iyi günler arkadaşlar, amatic fonta benzeyen KÜÇÜK HARF içeren font arıyorum.
aslında aradığım font amatic ama küçük harf olmadığı için başka arıyorum mecbur. yani amaticin küçük harflisini bulsanız o da yürür :)
aslında aradığım font amatic ama küçük harf olmadığı için başka arıyorum mecbur. yani amaticin küçük harflisini bulsanız o da yürür :)
diş beyazlatma ve diş taşı temizliği için özel diş hekimleri veya hastaneleri ne kadar alırlar? en azından aşağı yukarı fiyat söyleseniz?
ek not: izmirde konak diş hastanesi vardı, hizmeti çok güzeldi.
istanbulda bunun gibi "devletin" düzgün hizmet veren hayvan gibi sıra beklemediğiniz diş hastanesi var mıdır?
ek not: izmirde konak diş hastanesi vardı, hizmeti çok güzeldi.
istanbulda bunun gibi "devletin" düzgün hizmet veren hayvan gibi sıra beklemediğiniz diş hastanesi var mıdır?
anadolu yakasında eli yüzü düzgün bir ulaşımı olan yerde eve çıkmak istiyorum.
geçen sene istanbula taşındım ve taşındığımda bütçem gereği taşdelen'de baya güzel bir binada eve çıkmam gerekti. (kirası 700'dü, 750 oldu)
bina harika. insanın psikolojisini düzeltiyor. salonun bir duvarı komple cam, yüksek kattayım, süreli aydınlık. yani nasıl anlatayım; üsküdar ve beşiktaşta arkadaşlarım var örneğin. cam açamıyorlar, çünkü 3 metre önlerinde başka ev var. evin içinde rahat değiller haliyle.
benim binam öyle değil, açık. istersem tüm camlar açık oturabiliyorum, yakındaki binayla aramızda 25-30 metre mesafe var.
ve ben bunu istiyorum işte. bu hali. ferah bir ev olsun, camımı penceremi rahat rahat açabileyim istiyorum.
anadolu yakasında, lokasyon olarak toplu taşımaya daha müsait nerede bu gibi bir ev bulabilirim? nerelerden bakmalıyım? dediğim gibi, toplu taşıma önemli bir kriter. yani metro olsun veya metrobüs olsun veya merkezi yerlere "yolu uzatmadan" giden otobüs veya dolmuşlar olsun. yani bişi olsun ama, akıl sağlığımı koruyacak bir şey olsun.
artık taşdelende yaşanmıyor. şile otobanı kapanmış durumda. alternatif yol zaten yok. mahvoluyorum.
bana lokasyon verir misiniz?
bütçem uçuk değil. siz bana, istediğim özelliklerde en ucuz nerelerde ev bulabilirim onu söylerseniz ben bakınabilriim. 2000'den yükseğe çıkma ihtimalim yok.
ki muhtemelen 2000 civarına da böyle bir daire bulma ihtimalim yok.
geçen sene istanbula taşındım ve taşındığımda bütçem gereği taşdelen'de baya güzel bir binada eve çıkmam gerekti. (kirası 700'dü, 750 oldu)
bina harika. insanın psikolojisini düzeltiyor. salonun bir duvarı komple cam, yüksek kattayım, süreli aydınlık. yani nasıl anlatayım; üsküdar ve beşiktaşta arkadaşlarım var örneğin. cam açamıyorlar, çünkü 3 metre önlerinde başka ev var. evin içinde rahat değiller haliyle.
benim binam öyle değil, açık. istersem tüm camlar açık oturabiliyorum, yakındaki binayla aramızda 25-30 metre mesafe var.
ve ben bunu istiyorum işte. bu hali. ferah bir ev olsun, camımı penceremi rahat rahat açabileyim istiyorum.
anadolu yakasında, lokasyon olarak toplu taşımaya daha müsait nerede bu gibi bir ev bulabilirim? nerelerden bakmalıyım? dediğim gibi, toplu taşıma önemli bir kriter. yani metro olsun veya metrobüs olsun veya merkezi yerlere "yolu uzatmadan" giden otobüs veya dolmuşlar olsun. yani bişi olsun ama, akıl sağlığımı koruyacak bir şey olsun.
artık taşdelende yaşanmıyor. şile otobanı kapanmış durumda. alternatif yol zaten yok. mahvoluyorum.
bana lokasyon verir misiniz?
bütçem uçuk değil. siz bana, istediğim özelliklerde en ucuz nerelerde ev bulabilirim onu söylerseniz ben bakınabilriim. 2000'den yükseğe çıkma ihtimalim yok.
ki muhtemelen 2000 civarına da böyle bir daire bulma ihtimalim yok.
şuanki gidişat sanki bunu gösteriyor.
rusya ve çin zaten an itibariyle suriyeyi işgal etmiş durumda ve içinde müslüman barındıran ne kadar mevzi varsa hepsini bombalıyorlar. videolar düştü bile. rusyanın insafı yoktur, suriyede nefes alan tek müslüman kalmayana dek bombalama sürer.
ama iş sanki bu bombalamanın ötesine taşınacak gibi.
avrupa, aptal sosyal devlet anlayışıyla islamı terörü adeta körükledi. islami teröristler, tüm avrupa'da "din özgürlüğü" adı altında inanılmaz örgütlendi, eğitildi ve hiçbir yerde olmayacakları rahatlıkta davrandılar. haliyle şuan avrupa kamuoyunda inanılmaz bir nefret var.
putin'in geçen günkü açıklaması da zaten "isis tüm dünyaya islamı yaymaya çalışıyor, buna karşı tdbir alınmalı" idi.
yani yanlış anlamıyorsam, avrupa ve rusyada artık "müslüman faaliyetlere" pek izin verilmeyecek. şuanki gelişmeleri daha iyi bilenler vardır elbette ama bundan sonraki adımlar, islami okul veya derneklerin kapatılması, camilerin kontrol altında tutulması ve müslümanların birbirini örgütleyeceği her türlü yapılanma ve davranışların engellenmesi şeklinde olacak gibi gözüküyor.
yani, tabi siz ne düşünüyorsunuz ben asıl bunu merak ettim.
önemli not: rusya suriyeye ışid'i vurmaya değil. tüm islami örgütleri yok etmeye gitti. ışid ve öso hedefleri aynı anda yerlebir ediliyor an itibariyle.
rusya ve çin zaten an itibariyle suriyeyi işgal etmiş durumda ve içinde müslüman barındıran ne kadar mevzi varsa hepsini bombalıyorlar. videolar düştü bile. rusyanın insafı yoktur, suriyede nefes alan tek müslüman kalmayana dek bombalama sürer.
ama iş sanki bu bombalamanın ötesine taşınacak gibi.
avrupa, aptal sosyal devlet anlayışıyla islamı terörü adeta körükledi. islami teröristler, tüm avrupa'da "din özgürlüğü" adı altında inanılmaz örgütlendi, eğitildi ve hiçbir yerde olmayacakları rahatlıkta davrandılar. haliyle şuan avrupa kamuoyunda inanılmaz bir nefret var.
putin'in geçen günkü açıklaması da zaten "isis tüm dünyaya islamı yaymaya çalışıyor, buna karşı tdbir alınmalı" idi.
yani yanlış anlamıyorsam, avrupa ve rusyada artık "müslüman faaliyetlere" pek izin verilmeyecek. şuanki gelişmeleri daha iyi bilenler vardır elbette ama bundan sonraki adımlar, islami okul veya derneklerin kapatılması, camilerin kontrol altında tutulması ve müslümanların birbirini örgütleyeceği her türlü yapılanma ve davranışların engellenmesi şeklinde olacak gibi gözüküyor.
yani, tabi siz ne düşünüyorsunuz ben asıl bunu merak ettim.
önemli not: rusya suriyeye ışid'i vurmaya değil. tüm islami örgütleri yok etmeye gitti. ışid ve öso hedefleri aynı anda yerlebir ediliyor an itibariyle.
illa ki borcu aylarca geciktirince mi kabul ediyor bankalar?
şuan bir kredi kartım 4000tl ekstre ile gelecek ve mahvolacağım.
bunu yapılandırmam mümkün değil midir?
not: denizbank
şuan bir kredi kartım 4000tl ekstre ile gelecek ve mahvolacağım.
bunu yapılandırmam mümkün değil midir?
not: denizbank
gençlik ateşiyle yanıp tutuşan arkadaşlar, gelecekteki üç kuruşluk maaşınızı senelerce bu ödemeyle eritmek istemiyorsanız uyarmış olayım:
GSS'yi öyle ya da böyle devlet sizden alacak. bunu neden yazdım? şu sözlükte 10 entryden 9'u "ödeyeni s...." şeklinde de o yüzden yazdım. o yüzden tekrar yazıyorum: o parayı ödeyeceksiniz.
ben gss'yi falan savunmuyorum bu arada. yanlış anlamayın.
ama kendinizi aptalca yakmayın. gidin şu gelir testini yaptırın ve çalışıyor/okuyor/anne üstünden bakılabiliyor olduğunuz yılların ücretlerini düşün ve geliriniz yoksa da kendinizi "gelir yok" olarak kaydettirip şu borcunuzu sildirin.
