selam. karşılaştığınız ilginç nakliyat hikayelerini anlatabilir misiniz? nakliyatçıların mizaçları, ilginç/komik/anlatmaya değer görülen huyları nasıldı, neler yaşadınız kısaca evinizi taşırken? bir yazı işinde, en azından taslak oluştururken kullanacağım.
merhaba. beş altı binanın paylaşımsız bahçeleri-bahçe sayılabilecek harabeleri sardığı bir alanda giriş katında oturan karşımdaki binanın sakinleri bahçeleri-balkonları sayılabilecek bir alana köpek getirdiler yaklaşık 2 hafta önce. köpek için kapalı bir alan bile tahsis etmemişler; kartondan, tahtadan bir şey yapıp koymuşlar. şimdi bu köpek sürekli bağırıyor, ağlıyor, birkaç kere izledim yemek koyup dönüyorlar evlerine. köpek ağlamaya devam ediyor. şimdi bu herifçioğullarının yürekleri katılaşmış anladık, ama bu soğukta tecrit edildiğini bildiğin bir canlının sürekli ağlıyor olması çok koyuyor adama. pencereden falan laf yetiştirecek bir durumum da yok; laf ile daha çok ateşlenecek profilleri var az çok kestirebileceğiniz üzere. belediyeyi aramayı düşündüm ama ne gibi bir şey yapabilirler onlar bilmiyorum. şu köpeği almak istiyorum bu ruhsuz, düşüncesiz, empatiden yoksun yaratıkların elinden.
ülke kocaman bir vasatlık imparatorluğunun mezalimi altında inim inim inlerken hayatın her yönünde bizi vasat bataklığına gömen bu şer kumandanlara karşı neden ortaya çıkıp bilgi becerimizi insan tokatlamak adına kullanmıyoruz ki? ben sinemacıyım mesela. içimden bir tane senaryo yazmak gelmiyor, insan tokatlayacağım bundan sonra. üzülmek yerine tokatlayeceyim.
bunu yazmama sebep olan bülent arınç'ın konuşmasına şuradan ulaşabilirsiniz: arkeofili.com
bunu yazmama sebep olan bülent arınç'ın konuşmasına şuradan ulaşabilirsiniz: arkeofili.com
selamlar. google görsellere bir rainer werner fassbinder yazın size de ilginç bir şekilde tanıdık geliyor mu?
fassbinder syndrome'u (kişileri ilginç bir şekilde tanıdık hissetme) literatüre sokmadan önce son bir 10 kişiye ihtiyacım var.
fassbinder syndrome'u (kişileri ilginç bir şekilde tanıdık hissetme) literatüre sokmadan önce son bir 10 kişiye ihtiyacım var.
selamlar genç girişimciler. diyelim ki the hitchhiker's guide to the galaxy'de geçen bir meseleyi metalaştırıp satacağız, böyle konvansiyonel bir üretim gerçekleşecek ve internet üzerinden satılacak. bu gibi durumlarda ne gibi prosedürler uygulamak durumunda kalıyoruz? bunu bireysel olarak mı yoksa küçük bir şirket kurarak halletmek mi kısa ve uzun vadede daha yararlı olur? çünkü başka eserlerle de alakalı böyle düşüncelerim var.
merhaba. ecnebilerle birlikte gideceğim de taksim'de bulabiliriz sanıyorum altyazısıyla birlikte gösteren bir sinema salonu?
selamlar. yarın 11:30'da adliye'den çıktım diyelim 13:15'e kadar tertemiz kadıköy'de olur muyum? taksi tutacağım, kesinlikle bu vakte yetişmem gerekiyor, trafikten korkuyorum. ne diyorsunuz? bir de taksi ortalama kaç tutar sizce? 50 lira ayırıyorum bunun için.
