İyi geceler ahali,
Şimdiye kadar neden sormaduığımı bildiğim bir sorumu sormak istiyorum. Yaş 20 ve bende 3-4 yıldır çenemden gelen sesler var. Özellikle sağdaki eklemlerin oradan. Çenemi çok yavaş açmayınca, biraz yana açınca sesler geliyor. İlk başta biraz açıp kapayınca kırtlıyordu çenei sonra bütün gün rahat ediyordum. Sonraki gün yine aynı sıkıntıyla uyanıyordum. Bazen bütün gün o sıkıntıyı çekiyordum. Sürekli bir kırtlatma isteği vardı. Birkaç defa ağzımı yana doğru açınca kırtlayabiliyordu. Ama son birkaç aydır öyle değil. Bütün gün uğraşıyorum, olmuyor. Ağrı da yapıyor. Sesler geliyor, beni rahatsız ediyor. Son zamanlarda fark etmeden dakikalarca kırtlatmaya çalıştığımı fark ettim. En sonunda başım dönüyor (yarım daire kanallarından mı neden bilmem, sarsılıyorum ama), yoruluyorum. Öyle fark ediyorum ne yaptığımı. Bazen topluluk içinde de yapmak zorunda kalıyorum ama kendime hakim oluyorum. Evde, arabada vs. sürekli ağzımı yana açıp kapıyorum.
Bu arada bende open-bite denen şey var. Yani dişlerim tam kapanmıyor. Arka dişlerde sıkıntı pek yok ama ön dişlerde alt ve üst birbirine temas etmiyor. Şunun gibi: www.google.com.tr
Şimdiye kadar neden sormaduığımı bildiğim bir sorumu sormak istiyorum. Yaş 20 ve bende 3-4 yıldır çenemden gelen sesler var. Özellikle sağdaki eklemlerin oradan. Çenemi çok yavaş açmayınca, biraz yana açınca sesler geliyor. İlk başta biraz açıp kapayınca kırtlıyordu çenei sonra bütün gün rahat ediyordum. Sonraki gün yine aynı sıkıntıyla uyanıyordum. Bazen bütün gün o sıkıntıyı çekiyordum. Sürekli bir kırtlatma isteği vardı. Birkaç defa ağzımı yana doğru açınca kırtlayabiliyordu. Ama son birkaç aydır öyle değil. Bütün gün uğraşıyorum, olmuyor. Ağrı da yapıyor. Sesler geliyor, beni rahatsız ediyor. Son zamanlarda fark etmeden dakikalarca kırtlatmaya çalıştığımı fark ettim. En sonunda başım dönüyor (yarım daire kanallarından mı neden bilmem, sarsılıyorum ama), yoruluyorum. Öyle fark ediyorum ne yaptığımı. Bazen topluluk içinde de yapmak zorunda kalıyorum ama kendime hakim oluyorum. Evde, arabada vs. sürekli ağzımı yana açıp kapıyorum.
Bu arada bende open-bite denen şey var. Yani dişlerim tam kapanmıyor. Arka dişlerde sıkıntı pek yok ama ön dişlerde alt ve üst birbirine temas etmiyor. Şunun gibi: www.google.com.tr
Hani bazı insanlarda cerrahi müdahele ile alıyorlar ya 20 yaş dişini. Bunun nedenleri ne olabilir? Ameliyat ne kadar sürüyor? Genel anestezi ile mi yapılıyor? Tecrübelerinizi ve duyumlarınızı paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.
İmç çarşısı'nda gitmem gereken bir yer var da. Açık mı oluyor acaba pazar günleri?
Yarın sabah saat 10'da Bağdat Caddesi Çiftehavuzlar tarafında olmam lazım. Birkaç sorum var:
-Deniz otobüsüyle gitmeyi düşünüyorum. Bakırköy'de orada otopark var mı? Fiyatı ne 5-6 saat için?
-Kadıköy'de mi Bostancı'da mı inmem lazım? Oradan Çiftehavuzlar'a dolmuş var mı? Hangi dolmuşlara binmem lazım?
-Deniz otobüsüyle gitmeyi düşünüyorum. Bakırköy'de orada otopark var mı? Fiyatı ne 5-6 saat için?
-Kadıköy'de mi Bostancı'da mı inmem lazım? Oradan Çiftehavuzlar'a dolmuş var mı? Hangi dolmuşlara binmem lazım?
Zor zamanlar geçiriyorum. Yine zor günler geçirmiştim geçmişte, ama hiç böyle ağır gelmemişti bu yük. Biraz açılmak istedim.
İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşadığım yoğun dersli zamanlardan sonra ağustos ayında ancak geçtim hazırlığı. Büyük ihtimalle zamanında "Bir daha olmayacak böyle" gibisinden şeyler de söylemişimdir. Halletik hazırlık dönemini bir şekilde. Gerçekten inanmıştım derslerin kötü olmayacağına. Ama işler hiç iyi gitmiyor. Hadi bazı vizelerde kötü notlar geldi, yeterli çalışmadığım için çok takılmadım. Son dakikacı mantık ya bendeki... Finallerde halledecektim, kendime güveniyordum. İkinci vizelerde bir dersim kötü geldi ve 2 puan yüzünden dersten kaldım (vize toplamı sınırı vardı derste, burada bahsetmiştim birkaç defa). Ders de çok önemli bir ders, bölümümün temelini oluşturan ders. Onu aileme söylemekle söylememek arasında kaldım, söylememem gerektiğini biliyordum. Finallerden önce ciddi manada moralimi bozacaklardı, ben de motive olmuşum kendimce finallere. Koymuşum kafaya, çalışacağım. O yük bana yetmezmiş gibi çok zor bir dersimiz var, ondan 2. vizede 0 aldım, benim gibi 10'larca insan var tabi. Ama ben sınavın kötü geçtiğini söyledim o akşam, babam bana tavır koydu, 1 gün konuşmadı benle sınavım kötü geçti diye. Kırıcı laflar söyledi. Üzüldüm tabi ama haksız değildi bazı konularda.
Geleyim asıl mevzuya. Bu dersten sınıfta kalma işi beni kötü etkiledi. Her konu derse gelmeye başladı bir ara. Televizyonda gördüğümüz bir haber bile bana dersleri sormalarına neden oluyordu. Babamın iş arkadaşı eve geliyordu, o varken ve yokken "çabuk mezun ol" diyordu babam. Ben o kaldığım dersi söylesem kötü şeyler olacak biliyordum, "2. dönem hallederim ama ya transkript isterlerse" diyordum. En sonunda "o dersin finalinden önce hasta numarası yaparım, kızmazlar sonra sınavın kötü geçtiğini söylersem" diye düşündüm ortada girebileceğim bir sınav olmamasına rağmen. Final haftası geldi, gerçekten hasta oldum. İyi not almayı düşündüğüm dersim bile çok kötü geçti iyi hazırlanamadığımdan. Dün gece 12'den sabah 6'ya kadar ders çalıştım. Ama sınavda sorumlu olduğum yerlerin sadece %30'unu falan çalışabildim. Sınav da orta bir şey gelir heralde. Ben böyle olmasını istemiyorum, çalışmak istiyorum ama yapamıyorum. Çok sıkılıyorum, içim daralıyor, bambaşka şeyler düşünüyorum (sırf ders çalışırken değil, hep böyle. Film izlerken bile kaç defa geri alıyorum dinlemeyi unuttuğum yer için).