2015 yılındayız. bir taraflarınızı da yırtsanız, bu borç unutulup gitmeyecek. ve devlet bu derece büyük bir krizdeyken o parayı sizden alacak.
ileride işte çalışacaksınız, bankadaki maaşınızın 4'te 1'ine el koya koya ödetecekler. faiziyle, masraflarıyla şimdikinin 3 katını ödetecekler.
o yüzden aptalca davranmadan önce, borcunuzu düşürtün, kendinizi alt gelir segmentine kaydettirin.
ondan sonra ödemiyorsanız ödemeyin.
ama şu "6bin yazmışlar bok öderim"ci tayfa, size diyorum: gidin o borcu sildirin önce. 300-400tl ye düşsün. sonra ödemiyorsanız ödemeyin.
annenize babanıza,
eşinize çocuğunuza,
ve geleceğinize şu aptalca inadınız yüzünden normalin üstünde yansıyacak borcu ittirmeyin.
ÖNEMLİ NOT: 3 sene önce parasız ve işsizdim. ve aylık ödemem 0tl'ye düşrüülmüştü. yalan söylemiyorsanız ve kendinizi "zengin göstermek" için ekstra çaba harcamıyorsanız bu sistemden size borç falan çıkmaz.
bana çıkmadıysa size de çıkmaz. gelirim yok dedim, telefonum aşağı modeldi yazdım, bilgisayarımı yazdım ve başka hiçbir şeyim olmadığını söyledim. ailemin gelirini de yazdım. ve ödemedim. bu kadar basit.
GSS'yi öyle ya da böyle devlet sizden alacak. bunu neden yazdım? şu sözlükte 10 entryden 9'u "ödeyeni s...." şeklinde de o yüzden yazdım. o yüzden tekrar yazıyorum: o parayı ödeyeceksiniz.
ben gss'yi falan savunmuyorum bu arada. yanlış anlamayın.
ama kendinizi aptalca yakmayın. gidin şu gelir testini yaptırın ve çalışıyor/okuyor/anne üstünden bakılabiliyor olduğunuz yılların ücretlerini düşün ve geliriniz yoksa da kendinizi "gelir yok" olarak kaydettirip şu borcunuzu sildirin.
2015 yılındayız. bir taraflarınızı da yırtsanız, bu borç unutulup gitmeyecek. ve devlet bu derece büyük bir krizdeyken o parayı sizden alacak.
ileride işte çalışacaksınız, bankadaki maaşınızın 4'te 1'ine el koya koya ödetecekler. faiziyle, masraflarıyla şimdikinin 3 katını ödetecekler.
o yüzden aptalca davranmadan önce, borcunuzu düşürtün, kendinizi alt gelir segmentine kaydettirin.
ondan sonra ödemiyorsanız ödemeyin.
ama şu "6bin yazmışlar bok öderim"ci tayfa, size diyorum: gidin o borcu sildirin önce. 300-400tl ye düşsün. sonra ödemiyorsanız ödemeyin.
annenize babanıza,
eşinize çocuğunuza,
ve geleceğinize şu aptalca inadınız yüzünden normalin üstünde yansıyacak borcu ittirmeyin.
ÖNEMLİ NOT: 3 sene önce parasız ve işsizdim. ve aylık ödemem 0tl'ye düşrüülmüştü. yalan söylemiyorsanız ve kendinizi "zengin göstermek" için ekstra çaba harcamıyorsanız bu sistemden size borç falan çıkmaz.
bana çıkmadıysa size de çıkmaz. gelirim yok dedim, telefonum aşağı modeldi yazdım, bilgisayarımı yazdım ve başka hiçbir şeyim olmadığını söyledim. ailemin gelirini de yazdım. ve ödemedim. bu kadar basit.
şimdi bir site yapıcam. sitedeki satış/rezervasyon işlemleri için satıcılar şöyle filtreler koyabilecek:
"Her çarşamba x tl yap"
"Her günün 10.00 18.00 arası alışverişleri x tl yap"
"Her cumartesi x tl yap"
gibi komutlar verebielcekler.
burada tek bir ürün satılıyor ve ürünün fiyatı atıyorum: 200tl.
"çarşamba günleri 150tl'den sat" diyecek, o fiyattan satılacak. ama tüm çarşambalar için.
"sabah 10.00 - 18.00 arası olan rezervasyonları 120tl yap" diyecek ve tüm günler için geçerli olacak.
21 ekim ile 30 ekim arasında 140tl yap diyecek.
vs.
şimdi, ben bunu nasıl bir veritabanı kurgusunda işleyebilirim sizce?
edit: yani söylemeye çalıştığım şey, bunca farklı zaman türü varken (bir tanesi çarşambaları alıyor, bir tanesi saat alıyor, bir tanesi tarih aralığı alıyor) bunları en güzel nasıl bir kurguda tamamlayabilirim?
indirim diye bir tablom olsa
tablonun bir sütunu: kıstas diğer sütunu fiyat olsa, diye düşündüm. ı-ıh olmadı. nasıl olur?
"Her çarşamba x tl yap"
"Her günün 10.00 18.00 arası alışverişleri x tl yap"
"Her cumartesi x tl yap"
gibi komutlar verebielcekler.
burada tek bir ürün satılıyor ve ürünün fiyatı atıyorum: 200tl.
"çarşamba günleri 150tl'den sat" diyecek, o fiyattan satılacak. ama tüm çarşambalar için.
"sabah 10.00 - 18.00 arası olan rezervasyonları 120tl yap" diyecek ve tüm günler için geçerli olacak.
21 ekim ile 30 ekim arasında 140tl yap diyecek.
vs.
şimdi, ben bunu nasıl bir veritabanı kurgusunda işleyebilirim sizce?
edit: yani söylemeye çalıştığım şey, bunca farklı zaman türü varken (bir tanesi çarşambaları alıyor, bir tanesi saat alıyor, bir tanesi tarih aralığı alıyor) bunları en güzel nasıl bir kurguda tamamlayabilirim?
indirim diye bir tablom olsa
tablonun bir sütunu: kıstas diğer sütunu fiyat olsa, diye düşündüm. ı-ıh olmadı. nasıl olur?
baya geç izledim, hoşuma gitti açıkçası. baya saçmalık ve klişe barındırıyordu ama yine de beğenmemek için yeterli sebep değil :)
1. Edmund un gezegen en kıyak gezegen, bizim kız nefes bile alabiliyor. hatta koloni bile kuracak galiba doğru mu?
2. bizim coopers, kadının istediği olmasın diye dr mann'in gezegenine gidiyorlar. yanlış gezegen olsa da, bu sayede cooper kendini karadeliğe atmış oluyor.
3. kendini karadeliğe atmış olduğu için, "yerçekimi problemi"ni çözecek olan formülün eksik parçasını görüyor.
4. kızına formülün bu eksik parçasını götürüyor.
5. kızının formülü sayesinde, bizim insanoğlu, milyonlarca insanı, hayvan gibi kütleleri yaşam için en uygun mesafede bulunan satürn tarafnda bir noktaya götürüyor.
6. orada kendilerine suni yerler oluşturuyorlar. uygun gezegen bulana kadar orada yaşayacaklar.
7. sonuç olarak bizim hatunun da doğru gezegeni bulduğunu anlıyoruz. yani orada birkaç tane farklı üste yer alan insanoğlu, buradan o gezegene taşınacak.
doğru mu?
1. Edmund un gezegen en kıyak gezegen, bizim kız nefes bile alabiliyor. hatta koloni bile kuracak galiba doğru mu?
2. bizim coopers, kadının istediği olmasın diye dr mann'in gezegenine gidiyorlar. yanlış gezegen olsa da, bu sayede cooper kendini karadeliğe atmış oluyor.
3. kendini karadeliğe atmış olduğu için, "yerçekimi problemi"ni çözecek olan formülün eksik parçasını görüyor.
4. kızına formülün bu eksik parçasını götürüyor.
5. kızının formülü sayesinde, bizim insanoğlu, milyonlarca insanı, hayvan gibi kütleleri yaşam için en uygun mesafede bulunan satürn tarafnda bir noktaya götürüyor.
6. orada kendilerine suni yerler oluşturuyorlar. uygun gezegen bulana kadar orada yaşayacaklar.
7. sonuç olarak bizim hatunun da doğru gezegeni bulduğunu anlıyoruz. yani orada birkaç tane farklı üste yer alan insanoğlu, buradan o gezegene taşınacak.
doğru mu?