Su an kabatastan tramvaya bindik. Bakirkoy adliyr sarayina gitmemiz icin ne yapmamiz lazim? Bir de butun mahkemeler burada degil mi bakirkoyde baska mahkeme yok herhalde is mahkemesi gibi.
bu videodan sonra gökmen barikan, yani videoyu çeken kişi üzerine bir linç kampanyası başlatmaya çalışıyorlar anladığım kadarıyla. algılarının çarpıtılması üzerine yüce gönüllülük sergileyen insanlar da bu güruha hemen dahil olabiliyor.
videoyu ileri sara sara izledim. izlerken utandım yani, iki taraf için de. bisiklet yolunun böyle bir amaçla kapanması da, kameraya çekilmesi de, kadının gördüğüm kadarıyla biraz agresif davranması da utanmama neden oldu. ama şimdi görüyorum ki gökmen barikan'ın facebook sayfası veriliyor, üzerinden sosyolojik çıkarımlar bulunuluyor. yani kompleksli zırhlarıyla girişmişler yine birine.
yahu ben de bu kemikleşmiş kitsch facebook-tc güruhunun ideolojisinden haz etmiyorum da bu nasıl manipüle edilip böylesine bir olayda bir malzeme haline gelebiliyor anlayamıyorum. şu zırhlara sebep olan çarpışık toplumsal ilişkilerimiz ve siyasi bir tarihimiz olmasaydı bu adam sadece delicesine bisikletine tutkun ve hayatını ona adamış birisi olabilirdi. bakıyorum yani hesabına, gerçekten öyle biri. yani delicesine bisiklete tutkulu, bundan da para kazanmaya çalışıyor anladığım kadarıyla. ama böyle bir olayın aktörü haline gelebiliyor bir anda. onun için de, bizim için de, bu güruh için de ne kadar üzücü.
videoyu ileri sara sara izledim. izlerken utandım yani, iki taraf için de. bisiklet yolunun böyle bir amaçla kapanması da, kameraya çekilmesi de, kadının gördüğüm kadarıyla biraz agresif davranması da utanmama neden oldu. ama şimdi görüyorum ki gökmen barikan'ın facebook sayfası veriliyor, üzerinden sosyolojik çıkarımlar bulunuluyor. yani kompleksli zırhlarıyla girişmişler yine birine.
yahu ben de bu kemikleşmiş kitsch facebook-tc güruhunun ideolojisinden haz etmiyorum da bu nasıl manipüle edilip böylesine bir olayda bir malzeme haline gelebiliyor anlayamıyorum. şu zırhlara sebep olan çarpışık toplumsal ilişkilerimiz ve siyasi bir tarihimiz olmasaydı bu adam sadece delicesine bisikletine tutkun ve hayatını ona adamış birisi olabilirdi. bakıyorum yani hesabına, gerçekten öyle biri. yani delicesine bisiklete tutkulu, bundan da para kazanmaya çalışıyor anladığım kadarıyla. ama böyle bir olayın aktörü haline gelebiliyor bir anda. onun için de, bizim için de, bu güruh için de ne kadar üzücü.
senseoftime.inenart.eu
türkçe bir kaynak bilmiyorum. bunu ilk defa buradan gördüğüm için buradan aktarıyorum. özetle diyor ki: "başkan davutoğlu, suriye'ye doğru ilerleyip orada türkiye ordusunun koruduğu bir bölge oluşturmak ve şu an tüm türkiye'ye yayılmış durumda olan suriyeli mültecileri oraya geri döndürmek ve orada kendisinin oluşturduğu bir güvenlik kalkanı içerisinde tutmak niyetinde" imiş.
bu realite işleyebilir mi sizce böyle bir konjonktür içinde?
türkçe bir kaynak bilmiyorum. bunu ilk defa buradan gördüğüm için buradan aktarıyorum. özetle diyor ki: "başkan davutoğlu, suriye'ye doğru ilerleyip orada türkiye ordusunun koruduğu bir bölge oluşturmak ve şu an tüm türkiye'ye yayılmış durumda olan suriyeli mültecileri oraya geri döndürmek ve orada kendisinin oluşturduğu bir güvenlik kalkanı içerisinde tutmak niyetinde" imiş.
bu realite işleyebilir mi sizce böyle bir konjonktür içinde?
malum yaşanılan coğrafyadan dolayı iki birim daha ağırlaştırılmış bir vejetaryenlik yaşıyorum ve girdiğim her tartışmada b12 meselesi yüzünden sessizliğe gömülüyorum. halbuki istiyorum ki tercihim her ne ise onu tartışmak durumunda kalmayayım; ne başkalarına bu durumun yararlarını anlatayım ne de bir başkası bu durumun zararlarını anlatsın.
girizgahı daha fazla uzatmadan maruzatıma geçiyorum. süt ve yumurta tüketiyorum; ancak bunlardan yeterli oranda b12 vitamini alamıyorum sanıyorum ki. takviyelendirilmiş gıdalar ise vejetaryenlik-veganlık ikilisinin statü durumuna geçtiği coğrafyamızda cihangir ve muadili semtler haricinde de pek bulunmuyor galiba.
