merhaba sevgili Seray Severler. Size bir takım sorularım olacak.
-oto-hipnoz yöntemi ile sözel dersler öğrenilebilir mi? misal olarak şöyle bir şey denemek istiyorum ben. birazda beyin yıkama yöntemi gibi gündüz tarih dersinin Türk-İslam konusunu çalışacağım. Sonrasında bir ses kaydediciye aynı konuyu sesli bir şekilde kaydedip gece uyurken kulaklığa takıp aynı konuyu yatarken tekrar tekrar sabah kadar dinleyeceğim. böyle böyle derken sözel dersler kalıcı bir şekilde öğrenilir mi? meraklardayım.
-gene aynı şekilde ingilizce de de özellikle kelimeleri ezberleme de aynı yöntem kullanılabilir mi? misal en çok kullanılan kelimeleri veya cümleleri anlamlarıyla birlikte kaydedip gündüz, akşam, gece, yatarken, yemek yerken falan her zaman bu sesler dinlense atıyorum 4 ay sonunda tüm bilgileri hafızada tutmak mümkün müdür?
-oto-hipnoz yöntemi ile sözel dersler öğrenilebilir mi? misal olarak şöyle bir şey denemek istiyorum ben. birazda beyin yıkama yöntemi gibi gündüz tarih dersinin Türk-İslam konusunu çalışacağım. Sonrasında bir ses kaydediciye aynı konuyu sesli bir şekilde kaydedip gece uyurken kulaklığa takıp aynı konuyu yatarken tekrar tekrar sabah kadar dinleyeceğim. böyle böyle derken sözel dersler kalıcı bir şekilde öğrenilir mi? meraklardayım.
-gene aynı şekilde ingilizce de de özellikle kelimeleri ezberleme de aynı yöntem kullanılabilir mi? misal en çok kullanılan kelimeleri veya cümleleri anlamlarıyla birlikte kaydedip gündüz, akşam, gece, yatarken, yemek yerken falan her zaman bu sesler dinlense atıyorum 4 ay sonunda tüm bilgileri hafızada tutmak mümkün müdür?
panpalar şimdi izmirden istanbula bir arkadaşıma ilk okul resmimizi çerçevelettirdim ve hediye ambalajı yapıp göndermek istiyorum ama;
-şimdi bunun kırılma ihtimali yüzde kaçtır sizce?
-ptt kargolarda ürünün açık gelmesi lazımmış ve sitede yazdığına göre onlarda ambalaj varmış herhalde. ben kendim ambalaj yapmasam da şubeye götürdüğümde orada 2 dakka da ambalajlatıp gönderebilir miyim?
-eğer öyle bir seçeneğim yoksa ben bu küçük şeyi nasıl ambalajlayım? elimde küçük bir karton kutu yok maalesef. bir naylon poşetin içinde göndersem olur mu?
-kargo gönderirken alıcı ve gönderen adresini de yazıyor muyuz? =)
-şimdi bunun kırılma ihtimali yüzde kaçtır sizce?
-ptt kargolarda ürünün açık gelmesi lazımmış ve sitede yazdığına göre onlarda ambalaj varmış herhalde. ben kendim ambalaj yapmasam da şubeye götürdüğümde orada 2 dakka da ambalajlatıp gönderebilir miyim?
-eğer öyle bir seçeneğim yoksa ben bu küçük şeyi nasıl ambalajlayım? elimde küçük bir karton kutu yok maalesef. bir naylon poşetin içinde göndersem olur mu?
-kargo gönderirken alıcı ve gönderen adresini de yazıyor muyuz? =)
sağlam bir gramer temeli oluşturmak, what's you name? it's a pencil! dan sonra o gramerin üstüne kelime ezberleme ve öğrenme değil midir şu ingilizce dediğiniz?
sevgili galyalılar. şu linkte ki gibi www.fibonicci.com küp çevirmece, küp açtırmaca ve kapatmaca gibi soruların mantığı nedir? her şeyin bir mantığı vardır evet. peki bu tarz soruları bir kere kaparsa bir insan bunların alayı gelse çözebilir mi? kurum sınavlarına girmeyi düşünüyorum da bu tarz şekilli afilli sorularda sergen yalçın'la sıkıntı var. ha birde piyasan önerebileceğiniz konu anlatımlı sağlam bir şekil bilgisi kitabı var mıdır?
sevgili ahali. hep kötü adam oynamaktan sıkıldım. şöyle bildiğiniz swat tarzı polisleri canlandırdığımız oyunlar var mı? misal the inside man filminde ki gibi banka soygunu olan durumlarda polis tarafında olup operasyon düzenleyeceğimiz veya daha geniş kapsamlı polisi canlandırdığımız gta tarzında oyunlar var mı? teşekkürler...
merhaba sevgili haydar ve dümenler. kafadan konuya giriyorum. benim ingilizcede kpds den 70+ almam lazım. geçmiş yıl sorularını bir çözeyim dedim kendimi tartmak için ama baktım olacak gibi değil. 4-5 soru çözdüm çözmesine ama anlayarak değil tamamen sallayarak çözmem gerekecek hepsini ve bıraktım bende.
ingilizce seviyem ELEMENTARY'den nice PRE-INTERMEDIATE'den halliceydi ama benim sıfırdan 70'e çıkmam lazım. bana ne önerirsiniz. gramer kitapları var mı? şu what's ur name? my name is abuzittin dışında gramer olarak nerelerden başlayyaım? şu cesur öztürk kitabı denmiş ama seviyesi sıfır olan biri için daha soft kitap önerileriniz var mıdır? yani başlangıçta alt yazısız lost izle ingilizce hikaye okunun dışında direk nokta atışı yapacak bir formül lazım bana. lise düzeyi ingilizce serileri veya sırf gramer öğreten onun dışında kelime ezberlemesi bana kalacak kitapalr var mıdır?