ışınlanma ile ilgili merak ettiğim bir şey var.
anladığım kadarıyla, biz, biz olarak asla ışınlanamayız çünkü madde ışık hızına ulaşamaz. doğru mu? doğru.
peki, teorik olarak şuan "ışık hızına çıkma" meselesini nasıl halletmeyi düşünüyorlar.
aklımda şöyle bir şey belirdi ama "inanılmaz saçma beyinsiz mal" diyebilirsiniz, ben de ses etmem. neticede cidden çok cahilim. anlatayım:
insan vücudunun şuanki halinin, en küçük dna'sına kadar bir matematik hali vardır sanıyorum. bizim henüz bunu "datalaştıracak" teknolojimiz olmasa da, bir teknoloji ile insan vücudunun tamamı datalara dönüştürülebilir.
bu datalar ışık hızıyla, bir alıcıya gönderilir.
alıcı da bu datalar eşliğinde 3d printer vb. bir cihazla bizi orada birebir yeniden üretir. (klonlamak gibi değil, klonlamak embriyodan yapılıyor. ben bitmiş ve bugünkü halimizin birebir aynısının, en küçük noktasına kadar kopyalanmasından bahsediyorum)
haliyle, istediğiniz donanıma sahip insanları, aya veya marsa ışınlamış olursunuz.
tamam, çok saçma, biliyorum.
ama böyle değilse nasıl ışınlanılabilecek?
yani ben olaya biraz şu radyo sinyali kafasıyla baktım aslında.
radyo sinyalleri her an heryerdedir, ancak bir alıcı taktığınız an, o an sadece alıcının ucundadır.
biz de kendi datamızı her an heryere gönderip, alıcı aracılığıyla yalnızca oluşturulduğumuz yerde varolabiliriz.
neyse, cidden saçma oldu biliyorum. ama kısıtlı bilgim olan bir konuda kafa yorunca böyle oluyor.
anladığım kadarıyla, biz, biz olarak asla ışınlanamayız çünkü madde ışık hızına ulaşamaz. doğru mu? doğru.
peki, teorik olarak şuan "ışık hızına çıkma" meselesini nasıl halletmeyi düşünüyorlar.
aklımda şöyle bir şey belirdi ama "inanılmaz saçma beyinsiz mal" diyebilirsiniz, ben de ses etmem. neticede cidden çok cahilim. anlatayım:
insan vücudunun şuanki halinin, en küçük dna'sına kadar bir matematik hali vardır sanıyorum. bizim henüz bunu "datalaştıracak" teknolojimiz olmasa da, bir teknoloji ile insan vücudunun tamamı datalara dönüştürülebilir.
bu datalar ışık hızıyla, bir alıcıya gönderilir.
alıcı da bu datalar eşliğinde 3d printer vb. bir cihazla bizi orada birebir yeniden üretir. (klonlamak gibi değil, klonlamak embriyodan yapılıyor. ben bitmiş ve bugünkü halimizin birebir aynısının, en küçük noktasına kadar kopyalanmasından bahsediyorum)
haliyle, istediğiniz donanıma sahip insanları, aya veya marsa ışınlamış olursunuz.
tamam, çok saçma, biliyorum.
ama böyle değilse nasıl ışınlanılabilecek?
yani ben olaya biraz şu radyo sinyali kafasıyla baktım aslında.
radyo sinyalleri her an heryerdedir, ancak bir alıcı taktığınız an, o an sadece alıcının ucundadır.
biz de kendi datamızı her an heryere gönderip, alıcı aracılığıyla yalnızca oluşturulduğumuz yerde varolabiliriz.
neyse, cidden saçma oldu biliyorum. ama kısıtlı bilgim olan bir konuda kafa yorunca böyle oluyor.
yanlış yazdım gibi. ama şimdi anlarsınız.
diyelim bir tane site açtım. burada 100 tane kitap var. ve ben bu site üstünden bir şekilde para kazanacağım. (kitap satmak şart değil, bşaka şekillerde de)
ve bu 100 kitabın tamamının fotoğraflarını(kitap kapakları yani) ben, idefix'ten alıyorum ve üzerlerindeki "idefix" watermarkını da kaldırmıyorum. hatta gerekirse fotoğrafların altına "fotoğraf idefix.com'dan alınmıştır" diye de yazabilirim önemli değil.
önemli olan, bu fotoğrafları kullanmam başımı yasal olarak derde sokar mı?
eğer sokarsa, derde sokmaması için yapabileceğim bir şey var mıdır? (fotoğraf başına ücret ödemek dışında)
diyelim bir tane site açtım. burada 100 tane kitap var. ve ben bu site üstünden bir şekilde para kazanacağım. (kitap satmak şart değil, bşaka şekillerde de)
ve bu 100 kitabın tamamının fotoğraflarını(kitap kapakları yani) ben, idefix'ten alıyorum ve üzerlerindeki "idefix" watermarkını da kaldırmıyorum. hatta gerekirse fotoğrafların altına "fotoğraf idefix.com'dan alınmıştır" diye de yazabilirim önemli değil.
önemli olan, bu fotoğrafları kullanmam başımı yasal olarak derde sokar mı?
eğer sokarsa, derde sokmaması için yapabileceğim bir şey var mıdır? (fotoğraf başına ücret ödemek dışında)
çekmeköy tarafından kadıköy/üsküdar tarafına giderken, geçmiş aylarda olmayan inanılmaz bir trafik var 1 aydır.
ben de bir süredir kullanmıyorum bu yolu, bu sebepten ötürü.
bu sıkışıklığın sebebi nedir? ve bu sebep yarın da sürecek mi? (ona göre sabah bu yolu kullanacağım)
bu arada bu trafik, trafik ötesi bir şey. araçlar direkt duruyor yani.
ben 1 senedir bu yolu kullanıyorum, sabahları çok trafik olduğu oluyordu ama asla trafik durmuyor, bir şekilde akıyordu.
şuan araçlar duruyor. dakikalarca, 35-40 dakika 1km lik hattı ilerliyoruz.
ben de bir süredir kullanmıyorum bu yolu, bu sebepten ötürü.
bu sıkışıklığın sebebi nedir? ve bu sebep yarın da sürecek mi? (ona göre sabah bu yolu kullanacağım)
bu arada bu trafik, trafik ötesi bir şey. araçlar direkt duruyor yani.
ben 1 senedir bu yolu kullanıyorum, sabahları çok trafik olduğu oluyordu ama asla trafik durmuyor, bir şekilde akıyordu.
şuan araçlar duruyor. dakikalarca, 35-40 dakika 1km lik hattı ilerliyoruz.
dün gece interstelları izledik. baya saçma ve klişe tarafları vardı ama bir yandan da çok sardı, hızlı aktı gitti film hoşumuza gitti. özellikle kafa çalıştırmaya çalışan yönü falan sevdik.
buna göre film önerebilir misiniz? bilimsel olması iyi olur, ama merak ve sürükleyicilik de yeterli olabilir.
buna göre film önerebilir misiniz? bilimsel olması iyi olur, ama merak ve sürükleyicilik de yeterli olabilir.
bilen biliyordur anneme www.mutlugunsusleri.com isimli bir site yaptım. ancak SEO'da inanılmaz kötü durumdayız. her ürüne özel dinamik title ve descriptionlarımız var vs. ama ne yazık ki seo'da hiçbir yerimiz y ok.
nikah şekeri, bebek şekeri gibi hedef kelimelerde ilk 100'de bile değiliz. bir inceleyip tavsiye verir misiniz acaba?
nikah şekeri, bebek şekeri gibi hedef kelimelerde ilk 100'de bile değiliz. bir inceleyip tavsiye verir misiniz acaba?
ben normalde pek anlamam içki işlerinden.
ama bugüne kadar içtiğim şarapların ne kadar iğrenç olduğunu şu şarapla anladım:
Donini - Merlot
geçen gün house cafe'de bunu söyledik bir şişe.
ya içimi ne güzel, meyve suyu içiyormuş gibi, boğazı hiç rahatsız etmeden akıp gidiyor. muhteşemdi.
şimdi size soru sorucam: bu şarabı nerden bulurum? bunun gibi bir şarap ismi verir misiniz bulabileceğim? vb.
bugüne kadar öküzgözüdür, bilmem ne gözüdür diye resmen çamur içmişiz ya.
ama bugüne kadar içtiğim şarapların ne kadar iğrenç olduğunu şu şarapla anladım:
Donini - Merlot
geçen gün house cafe'de bunu söyledik bir şişe.
ya içimi ne güzel, meyve suyu içiyormuş gibi, boğazı hiç rahatsız etmeden akıp gidiyor. muhteşemdi.
