Bu akşam Bursa'daki Yıldız Tilbe konserine alınık bilet
osuran imam #1563550
2 kişilik biletlerinize talibiz. Özelden ulaşabilirsiniz.
Şu geldi aklıma: buradaki birikimimi euroya çevirip almanya'daki abime göndereyim, o da orda parayı faize yatırsın? Mesela 1 yıl falan faizde kalsın.
Böyle bir şey mümkün mü? Mümkünse kârlı mı?
Böyle bir şey mümkün mü? Mümkünse kârlı mı?
ailecek tatile gidelim dedik. ama güneye inmek istemedik. o nedenle daha kuzeyde bir yer bakıyoruz. akçay, ayvalık dışında bir yer... izmir'de dikili'yi duydum, ama nasıl bir yer bilmiyorum. sakin bir yer mi? plajı güzel mi? bilgisi olan var mı? bunun dışında önerilere açığız.
teşekkürler.
teşekkürler.
Ev işine girelim dedik de eksiğimiz var. 500 bin işimizi görür. Şu anda bu miktarda bir kredi çekmek mantıklı mı? Bir de illa çekeceksek hangi bankayı tercih etmeliyiz?
Altın hesabındaki altını bozdurmaya kalkıp fiziki altın almak isteyince dünya kadar zarar ediyoruz. Bankaların altın fiyatları ile kapalı çarşı fiyatlarının eşitlenme ihtimali var mı sizce? Bankada para tutmak pek akıllıca değil deniyor şu ara. En az zararla nasıl çıkılır bunun içinden?
Ne zaman izlediğimi net hatırlamıyorum; ama muhtemelen 2005 öncesi olmalı. Bir tek sahne kalmış aklımda: adamın biri, elinde bir asa, çöl gibi bir yerde duruyor. elindeki asayla çevresine daire çiziyor. o daireyi çizdikten sonra zamanda yolculuk mu ne yapıyordu. ya da belki o çember sayesinde çevresinden korunuyordu. çünkü birileri onu yakalamaya çalışıyor, fakat çember çizdikten sonra onu ele geçiremiyorlardı. yine muhtemelen bilimkurgu tarzı bir şeydi. belki izleyen biri vardır. nostalji yaparız.
Bugün öğlen yirmilik dişimi çektirdim, ama kanama durmadı. Geri gittim, doktor iki dikiş attı, ama diş eti çok sağlam olmadığı için daha fazla dikiş atamadı ve hala kanama devam ediyor. 7 saat oldu. Bu normal mi? Doktor bütün gece devam da edebilir dedi.
Her ay içerdeyim. Bu bütçe meselesini nasıl ayarlıyorsunuz? Yani ayın başında oturup şuraya şu kadar diye kalem kalem para ayırıp ay boyuncaonu tutturmak nasıl mümkün olur? Önceden birkaç ay nereye ne kadar gidiyor diye çetele mi tutmak lazım? Birkaç ay denemek istiyorum bütçe denetleme işini. Beceremezsem gene akışına bırakırım.
Zamanında bir miktar borç almıştım. O zamanki tl karşılığı 2 bin liraydı, şimdi olmuş 5 bin. Bakıyorum, euro çılgın atarken dolar yerinde sayıyor, baskılıyorlar mı napıyorlar. Yaza kadar beklesem düşme ihtimali var mı doların? Yoksa hemen ödeyeyim mi?
Binlerce defa sorulan soruyu soruyorum: bankada altın hesabı açmak mı yoksa altını fiziki olarak tutmak mı? Üç kuruş birikim yapıyoruz, o da hiç olmasın. Öyle bir ortam var ki sanki her şey bir anda çökecek, bankadan para bile çekmeyecek duruma geleceğiz. Olmayacak iş değil. O nedenle fiziki altın almak istiyorum, ama bu defa evde tutmak sıkıntılı. Arada kaldım. Şimdi karar vereyim ki bundan sonra hep aynı şekilde birikim yapacağım çünkü.
Ha bir de şu soru: hangi bankanın altın hesabı?
Ha bir de şu soru: hangi bankanın altın hesabı?
Aylık üç beş bir şey biriktirmeye çalışıyoruz. Şu an döviz mi, kkm mi, altın mı, hangisine odaklanmak lazım? Bir de bu kkm denen olayda aylık olarak hesaba para eklenebiliyor mu?
Çözülmesini beklemeden pişirsek bir şey olur mu?