ve önümüzde ki kpds mayıs sıanvına kadar 0dan 70+ üstü hayal midir?
ingilizce seviyem ELEMENTARY'den nice PRE-INTERMEDIATE'den halliceydi ama benim sıfırdan 70'e çıkmam lazım. bana ne önerirsiniz. gramer kitapları var mı? şu what's ur name? my name is abuzittin dışında gramer olarak nerelerden başlayyaım? şu cesur öztürk kitabı denmiş ama seviyesi sıfır olan biri için daha soft kitap önerileriniz var mıdır? yani başlangıçta alt yazısız lost izle ingilizce hikaye okunun dışında direk nokta atışı yapacak bir formül lazım bana. lise düzeyi ingilizce serileri veya sırf gramer öğreten onun dışında kelime ezberlemesi bana kalacak kitapalr var mıdır?
ve önümüzde ki kpds mayıs sıanvına kadar 0dan 70+ üstü hayal midir?
bu işin sırrı nedir ne değildir? 2012 kpssye gireceğim için sadece kpss mevzusuna odaklanmışken kpds prosedürü, çalışma stilleri, soru kalıplarını ve ipin ucunu kaçırdım. şu nette bir kaç uzmanın +90 üstü kesin garantili kursları varmış. veya illa kpds için kurs dershane falan şart mıdır? evde kendi kendine çalışmayla bu iş olur mu sevgili hıncal ve uluçlar?
Daha demin gene Emily Rose'u izlerken aklıma takıldı. Hristiyanların iman ve kutsal inancında neden Hz. İsa'yı neredeyse Allah'tan önce anıyorlar? Misal exorcism sahnesinde şeytanlara emrederken bile -işte ismini söyle, bu bedeni terk et gibi- hz. İsa'nın adıyla emrediyorlar. Baba-Oğul-Kutsal ruh üçlemesi hakkında az buçuk bilgi sahibiyim ama neden Hristiyanlar Hz. İsa'yı Allah'tan önce -haşa- tutuyorlar. Misal şeytana ismini söyle diye emrederken neden Allah'ın adıyla emrediyorum değil de Hz. İsa adına emrediyorum. veya kilise de Hz. İsa'nın önünde diz çöküp dua ediyorlar. Allah varken?
Sevgili çılgın ve çaresiz ülkemin çareli insanları. Malum 2012'ye girdiğimizde gene bir başka kpss çılgınlığı ve karnavalı başlamış olacak. Bilindiği üzere önlisanslar 2 sene de bir çift haneli sınavlara girerken aşmış ve yalamış yutmuş lisanslılar her sene sınava girebiliyor. işte benimde sorum tam burada başlıyor.
-ben bu sene lisansı bitireceğim ve aöf iktisat sonum. ama benim tercihim alan bilgisi olmayarak kpss lisans'ta b grubu kadro yazmak istiyorum. (onlarda sırasıyla dhmi de stajyer hava trafik kontrolörü, ünilerde vhki, ptt, bilgisayar işletmenliği, vezne diye gidiyor). şimdi ben atıyorum askerlikten de dolayı 2012 kpss değilde 2013 kpss girdim ve iyi bir puan aldım diyelim. peki duyduğuma göre atamalar için çift haneli yıllarda yapılıyormuş. yani kpssp3 puanına göre benim istediğim kuruma -dhmi- girebilmem için illa 2012 kpssye girip orada sağlam puan aldıktan sonra mı ilan haberlerini beklemem lazım, yoksa sen gene de 2013'e gir. ya ya çalışırsın ve 2013'de aldığın puanla da istediğin b kadrosuna atanabilirsin mi diyorsunuz?
-kafam karıştı sevgili haydar ve dümenler. ben gene de 2012'ye kasıyorum ama sanki şehir efsanesi gibi olan ve kulaktan dolma bilgilerle ilerleyen bu atama, puan, yaş kriterlerinde bana yardımcı olsanız.
*özet geçiyorum. kpss lisans mezunu olan birisi b kadrolarına düz memur atanabilmek için önlisanlılarn da girdiği sınavdan aldığı puanla mı atanır yoksa 2013'e girip sadece lisans mezunlarının gridiği sınavda aldığı puanla da b kadrosuna atanabilir mi? teşekkürler...
-ben bu sene lisansı bitireceğim ve aöf iktisat sonum. ama benim tercihim alan bilgisi olmayarak kpss lisans'ta b grubu kadro yazmak istiyorum. (onlarda sırasıyla dhmi de stajyer hava trafik kontrolörü, ünilerde vhki, ptt, bilgisayar işletmenliği, vezne diye gidiyor). şimdi ben atıyorum askerlikten de dolayı 2012 kpss değilde 2013 kpss girdim ve iyi bir puan aldım diyelim. peki duyduğuma göre atamalar için çift haneli yıllarda yapılıyormuş. yani kpssp3 puanına göre benim istediğim kuruma -dhmi- girebilmem için illa 2012 kpssye girip orada sağlam puan aldıktan sonra mı ilan haberlerini beklemem lazım, yoksa sen gene de 2013'e gir. ya ya çalışırsın ve 2013'de aldığın puanla da istediğin b kadrosuna atanabilirsin mi diyorsunuz?
-kafam karıştı sevgili haydar ve dümenler. ben gene de 2012'ye kasıyorum ama sanki şehir efsanesi gibi olan ve kulaktan dolma bilgilerle ilerleyen bu atama, puan, yaş kriterlerinde bana yardımcı olsanız.