şimdi size soru sorucam: bu şarabı nerden bulurum? bunun gibi bir şarap ismi verir misiniz bulabileceğim? vb.
bugüne kadar öküzgözüdür, bilmem ne gözüdür diye resmen çamur içmişiz ya.
cumartesi akşamına otobüs bileti bulma ihtimalim yok öyle değil mi?
pamukkale - nilüfer - ulusoy- kamil koç - varan
hepsine baktım ama tüm seferler dolu. cumartesi akşam 9'dan, pazar sabah 7'ye kadar tüm seferlere fitim aslında. biraz çaresiz kaldım ya.
ek sefer falan açılır mı ne dersiniz?
pamukkale - nilüfer - ulusoy- kamil koç - varan
hepsine baktım ama tüm seferler dolu. cumartesi akşam 9'dan, pazar sabah 7'ye kadar tüm seferlere fitim aslında. biraz çaresiz kaldım ya.
ek sefer falan açılır mı ne dersiniz?
siteyi güncelliyordum.
bir anda notepad++ hata verdi ve ftp'deki css dosyamı sıfırladı. 0kb, içi bomboş şuan dosyanın. ve notepad++ kapanıp açıldığı için bir önceki hali de kayıtlı kalmamış.
birkaç dakika önceki hatta birkaç saat önceki css dosyasını almama dair bir ümit, bir ihtimal var mı? acil tavsiye bekliyorum.
bir anda notepad++ hata verdi ve ftp'deki css dosyamı sıfırladı. 0kb, içi bomboş şuan dosyanın. ve notepad++ kapanıp açıldığı için bir önceki hali de kayıtlı kalmamış.
birkaç dakika önceki hatta birkaç saat önceki css dosyasını almama dair bir ümit, bir ihtimal var mı? acil tavsiye bekliyorum.
arkadaşlar belki izmirde bu sektörün içinde yer almışsınızdır diye soruyorum:
izmir'deki dijital ajans sektörü niçin bu kadar gelişmemiş, ilkel ve ölü acaba? yani istanbulla aralarında neredeyse 15 yıl var. belki daha fazla. hiç gelişmemiş. verdikleri hizmet, kendi yapıları vs. hepsi berbat.
izmirdeki firmaların istanbul ajanslarıyla çalışması mıdır sebep?
izmir'deki dijital ajans sektörü niçin bu kadar gelişmemiş, ilkel ve ölü acaba? yani istanbulla aralarında neredeyse 15 yıl var. belki daha fazla. hiç gelişmemiş. verdikleri hizmet, kendi yapıları vs. hepsi berbat.
izmirdeki firmaların istanbul ajanslarıyla çalışması mıdır sebep?
arkadaşlar iyi günler, cep telefonuyla bazen çok ama çok işim olabiliyor. ve baya iş amaçlı kullanabileceğim (mail bakmanın ötesinde. bazen veritabanına falan giriyorum), ekranı geniş ve asıl önemlisi ŞARJI ÇOK GİDEN bir telefon arıyorum.
note5 bu ihtiyaçlarımı karşılar mı?
karşılamazsa ne önerirsiniz?
note5 bu ihtiyaçlarımı karşılar mı?
karşılamazsa ne önerirsiniz?
ya bu ne abi?
39-40 numaralı biletleri satın almıştım geçen hafta.
ikisi yanyana iki koltuktu köşede.
şimdi oobüs mü değişmiş nolmuş bilmiyorum, arka 4'lü koltukların ikisi haline gelmiş.
bu nasıl bişeydir bu nasıl bir şerefsizliktir? yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
ulan sefer de kalmadı hiçbir yere otobüsüm bu gece.
39-40 numaralı biletleri satın almıştım geçen hafta.
ikisi yanyana iki koltuktu köşede.
şimdi oobüs mü değişmiş nolmuş bilmiyorum, arka 4'lü koltukların ikisi haline gelmiş.
bu nasıl bişeydir bu nasıl bir şerefsizliktir? yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
ulan sefer de kalmadı hiçbir yere otobüsüm bu gece.
2 gündür 3er saat uyuyabiliyorum anca, üstelik uykusuzluktan değil çalışmaktan oluyor bu durum. haliyle yarattığı yorgunluk etkisi çok daha fazla.
ve bu akşam da kız arkadaşımın arkadaşlarıyla rakı balığa falan gidicez. ben ofiste uyumaya başladım bile. neşesiz veya yorgun gözükmek istemiyorum, ayıp olur. zoraki oturtmuşlar gibi olur.
bişey kullandırtın bana. ilaç milaç ne varsa ne bileyim, sadece bu gece enerjik olsam yeter. yarın öleyim.
ve bu akşam da kız arkadaşımın arkadaşlarıyla rakı balığa falan gidicez. ben ofiste uyumaya başladım bile. neşesiz veya yorgun gözükmek istemiyorum, ayıp olur. zoraki oturtmuşlar gibi olur.
bişey kullandırtın bana. ilaç milaç ne varsa ne bileyim, sadece bu gece enerjik olsam yeter. yarın öleyim.
yardımınıza ihtiyacım var :)
ya biliyorsunuzdur yaklaşık 1 ay önce anneme bir websitesi yaptım. nikah, kına, bebek süsleri satması için.
kadın adeta yeniden doğdu, işler alıyor, parasından değil onu oyalamasından yeniden kendini işe yarar hissetmesinden bile yeter bizim için.
ama ben de baya zevk aldım açıkçası.
photoshopta sosyal medya gönderileri yapıyorum, facebook reklamları falan veriyorum.
bi de adwordse sardım.
şimdi size bişi sorucam: günde 15tl'lik reklamla 220-250 arası tık alıyoruz.
sizce bayram süresince bu reklamları kısayım veya kapatayım mı, bu tür dönemlerde internet müşterisi davranışı nasıl olur? yani şu 10 günlük süreçte durdurayım mı sizce, yoksa devam edip aramalarda gözükmek tatil dönemlerinde bile iyi midir?
bi de başka tavsiyeniz var mı ya :)
ya biliyorsunuzdur yaklaşık 1 ay önce anneme bir websitesi yaptım. nikah, kına, bebek süsleri satması için.
kadın adeta yeniden doğdu, işler alıyor, parasından değil onu oyalamasından yeniden kendini işe yarar hissetmesinden bile yeter bizim için.
ama ben de baya zevk aldım açıkçası.
photoshopta sosyal medya gönderileri yapıyorum, facebook reklamları falan veriyorum.
bi de adwordse sardım.
şimdi size bişi sorucam: günde 15tl'lik reklamla 220-250 arası tık alıyoruz.
sizce bayram süresince bu reklamları kısayım veya kapatayım mı, bu tür dönemlerde internet müşterisi davranışı nasıl olur? yani şu 10 günlük süreçte durdurayım mı sizce, yoksa devam edip aramalarda gözükmek tatil dönemlerinde bile iyi midir?
bi de başka tavsiyeniz var mı ya :)
iyi günler arkadaşlar sorum şu:
mevcut sayfanın çıktısını direkt aldırmak istiyorum belirli ayarlarla.
burada amacım, sayfanın çıktısını almak isteyen insanın ek ayarlarla uğraşmasını (bilmeme ihtimaline karşın) engellemek.
yani çıktı tuşuna bastığında tüm ayarlar hazırlanmış halde sadece tarayıcı arayüzünün "yazdır" tuşuna basmasını bekleyecek hale gelebilir
veya direkt yazıcıya gönderebilir farketmez.
önemli olan ayarları otomatik halletmek.
nasıl yaparım veya mümkün müdür?
mevcut sayfanın çıktısını direkt aldırmak istiyorum belirli ayarlarla.
burada amacım, sayfanın çıktısını almak isteyen insanın ek ayarlarla uğraşmasını (bilmeme ihtimaline karşın) engellemek.
yani çıktı tuşuna bastığında tüm ayarlar hazırlanmış halde sadece tarayıcı arayüzünün "yazdır" tuşuna basmasını bekleyecek hale gelebilir
veya direkt yazıcıya gönderebilir farketmez.
önemli olan ayarları otomatik halletmek.
nasıl yaparım veya mümkün müdür?
of arkadaşlar ya, kafam allak bullak. sizden de kesin bir cevap gelmeyeceğin ibiliyorum ama biraz da sizi dinlemek istedim. madde madde yazıcam, okuması kolay olur.
1. geçen sene temmuz ayında web yazılımcı olarak istanbula taşındım ve bir işe başladım. ancak bugün bu işyerinin daha ileri gidemeyeceğini ve kısa bir süre içinde sanki batacağını hissettim ve artık burada gelişemediğim için istifa kararı aldım. bu haftasonuna kadar bu kararımı patronuma söyleyeceğim.
2. bu sırada birkaç başvuru baktım, bir tanesiyle görüştüm ve beni beğendiler bu hafta teknik mülakata da alacaklar. front-end işi. muhtemelen geçerim de. (şuanki işimden 2500tl alıyorum, buradan 3000tl istedim)
önemli not: sadece front end yapmıyorum aslında, web developer'Im yani backend front end var bende direkt.
