2018 yılında, Dünya'nın en büyük şehirlerinden birinde, insanları 20 yıl geriden gelen leş gibi taksi ve taksicilere mahkum eden anlayışı ne ile açıklayabiliriz?
A-Zorbalık
B-İlkellik
C-Kalın kafalılık
D-Diğer
E-Hepsi
A-Zorbalık
B-İlkellik
C-Kalın kafalılık
D-Diğer
E-Hepsi
İnternette biraz bakındım fakat net bir cevap göremedim. Avrupa'daki büyük ülkeler hem futbolda hem de basketbolda varken İngiltere neden basketbolda yok? Daha popüler ve eski başka sporları olduğu için mi?
Benimki 1938 yapımı "Angels with Dirty Faces" adlı filmmiş.
Bu filmde tam olarak ne anlatılmak istenildiğiyle ilgili net bir fikri olan var mı? Nedir?
Boethius'un Felsefenin Tesellisi kitabı, satış fiyatı 15 TL, indirimli fiyatı ise 11,25 TL, işin garip tarafı kitabın üzerinde kocaman kırmızı fiyat etiketinde 9 rakamı görünüyor ve muhtemelen bilinçli olarak yırtılmış.
Pascal'ın Düşünceler kitabı, satış fiyatı 10 TL, indirimli fiyatı ise 7,8 TL, arkadaki etiketi söküyorum, kitabın üzerinde yazan fiyat 5 TL, etiketin altında bir etiket daha var ışığa tutunca 7,5 TL olduğu görünüyor.
Diğer sitelerle fiyatları karşılaştırdığımda bir sorun görünmüyor, fiyat bilgisine ulaşılan yayınevinde yine sorun yok.
Peki bu durumda kitapların üzerindeki fiyatlar neyin nesi? Uzunca bir süre rafta beklemişler de zam gelince fiyatlar geçersiz mi olmuş yoksa ortada bir çakallık mı var?
prnt.sc
Pascal'ın Düşünceler kitabı, satış fiyatı 10 TL, indirimli fiyatı ise 7,8 TL, arkadaki etiketi söküyorum, kitabın üzerinde yazan fiyat 5 TL, etiketin altında bir etiket daha var ışığa tutunca 7,5 TL olduğu görünüyor.
Diğer sitelerle fiyatları karşılaştırdığımda bir sorun görünmüyor, fiyat bilgisine ulaşılan yayınevinde yine sorun yok.
Peki bu durumda kitapların üzerindeki fiyatlar neyin nesi? Uzunca bir süre rafta beklemişler de zam gelince fiyatlar geçersiz mi olmuş yoksa ortada bir çakallık mı var?
prnt.sc
Telefon markası olarak? Hatırladığım kadarıyla akıllı telefonlar öncesi daha tercih edilen bir markaydı. Sony gibi bir markanın daha dün ortaya çıkmış markalarla aynı klasmandaymış gibi algılanması çok garip değil mi? Kaçırdığım bir nokta mı var? Yoksa farklı ürünlere yoğunlaştıkları için telefonu fazla sallamıyorlar mı?
Gidip gördüğünüz ve çok beğendiğiniz nereler var?
Ankara'dan akşam 6'da hareket edecek trene yetişmek için İstanbul'dan sabah 10 bileti uygun mudur?
Bir yeri sizin gözünüzde "gelişmiş" yapan şeyleri soruyorum. Ben basit bir şey yazayım, geniş ve temiz sokaklar.
Kısa, anlamsız ve ruhsuz cümlelerden oluşan son derece vasat bir kitap. Koca kitapta kayda değer 5-6 cümle vardı. Gerisi laf kalabalığı. Beğenenler varsa, hangi sebeple beğendiklerini merak ediyorum.
Yıllardır bir türlü anlamlandıramadığım konulardan biri. Devlet olarak, insanları sahip olmadıkları gelir/varlık üzerinden, böyle bir istekte bulunmadıkları halde borçlandırmak ve dahası borçlu bulundukları dönemde onları ödemeye mahkum oldukları bedelin karşılığı olan hizmetten mahrum etmek hiç şüphesiz adil olmayan ve hatta zorba bir uygulama değil mi? Böylesine saçma bir uygulama nasıl oluyor da 5 yıldır devam edebiliyor?
