof ve kendi yerine gidiyorum. Duyduğum terapi ücretlerinin hepsinden daha fazla bir ücret ödüyorum. O test için de terapiden de daha yüksek bir ücret ödedim. İlk gittiğimde çok mutlu ayrılmıştım ama bugünkü bu umursamaz tavırlar biraz rahatsız etti açıkçası beni. Yani asıl gitme sebebimin hiç konusu bile geçmedi bugün ve sanki çok daldan dala 40 dk konuşmuşuz gibi geldi bana. Bu arada yapmak isteyip cesaret edemediğim bir şey için “mutlaka kursa yazıl” dedi 2 kere özellikle ama asıl konumuzla ilgili şeyi sormadı bile ve bunun da üstüne düşecek miyiz emin değilim.
Karşımda yıllardır bu işi yapan bir prof olduğu için ben abartıyorum herhalde diye düşünüyorum bir yandan ama bir yandan da hiç iyi hissettirmedi bana bugünkü gidişim. Böyle olması normal mi sizce? Yani doktor her hastasını ayrı ayrı her şeyiyle hatırlayamaz belki ama sizin doktorunuz gittiğinizde sizi hatırlıyor mu daha önce konuştuklarınızla birlikte? Terapiye gidenler her gittiklerinde asıl konu üzerinde mi yoğunlaşıyorlar napıyorlar? Her çıkışınızda iyi hissediyor musunuz kendinizi yoksa “bu neydi şimdi” hissi oluyor mu hiç sizde de?
Bu aralar ev dekorasyonuna sardığım için “Daire” kanalının daha önce izlemediğim birkaç videosunu izledim bugün ve hepsinde dikkatimi çeken bir şey oldu. Ev sahipleri hep evlerinde sofra kültürünün çok önemli olduğunu, masa dışında bir yerde bir sandviç bile yemediklerini, evdeki en önemli yerin yemek odası ve oradaki muhabbetler olduğunu falan söylediler. Hepsinin yemek odaları ya da masalarının çevresi de inanılmaz özenliydi.
Biz de tam tersi tabak hazırlayıp koltuğa yayılarak elimizde ya da sehpa üzerinde dizi, youtube vs izlerken yemek yiyoruz evde. Hava güzel olursa terasta masada yemek yiyoruz bazen ama teras dışında hep kanepedeyiz. Zaten terastakinden başka doğru düzgün yemek masası bile yok evde.
Çoğunluk bizim gibi mi yoksa Daire’dekiler gibi mi merak ettim ben de. Siz evinizdeyken nerede yemek yiyorsunuz? Böyle masada oturma ve düzgün sofra kurma ihtiyacı hisseder misiniz hep yoksa koltukta, kanepede bir şeyler izleyerek mi yemek yersiniz?
Biz de tam tersi tabak hazırlayıp koltuğa yayılarak elimizde ya da sehpa üzerinde dizi, youtube vs izlerken yemek yiyoruz evde. Hava güzel olursa terasta masada yemek yiyoruz bazen ama teras dışında hep kanepedeyiz. Zaten terastakinden başka doğru düzgün yemek masası bile yok evde.
Çoğunluk bizim gibi mi yoksa Daire’dekiler gibi mi merak ettim ben de. Siz evinizdeyken nerede yemek yiyorsunuz? Böyle masada oturma ve düzgün sofra kurma ihtiyacı hisseder misiniz hep yoksa koltukta, kanepede bir şeyler izleyerek mi yemek yersiniz?
İnternetten almıştım ve beklediğimden çok daha ince geldi. Elbiseyi beğendiğim için iade etmek de istemiyorum ama inanılmaz ince ve çok bariz iç gösteriyor. Yine de bunu giymenin bir yolu var mı sizce? Altına şort giysem olur mu mesela? Şort da belli olunca iyice kötü olur gibi geliyor ama bilemedim. Şortla giyilir derseniz de nasıl bir şort giymek gerekir?
Yeni eve taşındığımdan beri plaklar için düzgün bir şey alamadım. Yanlış olduğunu bile bile üst üste dizmiştim ilk taşındığımda, sonra da unuttum gitti öyle. Şimdi plaklarımı düzgünce dizebileceğim bir saklama kutusu almak istiyorum ama böyle aratınca inanılmaz kısıtlı sonuçlarla karşılaştım. Sadece 4-5 seçenek bulabildim ve hiçbiri içime sinmedi. Zaten fazla yorum yok haklarında ama olan birkaç yorum da olumsuz.
