Ekşi Duyuru

Duvarlar krem rengi. Ustalık gerektirmeden, duvardaki çiviyi sökünce deliği hemen kapatabileceğim bir malzeme var mı? Biraz renk farkı olması aşırı büyük problem değil ama beyaz falan da olmasa iyi olur.

Böyle bir şey var mı? Deodorant gibi sprey şeklinde olabilir, veya ayakkabı boyası gibi süngerli olabilir... Elime değmesin krem.

Not: Spreyli derken klasik spreyli güneş kremini kastetmiyorum, onda el kullanmak gerekiyor.

A4 kağıt gelecek 5-10 tane. Kağıtlar değerli değil. Bir haftada gelse olur, çok acil değil.

Az çok ne kadar tutar? Fedex'e girdim, 120$ diyor ama o kadar tutmaması lazım gibi geldi bana.

Evlerinde yaşadığımız insanlar

1. People who we live in their houses. Böyle çevirdim nasıl olmuş?
2. People whose houses we live in. Bu olmadı bence.

Online ödeme ekranına girince iki tane fatura gördüm. Birisi normal faturam, diğeri de eskiden kiracı olduğum eve gelmiş, 1buçuk TL. Niye olmuş olabilir? Ödedim ama sebebini merak ettim. Kapattırmıştım üstelik, hatta e-devlette baktım şimdi, abonelik feshi tamamlanmış 3 sene önce.

Şarkıyı söyleyen beyaz tenli erkek, zenci kıvırcık saçlı kızla beraber belediye otobüsünde gidiyor. Kız o esnada defterine resim çiziyor.

Hangi şarkı bu?

Mesela 4. sezonlarında,

friends - monica
himym - barney
tbbt - sheldon

kendilerine teklif edilenin 1buçuk ya da 2 katını isteselerdi, ne olurdu?

Dış kapının yanına, sokağa bakan kısma koymuşlar. Önemli bir şey de yazmıyor, "size hizmet vermek bizim için ayrıcaklıktır" gibi bir şeyler yazıyordu (braille yazısının altına latin alfabesiyle de yazmışlar).

Kör zaten oradan geçse, bankaya girecek olsa, onun yerini nasıl bilecek? Hadi şu kapının yanına elimi süreyim, belki bir yazı vardır mı diyecek?

Hyundai i20 mesela. Hyundai web sitesinde azami fiyatı 319000 demiş. Bunu tesadüfen bir bayide bulmak mümkün mü? Bütün bayileri arasam bulur muyum? Gelince haber ver alayım desem, bir iki aya kadar gelir mi?

İkinci el fiyatları bu fiyatın çok üzerinde, o yüzden soruyorum.

Biz istanbullular için bunun ücreti nedir acaba? Ayrıca akbilimizde yeterince para olduğunda direkt akbil basıp binebilecek miyim sultanahmette?

Şu anda rusların yaşadığını türkiye yaşasa, yani tüm dünyada istenmeyen ülke durumuna gelse, avrupa ülkelerinde sonradan vatandaşlık almış olan türklere ne olur?

Avrupada hukuk iyi işliyor diyordum ama, fransada "ruslar giremez" yazan restoranı görünce (ve bu restorana bir yaptırım uygulanmayınca) fikrim biraz değişti.

Oranın vatandaşı olsan bile sana ev/araba satmasalar, restoranlara sokmasalar, iş vermeseler bir noktada yapabileceğin bir şey kalmaz. Mecburen dönersin sivas'taki köyüne.

edit: fransadaki restoranı bulamadım, çek cumhuriyetinde benzer bir şey olmuş: www.washingtonpost.com

Bunu çevreme söylediğim zaman "hadi len öyle şey olur mu" diyorlar. İnandıramıyorum kimseyi. Benden başka yaşayan biri var mı?

İlla americano olmasına gerek yok, latte vs de olabilir tabi. Bunların boyları arasındaki fark nedir? Hepsinde tek shot kahve mi oluyor? O zaman büyük americano'nun tek farkı su mu oluyor? Tek shot oluyor da, shot boyutu mu büyüyor?