Kariye müzesine Sirkeci'den, Emirgan Korusu'na Kabataş'tan nasıl gidebilirim?
Dram, gerilim, gizem, suç, romantik seven kişi ne izlesin?
Yazacağım kitapları okuyanlar varsa beğenip beğenmediklerini yazabilir mi?
Yaşamak, Mektupların Romanı, Hayalperestler, Baştan Çıkarıcının Günlüğü, Muhteşem Vahşi Dünya, Dönüş, Az Seçilen Yol, Damızlık Kızın Öyküsü, Momo, Dirilen Şehir, Yüz Gün, Ölesiye Yaşamak, Dört Arketip, Ulusların Düşüşü, Kaygı Kavramı, Ekmeğimi Kazanırken, Huzur, Devlet ve Anarşi, Yüzyıllık Yalnızlık, Leviathan, Sivil İtaatsizlik-Yürümek, Alçaklığın Evrensel Tarihi, Mülksüzler, Ekmeğin Fethi, Biricik ve Mülkiyeti, Aydınların İhaneti, Gecenin Sonuna Yolculuk, Paranın Yükselişi, Entegrizm, Mübarek Toprak, Parma Manastırı, Onca Yoksulluk Varken, Körlük, Minima Moralia, Gönül Yakınlıkları, Deliliğe Övgü, Ekmek Arası, Yaşama Uğraşı, Felsefenin Tesellisi, Kırmızı ve Siyah, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı, Uygarlık Yargılanıyor, Yaşayanlara Çağrı
Yaşamak, Mektupların Romanı, Hayalperestler, Baştan Çıkarıcının Günlüğü, Muhteşem Vahşi Dünya, Dönüş, Az Seçilen Yol, Damızlık Kızın Öyküsü, Momo, Dirilen Şehir, Yüz Gün, Ölesiye Yaşamak, Dört Arketip, Ulusların Düşüşü, Kaygı Kavramı, Ekmeğimi Kazanırken, Huzur, Devlet ve Anarşi, Yüzyıllık Yalnızlık, Leviathan, Sivil İtaatsizlik-Yürümek, Alçaklığın Evrensel Tarihi, Mülksüzler, Ekmeğin Fethi, Biricik ve Mülkiyeti, Aydınların İhaneti, Gecenin Sonuna Yolculuk, Paranın Yükselişi, Entegrizm, Mübarek Toprak, Parma Manastırı, Onca Yoksulluk Varken, Körlük, Minima Moralia, Gönül Yakınlıkları, Deliliğe Övgü, Ekmek Arası, Yaşama Uğraşı, Felsefenin Tesellisi, Kırmızı ve Siyah, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı, Uygarlık Yargılanıyor, Yaşayanlara Çağrı
Öyle ya da böyle bir ilçe ve yaz aylarında hayvan gibi ziyaretçi çekiyor. Deniz yolu dışında ulaşım olmadığı halde neden daha sık sefer konmuyor? Ne zaman binsem dehşet verici bir kalabalık oluyor, insanlara eziyetten başka bir şey değil. Adalar'da yaşayan insanlar tarafından hiç şikayet konusu olmuyor mu acaba?
Okuyanlarınız vardır muhakkak, nasıldı? Akıp gitti mi yoksa zorlandınız mı? Ne hissettirdi?
kullanan var mı? Kaliteleri nasıl? Birkaç yıkamadan sonra baskılı kısımları zarar görür mü?
Hangi yazarın kaç kitabını okudunuz? Benim ilk 3'üm şöyle;
4 Hesse
4 Moliere
4 Aytmatov
4 Hesse
4 Moliere
4 Aytmatov
kitaplardan önerecekleriniz olur mu? Türü çok da önemli değil, içeriği dolu olsun yeter. Listemden şunları düşünüyorum; Kör Baykuş, Küçük Prens, Dinle Küçük Adam, Matilda, İnsan Olmak, Palto.