*özet geçiyorum. kpss lisans mezunu olan birisi b kadrolarına düz memur atanabilmek için önlisanlılarn da girdiği sınavdan aldığı puanla mı atanır yoksa 2013'e girip sadece lisans mezunlarının gridiği sınavda aldığı puanla da b kadrosuna atanabilir mi? teşekkürler...
ve atıyorum kot-gömlek kombinasyonu üzerine takım ceketi giyilse dışarıdan anlaşılır mı? ve blazzer ceket ile takım ceketi arasında ki farkı amatör birisi nası anlar? kol düğmeleri mi farkıdır, kesim tarzı mı farklıdır blazer ceketlerde? teşekkürler.
selam gençlik. bugün farklı bir soruyla karşınızdayım. ben galiba yavaş yavaş imana gelmeye başladım ama bazı sorular aklımı kurcalıyor.
1-öncelikle envai çeşit sitelerde yer alan ''x duasını 777 defa okursan kısmetin açılır'' ''y duasının son ayetiyle, z duasının ilk ayetini 555 defa okursan(ne bir eksik ne bir fazla) dileğin gerçek olur'' gibi dulara innamalı mı? yoksa bunlar dini sömürme mi olur?
2-ben mesela Allah izin verirse inşalllah Kuran-ı Keerim okumak istiyorum ama bunun dışında günlük veya her hafta cumaları düzenli okunacak dular var mıdır? misal ihlas, fatiha, ayet-el kürsi dışında okunacak dualr nelerdir?
3-misal şu çeşit sitelerde örnekleri görüleceğe üzere www.duahazinesi.com , mucize.net , www.dinimizislam.com , mucize.net gibi aklınıza gelebilecek her şey için bir dua var. isteğinin ve dileğinin olmasından tut, hapşurduktan sonra okunacak dua, eve girerken, evden çıkarken, sınava girerken, kısmet açma, şans açma gibi dualara ne kadar güvenebilirim? ve yol haritam nasıl olmalı? ''x duasını z kere oku'' dularını okumak mı yoksa direk Kuran-ı Kerim de yer alan duları mı okumalıyım. teşekkürler...
Not: Önceden tek bir duayı bile ezbere bilmezdim inancım zayıftı ama The Rite filminde ki gibi ruhani varlıklarla ilgili örnek vakaları gözlemleyip, bir gün kaybolan 2 eşyamı harıl harıl arayıp bulamamam üzerine Allah'a dua edip kaybolan eşyalarımın bulunmasını dilememden 2 dakika sonra kabak gibi eşyalarımı buldum. Bunlar imanın başlangıcı oldu ama hala daha çevremde ki konuşmalardan duyduğum sabah akşam şu duayı şu kadar oku ki kocan sana bağlansın, bir daha tartışmazsınız kız ayol cümlelerine hala daha mesafeli yaklaşmaktayım.
1-öncelikle envai çeşit sitelerde yer alan ''x duasını 777 defa okursan kısmetin açılır'' ''y duasının son ayetiyle, z duasının ilk ayetini 555 defa okursan(ne bir eksik ne bir fazla) dileğin gerçek olur'' gibi dulara innamalı mı? yoksa bunlar dini sömürme mi olur?
2-ben mesela Allah izin verirse inşalllah Kuran-ı Keerim okumak istiyorum ama bunun dışında günlük veya her hafta cumaları düzenli okunacak dular var mıdır? misal ihlas, fatiha, ayet-el kürsi dışında okunacak dualr nelerdir?
3-misal şu çeşit sitelerde örnekleri görüleceğe üzere www.duahazinesi.com , mucize.net , www.dinimizislam.com , mucize.net gibi aklınıza gelebilecek her şey için bir dua var. isteğinin ve dileğinin olmasından tut, hapşurduktan sonra okunacak dua, eve girerken, evden çıkarken, sınava girerken, kısmet açma, şans açma gibi dualara ne kadar güvenebilirim? ve yol haritam nasıl olmalı? ''x duasını z kere oku'' dularını okumak mı yoksa direk Kuran-ı Kerim de yer alan duları mı okumalıyım. teşekkürler...
Not: Önceden tek bir duayı bile ezbere bilmezdim inancım zayıftı ama The Rite filminde ki gibi ruhani varlıklarla ilgili örnek vakaları gözlemleyip, bir gün kaybolan 2 eşyamı harıl harıl arayıp bulamamam üzerine Allah'a dua edip kaybolan eşyalarımın bulunmasını dilememden 2 dakika sonra kabak gibi eşyalarımı buldum. Bunlar imanın başlangıcı oldu ama hala daha çevremde ki konuşmalardan duyduğum sabah akşam şu duayı şu kadar oku ki kocan sana bağlansın, bir daha tartışmazsınız kız ayol cümlelerine hala daha mesafeli yaklaşmaktayım.
soru başlıktadır panpalar...
Orjinal parfümler nereden satın alınır? misal ben kipadan x.o romantic alıyorum fiyatı da 50 tl gibi bir şey ama o parfüm mesela orjinal midir çakma mıdır? gerçek orjinal parfümleri nereden alabilirim? Armani Black, 212 gibi orjinalleri nereden bulabilirim?
Soru başlıkta diyeceğim ama tam olarak sorum şudur. Ben tıbbi sekreterlik kursunu bitirdim. 6 ay sürdü yaklaşık ve staj dışında trafik hastanesi gibi devlet hastanelerine nasıl girilebilinir? bunun tek yolu kpss midir? kpss ise lisansı da yapmak şart mıdır yoksa sadece genel kültür ve genel yetenek yeter midir? duyduğuma göre trafik hastanesinde çalışan tanıdıklar varsa torpil ve referans ile girebilme ihtimali varmış. ben elimde ki tıbbi sekreter sertifikası ile trafik veyahut devlet hastanelerine nasıl girebilriim?
karete, wing tsun, muay thai, kung fu, Aikido, Jeet Kune do, Jiu-Jitsu, judo, Ninjutsu, Wing Chun hangisine gitmeliyim? bu arada amacım adam dövmek değil. hem spor olsun hem de kendime güven gelmesi açısından daha önce bu sporlara gitmiş olanlar ve deneyimli olanlar bilgilerini bizimle paylaşırlarsa sevinirim. benim düşüncem aikido ve ninjautsu ağır basıyor ama bilemiyorum. birde izmir'de bunların kursu var mıdır?
ileri safhalarda sosyal fobili bir kişi 1 yıl boyunca hangi metotları izyelerek yüksek özgüven depolaması yaparak istediği hayatı yaşamaya başlar?