Duyurunun plak koleksiyoncuları siz nasıl muhafaza ediyorsunuz plaklarınızı? Trendyol, n11, Hepsiburada vs. dışında nerden düzgün bir plaklık edinebilirim ya da buralarda satılanları önerir misiniz?
Bu arada aratınca bulabildiklerim şunlar sadece:
www.trendyol.com
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Duyurunun plak koleksiyoncuları siz nasıl muhafaza ediyorsunuz plaklarınızı? Trendyol, n11, Hepsiburada vs. dışında nerden düzgün bir plaklık edinebilirim ya da buralarda satılanları önerir misiniz?
Bu arada aratınca bulabildiklerim şunlar sadece:
www.trendyol.com
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Kutusunu açar açmaz şarja takmıştım ama kafama göre 3 saat falan sonra çekmiştim. Ertesi gün fırçalarken durdu bir anda. Sonra denediğimde de çalışmadı. Kullanım kılavuzunda şarj süresi yazmıyor ve bununla mı ilgilidir diye araştırırken oral b için 16 saat ilk şarj falan yazıldığını gördüm. Şimdi tekrar taktım şarja ama 60-70 saniyeden sonra durması kısa süre şarj etmemle mi ilgilidir acaba yoksa başka bir sıkıntı olabilir mi üründe?
Altı üstü bir tuşu olan basit bir şeyi bozmayı becermemişimdir diye umarak sizin ne kadar sürede şarj ettiğinizi ve nelere dikkat ettiğinizi merak ediyorum. Philips Sonicare bu arada benimki.
Altı üstü bir tuşu olan basit bir şeyi bozmayı becermemişimdir diye umarak sizin ne kadar sürede şarj ettiğinizi ve nelere dikkat ettiğinizi merak ediyorum. Philips Sonicare bu arada benimki.
Her şey dahil bir otelde tamamen dinlenmekten, yiyip içip havuza ya da denize girmekten ibaret bir tatil için soruyorum. Hiç böyle bir tatile tek başınıza çıktınız mı? Özellikle şimdiki gibi yaz sezonu dışında yapan oldu mu merak ediyorum. Yapan olduysa eğer nasıl geçti tek başınıza? Sıkıldınız mı yoksa iyi mi geldi size?
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden.
Ayda yılda bir görüştüğüm bir arkadaşım yanındaki hiç tanımadığım arkadaşıyla günler öncesinden yaşadığım şehre gelmiş. Beni hiç arayıp sormadı bu süre boyunca. Kaldıkları kişinin yanından çıkmaları gerekince bize gelmek için yazdı bana. Ben de bahane bulup kabul etmedim. Zaten pandemide her yere girip çıktıklarını bildiğim insanlar ve arkadaşını hiç tanımıyorum bile. Ki evim de küçük, kardeşim sabah 9’da salonda işe başlıyor. Yani hem yaptığına sinir oldum hem de bu dönemde zaten pek mantıklı değildi ama yine de bi “ayıp mı oldu” düşüncesi geldi bana.
Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Yani bir yeri gezmeye gidecekken otel ayarlamak yerine sırf bedavaya getirmek için orda yaşayan tanıdıklarınızdan evlerinde kalmayı talep eder misiniz? Ya da birisi size bu şekilde gelse ne düşünürsünüz? Couchsurfing gibi daha çok yurt dışında olan şeyleri ayrı tutuyorum tabii ki. Orda iki tarafın da karşılıklı talebi söz konusu. Benim bahsettiğim bir anda çat diye bir aramayla akşam evde bir ya da daha fazla kişi için kalacak yerinizin olup olmadığının sorulması.
Ayda yılda bir görüştüğüm bir arkadaşım yanındaki hiç tanımadığım arkadaşıyla günler öncesinden yaşadığım şehre gelmiş. Beni hiç arayıp sormadı bu süre boyunca. Kaldıkları kişinin yanından çıkmaları gerekince bize gelmek için yazdı bana. Ben de bahane bulup kabul etmedim. Zaten pandemide her yere girip çıktıklarını bildiğim insanlar ve arkadaşını hiç tanımıyorum bile. Ki evim de küçük, kardeşim sabah 9’da salonda işe başlıyor. Yani hem yaptığına sinir oldum hem de bu dönemde zaten pek mantıklı değildi ama yine de bi “ayıp mı oldu” düşüncesi geldi bana.
Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Yani bir yeri gezmeye gidecekken otel ayarlamak yerine sırf bedavaya getirmek için orda yaşayan tanıdıklarınızdan evlerinde kalmayı talep eder misiniz? Ya da birisi size bu şekilde gelse ne düşünürsünüz? Couchsurfing gibi daha çok yurt dışında olan şeyleri ayrı tutuyorum tabii ki. Orda iki tarafın da karşılıklı talebi söz konusu. Benim bahsettiğim bir anda çat diye bir aramayla akşam evde bir ya da daha fazla kişi için kalacak yerinizin olup olmadığının sorulması.
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar, ne cazip geliyor onlara bu ülkede?
Gitmeyi düşünenlerin de cevaplarını bekliyorum nedenleriyle. Yani neden Türkiye’den gitmek istiyorsunuz ya da istemiyorsunuz? Yaş ve cinsiyet de belirtirseniz güzel olur.
Gitmeyi düşünenlerin de cevaplarını bekliyorum nedenleriyle. Yani neden Türkiye’den gitmek istiyorsunuz ya da istemiyorsunuz? Yaş ve cinsiyet de belirtirseniz güzel olur.
Ben zaten oldum olası yemeğe aşırı düşkün bir insandım ama pandemiyle beraber iyice 7/24 yemek düşündüğümü fark ediyorum. Bir süredir evdeyim ve sürekli “ne yesem” diye düşünüp bir şeyler yiyorum. Bir de şu hayatta en sevmediğim şeylerden biri tek çeşit yemektir. 2 çeşit bile gözümü doyurmuyor çoğu zaman ve şimdi evdeyken sürekli mutfakta 3-4 çeşit yemek hazırlarken vakit geçiriyorum. Pandemide gelen 4 kiloyu saymazsak kilo sorunu olan bir insan da değilim ama sürekli yemek derdinde olup 4 kilo almış olmak, günde 2-3 saati mutfağa ayırmak falan sinirimi bozdu biraz. Şöyle az yiyip doyan ya da düz makarna yapıp sadece onunla gözü doyup mutlu olan bir insan olmak istiyorum ama hiç mümkün görünmüyor.
Siz başlıktaki hangi taraftasınız bu konuda? Yiyip içeceğini düşünmekle ve yiyip içmekle bu kadar vakit geçiren kaç kişiyiz merak ediyorum. Bir de günde kaç öğün yiyorsunuz ve özellikle akşam yemeklerinde kaç çeşit yiyorsunuz? Özellikle pandemi dönemindeki yeme içme alışkanlıklarınıza dair her şeyi yazabilirsiniz.
Siz başlıktaki hangi taraftasınız bu konuda? Yiyip içeceğini düşünmekle ve yiyip içmekle bu kadar vakit geçiren kaç kişiyiz merak ediyorum. Bir de günde kaç öğün yiyorsunuz ve özellikle akşam yemeklerinde kaç çeşit yiyorsunuz? Özellikle pandemi dönemindeki yeme içme alışkanlıklarınıza dair her şeyi yazabilirsiniz.
Ve bu sürede neler yapıyordunuz? Nasıl vakit geçiriyordunuz? Bir de çalışmamak kendi seçiminiz miydi yoksa zorunluluk muydu?
Neler var bildiğiniz?
Sözlükteki yorumları okudum da yorumların çoğu hocaların isteksizliğiyle, konu açmamasıyla falan ilgiliydi. Hiç kullanmadım ben ama çok mantıklı bir uygulama gibi geliyordu pratik için. Düşündüğüm kadar iyi değil mi acaba? Tecrübelerini paylaşabilir mi kullananlar?
Yakınlık derecenizi ve yaşınızı da belirtirseniz çok güzel olur.
