gerekçesi nedir yani, bakılan fal çıkmaz mıymış; falı bakan kişiye ayıp mı olurmuş; falın laneti gelip bizi mi vururmuş?
not: fala inanmıyorum da böyle söyleyenler de nedenini bilmedikleri için merak ettim.
not: fala inanmıyorum da böyle söyleyenler de nedenini bilmedikleri için merak ettim.
sitenin ismine uyması için .st ile biten bir domain alacağım ancak bir arkadaşım bu tarz uç domainlerin google'da bulunabilirliğinin falan sıkıntılı olduğunu söyledi. doğru mudur? ileride .com'a göre yaşayabileceğim ne gibi sıkıntılar doğar?
ha bir de .st en güvenilir, en ilgili nereden alınır bilen varsa ona hızlı kargo ile hayır duası yollanacaktır. kargo benden.
ha bir de .st en güvenilir, en ilgili nereden alınır bilen varsa ona hızlı kargo ile hayır duası yollanacaktır. kargo benden.
elimde iki tavuk ürünü var önceden ısıl işlem görmüş. birinin skt'si iki gün önce geçmiş ve paket çok hafif şişik durumda. diğerinin ise ambalajının üzerinde ufak bir kesik var.
bu ürünlerin hangisi yenir, ya da herhangi biri yenir mi?
not: evet malım cidden, sen kalk markete git iki şey al, biri öyle çıksın biri böyle. vallaha benden adam olmaz.
bu ürünlerin hangisi yenir, ya da herhangi biri yenir mi?
not: evet malım cidden, sen kalk markete git iki şey al, biri öyle çıksın biri böyle. vallaha benden adam olmaz.
fala inanmayan ve yalnızca eğlenmek isteyen ufak bir grup için izmir'de önerebileceğiniz ve "mantıklı konuşuyor." dediğiniz, çok da pahalı olmayan falcı önerileriniz alınır. (kahve falı tercihidir)
istanbul avrupa yakası için önerebilecek olan var mıdır?
ulaşımı nasıl sağlarız? otobüsler taksim'e giriyor mu? gece en son saat kaçta otobüs buluruz?
altı yaşındaki siyam kedisinin yanağında mercimek büyüklüğünde bir beze keşfettik. bezenin dışarıda ucu yok, içeride gibi duruyor. nedir, ne değildir?
bir aydır bir akrabamda kalıyorum. dört cigabayt kotalı interneti var. ben de gerek evden gerekse okuldan kotasız nete alışmış bir kişiydim. dikkat de ettim aşmamak için kotayı ama sanırım şu an almış başımı gitmiş durumdayım.
şimdi gerek ayıp olmasın diye, gerekse içim rahat etmeyeceğinden dolayı bu ayın internet masrafını ben ödemek istiyorum. bu akrabama teklif etsem reddedeceğini adım gibi biliyorum, bu nedenle gizli bir operasyon yürütmem lazım. bu kişi interneti otomatik ödemeye vermiş olabilir (büyük ihtimalle de öyle). ne yapmam lazım otomatik ödemeden önce benim ödeyebilmem için bu hedeyi?
şimdi gerek ayıp olmasın diye, gerekse içim rahat etmeyeceğinden dolayı bu ayın internet masrafını ben ödemek istiyorum. bu akrabama teklif etsem reddedeceğini adım gibi biliyorum, bu nedenle gizli bir operasyon yürütmem lazım. bu kişi interneti otomatik ödemeye vermiş olabilir (büyük ihtimalle de öyle). ne yapmam lazım otomatik ödemeden önce benim ödeyebilmem için bu hedeyi?
kitabın adı "disparate youth". bunu türkçe'ye öyle bir çeviririm ki yine kitap adı gibi durur diyen birileri var mı?