Cevabınız tüm kahveciler için aynı mı? Starbucks / nero / kahve dünyası için örneğin.

Android için soruyorum. Play store'da birçok dialer app var. Bunlardan görece güvenilir olanı var mı?

Şu entry'de yedek parça kalmadığı anlatılıyor: eksisozluk.com

Arabalar bozulunca bir kenara atılıyormuş falan. Bunu anlamlandıramadım. Orijinal yedek parça alamayabilirler ama, çin yapımı yedek parça da mı alamıyorlar? Benim bildiğim çoğu yan sanayi yedek parça zaten çin yapımı.

Nedir o fark? Ucuzunun derisi çabuk mu yırtılır? Ucuz olan akort mu tutmaz? Ağacına göre sesi değişir diyorlar ama o kadar da büyük bir fark olmuyordur sanki. Birinin oymaları/sedefleri daha fazla diye ekstra para verilecekse anlamsız.

Biraz dertleşmek için yazıyorum.

Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik.

Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan musakka), salata/cacık yapıyor. Ana yemek bazen birkaç aşamadan oluşuyor, önce etleri haşlamak, sonra bir yerde beşamel sos hazırlamak, sonra bunları beraberce fırına vermek gibi. Yemekten sonra bir portakal, kuruyemiş falan da koyuyor. Çok yemiyor, azar azar hepsinden. Yemekleri de az yapıyor zaten. Maksimum iki günlük.

Geçen eve kuşbaşılı pide siparişi verdik, kağıdında yemek istemedi, tabağa koyduk. Turşu çıkarmamı ve çatal bıçak getirmemi de rica etti.

Yemek işlerinde benden yardım istiyor. Yüzde 25 ben yardım ediyorum, şu gibi konularda:
- Ekmekleri tost makinesinde ısıtmak
- Çorbayı karıştırmak
- Patlıcan soymak
- Salata malzemeleri doğramak
- Limon sıkmak
- Ceviz kırmak
- Elma + portakal soyup doğramak
- Tezgahı silip bulaşıkları makineye dizmek

Gördüğünüz gibi pek bir şey de yapmıyorum. Ama bunların bazılarını da gereksiz görüyorum.

Ben tek başıma kahvaltı ederken hiç tabak çıkarmadan zeytin peynir tabağından 3 zeytin bir dilim peynir yiyorum, iki dilim de ekmek. Zeytin çekirdeğini direkt çöpe atıyorum. Daha da acıkırsam corn-flakes falan yerim. Kuruyemiş istediğimde kuruyemiş kavanozuna elimi daldırıp bir avuç alıyorum. Öğrenciyken nohut yemeği + pilav yapıp 4 gün yerdim. Elmayı da ısırarak yerdim.

Yine bir akşam yemeği sonrasında yoruldum da size yazayım dedim.

Sizde durumlar nasıl? Bizimkinde bir anormallik var mı?

Acaba kimin hangi şarkısı?

Anladığım kadarıyla slash'tan sonrasını göremiyorlar, mesela

www.twitter.com/tarkan

sitesine girince sadece twitter'a girdiğimi görüyor, gerisini görmüyor? Doğru mu anlamışım?

Bazı cafelerde wifi şifresi olmuyor da, telefona kod geliyor. Bu bir şeyi değiştirir mi?

İşyeri leventte ama uzaktan çalışıyorum.

3-5 tane arkadaşım var, istinye-maslak-levent-beşiktaş civarında oturuyorlar. Haftada bir falan buluşuyorum. Bazen de buluşamıyorum. Bu yaştan sonra yeni arkadaş edinmek zor. Kiralar da çok yüksek.

Hangisini yapayım:

1) İstanbulda aynı bölgede kalayım, istinye, 4.levent vs civarında kötü bir evde oturayım.

2) İstanbulda uzak bir yerde oturayım. Neresi bilmiyorum ama bir şekilde marmaray ile falan gelirim merkezi yerlere.

