İyi akşamlar herkese,
Bir adet hediye 5s gelecekti ama yalan oldu o mesele. 3 yıldır iPhone 4S kullanıyorum. Artık yeni telefon almanın vakti geldi. En az 32 GB olması lazım.
İlk iPhone'dan sonra hep S model telefonları kullandım. Şimdi iPhone 6 alsam 1 yıl sonra pişman olacakmışım gibi hissediyorum. Çünkü her zaman S'ler daha iyi oluyor, daha az sorunlu oluyor. S olmayanlarda da daha çok tasarım ağırlıklı değişimler oluyor.
Sizce ne yapayım? Şimdi 6 alıp 1 yıl sonra 6S almak içime sinmez. 1 yıl daha bu telefona da dayanamam. 2. el 5S fiyatları ne durumda? 2. el de çok istemiyorum ama sıfır alsam pahalıya mal olacak ve seneye kadar ciddi değer kaybedecek gibi hissediyorum.
Akıl verin lütfen, fikirlere açığım. Çok teşekkürler.
Not: Bütçe ile alakalı ciddi bir sıkıntı yok ama israf etmek istemiyorum.
Bir adet hediye 5s gelecekti ama yalan oldu o mesele. 3 yıldır iPhone 4S kullanıyorum. Artık yeni telefon almanın vakti geldi. En az 32 GB olması lazım.
İlk iPhone'dan sonra hep S model telefonları kullandım. Şimdi iPhone 6 alsam 1 yıl sonra pişman olacakmışım gibi hissediyorum. Çünkü her zaman S'ler daha iyi oluyor, daha az sorunlu oluyor. S olmayanlarda da daha çok tasarım ağırlıklı değişimler oluyor.
Sizce ne yapayım? Şimdi 6 alıp 1 yıl sonra 6S almak içime sinmez. 1 yıl daha bu telefona da dayanamam. 2. el 5S fiyatları ne durumda? 2. el de çok istemiyorum ama sıfır alsam pahalıya mal olacak ve seneye kadar ciddi değer kaybedecek gibi hissediyorum.
Akıl verin lütfen, fikirlere açığım. Çok teşekkürler.
Not: Bütçe ile alakalı ciddi bir sıkıntı yok ama israf etmek istemiyorum.
İyi geceler,
Sabah nefes darlığı, öksürük ve kötü bir tada sahip ağızla uyandım. Dilim sapsarı olmuştu, şimdi yine normal rengine döndü.
Cuma günü yarım saat rüzgarlı ve hafif yağmurlu havanın altında oturdum yarım saat, titreye titreye oturdum. Kalkmak istemedim. Sonra kalktığımda kendime geldim. Dün akşam da düğüne gittik. Biraz dışarda durdum, 10 dakika kadar. Ama üşümedim. Gün içinde de banuo yapıp dışarı çıktım.
Niye hasta oldum ben ya, hiç hasta olmamam gereken bir dönem. Soğuk mu aldım yoksa dün birinden mikrop mu aldım sizce? Zencefilli, ballı bir şeyler içirdiler sabah iyi kalkarım diye.
İyi haftalar herkese.
Sabah nefes darlığı, öksürük ve kötü bir tada sahip ağızla uyandım. Dilim sapsarı olmuştu, şimdi yine normal rengine döndü.
Cuma günü yarım saat rüzgarlı ve hafif yağmurlu havanın altında oturdum yarım saat, titreye titreye oturdum. Kalkmak istemedim. Sonra kalktığımda kendime geldim. Dün akşam da düğüne gittik. Biraz dışarda durdum, 10 dakika kadar. Ama üşümedim. Gün içinde de banuo yapıp dışarı çıktım.
Niye hasta oldum ben ya, hiç hasta olmamam gereken bir dönem. Soğuk mu aldım yoksa dün birinden mikrop mu aldım sizce? Zencefilli, ballı bir şeyler içirdiler sabah iyi kalkarım diye.
İyi haftalar herkese.
Hani makinelerin objektiflerinde 18-55, 18-135, 70-300 gibi uzunluklar oluyor ya mm cinsinden. Odak uzaklığı deniyordu sanırım. Bu objektiflerde zoom oranı nasıl hesaplanıyor?
Dürbün almayı düşünüyorum, o yüzden yine kafama takıldı bu mesele.3 yıldır fotoğrafla ilgiliyim ama hala anlayamadım bu meseleyi. Teşekkürler cevap verenlere.
Dürbün almayı düşünüyorum, o yüzden yine kafama takıldı bu mesele.3 yıldır fotoğrafla ilgiliyim ama hala anlayamadım bu meseleyi. Teşekkürler cevap verenlere.
Yeni evde odamın bir balkonu var. Çeyrek dair şeklinde. 4-5 metrekare falan. İlerleyen günlerde 2 sandalye ve 1 küçük masa koymayı düşünüyorum. Ama köşede çeyrel daire şeklini bozan bir kıvrım var, tam saksı koymalık.
Ben bep istemişimdir meyve veren bir bitkim olsun diye. Sanırım balkona konan küçük ağaçlar oluyormuş, ne koyabilirim ben buraya? Portakal veya limon düşünüyorum. Yılda kaç meyve verirler? Hem güzel de kokarlar, iyi olur.
Güzel kokulu çiçekli bir bitkimin de olmasınk çok isterim.
Balkonumla alakalı biraz bilgi vereyim. Öğleden sonra saat 2'den itibaren güneş alıyor. Üstü kapalı. Çevresinde 1 metre yüksekliğinde cam var, bitki biraz korunaklı olur yüksek değilse. Evin önü baya açık, iyi eser yani.
Fikirlerinize çok ihtiyacım var. Teşekkürler.
Ben bep istemişimdir meyve veren bir bitkim olsun diye. Sanırım balkona konan küçük ağaçlar oluyormuş, ne koyabilirim ben buraya? Portakal veya limon düşünüyorum. Yılda kaç meyve verirler? Hem güzel de kokarlar, iyi olur.
Güzel kokulu çiçekli bir bitkimin de olmasınk çok isterim.
Balkonumla alakalı biraz bilgi vereyim. Öğleden sonra saat 2'den itibaren güneş alıyor. Üstü kapalı. Çevresinde 1 metre yüksekliğinde cam var, bitki biraz korunaklı olur yüksek değilse. Evin önü baya açık, iyi eser yani.
Fikirlerinize çok ihtiyacım var. Teşekkürler.
Herkese iyi akşamlar,
3 yıla yakındır 16 GB hafızalı 4S'im var ve sanırım 2 yıldır hafıza sorunu çekiyorum. Boş hafıza çok nadir oluyor. Uygulamalar toplam 500 MB falan eder. 10 GB'tan fazla fotoğraf var. Eskileri silmeye de kıyamıyorum. 2 yıldır baya çektim telefon konusunda. Artık rahatlamak istiyorum.
Siz olsanız hangisini seçerdiniz? Hediye gelen bir iPhone 5S 32 GB mı yoksa 2649 TL fiyata sahip iPhone 6 mı?
Çekincelerimden biri de şu: Alınabilecek bir iPhone 6 ilk parti ya, bir sıkıntısı olur mu sizce? Hep S'li telefonları aldım ben. Şimdi 5S'e konup 1,5 yıl sonra falan 6S mi alsam?
Her türlü fikre ihtiyacım var. Sağolun.
Not: 32 GB'ın 2 yıl bana yeteceğini ümit ediyorum.
3 yıla yakındır 16 GB hafızalı 4S'im var ve sanırım 2 yıldır hafıza sorunu çekiyorum. Boş hafıza çok nadir oluyor. Uygulamalar toplam 500 MB falan eder. 10 GB'tan fazla fotoğraf var. Eskileri silmeye de kıyamıyorum. 2 yıldır baya çektim telefon konusunda. Artık rahatlamak istiyorum.
Siz olsanız hangisini seçerdiniz? Hediye gelen bir iPhone 5S 32 GB mı yoksa 2649 TL fiyata sahip iPhone 6 mı?
Çekincelerimden biri de şu: Alınabilecek bir iPhone 6 ilk parti ya, bir sıkıntısı olur mu sizce? Hep S'li telefonları aldım ben. Şimdi 5S'e konup 1,5 yıl sonra falan 6S mi alsam?
Her türlü fikre ihtiyacım var. Sağolun.
Not: 32 GB'ın 2 yıl bana yeteceğini ümit ediyorum.
Okulların açılmasına 5 gün kaldı. Bu saatten sonra sanmıyorum ama... Yurtta kalabilme ihtimalim var mı bu saatten sonra? Bu sene girmedim okula, daha önceden girdim. Bir de lys'de iyi bir derecem yoktu, 5.000-10.000 arasıydı sıralamam.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Yarın yengemin doğum günü. Kendisi 25 yaşında.. Çok samimi değiliz. Görünce hoşuna gidecek bir hediye almak istiyorum.
Bütçe sınırlaması koymak istemiyorum. Pek samimi olmadığımız için uçuk bir şey söylemezsiniz zaten.
Not: Benden birkaç yaş büyük kendileri.
Teşekkürler.
Bütçe sınırlaması koymak istemiyorum. Pek samimi olmadığımız için uçuk bir şey söylemezsiniz zaten.
Not: Benden birkaç yaş büyük kendileri.
Teşekkürler.
Yeni taşındığımız sitenin uydusundaki kanalları izlemek için mutfağa eski televizyonumuzu koyduk. O beyaz uydu kablosunu takınca baya karıncalı bir görüntü veriyor tv'de. Elektrikçi receiver almamızı söyledi. Bizim o kutuyu koyacak yerimiz yok. O yüzden şu tv arkasına giren, el kadar olan ufak receiver'lardan almayı düşündüm.
Scart girişli olanlardan değil de HDMI girişli olanlardan alsam çok mu pahalıya gelir? Bir de o beyaz uydu kablosu yine lazım oluyor mu ufak receiver alsak bile?
Scart girişli olanlardan değil de HDMI girişli olanlardan alsam çok mu pahalıya gelir? Bir de o beyaz uydu kablosu yine lazım oluyor mu ufak receiver alsak bile?
Makita markalı bir şarjlı tornavida almak istiyorum. Basit bir şey alacağım, evde kullanmalık. Fiyat hakkında herhangi bie bilgim yok.
Şimdi bu şarjlı tornavidalara matkap ucu takılıp delme işlemi yapılabiliyor mu? Ayrıca matkap almaya gerek yok dimi? Şimdilik delmeyi düşündüğümüz yerler banyoda seramiklerin arasındaki ince boşluklar, alçıpan, duvar gibi yerler. Bu cahili bilgilendirirseniz çok güzel olur. Teşekkürler.