şimdi ben öyle bir şey istiyorum ki:
- farklı uzunluklarda sakal düzeltme olasılığı sağlasın
- gerektiğinde sinekkaydı traş yapabilsin (olursa iyi olur, olmasa da olur)
- ıslak kullanılabilsin/yıkanabilsin
- prize bağlı olarak kullanılabilsin
- bir de vücut için de kullanılabilse ne güzel olur.
hepsiburada'dan araştırdım biraz ama çok kararsız kaldım. braun almayın deniyor herhalde, çok iyi olmuyormuş, panasonic diyorlar iyi diye, remington okudum sonra moser falan derken ben kendimi kaybetmişim. yok mudur bu konuda yardımcı olabilecek birileri?
- farklı uzunluklarda sakal düzeltme olasılığı sağlasın
- gerektiğinde sinekkaydı traş yapabilsin (olursa iyi olur, olmasa da olur)
- ıslak kullanılabilsin/yıkanabilsin
- prize bağlı olarak kullanılabilsin
- bir de vücut için de kullanılabilse ne güzel olur.
hepsiburada'dan araştırdım biraz ama çok kararsız kaldım. braun almayın deniyor herhalde, çok iyi olmuyormuş, panasonic diyorlar iyi diye, remington okudum sonra moser falan derken ben kendimi kaybetmişim. yok mudur bu konuda yardımcı olabilecek birileri?
selamlar, yine ben ve yine bir alerji mevzusu.
kalıcı dövme yaptırmayı düşünüyorum ama oldukça kararsızım. yaptırmayı düşündüğüm şekli öncelikle geçici dövme olarak vücudumda bir süre taşımak istiyorum, eğer memnun kalırsam da kalıcı olarak yaptıracağım.
yalnız şöyle bir durum var ki, çocukken iki üç kez geçici dövme yaptırmıştım şu hint kınası ile yapılanlardan ve dövme yapılan yer bir güne kadar deterjan baloncukları gibi kabarıyor. ilk dövmeden sonrakinde alerjim var demiştim özellikle ve dövmeci adam "bu kına alerji yapmaz." da demişti ama yapıyor işte. dövme yapılan yer zevke gelip kabarmıyor ya?
sonuç olarak, benim geçici dövmede hangi malzemeyi seçmem gerek (yani öyle seçenekler varsa)? bir de istanbul için yer tavsiyesinde bulunmanız mümkün olabilir mi?
kalıcı dövme yaptırmayı düşünüyorum ama oldukça kararsızım. yaptırmayı düşündüğüm şekli öncelikle geçici dövme olarak vücudumda bir süre taşımak istiyorum, eğer memnun kalırsam da kalıcı olarak yaptıracağım.
yalnız şöyle bir durum var ki, çocukken iki üç kez geçici dövme yaptırmıştım şu hint kınası ile yapılanlardan ve dövme yapılan yer bir güne kadar deterjan baloncukları gibi kabarıyor. ilk dövmeden sonrakinde alerjim var demiştim özellikle ve dövmeci adam "bu kına alerji yapmaz." da demişti ama yapıyor işte. dövme yapılan yer zevke gelip kabarmıyor ya?
sonuç olarak, benim geçici dövmede hangi malzemeyi seçmem gerek (yani öyle seçenekler varsa)? bir de istanbul için yer tavsiyesinde bulunmanız mümkün olabilir mi?
aşırı. bir işe odaklanamıyorum kesinlikle. önceleri bilgisayardı telefondu dikkatimi dağıtıyor sanırdım ancak fark ettim ki bu etmenleri bir kenara bıraktığımda kafamda hikayeler kurgulamaya, ürün tasarlamaya, senaryo yazmaya, şarkı bestelemeye, gelecek ile ilgili planlar yapmaya, kısacası kendimi bir şekilde odaklanmam gereken işten uzaklaşmaya başlıyorum. bu iyice rahatsızlık verecek seviyeye ulaştı artık. her şey yarım yarım, bir şeyden ötekine geçmekten helak oldum artık. ne bu, psikolojik bir sorun mu yoksa kendim mi aşmam gerek? siz de bu derece yoğun yaşıyor musunuz bu durumu? (bir arkadaşıma göre fazla yaratıcılıktanmış, da vinci de aynısını yaşıyormuş falan da kendimi da vinci ile bir tutamayacağım, buna biraz güldükten sonra seçenek olarak sunmadan direkt eledim.)
medikal mi olsun soru mu diye uzunca düşünmemden sonra, medikal bir çözüm arayışında olmamdan ötürü soru olarak açmay uygun gördüm.