3) Başka şehre taşınayım. Mesela yalova. (yalova nasıl bir yer bilmiyorum)

Bütün televizyon kanalları hep "sel felaketi" dedi ama detaya inmediler. Sanki bir anda şiddetli yağmur yağmış gibi anlatıldı. Instagram'da paylaşımlar yapıldı, dere yatağına evler yapılmış diye, mesela Tarkan paylaşmıştı. Sanki yağmur yağmış dere yatağına akmış gibi gösterildi.

Bu selin başlıca sebebi **baraj patlaması** değil miydi? Yanlış mı biliyorum?

Çok işe yarıyor dediler aldım. İyi de nasıl kullanacağım ben bunu? Dün akşam çorabımın içine döktüm ve evde o şekilde dolaştım. Mantıklı mı?

Şehir içinde bir şerit gidiş, bir şerit dönüş yolda gidiyorum. Bir anda önümdeki araba durdu, dörtlüleri yaktı. Genelde yolcu indirmek için falan duruyorlar. Sağa yanaşamazdı çünkü sağa hep arabalar park etmiş.

Ben de sinyalimi verdim sollamaya çıktım. Karşıda uzaktan bir araba geliyordu ama o gelene kadar ben sollamamı çoktan bitirmiş olacaktım.

Sollamayı bitirdiğim zaman sağ şeride geçemedim. Çünkü meğer az önce durup dörtlüleri yakan aracın durma sebebi, sağa parketmiş bir kamyonun yola çıkmaya çalışmasıymış, ve ben onu göremedim.

Doğal olarak, hem o önümdeki aracı, hem yola çıkmaya çalışan kamyonu solladım. Ama karşıdan gelen araç da bana yakınlaşmış oldu. O durumu anladığı için yavaşladı. Yavaşlamasa onun şeridinde karşı karşıya gelecektik. Ayıp oldu adama.

Burada bir kaza olsa, %100 suç bende mi olacaktı?

Herkese merhaba. Yattığım yerden bulduğum yeni bir fikirle karşınızdayım.

Üniversitelerin ders kayıt zamanında aynı anda binlerce öğrenci sisteme yüklenince öğrenciler hep şikayet ediyor biliyorsunuz. Ama yılda 2 defa 2şer saat yoğun kullanılan bir sisteme de çok yatırım yapmak biraz mantıksız.

Üniversite sınav sonuçları açıklanırken yine ösym sonuç açıklama sistemi kilitlenir genellikle.

Deprem olduğu zaman kandilli rasathanesi sitesi hayli geç yükleniyor (ama bunda diğer örneklerden farklı olarak sistemin ne zaman yoğunlaşacağı belirsiz)

Örnekler çoğaltılabilir...

Mesela 3 tane üniversite dese ki, güçlerimizi birleştirelim, ders kayıtlarımız farklı farklı ikişer gün olsun, ama sistemin yükü üçte birine düşsün.

Nasıl fikir? Bürokratik engeller dışında teknik engeller çok mu?

Görüntülü konuşurken telefon çalınca "pardon şu anda telefonum çalıyor, 15 dk sonra seni tekrar görüntülü ararım" deyince, bu son söylediklerim karşıya gitmiyor. Telefon çaldığı andan itibaren konuştuklarımın hiçbiri karşıya gitmiyor.

Kim suçlu?
A) operatör
B) samsung
C) android
D) whatsapp

Arabanın ön camına su sıkayım dedim, şunlar oldu:

1) bir motor sesi geliyor, yani su püskürtmeye çalışıyor belli
2) çok azıcık püskürttü camlara, ama ta yukarılara kadar çıkamadı
3) sonrasında o deliklerden su sanki sızıyormuş gibi çok düşük debiyle akmaya devam etti, cama ulaşamasa da

Problem ne olabilir? Bu arada silecek suyu deposu dolu.

Şu resimdeki lastikler yaz lastiği mi? Kış lastiğini nereden nasıl alayım? İnternetten mi alayım? Mutlaka kış lastiği almalı mıyım? İstanbuldayım. Alırsam kışın yaz lastiklerini nereye koyacağım? Kış lastiği yerine dört mevsim lastik mi alsam kışın kullanmak için (çünkü gittiğim en soğuk yer istanbul)

Babama sordum: "arabadaki lastikler yeter, kışın daha dikkatli sür, ne gerek var ikinci takıma" dedi. Kendisi hep aynı lastikleri kullanır, hiç de kaza yapmadı.