3. bikutumutluluk isimli projemizi bilirsiniz. kuzenim ve eşinin projesi, onların yzılım işlerini ben yaptım ve hala desteğe devam ediyorum ve bunun karşılığında da bana 1000tl ödeme yapıyorlar.
4. arada freelance işler de alıyorum ve tüm bunları topladığımızda genelde ayda 5000tl lik gelirim oluyor açıkçası aşağı yukarı.
şimdi devamı karar aşamasıyla ilgili;
5. şirketimdeki bir proje yöneticisi ajansı bıraktı ve yeni ajans açacak kısa bir süre içerisinde ve bana şunu dedi "seni de ajansımda görmek istiyorum, sakın unutma", ancak bu yeni ajansı açana kadar bir süre yeni işini tanıtmakla falan uğraşacak.
6. kuzenim bana iş teklifi yaptı aynı anda, başka yere başvurma hiç, gel burda devam et bizim 1-2 projemiz daha olacak zaten sana daha çok ihtiyacımız olacak. (ben sırf yazılımcı da değilim bu arada, işletme falan okuduğum için proje yönetimi olsun, pazarlama faaliyetleri olsun biraz daha kapsamlı biriyim)
6.a sana ajanslarda aldığın maaşı öderiz, üstüne hep istediğin kendi ajansını da burda başlatmış olursun. hem kendi ajansına gelen işleri devam ettirirsin, hem de bizim işlerimizi daha sağlıklı yapmış olursun.
dediler.
bundan sonrası benim düşüncem:
kuzenimin teklifini kaubl edip, eski ajansımdan çıkarken "size yzılım konusunda dış destek vermeye devam ederim. bakım anlaşmamız olan yerlerin ihtiyaçlarını karşılarım, yeni işler geldikçe de yazılımlarını yaparım. size de maaş yükü olmamış olur, proje bazlı çalışırım" diyeceğim.
yeni ajans açacak olan proje yöneticimize de "sizin düzen kurmanız zor olur, bu süreçte ben dış destek olayım size. gelen yazılım işlerini proje bazlı tamamlarız" diyeceğim.
ajansımı da açıp hem iş kovalayacağım, hem de yazılım departmanı olmayan ama web tasarım yapan ajanslara "yazılım işlerini yapma" teklfiinde bulunacağım.
haliyle diğer iş görüşmelerini reddedeceğim.
şuan kafamdaki asıl plan bu aslında.
ama çok riskleri var.
1. bkm bana ajanslardan alacağım maaşı verecek ama bu sefer bkm'den gelen +1000 liradan olacağım.
2. hem proje yöneticisi adam, hem de şuanki ajansım tekliflerimi reddedebilir.
3. ajansımla hiç iş alamayabilirim.
bu durumda tek maaşa düşmüş oluyorum ve bu para bana yetmez.
sizce;
yeni bir işe daha girip bkm'den +1000 devam edip freelance de kovalayayım mı (çok yıpranıyorum)?
yoksa bu planımı sürdüreyim mi?
kendi işimi yapamdığım sürece hiçbir yere varabileceğimi düşünmüyorum ama kendi işimi yapmaya başlama zamanım bugün mü, yoksa başka bir gün mü onu tam karar veremedim.
1. geçen sene temmuz ayında web yazılımcı olarak istanbula taşındım ve bir işe başladım. ancak bugün bu işyerinin daha ileri gidemeyeceğini ve kısa bir süre içinde sanki batacağını hissettim ve artık burada gelişemediğim için istifa kararı aldım. bu haftasonuna kadar bu kararımı patronuma söyleyeceğim.
2. bu sırada birkaç başvuru baktım, bir tanesiyle görüştüm ve beni beğendiler bu hafta teknik mülakata da alacaklar. front-end işi. muhtemelen geçerim de. (şuanki işimden 2500tl alıyorum, buradan 3000tl istedim)
önemli not: sadece front end yapmıyorum aslında, web developer'Im yani backend front end var bende direkt.
3. bikutumutluluk isimli projemizi bilirsiniz. kuzenim ve eşinin projesi, onların yzılım işlerini ben yaptım ve hala desteğe devam ediyorum ve bunun karşılığında da bana 1000tl ödeme yapıyorlar.
4. arada freelance işler de alıyorum ve tüm bunları topladığımızda genelde ayda 5000tl lik gelirim oluyor açıkçası aşağı yukarı.
şimdi devamı karar aşamasıyla ilgili;
5. şirketimdeki bir proje yöneticisi ajansı bıraktı ve yeni ajans açacak kısa bir süre içerisinde ve bana şunu dedi "seni de ajansımda görmek istiyorum, sakın unutma", ancak bu yeni ajansı açana kadar bir süre yeni işini tanıtmakla falan uğraşacak.
6. kuzenim bana iş teklifi yaptı aynı anda, başka yere başvurma hiç, gel burda devam et bizim 1-2 projemiz daha olacak zaten sana daha çok ihtiyacımız olacak. (ben sırf yazılımcı da değilim bu arada, işletme falan okuduğum için proje yönetimi olsun, pazarlama faaliyetleri olsun biraz daha kapsamlı biriyim)
6.a sana ajanslarda aldığın maaşı öderiz, üstüne hep istediğin kendi ajansını da burda başlatmış olursun. hem kendi ajansına gelen işleri devam ettirirsin, hem de bizim işlerimizi daha sağlıklı yapmış olursun.
dediler.
bundan sonrası benim düşüncem:
kuzenimin teklifini kaubl edip, eski ajansımdan çıkarken "size yzılım konusunda dış destek vermeye devam ederim. bakım anlaşmamız olan yerlerin ihtiyaçlarını karşılarım, yeni işler geldikçe de yazılımlarını yaparım. size de maaş yükü olmamış olur, proje bazlı çalışırım" diyeceğim.
yeni ajans açacak olan proje yöneticimize de "sizin düzen kurmanız zor olur, bu süreçte ben dış destek olayım size. gelen yazılım işlerini proje bazlı tamamlarız" diyeceğim.
ajansımı da açıp hem iş kovalayacağım, hem de yazılım departmanı olmayan ama web tasarım yapan ajanslara "yazılım işlerini yapma" teklfiinde bulunacağım.
haliyle diğer iş görüşmelerini reddedeceğim.
şuan kafamdaki asıl plan bu aslında.
ama çok riskleri var.
1. bkm bana ajanslardan alacağım maaşı verecek ama bu sefer bkm'den gelen +1000 liradan olacağım.
2. hem proje yöneticisi adam, hem de şuanki ajansım tekliflerimi reddedebilir.
3. ajansımla hiç iş alamayabilirim.
bu durumda tek maaşa düşmüş oluyorum ve bu para bana yetmez.
sizce;
yeni bir işe daha girip bkm'den +1000 devam edip freelance de kovalayayım mı (çok yıpranıyorum)?
yoksa bu planımı sürdüreyim mi?
kendi işimi yapamdığım sürece hiçbir yere varabileceğimi düşünmüyorum ama kendi işimi yapmaya başlama zamanım bugün mü, yoksa başka bir gün mü onu tam karar veremedim.
bu ilan sizce de komik değil mi?
jr olsun ama tüm yazılım dillerinde uzman olsun.
yani başka deyişle: bir senior yazılımcıyı junior maaşına çalıştıralım? :)
ben anlamıyorum bu işi ya, siz ne düşünüyorsunuz?
jr olsun ama tüm yazılım dillerinde uzman olsun.
yani başka deyişle: bir senior yazılımcıyı junior maaşına çalıştıralım? :)
ben anlamıyorum bu işi ya, siz ne düşünüyorsunuz?
inanılmaz değil mi ya? yani bir web yazılım gözüyle baktığımızda, karmaşıklığı, ilişkiselliği cidden inanılmaz değil mi?
durduk yere düşündüm de, iç içe o kadar çok sistem tek pencereden açılıyor ki ya cidden müthiş.
durduk yere düşündüm de, iç içe o kadar çok sistem tek pencereden açılıyor ki ya cidden müthiş.
arkadaşlar iyi günler şunu sormak istiyorum:
tasarım bir ürün hakkında (daha doğrusu bir ürünün tasarımı) patent alabilir miyiz ve etkili olur mu?
örnek: bir ayakkabı tasarımı yapıyorsunuz ve taklit edilmesini istemiyorsunuz. bunun patenti alınabilir mi? yoksa o tasarımın taklit edilmesini önlemek mümkün değil mi?
bir de, ürün tasarımı başına ne kadar tutuyor acaba patent?
tasarım bir ürün hakkında (daha doğrusu bir ürünün tasarımı) patent alabilir miyiz ve etkili olur mu?