Ben ilkokul ve ortaokulu farklı yerlerde okudum ve görüştüğüm bir kişi bile yok bu ikisinden. Liseden de sadece bir arkadaşım var görüşüyoruz diyebileceğim ama onunla da saçma bir ilişkimiz var. Bazen aylarca konuşmuyoruz ama bir anda karar verip Fransa’ya tatile gittiğimiz de oldu. Tatilden sonra yine 6-7 ay hiç görüşmedik. Yüzeysel sayılabilecek bir ilişkimiz var yani. Üniversiteden de sadece 2 arkadaşım var düzenli görüştüğüm ki bu ikisi de yıllardır en yakınım olan kişiler. Sürekli arayıp sorduğum sadece bu iki kişi kaldı okul yıllarımdan.
Aslında liseden ve üniversiteden birkaç kişi daha vardı ara ara telefonda konuşup aynı şehirde denk gelebilirsek görüşmeye çalıştığımız ama sebebini bilmediğim bir şekilde hiçbirini arayıp sormaz oldum ve haliyle kimse kalmadı.
Bazen çok uzun yıllardır arkadaş olan insanları görünce kendimi sorguluyorum neden kimseyle ilişkimi devam ettiremiyorum diye ama bir yandan da istemiyorum çevremde fazla insanı. Köklü ve güzel birkaç arkadaşlığım daha olsa güzel olurdu ama üşeniyorum galiba birilerini arayıp sormaya ya da başkalarının da hayatlarıyla ilgilenmeye. Diğer insanların bu konularda nasıl olduğunu da merak ettim. Siz nasılsınız bu konuda? Var mı böyle eski güzel dostluklarınız yoksa benim gibi misiniz siz de?
Ben ilkokul ve ortaokulu farklı yerlerde okudum ve görüştüğüm bir kişi bile yok bu ikisinden. Liseden de sadece bir arkadaşım var görüşüyoruz diyebileceğim ama onunla da saçma bir ilişkimiz var. Bazen aylarca konuşmuyoruz ama bir anda karar verip Fransa’ya tatile gittiğimiz de oldu. Tatilden sonra yine 6-7 ay hiç görüşmedik. Yüzeysel sayılabilecek bir ilişkimiz var yani. Üniversiteden de sadece 2 arkadaşım var düzenli görüştüğüm ki bu ikisi de yıllardır en yakınım olan kişiler. Sürekli arayıp sorduğum sadece bu iki kişi kaldı okul yıllarımdan.
Aslında liseden ve üniversiteden birkaç kişi daha vardı ara ara telefonda konuşup aynı şehirde denk gelebilirsek görüşmeye çalıştığımız ama sebebini bilmediğim bir şekilde hiçbirini arayıp sormaz oldum ve haliyle kimse kalmadı.
Bazen çok uzun yıllardır arkadaş olan insanları görünce kendimi sorguluyorum neden kimseyle ilişkimi devam ettiremiyorum diye ama bir yandan da istemiyorum çevremde fazla insanı. Köklü ve güzel birkaç arkadaşlığım daha olsa güzel olurdu ama üşeniyorum galiba birilerini arayıp sormaya ya da başkalarının da hayatlarıyla ilgilenmeye. Diğer insanların bu konularda nasıl olduğunu da merak ettim. Siz nasılsınız bu konuda? Var mı böyle eski güzel dostluklarınız yoksa benim gibi misiniz siz de?
Ya da kazanan birilerini tanıyor musunuz?
Sürekli bir yerlerden çekiliş reklamı vs. çıkıyor önüme ama bana imkansız geliyor hep böyle şeyler. Çevremde kimsenin böyle bir şeyler kazandığını da duymadım hiç. Sizin var mı böyle bir şey kazanma hikayeleriniz? Varsa nerden ve ne kazandınız?
Sürekli bir yerlerden çekiliş reklamı vs. çıkıyor önüme ama bana imkansız geliyor hep böyle şeyler. Çevremde kimsenin böyle bir şeyler kazandığını da duymadım hiç. Sizin var mı böyle bir şey kazanma hikayeleriniz? Varsa nerden ve ne kazandınız?
Acarkent, Beykoz Konakları vs. böyle şehir merkezine çok uzak olmayan ama kendi içinde izole sayılabilecek nereler var aklınıza gelen? Ve istediğiniz bir sitede maddi kaygınız olmadan yaşama şansınız olsa nerede yaşamak isterdiniz?