-salsa, bachata gibi dans kurslarına gitmek.
-pilates ve body building salonlarına gitmek.
-kalıcı ve insanlarla yüz yüze iletişim gerektiren işte çalışmak.
1 sene boyunca fobili bir insanın olması gereken insan kalibresine çıkararak hayalinde ki insan karakterine ve özgüvenine sahip olabilir mi?
not: psikolog ve ilaç tedavisi de kullandım ama doğal yollardan çözüm istiyorum...
-salsa, bachata gibi dans kurslarına gitmek.
-pilates ve body building salonlarına gitmek.
-kalıcı ve insanlarla yüz yüze iletişim gerektiren işte çalışmak.
1 sene boyunca fobili bir insanın olması gereken insan kalibresine çıkararak hayalinde ki insan karakterine ve özgüvenine sahip olabilir mi?
not: psikolog ve ilaç tedavisi de kullandım ama doğal yollardan çözüm istiyorum...
merhaba. kafadan konuya giriyorum ama biraz uzun ve dağınık olabilir. edebiyat parçalayacak ruh halim yok. çok doluyum. okursanız sevinirim.
23 yaşındayım. düzenli ve kalıcı bir işe girip kendi paramı kazanmama az kaldı ama şimdi öğrenci modundayım.(İzmire dönünce işe gireceğim) her sene tatile fethiyeye geliyoruz. tatil dediğime bakmayın. akrabalarla dolu küçük bir yere gelip anne baba yanında kalmak, zoraki baskıyla köye gidip medeniyetten uzak bir yerde dede-nine yanında kalmak ve 2 ay boyunca gündüz nescafe içerek pcde takılmak ve akşamları film izleyerek ara ara çalış kordonda apaçi yürüyüşüne çıkmak ne kadar tatilse o kadar tatil işte bizimkisi de. her ne kadar ailenin gönlünü mutlu etmeye çalışsam da ben mutsuz oluyorum. fethiyeye gelmeden önce izmirde evimde 1-2 hafta tek kaldım. klima karşısında evde boxerlarla dolaşmak ve yalnız takıldığım o 1 haftalık benim esas tatilim oldu. her sene yazları böyle bir tatil kıskacına sokulmaktansa bir işe girip sırf bu durumdan kurtulmak için yıllık izin mizin bile kullanmayıp bu cehenneme girmemeyi düşünüyorum. aslında maymun gözünü açalı ve guru aydınlaması yaşayalı çok oldu. bu soktuğumun fethiyesi ve soktuğumun tatil anlayışı 5 sene öncede böyleydi. geçen senede böyleydi. bu senede böyle. böyle giderse seneyede böyle olacak. ben yazları akraba,anne baba,dede nine yanına ziyarete gelinen duruma tatil demeye ve bunu yapmak istemiyorum. izmirden fethiyeye geldiğimin saatinde sıkılıp aynı otobüsle izmire kaçasım geldi. ama ta ki izmirden bir kız arkadaşım fethiyeye gelesiye kadar. konuşup kararlaştırdığımıza göre 2 hafta onların evinde kalıp gerçke fethiyenin gerçek cennetini yaşayarak 2 hafta tatil yapıp dönecektik. bunu aileme söylediğimde işte film burada koptu. bu yaşımda olmama rağmen hala daha bana beceriksiz bir bebek muamelesi yapan bu aile izmirde tek kalmamı bile istemiyor. ve kız arkadaşımla aynı evde kalmamızı istemediler. bende söz verdiğim için gece otogardan kızı aldım ve evine gittik. kardeşi adresi yanlış tarif ettiği için 4-5 defa aynı yerden geçtik ve ben son dolmuşu kaçırdığım için eve gidemedim kızda kaldım ve şarjım bitti. ertesi 2-3 gün boyuncada telim kapalıydı ve bizimkilere haber vermedim. bir yerden şarj falan buldum ve teli açtığımda arka arkaya mesajlar ve çağrılar geldi. dün öğle saatlerinde annem kalp krizi geçirip hastanye kaldırılmış. şimdi durumu iyi gerçi de bu olay stresten olduğu için krizin nedeni otomatikman ben oldum. kızı otogardan almaya gitmeden öncede babamla konuşmamızda tüm planı iptal edip kızla görüşmüyorsun ve yarın seni köye götürüyorum dediğinde şalterim orada attı ve belki şarjımın bitmesi bahane olarak başka telefona hattımı takarak arayacak olmama rağmen sırf bu baskı ve diktatörlükten dolayı 2-3 gün kızla kalıp teli falan açmadım.
şimdi arkadaşlar sorularıma gelirsek. bu da mı gol değil?
1-)burada kim haklı?
2-)aile içinde iletişimimiz kopuk. ha belki ilişki ve iletişim düzey sorunumuz klasik olabilir ama extrem bir sıkıntımız yok. sadece şunu sormak istiyorum size. bir aile bir çocuğuna ne kadar karışabilir?
3-)ve ne kadar karışmalıdır? bu işin dozunun bokunun çıkarılması nedendir?