Kıyafet fiyatları almış başını gitmiş. Daha kötüsü, dünya para verip doğru düzgün bir şey de alamıyoruz. Malum, kış geldi. Kazak alacağım; ama pamuk kazak bulamıyorum. Defacto ve muadillerinde pamuk yok zaten, iki yıkamada allahlarını buluyorlar. Pierre cardin'e falan baktım, yorumlar kötü. Şöyle fiyatı uçuk olmayan, iki yıkamada çökmeyecek kazak nerden bulabiliriz?
Önerebilir misiniz?
Hem Saç hem sakal için kullandığınız ve tavsiye edebileceğiniz Tıraş makinesi varsa marka model öğrenebilir miyim? 1000 lirayı aşmazsa iyi olur.
Ödeniyor mu? Özel lise ya da özel üniversite, fark etmez. Gerçi ikisinde farklı olabilir. Durum ne?
Tarsus'ta yaşamak söz konusu olsa hangi semt/mahalle idealdir? Hangi semtten/mahallelerden uzak durmak gerekir? Sorunun püf noktası şu: her gün adana tarafına gitmek gerekiyor. Bu durumda ikamet için tarsus'un en uygun yeri neresi olabilir? Kiralar yüksek değil (baktığım kadarıyla). Kira sınırı da en fazla 3000 tl olsun.
yeğen bu bölümü yazacakmış. aydın adnan menderes tutuyormuş. 180 bine girmiş. iş imkanları nasıl bunun? tercih edilebilir mi?
jung'un "dışadönük tip" dediği insanlar hangi müzikleri dinliyor? yani "neşeli" müzik denince akla ne geliyor? sadece pop müzik mi var elde? insanı dert sahibi yapan müzikler dinleye dinleye iyice depresif oldum. müzik zevkimi gözden geçirmek istiyorum. lüzumsuz bir konuymuş gibi geliyor, ama müzikle çok içli dışlı biri için önemli bence. bir de bu "neşeli" müzikle "dertli" müzik türsel olarak belirlenebilir mi? mesela sadece insana yaşama sevinci verecek bir müzik "tür"ü var mı acaba? yoksa tamamen müzisyen düzeyinde mi düşünmek lazım bunları?
Böyle bi' çılgınlık yapılır mı? Millet götürüyor tabii ama kitapların can güvenliği tehlikeye girebiliyormuş sanırım. Tek başıma gidiyorum, kapıdan almazlarsa ne yaparım?
Gittikten sonra evden istesem gönderseler daha mı mantıklı?
Gittikten sonra evden istesem gönderseler daha mı mantıklı?
Çok ayrıntı kalmamış aklımda ama bir vatandaşa "amelie tadında film önerir misin?" deyince onu önermişti. Sanırım filmin başında bir adam yolculuğa çıkıyordu, bir ormanda kayıp mı oluyordu ne oluyordu. Sonra tuhaf, köy gibi bir yere geliyordu. Burada bir şeyler oluyordu. Yanıltıcı olabilir ama adında (yani Türkçe çevirisinde) "büyük" geçiyordu. Tarih olarak 2012-2013 falan öncesi olması lazım.
Atıyorum 1870'ler boyunca hollanda'da aids hastalığı çok yaygınlaşıyor ve devlet aids ile mücadele için acil eylem planları yapıyor. Bu durumda aids hastalığına salgın denebilir mi?
Burada önemli olan hastalığın ne olduğu değil. Demek istediğim, herhangi bir ölümcük hastalık belli bir dönemde toplumun büyük çoğunluğunu tehdit ettiğinde salgın olarak adlabdırılabilir mi?
Burada önemli olan hastalığın ne olduğu değil. Demek istediğim, herhangi bir ölümcük hastalık belli bir dönemde toplumun büyük çoğunluğunu tehdit ettiğinde salgın olarak adlabdırılabilir mi?
nasıl olurdu?
Bit by bit, they realised that all was not lost, and they managed to continue with what turned out to be a very enjoyable holiday.
ilk kısmı tamam, ve'den sonraki kısmı.
Bit by bit, they realised that all was not lost, and they managed to continue with what turned out to be a very enjoyable holiday.
ilk kısmı tamam, ve'den sonraki kısmı.
The hospital stay after surgery has been shortened to as little as a week for most major operations.
Ameliyat sonrası hastanede kalma süresi bir hafta mı olmuş, yoksa eskiye göre bir hafta kısalmış mı?
Ameliyat sonrası hastanede kalma süresi bir hafta mı olmuş, yoksa eskiye göre bir hafta kısalmış mı?