şimdi bende şöyle bir sorun var, sakalım çenemin altında yoğun çıkarken çene üstünde seyrek çıkıyor. haliyle uzadığında da el kaide militanı gibi duruyorum. e kısa kesmekten de bıktım, sakal bırakmak istiyorum.
hemen bazı cevapları bloke edelim, "liseyi bitir önce sonra çıkar onlar." falan diyecekler olacak muhtemelen; aynı sorunu babam da yaşıyormuş üniversitedeyken. şu anda düzgün çıkıyor sakalı, benim için de ileride düzelir diyorlar da ileride ne yapayım ben sakalı, belki girdiğim işten ötürü mecburen sinek kaydı kesmem gerekecek.
peki ne yapmak lazım bu üst bölgedeki sakalı gürleştirmek için? dediğim gibi, genel bir problem yok aslında, çene altındaki sakala yetişmesi yeterli benim için. ne yapmak ne etmek gerek, veyahutta yapılacak bir şeyler var mıdır?
şimdi bende şöyle bir sorun var, sakalım çenemin altında yoğun çıkarken çene üstünde seyrek çıkıyor. haliyle uzadığında da el kaide militanı gibi duruyorum. e kısa kesmekten de bıktım, sakal bırakmak istiyorum.
hemen bazı cevapları bloke edelim, "liseyi bitir önce sonra çıkar onlar." falan diyecekler olacak muhtemelen; aynı sorunu babam da yaşıyormuş üniversitedeyken. şu anda düzgün çıkıyor sakalı, benim için de ileride düzelir diyorlar da ileride ne yapayım ben sakalı, belki girdiğim işten ötürü mecburen sinek kaydı kesmem gerekecek.
peki ne yapmak lazım bu üst bölgedeki sakalı gürleştirmek için? dediğim gibi, genel bir problem yok aslında, çene altındaki sakala yetişmesi yeterli benim için. ne yapmak ne etmek gerek, veyahutta yapılacak bir şeyler var mıdır?
korku filmi tadında bir başlık seçtiğim için kusura bakmayın. az önce bacağımda sarı bir daire olduğunu gördüm, bir santim falan çapında bir dairelik kısım sararmış. bastırınca çok çok hafif, yani sadece varlığından söz edebileceğim kadar bir ağrı var. deriyi gerdiğimde de bu dairenin altında sanki ufak bir morartı/kızartı var gibi. ne dersiniz, lanetlendim mi?
şimdi ben brownie yapacağım, içine de beyaz çikolata koymak istiyorum ancak çikolata parça parça dursun, erimesin de istiyorum. malum, beyaz çikolata dediğimiz şeyi elimize bile alsak anında kendini bırakıveriyor pamuk prenses gibi, o brownienin içinde değil erimek, yanar mahvolur büyük ihtimalle. beyaz damla çikolata baktım da bugün, o da yok civarda. o zaman soruya gelelimç
1- pazartesi günü sabah erkenden sipariş verdiğimde, gün içinde bana beyaz damla çlkolata getirebilecek olan site/firma/pastane?
2- o olmadı diyelim, bu damla çikolatalar çok yağlı olduğu için erimiyormuş sanırım. beyaz çikolatayı eritip yağ falan katsam içine, sonra dondursam aynı işlevi görür mü, görürse eğer tam olarak ne yapmalıyım? (gülmeyin tamam)
maharetli duyurucuların ellerine sağlık şimdiden.