Bu arada benim verdiğim örnekler villa tipinde olmuş hep ama villa, daire fark etmeksizin güzel, biraz izole ve nezih bütün siteleri yazabilirsiniz.
Bu arada benim verdiğim örnekler villa tipinde olmuş hep ama villa, daire fark etmeksizin güzel, biraz izole ve nezih bütün siteleri yazabilirsiniz.
Yaşadığınız ülkeye ne kadar zaman önce, kaç yaşındayken ve ne şekilde yerleştiniz? İstediğiniz kadar ayrıntı verebilirsiniz ve ülke ismi de yazarsanız güzel olur.
Şimdi Türkiye’de yaşayan ancak hayatının bir dönemini yurt dışında geçirmiş olanların da cevaplarını bekliyorum tabii.
Şimdi Türkiye’de yaşayan ancak hayatının bir dönemini yurt dışında geçirmiş olanların da cevaplarını bekliyorum tabii.
(16)
Bir insanın araba kullanmayı bilmemesi ve öğrenmek için hevesinin olmaması
ms brownstone #1443191
Evet, bu insan benim. 6 sene önce sırf bulunsun mantığıyla ehliyet alıp sınavdan sonra da elimi sürmedim. Zaten özellikle uzun yolda biraz trafik korkum var arkada otururken bile ve araba kullanmaktan da korkuyorum. Reflekslerim de iyi değil ve hem panik oluyorum hem de bir insana ya da hayvana zarar verme korkum var sürekli. Çünkü kendimi biliyorum, önüme bir köpek ya da çocuk atlasa öyle kalakalırım muhtemelen ve hep araba kullanırsam birinin ölümüne sebep olabilirmişim gibi bir korku var içimde.
Şu an 27 yaşındayım ve İstanbul’da çok merkezi bir konumda yaşadığım, işimle evim arası mesafe sahil yolundan yürünebilir durumda olduğu için eksikliğini de hissetmemiştim hiç. Ama şimdi çevremde araba kullanmayı bilmeyen kalmadı. Birkaç sene önce benim gibi araç kullanma korkusu olan arkadaşlarım tek tek arabalarını aldılar. En azından kullanmayı öğrensem mi diyorum ama gerçekten zerre kadar hevesim de yok ders alıp İstanbul trafiğine girmeye falan.
Yani bir yanım en azından bilmeliymişim gibi düşünüyor, diğer yanım ben ve benim gibi sürücü adaylarının diğer canlıları tehlikeye atmaması için trafiğe asla girmemesi gerektiğini düşünüyor. Ve hiçbir yanım araba kullanmaya heves etmiyor.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Herkes bir şekilde araba kullanabilip ne olursa olsun trafiğe girebilmeli mi sizce? Yoksa bilmeyen ve heves etmeyen insanlar da olabilir mi böyle? Bu arada en büyük korkum da şimdi bu yaştayken yapamayıp erteleyip sonra geç kalmış olmak. Sırf bu yüzden bile olsa kendimi zorlayıp öğrenmeli miyim?
Şu an 27 yaşındayım ve İstanbul’da çok merkezi bir konumda yaşadığım, işimle evim arası mesafe sahil yolundan yürünebilir durumda olduğu için eksikliğini de hissetmemiştim hiç. Ama şimdi çevremde araba kullanmayı bilmeyen kalmadı. Birkaç sene önce benim gibi araç kullanma korkusu olan arkadaşlarım tek tek arabalarını aldılar. En azından kullanmayı öğrensem mi diyorum ama gerçekten zerre kadar hevesim de yok ders alıp İstanbul trafiğine girmeye falan.
Yani bir yanım en azından bilmeliymişim gibi düşünüyor, diğer yanım ben ve benim gibi sürücü adaylarının diğer canlıları tehlikeye atmaması için trafiğe asla girmemesi gerektiğini düşünüyor. Ve hiçbir yanım araba kullanmaya heves etmiyor.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Herkes bir şekilde araba kullanabilip ne olursa olsun trafiğe girebilmeli mi sizce? Yoksa bilmeyen ve heves etmeyen insanlar da olabilir mi böyle? Bu arada en büyük korkum da şimdi bu yaştayken yapamayıp erteleyip sonra geç kalmış olmak. Sırf bu yüzden bile olsa kendimi zorlayıp öğrenmeli miyim?