We like to think, hiding the thought, that with all the marvelous ways in which we seem now to lead nature around by the nose, perhaps we can avoid the central problem if we just become - next year, say - a bit smarter.
özellikle "perhaps"e kadarki kısımda... "around by the nose" ne oluyor?
özellikle "perhaps"e kadarki kısımda... "around by the nose" ne oluyor?
Şimdi şöyle ki, yıllar evvel bizim bir dergi çıkarma projesi vardı. Sponsor filan yoktu tabii. O nedenle imece usulü yaptık, kendi aramızda toplandık, herkes ilk sayı için bir miktar para verdi. Yani yazarlar aynı zamanda belirli bir miktar para ödedi ilk sayıyı çıkarmak için. Matbaa işleriyle uğraşan iki salak vardı. Bunlar matbaaya yanlış bilgi mi vermişler, tam hatırlamıyorum, bir şeyler oldu, bize dediler ki dergi yanlış basılmış, hepsi çöpe gitti (paranın üstüne yatmış da olabilirler, ama olan oldu artık). Ben de tabii sevdiğim birkaç kişiden para almıştım, adamların yazıları da yalan oldu, paraları da. Ben de açıkçası epey mahcup olmuştum, adamlara ulaşıp özür dileyemedim bile, ha bugün telafi ederim ha yarın derken ne paralarını ödedim, ne de süreçle ilgili bilgi verdim. Tabii hiç kimse parasını alamadı. Ama benim yönlendirdiğim bir iki kişiye karşı suçluluk duygum geçmedi hala. Adamlarla irtibatım da koptu. Hatta bana dargın olduklarını tahmin ediyorum, çünkü o olaylardan önce sık sık görüşürdük. Ben bunu telafi etmek istiyorum, ama nasıl? Yani şimdi gidip siz şu kadar para vermiştiniz, onun bugünkü karşılığı şu, alın paranızı diyemem. Bu vatandaşlara ulaşıp o gün yaşananlar için, kendilerine bilgi vermediğim için özür dileyeceğim, sonra ne yapmalı nasıl davranmalı? Yani paralarını mı ödesem, yoksa başka bir şekilde, ne bileyim bir hediyeyle filan mı gönüllerini alsam?
Bu filmi hatırlayan vardır. Yaz denince aklıma ilk gelen filmlerden.
Malum, cânım yaz da geldi. Şöyle adaya düşmeli; yazın, güneşin, denizin tadının doya doya çıkarıldığı bir film önerisi alabilir miyiz mümkünse? Bu akşam etik çalışacaktım. fakat biraz kafa dağıtmak isteyip erteledim. O nedenle, seçkin bir örnek olursa mutlu olurum. Etiği astığıma değsin anlamında...
Malum, cânım yaz da geldi. Şöyle adaya düşmeli; yazın, güneşin, denizin tadının doya doya çıkarıldığı bir film önerisi alabilir miyiz mümkünse? Bu akşam etik çalışacaktım. fakat biraz kafa dağıtmak isteyip erteledim. O nedenle, seçkin bir örnek olursa mutlu olurum. Etiği astığıma değsin anlamında...
Tuhaf bir soru oldu ama böyle bir olay var. Şimdi diyelim ki adam sosyoloji çalışıyor veya matematik, felsefe filan. Yani doğa bilimleri dışında bir alanda çalışıyor olsun. Bu şahsın akademisyen olması için evrimi kabul etmesi şart mıdır? Yani hukuken değil tabii, etik olarak soruyorum. Kendi aramızda tartışırken böyle bir mesele çıktı. Farklı perspektifler var mı, merak ettim.
Kitapçığını elden çıkarmak istiyorum. Üç bin civarında kitap var sanırım. Daha fazla da olabilir. Bunları topluca bir sahafa bırakıp toplu bir para alsam ne güzel olur ama kimsenin o kadar parayı bir seferde vereceğini sanmıyorum. Sosyal medyada hesap açıp satsam başıma iş açar mıyım? yoksa yasal mıdır o yol? Nasıl bir yol izleyebilirim? Sahibinden, letgo filan denedim de iş yapmıyor o tür yerler.
Kitaplar genelde sosyal bilimler alanında kuram kitapları. Ders kitabı değil de işte kültür teorisi, sosyoloji, edebiyat, psikoloji filan. Kaliteli ve az bulunan kitaplar da var, roman şiir filan da. Yani iş yapacak şeyler. Ama mecra bulamıyorum.