bu b12 et yemeden nasıl karşılanacak? tablet halinde alınanlar bir yaşam boyu doğal olarak karşılayabilirler mi bu ihtiyacı?
edit: aktüel et yiyen paradigması ön kabulüyle yazılmıştır. bak bu böyle değil, bunlar kara propaganda, gayet kolay karşılanıyor şöyle şöyle falan da diyebilirsiniz tabii.
girizgahı daha fazla uzatmadan maruzatıma geçiyorum. süt ve yumurta tüketiyorum; ancak bunlardan yeterli oranda b12 vitamini alamıyorum sanıyorum ki. takviyelendirilmiş gıdalar ise vejetaryenlik-veganlık ikilisinin statü durumuna geçtiği coğrafyamızda cihangir ve muadili semtler haricinde de pek bulunmuyor galiba.
bu b12 et yemeden nasıl karşılanacak? tablet halinde alınanlar bir yaşam boyu doğal olarak karşılayabilirler mi bu ihtiyacı?
edit: aktüel et yiyen paradigması ön kabulüyle yazılmıştır. bak bu böyle değil, bunlar kara propaganda, gayet kolay karşılanıyor şöyle şöyle falan da diyebilirsiniz tabii.
selamlar. çocukluktan beri tarihe ilgim oldu, ancak bunun üzerine spesifik okumalar yapmadım. ne, nedir hakim olsam da dediğim gibi meselelerin genel hatlarından içerisine nüfuz edemedim. medieval total war oynuyordum da aşka geldim, orta çağ'dan günümüze (daha öncesinden de olabilir) krallıklar, devletler, iktidarlar, halk neler yapmış, ticaret nasıl olagelmiş, sorunlar, problemler, savaşlar, göçler... kısacası tarihle alakalı başucu kitaplarınızı dökebilir misiniz? özellikle orta çağ'da avrupa, genel olarak akdeniz tarihi üzerine harici kitap tavsiyeleri de alabilirim. (komplo teorili, nefret söylemi içeren, daracık paradigmadan bakanlar tabii ki tercih dışı)
Buraya gideceğim de uzamış saçlara bir el atilsin diye de cok pahali midir? Ne kadara oluyor kesim erkek icin ortalama bileniniz var midir?
Bu sabah kafami pencere kenarina cok siddetli bir bicimde carptim. 15 20 dakika kadar buz tuttum ama aciya ve sislige engel olamadim. Vurdugum yer su vakitte hala sis ve temas ettigimde aci veriyor. Hatta temas etmeden asagi dogru oynattigimda zonkluyor. Ne yapayim gideyim mi doktora bunun icin. Agrisi sizisi umrumda degil de kafa bu ya, insan kafasini boyle vurur mu. Ic kanama falan olmaz degil mi, ne gibi semptomlari var bu daha tehlikeli durumlarin? Ona gore vaziyet alayim.
orijinal olmayacak, çeşit çeşit takımların formalarını bulabileceğim bir yer arıyorum kadıköy'de.
Fikret hakan'in oynadigi, cocuklara kopru oldugu film neydi? Son sahnesi insaattaydi.
adres değil de, tanıdık, bildik mekanlardan hareketle, nereye yakın, zeynep kamil'den nasıl giderim?
ygs başvuruları başlıyor malum. üniversite öğrencisiyim, halihazırda bir üniversiteye kaydım var. ygs'ye başvururken lisemden bir belge alıp götürmek zorunda mıyım? neler götürmek gerekiyor?
79'da fikri sönmez (terzi fikri) önderliğinde başlatılan fatsa'daki deneyim üzerine yazılmış kitap var mıdır bildiğiniz? neler yapılmış, komiteler nasıl örgütlenmiş, alınan kararlar neymiş ve bunlar nasıl uygulanmış merak ediyorum.
selamlar.
zeynep kamil çocuğuyum (bilmeyenler için kadıköy ve üsküdar arasında kalır. üsküdar iskelesi de kadıköy iskelesi de aynı uzaklıktadır ama üsküdar iskelesine inen otobüs kıtlığı var, minibüs geçiyor hep. yani akbilini aylık yapacak biri olarak kadıköy'e vızır vızır inen otobüslere binmem daha mantıklı)
kadıköy'e gidersem beşiktaş'a gitmek 20 dakika,
üsküdar'dan beşiktaş motorla 6-7 dakika. ama yukarıda bahsettiğim sıkıntı var.