Ben iyi değilim dostlar, sanki aklımı yitirdim "ya sınavım kötü geçerse? Ne hesap veririm. Ya bana sınavlarımı sorarlarsa?" diye diye paranoyak oldum. Ayrıca psikolojik olarak başka sıkıntılar da oldu. Durduk yerde ağlamaya başlıyorum, bu yazdığım şeyleri düşününce bir anda ter boşalıyor üzerimden. Babam ders konusunu açınca nabzım yükseliyor, terleme başlıyorum. "Bana bir şey olsa keşke" diye düşünmeye başladım.
Ben iyi değilim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşadığım yoğun dersli zamanlardan sonra ağustos ayında ancak geçtim hazırlığı. Büyük ihtimalle zamanında "Bir daha olmayacak böyle" gibisinden şeyler de söylemişimdir. Halletik hazırlık dönemini bir şekilde. Gerçekten inanmıştım derslerin kötü olmayacağına. Ama işler hiç iyi gitmiyor. Hadi bazı vizelerde kötü notlar geldi, yeterli çalışmadığım için çok takılmadım. Son dakikacı mantık ya bendeki... Finallerde halledecektim, kendime güveniyordum. İkinci vizelerde bir dersim kötü geldi ve 2 puan yüzünden dersten kaldım (vize toplamı sınırı vardı derste, burada bahsetmiştim birkaç defa). Ders de çok önemli bir ders, bölümümün temelini oluşturan ders. Onu aileme söylemekle söylememek arasında kaldım, söylememem gerektiğini biliyordum. Finallerden önce ciddi manada moralimi bozacaklardı, ben de motive olmuşum kendimce finallere. Koymuşum kafaya, çalışacağım. O yük bana yetmezmiş gibi çok zor bir dersimiz var, ondan 2. vizede 0 aldım, benim gibi 10'larca insan var tabi. Ama ben sınavın kötü geçtiğini söyledim o akşam, babam bana tavır koydu, 1 gün konuşmadı benle sınavım kötü geçti diye. Kırıcı laflar söyledi. Üzüldüm tabi ama haksız değildi bazı konularda.
Geleyim asıl mevzuya. Bu dersten sınıfta kalma işi beni kötü etkiledi. Her konu derse gelmeye başladı bir ara. Televizyonda gördüğümüz bir haber bile bana dersleri sormalarına neden oluyordu. Babamın iş arkadaşı eve geliyordu, o varken ve yokken "çabuk mezun ol" diyordu babam. Ben o kaldığım dersi söylesem kötü şeyler olacak biliyordum, "2. dönem hallederim ama ya transkript isterlerse" diyordum. En sonunda "o dersin finalinden önce hasta numarası yaparım, kızmazlar sonra sınavın kötü geçtiğini söylersem" diye düşündüm ortada girebileceğim bir sınav olmamasına rağmen. Final haftası geldi, gerçekten hasta oldum. İyi not almayı düşündüğüm dersim bile çok kötü geçti iyi hazırlanamadığımdan. Dün gece 12'den sabah 6'ya kadar ders çalıştım. Ama sınavda sorumlu olduğum yerlerin sadece %30'unu falan çalışabildim. Sınav da orta bir şey gelir heralde. Ben böyle olmasını istemiyorum, çalışmak istiyorum ama yapamıyorum. Çok sıkılıyorum, içim daralıyor, bambaşka şeyler düşünüyorum (sırf ders çalışırken değil, hep böyle. Film izlerken bile kaç defa geri alıyorum dinlemeyi unuttuğum yer için).
Ben iyi değilim dostlar, sanki aklımı yitirdim "ya sınavım kötü geçerse? Ne hesap veririm. Ya bana sınavlarımı sorarlarsa?" diye diye paranoyak oldum. Ayrıca psikolojik olarak başka sıkıntılar da oldu. Durduk yerde ağlamaya başlıyorum, bu yazdığım şeyleri düşününce bir anda ter boşalıyor üzerimden. Babam ders konusunu açınca nabzım yükseliyor, terleme başlıyorum. "Bana bir şey olsa keşke" diye düşünmeye başladım.
Ben iyi değilim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
Neden yayından kaldırılıyor? Reytingleri düşüktü diye heralde. Ama internette 1 günde 300.000 civarı izlenen bir dizi neden yayından kaldırılıyor ki?
Bir de bunu yayındana kaldıran kim? Yapımcı şirket mi kanal mı karar veriyor? Başka kanal alabilir mi diziyi?
Bir de bunu yayındana kaldıran kim? Yapımcı şirket mi kanal mı karar veriyor? Başka kanal alabilir mi diziyi?
Mikroekonomi çalışıyorum da... Vergiler azalırsa neden gelir eşitsizliği artar?
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama olmuyor işte. Üniversitede 2. senem, okuduğum üniversite falan da iyi bir üniversite bu arada. Yani kolay kazanılacak bir yer değil, kazandım bir mühendislik bölümünü bir şekilde. Ama hazırlığı zar zor geçtim, okulun sınavıyla geçemedim zaten başka bir sınav ile geçtim. Şimdi ilk dönem dersler kolay falan diye ilk başta sallamadım, finalde hallederim dedim. Ama ne bileyim olmuyor işte. Geçenlerde masamı ve odamı çok güzel topladım, güzel bir çalışma ortamım oldu ama ben yine çalışmıyorum. Kitabı açıyorum, biraz bakıyorum. Bir keşimeyi sözlükten bakmam gerekiyor. Sözlüğü açıyorum, sonra deftere bakıyorum ne yazmışım diye. Defteri okuyorum birkaç satır. Çayımı tazeliyorum, deftere mi çalışsam kitaba mı çalışsam diye düşünüyorum. Defter dediğim de fotokopiler bu arada. Kitap 1.000 (bin) sayfadan fazla oluyor genelde. Notlardan çalışmaya karar veriyorum. Ama bunları yaparken aklımdan başka bir sürü şey geçiyor. Kendi kendime konuşuyorum. Bazen bir kitabın sayfası yarım saatten fazla bir süre önümde açık olabiliyor (etkin olarak kitaptan çalıştığım zaman bile).
Haftalık planlar yapıyorum ama hiç uymuyorum. Ertelemeye başlıyorum. Mesela dün gece 2-3 saat çalışmak vardı kafamda. Ama içim sıkıldı aşırı derecede. Yatayım yarın çalışırım dedim. Bugün de önemli bir iş yapmamakla birlikte sadece 10 dakika verimli olarak çalıştım.
Çok zor geliyor bana çalışmak. Bazen istekli oluyorum ama birinin bir sözü bitiriyor bütün isteğimi. Çalışmam lazım, ama yapamıyorum. Neden böyle arkadaşlar :(
Haftalık planlar yapıyorum ama hiç uymuyorum. Ertelemeye başlıyorum. Mesela dün gece 2-3 saat çalışmak vardı kafamda. Ama içim sıkıldı aşırı derecede. Yatayım yarın çalışırım dedim. Bugün de önemli bir iş yapmamakla birlikte sadece 10 dakika verimli olarak çalıştım.
Çok zor geliyor bana çalışmak. Bazen istekli oluyorum ama birinin bir sözü bitiriyor bütün isteğimi. Çalışmam lazım, ama yapamıyorum. Neden böyle arkadaşlar :(
Sanırım 4 sene kadar önce yasaklanmış mıydı ne olmuştu. Ondan beri doğru düzgün mp3 indiremez oldum. Hala var mı limewire?