Kitaplar genelde sosyal bilimler alanında kuram kitapları. Ders kitabı değil de işte kültür teorisi, sosyoloji, edebiyat, psikoloji filan. Kaliteli ve az bulunan kitaplar da var, roman şiir filan da. Yani iş yapacak şeyler. Ama mecra bulamıyorum.
Hazıe, porsiyon et döner aldım ama bugün yiyemeyeceğim. Dolaba mı atmalı bunu? Dolapta bozulur mu?
However, adult and mentally normal narrators also quite often tell things they do not fully know. Thus Rosa in Absalom, Absalom! narrates in great detail Sutpen’s fight with his negroes in the presence of his children, and then adds...
"Thus"la başlayan cümleyi anlayamadım. Sutpen kimle kavga etmiş, kimin zencileri, kimin huzuru... vb.
"Thus"la başlayan cümleyi anlayamadım. Sutpen kimle kavga etmiş, kimin zencileri, kimin huzuru... vb.
A reliable narrator is one whose rendering of the story and commentary on it the reader is supposed to take as an authoritative account of the fictional truth.
Güvenilir bir anlatıcı, okuyucunun, öyküyü anlatma ve öyküye dair yorumunu kurmaca gerçekliğin otoriter bir açıklaması olarak gördüğü biridir.
Güvenilir bir anlatıcı, okuyucunun, öyküyü anlatma ve öyküye dair yorumunu kurmaca gerçekliğin otoriter bir açıklaması olarak gördüğü biridir.
Atıyorum, çalışmanın başlığı "Türkiye'de Çocuk İşçiliği: İstanbul ve Ankara Örnekleri". Buradaki "örnekler"i nasıl ifade ediyoruz? "Examples of İstanbul and Ankara" şeklinde mi?
olur mu?
Bu anlatı tarzında, anlatan benlik tamamen geri çekilir, kendi söylemini silmeye çalışır ve yalnızca deneyimleyen benliğin iç dünyasında olup bitenleri kaydeder.
In this narrative mode, the narrating self completely withdraws, tries to erase his own discourse and only records what is happening in the inner world of experiencing self.
Bu anlatı tarzında, anlatan benlik tamamen geri çekilir, kendi söylemini silmeye çalışır ve yalnızca deneyimleyen benliğin iç dünyasında olup bitenleri kaydeder.
In this narrative mode, the narrating self completely withdraws, tries to erase his own discourse and only records what is happening in the inner world of experiencing self.
bu kitabın ingilizcesine ihtiyacım var. terminolojinin özgün haline ulaşmaya çalışıyorum.
belki ingilizcesine sahip birileri vardır veya pdf'ini bulabilir hayrına?
belki ingilizcesine sahip birileri vardır veya pdf'ini bulabilir hayrına?
Gümüşhane hakkında bilgisi olan birileri var mı? Şehrin merkeziyle ilgili biraz fikir edinmem lazım. Mesela merkezi büyük mü? İstanbul'daki bir semtle kıyaslamak gerekse neresi kadar büyük mesela? Veya batıdaki bir şehirle kıyaslanabilir mi? Sonra insanları nasıl? Ev kiraları ne durumda? Sosyal hayat hareketli mi? falan filan...
Gümüşhane hakkında bilmemiz gerekenler neler kısacası... Birkaç cümlede özetler belki birileri?
Gümüşhane hakkında bilmemiz gerekenler neler kısacası... Birkaç cümlede özetler belki birileri?
Dönemin gündelik yaşayışını iyi yansıtan filmler olarak hangileri sayılabilir? İçinde gizem filan da olabilir...
Sevdiğim bazı romanlar, hikâyeler var. Baktım kimse bunlara el atmıyor, dedim ki neden kendi senaryomu yazmayayım...
Var olan bir metni senaryoya dönüştürmek istiyorum kısacası. Atölyeler filan oluyormuş. Bunlar işe yarıyor mu? Yoksa konuyla ilgili kitap filan alsam halledebilir miyim kendim? Deneyimi olan var mı? Atölye önerisi filan da alabilirim belki.
Var olan bir metni senaryoya dönüştürmek istiyorum kısacası. Atölyeler filan oluyormuş. Bunlar işe yarıyor mu? Yoksa konuyla ilgili kitap filan alsam halledebilir miyim kendim? Deneyimi olan var mı? Atölye önerisi filan da alabilirim belki.
hemen hemen 7 yıldır deichmann'dan aldığım botları kullanıyordum. suya çamura eyvallahı yoktu. fakat geçen sene kalıbı dinlendirdiler. tekrar deichmann'dan mı alsam bilemedim. aynı model olsa alacağım, ama yok.
onun yerine kinetix, slazenger filan bakıyorum. halihazırda satılan bir marka-model önerisi varsa havalar iyice bozmadan alayım. temel şartım su ve soğuk geçirmemesi.
teşekkürler...
onun yerine kinetix, slazenger filan bakıyorum. halihazırda satılan bir marka-model önerisi varsa havalar iyice bozmadan alayım. temel şartım su ve soğuk geçirmemesi.
teşekkürler...