1- pazartesi günü sabah erkenden sipariş verdiğimde, gün içinde bana beyaz damla çlkolata getirebilecek olan site/firma/pastane?
2- o olmadı diyelim, bu damla çikolatalar çok yağlı olduğu için erimiyormuş sanırım. beyaz çikolatayı eritip yağ falan katsam içine, sonra dondursam aynı işlevi görür mü, görürse eğer tam olarak ne yapmalıyım? (gülmeyin tamam)
maharetli duyurucuların ellerine sağlık şimdiden.
gibi bir durum var mı? (eğer yoksa bilin de karaköy'de bir esnaf amca öyle diyor.)
soru başlıkta.
taksim'de insanlar toplanınca hemen gelsin tomalar, gelsin biberler. bunun en ufak bir yasal dayanağı var mı? polis suçsuz yere halka nasıl saldırabilir? bu ülkede ne yasalara dayanıyor ki demeyin, sokmuşum bu felsefeye yeter ulan! ne yapmak lazım buna karşı, bir şeyler diyin yemin ediyorum çıldırmak üzereyim.
metal alerjisi gibi saçmasapan bir alerji türüne sahip olduğumdan dolayı içime bir şey giymeden kemer takamıyorum. silikon saat ile saat kısmını hallettik, anahtarları cep yerine cüzdana/çantaya koyduk tamam da şu kemer mevzusu bir türlü çözüme ulaşmadı. sorum şudur ki, istanbul veya izmir'de (ya da internet üzerinden) plastik tokalı kemer satan bir bildiğiniz, gördüğünüz var mıdır? (kemere tırnak cilası sürüp denedim, üzerini bantladım falan da olmuyor maalesef, çok kısa süre işe yarıyorlar.)
kilolu bir insanım, evet. o kiloları verecem, ama nasıl? şu halimle spor salonuna gitmeye çekiniyorum, yani kilomdan dolayı değil aslında tam olarak çünkü omuzlar sağolsun kilomu göstermiyorum pek fazla. yine de ne bileyim, kendimi sanki spor salonunda vücut çalışan bir ayıcık gibi hissedecem (denendi onaylandı). bu yüzden evimdeki koşu bandında düzenli olarak spor yapma + dengeli beslenme ile öncelikle biraz zayıflayıp özgüven kazanmak, sonra kazandığım bu özgüveni spor salonunda vücut çalışmak suretiyle harcamak istiyorum. yağı kasa çevir şeklinde öneriler alıyorum sürekli ama emin olamadım, ne yapmak gerekir, hangisi daha mantıklı vs.
not: boy-kilo soracak olursanız akşam ölçüp yazayım. tartıya çıkmayalı yıl oldu ulan allah kahretmesin.
not: boy-kilo soracak olursanız akşam ölçüp yazayım. tartıya çıkmayalı yıl oldu ulan allah kahretmesin.
hani olur ya görmüşsünüzdür, kapaklarında üstsüz kaslı uzun saçlı adamların elbisesi sıyrılmış kadınlara arkadan sarıldıkları resimler olan aşk kitapları var, kapağın teması değişiyor biraz ama olayı hep aynı gibisinden. hah işte onları yayınlayan bir yayınevi vardı, helen mi harlen mi neydi hatta başı, neydi o?
vallaha böyle gereksiz bir şeyi hatırlayamadığım için delirmek üzereyim, yardım!
vallaha böyle gereksiz bir şeyi hatırlayamadığım için delirmek üzereyim, yardım!
biliyorsunuz, gezi parkı direnişinden çıkan en önemli kararlardan biri de (bence) boykot kararı. daha öncesinde de "ulan bok var gidiyoruz şu avmlere di'mi?" şeklinde düşünen biriydim ama avmleri ve emperyalist markaları hayatımdan çıkarmak üzerine bir uğraşım olmamıştı. (zaten çok odak noktası da değiller hayatımda, o yüzden rahatsız etmemiş olabilir.)