Şimdi bu şarjlı tornavidalara matkap ucu takılıp delme işlemi yapılabiliyor mu? Ayrıca matkap almaya gerek yok dimi? Şimdilik delmeyi düşündüğümüz yerler banyoda seramiklerin arasındaki ince boşluklar, alçıpan, duvar gibi yerler. Bu cahili bilgilendirirseniz çok güzel olur. Teşekkürler.
Birkaç sorum var.
1- Bildiğim kadarıyla 2 tane cihaz var, ikisi de birbirinin aynısı. Birisini modeme, diğerini de internete bağlanmak istediğin cihaza(PS, PC vs.) bağlıyorsun. Hangi cihazı nereye taktığının bir önemi yok birbirinin aynısı olduğu için. Doğru mu biliyorum? Elektrik ile mi aktarılıyor internet
2- Mesafe için 300 metre yazıyor kutunun üzerinde. Aynı sitede ama farklı bloklarda oturduğum birisiyle eşleştirebilir miyim? Arada 50 metre falan var.
Teşekkürler.
1- Bildiğim kadarıyla 2 tane cihaz var, ikisi de birbirinin aynısı. Birisini modeme, diğerini de internete bağlanmak istediğin cihaza(PS, PC vs.) bağlıyorsun. Hangi cihazı nereye taktığının bir önemi yok birbirinin aynısı olduğu için. Doğru mu biliyorum? Elektrik ile mi aktarılıyor internet
2- Mesafe için 300 metre yazıyor kutunun üzerinde. Aynı sitede ama farklı bloklarda oturduğum birisiyle eşleştirebilir miyim? Arada 50 metre falan var.
Teşekkürler.
Size bir huyumdan bahsetmek istiyorum. Buna benzer davranışlarım oluyor da size en anormalini anlatayım.
Mesela arabayla E-5'te 80'le falan giderken diyorum ki "5 saniye gözlerimi kapatayım" diyorum. Veya "5 saniye direksiyonu bırakayım, kesinlikle dokunmayayım" diyorum. Genelde 5 saniye kadar kapalı tutmaktan korkuyorum ama yine de 1 saniye kapatmak bile çok saçma bence. Direksiyonu bırakınca da 3. saniyede falan bariyere girecek gibi oluyorum, düzeltiyorum.
Nasıl bir psikoloji bu? Sırf araba kullanırken değil. Daha az riskli durumlarda da buna benzer şeyler yapıyorum. Mesela en zevklisi gözleri kapatıp merdivenden inmek. Basamaklar bittikten sonra atılan adım baya heyecan veriyor.
Mesela arabayla E-5'te 80'le falan giderken diyorum ki "5 saniye gözlerimi kapatayım" diyorum. Veya "5 saniye direksiyonu bırakayım, kesinlikle dokunmayayım" diyorum. Genelde 5 saniye kadar kapalı tutmaktan korkuyorum ama yine de 1 saniye kapatmak bile çok saçma bence. Direksiyonu bırakınca da 3. saniyede falan bariyere girecek gibi oluyorum, düzeltiyorum.
Nasıl bir psikoloji bu? Sırf araba kullanırken değil. Daha az riskli durumlarda da buna benzer şeyler yapıyorum. Mesela en zevklisi gözleri kapatıp merdivenden inmek. Basamaklar bittikten sonra atılan adım baya heyecan veriyor.
Satılan kombineleri biliyorum. Hem Olimpiyat Stadı'nda, hem de Vodafona Arena'da geçerliler. Kapalı üst fiyatları 2000 civarı. 2 yıl için gayet iyi fiyat bence. Ama ben Olimpiyat'taki maçlara gitmeyi pek düşünmüyorum.
1-Sizce önümüzdeki yaz Vodafone Arena'da geçerli olacak kombineler satılır mı?
2-Kaç kombine satıldı? Şimdiki kombineler ne zamana kadar satılacak?
Arkadaşımla beraber gitmek istiyorum ama olimpiyat'a da gitmek istemiyorum, kararsızım. Teşekkürler.
1-Sizce önümüzdeki yaz Vodafone Arena'da geçerli olacak kombineler satılır mı?
2-Kaç kombine satıldı? Şimdiki kombineler ne zamana kadar satılacak?
Arkadaşımla beraber gitmek istiyorum ama olimpiyat'a da gitmek istemiyorum, kararsızım. Teşekkürler.
Yeni bir eve taşındık malesef. İşte ev biraz büyük ve kalın duvarlı eskisine göre. Evin bir ucunda oturma odamız var. İçinde Play Station da var, onunla online maç falan yapıyorum. Evin diğer ucunda da yatak odalarımız var. Bir tanıdığım da aynı sitede küçük bir dairede oturuyor, 2 oda öteden zor çekiyormuş wireless, yalıtım falan iyi çünkü. Bu evde nasıl yapacağımızı bilmiyorum wireless mevzusunu.
Oturma odasına koysam yatak odalarına çok az gidecek. Yatak odasına yakın koysam Play Station oynarken sıkıntı olacak, eminim. (Bir de sağlığa zararlı diyorlar)
Sorum şu: Birisi bana wireless güçlendirici kullanmamı söyledi. Nasıl çalışır, ne işe yarar biri anlatabilir mi? Wi-fi dalgalarını daha uzağa mı gönderiyor nedir?
Teşekkürler.
Oturma odasına koysam yatak odalarına çok az gidecek. Yatak odasına yakın koysam Play Station oynarken sıkıntı olacak, eminim. (Bir de sağlığa zararlı diyorlar)
Sorum şu: Birisi bana wireless güçlendirici kullanmamı söyledi. Nasıl çalışır, ne işe yarar biri anlatabilir mi? Wi-fi dalgalarını daha uzağa mı gönderiyor nedir?
Teşekkürler.
Önceki gün bir akrabam cüzdanını çaldırdı. İçinde ehliyeti de vardı. Karakolda tutanak falan da tutuldu.
O ehliyeti yeniden çıkarmak için ne yapılması gerekiyor?
O ehliyeti yeniden çıkarmak için ne yapılması gerekiyor?
İyi akşamlar herkese, sizinle bir sıkıntımı paylaşmak istiyorum.
3 yıl önce İstanbul'un nezih olduğu söylenen semtlerinden birinden ev aldık. Daha o zamanlarda sitenin temelini bile atmamışlardı. Büyük, derince bir çukur vardı sadece. 200-300 dairelik bir site. Aldığımız daire bir hayli büyük. Şimdiki evin 2 katı neredeyse. Harika bir terası var. Denizi görüyor, yüzlerce ağaç var yakınlarında. Gürültü yok yoldan yüksekte olduğu için. Altında spor salonu var, yakınında bisiklet yolları var.
Ama gelin görün ki ben taşınmak istemiyorum. Çok üzülüyorum taşınacağımız için. 1-2 yıldır üzüntüsü içimde desem yeridir. Sözde 2012 aralık ayında teslim edeceklerdi. Sürekli ertelediler. Önce 2013 haziran dediler. Sonra 2013 aralık, 2014 şubat, 2014 haziran diye diye daireyi teslim aldık. Anahtar teslimi ertelendikçe kısa süreli mutluluklar oldu içimde. "Belki taşınmayız" diye ümit ettim. Ama kaçınılmaz son yaklaştıkça içimdeki üzüntü daha da arttı. Arttıkça şişti içimde. Birkaç haftadır çok nadiren gelen gözyaşlarıyla azaltmaya çalıştım.
Bu 1 yıllık sürede defalarca (en az 15-20 defa) dile getirdim "taşınmasak olmaz mı", "ben buradan gitmek istemiyorum" gibi şeyler söyledim. "o kocaman evi ne yapacağız zaten, annem çok yorulacak merdiven in çık", "sürekli bir sıkıntı çıkıyor, taşınırsak pişman olacağız", "çok güneş alıyor yanarız bir burada", "nazara geliriz aman taşınmayalım" gibi bir sürü bahane aradım, yine de caydıramadım. Okulumla aramda zaten 20-25 kilometre mesafe vardı. Şimdi 35 kilometreye çıkıyor bu mesafe. Ama evimizin diğer bireylerinden çalışan 2 kişisinin de işyerine olan mesafesi 10 kilometre kısalıyor. Bu arada evi ilk aldığımızda ben bu okulda okumuyordum.
Beni bu mahalleye bağlayan çok şey var. Bu mahallede doğduk, şimdiki evin arka apartmanında. Sonra 16-17 yıldır içinde bulunduğumuz evde yaşıyoruz. Çok güzel, samimi, ferah, serin bir evimiz var. Çok nezih değil, belki geçen yıl sokağımızda biri silahla öldürülmüş olabilir (?!) ama yine de çok seviyorum ben burayı. Esnafla aram çok iyi, herkes tanır beni, evimizin karşısındaki parkta yıllarca maçlar yaptım mahalleden arkadaşlarla. Futbol oynadık, basketbol oynadık, bisiklet sürdük. Her sokakta ayrı hatıram var. Evin her köşesinin bir anısı var bende.
Şimdi her şeyi bırakıp gitmek çok üzüyor beni. Taşınacağımız gün (2-3 gün sonra) odama kendimi kilitleyip saatlerce ağlamak istiyorum, belki vazgeçerler diye. Yakın zamanda önemli bir hastalık teşhisi kondu bana, ameliyat olunca taşınmamız 2-3 hafta ertelenir diye, ertelenince de belki vazgeçerler diye sevindim, ümitlendim. Çünkü evde sürekli bir sorun çıkıyor. Asansör çalışmıyor, havalandırma arızalı, balkon kapısının menteşesi kırık, bazı kapılar kapanmıyor falan... Bir de taahhüt edilen sosyal alanlardan kısıp avm'ye katmış şerefsizler daha fazla kira almak için. Bunlardan dolayı belki taşınmayız falan diye ümit ettim ben de.
Babam çok istiyor taşınmayı. Emekliliğini rahat rahat terasta çayını içip gazetesini okuyarak geçirmek istiyor. İnanılmaz derecede hevesli oraya. Sürekli bir yerlere gidip o eve bir şeyler almaya çalışıyor. Onu üzmek de istemiyorum ben. İlk defa 3 gün önce sordu bana "taşınacağız diye üzülecekseniz taşınmayalım" diye. Ben de sordum "taşınmasak üzülür müsün" diye, "oğlum çok büyük kayıp olur, böylesini bulamayız, üzülürüm" gibi cevaplar verdi. Ben de bir şey diyemedim. Nakliye firması bile ayaelanmışken bana bu soruyu sorması da ayrıca ilginç...