4-)her ailede şu diyaloglar yaşanılıyor mudur yoksa bana mı özgüdür bu? yok işte çevrede ve haberlerde onlarca şey görüyoruz. kız arkadaşında kalma böbreklerin çalınır, yok gece barlara gitme cebine uyuşturucu atılır kurye olarak kullanılırsın. yok işte efendim iftiraya gidersin ve ortada çocuk var derler ve evlenmek zorunda kalırsın.
5-)tüm bunlar ailenin bir paranoyası olup fazla korumacı tutum mudur? bu fazla korumacı ve baskıcı tutum karşısında mantıkları düze bağlanıp. aman dışarı çıkma başına uçak düşer, kalabalık yere gitme bomba koyarlar terazisinde midir? yoksa onların haklılık payı var mıdır? 3. sayfa gazete haberlerini okuyup okuyup tvde flash tvde gördükleri şeyleri önüme getirmeleri ne kadar doğrudur? kötü örnek örnek midir?
6-)milletin çocuğu tek başına alanyalarda tatile giderken, ne bileyim hayatını baskısız, kuralsız istediği gibi yaşarken onların başına 3.sayfa haberleri gelemez de sadece bana mı gelir? yok işte gece klübüne gitme cebine uyuşturucu koyarlar. milletin çocuğunun pantolon cebi yokta tek benim mi ccebim var amk?
23 yaşındayım. düzenli ve kalıcı bir işe girip kendi paramı kazanmama az kaldı ama şimdi öğrenci modundayım.(İzmire dönünce işe gireceğim) her sene tatile fethiyeye geliyoruz. tatil dediğime bakmayın. akrabalarla dolu küçük bir yere gelip anne baba yanında kalmak, zoraki baskıyla köye gidip medeniyetten uzak bir yerde dede-nine yanında kalmak ve 2 ay boyunca gündüz nescafe içerek pcde takılmak ve akşamları film izleyerek ara ara çalış kordonda apaçi yürüyüşüne çıkmak ne kadar tatilse o kadar tatil işte bizimkisi de. her ne kadar ailenin gönlünü mutlu etmeye çalışsam da ben mutsuz oluyorum. fethiyeye gelmeden önce izmirde evimde 1-2 hafta tek kaldım. klima karşısında evde boxerlarla dolaşmak ve yalnız takıldığım o 1 haftalık benim esas tatilim oldu. her sene yazları böyle bir tatil kıskacına sokulmaktansa bir işe girip sırf bu durumdan kurtulmak için yıllık izin mizin bile kullanmayıp bu cehenneme girmemeyi düşünüyorum. aslında maymun gözünü açalı ve guru aydınlaması yaşayalı çok oldu. bu soktuğumun fethiyesi ve soktuğumun tatil anlayışı 5 sene öncede böyleydi. geçen senede böyleydi. bu senede böyle. böyle giderse seneyede böyle olacak. ben yazları akraba,anne baba,dede nine yanına ziyarete gelinen duruma tatil demeye ve bunu yapmak istemiyorum. izmirden fethiyeye geldiğimin saatinde sıkılıp aynı otobüsle izmire kaçasım geldi. ama ta ki izmirden bir kız arkadaşım fethiyeye gelesiye kadar. konuşup kararlaştırdığımıza göre 2 hafta onların evinde kalıp gerçke fethiyenin gerçek cennetini yaşayarak 2 hafta tatil yapıp dönecektik. bunu aileme söylediğimde işte film burada koptu. bu yaşımda olmama rağmen hala daha bana beceriksiz bir bebek muamelesi yapan bu aile izmirde tek kalmamı bile istemiyor. ve kız arkadaşımla aynı evde kalmamızı istemediler. bende söz verdiğim için gece otogardan kızı aldım ve evine gittik. kardeşi adresi yanlış tarif ettiği için 4-5 defa aynı yerden geçtik ve ben son dolmuşu kaçırdığım için eve gidemedim kızda kaldım ve şarjım bitti. ertesi 2-3 gün boyuncada telim kapalıydı ve bizimkilere haber vermedim. bir yerden şarj falan buldum ve teli açtığımda arka arkaya mesajlar ve çağrılar geldi. dün öğle saatlerinde annem kalp krizi geçirip hastanye kaldırılmış. şimdi durumu iyi gerçi de bu olay stresten olduğu için krizin nedeni otomatikman ben oldum. kızı otogardan almaya gitmeden öncede babamla konuşmamızda tüm planı iptal edip kızla görüşmüyorsun ve yarın seni köye götürüyorum dediğinde şalterim orada attı ve belki şarjımın bitmesi bahane olarak başka telefona hattımı takarak arayacak olmama rağmen sırf bu baskı ve diktatörlükten dolayı 2-3 gün kızla kalıp teli falan açmadım.
şimdi arkadaşlar sorularıma gelirsek. bu da mı gol değil?
1-)burada kim haklı?
2-)aile içinde iletişimimiz kopuk. ha belki ilişki ve iletişim düzey sorunumuz klasik olabilir ama extrem bir sıkıntımız yok. sadece şunu sormak istiyorum size. bir aile bir çocuğuna ne kadar karışabilir?
3-)ve ne kadar karışmalıdır? bu işin dozunun bokunun çıkarılması nedendir?
4-)her ailede şu diyaloglar yaşanılıyor mudur yoksa bana mı özgüdür bu? yok işte çevrede ve haberlerde onlarca şey görüyoruz. kız arkadaşında kalma böbreklerin çalınır, yok gece barlara gitme cebine uyuşturucu atılır kurye olarak kullanılırsın. yok işte efendim iftiraya gidersin ve ortada çocuk var derler ve evlenmek zorunda kalırsın.