ancak artık kendimde o cesareti buldum: avmye girmemeye, yerli olsun yabancı olsun niyeti sömürmek olan mağazalardan alışveriş yapmamaya yemin ettim. oh çok rahatım şu anda, anlatamam...
diyemedim işte. şimdi ben giyim alışverişimi nerelerden yapabilirim merak ediyorum. beyoğlu'ndaki pasajlarda sanki bu tarz mağazalar vardı küçük küçük ama pek dikkat de etmedim doğrusu. böyle daha çok alternatif tarzda giysiler bulabileceğim (baskılı tişört, renkli kot, seslisözlük'e göre çevirisi lastik pabuç olan ama yeterince anlatmadığını düşündüğüm için ingilizcesini de vereceğim sneaker vs.) nereler vardır tercihen beyoğlu civarında? ha bu arada erkeğim ve xl giyiyorum, yanına iliştireyim bu bilgiyi de.
not: kendimi çok aciz hissettim yalnız. şu soruyu sormamın nedeni, istanbullu olmamam. izmir'de olsam avmye gitmeden rahatça yapabilirim alışverişimi ancak istanbul için istiklal'de cadde üzerindeki mağazalar ve bir-iki avm dışında bir yer bilmiyorum alışveriş yapabileceğim.
bu arada: her yer taksim, her yer direniş!
ancak artık kendimde o cesareti buldum: avmye girmemeye, yerli olsun yabancı olsun niyeti sömürmek olan mağazalardan alışveriş yapmamaya yemin ettim. oh çok rahatım şu anda, anlatamam...
diyemedim işte. şimdi ben giyim alışverişimi nerelerden yapabilirim merak ediyorum. beyoğlu'ndaki pasajlarda sanki bu tarz mağazalar vardı küçük küçük ama pek dikkat de etmedim doğrusu. böyle daha çok alternatif tarzda giysiler bulabileceğim (baskılı tişört, renkli kot, seslisözlük'e göre çevirisi lastik pabuç olan ama yeterince anlatmadığını düşündüğüm için ingilizcesini de vereceğim sneaker vs.) nereler vardır tercihen beyoğlu civarında? ha bu arada erkeğim ve xl giyiyorum, yanına iliştireyim bu bilgiyi de.
not: kendimi çok aciz hissettim yalnız. şu soruyu sormamın nedeni, istanbullu olmamam. izmir'de olsam avmye gitmeden rahatça yapabilirim alışverişimi ancak istanbul için istiklal'de cadde üzerindeki mağazalar ve bir-iki avm dışında bir yer bilmiyorum alışveriş yapabileceğim.
bu arada: her yer taksim, her yer direniş!
tüm bu olaylar için kullanılan ve bildiğiniz tüm hashtagleri öğrenmem mümkün müdür acaba? bunları kullanarak bazı föyler hazırlıyorum ve yarından itibaren bunları her yerde dağıtacağız. (kullanılmaması gerekiğini düşündüğünüz hashtagler de olur, hatta onlardan da lazım bolca olumluların yanında)
ha bir de biraz acil.
ha bir de biraz acil.
2009 yılında çıkan 160gb'lik ipod classic'lerden almayı planlıyorum (bazı yerlerde 6.5g bazı yerlerde de 7g olarak geçiyor.) ancak herkes ses kalitesinin kötü olduğundan bahsediyor. şimdi ben ne bir prodüktörüm ne de müzisyenim. şu anda ipod shuffle 6g kullanıyorum (yamulmuyorsam 6g oluyor, şu ufacık tuşsuz olandan sonra çıkan butonlu shuffle) ve 128kbps mp3 dinliyorum. bu kalite benim için yeterli, öyle kulaklarımda kristal altın gümüş berrak dağ esintisi falan hissetmeme hiç gerek yok. o halde sorularıma geçeyim:
1- classic bana şu anda sahip olduğum ses kalitesini sunacak mı? (çok saçma bir soru aslında ama o kadar şey okuyunca sorma ihtiyacı hissettim.)