Bilmiyorum duyuru, bilmiyorum. İnsanlar nelerle uğraşırken benim buna üzülmem (ayrıca üzüldüğüm çok daha önemli sıkıntılar da var tabi) de iyi değil tabi. Ama çok üzüyorum kendimi. Bu güzel Bahçelievler mahallesinden, apartmanın önündeki 15-20 tane kediden, sokağımdan, parkımdan, bakkalımdan, şarküterimden kopmak çok üzüyor beni. Okuldan eve dönerken her gün bizim mahalleye uğrayıp yolumu birazcık uzatıp her zamanki evimin önünden geçip yeni evin yoluna devam etmek istiyorum. Başka türlü olmaz gibi geliyor.
Hiçbir şeyi toplamak gelmiyor içimden, her şey olduğu yerinde duruyor. Halbuki yarına kadar toplamam lazım.
Çözüm nedir duyuru? Biliyorum, insan her şekilde alışıyor ama ben gönlümde çok büyüttüm bu işi. Ne yapsam, kendimi 2 haftalık bir tatile gidiyormuş gibi kandırsam mı? Veya eşyalar taşınırken hiç ortalıkta gözükmeyip, başka bir yere gidip sabah bu evden çıktıktan sonra akşam yeni eve mi gitsem? Bu pratikte pek mümkün olmasa da bu seçeneğin beni daha kötü etkileyeceğini düşünüyorum.
Biliyorum çok uzun oldu, pek kişi okumayacak ama içimi dökmek istedim. Teşekkürler okuyan herkese :(
3 yıl önce İstanbul'un nezih olduğu söylenen semtlerinden birinden ev aldık. Daha o zamanlarda sitenin temelini bile atmamışlardı. Büyük, derince bir çukur vardı sadece. 200-300 dairelik bir site. Aldığımız daire bir hayli büyük. Şimdiki evin 2 katı neredeyse. Harika bir terası var. Denizi görüyor, yüzlerce ağaç var yakınlarında. Gürültü yok yoldan yüksekte olduğu için. Altında spor salonu var, yakınında bisiklet yolları var.
Ama gelin görün ki ben taşınmak istemiyorum. Çok üzülüyorum taşınacağımız için. 1-2 yıldır üzüntüsü içimde desem yeridir. Sözde 2012 aralık ayında teslim edeceklerdi. Sürekli ertelediler. Önce 2013 haziran dediler. Sonra 2013 aralık, 2014 şubat, 2014 haziran diye diye daireyi teslim aldık. Anahtar teslimi ertelendikçe kısa süreli mutluluklar oldu içimde. "Belki taşınmayız" diye ümit ettim. Ama kaçınılmaz son yaklaştıkça içimdeki üzüntü daha da arttı. Arttıkça şişti içimde. Birkaç haftadır çok nadiren gelen gözyaşlarıyla azaltmaya çalıştım.
Bu 1 yıllık sürede defalarca (en az 15-20 defa) dile getirdim "taşınmasak olmaz mı", "ben buradan gitmek istemiyorum" gibi şeyler söyledim. "o kocaman evi ne yapacağız zaten, annem çok yorulacak merdiven in çık", "sürekli bir sıkıntı çıkıyor, taşınırsak pişman olacağız", "çok güneş alıyor yanarız bir burada", "nazara geliriz aman taşınmayalım" gibi bir sürü bahane aradım, yine de caydıramadım. Okulumla aramda zaten 20-25 kilometre mesafe vardı. Şimdi 35 kilometreye çıkıyor bu mesafe. Ama evimizin diğer bireylerinden çalışan 2 kişisinin de işyerine olan mesafesi 10 kilometre kısalıyor. Bu arada evi ilk aldığımızda ben bu okulda okumuyordum.
Beni bu mahalleye bağlayan çok şey var. Bu mahallede doğduk, şimdiki evin arka apartmanında. Sonra 16-17 yıldır içinde bulunduğumuz evde yaşıyoruz. Çok güzel, samimi, ferah, serin bir evimiz var. Çok nezih değil, belki geçen yıl sokağımızda biri silahla öldürülmüş olabilir (?!) ama yine de çok seviyorum ben burayı. Esnafla aram çok iyi, herkes tanır beni, evimizin karşısındaki parkta yıllarca maçlar yaptım mahalleden arkadaşlarla. Futbol oynadık, basketbol oynadık, bisiklet sürdük. Her sokakta ayrı hatıram var. Evin her köşesinin bir anısı var bende.
Şimdi her şeyi bırakıp gitmek çok üzüyor beni. Taşınacağımız gün (2-3 gün sonra) odama kendimi kilitleyip saatlerce ağlamak istiyorum, belki vazgeçerler diye. Yakın zamanda önemli bir hastalık teşhisi kondu bana, ameliyat olunca taşınmamız 2-3 hafta ertelenir diye, ertelenince de belki vazgeçerler diye sevindim, ümitlendim. Çünkü evde sürekli bir sorun çıkıyor. Asansör çalışmıyor, havalandırma arızalı, balkon kapısının menteşesi kırık, bazı kapılar kapanmıyor falan... Bir de taahhüt edilen sosyal alanlardan kısıp avm'ye katmış şerefsizler daha fazla kira almak için. Bunlardan dolayı belki taşınmayız falan diye ümit ettim ben de.
Babam çok istiyor taşınmayı. Emekliliğini rahat rahat terasta çayını içip gazetesini okuyarak geçirmek istiyor. İnanılmaz derecede hevesli oraya. Sürekli bir yerlere gidip o eve bir şeyler almaya çalışıyor. Onu üzmek de istemiyorum ben. İlk defa 3 gün önce sordu bana "taşınacağız diye üzülecekseniz taşınmayalım" diye. Ben de sordum "taşınmasak üzülür müsün" diye, "oğlum çok büyük kayıp olur, böylesini bulamayız, üzülürüm" gibi cevaplar verdi. Ben de bir şey diyemedim. Nakliye firması bile ayaelanmışken bana bu soruyu sorması da ayrıca ilginç...
Bilmiyorum duyuru, bilmiyorum. İnsanlar nelerle uğraşırken benim buna üzülmem (ayrıca üzüldüğüm çok daha önemli sıkıntılar da var tabi) de iyi değil tabi. Ama çok üzüyorum kendimi. Bu güzel Bahçelievler mahallesinden, apartmanın önündeki 15-20 tane kediden, sokağımdan, parkımdan, bakkalımdan, şarküterimden kopmak çok üzüyor beni. Okuldan eve dönerken her gün bizim mahalleye uğrayıp yolumu birazcık uzatıp her zamanki evimin önünden geçip yeni evin yoluna devam etmek istiyorum. Başka türlü olmaz gibi geliyor.
Hiçbir şeyi toplamak gelmiyor içimden, her şey olduğu yerinde duruyor. Halbuki yarına kadar toplamam lazım.
Çözüm nedir duyuru? Biliyorum, insan her şekilde alışıyor ama ben gönlümde çok büyüttüm bu işi. Ne yapsam, kendimi 2 haftalık bir tatile gidiyormuş gibi kandırsam mı? Veya eşyalar taşınırken hiç ortalıkta gözükmeyip, başka bir yere gidip sabah bu evden çıktıktan sonra akşam yeni eve mi gitsem? Bu pratikte pek mümkün olmasa da bu seçeneğin beni daha kötü etkileyeceğini düşünüyorum.
Biliyorum çok uzun oldu, pek kişi okumayacak ama içimi dökmek istedim. Teşekkürler okuyan herkese :(
İyi akşamlar herkese.
Eve bir espresso makinesi alacağız. Yıllardır hayalimdi zaten.
Şimdi sanırım 2 çeşit makine var. Biri kapsüllü, diğeri kapsülsüz. Bildiğim kadarıyla kapsülsüz olanda da çekilmiş kahveyi bir kaşık gibi bir şeyin içine koyuyorsunuz, makinenin ön tarafına yerleştiriyorsunuz ve makine basınçlı suyu içinden geçiriyor. Çok defa dikkatle izledim, gördüğüm kadarıyla olay bu. Yanlışım varsa söyleyin lütfen. Kapsüllü makinelerde olay nasıl işliyor peki?
Sizce dezavantajları ve avantajları neler, hangisini seçmek lazım? Bir de önerebileceğiniz makine var mı? Makinede süt köpürtme aparatı da olsun istiyorum, cappuccino da içilir çünkü.
Bütçe 1000 TL civarı. Biraz arttırabiliriz de.
Not: Benim içimden kapsülsüz makine geçiyor. Ayrıca alacağımız öğütme makinesinde kahveyi çekip, hazneye koyup öyle yapmak daha cazip geliyor. Diğeri daha mekanik, daha tatsız olacakmış gibi hissediyorum.
Her türlü tavsiyenize açığım. Teşekkürler herkese.
Eve bir espresso makinesi alacağız. Yıllardır hayalimdi zaten.
Şimdi sanırım 2 çeşit makine var. Biri kapsüllü, diğeri kapsülsüz. Bildiğim kadarıyla kapsülsüz olanda da çekilmiş kahveyi bir kaşık gibi bir şeyin içine koyuyorsunuz, makinenin ön tarafına yerleştiriyorsunuz ve makine basınçlı suyu içinden geçiriyor. Çok defa dikkatle izledim, gördüğüm kadarıyla olay bu. Yanlışım varsa söyleyin lütfen. Kapsüllü makinelerde olay nasıl işliyor peki?
Sizce dezavantajları ve avantajları neler, hangisini seçmek lazım? Bir de önerebileceğiniz makine var mı? Makinede süt köpürtme aparatı da olsun istiyorum, cappuccino da içilir çünkü.
Bütçe 1000 TL civarı. Biraz arttırabiliriz de.
Not: Benim içimden kapsülsüz makine geçiyor. Ayrıca alacağımız öğütme makinesinde kahveyi çekip, hazneye koyup öyle yapmak daha cazip geliyor. Diğeri daha mekanik, daha tatsız olacakmış gibi hissediyorum.
Her türlü tavsiyenize açığım. Teşekkürler herkese.
İyi geceler arkadaşlar,
Kahve seven birisi olarak eve filtre kahve makinesi almak istiyorum. Okulda falan içiyorum bazen. Hem maliyetinin americano gibi içinde espresso olan kahvelere göre daha az olması, hem de hafif olması sebebiyle filtre kahve makinesi alacağım.