A-Hayvan sevgisi
B-Doğa sevgisi
C-Bilgi sevgisi
D-İyilik sevgisi
E-Diğer
F-Hiçbir şey
B-Doğa sevgisi
C-Bilgi sevgisi
D-İyilik sevgisi
E-Diğer
F-Hiçbir şey
neresiydi? Doğal ya da insan yapımı olabilir.
2 katlı, içinde bölmeleri olan, kaliteli ve kullanışlı bir yemek taşıma kabını nereden bulabilirim?
Bir insan ne olursa, nasıl olursa ya da neye sahip olursa sizin gözünüzde değerli olur ve diğerlerinin önüne geçer?
Genel olarak beklentilerinizi karşılayan bir işe sahip olduğunuzu düşünelim, bu işte kaç yıl çalışınca "yeter artık" dersiniz? Şunun için soruyorum, aynı işte 10-15 yıl ve hatta daha uzun süreler çalışan insanlar var. Düşüncesi bile bana boğucu geliyor. En azından 5 yılda bir falan başka şeyler denememeli mi? Yoksa bu düşünce, ilerlemeye engel olan bir tür şımarıklık mı?
Anadolu yakasına yakın olacak şekilde tavsiye edebileceğiniz bir yer var mı?
ekrana bakarak çalışmanın yaratacağı her türden olumsuz etkileri sıralayabilir miyiz?
bir yakınlık var mı? Sonbahar doğumluyum ve bu mevsimi seviyorum, peşinden kışı severim, ilkbahar da hoşuma gitmiyor değil fakat peşinden hiç haz etmediğim yaz geldiği için arada bir soğukluk var. Sizde durumlar nasıl, yaz doğumlu olup kış seven ya da kışın doğup yaz delisi olan ters örnekler var mı aramızda?
Herhangi bir konuda bir bilgi düşünelim, eğer bu bilgiye sahip olursak büyük acılar yaşamamız gerekecek, olmazsak acı yok, hayat güzel.
Bu durumda, bilmek mi, bilmemek mi daha iyi?
Bu durumda, bilmek mi, bilmemek mi daha iyi?
Kişiye özel sorulmuş, hiçbir rahatsız ediciliği bulunmayan bir soru mutlak olarak cevabı hak eder mi, böyle bir soruya cevap vermemek nezaketsizlik midir, yoksa kişinin susma hakkı her şeyden önce mi gelir?
Benim ilk planda aklıma gelenler, Sefiller(98), Perfume, Uçurtma Avcısı, Melekler ve Şeytanlar.
daha mutludur? Hastalığı, tedavisi olmayan, şiddetli ve acı verici olarak düşünüyoruz.
Hani şu dilimizle temas ettiğimizde acıyan türden, bunun pratik bir çözümü var mı?
Bu kitabın ilk bölümünde "biliyom, ediyom, gidiyom" türünden ifadeler geçiyor. Alt sınıftan, konuşması pek de düzgün olmayan bir kişinin konuşmaları güya. Bana çok saçma ve gereksiz bir kullanım şekli gibi geldi. Bu kitabı diğer yayınevlerinden okuyan vardır mutlaka, onlarda da bu şekilde mi acaba?
Buraya Taksim civarından nasıl gidebilirim? Bayram günleri gidilirse sorun yaşanır mı?
2 basit sorum var, saçma gelebilir.
1-Gözlüklü kişi motor kullanabilir mi, sürüş açısından dezavantaj oluşturur mu?
2-Motorcuların kıyafetleri oluyor ya, bunlar kural olarak mı var, yani olmazsa olmaz mı yoksa kişinin kendi tercihine mi kalmış?
1-Gözlüklü kişi motor kullanabilir mi, sürüş açısından dezavantaj oluşturur mu?
2-Motorcuların kıyafetleri oluyor ya, bunlar kural olarak mı var, yani olmazsa olmaz mı yoksa kişinin kendi tercihine mi kalmış?
zararlı mı? Günde 1 ya da 2 kez içen kişi için?