Ara sıra (ayda bir veya daha seyrek) sağ elimin üst tarafında, baş parmağının köküne doğru oluyordu. Dün ise her iki elimde çok fazla oldu. Bugün kaşıntısı geçti, izleri de kaybolmak üzere. Dünkü yoğun halinden resimleri soruya ekliyorum. Ne olabilir?

Alıcılar paypal ile ödemek istiyor, biliyorsunuz türkiyede yasaklı. Yurtdışına çıkmadan bunu aşmanın yolu var mı? Almanyada paypal ile ilişkilendirebileceğim bir banka hesabını almanyaya gitmeden açmak gibi.

Oto yıkamacılar dış yıkamaya 20 tl istiyor, köpükle falan yıkayıp lastikleri siliyorlar. Halbuki suyla çamuru gitse yeter bana. Benzinliklerde falan yıkamalar görüyorum ama hiç girmedim.

Altunizadede mesela var mı bildiğiniz ucuz? Kendim mi yıkıyorum napıyorum?

Aslında 2500 liraya kadar bakıyordum ama anladığım kadarıyla belki de 4000'e kadar çıkmam gerekecek. Hem ucuz hem de uzun yıllar idare edecek bir şey olursa süper olur.

Çok fotoğraf çekmem, mükemmel kamera olmasına gerek yok. Pek oyun da oynamıyorum. Videolarda, webde, müzik dinlerken takılmasın; ve en önemlisi kronik sorun olmasın.

Aslında xiaomi redmi note 9/9s/pro falan güzel gibiydi ama onların kamerasına çok toz kaçıyormuş, herkes iade etmek istiyormuş.

İstanbul'da anadolu yakasında oturuyorum ama üsküdar kadıköy vs hariç pek gezmedim. Mesela anadolufeneri, şile, ağva, güzelyalı nasıl yerler hiç bilmiyorum.

Eşimin doğum günü için arabayla bir yere gidelim, gitmişken de bir gece kalalım diyorum. Amaç otelde kalmak değil de, orman/göl/deniz kenarında sakince doğa yürüyüşü yapmak, akşam yemeği için de hoş bir restorana gitmek. Oteller pahalı ve amaçlarımız doğrultusunda gereksiz olduğu için temiz bir misafirhane tavsiyesi iyi olabilir.

Onu yapacağına şunu yap tavsiyelerine de açığım.

Kettle gibi bir mantıkla çalışıyor. Yani tabanı var, prize bağlı. Ve üst tarafı var, cezve şeklinde. Cezvenin üzerinde aç/kapa düğmesi var, ışıklı düğme.

Çalıştırdığım zaman ışıklı aç/kapa düğmesinin ışığı yanıyor. Ama cezveden su ısıtma sesi gelmiyor (fısss sesi). Sonra, cezveyi biraz oynattığımda su ısıtma sesi de geliyor. Ama çok hassas, en ufak oynamada su ısıtma sesi kesiliyor.

Sizce taban ile cezve arasında temassızlık mı var? Yoksa cezvenin kendi içinde mi problem var? Problem ne olabilir? (mesela içine su kaçmış kısa devre olmuş, veya taban ile temassızlık var, biraz oynasan düzelir, gibi.)

Mümkün mü? Nasıl yapıyoruz? Amerikan borsası için kesin vardır da, türkiye için bulamadım.

Python yoksa başka dil de olur, ama mümkünse python.

Mimarlık okuyan kardeşime alacağım, 4000 lira civarına almayı umuyorum.

Aslında kafamda planladım: i5 + 8GB ram + 256GB SSD + 13-14 inch fullHD ekran

Bu özellikler gayet idare eder, değil mi? Yalnız ben almışken plastik kasa olmasın, touchpad'i geniş olsun olsun, dış görünüşü de biraz estetik olsun istiyorum (bu yüzden 13-14 inch fullHD ekran istiyorum). Ama web sitelerinde hiç yazmıyor kasanın plastik mi metal mi olduğu?