Ama ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Şu kahve dünyası'ndaki pratik şey tırt bir şey sanırım, o elektrikli makineden almayı düşünüyorum. Birkaç sorum var.
-Çalışma mantığı nasıl işliyor? Olay nedir yani?
-İyi bir makine ile kötü makine arasındaki fark ne? Hani espresso makinelerinde basınç farkı var ya, bunlardaki fark ne?
-Kağıt filtre mi tercih ediliyor genelde?
-Fiyat ne peki iyi bir makine için?
Her konuda fikir ve görüşlerinize açığım. Teşekkürler.
Kahve seven birisi olarak eve filtre kahve makinesi almak istiyorum. Okulda falan içiyorum bazen. Hem maliyetinin americano gibi içinde espresso olan kahvelere göre daha az olması, hem de hafif olması sebebiyle filtre kahve makinesi alacağım.
Ama ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Şu kahve dünyası'ndaki pratik şey tırt bir şey sanırım, o elektrikli makineden almayı düşünüyorum. Birkaç sorum var.
-Çalışma mantığı nasıl işliyor? Olay nedir yani?
-İyi bir makine ile kötü makine arasındaki fark ne? Hani espresso makinelerinde basınç farkı var ya, bunlardaki fark ne?
-Kağıt filtre mi tercih ediliyor genelde?
-Fiyat ne peki iyi bir makine için?
Her konuda fikir ve görüşlerinize açığım. Teşekkürler.
Ne işe yarıyor? Güneşlik desen değil. O şeyler yere dik uzanıyor, haliyle güneşin çoğu geçiyor aralardan.
İyi haftalar herkese,
Şimdi bizim bir Kamile teyze var, apartmanımızın bahçesinde kalıyor 2-3 yıldır. Son 1,5 yılda 4 doğum yaptı yanlış saymadıysak, 21 tane kedi doğurdu. Bütün yavrular birbirinden güzel. Ama her doğumda bir sorun oldu. Ölü doğan vardı galiba, ondan emin değilim. Ama 2. partide bütün yavruların gözünde sorun vardı. Çok iltihaplıydı gözleri. Ablam sürekli veterinere götürdü de damla damlattı kendisi, iyileştiler ama hep iyi kalmadılar. Onlardan 1 tanesi hala bizim bahçede, hala da bir gözü sıkıntılı. 6 haftalık olan 4. parti kedilerde ise deride enfeksiyon var. (600 liralık tedavi masrafları var, bunu karşılamak için ortak arayacağız.) Kedilerin çoğunun karnında, elinde falan elips şeklinde büyük kabuklar var. Bir tanesinin kuyruğu kangren olmuştu bu yüzden, ayağa bile kalkamıyordu. Yattığı yerde ishal ishal ihtiyacını görüyordu. Ameliyat ettiler sonra, ablam götürdü yine veterinere. Kuyruğu kesildi. Kesildikten sonra capcanlı bie hayan oldu, adını kuyruksuz koyduk haliyle :) yeniden sokakta, kardeşleriyle beraber.
Biz bu kediyi kısırlaştıralım mı? Veteriner de kısırlaştırın diyor.
Not: Kamile teyzenin fotoğrafını ekte görebilirsiniz.
Şimdi bizim bir Kamile teyze var, apartmanımızın bahçesinde kalıyor 2-3 yıldır. Son 1,5 yılda 4 doğum yaptı yanlış saymadıysak, 21 tane kedi doğurdu. Bütün yavrular birbirinden güzel. Ama her doğumda bir sorun oldu. Ölü doğan vardı galiba, ondan emin değilim. Ama 2. partide bütün yavruların gözünde sorun vardı. Çok iltihaplıydı gözleri. Ablam sürekli veterinere götürdü de damla damlattı kendisi, iyileştiler ama hep iyi kalmadılar. Onlardan 1 tanesi hala bizim bahçede, hala da bir gözü sıkıntılı. 6 haftalık olan 4. parti kedilerde ise deride enfeksiyon var. (600 liralık tedavi masrafları var, bunu karşılamak için ortak arayacağız.) Kedilerin çoğunun karnında, elinde falan elips şeklinde büyük kabuklar var. Bir tanesinin kuyruğu kangren olmuştu bu yüzden, ayağa bile kalkamıyordu. Yattığı yerde ishal ishal ihtiyacını görüyordu. Ameliyat ettiler sonra, ablam götürdü yine veterinere. Kuyruğu kesildi. Kesildikten sonra capcanlı bie hayan oldu, adını kuyruksuz koyduk haliyle :) yeniden sokakta, kardeşleriyle beraber.
Biz bu kediyi kısırlaştıralım mı? Veteriner de kısırlaştırın diyor.
Not: Kamile teyzenin fotoğrafını ekte görebilirsiniz.
İyi geceler herkese. Dün gece böyle bir duyuru açmaya çalıştım ama yazdıkça yazdım, yazdıkça yazdım. Konu saptı biraz ve çok uzun bir soru oldu, onu da cevaplayan herkese teşekkür ederim ayrıca. Bu sefer kısa tutmaya çalışacağım. Umarım bu sefer daha fazla yardım alabilirim.
İyi bir üniversitede zor bir mühendislik bölümü okuyorum, 2. senem bitti. Hazırlıkta resmen 9 ay tatil yaptım, yazın 2-2,5 ay çalışarak IELTS ile geçtim hazırlığı.
Normal derslerde ilk dönem her şey kolay gelmesine rağmen 0.44 ortalama yakaladım. 2. dönem bitti, benim ortalamam ancak 0.86 oldu. ÇÜNKÜ ÇALIŞMADIM.
Son gece olmadan çalışamıyorum. Diyelim ki bir ekonomi sınavı var, öncesinde 10 gün tatil. O 10 gün toplam 5 dakika falan çalışabiliyorum. Ama sınavdan önceki gece 5 saat çalışabiliyorum. Zevkli de oluyor. Ama geceyarısını geçmeden çalışamıyorum. Bazen akşam 11'de aylardır yapmadığım bir şeyi yapıyorum, gece 1'de başlıyorum derse. Sabah 6'ya kadar... 4 saat uyuyup uyanıyorum, çok da zinde bir şekilde kalkıyorum. Ama malesef o süre içerisinde konular yetişmiyor. Bu 2 yıllık üniversite hayatımda hiçbir sınava "oh bee her konuya hakimim" diyerek giremedim malesef. Hep aynı pişmanlık: "Keşke ilk vizeye de bu kadar çalışsaydım. O zaman hem o sınav iyi geçerdi, hem de bu sınava çok konu birikmezdi" diye hayıflanıyorum.
Yaz okulunda 3 ders alıyorum, 3'ünden de en kötü BB almam lazım sınıf tekrar etmemek için ama bu gidişle birinden kalıcam yine. ÇÜNKÜ ÇALIŞAMIYORUM.
Bu 7 ayda çok sağlık sorunu yaşadım ama onlardan önce de böyleydim, o yüzden sağlık sorunlarını çok önemli görmüyorum.
Hayattan soğudum resmen. Lütfen bana biraz tavsiye verin :( Ne yapmam lazım? Nasıl o masanın başına 1 saat boyunca oturabilirim? Benim sorunum ne?
Teşekkürler okuyan, kafa yoran, cevaplayan herkese.
İyi bir üniversitede zor bir mühendislik bölümü okuyorum, 2. senem bitti. Hazırlıkta resmen 9 ay tatil yaptım, yazın 2-2,5 ay çalışarak IELTS ile geçtim hazırlığı.
Normal derslerde ilk dönem her şey kolay gelmesine rağmen 0.44 ortalama yakaladım. 2. dönem bitti, benim ortalamam ancak 0.86 oldu. ÇÜNKÜ ÇALIŞMADIM.
Son gece olmadan çalışamıyorum. Diyelim ki bir ekonomi sınavı var, öncesinde 10 gün tatil. O 10 gün toplam 5 dakika falan çalışabiliyorum. Ama sınavdan önceki gece 5 saat çalışabiliyorum. Zevkli de oluyor. Ama geceyarısını geçmeden çalışamıyorum. Bazen akşam 11'de aylardır yapmadığım bir şeyi yapıyorum, gece 1'de başlıyorum derse. Sabah 6'ya kadar... 4 saat uyuyup uyanıyorum, çok da zinde bir şekilde kalkıyorum. Ama malesef o süre içerisinde konular yetişmiyor. Bu 2 yıllık üniversite hayatımda hiçbir sınava "oh bee her konuya hakimim" diyerek giremedim malesef. Hep aynı pişmanlık: "Keşke ilk vizeye de bu kadar çalışsaydım. O zaman hem o sınav iyi geçerdi, hem de bu sınava çok konu birikmezdi" diye hayıflanıyorum.
Yaz okulunda 3 ders alıyorum, 3'ünden de en kötü BB almam lazım sınıf tekrar etmemek için ama bu gidişle birinden kalıcam yine. ÇÜNKÜ ÇALIŞAMIYORUM.
Bu 7 ayda çok sağlık sorunu yaşadım ama onlardan önce de böyleydim, o yüzden sağlık sorunlarını çok önemli görmüyorum.
Hayattan soğudum resmen. Lütfen bana biraz tavsiye verin :( Ne yapmam lazım? Nasıl o masanın başına 1 saat boyunca oturabilirim? Benim sorunum ne?
Teşekkürler okuyan, kafa yoran, cevaplayan herkese.
Arkadaşlar, herkese güzel bir haftasonu diliyorum.
Uzun olduğunun farkındayım, lütfen biraz zaman ayırın ve mutlu edin benim sorumu okuyup cevaplayarak. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilmenizi isterim.
Önemli bir sıkıntım var, okuyup yardımcı olacağınızı ümit ediyorum. Zira kendime olan güvenim bile azalmaya başladı. Hiçbir zaman başarılı olamayacakmışım gibi hissediyorum.
Türkiye'de herkes tarafından iyi olduğu kabul edilen bir üniversitede mühendislik okuyorum. 2. senem bitti. Yani hazırlık bitti ve 1. sınıfın sonuna geldim.
Bizim okulun hazırlığı zordu. Ama ben o zamanlar yine çalışmıyordum. Sene içindeki sınavlarda gerekli ortalamayı tutturamayıp yazın yeterlilik (proficiency) sınavına giremedim. Girsem de geçemezdim zaten. Sonra IELTS'e hazırlandım 3 aya yakın bir süre. O süreçte 2 defa girdim ve sınavdan gerekli notu alıp hazırlığı geçmiş oldum ağustos ayının sonunda.