ondan sonra beşiktaş'tan sahilden ya da yukarıdan gitmek kalıyor seçenek olarak. sabah 8'de evden çıktığımı düşünelim. kaçta kampüste olurum? (bunu her gün yapacağım. bu çok mantıklı bir şey mi? kardaşlar beni öldürseniz avrupa yakasında yaşayamam. ne yapsam?)
zeynep kamil çocuğuyum (bilmeyenler için kadıköy ve üsküdar arasında kalır. üsküdar iskelesi de kadıköy iskelesi de aynı uzaklıktadır ama üsküdar iskelesine inen otobüs kıtlığı var, minibüs geçiyor hep. yani akbilini aylık yapacak biri olarak kadıköy'e vızır vızır inen otobüslere binmem daha mantıklı)
kadıköy'e gidersem beşiktaş'a gitmek 20 dakika,
üsküdar'dan beşiktaş motorla 6-7 dakika. ama yukarıda bahsettiğim sıkıntı var.
ondan sonra beşiktaş'tan sahilden ya da yukarıdan gitmek kalıyor seçenek olarak. sabah 8'de evden çıktığımı düşünelim. kaçta kampüste olurum? (bunu her gün yapacağım. bu çok mantıklı bir şey mi? kardaşlar beni öldürseniz avrupa yakasında yaşayamam. ne yapsam?)
ancak ne alayım hiçbir fikrim yok. farklı farklı çiçekler olabilir.
istiyorum ki bazıları güzel kokular versin,
bazıları da sebze versin,
bazıları da sadece öyle dursun, ben bakayım, büyüsün.
öğrenciyim. çok fazla para veremem. ne alayım ben? çok güzel kokulu bir çiçekse belki alırım ama biraz paraya kıyıp.
istiyorum ki bazıları güzel kokular versin,
bazıları da sebze versin,
bazıları da sadece öyle dursun, ben bakayım, büyüsün.
öğrenciyim. çok fazla para veremem. ne alayım ben? çok güzel kokulu bir çiçekse belki alırım ama biraz paraya kıyıp.
selamlar. şuradaki www.kablonet.com.tr ekosınırsız tarifelerden 10 megabit, 100 gb'a kadar adil kullanım noktası olandan bağlatalım diyoruz.
iki öğrenciyiz, 100 gb'ı 10-15 günde aşarız diye tahmin ediyorum. daha sonrasında sıkıntı yaşar mıyız? kablonet bağlatanlar ne diyorlar? ya da tarifesinden memnun olan arkadaşlar (60 tl'ye kadar) bize başka ne önerebilirler?
iki öğrenciyiz, 100 gb'ı 10-15 günde aşarız diye tahmin ediyorum. daha sonrasında sıkıntı yaşar mıyız? kablonet bağlatanlar ne diyorlar? ya da tarifesinden memnun olan arkadaşlar (60 tl'ye kadar) bize başka ne önerebilirler?
hep aynı mekanda, tamamen sessiz, ingiliz sanayi sitesi gibi bir mekan, camlar falan kırılmış bazı yerlerde, hatta yerlerde de cam kırıkları var. bir adam yere yatmamı söylüyor, sonra diğer adam da beynime iğneyi sokuyor. bu benim için ölümü ifade ediyor o anda, biliyorum. hafif bir acı hissediyorum, sonra uyanıyorum. ondan sonra tekrar uyumaya devam ediyorum. bu birkaç gündür böyle devam ediyor arkadaşlar, bugün feci bir baş ağrısıyla uyandım. nedir bu her gece her gece?
eskiden parkın önündeki durakların oradan kalkardı, şimdi taksim'de nereden kalkıyor?
sanki araba kullananların hepsi çok saygısız ve gözü kara gibi geliyor. sol şeritten giderken biri aniden önümüze kıracak diye çok korkuyorum. geçenlerde tatil maksadıyla babam ile uzun yola çıktık. o naif adam bile solda agresif bir şekilde 180'i bulan, önüne araba geçtiğinde selektör yakıp dibine kadar giren anlayışsız, saygısız bir adama dönüştü. bir araba orta şeritten gidiyor olsun mesela, ben hızımı alıp da onun solundan geçemem. sinyalsiz -sinyalle dahi olsa- aniden sol şerite geçeceklermiş gibi hissediyorum. biri sol şeritten giderken arkamda belirse, selektörle sağa geçmemi istese o panikle ne yapacağımı şaşırırım. 4 senedir ehliyetim var, toplasan 10 kere trafiğe çıkmamışımdır bu yüzden. nasıl atlatacağız bunu?