5-)tüm bunlar ailenin bir paranoyası olup fazla korumacı tutum mudur? bu fazla korumacı ve baskıcı tutum karşısında mantıkları düze bağlanıp. aman dışarı çıkma başına uçak düşer, kalabalık yere gitme bomba koyarlar terazisinde midir? yoksa onların haklılık payı var mıdır? 3. sayfa gazete haberlerini okuyup okuyup tvde flash tvde gördükleri şeyleri önüme getirmeleri ne kadar doğrudur? kötü örnek örnek midir?
6-)milletin çocuğu tek başına alanyalarda tatile giderken, ne bileyim hayatını baskısız, kuralsız istediği gibi yaşarken onların başına 3.sayfa haberleri gelemez de sadece bana mı gelir? yok işte gece klübüne gitme cebine uyuşturucu koyarlar. milletin çocuğunun pantolon cebi yokta tek benim mi ccebim var amk?
çalıştan fethiye merkeze ve fethiye merkezden çalışa en son dolmuş saat kaçta sona eriyor?a
bu işin mantığı nedir? pek anlamadım ben. siz dilencilere para veriyor musunuz? sapa sağlam olanlardan tutun, bir kolu veya bacağı olmayıp kötürüm gibi rol! yapanlarda olabilir aralarında. ne kadar güvenilirdir bunlar? zamanında haberlerde vardı bazı dilenciler çalışmaya bmw x5'le geliyor. arabayı 2 sokak öteye park edip çalışıyorlardı. birde ''verilmiş sadakamız olsun'' lafı bu dilencilere para vermeye mi kullanılıyor?
Soru başlıkta olduğu gibi illa au pairler kızlardan mı seçilir? yoksa aracı kurumlara danışıp erkek olarak da au pair olabilir miyiz? ekşi sözlükte okuduğum bir entrye göre bir erkek amerika da au pairlik yapmış. ingiltereyi de düşünüyorum ama orada Türklere yasaklanmış sanırsam...
panpalar yaklaşık aralıksız 4-5 saattir yurt dışı ingilizce dil eğitimi yazılarını araştırıyorum. duyuruya verilen sayfaların neredeyse yarısını okudum ama hala karışıklığım geçmedi. kimi ingiltere dil için mantıksız olur. oraya gidenler Türklerin fazlalığından dolayı ingilizce yerine türkçesini geliştirip gelirler demiş. Kimisi londra ve ingiltere pahalı amerikaya git demiş. şimdi panpalar sorularım şunlar...
-yaklaşık askerlikten sonra en geç 2013 ağustos gibi yurt dışı dil eğitimi düşünüyorum. araştırdım ve amerika da yarı-yoğun ingilizce programına kayıt olup 6 ay kalmak hem kampüs içinde part çalışmaya başlayarak aylık 1500 dolara kalmak, ingiltere de 3 ay kalmaktan daha mı mntıklıdır sizce? sanırsam ingltere de kurslar hep 3 ay oluyor. 6 ay varsa ne güzel olur.
-daha önceleri gerek ingltere gerekse amerika da herhangi bir eyalette bu dil kursu olayını tecrübe etmiş arkadaşlar bana 2 ülkenin artılarını eksilerini söylerlerse çok sevinirim. kafam çok karışık. teşekkürler...
-yaklaşık askerlikten sonra en geç 2013 ağustos gibi yurt dışı dil eğitimi düşünüyorum. araştırdım ve amerika da yarı-yoğun ingilizce programına kayıt olup 6 ay kalmak hem kampüs içinde part çalışmaya başlayarak aylık 1500 dolara kalmak, ingiltere de 3 ay kalmaktan daha mı mntıklıdır sizce? sanırsam ingltere de kurslar hep 3 ay oluyor. 6 ay varsa ne güzel olur.
-daha önceleri gerek ingltere gerekse amerika da herhangi bir eyalette bu dil kursu olayını tecrübe etmiş arkadaşlar bana 2 ülkenin artılarını eksilerini söylerlerse çok sevinirim. kafam çok karışık. teşekkürler...
bir belgesel izlemiştim zamanında. amerikalı eleman belli bir zaman boyunca sürekli fast food tarzıyla beslenmişti ve sonunda obez olup çıkmıştı. benim öyle bir amacım yok ama bir 10-15 kilo alsam ve o kiloda ki formumu korumak istiyorum. bunun için bende atıyorum 2-3 ay boyunca sürekli pizza, dürümler, dönerler, hamburgerler gibi fast food tarzıyla beslensem amacıma ulaşmış olur muyum? balık yağından tut çeştli vitamin haplarına kadar her şeyi denedim ama pek faydası olmuyor. sizce işe yarar mı?
geçenlerde gazetede de okuduğum yoruma göre artık laptoplar pazar payında masa üstü bilgisayarları silip atmış. herkes laptop alıyor ama ben bir türlü ısınamadım laptoplara. bana pcler daha cazip geliyor. öncelikle bu laptopların ısınma sorununa çare bulamadım gitti. şu fanlı soğutuculu altlık bile işe yaramıyor. bir türlü beyefendinin paşa gönlünü yapamıyorum. ayrıca her ne kadar yeni nesil laptoplar oyun canavarları da olsa bana hiçbir zaman masa üstü pcnin verdiği zevki veremiyor hiçbir oyunda. misal evi home diskoya çevirmek istediğinizde de 5+1 ses sistemini rahatlıkla masa üstünde kullanabilirsiniz ama laptop aynı görevi zor görür. ha bence laptopun tek artısı istenilen yere taşınmasında sağladığı kolaylık ama ben gene de masa üstü pclerini en gelişmiş laptopa tercih ederim.