Sonra eylül ayında okul başladı. Ortak dersler işte hepinizin bildiği, ekonomi, matematik, bilgisayar programcılığı ve bölümün temelini oluşturan bir ders. Hepsi liseden bildiğim şeyler. Bu okula giren biri zaten o konuları yeteri kadar iyi bilerek okula giriyor. Ekonomi hariç, o da son derece zevkli bir ders. Programlama ile alakalı şeyler bile biliyordum lise yıllarından kalan. Ama ben çok boş bir dönem geçirdim. İlk sınavlarım ortalama civarındaydı, ama sonradan baya düştü notlarım. Bazı sınavlara çalışmadan girdim, neden bilmiyorum. Oturup çalışmak zor geldi. Konsantre olamadım, çok zordu sınavdan önce masaya oturup yarım saat bile olsa kafayı kaldırmadan ders çalışmak. 5 dakika oturup kalkıyordum. Ancak son gece saatlerce masanın başından kalkmadan çalışabiliyordum. Onda da konular yetişmiyordu. İlk vize için "konular az, her türlü yetişir" diyip mutlu mutlu oturuyordum, yetişmiyordu. İkinci vize için "ilk vizenin konularını bilmediğim için ikinci vizenin konularından önce ilkinin konularına bakmam lazım" diyordum, ilk vizenin konuları yetişiyordu ama sonrası yine yok. Gayet güzel öğreniyordum ilk vizenin konularını ama onlar da 2. vizede işe yaramıyor malesef. Bu şekilde giderken bir dersin finaline girebilmek için iki vizesinden toplam almam gereken notun 2 puan altında kalınca moralim çok bozuldu. Bundan 1 gün sonra kötü geçen başka bir sınavın ardından babam benimle 1 gün konuşmayınca baya kendimi yedim ben "diğer dersten kaldığımı aileme nasıl söyleyeceğim ben" diye. Sonra dönem bitti, 5 dersin 3'ünden kalmışım. 2'sinden D almışım. Ortalamam 0.44
Final haftasından sonra ağzımdan bir ameliyat geçirdim, birkaç gün konuşamadım ameliyattan dolayı (önemli bir ameliyat değildi ama zordu). Bu süreçte ailem bana sormak istemedi sınavları. Yeni dönemde daha başarılı olacağımı ümit ettiler. Gel gör ki bir başka sorun daha çıktı. Sürekli başım ağrıyordu. Ameliyattandır dedim, cerrahım "yok ameliyatın ağrısı 1 ayda geçer, sen nazılsın" falan dedi. 3 ay belirsiz bir baş ağrısıyla gezdim, sonra KBB doktorum ileri derecede sinüzit olduğunu söyledi. Daha önceden 3 aydan fazla süre ağrı kesici kullandım 200 doza yakın. Belki 100 doz da antibiyotik kullanmışımdır. Sinüzit için de bir sürü antibiyotik vs kullandım. Fayda etmedi. Doktor "ameliyatsız geçmez" dedi.
Bu dönemde derslerim biraz daha iyiydi. Ortalamanın üstüne çıktığım sınavlarda mutlu oldum falan, başarı kriterim o kadar düşmüş yani. Lisede böyle değildim ben. Neyse. Bu dönemde alamadığım 2 ders oldu önceki dönemden kalanlardan dolayı. Aldığım derslerden de bir şekilde ilerlerken yine vize toplamından dolayı kaldım başka bir dersten, bu sefer calculus-II dersiydi kaldığım. Ayrıca 2 tane daha dersten kaldım. Ortalamam 0.86
Finaller bittikten sonra haziran ortasında sinüzit ameliyatımı da oldum, gayet rahat geçti.
Haziran ayının sonunda yaz okulu başladı. 3 ders var. Biri calculus-II, diğerleri de iki tane temel ders. Bu derslerden en kötü B almam lazım ortalamayı 2.00'ın üstüne çıkarmak için, aksi taktirde sınıf tekrarı olacak ve bir sürü kısıtlana gelecek ders seçimiyle alakalı. Yani okulum uzayacak, bunun olmaması lazım. Aileme sözüm var 4 senede mezun olacağım diye, zaten okul uzatmak benim geçmişime yakışmaz.
Temel derslerim iyi başladı, onlarla herhangi bir sıkıntım yok. B alamasam da en kötü CB alırım gibi gözüküyor. Ama calculus yine sıkıntıda. İlk vizeye çalışmayıp rapor aldım, girmedim. İkinci vizeye çalışamadım yine, 0 aldım. Önümdeki 2 sınavdan en kötü 70 almam lazım. Çok zor değil ama çalışamıyorum ulan :( şu tatilde çalışayım dedim. 7 gün geçti, toplam 5 dakika falan çalışmışımdır. Calculus sınavına kaldı 2 günüm, ne yapacağımı bilmiyorum. Nefes almak bile istemiyorum, dersler gün geçtikçe büyüyor da altında eziliyorum sanki.
Geçen hafta bacağımda uyluk tarafında kasta tümör olduğu teşhis edildi. 3 sene önce çıkmıştı ilk defa, nüks etti şimdi. 30 seans radyoterapi görmüştüm nüksten korunmak için. Doktor radyoterapiden sonra %3 nüks eder demişti ama etti işte. Ama ben buna üzülmüyorum, derslerimin kötü olmasına üzülüyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sınavlar bitiyor 2 haftaya, ondan sonra ameliyat olacağım.
Ne yapayım, nasıl kendime geleyim, nasıl çalışayım lütfen biraz yardımcı olun? :(
Uzun olduğunun farkındayım, lütfen biraz zaman ayırın ve mutlu edin benim sorumu okuyup cevaplayarak. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilmenizi isterim.
Önemli bir sıkıntım var, okuyup yardımcı olacağınızı ümit ediyorum. Zira kendime olan güvenim bile azalmaya başladı. Hiçbir zaman başarılı olamayacakmışım gibi hissediyorum.
Türkiye'de herkes tarafından iyi olduğu kabul edilen bir üniversitede mühendislik okuyorum. 2. senem bitti. Yani hazırlık bitti ve 1. sınıfın sonuna geldim.
Bizim okulun hazırlığı zordu. Ama ben o zamanlar yine çalışmıyordum. Sene içindeki sınavlarda gerekli ortalamayı tutturamayıp yazın yeterlilik (proficiency) sınavına giremedim. Girsem de geçemezdim zaten. Sonra IELTS'e hazırlandım 3 aya yakın bir süre. O süreçte 2 defa girdim ve sınavdan gerekli notu alıp hazırlığı geçmiş oldum ağustos ayının sonunda.
Sonra eylül ayında okul başladı. Ortak dersler işte hepinizin bildiği, ekonomi, matematik, bilgisayar programcılığı ve bölümün temelini oluşturan bir ders. Hepsi liseden bildiğim şeyler. Bu okula giren biri zaten o konuları yeteri kadar iyi bilerek okula giriyor. Ekonomi hariç, o da son derece zevkli bir ders. Programlama ile alakalı şeyler bile biliyordum lise yıllarından kalan. Ama ben çok boş bir dönem geçirdim. İlk sınavlarım ortalama civarındaydı, ama sonradan baya düştü notlarım. Bazı sınavlara çalışmadan girdim, neden bilmiyorum. Oturup çalışmak zor geldi. Konsantre olamadım, çok zordu sınavdan önce masaya oturup yarım saat bile olsa kafayı kaldırmadan ders çalışmak. 5 dakika oturup kalkıyordum. Ancak son gece saatlerce masanın başından kalkmadan çalışabiliyordum. Onda da konular yetişmiyordu. İlk vize için "konular az, her türlü yetişir" diyip mutlu mutlu oturuyordum, yetişmiyordu. İkinci vize için "ilk vizenin konularını bilmediğim için ikinci vizenin konularından önce ilkinin konularına bakmam lazım" diyordum, ilk vizenin konuları yetişiyordu ama sonrası yine yok. Gayet güzel öğreniyordum ilk vizenin konularını ama onlar da 2. vizede işe yaramıyor malesef. Bu şekilde giderken bir dersin finaline girebilmek için iki vizesinden toplam almam gereken notun 2 puan altında kalınca moralim çok bozuldu. Bundan 1 gün sonra kötü geçen başka bir sınavın ardından babam benimle 1 gün konuşmayınca baya kendimi yedim ben "diğer dersten kaldığımı aileme nasıl söyleyeceğim ben" diye. Sonra dönem bitti, 5 dersin 3'ünden kalmışım. 2'sinden D almışım. Ortalamam 0.44
Final haftasından sonra ağzımdan bir ameliyat geçirdim, birkaç gün konuşamadım ameliyattan dolayı (önemli bir ameliyat değildi ama zordu). Bu süreçte ailem bana sormak istemedi sınavları. Yeni dönemde daha başarılı olacağımı ümit ettiler. Gel gör ki bir başka sorun daha çıktı. Sürekli başım ağrıyordu. Ameliyattandır dedim, cerrahım "yok ameliyatın ağrısı 1 ayda geçer, sen nazılsın" falan dedi. 3 ay belirsiz bir baş ağrısıyla gezdim, sonra KBB doktorum ileri derecede sinüzit olduğunu söyledi. Daha önceden 3 aydan fazla süre ağrı kesici kullandım 200 doza yakın. Belki 100 doz da antibiyotik kullanmışımdır. Sinüzit için de bir sürü antibiyotik vs kullandım. Fayda etmedi. Doktor "ameliyatsız geçmez" dedi.
Bu dönemde derslerim biraz daha iyiydi. Ortalamanın üstüne çıktığım sınavlarda mutlu oldum falan, başarı kriterim o kadar düşmüş yani. Lisede böyle değildim ben. Neyse. Bu dönemde alamadığım 2 ders oldu önceki dönemden kalanlardan dolayı. Aldığım derslerden de bir şekilde ilerlerken yine vize toplamından dolayı kaldım başka bir dersten, bu sefer calculus-II dersiydi kaldığım. Ayrıca 2 tane daha dersten kaldım. Ortalamam 0.86
Finaller bittikten sonra haziran ortasında sinüzit ameliyatımı da oldum, gayet rahat geçti.
Haziran ayının sonunda yaz okulu başladı. 3 ders var. Biri calculus-II, diğerleri de iki tane temel ders. Bu derslerden en kötü B almam lazım ortalamayı 2.00'ın üstüne çıkarmak için, aksi taktirde sınıf tekrarı olacak ve bir sürü kısıtlana gelecek ders seçimiyle alakalı. Yani okulum uzayacak, bunun olmaması lazım. Aileme sözüm var 4 senede mezun olacağım diye, zaten okul uzatmak benim geçmişime yakışmaz.