Hani bu genç 2009'da Eurovision'a çıkıp 1. olmuştu ya. Tabi o zamanlar anlamamışım, bu adam kemanla playback mi yapıyormuş yahu?
Performans bu: www.youtube.com
Tabi cevap belli, onun da farkındayım ama o zamanlar hiç dikkat etmemişim.
Performans bu: www.youtube.com

Tabi cevap belli, onun da farkındayım ama o zamanlar hiç dikkat etmemişim.
Var mı içinde "karanfil" kelimesi geçen güzel türkü veya şarkılar?
Benim anlamadığım bir şey var. Neden yılbaşında özel olarak içki içilir ki? Yılbaşını kutlamamızı Türk insanının bir şey kutlamak için bahane aramasına bağlıyorum ben, ki bu normal bir şey gibi geliyor. Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak için bir yol olabilir yılbaşı kutlamaları. Ama neden içki içmek bunun en önemli parçası gibi bir şey oluyor? Yok yani ne insanlar tanıdım ilk içkilerini yılbaşı gecesi içen, yılbaşı gecesi için günler öncesinden içki alan vs. Bugün okulda da çok duydum "ailemle içicem" "arkadaşımla şunu içicem" "bunu içsem kokudan anlarlar mı" gibi şeyler. Bir açıklamasını ben bulamıyorum, siz bulabildiniz mi?
Sizi rahatsız eder mi? Mesela ben yemek yerken birinin bana 2-3 saniyeden fazla bakması beni rahatsız eder. Yemeği gayet düzgün bir şekilde yiyorum ama rahat rahat yemek istiyorum.
Şimdi ben bu insanı uyarsam "ne baktın" diye (ortam aile ortamı bu arada) tepki çeker miyim?
Şimdi ben bu insanı uyarsam "ne baktın" diye (ortam aile ortamı bu arada) tepki çeker miyim?
Şimdi benim nefret ettiğim bir durum var. Uzun bir süredir iPhone'da boş hafız alanı sıkıntısı çekiyorum. En az 1 yıldır 100 megabyte'ın altında dolaşıyor. Sürekli uygulamalar siliyorum geri yüklüyorum falan, çok fotoğraf çeken bir insanım.
Mesela diyelim Instagram 20 MB boyutunda bir uygulama. Sen 10 dakika gez instagram'da, fotoğraflara falan bak. O oluyor sana 100 MB. Telefonda yer kalmayınca otomatik olarak o fazladan oluşan boyutu (cookies mi diyonuz artık ne diyosunuz bilmiyorum) siliyor, geriye sadece uygulama kalıyor. Ama bazen önemli şeyleri de silebiliyor salak telefon. Twitter'ı silse falan sıkıntı hiç değil ama Whatsapp'ın konuşmalarını silmişliği var.
Kısaca: Bu ekstra boyutu kendimiz sıfırlayamıyor muyuz?
Mesela diyelim Instagram 20 MB boyutunda bir uygulama. Sen 10 dakika gez instagram'da, fotoğraflara falan bak. O oluyor sana 100 MB. Telefonda yer kalmayınca otomatik olarak o fazladan oluşan boyutu (cookies mi diyonuz artık ne diyosunuz bilmiyorum) siliyor, geriye sadece uygulama kalıyor. Ama bazen önemli şeyleri de silebiliyor salak telefon. Twitter'ı silse falan sıkıntı hiç değil ama Whatsapp'ın konuşmalarını silmişliği var.
Kısaca: Bu ekstra boyutu kendimiz sıfırlayamıyor muyuz?
İyi geceler sevgili duyuran insanlar, bir konuda fikrinizi almak istiyorum.
1 yıldır sigara içiyorum. Ortalama günde 3-4 tane falan. Arada bir içmediğim oldu sağlık sorunlarından dolayı. Birkaç hafta ara verdiğim falan oldu birkaç defa ama hala devam ediyorum içmeye. Ben memnunum halimden. Ama kafama takılan bir şey var. Birkaç ay öncesine kadar haftada 1 defa falan akşam bizimkilere gidip "ben hava almaya çıkıyorum" diyip yarım saatliğine falan dışarı çıkıp çay-sigara yapıyordum, özellikle okulun tatil olduğu zamanlar. Okulda içmek rahat oluyor tabi. Birkaç aydır çok az yapmışımdır, şüpheleri azalmıştır diye tahmin ediyordum. Yazın 1 defa annem sigara kokusu aldı odamda, ben de cips yedim onun kokusu falan dedim. Camdan sarkıp içiyorum ama içeri de giriyor bazen duman. Çantamda tütün kolonyası bulunduruyorum, eve girerken kolonya sürüyorum suratıma elime falan, kokuyu azalttığına eminim. Tütün sarıp içiyorum bir süredir, o da daha az koku yapıyor tabi.
Şimdi ben eve gelince babamı karşılayınca öpüyor beni bazen, öpünce burnundan bir nefes alışı var... Öyle böyle değil. Sizce anlıyorlar mıdır sigara içtiğimi? "Kesinlikle bilmemeliler" diye bir düşüncem yok, ama üzmek istemiyorum onları. Haa bir de gizli saklı olunca daha güzel oluyor. Babam 10 sene önce bıraktı sigarayı bu arada.
Kusura bakmayın, uzun oldu.
1 yıldır sigara içiyorum. Ortalama günde 3-4 tane falan. Arada bir içmediğim oldu sağlık sorunlarından dolayı. Birkaç hafta ara verdiğim falan oldu birkaç defa ama hala devam ediyorum içmeye. Ben memnunum halimden. Ama kafama takılan bir şey var. Birkaç ay öncesine kadar haftada 1 defa falan akşam bizimkilere gidip "ben hava almaya çıkıyorum" diyip yarım saatliğine falan dışarı çıkıp çay-sigara yapıyordum, özellikle okulun tatil olduğu zamanlar. Okulda içmek rahat oluyor tabi. Birkaç aydır çok az yapmışımdır, şüpheleri azalmıştır diye tahmin ediyordum. Yazın 1 defa annem sigara kokusu aldı odamda, ben de cips yedim onun kokusu falan dedim. Camdan sarkıp içiyorum ama içeri de giriyor bazen duman. Çantamda tütün kolonyası bulunduruyorum, eve girerken kolonya sürüyorum suratıma elime falan, kokuyu azalttığına eminim. Tütün sarıp içiyorum bir süredir, o da daha az koku yapıyor tabi.
Şimdi ben eve gelince babamı karşılayınca öpüyor beni bazen, öpünce burnundan bir nefes alışı var... Öyle böyle değil. Sizce anlıyorlar mıdır sigara içtiğimi? "Kesinlikle bilmemeliler" diye bir düşüncem yok, ama üzmek istemiyorum onları. Haa bir de gizli saklı olunca daha güzel oluyor. Babam 10 sene önce bıraktı sigarayı bu arada.
Kusura bakmayın, uzun oldu.
Evet bu konudaki 3. duyurum, ama önemli bir durum. Daha önceki iki duyurumu (www.eksiduyuru.com ve www.eksiduyuru.com) çok kısa özetleyeyim. Önemli bir dersin ilk iki vizesinden toplamda 60 almak gerekiyor finale girebilmek için, ben toplam 57 almışım. Finale iyi çalışan bir psikolojiye sahibim, öyle hallederim diyordum. Ama işte son sınavdan 19 almışım. Hocaya gittim 22 yapsın diye, çok rica ettim. "Ödev verin yapayım, proje verin yapayım" dedim. Kabul etmedi ve beni derslerde görmediğini falan belirtti. "Hayır ben sizin derslerinize geliyorum" dedim. Derslere sözlü olarak katılmadığımı söyledi ve ben de kabul ettim.