örnek: bir ayakkabı tasarımı yapıyorsunuz ve taklit edilmesini istemiyorsunuz. bunun patenti alınabilir mi? yoksa o tasarımın taklit edilmesini önlemek mümkün değil mi?
bir de, ürün tasarımı başına ne kadar tutuyor acaba patent?
arkadaşlar nasıl oluyor bu iş?
ve tavsiye ediyor musunuz? sayfamızı sıfırdan takipçi yapalım dedik ama vallahi işkence gibi.
en azından 130 liraya şöyle 5000 tane alsak, 3000 tanesi takibi bıraksa bile geriye 2000 kişi kalıyor. takipçisi çok sayfayı da daha çok kişi beğenir her zaman.
daha önce alan var mı? ne tavsiye edersiniz?
ve tavsiye ediyor musunuz? sayfamızı sıfırdan takipçi yapalım dedik ama vallahi işkence gibi.
en azından 130 liraya şöyle 5000 tane alsak, 3000 tanesi takibi bıraksa bile geriye 2000 kişi kalıyor. takipçisi çok sayfayı da daha çok kişi beğenir her zaman.
daha önce alan var mı? ne tavsiye edersiniz?
kız arkadaşınızla 11 aydır çıkıyorsunuz.
sizden 1 sene önce bir dönem çıktığı (aslında çıkmak da sayılmaz) biri, onu bir süredir rahatsız ediyor ne yaparsınız?
5-6 ay önce öğrenmiştim kız arkadaşıma mesaj attığını. baya sinirlenmiştim (kıza değil tabi ki, mal değilim) ve bir daha olursa bana söylemesini onun anca başka dilden anlayacağını söylemiştim.
bugün sabah telefonunda gördüm bir arkadaşına yazmış "ya bu bana 2 gün önce bir daha yazdı, iyi ki tchuck görmedi napıcam ben ya" diye. bu sabah gördüm, inanılmaz sinirlendim. bu mesele bu şekilde olmaz. elemanın telefonunu da aldım. kız arkadaşımın haberi yok, ne öğrendiğimden ne o ruh hastasının telefonunu aldığımdan.
ama arayıp direkt tehdit mi edeyim yoksa bir süre iz sürüp başka şekilde mi ceza vereyim ona karar veremiyorum. ya da napayım.
arkadaş bu kız da niçin bana söylemiyor. ya bi gün iş çıkışına gitse, evinin oraya gitse, haberim yok bişiyim yok.
bu ruh hastası da bi otomotiv firmasında mühendis ha, işsiz itin biri falan değil (şimdi araştırıyorum da).
sizden 1 sene önce bir dönem çıktığı (aslında çıkmak da sayılmaz) biri, onu bir süredir rahatsız ediyor ne yaparsınız?
5-6 ay önce öğrenmiştim kız arkadaşıma mesaj attığını. baya sinirlenmiştim (kıza değil tabi ki, mal değilim) ve bir daha olursa bana söylemesini onun anca başka dilden anlayacağını söylemiştim.
bugün sabah telefonunda gördüm bir arkadaşına yazmış "ya bu bana 2 gün önce bir daha yazdı, iyi ki tchuck görmedi napıcam ben ya" diye. bu sabah gördüm, inanılmaz sinirlendim. bu mesele bu şekilde olmaz. elemanın telefonunu da aldım. kız arkadaşımın haberi yok, ne öğrendiğimden ne o ruh hastasının telefonunu aldığımdan.
ama arayıp direkt tehdit mi edeyim yoksa bir süre iz sürüp başka şekilde mi ceza vereyim ona karar veremiyorum. ya da napayım.
arkadaş bu kız da niçin bana söylemiyor. ya bi gün iş çıkışına gitse, evinin oraya gitse, haberim yok bişiyim yok.
bu ruh hastası da bi otomotiv firmasında mühendis ha, işsiz itin biri falan değil (şimdi araştırıyorum da).
xml data gönderidğim bir yerden response alıcam.
response örneğin şöyle oluyor:
blablabla
<sorular>
<soru>Soru 1</soru>
<cevap>bla</cevap>
<soru>Soru 2</soru>
<cevap></cevap>
</sorular>
blablabla
gibi.
ben bunu blabla->sorular->soru[0];
şeklinde alıyorum ancak soru 1'i almak istediğimi seçebileceğim başka bir yöntem var mıdır? daha net? çünkü [0] falan [1] şeklinde aldığımda listedeki oynamalar sonuca etki edecek.
response örneğin şöyle oluyor:
blablabla
<sorular>
<soru>Soru 1</soru>
<cevap>bla</cevap>
<soru>Soru 2</soru>
<cevap></cevap>
</sorular>
blablabla
gibi.
ben bunu blabla->sorular->soru[0];
şeklinde alıyorum ancak soru 1'i almak istediğimi seçebileceğim başka bir yöntem var mıdır? daha net? çünkü [0] falan [1] şeklinde aldığımda listedeki oynamalar sonuca etki edecek.
bu adamlar terörist değil mi?
teröristi terör ypatığı için kim niçin kınayacakmış?
görevi terör değil, halkını korumak ve kollamak olan devlet bunu gerçekleştirmiyorsa kınanır.
pkk şuan niye kınanacak?
yoksa siz pkk'yı bir terör örgütü olarak görmüyor musunuz?
bakın tekrar soruyorum: pkk'nın kınanma amacı nedir? kınama metninde ne denecek?
"açık bir terör örgütü olan pkk'yı, yaptığı terör eylemleri nedeniyle kınıyorum" mu denecek? terör örgütlerine kınama metni yayınlamak nedir?
karşında bir devlet mi var? siyasi bir irade mi var?
terör örgütü terör yaparsa, karşılık olarak saldırırsın veya terörü bitirecek ne varsa onu yaparsın. karşında kuruluş amacına ters davranan bir kurum/devlet veya siyasi otorite yok. ne kınaması?
teröristi terör ypatığı için kim niçin kınayacakmış?
görevi terör değil, halkını korumak ve kollamak olan devlet bunu gerçekleştirmiyorsa kınanır.
pkk şuan niye kınanacak?
yoksa siz pkk'yı bir terör örgütü olarak görmüyor musunuz?
bakın tekrar soruyorum: pkk'nın kınanma amacı nedir? kınama metninde ne denecek?
"açık bir terör örgütü olan pkk'yı, yaptığı terör eylemleri nedeniyle kınıyorum" mu denecek? terör örgütlerine kınama metni yayınlamak nedir?
karşında bir devlet mi var? siyasi bir irade mi var?
terör örgütü terör yaparsa, karşılık olarak saldırırsın veya terörü bitirecek ne varsa onu yaparsın. karşında kuruluş amacına ters davranan bir kurum/devlet veya siyasi otorite yok. ne kınaması?
ya 0.1mb/sn'den 4 uygulama disk kullanıyor ve %99 disk kullanımı oluyor.
aha capsi paylaştım.
normal mi bu? bilgisayar fena kasıyor.
aha capsi paylaştım.
normal mi bu? bilgisayar fena kasıyor.
arkadaşlar buradan bilrisiniz, anneme bir website yapmıştım ürettiği ürünleri satması için.
www.mutlugunsusleri.com
şimdi bu siteye güzel bir adwords çalışması yapıyorum. günlük 15tl ile 220 civarı tık alıyorum.
ancak seo'da berbat haldeyiz.
google'a "mutlu gün süsleri" yazınca bile gözükmüyoruz.
site haritası yaptım ve gönderdim, meta taglerim hazır. tüm google işlerine de kaydettim siteyi.
neyi yanlış yapıyorum ben ya?
www.mutlugunsusleri.com
şimdi bu siteye güzel bir adwords çalışması yapıyorum. günlük 15tl ile 220 civarı tık alıyorum.
ancak seo'da berbat haldeyiz.
google'a "mutlu gün süsleri" yazınca bile gözükmüyoruz.
site haritası yaptım ve gönderdim, meta taglerim hazır. tüm google işlerine de kaydettim siteyi.
neyi yanlış yapıyorum ben ya?
twitter.com
aha şimdi buna benzer çok twit atıyor aslında. danışmanlarından (avanelerinden) biri olduğunu söylüyor.
ya da avanelerinden biri, fuatavnilerden bir tanesi en azından buna eminiz.
şimdi burda demiş "bize bu emirleri verdi" diye, yani tayyip erdoğan atıyorum 20 kişiye vermiş olsun bu emri. 20'yi geçtim 50 olsun, hadi 100 olsun (ki değil).
eee o zaman fuatavni veya fuatavni ile birebir bağlantısı olan kişilerden bir tanesi o 100 kişinin içinde. bu %100 değil mi? e peki nasıl oluyor da bu 100 kişi arasından deşifre edemiyorlar? 100 tanesini ayrı ayrı sorguya alsan, takibe alsan bile birinde çözüm bulursun.
aha şimdi buna benzer çok twit atıyor aslında. danışmanlarından (avanelerinden) biri olduğunu söylüyor.
ya da avanelerinden biri, fuatavnilerden bir tanesi en azından buna eminiz.