Temel derslerim iyi başladı, onlarla herhangi bir sıkıntım yok. B alamasam da en kötü CB alırım gibi gözüküyor. Ama calculus yine sıkıntıda. İlk vizeye çalışmayıp rapor aldım, girmedim. İkinci vizeye çalışamadım yine, 0 aldım. Önümdeki 2 sınavdan en kötü 70 almam lazım. Çok zor değil ama çalışamıyorum ulan :( şu tatilde çalışayım dedim. 7 gün geçti, toplam 5 dakika falan çalışmışımdır. Calculus sınavına kaldı 2 günüm, ne yapacağımı bilmiyorum. Nefes almak bile istemiyorum, dersler gün geçtikçe büyüyor da altında eziliyorum sanki.
Geçen hafta bacağımda uyluk tarafında kasta tümör olduğu teşhis edildi. 3 sene önce çıkmıştı ilk defa, nüks etti şimdi. 30 seans radyoterapi görmüştüm nüksten korunmak için. Doktor radyoterapiden sonra %3 nüks eder demişti ama etti işte. Ama ben buna üzülmüyorum, derslerimin kötü olmasına üzülüyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sınavlar bitiyor 2 haftaya, ondan sonra ameliyat olacağım.
Ne yapayım, nasıl kendime geleyim, nasıl çalışayım lütfen biraz yardımcı olun? :(
1,5 saat kadar önce 2 tane sigara içtim. Her zaman içtiğim sigara. Çok sigara içmem. Günde 2-3 tane falan içerim. En son 4 gece önce içtim galiba.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Sigaraları içtikten 5 dakika sonra garip bir hal geldi. Soğuk soğuk terlemeler, mide bulantısı, halsizlik falan. Oturdum bir süre, sonra duşa gittim ama nasıl terliyim... Esiyor da burası, sıcak değil çok. Midem bulandı biraz. Sonra duşa girdim, oturdum biraz suyun altında. Duşumu aldım çıktım, yine var aynı hal. Sanki düşük fps'li film gibi, kare kare hareket ediyorum titriyormuş gibi.
Şimdi de çok iyi değilim. Yatakta oturuyorum, ayağa kalktım az önce. Yine terledim.
Sigarayı camın önünde sol tarafımda cama doğru sarkarak içtim. Ne zaman böyle rahatsız bir pozisyonda içsem keyif alamam zaten.
Not: Bir önemi var mı bilmiyorum, nikotin değeri 0.8 mg. Camel Soft.
Bana bir şey olmaz dimi? Bayılacak gibi hissediyorum. Sağ kolum ve sağ bacağım da karıncalandı duştayken. İyi hissetmiyoruö.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Sigaraları içtikten 5 dakika sonra garip bir hal geldi. Soğuk soğuk terlemeler, mide bulantısı, halsizlik falan. Oturdum bir süre, sonra duşa gittim ama nasıl terliyim... Esiyor da burası, sıcak değil çok. Midem bulandı biraz. Sonra duşa girdim, oturdum biraz suyun altında. Duşumu aldım çıktım, yine var aynı hal. Sanki düşük fps'li film gibi, kare kare hareket ediyorum titriyormuş gibi.
Şimdi de çok iyi değilim. Yatakta oturuyorum, ayağa kalktım az önce. Yine terledim.
Sigarayı camın önünde sol tarafımda cama doğru sarkarak içtim. Ne zaman böyle rahatsız bir pozisyonda içsem keyif alamam zaten.
Not: Bir önemi var mı bilmiyorum, nikotin değeri 0.8 mg. Camel Soft.
Bana bir şey olmaz dimi? Bayılacak gibi hissediyorum. Sağ kolum ve sağ bacağım da karıncalandı duştayken. İyi hissetmiyoruö.
Bugün saat 13'te doktoruma mesaj attım. "X Bey iyi bayramlar. Nasılsınız iyisiniz umarım. Y Z ben" diye. Radyoloji raporumu atmam gerekiyordu da, bir giriş yapayım dedim Whatsapp üzerinden. 1 ay önce de Whatsapp üzerinden konuşmuştuk e-mail'ini hiçbir yerde bulamadık diye. Ama onda sadece meseleyi anlatıp raporu göndermiştim. Şimdi cevap vermedi mesajı görüp whatsapp'a girmesine rağmen, ben de bundan dolayı fotoğrafı attım.
Kendisi 50 yaşına yakın bir profesör, benden 25-30 yaş büyük yani. Sevgi de duyarım kendisine, o da bana sıcak davranır gittiğimde. Hayatımı kurtardı diyebilirim kendisi için.
Ayıp mı oldu acaba kendisine? Koskoca doktora hal hatır sormamam mı lazım benim?
Nor: Ben bayramdan sonra atarım diye düşünüyordum ama önemli bir mesele diye babam hemen atmamı söyledi.
Kendisi 50 yaşına yakın bir profesör, benden 25-30 yaş büyük yani. Sevgi de duyarım kendisine, o da bana sıcak davranır gittiğimde. Hayatımı kurtardı diyebilirim kendisi için.
Ayıp mı oldu acaba kendisine? Koskoca doktora hal hatır sormamam mı lazım benim?
Nor: Ben bayramdan sonra atarım diye düşünüyordum ama önemli bir mesele diye babam hemen atmamı söyledi.
Okulda dersteyim, serin bir sınıftayım. Gözümü kapattım 20 saniye kadar. Gözüm kapalıyken sol tarafınmdan biri elini yavaşça karnıma vuruyormuş gibi hissedip gözümü açtım, ama öyle bir şey olmuyordu. Biraz normal, uyku-uyanıklık arasındaki halde olur böyle.
Sonra yine gözümü kapattım, sanki birisi elime dokundu sert bir şekilde, irkildim biraz.
En son da gözümü kapattım, birkaç saniye sonra açtığımda sol ön tarafımda oturan çocuk yere sırt çantasını koyuyordu. Bana doğru bir köpek yaklaşıyor sandım bir anda, acayip korktum. Adrenalin boşalttım resmen. Normalde hiç köpekten korkmam.
Bu halde araba kullanmasam mı? Ne oluyo lan bana?
Sonra yine gözümü kapattım, sanki birisi elime dokundu sert bir şekilde, irkildim biraz.
En son da gözümü kapattım, birkaç saniye sonra açtığımda sol ön tarafımda oturan çocuk yere sırt çantasını koyuyordu. Bana doğru bir köpek yaklaşıyor sandım bir anda, acayip korktum. Adrenalin boşalttım resmen. Normalde hiç köpekten korkmam.
Bu halde araba kullanmasam mı? Ne oluyo lan bana?
İyi haftasonları sevgili duyuru mensupları. Size bir sorum var. Başkalarının görüşlerinden dolayı kendi davranışımı değiştireceğim pek yok da merak ediyorum. Bu havada montla gezen birini görseniz ne düşünürsünüz? Millet parmak arası terlikle, şortla geliyor okula. Ben kışın giydiğim kot pantolonumu, yine kışın giydiğim gömleğimi ve ince bir mont giyiyorum okula gelirken. Hepsi de siyah, gri falan. Arada bir mavi gömlek veya lacivert, bordo tişört falan giyiyorum. Mont bana güven veriyor sanki. Bir de cebinde bir sürü şey var anahtar, ıslak mendil, kuru mendil, kulaklık, sakız, çakmak falan gibi.
Bir de çok dikkat çeken biriyim, 1.90'dan fazla boy var ayıptır söylemesi. İnsanlar bana bakıyor falan, ben de kendimi bir garip hissediyorum.
Ne düşünüyorsunuz siz montla gezen birini görünce? Bu ne giymiş aq bu havada, vaay bu havaya rağmen giyimine özen gösteriyor, hasta olmuş heralde gibi şeyler mi düşünürsünüz?
Bir de çok dikkat çeken biriyim, 1.90'dan fazla boy var ayıptır söylemesi. İnsanlar bana bakıyor falan, ben de kendimi bir garip hissediyorum.
Ne düşünüyorsunuz siz montla gezen birini görünce? Bu ne giymiş aq bu havada, vaay bu havaya rağmen giyimine özen gösteriyor, hasta olmuş heralde gibi şeyler mi düşünürsünüz?
Bu iki sitenin bir farkı var mı? Bir de çalışma prensipleri nasıl açıklayabilir misiniz?
Ne demek bu kelime? Kimyada hep duyduğum ama hiç anlamadığım bir terim.
Diyelim ki bir ortamda 5 kız 2 erkek var. Bu erkeklerden biri hakikaten tipsiz, diğeri ortalamanın altında. Bu kızların çoğu, ortalamanın altındaki çocuk diğerine oranla daha tipli olduğu için onu tercih ediyorlar.
Veya araba almak için oto galeriye gidiyorsun. 2 tane araba var. Bir tanesi 20 yıllık, göze hoş gelmeyen bir Fransız arabası. Ötekisi normalde yüzüne bile bakmayacağın, sıradan bir Alman arabası. Ama Fransız arabasını gördükten bu araba normalden daha fazla ilgini çekiyor.
Bu durumun bir adı var mı? "Stockholm sendromu" gibi bir isim arıyorum.
Veya araba almak için oto galeriye gidiyorsun. 2 tane araba var. Bir tanesi 20 yıllık, göze hoş gelmeyen bir Fransız arabası. Ötekisi normalde yüzüne bile bakmayacağın, sıradan bir Alman arabası. Ama Fransız arabasını gördükten bu araba normalden daha fazla ilgini çekiyor.
Bu durumun bir adı var mı? "Stockholm sendromu" gibi bir isim arıyorum.
Bizim eve ne zaman bir eleman gelse (marangoz, elektrikçi, temizlikçi falan) kedi onun peşinden ayrılmıyor. Tanımak için desem tam değil. Çünkü misafir gelince oturuyor, kedi de ürkerek gelip kokluyor. Birkaç dakikaya alışıyor. Ama diğer insanlarda öyle değil. Taşınacağız birkaç haftaya, eve girip çıkan çok var. Geçenlerde halıcı geldi mesela. Kedi normalde kapı açıldığında hemen dışarı fırlar. Bu halıcılar evdeyken kapı o kadar açık kaldı, kedi bu elemanların başından ayrılmadı. Dün elektrikçi gelip evdeki spotları söktü, kedi hep peşinde gezdi elektrikçinin. Bugün marangoz geldi, kedi bakıyor bu adam ne yapıyor böyle diye.