Hocanın savunması "Bu dersi alan 300 kişi var, herkesin notunu mu yükselteyim?" diyor. Bana mantıklı gelmiyor bu.
Şimdi haftada 3 dersi var hocanın. Ben derslerine gidip bir kendimi göstersem mi? Derse sözlü olarak katılmam ama en arkalara oturuyordum, belki daha göz önünde bir yere otururum. Gerçi önler de kalabalık, orada daha az görür beni.
Rüyamda derse gidip hocanın gözünün içine bakıyorum acı acı, en sonunda kabul etti not yükseltmeyi. Gerçek hayatta da etme ihtimali var mı? Ne yapayım ben şimdi?
Hocanın savunması "Bu dersi alan 300 kişi var, herkesin notunu mu yükselteyim?" diyor. Bana mantıklı gelmiyor bu.
Şimdi haftada 3 dersi var hocanın. Ben derslerine gidip bir kendimi göstersem mi? Derse sözlü olarak katılmam ama en arkalara oturuyordum, belki daha göz önünde bir yere otururum. Gerçi önler de kalabalık, orada daha az görür beni.
Rüyamda derse gidip hocanın gözünün içine bakıyorum acı acı, en sonunda kabul etti not yükseltmeyi. Gerçek hayatta da etme ihtimali var mı? Ne yapayım ben şimdi?
Bu akşam sınavım var. Fonksiyonlar, array'ler, string'ler falan hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Onları öğrenmem lazım.
Birinden biraz bile olsun anlatmasını istesem biraz hayvanlık olur gibi. O yüzden ben sizden güzel bir kaynak rica edeyim. Tercihen Türkçe, o daha rahat olur. Açıklayıcı olsa sevinirim.
Birinden biraz bile olsun anlatmasını istesem biraz hayvanlık olur gibi. O yüzden ben sizden güzel bir kaynak rica edeyim. Tercihen Türkçe, o daha rahat olur. Açıklayıcı olsa sevinirim.
İyi geceler herkese, sizinle bir derdimi paylaşmak istiyorum.
Çarşamba akşamı yazmıştım buraya. İlk iki vizeden toplam 55 almıştım. 60'ın altında alanlar finale giremiyor. Benim de bir şekilde o finale girmem lazımdı. Hoca sonraki gün itiraz etmek isteyenler için bir saat belirledi, ben de gittim oraya. Yarım saat oranın rahatlamasını bekledim hocayla rahat rahat konuşmak için. En sonunda hocayla konuştuk. Yanlış toplamışlar sınav notunu, düzeltince 57 oldu ilk iki vizenin toplamı. Yani sadece 3 puan lazım finale girebilmem için. Hocadan çok rica ettim, "Ne isterseniz yaparım. Ödev olur, proje olur ne isterseniz olur. Yeter ki 3 puanı verin" dedim. Hoca "Yok öyle bir şey. Bizde ödev falan yok! Öyle bir sistemimiz yok. Çalışıp yapsaydın?! Önce çalışma sonra gel buraya fazladan not iste. Var mı öyle?!! Hem ben seni derste hiç gördüğümü de hatırlamıyorum." dedi. Halbuki ben kadını çok severdim, dersleri de çok güzeldi. Bir halt anlamazdım ama güzeldi yani. "Olur mu hocam geliyorum." dedim. "Derslere katılmıyorsun o zaman" dedi, gerçekten derste şimdiye kadar ağzımı açmışlığım yok kaç aydır. Ama sınavdan önce gittim 3-4 saat kütüphanede ders çalışmayı denedim. Hem çok doğru yerlere çalışmamışım, hem de yetmedi işte. Sonra bir de "Benim sınıfımda 150, yanda 150 var toplam 300 kişi. Herkes gelse herkese mi puan verecem" falan dedi. Yahu herkes 3 puanla mı kaçırıyor finali. Oradaki kız 91 almış gelmiş itiraz ediyor, yetmezmiş gibi notu da 95 oluyor.
Millet çok sıkıntıdayım. Yok mu bunun bir çözümü? Ne biliyim hocanın peşinde koşup rica etsem, derslerinde gözünün içine içine baksam? Oluru yok mu? Ne yapmam lazım?
Ders bir şekilde halledilir ama aile meseleleri sıkıntılı olur o aşamada, bir şekilde halletmem lazım.
Uzun oldu, umarım yardımcı olursunuz.
Çarşamba akşamı yazmıştım buraya. İlk iki vizeden toplam 55 almıştım. 60'ın altında alanlar finale giremiyor. Benim de bir şekilde o finale girmem lazımdı. Hoca sonraki gün itiraz etmek isteyenler için bir saat belirledi, ben de gittim oraya. Yarım saat oranın rahatlamasını bekledim hocayla rahat rahat konuşmak için. En sonunda hocayla konuştuk. Yanlış toplamışlar sınav notunu, düzeltince 57 oldu ilk iki vizenin toplamı. Yani sadece 3 puan lazım finale girebilmem için. Hocadan çok rica ettim, "Ne isterseniz yaparım. Ödev olur, proje olur ne isterseniz olur. Yeter ki 3 puanı verin" dedim. Hoca "Yok öyle bir şey. Bizde ödev falan yok! Öyle bir sistemimiz yok. Çalışıp yapsaydın?! Önce çalışma sonra gel buraya fazladan not iste. Var mı öyle?!! Hem ben seni derste hiç gördüğümü de hatırlamıyorum." dedi. Halbuki ben kadını çok severdim, dersleri de çok güzeldi. Bir halt anlamazdım ama güzeldi yani. "Olur mu hocam geliyorum." dedim. "Derslere katılmıyorsun o zaman" dedi, gerçekten derste şimdiye kadar ağzımı açmışlığım yok kaç aydır. Ama sınavdan önce gittim 3-4 saat kütüphanede ders çalışmayı denedim. Hem çok doğru yerlere çalışmamışım, hem de yetmedi işte. Sonra bir de "Benim sınıfımda 150, yanda 150 var toplam 300 kişi. Herkes gelse herkese mi puan verecem" falan dedi. Yahu herkes 3 puanla mı kaçırıyor finali. Oradaki kız 91 almış gelmiş itiraz ediyor, yetmezmiş gibi notu da 95 oluyor.
Millet çok sıkıntıdayım. Yok mu bunun bir çözümü? Ne biliyim hocanın peşinde koşup rica etsem, derslerinde gözünün içine içine baksam? Oluru yok mu? Ne yapmam lazım?
Ders bir şekilde halledilir ama aile meseleleri sıkıntılı olur o aşamada, bir şekilde halletmem lazım.
Uzun oldu, umarım yardımcı olursunuz.
İkinci vizem açıklanmış. İlkinden ve ikincisinden toplam 55 almışım. İkincisi 17 geldi. İkisinin toplamı 60'ın altında olanlar finale giremiyor. Ama benim mutlaka bu dönem dersi vermem lazım. Şimdi gördüm 17 aldığımı, moralim bozuldu.
Yarın hoca sınava itiraz saati koydurmuş, gidip desem "hocam lütfen bana 5 puan daha verin" desem vermez mi? Ne yapmam lazım benim? Çok da sevdiğim bir bayandır kendisi.
Yarın hoca sınava itiraz saati koydurmuş, gidip desem "hocam lütfen bana 5 puan daha verin" desem vermez mi? Ne yapmam lazım benim? Çok da sevdiğim bir bayandır kendisi.