Hem görsel olarak hem de kullanım kolaylığını düşününce hangisi daha güzel sizce? Ve kadınlara sorum hangi markalardan yapıyorsunuz mayo ve bikini alışverişlerinizi?
Hangi renktir?
Benimle birlikte bir kişiyi daha rezil ettim yine çok fazla insana. Şu an çok kötü hissediyorum kendimi. Allah aşkına bir şey söyleyin :( Böyle çok kötü bir şey olunca, içimize çok büyük bir şey oturunca ne yapıyorduk? Nasıl sakinleşiyorduk?
(10)
Bir ülkeden ev alarak ya da bir ülkede yatırım yaparak oturum izni almak
ms brownstone #1437388
İnternette biraz araştırınca sadece 250 bin euroluk bir ev alarak Yunanistan’dan ya da 500 bin euroluk bir ev alarak İspanya’dan direkt oturum izni alınabilirmiş gibi anlatılıyor hep. Ev dışında ekstra herhangi bir şey yazmıyor oturum izni için. Gerçekten bu kadar kolay mı bu işler? Parası olan herkes istediği zaman Yunanistan ya da İspanya’dan oturum izni alabiliyor mu yani böyle? Eğer böyle değilse bu oturum izinlerinin gerçek işleyişi nasıl oluyor?
Hemen vatandaşlık verilmediğimi biliyorum. En az bilmem kaç sene o ülkede yaşamak, dil sınavını geçmek gibi şartlar oluyormuş vatandaşlık için. Ama oturum izni için para dışında hiçbir şey yazmıyor. Tecrübesi ya da konu hakkında bilgisi olanlar beni de aydınlatabilir mi biraz?
Hemen vatandaşlık verilmediğimi biliyorum. En az bilmem kaç sene o ülkede yaşamak, dil sınavını geçmek gibi şartlar oluyormuş vatandaşlık için. Ama oturum izni için para dışında hiçbir şey yazmıyor. Tecrübesi ya da konu hakkında bilgisi olanlar beni de aydınlatabilir mi biraz?
1-Dalgasız
2-Tamamen ya da çok büyük oranda kum
3-Yosunsuz ve gerçekten temiz
2-Tamamen ya da çok büyük oranda kum
3-Yosunsuz ve gerçekten temiz
Kendisi bir tane kirazı çekirdeğiyle birlikte yedi. Kendi köpeğim varken meyvelerin köpeklere etkisini araştırmıştım ama o da zaten meyve yiyen bir hayvan olmadığı için sadece üzüm kalmış aklımda zararlı meyve olarak. Kirazı aldığını görünce müdahale etmedim bu yüzden. Kendisi de çekirdeğini de yedi. :( İnternette bakınca kirazın hem siyanür zehirlenmesine sebep olabileceği hem de çekirdeklerinin bağırsaklarda tıkanıklık yapabileceği yazıyor. Sadece bir tane yedi ama küçük cins olduğu için korkuyorum. Bir şey olma ihtimali var mı gerçekten? Veteriner ya da tecrübeli köpek sahipleri varsa aramızda ve cevaplarsa çok sevinirim. Veterinere gitmeli miyiz yoksa abartıyor muyum bir tane kirazı? Cinsi pomeranian bu arada yani fazlasıyla küçük. :(
1) Rakının yanında en iyi giden mezeler neler sizce?
2) Carrefour’da satılan mezeler nasıldır? Vaktim kısıtlı olduğu için ve öğle sıcağında gideceğimden daha gurme yerlerden alma şansım yok gibi. Carrefour’daki mezeler iyiyse direkt ordan almayı planlıyorum. Kötü derseniz de bir ihtimal olarak Kadıköy’de bildiğiniz iyi mezeci varsa yazabilirsiniz.
2) Carrefour’da satılan mezeler nasıldır? Vaktim kısıtlı olduğu için ve öğle sıcağında gideceğimden daha gurme yerlerden alma şansım yok gibi. Carrefour’daki mezeler iyiyse direkt ordan almayı planlıyorum. Kötü derseniz de bir ihtimal olarak Kadıköy’de bildiğiniz iyi mezeci varsa yazabilirsiniz.