Bunu çoğu kedi yapıyor olabilir, bilemiyorum. Ama merak ettiğim şey bunu neden yaptıkları. Alan koruması gibi bir şey mi? Yoksa sadece merak mı?
Bunu çoğu kedi yapıyor olabilir, bilemiyorum. Ama merak ettiğim şey bunu neden yaptıkları. Alan koruması gibi bir şey mi? Yoksa sadece merak mı?
5-6 saattir gözümde çok acayip bir yanma var. Gözümü açık tutamıyorum doğru düzgün, bununla birliktr biraz da yaş akıyor gözümden. Burnum da akmaya başladı. İğne batırıyorlar sanki gözüme. Suratımın üzerinde soğan doğranmış gibi hissediyorum. Ne oluyor böyle?
Bir de şu var. 2 hafta önce sinüzit ameliyatı oldum. Doktorum öncesinde demişti "bu ameliyatı olmazsak sinüslerindeki iltihap gözüne zarar verebilir" demişti. İnternetten araştırmalarım da sinüzit ile kör olup sinüzit ameliyatından sonra iyileşenlerin olduğunu doğruladı. Ameliyattan önceki birkaç gün de böyle bir ağrı ve çok fazla kızarıklık vardı gözümde, ama ameliyatın akşamında çok iyiydim. Ne ağrı, ne kızarıklık.
Not: Lens kullanıyorum. Ama bugün hiç takmadım.
Bir de şu var. 2 hafta önce sinüzit ameliyatı oldum. Doktorum öncesinde demişti "bu ameliyatı olmazsak sinüslerindeki iltihap gözüne zarar verebilir" demişti. İnternetten araştırmalarım da sinüzit ile kör olup sinüzit ameliyatından sonra iyileşenlerin olduğunu doğruladı. Ameliyattan önceki birkaç gün de böyle bir ağrı ve çok fazla kızarıklık vardı gözümde, ama ameliyatın akşamında çok iyiydim. Ne ağrı, ne kızarıklık.
Not: Lens kullanıyorum. Ama bugün hiç takmadım.
Birkaç gündür FIFA14 Ultimate team'de transferlerde baya bir azalma oldu. 10 gün önce bu saatlerde 2 milyon 300 bin live transfer vardı transfer market'te, şimdi 1,600,000 civarında. World Cup mode'dan dolayı deseme değil, o çıkalı 1 aydan fazla oldu çünkü. Nedendir bu azalma?
3 aylığına evindeki eliptik bisikleti kiraya verebilecek birini nereden bulabilirim?
1 yaşına yaklaşan erkek kedim 2-3 haftadır pirelerle uğraşıyor. 1 ay kadar önce evden 5-6 tane halıyı yıkamacıya gönderdik. 1 tane de yeni halı getirdik eve. Aşağı yukarı bu dönemde evde pireler fark ettik. Ben çok fark etmiyordum ama bizimkiler söyleyince ayaklarımda 15 tane falan pire ısırığı gördüm.
Bir de sokak kedileri bazen eve giriyor biz kapıyı açar açmaz. Bunun da etkisi olabilir pirelerin eve girmesinde.
Kedim sürekli kaşınıyor. İzliyoruz kediyi, mışıl mışıl uyurken bir anda kalkıp sırtını yalamaya ve kendini ısırmaya başlıyor. Rahat rahat uyuyamıyor kedi, üzülüyoruz hayvancağıza. Bir de yattığı yerden kalkınca siyah siyah kırıntılar görüyoruz yatağının üzerinde. O da pire yumurtasıymış sanırım.
Veterinere götürüp damlasını falan damlattık. 6 aydır damlatmıyorduk, bu bizim hatamız oldu malesef. Şimdi sürekli temizlik yapılıyor evde. Yavaş yavaş kurtulur muyuz pire istilasından? Ne yapmak lazım başka?
Bir de sokak kedileri bazen eve giriyor biz kapıyı açar açmaz. Bunun da etkisi olabilir pirelerin eve girmesinde.
Kedim sürekli kaşınıyor. İzliyoruz kediyi, mışıl mışıl uyurken bir anda kalkıp sırtını yalamaya ve kendini ısırmaya başlıyor. Rahat rahat uyuyamıyor kedi, üzülüyoruz hayvancağıza. Bir de yattığı yerden kalkınca siyah siyah kırıntılar görüyoruz yatağının üzerinde. O da pire yumurtasıymış sanırım.
Veterinere götürüp damlasını falan damlattık. 6 aydır damlatmıyorduk, bu bizim hatamız oldu malesef. Şimdi sürekli temizlik yapılıyor evde. Yavaş yavaş kurtulur muyuz pire istilasından? Ne yapmak lazım başka?
Fotoğraf çekerken insanlar neden vizörden bakma ihtiyacı hisseder? Benim bildiğim tek avantajı LCD ekran kapatıldığı için daha az şarj gidiyor vizmrden bakınca. Ama 15-20 dakikadan (toplam pil süresinin %10'u falan) fazla fark etmiyor diye biliyorum.
Bende de yarı profesyonel bir makine var, genelde LCD açıktır ve ekrandan bakarım fotoğraf çekerken. Vizörün hemen yanında sensör var ben gözümü yaklaştırınca LCD ekran kapanıyor.
Bazı insanlar sanki "ben profesyonelim" imajı vermek için makinenin vizöründen bakıyormuş gibi hissediyorum. Ama önemli bir nedeni varsa bilmek isterim.
Not: Benim makinede optik vizör yok, dijital vizör var. Yani LCD ekrandaki görüntü neyse bire bir aynısı var vizörde de.
Bende de yarı profesyonel bir makine var, genelde LCD açıktır ve ekrandan bakarım fotoğraf çekerken. Vizörün hemen yanında sensör var ben gözümü yaklaştırınca LCD ekran kapanıyor.
Bazı insanlar sanki "ben profesyonelim" imajı vermek için makinenin vizöründen bakıyormuş gibi hissediyorum. Ama önemli bir nedeni varsa bilmek isterim.
Not: Benim makinede optik vizör yok, dijital vizör var. Yani LCD ekrandaki görüntü neyse bire bir aynısı var vizörde de.
Günaydın herkese. Biraz önce TEM'den Etiler'e girmek için Etiler girişinin (yani Baltalimanı, R.Hisarüstü girişinin) 50 100 metre gerisinde emniyet şeridine girdim orada sağ şeritte olup da köprüye devam edecek insanları geçmek için. Emniyet şeridinde bir minibüs vardı, o çıktı şeritten ve oradaki polisle karşı karşıya kaldım. Hemen çıktım emniyet şeridinden. Köprü trafiğinden dolayı durma noktasında arabalar, hemen giremedim. O arada polis bir kağıt çıkardı ve beni not etti.
Ben gelmem gereken yere geldim ama ne bileyim gidip polis memuruyla konuşsam "hemen şuradan girecektin. Yolun başından beri hiç girmedi emniyet şeridine, tam girdim siz gördünüz" desem? Yardımcı olmaz mı? Veya kendi aramızda halletmeyi falan teklif etsem???
Çok oturdu içime ya.
Ben gelmem gereken yere geldim ama ne bileyim gidip polis memuruyla konuşsam "hemen şuradan girecektin. Yolun başından beri hiç girmedi emniyet şeridine, tam girdim siz gördünüz" desem? Yardımcı olmaz mı? Veya kendi aramızda halletmeyi falan teklif etsem???
Çok oturdu içime ya.
Geçen çarşamba sinüzit ameliyatı oldum. Ameliyat burundaki yolları açmak için yapıldı. Konkalar düzeltildi. Bu konka denen şey bildiğimiz et yani.
Ameliyat bilgilendirme kağıdında bir süre içmeyin diyor. Çok kötü durumda değilim. Daha önceden başka bir ameliyattan dolayı 43 gün içmemişliğim var yine bu sene. Ama bu sefer uzun sürmemeli.
Evet biliyorum, doktora sormak lazım böyle şeyleri. Kontrole babam da beraber geldiği için söyleyemedim doktora. Ancak yalnız gidecem de öyle konuşacam...
Ameliyat bilgilendirme kağıdında bir süre içmeyin diyor. Çok kötü durumda değilim. Daha önceden başka bir ameliyattan dolayı 43 gün içmemişliğim var yine bu sene. Ama bu sefer uzun sürmemeli.
Evet biliyorum, doktora sormak lazım böyle şeyleri. Kontrole babam da beraber geldiği için söyleyemedim doktora. Ancak yalnız gidecem de öyle konuşacam...
Tam evimizin önünde sokağın tam ortasında taşlar kalkmış. Veya etrafı da biraz çökmüş olabilir tam emin değilim. Geçen arabaların çoğu arabanın altını sürtüyor. İçim acıyor benim de, her seferinde irkiliyoruz zaten.
Bu hasarı nereye bildirmeliyiz de gelip yapsınlar? Ne zaman yaparlar bir de?
Bu hasarı nereye bildirmeliyiz de gelip yapsınlar? Ne zaman yaparlar bir de?
Aylardır çektiğim sinüzit sıkıntısından sonra dün ameliyat oldum. Burundaki sinüs yollarını açtılar.
Birkaç yıldır ortodontik tedavi görüyordum. Geçen hafta çıkarttılar tellerimi. Eskiden dişlerim tam kapanmazdı. Arka dişlerim birbirine değerdi, ön dişlerimin arası açık kalırdı. Tedaviden sonra ön dişlerim de birbirine değmeye başladı. Ama dün yatarken fark ettim ki sadece sol arkadaki alt ve üst dişlerim birbirine değiyor. Ön dişlerim değmiyor. Ön dişlerimin de üst üste gelmesi için alt çenemi 4-5 milimetre kadar sağa kaydırmam gerekiyor.
Neden oldu ki böyle? Bunların ne alakası olabilir burun ameliyatımla? Gerildim ben dişlerimi öyle farklı pozisyonda görünce.
Sinüzitim çok ilerlemişti. Biz de uzun yıllardır aile dostumuz olan çok iyi bir doktora yaptırdık ameliyatı.
Birkaç yıldır ortodontik tedavi görüyordum. Geçen hafta çıkarttılar tellerimi. Eskiden dişlerim tam kapanmazdı. Arka dişlerim birbirine değerdi, ön dişlerimin arası açık kalırdı. Tedaviden sonra ön dişlerim de birbirine değmeye başladı. Ama dün yatarken fark ettim ki sadece sol arkadaki alt ve üst dişlerim birbirine değiyor. Ön dişlerim değmiyor. Ön dişlerimin de üst üste gelmesi için alt çenemi 4-5 milimetre kadar sağa kaydırmam gerekiyor.