not: erkeğim, motorlu trafiğin kurtlar sofrası olduğunu düşünüyorum, bir ülkede ne kadar çok cahil ve güce tapan insan var ise o toprakların trafiği çok agresif oluyormuş gibi geliyor bana. insanlar kurtaracakları saniyelerin peşindeler. bisiklet mis gibi değil mi? işverenler bisikletle işe gelenler için ekstradan yarım saatlik dinlenme ve duş payı verseler de insanları bisiklet kullandırmaya teşvik etseler ya?
not2: kavgaya çağırırsanız gelirim. "amcaoğlu" gibi hitaplar kullanırım kavga öncesi.
not: erkeğim, motorlu trafiğin kurtlar sofrası olduğunu düşünüyorum, bir ülkede ne kadar çok cahil ve güce tapan insan var ise o toprakların trafiği çok agresif oluyormuş gibi geliyor bana. insanlar kurtaracakları saniyelerin peşindeler. bisiklet mis gibi değil mi? işverenler bisikletle işe gelenler için ekstradan yarım saatlik dinlenme ve duş payı verseler de insanları bisiklet kullandırmaya teşvik etseler ya?
not2: kavgaya çağırırsanız gelirim. "amcaoğlu" gibi hitaplar kullanırım kavga öncesi.
selamlar baton sevdalıları. biz 22 yaşında, normal kiloda, spor alışkanlığı olmayan, ama ev taşımalarında bana mısın demeyen iki adam likya yolu'na çıkacağız, tüm parkur değil. 4-5 günlük bir planımız var. gençlik ve delilik kondisyonuyla gideceğiz. herkes eylül sonu gibi gidilmesini tavsiye etmiş. ya da ilkbahar ile birlikte, ama bizim boşluğumuz 15 ağustos-22 ağustos arası ve yapmak istiyoruz. biraz "yaparsınız" gazına ihtiyacımız var, biraz da tavsiyelere. ya da "gitmeyin olm manyak mısınız" gibi ciddi, sert vazgeçirme cümlelerine. ne yapalım?
selam kekeler. yaklaşık üç senedir şu smile adsl'i bağlattık bağlatalı bu internet işlerinden uzağım. smile adsl dsmart net olmuş, sağolsun 2005 yılını özletmiyor bizlere, o hızda girebiliyoruz sayfalara, videoları 144p izliyoruz mecbur. demem o ki, ben bıktım bu adamlardan, değiştireyim diyorum internet bağlantımı. neler var uygun, hızlı. super online falan iş görür mü?
merhaba. bununla alakalı bir bilgi bulamadım. bireysel olarak katılacağım için disk nereye giderse onlarla olmak istiyorum. malumunuz taksim de yasak olduğundan şişli'de falan belirli bir kortej oluşturulacağını düşünmüyorum. kaçta, nerede toplanacaklar bilgisi olan var mı acaba?
koltukta yaklaşık 7-8 aydır bir leke var, nasıl oluştu bilmiyorum. yağ lekesine benziyor, çok göze battığından dolayı sürekli üstünü örterdim de böyle de olmuyor. ne yaptıysam çıkaramadım. var mıdır bir önerisi olan? şu karışımı yap, şu şu satılıyor onu dene diyen?
merhabalar. fransız konsolosluğundan aldığım schengen vizesiyle ilk girişimi ispanya'da yapabilir miyim? yoksa schengen'i nereden aldıysam ilk olarak oraya mı girmem lazım? yani ilk önce fransa, sonra ispanya? böyle bir şeyler hatırlıyorum da cevapları hatırlamıyorum, sorayım dedim o yüzden.
merhabalar. öğrenci pasaportu için harç ödemenize gerek yok yazılmış birkaç yerde. okuldan alınan bir belge sayesinde harç ödemeye gerek kalmıyormuş pasaport için, sadece defter parası ödeniyormuş. şimdi ben gitsem öğrenci işlerine, (yurtdışına çıkışım dil eğitiminden dolayı olacak, üniversitemin herhangi bir bağıntısı yok) harç ödememek için bir belge alabilir miyim? ne belgesi oluyor bu?