Marka/model tavsiyeniz var mı? Ya da bir alışveriş sitesi tavsiyeniz?

Şartlar şunlar:

1) Listenin bir email adresi olmalı. yozgatli_balerinler@gmail.com gibi
2) Bu adrese atılan her email, grubun tüm üyelerine iletilmeli
3) Mümkünse, her emailin konu kısmının başına otomatik olarak [YozgatliBalerinler] eklenmeli
4) Gruba yeni kişiler (bir şekilde) eklenip çıkarılabilmeli.
5) Grup üyelerinin email adresleri illa gmail ya da hotmail vs. olmak zorunda değil.

Bu nasıl yapılabilir?

Ben de süper akıllı birisi olarak bunun kenarlarını, mumu yan tutarak veya çakmak tutarak erittim ve ortasına akıttım.

Şimdi her taraftan yüksekliği az-çok eşitlendi, ortadaki çukur kapandı. Ama bilin bakalım noluyor? Mumu yaktığım zaman, kısa kalmış olan fitil, eriyen mumun içinde sönüyor.

Evdeki malzemelerle bunu nasıl düzeltebilirim? Her taraftan eşitlenmiş düzgünce yanan bir mum yaparım?

Selamlar. Yeni bir eve taşındım, türk telekomdaki taahhüdüm devam ediyor. Türk telekom eve geldi, sarı bir kablo çektiler (aslında sadece duvarın içinden çıkardılar). Şimdi nakil yaptırmak istiyorum, diyorlar ki:

"eski tarifeniz 200GB adil kullanım kotalıymış. Ama artık o tarife yok. 140 liraya (en ucuzu buymuş) fibernet internetiniz olacak daha hızlı. Biz size ücretsiz modem de vereceğiz."

Ben de dedim ki: "sizin modeminizi istemiyorum, kendim modem takarım. hem belki başka iss'ye geçerim"

Diyorlar ki: "hayır illa bizim modemimizi kullanacaksınız, adsl vdsl vdsl2 modemler çalışmaz, sadece bizimki çalışır."

Başka iss'leri telefonla arıyorum, hepsi "sizde altyapı yok" diyorlar.

Sorum şu: İlla türk telekomdan minimum 140 liralık paketi almak zorunda mıyım? Sarı fiber kablo var diye turk.net kullanamıyor muyum?

Kupayı koltuğun kumaş kısmına koydum. Sonra ilk yudumu almak için bir kaldırdım, yuvarlak kupa izi çıkmış. Bu izi yok etmek mümkün mü?

Aslına bakarsanız konuşurken çok sıkıntı yaşamıyorum. Ama konuşmamın standart olmadığının farkındayım.

Mesela have kelimesini bazen "hev" bazen "hef" gibi okuyorum. Hatta bazen "hæv" gibi.
Don't kelimesini bazen "dont" bazen "do-" gibi okuyorum, sondaki t'yi yutarak.
American derken "amerikın" mı yoksa "æmerikın" gibi mi okusam emin olamıyorum.

Örnekler çoğaltılabilir. Sanırım her türlü okuyanı var; bir oradan bir buradan maruz kalınca benim de saçma sapan bir aksanım oldu galiba.

Biliyorum ki youtube ingilizce öğreten videolarla dolu. Ama ben gramer dersleriyle vakit geçirmek istemiyorum.

Direkt aksanı düzeltmeye yönelik nasıl çalışmalar yapılabilir? British aksanı istemiyorum sahi, amerikan olsun. Mesela birkaç saat içinde bütün kelimeleri tek tek dinlesem, o bile aslında iyi ve yeterli olabilir.

Şu en ucuz olanlardan, plastik gibi: www.wellkozmetik.com

Ben onları kullanınca temizlenmiş gibi hissediyorum, örülmüş olanlar bana o keselenme hissini vermiyor.

Ama herkes "ıyy onlar çok pis iğrenç" diyor, niye öyle diyorlar?

Şu resimde görüyorsunuz ki salonun etrafında küçük küçük spot lambalar var. Ve ayrıca onların üst tarafında da loş bir aydınlatma var.

icdn.ensonhaber.com

Şu resimde görünenler çok elektrik harcıyor mu, bizde saydım 12 tane var, beyaz renk (beyaz görünce led olduğunu düşündüm).