şimdi burda demiş "bize bu emirleri verdi" diye, yani tayyip erdoğan atıyorum 20 kişiye vermiş olsun bu emri. 20'yi geçtim 50 olsun, hadi 100 olsun (ki değil).
eee o zaman fuatavni veya fuatavni ile birebir bağlantısı olan kişilerden bir tanesi o 100 kişinin içinde. bu %100 değil mi? e peki nasıl oluyor da bu 100 kişi arasından deşifre edemiyorlar? 100 tanesini ayrı ayrı sorguya alsan, takibe alsan bile birinde çözüm bulursun.
yok mu hiç ya?
bi tek r10 var galiba orası da lamer kaynıyor, soru cevaptan çok ucuz işçilik peşinde herkes.
stackoverflow gibi yabancı siteleri değil de,
türkçe siteleri kastediyorum bu arada.
hiç mi yok, düzenli aktif kullanılan?
bi tek r10 var galiba orası da lamer kaynıyor, soru cevaptan çok ucuz işçilik peşinde herkes.
stackoverflow gibi yabancı siteleri değil de,
türkçe siteleri kastediyorum bu arada.
hiç mi yok, düzenli aktif kullanılan?
hem başlangıç hem de aylık düzenli maliyetini sormak istiyorum.
1. şuan bir yerde çalışıyorum ve şahıs şirketi açarak ürün satışı yapmak istiyorum.
2. sadece tek bir türde iş mi yapabilirim? yani hem onlnie oalrak ürün satıp hem de web yazılım gibi "hizmet" bazlı bir şeyleri de faturalandırabilir miyim?
1. şuan bir yerde çalışıyorum ve şahıs şirketi açarak ürün satışı yapmak istiyorum.
2. sadece tek bir türde iş mi yapabilirim? yani hem onlnie oalrak ürün satıp hem de web yazılım gibi "hizmet" bazlı bir şeyleri de faturalandırabilir miyim?
Canakkale geyikli iskeleden
Ezinr otogara hareket eden mnibusler saat kaca kadar calisiyor.
Ve diger secenek de acaba taxi ile bu mesafe ne kadar tutar
Ezinr otogara hareket eden mnibusler saat kaca kadar calisiyor.
Ve diger secenek de acaba taxi ile bu mesafe ne kadar tutar
senelerdir ekşisözlükte çaylak hesabımlayım ve ilk kez 10 tane entry yi doldurmaya başladım.
da bu çaylaklık aşağı yukarı ne kadar sürüyor? gene 1-2 sene mi bekliyorlar?
da bu çaylaklık aşağı yukarı ne kadar sürüyor? gene 1-2 sene mi bekliyorlar?
arkadaşlar iyi günler, haftasonu bir yere gidicez de, kartvisit dağıtmalık bir ortam olabilir o yüzden hemen bi freelance'im için kartvizit tasarladım bunu bastırmak istiyorum.
50 tane falan bastırıcam ve aynı gün almak istiyorum. sanırım özalitçiler yapıyor değil mi?
1. hangi malzemeye bastırmalıyım? (kaygan ama parlamayan istiyorum, mat selefon oluyor sanırım)
2. kadıköy rıhtımda nerde yaptırabilirim, cemil özalitçide mi?
3. aşağı yukarı maliyeti nedir?
50 tane falan bastırıcam ve aynı gün almak istiyorum. sanırım özalitçiler yapıyor değil mi?
1. hangi malzemeye bastırmalıyım? (kaygan ama parlamayan istiyorum, mat selefon oluyor sanırım)
2. kadıköy rıhtımda nerde yaptırabilirim, cemil özalitçide mi?
3. aşağı yukarı maliyeti nedir?
bu haftasonu bozcaadaya gidicez.
nerelere gidelim?
bir de, akşamüstü 6 gibi böyle güneş turunculaşırkene, deniz kıysıı bir balıkçıya otursak beyaz masalarda güzel bi rakı falan içsek güneş de bizle batsa.
aha buna uygun tavsiye edeceğiniz bir restoran var mı?
nerelere gidelim?
bir de, akşamüstü 6 gibi böyle güneş turunculaşırkene, deniz kıysıı bir balıkçıya otursak beyaz masalarda güzel bi rakı falan içsek güneş de bizle batsa.
aha buna uygun tavsiye edeceğiniz bir restoran var mı?
geçen gün tv8'de ilginç mesleklerde izlemiştim: bir nasa görevlisinin işi, uzay istasyonu veya kapsüllere giren tüm cisimlerin/yiyeceklerin kokusuna bakıyor. ve herhangi bir şekilde koku yayan hiçbir şeyi göndermiyor.
çünkü içerideki hava kapalı olduğu için, en ufak bir koku bile sonsuza kadar ortamda kalıyormuş ve bu durum psikolojik olarak personeli yıpratıyormuş. (hatta rusya bu sebepten ötürü bir görevini 1 ay kısa tutmak zorunda kalmış)
o zaman basit sorumu sorayım: osuruk ve geyirik gibi durumlarda napıyorlar?
hani aldığın tüm cisim ve yiyeceklerin kokusunu yok ettin. peki osuruk? osuruğu napıyorlar?
çünkü içerideki hava kapalı olduğu için, en ufak bir koku bile sonsuza kadar ortamda kalıyormuş ve bu durum psikolojik olarak personeli yıpratıyormuş. (hatta rusya bu sebepten ötürü bir görevini 1 ay kısa tutmak zorunda kalmış)
o zaman basit sorumu sorayım: osuruk ve geyirik gibi durumlarda napıyorlar?
hani aldığın tüm cisim ve yiyeceklerin kokusunu yok ettin. peki osuruk? osuruğu napıyorlar?
encode ediyor şifreleri.
20-25 tane ftp bilgim var içinde, alayı da bana ait şimdi tek tek araştırıp şifrelerini almak veya şifre gösterilmeyen durumlarda şifrelerini etk tek değiştirmekle uğraşmak istemiyorum.
alayı filezillada kayıtlı işte, bu şifreleri alamaz mıyım?
20-25 tane ftp bilgim var içinde, alayı da bana ait şimdi tek tek araştırıp şifrelerini almak veya şifre gösterilmeyen durumlarda şifrelerini etk tek değiştirmekle uğraşmak istemiyorum.
alayı filezillada kayıtlı işte, bu şifreleri alamaz mıyım?
arkadaşlar iyi günler, istanbuldan çanakkale geyikli iskelesine gidiş kaç saat sürüyor gece?
(oradan da bozcaadaya geçeceğim)
(oradan da bozcaadaya geçeceğim)
adwords dün 150 tıklama için 15tl para çekmiş.
analyticse girdim dünkü toplam site ziyareti 134 kişi.
bu ne lan?
ek: bir de bu adwords bir zamanlar "25tl harca 100tl verek" "50tl harca 100tl verek" gibi kampanyaları oluyordu. onlar yşaıyor mu hala? onları almak için bişi yapabilir miyim?
analyticse girdim dünkü toplam site ziyareti 134 kişi.
bu ne lan?
ek: bir de bu adwords bir zamanlar "25tl harca 100tl verek" "50tl harca 100tl verek" gibi kampanyaları oluyordu. onlar yşaıyor mu hala? onları almak için bişi yapabilir miyim?
sıkıldım ya. napacağımı da bilmiyorum. 10 aydır birlikteyiz ama vallahi sıkıldım ve ne kadar seversem seveyim bu sebepten sürekli tartışmaktan da sıkıldım.
düzeleceğini de düşünmüyorum.
en son dün akşam tartıştım.
yani o tartışmaıy özet olarak açıklayayım:
akşam uyuyacağım bir saatte bir işimi halleder misin dedi. (photoshoplu bişi) ben de başladım yapmaya, göndermesi gereken bir dökümanı "gönderdim" yazmış ama gelmemiş. o yazdıktan 1 dakika sonra "gelmedi" yazdım. cevap yok, whatsappe de bakmıyor.
10 dakka 20 dakka geçti. "hayatım uyucam gözümü açamıyorum at şunu da yapıp göndereyim" dedim. hala bakmıyor.
hala bakmıyor. hala bakmıyor.
en son"yahu iş veriyorsun sonra çekip gidiyorsun 3 defa aradım, kaç tane whatsappten yazdım. yarım saattir önümde photoshop açık işini halletmeye çalışıyorum. yanında bomba mı patladı noldu da cevap vermiyorsun sıkıldım bu işten" gibi şeyler yazdım.
sonra uyumuşum zaten koltukta.