buda sözlük duyurusu ama bu sözlük başka bir sözlük. güzide Türkçemiz de bile bile lades anlamına gelen başka bir atasözü var mı? yani bir işin sonucu bariz belli olan ama o işi yapacak kişiye olumsuz bir sonuç doğuran durumu anlatan atasözü. konu şuradan çıktı daha demin The Shrine adlı filmi izledim. orada ki kahramanımız yerlilerin kovması ve buradan gitmesseniz ebenizinkini göreceksiniz deşmeyin konuyu uyarılarına rağmen işlerine devam ettiler ve sonunda gördüler. işte bu durumu özetleyen atasözü var mı? bile bile lades gibi...
panpişler we dont even know you ne demek acil cevap lütfen...
merhaba sevgili ahali. sanırım ezelden beridir içime jack london ruhu kaçtı ve sırt çantamı alıp otobüse atlayıp yardırmayı seviyorum. bu sene planım alanyadan başlayıp 16 temmuz-18 temmuz arası alanyada kalıp ordan fethiyeye geçmek. tatilimin fethiye ayağı zor değil çünkü benim memleketim orda kalacak yerim çok var ama alanya kısmı muamma.orada en ucuza yarım bile olabilir bir pansiyon bulabilir miyim? kulağıma geldiği kadarıyla günlüğü 59'a varmış pansiyonlar. 2 arkadaşım oasis tatil köyünde kalacak ve bende oasise yakın pansiyonlar arıyorum. bir kahvaltı ve yemek versinler sorun değil. gündüz allah kerim zaten gece de diskodan sonra başımı sokacak bir yerim olsa yeter. bildiğiniz pansiyonlar var mıdır veyahut nette hangi siteden araştırabilirim pansiyonları? teşekkürler şimdiden...
Sevgili Romalılar bir duyurum var.Böyle vikipedia ve ekşi sözlük gibi kaliteli ve içeriği bol, objektif olan ve sadece Türk ve Osmanlı tarihi dışında genel avrupa tarihini inceleyn bildiğiniz tarih siteleri var mı?ben bir kaç araştırma yaptım ama lise tarih dersi ve Türk tarih siteleri dışında bir şey bulamadı. Bir el atın tarih sevenler...
Bir film vardı hatırlayamadım nette de bulamadım. Konusu şöyleydi. Bir grup genç bir müzeyi ziyaret ediyorlardı. Müzede de bir zaman makinasına atlayıp zamanının İngiltere-Fransız savaşına gidiyorlardı. Müzede bir not buluyorlardı. Notta eski Fransız kralı yardım çağrısı yapıyordu. Müzede ki gençlerden biri de o kralın torunuydu herhalde. Öyle kurgusal bir filmdi adı da Zaman Tüneli mi neydi. Bir el atın be gençlik hayrına.
Ayrı bir dipnot bu Erol Köse'nin amacı nedir? Prodüktörü olduğu sanatçıların her yeni albümü öncesi reklam uğruna polemik yaratmasına alışmıştık ama vecihi bu sefer ayrı bir geliyor. Adamın amacı nedir? Acaba bu sefer kendi albümünü mü çıkaracak da ondan böyle hararetli ya da seneye survivor ünlülere katılmak istiyor da şimdiden çalışmaya başladı. bu aralar twitter'da sözlükçülere sarmış.
soru başlıkta belli. bir zaman önce sanırım discovery de mythbusters sanırım bu konuyu işlemişlerdi. sonucunda ninjalar dövüşürken çeşitli hilelere başvurduklarından ama samuraylar ise asil dövüşçüler olduğundan ikisinin karşılaşmasında ninja daha avantajlı çıkmıştı.
Benimkisi daha çok algoritmayı yazmaktan çok şekil şemasıyla olayı anlamak. bunun için herhangi bir program biliyor musunu? yoksa paint veyahut photoshop programları algoritmanın şekil şemasını çizmemde işimi görür mü?
1.71 boyundayım ve ortalama 53 kilo civarındayım. askerliği tecil ettirirken sağlık muhayanesinde bozuk olan gözleri bile söylemedim ve sağlam raporu aldım.ama subay olan doktor eğer 2-3 kilo daha zayıf kilonu göstersen senin avantajına olur demişti. bir asker arkadaşımda eğer 50 kilo sınırına düşersen askere gittiğinde sana 45 gün hava değişim izni geri geldiğinde aynı kilodaysan bi 45 gün daha verirler ondan sonra 3.sünde seni ayırırlar tezkereyi alırsın dedi. bu hava değişimi izninin ve boy-kilo oranının astı astarı nedir? ayrıca kısa dönem yapacağım eğer ki 2 defa hava değişimi alırsam çürük mü sayılcam yoksa askerliği yapmış olarak mı?
Canım uzun zaman sonra bir futbol oynamayı istedi. sizce hangisini indireyim. Fifa demeyin yeter.
arkadaş tutturdu 5 ft.8 inc 1.77 cm ediyor diye. telefonun ölçü çevirisindne ve internetten baktım diyor. bende -şuan önümde bir çeviri sayfasına bile bakmakta iken- 5 ft. 8 inc= 1.72cm yazıyor. bu konuda hangimiz yamuluyoruz? lütfen arkadaşın yamuluyor deyin.
Malum yaza az kaldı yakında yazlık kesimlerde dans sezonları açılacak. benimde ingiltere'den kız arkadaşım temmuz ortasında Türkiye'ye gelecek. Ben pek dans konusunda bilgili değilimdir yani club dans kareografilerim vasat altı denilebilir. kalan 1 aylık srede internetten ''club dance for men'' tarzı eğitim videoları izleyip çalışarak gerçektende piste çıktığında ortamın tozunu attıran bir dansçı olabilir miyim? yoksa bunun içinde salsa ve bachata gibi prof. yardım mı almam gerekir?