Otobüste gidiyorsunuz, bir adam üst taraftaki tutacaklardan tutmuş, dirseği gözünüzün önüne geliyor. Hem bakış açınızı rahat edecek düzeyde kapatıyor hem de olası bir fren durumunda muhtemelen suratınıza geçirecek. Şimdi, bu durumda sözlü bir uyarı mı yoksa rahatsız olduğunuzu belli edecek şekilde kolu hafifçe ittirmek mi daha kırıcı olur karşı taraf açısından? Hangisini tercih edersiniz? Dokunmak kabalık mı?
Sessiz, sakin, yalnız, ürkütücü ve kötülük dolu. Ay, yıldızlar, şehrin ışıkları, gün doğumu ve gün batımı.
Sever misiniz, neden seversiniz, neden sevmezsiniz?
Sever misiniz, neden seversiniz, neden sevmezsiniz?
Aslında hediye alma işini zaman açısından kısıtlayan her durum benim için anlaşılmaz fakat en saçma bulduğum türü zamanın tamamen başkaları tarafından belirlendiği ve çok sayıda insanın hediyeleştiği özel günler. Yani zaten hayatı boyunca pek az şeyi tamamen kendi seçen insan nasıl olur da hediyeleşmek gibi güzel bir işi tek esprisi çoğunluk baskısıyla daha fazla tüketim olan uyduruk günlerle ilişkilendirebilir? Bu tür bir durumda insanın alacağı varsa bile hevesi kaçmaz mı?
Man On Fire, Leon, V For V, Hannibal Rising vb.
Var mı tavsiyesi olan?
Var mı tavsiyesi olan?
Basit olsun, beğendiğim filmleri yıllara göre sıralasın, türlere göre ayırsın, beğenilerime göre film önersin. Hepsi bu kadar. Var mı tavsiyeniz?
İmdb'yi biliyorum, daha basit, sade bir yer arıyorum.
İmdb'yi biliyorum, daha basit, sade bir yer arıyorum.
Mesela 35680 sayısını 35860 diye okumak veya "yüksek ateşte et pişirmek" ifadesini "yüksek ette ateş pişirmek" olarak görmek.
Nedir bunun nedeni?
Nedir bunun nedeni?
Nedir o?
Teşekkürler, zaman diyenlere katılıyorum. Söylenen diğer şeylerin değerleri hep başka başka şeylere bağlı. Oysa zamanın değeri mutlak. Mesela, ciddi bir hastalıkla uğraşan kişi, hiçbir yemeği değerli görmeyecektir. Sağlık en değerli şeylerden biridir fakat özgürlük olmayınca pek de bir şey ifade etmez. Birkaç gün sonra ölecek kişinin ne kadar sağlıklı olduğunun ne önemi var? Ayrıca zaman sürekli kaybedilen ve geri döndürülemez bir şey olduğu için en değerlidir diye düşünüyorum.
Teşekkürler, zaman diyenlere katılıyorum. Söylenen diğer şeylerin değerleri hep başka başka şeylere bağlı. Oysa zamanın değeri mutlak. Mesela, ciddi bir hastalıkla uğraşan kişi, hiçbir yemeği değerli görmeyecektir. Sağlık en değerli şeylerden biridir fakat özgürlük olmayınca pek de bir şey ifade etmez. Birkaç gün sonra ölecek kişinin ne kadar sağlıklı olduğunun ne önemi var? Ayrıca zaman sürekli kaybedilen ve geri döndürülemez bir şey olduğu için en değerlidir diye düşünüyorum.
Herhangi bir tartışmada, taraflardan biri güzelce derdini açıkladığı halde karşı tarafın, konuyla ilgili hiçbir fikir belirtmeksizin, hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediği tartışmacının kişiliğine saldırmasını ne ile açıklayabiliriz? Belki biraz cehalet, belki biraz anlamaya çalışmama ama en çok da kendi fikrine, doğrusuna güvenmeme benim için. Savunacak birşeyleri olmadığı için mecburen hücum durumu.