Neden oldu ki böyle? Bunların ne alakası olabilir burun ameliyatımla? Gerildim ben dişlerimi öyle farklı pozisyonda görünce.
Sinüzitim çok ilerlemişti. Biz de uzun yıllardır aile dostumuz olan çok iyi bir doktora yaptırdık ameliyatı.
Ameliyat ilginç şey. Önce hafiften uyuşturuyorlar seni. Üşüyorsun biraz. Tek sıkıntı etrafındaki insanlar üzgün ve çaresiz bakıyorlar sana. Etrafındaki insanlar sedyen ilerledikçe gözden kayboluyor. Asansör en alt kata iniyor ve üzerinde kırmızı renkle yazılmış kocaman bir "AMELİYATHANE" yazısı olan kapıdan geçiyorsun. Her geçtiğin kapıda ortam daha soğuk oluyor. En sonunda sedyeden ameliyat masasına geçip etrafındaki hazırlıkları takip ediyorsun. Gözünde lens yok, kalkıp her şeyi yakından incelemek geliyor içinden. Ama çok soğuk, üşüyorsun. Sonra anestezist gelip seninle küçük bir sohbet ediyor ve damarlarında bir soğukluk hissediyorsun. İyi uykular! Saatler geçiyor, senin üzerinde aklına gelmeyecek şeyler yapıyorlar ama hiçbir şey hissetmiyorsun. Soğuk bile hissedilmiyor.
Ameliyat ilginç şey, değil mi?
Ameliyat ilginç şey, değil mi?
Şimdi benim aklıma takılan bir şey var. Bu çiçekler bildiğim kadarıyla daha pahalı çiçekçi dükkanlarında. Bizim mahallenin dükkandaki adamı tanıdığım için hep ondan alıyorum çiçek lazım olunca. Ben gereksiz yere fazla para mı veriyorum?
Bugün annem bana çiçeğin fiyatını sorduktan sonra 100 liralık çiçeğin fiyatını 30-50 lira civarı diye tahmin etmesi benim içime oturmadı değil. Ama bukette lilyum ve muhteşem şıklıkta Ekvator gülleri vardı ithal. Yıllardır gereksiz yere fazla para mı veriyorum acaba ben?
Bugün annem bana çiçeğin fiyatını sorduktan sonra 100 liralık çiçeğin fiyatını 30-50 lira civarı diye tahmin etmesi benim içime oturmadı değil. Ama bukette lilyum ve muhteşem şıklıkta Ekvator gülleri vardı ithal. Yıllardır gereksiz yere fazla para mı veriyorum acaba ben?
Bu senede 2-3 defa karşıma çıktı sınavlarda bu konu, bugün de bütünlemede çıkar büyük ihtimalle. Birisi bana anlatabilir mi bunların farkı nedir?
İyi geceler,
Birkaç aydır sinüzit sıkıntısı çekiyorum. Bu hafta ameliyat olacağım büyük ihtimalle.
Acaba günde 4-5 tane içtiğim sigaranın bu sinüzite neden olma ihtimali var mıdır?
Sinüzit ileri derecede. Tipi de mantar sinüzitiymiş büyük ihtimalle.
Birkaç aydır sinüzit sıkıntısı çekiyorum. Bu hafta ameliyat olacağım büyük ihtimalle.
Acaba günde 4-5 tane içtiğim sigaranın bu sinüzite neden olma ihtimali var mıdır?
Sinüzit ileri derecede. Tipi de mantar sinüzitiymiş büyük ihtimalle.
Abim İspanya'ya gitti. 3-4 sene önce Barcelona forması isterdim heralde ama şimdi hiç içimden gelmiyor.
Ne istesem abimden? İçki harici bir şeyler söylerseniz mutlu olurum.
Edit: Şehir Barcelona bu arada.
Ne istesem abimden? İçki harici bir şeyler söylerseniz mutlu olurum.
Edit: Şehir Barcelona bu arada.
Eğer biri tarafından engellediysem bunu nasıl anlarım? Yıllardır last seen'i açık olan birinin last seen'ini göremiyorum birkaç gündür.
2 saati içinde Steam'den bir şey almam lazım. Benim adıma havale yapılması gerektiğinden 2-3 ay önce Garanti Bankası'ndan hesap açtırmıştık. Sonra kart da geçti elime. Paracard trink yazıyor üstünde.
Az önce Steam'e girdim bütün bilgileri. Visa yazıyor kartın üzerinde, onu da seçtim. Onaylayınca "Kredi kartı şirketiniz, kart bilgilerinizi reddetti" falan diyor, satın alamıyorum istediğim şeyi.
İnternet şubesine girdim. Kartlarım sekmesinden "kredi kartlarım"a basınca bir şey çıkmıyor, "banka kartlarım"a basınca çıkıyor benim hesap. Acaba bu kredi kartı değil, ondan mı alışveriş yapamıyorum? Var mıdır bununla internetten alışveriş yapmanın yolu?
Az önce Steam'e girdim bütün bilgileri. Visa yazıyor kartın üzerinde, onu da seçtim. Onaylayınca "Kredi kartı şirketiniz, kart bilgilerinizi reddetti" falan diyor, satın alamıyorum istediğim şeyi.
İnternet şubesine girdim. Kartlarım sekmesinden "kredi kartlarım"a basınca bir şey çıkmıyor, "banka kartlarım"a basınca çıkıyor benim hesap. Acaba bu kredi kartı değil, ondan mı alışveriş yapamıyorum? Var mıdır bununla internetten alışveriş yapmanın yolu?
Evet arkadaşlar. Ciddi bir konuyla karşınızdayım. Cuma günü düğünümüz var. Havanın yağmurlu olacağını öğrendiğimizden beri evde gergin bir hava var zaten. Bu akşam bir konu açıldı ve ben de buradaki tecrübeli arkadaşlara danışayım dedim.
Biz erkek tarafıyız, İstanbul bizim memleket. Kız tarafının memleket ise Hatay.
Şimdi cuma günü damat beyi gelin arabası alacak, arabayı bir şöför kullanıyor. Araba gidecek, gelin hanımı alacak ve ikisi beraber düğün yerine geçecekler. Planımız bu şekilde. Peki adetlerimiz, geleneklerimiz nasıldır? Günümüzde ne şekilde yapılıyor genel olarak? Erkek evinden sadece damat mı gider gelini almaya, babası da eşlik etmeli mi onlara?
Not: Herhangi bir konvoy, davul, zurna falan olmayacak. Sadece süslü bir gelin arabası, gelinlik giyen bir kız ve damatlık giyen bir adam var düğün belirtisi olarak.
Başka dikkat edilmesi gereken bir şey var mı? Önemli noktalara siz de değinirseniz çok mutlu olurum.
Teşekkürler herkese.
Biz erkek tarafıyız, İstanbul bizim memleket. Kız tarafının memleket ise Hatay.
Şimdi cuma günü damat beyi gelin arabası alacak, arabayı bir şöför kullanıyor. Araba gidecek, gelin hanımı alacak ve ikisi beraber düğün yerine geçecekler. Planımız bu şekilde. Peki adetlerimiz, geleneklerimiz nasıldır? Günümüzde ne şekilde yapılıyor genel olarak? Erkek evinden sadece damat mı gider gelini almaya, babası da eşlik etmeli mi onlara?
Not: Herhangi bir konvoy, davul, zurna falan olmayacak. Sadece süslü bir gelin arabası, gelinlik giyen bir kız ve damatlık giyen bir adam var düğün belirtisi olarak.
Başka dikkat edilmesi gereken bir şey var mı? Önemli noktalara siz de değinirseniz çok mutlu olurum.
Teşekkürler herkese.
1,5 yıldır annem galaxy s3 mini kullanıyor. Telefonda şebeke problemi var. Aranınca "aradığınız kişiye ulaşılamıyor" diyor, sorun Turkcell hattıyla ilgili değil. Telefonu servise gönderiyoruz, "bir sıkıntısı yok" diyip geri gönderiyorlar. Ben ne yapayım gidip Samsung servisinde hır gür çıkarsam yeni telefon verirler mi bize. Yani aynı telefonun sağlamını vermezler mi?
Günde 5 arama gelse 4 tanesi mesaj bırak diyor, birkaç dakika sonra kimaramış'tan mesaj geliyor.
Günde 5 arama gelse 4 tanesi mesaj bırak diyor, birkaç dakika sonra kimaramış'tan mesaj geliyor.
İyi geceler ahali,
Ben kendimi bildim bileli futbol izlerim. Her hafta en az 10 saatim futbol izleyerek geçer. Ben işin biraz daha taktik kısmına inmek istiyorum. Oyunu daha iyi okumak istiyorum.
Var mı antrenörlük kitabı falan?
Ben kendimi bildim bileli futbol izlerim. Her hafta en az 10 saatim futbol izleyerek geçer. Ben işin biraz daha taktik kısmına inmek istiyorum. Oyunu daha iyi okumak istiyorum.
Var mı antrenörlük kitabı falan?
Şimdi size çok temel birkaç soru soracağım.
TÜFE, TEFE falan ne oluyor tam olarak? Yüzdeleri neyi ifade ediyor? Bunlar ile enflasyon arasındaki bağlantı nedir?
Bir de yanlış bilmiyorsam enflasyon denen şey %7-8 gibi bir oran oluyor. Şimdi diyelim ki bir okulun yıllık fiyatı 20.000 lira. Bu ücret 22.000 liraya çıksa %10'luk bir zam yapılmış olmuyor değil mi? Daha az oluyor.
TÜFE, TEFE falan ne oluyor tam olarak? Yüzdeleri neyi ifade ediyor? Bunlar ile enflasyon arasındaki bağlantı nedir?
Bir de yanlış bilmiyorsam enflasyon denen şey %7-8 gibi bir oran oluyor. Şimdi diyelim ki bir okulun yıllık fiyatı 20.000 lira. Bu ücret 22.000 liraya çıksa %10'luk bir zam yapılmış olmuyor değil mi? Daha az oluyor.
İyi geceler ahali,
Önder Özen 3-4 gün önce BJK TV'de Hakan Gündoğar'ın sorularını falan cevaplamış ya. Yazı olarak buldum uzun bir metin ama ben bunu nereden izleyebilirim? İzlemek istiyorum.
Önder Özen 3-4 gün önce BJK TV'de Hakan Gündoğar'ın sorularını falan cevaplamış ya. Yazı olarak buldum uzun bir metin ama ben bunu nereden izleyebilirim? İzlemek istiyorum.