2- avrupa için üretilen classic'lerin ses seviyelerinde kısıtlama varmış ve hatta son iki neslinde bu kısıtlama donanımsal olarak sağlanıyormuş. burada da kıstası şu an elimdeki shuffle olarak alırsak, ses seviyesinin mantıken shuffle ile aynı olması gerek, değil mi? (sonuçta o da bu kısıtlamaya tabi bir ürün olmalı.) "sesi çok kısık.", "müzik yeterince iyi duyulmuyor." gibi yorumları kaprisli kategorisine mi almalıyım?
ekleme: 6. nesil shuffle'ı iyi uydurmuşum. 4. nesil olacakmış o.
1- classic bana şu anda sahip olduğum ses kalitesini sunacak mı? (çok saçma bir soru aslında ama o kadar şey okuyunca sorma ihtiyacı hissettim.)
2- avrupa için üretilen classic'lerin ses seviyelerinde kısıtlama varmış ve hatta son iki neslinde bu kısıtlama donanımsal olarak sağlanıyormuş. burada da kıstası şu an elimdeki shuffle olarak alırsak, ses seviyesinin mantıken shuffle ile aynı olması gerek, değil mi? (sonuçta o da bu kısıtlamaya tabi bir ürün olmalı.) "sesi çok kısık.", "müzik yeterince iyi duyulmuyor." gibi yorumları kaprisli kategorisine mi almalıyım?
ekleme: 6. nesil shuffle'ı iyi uydurmuşum. 4. nesil olacakmış o.
notere gidip belgeleri aldım, 25 aralık'tan önce kyk'da olacak şekilde de postaladım. ancak sonra yoğunluktan bankaya gidip de kartımı alamadım. burs/kredi kazanıp kazanılmadığının sorgulandığı sayfada ocak ayının kredisini yattığı yazıyordu. şimdi baktım, bu tarz bir bilgi yok. acaba bankaya gitmediğim için (bir şeyler imzalanıyor orada sanırım) noter işini bir daha mı yapmam gerekecek?
başlığın biraz "sevgilimle öpüştük, hamile kalır mıyım?" tadında olduğunun farkındayım, kusura bakmayın. sigara kullanan bir arkadaşım yarın kan aldıracak. genel test yapılacağını söyledi. testten sanırım iki gün önce sigara içmiş. (bir de olabilir, orayı kaçırdım.) testte bu sigara çıkar mı?
tabii ki doktor "hmm, çocuğunuz iki gün önce bir kent switch içmiş anlaşılan..." demeyecek de ne bileyim tütün kullanıldığına dair herhangi bir bulguya rastlanır mı?
not: arkadaşım ben değilim. sigara kullanmıyorum.
tabii ki doktor "hmm, çocuğunuz iki gün önce bir kent switch içmiş anlaşılan..." demeyecek de ne bileyim tütün kullanıldığına dair herhangi bir bulguya rastlanır mı?
not: arkadaşım ben değilim. sigara kullanmıyorum.
eminönü, tahtakale ve civarında polimer kil (fazlaca renk seçeneği ile birlikte), pişirilebilir yapıştırıcı ve toz pastel satan, bunları bir de uygun fiyata satan bir yerler bileniniz vardır kesin?
tercihen maslak, taksim veya beşiktaş'ta bulunan, pazar günleri açık fotokopici bilen acil beri gelebilirse çok makbule geçecek. acil ama. çok acil.
bir oyun yapmayı düşünüyorum. oyun kar amacı gütmeyecek ve bedava olarak oynanabilecek. ancak oyun müzik üzerinden dönecek, bir tür online guitar hero olarak düşünebilirsiniz, öyle olmasa da. oyunda istediğim şarkıyı kullanabilir miyim, sonuçta hizmeti bedavaya sunacağım için şarkıların telif haklarını ihlal etmiş olur muyum? bir de frets on fire gibi oyunlar şarkıları nasıl kullanabiliyorlar?