girdiğimde adres çubuğunun yanında kilit simgesi gözüküyor ve hiçbir sayfa açılmıyor, öyle bembeyaz duruyor sayfa. 2 gün önce böyle bir sorun vermiyordu, sebebi ne ola ki?
merhaba. arkadaşım 3 hafta önce bir işe giriyor, ama 2 haftadır sigortalı. öğrenci, ekimin sonuna kadar çalışacaktı. şef garsonla atışması ve kavgası sonucu tişörtünü çıkart ve git diyorlar buna, yani kovuyorlar. şimdi içeride 23 günlük parası var, kavga ederek çıktı, daha gitmedi parasını sormaya. bu parasını alamama gibi bir ihtimali var mı? işveren eğer paranı vermiyorum derse ne yapabilir acaba?
normalde chrome kullanıyordum. bugün internette gezinirken bir anda hata vermeye başladı. kapattım, tekrar açtım, biraz gezindikten sonra tekrar "chrome kilitlendi" hatası verdi, hep aynı şeyi yapıyor şimdi, doğru düzgün duramıyorum internette. explorer da hata veriyor sürekli. virüs girmiş sanırım? ne yapmak gerekiyor?
beyler bunu birilerine anlatmalıyım. rüyamda fm oynuyorum, tam fm gibi de değil aslında. sadece oyuncu değiştiriyorum maç esnasında. kaleye garip bir şekilde elmander'i koydum, sonra sakatlanınca ceyhun'u koydum kaleye (ceyhun kim anasını satayım?) galatasaray'la falan da oynamıyorum ama kaleye elmander'i koydum işte. sonra bugün galatasaray.org'a girdiğimde antrenman fotoğraflarında elmander'in fotoğrafını gördüm, kaleci eldivenlerini giymiş top kurtarıyordu. bu ne olm? ne yapayım ben şimdi? yoksa gidip iş mi bulayım ne yapayım, var mı bunun bir açıklaması?
fotoğrafı yüklüyordun o fotoğraftaki kişinin kim olduğunu söylüyordu?
kankalar giremiyorum ya. savcılık kararı bok püsür. sizde işe yarayan dns ayarlarını öğrensem?
sirkeci tramvay durağının oradan mercan yokuşuna nasıl gidebilirim?
yükleme başlamıyor bir türlü, öyle kalıyor. sebep nedir?
hey maşallah heybete bak. bu meret nasıl içilir kankalar. bir tane şiveps almam yeterli midir? içme kültürü nedir bunun.
cevaba kapatılmış soru şeklinde başlık açıldığı zaman, yani ne bileyim bir video linki istendiği zaman siliniyor mu başlık?
tek başına izlenmelik aile komedisi gibi bir şey istiyorum, ama öyle absürt komedi değil, dan in real life, cheaper by the dozen gibi, little miss sunshine gibi bir şey olsun. böyle güneşli bir film olsun anlatabildim mi? (güneşli film evet) böyle şükran günü falan olur toplanırlar ya, pazar günü evde tek başına izlenir ya. o hissi versin. oh battaniye altından ıccacık izlensin.
indirdiğim filmdeki gömülü olan altyazıyı çıkartmanın bir yolu var mı?
sanki bir gariplik varmış gibi değil mi. yani ne bileyim bir sene öncesine kadar bu kadar çok yoktu sanki. sabah 8-9 gibi avcılar, küçükçekmece, bahçelievler falan kurtlar sofrası. yemin ediyorum tiksiniyorum yaa. nedir abi bunun sebebi. lan ne kalabalığız ak.
büyük bir hevesle beetlejuice dvd rip indirdim. şimdi divxplanet'ten indirdiğim bütün altyazılarda senkron kayması var, bir türlü uyuşmuyor. nasıl halledebilirim bunu?
bir fotoğraf makinesi var hani çektiğinde alttan anında çıkartıyor, böyle bir teknoloji harikası. neydi onun ismi?
laptop için 1.500 liraya acer mı yoksa başka bir marka mı önerirsiniz?
1-2 gündür bir yavaşlama var. video izlemek işkence oluyor, normal bir sayfa bile geç açılıyor. sizde de böyle mi? neden olabilir bu?