Üstteki loş aydınlatma sağlayanlar çok yakıyor mu? Onların ampullerini göremediğim için sayamadım.

1) Tavada böyle bir yağ kalması normal mi? Köfteleri mahalledeki iyi bir kasaptan alıyorum aslında.

2) Bu yağı nasıl temizliyorsunuz? Peçete ile silmeye çalışıyorum ama çok peçete gidiyor, hele tava biraz geniş olunca.

Ben hissetmiyorum ama sanırım yer biraz eğimli, ya da dolap yamuk. Kapaklardan birisi açık kalmıyor, kapanıyor. Açık kalması için illa elimle tutmam gerekiyor. Diğer kapakta böyle bir problem yok, istediğim zaman açık kalıyor.

Ben de şunları düşündüm:

1) Raflardan birinin üstüne menteşe gibi bir şey yapayım, o menteşeye bağlı bir parmak uzunluğunda bir çubuk olsun. Menteşe tam 180 derece açılabilsin, daha fazla açılamasın. Menteşe açık (180 derece) olduğu zaman dolap açık kalsın.

2) Rafların birinin üstüne piston gibi bir şey monte edeyim. Pistonu çekince sürgü kapağı engellesin, kapanamasın.

Daha iyi önerileriniz var mı? Eğer bu fikirlerim iyiyse nasıl bir malzeme kullanayım? Menteşenin birçok çeşidi var sanırım.

Ocağı yerine yerleştirdim. Altından bir fotoğraf paylaşıyorum. Ayrıca yanında diğer resimdeki L şeklindeki metal parçalardan geldi. Bu parçaları nereye ve nasıl takacağım?

Hepatit B miyim? Nasıl olabilir ki?

Anti Hbc IgG - pozitif (5.36) <--- burası işaretli, alttakiler normal
Anti HAV IgG - negatif
Anti HAV IgM - negatif
Anti HBs - negatif
Anti HCV - negatif
Anti HIV - nonreactive
HBsAg - negatif

Dışarıda gömlek-ceket dolaşan insanlara hayretle bakıyorum. Ben bakkala bile öyle gitsem anında hasta olurum. Çocukluktan alışmayınca olmuyor mu?

Bunun oluş sıklığına 2-3 dakikada bir diyebilirim. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Dizim bir anlık boşalıyor ve o devam etse düşerim ama anında toparlıyorum. Dışarıdan bakınca fark edilmiyordur diye tahmin ediyorum.

1) Bu size de oluyor mu?
2) Bununla ilgili endişe etmeli miyim?
3) O anlık dikkatsiz olduğum için mi oluyor, yoksa dizimle ilgili bir şey mi?

Bu olayları pek anlamadım. Eski evimde telefon hattına direkt modemi takmıştım, olmuştu.

Şimdi yeni evimde ttnet olmayan bir iss'ye başvuru yaptım. Dediler ki: "biz birkaç gün içinde apartman kapısına kadar kablo çekeceğiz, daireye kablo çektirme işi sizde." Ben de tamam dedim.

Fakat bizim dairenin içinde bir tane telefon jack'i var. Kablosunu takip ettim, daire kapısından dışarı çıkıyor, diğer dairelerinkiyle birleşiyor. Sonra da apartmandan dışarı çıkıp, apartman kapısının önündeki kabloları darmadağın olmuş bir kutuya gidiyor. Tabii oradaki kablolardan hangisinin bana ait olduğunu anlamak güç.

Bu iss'nin kapıya çekeceği kutuya ben dışarıdaki o darmadağın kutudan kendi kablomu çıkarıp taksam olmaz mı? Kendi kablomu nasıl bulacağım?

Bir de evin içinde priz gibi üç delikli telefon girişi var. Niye o varken apartmanın içinde bunca kablo çekmişler?

sevgiler

Eskiden boyanmış. Boyayan kişi de hiç özenmemiş, her yere damlatmış. Tiner ile çok uğraştım, en ufak bir değişiklik olmadı. Nasıl çıkacak bunlar?