Ya bu akşam bir cafe'de bir kız gördüm. Önce içeri girdim, sipariş falan... Sonra kahveyi beklerken gördüm kızı. Neyse sonra biraz baktım falan da öyle öküz gibi değil, 2-3 defa kısa kısa baktım. Başka bir kızla oturuyordu.
Ben normalde bölümdeki arkadaşımla bile konuşurken bir çekinirim, gerilirim biraz. Yolda birine adres soracaksam genelde (belki hep) erkeğe sorarım. Şimdi benim bu güzel kızın yanına gidip konuşma ihtimalim pek yok. Zaten burada çok da önemi yok gidip konuşmanın.
Şimdi bu işler nasıl oluyor onu merak ediyorum. Nasıl gidip konuşmak gerekiyor? Bir kağıda telefon numaramı yazıp ona verip kaçsam oluyor mu?
Ben normalde bölümdeki arkadaşımla bile konuşurken bir çekinirim, gerilirim biraz. Yolda birine adres soracaksam genelde (belki hep) erkeğe sorarım. Şimdi benim bu güzel kızın yanına gidip konuşma ihtimalim pek yok. Zaten burada çok da önemi yok gidip konuşmanın.
Şimdi bu işler nasıl oluyor onu merak ediyorum. Nasıl gidip konuşmak gerekiyor? Bir kağıda telefon numaramı yazıp ona verip kaçsam oluyor mu?
İyi akşamlar ahali. Birkaç tane sorum var:
1- Kış lastiği yokuş çıkarken yardımcı oluyor mu? Yani 45 derecelik bir yokuş var diyelim, 100 metre uzunluğunda ama çok az araba geçtiğinden dolayı genelde buzlu oluyor karlı havada. O yokuşu çıkma konusunda yardımcı olur mu?
2- Arkadan itişli araba karlı ve buzlu havalarda önden çekişli araçlara göre daha dezavantajlı derler. Doğru mudur? Neden?
3- Hangi marka ve model kış lastiği tavsiye ediyorsunuz?
Teşekkürler herkese.
1- Kış lastiği yokuş çıkarken yardımcı oluyor mu? Yani 45 derecelik bir yokuş var diyelim, 100 metre uzunluğunda ama çok az araba geçtiğinden dolayı genelde buzlu oluyor karlı havada. O yokuşu çıkma konusunda yardımcı olur mu?
2- Arkadan itişli araba karlı ve buzlu havalarda önden çekişli araçlara göre daha dezavantajlı derler. Doğru mudur? Neden?
3- Hangi marka ve model kış lastiği tavsiye ediyorsunuz?
Teşekkürler herkese.
Bu haftasonu Balkan mutfağı mı ne vardı. Hala devam ediyor mu, ne zaman bitecek? Sanki haberlerde yarın bitecek gibi duymuştum da bunun bir saati var mı?
Cumartesi gitmek istiyordum da işim çıktı, duruyorsa hala yarın akşam gitmek istiyorum.
Cumartesi gitmek istiyordum da işim çıktı, duruyorsa hala yarın akşam gitmek istiyorum.
Gidip en yakın zamanda bir bağlama almak istiyorum, uzun sap almayı düşünüyorum. Bu benim ilk bağlamam olacak. Çok düşük kalite bir şey istemiyorum ama çok iyi de olmasın. giriş seviyesinin üstünde olsun ama, telleri falan kaliteli olsun istiyorum.
edit: İstanbul-Bahçelievler'de oturuyorum.
edit: İstanbul-Bahçelievler'de oturuyorum.
Herkese iyi geceler.
Bere çok takmam ama bazen lazım oluyor. Kaliteli bir şey olsun, birkaç yıl kullanırım zaten.
Bugün biri hediye almış bir tane iyi bir markadan. Ama o katlanan berelerden olduğu için pek sevemedim. Yani kenarları katlanan tipten bir bere. Ben direk kafama geçireyim gözümün dibine kadar dümdüz indireyim tarzı bereleri seviyorum.
Sorum şunlar: 1-Siz hangi tip bere seviyorsunuz? 2-Hangi markaya bakayım?
He bu arada üzerinde marka etiketi, logosu falan olmasa sevinirim.
Bere çok takmam ama bazen lazım oluyor. Kaliteli bir şey olsun, birkaç yıl kullanırım zaten.
Bugün biri hediye almış bir tane iyi bir markadan. Ama o katlanan berelerden olduğu için pek sevemedim. Yani kenarları katlanan tipten bir bere. Ben direk kafama geçireyim gözümün dibine kadar dümdüz indireyim tarzı bereleri seviyorum.
Sorum şunlar: 1-Siz hangi tip bere seviyorsunuz? 2-Hangi markaya bakayım?
He bu arada üzerinde marka etiketi, logosu falan olmasa sevinirim.
Sizinle yaşadığım bir sıkıntıyı paylaşmak istiyorum.
Şimdi iyi bir devlet üniversitesinde okuyorum. Bunu söylememin amacı maddi durum ve yaş hakkında bir fikir edinmeniz.
Ben üniversiteyi kazanınca bir arabam oldu ne yalan söyliyim, çok şükür ilk senemin sonundan beri araba ile gidip geliyorum okula. Düşük seviye bir araba da değil. Ya bilmiyorum normal mi ama arabam olduğu bilinmesin diye çok şey yapıyorum. Okulun yakınlarına geldiğimde öndeki güneşliği dik bir şekilde indiriyorum ki kimse görmesin. Kendimi güneşliğin arkasında falan gizliyorum gerektiği zaman. Yani elimden geldiğince görünmemeye çalışıyorum. Yani bazı insanların bana karşı davranışı arabaya göre şekillenebilir diye korkuyorum. Bir erkek arabam var diye iyi arkadaş olabilir, "hee buna ben arada bir hesap falan da ödetirim, gideceğim yere arabayla bırakır bazen" diye düşünebilir. Veya bir kız benim arabam var diye bana sıcak davranabilir, "hee şu çocuğun arabası varmış" dedikoduları ile yayılabilir bu. Belki ben bir kızdan hoşlanırım, o kız da beni yolunacak kaz gözüyle görüp bana yalandan sevgi gösterirse çok üzülebilirim.
Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum ama böyle çekincelerim var. Yakın arkadaşlarım (3-4 kişi) biliyor arabamı markasıyla falan. Bugün bir derste hoca sordu "okula arabayla gelen var mı" diye, ben söylemek istemedim. Sınıf içinde hiç konuşmamamın etkisi de büyük ama yine de istemedim çok. Biri söyledi okula arabayla geldiğini, herkes döndü baktı kim bu diye.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?
Şimdi iyi bir devlet üniversitesinde okuyorum. Bunu söylememin amacı maddi durum ve yaş hakkında bir fikir edinmeniz.
Ben üniversiteyi kazanınca bir arabam oldu ne yalan söyliyim, çok şükür ilk senemin sonundan beri araba ile gidip geliyorum okula. Düşük seviye bir araba da değil. Ya bilmiyorum normal mi ama arabam olduğu bilinmesin diye çok şey yapıyorum. Okulun yakınlarına geldiğimde öndeki güneşliği dik bir şekilde indiriyorum ki kimse görmesin. Kendimi güneşliğin arkasında falan gizliyorum gerektiği zaman. Yani elimden geldiğince görünmemeye çalışıyorum. Yani bazı insanların bana karşı davranışı arabaya göre şekillenebilir diye korkuyorum. Bir erkek arabam var diye iyi arkadaş olabilir, "hee buna ben arada bir hesap falan da ödetirim, gideceğim yere arabayla bırakır bazen" diye düşünebilir. Veya bir kız benim arabam var diye bana sıcak davranabilir, "hee şu çocuğun arabası varmış" dedikoduları ile yayılabilir bu. Belki ben bir kızdan hoşlanırım, o kız da beni yolunacak kaz gözüyle görüp bana yalandan sevgi gösterirse çok üzülebilirim.
Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum ama böyle çekincelerim var. Yakın arkadaşlarım (3-4 kişi) biliyor arabamı markasıyla falan. Bugün bir derste hoca sordu "okula arabayla gelen var mı" diye, ben söylemek istemedim. Sınıf içinde hiç konuşmamamın etkisi de büyük ama yine de istemedim çok. Biri söyledi okula arabayla geldiğini, herkes döndü baktı kim bu diye.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?
Birkaç hafta önce biriyle konuşulmuş birkaç defa fakat ismi kaydedilmemiş rehbere. Şimdi o numara lazım ama telefon sahibi her gün en az 10 kişiyle konuştuğu için bu gereken numara yok artık iphone'un arama geçmişinde. Bu numara nereden bulunabilir? Var mı bir uygulaması? Biraz acil lazım.
Turkcell online islem ile denedim lakin numaranın tammaını göstermiyor o.
Turkcell online islem ile denedim lakin numaranın tammaını göstermiyor o.
Neşet Ertaş belgeseli
aguilas negras #697912
Neşet baba vefat edince televizyonda (trt anadolu muydu neydi) onun belgeselini izlemiştim. Genelde o konuşuyordu sanırım.
İnternette arayınca "garip" isimli belgesel çıktı, 115 dakikalık. Bu belgesel o mudur? Başka var mı neşet baba belgeseli?
İnternette arayınca "garip" isimli belgesel çıktı, 115 dakikalık. Bu belgesel o mudur? Başka var mı neşet baba belgeseli?
İyi akşamlar sevgili duyuranlar,
Şimdi dün gece arkadaşla yaşadığımız güzel olaylar, atraksiyonlar oldu. Şimdi ben bu arkadaşa profesyonel bir radyocu aracılığıyla telefon şakası yapsam mı? Çocuk en iyi arkadaşım diyebilirim. Bu telefon şakası 10 dakika falan sürer ama arkadaş çok gerilebilir. Bu bizim arkadaşlığımıza zarar verir mi? Vermez bence. Yaşlar 20. Arkadaş duygusaldır bu arada.
Format şu şekilde: Ben şaka malzemesini bu çok bilinen radyocuya mail atıcam, malzemeyi beğenirse güzel bir şaka yapacak ve koskoca radyo programında yayınlayacak. Ne diyonuz?
Şimdi dün gece arkadaşla yaşadığımız güzel olaylar, atraksiyonlar oldu. Şimdi ben bu arkadaşa profesyonel bir radyocu aracılığıyla telefon şakası yapsam mı? Çocuk en iyi arkadaşım diyebilirim. Bu telefon şakası 10 dakika falan sürer ama arkadaş çok gerilebilir. Bu bizim arkadaşlığımıza zarar verir mi? Vermez bence. Yaşlar 20. Arkadaş duygusaldır bu arada.
Format şu şekilde: Ben şaka malzemesini bu çok bilinen radyocuya mail atıcam, malzemeyi beğenirse güzel bir şaka yapacak ve koskoca radyo programında yayınlayacak. Ne diyonuz?
İyi akşamlar sevgili duyuranlar, sizinle anlam veremediğim bir mevzuyu paylaşacağım.
Yarın gece arkadaşın evinde kalmak istiyorum ben. 1 saat önce babama söyledim, "hayır olmaz, ben seni bırakmam" falan dedi. Kim bu arkadaşın falan dedi ama sonra. Fakat cevap vermeden konuyu kapattı, birazdan yine açacağım. Annem de aynı şekilde "hayır ben müsade etmiyorum" dedi. Arkadaşımın adı defalarca geçti evde, biliyorlar kim olduğunu. Annem nedeni yok falan dedi.
Benim aklım almıyor şu anda. Niye izin vermediler? Bana güvenmiyorlar mı acaba? Başka bir şey mi? Nedir yani? Yok yani gerçekten anlamıyorum. Ne yapayım? "Siz benim asosyal bir olmamı istiyorsunuz galiba?" mı desem? Bu da çok basit kaçıyor.
Not: yaş 20, cinsiyet erkek
Yarın gece arkadaşın evinde kalmak istiyorum ben. 1 saat önce babama söyledim, "hayır olmaz, ben seni bırakmam" falan dedi. Kim bu arkadaşın falan dedi ama sonra. Fakat cevap vermeden konuyu kapattı, birazdan yine açacağım. Annem de aynı şekilde "hayır ben müsade etmiyorum" dedi. Arkadaşımın adı defalarca geçti evde, biliyorlar kim olduğunu. Annem nedeni yok falan dedi.
Benim aklım almıyor şu anda. Niye izin vermediler? Bana güvenmiyorlar mı acaba? Başka bir şey mi? Nedir yani? Yok yani gerçekten anlamıyorum. Ne yapayım? "Siz benim asosyal bir olmamı istiyorsunuz galiba?" mı desem? Bu da çok basit kaçıyor.
Not: yaş 20, cinsiyet erkek
Ben bağlama çalmaya karar verdim, en yakın zamanda gidip bir bağlama almak istiyorum.
Şimdi bu kısa sap ile uzun sapın farkını birisi açıklayabilir mi? Çıkan ses ne kadar farklı? Elde edilen sesten başka farklı olan ne var? Bozuk düzen ile bağlama düzeninin farkı ne?
Bunlar ve bunun gibi sorulara cevap veren, genel bir bilgilendirmede bulunan herkese çok ciddi teşekkürlerimi iletirim. Sağolun.
Şimdi bu kısa sap ile uzun sapın farkını birisi açıklayabilir mi? Çıkan ses ne kadar farklı? Elde edilen sesten başka farklı olan ne var? Bozuk düzen ile bağlama düzeninin farkı ne?
Bunlar ve bunun gibi sorulara cevap veren, genel bir bilgilendirmede bulunan herkese çok ciddi teşekkürlerimi iletirim. Sağolun.
İyi haftalar sevgili duyuranlar,
Bileniniz vardır. Birkaç yıl önce Shazam'ın aylık veya yıllık şarkı bulma limiti vardı, 5 tane mi ne. Hala var mı o yoksa sınırsız mı?
Bileniniz vardır. Birkaç yıl önce Shazam'ın aylık veya yıllık şarkı bulma limiti vardı, 5 tane mi ne. Hala var mı o yoksa sınırsız mı?
Cnbc-e'de izlemiştim 10 sene kadar önce. Tünel kazıp kaçıyorlardı hapisten. En önemli ayrıntı ise mahkumlardan birinin elinde beyaz bir şey vardı, gece karanlığında o tünelden çıktıklarında o beyaz şey dikkat çekiyordu ve kaçmaya başlıyorlardı galiba. Neydi filmin adı?
Tabanca mı diyorlardı ne diyorlardı hatırlamıyorum. Bu hortumun ucuna takılan şeylerin araba yıkamada ne yararı var? Daha basınçlı falan vermek gibi?