Ben 3.5 aydır en fazla markete gidiyorum o da haftada 1 kez falan. Aslında sağlık sektörünün içinde olunca zaten hep riskli alanda ve kalabalıktaydım zaten corona da oldum 2 ay önce ajsjs. Ama hiçbir şekilde gidip de avmdir kafedir gezmedim oturmadım. Bu süreçte sadece 3-4 kez sevdiğimiz birkaç mekana sipariş verip onları da kapıdan alıp evde ya da dışarda açık alanda yedik. Ama bakıyorum herkes dışarda yemek yiyor gayet. Alışverişler yapılıyor mağazadan mağazaya. Eve kapananlar olarak çok azınlıkta kaldık gibi hissediyorum.
Bugün de aylar sonra bir yere gidip pizza yiyesim geldi. Zaten gidersek beraber yaşadığım kardeşimle gideceğimiz için yakınımızda kimse olmayacak yine ama yine de şu durumda birçok insanın yaptığını yapıp sorumsuzca dışarı çıkmak kötü hissettiriyor.
Sizler ne durumdasınız? Avm, kafe, pub falan böyle yerlere gitmeye başladınız mı? Sizce sırf zevkine evden çıkılır mı şu zamanda?
Bugün de aylar sonra bir yere gidip pizza yiyesim geldi. Zaten gidersek beraber yaşadığım kardeşimle gideceğimiz için yakınımızda kimse olmayacak yine ama yine de şu durumda birçok insanın yaptığını yapıp sorumsuzca dışarı çıkmak kötü hissettiriyor.
Sizler ne durumdasınız? Avm, kafe, pub falan böyle yerlere gitmeye başladınız mı? Sizce sırf zevkine evden çıkılır mı şu zamanda?
Benim önümüzdeki 2 ay içerisinde 3 yurt dışı gezisi planım vardı. Portekiz, Japonya ve Danimarka. Biletleri aylar öncesinden alıp aşırı heveslenmiştim hepsine. Başka bir sürü hazırlık ve masraf da yaptım tabii. Herkes “gitme şu ortamda” falan diyor ama gidemezsem gerçekten yıkılcam sanırım ve hepsine çok gitmek istiyorum her şeye rağmen.
Sizde durumlar nasıl? Şu sıralar yurt dışı planları olanlar iptal ettiler mi gerçekten yoksa “ne olacaksa olsun” deyip gittiler mi? Mantıklı olan ne sizce bu zamanda?
Sizde durumlar nasıl? Şu sıralar yurt dışı planları olanlar iptal ettiler mi gerçekten yoksa “ne olacaksa olsun” deyip gittiler mi? Mantıklı olan ne sizce bu zamanda?
Geçen hafta Portekiz üzerinden Schengen başvurusu yapmıştım. İstenen evraklarda Sgk hizmet dökümü için kaşeli imzalı diye belirttikleri için ben de iş yerinden almıştım belgeyi. Bundan önce en son Hollanda için e devlet’ten aldığımı hatırlıyorum ama bu şekilde iş yerinden alarak da Schengen aldım daha önce. Açıkçası kaşe imza dedikleri için de böylesi daha garanti diye düşünmüştüm. Cuma günü bana mail atmışlar Sgk hizmet dökümünüzü e devlet üzerinden barkodlu bir şekilde mail atmanız gerekmektedir diye. Cumadan beri de gözümden kaçmış benim, Şimdi yapıp gönderdim ama nedense çok canımı sıktı bu iş.
Daha önce vize için ek evrak hazırlaması gerekenler olmuştur diye sizlere sorayım dedim. Böyle bir şey dezavantaj mıdır vize için? Portekiz yüzünden midir nedir bilmiyorum ama nedense zaten ilk kez gerginim vize konusunda. Daha önce hiç red yediğim ya da ek evrak göndermek zorunda kaldığım olmamıştı. “Bu zaten evraklarını bile tamamlayamamış ve mailimize de 5 günde ancak dönmüş, hiç gelmesin daha iyi” falan derler mi şimdi bana? Demezler di mi? :(
Daha önce vize için ek evrak hazırlaması gerekenler olmuştur diye sizlere sorayım dedim. Böyle bir şey dezavantaj mıdır vize için? Portekiz yüzünden midir nedir bilmiyorum ama nedense zaten ilk kez gerginim vize konusunda. Daha önce hiç red yediğim ya da ek evrak göndermek zorunda kaldığım olmamıştı. “Bu zaten evraklarını bile tamamlayamamış ve mailimize de 5 günde ancak dönmüş, hiç gelmesin daha iyi” falan derler mi şimdi bana? Demezler di mi? :(
Aklıma takıldı ama kelime bile hatırlamıyorum şarkıdan. Tek hatırladığım klibinde büyük bir masa ve masada Sezen Aksu’yle beraber oturup şarkı söyleyen insanlar olduğu. Var mıdır bu kadarcık ipucuyla şarkıyı bulabilecek birisi?