çok merak ettiğim bir konu. amaçları nedir? bu artizlik neden? niye celallenir bir hayvan bu kadar? bilen gören duyan var mı?
Panpalar tirbişönsüz şarap açmaya çalışırken mantar ve şarap şişesi mundar oldu. şarabı gene süzerek koydum ama acaba mantarın insan bünyesine zararı olur mu?
bornova evka-3'ten altındağ da ki mimar sinan endüstri meslek lisesine en yakın ulaşım vasıtası nasıldır? otobüs geçiyor mu? yoksa hangi dolmuşa binmeliyim? teşekkürler cevap için.
ege ünisinde kampüste dün konser alanında mavi bir çanta kaybolmuştur. bunu nerde bulabilirim arkadaşlar? güvenliğe mi sorsam, yoksa danışabileceğim kurum ve yetkililer kimlerdir? teşekkürler cevaplar için...
soru biraz ters gelebilir ama el öpmeden kastım yaşlılara hörmet açısından öpüp başa koymaktan ziyade bir centilmenlik örneği olarak kadınların eli nasıl ve neresinden öpülür? parmak kısmı mı yoksa parmakların üstü et kısmı mı öpülmelidir?
Bu laf sadece ekşi sözlük klişelerinden birisi olamaz gibi çünkü geçen hafta facebook listemde bir ingiliz kız arkadaşım ''i was born in champion'' yazmış bende altına ''take it easy champion'' yazdım baya bir ingiliz arkadşaım gülmüş beğenmiş. bu espri uluslararası mıdır? kaynağı nedir? kafama takıldı ders çalışamıyorum bu yüzden.cevap için teşekkürler.
egenin bahar şenliklerinin yapılacağı yerlerden biride sksdb otoparkı deniliyor ama broşürde tam adresi yok bilen gören duyan var mıdır acaba?
(1)
Senin ben thanx diyen ağzını yerimin ingilizce tercümesi nasıldır gençler?
marjinal kereste #250897
Soru başlıkta açık. Senin ağzını yerim ben veya senin thank you diyen ağzını yerimin ingilizce tercümesi lazım. teşekkürler cevaplar için.
Siz yabancı değilseniz. Direk özet geçiyorum. Çarpık ve yasak ilişki yaşadığım bir kadın var. ve sevgilisi var haliyle. ben bundan daha önce görüştüm onun evine gittim.ısparta'da oturuyor kendisi. bundan 1 hafta önce gene buluşmak ve yanına gelmek istediğimi belirttim ama kendisi Projelerim var şimdi gelme doğru zaman değil falan dedi. yarında doğum günü ve şöyle bir plan hazırladım. ne dersiniz böyle bir sürprize yumuşar mı? ve tepkisi nasıl olur sizce?
doğum günü sürprizi için 30-40 tane küçük paket mumları evin kapı girişinden salona kadar sağlı sollu dizicem yancak birde onlar. mumların ortasına tek tek çiçekler fln yerleştircem. birde kırmızı şarap ve mum olacak işte.birde tablo yaptrıcam kızın resmini.küçük mumlardan böyle 30 tane fln sağlı sollu dizicem. şarap içinde mum ayarlamak lazım. bu sevgimi göstermeye yeterli midir sizce? ve daha napabilirim ki tepkisi nasıl olur?
doğum günü sürprizi için 30-40 tane küçük paket mumları evin kapı girişinden salona kadar sağlı sollu dizicem yancak birde onlar. mumların ortasına tek tek çiçekler fln yerleştircem. birde kırmızı şarap ve mum olacak işte.birde tablo yaptrıcam kızın resmini.küçük mumlardan böyle 30 tane fln sağlı sollu dizicem. şarap içinde mum ayarlamak lazım. bu sevgimi göstermeye yeterli midir sizce? ve daha napabilirim ki tepkisi nasıl olur?
bugün elime istemeye istemeye iş bankasının kredi kartı geldi ve ben bunu en kısa sürede iptal ettirmek istiyorum. iptal ederler mi? şubede mi işimi hallederler yoksa telefon bankacılığı işimi görür mü ve prosedürü çok uzun sürer mi bu işin?
türkiye'den amerikaya uçuşlarda uçaklar avrupa mı yoksa asya güzergahını mı izliyor? dünyanın şeklinden dolayı avrupa tarafı daha uzak olur gibi geliyor bana ama bir üstad cevaplarsa sevinirim.
iktisat 3. sınıf öğrencisiyim. vizeler çok iyi geçti. extrem bir durum olmazsa eğer 2012 haziranında lisans diplomasını elime alacağım ve hiç vakit kaybetmeden askere gitmek istiyorum. normal tecil süresi 2013 şubata kadar ve bağlı bulunduğum askerlik şubesinin celp dönemi(fethiye) şubatta oluyormuş. peki ben tecili bozdurup haziranda mezun olduktan sonra ağustos celp döneminde askere gidebilir miyim? teşekkürler...
türkiyemizin kanayan yarası torpil yani günümüzde ki popüler etiketiyle referanssız hiçbir iş yürümüyor maalesef. genç bankacı aday adaylığına hevesli genç dimağlar için bu işi bilek hakkıyla, sınavları geçerek, mülakatları aşarak, tırnağıyla kazıyarak gelme olasılığı sizce yüzde kaçtır? iktisattan mezun olduktan sonra birde iktisatta master yapmak artı bir avantaj katabilir mi? hoş master yapan adamı genede bankaya almayan şube müdürü ve İK müdürünün alnını karışlarım ben.
siz hangisini tercih edip izlersiniz?
başlıktaki gibi burn redbull tarzı enerji içecekleri bünyeye gerçekten enerji eriyor mu? yoksa bunlar sadece vodkayla tüketilmesi için üretilmiş ve sadece plasebo etkisi mi yapıyor?