Birkaç haftadır çok istiyorum çalmayı. Önce bir alıp kendi halimde tıngırdatmaya çalışayım, sonra ders falan alırım. Ama şu bağlamayı birkaç gün içinde almazsam bir daha ömür boyu bir müzik aleti öğrenmek istemem gibi geliyor. O yüzden şu bağlamaya başlayıp bir müzik aleti öğrenmiş olmak istiyorum.
Bağlama almak istememin sebebi sevdiğim türküleri kendim çalmak istemem, kendi çaldığım müzikle efkarlanmak, düşüncelere dalmak istemem.
Bana ne önerirsiniz? Çok cahilim. Var mıdır bu bağlamanın çeşitleri? Giriş seviyesindeki bağlamalar çok mu dandik oluyor? Bazı müzik aletleri (klarnet, belki klarinet gibi) düşük seviyede olanların çıkardığı ses kötü olabiliyormuş. Ben güzel, kaliteli, birkaç yıl çalabileceğim bir bağlama düşünüyorum.
Bu duyuruyu açmak benim için önemli bir adım. Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Bağlama almak istememin sebebi sevdiğim türküleri kendim çalmak istemem, kendi çaldığım müzikle efkarlanmak, düşüncelere dalmak istemem.
Bana ne önerirsiniz? Çok cahilim. Var mıdır bu bağlamanın çeşitleri? Giriş seviyesindeki bağlamalar çok mu dandik oluyor? Bazı müzik aletleri (klarnet, belki klarinet gibi) düşük seviyede olanların çıkardığı ses kötü olabiliyormuş. Ben güzel, kaliteli, birkaç yıl çalabileceğim bir bağlama düşünüyorum.
Bu duyuruyu açmak benim için önemli bir adım. Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Şimdi bazen twitter'dan geliyor ya "Suggestions based on bilmemne bilmemneoğlu" diye. Ve diyelim ki beni engelleyen biri var, arada bir follow butonuna basıyorum ama engelli olduğum için takip edemiyorum haliyle.
Şimdi bu kişinin adı geçerek aynı mail geliyor bana. O insan benim profilime bakıyor olabilir mi?
Şimdi bu kişinin adı geçerek aynı mail geliyor bana. O insan benim profilime bakıyor olabilir mi?
İbb trafik'te okudum. Can kaybı varmış, bütün şeritler kapanmış. Savcı bekleniyormuş. Nasıl bir kaza bu? Arkadaşım orada yolda kalmış.
İyi geceler sevgili duyuranlar,
D&R'a gittiğimde albüm kapağını gördüm, merak ettim bu adam kimdir nedir? İyi de bir abimize benziyor.
Nasıl şarkılar yapıyor acaba kendisi? Biraz bilgi verir misiniz?
D&R'a gittiğimde albüm kapağını gördüm, merak ettim bu adam kimdir nedir? İyi de bir abimize benziyor.
Nasıl şarkılar yapıyor acaba kendisi? Biraz bilgi verir misiniz?
Dün radyoda duydum, ne çok özlemişim bu şarkıyı. Çocukluğumun şarkısı, gelmiş geçmiş en güzel güftelerden biri. Hala dinliyorum, her seferinde aynı etkiliyicilikte. Tabi ki sözleri de çok güzel. Ama en güzel yanı Murat Göğebakan'ın söyleyiş tarzı, ağlamak istiyor sanki söylerken, dinleyen de istiyor.
Var mı bana önerebileceğiniz bu tarz bir şarkı. Şarkıcının söyleyişi böyle duygu dolu olsun, bir sigara yaktırsın. Murat Göğebakan'ın başka şarkısını bilmiyorum malesef, kendisinden de önerilerde bulunabilirsiniz.
Var mı bana önerebileceğiniz bu tarz bir şarkı. Şarkıcının söyleyişi böyle duygu dolu olsun, bir sigara yaktırsın. Murat Göğebakan'ın başka şarkısını bilmiyorum malesef, kendisinden de önerilerde bulunabilirsiniz.
Börek kelimesini nasıl oluyorsunuz? Direk "böbrek" der gibi net bir şekilde mi yoksa "böğrek" gibi mi okuyorsunuz.
Şimdi bir bayana "Saçlarınız boya mı" diye sormak ayıp mı? Tamam hadi bu ayıp diyelim, görünce "-Aaa saç boyanızı mı değiştirdiniz? -Evet. -Çok güzel olmuş" demek ayıp mı? Bana öyle dendi. İlki için demediler de ikincisi için ayıp dediler.
Kadın benden 10 yaş büyük ve çok güzel, sempatik bir doktor.
Kadın benden 10 yaş büyük ve çok güzel, sempatik bir doktor.
İyi geceler sevgili duyuranlar,
Kısacık bir sorum var. Şimdi birine mesaj attık diyelim, tek tik çıktı. Sonra ikinci tikin çıkması için ne gerekiyor? Bazen o ikinci tik çıkıyor ama online olmuyor. Yani ne biliyim telefonun home tuşuna basınca mı okuyor, tuş kilidini açınca mı? Ne zaman o ikinci tik?
Kısacık bir sorum var. Şimdi birine mesaj attık diyelim, tek tik çıktı. Sonra ikinci tikin çıkması için ne gerekiyor? Bazen o ikinci tik çıkıyor ama online olmuyor. Yani ne biliyim telefonun home tuşuna basınca mı okuyor, tuş kilidini açınca mı? Ne zaman o ikinci tik?
Almaya değer mi? Yeter ki ve Ama Babacığım şarkılarını çok seviyorum. Alayım mı?
Bir de Ama Babacığım şarkısı, arada bir çocuk "ama babacığım" diyor o versiyon mu?
Fiyat 17,5 lira.
Bir de Ama Babacığım şarkısı, arada bir çocuk "ama babacığım" diyor o versiyon mu?
Fiyat 17,5 lira.
Az önce bir adamın türküsü çaldı trt türkü'de. Shazam da soundhound da bulamadı. Sözleri çok iyi anlamadım galiba, google'da da bulamadım.
"Cennete gel deseler, halilim nerde, ...... nerde, belalım nerde, nerede" gibi bir şeyler diyordu. Bir buldurmasanız mı?
"Cennete gel deseler, halilim nerde, ...... nerde, belalım nerde, nerede" gibi bir şeyler diyordu. Bir buldurmasanız mı?
Gönül işleri'ni seçmeye elim pek gitmedi ama onu seçtim.
Bugün eskiden çook sevdiğim bir kızın doğumgünü. 2,5 yıl önce ona sevdiğimi sôylemiştim, "bir daha bana mesaj atma, numaramı sil" dedi. 1 saat sonra da bir erkek aradı ve "onu bir daha ararsan, yolda görünce selam verirsen bittin sen" dedi. Hiç de bunu yapacak biri de değildi halbuki. Ben de yanlış zamanda konuşmuştum. Onun üniversite sınavından bir gün sonraydı.
Onun numarasını silmemem bir tarafa, numarası hala aklımda ve eski mesajlar falan da duruyorz.
Araya başkası girdi, unutmak pek zor olmadı. Aynı ortamda bulunduğumuz 3 yıl boyunca pek de yüz vermemişti zaten.
Mesaj atıp doğumgününü kutlayasım var. Çok özel biriydi benim için. Bir de 4 sene önce ona ufak bir origami hediye yapmıştım, mesaj attım versem olur mu diye, ama istemedi. Onun da fotoğrafını atarım.