Sanırım ben bir istifçiyim ve bu saçma durumda olan başkaları da var mı diye merak ediyorum.
Evi toplamaya giriştim ve o kadar çok gereksiz şey çıktı ki yemin ederim kendimden soğudum. Özellikle kıyafet ve takı konusunda tam bir istifçiyim sanırım ben. Geçen sene giymediğim çoğu kıyafetimden kurtuldum sanıyordum ama bir baktım yine evde saçma sapan bir sürü şey var. Resmen giymeyeceğimi bile bile atamadığım kıyafetler gördüm.
Sanırım 10 üzerinden 9 falan olan istifçiliğimden ciddi ciddi kurtulmaya çok niyetlendim bu sefer. Gereksiz her şeyden kurtulacağıma inanıyorum. Siz de akıl verin, motivasyonunuzu, istifçilikten nasıl kurtulduğunuzu yazın da ben de kurtulayım bu saçma huyumdan. Ama önce: Kaç veriyorsunuz kendi istifçiliğinize? :( Ne yapıyoruz bundan kurtulmak için?
Evi toplamaya giriştim ve o kadar çok gereksiz şey çıktı ki yemin ederim kendimden soğudum. Özellikle kıyafet ve takı konusunda tam bir istifçiyim sanırım ben. Geçen sene giymediğim çoğu kıyafetimden kurtuldum sanıyordum ama bir baktım yine evde saçma sapan bir sürü şey var. Resmen giymeyeceğimi bile bile atamadığım kıyafetler gördüm.
Sanırım 10 üzerinden 9 falan olan istifçiliğimden ciddi ciddi kurtulmaya çok niyetlendim bu sefer. Gereksiz her şeyden kurtulacağıma inanıyorum. Siz de akıl verin, motivasyonunuzu, istifçilikten nasıl kurtulduğunuzu yazın da ben de kurtulayım bu saçma huyumdan. Ama önce: Kaç veriyorsunuz kendi istifçiliğinize? :( Ne yapıyoruz bundan kurtulmak için?
Dolap, Gardrops, Modacruz vs bu siteleri kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız hangisini tercih ediyorsunuz? Gerçekten bir şeyler satılabiliyor mu bu sitelerden yoksa aylarca ürünlerin beklediği vakit kaybı uygulamalar mı bunlar?
Zamanında iyi para verip pek kullanmadığım birkaç parça şeyden kurtulmak için bu tip uygulamalar geldi aklıma ama hiç internet üzerinden ikinci el alışveriş deneyimim olmadığı için sizlere sorayım dedim. Her türlü fikre ve paylaşacağınız deneyimlere açığım ikinci el alışveriş uygulamalarına dair.
Zamanında iyi para verip pek kullanmadığım birkaç parça şeyden kurtulmak için bu tip uygulamalar geldi aklıma ama hiç internet üzerinden ikinci el alışveriş deneyimim olmadığı için sizlere sorayım dedim. Her türlü fikre ve paylaşacağınız deneyimlere açığım ikinci el alışveriş uygulamalarına dair.
Kullandığınız ve memnun kaldığınız kişisel bakım ürünlerinden aklınıza ne gelirse yazabilir misiniz? Diş macunu, ped, deodorant, oje vs. aklınıza ne gelirse marka ve mümkünse ürünün tam ismiyle yazarsanız mükemmel olur.
Direkt veganlara sordum ama vegan ve cruelty free ürün kullanan herkesten fikir alabilirim şu an.
Direkt veganlara sordum ama vegan ve cruelty free ürün kullanan herkesten fikir alabilirim şu an.