1 saat sonra cevap atmış, sabah gördüm. bıdı bıdı bişeyler.
ya ben delireceğim ya.
yanlış anlamayın, her yazdığıma anında cevap atacak diye bir şey yok.
ama bir konuşmanın ortasındaysak, bir işin ortasındaysak, bir şeyleri halletmeye çalışıyorsak ANINDA CEVAP VERMEK ZORUNDA. başçavuşun eşşeği yok orda 2 saat onun cevabını bekleyecek değilim.
ablalarıyla beraberdi, biliyorum onlarla konuşmaya daldığı için cevap atmıyor.
ama ne demek bu ya? ulan orda onun işini yapıyoruz, ne demek ablasıyla konuşmaya dalmak? bi 10 dakkada bir zahmetedip telefona bak bari?
bakın bu dandik ve en basit örnek.
ama hep böyle. sıkıldım ya.
2 şeyi birden düşünemiyor çünkü dağılıyor. çünkü sorumluluk diye bişey yok.
hem ablamla konusayım hem arada telefona bakayım demek yok. ablasıyla konusuyorsa: ben umurunda değilim.
benle konusuyorsa: ablası umurunda değil.
bin tane konu arkadaşlar. tam bin tane konu.
freelance çalışıyorum akşamları, o işlerimi bile engelliyor. güzel güzel anlatıyorum "bak bunu yaptığımda alacağımız parayla x yapacağız, y isteğimizi yapacağız" diye. tamam diye kafa sallıyor, 1 saat sonra neden onla ilgilenmiyorum muhabbetleri dönüyor. sinir yapıyor.
hiç sorumluluğu yok. aklımı yitirecem artık ya.
soru: napayım ben?
seviyorum. ama olmuyor işte.
her tepkimi anormal görüyor çünkü onda sorumluluğa dair bir duygu yok. o yüzden bu tür şeyler onun için problem değil. ama benim için problem çünkü ben sorumluluk sahibiyim, sırtımda yük hissediyorum.
düzeleceğini de düşünmüyorum.
en son dün akşam tartıştım.
yani o tartışmaıy özet olarak açıklayayım:
akşam uyuyacağım bir saatte bir işimi halleder misin dedi. (photoshoplu bişi) ben de başladım yapmaya, göndermesi gereken bir dökümanı "gönderdim" yazmış ama gelmemiş. o yazdıktan 1 dakika sonra "gelmedi" yazdım. cevap yok, whatsappe de bakmıyor.
10 dakka 20 dakka geçti. "hayatım uyucam gözümü açamıyorum at şunu da yapıp göndereyim" dedim. hala bakmıyor.
hala bakmıyor. hala bakmıyor.
en son"yahu iş veriyorsun sonra çekip gidiyorsun 3 defa aradım, kaç tane whatsappten yazdım. yarım saattir önümde photoshop açık işini halletmeye çalışıyorum. yanında bomba mı patladı noldu da cevap vermiyorsun sıkıldım bu işten" gibi şeyler yazdım.
sonra uyumuşum zaten koltukta.
1 saat sonra cevap atmış, sabah gördüm. bıdı bıdı bişeyler.
ya ben delireceğim ya.
yanlış anlamayın, her yazdığıma anında cevap atacak diye bir şey yok.
ama bir konuşmanın ortasındaysak, bir işin ortasındaysak, bir şeyleri halletmeye çalışıyorsak ANINDA CEVAP VERMEK ZORUNDA. başçavuşun eşşeği yok orda 2 saat onun cevabını bekleyecek değilim.
ablalarıyla beraberdi, biliyorum onlarla konuşmaya daldığı için cevap atmıyor.
ama ne demek bu ya? ulan orda onun işini yapıyoruz, ne demek ablasıyla konuşmaya dalmak? bi 10 dakkada bir zahmetedip telefona bak bari?
bakın bu dandik ve en basit örnek.
ama hep böyle. sıkıldım ya.
2 şeyi birden düşünemiyor çünkü dağılıyor. çünkü sorumluluk diye bişey yok.
hem ablamla konusayım hem arada telefona bakayım demek yok. ablasıyla konusuyorsa: ben umurunda değilim.
benle konusuyorsa: ablası umurunda değil.
bin tane konu arkadaşlar. tam bin tane konu.
freelance çalışıyorum akşamları, o işlerimi bile engelliyor. güzel güzel anlatıyorum "bak bunu yaptığımda alacağımız parayla x yapacağız, y isteğimizi yapacağız" diye. tamam diye kafa sallıyor, 1 saat sonra neden onla ilgilenmiyorum muhabbetleri dönüyor. sinir yapıyor.
hiç sorumluluğu yok. aklımı yitirecem artık ya.
soru: napayım ben?
seviyorum. ama olmuyor işte.
her tepkimi anormal görüyor çünkü onda sorumluluğa dair bir duygu yok. o yüzden bu tür şeyler onun için problem değil. ama benim için problem çünkü ben sorumluluk sahibiyim, sırtımda yük hissediyorum.
öğrenmeye çalışıyorum arkadaşlar. bir şeyler sorucam. sormak istediğim şey özellikle tıklama oranıyla ilgili.
günlük 15tl bütçe ayırıyorum.
ilk gün tıklama oranım %8 civarındaydı ve tıklama başı 50 kuruş aldı. haliyle battım.
ardından şöyle bir mantık yürüttüm "ya daha az para alsın, daha çok kişi tıklasın ama daha az yüzdeyle tıklansın"
bunu dedikten sonra bütçeyi kademeli olarak düşürmeye başladım ve her gün daha düşük vererek şuan 14 kuruşa kadar düşürdüm tıklama başı maliyeti.
tıklama oranım %2.14 durumunda.
%2.14 durumundaki tıklama oranında daha fazla tıklama başı maliyet düşürülür mü? yoksa düşürürsem artık tıklanmamaya mı başlarım?
ve diğer soru da, 1. 2. sıradaki reklamlara genelde daha nitelikli müşteriler mi tıklıyor? benim reklamlarımın ortalaması genelde 3. sıradan başlıyor en fazla.
günlük 15tl bütçe ayırıyorum.
ilk gün tıklama oranım %8 civarındaydı ve tıklama başı 50 kuruş aldı. haliyle battım.
ardından şöyle bir mantık yürüttüm "ya daha az para alsın, daha çok kişi tıklasın ama daha az yüzdeyle tıklansın"
bunu dedikten sonra bütçeyi kademeli olarak düşürmeye başladım ve her gün daha düşük vererek şuan 14 kuruşa kadar düşürdüm tıklama başı maliyeti.
tıklama oranım %2.14 durumunda.
%2.14 durumundaki tıklama oranında daha fazla tıklama başı maliyet düşürülür mü? yoksa düşürürsem artık tıklanmamaya mı başlarım?
ve diğer soru da, 1. 2. sıradaki reklamlara genelde daha nitelikli müşteriler mi tıklıyor? benim reklamlarımın ortalaması genelde 3. sıradan başlıyor en fazla.
iyi günler arkadaşlar, benim ekteki gibi bir kalp çizimine ihtiyacım var. tercihen illustrator ama neyle olursa olsun o kadar önemli değil.
arkadaşlar jquery'de ajax metodu çalıştırıyorum.
demek istiyorum ki; eğer x saniye bi halt olmazsa (yani success olmazsa) şunu yap. nasıl yapabilirim bunu?
demek istiyorum ki; eğer x saniye bi halt olmazsa (yani success olmazsa) şunu yap. nasıl yapabilirim bunu?
iyi günler arkadaşlar, web yazılımcıyım ve işimden istifa edicem kısa bir süre içerisinde.
bu süreçte nerelerde iş aramalıyım.
front end ağırlıklı developerım,
backend de var. (az değil, ortalama üstü var)
bu sıralar sezon biraz sönük sanırım fazla ilan göremiyorum.
bu süreçte nerelerde iş aramalıyım.
front end ağırlıklı developerım,
backend de var. (az değil, ortalama üstü var)
bu sıralar sezon biraz sönük sanırım fazla ilan göremiyorum.
kadınlar kulübü gibi falan, üyeleri genelde kadın olan hangi websiteleri biliyorsunuz?
arkadaşlar selam annem evde kendi el becerisiyle; nikah şekeri, bebek şekeri, kappı duvar süsü gibi özel gün süsleri yapıyor. ben de ona bir websitesi yapayım dedim, bir de instagramla facebookunu yöneteyim.
sizin de belki kendinizin veya bir tandığınızın yakınlarda böyle özel günü vardır, belki ihtiyacınız vardır, belki bakıp fikir almak istersiniz.
ben websitesini paylaşayım. dediğim gibi, evinde yapıyor.
www.mutlugunsusleri.com
instagram.com
www.facebook.com
siteyi ben yaptığım için olumlu olumsuz eleştirilere açığım :)
sizin de belki kendinizin veya bir tandığınızın yakınlarda böyle özel günü vardır, belki ihtiyacınız vardır, belki bakıp fikir almak istersiniz.
ben websitesini paylaşayım. dediğim gibi, evinde yapıyor.
www.mutlugunsusleri.com
instagram.com
www.facebook.com
siteyi ben yaptığım için olumlu olumsuz eleştirilere açığım :)