Bugün eskiden çook sevdiğim bir kızın doğumgünü. 2,5 yıl önce ona sevdiğimi sôylemiştim, "bir daha bana mesaj atma, numaramı sil" dedi. 1 saat sonra da bir erkek aradı ve "onu bir daha ararsan, yolda görünce selam verirsen bittin sen" dedi. Hiç de bunu yapacak biri de değildi halbuki. Ben de yanlış zamanda konuşmuştum. Onun üniversite sınavından bir gün sonraydı.
Onun numarasını silmemem bir tarafa, numarası hala aklımda ve eski mesajlar falan da duruyorz.
Araya başkası girdi, unutmak pek zor olmadı. Aynı ortamda bulunduğumuz 3 yıl boyunca pek de yüz vermemişti zaten.
Mesaj atıp doğumgününü kutlayasım var. Çok özel biriydi benim için. Bir de 4 sene önce ona ufak bir origami hediye yapmıştım, mesaj attım versem olur mu diye, ama istemedi. Onun da fotoğrafını atarım.
Bleu de Chanel'in orijinal boş parfüm şişesini bir yerden bulmam lazım. Bulabileceğim bir yer var mı? Veya içinizde elinde boş şişe olan biri? Teşekkürler.
2 yıldır kullandığım bir 4S'im var. Benimle çok şey paylaşan kulaklığımın pek ömrü kalmadı. Kablonun ikiye ayrıldığı bölümde kablolar falan çıkmaya başladı falan.
Şimdi orijinalinin türkiye fiyatı ne kadar olur? Apple Store'da fiyatı ne? Amerika'da bir tanıdık var ondan istesem ne kadara gelir?
Şimdi orijinalinin türkiye fiyatı ne kadar olur? Apple Store'da fiyatı ne? Amerika'da bir tanıdık var ondan istesem ne kadara gelir?
Yepyeni aldığım bleu de chanel 100ml parfümümü çok kısa bir mesafeden yere düşürdüm. Bir şey olmamıştır diye umarken baktım sızdırmaya başlamış. Kaldırınca anladım ki parfüm spreyinin cam şişenin içine geçtiği yerde biraz cam kırılmış. Ondan dolayı sprey içine giriyor ama şişenin üzerinde durmuyor.
Çok üzüldüm, abim yeni almıştı duty free'den. Ne yapabilirim ben şimdi bu parfüm için? Parfümün %2'sini falan kullanmıştım heralde. %20'su falan da döküldü ama dökülen kısım umrumda değil.
Parfüm arabada durur genelde, o yüzden sağlam bir çozüm lazım. Yani "tamam kalsın öyle gerektiği zaman sıkıp bırak masanın üzerine" olmuyor.
Çok üzüldüm, abim yeni almıştı duty free'den. Ne yapabilirim ben şimdi bu parfüm için? Parfümün %2'sini falan kullanmıştım heralde. %20'su falan da döküldü ama dökülen kısım umrumda değil.
Parfüm arabada durur genelde, o yüzden sağlam bir çozüm lazım. Yani "tamam kalsın öyle gerektiği zaman sıkıp bırak masanın üzerine" olmuyor.
İstanbul'da bir yer, bir dizide gördüm de merak ettim. Nere bura?
Yaramaz bir yavru kedimiz var, 6 haftadır bizim evde. Sürekli bizi ısırır ve tırmalar.
Neyse, babam düşünmüş ve demiş ki "şu bahçedeki kedilerden birini götüreyim de kedi anlasın meydanın sadece onun olmadığını, biraz adam olsun" demiş. İşte getirdi koydu salona, bizimki uyandı geldi. Dayılandılar birbirlerine, kulaklar geriye yattı vücut kabardı falan. Bizim kedi alan savunması denen şeyi yaptı biraz. Ben de kedinin psikolojisi için pek iyi olmaz diye indirdim diğer kediyi. Ama 5-10 dakika falan kaldı kedi.
Bana çok yanlış bir hareket gibi geldi. Mantıklı bir şey mi yapıldı sizce?
Neyse, babam düşünmüş ve demiş ki "şu bahçedeki kedilerden birini götüreyim de kedi anlasın meydanın sadece onun olmadığını, biraz adam olsun" demiş. İşte getirdi koydu salona, bizimki uyandı geldi. Dayılandılar birbirlerine, kulaklar geriye yattı vücut kabardı falan. Bizim kedi alan savunması denen şeyi yaptı biraz. Ben de kedinin psikolojisi için pek iyi olmaz diye indirdim diğer kediyi. Ama 5-10 dakika falan kaldı kedi.
Bana çok yanlış bir hareket gibi geldi. Mantıklı bir şey mi yapıldı sizce?
Yaşadığım sokakta ilkokul var. Gün içinde kademeli olarak dağılıyor okul.
Bugün eve geldim saat 14:40 gibi, tahmin ettim sokak doludur zor girerim diye ama girdim sokağa, daha okul dağılmamış. 15:00 gibi dağılıyor. Neyse geldim koskoca garaj kapımızın önüne öküzün biri park etmiş. Biraz bekledim, sonra karşıdan gelen oldu da geri geri çıktım arabayı uzakta bir yere park ettim. Koskoca apartmanına kocaman garaj kapısını görmeme ihtimali yok, kabak gibi belli orada o garaj.
Neyse gittim elimdekileri eve bıraktım, 14:55'te çıktım evden aşağı ineyim de adama iki çift laf edeyim diye. Sinirliyim biraz da bir şeyden dolayı. Evin kapısını açacakken adam oradan çıkıp gitti. Ben çok sinirlendim ama, bir süre burnumdan soludum. Dün sabah da karının teki 2 saat bırakmış aynı yere arabasını, kaç kişi çıkamadı sabah.
Mavi renkli 90ların sonundan bir Astra sedan adamın arabasının modeli. Hala adama karşı doluyum ben, keşke daha çabuk inseydim de sinirimi atsaydım diyorum. Gerçi yanında çocuğu olacaktıysa iş yaş olurdu büyük ihtimal. Şimdi bu adam bir daha aynı yere park ederse ben gerçekten kafayı yerim. Adamın camlarını indiririm ya da adamla çok ciddi kavga ederim.
Ne yapayım sizce?
Bugün eve geldim saat 14:40 gibi, tahmin ettim sokak doludur zor girerim diye ama girdim sokağa, daha okul dağılmamış. 15:00 gibi dağılıyor. Neyse geldim koskoca garaj kapımızın önüne öküzün biri park etmiş. Biraz bekledim, sonra karşıdan gelen oldu da geri geri çıktım arabayı uzakta bir yere park ettim. Koskoca apartmanına kocaman garaj kapısını görmeme ihtimali yok, kabak gibi belli orada o garaj.
Neyse gittim elimdekileri eve bıraktım, 14:55'te çıktım evden aşağı ineyim de adama iki çift laf edeyim diye. Sinirliyim biraz da bir şeyden dolayı. Evin kapısını açacakken adam oradan çıkıp gitti. Ben çok sinirlendim ama, bir süre burnumdan soludum. Dün sabah da karının teki 2 saat bırakmış aynı yere arabasını, kaç kişi çıkamadı sabah.
Mavi renkli 90ların sonundan bir Astra sedan adamın arabasının modeli. Hala adama karşı doluyum ben, keşke daha çabuk inseydim de sinirimi atsaydım diyorum. Gerçi yanında çocuğu olacaktıysa iş yaş olurdu büyük ihtimal. Şimdi bu adam bir daha aynı yere park ederse ben gerçekten kafayı yerim. Adamın camlarını indiririm ya da adamla çok ciddi kavga ederim.
Ne yapayım sizce?