Şehirlerarası bir yolculukta, otobüste izlemiştim. Pamukkale'ydi muhtemelen. Şimdi şöyle ki, zombi filmi diye hatırlıyorum; ama insanlara bulaşan bir virüsten de söz ediyor olabilir. Filmin odaklandığı bir grup insan, tarihi yapı benzeri bir kafede toplanıyordu. Zombiler mi neyse işte onlar da her yeri kaplıyordu. Muhtemelen 95-'05 arası bir filmdi. Görüntü kalitesi filan da pek iyi değildi.
Verdiğim sahneler pek ayırt edici olmadı sanırım, ama uyur uyanık izlemiştim. Aklımda pek bir şey kalmamış.
Verdiğim sahneler pek ayırt edici olmadı sanırım, ama uyur uyanık izlemiştim. Aklımda pek bir şey kalmamış.
Yandex disk filan bir şey olmaz değil mi? Aniden çöküp dosyaları yalan etmesin?
Bu konuda tecrübesi olan birileri vardır belki. Gastrit yüzünden her gün bir su bardağı miktarı kadar ıhlamur içiyorum, iyi geliyor. Ama bu defa da böbrek veya karaciğere bir zararı olur mu diye düşünüyorum.
bu bölümlere kayıt olup avantaj ve dezavantajlarından söz edebilecek birileri vardır belki? genel olarak materyallerin kalitesi, sınav uygulamaları, vb.
mümkün mü?
şöyle ki, telefonun ekranı kırık. alet açılıyor, ama ekran hemen tamamen siyah. bunu satmak istiyorum; bilgisayara takıp içindeki dosyaları silerim, o sorun değil. ama mesela google hesabını, diğer hesapları, bazı uygulamaları, şifreleri silmem gerekiyor. format atmak dışında hesapları, şifreleri, uygulamaları silmenin başka bir yolu varsa o da olur.
şöyle ki, telefonun ekranı kırık. alet açılıyor, ama ekran hemen tamamen siyah. bunu satmak istiyorum; bilgisayara takıp içindeki dosyaları silerim, o sorun değil. ama mesela google hesabını, diğer hesapları, bazı uygulamaları, şifreleri silmem gerekiyor. format atmak dışında hesapları, şifreleri, uygulamaları silmenin başka bir yolu varsa o da olur.
şimdi şöyle ki yüksek lisanstan kalan borcu doktora nedeniyle erteletmiştim. fakat doktora bitmemesine rağmen geri ödeme planında ilk taksit eylül ayında başlıyor. iki şey var aklımda: ya borcu işsizlik sebebiyle tekrar erteletmek. böyle yaparsam, belki seneye kadar doktora biter ve atama gelir, ondan sonrası kolay diyorum. ikinci seçenek şu: ödemeyi ertelemem ve bir yıl boyunca taksitlerin süresi geçer, belirli bir faiz de işler, birinci yılın sonunda borç ziraat'e düşer, toplu bir ödeme yapıp ondan sonra normal ödeme planında devam ederim. bunu düşünmemin nedeni az da olsa faizden kaçmak. çünkü 14 binlik borç zaten erteleme yüzünden 24 oldu.
hangisi makul? deneyimi olan vardır illa ki...
hangisi makul? deneyimi olan vardır illa ki...
6-7 yıl kadar önce bazı arkadaşlardan aldığım borçlar oldu; bunları bu sene içinde kapatmayı planlıyorum. ama 2012'de, atıyorum 1000 lira aldıysam o zamanki değeriyle bu zamanki değeri arasında doğal olarak fark var. bunu nasıl ayarlayabilirim? yani 1000 lira aldım, yine 1000 lira ödesem saçma olur gibi geliyor. arkadaşlardan gerçi böyle bir talep yok ama benim içime sinmiyor.
nasıl bir yol izlenir?
nasıl bir yol izlenir?
2000 lirayı geçmeyecek fm radyolu telefon var mı? bakıyorum, bulamıyorum. belki kullanan vardır. eski model olup hala satılan varsa onlar da olabilir.